Milli Folklor, 2003,Yıl15,Sayı60
Une tradition oubliee: Les eeremonles des solrees d'insultes A Forgolten Tradition: The Ceremony of Curse Evenings
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Naci
ÖNAL**
• 5-7 Haziran 2003 tarihleriarasındaSimferopol <Akmeseit)iKınmiUkrayna'dadüzenlemişolan
"Ulus-lararasıGeleneksel Bayramlari Törenler" Sempozyumunda bildiri olaraksunulmuştur.
••Mu~laÜniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili veEdebiyatıBölümü.
bayramı"olarakadlandırmış,birkişiise sadece "küfür"demiştir.
Kızılyumurtabayramıifadesi,
gele-neğin zamanıkonusunda belirleyici olur. Bu zaman Paskalyaya denkdüşer.
II·TÜRKİYE'DE
Türkiye'de dört aynşehirde
gelene-ğe rastlanmıştır.Bunlar Afyon, Eskişe
hir, Manisa veMuğla'dır.
1· Afyon'dageleneğe"gavurküfrü"
1- BALKANLARDA
A- Romanya'da: Gelenek Roman-ya'da 1935'\iyıllarakadar çok canlı bir
şekildesürdürülür. Hıristiyanlar Türk-lerin ateşten atlama nedenlerini öğre
nince, siz bizim bayramımızı yakıyorsu
nuz diye, Türklerinkullandıklarısu ku-yularma domuzleşiatarlar. Bu tür ger-ginliklerden sonra, küfürakşamı uygu-lamalan terk edilir.
Uygulamalararasında,eskiinanış ların kalıntılarıolan dikenlertakınmak, ateş üzerinden atlamak, meskun yerle-rin etrafına darı dizrnek veya kül döke-rek kötülüklerden korunmayaçalışmak, kırlardagezinmek gibi korunma tedbir-lerininyanı sıra, İslamibir ritüel olarak
hayvanların kulaklarına sureler
oku-mak da bulunmaktadır (Önal, 1996b:
696·698).
B- Bulgaristan'da: Gelenekle ilgili "KöfürAkşamı AteştenAtlama" başlığı altındabir paragraflıkbilgi buluyoruz.
Bulgaristan'ınKocabalkan köylerinde Paskalya Yortusu(kızılyumurta)
zama-nı,Türk gençleri akşamhava karardığı
zaman köyün belirlialanlarındatoplanır
eskiçiten, saman gibi kolaytutuşan şey
leri yakarlar. Sonra da üzerlerinden at-larlar. Bu uygulamayla Hıristiyanların oruçlarınıveya perhizleriniyaktıklanna inanırlar (Kesikoğlu,1973: 245). çuklu döneminde,Mevlana'nın
cenazesi-ne farklı dinlerden kişilerin katıldığını
biliyoruz (Köprülü, 1972, 110). Balkan-lardayapılan yağmur dualarına Müslü-manlarla birlikte gayrimüslimler de
ka-tılmışlardır. Yine Balkanlarda kilisesi bulunmayan köylerdeHıristiyanlar bay-ramnamazıarındacaminindışında bek-ler ve imarnın duasına "amin" derlerdi. Duadan sonra imama: "Bizim dinimiz
ayrıolsa da Allch'ımızbirdir, bizim için de dua et," dedikleri görülür (Önal, 1996a:176·23). Farklıdinlerden olanlar birbirlerinin cenazelerine katılırveacı
larını paylaşırlar(Önal, 1998:259). Küfür akşamı törenlerinde, farklı
dinlerin mensuplan, birbirlerinin
bay-ramlarına karşı birtakımkoruma
tedbir-leri almışlardır. Paskalya Bayramı
Türkler için küfür olarakalgılanırdı. Hı dırellez bayramında da Hıristiyanlar birtakımtedbirleralırdı.
Geleneğin gerek Balkanlarda, ge-rek Anadolu'da bir zamanlarcanlıbirşe
kildeuygulandığıgörülür.İstiklalHarbi
sonrası,LozanAntlaşmasıyla(24 Tem-muz 1923) Türkiye ile Yunanistan
ara-sında mübadele gerçekleşir. Böylece Türkiye'de demografik dengeler yeniden
şekillenir.Ulus-devletlerin kurulmasıy
la farklı'dinlerden veırkıardan
insanla-rıneskisi gibi bir aradayaşama şansları azalır. Karşıtedbirleri içeren eski gele-nekler de önemli ölçüde unutulur ve za-manla kaybolur.
