• Sonuç bulunamadı

Bir Açık Đşletmede Bulanık Karar Verme Yöntemleri Kullanarak Doğaya Yeniden Kazandırma Projesi Seçimi Burçin Laçin Altay YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Maden Mühendisliği Anabilim Dalı Mart 2013

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bir Açık Đşletmede Bulanık Karar Verme Yöntemleri Kullanarak Doğaya Yeniden Kazandırma Projesi Seçimi Burçin Laçin Altay YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Maden Mühendisliği Anabilim Dalı Mart 2013"

Copied!
154
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir Açık Đşletmede Bulanık Karar Verme Yöntemleri Kullanarak Doğaya Yeniden Kazandırma Projesi Seçimi

Burçin Laçin Altay YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Maden Mühendisliği Anabilim Dalı

Mart 2013

(2)

Selection of Recultivation Project in an Open Pit Mine by Using Fuzzy Decision Making Methods

Burcin Laçin Altay

MASTER OF SCIENCE THESIS Department of Mining Engineering

March 2013

(3)

Bir Açık Đşletmede Bulanık Karar Verme Yöntemleri Kullanarak Doğaya Yeniden Kazandırma Projesi Seçimi

Burçin Laçin Altay

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Lisansüstü Yönetmeliği Uyarınca Maden Mühendisliği Anabilim Dalı

Maden Đşletme Bilim Dalında YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Olarak Hazırlanmıştır

Danışman: Doç. Dr. Mahmut YAVUZ

Mart 2013

(4)

Maden Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Burçin Laçin Altay’ın YÜKSEK LĐSANS tezi olarak hazırladığı “Bir Açık Đşletmede Bulanık Karar Verme Yöntemleri Kullanarak Doğaya Yeniden Kazandırma Projesi Seçimi” başlıklı bu çalışma, jürimizce lisansüstü yönetmeliğin ilgili maddeleri uyarınca değerlendirilerek kabul edilmiştir.

Danışman : Doç. Dr. Mahmut YAVUZ

Đkinci Danışman : -

Yüksek Lisans Tez Savunma Jürisi:

Üye : Prof. Dr. Adnan KONUK

Üye : Prof. Dr. Ataç BAŞÇETĐN

Üye : Doç. Dr. Mahmut YAVUZ

Üye : Doç. Dr. Hüseyin ANKARA

Üye : Doç. Dr. Şerafettin ALPAY

Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ... tarih ve ...

sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Nimetullah BURNAK Enstitü Müdürü

(5)

ÖZET

Bu çalışmada, Eskişehir yakınlarında faaliyet gösteren bir açık işletme için üretim faaliyetleri tamamlandıktan sonra maden sahasının doğaya yeniden kazandırılması amacıyla farklı proje seçenekleri hazırlanmıştır. En uygun proje seçeneği çok ölçütlü karar verme yöntemleri kullanılarak belirlenmiştir. Çalışmanın ilk bölümlerinde doğaya yeniden kazandırma ile ilgili bu güne kadar yapılan farklı çalışmalar incelenmiş ve kısaca açıklanmıştır. Sonraki bölümlerde, doğaya yeniden kazandırma ile ilgili kaynaklarda geçen eylem seçenekleri açıklanmıştır. Doğaya yeniden kazandırma ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra, inceleme yapılan işletmede farklı bakış açılarına göre doğaya yeniden kazandırma projeleri hazırlanmıştır.

Belirlenen değerlendirme ölçütlerine göre iki benzer karar verme yöntemi yardımıyla en iyi doğaya yeniden kazandırma projesi seçimi yapılmıştır.

Doğaya yeniden kazandırma projesi seçimi bu çalışmada çok ölçütlü bir karar verme problemi olarak ele alınmıştır. Bu problemin çözümü için karar verme sürecine etkisi olan bütün ölçütler ve seçenekler öncelikle belirlenmiş ve kısaca açıklanmıştır.

Çok ölçütlü karar verme tekniklerinden Bulanık TOPSIS ve Yager yöntemleri tanıtıldıktan sonra her iki yöntem ile problemin çözümü araştırılmıştır.

Doğaya yeniden kazandırma problemi için oluşturulan model, uzmanlardan gelen görüşler doğrultusunda çözülmüştür. Her iki yöntem kullanılarak karar modelinin çözümleri değerlendirilmiş, çözüm üzerinde duyarlılık analizleri yapılmış ve en uygun proje seçeneği önerilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Doğaya Yeniden Kazandırma, Açık Đşletme Madenciliği, Bulanık TOPSIS, Yager Yöntemi.

(6)

SUMMARY

In this study, different project alternatives are prepared for post-production recultivation of an operating open pit mine near Eskisehir. The best alternative among the projects is determined by using multi criteria decision making methods. The first part of the study includes examinations and brief explanations of different studies made on recultivation so far. In later sections, different recultivation alternatives cited in the literature are described. After explaining the general information about recultivation, recultivation projects have been prepared based on the review of different perspectives.

In the light of evaluated criteria, the best recultivation project selection is carried out using of two similar decision making method.

Recultivation project selection is discussed as a multi criteria decision making problem in this study. For the solution of this problem, all of the criteria and alternatives influencing decision making process are primarily identified and briefly explained.

After introducing fuzzy TOPSIS and Yager's methods which are techniques of multi criteria decision making, solution of the problem is investigated using both methods.

The model established for the problem of recultivation is solved in accordance with the opinions of experts. Solutions of the decision model are evaluated by using both Fuzzy TOPSIS and Yager's method, sensitivity analyzes are conducted on the final solutions and the most suitable project alternative is proposed.

Keywords: Recultivation, Open pit mining, Fuzzy TOPSIS, Yager’s method.

(7)

TEŞEKKÜR

Yüksek Lisans Tez çalışmalarımda her türlü yardımı gösteren değerli hocam Doç.Dr. Mahmut YAVUZ’a, katkılarından dolayı; karar verme aşamasında bilgi ve görüşlerini bildiren Magnesit A.Ş. yetkililerine ve hayatım boyunca her konuda gerek maddi gerekse manevi desteklerini esirgemeyen eşime ve aileme teşekkür ederim.

(8)

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa

ÖZET ... v

SUMMARY ... vi

TEŞEKKÜR ... vii

ĐÇĐNDEKĐLER ... 1

ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ ... 5

ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ ... 7

SĐMGELER VE KISALTMALAR DĐZĐNĐ ... 9

1.GĐRĐŞ ... 10

2.MADENCĐLĐK FAALĐYETLERĐ SONRASINDA DOĞAYA YENĐDEN KAZANDIRMA ... 15

2.1. Doğaya Yeniden Kazandırma Đle Đlgili Tanımlar ... 16

2.1.1. Reklamasyon (Rekültivasyon) ... 16

2.1.2. Rehabilitasyon ... 17

2.1.3. Restorasyon ... 18

2.1.4. Revegetasyon ... 18

2.2. Açık Ocağın Doğal Dengeye Müdahalesi ... 18

2.3. Açık Ocak Tarafından Oluşturulan Yeryüzü Şekilleri ... 20

2.3.1. Nihai çukur ... 20

2.3.1.1. Tepe madenciliği ... 20

2.3.1.2. Alansal üretim ... 21

2.3.1.3. Üç yönde ilerleyen üretim ... 22

2.3.1.4. Çukur madenciliği ... 23

2.3.2.Toprak harmanları ... 24

2.3.3. Atık havuzları ... 24

2.4. Rekültivasyon (Doğa Onarımı) Kavramı ... 26

2.5. Rekültivasyonun Uygulanması ... 27

2.5.1. Arazinin yeniden bitkilendirilme aşamaları ... 28

(9)

2.5.1.1. Örtü tabakalarının değerlendirilmesi ... 28

2.5.1.2. Toprakların kullanımı ... 29

2.5.1.2.1. Toprağın kurtarılması ... 29

2.5.1.2.2. Üst toprak katmanının stoklanması ve korunması ... 29

2.5.1.2.3. Yedek üst toprak alınması ... 30

2.5.1.2.4. Üst toprağın yerinde muhafaza edilmesi ... 31

2.5.1.2.5. Toprağın serilmesi ... 31

2.5.1.2.6. Toprak sıkışmasının azaltılması ... 32

2.5.1.2.7. Yüzeyin hazırlanması ... 32

2.5.1.2.8. Gübreler ve toprak koşullandırıcıları ... 33

2.5.1.2.9. Toprak yüzeyinin stabilizasyonu ... 34

2.5.1.2.10. Arazinin yeniden bitkilendirilmesi ... 34

2.6. Đşletilmesi Sona Ermiş Açık Ocakların Kullanım Olanakları ... 34

2.6.1. Tarımsal kullanım ... 34

2.6.2. Orman amaçlı kullanım ... 35

2.6.3. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlenmesi ... 35

2.6.4. Bina inşa edilmesi ... 36

2.6.5. Doğal parklar ... 37

2.6.6. Çöp (Moloz) sahası olarak kullanım ... 37

2.6.7. Hayvancılık yapılması ... 37

2.7. Madencilik Faaliyetlerinin Yürütülebilmesi Đçin Gerekli Đzinler ve Doğaya Yeniden Kazandırma Đle Đlişkisi ... 38

2.7.1. Maden kanununda doğaya yeniden kazandırma ile ilgili açıklamalar ... 39

2.7.2. Orman kanununda doğaya yeniden kazandırma ile ilgili maddeler ... 39

2.7.3. Çevre kanununda doğaya yeniden kazandırma ile ilgili maddeler ... 42

3.MAGNESĐT A.Ş. TUTLUCA OCAKLARI ĐÇĐN DOĞAYA YENĐDEN KAZANDIRMA PROJE SEÇENEKLERĐ ... 47

3.1. Manyezit Cevherinin Tanıtımı ... 47

3.2. Magnesit A.Ş.’nin Tanıtımı ... 48

(10)

