• Sonuç bulunamadı

TYT TEMEL TEST EĞİTEN TEST ANTRENMAN TESTİ SINAVA HAZIRLIK TESTİ. Yeni Nesil ÇÖZÜMLÜ AZANIM DAKLI EKİŞTİRME. Soruları Kesfet. Güncel.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TYT TEMEL TEST EĞİTEN TEST ANTRENMAN TESTİ SINAVA HAZIRLIK TESTİ. Yeni Nesil ÇÖZÜMLÜ AZANIM DAKLI EKİŞTİRME. Soruları Kesfet. Güncel."

Copied!
29
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TYT

AZANIM D

AKLI EKİŞ

TİRME

Yeni

Soruları Kesfet

Nesil

TEMEL TEST EĞİTEN TEST ANTRENMAN TESTİ SINAVA HAZIRLIK TESTİ

TYT

Müfredat Güncel

ÇÖZÜMLÜ

9 786053 011989 TEMEL TEST EĞİTEN TEST ANTRENMAN TESTİ SINAVA HAZIRLIK TESTİ

Temel Test : Soru bankalarımızın ilk aşaması olan Temel Test kısmı, özellikle yeni nesil sorulara

hazırlık aşamasında öğrencilerin temel bilgilerini ölçme hedefli hazırlanmıştır. Burada yer alan sorular ipucu bilgileriyle desteklenerek soruların çözüm yollarına ilişkin öğrencilere planlı bir yol izleme olanağı sağlayacaktır. İstenen hedefe ulaşmada ilk adım olacak bu bölüm her konu ile ilgili yeni nesil soru tarzlarına alışma niteliğinde, öğrencileri belli bir temel ile ileriki aşamalara hazırlaya- caktır.

Eğiten Test : Bu bölümde konular ile ilgili oluşturulan temel bilgiler üzerine öğrencileri biraz daha

zorlayacak tarzda yeni nesil sorular eklenerek eğitici bir öğretme modeli benimsenmiştir. Eğiten testler de özellikle yeni nesil soru kalıplarına öğrencilerimizi en iyi şekilde hazırlamayı amaçladık.

Ünitenin genel anlamda en iyi şekilde anlaşılması ancak sağlam bir konu hazırlığı ile mümkün olacağı hedefi ile yola çıkılarak hazırlanan bu bölüm, öğrencinin düşünme gücünü geliştirecek önemli bir yardımcı olacaktır.

Antrenman Testi : Ünite sonlarında genel tarama şeklinde planlanan bu bölümde öğrencilerin

konularla ilgili seviyelerini test etmeleri amaçlanmıştır. Antrenman testleri yeni nesil sorulara öğrencileri en iyi şekilde hazırlayacak destekçileri olacaktır. Kazanım Odaklı Pekiştirme metodu ile öğrendiklerini uygulama alanlarını bulacakları ve bunun bir sonraki aşaması olan bölüm için de kendini hazırlayacakları hem öğretici hem de düşündürücü bir bölüm olarak tasarlanmıştır.

Sınava Hazırlık Testi : Kurumsal deneme tadında hazırlanan bu bölümde, öğrencilere gerçek sınav

heyecanını yaşatacak ve onları hedeflerine en iyi şekilde hazırlayacak soru kalıpları kullanıldı.

Kazanım Odaklı Pekiştirme sağlayacak yeni nesil sorular gerçek sınava hazırlanan öğrencilerin

yolunu aydınlatacak bir rehber olacak şekilde tasarlandı. Ünitenin genel başarısını test edebilecek

imkanı sağlayan bu bölüm, ilk üç bölümdeki aşamalı geçiş ile öğrencinin geldiği noktayı aynı

zamanda öğretmenlerimize de tam olarak gösterecek destekleyici bir kaynak olacaktır.

(2)

İSTİKLÂL MARŞI

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl, Kahraman ırkıma bir gül… Ne bu şiddet bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,

“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı:

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli;

Bu ezanlar - ki şehâdetleri dînin temeli - Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder – varsa - taşım;

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır rûh-u mücerred gibi yerden na’şım!

O zaman yükselerek arşa değer, belki, başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.

(3)

TEAS PRESS Eğitim Yayınları Grubu (EYG) olarak büyük bir hayâle inanıyoruz: Türkiye’deki gençler, gün gelecek dünyanın her yerinde seslerini daha da çok duyuracaklar.

Çünkü onlar yaşıtları kadar, hatta daha fazla donanıma sahip olacaklar ve geleceklerine bu yüzden hep güvenle bakacaklar. Bu hayâlin gerçekleşmesinin yolu, bizim yüreğimizi koyduğumuz mesleğimizden, eğitimcilikten geçiyor. Gençler için de iyi bir eğitimden…

İşte bu yüzden TEAS YAYINCILIK olarak bir araya geldik.

Cesur, günü yakalayan, dünya çapında bir eğitim yayıncılığı anlayışıyla deneyimli ve güçlü bir kadro kurduk. Gençlerimiz için güvenilir bir liman, sağlam bir rehber olmaya karar verdik.

2016 bu kararın ilk adımlarının atıldığı yıl oldu.

Temel hedefimiz; kaliteden ödün vermeden, teknolojinin tüm olanaklarından yararlanarak eğitim yayıncılığında göz dolduracak yayınlar hazırlamak. Bu hedef doğrultusunda her biri alanında uzman eğitimciler tarafından özel olarak üzerinde çalışılan, merkezi sınavlara yönelik pek çok yayın hazırlıyoruz.

TEAS PRESS, modern ve yenilikçi bir anlayışla hazırladığı yayınlarla; öğrencileri, öğretmenleri ve velileri eğitim yayıncılığının ötesinde bir dünyayla tanıştırıyor. Tecrübe, emek, akıl ve sevginin yarattığı bir dünyayla…

Hep birlikte güvenli ve eğlenceli bir öğrenme yolculuğuna çıkıyoruz.

Davetlisiniz!

(4)

Sevgili Öğrenciler

TEAS PRESS Eğitim Yayınları Grubu (EYG) olarak özenle hazırlamış olduğumuz TEASKOP KAZANIM ODAKLI PEKİŞTİRME kitabını siz sevgili öğrencilerle tanıştırmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyoruz.

TEAS PRESS Eğitim Yayınları Grubu (EYG) yayınları olarak bu kitabı hazırlarken sadece belli seviyedeki öğrencilere değil, hedefi olan bütün öğrencilere hitap etmeyi ve yardımcı olmayı hedefledik.

Soruları hazırlarken ÖSYM'nin geçmişte yapmış olduğu sınavların sorularını ve siz sevgili öğrencilerin okul ders kitaplarındaki kazanımları göz önünde bulundurmaya çalıştık.

Kitabımızdaki testler dört ayrı başlıkta hazırlanmıştır:

Temel Test: Bu başlıkta önce konuların püf noktasını verip konu bilgilerini hatırlatmayı amaçladık. Daha sonra püf noktadaki bilgilerle bağlantılı olan kolay sorular hazırlayarak konunun temelini oluşturmayı amaçladık.

Eğiten Test: Bu başlıktaki testlerimizde yeni nesil orta seviyeli sorularla sizleri biraz daha geniş düşünmeye, hızlandırmaya ve konu bilgilerini pekiştirmeye çalıştık.

Antreman Testi: Bu başlıkta sorular biraz daha zorlaştığını ve soruların geçmiş yıllardaki soru stillerine yakın olduğunu göreceksiniz. Soruları çözerken kendinizi geliştirdiğinizi fark edeceksiniz.

Sınava Hazırlık Testi: Bu başlıktaki soruları sizin konu bilgilerine hakim olduğunuz, hızlandığınız ve yeni nesil zor soruları çözebileceğiniz düşünülerek hazırlandı.

Temel Test ve Eğiten Test sorularını çözerken "püf" noktalardan yardım almanız, Antreman ve Sınava Hazırlık Testi sorularını çözerken de sadece test bittikten ve cevap anahtarı kontrol edildikten sonra püf noktalara geri dönmeniz siz sevgili öğrencilere önemli bir tavsiyemizdir.

Yayınlarımızın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür eder, hazırlamış olduğumuz bu kitabın siz sevgili öğrencilere faydalı olabilecek bir eğitim kaynağı olmasını temenni ederiz.

İyi Çalışmalar!

Saygılarımızla...

TEAS PRESS Eğitim Yayınları Grubu

(5)

Bilgi ve İnanç ... 7

2. ÜNİTE

Din ve İslam ...15

3. ÜNİTE

İslam ve İbadet ... 23

4. ÜNİTE

Gençlik ve Değerler ...31

5. ÜNİTE

Gönül Coğrafyamız ... 39

6. ÜNİTE

Allah İnsan İlişkisi ... 47

7. ÜNİTE

Hz. Muhammed (sav) ve Gençlik ... 55

8. ÜNİTE

Din ve Hayat ... 63

9. ÜNİTE

Ahlaki Tutum ve Davranışlar ...71

10. ÜNİTE

İslam Düşüncesinde İtikadi,Siyasi ve Fıkhi Yorumlar ... 79

11. ÜNİTE

Dünya ve Ahiret ... 87

12. ÜNİTE

Kur'an-a Göre Hz. Muhammed ... 95

13. ÜNİTE

Kur'an'da Bazı Kavramlar ... 103

14. ÜNİTE

İnanç İle İlgli Meseleler ... 111

15. ÜNİTE

Yahudilik ve Hıristiyanlık ... 119

16. ÜNİTE

İslam ve Bilim ...127

17. ÜNİTE

Anadolu'da İslam ...135

18. ÜNİTE

İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar ... 143

19. ÜNİTE

Güncel Dini Meseleler ... 151

20. ÜNİTE

Hind ve Çin Dinleri...159

CEVAP ANAHTARI ...167

(6)

TEAS PRESS

Ünite - 1

TEMEL TEST

1.

Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğ- retti. Sonra onları meleklere göstererek ‘Eğer doğru söyleyenler iseniz haydi bana bunla- rın isimlerini bildirin.’ dedi. Melekler, ‘Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin.’ dediler.” (Ba- kara suresi, 31-32.)

Verilen ayete göre, aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz?

DDD

A) İnsan bilen ve öğrenen bir varlıktır.

B) Bilginin kaynağı yüce Allah’tır.

C) İnsana bilmediklerini öğreten ve her şeyi bi- len “el-Alîm” sıfatının sahibidir.

D) Bilginin kaynağına duyularla ulaşmak müm- kün değildir.

E) Melekler ilminde bilgi öğretilen kadardır.

2.

Hz. Peygamber Muaz b. Cebel’i (r.a.) Yemen’e vali olarak gönderirken ona “Sana bir dava geldi- ğinde nasıl hüküm vereceksin?” diye sorar. Muaz

“Allah’ın kitabına göre hüküm vereceğim.” diye cevap verir. Hz. Peygamber; “Eğer o konu hak- kında Allah’ın kitabında bir bilgi bulamazsan ne yapacaksın?” diye sorduğunda; Muaz da “Resu- lullah’ın sünneti ile karar vereceğim” der. Hz. Pey- gamber bu sefer; “Resulullah’ın sünnetinde de yoksa ne yapacaksın?” dediğinde, Muaz “O za- man kendi görüşümle bir karara varacak ve ona göre hüküm vereceğim.” diye görüşünü bildirir.

Bunun üzerine Hz. Peygamber elini Muaz’ın göğ- süne koyup “Elçisini muvaffak kılan Allah’a hamd olsun.” buyurarak memnuniyetini dile getirir. (Tir- mizî, Ahkâm, 3.)

Yukarıdaki hadise göre herhangi bir mesele- nin çözümünde İslam dininin temel başvuru kaynaklarını dikkate aldığımızda Muaz b. Ce- bel’in altı çizili alanda başvurduğu kaynak aşa- ğıdakilerden hangisidir?

AAA

A) Akıl B) Vahiy C) Duyu

D) Felsefe E) Bilgi

3.

“Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yük- lendi…”(Ahzâb suresi, 72) Bu konuda Hz. Mu- hammed (sav)“Üç kişiden sorumluluk kaldırıl- mıştır: Şifa buluncaya kadar akıl hastasından, bülûğ çağına erinceye kadar çocuktan ve uya- nıncaya kadar uyuyandan”(hadis) buyurarak akıl sorumluluk ilişkisini açıklamıştır.

Verilenlere göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

CCC

A) Dinî sorumluluğun ön şartı akıl ve irade sa- hibi olmaktır.

B) Kur’an-ı Kerim insana yüklendiği sorumlulu- ğun öneminden bahseder.

C) Kuran-ı Kerim’in üzerinde durduğu bir konu açıklanmak isterse sadece hadislerle açıkla- nabilir.

D) Akıl ile sorumluluk arasındaki ilişkisi açıklan- mıştır.

E) Kuranda genel anlamıyla verilen sorumlulu- ğun sınırları hadisle belirlenmiştir.

Bilgi, İslam âlimleri tarafından ilim ve marifet kavramlarıyla ifade edilmiştir. İlim, bir şeyi ol- duğu gibi ve gerçeğe uygun şekilde bilmek- tir. Marifet ise bir şey hakkında düşünerek derin bilgi ve anlayışa ulaşmaktır.

Bilgi edinmenin farklı yolları vardır:

Selim akıl,

Doğru haber(vahiy) Salim duyu organlarıdır.

Mütevatir Haber:

Yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olma- yan toplulukların aktararak geldiği haberlere mütevatir haber denir. Bu haberler nesilden ne- sile kesintisiz nakledilen haberlerdir. Bir haberin mütevatir olmasının üç şartı vardır:

1. Her dönemde yalan söylemek üzere bir araya gelmesi imkânsız çok sayıda insan tarafından nakledilmesi.

2. Nakledenlerin sayısında azalmanın olma- ması.

3. Olayı veya haberi nakledenlerin görmüş veya duymuş olması.

NOT Hz. Peygamber kendisine gelen vahyi insanlara tebliğ etmiş ve sünnetiyle ör- nek olmuştur. Sünnet de bu bakımdan Müslümanlar için bilgi kaynağıdır.

(7)

Ünite - 1

TEMEL TEST

5.

“Ey iman edenler! Allah’a ve Resulüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin.

İşitmedikleri halde, ‘işittik’ diyenler gibi de olmayın. Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah ka- tında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar ve dilsizlerdir.”

“Onlar yalan yere şehadet etmezler, faydasız bir şeye rastladıkları zaman yüz çevirip vakarla geçerler.

Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.”

Verilen ayetlere göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Ayetler iman edenlerin, inkar edip gözlerini ve kulaklarını ilahî mesaja kapatan insanlar gibi olmamala- rını ister.

B) Ayetler müminlere davranış konusunda yol göstermiştir.

C) Aklını kullanmayan insanlar manevi olarak sağır ve dilsizdir.

D) Müminler kendilerine herhangi bir faydası olmayan işte ağırbaşlı olmalıdır.

E) Müminler iman konusunda şirke düşebilirler.

6.

İman konusunda bilgi sahibi olmak iman etmek için yeterli olsaydı bu konuda bilgisi olan herkesin mümin olması beklenirdi. İnanç esasları konusunda bilgi sahibi olmasına rağmen iman etmeyenler de vardır. İman ile bilgiyi eşitleyerek birbirinin yerini tutacak şekilde düşünemeyiz. Çünkü iman bilgiyi aşan bir boyuta sa- hiptir. İmanda kabul ve teslimiyet, bilgide ise duyular aracılığıyla aklın bir sonuca varması söz konusudur.

İçinde yaşadığımız evrenin ahengini duyularıyla gören ve bilgi sahibi olan insanın bu düzeni kuran bir ya- ratıcının varlığını kabul etmesi beklenir.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

BBB

A) İmanın anlamını bilmekle iman etmek aynı anlama gelmez.

B) İman ve bilgi birbiriyle eşdeğerdir.

C) İmanda tam anlamıyla teslimiyet ve kabul vardır.

D) Bilgide aklın duyularla sonuca ulaşması vardır.

E) Duyularıyla evrendeki mükemmel düzenin farkına varan kişi, yaratıcının varlığını da kabul eder.

4.

Amel, imanın olmazsa olmaz bir par- çası değildir. İmanın esası kalbin tas- dikinden ibarettir. Çünkü ayet ve ha- dislerde iman dilin ikrarına değil kal- bin tasdikine bağlanmıştır. İmanın bü- tün şartlarını kalben kabul etmiş bir mümin ihmal, unutma veya başka bir sebeple dinî vazifelerini yerine geti- remese bile dinden çıkmış sayılmaz.

Bilerek dinî vecibelerini ihmal eden kimse günahkâr olur. Eğer amel imandan sayılsaydı, her günah işle- yen kâfir kabul edilirdi.

Verilen parçaya göre, aşağıdakiler- den hangisi çıkarılamaz?

CCC

A) İmanın temeli gönülden onaydır.

B) İman konusunda dil ile söylemek- ten çok kalp ile onaylamak önem- lidir.

C) Kişi ihmal ederek ibadetine dikkat etmezse, dinden çıkmış kadar gü- nah alır.

D) Amel imanın bir parçası olsaydı kişi her günahında dinden çıkardı.

E) Kalbiyle tasdik eden kişi, inkar et- medikçe dinden çıkmaz.

İslam’da doğru bilginin (yakîn) aşamaları şunlardır:

1. İlme’l-yakîn: Bir şey hakkında habere dayalı olarak bize ula- şan kesin bilgidir.

2. Ayne’l-yakîn: Bir şey hakkında duyularımızla bizzat elde et- tiğimiz kesin bilgidir.

3. Hakka’l-yakîn: Bir şeyi bizzat yaşayarak elde ettiğimiz kesin bilgidir.

İnanç: Sadece bir dine bağlılık değil bağlanmama şeklinde de ortaya çıkan kabullere denir.

Akide: (çoğulu akaid): Dinin inanç sistemleri anlamındadır.

İslam: Allah (c.c.) tarafından peygamberlerin sonuncusu Hz.

Muhammed’e (s.a.v) vahiy yolu ile bildirilerek bütün insan- lığa gönderilen son dindir.

İman: Kelime olarak güven duygusu içinde tasdik etmek, te- reddüt ve şüphe etmeden, gönül huzuruyla bağlanmak an- lamına gelir. İmanın zıddı inkârdır. İman eden kimseye mü- min, inkâr eden kimseye de kâfir denir.

1. Tahkikî iman: Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya da- yalı imana denir. Evreni ve yaratılışı inceler, dinin hükümleri hakkında bilgi sahibi olur.

2. Taklidî iman: Delillere dayanmadığı için zayıftır. Taklidî imana sahip olan kişi küçük bir engel veya itirazla karşılaş- tığında şüpheye düşerek imanı sarsılabilir.

