HABER BÜLTENİ
17 Temmuz 2008
Haber Özetleri
Irak
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde terör örgütü PKK'nın gündem maddesi olmaktan hızla düşmesini arzu ettiklerini söyledi.
Babacan, TRT'de yayınlanan bir programda Türk dış politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Irak'la ilişkilere yönelik soru üzerine Babacan, Türkiye ile Irak'ın komşu olduğunu belirterek, bu çerçevede bu ülkeyle ilişkileri çok farklı şekilde ele aldıklarını, iki ülkenin birbirine yakınlaşması için ve ilişkilerin her alanda derinleşmesi için de ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.
İki ülke arasındaki üst düzey ziyaretleri hatırlatan Babacan, Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini önemsediğini ifade etti. Irak'taki tüm grupların temsil edildiği bir hükümet yapısının bu ülke için önemli olduğunu söyleyen Babacan, Türkiye'nin tüm gruplarla diyalogu olduğunu, bu çerçevede Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle de son aylarda diyalogun başladığını kaydetti. Yerel yönetimin, terör örgütü PKK konusundaki söylemlerinde ve fiiliyatında önemli bazı gelişmeler olması üzerine diyalog kararı aldıklarını anlatan Babacan, bu diyalog yoluyla terör örgütüne karşı mücadelede daha fazla neler yapılabilir istişaresinin gerçekleştirildiğini belirtti.
"PKK'nın hızla iki ülke arasındaki ilişkilerde bir gündem maddesi olmaktan düşmesini arzu ediyoruz" diyen Babacan, bunun da Bağdat'taki merkezi hükümet ile yerel yönetimin siyasi iradesi ve fiili olarak duruma müdahalesiyle mümkün olabileceğini söyledi. Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin, terör örgütü konusunda ortaya koyduklarının yeterli bulunup bulunmadığına ilişkin soru üzerine de Babacan, "Eskiye göre bir miktar olumlu gelişme söz konusu.
Ancak yeterli bir noktada mıyız? Bunun cevabı maalesef hayır", dedi. Daha somut tedbirler alınması ve daha dikkatli bir dil kullanılması gerektiğine işaret eden Babacan, "Söylemlerinde terör örgütüne destek olarak algılanabilecek unsurlardan kaçınmaları gerekir", dedi. Babacan, bölgesel yönetimle terör örgütüne karşı ortak operasyonun gündeme gelip gelmeyeceğine yönelik soru üzerine de "Burada hiçbir ihtimali göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum", dedi. Babacan, merkezi hükümetle Ankara'nın askeri konularda iş birliğine yönelik zaten bir çalışmanın olduğunu, askeri iş birliği anlaşmasının yakında imzalanacağını düşündüğünü kaydetti. Bir soru üzerine Babacan, Kerkük'ün Irak'ın küçük bir modeli olduğunu belirterek, Kerkük’te bazı grupların nüfus üzerinde manipülasyon yaptıklarını, Kerkük'le ilgili alınacak tüm kararların mutabakatla alınması gerektiğini, tek taraflı bir adımın felaketlere yol açabileceğini düşündüklerini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bağdat ziyaretine ilişkin soru üzerine de Babacan, bunun Irak'ta normalleşmenin bir göstergesi olarak tüm dünyaya iletildiğini ifade etti. (AA)
NTV'ye konuk olan ve gündemdeki konuları değerlendiren Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Kerkük referandumuyla ilgili bir zamanlamanın söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine, Irak'ın anayasasında Kerkük'le ilgili bir referandumdan bahsedildiğini ancak bunun oldukça "gri bir alan" olduğunu kaydetti. Kerkük'te referandumun ne için yapılacağının, kimin oy kullanacağı gibi konuların ucunun tamamen açık olduğunu belirten Babacan, "Kerkük'te bir referandum yapalım yüzde 51 çıkarsa şöyle bir adım atalım gibi bir yaklaşımın Kerkük'e ve Irak'ın geneline felaketler getirecek bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Kerkük'ün demografik yapısı manipüle edilmiş, zaman içerisinde zorla değiştirilmiştir", dedi. Babacan, oysa Irak anayasasında referandum öncesinde normalleştirmeden bahsedildiğini vurgulayarak, ancak bu normalleştirmenin henüz gerçekleştirilemediğini bildirdi. Babacan, "Belirsiz bir ortamda çok ciddi sonuçlar verebilecek bir adımın atılmasını biz son derece riskli görüyoruz ve bu zaten ertelenmiş durumda", diye konuştu. Kerkük referandumunun yapılmasının bugünlerde gündemde olmadığını kaydeden Babacan, bugünlerde en çok yerel yönetimlerle ilgili seçim yasasının, yani yerel seçimlerin nasıl yapılacağına ilişkin yasa tasarısının tartışıldığını bildirdi.