Konu üzerinde, hem Balkanlarda hem de, Türkiye'de birtakım tespitler
yapılmıştır.Romanya'da geleneğe, "kü-fürakşamı",Bulgaristan'da "körürakşa mı" adıverilir. Türkiye'de (Afyon,
Eski-şehir,Manisa veMuğla'da)isegeleneğe
genellikle "gavurküfrü"denir.Muğla'da geleneği beş kişi"gavurküfrü," iki kişi "kızılyumurtabayramı,"bir'kişi"gavur
dıklarıortamlar, folklorik açıdanda in-celenmeyedeğerdir.Bu ortamlarkomşu larınbirbirlerinekarşıveya birlikte ge-liştirdikleri birtakımgelenekleri de be-raberinde getirir.Farklı inançların
men-supları arasındahem olumlu, hem de olumsuzilişkilersöz konusu olabilir.
Olumlu ilişkileri geçmişten günü-müze kadar izlemek mümkündür. Sel-GİRİş
Küfürakşamıile ilgili gelenekleri, daha önce Dobruca Türkleri üzerine
yap-tığımız derlemelerde tespit etmiştik
(Önal, 1996b:693-700). Bu makalede
ge-leneğinBulgaristan'daki ve Türkiye'deki izlerini takipedeceğiz.
Farklı dinlerden insanların aynı
bölgede komşu olarak beraberce
yaşa-UNUTULMUŞ
BiR GELENEK:
KÜFÜR
AKŞAMı
TÖRENLERi*
ÖZET
Küfürakşamıtörenleri,Hıristiyanlannpaskalya bayramlannda Müslümanlartarafından yapılan
uy-gulamalardı,Benzer ritüellerHıristiyanlar tarafındanTürklerinyapmış olduğu Hıdırellezdegörülürdü.Hı
ristiyan nevruzu da denilen Paskalya gününde Müslümanlarçeşitlikorunma tedbirlerialırlardı.Bunlar
ara-sındaenyaygınolanlan ateştenatlamak ve dikenlertakınmaklı.. . . , Romanya'da ve Bulgaristan'dagerçekleştirilmişolan törenlerTürkıye'deAfyon,Eskışehır, Manısave
Mu~laillerindegörülürdü, . •• . . . . .
Gelenek,Hıristiyanlıkveİslamiyetöncesindenbirtakım ınanışlarınve korunmatedbırlennın Hıristi yanlıkve Isliimiyetsonrasına taşınmıştır.
Anahtar Kelimeler:
küfürakşamı,törenler.korunma, eskiinanışlar
AB8TRACT
The eeremonies of denying evening were practices at the Easter festival of Christians by Muslims. Si-rnilar rituals were known at theHıdırellezwhieh was made by Christians. Muslims took various kinds of pre-eautions to protect themselves from evils at Easter, known as Christian Newroz. Among these, jumping over the fire and wearing throny plants were the most eommon ones. . .
The eeremonies in Romania, Bulgaria were also praetieed in some of cities such as Myon,Eskışehır,
Manisa andMuğlain Turkey.
This tradition transported these practices of protecting having existed before Islam and Christianity, to the times aft.er these religions.
Keywordsı
denying evening, ceremony, protecting. old beliefs
Milli Folklor, 2003,YılIS,Sayı60
denir. Gelenek Afyon'da Hıristiyanların yaşadıkları dönemlerin izlerini taşır.
Çok eski bir gelenek olduğu belirtilir. Paskalya YortusundaHıristiyanlar ken-diyakınlarına çörek ve yumurta ikram ederler.Hıristiyanlarkendibayramıarı nıkutlarlarken Türkler de bu bayrama
karşı birtakımtutumlar geliştirmişler
dir.