NOT İmanın esası kalp ile tasdik etmek yani onaylamaktır.

Kalbin inanması ve tatmin olması imanın gerçekleşmesi için en temel şarttır.

Amel: Dünya ve ahirette ceza veya mükâfat konusu olan, iradeye dayanan her türlü iş ve davranış demektir.

(8)

Ünite - 1

EĞİTEN TEST

1.

“… ancak bilenlerin akledebileceğini…”

“…Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.”

“…Ey akıl sahipleri!...”

“… düşünmüyor musunuz?”

“… aklınızı kullanmıyor musunuz?”

“Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”

Buna göre ayetlere bakarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Aklın ve düşünmenin değeri açıklanmıştır.

B) Aklın bilgi edinmedeki rolüne işaret edilmiştir.

C) Bilgisini ve aklını doğru kullanmayan insanlardan bahsedilmiştir.

D) Akıl sorumluluk ilişkisi üzerinde durulmuştur.

E) İrade ve sorumluluk sahibi insanların verilen öğütlerin üzerinde durmamalarından bahsedilmiştir.

2.

“İmandır o cevher ki, İlâhî ne büyüktür.

“İmansız olan paslı yürek sinede yüktür."

Mehmet Akif ERSOY

Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY’un dizeleriyle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğru verilmiştir?

AAA

A) İman-Amel B) İman-İnanç C) Amel-İslam

D) İnanç-İslam E) İslam-İman

3.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Akıl, nefsin ardına geçerse hataya sürükle- nir.

B) Taklit, aklı ve düşünceyi geçersiz kılar.

C) Putperstler zanları ve arzularıyla hareket eder.

D) Bir durumu araştırmadan doğru olarak ka- bul etmek sonucunda hata getirir.

E) Kuran’da putların sahihliğiyle ilgili deliller vardır.

Akıl önemli olmakla birlikte aklın bütünüyle kavrayamadığı, haberdar olamadığı ve yanılabildiği durumlar da söz konusu olabilir. Akıl; vehim, hayal veya nefsî istekler gibi yanıltıcı etkilere açıktır. Akıl sahibi olsa bile in- sanın, nefsine uyması onu hataya sürükleyebilir. Doğru zannettiği, araştırmadan kabul ettiği bazı ön kabul- ler insanı yanıltabilir. Yüce Allah “Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilim- den) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.” buyurarak bu gerçeğe işaret eder. Aklı ve düşünceyi yanıltabilecek diğer bir etken de taklittir. Özellikle toplumsal meselelerde in- sanlar kalabalıkların kabulleriyle hareket ederler. Sorgulamadan ve delil aramadan topluma uymak hatalara sebep olur. Kur’an-ı Kerim’de “Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilah edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir.

Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler) yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir.” buyurmuştur.

4.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Herkesin kabul ettiği doğru, doğru bilgi ol- mayabilir.

B) Kesinliği belli olmayan kitlelerin hareketiyle kabullenilen bilgi yanlışa sürükler.

C) Puta tapanlar atalarının kabulleriyle delilsiz konuşmaktadır.

D) Akıl, şüpheyle veya arzularıyla kişiyi yanılta- bilir.

E) Zan, Hak'tan gelen her şeyin yerine geçebi- lir.

(9)

Ünite - 1

EĞİTEN TEST

5.

Vahiy insanın akıl ve duyularla bilemeyeceği alanlarda bizi bilgilendirir. İnanç esasları, ibadetler, ahlak ilke- leri ve sosyal ilişkiler yanında yaratılış ve ahiret hayatı hakkında da bilgiler verir. Yüce Allah bir ayette “Rab- biniz, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan ve sonra arşa hükmeden, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan; güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah’tır…” bu- yurarak evrenin yaratılışı ve işleyişi hakkında bilgiler verir.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) İnsanın akıl ve duyularla bilemeyeceği durumları vahiyle haber alırız.

B) Vahyin konusu soyut konularla birlikte somut konulardır.

C) Vahiy, evrenin yaratılışı ve varlıklar hakkında açıklamalar yapar.

D) Vahiy, insanlar arası ilişkileri düzenlemeye yardımcı olur.

E) Vahiy, akılla bilinemeyen olduğu için gayb konuları üzerinde durmaz.

6.

İnsan, akıl nimeti ve öğrenme yeteneğiyle donatılmış bir varlıktır. Hz. Âdem (a.s.) yaratıldığında ona varlıkla- rın isimleri öğretilmiştir. Allah (c.c.) insana değer vererek onu diğer varlıklardan üstün kılmıştır. Kur’an-ı Ke- rim’de “…Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik. An- cak, iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat vardır…” buyrularak insanlar- dan yaratılışlarına uygun güzel işler (salih amel) yapmaları istenmektedir. Güzel işlerin en başında ilim ge- lir. Çünkü insanı Allah’a (c.c.) yakınlaştıracak ve çevresine yararlı kılacak en güzel faaliyet ilimdir. Hz. Pey- gamber bir hadisinde: “Allah her kimin iyiliğini dilerse, dinin inceliklerini anlama konusunda ona kabiliyet verir.” buyurur.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

DDD

A) Allah, insanı öğrenme yeteneğiyle yaratmıştır.

B) İlk öğrenen ve öğreten insan Hz. Adem’dir.

C) İnsan salih amel işlerse yaratılanların en hayırlısı olur.

D) Allah kulluk sorumluluğunu yerlere ve dağlara teklif etmiş kabul eden tek varlık insan olmuştur.

E) İlim insanı Allah’a yaklaştıran en güzel faaliyettir.

7.

İnsan kendisine verilen beş duyunun ve aklın gerektirdiği sorumlulukları bilmelidir. Gördüğü, işittiği ne varsa hesap gününde hepsi karşısına gelecektir. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi sorumludur. Hz. Pey- gamber bir hadisinde, hesap günü bir kulun Allah’ın (c.c.) huzuruna getirilerek; “Sana göz, kulak, mal ve evlat vermedik mi?...” şeklinde sorgulanacağını belirtir. Nimetler karşısında sorumluluklarını yerine getir- memiş o kimseye Allah (c.c.) “… Önceden sen beni ve bugünleri unuttuğun gibi bugün de ben seni unu- tacağım (seni azaba terk edeceğim).” diyecektir.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Akıl ve duyularla verilen sorumluluklar bilinmelidir.

B) Kişi duyularla işlediği tüm eylemleri hesap günü karşısında bulacaktır.

C) Allah'ın lütufları karşısında sorumluluklarını yerine getirmeyene ceza vardır.

D) Kişi Allah’ı unutursa, Allah’ta kıyamet günü onu unutacaktır.

E) Verilen nimetlerin karşılığını hesap günü Allah misliyle geri alır.

8.

İnsanın öğrendiklerinin mahiyeti önemlidir. Bilgi hem insanın kendisine hem de başkalarına yararlı olmalı- dır. İnsan öncelikle kendisini donanımlı kılacak faydalı bilgiler edinmelidir. Asıl bilgilenme, iradî olarak şah- siyeti geliştirme yönünde olmalıdır. Hz. Peygamber “Kadın ve erkek her Müslümana ilim öğrenmek farz- dır.” hadisiyle Müslümanlara gerekli bilgilerin öğrenilmesini şart koşmuştur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

DDD

A) Bilgi, herkese yararlı olduğu sürece önemlidir.

B) İnsanın öğrendikleri nitelikli olmalıdır.

C) İnsan istençli olarak kişiliğini geliştirme yönünde adımlar atmalıdır.

D) Peygamberlerle aynı cinsiyette olmalarından dolayı erkeklerin ilim öğrenmesi daha makbuldür.

E) Gerekli bilgilerin öğrenilmesi her Müslümanın sorumluluğudur.

(10)

Ünite - 1

ANTRENMAN TESTİ

1.

İslam’a göre bilgi edinme yollarından biri de sadık haberdir. Sadık haber, peygamberlerden gelen haber- lerin tamamını kapsar. ………..; Allah’ın (c.c.) melek aracılığıyla peygamberlere, onların da insanlara bildirdiği, hayatın hangi ilkelere göre yaşanacağını ve nelere uyup nelerden sakınılacağını bildiren ilahî bil- giler ve bu bilgilerin gönderiliş tarzıdır.

Buna göre boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirirse doğru olur?

BBB

A) Selim Akıl B) Vahiy C) Salim Duyu D) Felsefe E) İnanç

3.

Buna göre altı çizili cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

AAA

A) Vahiy B) Akıl C) Duyular D) Konuşulan dil E) İrade

2.

Verilen bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

DDD

A) İlk bilgiyi kişi çevresinden duyu yoluyla edinir.

B) Aklın olmadığı bedenin bilgi edinmesi mümkün değildir.

C) Doğru haber yoluyla ulaşılamayan bilgi güvenilir değildir.

D) Hayatımızı sadece duyular ve akıl yürütmeyle devam ettirebiliriz.

E) Duyular akılla işlenmezse bilgi olmaz.

