• Sonuç bulunamadı

Gaziantep yöresi geleneksel erkek giyimlerinin incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gaziantep yöresi geleneksel erkek giyimlerinin incelenmesi"

Copied!
303
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİANTEP YÖRESİ

GELENEKSEL ERKEK GİYİMLERİNİN

İNCELENMESİ

Yüksel DOĞDU

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Şerife MIZRAK

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Kültürel değerler sürekli olarak bir sonraki nesle aktarılmış, bu aktarım sonucu birikimli bir şekilde gelişme gözlenirken kayıplarda görülmüştür. Geleneksel giyim bu birikimin ve kaybın en fazla görülebileceği etnografik değerlerimizdendir.

Anadolu giyim kültürüne bu perspektiften bakacak olursak köklü geçmişi nedeni ile çok geniş ve zengin bir giyim kuşam yelpazesi olduğunu görürüz. Anadolu insanı yüzlerce yıllık deneyim ve birikim ile her mevsim ve amaç için bin bir çeşit giyim ve kuşam varyasyonu ortaya çıkarmıştır. Ne var ki bunlardan her birinin ayrı ayrı yeri, tekniği ve önemi olmasına karşın unutulma tehlikesi ile karşı karşıya kalan, Anadolu’da önemi ve kullanımı oldukça dikkat çeken erkek giyim ve aksesuarlarının günümüzde çok fazla örneği görülmemektedir. Bunun başlıca nedeni özellikle Anadolu erkeklerinin gerek iş gerekse askerlik gibi nedenlerle yaşadıkları yörelerden ayrılmaları sonucu zaman içerisinde geleneksel giysilerini muhafaza edemedikleri gibi bulundukları koşullara uyum sağlamaları sonucu geleneksel yerine modern giyimi benimsemeleridir.

Gaziantep erkek giyimleri bu değişimden fazla etkilenmemesine rağmen günümüze ulaşan örnek sayısı oldukça azdır. Bu araştırmada erkek giyimlerinin seçilmesinde en önemli faktör bu olmuştur. Sınırlı sayıda ulaşılabilinen örneklerin yok olmadan belgelenmesi amaç edinilmiştir. Öyle ki medeniyetlerin varolması geleneksel değerlerin yaşatılması ve araştırılması ile mümkün kılınabilir.

Bu çalışmamın oluşmasında ve araştırmalarımda bana rehberlik eden, yardımlarını esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Şerife MIZRAK’a, bu çalışmamda bana yardımcı olan Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği başkanına ve üyelerine, Gaziantep Savaş Müzesi yetkililerine, maddi manevi yardımlarını benden esirgemeyen aileme ve eşim Mehmet DOĞDU’ ya teşekkürlerimi sunarım.

(5)

ÖZET

GAZİANTEP YÖRESİ

GELENEKSEL ERKEK GİYİMLERİNİN İNCELENMESİ Yüksel DOĞDU

Giyim Endüstrisi ve Giyim Sanatları Eğitimi Bölümü Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Şerife MIZRAK

Mayıs - 2010

Toplumların ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel yapıları tabii olarak giyinme şekillerini etkilemektedir. Giyimin bu etkilere açık olması giyimi toplumdan topluma değişen bir forma sokmuştur. Örneğin Türk giyim tarihine bakacak olursak; gelenek göreneklerin, iklim özelliklerinin, inanç ve dini yaşayışın giyime etki etmediğini söylemek imkansızdır.

Yukarıda değinilen bilgiler doğrultusunda bakıldığında bu çalışma altı bölümden oluşmuştur. Çalışmanın birinci bölümünde yörenin sosyo kültürel değerleri, gelenek görenekleri, el sanatları, el dokumacılığı ve yöre kültürüyle özdeşleşmiş olan aba dokumacılığı ile ilgili yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde yörenin giysilerinde etkin olan faktörler, geleneksel Gaziantep yöresi erkek giyimleri ve aksesuarları hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde ise araştırma problemi, amaç, önem, konu ile ilgili yapılmış olan çalışmalara yer verilmiştir.

Araştırmanın yöntem bölümünde araştırma modeli, evren ve örneklem, araştırma kapsamı, veri toplama teknikleri ve tanımlar kısmı bulunmaktadır. Araştırmanın değerlendirme ve bulgular bölümünde giysi parçaları gözlem fişleri doğrultusunda incelenmiştir. Giysi parçalarının kumaş, kesim, dikim, süsleme, kullanılan malzeme özellikleri tablolar kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuç ve öneriler bölümünde de araştırma çerçevesinde yer alan giysi parçalarının özellikleri ve geleneksel giysilerimizin yok olmasını önlemek için alınabilecek tedbirlere yer verilmiştir.

(6)

Bu çalışmada özellikle erkek giysileri konusunun seçilmesinin nedeni bu alanda yeterli sayılabilecek çalışmaların bulunmamasıdır. Özellikle erkek giyimi; kılık kıyafet inkılabından sonra kadın giyimine nazaran oldukça hızlı bir değişim süreci geçirmiştir. Bu sebeple de geleneksel erkek giysileri zaman içinde ya unutulmuş ya da yok olmuştur.

Bu araştırmanın yok olmaya yüz tutan geleneksel erkek giysilerinin özellikleri hakkında gelecek kuşaklara önemli bir kaynak teşkil edeceği inancındayım.

(7)

ABSTRACT

THE EXAMINATION OF TRADITIONAL MAN CLOTHING OF GAZIANTEP REGION

Yüksel DOĞDU

Clothing Industry and Training of Clothing Arts Department Thesis Counsellor: Yrd. Doç. Şerife MIZRAK

May - 2010

The economic, technologic, social and cultural structures of societies affect the clothing manner naturally. Being open of clothing to these effects caused that clothing becomes a form which changes society to society. For example, if we have a look at Turkish Clothing history; it is impossible to say that traditions and customs, climate features, belief and religious life don’t affect the clothing.

When looked at the direction of information that mentioned above, this study has 6 chapters. In the first chapter of this study, the information, which are obtained as a result of researches on the social and cultural values, traditions and customs, handicrafts, hand waving of region and aba weaving which became identical with the culture of region, take place. In the second chapter of the study, the information about the factors which are effective on clothing of region, Gaziantep region’s traditional male clothing and accessories are given. And in the third chapter, the studies on research problem, aim, importance and subject take place.

In the method chapter of research, there are research model, the universe and the sample of research, scope of research, techniques of collecting datum and definitions. In evaluation and findings chapter of research, clothing pieces were examined in the direction of observation cards. The features of fabric, cutting, sewing, ornamenting and used material of clothing pieces were analysed using tables. In the conclusion and suggestions chapter, features of clothing pieces that take place in the research and precautions that can be taken for not vanishing of our traditional clothing are take place.

(8)

The reason of choosing especially man clothing subject in this study is that there isn’t enough study about this subject. After clothing revolution, especially man clothing has a very fast changing process compared to woman clothing. For this reason, traditional man clothing were forgotten or vanished in time.

I believe this research will be an important resource about the features of vanishing traditional man clothing to next generations.

(9)

İÇİNDEKİLER Sayfa No Önsöz ………..………..………. Özet ……… Abstract ……….. Kısaltmalar ………... Tablolar Listesi ……….. Grafikler Listesi ………. Çizimler Listesi ……….. Örnekler Listesi ……..……… Fotoğraflar Listesi ……….. Giriş ……….……...

BİRİNCİ BÖLÜM- Gaziantep İlinin Sosyal Ve Kültürel Özellikleri………..

1.1. Gaziantep İsminin Menşei ………. 1.2. Coğrafi Konum ……….. 1.3. Tarihi Konum ……….... 1.4. Kültür ve Turizm ………... 1.5. Folklorik Kıyafetleri ve Oyunları ……….. 1.6. Gaziantep Eğlence Kültürü ……… 1.7. Gaziantep Yemek Kültürü ………. 1.8. Gaziantep Düğün Törenleri ………... 1.8.1. Kız İsteme (Düğür Gezme) ………... 1.8.2. Nişan Törenleri ………. 1.8.3. Düğün Törenleri ……… 1.9. El Sanatları ……… 1.9.1. Gaziantep El Dokumacılığı ………... 1.9.2. Kutnu-Alaca ve Meydaniye Kumaş Dokumacılığı ………... 1.9.3. Aba Dokumacılığı ………. 1.9.4. Kilim Dokumacılığı ……….. 1.9.5. Sedef Kakmacılığı ………. 1.9.6. Yemenicilik- Köşgerlik ………. 1.9.7. Antep İşi El İşlemeciliği ………...

i ii iv x xi xii xiii xvi xviii 1 1 3 3 4 5 7 9 10 11 11 12 12 13 13 14 16 19 20 21 21

(10)

1.9.8. Gümüş İşçiliği ve Bakırcılık ……….

İKİNCİ BÖLÜM- Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek

Giyimlerini Etkileyen Faktörler ……….

2.1. Yöre Kültürünün Etkisi ………. 2.2. Yöre İkliminin Etkisi ………. 2.3. Dini Yapının Etkisi ………

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM- Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimleri ……….

3.1. Başa Giyilenler ……….. 3.1.1. Poşu (Puşu) ………... 3.1.2. Terlik (Tellah) ………... 3.1.3. Sarık ……….. 3.2. Bedene Giyilenler ……….. 3.2.1. Köynek (Gömlek) ……..………... 3.2.2. Aba ……… 3.2.3. İçlik ………... 3.2.4. Cepken ……….. 3.2.5. Yelek ………. 3.2.6. Cübbe ……… 3.2.7. Zıbın ……….. 3.2.8. Don (Tuman) ……..………... 3.2.9. Şalvar ……… 3.3. Bele Takılan Kuşaklar ………... 3.4. Ayağa Giyilenler ………... 3.5. Diğer Aksesuarlar ………..

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM- Araştırmanın Amacı Ve Önemi ………...……

4.1. Problem Cümlesi ve Alt Problemler ……….. 4.2. Araştırmanın Amacı ……….. 4.3. Araştırmanın Önemi ……….. 4.4. Konu İle İlgili Çalışmalar ………..