Ali Babacan, bu yerel seçimlerde dahi eğer dikkatli hareket edilmezse Kerkük'te huzursuzluk başlayabileceğini düşündüklerini söyledi "Kerkük'le olan yakın ilgimizin sebebi şu; biz Kerkük'ü Irak'ın küçük bir modeli olarak görüyoruz, farklı grupların temsil edildiği bir model. Kerkük'te olabilecek bir anlaşmazlık, bir sıkıntı Irak'ın tümüne yayılabilecektir", diye konuştu. Babacan tek taraflı bir adımın Kerkük için son derece yanlış olduğunu düşündüklerini belirterek, Kerkük'te ne yapılacaksa Kerkük'teki grupların uzlaşmasıyla yapılması gerektiğini kaydetti. BM'nin Kerkük dâhil birkaç ille ilgili özel bir çalışma yaptığını vurgulayan Babacan, BM yetkilileriyle yakın temas halinde olunduğunu bildirdi. (AA)
Kerkük İl Meclisi Başkanı Rızgar Ali, dün bir basın toplantısı düzenleyerek Irak Parlamentosunun Kerkük’e yönelik müdahalelerinden duyduğu rahatsızlığı belirterek, Irak Parlamentosundaki tüm milletvekilleri ittifak etmiş olsa bile Kerkük İl Meclisine danışılmadan karar alınmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti ve Kerkük’teki İl Meclisi seçimleriyle ilgili olarak yapılan müdahaleler karşısında Irak’ın diğer kentlerine giden petrolü kesebilecekleri tehdidinde bulundu. (www.yakindoguhaber.com)
Irak Parlamentosundaki Şehirler ve Bölgeler Komisyonu Başkanı Haşim El- Tayi yaptığı açıklamada, Kerkük’te nüfus artışının belirlenmesi konusunda tek sorumlu tarafın Planlama Bakanlığı olduğunu belirtti. El-Tayi, Planlama Bakanlığının Kerkük’teki gerçek nüfus sayımını ve Saddam döneminde yapılan değişiklikleri göz önüne alarak kentteki seçimler için çözüm önerisinde bulunacağını açıkladı. (www.iraqalaan.com)
Kerkük İl Meclisi Türkmen üyesi Ali Mehdi yaptığı açıklamada, il meclisleri seçimleriyle ilgili yasanın Parlamentoda görüşülmesinin önümüzdeki hafta Pazartesi gününe ertelendiğini belirterek, Erbil ve Süleymaniye’den bir Kürt heyetinin Bağdat’a gideceğini ve Kürtlerin lehine bir siyasi uzlaşma yolunda çalışacaklarını belirtti. (www.bizturkmeniz.com)
Birleşik Irak İttifakı Listesi ve Irak Parlamentosundaki Anayasa Tadilat Komisyonu üyesi Abbas El-Beyati yaptığı açıklamada, Irak Parlamentosunun bugünkü oturumunda anayasa düzenleme raporunun ilk okunuşa hazır olduğunu söyledi. El-Beyati, Irak Parlamentosu tarafından Tadilat Komisyonuna verilen anayasa tadilatı görevinin tamamlandığını ve yapılan tadilatın Parlamentonun Pazar günkü oturumunda tartışılacağını açıkladı.
(www.nahrain.com)
Irak'taki uluslararası koalisyon, Divaniye vilayetinin denetimini Irak ordusuna devretti. Parlamento Başkan Yardımcısı Halit Atiye, bu vesileyle düzenlenen merasimde, "Bölgenin emniyeti artık bizden sorulacak. Bugün, Irak kuvvetlerinin gücünü gösteren başarılar zincirine yepyeni bir halka eklenmekte", dedi. Irak'taki 18 vilayetten böylece 10'unun emniyeti Iraklılara devredilmiş oluyor. Divaniye, Misan, Muthanna, Basra, Zikar, Necef, Kerbela, Duhok, Süleymaniye ve Erbil vilayetleri Irak'ın kontrolüne geçmiş bulunuyor.