Çevreyi algılamanın ve ilk bilgileri edinmenin yolu duyularla mümkündür. İnsan, herhangi bir eksiklik ve ku- suru bulunmayan duyularla elde ettiği verileri aklıyla işleyip değerlendirerek bilgi üretir. Akıl ürettiği bilgiyi kullanarak yeni ve anlamlı sonuçlar çıkarır. İnsan akıl vasıtasıyla elde edemeyeceği ve duyuların ötesindeki bilgilere ancak doğru haber yoluyla ulaşır. Günlük hayatı sadece duyular ve akıl yürüterek devam ettirmek imkânsızdır. İnsan hayatın her alanında çeşitli bilgilere ihtiyaç duyar. Konuşulan dil, faydalı veya zararlı be- sinler, tedavi yöntemleri, uzak coğrafya ve toplumlar, hatta isimlerin bilgisi bile ancak haber yoluyla öğre- nilir. Çeşitli meslek, sanat ve kültürlerin nesillere aktarılması böylece mümkün olur. Dinin de insana ulaş- ması peygamberlerin verdiği haberler vasıtasıyla gerçekleşir.

4.

Akıl, insanları diğer canlılardan ayıran, sorumlu kılan düşünme ve anlama melekesidir. Akıl sebep sonuç ilişkisi içerisinde mevcut verilerden hareketle muhakeme eder. İnsan aklı ile bilir, bilgiyi kavrar, uygular, analiz eder, yeni bilgiler üretir ve değerlendirmeler yapar. Bu süreçlerin sonunda irade devreye girer. İra- desiyle iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırır, ne yapacağına karar verir ve uygular. Davranışlarından da sorumlu olur.

Aşağıdaki ayetlerden hangisi bu parçanın konusuyla aynı doğrultudadır?

AAA

A) “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.”

B) “Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz.

Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.”

C) “Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan ve sonra arşa hükmeden, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan; güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah’tır…”

D) Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah, onları dilediği gibi, (bazen) ya- yar ve (bazen) yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün…”

E) “Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.”

(11)

Ünite - 1

ANTRENMAN TESTİ

5.

Kur’an, insanın sağduyusuna hitap ederek yanlış inanç ve tutumlardan kurtulmasını ister. Tarih boyunca insanlar Allah’ın (c.c.) ayetleri karşısında çeşitli tutum ve tavırlar sergilemişlerdir. İnkârcı bir tutum sergile- yenler hem yaratılıştaki ayetlere gözlerini kapamışlar hem de kendilerine okunan ayetlere kulaklarını tıka- mışlardır. Kur’an-ı Kerim Mekkeli müşriklerin tavırlarını “İnkârcılar dediler ki: Bu Kur’an’a kulak vermeyin, okunurken gürültü yapın, belki bastırırsınız.” diyerek bildirmektedir.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Kuran insanın aklına uygun şekilde yönelirken aynı zamanda insanı doğru yola iletir.

B) Kutsal kitaplar indirildiğinden bu yana insanlar hep farklı tavırlara bürünmüştür.

C) Kafirler, Allah’ın ayetlerini görmek ve duymak istemez.

D) Mekkeli müşrikler Kuran sesini başka sesle kapatmak istemiştir.

E) Kuran Mekkeli müşriklere azabı hatırlatmaktadır.

6.

İnsan gördüğü veya işittiği şey hakkında akıl yürütmeye ihtiyaç duymayabilir. İnsanın duyularla elde ettiği dolaysız bilgiler akıl yoluyla elde ettiği bilgilerden daha fazla kesinlik taşır. Yüce Allah bir ayette “Onlara, size vermediğimiz imkânlar vermiş ve kulaklar, gözler ve kalpler bahşetmiştik ama Allah’ın ayetlerini bile bile inkâr ettikleri için kulakları, gözleri ve kalpleri onlara bir fayda sağlamadı ve alaya aldıkları şeyler on- ları kuşatıp yok ediverdi.” buyurur. Başka bir ayette de “(Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette düşünecek kalpleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” buyrulur.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilir?

DDD

A) Duyularla elde edilen bilgiler, bir aracıya ihtiyaç duyduğu için kesin değildir.

B) Akıl sahipleri verilen nimetlerin kıymetini bilemediği için ellerinden nimetler alınmıştır.

C) Duyular için de göz Allah’ın varlığını inkar ederse kör olur.

D) Kalp ile Allah’ı inkar edenler için, manevi olarak bir körlükten bahsedilir.

E) Gözler ve kulaklar insanı imana yönlendiremezler.

7.

Akıllı birisi, atına binmiş gidiyordu. Yol kenarında uyumakta olan birisinin de ağzına yılan kaçmak üzereydi.

Atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi. Tutup o adama kır- bacıyla birkaç kere vurdu. Uyanan adam, darbelerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. Oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. Atlı: Bunları ye, diye emretti. Beyim, dedi adam, ben sana ne yaptım. Eğer bana hakikaten kastın varsa, vur kılıcı öldür. Bir yandan da lanetler okuyor, beddua ediyordu: Ya Rabbi, cezasını sen ver, diyordu. Atlı ise onu dövüyor: Koş, diyordu. Atlı adamı epeyce bir zaman koşturdu. Nihayet ada- mın safrası kabardı, yediklerini kusmaya başladı. Bu arada yılan da çıktı. Adam yılanı görünce atlının aya- ğına kapandı. Sen bir rahmet meleğisin, dedi, ne mübarek saatmiş ki seni gördüm. Durumu biraz olsun bilseydim sana bu kadar kötü sözleri söyler miydim? bagışla dedi. Adam: Eğer ben biraz olsun sana hali anlatsaydım derhal ödün patlardı, içindeki yılanı bilseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin.

Sen bana söverken ben gizlice, "Ya Rabbi, işimi kolaylaştır" diye dua ediyordum. İşte bu, akıllının düşman- lığıdır. Akıllının düşmanlığı, ahmağın dostluğundan yeğdir, denilmiştir. Peygamberler, halka içlerindeki yı- lanı göstermeye çalışır, insanlar ise onlara kötü sözler söylerler, hali anlamazlar.

Verilene göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir durum değildir?

DDD

A) Yaşanan olaylarda bazen sukut etmek gerekebilir.

B) Bir karar verirken acele etmeden, yeteri kadar düşünülmelidir.

C) Yaptığımız işlerde elimizden geleni yaparak sonucu Allah’tan beklemeliyiz.

D) Peygamberler halk arasında kötü insanları iyilerden ayırt ederek, kötüleri irdeler.

E) Bir insanın akılsız dostu olacağına akıllı düşmanın olması daha iyidir.

(12)

Ünite - 1

SINAVA HAZIRLIK TESTİ

1.

Varlıklar hakkında düşünen insan kendisi hakkında da düşünür. Bilgiyi ve bilgisinin kaynağını sorgular. Bil- ginin kaynağını bazen akılda bazen deneyde bazen de sezgide bulur. Çeşitli düşünme yöntemleri gelişti- rir, bilimsel sonuçlara varır. Kimi zaman ulaştığı gerçeklerden de şüphe eder ve tekrar tekrar sorgulamaya devam eder. Felsefe dünyasında bilgi, insanın varlıkları tanıma, anlama ve bilme çabası sonucunda ortaya çıkan netice şeklinde tanımlanmıştır. Yani bilgi, bilenle bilinen arasında kurulan ilişkidir. Felsefecilere göre bilgi; düşünme, algılama, anlama ve açıklama süreçleriyle oluşur. Bilgi türleri ise gündelik, dinsel, teknik, sanatsal, bilimsel ve felsefî bilgi olmak üzere çeşitli kategorilere ayrılır.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

DDD

A) Varlık hakkında düşünen insan bilginin kaynağını sorgular.

B) Bilginin kaynağı; akıl, deney ve sezgidir.

C) Bilgi sonuçlansa da sürekli sorgulanan bir şeydir.

D) Bilgide; bilinen bileni bilmez.

E) Bilgi, insanın varlıklar hakkındaki çabası sonucu oluşur.

2.

Bilgi çeşitli alt birimlere bölünerek incelenir. Bilgi; matematik, fizik, astronomi ve psikoloji gibi çeşitli bilim dalları altında ele alınır. Son yüzyıllarda gelişen pozitivist bilim anlayışına göre bilinen tek gerçeklik bilimin söylediği veya görebildiğidir. Evrende her şey, sebep sonuç ilişkisi içerisinde bilinebilir. Bilim, eninde so- nunda her şeyi çözecek, evrende bilinmeyen hiçbir şey kalmayacaktır. Bu bakış açısı bazı bilim adamlarını din ve metafizik gibi alanları dışlayacak kadar ileri götürmüştür. Oysa bilim her ne kadar görünen âlemde insanlığa katkılar sunsa da dinin ve vahyin bireysel ve toplumsal işlevlerini hiçbir zaman yerine getiremez.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

DDD

A) Pozitivizm’e göre gerçeğin bilgisi sadece görünendir.

B) Sebep sonuç ilişkisi ile evrende çözülemeyen kalmayacaktır.

C) Pozitivizm, din ve metafizik gibi alanlar hakkında her şeye karşıdır.

D) Vahyin bireysel ve toplumsal alanda insanlığa sunduğu fayda bilim kadar önemli değildir.

E) Bilim adamları, bilimin bilgisini vahyi yok sayacak kadar önemsemişlerdir.

3.

Felsefe, kendisinin üç temel alanı olan varlık, bilgi ve değer konularına akılcı ve şüpheci bir bakış açısıyla yaklaşır. Bilginin kaynağı hakkında filozofların yaklaşımları birbirinden farklıdır. Doğru ve genel geçer bil- giye ulaşılabileceğini düşünen filozoflar yanında bunun mümkün olmadığını savunan filozoflar da vardır.

