KARŞILAŞTIRMALI SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİ
4. HAFTA
ALMANYA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ
1933 – 1945: Nasyonal Sosyalizm Döneminde Sosyal Güvenlik
• 1933 yılında iktidara gelen Hitler’in Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi, sosyal politikayı, toplumu baskı ve kontrol altında tutmak için bir araç olarak kullanmıştır. Nazi döneminde
Alman toplumu (Volksgemeinschaft) ırk ideolojisi temelinde ayrıştırılmış; ari ırktan olmayanlar (başta Yahudiler olmak üzere diğer etnik azınlıklar), engelliler, komünistler ve sosyal demokratlar ile, nasyonal sosyalist ideolojiye göre “değersiz”
sayılan toplumsal kesimler (dilenciler, evsizler, insan
tüccarları), önce siyasi ve sosyal haklarından mahrum kalmış, ardından çoğu üzerinde toplama kamplarında tıbbi deneyler yapılmış ve sonuçta sistematik bir biçimde katledilmişlerdir.
• Hitler iktidara geldiğinde, Alman toplumunda yaygın bir işsizlik ve süregelen bir ekonomik kriz mevcuttu. İşsizlik büyük ölçüde, iktidarın çalışma alanında attığı çeşitli adımlardan ziyade, hızla gelişen devlet destekli silah sanayinin yarattığı istihdamla azaltılabilmiştir.
• İşsizlik sorununun kısmen çözülmesinin toplum üzerinde yarattığı olumlu etki, iktidarın ırkçı, baskıcı ve müdahaleci politikaları sonucu, yerini kısa bir süre sonra endişeye bırakmıştır.
• Çalışma hayatına yapılan müdahale sonucu, sendikalar kapatılarak sendikacılık yasaklanmış, işverenlerin serbest dolaşım ve işlerini seçme hakları kısıtlanmış, işçi temsilcileri kurulları lağvedilerek
yerlerine hükümetin temsilcilerinin atandığı ve işçiler ile işverenlerin birlikte temsil edildiği kurullar oluşturulmuş ve çalışma saatleri
uzatılmıştır.
• Böylece, 19. yüzyıl boyunca işçi hareketinin mücadele ederek kazandığı temel hakları, geri alınmıştır10. Aynı şekilde
müstahdemler için de yeni düzenlemeler yapılmış, ari ırktan
olmayan ve siyasi olarak “güvenilir” bulunmayan çalışanlar işten çıkarılmıştır.
• Bismarck zamanında hayata geçirilen sosyal sigortalar sistemi temel iskeletini korumuş ancak bu alanda da kanuni değişiklikler yapılmıştır. Sosyal sigortaların hizmet kapsamı daraltılmış ve
işsizlik, emeklilik ve maluliyet aylıklarında önemli düşüşler
yaşanmıştır. Diğer yandan, sigorta sistemini büyütmeye yönelik düzenlemeler de yapılmıştır
• . Zorunlu hastalık sigortası, emeklileri de
kapsayacak şekilde genişletilmiş ve bağımsız
çalışanlara da sigortalı olma imkanı getirilmiştir.
Örneğin, zanaatkarlar için yaşlılık sigortası
gönüllülük esasına dayanırken, 1938 yılından itibaren zorunlu hale getirilmiştir.
• Aynı zamanda, daha fazla işletme iş kazası
sigortası kapsamına girmiş, daha fazla hastalık çeşidi, meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir.
• Ancak, ırkçı bir ideoloji temelinde yürütülen politika nedeniyle, nasyonal sosyalistlerin kriterlerine uymayan her “devlet düşmanı”
sayılan kişinin, vatandaşlık hakkından mahrum bırakılarak, beraberinde tüm sosyal haklarını da kaybettiği gerçeği, unutulmamalıdır.
• Nasyonal sosyalist dönemde, ari ırktan gelen nüfusun artması hedeflendiği için, aile birliğini ve çocuk doğurmayı teşvik edici yardımlar yapılmıştır.
• Bu doğrultuda, sadece ari ırka sahip vatandaşlara, evlilik ve çocuk parası ödenmiştir. Anneliğin, kadınların en önemli görevi olduğunu vurgulayan ve bu yönde toplumu yönlendirmek ile görevli, aynı zamanda çocuk bakımı, hasta bakımı ve ev işleri ile ilgili kurslar veren kurumlar oluşturulmuştur.
• Çocuk yurtları kurulmuş, bakıma muhtaç annelere iş ve ev ayarlanmış, gerekli görüldüğü durumlarda çocuklar bakıcı ailelere bırakılmış ya da evlatlık olarak verilmiştir.
• İkinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan Hitler, arkasında, binlerce vatandaşının savaşta ya da toplama kamplarında hayatını kaybettiği,
milyonlarca insanın göç etmeye çalıştığı, şehirleri ve kurumları yerle bir edilmiş bir enkaz yığını bırakmıştı..
• Ulusal topraklar ve Berlin, Müttefikler
tarafından dört askeri bölgeye ayrılmıştı. Batı bölgeleri kontrol eden Fransa, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler bölgelerini birleştirip, 23 Mayıs 1949’da Almanya Federal
Cumhuriyeti'ni (Bundesrepublik Deutschland) kurmuş; 7 Ekim 1949'da Sovyet bölgesi, Alman Demokratik Cumhuriyeti (Deutsche
Demokratische Republik) ismini almıştır