• Sonuç bulunamadı

HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 6 Temmuz 2007

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HABER BÜLTENİ. Haber Özetleri. Irak. 6 Temmuz 2007"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HABER BÜLTENİ

6 Temmuz 2007

Haber Özetleri

Irak

Irak'ın başkenti Bağdat'ta, akşam saatlerinde bir düğün töreni sırasında, bir araca yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 12 kişi öldü. Bir başka bombalı araç saldırısıysa, kentin güneyinde yaşandı. Şiilerin çoğunlukta olduğu Ebu Deşir mahallesinde, park halindeki bir aracın bir lokanta yakınında infilak etmesi sonucu, aralarında çocukların da bulunduğu 17 kişi can verdi.

Amerikan Birliklerinin Bağdat'ın Sadr semtine yönelik hava saldırısında ise 4 kişi öldü. Kentin güneyinde de yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu, 2 Amerikan askeri öldü, 2'si yaralandı. Bağdat'ın diğer kesimlerindeki saldırılar ise, 2'si Iraklı asker 10 kişinin ölümüne, 6 kişinin yaralanmasına yol açtı.

Bağdat'ın doğusunda da, 5 dükkân sahibi kaçırıldı. Ülkenin güneyindeki Samava kentinde ise Sadr'a bağlı Şii Mehdi Ordusu militanları ile polis arasında çatışma çıktı. Çatışmada, ikisi polis 3 kişi öldü, 8 kişi yaralandı.

Kerkük'te de, polis devriyesinin geçişi sırasında yola yerleştirilen bombanın patlaması sonucu, bir kişi öldü, ikisi polis 3 kişi yaralandı. Bağdat, Felluce ve İskenderiye'de, aralarında Irak ordusunun eski subaylarından birinin de yer aldığı 22 kişinin cesedi bulundu. (TRT)

 Washington'un desteklediği ve Irak kabinesinin onay verdiği petrol yasa tasarısına Irak'tan farklı kesimlerden yükselen itiraz seslerine Mukteda El-Sadr da katıldı. Sadr'a bağlı grubun sözcüsü, ''Irak'ı işgal eden ülkelerin şirketlerine Irak petrolünü işletme izni veren hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini'' söyledi. Mehdi Ordusu adlı militan örgütün lideri olan Şii din adamı Mukteda El-Sadr'ın tasarıya muhalefetinin bilhassa ''üretim paylaşımı'' konusunda düğümlendiği bildiriliyor. Petrol yasa tasarısında ABD ve İngiltere'nin şirketleri de dâhil olmak üzere yabancıların Irak petrolünün çıkarılıp işletilmesinde yatırım ve karı Irak’la paylaşması öngörülüyor. Sadr'ın Sözcüsü Nasır El- Rubai, ''Irak'ın egemenlik haklarının elinden alınmasına izin vermeyeceklerini,'' söyledi ve tasarıyı ancak işgalci ülkelerin petrol şirketleri sözleşme dışında tutulursa değerlendirebileceklerini kaydetti. Tasarıyı kabineden geçiren Irak Başbakanı Nuri El-Maliki Çarşamba günü Parlamentoda görüşülmeye başlanacağını bildirmişti, fakat bu gerçekleşmedi. (BBC)

 Irak Başbakanı Nuri El-Maliki, güneydeki Basra vilayetinin güvenlik denetimini İngiliz birliklerinden 3 ay içinde devralmak istediklerini söyledi.

(2)

 Avustralya, ilk kez, ülkenin petrol kaynaklarını güvence altına almak amacıyla Irak’a asker gönderdiğini açıkladı. Savunma Bakanı Brendan Nelson, Ortadoğu’daki enerji kaynaklarının güvenceye alınmasının Avustralya için öncelik taşıdığını söyledi. Ancak Bakan, Avustralya askerlerinin sadece petrol değil, Ortadoğu’daki insani krizin daha da büyümemesi için Irak’a gönderildiğini de sözlerine ekledi. Başbakan John Howard, 2003 yılında asker gönderme kararı alırken Irak savaşının petrolle ilgisi olmadığını ısrarla vurgulamıştı. (VOANEWS)