Paskalya Yortusunda'" önce ateş
yakmak için hazırlıklar yapılır.Bu gün
iş yapılmaz.Bol miktarda oduntoplanır. Yakılan ateşinsönmemesine dikkat edi-lir. Gençler tekerlemeler söyleyerek
ate-şinüzerinden atlarlar:
"Gôuurlarınküfürü küfürü Gelen geçen" üfürü üfürü"
Törenakşamakadar sürer. Bu ara-da yaşlı kadınlar,büyükateşler üzerin-denatlayamayacaklarındankapılarının
önlerinde yaktıkları küçük bir ateşin
üzerinden atlarlar (K-I, K-3, K12). 2-Eskişehir'degelenekhakkındaki
bilgileri, Ahmet Caferoğlu'nun yaptığı ağız derlemeleri metinlerinde buluyo-ruz. Derleme, mani formundaki bir te-kerleme ve bir dipnotta verilen bilgiler-den ibarettir. Tekerlemeşöyledir:
"Ga"lıninne dizine Ince inne gözüne Bizimgünahlarımız G'auullarıtıiisdiine."
Metnin dipnotunda ise, tekerleme-nin günahçıkarmabiçiminde, Paskalya günü söylendiğibelirtilir. Paskalya sa-bahıerkenden belli bir yerde ocakyakıl
dıktansonra, üzerindenatlandığı
vurgu-lanır (Caferoğlu,1995: 136).
3- Manisa'yabağlıDemirci kasaba-sındadaaynıiidetlererastlıyoruz. Rum-larınDemirel'deyaşadığıgünlerde, Pas-kalya Yortusunda, Türklerbirtakım ted-birler alırlar.Bu tedbirler arasında
sa-bahın erken saatlerinde, büyük ateşler
130
yakmak ve atlarken bağıra bağırahep birlikte tekerlerne söylemekvardır.
"Gôuur gtuiurfettan gôuur,
Çık yukarıyumurtadoğur, İnaşara(inaşağı)harman savur, lllemgôuurküfürü;
Gavurun üfürü."
Genellikle on ile on yediyaş arasın
daki çocuklarkırmızı boyalı yumurtaları dövüştürürler. Herkes kendi mahalle-sinde kutlamalara katılır. Hazırlıklara
üç hafta önceden pazarsabahı başlanı Iır. Son pazar ise, Paskalya yortusu (martayınınilkçarşambası) sonrasında
ki pazar günüdür. Bu güne halk "girey günü" der ve girey günü veya gavur kü-fürlerinde (üç pazar) bu ateşler yakılır
(Boyacıoğlu,44).
4- Muğla'da konu ile ilgili bilgiler
görüşme yöntemi ile tarafımızdan der-lendi. Küfür akşamı törenlerine halk: Küfür akşamı, Hıristiyanlarınnevruzu,
kızılyumurta, gavur küfrü, gavur
bayra-mı(K-S) demektedir.Hıdırellezden önce-ki bir gündegeleneğin yapıldığıbelirtilir (K-4).
Giivur küfründeHıristiyanların de-nize haç attıkları anlatılır. Haçıbulup denizdençıkaranonu sokak sokak gezdi-dr. Paratoplanırve bu parahaçı çıka
ran kişiyeverilir (K-2). Bilindiği üzere
Hıristiyan dünyasındabu gelenek sür-dürülmektedir. Geleneğinin zamanının
tam olarak Paskalya Bayramınadenk
geldiğinisöylenebilir. Muğla'daki
uygu-lamaları şöyle sıralayabiliriz:
a- Yumurta ile ilgili olanlar: Merkez
Çatakbağyakaköyünde "Hıristiyanlar
kendibayramlarındaMüslümankomşu larına kızılyumurtaıierirlermiş.Bu yüz-den bayrama Müslümanlar "Kızıl Yu· murtaBayramı"(K-lS)diyorlarmış.
Mi-las'ınEski Türbe köyünde gelenekşöyle httpj/www.millifolklor.com
anlatılır:"Gavurlarbayram yaparlarken "gôuur küfrü" boyalıyumurta zamanı,
bize yumurta verirlerdi. Kocakarılar
ço-cuklara verirdi" (K- 17).Milas'ın Karaca-hisar köyünde Müslümanlar paskalya
yumurtasını çocuklara yedirmemeye dikkatederlermiş:"Sakınyedirmeyin
ço-cuğa," derlermiş(K·14).