3.3. Rekültüvasyon Çalışmalarında Uygulanması Planlanan Yöntem Seçenekleri 50

3.3.1. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlenmesi ... 52

3.3.2. Çöp (moloz) sahası olarak kullanım ... 57

3.3.3. Orman amaçlı kullanım ... 60

4.BULANIK ÇOK NĐTELĐKLĐ KARAR VERME ... 64

4.1. Çok Nitelikli Karar Verme ... 64

4.2. Bulanık Mantık ve Bulanık Sayılar ... 65

4.3. Bulanık Çok Nitelikli Karar Verme ... 67

4.3.1. TOPSIS yöntemi ... 67

4.3.2. Bulanık TOPSIS yöntemi ... 71

4.3.3. Yager yöntemi ... 74

5.KARAR VERME YÖNTEMLERĐ ĐLE DOĞAYA YENĐDEN KAZANDIRMA PROJESĐ SEÇĐMĐ ... 79

5.1. Rekültivasyon Uygulaması Seçiminin Ölçütleri... 79

5.1.1. Ekonomik ölçütler ... 80

5.1.2. Bölgesel ölçütler ... 80

5.1.3. Doğal ölçütler ... 81

5.1.4. Đdari ve kültürel ölçütler ... 82

5.2. Bulanık TOPSIS Yöntemi Đle En Đyi Proje Seçeneğinin Belirlenmesi ... 83

5.3. Yager Yöntemi Đle En Đyi Proje Seçeneğinin Belirlenmesi ... 97

5.4. Duyarlılık Analizleri ... 101

6.SONUÇLAR VE ÖNERĐLER ... 108

(11)

EKLER

1. Magnesit A.Ş.’ ye ait maden ocak işletmelerinin netcad - net pro mine programı ile oluşturulan magnezit ocağının 3 boyutlu görünümleri

2. Magnesit A.Ş’ ye ait maden ocak işletmelerini gösterir saha sınır haritası 3. Magnesit A.Ş ye ait maden ocak işletmelerini gösterir jeoloji haritası

4. Magnesit A.Ş’ ye ait maden ocak işletmelerini gösterir orman meşcere haritası 5. Magnesit A.Ş.’ ye ait maden ocak işletmelerini gösterir orman kadastro haritası 6. Magnesit A.Ş’ ye ait maden ocak işletmelerini gösterir arazi varlığı haritası 7. Magnesit A.Ş’ ye ait rehabilitasyon projesi ve ekleri

a. 1/25000 ölçekli topoğrafik harita b. 1/5000 ölçekli topoğrafik harita.

c. 1/1000 ölçekli restorasyon haritası

8. Magnesit A.Ş. açık ocakları doğaya yeniden kazandırma projesi seçimi anket formu örneği

(12)

ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ

Şekil Sayfa

Şekil 2.1. Tepe madenciliğine örnek bir görünüm. ... 21

Şekil 2.2. Alansal üretime örnek bir görünüm. ... 22

Şekil 2.3. Üç yönde ilerleyen üretim şekline örnek bir görünüm ... 22

Şekil 2.4. Çukur madenciliğine örnek bir görünüm ... 23

Şekil 2.5. Kalker Ocağı Toprak Harmanı ... 24

Şekil 2.6. Ovacık altın madeni atık havuzu ... 25

Şekil 3.1. Magnesit A.Ş.’ye Ait Açık Ocak Đşletmeciliği... 49

Şekil 3.2. Ruhsat, Đşletme Đzni, Orman Đzin Sınırlarını Gösterir Yer bulduru haritası ... 49

Şekil 3.3. Ruhsat, Đşletme Đzni, Orman Đzin Sınırlarını ve Vaziyet Planını Gösterir Saha Sınır Haritası ... 50

Şekil 3.4. Uzak ve Yakın Google Earth Görüntüleri ... 51

Şekil 3.5. Üretim faaliyetleri bittikten sonra oluşacak magnezit ocak şeklinin Netcad - Net Pro Mine programı ile 3 boyutlu ve karelajlı olarak gösterilmesi ... 52

Şekil 3.6. Magnesit A.Ş.’nin planladığı rekültivasyon uygulaması ... 53

Şekil 3.7. Netcad programı ile yapılan gölet olarak kullanılacak alan için topoğrafyaya ait hacim hesabı gösterimi ... 54

Şekil 3.8. Netcad programı ile yapılan gölet olarak kullanılacak alan için açılacak çukurun hacim hesabı gösterimi ... 54

Şekil 3.9. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlendiği ve diğer şev aynaları ile pasa döküm ve stok alanlarının bitki ve ağaçlandırıldığı rekültivasyon uygulaması restorasyon planı haritası ... 55

Şekil 3.10. Çöp (moloz) sahası olarak kullanım için rekültivasyon uygulaması restorasyon planı haritası ... 58

Şekil 3.11. Magnesit A.Ş. ‘ye ait pasa döküm alanın ağaçlandırılma çalışması ... 61

Şekil 3.12. Magnesit A.Ş.’ye ait pasa döküm alanın ağaçlandırılma çalışması ... 61

Şekil 3.13. Orman amaçlı kullanım için rekültivasyon uygulaması restorasyon planı haritası ... 62

Şekil 4.1. Üçgen bulanık sayı, Ã. ... 66

(13)

ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ (Devamı)

Şekil Sayfa

Şekil 5.1. Rekültivasyon uygulamasının karar verme yöntemleri ile seçimi için

oluşturulan hiyerarşik yapı ... 79 Şekil 5.2. Bulanık TOPSIS yöntemi için duyarlılık analizi sonuçları. ... 103 Şekil 5.3. Yager yöntemi için duyarlılık analizi sonuçları. ... 107

(14)

ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ

Çizelge Sayfa

Çizelge 2.1. Doğa onarımda dikkate alınması gerekli hususlar ... 27

Çizelge 4.1. Ölçütlerin önem ağırlığını belirlemede yararlanılan dilsel ifadeler ... 72

Çizelge 4.2. Ölçüt değerlerini belirlemede yararlanılan dilsel ifadeler ... 72

Çizelge 4.3. AHS ikili karşılaştırmalar ölçeği (Saaty, 1980). ... 76

Çizelge 4.4. 1–15 Boyutundaki matrisler için Rassallık Göstergeleri (Saaty, 2000). .... 78

Çizelge 5.1. Ana ölçütlerin dilsel önem ağırlıkları. ... 83

Çizelge 5.2. Ana ölçütlerin dilsel önem ağırlıklarının bulanık sayılara çevirilmesi. ... 84

Çizelge 5.3. Ana ölçütlerin ortalama bulanık ağırlıkları. ... 84

Çizelge 5.4. Alt ölçütlerin dilsel önem ağırlıkları. ... 85

Çizelge 5.5. Alt ölçütlerin dilsel önem ağırlıklarının bulanık sayılara çevirilmesi. ... 86

Çizelge 5.6. Alt ölçütlerin ortalama bulanık ağırlıkları. ... 87

Çizelge 5.7. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlenmesi seçeneği (A1) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıklar. ... 88

Çizelge 5.8. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlenmesi seçeneği (A1) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıkların bulanık sayılara çevirilmesi. ... 89

Çizelge 5.9. Çöp (moloz) sahası olarak kullanım seçeneği (A2) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıklar. ... 90

Çizelge 5.10. Çöp (moloz) sahası olarak kullanım seçeneği (A2) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıkların bulanık sayılara çevirilmesi. ... 91

Çizelge 5.11. Orman amaçlı kullanım seçeneği (A3) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıklar. ... 92

Çizelge 5.12. Orman amaçlı kullanım seçeneği (A3) için karar vericiler tarafından verilen ağırlıkların bulanık sayılara çevirilmesi. ... 93

Çizelge 5.13. Her seçeneğin bulanık ağırlıkları ve bulanık karar matrisi. ... 94

Çizelge 5.14. Normalize edilmiş bulanık karar matrisi. ... 95

Çizelge 5.15. Ağırlıklandırılmış ve normalize edilmiş bulanık karar matrisi. ... 96

Çizelge 5.16. Her bir seçenek için hesaplanan negatif ve pozitif çözümden uzaklıklar. 97 Çizelge 5.17. Hesaplanan yakınlık katsayıları. ... 97

Çizelge 5.18. Her bir alt ölçütün ağırlıklarının hesaplanması. ... 98

(15)

ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ(Devamı)

Çizelge Sayfa

Çizelge 5.19. Yager yöntemi için karar matrisi. ... 100 Çizelge 5.20. Ekonomik ana ölçütü duyarlılık analizi için kullanılan bulanık sayılar. 101 Çizelge 5.21. Ekonomik ölçütünün artışı için hesaplanan negatif ve pozitif çözümden uzaklıklar ile yakınlık katsayıları. ... 102 Çizelge 5.22. Ekonomik ölçütünün azalışı için hesaplanan negatif ve pozitif çözümden uzaklıklar ile yakınlık katsayıları. ... 102 Çizelge 5.23. %27 değişim olması durumunda ana ölçüt ağırlıklarının değişimleri. ... 103 Çizelge 5.24. Ekonomik ölçütünün %27 artışı durumunda her bir alt ölçütün

ağırlıklarının hesaplanması. ... 105 Çizelge 5.25. Ekonomik ölçütünün %27 artışı durumunda Yager yöntemi için yeniden oluşturulmuş karar matrisi. ... 106

(16)

SĐMGELER VE KISALTMALAR DĐZĐNĐ

Simgeler Açıklamalar

A Đkili karşılaştırma matrisi

aij Đkili karşılaştırma matrisinin (i,j),değeri

n Matrisin boyutu

wi Göreli önem vektörünün j. Elemanı

W Göreli önemler vektörü

WJ Göreli önem vektörünün j elemanı

Aij Karar matrisi

Rij Normalleştirilmiş Karar Matrisinin

Vij Ağırlıklı Normalleştirilmiş Karar Matrisinin

A* Đdeal Çözüm

A- Negatif Đdeal Çözüm Si* Đdeal Ayırım Ölçüsü

Si- Negatif Đdeal Ayırım Ölçüsü Ci* Đdeal Çözüme Göreli Yakınlık xij Karar Verici Ölçütü

wij Karar Verici Ölçütünün Ağırlığı λmaks Matrisin en büyük özdeğeri

Kısaltmalar Açıklamalar

AHS Analitik Hiyerarşi Süreci

GÖV Göreli Önem Vektörü

TOPSIS Tecnique for Order Preference by Similarity to ideal solutıon.