BEŞİNCİ BÖLÜM- Yöntem ………... 5.1. Araştırmanın Modeli ………. 5.2. Kapsam ve Sınırlılıklar ……….. 23 23 23 24 24 25 27 27 27 27 28 28 28 30 30 31 31 31 32 32 33 34 35 35 35 36 37 37 39 39 39

(11)

5.3. Varsayımlar (Sayıtlılar) ………. 5.4. Evren ve Örneklem ……… 5.5. Veri Toplama Tekniği ………... 5.6. Tanımlar ………

ALTINCI BÖLÜM - Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimleri ………

6.1. Gözlem Fişleri ………... 6.1.1. Örnek No: 1 ………... 6.1.2. Örnek No: 2 ………... 6.1.3. Örnek No: 3 ………... 6.1.4. Örnek No: 4 ………... 6.1.5. Örnek No: 5 ………... 6.1.6. Örnek No: 6 ………... 6.1.7. Örnek No: 7 ………... 6.1.8. Örnek No: 8 ………... 6.1.9. Örnek No: 9 ………... 6.1.10. Örnek No: 10 ………... 6.1.11. Örnek No: 11 ………... 6.1.12. Örnek No: 12 ………... 6.1.13. Örnek No: 13 ………... 6.1.14. Örnek No: 14 …..………. 6.1.15. Örnek No: 15 ………... 6.1.16. Örnek No: 16 ………... 6.1.17. Örnek No: 17 ………... 6.1.18. Örnek No: 18 ………... 6.1.19. Örnek No: 19 ………... 6.1.20. Örnek No: 20 ………... 6.1.21. Örnek No: 21 ………... 6.1.22. Örnek No: 22 ………... 6.1.23. Örnek No: 23 ………... 6.1.24. Örnek No: 24 …..………. 6.1.25. Örnek No: 25 ………... 6.1.26. Örnek No: 26 ………... 40 40 40 41 43 43 44 50 56 61 65 69 74 79 85 91 96 101 107 112 117 121 125 129 133 137 143 149 155 160 164 170

(12)

6.1.27. Örnek No: 27 ………... 6.1.28. Örnek No: 28 ………... 6.1.29. Örnek No: 29 ………... 6.1.30. Örnek No: 30 ………... 6.1.31. Örnek No: 31 ………... 6.1.32. Örnek No: 32 ………... 6.1.33. Örnek No: 33 ………... 6.2. Değerlendirme ve Bulgular ………...

6.2.1. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Kumaşlar ………..………... 6.2.2. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Renkler .………... 6.2.3. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Kesim Teknikleri ……… 6.2.4. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Kol ve Yaka Kesim Teknikleri ……….. 6.2.5. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Dikiş Teknikleri ………. 6.2.6. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Süsleme Teknikleri ……… 6.2.7. Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Süsleme Malzemeleri ……….. Sonuç Ve Öneriler ……….………. Sonuç ……….………. Öneriler ……….. Kaynakça ……… Ekler ………...

Ek 1: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Uygulanan Dikiş ve

Süsleme Teknikleri………….………. Ek 2: Resimler ……….………. Ek 3: Kaynak Kişi Künyeleri ……….. Ek 4: İzin Dilekçesi ……….………. 176 181 187 192 197 202 206 211 211 215 219 223 227 231 235 238 238 240 241 247 247 250 273 278

(13)

KISALTMALAR

A.O. : Arka ortası Ö.O. : Ön ortası DBİ : Düz boy iplik E.B. : Etek boyu K.B. : Kol boyu K.K. : Kumaş katı K.O. : Kol ortası K.Y. : Kol yeri Y.D. : Yan dikiş Y.Y. : Yırtmaç yeri

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo No Sayfa No Tablo No 1: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Kumaşlar Döküm Tablosu ……….. Tablo No 2: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Renkler Döküm Tablosu ………. Tablo No 3: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Beden Kesim Teknikleri Döküm Tablosu ……….…. Tablo No 4: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Kol Ve Yaka Kesim Teknikleri Döküm Tablosu …………... Tablo No 5: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Dikiş Teknikleri Döküm Tablosu ………... Tablo No 6: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Uygulanan Süsleme Teknikleri Döküm Tablosu ……….. Tablo No 7: Gaziantep Yöresi Geleneksel Erkek Giyimlerinde

Kullanılan Süsleme Malzemeleri Döküm Tablosu ………... 210 214 218 222 226 230 234

(15)

GRAFİKLER LİSTESİ

Grafik No Sayfa No Grafik No 1: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kullanılan

Kumaşlar ………... Grafik No 2: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kullanılan

Astar Kumaşlar ………. Grafik No 3: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kumaşlarda

Kullanılan Renkler ……… Grafik No 4: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Süslemelerde

Kullanılan Renkler ……… Grafik No 5: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Uygulanan

Beden Kesim Teknikleri ………... Grafik No 6: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Uygulanan

Şalvar Kesim Teknikleri ………... Grafik No 7: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Uygulanan

Kol Kesim Teknikleri ………... Grafik No 8: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Uygulanan

Yaka Kesim Teknikleri ………. Grafik No 9: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kumaşlarda

Uygulanan Dikişler ………... Grafik No 10: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Astarlarda

Uygulanan Dikişler ……… Grafik No 11: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Makinede

Yapılan Süslemeler ……… Grafik No 12: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Elde Yapılan

Süslemeler ..……… Grafik No 13: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kullanılan Ana

Süsleme Malzemeleri .……… Grafik No 14: Geleneksel Erkek Giyimlerinde Kullanılan

Yardımcı Süsleme Malzemeleri ………. 212 213 216 217 220 221 224 225 228 229 232 233 236 237

(16)

ÇİZİMLER LİSTESİ

Çizim No Sayfa No Çizim No 1: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 1 No’lu

Aba Çizimi ……… Çizim No 2: Gaziantep Kuva-İ Milliye Mücahitler Derneği, 2 No’lu

Aba Çizimi …... Çizim No 3: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 3 No’lu

Aba Çizimi ……….... Çizim No 4: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 43 Envanter No’lu

Aba Çizimi ……….... Çizim No 5: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 42 Envanter No’lu

Aba Çizimi ……… Çizim No 6: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 40 Envanter No’lu

Aba Çizimi ……… Çizim No 7: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 44 Envanter No’lu

Aba Çizimi ……… Çizim No 8: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 8 No’lu Aba

Çizimi ….…... Çizim No 9: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 41 Envanter No’lu Aba

Çizimi ……… Çizim No 10: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 10 No’lu

Köynek Çizimi ….………...……… Çizim No 11: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 11 No’lu

Köynek Çizimi ….………...……… Çizim No 12: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 12 No’lu

Köynek Çizim …….………...……… Çizim No 13: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 13 No’lu

Köynek Çizimi ………...…… Çizim No 14: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 14 No’lu

Köynek Çizimi ...……… 47 53 59 63 67 71 76 82 88 93 98 103 109 114

(17)

Çizim No 15: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 15 No’lu

Aba Yelek Çizimi ……… Çizim No 16: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 16 No’lu

Aba Yelek Çizimi ……… Çizim No 17: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 48 Envanter No’lu

Yelek Çizimi ……….. Çizim No 18: Gaziantep Gügümer Merkezi, 18 No’lu Yelek Çizimi ……….. Çizim No 19: Gaziantep Şahinbey Halk Eğitim Merkezi, 19 No’lu

Aba İçlik Çizimi ……….. Çizim No 20: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 20 No’lu

Cepken Çizimi ………..………... Çizim No 21: Gaziantep, 20 No’lu Bürümlü Yelek Çizimi……… Çizim No 22: Gaziantep , 22 No’lu Bürümlü Şalvar Çizimi ………. Çizim No 23: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 23 No’lu

Şalvar Çizimi ……….……….……… Çizim No 24: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 24 No’lu

Şalvar Çizimi ………..……… Çizim No 25: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 25 No’lu

Şalvar Çizimi ……….……….. Çizim No 26: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 32 Envanter No’lu

İçlik (İşlik) Çizimi ……….. Çizim No 27: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 31 Envanter No’lu

İçlik (İşlik) Çizimi ………..………. Çizim No 28: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 30 Envanter No’lu

İçlik (İşlik) Çizimi ………... Çizim No 29: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 33 Envanter No’lu

İçlik (İşlik) Çizimi …….……….. Çizim No 30: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 29 Envanter No’lu

İçlik (İşlik) Çizimi ………... Çizim No 31: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 44 Envanter No’lu

Hırka Çizimi ……… 119 123 127 131 135 140 146 152 157 162 166 173 178 183 189 194 199

(18)

Çizim No 32: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 45 Envanter No’lu

Hırka Çizimi …….………... Çizim No 33: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 46 Envanter No’lu

Hırka Çizimi ………..…..………… 204

(19)

ÖRNEKLER LİSTESİ

Örnek No Sayfa No Örnek No 1: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 1 No’lu Örnek ………… Örnek No 2: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 2 No’lu Örnek ………… Örnek No 3: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 3 No’lu Örnek ………… Örnek No 4: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 43 Envanter No’lu Örnek …………. Örnek No 5: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 42 Envanter No’lu Örnek …………. Örnek No 6: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 40 Envanter No’lu Örnek …………. Örnek No 7: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 44 Envanter No’lu Örnek …………. Örnek No 8: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 8 No’lu Örnek ……… Örnek No 9: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 41 Envanter No’lu Örnek …………. Örnek No 10: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 10 No’lu Örnek ……… Örnek No 11: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 11 No’lu Örnek ……… Örnek No 12: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 12 No’lu Örnek ……… Örnek No 13: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 13 No’lu Örnek ………… Örnek No 14: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 14 No’lu Örnek………. Örnek No 15: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 15 No’lu Örnek ………… Örnek No 16: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 16 No’lu Örnek ……… Örnek No 17: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 48 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 18: Gaziantep Gügümer Merkezi, 18 No’lu Örnek ……….. Örnek No 19: Gaziantep Şahinbey Halk Eğitim Merkezi, 19 No’lu Örnek ………….. Örnek No 20: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 20 No’lu Örnek ………… Örnek No 21: Gaziantep, 21 No’lu Örnek………... Örnek No 22: Gaziantep, 22 No’lu Örnek ………... Örnek No 23: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 23 No’lu Örnek ………… Örnek No 24: Gaziantep Kuva-i Milliye Mücahitler Derneği, 24 No’lu Örnek ……… Örnek No 25: Gaziantep Şehitkamil Halk Eğitim Merkezi, 25 No’lu Örnek ………… Örnek No 26: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 32 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 27: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 31 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 28: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 30 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 29: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 33 Envanter No’lu Örnek ………... 44 50 56 61 65 69 74 79 85 91 96 101 107 112 117 121 125 129 133 137 143 149 155 160 164 170 176 181 187