Milas Çarn köyde Hıristiyanların yumurta kaynatmalarıhorgörülürmüş.
Kaynak kişi: "Hıristiyan şeyi derlerdi,
ayıptırsôylenmez,"demişve utanmıştır
(K-LL). Daha sonra bayramıve kırmızı yumurtayı hanımlarınmuayyen günleri-nebenzetildiğiveyerildiğigörüldü.
Muğla'da. Hıristiyanlar Paskalya Bayramındayumurta boyadıklarıiçin, Müslümanlar bu güne "kırmızı yumur-ta" derler. Hıristiyan komşular, Müslü-manlara yumurta (ve bu arada çörek) ik-ramındabulunurlar. Yumurta ile gelebi-lecek birtakım kötülüklerin olabileceği de göz önüne alınır. Dobruca Türkleri ise, sabah erkendenkalkılıp Hıristiyan lardan önce yumurta yenir, böylece
kö-tülüklerden korunulduğu düşünülür
(Önal, 1996b: 697).
b-Isırganile ilgili olanlar:Milas'ın Karacahisar köyünde, o gün Müslüman-lar, başlarınadalan (ısırgan) sokarlar-mış(K-10,K-14). Milas'ınÇam köyünde benzer uygulamalar görülür(K-B).
Datça'nın Reşediye köyünde:
"Gô-vurlar kızılyumurtabayramı
yaparlar-dı. Bizim Türkler başlarımızadalhan
(diken, ısırganotu) sokardık. Başaters
sokardık. Dikenleriyukarıolacak şekil
de" (K-16),hatırlananbilgilervardır. Merkez Kafaca köyünde gelenek
şöyle anlatılır:"Gôuurküfrtuıde başımı za diken sokardık. Dikenleri çiçek gibi
başımıza sokardık. Deveciydik, yolda denk gelirdik. Bugün Hasan, Hüseyin . gavur küfrüymüş!Gök diken başımıza
sokardık"(K-7).Yatağan'ın katrancı
kö-httpj/www.millifolklor.com
Milli Falklor, 2003,YıllS, Sayı60
yünde benzer uygulamalar anlatılmış, farklıolarakbaşazakkumsokulduğu be-lirtilmiştir(K-9).
Milas'ınEski Türbe köyünde, erkek "dalıgan"dikenbaşlara sokulurmuş (K-17). Bozuyük'te dikeninadı değişir, ça-kırdikeni olur. Dikenakşamakadar ta-kılı kalır(K-4).
Kavaklıdere ilçesinde diken takın manıngerekçeleri de anlatılır: "Dalan, eski adamlar, Nevruzdabaşlarınadalan
takarlardı.Nevruz dalanı. Bunlarıca. uurlar, sözüm dışarı, dalarmış insanı. Yenişemez insanıderlerdi. Bunagelişe
mezdi derlerdi" (K-13). Giivurların bu
bayramda kötülüklerinin bulaşmasın
dan,çocuklarınsağlıklı büyüyemeyecek-lerindenendişeedilir.
Yatağan'ınBencik beldesinde diken takınmanın sebebi izah edilir: "Kızlar başlarına dalgası (ısırgan) takarlar. Ne
yapıyorsunuz kızlar dediğimizde, gıivur
larıngötünü dolasın. Cauur kırılsuı di-ye"(K-6). Birbaşkakaynakkişi duyduk-larını şöyle anlatır:"EskidenHıristiyan
larvarmış.Büyüklerdenduyardık.Dalan seoilmez, dikendir. Bir dalsa kudurtur. Dalantakarlarmış başlarına"(K-ll).
Yatağan'ınTurgut beldesinde, dike-nin yeriniçuvaldız alır: "Hıristiyanların
gôuur küfründe onlara inat çuvaldızı şapkalarınaveya elbiselerine
sokarlar-mış"(K-1B).
Çuvaldız, ısırganveya dikentakın mak giivurkırılsındiyeyapılırmış(K·6). Erkek ısırganveya çakır dikenin başa sokulma sebebi etkiliolmasına dayandı rılır.Ucu sivri birşeyler takınmak, kötü-lüklerden korunmakanlamınagelir.
c-Yılanbıçağıile ilgili olanlar: Mi-las'ınKaracahisar köyündefarklıbir uy-gulama görülür: "Yılanbıçağıuururduk, gôuurlar bayram ederdi" (K-14), denir.
