• Sonuç bulunamadı

Dobruca Trklerinde Kfr Akam Trenleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dobruca Trklerinde Kfr Akam Trenleri"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOBRUCA

TÜRKLERİ'NDE

KÜFÜR

AKŞAMı

TÖRENLERİ

M. Nac:i ÖNAL

*

GİRİş

Farklı dinlere mensup insanların aynı toprak parçasında yan yana ya da

komşuolarakyaşamalarıhalinde, ikideğişik yaşamave inanç biçimleri ilc

kar-şılaşmış oluruz. Bu insanların birbirlerine bakış açıları, yaklaşımları.ortak

de-.ğerleri, birbirlerinden etkilenme dereceleri incelenmesi. araştırılıması gereken Ikonular olarakkarşımızda durmaktadır.Ozelliklesınırdaş olmuşveya iç içe ya-'şarnıştoplumlardaki durum merak konusudur.

Burada Balkanlardaki bir gelenek üzerinde durarak on altıetnik kökeriden

oluşan insanların bir arada yaşadığı Romanya'nın Dobruca Bölgesi'nde çeşitli

dirilere mensup insanlararasında yaşayanmüslüman Türkler üzerinde yaptığı­

mız"küfürakşamı"törenlerini ele almayaçalışacağız.Türklerin bugeleneğinin

komşularınca nasıl değerlendirildiğive varsa etkilenmeleri de elealacağız.

Dobruca, birçok dini ve bu dinlere inanandeğişik ırkıardan oluşan

insanla-rınbir aradayaşadıklarıbir bölgeolması bakımındandikkatedeğerbir konuma

sahiptir. i

i . i

Dobruca tarihi içinde, milat öncesinden günümüze dek çeşitli kavimler gelip geçmiştir. Bunlararasından; Sakaları. Hunları,Avarlan,Turıa Bulgarları­ nı, Uzları, Kıpçakları,Peçenekleri, Osmanlıöncesi Bölgeye gelen Türk boyları

olarak saymamızmümkündür. i393 ila 1877-1878yı \ları arasında Osmanlı top-raklarına dahilolmuşolan Bölge, daha sonra da Romanyatopraklarına katılmış­ tır. OsmanlılarınBalkanlardakiyerleşimleri esnasındaDobruca'ya da hem Ana-dolu'dan hem de Kırım'dan göçler yaşanmıştır. Bugün, Bölgede Anadolu kökenli ve Kırım kökenli Türkler hUlfi yaşamaktadırlar. 1992 Romeri resmi nüfus sayımında toplam sayıları elli bin civarındadır. Kendileri ise sayılarının

on beş bin ila yirmi bin daha fazla olduğunu ifade etmektedirler ve

Roman-ya

'nıntoplam nüfusunun%O,02'sinioluşturmaktadırlar.

Karadeniz Teknik Üniversitesi TOrk OiliOkuımanı.

(2)

YIL XXXIV M.N.ÖNAL SAyı403 _ . _ _ . _ -YIL XXXiV TÜRK KÜLTÜRÜ SAyı403

Dobruca Türkleri, törelerini yaşarlarken diğeryandan da kendi dinlerinden olmayanlarakarşı birtakımtedbirleralmışlardır.Bu uygulamalar törenlere

dö-nüşmüşolup burada ele alacağımiztörene; "küfürakşamı" adını verme~tedirler.

Uygulamalar, Hıristiyan komşularınındini bayramlarına karşı yapılan ınanç ve uygulamalardanoluşmaktadır.Bitbakımakorunmatedb~yleriolarakuygulanır.

Yan yanayaşadıkları komşularının"PaskalyaBayramlarında (Romence:paşte) küfürakşamıpratikleri görülür. Geleneğeküfür akşamı tanımla~a~ının ya~ı~ı­

ra; küfür gecesl. güvur yüzlü.kızılyumurta,ateş bayramı,yavuryuzu dedenılır.