TG Tutarlılık Göstergesi

TO Tutarlılık Oranı

ÇED Çevresel Etki Değerelendirmesi MCDM Multipli Criteria Decision Making ÇÖKV Çok Ölçütlü Karar Verme

ÇNKV Çok Nitelikli Karar Verme

ÇAKV Çok Amaçlı Karar Verme

(17)

BÖLÜM 1 1.GĐRĐŞ

Madencilik son dönemde küresel ısınma tehdidi başta olmak üzere birçok olumsuzluk nedeniyle çevreye zarar veren üretim sektörlerinin en başında gelenlerinden birisi olarak değerlendirilmektedir. Açık işletme madenciliği ise, yeraltı maden işletmelerine nazaran üretim faaliyetlerini daha fazla göz önünde yürüttüğü için çevreye zararı açısından ciddi miktarda tepki çekmektedir. Oysaki madencilik faaliyetleri yapılan alanlarda gerek ekonomik ve gerekse kültürel alanda önemli gelişmelerin görüldüğü de bilinmektedir. Elbette ki, bazı alanlarda madencilik faaliyetlerinin çevre için ciddi sorunlar oluşturduğu bilinen bir gerçektir. Ancak, doğaya dost madencilik faaliyetlerini gelişen ve değişen dünya içerisinde birçok farklı alanda görmek de mümkündür. Açık Đşletme yöntemi ile madencilik yapılan alanlarda gerekli önlemler alınmaz ise gerçekten çevreye ciddi zarar verilmektedir. Gerek madencilik faaliyetleri sırasında ve gerekse madencilik faaliyetlerinin bitiminde uygulanacak çeşitli eylem seçenekleri ile çevreye zarar veren uygulamaların en aza indirilmesi sağlanabilmektedir.

Bu nedenle, doğaya yeniden kazandırma uygulamaları artık madencilik faaliyetlerinin önemli bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

Günümüzde madencilik sektöründe doğaya yeniden kazandırma ilgili çalışmalar gittikçe önemini arttırmakta ve araştırmacılar tarafından irdelenmektedir. Madencilik alanında yapılan çalışmalar incelendiğinde madencilik faaliyetleri sonrasında doğaya yeniden kazandırma başlıklı çeşitli çalışmalar görülmektedir.

Akpınar vd. (1993) açık ocak maden işletmeciliği sırasında bozulan sahaların yeniden düzenlenmesi ve iyileştirilmesi, alan kullanım planlamasının prensipleri, önemi ve aşamalarını inceleyerek kullanım planlama çalışmalarından örnekler vermişlerdir.

(18)

Ceylan ve Özkahraman (2000) madencilik faaliyetleri sonucu oluşabilecek çevresel sorunları inceleyerek mevcut sorunların çözümünde uygulanabilecek doğaya yeniden kazandırma seçeneklerini araştırmışlardır.

Köse ve Pamukçu (2003) ülkemizde faaliyet gösteren mevcut taşocaklarının üretim ve doğaya yeniden kazandırma aşamalarındaki sorunlarına değinerek bunlara teorik çözüm önerileri getirmişlerdir. Đzmir’de 2 ayrı bölgede bulunan kireçtaşı ocaklarında basamak düzenlemesi ve arazinin restore edilmesi için örnek modeller geliştirmişlerdir.

Pamukçu ve Şimşir (2006) Đzmir civarında üretim faaliyetleri bitmiş kireçtaşı ocaklarında uygulanabilecek doğaya yeniden kazandırma projesi seçimini bölgesel jeoloji, yeraltı ve yerüstü suyu, flora, iklim ve bölgenin üretim kapasitesi ölçütleri ışığında değerlendirmişlerdir.

Başçetin (2007) Seyitömer Linyitleri Đşletmesi açık ocağında kömür üretimi tamamlandıktan sonra uygulanacak en uygun doğaya yeniden kazandırma yöntemi seçiminde AHS yöntemi temelli bir karar modeli kullanmıştır.

Ceylan (2007) tarafından yapılan çalışmada, üretim faaliyetleri tamamlanmış maden sahalarında yapılabilecek doğaya yeniden kazandırma çalışmaları belirlenmeye çalışılmış ve Keçiborlu Kükürt madeni örneği üzerinde inceleme ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Mamurekli ve Tekin (2007) kömür madenciliğinde açık ocak maden işletmeciliğinin çevreye olan etkilerini, arazi düzenleme programının önemini ve aşamalarını ve ülkemizde özellikle TKĐ’ye bağlı işletmelerde arazi düzenleme çalışmalarını incelemişlerdir.

Şimşir vd. (2007) dünya literatüründe doğaya yeniden kazandırma süreçlerinde kullanılan terim ve tanımlardan bazılarını açıklayarak, doğaya yeniden kazandırmanın

(19)

günümüz madenciliğindeki gerekliliği anlatmış ve doğa onarım kavramı ile doğa onarımının aşamaları detaylı olarak açıklamışlardır.

Doğan ve Kahriman (2008) Türkiye’deki yasal düzenlemeler ve mevzuat çerçevesinde madencilik sonrasında doğaya yeniden kazandırma çalışmalarını incelemişlerdir. Đstanbul’da Ağaçlı bölgesinde bulunan üretim faaliyetleri tamamlanmış bir açık ocak için doğaya yeniden kazandırma projesi geliştirilmiş ve deneysel çalışmalarla proje desteklenerek elde edilen sonuçlar sunulmuştur.

Düzgün (2009) üretimi bitmiş maden ocaklarının kapatılması ve doğaya yeniden kazandırma uygulamalarının; farklı ülkelerdeki uygulamaları ve ülkemizdeki son yasal düzenlemeleri irdeleyerek değerlendirmiştir.

Karakuş vd. (2009) tarafından kalker ocaklarının doğaya yeniden kazandırılması kapsamında yapılabilecek çalışmalar irdelenmiş ve Đzmir Đli Belkahve bölgesinde bulanan ocaklara uygulanabilecek doğaya yeniden kazandırma çalışmaları incelenmiştir.

Kılıç ve Kahraman (2009) tarafından açık ocak madenciliği sırasında oluşabilecek çevresel sorunlar ve bu sorunların çözümünde uygulanabilecek doğaya yeniden kazandırma seçenekleri incelenmiş ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde üretim faaliyetleri bitmiş bir taş ocağında ArcGIS 9.3 yazılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Kuter ve Düzgün (2009) açık ocak madenciliğinde peyzaj onarım teknikleri açısından doğaya yeniden kazandırma yöntemlerini incelemiş ve Türkiye’de yürürlükte bulunan yasal çerçeveyi peyzaj onarım yöntemleri açısından değerlendirmiştir.

Pavloudakis vd. (2009) açık ocak maden işletmeciliği yapılan bir linyit ocağında en uygun doğaya yeniden kazandırma projesi seçiminde coğrafi bilgi sistemi ve doğrusal programlama yöntemini kullanarak bölge için en uygun projenin seçilebilmesi için bir karar destek sistemi geliştirmişlerdir.

(20)

Cındık ve Acar (2010) faaliyeti bitmiş taş ocaklarının çevrelerine verdiği zararları ve bu alanların doğaya, yöre halkına yeniden kazandırmak için yapılması gereken ana hususları değerlendirmişlerdir.

Bangian vd. (2011) Đran’da kömür üretimi yapılan bir açık ocakta doğaya yeniden kazandırma projesi seçiminde Bulanık AHS yöntemini kullanmışlar ve özellikle doğaya yeniden kazandırma maliyetleri üzerine yoğunlaşmışlardır.

Delibalta (2011) farklı ülkelerde yürürlükteki yasal çerçeve kapsamında, madencilik faaliyetleri sonrasında açık işletme yöntemi uygulanan sahaların ekonomik ve ekolojik açıdan yeniden dönüşümünü incelemiştir.

Kulaksız vd. (2011) ülkemizde beş adet maden sahasını dikkate alarak eski maden sahalarında doğaya yeniden kazandırma çalışmalarına örnek sahaları ve bunların uygulamalarını incelemişler. Bu sahalarda ocak içi ve döküm harmanlarının doğaya yeniden kazandırma çalışmalarını birlikte değerlendirmişlerdir.

Kun (2011) tarafından bir kalker ocağının doğaya yeniden kazandırma süreçleri incelenmiş ve işletmenin dar ve geniş açınımlı rekültivasyon işlem maliyetlerinin ortaya çıkarılmasına çalışılmıştır. Çalışmanın sonucunda, 1 m2 basamak ve 1 m2 şev yüzeyi için ortalama doğaya yeniden kazandırmak maliyetlerinin ortaya çıkarılması hedeflenmiştir.

Mallı vd. (2011) açık kömür işletmelerinde dekapaj malzemelerinden oluşan döküm yığınlarının ve üretimini tamamlamış ocak çukurlarının doldurulup doğaya yeniden kazandırılması konusunu teknik ve ekonomik açıdan incelemişlerdir.

Vujic vd. (2011) Sırbistan’da faaliyet gösteren bir kömür ocağında yapılması planlanan doğaya yeniden kazandırma faaliyetlerini detaylı olarak irdelemişlerdir.

Kun vd. (2012) Đzmir yakınlarındaki bir kireç ocağında uygulanan doğaya yeniden kazandırma uygulamaları için tasarım parametrelerini belirlemiş ve maliyet

(21)

analizi yapmışlardır. Doğaya yeniden kazandırma çalışmalarında maliyet analizinin önemi çalışmalarında vurgulanmıştır.