Yılanbıçağının(Dracunculus vulga-ris) (Baytop,1997:B5) bitkisinin özelliği
Milli Folklor, 2003,Yıl15,Sayı60
piskokmasıdır.Hayvanlara vurarak kö-tülüklerden korunur. Eski Türk inanı şında soğan, sarımsakgibi kötü kokulu bitkilerininsanlarıkötü ruhlardan
koru-ması inancıyla örtüşür. Yılanbıçağı
uy-gulaması Muğla'danevruzda da görülür (Önal, 2000: 187).
ç- Yeşilde Yuvarlanma ile ilgili olanlar:Ula'nın Elmalıköyünde verilen bilgi:"Yeşildeyuvarlanan olurdu," (K-4)
şeklindedir.
Çimende yuvarlanma uygulaması
Muğla'danevruz bayramındada görü-lür. Yuvarlanan kişinin günahlarının döküleceğine,vücuda çiyin değmesiyle
sağlıklı olunacağına inanılır (Önal, 2000:188).
d-İbadetEtme ileİlgiliOlanlar: Bo-züyük beldesinde Paskalyada
Müslü-manlarınibadet ettiğibelirtilir:
"Kôfir-ler küfür yapar, bizimki"Kôfir-ler ibadet eder-ler" (K-19).
Dobruca'dayapılandini uygulama-dahayvanların kulaklarınasüreler oku-nur (Önal, 1996b: 697).
e- Diğer Uygulamalar: Yatağan'ın Katrancıköyünde:"Evlere üzümyaprağı
asarlar. Silah varsa ogecepatlatırlar"
(K-9).
Dobruca'da evlerin eşiğine buğday
serpilir. Bereket getireceğine inanılır
(Önal, 1996b, 696). Silahatılmasıise kö-türuhlarıkorkutmak içinyapılırve eski bir Türkinanışıdır(Radloff, 1986:174).
III-KARŞI TEDBİRLER
Müslümanlar Paskalyada çeşitli
tedbirler alırlarken Hıristiyanlar da benzer karşıtedbirler almışlar,benzer tepkilerigöstermişlerdir.Muğla'nın
Ça-takbağyakaköyündeki kaynakkişi
gele-neği şöyle anlatır: "Hıristiyanlar Lambi-ri derler, diken takarlardı.
Gayrimüs-limler Hıdırellez bayramındadiken
ta-karlardı" (K-15). Bozüyük beldesinde,
132
kadınların oyalıyazma(ları) olduğu, er-keklerin keçe kül ahgiydiği, kırınızı kü-lah vesargıları olduğuvebunların üze-rine dikenlertaktıkları anlatılmıştır (K-19). Yatağan'ın Katrancı köyünde ise:
"Gôourlarbaşlarına eşekboku
sokarlar-mış,»(K-9)şeklindekibilgiler konu ile il-gini sözlü bilgilerimizdir.
ıv- DEGERLENDİRMELER Küfürakşamıtörenleri kötülükler-den korunma amacıyla yapılır. Roman-ya'da ve Bulgaristan'da Türklerin ateş
üzerinden atlamaları,Afyon'da. Eskişe
hir'de ve Manisa'da da görülür. Muğ
la'daateştenatlama ile ilgili bir bilgiye
rastlanmıyoruz. Günahların"gavurlara" gitmesini dilemek, nevruz ve hıdırellez
de de görülür.Ateş İslamöncesinden gü-nümüze kadar gelen bir ritüeldir, Türk-lerde ateşüzerinden atlamak, arınmak
veya korunmak anlamına gelir (Esin, 1978:96).
Yumurta ile ilgili inanışlar, nesne
ile nesneye yüklenen anlam arasında
aranmalıdır. Yumurtanın karşı inanış
sahiplerindenalınmamasıgerekir. Aksi halde kötülük bulaşır. Isırganın kötü ruhlarakarşı engeloluşturduğuna
ina-nılır. Aynı inanışAzerbaycan'da günlük hayatta uygulanan bir korunma tedbiri-dir. Kötü kokulu bitki deaynı işlevi yü-rütür. Silahatılmasıyine korunma sebe-biyledir ve eski bir Türkinanışıdır (Rad-loff, 173-174).
