• Sonuç bulunamadı

KARŞILAŞTIRMALI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KARŞILAŞTIRMALI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KARŞILAŞTIRMALI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ

1. HAFTA

ALMANYA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

(2)

ALMANYA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

• Sanayi devrimiyle birlikte, toplumlar arasındaki dayanışmaya dayalı olarak çeşitli oluşumlar

aracılığıyla gerçekleştirilen sosyal yardımlar ve çalışanların kendilerini beklenmeyen durumlara karşı koruma altına almaya yönelik özel çabaları, devlet güvencesi altına alınmaya başlamıştır.

Dünyada prim esasına dayalı ilk sosyal güvenlik sistemi ise, Almanya’da 1880’li yıllarda Bismarck döneminde oluşmuş ve pek çok ülke tarafından benimsenmiştir.

(3)

• Bismarck’ın temellerini attığı ve ülkemizin de esinlenerek uyguladığı sosyal güvenlik ve sağlık sistemi, birden çok sigorta kolu üzerinden prim toplanması esasına

dayanmaktadır. Federal Alman Anayasası’nın 20.

maddesine göre, “Almanya Federal Cumhuriyeti,

demokratik ve sosyal bir federal devlettir.” Almanya, bu maddenin sadece Anayasa’da yazılı olarak kalmadığını ve gerçek bir sosyal devlet olduğunu, Bismarck döneminde başlayan ve yıllar içerisinde genişleyen ve gelişen sosyal güvenlik sistemi ile dünyaya kanıtlamış bir ülkedir.

(4)

• Almanya’da sosyal güvenlik sisteminin esasını, toplam nüfusun yaklaşık % 90’ını kapsayan

sosyal sigortalar sistemi oluşturmaktadır.

Oldukça ayrıntılı bir sosyal güvenlik sistemine sahip olan Almanya, Anayasa’sında belirtmiş olduğu gibi, kendisini bir sosyal devlet olarak tanımlamakta ve yurttaşlarının sosyal

güvencesine öncelik veren bir sosyal politika izlemektedir.

(5)

1880 – 1890 : Bismarck Dönemi

• 18. yüzyılda başlayan ve 19. yüzyılda gelişerek devam eden Sanayi Devrimi, sanayileşmenin yaşandığı ülkelerde kentleşmeyi ve köylerden kentlere göçü hızlandırmıştır. Sanayileşmenin süratle devam ettiği Alman İmparatorluğu’nda da, fabrikaların bulunduğu bölgelerde

yoğunlaşan işçilerin çalışma ve sağlık koşulları giderek kötüleşmiştir.

(6)

• Yaşam kalitesi düşük olan, ekonomik, siyasal ve sosyal

haklardan mahrum kalan işçi sınıfının durumu, toplumsal huzursuzlukların her geçen gün arttığı bir toplumun

meydana gelmesine neden olmuştur. Uzun çalışma

saatleri, gelir yetersizliği, kötü yaşam koşulları, işsizliğin artması gibi nedenlerin yanı sıra, 1873 yılında başlayan ekonomik buhran, sadece gelir seviyesi düşük olan kesimi değil, toplumun büyük bir kısmını olumsuz etkilemiştir.

Bunun sonucunda, hastalık, iş kazası ve maluliyet gibi sosyal risklere karşı, dönemin şansölyesi Otto von

Bismarck, zorunlu sigorta sistemini başlatmıştır

(7)

• . Esasen, devlet destekli bir sosyal koruma fikri, Alman İmparatorluğu için bir ilk değildi. Muhtaç olan insanlara yardımcı olmak, bir devlet geleneği sayılmaktaydı. Sosyal sigortalar sistemi oluşturulmadan önce, işletmeler,

kiliseler, belediyeler, loncalar ve çeşitli toplumsal birlikler nezdinde çok sayıda yardım kuruluşu faaliyet

göstermekteydi. Örneğin, bazı bakım kuruluşları, maden işçileri ya da esnaf için hastalık, maluliyet ve yaşlılığa

bağlı olarak ortaya çıkan gereksinimlere karşı yardım ve koruma hizmeti sunmaktaydı.

(8)

• Ancak, bahse konu eski sosyal güvenlik sistemleri, toplumun sadece belirli bir kesimini kapsamaktaydı. Sosyo-politik olarak en çok memurlar, askerler, madenciler ve onların geride

kalanları fayda sağlamış ve korunmuştur.

• Onun dışında, devletin sosyal politikaları daha çok yoksullukla mücadele politikası ve meslek odalarına yardımda bulunmak ile sınırlı kalmıştır. Sanayi Devrimi ile birlikte artan sosyal sorunlar ve toplumsal huzursuzluklar, günümüz çağdaş sosyal güvenlik sistemlerinin önemli bir parçasını oluşturan sosyal sigorta

uygulamalarının hayata geçirilmesine sebebiyet vermiştir.

(9)

• Öncelikle Bismarck, 1881 yılında bir

imparatorluk fermanı hazırlamıştır. Bahse konu fermanda, ülkedeki iç huzuru yeniden tesis

etmek ve yardıma muhtaç kişilere daha fazla sosyal güvenlik sağlayabilmek amacıyla çeşitli kanunların çıkarılacağı duyurulmuştur.

(10)

• Verimli bir üretimin gerçekleşebilmesi,

ekonomik gelişmenin ve büyümenin sorunsuz devam edebilmesi için, işgücünün sağlıklı

olması gerekmekteydi. Bu bilinç ile harekete geçen Bismarck, ilk olarak, 1883’te Hastalık Sigortası Kanunu’nu çıkarmıştır. Ardından, 1884’te Kaza Sigortası ve 1889’da Yaşlılık ve Maluliyet Sigortası Kanunları kabul edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası döneminde vermiş olduğu bir kararda kanun koyucunun sosyal güvenlik alanında bazı kararları vermeye sadece kendisinin yetkili olduğu

maddesinde; “ kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı olarak, bireylerin emekliliğe yönelik tasarrufları- nın yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek bir

mekanik dünya ile birlikte toplumsal olayların ve yazılı metinlerin yorumuna da önem veren Yeni Kantçılık, beşeri ve sosyal bilim. yöntemlerine yeni bir

• Aynı zamanda, 1889 yılında kabul edilen yaşlılık sigortası, sosyal sigorta sisteminin temel taşını oluşturmakla beraber, işçilerin geride.. kalanlarını, dul ve

Öyle ki ulus olarak ayırt edici olması için ‘sosyal riskler’ kişilerin ve özel teşebbüslere değil hakikaten devlet yetki.

Öyle ki işçi hareketinin içinden doğmuş olan ve köklü bir geçmişe sahip olan İşçi Partisi bile 1997.. yılında seçim kampanyasında “Refah reformu partisi

Bu dönemle ilgili genel olarak; 1936 yılında 3008 sayılı İş Kanunu’nun kabul edilmesine karşılık, 1945’li yıllara kadar Türkiye’de çağdaş ve gerçek

Türkiye’deki sosyal güvenlik sisteminin, di ğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak hiçbir zaman bir devlet politikasına, ulusal politikaya dönüşemediğini belirten