 Irak Uzlaşma Cephesi yayınladığı bildiride, Cephenin Parlamentodaki başkanlığı için Adnan El-Duleymi’nin yerine İyad El-Sammrai’nin seçildiğini açıkladı. Irak Uzlaşma Cephesi Başkanı Adnan El-Duleymi ise bu karardan haberi olmadığını belirterek, Cephenin başkanlığından alınması durumunda bile Cephede kalacağını ifade etti. El-Duleymi açıklamasının devamında El- Sammrai için 3 yardımcı seçildiğini; bunların isimlerinin İzzetin Devlet (Türkmen), Haris El-Ubeydi ve Alaa Mekki olduğunu bildirdi. (www.radiosawa.com) (www.iraq-ina.com)

 İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı dün yaptığı açıklamada, İran’ın El-Maliki Hükümetini desteklediğini belirtti. İranlı yetkililerin, Nuri El-Maliki’yi İran’a davet ettikleri bildirildi. (www.almalaf.com)

Irak Uzlaşma Cephesi tarafından yayınlanan bildiride, Uzlaşma Cephesi’nin Parlamentodaki görevine devam etmesi için Irak Parlamento Başkanı Mahmut El-Meşhedani’nin görevine iadesini şart koştukları bildirildi. (www.nahrain.com)

 Irak Hükümetinin bir yetkilisi yaptığı açıklamada Irak Petrol yasasında hiçbir değişiklik yapılmayacağını bildirdi. Adının açıklanmasını istemeyen yetkili, Devletin Şura Meclisinden verilen önerilerde, yasanın taslağının esas konularının değiştirilmeyeceğini ifade ederek, itiraz eden grupların bu yasayı daha önce kabul ettiğini bildirdi. (EL-ŞARK EL-AVSAT GAZETESİ)

Türkmen Işık Dergisi’nin başyazarı Seyfettin Bir Avcılı dün Kerkük’te kimliği belirsiz kişiler tarafından öldürüldü. (www.bizturkmeniz.com)

 Kürt kaynaklardan alınan habere göre sözde Kürt bölgesinde bulunan Yüksek Kürt Siyasi bürosundaki 5 parti, gelecek seçimlerde KDP ve KYB’den ayrı hareket etmek amacıyla yeni bir siyasi oluşumun müzakerelerini başlattı. Bu 5 partinin isimleri şunlar:

1- Kürdistan İslami Birliği 2- İslami Cemaat

3- Kürdistan Komünist Partisi 4- Kürdistan Emekçiler partisi

5- Kürdistan Sosyalist Patisi.

(www.bizturkmeniz.com)

Ortadoğu

(3)

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne yönelik harekâtında, 11 Filistinli öldü.

Ölenlerden dokuzunun, Gazze'nin kontrolünü elinde bulunduran Hamas'ın silahlı kanadından olduğu bildiriliyor. Rakip militan grup İslami Cihat’a mensup bir kişi de ölenler arasında. Filistinli hastane kaynakları, İsrail saldırısında bir sivilin de hayatını kaybettiğini, ayrıca yaralananlar arasında çocukların bulunduğunu aktarıyor. İsrail askerlerince vurulan Hamas televizyonu kameramanının da, iki bacağının kesildiği bildiriliyor. İsrail tarafından yapılan açıklamada ise, kameramanı bilinçli olarak hedef alınmadığı, ancak Hamas için çalışan hiçbir kişiyi gazeteci olarak kabul edemeyecekleri belirtildi. (BBC)