Küfür kelimesi aslen Arapça olup: a) Tanrıya inanmama ve O'na ortak koşmaya dayakı.şmayacak sıfatlarıvarde~~, ~)Dinsizlik.imansı~lık,.~) ısla~ dinine uymayan ıtikatlerbesleme,. ç) Nankorluk, .d) !<aba, a~ıp s?~ s~'ylem~()

anlamlarınagelmektedir. Buradakikullanış gayesı,gavurkelımesı ıle özdeştir.

Müslüman olmayanlar yani küfürdc-İslümdinine inanmamış-olanlar için

kul-lanılmaktadır. "

Konuyla ilgili ilk bilgileri "Analele Dobrogei" (Dobruca Yıllığı)nda bulu-yoruz. Dobruca'da Türklerle ilgili ilk folklorik ~ilgilcri, Pıcrv~li~ (Tatlıcak) kö-yünde ilkokul öğretrnenliği yapmışolanı. Dumıtteseu'danedınıyoruz.0, 1921

yılında "Analele Dobrogei"nin Nisan-Haziransayısınıniki numaralı fasikülü~­

de (s. 374-375) "Sarbaatorile latatarı" adlımakalesinde küfürakşamından deği­

şikbir isimle ve özetle bahsetmektedir."Ateş Bayramı"denilen törenin paskal-ya günü yapıldığını ateş yakılarak çocukların üzerinden atladığını,atlarken de

"ağırlığırngavura" dediklerini belirtmektedir.

Aslen Dobruca Türklerinden olup oradayaşamışve daha sonra Türkiye'ye göç etmiş Müstecip Ülküsal da iki ayrı yerde kon~dan söz eder. ~?y ~zlarının vedelikanlılarının toplanıp meydanda samanateşı yaktıklarımve üzerinden at-ladıklarını anlatır.Bunun ne zamanolduğunutesbitedemediğini belirt.it2~: İkin­ ci olarak "yavur yüzü" Metinden bahseder ve paskalyalbayramındanonceki cuma günü yapıldığını anlatır.Cuma günükızlarınyavuryüzü basmayaçıktıkla­ rırıı, köy kenarında yeşilıik veya çimenlik bir yerde toplanarakçeşitli türküler söyleyerekoynadıklarını,sonunda yuvarlanarak: "avurluğumyavurga,cerıgilli­

ğimözürne"dedikleriniyazrnaktadır'",

Türkiye'deBoratav'ınkonu ile ilgili yaptığıbenzeraraştırmalarbizi yeni sonuçlara götürebilecek cinstendir. Pertev Naili Boratav'ınincelemelerine göre,

bahar bayramlarızincirinin bir halkası da paskalyayortularına rastlayarıpazar günü törenleridir. Hıristiyanların paskalya yortularına rasılayarı pazar günü Bolu(Mudurnu'da)"hasırküfrü", "gavur küfrü"olarakadlandırılır.Bir defasın­

da paskalya zamanını şaşıran hıristiyanlar,paskalya gününü hesaplamayıbir ri-vayete göre Müslüman çocuklardan, bir başkarivayete göre de Fatih döneminde ünlü din adamı Cibali'den öğrenmişler.P.N. Boratav. bu da bizi iki ayrı dine mensup insanlarıneski dinlerinden miras kalan bir gelenek olma düşüncesine götürebilir, demektedir.

P.N. Boratav, Mudurnu'da 1920'liyıllardaeski hasırlan yakıpüstünden at-lamaları,eski şeylerden arınma, yenilenme, tazelenme töresinden olmalı, diye

tanımlar.Eski hasırları yakıpüzerinden atlarken; çocuklar, genç kızlar, bazı hal-lerde kadınlar şutekerlerneyisöylerlermiş:

"Hacet tepesi

Kızlarküpesi Brecanımdost dost

Ağrım sızı/rıgJvura Gavuru Allah devire Brecanımdost dost ".