Bu farklılıkla birlikte, felsefe alanında bilginin kaynağı genel olarak; akıl, duyular, deney, gözlem ve sezgi- dir. Bilim dünyasına göre bilgi, sebep sonuç ilişkisi içerisinde objektif, ölçülebilir, gözlemlenebilir ve man- tıksal olmalıdır. Bilgi; gözlem ve deney yoluyla, teorilerin doğruluğunun ispatlanması sonucunda ortaya çı- kar. Bilgi konusunda, felsefenin bütüncül bakış açısının aksine bilimin parçalı bir yaklaşımı vardır.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Felsefe bazı konulara akılcı ve şüpheci bir bakış açısıyla yaklaşır.

B) Filozofların bir kısmı doğru bilgiye ulaşılabileceğini savunurken bir kısmı bunun mümkün olmadığını savunur.

C) Bilgi, sebep sonuç içerisinde tarafsız ve mantığa dayalı şekilde sonuçlandırılmalıdır.

D) Teorilerin doğruluğu deney ve gözlem yoluyla ispatlandığında bilgi ortaya çıkar.

E) Felsefe, olayları filozofların düşünceleri üzerinden parça parça ele alır.

4.

Yalan üzere birleşmeleri aklen mümkün olmayan toplulukların aktara geldiği haberlere denir. Bu haberler nesilden nesile kesintisiz nakledilen haberlerdir. Bir haberin ……… olmasının üç şartı vardır:

1. Her dönemde yalan söylemek üzere bir araya gelmesi imkânsız çok sayıda insan tarafından nakledilmesi.

2. Nakledenlerin sayısında azalmanın olmaması.

3. Olayı veya haberi nakledenlerin görmüş veya duymuş olması.

İslam dininde bu şartlara sahip olan haberler, salim duyuların sağladığı bilgi gibi kesinlik taşır. Örneğin Al- lah’tan (c.c.) gelen vahiy yani Kur’an-ı Kerim, bu şekilde bizlere ulaşmıştır.

Boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan hangisi getirilirse doğru olur?

AAA

A) Mütevatir haber B) Sadık haber C) Peygamberden gelen haber

D) Ahat hadis E) Vahiy

(13)

Ünite - 1

SINAVA HAZIRLIK TESTİ

5.

Mesnevinin hikayesine göre aşağıdakilerden hangisi yanlış olur?

AAA

A) Arkadaş seçiminde tabiatı kötü olabilecek insanlarla kurulan dostluklar zamanla düzeltilebilir.

B) Kaba saba insanlarla ahmakça iş yapılmaması ve akılsız tabiatlı kimselerle dostluk kurulmaması gerek- tiği öğütlenmiştir.

C) Akılsız insanlarla arkadaşlık kurulduğunda mutlaka zarar görülür.

D) Akılsız insanların kimisi iyilik yapayım derken farkında olmadan kötülük yapar.

E) Akılsız insanlar şaka yapıyım derken şakanın dozunu ayarlayamayıp büyük felaketlere sebep olabilirler.

6.

Bir arkadaşın insana kazandırdıkları ve kaybettirdikleri düşünüldüğünde aşağıdaki ayet ya da hadislerin hangisi bu parçanın konusuyla ilgili değildir?

EEE

A) "İnsan sevdiği kişi ile beraberdir."

B) "Mümin, mümin kardeşinin aynasıdır."

C) “İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alırsın.”

D) "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin."

E) "Allah'a ve ahiret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin"

7.

“Biri Resulullah’ın (sav) huzurunda birisini övdü. Peygamberimiz (sav): ‘Bu adamın aklı nasıldır?’ diye sordu.

Sahabeler cevap verdi: ‘Ya Resulullah biz bu adamın iyiliklerinden ve ibadetlerinden bahsediyoruz. Siz ak- lını mı soruyorsunuz?’ dediler. Peygamberimiz (sav): ‘İnsanlar ahmaklığı ile günahkarlardan daha büyük hatalara düşerler. İnsanların yarın kıyamet gününde mertebeleri akılları nispetindedir.

Verilene göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir sonuç değildir?

DDD

B) Peygamber Efendimiz (sav) aklını kullananı her şeyden çok önemsemiştir.

B) İnsan akılsızlığıyla günah işleyen insanlardan daha büyük hatalara düşebilir.

C) İnsanın Allah katında derecesi akılları ölçüsündedir.

D) Kuran-ı Kerim’de birçok yerde insanın aklını kullanması konusunda ayetler vardır.

E) Sahabeler Peygamber Efendimiz (sav)’in ibadetler üzerinde değilde akıl üzerinde durmasına şaşırmış- lardır.

Bir ejderha, bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri de ayının bağırmasını duydu ve onu ejderhanın pençesinden kurtardı. Hile ile babayiğitlik birleşip de ejderhayı bu güçle alt edip öldürünce, ayı da ejderhadan kurtuldu ve o babayiğit erden iyilik gördüğü için, onun peşine takıldı; adamla birlikte evine gitti. O Müslüman hasta- lanıp yastığa baş koyunca da adama gönül borcu olduğundan onu bırakmadı, başında beklemeye başladı.

Komşusu oradan geçerken, nasıl olduğunu sormak için adamın evine uğradı, “Halin nasıl?” derken ayıyı gördü: “Kardeş, bu ayıyla ne işin var?” dedi. Adam, ejderha olayını anlattı. Komşusu: “Ayıya güvenme be ahmak. Ayının dostluğu düşmanlıktan beterdir. Nasıl olursa olsun, köyden sürülmesi gerek,” dedi. Yüce kişi, ben bir ayıdan daha aşağı değilim ya, onu bırak da eşin dostun ben olayım. Bu sözler adamın kula- ğına girmedi. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı. Adam da: “Senin aklın başında değil, ben gidiyorum,”

dedi. Adam dedi ki: “Git, benim için kaygılanma! Boşboğaz adam, her şeyi de bilirim sanma! Uykum geldi.

Bırak beni, işine git!” Komşusu: “Yahu, ne olur bir dosta uy da, akıllı birinin korumasında, gönül sahibi bir dostun yakınında uyu,” dedi. Babayiğit, o adamın ısrarına kızıverdi; yüzünü çevirip: “Bu belki de bana düş- man; ya da bir şey umuyor… dilenci ve külhâni adamın biri. Ya da beni bu ayıyla korkutma konusunda önceden dostlarıyla bahse girmiş olmalı,” dedi. İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey gelmedi. O Müs- lüman kızdı: “Benim ona ciddilikle öğüt vermemden, üstüne düşmemden, gönlündeki hayaller arttı; büs- bütün kuruntu ediyor. Demek ki öğüt yolu kapandı,” dedi ve gitti. Adam uyudu. Ayı sinek kovalamaktaydı.

Sinek, kovulunca kalktı, ama inadına gene kalktığı yere gelip kondu. Ayı o gencin yüzünden kaç kere si- neği kovduysa da sinek hemen kalktığı yere gelip konmaktaydı. Ayı sineğe kızıp gitti dağdan kocaman bir taş yakalayıp getirdi, sineğin yeniden uyuyan adamın suratına konmuş olduğunu görünce, o koca değir- men taşını alıp sineği ezmek için adamın suratına fırlattı. Taş, uyuyan adamın suratını paramparça etti. Bu olay da herkese yayıldı. (Mevlana, Mesnevi, II/2144,54)

(14)

Ünite - 2

TEMEL TEST

1.

İslâm inancının temeli olan "La ilâhe illallah"

cümlesi Allah'ın dışında hiçbir ilah ve tanrı kabul etmez; ancak, insanların Allah'tan başka varlık- ları da kendilerine "ilahlar" edinmeleri bir realite olduğundan, insanların kendi kafalarından do- ğan bu düzmece ilahların ilahlıklarını inkar ma- sadıyla Kur'ân-ı Kerîm'de Allah (c.c) onlardan

"sahte ilahlar" olarak söz etmiştir.

Parçada anlatılan sadece Allah'a ait olan ma- kam aşağıdaki kavramlardan hangisidir?

AAA

A) Uluhiyyet B) Ubudiyyet C) Din D) İslam E) Tevhid

2.

İslam âlimleri dinin Allah (c.c.) ile kul arasındaki münasebeti düzenleyen kanun, nizam ve yol olduğunu be- lirtmişlerdir. Son dönem İslam âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır, dini akıl sahiplerini kendi istekleriyle iyi- likleri yapmaya sevk eden ilahî bir nizam şeklinde tarif etmiştir. Yapılan tariflerin ortak yönleri dikkate alın- dığında din; Allah (c.c.) tarafından peygamberler aracılığıyla gönderilen, akıl sahiplerini kendi istek ve hür iradeleriyle hayırlı olan şeylere sevk eden ilahî kurallar bütünü şeklinde tarif edilmektedir.

Bu tariflere göre din:

İlahî kaynaklı olmalıdır. İnsanların oluşturduğu, uydurduğu şeyler din olamaz.

Akıl sahibi insanların özgür iradesiyle tercih edilmelidir. İslam dinine göre akıl sağlığı yerinde olmayanlar ve akıl-baliğ olmayanlar dinden sorumlu değildir. Ayrıca din, samimi ve içten duygularla benimsenir, özgür irade ile tercih edilir. Baskı ve zorlamayla dini kabul ettirmeye çalışmak dinin ilkelerine aykırıdır.

Dinin gönderiliş amacı insanları dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırmaktır. Din özü itibariyle inananları hayra ve iyiliğe sevk eder.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Allah ve kul arasındaki bağ, din ile düzenlenir.

B) Din, özgür bir iradeyle seçilmeli ve samimi bir duyguyla beslenmelidir.

C) Din, iki dünyada da mutluluğa ulaştırmayı amaçlar.