 Gazze Şeridi'nin Hamas'ın egemenliğine geçmesiyle birlikte sınırdan geçişlerin kapatılması sonucu, 1 aya yakın bir süredir Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki Refah geçiş noktasında bekleyen Filistinliler, açlık grevine başladı. Bölgedeki AFP muhabirine açıklama yapan Filistinlilerin sözcüsü, Refah geçiş noktasının açılması için ve kötü barınma koşullarını protesto etmek amacıyla açlık grevine başladıklarını söyledi. Sözcü, ''Mısırlılar, İsrailliler ya da bizi kaçakçı sanabilecek Hamas yanlılarının açtığı ateşte ölmemizden korktukları için Gazze Şeridi'ne girmemize izin veremeyeceklerini söylüyorlar. Ölsek, bu hayattan daha iyi,'' diye konuştu. 20 gündür Refah yakınlarında bulunan El- Ariş Havaalanı'nın küçük salonunda yerde uyuduklarını belirten sözcü, ''Paramız yok. Gazze'deki ailelerimizi aramak için dileniyoruz. Ne utanç verici,'' dedi. Sözcü, açlık grevinin ölene ya da evlerine dönmelerine izin verilene dek süreceğini de kaydetti. (AA)

Avrupa Birliği

 AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin, gerekli şartları yerine getirdiği takdirde AB üyesi olmaması için bir neden görmediğini söyledi. Rehn, Almanya Başbakan Yardımcısı ve Çalışma Bakanı Franz Müntefering ile birlikte Sosyal Demokrat Parti (SPD) Avrupa Çalışma Grubu’nun Berlin’de düzenlediği toplantıya katıldı. Rehn, burada Türkiye’nin AB üyeliğinin gündeme getirilmesi üzerine, Türkiye’ye, anlaşmalarla verilen sözlerin bulunduğuna işaret ederek, "Türkiye’nin şu sıralar seçim nedeniyle zor günler geçirdiğini, ancak ülkede yapılan reformların küçümsenmemesi gerektiğini," belirtti. Rehn, "Türkiye, şartları yerine getirdiği takdirde neden 10 ya da 14 yıla kadar AB üyesi olmasın? Bu konuda bir sorun görmüyorum,"

şeklinde konuştu. Müntefering de Almanya ve Avrupa’nın da demokrasi deneyiminin henüz başında olduklarını belirterek, Türkiye’nin de demokrasi ve AB yolunda desteklenmesi gerektiğini söyledi. Müntefering ayrıca, Almanya’da yaşayan Türklerin ve Türk medyasının uyuma büyük katkı sağladığını ifade ederek, ülkede yaşayan yabancılar için, geleceğin kalıcı vatandaşları olarak daha hassas ve iyi politikalar geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. (AB HABER)

 Kısa bir süre önce AB dönem başkanlığını Portekiz'e devreden Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel, Kıbrıs Rum kesiminin üyeliğe kabul edilmesinin bir hata olduğunu söyledi. Merkel, ''Sorunlu bir ülkenin AB üyesi olmaması gerekiyordu,'' dedi. Alman Parlamentosu'nda konuşan Angela Merkel,

(4)

ülkesinin dönem başkanlığı süresince Kıbrıs konusunda, hiçbir ilerleme sağlanamadığını söyledi. Müzakereler boyunca, Türk ve Rum taraflarının, çizgilerini değiştirmediğini vurgulayan Almanya Başbakanı, "Bu görüşmeler bundan sonra kendi iç sorunlarını çözmemiş hiçbir ülkenin AB'ye alınmaması gerektiğini bize açıkça göstermiştir," diye konuştu. Merkel aynı konuşmada, Türkiye ile müzakere sürecine de değindi ve "ucu açık" üyelik görüşmelerinin devam ettiğini söyledi. (CNN)

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne gelen, Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Monica Frassoni ve Milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Talat tarafından kabul edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Avrupa Birliği'nin, izolasyonların kaldırılması konusunda atacağı adımların Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunacağını söyledi. Talat, Avrupa Birliği'nin izolasyonların kaldırılması konusunda adım atmamasının, Kıbrıs sorununun çözümünün ertelenmesi anlamına geldiğini vurguladı. (AA)

 Avrupa Birliği, Brezilya’yla “stratejik ortaklık” kurulması için girişim başlattı.

Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını üstlenen Portekiz Başbakanı Jose Socrates, stratejik ortaklık programı kurulması için Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’ya davetiye gönderdi. Avrupa Birliği yetkilileri, askıya alınan küresel serbest ticaret müzakerelerinin bu girişim sayesinde yeniden başlatılmasını umuyor. Avrupa Birliği daha önce Çin, Hindistan ve Rusya’yla stratejik ortaklık kurmuştu. (AB HABER)

 Küresel ısınma ile mücadele için yeni strateji geliştiren AB’nin Türkiye’den çevre alanındaki beklentileri de artıyor. Avrupa Komisyonu, Çevre Müzakere başlığına ilişkin tarama raporunda Türkiye’nin bir an önce Kyoto Protokolünü onaylamasını istedi. Ancak Komisyon Kyoto’yu çevre başlığı için açılış kriteri olarak öngörmedi. (NTV)

Diğer Haberler

 Pakistan Ordusunun, Taliban tarzı bir İslami rejim kurmak isteyen öğrencilerin denetiminde bulunan, başkent İslamabad'daki Lal Camii çevresindeki kuşatması üçüncü gününe girdi. Öğrenciler teslim olmaları yönündeki çağrılara direnirken, cami çevresinden şiddetli patlama ve silah sesleri geliyor. Ordu, cami çevresindeki duvarları delmek için patlayıcı kullanırken, zırhlı araçların da çemberi daralttığı gözleniyor. Pakistan Hükümeti, öğrencilerin direnişini örgütleyen din adamı Abdül Raşid Gazi'nin teslim olmasını, ayrıca içerideki kadın ve çocukların salıverilmesini istiyor. (BBC)

 Afganistan'da Sovyet işgalinden kaldığı düşünülen bir yeraltı hapishanesinde yüzlerce cesetle karşılaşıldı. Afgan yetkililer yerin altına kazılmış hapishane

(5)

odalarının başkent Kabil'in dışında eski bir kışlada bulunduğunu söylüyor.

Kışlanın 1980'li yıllardaki Sovyet işgalinden kaldığı belirtiliyor. Yetkililer yeraltı hapishanesinin varlığını 80'li yıllarda Ruslar için çalıştıktan sonra Afganistan'dan ayrılan ve yakın zaman önce ülkesine geri dönen 70 yaşında bir Afgan’dan öğrendi. Rusya'dan konuyla ilgili bir açıklama gelmedi. (BBC)

 Afganistan'ın doğusundaki bir operasyonda dün 2 NATO askerinin öldüğü bildirildi. NATO komutasındaki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'nden (ISAF) yapılan açıklamada, aralarında NATO ve Afgan askerleri ile bir sivilin bulunduğu birçok kişinin de yaralandığı belirtildi. (AA)

 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon Kosova’nın nihai statüsüyle ilgili kararın bir an önce verilmesi gerektiğini belirtti. Genel Sekreter aksi halde bugüne kadar sağlanan gelişmelerin kaybedilebileceği uyarısında bulundu.

Ban Ki-moon Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere hazırlanan raporda, Kosova sorununun hem konseyin hem de uluslararası kamuoyunun öncelikli olarak çözmesi gereken bir sorun olduğunu belirtti. Amerika ve Avrupa Birliği Birleşmiş Milletlerin Kosova’ya koşullu bağımsızlık öneren planını destekliyor.

(VOANEWS)

Dünya Basını

Pakistan Ordusunun, aşırı İslamcı öğrencilerin denetiminde bulunan, başkent İslamabad'daki Lal Camii çevresindeki kuşatması İngiliz basınında öne çıkan konular arasında. Salı günü, öğrenciler ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmada 10 kişi ölmüştü.

Daily Telegraph'a göre öğrencilerin direnişi, ülkedeki İslamcı militanların oluşturduğu tehdidi gözler önüne sermekle birlikte, Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in otoritesinin ne kadar zayıfladığının da göstergesi. Gazetenin başyazısında şu satırlar dikkat çekiyor:

"Lal Camii kuşatması, El-Kaide ve Taliban ile mücadelede, Pervez Müşerref'in ne derece güvenilir bir müttefik olduğunu tartışmalı hale getiren olaylar zincirinin son halkası. Birincisi, Müşerref, Müslüman olmayanlara karşı şiddet kullanılmasını savunan medreseleri kontrol altına almakta başarısız oldu."