Bütün buinanışvedavranışlar ani-mistik (mitolojik)düşünce yapısının izle-ritaşır.Paskalyada hembayramı
kutla-yanların,hem deonların yakınlarınaait
ruhlarıngeri dönüpkarşıdinden olanla-ra zaolanla-rar vereceklerineinanılır. lIkeller-de ölümün tam ve kesin birtükeniş
01-madığına, ölenin sadececanını yitirmiş olduğunave herhangi birşekilde yaşa
maya devam ettiğine inanılır (Örnek,
http://www.millifolklor.com
1995: 93). Atalar ve ruhlar dünyasının
bilinmeyenlerine karşı tedbirler alınır.
Yeni yılda (Paskalya / Nevruz zamanı)
pagan dönemi inanışları sürdürülür
(Eliade, 1994: 70-71).
Türkiye'de nevruzbayramı öncesin-de, ölüruhlarıile ilgili birtakım inanış
lar görülür. Kars'ta nevruz gününden bir gün önce mezarlıkziyaret edilir. Bu törene "Ölüler Bayramı" denir (Çay, 1993: 91). İlkbaharda ölülerin yeniden
yıldabir kere ziyaretegeldiğine inanılır.
Gerek Müslümanlarda, gerek Hıristi
yanlardayapılanbu uygulamalar, sema-vi dinler öncesinden kalan ritüellerdir. Yeniden yaratılış günü olarak bilinen nevruz günü, Hıristiyanlıköncesinden Paskalyaya taşınan kutsal bir gündür (İnan, 1976: 176). Bir kaynak kişinin Paskalya'ya "Hıristiyanlarınnevruzu" demesi oldukça dikkat çekicidir.
Küfür akşamıtörenlerinde görülen kötülüklerden korunmaişlemi, Kızılde
rililerden Japonlara kadardünyanınher
tarafındakiiptidai toplumlarda görülür. Arnavutluk'ta Paskalya arifesinde reçi-neliağaçlardanmeşaleleryakılıpbunlar nehreatılırve böylece kötülüklerden
ko-runmuşolunur(Frazer,1992: 168-169). lIkellerde Eski Yunan'dan Brezilya yerlilerine, Brezilya yerlilerinden Eski Avrupa'ya kadar dünyanınpek çok ye-rinde kötülükleri uzaklaştırmakiçin
ısırgan otlarıylaveya çeşitliçubuklarla insanlar dövülür. Böyleceişlerininrast
gideceğine,buişleminkendilerine şans getireceğine inanırlar.Paskalyada kili-seye çubuk götürülür ve duadan sonra, evdeki çocuklar ve hizmetçiler"hastalık orınana, sağlıkkemiklere" diyerek pal-miye dallarıile dövülür (Frazer, 1992: 200-201).
Kaynak kişilerin yaş ortalamaları
1900-1909arası beş kişi,1910-1919
ara-sı dokuz kişi, 1920-1929 araara-sı iki kişi,
http://www.millifolklor.com
Milli Folklor, 2003,Yıl15,Sayı60
1930-1931arasıikikişidir.Kalan iki
ki-şiderlemedeöğrendiklerini aktarınıştır.
Kaynakkişilerin yaşlarıgöz önünealın dığında, geleneğin1930'luyıllarakadar
bilindiği,bu yıllardansonra
unutuldu-ğunu anlaşılmaktadır. Geleneğe
günü-müzderastlanmamaktadır.
SONUÇ
İslamiyet'inkabulünden sonra
ya-pılan inanışlarveuygulamalarınpek ço-ğunun İslamöncesiinanışlardanve ko-runma tedbirlerinden geldiği görülür.
Aynı şekilde Hıristiyanlığıkabul eden toplumlararasındada Hıristiyanlık ön-cesi birtakım inanışlar ve davranışlar, Hıristiyanlığın kabulünden sonrasına taşınmıştır. Karşı dini n mensuplarına
yönelikuygulamalarınkökeni dini bir ri-tüel olmaktan öte, geleneksel ve en eski
inanışları yansıtır.