Bu çalışmada ise madencilik faaliyetleri devam eden bir açık işletmeden alınan bilgi ve belgeler ile işletme sahasında yapılan incelemelerden yararlanarak mevcut ocak kapatıldıktan sonra uygulanması amacıyla farklı doğaya yeniden kazandırma proje seçenekleri hazırlanmıştır. Madencilik faaliyetleri bittikten sonra, maden sahasının çöp ve moloz depolama alanı olarak kullanılması, tamamen ağaçlandırılarak orman olarak kullanılması ve kısmen ağaçlandırılarak açık ocak çukurunun bir göl haline dönüştürülerek kullanılması proje alternatifleri olarak değerlendirilmiştir. Hazırlanan proje alternatifleri yardımıyla en uygun doğaya yeniden kazandırma projesinin seçilebilmesi için bir karar verme süreci oluşturulmuştur. Bu karar verme sürecine etki eden bütün ölçütler belirlenmiş ve hiyerarşik bir yapıya dönüştürülmüştür. Çok Nitelikli Karar Verme yöntemlerinden “Bulanık TOPSIS” ve Yager Yöntemi yaklaşımları kullanılarak karar verme problemine çözüm aranmıştır. Probleminin çözümünde karar verici olarak madencilik faaliyetlerini yürüten firmada çalışan maden mühendisleri ve idari personellerden faydalanılmıştır. Bulanık TOPSIS ve Yager yönteminin madencilikteki farklı karar verme problemlerinin çözümünde karar vericilere yardımcı olabilecek uygun bir yöntem olduğu görülmüştür.

Bu çalışmanın ikinci bölümde, madencilik faaliyetleri sona erdikten sonra doğaya yeniden kazandırma çalışmaları hakkında genel bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde, Eskişehir yakınlarında faaliyet gösteren Magnesit A.Ş. açık ocaklarında doğaya yeniden kazandırma proje seçenekleri tasarlanmıştır. Dördüncü bölümde, çok bulanık nitelikli karar verme yöntemlerinden Bulanık TOPSIS ve Yager yöntemi hakkında bilgi verilmiştir.

Beşinci bölümde ise, Bulanık TOPSIS ve Yager Karar Verme (KV) yöntemleri kullanılarak hazırlanan üç farklı proje seçeneğinin çözümleri araştırılmış ve uzman görüşleri doğrultusunda en uygun proje seçeneği belirlenmiştir. Son bölümlerde, ise yapılan karar analizinin sonuçları üzerinde duyarlılık analizleri yapılarak sonuçlar değerlendirilmiştir.

(22)

BÖLÜM 2

2.MADENCĐLĐK FAALĐYETLERĐ SONRASINDA DOĞAYA YENĐDEN KAZANDIRMA

Madencilik faaliyetleri fiziksel, kimyasal ve biyolojik yönden birçok çevresel etkiye neden olmaktadır. Bu çevresel etkiler madencilik faaliyetlerinin doğmasından itibaren tartışılmakta ve farklı çözümler üretilmeye çalışılmaktadır.

Madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri, son zamanlarda madencilik endüstrisini; sosyal ve çevresel performanslarını geliştirmeleri yönünde çok büyük baskılara maruz bırakmaktadır. Madenciliğe karşı çıkanlar arasında tartışılan en önemli konu madencilik faaliyetleri sonucunda çevrenin harap ve tahrip edildiğidir. Bu alanların yok olmasıyla orada yaşayan yaban hayatının da yok olduğu savunulmaktadır.

Ayrıca maden cevheri alınmaya başladıktan sonra çeşitli madencilik işlemleri için kullanılan su nedeniyle çay ve akarsuların zehirlendiği, burada yaşayan canlı ve balıkların ya ölmekte ya da bu alanları terk ettikleri ileri sürülmektedir (Bridge, 2004).

Madencilik faaliyetleri sonucu işletme alanından büyük çapta artık malzeme çıkmaktadır. Çalışma alanın yüzeyi zarar görmekte, duraylılık azalmakta ve kirlilik kaynağı meydana gelmektedir. Bozulmuş alanlarda oluşan etkiler ise orman, çayır ve meraların alan kaybı olarak gözükmekte olup dolaylı olarak da hava, su kirliliği ile nehir ve akarsuların kirlenmesi şeklinde görülmektedir (Wong, 2003).

Açık ocak madenciliğinin yarattığı çevresel etkiler, yerel, bölgesel ve küresel ölçekte; arama ve işletme hazırlıklarından başlayarak, işletmecilik, madenin hazırlanması, taşınması, depolanması aşamalarına kadar hemen her aşamada görülebilmektedir. Bu etkiler genel olarak aşağıda maddeler halinde verilmiştir:

 Yeraltı ve yerüstü su rejiminde değişiklikler ve su kirliliği,

 Arazinin topoğrafik yapısının ve doğal görünümünün tamamen değişmesi, görsel peyzaj değerlerinin kaybolması,

(23)

 Bitki örtüsü kaldırıldığında bitkisel üretimin durması, kaldırılan doğal bitki örtüsü ise, doğal bitki örtüsü ve buna bağlı faunanın kaybolması,

 Patlayıcı madde kullanımı ile jeolojik sorunlar, heyelan, çökme, çevre sakinlerinin tedirgin olması,

 Tarımsal bir doğal kaynak olarak verimli üst toprağın kaybolması,

 Alt toprakta tekstür ve strüktür açısından değişikliklerin meydana gelmesi,

 Örtü tabakasında istenmeyen fiziksel ve kimyasal özelliklerin yarattığı taşlılık, tuzluluk ve pH değişimi gibi sorunlar,

 Madenin cinsine ve özelliğine bağlı olarak toksik madde kirliliği,

 Madenin çıkarılması, taşınması, depolanması sırasında ağır iş makinelerinin zemini sıkıştırması, atmosferik kirlilik (gürültü, titreşim, toz), görsel kirlilik ve bunların neden olduğu sağlık sorunları,

 Döküm sahalarında su ve rüzgâr erozyonu tehlikesi,

 Madencilik çalışmaları ile alan kullanım deseninde meydana gelen değişikliklere bağlı olarak sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan çevresel sorunlar,

 Bölgesel ölçekte su kirliliği, tarımsal verimlilik ve doğal bitki örtüsü kayıpları olarak özetlenebilmektedir (Çelem ve Akpınar, 1996).

2.1. Doğaya Yeniden Kazandırma Đle Đlgili Tanımlar

Yurt dışında açık ocak madenciliği sonrasındaki doğa onarımı konusunda teorik ve uygulamaya yönelik çok sayıda çalışma olduğu halde, bu konu ülkemizde nispeten yenidir ve konu ile ilgili olarak kullanılan tanım, terim ve sözcüklerde bir iç içe geçme dikkati çekmektedir. Đfade karmaşasını önlemek ve ortak bir terminoloji oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla dünya literatüründe kullanılan terimlerden ve tanımlardan bazıları açıklanarak kısaca anlatılacaktır (Şimşir vd., 2005).

2.1.1. Reklamasyon (Rekültivasyon)

Endüstriyel ya da tarımsal aktiviteler sonucu harap olmuş arazilerin tekrar üretken hale getirilmesi reklamasyon (reclamation) olarak tanımlanmaktadır. Arazide büyük

(24)

tahribatlar meydana getiren taş ocakları, açık işletme madenciliği yapan işletmeler bu alanları ıslah etmek zorundadır (Kemp, 1998).

Madencilik faaliyeti yapılan alanın, madencilik sonrası kullanımı için hazırlanmasına yönelik işlemler arazi ıslahı (reklamasyon) olarak ifade etmektedir. Islah ayrıca çevre duyarlılığı içinde maden alanının bir sonraki kullanımı için gerekli olan sediment ve erozyon kontrolü gibi çalışma aşamalarını da içermektedir. Yani ıslah, madenciliği tamamlayan, ona ilave tek bir aşama değil, madencilik planlarıyla eş zamanlı olarak başlatılan, maden çıkarma ve sonrasındaki safhalarda da devam eden bir dizi faaliyetten oluşmaktadır (Ramani vd., 1990).

Reklamasyon, genelde rehabilitasyonu ve restorasyonu içine almaktadır.

Reklamasyonun amacı, “araziyi istenilen duruma geri getirmek” olarak tanımlanmaktadır. Reklamasyon faaliyetlerinde istenilen durumun çok iyi tanımlanması gereklidir. Đstenilen durum bazen arazinin orijinal haline geri getirilmesi olabilir veya arazide yeni bir kullanım şekli istenebilir. Türkçe’de reklamasyona eş anlamlı olarak

“rekültivasyon” terimi kullanılmaktadır.

2.1.2. Rehabilitasyon

Madencilik yapılmış alanda tamamen yeni ve ilkinden farklı bir kullanım için gerekli şartların oluşturulması rehabilitasyon (rehabilitation) olarak ifade edilmektedir.

Kanada terminolojisinde ise rehabilitasyon, alanın doğal durumuna veya buna eşdeğer bir duruma döndürülmesi olarak görülmektedir (Michaud, 1981). Bir başka görüşe göre, ABD’de arazinin ekolojik ve estetik değerlerini dikkate alarak kullanım planlarının uygulamaya dönüştürülmesine rehabilitasyon denmektedir. Ülkemizde ise rehabilitasyon, madencilik teknikleri kullanılarak arazinin iyileştirilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelmektedir (Down ve Stocks, 1977).

(25)

2.1.3. Restorasyon

Bozulmuş alanın ıslahı restorasyon (Restoration) olarak tanımlanmaktadır.

Đngiliz terminolojisinde restorasyon, maden alanlarının işletme sonrası madencilik öncesindeki orijinal duruma getirilmesi olarak belirtilmektedir. Đngiltere’de Madencilik Faaliyetleri Planlama Kontrol Komitesi ise restorasyonu minerallerin çıkarılmasından sonra arazinin yeniden kabul edilebilir çevresel şartlarının oluşturulmasına kadar yapılan işlemlerin tamamı olarak tanımlanmıştır. ABD’de ise restorasyon, tahrip edilmiş alanın fiziksel durumunu değiştirip işe yararlı hale getirilmesi ve verimliliğinin artırılması anlamına gelmektedir (Down ve Stocks, 1977).