Diğer vilayetlerin de yıl sonuna kadar Irak'a devredilmesi öngörülüyor. (AA)(AFP)
Arnavutluk'un Irak'a 95 asker daha göndereceği bildirildi. Savunma Bakanı Gazmend Oketa, meclis savunma komitesinin takviye asker talebini onayladığını, askerlerin Eylül'de gidebileceğini söyledi. Arnavutluk'un halen Musul'da 120 askeri bulunuyor. Savunma Bakanı, takviye askerlerin Musul'a gönderilmeyeceğini, Irak'ın bir başka bölgesinde ABD askeri komutası altında görev yapacağını bildirdi. (AA)(AP)
Irak'ın kuzeyindeki Türkmen kenti Telafer’de bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda ilk belirlemelere göre 7’si çocuk 15 kişi öldü, yaklaşık 100 kişi yaralandı. Polis ve hastane kaynakları, saldırının bir pazar yerinde düzenlendiğini belirtti. (EL-CEZİRE)
Irak'ın Musul kentinde bomba yüklü araçla düzenlenen 2 saldırıda 2 kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Amerikan ordusu sözcülerinden Sam Smith, bomba yüklü bir aracın Musul'un merkezinde öğleden sonra infilak ettiğini, 2 Iraklı sivilin öldüğünü, 8 kişinin yaralandığını belirtti. Polis de, başka bir bomba yüklü aracın Musul'un doğusunda infilak ettiğini, devriye gezen Amerikan ordusuna ait aracın hedef alındığı saldırıda 5 sivilin yaralandığını söyledi. (AA)(AFP)
Ortadoğu
İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, Umman, Suriye ve Türkiye'yi kapsayan ziyaretlerine başladı. Dışişleri Bakanı Mutteki, beraberindeki üst düzey siyasi bir heyetle sırasıyla Umman, Suriye ve Türkiye'de çeşitli temaslarda bulunacak. Mutteki'nin Ankara'da ikili ilişkilerin ve iş birliğinin geliştirilmesine yönelik görüşmelerde bulunacağı belirtildi. Ziyarette, Ankara ve Tahran'ın, bölgesel ve uluslararası son gelişmeler hakkında fikir teatisinde bulunacağı ifade edildi. Mutteki'nin, ayrıca 28–31 Temmuz'da Tahran'da yapılacak Bağlantısızlar Hareketi toplantısı ile üye ve gözlemci ülkelerin dışişleri bakanlarının katılacağı toplantı hakkında bilgi vereceği kaydedildi.
Yüzden fazla üye ve gözlemci ülkenin dışişleri bakanlarının katılmasının beklendiği toplantıda, Türkiye'yi Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın temsil etmesi bekleniyor. (AA)
İran'ın nükleer enerji programı ile ilgili müzakerelere ilk kez katılacak olan ABD tarafından gönderilecek temsilcinin, "müzakere için değil dinlemek için orada olacağı" bildirildi. Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey Amerikalı yetkili, 19 Temmuz'da Cenevre'de AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili başkanlığında yapılacak müzakerede ABD'yi temsil edeceği açıklanan Dışişleri yetkilisi William Burns'ün "uranyum zenginleştirilmesinin askıya alınması talebini tekrar edeceğini" belirterek, "Açık olalım, Burns müzakere için değil dinlemek için orada olacak", dedi. Aynı yetkili, ABD Başkanı George W. Bush'un toplantıya bir Amerikalı temsilci gönderilmesi kararını onayladığını da kaydetti ve "Bu jestin amacı, diplomatik yol konusundaki ciddiyetimizi ortaya koymaktır, ancak İran teklifi kabul etmezse bunun sonuçları olacaktır. İranlıların önünde kaçırmamaları gereken bir fırsat bulunmaktadır", dedi. (AA)(AFP)
Ortadoğu Dörtlüsü'nün özel temsilcisi, İngiltere'nin eski başbakanı Tony Blair, İsrail ile Filistin arasında nihai barış anlaşmasının yıl sonuna kadar tamamlanacağı konusunda kötümser olduğunu söyledi. Blair, Filistin gazetesi El Kuds'a yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in siyasi geleceğiyle ilgili soru işaretlerinin barış sürecini zorlaştırdığını belirterek,
"İsrail'deki siyasi durum, İsrail ile Filistinlilerin yıl sonuna kadar barış anlaşmasına varması konusunda olumlu olmayı sürdürmeyi güçleştiriyor", diye konuştu. Tony Blair, öte yandan tarafların hâlâ barış için çalışmaya kararlı olduğunu kaydetti. (AA)(AP)