D) Din, insanı iyiliğe ve hayra ulaştırır.

E) Din, kaynağı hem ilahi hem insani olan kurallar bütünüdür.

3.

Hz. Âdem’den (a.s.) Hz. Muhammed’e (sav) kadar bütün peygamberler İslam peygamberidirler. Çünkü bü- tün peygamberler insanları tevhid inancına çağırmışlardır. Bu inancın temelinde Allah’ın (c.c.) tek olduğu, eşi, benzeri ve ortağı olmadığı gerçeği vardır. Allah’ın (c.c.) varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret inancı gibi temel inanç esasları İslam dininin değişmez ilkeleridir. Bütün peygamberler insanları bu gerçeği kabul etmeye çağırmışlardır. Bundan dolayı Hz. Âdem’den (a.s.) Hz. Muhammed’e (sav) kadar bütün peygam- berler, aynı dinin yani İslam dininin peygamberleridir. İnsanların zaman içinde hak dinden uzaklaşmaları ve yanlış yollara sapmaları üzerine Allah (c.c.), peygamberlerini göndererek insanları tekrar tekrar doğru yola (sırat-ı müstakim) yönlendirmiştir.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar gelen ilahi dinlerin adı İslam’dır.

B) Tüm peygamberler insanları Allah’ın birliğine davet etmiştir.

C) Tevhid inancının temelinde Allah’ın birliği ve ortağının olmadığı gerçeği vardır.

D) İnsanlar sapıttıkça Allah peygamber göndermiştir.

E) Sırat-ı müstakim üzere olan insanlar hiç sapıtmamışlardır.

Din; Hâkim olmak, itaat altına almak, kanun ve şeriat göndermek, hesaba çekmek, ceza-mükâ- fat vermek demektir. Yaratılmış kul açısından ise din; boyun eğmek, aczini anlamak, teslim olmak ve ibadet etmektir.

Kuran-ı Kerim’de Din Kelimesinin Anlamları:

Ceza (karşılık), kıyamet, ahiret İtaat, hakimiyet, boyun eğme Teslimiyet, kulluk, ibadet Kanun, şeriat, millet

Uluhiyyet: İlahlık, tanrılık, ibadet edilen varlık ve mabut. İslam’a göre uluhiyyet makamı sadece Allah’a (c.c.) aittir.

Ubudiyyet: Kulluk, itaat, boyun eğme, ibadet etme. Allah’ın (c.c.) rızasını elde edebilmek için emirlerini içtenlikle yerine getirip yasaklarından kaçınmak.

(15)

TEAS PRESS

Ünite - 2

TEMEL TEST

4.

Dinî konularda yüzeysel bilgilerle kuruntuya da- yalı teorilerin peşine düşülmemelidir. Özellikle söz söyleme ehliyetine sahip insanlar dikkatli dav- ranmak zorundadır. Hukuk alanında da tahmin ve şüpheyle davranılamaz. Yalancı şahitlik, ke- sin doğruluk anlamı taşımayan beyanlar ve haki- kate aykırı hükümler bireylerin kul haklarının yen- mesine sebep olur. Sosyal ilişkilerde zanla hare- ket etmek, gıybet, söz taşımak gibi olumsuz dav- ranışlar meydana getirir. Bu olumsuz davranışlar maddi, manevi kayıpların yaşanmasına ve kalple- rin kırılmasına sebep olur. Toplumun ahlakı, birlik beraberliği ve düzeni bozulur.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

AAA

A) Bir bilgi derinleşmemiş olsa bile, kesinleş- meyen din konularının irdelemesinde bir so- run yoktur.

B) Hukukta bilgi sağlam değilse konu hakkında hüküm verilmez.

C) Olasılıkla hareket etmek kul hakkına neden olur.

D) Gıybet, söz taşımak gibi davranışlar gönül incitir.

E) Bireyin davranışları aynı zamanda topluma da yansıdığı için toplum düzeni bu durum- dan etkilenir.

5.

“De ki: O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyor- sunuz!” (Mülk suresi, 23. ayet.)

Ayete göre, aşağıdakilerden hangisine ula- şılamaz?

EEE

A) İnsanı yaratan ve sayısız nimet veren Yüce Allah’a karşı nankörlük yapılmaması isten- mektedir.

B) En büyük nankörlük duyu organlarını yara- tılış amacına uygun olarak kullanmamaktır.

C) Allah’ın (c.c.) ayetlerine gözlerini ve kulak- larını kapatmaktır.

D) En güzel şükür, nimeti verene olmalıdır.

E) Nimeti verene nimetin cinsinden daha bü- yük bir amelle teşekkür etmek gerekir.

Fıtrat: Yüce Allah’ın, tüm varlıkları kendi varlığını ve birliğini tanıyabilme gücü ve yeteneği ile ya- ratması, Haniflik, tevhid ve İslam inancıdır. İnsa- nın yaratılışında bulunan ve hayatı anlamlandırma çabalarına yön veren, çalışmakla elde edileme- yen ve inanmayı da içeren, insanın doğuştan ge- tirdiği yetenektir.

6.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz?

DDD

A) İnsanlar inanmak istemedikçe inkar yoluna başvurmuşlardır.

B) Dini inkar çabasına giren görüşler materya- list ve pozitivistlerdir.

C) Materyalist ve pozitivistler duyu organlarıyla algılanamayanları yok saydıkları gibi vahiy kaynaklı olmadığını savunmuşlardır.

D) Kendi tanrılarını kendileri yapmalarına rağ- men cehalet ve korkularına yenik düşüp Al- lah’a dönmüşlerdir.

E) İslam; "her kavme bir peygamber gönderil- miştir" inancını benimser.

18. ve 19. Yüzyıllarda Batı’da etkili olan bazı bilim dalları, materyalist ve pozitivist görüşlerin etkisiyle dinin vahiy kaynaklı olmadığını iddia etmişlerdir. So- mut olmayan ve duyu organlarıyla algılanamayan her şeyi yok sayan bu anlayış, Allah’ı (c.c.) ve O’nun vahiy gönderdiği gerçeğini de inkâr etmiştir. Bu anla- yışa göre topluluklar, cehalet ve korkuları yüzünden kendilerince tanrılar üreterek bunlara tapınmışlardır.

Allah’ın (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de bildirdiklerine şeksiz şüphesiz bir şekilde iman eden Müslümanlar, tarih boyunca her topluluğa bir peygamber gönderildi- ğine inanırlar. Allah bu gerçeği şu şekilde haber ver- mektedir: “Andolsun ki biz, ‘Allah'a kulluk edin ve tâ- ğut'tan sakının.’ diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!” Dolayısıyla dinin Allah (c.c.) tarafından peygamberlere gönderilen ilahî kurallar bütünü olduğuna inananlar için dinin kaynağı konu- sunda bir sorun ve belirsizlik yoktur.

7.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz?

DDD

A) Her topluluğa bir peygamber gönderildiği gerçeği ayetle sabittir.

B) Her inkar eden kavme Allah tarafından ib- retli bir son verilmiştir.

C) Dinin kaynağında inanan her kişi için sorun veya belirsizlik bulunmaz.

D) Allah'ın peygamber gönderdiği kavimlerdeki tüm insanlar, gönderilen peygamberlere er ya da geç inanmıştır.

E) Allah insanları açık açık puta tapmaktan sa- kınmaları için uyarmıştır.

(16)

Ünite - 2

EĞİTEN TEST

1.

I. İnanmak, tasdik etmek.

II. Boyun eğmek, itaat, teslim olmak, sulh ve barış yapmak.

III. Şirkten ve şirk ahlakından uzaklaşıp Allah’ın (c.c.) birliğini ve Hz. Peygamber’in hak oluşunu kabul ede- rek Allah’ın (c.c.) emrine, peygamberin sözüne uyup teslimiyet göstermek.

IV. Allah (c.c.) tarafından peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed’e (sav) vahiy yolu ile bildirilerek bü- tün insanlığa gönderilen son ve hak din, Müslümanlık.

Buna göre, verilenlerden hangileri “İslam” ile ilgilidir?

CCC

A) I, II B) I, II, III C) II, III, IV D) III, IV E) I, II, IV

2.

İslam’ın temel kaynaklarında açık bir şekilde ortaya konulan inanç esasları dogmatik değildir. Çünkü dogma; belli bir konuda insanlar tarafından ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz bir gerçek olarak kabul edilmesidir. Dogmalarda insanlar veya belirli kurumlar tarafından belirlenen düşünce ve kabullerin başka insanlara dayatılması söz konusudur. Oysa İslam inanç esasları insan ürünü değil, vahiy kaynaklıdır. İna- nan insanlar baskı ve zorlama altında olmaksızın dine gönülden bağlanırlar. Ayrıca İslam inanç esasları hakkında her türlü temellendirme, açıklama ve yorumlama yapılabilmektedir.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) İslam inanç esasları vahiy kaynaklıdır.

B) İslam’da temel konular dogmatik değildir.

C) İnanan insanlar İslam’a gönül bağıyla bağlıdırlar.

D) İslam’da insanlar tarafından belirlenen düşünce ve kabullerin dayatılması söz konusu değildir.

E) İnanç esasları hakkında herhangi bir görüşte bulunmamak gerekir.

3.