Bayramınikinci günü çocuklarhazırladıkları pişmiş kızıl yumurtayı tokuş­

turrrıalıdırlarw,Boratav'dan, "küfür"adıile bubayramıneski bir tanımlamasını

16.yüzyıldabirOsmanlıbelgesinde; 23 zilka'de 919 (17 Nisan 1572) tarihli bir hükmilnolduğunu öğreniyoruz'».

Küfür akşamınınsebeplerini izah etmeye çalışan P.N. Boratav, Mudur-' nu'da paskalya yortularına rastlayan güne "betnern" denildiğini, kelimenin betlemçeşitlernesinin olduğunu,deyimin neredengeldiğinin bilinmediğiniifade ettikten sonra, Kelt aslındankavimlerde beitane diye adlandınlanbir bahar bay-ramından söz etmektedirler. Bir zamanlar Ankara bölgesine yerleşenGalat'lar göz önünealınırsaora çoc~klannın kutladıkları "betlern" şenliklerinineski bir bayram kalıntısıolabilir mı, diye sorduktan sonra, yoksa bu geleneğin Türk-Müslüman çocuklarına Hıristiyanlardan mı geçmiş olabileceğinikabul etmeli, diye sorar.

Hıristiyanlık yortularındanolan Salnt-Jean törenleri 22 Hazirandakutlanır­ ken Anadolu halk geleneklerinde yaz gün dönümükutlamaları görülmüştür. Se-nirkerıt'te1930 yılı Haziranındacivar köylerin dekatılımıylatörenler

düzenlerı-(i) Mustafa Nihat Özon, KüçükOsmanlıca-TürkçeSözlük, 3. b.,İrıkilap ve Aka Yayanları, İs­

tanbul, s. 566.

(2) .MüsıccipÜlküsal, Dobruca ve Türkler, TKAEYayınları,Ankara, 1966, s. 87-88.

(3) A.k:e., s. 90-9i. .

(4) Pertev Naili Bora/av, Türk Folkloru II 100SonıdaTürk Folkloru (İnarıışlar,Töre ve Tören-ler, Oyunlar), 2.b., Gerçek Yayınevi,s. 220-221. Biz dc Erzurum'da. çocuklukyı/lanmızda,

ilkbahardayumurtaların boyandığıve öylc satıldığını, pişmişyumurtalarlakırmacasına oyun-laroynandığınıgördük.

(S) A.g.e., s. 224-225

694 (54) (55)

(3)

SAYI 403 TÜRK KÜLTÜRÜ YIL XXXiV SAYI40J M. N. ÖNAL YIL XXXIV

diği bilinmektedir. Oyunlar, eğlencelerve spormusabakaları şeklindeyürütülen bu gclenckler'" Anadolu insanınınbir zamanlar,Hıristiyanlarınkutsal günlerin-den etkilerımişolabileceklerinidüşündürmektedir.

KÜFÜR AK1S'AMI TÖRENLERi

Hıristiyanlarınpaskalya günü ilkbaharda, i Nisan ile i Mayıs arasında

ol-maktadır. Dobruca Türk halkınıntakvimine göre. üç elli yaz belli sonrasındaki

hafta "kızılyumurta" veya "küfürakşamı" zamanıdır. Kasım ayınınsekizinden itibaren üç elli yani yüz elli günsayılır. HıristiyanlarınKutsal Gheorghe(Sfıntul

Gheoghe) törenlerine denkdüşer.Bu dönem nisan ile mayıs arasınarastlar. Ek-seriyctle Türklerin Hıdırellez5Mayısgününden bir önceki pazar günüdür. 1944

yılında30 Nisan pazar günü paskalyakuılamaları yapılmışolup 6 Mayıscuma günü de hıdırellez kutlamalannın müslümanlar tarafından yapıldığıtesbit

edil-miştir.Türkler, komşularının paşte(paskalya) bayramlarınınne zaman olduğu­

nu takip etmekte ve iyi b i l m e k t e d i r l e r . '

Dobruca Türklerinin Bölgede dağınıkolarak yaşadıklarıgöz önüne alınır­

sa, onların gelenekleriniDobruca'nınheryanından dertediğimizive bunları

bü-tünlcştirerek geçmişte yoğun olarak yaşattıklarıbu geleneği, son şahitleriolan kaynakkişilerin anlattıkları kadarıile elealacağız.Köstence, Tulca ve Mecidiye

şehirlerindenve bağlı çeşitli yerleşim birimlerinden derlediğimiz"küfürakşa­

nil" törenlerini sergilerneyeçalışacağız.

