• Sonuç bulunamadı

TEFSİR [YÖNTEMİ] ÇEŞİTLERİ. 1. Rivayet Tefsiri 2. Dirayet Tefsiri 3. Konulu Tefsir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TEFSİR [YÖNTEMİ] ÇEŞİTLERİ. 1. Rivayet Tefsiri 2. Dirayet Tefsiri 3. Konulu Tefsir"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TEFSİR

[YÖNTEMİ]

ÇEŞİTLERİ

1. Rivayet Tefsiri 2. Dirayet Tefsiri 3. Konulu Tefsir

(2)

TEFSİR YÖNTEMLERİNİN VE TEFSİRLERİN RİVAYET-DİRAYET TASNİFİ ÜZERİNE:

* [Dirayet-Rivayet ayrımı/adlandırması]Sonradan ortaya çıkmış özellikle Zürkanî (ö.1367/1948) ile başlayan ve modern dönemde yaygınlaşan bir tasniftir.

* Bu tasnif öze ilişkin bir tasnif olmaktan ziyade didaktik/eğitim/pratik amaçlı bir tasniftir.

* Ortaya konan tefsir ürünlerinin tamamını kapsayacak bir tasnif değildir. Çünkü hiçbir tefsir eseri ne tamamıyla rivayete ne de tamamıyla dirayete dayanır.

* Her müfessir tefsir yaparken nakle[Hz. Peygamber (s.a.), sahabe, tabiin, şiir, dil vb.] ihtiyaç duyduğu gibi önüne gelen verileri değerlendirmeyi de ancak akılla, kendi tercih ettiği bir anlayışa göre yapmaktadır.

* Dolayısıyla tefsir etme yöntemi açısından belirgin/keskin bir ayrımdan söz etmek doğru değildir.

(3)

1. RİVAYET AĞIRLIKI TEFSİR [et-tefsiru bi’l-me’sûr; et-tefsiru bi’l-menkûl]

Tanımı: Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’(s.a.)den, tabiun’dan ve selef alimlerinden nakledilen rivayetlere ve Kur’an’a dayanarak tefsir etmek demektir.

Ancak burada: «rivayet» her zaman için adresi belli bir bilgiyi alıp yerine koymayı ifade etmemektedir.

* Hangi âyetin hangi âyeti tefsir ettiği [«Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri popüler İslamcı- Kur’ancı söylemin en meşhur klişelerinden biridir»]

* Nakledilen bilgiler arasında ilişki kurmak

* Rivayetler arasında bir tercihte bulunmak

bir dirayet/re’y/gayret meselesidir.

Dolayısıyla rivayet tefsirini salt nakilden ibaret saymak ve bunu üstün bir yöntem kabul etmek doğru değildir.

* Ayrıca kendisinden rivayet aktarılan kimseler Sahabe ve tabiûnun görüşlerinden büyük bir bölümü de re’ye/kendi akıl yürütmelerine dayanmaktadır…

(4)

Rivayet Tefsirinin Genel Özellikleri 1. Rivayeti önceler. Esas olan rivayettir.

2. Kaynakları Hz. Peygamber (s.a.)’den, sahabeden, tabiînden gelen rivayetlerdir. Ancak bu rivayetlerin tercihi müellifin tutumuna ve bilgisine göre değiştiğini unutmamak gerekir.

3. Farklı görüşlerin daha kolay bulunabildiği tefsirlerdir.

Rivayet Tefsirinin Zaaf Noktaları 1. Uydurma rivâyetlerin tefsire sokulması

2. Rivâyetlerin tahkiksiz ve senetsiz nakledilmesi 3. İsrailiyyata yer verilmesi

(5)

Önemli Rivayet Ağırlıklı Tefsirler

1. İbn Cerîr et-Taberi (ö. 310/922), Câmi'u'l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur'ân -Tefsir tarihi içerisinde en önemli tefsirlerin başında gelir.

- Kendisinden önceki birikimi[pek çoğu kaybolmuş] kayıt altına almıştır.