İnsanın temel özellikleriyle uyumlu din, fıtrat dini olan İslam’dır. Kur’an-ı Kerim’de bu tabiiliği ve saflığı ifade eden kavramlardan biri de hanifliktir. Haniflik Allah’ın (c.c.) başlangıçtan itibaren insanlara bildirdiği, insa- nın tabiatına en uygun olan tevhid dinidir. Kur’an-ı Kerim’de haniflikle birlikte en çok adı geçen peygamber Hz. İbrahim’dir (a.s.). Onun Yahudi ve Hıristiyan olmadığı aksine hanif bir Müslüman olduğu şu şekilde be- yan edilir: “İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyandı. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir Müs- lümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.” Ayetten de anlaşılacağı üzere haniflik, insanın tabiatına ve fıtrata uygun olarak kayıtsız ve şartsız Allah'a (c.c.) teslim olmak, ilah olarak yalnızca Allah’ı (c.c.) kabul et- mek ve yalnızca O’na kulluk etmek demektir. Hanif ise, Allah’ın emrettiği doğru yola girip o istikamette ya- şayan kişidir.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Haniflik, insanın tabiatına ve fıtrata uygun olarak kayıtsız şartsız Allah'a teslim olmak.

B) Hz. İbrahim, Yahudilere gönderilmiş bir peygamber olsa da o bir hanifti.

C) Hanif, Allah’ın emrettiği doğru yola girip o istikamette yaşayan kişidir.

D) İnsanın özüyle, tabiatıyla uyumlu olan din İslam dinidir.

E) Kuran-ı Kerim’de en çok adı geçen peygamber Hz. İbrahim’dir.

4.

I. ..., emniyette olmak, güvende olmak, güven vermek demektir.

II. ..., Yüce Allah’ın varlığını ve birliğini kabul edip, O’nu tek ve eşsiz yaratıcı olarak kabul etmek- tir.

III. Kulun bütün davranışları ve sözlerinde sadece Allah rızasını gözetmesine... denir.

IV. Allah’ın (c.c.) insan tabiatına bahşettiği yaratanını tanıma eğilimi, ruh temizliği gibi özelliklere ... denir.

Verilen boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

BBB

A) İman, fıtrat, ihlas, tevhid B) İman, tevhid, ihlas, fıtrat C) Tevhid, iman, fıtrat, ihlas D) İhlas, iman, tevhid, fıtrat E) Fıtrat, tevhid, iman, ihlas

(17)

Ünite - 2

EĞİTEN TEST

“İyilik, yüzlerinizi (namazda) doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahi- ret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakın- lara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere ve- renlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır…” “Fakat Rab- bine karşı gelmekten sakınanlar için üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır…” “ceza çekilecek yerin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.”

5.

Buna göre, ayetlerde aşağıda verilen bilgilerin hangisinden bahsedilmez?

EEE

A) İnanç esasları B) İbadetler C) Ahlak kuralları

D) Sosyal ilişkiler E) Evrenin yaratılışı

6.

Buna göre, ayetlerde aşağıda verilen soyut kavramların hangisinden bahsedilmez?

CCC

A) Ahiret hayatı B) Cennet C) Berzah alemi

D) Allah’a iman E) Cehennem

7.

İnsan, beden ve ruh boyutları olan bir varlıktır. İnsanın ruh boyutunun en belirgin özelliği inanmaktır. İnsan- lık tarihinin tüm zamanlarında ve tüm toplumlarda inanç bir gerçeklik olarak karşımıza çıkar. Çünkü inanma duygusu insana yaratılışında verilen bir özelliktir. İnsan bu özelliği dolayısıyla bir ve tek yaratıcıya inanma ihtiyacı duyar. Bunun yansımaları tarih boyunca insanlığın kültür, sanat ve medeniyet birikiminde açık bir şekilde görülmektedir. İnsan, dünya hayatı boyunca huzur ve güven içerisinde yaşamayı ister. İnsanlar an- cak iman sayesinde hayatlarını belirsizlikten ve karmaşadan kurtarıp anlamlı hale getirir. Bu yönüyle iman, insana niçin var olduğunu ve yaşadığı hayat içerisinde zorluklarla nasıl başa çıkacağını gösteren bir kay- naktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de “Müminler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.” buyurmuştur.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Kur'an-ı Kerim inanan insanların tüm zorluklardan sonra huzura erişeceğini müjdelemektedir.

B) İnsanın iki boyutu vardır; bu boyutun bir tanesi gayba bakan yönüyle ruhtur.

C) İnsan inanma özelliğinden dolayı bir yaratıcıya ihtiyaç duyar.

D) İman insanın hayatını kaostan kurtararak huzurlu bir hale getirir.

E) İman, insanın ve yaratıcının varlık sebebini sorgular.

8.

İslam dini, hayatın her anında doğru bilginin yol gösterici olmasını ister. Yüce Allah bir ayette “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorum- ludur.” buyurarak doğru bilgiye ulaşma konusunda insanlara yol gösterir. Kur’an’ın bilgi konusundaki bu ilkesi İslam dininde ve kültürümüzde çok önemli bir yer tutar. Toplumumuz, doğru bilgiye ulaşmada reh- berliğe, hoca talebe, usta çırak ilişkisine büyük önem verir. Bilgiyi ilk elden ve kaynağından öğrenmek gü- nümüzde de öneminden bir şey kaybetmemiştir.

Buna göre doğru bilgiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

BBB

A) Kaynağı sağlam olmayan bilgiler kesin değildir.

B) Bilgi nesilden nesile aktarıldıkça güvenilirliliği daha çok artar.

C) Kuran’ın bilgi konusunda öne çıkardığı düşünce İslam kültürünü etkilemiştir.

D) Toplumumuzda doğru bilgiye ulaşmada altüst ilişkisi ön planda tutulmuştur.

E) Bir bilgi yol gösterici nitelikteyse doğru bilgi derecesindedir.

(18)

Ünite - 2

ANTRENMAN TESTİ

1.

— “O hâde (Habibim) sen yüzünü bir muvahhid (Allah'ın birliğine inanan) olarak dine yönelt. Allah’ın in- sanları yaratmasında esas aldığı o yaratılışa uygun hareket et...”

— “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”

— “Her doğan, İslâm yaradılışıyla doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.”

Verilen ayet ve hadislerde bahsedilen ortak konu aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

AAA

A) Fıtrat B) Uluhiyyet C) Ubudiyyet D) İslam E) İtaat

2.

Allah (c.c.) insanı en güzel şekilde yarattığını şöyle haber vermektedir: “Biz insanı en güzel şekilde yarat- tık.” Bazı bilim adamlarının ve teorisyenlerin insanlık tarihinin zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak gelişme- miş insanlarla başladığı iddiası doğru değildir. İslam inancına göre Hz. Âdem’den (a.s.) itibaren bütün in- sanlar, Allah (c.c.) tarafından gönderilen tevhid dininin esaslarını kavrayıp benimseyecek ve hayatlarını bu esaslara göre düzenleyecek yeterlikte yaratılmışlardır. Kur’an-ı Kerim’de insanın bu kapasitesine işaret edi- lerek insanın fıtrata uygun davranması gerektiği şöyle belirtilir: Allah Kuran-ı Kerim’de “(Resûlüm!) Sen yü- zünü hanîf olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona çevir. Allah'ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” Buyurmuştur.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

BBB

A) İnsanın en güzel yaratıldığının delili ayetlerde açıkça verilmiştir.

B) Kur'an-ı Kerim'in "sen yüzünü hanîf olarak dine çevir" ifadesi hanif dinine gönderilen Hz. İbrahim içindir.

C) İlk insan aynı zamanda bir peygamber olduğu için bilgisizlik iddiası doğru değildir.

D) Dinin özünü oluşturan şey tabiîliktir.

E) Allah’ın emir ve yasakları insanın eğilim ve istidatlarına uygundur.

4.

I. Kurtuluşa ermek.

II. Emniyette olmak, güvende olmak, güven vermek.

III. Kişinin Allah’ın (c.c.) varlığını, birliğini, sıfatlarını, peygamberlerini, ahiret gününü ve bunlardan başka iman edilmesi gereken şeyleri kalp ile tasdik edip dil ile söylemesi.

IV. Son peygamber Hz. Muhammed’e (sav) ve onun tarafından insanlığa bildirilen şeylere hiçbirini dışta bırakmaksızın inanmak, onun doğruluğu konusunda herhangi bir kuşku duymamak.

Buna göre, verilenlerden hangileri “iman” ile ilgilidir?

CCC

A) I ve II B) I, II ve III C) II, III ve IV D) III ve IV E) I, II ve IV

3.

İslam dininde aklın kendinden beklenen işlevleri görebilmesi için akl-ı selim olması gerekir. Selim akıl, in- sanın doğru karar vermesini sağlayan, herhangi bir olumsuzluktan veya ortamın kötülüğünden etkilenme- yen, yaratılışındaki temizliğini ve safiyetini koruyan akıldır. İnsanın hayır ile şerri ayırabilmesi ve hayrı tercih etmesi selim akılla olur. Bu kavramın Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde geçen fıtrat kavramı ile ilişkisi vardır.

Hz. Peygamber’in “Her çocuk fıtrat üzere doğar…” hadisi insanın temiz (selim) bir karakterde yaratıldığına işaret eder. İslam âlimleri de fıtratı, insanların doğuştan hakikati ayırt etme ve İslam’ı kabul etme kabiliyeti şeklinde yorumlamışlardır.

Verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılamaz?

EEE

A) Selim akıl, yaratılış gereği temizliğini ve saflığını korur.

B) Selim akıl; iyi ve kötüyü ayırt ederken, fıtrat gereği iyiyi tercih eder.