Küfürakşamı adı altında yapılanadetlerşunlardır:

i. Pas kal ya gecesi bütün aile fertleri yıkarıırlar.

2. Gündüz çayırçimenden ısırgan toplanır.Bir ailede kaç kişi varsa her biri için bir ısırgan toplanır. O evinçatısına aynıgece ısırgunlarkonur. Sabaha kadarçarıdaveya evindamında ısırganlar kalır.Sabahleyinısır­

ganlarabakılır. lsırgarusönenkişininoyıl içindeöleceğine inanılır.Bu uygulamaya ikbal denir.

3. Akşamdanevinetrafına, damlarınüstüne kül dökülür. Bukülünevi kö-tülüklerden koruyacağına inanılır. Evin bereketini götüren birilerinin olup olmadığını takip etmek için yapılır. Hayvanlara zarar veren bir

Caz.ı'rnn olduğuna inanılır. Cadnınböcek, piliç, tavuk gibi bir hayvan veya bir eşya ya da gözle görülemeyen bir varlık olup evin bereketini

götürdüğüne inanıhr?',

4. Akşamdanbereket olsun diye kapı eşiğine buğdayserpilir.

(6) A.g.c .. s. 225.

(7) Cazı hakkındabiranları:Adam kahveden eve gelirken kuru birkasnağınyoldatekerlendiğini görmüş.Adamkasnağı almıştav avuluna (avlu) götürüp birkazığa asrnış. Sabahkalkıp

bak-mişlarkiCaı.ıNinesırılarak ölmüş.

5. Kapılara ve pencercleresarmısakkonur. Gece gezencadılarmevi

bas-mamasıiçinalınanbir tedbirdir.

6. Gece hayvanların damlarının etrafına sırayla darıdizilir. Gece cin veya şeytangelip ineklcrin sütünüalmasındiye uygulanan birö~l~mdir.Cin veyaşeytarımkötülük yapabilmesi için, öncedarıların hepsını

toplama-sıgerekirinancı yaygındır.

7. Arazide yerin altında saklı para veya altın varsa paskalya gecesi, para veya altının bulunduğuyerde bir ateş gözükürmüş. Bir tanımlamaya

göre kızıllık olurmuş.Bu kızıllıkAllahtarafından yaratılırrmş.Bu du-rumu bilenleremalcı denirmiş. Malcılarsabaha kadar uyumazbakınır­ larmış.Bir yerde ışıkbelirincemalcı ayakkabısını çıkarıp ateşinüstüne

atmalıyrmş. Ayakkabı ateş üstüne atıldığında para ve altınlar derin yerdeolmazmış.Aksi halde çok derin bir yerdeolurmuş.Bu kızıllık üç defadan fazlayanmazmış.Kimekısrnctise ogörürrnüş'", Bu para veya

altınlara"akbakır" deniyormuş.