(20)

Örnek No 30: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 29 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 31: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 44 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 32: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 45 Envanter No’lu Örnek ………... Örnek No 33: Gaziantep Şahinbey Savaş Müzesi, 46 Envanter No’lu Örnek ………... 192 197 202 206

(21)

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ Fotoğraf No Sayfa No Fotoğraf No 1 ...………..………... Fotoğraf No 1.1 ………….……….……….. Fotoğraf No 1.2……… Fotoğraf No 2 …..………..………... Fotoğraf No 2.1 ………... Fotoğraf No 2.2 …….………... Fotoğraf No 3 ..………... Fotoğraf No 3.1 ………..……….. Fotoğraf No 4 ……….... Fotoğraf No 4.1 ……….. Fotoğraf No 5 …..……….………. Fotoğraf No 5.1 …..……….………. Fotoğraf No 6 ……….………. Fotoğraf No 6.1 ……….. Fotoğraf No 7 …..………... Fotoğraf No 7.1 ……….. Fotoğraf No 7.2 …..………... Fotoğraf No 8 ………. Fotoğraf No 8.1 …..……….. Fotoğraf No 8.2 …….……….. Fotoğraf No 9 ………. Fotoğraf No 9.1 ……….. Fotoğraf No 9.2 ………... Fotoğraf No 10 …..……… Fotoğraf No 10.1 ……… Fotoğraf No 10.2 ………... Fotoğraf No 11 ……..………... Fotoğraf No 11.1 ………... Fotoğraf No 11.2 …..……….. 48 48 49 54 54 55 60 60 64 64 68 68 72 73 77 77 78 83 83 84 89 89 90 94 94 95 99 99 100

(22)

Fotoğraf No 12 .…..………... Fotoğraf No 12.1 ...………... Fotoğraf No 12.2 ………... Fotoğraf No 12.3 ………... Fotoğraf No 13 …..………... Fotoğraf No 13.1 .……..………... Fotoğraf No 13.2 ………... Fotoğraf No 14 ….………... Fotoğraf No 14.1 ….………... Fotoğraf No 15 …..……….. Fotoğraf No 15.1 ..………... Fotoğraf No 16 ……….……… Fotoğraf No 17 …….……… Fotoğraf No 18 …..……….. Fotoğraf No 18.1 ….………... Fotoğraf No 19 ….……….. Fotoğraf No 19.1 …..………... Fotoğraf No 20 …..………... Fotoğraf No 20.1 ….………... Fotoğraf No 20.2 ….………... Fotoğraf No 20.3 …..………... Fotoğraf No 21 ….………... Fotoğraf No 21.1 …..………... Fotoğraf No 21.2 …..………... Fotoğraf No 21.3 …..……… Fotoğraf No 22 ….………... Fotoğraf No 22.1 …..……… Fotoğraf No 22.2 ……… Fotoğraf No 22.3 ……… Fotoğraf No 23 ….………... Fotoğraf No 23.1 …..……… Fotoğraf No 23.2 …..……….... 104 104 105 105 110 110 111 115 115 120 120 124 128 132 132 136 136 141 141 142 142 147 147 148 148 153 153 154 154 158 158 159

(23)

Fotoğraf No 23.3 ………..……….. Fotoğraf No 24 …..………... Fotoğraf No 24.1 …..……… Fotoğraf No 25 ….……… Fotoğraf No 25.1 ..……… Fotoğraf No 25.2 …..……… Fotoğraf No 25.3 …..……… Fotoğraf No 25.4 …..……… Fotoğraf No 26 …….………... Fotoğraf No 26.1 …..……… Fotoğraf No 26.2 …..……… Fotoğraf No 26.3 …..……… Fotoğraf No 27 …….………... Fotoğraf No 27.1 …..……… Fotoğraf No 27.2 …..……… Fotoğraf No 28 …….………... Fotoğraf No 28.1 …..……… Fotoğraf No 28.2 …..……… Fotoğraf No 28.3 ………... Fotoğraf No 28.4 …..………... Fotoğraf No 29 …...………... Fotoğraf No 29.1 ………... Fotoğraf No 29.2 ….………... Fotoğraf No 30 …..………... Fotoğraf No 30.1 …..……… Fotoğraf No 30.2 ….………... Fotoğraf No 30.3 ….………... Fotoğraf No 31 ……..……….. Fotoğraf No 31.1 …..………... Fotoğraf No 31.2 …..……… Fotoğraf No 32 …….………... Fotoğraf No 32.1 …..……… 159 163 163 167 167 168 168 169 174 174 175 175 179 179 180 184 184 185 185 186 190 190 191 195 195 196 196 200 200 201 205 205

(24)

Fotoğraf No 33 ….……… Fotoğraf No 33.1 …..……… Fotoğraf No 34. ……….. Fotoğraf No 35 .……….. Fotoğraf No 36 .……….. Fotoğraf No 37 .………..…… Fotoğraf No 38 .……… Fotoğraf No 39 .……… Fotoğraf No 40 .……… Fotoğraf No 41 .……… Fotoğraf No 42 .……… Fotoğraf No 43 ..……….. Fotoğraf No 44 .……… Fotoğraf No 45 .……… Fotoğraf No 46 .……… Fotoğraf No 47 .……… Fotoğraf No 48 .……… Fotoğraf No 49 .……… Fotoğraf No 50 .……… Fotoğraf No 51 .……… Fotoğraf No 52 ..……….. Fotoğraf No 53 .……… Fotoğraf No 54 .……… Fotoğraf No 55 .……… Fotoğraf No 56 .……… Fotoğraf No 57 .……… Fotoğraf No 58 .……… Fotoğraf No 59 .……… Fotoğraf No 60 ..……….. Fotoğraf No 61 .……… Fotoğraf No 62 .……… Fotoğraf No 63 .……… 209 209 251 251 252 252 253 253 254 254 255 255 256 256 257 257 258 258 259 259 260 260 261 261 262 262 263 263 264 264 265 265

(25)

Fotoğraf No 64 .……… Fotoğraf No 65 ..……….. Fotoğraf No 66 .……… Fotoğraf No 67 .……… Fotoğraf No 68 .……… Fotoğraf No 69 .……… Fotoğraf No 70 .……… Fotoğraf No 71 .……… Fotoğraf No 72 .……… Fotoğraf No 73 ..……….. Fotoğraf No 74 .……… Fotoğraf No 75 ...……… Fotoğraf No 76 ...……… 266 266 267 267 268 268 269 269 270 270 271 271 272

(26)

GİRİŞ

Giyim, kültürel yapının en eski değerlerindendir. Giyime etki eden unsurlar sürekli bir değişim dinamizmi göstermektedir. Giyim değişime uğrarken geleneksel değerlerinden kopmamaktadır fakat zaman içinde unutulma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Türk giyim kültürü sahip olduğu zengin çeşitliliği ile pek çok çevre kültüründen etkilenmiş ve etki etmiştir. Türk geleneksel giyim kuşamına bakıldığında sahip olduğu birikimi göz ardı etmek mümkün değildir. Özellikle bu zenginliği gösteren şehirlerin başında gelen Gaziantep yöresi giyimleri kendine has özellikler taşımaktadır.

Gaziantep yöresinin coğrafi yapısı, tarihi geçmişi, konumu, yaşam tarzı ve üretim şekli kültürel dokunun belirlenmesinde önemli etkenlerdir. Özellikle kadın giysilerinde görülen zengin süslemeler ve işlemeler yörenin kültürünün gözle görülür değerini göstermektedir. Bunun yanında erkek giysilerine bakıldığında ise; daha sade giysiler görülmektedir. Özellikle yöre kültürünün ayrılmaz parçası olan abalar dışındaki giysilerde oldukça sade görünüm dikkat çekmektedir. Erkek giysilerinde süslemelerin bulunmaması yöre kültürü ile örtüşmektedir.

BİRİNCİ BÖLÜM- Gaziantep İlinin Genel ve Kültürel Özellikleri

Gaziantep coğrafi konumu sebebiyle pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, birçok kültürün izini taşıyan önemli bir şehirdir.

Gaziantep ilinin en büyük alan ve nüfus yoğunluğuna sahip ilçesi merkez ilçedir. Köyler tarıma elverişli vadi ve akarsu kenarlarında kurulmuştur. İlçe ekonomisi tarıma dayalı olmakla beraber sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerin en yaygın olarak yapıldığı bölümdür.

Gaziantep ilinin merkez ilçeden sonra en büyük ilçesi olan Nizip’in tarihi M.Ö. 2000’li yıllara dayanmaktadır. İlçe merkezinde yerleşim planlı, düzenli ve toplu haldedir. Gaziantep diğer illerden sürekli göç almaktadır. Gaziantep kültüründe önemli bir yeri olan Baraklar ilçenin köylerinde yaşamaktadır. Tarihsel açıdan Belkıs

(27)

köyü, Zeugma antik kenti ile açık hava müzesi durumundadır. İlçe toprakları oldukça verimlidir (Özcan, 1969: 3).

Araban ilçesi ise; Adıyaman, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa ile sınırları olan bir yerdedir. Etrafı dağlarla çevrili olup, Ardıl çayı ilçenin tek akarsuyudur. Ekonomi tarıma dayalıdır. Altıntaş kalesi, Elif, Hisar ve Hasanoğlu köylerinde anıt mezarlar bulunmaktadır. Karasu ırmağı üzerinde yer alan Kırık köprü, Ayşe Fatma ziyareti ve kaya mezarları dinsel eserlerdir (İl yıllığı, 1997: 92).