- Sadece rivayete dayanmaz

2. Ebu’l-Leys es-Semekandî (ö. 383/993), Bahru’l-Ulûm 3. Ebu İshak es-Sa’lebî (ö. 427/1036), el-Keşf ve’l-Beyan

4. Ebu Muhammed Hüseyin el-Beğavî (ö. 516/1122), Meâlimu't-Tenzîl

5. İbn Atiyye el-Endelûsî (ö. 546/1151), el-Muharraru'l-Vecîz fî Tefsîri’l-Kitâbi'l-Azîz 6. Ebu’l-Ferec İbnu’l-Cevzî (ö. 597/1201), Zâdu’l-Mesîr

7. Ebu’l-Fida İbn Kesîr (ö. 774/1372), Tefsîru'l-Kur’ani'l-Azîm

8. Abdurrahman es-Se’âlibî (ö. 876/1471), el-Cevahiru’l-Hisan fi Tefsiri’l-Kur’ân 9. Celalüddin es-Suyûtî (ö. 911/1505), ed-Dürru'l-Mensûr fi't-Tefsîr bi'l-Me'sür 10. Cemalüddîn el-Kâsimî (ö. 1332/1914), Mehâsinü't-Te'vîl

(6)

2. DİRAYET AĞIRLIKI TEFSİR [et-Tefsir bi’d-diraye, et-Tefsir bi’r-re’y]

Tanım: Müfessirin sadece rivayetlere bağlı kalmayıp dil, edebiyat ve çeşitli ilimler yanında kendi bilgi birikimine ve re’yine başvurarak yaptığı tefsirdir.

Dirâyet tefsirinde; kelimelerin etimolojik yapısı, hakikat veya mecaz oluşu, cümlelerin tahlili, emir ve yasakların ne ifade ettiği, sözün bağlamı ve belâğat yönlerinin dikkate alınması gerekir. Müfessir, bu konulardaki kendi ilmî birikimine göre âyetleri yorumlar.

Dirâyet tefsirinin makbul olabilmesi için bu tefsirin, İslâm'ın ruhuna, Kur'ân ve sünnet bütünlüğüne uygun olması gerekir. Aksi takdirde bu tefsir, ilhadî bir tefsir olur.

(7)

Dirayet/Re’y Tefsiri İle İlgili Yaklaşımlar 1. Caiz değildir:

a. Dirâyet tefsiri, yorum/ zan ifade eder. Zan kesin bilgi değildir. Kesin bilgi olmadan Allah adına konuşmak yanlıştır. Nitekim bazı âyetler, «Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemeyin» der.

b. »أطخأ دقف بصأف هيأرب نآرقلا رسف نم« şeklindeki hadisler. (Kim kendi içtihadıyla Kur’ân hakkında bir şey söylerse, isabet etse bile hata yapmış olur.) [Tirmizî, Tefsir, 1]

c. Bir çok sahabe ve tâbiûn, Kur’ân hakkında kendi içtihatlarına dayanarak konuşmaktan kaçınmışlardır

• Ayrıca: Re’yin özellikle de bidat fırkaları bağlamında sünnî ekolün karşıtı nitelemesi anlamında da kullanılmış olması Kur’an’ın re’y ile tefsirine niçin karşı çıkıldığını da açıklar.

(8)

2. Caizdir:

a. Yasaklayıcı olduğu iddia edilen âyetler/hadisler/rivâyetler, herhangi bir asla yada kitap ve sünnete bilgisine dayanmadan kendi hevâ ve heveslerine göre konuşanlarla ilgilidir.[Ayrıca re’yel ilgili rivayet edilen hadislerin senedleri münakaşalıdır.]

**[Tarihen, Hz. Peygamber döneminde, Kur’ân’ın re’y ile tefsiri diye ciddiye alınabilecek bir olgu olabilir mi?]

b. Zann ile amel ancak şerî bir nas veya sahih bir hadis olduğundadır. Bunlar olmadığında zan ile amel edilebilir. «İçtihad edip de isabet edene iki, etmeyene bir ecir vardır.» Hz. Peygamber (s.a.s.) Muâz b. Cebel hadisesi.

c. Ashabdan bazıları âyetlerin anlaşılmasında/yorumunda re’y ve içtihada yer vermişlerdir.

d. Tâbiûn tefsirinin en belirgin özelliği re’y ve içtihâda yer vermeleridir.

Aslında bu tartışmaları:

«Kur’ân’ın re’y ile tefsir edilmesini yasaklayan rivâyetlerin, muhtemelen, nakil geleneğine dayalı tefsir anlayışından re’ye dayalı tefsire geçiş girişimleri sürecinde meydana gelen çetin tartışmaların, rivâyet formundaki yansımaları olarak değerlendirmek mümkündür.»