2.1.4. Revegetasyon

Revegetasyon (revegetation) ya da diğer bir tanımıyla yeniden bitkilendirme, bozulan alanların tekrar o alanda yetişen doğal bitkiler ile bitkilendirilmesidir (Lima and Wathern, 1999). Eğer gerekiyorsa arazi tekrar doldurulduktan sonra veya döküm sahaları tekrar düzenlenip bitkilendirme işlemine hazır hale getirildikten sonra başlayan ve arazide planlanmış bitki örtüsünün oluşturulması için gerekli tüm çalışmaları (tohumlama, gübreleme, fidanların dikimi, sulama, izleme vb.) içeren çalışmaların tümü yeniden bitkilendirme olarak tanımlanmaktadır.

2.2. Açık Ocağın Doğal Dengeye Müdahalesi

Bir açık ocak rekültivasyonu projesinin yürütülmesi için öncelikle genel anlamda açık işletmelerin doğuracağı çevresel etkileri baştan ortaya koymak ve ona göre üretim ve sonraki safhalarda karşılaşılabilecek koşulları inceleyerek bunlara karşı önceden hazırlıklı olmak gerekmektedir. Açık ocak madenciliği tarafından, öncelikle, toprağı koruyucu fonksiyonu olan bitki örtüsü tahrip edilmekte ve böylece bölgedeki doğal madde çevrimi ve besin zinciri bozulmuş olmaktadır. Açık ocağın yer aldığı sahanın ve çoğunlukla komşu sahaların da su dengeleri, özellikle yeraltı ve yerüstü suları açısından az veya çok etkilenmektedir. Maden yatağının işletilmesi sırasında su problemi yaşanmaması açısından suyun drene edilmesi, çoğu zaman yöredeki göl ve göletlerin

(26)

kurumasına veya yeraltı su seviyelerinin düşmesine yol açmaktadır. Akarsu ve derelerin yataklarının değiştirilmesiyle ve ayrıca nihai ocak çukurunun doldurulmasıyla da, yüzey suyu dengesine önemli oranda müdahale edilmiş olmaktadır. Yeraltı su tablasının drenaj yoluyla düşürülmesiyle, komşu sahalardaki ve hatta en düşük üretim kotunun altındaki yeraltı suyu dengesi bozulur. Bu bozulma, farklı yeraltı suyu tabakaları arasındaki su alışverişinin kesilmesine ve/veya yeraltı su akımlarının yön ve hızlarının değişmesine, ayrıca arazinin eski durumuna dönmesinde zorluklara yol açmaktadır. Ayrıca düşük gözenekliliğe sahip toprakların bulunduğu yörelerde karşılaşılabilecek diğer bir sorun, yüksek kuraklık tehlikesidir. Arazinin, madencilik faaliyeti sonrasında yapılan rekültivasyon çalışmalarıyla eski haline dönmesini güçleştiren en önemli olgulardan biri, yeraltı su seviyesindeki değişmedir (Köse vd., 1993).

Ortamdaki suyun çöp içeren dekapaj ile temas veya zehirli/zararlı maddeler içeren örtü tabakaları için yanlış seçilen döküm alanları da yer altı sularını kirlenmesine ve/veya asidite ve sertliklerinin değişmesine neden olmaktadır. Bunların dışında çok uzun süreler ve süreçler sonucu oluşmuş olan yüzey şekilleri madencilik faaliyetleri ile tahrip edilmekte, ayrıca jeolojik tabakalar ve zemin profili kazılıp karıştırılmakta ve yepyeni bir jeomorfoloji oluşturulmaktadır. Tüm bu faktörler ekolojik dengenin yeniden oluşturulmasını zorlaştırmaktadır (Köse vd., 1993).

Açık işletmelerin zararlı etkilerinin boyutu; jeolojik yapıya, hidrolojik özelliklere, ocak alanı ve derinliğine, mevcut toprak, bitki örtüsü ve iklim şartlarına bağlı olarak değişmektedir. Maden ocaklarının dış kısımdaki yüksek yığınlar, toprak ve bitki örtüsünü önemli ölçüde bozmaktadır. Yığınlarda toplanan kayaçlar bozulmaya fazlasıyla direnç göstermekte ve bitki örtüsüne zehirli bileşikler verebilmektedir.

Đşletme sonrası hafriyat yerleri, derinlikleri, eğimlerin dikliği ve kayalık olması, su erozyonu ve su basması gibi sebeplerden dolayı, bu alanların yeniden kullanılmaları çok güçleşmektedir (Çevre Bakanlığı, 1997).

Bir diğer önemli sorun da, ülkemizde de görülmekte olan hızlı kentleşmeye paralel olarak, belediye imar alanı sınırlarının daha kısa sürede genişlemek zorunda kalması nedeniyle, mevcut taşocaklarının özellikle büyük şehirlerde giderek yerleşim

(27)

alanları içinde yer almaya başlamasıdır. Yerleşim yerlerine yakın taşocakları, çevrelerindeki alanlarda toz, gürültü ve patlatmadan kaynaklanan yer sarsıntısı (vibrasyon) gibi olumsuz etkiler yaratmakta, ayrıca iyi planlanmamış ocaklar görsel kirliliği de beraberinde getirmektedir. Bunun yanında, çimento tozunun da bazı bitkilerin gelişimi üzerine belirgin bir etkisi olduğu ve çevre kalitesini kötüleştirdiği yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Hava kirleticilerinin, bitki örtüsü ve ekili alanların zarar görmesine neden olduğu belirlenmiştir. Çimento fabrikalarından çıkan tozların vejetasyon üzerine olumsuz etkilerinin daha çok bitkinin büyümesini engelleyici yönde olduğu tespit edilmiştir (Köse ve Pamukçu, 2003).

2.3. Açık Ocak Tarafından Oluşturulan Yeryüzü Şekilleri

Açık ocak işletmeciliği sırasında ve sonrasında oluşan arazi şekilleri genelde, çukur, şev, duvar, topuk, harman sahaları, atık havuzlan ve nihai çukurlar şeklinde sıralanabilmektedir. Aşağıdaki bölümlerde açık ocak madenciliği tarafından oluşturulan yeryüzü şekilleri hakkında gerekli açıklamalar verilmiştir.

2.3.1. Nihai çukur

Açık ocak madencilik faaliyetleri için uygulanan üretim yöntemleri arasındaki en büyük fark, nihai çukurun oluşturulmasında ortaya çıkmaktadır. Yeryüzü topografyası ve maden yatağının şekline göre, açık işletmelerde değişik üretim şekilleri tasarlanabilmektedir. Her üretim şeklinde uygulamaya özgü bir takım arazi değişiklikleri meydana gelmekledir. Meydana gelen bu arazi değişiklikleri nispeten arazi düzenlemesi çalışmalarına temel dayanak teşkil etmektedir (Kartallıer, 2006).

2.3.1.1. Tepe madenciliği

Tepe madenciliğinde üretilecek maden kitlesi bir tepe veya bir yamaca paralel uzanmış olarak bulunmaktadır. Bu üretim şeklinde, maden üretimi ana nakliye düzleminin üzerinde bulunmakta ve yukarıdan aşağıya doğru basamaklı bir şev düzeni

(28)

oluşturulmaktadır (Kartallıer, 2006). Tepe madenciliği için; Magnesit A.Ş.’nin bir ocağına ait örnek bir görüntü Şekil 2.1 ile verilmiştir

Şekil 2.1. Tepe madenciliğine örnek bir görünüm.

2.3.1.2. Alansal üretim

Alansal üretim yöntemleriyle işletilen tabaka şeklindeki yatay veya az eğimli yataklarda, örtü tabakalarının miktarına bağlı olarak eski açık ocağın bir kısmı iç döküm yoluyla yaklaşık eski kotuna kadar doldurulmuştur (Şekil 2.2). Geriye kalan kısım, cevheri alınmış ve pasası kabartılmış olan ocağın nispeten küçük nihai çukurudur. Örtü tabakası kalınlığının az olduğu, yatay veya az eğimli damar şeklindeki yataklarda ise, madencilik sonrasında tüm arazi yaklaşık olarak üretilen cevher kalınlığı kadar eski arazi kotunun altına düşer. Bu yöntem daha çok yatay ya da yataya yakın kömür yatakları için uygulanmakla birlikte, diğer maden türleri için de uygulanabilmektedir.

Maden üretiminin başlangıcında, iç döküme en kısa zamanda geçebilmek için, dış döküm söz konusu olmaktadır. Bu yöntemde arazi düzenlemesi faaliyetleri işletme sırasında ve işletme sonrasında gerçekleştirilebilmektedir. Đşletme sırasında iç ve dış döküm sahaları ve varsa atık havuzları için, işletme sonrasında ise iç döküm sahasının

(29)

geri kalan kısmı, atık havuzları ve nihai çukur için arazi düzenlenmesi yapılabilir (Kartallıer, 2006).

Şekil 2.2. Alansal üretime örnek bir görünüm.

2.3.1.3. Üç yönde ilerleyen üretim

Bu üretim şeklinde açık ocağın başlangıç şekline göre üç veya dört yönde ilerleme sağlanmaktadır. Uzun kazı arınlarının söz konusu olması nedeniyle verimli tarım toprağı homojen ve selektif bir biçimde kaldırılmaktadır. Đç döküm imkânları çok azdır (Kartallıer, 2006). Magnesit A.Ş.’nin ocağına ait örnek bir görüntü Şekil 2.3 ile verilmiştir.

Şekil 2.3. Üç yönde ilerleyen üretim şekline örnek bir görünüm

(30)

2.3.1.4. Çukur madenciliği

Çukur madenciliğinde maden üretimi ana nakliye düzleminden daha alt kotlarda yapılmaktadır. Çukur şeklinde bir arazi yapısı söz konusu olduğu için ilerleme düşey yönde olmaktadır. Çukur madenciliğinde, madenin üretim pozisyonu ve konumu gereği örtü tabakalarının ocak içi yerine, ocak dışına dökülmesi zorunlu olmaktadır. Bu yüzden arazi düzenlemesi faaliyetleri, dış döküm sahaları, ocak ömrünün bitmesine yakın iç döküm sahaları ve işletme sonunda da tüm ocak sahası için söz konusu olmaktadır.