Nurdağı ilçesi 1932 yılında Kömürler tren istasyonun kurulması ile yerleşim alanı olmuştur. Eskiden ‘Kuru dere’ adı verilen bölgenin adı Nurdağı olarak değiştirilmiştir. İlçe doğuda Hurşit dağları, batıda Amanos dağları, kuzey ve güneyde ise ovalarla çevrilidir (İl yıllığı, 1997: 91).

Gaziantep ilinin güneydoğusunda yer alan Oğuzeli ilçesi Suriye ile sınır komşusudur. Çok eski dönemlere uzanan bir yerleşim alanıdır. Tilbaşar ovası üzerinde bulunan ilçe 3000 yıl önce Hitit ve Asurların yaşadığı topraklar üzerindedir. İlçe olmadan önceki adı Büyük Kızıl Hisar köyü olan ilçe; 1946’da ilçe olunca bu adı almıştır. İlçeden Aynafar ve Tüzel çayları geçmektedir. Ayrıca tüm ilçe topraklarını Sacur suyu sulamaktadır (Çitçi ve Yener, 1971: 43).

İslahiye düz bir ova üzerinde kurulmuştur. Bölgenin adı Ahmet Cevdet Paşa ve Derviş Paşa tarafından çıkan isyanları bastırmak için geldiklerinde Fırka- i İslahiye adlı ordudan gelmektedir. Bizans ve Roma dönemine ait izler taşıyan ilçede eğitim ve öğretime büyük önem verilmektedir. Kültürel açıdan oldukça önemli eserlere sahip olan bölgede Yesemek, Zincirli Höyük, Tilmen Höyük gibi tarihi eserler yer almaktadır (İl yıllığı, 1997: 90).

Karkamış ilçesi Gaziantep ilinin güneydoğusunda bulunmaktadır. İlçe düz bir ova görünümündedir ve ilçe topraklarını Fırat nehri sulamaktadır. İlçe tarihsel olarak Orta Mezopotamya havzasında yer alır. Hitit, Roma ve Bizans’a ev sahipliği yapmıştır. Eski kent kalıntılarının birazı Suriye topraklarında kalmıştır. İlçede bulunan Karkamış kalesi önemli tarihsel mekanlardan birisidir. Ayrıca bölgede 1918 yılında Almanlar tarafından yapılan Bağdat demiryolu köprüsü bulunmaktadır (Doğan ve Can, 1997: 47).

Gaziantep ilinin kuzeyinde yer alan Yavuzeli ilçesinin eski adı Ceneviz kentinin adından gelen ‘Cingite’ dir. Yavuzeli adını ise Yavuz Sultan Selim’in 1517

(28)

Mısır seferine giderken burada konakladığında almıştır. Tarihi Rum Kale ilçe de yer almaktadır (İl yıllığı, 1997: 91).

1.1. Gaziantep İsminin Menşei

Gaziantep adını tarihin derinliklerinden, sıfatını ise milli mücadeledeki kahramanlıklarla dolu müdafaasından almıştır.

Antep şehri tarihi pek çok olayda yer almış ve tarihte önemli rol oynamış bir şehirdir. Fakat şehir ile ilgili pek çok kaynak yangın, göç, harpler ve doğa şartlarından dolayı ihmal edilmiş ve kaybolmuştur (Dağlıoğlu, 1939: 1 - 2).

Gaziantep şehrinin ismi ve anlamı hakkında çok fazla bilgiye rastlanmaktadır. Eskiden Ayıntab ve Ayni Tab adıyla yazılıp geniş halk topluluğu tarafından da Antep ve Entap olarak söylenmekteydi. Gaziantep’in yetiştirdiği ünlü ilim adamı tarihçi ‘Bedrüddin Ayni’ nin ifadesi ile Gaziantep ilinin eski ve asıl adı ‘Kala-ı Füsus’tur. Kala-ı Füsus yüzük kalesi demektir (Gaziantep İl Yıllığı 1997: 15).

Başka bir rivayete göre şehrin eski adının ‘Hantab’ olduğu söylenmektedir ve halen köylerde kullanılmaktadır. Hantab, han toprağı anlamına gelmektedir. Hantab ismi de zamanla Antap ve Antep olmuştur (Gaziantep’i Tanıyoruz, 1962:3).

Osmanlılar zamanında Halep şehrinin bir kazası olan Gaziantep, 1913 yılında müstakil sancağa tahvil oldu ve 1924’de vilayet oluncaya kadar bu halde kaldı (Gaziantep Kültür Dergisi, 1965: 11).

Kurtuluş mücadelesinde halkın göstermiş olduğu üstün kahramanlıklar sebebiyle şehre 8 Şubat 1921 tarihinde TBMM tarafından ‘Gazilik’ unvanı verilmiştir. Layiha Kanuniye’nin 1. maddesi ‘Ayıntap livası merkezi olan Ayıntap kasabasının namı Gazi Ayıntap’a tahvil olunmuştur’ denmektedir. Böylece Antep, Gaziantep olmuştur (Doğan ve Can, 1997: 16).

1.2. Coğrafi Konum

Gaziantep ili Akdeniz bölgesine komşu olan kısımda, Gaziantep yaylası adı verilen ortalama yükseltisi 800m olan platoda kurulmuştur. Doğudan Şanlıurfa,

(29)

kuzeydoğudan Adıyaman, kuzeyden Kahramanmaraş, batıdan Osmaniye, güneybatıdan Hatay, güneyden ise Kilis illeriyle komşudur (Solmaz, 1969: 2).

Gaziantep yüz ölçümü 6216 km²’ lik alanıyla Türkiye topraklarının %1’ ini kaplar. Denizden ortalama yüksekliği 850 metre olmakla beraber 250 ile 1250 metre arasındadır. İlin topraklarının yaklaşık %52’sini dağlar, %27’sini ise ovalar kaplar. Güneydoğu Torasları’ nın uzantısı olan Sof ve Sam dağları düzgün sıralar oluşturur. İlin geneli dalgalı ve engebeli arazilerden oluşmaktadır. Başlıca akarsuları Fırat’a dökülen Karasu, Nizip çayı, Afrin çayı, Merziman çayı ve Alleben deresi ve Sacur suyudur (İl yıllığı, 1968: 84).

Gaziantep coğrafi bakımdan karasal iklime sahip bir bölgede yer almaktadır. İklim yapısına bağlı olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçmektedir. Dağlık arazi az olmakla beraber, Suriye sınırı boyunca doğuda Mardin ilinden batıya doğru Nusaybin, Harran, Ceylanpınar, Suruç gibi alüvyonlarla örtülü geniş ovalara sahiptir (Doğan ve Can, 1997: 18 – 19 ).

Gaziantep ilinin büyük bölümü step iklimine girmektedir. Step’in asıl alanı ile Akdeniz ikliminden etkilenen yağışlı kıyı şeridi arasına sıkışmıştır. İl merkezinden batıya ve kuzeybatıya gidildiğinde Akdeniz bölgesi alanına geçilmiş olur. Zeytinliklere, Antep fıstığı alanlarına ve meşe ormanlarına rastlanır.

Gaziantep ilinde ulaşım demir, hava ve kara yolu ile rahatlıkla sağlanmaktadır. Bu alanda civar illeri ve Güneydoğu bölgesini diğer bölgeler bağlayan önemli bir kavşak durumundadır (Doğanay, 1994: 108).

1.3. Tarihi Konum

Gaziantep tarihinin oluşumunda ve niteliğinde yer unsurunun önemi büyüktür. Bölge arkeologlarca Ön Asya denilen alan içerisinde yer almaktadır. Bölgenin, ilk uygarlıkların doğduğu Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunuşu güneyden ve Akdeniz’den doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu, uygarlık tarihine ve bugüne yön vermiştir. Pek çok eski medeniyetlerin doğudan batıya doğru göç etmeleri nedeni ile Gaziantep ili tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarının yerleşme sahası ve uğrak yeri olmuştur (Çınaroğlu, 1987: 1).

(30)

Güneyden kuzeye doğru uzanan Arap çöllerinin bittiği yerde bulunan tarihte ‘verimli hilal’ adı verilen bölgenin bir parçası olan Gaziantep ilinde tarih boyunca birçok şehirler kurulmuş ve gelişmiştir (Açılan, 1996: 6).

Gaziantep’in tarih devirleri Kalkolitik, Paleolitik, Neolitik dönemler, Tunç çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selefkoslar, Roma - Bizans, İslam - Arap ve İslam - Türk devirleri olarak sıralanabilir. Bu dönemlerin izlerini günümüzde de açık bir şekilde görmek mümkündür (Doğan ve Can, 1997: 31).

Ayın Tap olarak bilinen eski kent, bugünkü Gaziantep’ in 12km. kuzeybatısında Dülük köyü ile Kara Höyük köyü arasındadır. Yapılan arkeolojik araştırmalarda Taş, Kalkolitik ve Bakır dönemlerine ait kalıntılara rastlanmış olması yörenin Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından birisi olduğunu göstermektedir. Bu bölgede yapılan kazılar sonucunda Arapların atası olan Sami ırkına mensup kişiler Ariler, Hititler ve Frigler yaşamıştır. Bu medeniyetlerin pek çok alanda gelişmiş oldukları bulunan eserlerden anlaşılmıştır. Ayrıca bölgede rastlanan Halaf medeniyetinin ataerkil bir toplum olduğu ve Anadolu’nun yerli halkı denilebilecek bir halk olduğu varsayılmaktadır (İl yıllığı, 1973: 70).

1.4. Kültür ve Turizm

Yeryüzünde ilk yerleşik hayatın başlamasından bu yana pek çok uygarlıktan söz edebiliriz. Bu uygarlıkların bazıları varlıklarını uzun süre devam ettirmiş bazıları ise kısa sürede yok olmuştur. Yüzyıllardan beri insanların yerleşim yerlerinden birisi olan Gaziantep’te Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarının yanı sıra Hitit, Pers, Roma, Arap ve Türk İslam uygarlıklarının hüküm sürmesi ile mimari, edebiyat ve folklor alanlarında da büyük ve kalıcı eserler oluşmuştur (Doğan ve Can, 1997: 109).