Bilinen kitaplıbüyük dinler, gele-neksel inanış diyebileceğiz uluslarınen eski dinlerinin izlerini tamamen ortadan
kaldıramamıştır.Eski ile yeniinanışlar yüzyıllarcaiç içe yürütülmüştür. Gele-neklerin doğalortamıkaybolunca eski uygulamalar veinanışlardaunutulmuş
tur.
KAYNAKÇA
Ateş,Ali Osman (1996),İslam'aGöre Cahiliye ve Ehl-iKitapÖrf ve Adetleri, Beyan Yay.,İs
tanbuL.
Baytop, Turhan (1997), Türkçe BitkiAdlarıSöz·
lüğü,TDK Yay., Ankara.
Boorstin,DanielJ. (1996),Keşiflerve Buluşlar İnsanınKendini veDünyayı Araştırması·
nınÖyküsü, (çev.Fatoş Dilber),Türkiyeİş BankasıYay., Ankara.
Boyacıoğlu,A.Sedat ve Hasan Alakese, Her Yönü ve HerŞeyi İleDemirei,(Basımyeri veyılı
yok)
Caferoğlu. Ahmet (1995), Anadoluİlleri Ağızla
nndan Derlemeler Van, Bitlis, Karaköse,
Eskişehir,Bolu ve Zonguldakİlleri Ağız·
lan, 2.b., TDKYayınları,Ankara.
çay, Abdulhaliik M. (1993), Türk Ergenekon
Bay-ramıNevrüz, 5.bs.,Türk KültürünüAraştır
ma Enstitüsü Yay., Ankara.
•
Milli Folklor, 2003,Yıl15,Sayı60Eliade, Mircea (1994), EdebiDönüşMitosu,İmge
Yay., Ankara.
Esin, Emel (1978),İslamiyettenÖnce Türk Kül-türü veİslam'a Giriş, İstanbul,
Frazer, G. James (1992),AltınDal Dinin ve Folk-lorun Kökleri II, (çev. Mehmet H.Doğan),
Payel Yay.,İstanbul,
İnan,Abdulkadir (1976), Eski Türk Dini Tarihi, KültürBakanlığıYay.,İstanbul,
Kesikoğlu,Osman (1973), "Bulgaristan Türkleri Ko-cabalkan Köyleri Folkloru," Türk Kültürü
Araştırmaları1966·1969, TKAE Yay.,
An-kara, 215-259.
Köprülü, M. Fuad (1972),Osmanlı İmparatorlu ğunun Kuruluşu,Ankara.
Önal, Mehmet Naci (1996a), "Türk-Romentıişkile.
rindeHoşgörü"TürkDünyasıTarih Dergi. si,Sayı117, 17-23.
Önal, M. Naci (1996b), "Dobruca Türkleri'nde Küfür
AkşamıTörenleri" Türk Kültürü, SaY, 403, 693-700.
Önal, M. Naci (2000),"Muğla'daNevruz," Muğla üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, CI, S2, s.183-197.
Örnek, Sedat Veyis (1995), 100 Sorudaİlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, 3.bs" Gerçek Yay.,İstanbul.
Radloff, W. (1986), Sibirya'dan Seçmeler, Kültür ve TurizmBakanlığıYay., Ankara.
KAYNAKKişİLER
K-I: Akyol,Ayşe,SankKöYÜıMyon1930doğumlu,
ilk okul mezunu, evhanımı (öğrencimiz
Gül-sümKaraaslan derlemesi).
K-2:Akkuş,Mehmet,YazıköyIDatçe1327/1909
do-ğumlu, tıkokul mezunu, çiftçi, derleme tarihi: 09.09.1999.
K-3: Alakaya, Hayriye,Uşak1926doğumlu,ilk okul mezunu, ev hamrm,öğrencimizGü1süm Kara-aslan derlemesi).
K-4:Balcı, Ayşe, Elmalı Köyü/Ula 132811910
do-ğumlu, evhanımı,okur-yazardeğil,derleme tarihi: 05.07.1999.
K-5: Cinas,Feriştah,Bozüyük beldesi 1909doğum
lu, okur yazardeğil,evhanımı,derleme tarihi: 21.07.1999.