C) Bir çocuk hangi millet ya da dinden olursa olsun tertemiz bir tabiata sahip olarak doğar.

D) İnsan hakikati doğuştan bulur, selim akılla bu durumu pekiştirir.

E) Her doğan çocuk, yaradılışı gereği içinde bulunduğu toplumun dinine uygun doğar.

(19)

Ünite - 2

ANTRENMAN

TESTİ

2

6.

İslam inanç esaslarındaki itidal ve denge ahirette kulun amelleri tartılırken de geçerlidir. Yüce Allah ruhun- dan üfleyip hayat verdiği insana sevgisini ve merhametini Rahmân, Rahîm, Raûf, Afüv, Vedûd ve Gafûr gibi isimleriyle gösterir. Allah (c.c.) aynı zamanda adalet sahibidir ve hiç kimseye zulmetmez. Bununla birlikte ilahi adaletin bir yansıması olarak insanlar yaptıklarının karşılığını ahirette göreceklerdir. Bu yüzden kul Al- lah’ın (c.c.) rahmetine güvenip sorumluluklarını aksatmamalıdır. Ama O’nun rahmetinden ümidini kesip ka- ramsarlığa da düşmemelidir. Kula düşen korku ve ümit arasında itidalli bir hayat yaşamaktır. Kur’an-ı Ke- rim’de “…Allah’a korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah’ın rahmeti çok yakındır.”

buyurmuştur.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) İnsanın ölçülü olması hesap gününde de karşılaşacağı bir durumdur.

B) Allah kullarını sever ve bu sevgiyi isimleriyle gösterir.

C) Allah adalet sahibidir fakat rahmetine sığınarak sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

D) Müminlerin korku ve ümit arasında Allah’ın (c.c.) rahmetini dilemesi üzerinde durulmuştur.

E) Rahmân, Rahîm, Raûf, Afüv, Vedûd ve Gafûr gibi isimleri Allah’ın adaletini gösterir.

7.

Fıtrat: "Allah Teâlâ'nın mahlûkatını kendisini bilip tanıyacak ve idrak edecek bir hal, bir kabiliyet üzere ya- ratmasıdır. Peygamber Efendimiz sav fıtrat için: "Her çocuğu annesi fıtrat üzere dünyaya getirir. Onun bu hali konuşma çağına kadar devam eder, sonra ebeveyni onu Hristiyan; Yahûdi, Mecûsî yapar. Eğer ana- babası Müslüman iseler, çocuk da Müslüman olur." buyurmuştur.

Buna göre aşağıdaki ayetlerden hangisi fıtratla ilgili değildir?

EEE

A) “Dilediğini yaratır ve onlar için hayırlı olanı seçer" (el-Kasâs, 28/68).

B) “Biz ona hayır ve şer olmak üzere iki yol gösterdik" (el-Beled, 90/10).

C) “Biz ona yolu gösterdik, ya şükredici veya nankör olur" (el-İnsân, 76/3).

D) “Rabbimiz, her şeye yaratılışını verip sonra onu doğru yola iletendir" (Tâhâ, 20/50).

E) “(De ki) O'nun hiç bir ortağı yoktur; bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim" (el-En'âm, 6/163).

5.

Akıl, eşyanın güzellik, çirkinlik, kemal ve noksanıyla ilgili sıfatını idrak eden özelliktir. İki hayırdan daha ha- yırlı; iki şerden daha az şerli olanını idrak etmekten ibarettir. Akıl insanoğluna verilmiş manevi bir kuvvet- tir. İnsan bu güç ile gerekli ve nazarı bilgileri elde eder. Bilgiyi elde eden güç İslam'da insanı mükellef kılan akıl gücüdür. Bu güç insanda ana rahminde cenin iken oluşan özelliktir. Bu erginlik çağına gelince gelişir ve gittikçe olgunlaşır. Bu da, zaruriyyatı (zorunlu) anlayan güçtür. Bu güç ile elde edilen 'bilgi'ye gelince yerine göre kullanılmadığında akılsızlık özelliğini taşır.

Buna göre parçadan çıkarılacak ayet ya da hadislerden en doğrusu aşağıdakilerden hangisidir?

AAA

A) “Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Zira akletmezler.”

B) “Hiç kimse kendisini hidâyete götüren ya da tehlikeden alıkoyan akıldan daha faziletli bu özellik kazan- mamıştır.”

C) “Allah, akıldan daha yüce bir mahlûk yaratmamıştır.”

D) “Akıllı, nefsini kontrol altına alıp ölümünden sonraki ebedi hayat için hazırlanan kimsedir.”

E) “Eğer duyup akıl edeydik biz de Cehennemlikler arasında olmazdık.”

(20)

Ünite - 2

SINAVA HAZIRLIK TESTİ

1.

Buna göre boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur?

AAA

A) Fıtrat B) İman C) İhlas D) Tevhid E) esmâ-i hüsnâ

2.

Verilen parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

EEE

A) Sütün tercih edilmesi ile insanın yaratılışı arasındaki ilişkiden bahsedilmiştir.

B) İslam dininin kolay, rahat, huzur veren bir din olduğu üzerinde durulmuştur.

C) İslam, insanın yaratılışına uygun hükümler ihtiva etmiştir.

D) Şarap kötülüğün başlangıcı niteliğinde olduğu için, tercih edilmemiştir.

E) Peygamber Efendimiz (sav)'in sütü seçmesi kaderde yazılı olmasından dolayı tercih meselesi değildir.

3.

"Bir topluluk Allah'ı zikretmek için bir araya gelirse, melekler onları kuşatırlar, üzerlerini rahmet kaplar, on- lara sekîne (gönül huzuru) bahşedilir ve Allah onları nezdindekilere (melekler vb.) iftiharla zikreder." (Müs- lim, Zikir 39)

Buna göre hadiste anlatılan kavram aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

EEE

A) Esmâ-i hüsnâ B) Ahlak C) İtikat

D) Uluhiyyet E) Ubudiyyet

4.

Yüce Allah’ın buyruğu olan din, insanlara yön verir, onları iyi ve faydalı şeyler yapmaya yöneltir. Hayatı dü- zenleyen bir nizam, kanun ve ahlak bütünü olduğundan toplumsal işleyişin her alanını düzenleyerek hu- zuru sağlar. Dinin ortaya koyduğu ahlak çok güçlü ve etkilidir. Bu ahlakın etkili olmasının sebebi o dini be- nimseyen kişiyi içten kuşatıcı olmasıdır. İnsanın kendisini aşan yüce bir kudrete gönülden bağlanması da onu daha güçlü ve güvenli kılar. Bunun için dua, niyaz, iltica ile o yüce varlığa yalvarıp sığınır. Dindeki ahiret inancı bir yandan kişinin sorumluluk bilincini yükseltirken diğer yandan onu ahlaki bakımdan daha özenli ve dik- katli olmaya sevk eder.

Verilen parçaya göre aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

BBB

A) Din insanların doğruyu yanlıştan ayırt etmelerine yardımcı olur.

B) Din hayatın düzenleyicisi olmadığı için ilahi kanunlar toplumsal huzuru sağlamaz.

C) Din insanları kötü ve zararlı işlerden uzak tutarak, faydalı işler yapmaya yöneltir.

D) Kişinin güçlü ve güvenli olması için kendini aşan kuvvetli varlığa gönülden bağlı olması gerekir.

E) Ahiret inancına sahip kişiler sorumluluklarına karşı dikkatli olan güçlü kişilerdir.

Miraç hadisesinde vuku bulan olaylardan biri de Hz. Cebrail tarafından Peygamberimiz'e (sav) biri süt, biri şarap olarak iki kap içecek sunulduğu ve Peygamberimiz (sav)'in sütü tercih ettiği ve bunun üzerine Ceb- rail’in “Sen ……… tercih ettin / seçtin.” dediği belirtilmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bakillani, İbn Furek ve diğer (Eşari) büyükler de ta ki Ebu’l Meali (el-Cüveyni) zamanına, ondan sonra da Şeyh Ebu Hamid (el-Gazali) zamanına kadar böyle

Böylece gelen hediyeyi onlarla paylaşırdı.” Buhârî, Rikâk, 17 Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ilmin önemine dikkat çekmek için bir hadisinde şöyle

İslamiyet’in tamamıyla ve resmen tanınmış ve diğer dinler ile eşit olduğu ve Müslümanlarının da bütün diğer resmen tanınmış dinler gibi, tam olarak medenî hürriyet

Vakit, ilim talebi için, ibadet, r ızık kazanmak, çocuk e ğitimi ve salih ameller için gerekli bir şeydir ve sahip oldu ğun en değerli şeydir.. Vakit tek sermayendir,

Kerim olan Yüce Allah’ın yarattıklarına ihsan ettiği en büyük ikramdır.. Ne olur kendine

Bu iki doktor, çörek otu ile ilgili laboratuvar çal ışmalarında şu sonuca ulaştılar: "dört hafta boyunca günde iki kere bir gram çörek otu kullan ımı, lenf

Bu üç nitelik şu demektir: Güzel olan ı doğrulamak ki güzel olan cennettir, Allah’a isyandan sakınmak ve tüm hayat ını Allah için vermek üzerine inşa etmek.. Bunlar

Özetle mesele şudur; şayet bir beldede Allah'tan başkasına dua etmek ve bunun tamamlayıcıları olan ameller ortaya çı- karsa; belde ehli bunu devam ettirirse; bunun için