Gaziantep ilinde kültürel eserlerin sergilendiği müzeler ise şunlardır:

- Gaziantep Arkeoloji Müzesi

Müzede Neolitik dönemden keramik parçalar, Kalkolitik ve Bronz çağa ilişkin çeşitli eşyalar, figürler, mühürler; Urartu, Hitit, Pers, Helenistik Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli eserler sergilenmektedir. Kazı ve satın alma yoluyla derlenen

(31)

taş ve bronz eserler, takılar, keramikler, sikkeler, cam eserler ve bir mamuta ait kemikler sergilenen eserler arasındadır. Ayrıca Belkıs (Zeugma) ören yerinden elde edilen mozaikler, heykeller ve mezar taşları gibi eserlerde sergilenmektedir.

- Etnografya Müzesi

Müzede farklı bölümlerde Gaziantep’i yansıtan eserler yer almaktadır. Müzenin içinde üç kat bulunmaktadır. Hayat (bahçe) denilen kısım ince bir taş işçiliğinin eseri olan renkli taşlarla kaplanmıştır. Üst katlar eski Gaziantep evlerinin mimari yapısını anlatacak şekilde düzenlenmiştir. Erzak depoları, su kuyuları, ocaklar, mutfak, hamam, güvercinlik ve günlük yaşamda kullanılan eşyalarla donanmıştır. Bina içerisinde ayrı bir bölümde Antep savunmasında kullanılan silahlar, savaş araçları, belgeler, kahraman ve şehitlerin fotoğrafları sergilenmektedir. Ayrıca geçtiğimiz aylarda açılan savaş müzesinde de savaş sırasında kullanılan silahlar, malzemeler balmumu heykeller ile canlandırılarak sergilenmektedir.

- Yesemek Açık Hava Müzesi

İslahiye ilçesinin güneydoğusunda Yesemek köyünün yamacında yer alır. Arazi menekşemsi gri renkte, dolarit diye tanımlanan bazalt taşlardan oluşmaktadır. İlk defa 1890 yılında Zincirli’de kazı yapan Felix Von LUSCHAN tarafından keşfedilmiştir. Çeşitli heykellerin yanı sıra 300 adet yontu ve taş heykel taslağına ulaşılmıştır ve açık hava müzesi haline getirilmiştir. M.Ö. 1375- 1335 tarihleri arasında yerli halk Hurların çalıştığı tespit edilmiştir. Hititlerin hakim olduğu bir bölgedir. Pek çok döneme ait izler taşımaktadır (Asım, 1934: 3).

- Belkıs (Zeugma) Müzesi

Nizip ilçesine 10 km. uzaklıktadır. Fırat nehrine inen yamaçlarda yer almaktadır. M.Ö. I. yüzyılda Komagene krallığının şehridir. Kalıntılar Helenistik Roma ve Bizans dönemine aittir. Kazılarda Romalı bir zengine ait villa, değeri yüksek heykeller ve kabartmalar bulunmuştur. Kurtarma kazıları ve araştırmalar devam etmektedir.

(32)

- Rum Kale

Yavuzeli ilçesine bağlı kasaba köyünde Fırat nehri ile Merziman çayının birleştiği tepe üzerindedir. Hıristiyanlığın bu civarda yayılmaya çalışıldığı, Yohenna’nın İncil müsveddelerinin saklandığı rivayet edilmektedir. Rum Kale bölgedeki kalelerin en büyüklerinden olup birçok kalıntı mevcuttur. Ayrıca kullanılamayacak kadar harabe olan bir de mescit vardır. Görkemli yapısı ve tabiat güzellikleri ile görülmeye değer tarihi yerlerden birisidir.

Yörede bulunan bazı anıt mezarlar ise şunlardır: - Hisar Anıt Mezarı

- Elif Anıt Mezarı - Hasanoğlu Anıt Mezarı - Tilmen Höyük

- Sakçagözü - Zincirli Höyük - Karkamış Harabeleri - Tılbaşar Kalesi

1.5. Folklorik Kıyafetleri ve Oyunları

Türk folkloru çok eski tarihlerden günümüze kadar zenginleşerek gelmiştir. Anadolu’nun doğu ve batı arasında oluşu, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması çeşitli folklorik ürünlerin burada oluşmasını sağlamıştır. Günümüz folklor yapısında İslamiyet öncesi Şamanlık, Putperestlik devirlerine ait duygu ve düşünceler kuşaktan kuşağa aktarılmış ve anonim değerler oluşmuştur (Türkiye yıllığı, 1973: 465).

Folklor, modern kültür değerlerinin temelini oluşturan ve toplumsal yönü önemli kültürel ürünleri kapsamaktadır. Folklorik giysilerle ilgili eski bilgileri orta Asya’da ki arkeolojik kazılardan, heykellerden, çini, seramik ve madeni eşya üzerindeki resimlerden ve minyatürlerden elde ediyoruz. Divan-ı Lügat-ı Türk ve Seyahatnameler gibi döneme ışık tutan eserlerden de bu bilgilere ulaşmaktayız (Barutçu, 2007: 25).

(33)

Gaziantep yöresi halk oyunlarına etki eden faktörler, diğer tüm oyun türlerinde olduğu gibi bölgenin tarihi, coğrafi, dini inançları, kutsal kabul edilen olaylara karşı gösterdikleri tepkiler ve sosyo – ekonomik durumlar tesirinde oluşmuştur. Yöre kültürünün yansıması sonucu oyun figürleri değişiklik göstermektedir. Göç unsuru bu oyunlara ve türkülere de tesir etmiştir (Arsunar, 1962: 45).

Yörede halk türküleri ile oynanan folklor en zengin dallardan birini oluşturmaktadır. Dini müzik, düğün ve eğlence yerlerinde söylenen türküler, cenaze evlerinde yakılan ağıtlar, kahramanlık şiirleri bugünde aynı güzellikte söylenmektedir. Dilden dile aktarılan eserler zaman zaman cönklerde de yer almıştır. Halaylarda erkekler başta, kadınlar ise sonda dizilirler. Halayların başlıca konularını doğa, insan ve hayvan taklitleri, hüzün, sevinç, günlük yaşam konuları oluşturmaktadır (İl yıllığı, 2002: 144).

Folklor kelimesi yapı itibariyle yabancı bir kelimedir. Folk: Halk, millet ve o yörede yaşayan ahali anlamındadır. Lare: Bilgi, inceleme ve araştırma anlamına gelmektedir.

Folklor, halkın sosyal yaşantısını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini, hayat tarzını inceleyen bilim dalıdır. Gaziantep’te folklorik kültür oldukça yaygındır. Yalnız halay ve leylimler birbirinden farklıdır. Halaylar davul zurna eşliğinde oynanırken, leylimler çalgısız bazen kaval bazen de darbuka ile oynanır. Leylimler de mutlaka türkü söylenir ve daha çok kadınlar oynar (Güzelbey, 1959: 11).

¾ Ağır Oyunlar

Çoban Bey kabası, Hama kabası, Ağır kaba, Karakuyu (halay), Keremin halayı, Garibin halayı, Amik düzü, Şirvani, Cam düzü, Karıştırma şirvani, Dümbüllü (düz), Mimeny, Demirci pekmezi, Arapoğlu, Keçeli, Arapkızı, Mısri, Hasan dağı, Antep üçayağı, Avşar, Birecik, Halfeti kabası, Gavurdağı kabası, Çifte, Çatal, İki kamış, Reşit halayı, Şirvan düzü, İsabalı halayı, Barazi, Galata, Bulgar gelini, Sinem halayı, Derviş Ali, Arabi, Gürsel, Bostancık ağır oyunlardan bir kaçıdır.

(34)

¾ Oymak Halaylar ve Leylimler

Uçkurdum, Zikir, Dokuzlu, Yağlı kenar, Lorkey, Havuş, Şirinnar, Kuseyri, Çift Kuseyri, Hallame, Marmara, Kerekoz, Kırıkhan, Fatike, Şamatya, Çamur döken oymak halaylara ve leylimlere birkaç örnektir.

¾ Mizansenli Oyunlar

Karaçar, Kız oyunu, Tura, Halburcu, Habibi, Kartal, Siverekli, Maser, Kılıç, Bahdeniz bacı, Yanık şebde, Serçe, Mıho oyunları mizansenli oyunlardan bazılarıdır (Güneyliğil, 1969: 21).

¾ Yüksek Havalar

Divan, Kılıçoğlu, Öksüz kerem, Tahin ağa, Bozan oğlu, Mor menekşe, Kuğu, Şavu güzeli, Şahma yıl, Hüseyin Ağa, Üç Beyler, Mahlo, Köroğlu, Miskin Ali, Karacaoğlan, Hurşit, İskan, Firuz bey, Emrah, Öksüz oğlan ve Cezayir oynanan oyunlardan bazılarıdır (Güzelbey, 1959: 59).

1.6. Gaziantep Eğlence Kültürü

Toplumda gelenek ve göreneklerin varlığı toplum hayatının düzenlenmesi ve barış içinde sürmesi için büyük bir öneme sahiptir. Toplumun isteklerine göre bazı değişiklikler yapılarak gelenek ve göreneklerin devamı toplum yaşantısı için önemlidir (Korkmaz, 1999: 259).

Cumhuriyet döneminden önce televizyonun bulunmadığı zamanlarda eğlenceler kadınlar ve erkekler arasında ayrı ayrı düzenlenirdi. Erkekler selamlıklarda sıra ile birbirlerinde toplanarak sırma gezme adı verilen toplantılar düzenlerdi. Karagöz oyunları, hikayeler, meddahlar, gazeller, ilahiler, şarkılar, türküler söylenir fıkralar ve bilmeceler ile eğlenirlerdi. Ayrıca eğlence olarak erkekler arasında oynanan oyunlar da vardı. Hıcıp, soğan kalktı havuca, yüzük oyunu, lafla sahreye gitmek gibi oyunlarda oynanırdı (Güzelbey, 1987: 111).

(35)

Kadınların eğlenceleri ise erkeklerinkine benzerdi. Cuma günleri toplandıklarında önce mevlüt okunurdu. Daha sonra ise kuduz kına gecesi, deri gecesi, Zekeriya sofrası, mentiver oyunu, ekşili oyunu, deli kıza düğür gelmiş gibi orta oyunu niteliğinde oyunlar oynanırdı. Daha sonrasında ise ya yemek yenir ya da ev sahibi hazırladığı pasta ve çerezlerden ikram ederdi (Güzelbey, 1987: 116 – 118).