Nihai çukurun oluşturulmasında en fazla sorun, çukur madenciliğinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü burada tüm açık ocak açıklığı işletmenin sonuna kadar kullanılmaktadır ve sadece üretimin son aşamasında az bir miktar iç döküm yapılabilir.

Bu tür ocakların faaliyetleri son bulduğunda geriye kalan Şekil 2.4’de görüldüğü gibi, şevlerden ve basamak sistemlerinden oluşan ve genelde büyük derinliğe sahip bir çukurdur (Kartallıer, 2006).

Şekil 2.4. Çukur madenciliğine örnek bir görünüm

(31)

2.3.2.Toprak harmanları

Alansal üretim yöntemlerinde sadece ocak başlangıcında oluşturulan, ancak diğer yöntemlerde tüm işletme boyunca gereksinilen dış döküm sahaları, çok değişik yüzey şekillerine sahiptir. Düzgün topografyaya sahip bir arazide yapılan madencilikte, dış döküm sahası bir yığın veya üzeri düz bir tepe şeklinde (kesik koni biçiminde) oluşturulmak durumundadır. Bunun tek alternatifi yörede işletilmesi son bulmuş nihai açık ocak çukurlarının varlığıdır.

Dağlık arazilerde ise, yatağın konumuna göre, yerçekiminden yararlanılarak pasanın alt kotlardaki vadilere boşaltılması veya var olan bir tepenin önüne döküm yapılarak tepenin uzatılması yoluna gidilmektedir.

Eskişehir Đli, Merkez Đlçesi, Süpren Köyü civarında bulunan bir kalker ocağına ait toprak harmanı Şekil 2.5.’de görülmektedir.

Şekil 2.5. Kalker Ocağı Toprak Harmanı

2.3.3. Atık havuzları

Tüm üretim yöntemlerinde aynı biçime sahip olan bir arazi şekli, atık ve arıtma havuzlarının düzgün yüzeyleridir. Bu tür havuzların oluşturulması için tercih edilen yerler, mümkün olduğunca dar bir yerinde baraj tutulan V veya U biçimindeki

(32)

vadilerdir. Bu tür bir topografyanın olmadığı düz arazilerde, atık havuzlan, ancak halka şeklindeki yapay barajlarla oluşturulur. Ara çözüm olarak alçak bir yamaca yaslanan nal şeklindeki bir baraj düşünülebilir.

Atık havuzları için, açık ocak nihai çukurları da uygun yerlerdir. Ancak ağır metal içeren ve toksik artıkların söz konusu olduğu durumlarda, yeraltı suyunun kirlenmemesi açısından, çukur tabanının ve şevlerin geçirgenliklerini önlemek için asfalt, naylon, kil gibi malzemelerle bu alanların yalıtılması gerekir.

Batı Anadolu’da Đzmir’in 100 km kuzeyinde, Bergama’nın 12 km batısında ve Dikili’nin ise 20 km doğusunda bulunan Ovacık Altın Madenine ait atık havuzu Şekil 2.6.’da görülmektedir.

Şekil 2.6. Ovacık altın madeni atık havuzu

Açık ocak işletmeciliği esnasında ve sonrasında oluşan bu arazi şekilleri doğaya zarar vermekte, topoğrafya, ekolojik denge gibi çevresel faktörler üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. Doğaya olan bu olumsuz etkileri azaltmak veya yok etmek için söz konus olacak saha için uygun bir yöntemle rekültivasyon (doğa onarımı) uygulaması yapılması gerekmektedir.

(33)

2.4. Rekültivasyon (Doğa Onarımı) Kavramı

Çevre sorunlarının ana nedeni, dünyada var olan ekolojik dengenin çoğunlukla insanoğlu tarafından bozulmasıdır. Madencilik de dâhil olmak üzere, bu bozulmada önemli rol oynayan tüm endüstriyel faaliyetler, çevre üzerinde geçici ve/veya kalıcı etkiye sahiptir. Hatalı alan kullanımlarından ve endüstriyel faaliyetlerden dolayı tahrip edilmiş bir alanı çevresel açıdan stabil duruma getirmek, temiz bir çevrenin ve doğal kaynakların gelecek nesillere aktarılması için zorunludur. Ancak, tahrip edilmiş bir alanın kendi haline bırakıldığında ekolojik dengeye yeniden kavuşması ve kendi kendini onarması çok uzun yıllar alabilir. Uygun bir zaman süreci içinde bu alanların yeniden doğaya kazandırılması için insan yardımına gereksinim vardır. Dolayısıyla doğa onarımı, tahrip olmuş bir alana verimliliğinin, ekolojik, ekonomik ve estetik değerlerinin yeniden kazandırılmasını hedefleyen çalışmaların bütünüdür (Kartallıer, 2006).

Doğa onarımda dikkate alınması gereken birçok faktör bulunmaktadır. Bununla ilgili doğa onarımı öncesinde, esnasında ve sonrasında dikkate alınması gereken hususlar Çizelge 2.1 (Cındık ve Acar, 2010)’de gösterilmektedir.

(34)

Çizelge 2.1. Doğa onarımda dikkate alınması gerekli hususlar

Doğa onarım öncesi Doğa onarımı Doğa onarım sonrası -Arazinin jeolojik ve

topografik yapısı -Flora ve Fauna -Meteorolojik veriler -Toprak analizi/yapısı, Örtü tabakası

-Çevrenin sosyo-ekonomik, kültürel, eğitim, sağlık durumu -Görsel veriler

-Hidrolojik veriler, alt yapı -Gerekli tedbirler

-Đlgili kuruluşlar ve meslekler arası disiplinler

-Alanla ilgili senaryolar kurgulanmalı, en uygunu belirlenmeli

-Canlıların güvenle yararlanabileceği ortam hazırlanmalı

-Đşletmeci onarım süresince aynı zamanda kullanıcı olduğunu unutmamalı

-Doğal denge ve nitelikli yaşam sunulmalı

-Onarımı yapılan alan için gerekli izleme ve bakım işlemleri yapılmalı

-Çevre halkı, onarım sonrasında üzerine düşen görevleri yerine getirmeli

-Alanla ilgili kontroller kullanım süresince de devam etmeli

Doğa onarımı Çizelge 2.1.’de de görüldüğü gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Doğa onarımı genel olarak rekültivasyon uygulaması olarak adlandırılmakta ve birçok fizibilite çalışması yapılarak bu uygulamanın nasıl ve ne şekillerde yapılması gerektiği araştırılmalıdır.

2.5. Rekültivasyonun Uygulanması

Madencilik faaliyetleri sonrası; ekolojik dengenin bozulması, çevre sorunlarının oluşması gibi doğaya zarar veren önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bunları önlemek için, araziyi istenilen duruma geri getirmek olarak tanımlanan; maden ocağının ve çevresinin fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkileri göz önüne alınarak Rekültivasyon işleminin uygulanması gerekmektedir. Madencilik faaliyetleri sonrası çevresel iyileştirme ön çalışmasında yapılması gereken analizler şu şekilde sıralanabilirler (Kartallıer, 2006):

(35)

 Fiziksel Analizler: Adı geçen bölgenin topoğrafyasını, iklimini, hidrojeolojisini, jeolojisini ve toprak özelliklerini içerir.

 Görsel Analizler: Peyzaj değerlerinin analiz edilmesi ve çalışma sırasında estetik özellikleri de dikkate alınması gerekir.

 Kültürel, Sosyo-Ekonomik Analizler: Coğrafi yerleşim, ulaşım durumu, kullanılan bölgenin büyüklüğü ve çevredeki kullanım değeri, mülkiyet durumu vb. durumların değerlendirilmesi gerekir.

Madencilik ve rekültivasyon operasyonları aşamasında, aşağıda sıralanan genel noktaların dikkate alınması gerekmektedir.

 Đyi planlama maliyetleri azaltır.

 Sahanın stabilizasyonu.

 Arazinin erozyondan korunması.

 Drenaj ve erozyon yapıları çalışır durumda olmalıdır.

 Şev emniyetini daima akılda tutmak gerekir.

 Doğala özdeş şevler yaratmaya çalışılmalıdır (Şimşir ve Köse, 2005).

Rekültivasyon uygulamasının ilk aşaması; genel olarak arazinin işletmeye başlamadan önceki ilk hali düşünülerek yeniden bitkilendirme ve ağaçlandırmanın yapılması ve bu işlemin nasıl yapılacağı planlanarak gerçekleştirilmektedir.