8. Gece inek, koyun gibi hayvanların kulaklarına"Ayetel Kürsü" herbir

kulağınaüçer defa okunurmuş.Hane sahibinin ne kadar hayvanıvarsa hepsininkulağına ayrı ayrıüçer defaokunurrnuş.:

9. Ateş üzerinden aılarurrnış. Akşamdan kiiyün krzlar] ve delikanlıları

öbck öbek toplanır, köyün meydanındasaman ateşi yakarlarmış.Bu ateşin etrafındahalkalarup saftutarlarmış.Birdelikanlı, ~~asındanbir

kız sıraile koşarak ateşinüstündenatlarlarmış.Bu törenıkı saat sürer-miş. Yaşlılarda evin önünde ateş yakaratlarlarrnış. ~ç kere devamlı

sağdandönülerek atlanır,sola veya geriyedönülrnezrrıiş'",Çocuklar da ateşin üstünden atlarlarrruş.Uç kere bir ayağaüç kere bir ayağa

vuru-lurmuş.Sebebi ..adayanın boyu uzaması içinmiş. Boyu ~zayan ateşten

rahatatlarrruş.Uç metreuzadıklarına inananların tepelerıne vunılurmuş

ki kısalsınlar.Akrabalar bir araya toplanarak da ateş yakarlarmış. Aynı

mahallenin sakinleri toplanarak bir ateş yakabilirlerrniş.Birkaç yerde,

bayırda ateş yakılabilirrniş.Bir köyde sekiz on yerde ateş

olabil!y?r-muş. Ateşten atlamanınsebebi ağrılarımız sızılanmızgavurlaragıtsın, Hristiyanlarıngünahıüstümüzdekalmasın amacıylayrruş.

Ateştenatlama törenieri sırasındaMüslümanlar ile Hnstiyanlararasın­

da sürtüşmelerde olmuş. Recep Kuyusu köyünde doğan anlatıcı. 1934-1935 yıllannda köyünde böyle bir kavganın yaşandığını; ateş yakan

Müslümanlarıgören Hristiyanlar, bunlar bizimbayramımızı yakıyorlar

diye Ramazan teravih vakti, gelip caminin önünde ateş yakrnışlar.

(8) Başpınarlı anlatıcı Karaağaçköyünde veBaşpinara yakınbir yerdeçıkarıldığınıbelirtiyor. (9) MüstecipÜlküsal.a.g.e.• s. 87.

(4)

Türkler, nc.yapıyorsunuz, diye sorunca, biz de sizinbayramınızı yakı­ yoruz demişler. Camıden çıkartlarla Hrıstiyanlar aralarında kavga çık­ 1Il1~. iloea. paskalyada yakılan ateşin 1s1:ılJliyelleyeri olmadığını söyle-rnış. K0y'un ı1erı g.elenlerı de artık bu ateşi yakmayın deyince daha sonr.a, kufu~ gecesi ateş yakılrnarmş, Pazarcık doğumlu anlatıcı ise, ~urur gecesinde ateş yaktı.~larında Rorncnlcr merak edip sormuşlar. ,,~~ yapıyorsunu,z,neden bo~le ~apıyorsunuz?"Türkler de ağırhğımız:

g~n~lanmız gavurlara gıtsın dıye yapıyoruz"deyince, Romenler de Muslumanların su kuyusuna domuz leşi atmışlar. Kavga çıkmış. Bu olaydan sonraateşyakma adetiyavaş yavaş kaybolmuş.

ıo. Paska.lya sabahı erkenden güneş doğmadan,kaflrlerden önce kalkılır­ rnış kı,kafirlergelip bereketialmasın,kaymaklar eksilmesin.

i1.Sabah erkenden yumurta soyulurmuş.Gavurlardan evvel soyulurmuş ki, tenleri beyazkalsın.

ı2.Sabah ezanı kalkıpherkes kendi evinde, avlusunda salıncak kurar bir sağa bir sola sallanırrnış. Sallarıma esnasında ağrılarının sızılarının güvurlaragideceğine inanılırmış. r

i3. Pireler gavurlara gitsin diyehasırIar silkelenirıniş.

14.iğne ilc dikiş dikilrnezrniş. İnek tavuk ne çeşit hayvanı varsa onların

gözü kör olur veyakulağı işitmez inancı varmış. 15.Çamaşırdahil evde hiçbiriş yapılmazmış.