Filistinli hareket Hamas, İsrail ile Hizbullah arasındaki esir ve cenaze değişiminin "direniş için bir zafer" olduğunu açıkladı. Hamas'ın sözcüsü Sami Ebu Zuhri, yaptığı yazılı açıklamada, "Hamas, Hizbullah ile işgalci İsrail arasındaki esir değişimini direniş ve Hizbullah için büyük bir zafer olarak değerlendirmektedir. Bu değişim, işgalcinin elindeki esirleri kurtarmak için en etkin yolun Siyonist askerleri kaçırmak olduğunu göstermektedir" ifadesini kullandı. Filistinliler tarafından 2006'da kaçırılan İsrailli asker Gilad Şalit'in serbest bırakılmasına karşılık yüzlerce Filistinli esirin serbest bırakılmasını talep eden Hamas'ın sözcüsü Zuhri, "Hamas, ağır cezalar çekmekte olan esirlerin bir değişim çerçevesinde kurtarılmasını sağlamak amacıyla gereken bütün çabaları sarf etmektedir", dedi. Şalit'in hâlâ esir tutulmasının sorumluluğunu İsrail Başbakanı Ehud Olmert'e yükleyen Zuhri, "Olmert, Filistinlilerin taleplerini karşılamayı reddediyor" dedi. Bu arada, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da, değişim operasyonundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. (AA)(AFP)
İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, hiçbir gücün nükleer enerjiyi İran halkından alamayacağını söyledi. Hamaney, nükleer enerji programı, AB ile müzakereler ve İran'a karşı olası ABD-İsrail saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Nükleer enerjide İran halkının büyük ve tarihi başarı elde ettiğini belirten Hamaney, "Nükleer başarı bütün halka aittir. Hiçbir güç, bu teknolojiyi İran halkının elinden almaya muktedir olamayacak", dedi.
(AA)
İran'ın, ABD'yi de vurabilecek kıtalararası füze geliştirdiği bildirildi. İran devlet televizyonu, ABD Füze Savunma Sistemi Başkanı Korgeneral Henry Obering'in, "İran, en geç 2015 ya da 2017'ye kadar ABD'yi vurabilecek kıtalararası füze geliştirecek" şeklindeki ifadesini duyurdu. İran'ın geçen haftaki füze denemelerini teknik açıdan değerlendiren Korgeneral Obering, "İranlıların uzun, çok uzun menzilli füze geliştirdiklerini gösteren deliller var. Onlar, bunu yakın bir gelecekte elde etmeyi planlıyorlar" diye konuştu. Obering, İran'ın hâlihazırdaki füze kapasitesinin de ABD'nin tahmin ettiğinden çok daha güçlü olduğunu kaydetti. Amerikalı komutan, İran'ın elindeki ve geliştirmekte olduğu füzelerin balistik özellikte olduklarını sözlerine ekledi. (AA)
İsrail'in Lübnanlı 5 esiri serbest bırakması Beyrut'ta binlerce kişi tarafından kutlandı. Kalabalığa hitap eden Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, İsrail karşısında başka bir yenilgi olmayacağını söyledi. Hizbullah'ın savaşın bitmesinden sonra iki temel amacını hayata geçirdiğini söyleyen Nasrallah, bunların İsrail'in elindeki Lübnanlı esirlerin serbest bırakılması ve milli birlik hükümeti kurulması olduğunu belirtti. Nasrallah, "Yenilgiler çağı kapandı, zaferler çağı başladı. Bu millet, bugün dostlarına ve düşmanlarına yenilmeyeceğini gösterdi", dedi. (AA)(AP)
Diğer Haberler
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Ankara'ya günübirlik ziyarette bulunan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'i kabul etti. Dışişleri Bakanlığındaki görüşme basına kapalı yapıldı. Amerikalı yetkilinin bugün ayrıca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı yetkilileriyle görüşmesi bekleniyor. Görüşmelerde, iki ülke ilişkileri ile bölgesel konuların ele alınması öngörülüyor. (AA)
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Afganistan'a ek Amerikan askerinin "en kısa zamanda gönderilmesinin en iyisi olacağını" söyledi. Gates, düzenlediği basın toplantısında, "ek güçlerin daha erken gönderilmesinin uygun olup olmadığını görmek için sıkı çalışma içinde olduklarını" belirtti. Ancak Gates, konuya ilişkin henüz bir kararın alınmadığını söyledi. ABD Genelkurmay Başkanı Amiral Michael Mullen de toplantıda yaptığı açıklamada, Afganistan'daki tehdidin arttığını belirtti. Mullen, artan Taliban şiddetiyle mücadele ve Afgan güvenlik güçlerinin eğitimi için ek 3 tugaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bu açıklamalar, Afganistan'da pazar günü düzenlenen ve 9 Amerikan askerinin öldüğü saldırının ardından geldi. Bu saldırı, Afganistan'da 2005'ten bu yana Amerikan askerlerini hedef alan en kanlı saldırı olarak değerlendiriliyor. Afganistan'da 36 bin Amerikan askeri bulunuyor. (AA)(AFP)
Afganistan'daki NATO güçleri, militanların sınırdan saldırısı üzerine Pakistan'daki bazı hedefleri ağır silahlar ve helikopterlerle bombaladı.
Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü'nden (ISAF) yapılan açıklamada,
"Pakistan'daki militanların 15 Temmuz'da askerlere roket saldırılarında bulundukları" belirtildi. Açıklamada, askerlerin, saldırıların yapıldığını yeri tespit ettikleri ve meşru savunma çerçevesinde helikopterler ve ağır silahlarla cevap verdikleri kaydedildi. ISAF, militanların saldırısında 9 Afgan askerinin
yaralandığını da bildirdi. Açıklamada, operasyonun ISAF ile Pakistan ordusunun iş birliğiyle yapıldığı, Pakistan ordusunun ateşin devam etmesi halinde bölgede yardıma devam etme sözü verdiği bildirildi. (AA)(REUTERS)
Afganistan'da ABD önderliğindeki koalisyon güçleri, bir Amerikan bombardımanı sırasında 8 sivilin öldüğünü açıkladı. Koalisyondan yapılan yazılı açıklamada, Ferah vilayetindeki Bakva bölgesinde koalisyon güçlerine ait konvoya salı günü ateş açıldığı, karşılık veren koalisyon güçlerinin hava takviyesi istediği, bombardımanın teröristleri hedef aldığı belirtildi.
Bombardımanda bir evin zarar gördüğü, 8 sivilin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı belirtilirken, "koalisyon güçlerinin terörist olmayanları asla kasten hedef almadığı, sivillerin kaybından üzüntü duyulduğu ve olayla ilgili soruşturma başlatıldığı" kaydedildi. (AA)(AFP)
Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, gelecek yıl yapılacak devlet başkanlığı seçiminde aday olmayı planladığını söyleyen Adalet Bakanı Abdulcebir Sabit'i görevden aldı. Karzai'nin basın bürosundan yapılan açıklamada, görevden alınmaya gerekçe olarak, Sabit'in siyasi niyetinin resmi görevleriyle tezat oluşturması gösterildi. ABD'de hukuk eğitimi alan Sabit, 2002 yılında Taliban yönetiminin ABD tarafından iktidardan uzaklaştırılmasından sonra sürgünden ülkesine dönmüştü. Göreve geldikten sonra önceliğinin rüşvetle mücadele olacağını söyleyen Sabit'in bu konudaki çabaları büyük oranda başarısız olmuştu. Taliban yıkıldıktan sonra Afganistan'ı yönetmeye başlayan ve 2004 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimini kazanan Karzai'nin gelecek yıl yapılacak seçimlerde de aday olacağı bildiriliyor. (AA)(REUTERS)
Dünya Basını
Guardian, Amerika Birleşik Devletleri'nin 1979'daki İslam Devrimi'nden bu yana ilk kez İran'a diplomatlarını göndermeyi planladığı yönündeki özel haberini manşetten duyuruyor. Guardian, Washington'un İran'ın başkenti Tahran'da Amerikan çıkarlarını gözetecek bir diplomatik misyon açma planlarını gelecek ay duyuracağını belirtiyor. Bu diplomatik misyonun tam bir büyükelçilik açma yönündeki yolun yarısı olduğunu söyleyen Guardian, Tahran'daki diplomatik misyonun Küba'nın başkenti Havana'dakine benzer olacağını kaydediyor. Söz konusu misyonun, bir büyükelçiliğin tüm faaliyetlerini yerine getireceği, buna karşın kâğıt üzerinde İsviçre Büyükelçiliği'nin bir parçası gibi gözükeceği ifade ediliyor. Misyonun şu anda Amerikan vizesi almak için Dubai'ye gitmek zorunda olan İran vatandaşlarının işlemlerini yapacağı da kaydediliyor. Guardian, İran siyasetiyle ilgili içeriden bilgi almak için İngiliz diplomatlara bağımlı olan Washington'un bu şekilde kendi diplomatları aracılığıyla İranlı öğrenciler ve muhaliflerle doğrudan temas kurabileceğini belirtiyor. Bu misyonun açılmasının İran'ın iznine bağlı olduğunu belirten gazete, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın fikre sıcak baktığını ve bu olasılık kendisine sorulduğunda "İki halk arasındaki ilişkileri geliştirecek her adıma olumlu bakarız" dediğini hatırlatıyor. Guardian ayrıca, Washington'da benzer bir misyona sahip olan İran'ın mütekabiliyet esasına göre "hayır" demesinin de zor olduğunu kaydediyor. Guardian'ın haberinde bu adımın, başkanlığı süresince İran'a karşı sert bir tavır takınan Bush'un
politikasındaki değişikliğin son işareti olduğu hatırlatılıyor. Gazete, bundan önce de Amerikan Dışişleri Bakanı Yardımcısı William Burns'ü İran'ın Nükleer Konulardaki Başmüzakerecisi Said Celili'yle görüşmeye yollama kararı alındığını vurguluyor.