2.5.1. Arazinin yeniden bitkilendirilme aşamaları

2.5.1.1. Örtü tabakalarının değerlendirilmesi

Her tür ormansal ve tarımsal arazi kullanımı, yeterli büyüklükteki bir saha yanında yeterli miktarda verimli toprağın varlığını şart koşar. Bu nedenle tüm örtü malzemesi içindeki verimli toprak oranının önceden belirlenmesi gerekir. Bu amaçla, rekültivasyon ile hedeflenen toprak kullanım şekline temel oluşturacak farklı örtü tabakaları değerlendirilmelidir. Örtü tabakaları; ekilebilirlik, verimlilik ve kullanım

(36)

açılarından rekültivasyon çerçevesinde farklı işlemlere tabi tutulabilirler. Bitki örtüsüne zararlı olabilecek maddeler içeren tabakalar, bitki köklerinin ulaşamayacağı derinliklere dökülmelidir. Yüzeye ise mümkün olduğunca değerli veya orta ila az değerli tabakaların karışımından oluşan toprak serilmelidir. Bunlar mevcut değil ise, meliorasyon yöntemleriyle (gübreleme veya diğer yöntemler) bitkilendirme sağlanmalıdır. Bu arada, eski rekültivasyon uygulamalarından görüldüğü üzere, rekültivasyonun başarısı sadece humuslu toprak serilmesine bağlı değildir. Bunun için diğer örtü tabakalarında da ön bitkilendirme yoluyla yeşillendirmeye gidilmeli ve toprak oluşum prosesi hızlandırılmalıdır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2. Toprakların kullanımı

2.5.1.2.1. Toprağın kurtarılması

Toprak, yer kabuğunun konsolide olmamış örtüşüdür. Toprak, bitki gelişimini teşvik edici yönde mineral ve organik bileşiklerden oluşmaktadır. Üst toprak genellikle toprağın en bereketli kısmı olup, besin maddeleri, mikroorganizmalar, tohumlar ve bitki kökleri içermektedir. Toprakların kurtarılması ve yeniden kullanılması rekültivasyonun başarısını artıracak yönde yerine getirilmesi gereken yasal bir zorunluluktur. Toprağın kurtarılması, stoklanması ve yeniden yerleştirilmesi, büyük ekipman ve çok zaman gerektirmektedir (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.2. Üst toprak katmanının stoklanması ve korunması

Uygun bir bitki gelişim ortamı, arazi rehabilitasyonu açısından olmazsa olmaz bir esastır. Topraklar özellikle kurak bölgelerde çok yavaş geliştikleri için, üst toprak çok değerli bir kaynak olarak ele alınmalıdır. Üst toprak en iyi bitki gelişim ortamı olarak bilinip, bu yüzden de reklamasyon aşamasında kullanılmak üzere selektif olarak ele alınmalı ve muhafaza edilmelidir.

Arazide bozulacak alan miktarını en aza indirmek ve toprakla ilgilenmeyi azaltmak için şu önlemler alınmalıdır.

(37)

 Topraklara araçla yapılacak girişler öngörülmelidir.

 Toprağın sıyrılması ve kurtarılması esnasında yerinde gözetmenlik yapılmalıdır.

 Üst toprağın alınması operasyonunda toz bastırma önlemleri alınmalı, tozlanmanın önüne geçilemediği durumlarda operasyon geçici olarak durdurulmalıdır.

Toprağın kontrollü bir şekilde alınabilmesi için aşağıdaki yöntemler uygulanmalıdır:

 Toprak sıyırma derinliğini sağlama almak için, arazide yer yer küçük üst toprak adalarından oluşan kaideler bırakılmalıdır.

 Alınacak toprağın derinliğini tutturabilmek için bir ters kepçe ekskavatör ile çukur ve hendekler kazılmalıdır.

 Bu sıyırma işlemini yerinde gözlemek için ziraat mühendisi bulundurulmalıdır.

 Ek olarak, bu tarz bir toprak sıyırma tecrübesi bulunan bir işletmeci sahada bulundurulmalıdır.

Üst toprak sıyrılıp stoklandıktan sonra nihai reklamasyona kadar bir daha ellenmemelidir. Stoklanan üst toprak kütlesi;

 Madencilik boyunca yerinde kalabilmelidir.

 Suya ve rüzgar ile gelen kirleticilere maruz bırakılmamalıdır.

 Sıkıştırmaya maruz bırakılmamalıdır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.3. Yedek üst toprak alınması

Yedek üst toprak alınması, bazı durumlarda rekültivasyonun başarıya ulaşması için gerekli olmaktadır. Toprak tabakasının ince olduğu veya kirlendiği yerlerde, ayrıca maden pasasının toksik özellikte olduğu durumlarda, bitkinin kök salması için daha derin toprak gerektiğinden, bu koşullarda yedek üst toprak kullanılmaktadır (Şimşir ve Köse, 2005).

(38)

2.5.1.2.4. Üst toprağın yerinde muhafaza edilmesi

Sıyrılıp alınmış toprak bir yere yığıldıktan sonra üstüne öncelikle jeotekstil bir örtü örtülmektedir. Daha sonra ise üzerine toksik ve çevreye zararlı madde içermeyen dolgu malzemesi örtülmektedir. Dolgu malzemeleri nihai reklamasyon safhasına dek yerinde kalabilmelidir. Nihai reklamasyon sırasında dolgu malzemesi alınacak ve jeotekstil tabakanın üzeri açılmış olacaktır. Daha sonra ise bu tabaka alınarak orijinal toprak yüzeyi açığa çıkacak ve gevşetme işlemi ile muamele edilecektir. Son olarak toprak yüzeyi tohumlandırılıp yeniden bitkilendirilecektir.

Üst toprağın bir dolgu malzemesi altında saklanması her ne kadar üst toprağın bir yığın içinde gömülü olarak stoklanmasına benzese de, ikisi aynı şey değildir.

Yerinde koruma tekniği aşağıda belirtildiği üzere bazı çevresel faydalar sağlamaktadır:

 Toprak stoklanma süresince el değmeden kalabilmekte, rüzgar ve yağmur ile yitip gitmemekte, ayrıca çevreden ve madenden gelen tozlarla kirlenmemektedir.

 Kök ve kaya gibi kohezif malzemeler toprak içinde muhafaza edilerek bir yandan bitki gelişimi teşvik edilirken, öte yandan erozyon ve şev kayması potansiyeli azaltılmalıdır.

 Rekültivasyon zamanında toprak türünün doğal çeşitliliği ve derinliği, bitki çeşitliğini doğuracaktır.

 Bozulmamış şevler ve yerli topraklar, çevreye doğal bir şekilde uyum sağlamış olacaktır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.5. Toprağın serilmesi

Rekültivasyon planına göre nihai düzeltme ve kazı işleri geliştirilmelidir. Üst toprağın serilmesinden ve tohumlama işlemlerinden önce, tüm riprap şablonları ve vahşi hayat habitat dizaynları pratiğe geçirilmelidir. Daha sonra ise toprağın geri serilmesi işi en faydalı tohumlama mevsimine denk gelecek şekilde gerçekleştirilmelidir.

Üst toprağın serilmesi prosesi, çoğu zaman erozyonu ve yabani otların gelişimini önleme adına, hızlı büyüyen yulaf, pirinç ve arpa türleri ile tohumlandırmayı da

(39)

kapsamalıdır. Tercih edilen kök salma zonu, 30 cm’lik kısmı üst toprak olacak şekilde yaklaşık olarak 60 cm’dir. Ancak, heterojen bir peyzaj, toprakların çeşitliliğine ve derinliklerine de bağımlıdır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.6. Toprak sıkışmasının azaltılması

Birçok açık ocakta kullanılan makina-ekipman, toprak sıkışmasını önleyecek yönde düşük zemin basınçları yaratmak üzere tasarlanmamıştır. Bunların arasında skreyperler, en kompakt toprak şekline neden olmaktadır. Burada kompaktlaşma derecesi, iş makinalarının toprak üzerinden geçişini en aza indirmekle düşürülebilmektedir. Öte yandan greyderlerin, skreyperlere oranla zemin üzerindeki tekerlek basınçları daha düşüktür. Diğer araçlar arasında ekskavatörler ve toprağı taşıyıp boşaltan damperli kamyonlar sayılabilir. Zeminin tesviye edilmesi için alternatif olarak dozerler, toprak serimi ile yüzey ondülasyonunu sağlamak için de paletli ekskavatörler kullanılır. Toprağın sıyrılması ve yeniden serilerek dağıtılması işlemlerinde ekipman trafiğini azaltacak diğer çözümler de, toprak sıkışmasını önlediği için arzu edilir durumlardır. Riperleme, derin oyma ve yüzeyi kabartma şeklindeki teknikler, toprak/pasa arasında düzgün bir bağ geliştirmek için ve hem toprakta hem de pasa yığınlarında sıkışmayı önlemek için kullanılmaktadır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.7. Yüzeyin hazırlanması

Tüm yüzey ve tohum yatağı hazırlığı, kabartılmış bir yüzey ile sonlandırılmalıdır. Yüzeyi kabartmanın, farklı iklim, topografya ve toprak şartlarında çok geniş kullanım alanları mevcuttur. Herhangi bir yüzey hazırlama işlemine girişmeden önce, topraklar gevrek bir yapıda bulunmalıdır. Toprağın iyileştirilmesi gerektiği zamanlarda bu işlemler, yüzeyi hazırlamadan önce yapılmalıdır.

Bir ters kepçe veya paletli ekskavatör vasıtasıyla yüzeyin aşırı şekilde ondülasyona uğratılması, mikro havzalar yaratmaktadır. Paletli ekskavatör, minimum yüksekliği 45 cm olacak şekilde kazı yapmak, oyuklar açmak ve yığınları itmek için kullanılmaktadır. Bu havzalar yaklaşık 60 cm derinlikte olmalı ve genişliği kepçenin

(40)

genişliği kadar olmalıdır. Bu da havzaların 120 cm’ye kadar bir genişlikte olmasını sağlamaktadır. En çok uygulanan yöntem, bir kepçe kadar toprağın kazılarak toprak yüzeyinin 40-60 cm üzerinden tekrar yere dökülmesidir. Bu proses, gelişigüzel bir şekilde tekrar edilir ve suyun şevden aşağı akması neredeyse imkansız hale getirilir.

Yüzeyi işlem görmüş olan topraklar, üzerinde yürünemez hale getirilmelidir. Bazı şeyi içeren sahalarda oyuklar kısa bir zaman zarfında sedimentlerle dolmaktadır. Bu yüzden, oyukların boyutları mümkün olduğunca geniş tutulmalıdır. Tam tersine yapışkan toprak şartlarının egemen olduğu sahalarda, oyuklar bu kez de su ile dolabilecekleri için fazla büyük tutulmamalıdır. Kabartma işlemi sırasında saman ve yoncalar bölgeye yayılarak toprak yüzeyine bağlanmaları sağlanmalıdır.