J6.P~skalyadan bir gün önce, paskalya günü ve sonrası olmak üzere üç ~un komşularla !?aslahat görülmezmiş.Bir iğne dahi olsa bu üç gün

ıçınde verılmezmış.

i7.

K~für sabahı kad.ın~ar ~ayulara

giderler

ısırgan, çalı çırpı toplarlarmış.

Ağrılan sızıları gıtsındiye bu ısı.rgan~arı veçırpılarıüzerlerinesokuştu­ rurtakarlarmış.Buşekılde evlerıne gıden kadınlarüzerindekileric bera-ber ineklerini koyunlarını sağarlar,sütünü kaynatıp içerlermiş.Bolluk :ve bereket maksadıile yapılırrnış. Isırgarı ve çalı çırpılar akşamakadar uzerlerınde talulı dururmuş.Bu adetleri daha çok yaşlı kadınlar

yapar-larmış.

18.Kadın!ar"gündüz kıra bayır,:gidergezinirlermiş.Gezinirken günahları­ nın ve agırlıklarının gıdecegıne ınanırlarmış. Gezintide bayırdan aşağı yuva~lanırlar,böyleceg~nah.larının döküleceğine ağrı ve sızılarının gi-eleceğine ınanırlar~ı~..Bırl?-un Hoca kadınlarınbu yaptıklarını görmüş. KadınlaraSiZkend.II1.lzı aşagılıyorsunuz,yaşadığınızrnemlckcti aşağılı­

yorsunuz,sizkendinizi öldürlürsünüzdemiş.

Romenlerde eskiden yapılan adı da "kıdızlez" şeklinde ifade edilen gele-nckleri, Hıristiyanlarınkutsal günlerinde uygulanan törenierde de bazı benzer-likler arz etmektedir. RomenlerinSfıntulGheorghe (Kutsal Gorge) dedikleri ilk-Eski Türkler,atlarınıniyi beslendiğisonbaharda, ormanyanında

toplanma-ları,küfür akşamıtörenlerinde görülen kadınların çayırdaçimendedolaşmaları

ile benzerlik arz etmektedir. eski Türklerde sonbahardauygulandığı anlaşılmak­

tadır.

(ıO) Boratav. a.g.e., s. 221.

(II)LaszloRasonyı,TarihteTürklük.TKAEYayınları,Ankara, 1971, s. 31.

(12) Cclil Ernct, (Aktaran: Alimcan Anayet),"DoğuTürkistan'da Birİnanrna: Dokuz'unSırrıve Kara LambaDansi" Millli Folklor, (Bahar, 17.IY93).s. 41-43.

.,

YIL xxxıv

M. N.ÖNAL

SONUÇ

SAyı403

Geleneklerin scnıavidinIere ait uygulamalarının dışında kalanlarını, araş­ tırmacıların birkaç yolu takip etmeleri ile açıklanabilir:a) Eski dinlerin kalıntı­

ları olabilirler. b) Ilişki kurdukları kendi üdetlcrinin dışındakilerden etkilenebi-lirler. c) P.N. Boratav'ın da yaptığı gibi, uygulamaların mantığındanhareketle bir sonucagidilebilir.

Ateşkültüçerçevesindeağırlıklıolarak yürütülen küfürakşamıadetlerinin Anadolu'da ve eski Türklerde görüldüğünüIslam öncesi törenlerden kalan bir gelenek olduğunu söyleyebiliriz'!", Altay kavimlerinin hepsi ateşi kutsal

say-maktaydılar.XIII. yüzyıldaArap seyyahlarMoğulların ateşikutsal saydıklarını anlatırlar. Ateşin temizleyiei özelliği olduğundan zararlı ruhları uzaklaştırır.