K-6: Demen, Süleyman, Bencik beldesiNatağan
1914doğumlu,okur-yazardeğil,çiftçi, derleme tarihi: 21.07.1999.
K-7:DuraI,İsmail,Kafaca(Muğlamerkez köy) 1919
doğumlu,okur-yazardeğil,devecilikyapmış,
derleme tarihi: 14.07.1999.
K-8: Gencay, Süleyman, Çamköy IMilas 1337/1919
doğumlu,okur-yazardeğil,çiftçi,kahve ve bak-kalişletmiş,derleme tarihi: 31.07.1999. K-9: Geyik, Bekir, Katrancı köyü/Yatağan
132411906 doğumlu,okur yazar değil,çiftçi,
derleme tarihi: 20.07.1999.
134
K-10: Güney,İbrahim,KaracahisarIMilas 1931
do-ğumlu, tıkokul mezunu, çiftçi, derleme tarihi: 31.07.1999.
K·11:GÜney, Nimet, KaracahisarIMilas 1928
do-ğumlu,orta okul terk, çiftçilik ve köykatipliği yapmış,derleme tarihi: 31.07.1999.
K-12: Karaaslan,Gülsüm,Myon Sank Köyü 1978 doğumlu, öğrenci,
K-13: Koçar,Şükrü, Kavaklıdere ilçesi 133611918
doğumlu,ilk okul mezunu, marangozluk ve
ya-pıcılık yapmış,derleme tarihi: 17.07.1999. K·14: Saydam, Mustafa, KaracaağaçIMilas
133611918 doğumlu, okur-yazar değil, çiftçi,
derleme tarihi: 01.08.1999.
K-15:Şahin, DurmuşAli,Çatakbağyakaköyü(Muğ
la merkez köy) 1924doğumlu,üçyılokumuş,
çiftçi ve muhtar, derleme tarihi: 17.09.1999. K-16: Özdemir, Mehmet,Reşadiyeköyü/Datça 1911
doğumlu,okur yazardeğil,çiftçi, derleme tari-hi: 08.09.1999.
K-17: Uzun, Mehmet, Eski TürbelMilas132611908
doğumlu,okur-yazardeğil,çiftçi, derleme
tari-hi: 29.07.1999.
K-18:Yıldınm, Hüseyin, Turgut beldesi /Yatağan
1324/1906doğumlu,üçyılokumuş,çiftçilik ve
manavlık yapmış,derleme tarihi: 20.07.1999. Ninesindendinlemiş.
K-19: Yüksel, Ahmet, Bozüyük beldesi /Yatağan
1954doğumlu, Üniversite mezunu, belediye
başkanı,derleme tarihi: 21.07.1999.
NOTLAR
0'0PaskalyaBayramı HıristiyanlarcaHz.İsa'nındi.
rilişgünü olarakkutlanır. İnanışagöre Hz.İsa öl-dükten üç gün sonradirilmiştir.PaskalyaHıristi yanlarınen büyükbayramı sayılır.Paskalya tari-hiHıristiyanmezheplere göredeğişmekteise de, genellikle nisanayının15'inden sonraki pazar
gü-nüne denk gelir. Paskalya bir hafta sürer. Paskal-yaBayramının HıristiyanlığaYahudilikten
geçti-ği sanılmaktadır.YahudilerinkutladıklanPesah
Bayramı14 Mart'tan sonra gelen pazar günüdür
(Ateş,1996, 71). Paskalyazamanı,Papa XIII. Gregory takvim reformunda belirlenir.Mısırlılar
danalınan güneş yılıtakviminden sonra, ilkbaha-nn belirlenmesinde martayınınesasalındığı gö-rülür. Paskalyamartınyinni birine rastlayan ve-ya onu izleyen dolunaydan sonraki pazar günü, ya da dolunay pazararastladığındabir sonraki pazar günü olarak belirlenir (Boorstin, 1996, 8-10).Paskalyanınzaman konusunda, Hz.İsa'nın
öldükten üç gün sonra yeniden dirilmesi iledoğa nınve tüm canlılarınperiyodik olarak yeniden
doğuşu arasındabirbağkurulabilir (Eliade, 1994, 61·75).