"İkincisi, ağır kayıplar veren ordudan gelen baskı nedeniyle, Afganistan sınırındaki Veziristan Bölgesinde denetimi sağlama sorumluluğunu yerel aşiret liderlerine devretmek zorunda kaldı. Böylece Usame Bin Ladin'in Örgütü, bölgede daha rahat hareket eder hale geldi."

"Üçüncüsü, ülkenin başyargıcını Mart ayında görevden alması, kamuoyunu Hükümete karşı harekete geçirdi. Pervez Müşerref iktidarının sürüklendiği meşruiyet krizi öylesine derinleşti ki, Dubai'de sürgünde bulunan eski Başbakan Benazir Butto'nun, Parlamento seçimlerine katılmak için ülkeye dönüşüne izin verilmesi bile konuşuluyor."

(6)

"Butto'nun dönüşünün, krize bir çözüm yolu olarak konuşulması, Pakistan siyasetinin iflas ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Ülkeyi 1988 ile 1999 arasında yöneten Butto da, Navaz Şerif de, demokrasinin adına leke sürmüş liderler."

Times gazetesine göre ise, İslamcı öğrencilerin Lal Camii'ndeki direnişinin bu kadar uzun sürmesinin ardında, Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in zayıflığı değil, siyasi hesapları olabilir.

"Batılı düşünce tarzına sahip birçok Pakistanlı, Müşerref'in bu çekişmenin uzamasına bilerek göz yumduğunu düşünüyor. Müşerref'i, dikkatleri başyargıcı görevden almasının neden olduğu protestolar ve hem ordunun başında kalıp, hem de Devlet Başkanlığına yeniden aday olma planlarından başka yöne çekmeye çalışmakla suçluyorlar."

"Bu kesimlere göre Devlet Başkanı bir yandan da Batı'ya, aşırı İslamcılar ile mücadele ettiği izlenimi vermeye çalışıyor ve Afganistan sınırındaki Veziristan Bölgesinde denetimi sağlama sorumluluğunu aşiret liderlerine devretme kararına yönelik eleştirileri bu yolla göğüsleyebileceğini düşünüyor."

"Müşerref'in taraftarlarına göre ise durum farklı. Devlet Başkanı, daha fazla kan akmasını ve ülkedeki kutuplaşmanın daha da artmasını önlemek için sabırlı olmak zorunda."

İngiltere'nin geçen hafta hedef olduğu bombalı saldırı girişimlerine ilişkin soruşturmanın ayrıntıları da gazetelerde yer buluyor. Guardian, tutuklanan 8 şüphelinin sorgusuna başlandığını ve polisin, şüphelilerin yabancı ülkeler ile özellikle de Irak'taki El-Kaide militanları ile olası bağlantıları üzerinde durduğunu aktarıyor.

İstihbarat birimlerine dayandırılan haberde, El-Kaide'nin Irak kolu ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor:

"İstihbarat birimleri, Irak'taki El-Kaide militanlarının, diğer ülkelerdekinden daha iyi örgütlenmiş olduğuna dikkat çekiyor. Grubun liderliğinin, Ebu Musab El-Zerkavi'nin öldürülmesinden sonra Ebu Ayub El-Masri'ye geçmesi ile, Irak'taki militanların, El- Kaide merkez kadrosu ile ilişkilerinin de daha güçlendiğine dikkat çekiliyor."

"Ayrıca El-Kaide liderliğinin, daha esnek bir yapıya geçerek, başka ülkelerdeki militanlara daha fazla inisiyatif tanıdığı biliniyor. İngiltere'deki Ortak İstihbarat Analiz Merkezi'nin Nisan ayında yayınladığı raporda da, İngiltere'ye yönelik belirgin bir tehdit görünmese de, 'El-Kaide'nin Irak koluna bağlı militanların, İngiltere içinde faaliyette olduğunu biliyoruz' ifadesine yer verilmişti."