Yüzey hazırlama tekniklerinden bir başkası, kontur sabanlaması ve teraslar oluşturulmasıdır. Saban sürmede en önemli kısıtlama, bu tekniğin ancak % 10’dan az eğime sahip şevlerde kullanılabilmesidir. Bu teknikte sabanlar, 90 cm aralıkla ve 30 cm derinlikte monte edilmelidir. Düz hat sabanlarından doğan görsel yarıklar on yıllarca bozulmadan kalıp, reklamasyonu doğal görüntüsünden uzaklaştırmaktadır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.8. Gübreler ve toprak koşullandırıcıları

Yeniden serilen üst toprağın ve üst toprak yerine geçecek malzemenin besin miktarını artırmak, ayrıca fiziksel, kimyasal ve su tutma özelliklerini arttırmak için toprağın iyileştirilmesi (meliorasyon) gereklidir. Toprak meliorasyon işlemleri arasında kimyasal gübreler, kanalizasyon çamuru, hayvan gübresi ve talaş yan ürünleri sayılabilir. Talaş yan ürünleri ve saman ile malç yapılması su infiltrasyonunu artırırken toprak sıcaklıklarını düşürmektedir. Hayvan gübreleri ve kanalizasyon çamurları sadece besin kaynağı olmayıp, aynı zamanda mükemmel birer toprak koşullandırıcıdır.

Toprağa eklenen organik maddeler, faydalı bakteriyel popülasyonların yaşamasını teşvik etmektedir (Şimşir ve Köse, 2005).

Katı gübreler el ile dağıtılırken, sıvı gübreler yüzeye püskürtülmektedir. Gübre verme işi, yüzeyin hazırlanması esnasında kök zonuna nüfuz edecek şekilde

(41)

yapılmalıdır. Aksi takdirde, azot uçup atmosfere karışmakta ve fosfor ise yalnızca toprağın ilk bir kaç santimetresinde sabitlenmektedir.

2.5.1.2.9. Toprak yüzeyinin stabilizasyonu

Bir şevin uzunluğu ve eğimi ile birlikte toprak türü ve yağış miktarı, yıllık toprak kaybını direkt olarak etkilemektedir. Bu toprak kaybını azaltabilecek teknikler arasında şunlar sayılabilir:

 Malç, kaya parçası ve ot molozu gibi faydalı örtü malzemesi uygulanması.

 Konkav şevler ve aşırı kabartma gibi ekstrem işletme pratikleri uygulamak.

 Riperleme yaparak kompaktlaşmayı elimine etmek.

 Yoğun yağmur ve kar erimesi olaylarında arazinin bu doğa olaylarına en az şekilde maruz kalmasını sağlamak (Şimşir ve Köse, 2005).

2.5.1.2.10. Arazinin yeniden bitkilendirilmesi

Arazide herhangi bir teknik girişime kalkışmadan önce, arazinin başarılı bir yeniden bitkilendirme potansiyelinin ne olduğu araştırılmalıdır. Eğer saha yumuşak şevlerden ve kısmen de iyi kalitede topraktan oluşuyorsa başarılı bir yeniden bitkilendirmeye ulaşılacaktır (Şimşir ve Köse, 2005).

2.6. Đşletilmesi Sona Ermiş Açık Ocakların Kullanım Olanakları

2.6.1. Tarımsal kullanım

Açık ocak sahasının tarımsal amaçlı kullanımı için, yeterli kalınlıktaki bir kültür toprağı tabakası yanında en az 5 hektar’lık bir alan ve en alt kottaki basamağın, yeraltı su tablasının ortalama 0.8-1 m üzerinde olması istenir. Ayrıca erozyon tehlikesine karşı arazi eğimi l:67’yi (% 1.5) geçmemelidir (Stürmer, 1992).

(42)

2.6.2. Orman amaçlı kullanım

Burada, tarımsal kullanımdakine benzer koşullar geçerlidir. Yetiştirilecek ağaç türü yöre koşullarına (iklim vs.) uygun seçilmelidir. Arazi eğimi düşük ila orta arasında değişebilir. Bırakılacak yollar ve olası dinlence sahaları, orman oluşumuna zarar vermeyecek şekilde konuşlandırılmalıdır. Bu alternatif, hemen hayata geçirilebilecek bir seçenek değildir, dolayısıyla bölgenin yeşillendirilmesine kısa vadede katkı sağlamayacaktır. Bu seçenek kısa vadede var olan kotların ve yeni oluşturulan kotların genel peyzaja entegre edilmesi, ilerideki ağaç genişlemelerine fırsat tanımak ve ocağın kötü görüntüsünü bertaraf etmek için, uzun vadede ise yani tarımsal kullanımdaki şartlara bağlı yerlerde orman alanları oluşturmak için düşünülebilir (Şimşir ve Köse, 2005).

2.6.3. Nihai ocak çukurunun bir göl şeklinde düzenlenmesi

Açık ocak nihai çukura işletme sonunda yeraltı su tablasının altında bulunuyorsa, bunun bir göl olarak düzenlenme olanağı vardır. Ancak bu yapılırken, özellikle dökülmüş gevşek malzemeden oluşan şevlerde eğimin yeterince düşük olmasına özen gösterilmelidir (1:4 ila 1:10) aksi takdirde bu şevler (göl oluşumundan sonra bu şevler, kıyı gibi davranacaktır), göldeki dalgalar nedeniyle sürekli aşınarak yıkılacak, bu da kullanılabilir alanı küçültecektir (Köse vd., 1993). Su bitkileriyle donanmış bir kıyı erozyona karşı korunmuştur ve göle doğal bir görünüm kazandırır. Kıyı toprağını erozyona karşı korumasının yanı sıra, bu bitkilerin kıyı bölgesi içinde ekolojik etkileri de söz konusudur (su sıcaklığı, ek oksijen üretimi ve sığ bölgelerdeki suyun biyojen havalandırılması). Bu faktörler de suyun kendi kendini temizleme yeteneğini artırır.

Ancak nihai çukurun bir göl haline getirilmesi, bazı dezavantajları da içerir. Bunlardan en önemlisi, derinliğine çalışmış ocakların nihai çukurlarında (yeraltı su tablasının durumuna göre) su derinliğinin yatay uzanıma göre çok fazla olabileceğidir. Bu özellik suyun yetersiz hareketine, bu ise derinlerde oksijen içermeyen ölü su tabakalarının ve bunlardan kaynaklanan problemlerin ortaya çıkmasına yol açar. Diğer bir dezavantaj ise, yüksek orandaki buharlaşma ve buna bağlı olarak kuru iklim bölgelerinde yeraltı suyunun azalabileceğidir. Suni olarak oluşturulacak göletler sadece rekreasyon amaçlı

(43)

da kullanılabilir, bunun yanında su şartları da uygunsa balıkçılık da yapılabilir (Şimşir ve Köse, 2005).

2.6.4. Bina inşa edilmesi

Bu alternatif altında, yeterli yüzölçümü bulunan düzlüklerde ve zeminin konsolidasyonunun ve kayma mukavemetinin yüksek olduğu düzlüklerde şu yapıların inşası düşünülebilir:

 Nispeten rakımı yüksek yerlerde manzarayı izlemek için cafe ve restoran tarzında değişik tesisler kurulabilir.

 Ağaçlandırmanın yoğun olacağı bölgelerde aşağıdaki örnekte görüleceği üzere kısmi olarak dağ evleri ve golf sahaları inşa edilebilir

 Oluşturulan park ve ormandaki görevlilerin kalabileceği konutlar,

 Sanayideki şirketlerin kira olarak kullanıma sunulabilecek makina parkları ve ekipmanlar için inşa edilecek depolar,

 Özellikle çam türü ağaçların yoğun olduğu, gürültüden uzak ve geniş düzlükte inşa edilebilecek senatoryumlar ve rehabilitasyon merkezleri,

 Ayrıca, önünde yeteri kadar düzlük bulunan girişi kolay ve daha dik şevler bulunan yöreler yaz aylarında arabalı sinema olarak hizmet verebilir (Pamukçu, 2004).

Yine formasyonun stabilitesini ve yerel alt yapıyı iyi oturtmak ön şartıyla sportif tesislere de eğilinmelidir. Sportif tesisler başlığı altında şu çözümler önerilebilir:

 Güney bakılı olmayan bir alana çim futbol sahası ve dar kapasiteli portatif tribünler,

 Basketbol, voleybol, fitness ve aerobik dallarında hizmet verebilecek kapalı spor salonu,

 Tenis kortları

 Halı sahalar

Bu bina inşası alternatiflerine bir ekleme de basamaklı şekli müsait olduğu için açık amfi tiyatro kurulması düşünülebilir (Şimşir ve Köse, 2005).

Referanslar

Benzer Belgeler

Standart reçeteye artan atık ilavesi ile oluşturulan her reçete için toplam küçülme, kuru mukavemet, pişme mukavemeti, % su emme değerleri, yoğunluk

Tezin beşinci bölümünde ise ELİ‟ de 2006-2011 yılları arasında meydana gelen iş kazaları kayıtları kullanılarak uygulama çalışması gerçekleştirilmiş olup, iş

Bu nedenle bu çalışma için mermer, sert taş, traverten ve diğer olarak gruplandırılan doğal taşların fiziko-mekanik özelliklerini ve mineral bileşimlerini

Başka bir araştırmada renk analizinden sonra dikdörtgen içerisinde işaretlenen ilgili kırmızı veya sarı renk bileşenleri için aşağıdaki şekilde gösterilen

Toplam elektro magnetik alan bu düzlem dalgaların toplamıdır (Cheng, 2003). de görülen dalga, x doğrultusunda polarize olmuş ve bunun dalga vektörü ise z

Hava akımı (sıvı ve/veya buhar) III. Uçak yakıt tankı kullanımdan daha güvenilir bir bilgi sağlayabilmek için çeşitli miktarlardaki algılayıcı aletler test

Baganuur linyit işletmesinde çalışan 10 tane Halatlı Ekskavatörlerin arıza sayı ve aylık hava sıcaklığı arasındaki ilişkiyi bellirtmek amacıyla yapılan son

Tehlikeli atıkların üretilmesi, taşınması, depolanması, yok edilmesi ve sınırlar ötesi taşınması aşamalarında alınması gereken önlemleri belirlemek ve bu