(9)

Dirayet Tefsirinin Zaafları/Tefsir Nasıl Yapılamaz?

1. Sağlam/sahih bir Kur’ân anlayışına sahip olmamak,

2. Yeterli bilgi birikimine sahip olmamak [Kur’ân’ın nüzul ve metinleşme tarihi, ilk muhatapların durumları, ulûmu’l-Kur’ân konuları ve en önemlisi Arap dilinin (Kur’ân Arapçası) özellikleri ve belâğat bilinmeden]

3. Belli bir ön yargıya veya ideolojik görüşe göre davranmak 4. Kur’an’ın indirildiği dönemdeki Arapça’yı dikkate almamak 5. Sağlam senedlerle gelen rivayetleri dikkate almamak

6. Mutlak müteşabih(gaybî) konularda Allah’ın muradını belirlemeye çalışmak.

(10)

Önemli Dirayet Ağırlıklı Tefsirler

1. Ebu Mansur el-Maturidî (ö. 333/994), Tevilatu’l-Kur’an (Tevilâtu Ehli’s-Sünne)

2. Carullah Zemahşerî (ö. 538/1143), el-Keşşâf an Hakâikı Ğavâmizi’t-Tenzil ve Uyûnu’l-Ekâvil fi Vucuhi’t-Te’vîl

3. Fahruddin er-Razî (ö. 606/1209), Mefâtîhu'l- Gayb (Tefsir-i Kebîr).

4. Kadı Beydâvî (ö. 685/1288), Envâru't- Tenzîl ve Esrâru't-Te'vîl.

5. Ebu’l-Berekat en-Nesefî (ö. 710/1310), Medârikü't- Tenzîl ve Hakâkiku't-Te'vîl.

6. el-Hâzin el-Bağdadî (ö. 741/1340), Lübâbu't- Te'vîl fî Meâni't- Tenzîl.

7. Ebu Hayyân el-Endelûsî (ö. 745/1344), el-Bahru'l-Muhît.

8. Hatîb Şirbînî (ö. 977/1569), es-Sirâcü'l- Münîr.

9. Ebussuûd Efendi (ö. 982/1574), İrşâdü'l-Akli's-Selîm İlâ Mezâye'l-Kur'âni'l-Kerim

10. Muhammed Ali eş-Şevkânî (ö.1250/1834), Fethu’l-Kadir: el-câmiʿ beyne fenneyi’r-rivâye ve’d-dirâye min ʿilmi’t-tefsîr

10. Elmalılı Hamdi Yazır (ö. 27 Mayıs 1942), Hak Dîni Kur’ân Dili.

11. Tahir b. Aşur (ö.1394/1973) : et-Tahrir ve’t-Tenvir

(11)

3. KONULU TEFSİR[et-Tefsiru’l-Mevzuî]

Tanımı: Kur’an’ın bütününü veya ondaki herhangi bir meseleyi araştırma konusu

yaparak âyetleri nüzul tarihine göre sıralayıp incelemek suretiyle Kur’an’ın bakış açısını tespit etmek anlamına gelmektedir.

* Tefsir geleneği içerisinde esas itibariyle yer olmayan bir metot olup modern bir uygulamadır.

Ortaya Çıkışı

* Konulu Tefsir metodunun, ortaya çıkışı ve başlangıcı hususunda ihtilaf vardır. Kimine göre 20. asırda ve Mısır'da ortaya çıkmış, kimilerine göre ise Hz. Peygamber döneminde bizzat Hz.

Peygamber tarafından tatbik edilmiştir.

* Konulu Tefsirin, bugünkü mânâsı ve adıyla ilk defa 20. asırda Mısır’da Ezher’de ortaya çıkmıştır. Öncülüğünü Muhammed Abduh’un yaptığı söylenebilir: Sadece Kur’an…

* Daha sonraları ise, toplumun Kur'an'la ilgili bu tür müstakil çalışmalara rağbet etmesi ve ihtiyaç duyması sebebiyle, bilhassa akademik çalışmalar bu sahaya yönelmiş ve bir çok eser ortaya çıkmıştır:

(Kur’ân’da Kadın, Kur’ân’da Günah Kavramı, Kur’ân’da Sosyal Adalet, Kur’an’da Şer Problemi, Kur’an’da Hz. Musa vb.…)

(12)

ÇEŞİTLERİ

1. Kur’an’da geçen konuları ele alan yani Kur’ân bütünlüğünü esas alan konulu tefsir. [en yaygın ve kullanılan türü budur]

2. Kelime ve türevlerini esas alan konulu tefsir. [Kur'an'daki herhangi bir kelimenin/kavramın geçtiği âyetleri ele almak suretiyle yapılan konulu tefsir, Bu aslında Kur’an’da geçen bir kelimenin semantik analizidir.]