Financial Times gazetesi de, başyazılarından birinde bu durumun İran açısından kaçırılmaması gereken bir fırsat olduğu görüşünü savunuyor. Dikkat çeken satırlar şöyle; "Burada İran'ın yakalaması gereken bir fırsat var. İran uluslararası toplumun isteği hilafına uranyum zenginleştirme programını sürdürebilir ve bunun karşılığında daha çok ekonomik ambargo ve siyasi tecritle karşılaşır. Bu durum da rejimin, kendi istikrarı anlamında bazı bedeller ödemesine neden olabilir. Ya da İran ekonomik fırsatlar ve ülkenin uluslar topluluğunda hak ettiği yeri almaya başlamasını vaat eden bir anlaşmayı kucaklayabilir."
İngiltere basını, Lübnan ve İsrail arasında dün yapılan tutsak değişimini geniş haber ve yorumlarla işliyor.
Independent'ın deneyimli Ortadoğu Muhabiri Robert Fisk, değişimi yerinde izlemiş. Fisk, tutsak değişiminin odağı olan İsrail askerlerinin cesetleri ve Hizbullah üyesi mahkûmlar dışındaki bir unsura da dikkat çekiyor. Fisk şöyle devam ediyor; "Hizbullah lideri Nasrallah, bütün 'şehitler'den geriye kalanların alınacağına söz vermişti. Bunların arasında, 19 yaşındaki Dalal Mugrabi de vardı. Mugrabi, 1978'de silahlı 11 Filistinli ve Lübnanlıya, Tel Aviv'in kuzeyindeki sahil yoluna düzenlenen saldırıda önderlik etmişti." "Lübnan ordusu tarafından sıkıştırılınca savaşmayı seçti. 36 kişi öldü ve olaydan geriye kalan bir video kaydı kesinlikle Ehud Barak olan bir İsrail ajanının Mugrabi'nin vücuduna kurşun sıkıp, yolun kenarına sürüklediğini gösteriyordu. Evet, bu kişi şu anda İsrail Savunma Bakanı olan Ehud Barak." 'Barak, dün Mugrabi'nin cesedinin dönüşünü onaylayan kabine üyelerinden biriydi. Ancak Filistinlilerin ölülerinin Lübnan'a dönmesini istemediği anlaşıldı. Mugrabi'nin annesi, kızının İsrail'de gömüldüğü yerde kalmasını istiyordu. Yani kendisinin ve milyonlarca Filistinli mültecinin hâlâ Filistin olarak kabul ettiği yerde. "
Guardian, Zimbabve'de bugüne dek eşi benzeri görülmemiş seviyelere çıkan enflasyon oranlarını haberleştirmiş. Haberde Zimbabve hükümetinin resmi enflasyon rakamını yüzde 2,2 milyon olarak açıkladığı belirtiliyor. Bu seviyede enflasyonun, bir somun ekmek fiyatının bir öğretmen maaşının üçte biri olması anlamına geldiği söyleniyor. Ancak uzmanlara göre, gerçek enflasyon oranı aslında yüzde 15 milyon seviyesinde. Zimbabveli yetkililer de zaten, çeşitli tüketim kalemlerinin gerçek fiyatlarını belirlemek imkânsız olduğu için, resmi oranın sadece bir tahmin olduğunu söylüyor. Uzmanlar, bu ay sonunda da yıllık enflasyonun yüzde 40 ila 50 milyonu bulabileceğini tahmin ediyor.