1.7. Gaziantep Yemek Kültürü

Gaziantep mutfağının zenginliği yemek kültürünün Orta Asya’dan gelen ve güneydoğu tatları ile birleşen karışımından oluşmaktadır.

Gaziantep adıyla özdeşleşen tatların başında elbette ki baklava gelmektedir. Bunun yanında yazın ve kışın ayrı ayrı yemeklerin yenmesi de dikkat çekmektedir. Bunun nedeni iklime bağlı olarak açıklanmaktadır. Yazın sıcak havalarda daha hafif yemekler tüketilirken kışın, vücudun ısısını ve vitamin ihtiyacını karşılayacak yemekler yenmektedir (İl yıllığı, 1973: 94).

Gaziantep yemeklerini çok detaya girmeden sınıflayacak olursak çorbalar, köfteler, kebaplar, sebze yemekleri ve tatlılar olarak sıralayabiliriz.

Çorbalar; öz çorbası, yoğurtlu dövme, alaca, lebeniye, maş, börek, tarhana, mercimek, bulama, alaca, maltıka, un, beyran, pirpirim (semizotu) ve kelle paça olarak sayılabilir.

Köfteler; ana maddesi ince bulgur olan çiğ ya da pişirilmiş olarak hazırlanan yemeklere yörede köfte denilmektedir. Çiğ köfte, kıymalı köfte, mercimekli köfte, yağlı köfte, içli köfte, Arap köftesi, ekşili köfte, yapma, yuvarlama, akıtmalı köfte, yumurtalı köfte, domatesli köfte, süzek köftesi ve patatesli köfte sayılabilir.

Kebaplar; patlıcan kebabı, soğan kebabı, sarımsak kebabı, Kilis kebabı, ciğer kebabı, tas kebabı, kazan kebabı, Frenk kebabı, simit kebabı, Ali nazik, cartlak kebabı, orman kebabı kebap çeşitlerindendir. Burada lahmacun ve etli ekmeğe de yer vermek daha doğru olacaktır.

Sebze yemekleri; yoğurtlu patates, borani, pancar ekşisi, elma aşı, şiveydiz, doğrama, kabak oturtma, dolma ve sarmalar, mıcırık aşı, musakka, karnıyarık, kabaklama, kamış yahnisi, soğan yahnisi ve çirli yahni burada yer verdiğimiz yemeklerden birkaçıdır.

(36)

Tatlılar; tatlıların başında baklava gelmektedir. Baklava Gaziantep’e özgü bir tatlıdır ve Fatih Sultan Mehmet zamanından kalan belgelerde baklava adına rastlanmıştır. Ayrıca Evliya Çelebi’nin seyahatnamesi’nde geçen ‘Antepliler hep tatlı yedikleri için tatlı insanlardır’ sözü de belki baklavayı anlatmaktadır. Diğer tatlılar kadayıf, katmer, kurabiye, belluriye, kaygana, Şam tatlısı, fakı beyni, karsambaç, kirli hamam, zerde, taş kadayıf, sarığıburma (bülbülyuvası), peynir helvası ve diğer helva çeşitleri tatlılar arasında sayılmaktadır (İl yıllığı, 2002: 164- 165).

1.8. Gaziantep Düğün Törenleri

Çok eski tarihlerden beri Türklerde evlenme geleneği görülmektedir. Bir erkekle bir kadının töre ve geleneklere göre bir sakınca olmadan bir araya gelip birlikte yaşaması aile kurma yani evlenme sözü ile tanımlanmaktadır. Evlenme sözü Türklere has bir söz olmuştur (Korkmaz, 1999: 247).

Düğün; edebiyat, tiyatro, sinema ve bazı güzel sanatlarımıza konu olmuştur. Düğün ve evlenme Gaziantep’te kutsal bir olayın başlamasıdır. Evlilikler töre ve geleneklere uygun hareket edilerek yapılır. Cumhuriyet döneminde hızla gelişen sosyal ve ekonomik şartlar evlenme gelenek ve göreneklerini sadeleştirmiştir (İl yıllığı, 1973: 85).

1.8.1. Kız İsteme (Düğür Gezme)

Kız isteme faslında ilk önce düğür gezme geleneği vardır. Düğür gezme evlilik çağına gelmiş olan kızlara bakmaya gitmek demektir. Düğür gezenler eş, dost ve akrabalardan varsa evlenme çağına gelmiş kızların olup olmadığını sorarlar. Düğür gezmede tanımadıkları yabancılara gitmezlerdi (İl yıllığı, 1973: 86).

Kız istemede öncelikle kadınlar kendi aralarında bakarlar. Eskiden Gaziantep’te hamam kültürü ve hamama gitmek çok yaygındı. Hamamlar gündüz kadınlara gece erkeklere çalışırdı. Özellikle bu hamam gezmelerinde kız bakılırdı. Kadınlar beğenip aralarında anlaştıktan sonra aile büyükleri bir araya gelip kız evine gider ve orada aile büyükleri ile tanışılıp kızın hal ve hareketlerine bakılırdı. Aile,

(37)

kızı beğenirse daha sonra sadece aileler bir araya gelip yapacaklarını konuşup karara bağlarlardı (Korkmaz, 1999: 250).

1.8.2. Nişan Töreni (Beklik Takma)

Beklik takma Gaziantep’te nişan takma anlamına gelmektedir. Beklik takmadan önce kız tarafının oğlan tarafından istediği zorunlu olan giyecek eşyaları alınırdı. Bunlar bir kat elbise, ayakkabı, çanta, iç çamaşır ve hamam peştamalıydı (İl yıllığı, 2002: 122).

Nişan günü sabah oğlan evi kız evine nişanda yenecek tüm yiyecek, içecek, tatlı ve meyveleri yollamak zorundadır. Kararlaştırılan bugünde oğlan evi akraba ve dostlarını toplu halde kız evine getiriler. Kız evinin yakınları ve dostları da toplandıktan sonra nişan töreni başlar. Oğlan evinin en yaşlı ve hatırlı olan büyüğü yüzükleri takar ve oğlan evi kıza hediyelerini takarlar. Nişan töreni eğlence ve oyunlarla devam eder (Anonim, 2004: 6).

1.8.3. Düğün Törenleri

Nişan töreninden sonra ailelerin belirlediği bir günde düğünden önce yatak biçme yapılır. Yatak biçme imece usulü oğlan tarafı ve kız tarafı akraba ve yakınlarının kızın çeyizini hazırlamasıdır. Bu hazırlıklar sırasında kız tarafında yemekler hazırlanır ve eğlenceler düzenlenerek işler yapılırdı.

Gaziantep’te çeyizin çok önemli bir yeri vardır. Kızın çeyizini para olarak hesaplamak mümkün değildir. Çeyizde mutlaka olması gerekenlerden Antep işi yatak odası ve oturma odası takımları varsa kız annesi iyi çeyiz hazırlamış demektir (İl yıllığı: 2002: 124).

Çeyiz alma kız evindeki çeyizin oğlan evine götürülmesidir. Çeyiz günü eğlenceyi oğlan evi yapar. Çeyiz oğlan evine götürüldüğü zaman da çeyiz asma başlar. Kız evinden gelen eşyalar yerleştirilir ve Antep işleri ile kanaviçe işler duvarlara asılır. Daha sonra yatak ve yorganları (Gaziantep’te en az üç ya da dört kat yatak verilmesi adettir) yerleştirilir. Bu gelenekler hala günümüzde de devam etmektedir (İl yıllığı, 1973: 68).

(38)

Daha sonra kına gecesi hazırlanır. Kına gecesi hem kız evinde hem de oğlan evinde düzenlenir. Eğlence sonrası oğlan evinden bir grup kız evine gelir ve kınayı alır. Kına alındıktan sonra sağdıç, damadın kınasını yakar ve eğlence devam eder.

Düğün törenleri günümüzde değişmiş olsa da eskiden Gaziantep’te ‘gelinci’ adında sadece kadınlara has düğün törenleri yapılırdı. Eğlence sırasında herkes yanında getirdiği yiyecekleri yer, getirmeyenlere de dağıtırdı. Gelinci bittikten sonra gelinin arkadaşları kendisini odasına çıkarırdı (Özcan, 1969: 51).

Nikah töreni ise ailelere göre değişmekteydi. Bazıları dini nikahı önce bazıları ise sonra yapardı. Dini nikahta kızın bulunmasına gerek yoktu. Kıza amcası ya da babası vekalet ederdi. Düğünün ertesi günü kız evine katmer göndermek ise adettendir. Sekiz on gün sonra el öpme ve davetler başlardı (İl yıllığı, 1973: 88).

1.9. El Sanatları

Geleneksel giysilerini ve giyim tarzlarını günümüze kadar koruyabilen ve günümüzde de sürdürebilen şehirlerimizden birisi de Gaziantep’tir. Tarihte önemli bir dokuma merkezi olan ve yakın zamana kadar dokuma el tezgahlarının bulunduğu şehirde dokumacılık hala devam ettirilmeye çalışılmaktadır.

Derin ve köklü bir geçmişi olan Anadolu ve çevresi Türk işlemeciliği; geçen zaman sürecinde coğrafi, sosyal, ekonomik, kültürel şartlar ve beslendiği kaynaklara bağlı olarak değişiklikler göstermektedir (Barışta, 2001:3).

1.9.1. Gaziantep El Dokumacılığı

Kumaş dokumacılığının ilk defa nerede, nasıl ve ne zaman gerçekleştiği bilinmemekle birlikte en eski buluntular Orta Asya, Altay ve Sayan dağlarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Burada yapılan kazılarda ele geçen kumaşlarda keçeye rastlanmıştır. Dokuma yöntemi ile kumaş imal etmek çok eski zamanlarda da görülmektedir. Bu dokumalar daha çok yün ve tiftik gibi hayvansal lifler kullanılarak yapılmıştır.