Guardian gibi Financial Times da, El-Kaide'deki dönüşümü mercek altına almış. "11 Eylül'den bu yana örgütün yapılanmasına ciddi darbe vurulmuş olsa da, bir ideoloji olarak yaygınlaşmasına engel olunamamıştır" diyen gazete, bunun nedenlerini şöyle özetliyor:

"Irak'taki savaşın bunda büyük etkisi olduğu açık. El-Kaide'nin yeni taraftarlar toplamasına gerekçe sağlamanın yanı sıra, Irak, terörist yetiştirilmesi için de uygun bir ortam sağladı. Birçok yabancı savaşçı, intihar bombacısı olarak ölmek için

(7)

Bağdat'a giderken, bazıları da ülkelerine dönmeye, ya da terörü Avrupa ülkelerine yaymaya teşvik ediliyor."

"Cihat, tekil bir olgu değildir. Dolayısıyla da tek bir strateji ile mağlup edilemez. El- Kaide, Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de, Pakistan'da ya da Avrupa'nın Müslüman toplulukları içindeki 'haksızlığa uğramışlık duygusu'nu sömürüyor. Dolayısıyla cihat, çatışmayı yücelten 'terörle savaş' söylemi ile bitirilemez. Bunun yerine, bu 'haksızlığa uğramışlık duygusu' çözümlenmeli ve ardındaki ideolojinin ne kadar boş olduğu gösterilmelidir."

Independent, Avustralya Savunma Bakanı'nın bir televizyon programında Irak'ta asker bulundurmaya devam etmelerinde, petrolün önemli bir unsur olduğunu söylediğini aktarıyor. Başbakan John Howard'ı güç durumda bırakan ve Savunma Bakanı'nı yalanlamaya iten bu gelişme, Independent'ın tecrübeli Irak muhabiri Patrick Cockburn'ün yorum yazısına konu olmuş.

"Eğer Irak'ın önde gelen ihraç ürünü petrol yerine kuşkonmaz olsaydı, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avustralya'nın işgale devam etme kararlılığı bugünkü kadar güçlü olmazdı. Amerika'nın Irak'ı neden işgal ettiğini sorduğunuzda, birçok Iraklı hemen yapıştırıyor cevabı: 'Petrolümüzü çalmak için."

"Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olmadığı ortaya çıktığından beri, Amerika, İngiltere ve Avustralya, işgali meşrulaştıracak yeni bahaneler arıyor.

Avustralya Başbakanı amaçlarını, 'Irak halkına demokrasiye sahip çıkma şansı vermek' olarak açıklıyor."

"Ancak unutmamakta fayda var. Amerika Birleşik Devletleri, Irak'ta seçime gidilmesine ancak 2005 yılında, o da Şiilerin ruhani lideri Büyük Ayetullah Ali Sistani'nin yoğun baskısı sonucunda ikna olmuştu."

Referanslar

Benzer Belgeler

Irak‟ın kuzeyindeki sözde Kürt yönetimi yazılı bir açıklama yaparak, dün Irak Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen petrol yasa tasarısından haberlerinin

Irak'taki tüm grupların temsil edildiği bir hükümet yapısının bu ülke için önemli olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye'nin tüm gruplarla diyalogu olduğunu,

Solana, İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili ile yapılan görüşmeden sonraki açıklamasında, tarafların

Görüşmede eski Başbakan İyad Allavi'nin başkanlığındaki heyete konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ülkesinin her zaman Irak'ın barış ve

“Şu kadarını söyleyebilirim ki Amerikan askerlerinin 2011 yılı sonlarına kadar Irak’tan tamamen çekilmesi konusunda anlaşma sağlandı” diyen Irak

Moldova'nın "Kanal-4" televizyonuna açıklamada bulunan Aliyev, Yukarı Karabağ konusunda dünya kamuoyunun, Avrupa Birliği'nin (AB), Avrupa Güvenlik ve

 Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Irak‟ın kuzeyinden Türkiye'ye saldırılar düzenleyen terör örgütü PKK ile mücadele konusunda Türkiye'nin

Türkiye'nin, Lübnan'a yakınlığı dolayısıyla bu ülkeden tahliye edilenler için ve ülkeye yapılan insani yardımlar açısından bir merkez haline geldiği