3. Sûre eksenli konulu tefsir.[Herhangi bir sûrenin özel ve genel maksatlarını ele almak ve sûre içindeki iç içe geçmiş muhtelif konuları birbirinden ayırmak suretiyle yapılan tefsir]

(13)

KONULU TEFSİRİN ELEŞTİRİSİ

1. Tanımı konusunda bir ittifakın olmaması, hedefler konusunda da kafa karışıklığı ortaya çıkarmaktadır.

2. Konulu tefsir, modern bir düşünce değil, modern bir uygulamadır. Bazılarına göre bir üsluptur.

3. Konulu tefsirin karşısına geleneksel tefsiri koyup onu da «parçacı/mevziî», «Kur’ân’ı anlamaz» ilan etmek yanlıştır.

4. Modern dönemde her konu (psikoloji, sosyoloji, ekonomi, fizik, kimya vs.) konulu tefsir aracılığıyla Kur’ân’da aranır ve bulunur(!) olmuştur.

5. Konulu tefsirde âyetlerin nüzul sırası/tarihsel süreç ve bağlam göz ardı edilebilmektedir.

6. Konulu tefsire malzeme olarak seçilecek ayetlerin hangi ilkelere göre seçileceğinin belli olmaması

7. Konulu tefsir metodu, Avrupa’daki kutsal metin merkezli din anlayışının İslam dünyasında «Kur’ân merkezli din anlayışı» şeklindeki tezahürüdür. Böyle bir İslam anlayışı doğru değildir.

(14)

Sonuç olarak:

Tefsir, Kur’an’ın ne dediğini anlama faaliyeti olduğundan bu faaliyetin öncelikli amacı indiği dönemde ne dediğini, ne demek istediğini anlama, ortaya çıkarma faaliyeti olmalıdır.

Dolayısıyla böyle bir faaliyet ne rivayetlerden, ne siret-i Neb’i’den ne dil çalışmalarından ne de Kur’an’ın bütünlüğünü dikkate almadan edemez…

Anlaşılan anlamı günümüze aktarma işi ise yani tevil ise zâten bir aklî çabanın ürünü olmak zorundadır…

Referanslar

Benzer Belgeler

Peygamber’in (s.a.s.) , Cibril’den öğrenmeye muhtaç olduğu âyet- ler vardı Zira O, Resûlullah’ın müşahede etmediği ahvali müşahede edi- yordu. Bize göre

Yukarıda zikrettiğimiz anlamlar çerçevesinde Lafza-i Celâl; ‘teabbüd etmek, kulluk etmek, insanın kainatın herc-ü merçliği içinde sığınacağı ve sükûnete ulaşacağı

Toplumun güven ve huzurunu korumak için mü’minler gıyablarında dahi olsa birbirlerinin hak ve hukûkuna riâyet etmeli ve birbirleri hakkında hüsn-ü zann 378

Âdem (s) de bir insan olarak hata etmiş, fakat daha sonra bu hatasından dolayı pişman olmuş, bunun üzerine Yüce Allah’tan bağışlanma dileğinde bulunmuş ve Allah da

Bu çerçevede çalışmanın amacı, Kur’ân’da bu cümlelerin geçtiği âyetleri sistematik bir şekilde incelemek ve ilgili âyetlerde zikredilen ve Yüce Allah

Dünyevî küçük bir işi sebebiyle, küçük bir amirin huzuruna çıkıncaya kadar çok zorluklar ve engellerle karşılaşan insan için, bütün âlemlerin Rabbi olan

Ayette Hz. Mûsâ’ya dokuz tane mucize verildiğinden bahsedildiği halde bu mucizeler hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Çünkü Kur’ân’ın daha önce farklı

278 Dolayısıyla tefsiri yapılan ayette belirsiz durumda olan yani kendisinden neyin kast edildiği anlaşılamayan konu, Şâri tarafından Kur’an’ın başka