Tarihte dokuma merkezi olarak bilinen il ve ilçelerin pek çoğu günümüzde bu sektörde önemli merkezler haline gelmiştir. Bu illerden bir kaçı olan Bursa, Denizli

(39)

ve Gaziantep dokumacılıktan ve dokuma kültürünün kalıcı öğelerinden eserler ile bu konuda bize ışık tutmaktadır (Atalayer, 1993: 41- 72).

Gaziantep’te dokumacılık özellikle XIX. yy.larda oldukça önemli hale gelmiştir. Gaziantep’te özellikle o yıllarda dört bine yakın dokuma tezgahı olduğu belirtilmektedir. Gaziantep’te dokumacılığın yaygın olması önemli kervan yollarının kesiştiği noktada olmasından kaynaklanmaktadır. Halep vilayeti ve Şam gibi şehirlerle birlikte yerel sanayi merkezlerinden birisi olan Gaziantep özellikle kilim, halı, döşemelik kumaş, alaca kumaş dokumacılığı ve işlemeciliği yapmıştır. Böylelikle Halep dokumalarına karşılık rekabet ortamı oluşmuştur. Çünkü Gaziantep dokumaları daha fazla beğenilmiştir (Dağlıoğlu, 1979: 66).

Gaziantep’te 1935’li yıllarda alaca dokumacılığının yanı sıra aba dokumacılığı, poplinler, havlular, elbiselik kumaşlar, jakar kuşaklar, astar, tela, kirkitli kilimler ve tüysüz halılar üretilmeye başlanmıştır. Artık Gaziantep, Halep vilayetinin ikinci büyük şehri olmuştur (Babat, 1987: 11–12).

1950’li yıllarda ise Gaziantep dokumacılığı el tezgahlarında devam etmiştir. Yerli dokuma Kutnu, Alaca ve Meydaniye kumaşları dokunmuştur fakat üretim sanayileşme ile birlikte düşmeye başlamıştır. Tezgah sayıları oldukça azalmış ve artık sadece köylerde bulunmaktadır (Anonymouns, 1973: 170).

Gaziantep dokumacılığı 1973’ten bugüne kadar devam etmiş, dokuma ve iplik üretimiyle önemli bir sanayi şehri olmuştur. El dokumacılığı ise bu gelişmelerin gerisinde kalmıştır. En önemli dokumalardan Kutnu, Alaca ve Meydaniye dokumacılığı artık babadan oğla geçen bir meslek haline gelmiştir (İmer, 2001: 9).

1.9.2. Kutnu, Alaca ve Meydaniye Kumaş Dokumacılığı

Tarihi bir değere sahip olan Kutnu, Alaca ve Meydaniye kumaş dokumacılığı Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te yapılmaktadır. Dünyada çeşitli boyalarla defalarca işlem gören kendine has renk ve motifler verilerek yapılan Basma kumaş ilk defa burada dokunmuştur. Kutnu’yu birçok araştırmacı ‘Atlas ve Kemha’ arası bir yüzü pamuklu diğer yüzü ipekli kumaş olarak tarif etmektedir. Kutnu kumaşlar kullanılan iplik cinsleri ile tarif edilmektedir. Genellikle çözgüleri ipek, atkıları ise pamuk ipliğinden saten örgüyle dokunmuştur. Çözgü sayısı 4.000’dir. Parlak ve mat

(40)

çizgilerin yan yana gelmesi ile oluştuğu gibi çiçek motiflerinden de oluşmaktadır (İmer, 2001: 13).

Kutnu: Kutnu kumaşların en önemli özelliği pamuklu ya da yarım ipekli

olmaları ve özellikle renkli çizgilerle yapılan desenleridir. Bu yolların genişlikleri, renkleri ve desenlerine göre kutnular değişik adlar alırlar. Tas kutnu, Abbasiye, Osmaniye, Sarı çizgili, Gümüş çubuk (kırmızı-beyaz), Çift morlu, Zincirli, İnce kalem, Çiteri, Kırmızı mardaniye, Müzambeke ve Darıca kutnu gibi çeşitleri vardır.

1- Düz Kutnular: Sadece atlas (saten) dokuma türü ile dokunur. Hindiye, Kemha kutnuları günümüzde de dokunan düz kutnu türleridir. Arnürlü, Kamçılı el tezgahlarında dokunur (İmer, 2001: 18).

2- Çiçekli Kutnular: Düz saten dokuma üzerine dişeme ve çiçek doku tarzı uygulanan dokumalardır. Mercan, Çiçekli şahiye, Çiçekli karasir, Çiçekli furş ve Vişneli ful günümüzde yapılan dokumalardır.

3- Bağlama Batik Kutnular: Boyaması farklıdır. Sadece atlas (saten) dokuma türleri ile dokunur. Günümüzde Vişneli ve morlu darıca, Sarılı ve siyahlı darıca, Zencirli bağlama, Sedefli, Bağlamalı, Furş ve Bağlamalı mehtap gibi türleri bulunur (İmer, 2001: 18).

Kutnu kumaşlar dokunduktan sonra pişirilir ve yumuşaması gerekir. Tahta tokaçlarla dövülerek yumuşatılır ve özel olarak yapılmış parlatma mengeneleri arasında bir süre sıkıştırılıp perdahlanır ve parlatılır. Kullanılan tezgahlar Kamçılı tezgahlardır. Dokunan kutnu biraz nem ile nişasta ve kitre karışımı içerisinde bekletilip silindirden geçirilir. Bu işlemler ile kutnu kumaş muntazam ve sert bir hal alır. En fazla dokunan türleri ise Sedefli ve Taraklı kutnulardır.

Alaca: Genel olarak kutnu kumaşlarda görülen renkler ile dokunan pamuklu

bir kumaştır. Sadece bezayağı bağlama tarzı ile dokunurlar. Kutnuya nazaran daha sert bir kumaştır. Çözgüsü 3.000 telden oluşmaktadır. Alacalar pamuklu ve ipekli olarak iki çeşit dokunurlar. Kırmızı zemin üzerine sarı çubuklu desen bilinmektedir (Özen, 1980/81: 300).

Meydaniye: Meydaniye ismi ile bilinen kumaş 2.000 tel çözgü sayısı ile

dokunmaktadır. Daha çok erkek giysilerinde kullanılır. Desen olarak çubuklu dokumadır. Al, mor zemin üzerine beyaz çizgili güvez, mezammek gibi çeşitleri vardır (Özen, 1980/81: 326).

(41)

1.9.3. Aba Dokumacılığı

Kültür varlıkları içerisinde önemli bir yeri olan geleneksel giysilerimiz bir bütün olarak kültür ürünüdür. Türk kültür ve estetiğinin bütün inceliklerini üzerinde toplayan Türk dokuma ve kumaşları, doku özelliği, desen ve işleme zenginliği yönünden ayrıca dünya kumaşçılığı içinde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle bu özellikleri taşıyan giyimlerde ayrı bir öneme sahiptir (Gündüz vd., 2001: 537- 552).

Gaziantep kültürünün zenginliğini gösteren en önemli giysilerden birisi de aba dokumalarıdır. Aba önceleri fakir fukara kimselerin züht ve takva sahibi kimseler olan dervişlerin veya lakayt bir hayat yaşayanların giymiş olduğu bir kumaş olarak karşımıza çıkar. Daha sonraları toplumda kendisine öyle bir yer bulur ki Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde belirttiği gibi 17.yy da yaşamış olan zarif ve narin giyimiyle tanınan ‘Abaza Mehmet Paşa’ kendine abadan bir elbise yapıp giyince padişahı olan IV. Murad da bu elbiseyi taklit ederek kendisi de bir tane yaptırmış ve bu giysi ‘Abaza kesimi’ tabiriyle ünlenmiş, Osmanlı saray ve halkının ortak bir giyimi olmuştur (Koçu, 1969: 8).

Osmanlı tarihinde, abanın kumaş olarak bilinmesi ve giysi yapımında kullanılması eski olmakla beraber, İstanbul yaşamına da yaygın olarak girmiştir. Abadan ayrıca saka, şalvar, çakşır, potur, cepken, salta, yelek, cüppe, yağmurluk, terlik, kukuleta yapıldığı gibi eyer örtüsü ya da yük taşımada kullanılan, yardımcı eşya yapımında da yararlanılmıştır. IV. Murad’ın Abaza tarzı giyinmesi, Hünkar ile Paşa’nın aynı abadan cepken giydikleri ve aynı şekilde sarık sardıkları bilinmektedir. Padişahın bu tavrı aba ve Abaza tarzı kesimin halk arasında da yaygınlaşmasını sağlamıştır. Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlığı zamanında kurulan Sekban-ı Cedid ocağında askerler için abadan dizlik ve tozluk yaptırılmıştır (Kazar, 2000: 220–221).

İstanbul’da halk arasında aba türü kumaşlar yaygın biçimde kullanılmıştır. Ancak İstanbul’a özgü bir aba tür ve tekniği saptanamamıştır. Abanın hammaddesi olan yünün, taşradan ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yaygın olduğu yörelerden elde edilmesinden dolayı, dokuma işinin buna bağlı olarak taşrada yapılmaya başlandığı bilinmektedir. İstanbul’a aba gönderen şehirler arasında Halep,

(42)

Gaziantep, Kahramanmaraş, Antakya, Aydın ve Balıkesir başta gelen isimlerdir (Kazar, 2000: 221).

İslam tarihinde ise aba, ‘yoksulların giydiği kaba bir elbise’ olarak tarif edilmektedir. Bununla beraber Hz. Peygamber zamanında abanın fakirlik alameti olmadığı ve özellikle bir dini mana ifade etmediği söylenmektedir. Aba giymenin ilk zahidler ve sufiler zamanında yaygınlık kazandığını gösteren rivayetler vardır. Sufilerin aba giymeleri bir sünnete uymuş olmak içindir. Hz. Peygamber; yünden tepme keçeden elbise giydiği gibi ‘Amirt’ diye tabir edilen ve yine yünden, aba cinsinden olan uzun ve geniş bir ihrama bürünmüştür (Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c:1 s: 219).

Gaziantep köylerinde hala giyilen ve folklor ekibinde kullanılan abalar yerel özellikli erkek giysileri sınıfındadır. Önceleri yün, kıl ve keçeden yapılan abalar artık polyester ipliklerden dokunmaktadır. Anadolu’da zengin ve fakir halk arasında ayrımı göstermesi açısından abalar bir üniforma özelliği taşımıştır (Bayram, 1999: 354).

Aba geleneksel olarak Anadolu’da hemen her evde bulunan basit, iki ayaklı dokuma tezgâhlarında dokunmaktadır. Dokuma işlemine başlanmadan önce kelepler halinde alınan ipler, atkı için çıkrık ile makaralara sarılır. Dokumada gücü çerçevesi iki adet olan, derinliği 60-70cm. olan dört köşesinden yere sabitlenen ‘çukur tezgah’ kullanılmaktadır. Çözgü ipliği 400–500 telden oluşmaktadır. İpler gürcü gözlerinden geçirilerek taharlama işlemi yapılır. Aba sağ ön ortadan başlanarak, arka ve sol ön beden dokunup sol ön ortada biter. Bez ayağı veya dimi dokuma tekniği ile dokunarak tek parça halinde çıkar (Bayram, 1999: 355).

Aba türü dokumaların çözgü ve atkı iplikleri, dokuma sonrası yapılan işlemde kolay keçeleşmeleri için az bükümlüdür. Dokuma bittikten sonra tezgâhtan alınan ham kumaş katlanıp top yapılır. Dolapta su ile çalışan tokmakların vurduğu özel yere konarak 2-3 saat su ile dövülerek keçeleştirilir. Daha sonra kurutularak kullanıma hazır hale gelir (Kazar, 2000: 222).

Abanın yanları dikişsiz olup omuzları elde oyulgama dikişi ile birleştirilir. Aba giysisi için dokunan kumaşlarda genel olarak geometrik, bitkisel figürler kullanılır. Desen ön bedende her iki tarafta, arka, kol ve dik yakada yer alır. Omuzlarda başlayan desen etek ucuna doğru daralarak devam eder. Genellikle

(43)

giysinin ön, arka ve kol parçalarında tek renk zemin ya atlayarak ya da bağlantılı sıralar halinde yerleştirilip motiflerle bezenir (Bayram, 1999: 354).

Süslemeler tarih içinde çeşitli etkilerle farklı üsluplara dönüşürken motif kaynakları da gelişmeler göstermiş ve genel olarak geometrik biçimler, simgesel biçimler, yazılar ve yazı biçimleri, doğal biçimler, mimari biçimler ve manzaralar ile günümüze ait biçimler olarak gruplanabilmektedir (Sürür, 1987: 340).

Gaziantep ilinde giyilen abaların birçok çeşidi olduğu bilinmektedir. Abalar dokundukları ipin rengine, kumaşın rengine, boyuna ve giyildiği yöreye göre isimler alır. Abalar kilim aba ve sırmalı aba olmak üzere ikiye ayrılır:

Kilim aba: Bu aba çeşidi çok eskilere dayanmaktadır. Sırma ipliğin bulunmadığı zamanlarda halk, kilimden yapılan abaları dağlarda, tarlalarda ve düğünlerde giymişlerdir. Bu abalar aynı kilim dokunur gibi çeşitli renklerdeki yün ipliklerin kullanılmasıyla dokunmuştur. Kilim abanın yakası hakim yaka olup kolları yarım kol şeklinde dikilmiştir. Bir tür ceketi andırır. Yöresel motiflerden yararlanılarak dokunmuştur (Çelik, 1997).

Sırmalı aba: Bu abaya Halep abası veya mat aba da denmektedir. Dokuması yün iplik arasına metal iplik konularak yapılmıştır. Sandıklı, kandilli, kurbağalı, zincirli, tahtalı gibi adları olan abalarda geleneksel Türk motiflerine rastlanmaktadır (Bayram, 1999: 18).

Abaların renkleri, boyları ve giyildikleri yörelere göre aldıkları isimler: 1) Humus abası 2) Yerli aba a) Boz aba b) Kırmızı aba c) Lacivert aba d) Siyah aba 3) Sırmalı aba a) Tahtalı b) Sandıklı c) Zincirli d) Kandilli e) Kurbağalı

(44)

4) Kıl aba 5) Maraş abası 6) Urfa abası 7) Koron abası 8) Siyah aba 9) Çuha aba 10) Taşçı abaları 11) Uzun boy aba

12) Kısa boy aba (Doğan ve Can, 1997: 73).

1.9.4. Kilim Dokumacılığı

Kilim göçebe kültürlerin kullandığı dokumaların başında gelmektedir. Ana maddesi yün, pamuk, keçi kılı veya ipektir. Kilimi halıdan ayıran özellik deseninin ve yüzeyinin farklı dokunmasıdır.

Kilim dokuması oldukça zahmetli bir iştir. Kirkitli tezgahlarda dokunan kilimlerde farklılık yaratmak için atkı iplikleri bazen sıkı bazen gevşek bırakılır. Bu şekilde eğri ve yatay kıvrımlar elde edilir. Atkı ipliklerinin çözgü iplikler arasında gevşek halde bırakılması kilime farklı bir görünüm verir. Bir başka dokuma şekli ise iki renk çözgü ipinin birleştiği çizgide atkı ipinin farklı renkte olanı çözgü ipinin üzerinden geçer. Bu dokuma tekniğinde iki renk arasındaki çizgi görünümü bir tür fermuar görüntüsündedir. Anadolu’da en yaygın kullanılan dokuma tekniği de bu şekildedir.

Kilimler dokuma tekniğinden dolayı geometrik desenlidir. Bu desenler doğada var olan şekillerin kilime uyarlanması ile olur. Bu yorumlama işlemi stilize etme işlemidir.

Orta Asya’da yapılan araştırmalarda göçebe halde yaşayan Türklerin çeşitli tekniklerle dokudukları kilim parçaları bulunmuştur. Bu bulgulardan da anlaşıldığı gibi Türklerde kilim dokumacılığı çok eskilere dayanmaktadır. Yünlü kilimler ise saklanması ve korunması zor olduğu için muhafaza edilememiştir. Bilinen en eski kilim kalıntıları 16yy. ile tarihlenmiştir. Anadolu’da yaşayan toplulukların dokuma

(45)

tekniklerine Türkler kendi renk ve motiflerini katarak değerli kilim örnekleri bırakmışlardır.

Kilim dokumalarında geleneksel desenler veya eski kilim örneklerine bakılarak yeni desenler üretilmesiyle devam etmektedir. Kilim dokumalarında kullanılan desenler yöre halkının yaşantısını, folklorunu, gelenek ve göreneklerini yansıtmaktadır. Kilim dokumasının bir başka özelliği ise uzun yıllar kullanılacak kadar sağlam olmalarıdır.

Gaziantep kilimleri Anadolu’da dokunan diğer kilimlerden tezgah, biçim ve nakış yönüyle ayrılmaktadır. Kilimler öküz, deve, at tüyü, koyun yünü ve keçi kılından yapılırdı. Siyah, Felhani, mavi, yeşil boya, çehre sarısı, ceviz kabuğu ve sumak yaprağından elde edilen boyalarla boyanan ipliklerle yapılır. Uygulanan desenlerden ise baklava dilimi, hap hap ayağı, kuş kanadı, zincir göbeği, dirsek göbek ve çarkıfelek başlıca kilim çeşitleridir (Gaziantep kültür ve Eğitim derneği, :66).

1.9.5. Sedef Kakmacılığı

Sedef bazı deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan fosforlu parlak maddedir. Bu maddeyi işleyip çeşitli eserler meydana getiren kişilere ise sedefkar denmektedir. Sedef işlemeciliği Gaziantep’te 1963 yılından beri yapılmaktadır. Gaziantep şehrine bu mesleği getiren usta ‘Arif Demir’ isimli Şanlıurfalı birisidir. İlk sedef atölyesini kendisi kurmuştur.

Gaziantep’te yapılan sedef işlemelerinde motif ve şekil işleme ağırlıktadır. Sedef işlemelerinde gümüş, kurşun, tel, sarı pirinç ve alpaka tel kullanılmaktadır. Kakma tekniği ile yapılan sedef işçiliğinde genellikle ceviz tahtalar kullanılmaktadır. Renkler kızıl ve siyah olup motiflerde çeşitli geometrik şekiller bir arada görülür. Nadiren de olsa barak, rumi ve arabesk desenlerde işlenmektedir (Gaziantep kültür ve Eğitim derneği: 66).

Referanslar

Benzer Belgeler

Kimyasal madde güvenliği, doğal veya sentetik tüm kimyasal mad- deler ile ilgili olarak hammadde elde edilmesi/sentezlenmesi, en- düstriyel üretim, ürün nakliyesi,

5: 5 Numaralı evin şaharlarındaki demir işçiliği (Osmanlıoğlu, 2018) Gaziantep evlerinde demirin yoğun olarak kullanıldığı diğer bir alan ise pencere

Antik Roma’da kadınlar chiton’a benzeyen tunikten daha geniş kesimli, uzun kollu, ayak bileğine kadar uzanan ve drapelendirilerek kullanılan; omuzdan değerli taş, mücevher,

modelleri genel olarak birbirlerine çok yakın modeller olsa da, erkek ayakkabılarında daha abartılı bir kare burun görüntüsü hakimdi. Henry döneminin sonuna kadar kare

İlk dönem bileğe kadar düğme kullanılırken bir süre sonra renkli fırfırlar ve daha sonrada kollarda dantel ve şeritler moda olmuştur... 17.Yüzyıl ayrıca moda tasarımcıları

30’lu yıllarda feminen, ağır başlı görünümlü, uzun bacaklı, geniş omuzlu, atletik görünümlü, dolgun göğüs dekolteli, ince belli, dar kalçalı ‘I’ siluetler

Bisiklete binerken giymek üzere hazırlanan pantolon etekler dönem modasına damgasını vurmuştur... 1942’deki petrol kısıtlamasından dolayı bisiklet

yılında hayata veda etmiştir 1957 yılında Dior’un yerine geçen Yves Saint Laurent, trapez line ile moda sahnesine giriş yaptı.. 1958 yılında Yves Saint Laurent, Dior