Bizans elçileri VI. yüzyılda ateş arasındangeçirildikten sonra, hakan huzuru-na çıkarılmışlardır.Rus prensIerinin Batı Han ve onuntorunlarının huzurlarına çıkabilmek için, ateş arasından geçmeleri gerekiyordu'!". Uygur halkı ıslamiyettenönce, ateşe taptıklarızamanlarda dokuz yere ateş yakarlar; çoluk çocuk; kadınerkek ateşinüstünden atlarlarmış.Kötü ruhları kovup iyi ruhları

çağırmak maksadı ileyapıhrrruş'!",

ıslamiyetten önceki gelenekIere İslamimotiflerkatılarakküfürakşamı tö-renlerininyürütüldüğüdikkatçekmektedir.Aynıgece ailedeki herkesin yıkandı­ ğını,yine~birtedbir olarakakşamdaninek, koyun gibi hayvanların kulaklarına

üçer kez Ayetel kürsiokunduğunu görmekteyiz. Yıkanrnak, İslamiyetreabdest

alıptemizlenmeanlamındadır.Burada hemyıkanmahem de Türklerin eski töre-sinceateştenatlayarakarınma,temizlenmei!yiçe bir uygulama biçiminde görül-mektedir.

YIL xxxıv

TÜRK KÜLTÜRÜ SAY/40]

(5)

13luLlVOGRAFY A YIL XXXiV

TÜRK KÜLTÜRÜ

SAYI4()) i

--._-_.-- - - ~ _ . _

-balıaradenk düşentörcnlcri'!",Türklerdeki Hıdrcllcz bayramıgibi, farklı kutla-malarla gerçekleştirilir. Küfür akşamındaki adetlere benzer pratikler vardır: Söğüt dallarıylaevlerinin veahırlarının kapı ve pencerelerini süslerler. Bu

dal-larıninsan vehayvanlarıkötü ruhlardan koruyacağına inanırlar'!".

KAYNAKKİşİLER ı. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. iı 12.

Bekir Necip (Erkek), Emişenli(Valeria) köyü 1963doğumlu, aynıoturur,eğilimi8yıl, işi çiftçi derleme tarihi: 09.05. 1994, büyüklerindenişitmiş.

HacıHüsmcn(Kadın), Hırşova kasabası1926doğumlu,Mecidiyeşehrindeoturur,eğitimi4 yıl, işikuafür, derleme tarihi: 05.05.19')4, gelenekleriyaşanuş.

Hatice Hüseyin(Kadın), Hırşova1924doğumlu, Aynıyerde oturur,eğitimi4yıl,cvhanı­ mı,derleme tarihi: 03.05.1994, gelenekleriyaşamış.

Mehmet Şükrü (Erkek), Kobadin 1941' doğumlu, aynı yerde oturuyor, eğitimi 7 yıl, işi memur,06.05.i994, büyüklerindenişitmiş.

MeriyeÇavuş (Kadın), Babadağ ım doğumlu,Köstence'de oturur,eğitimiyok, evhanı­ mı,derleme tarihi: 09.05.i994,gelenekierekatılmış.

Muharrem Abidin (Erkek), Bancassa(Paraköy) 1924doğumlu,Çernavoda(Boğozköy)da oturur,eğitimi ~ yıl, işibcrbcr, derleme tarihi:03.05.i994, gelenekleriyaşamış.

Mustafa Ahmet (Erkek),Fınuna M:ıre (Başpmar)köyü 1939doğumlu, Köstence'de oturur,

Eğitimi7yıl, işiitfaiyeşefi,derleme tarihi: 07.05.1994, büyüklerindenişitmiş.

Nafiye Ali(Kadın), Hırşova1936doğumlu, aynıyerdeoturur,eğitimi4yıl, işiterzi, derle-me tarihi: 03.05.i994, büyüklerindenişitmiş.

Nail Isa (Erkek), Recep Kuyusu (Tudor Vladimirescu) köyü 1924doğumlu, eğitimi4yıl,

emekli, derleme tarihi: 04.04.i994, gelenekleriyaşamış.

RaziyeFırat (Kadın), FıntınaMare(Başpınar)köyü 1931doğumlu,Kumpana(Hasdörlük)

köyünde oturur,eğitimi7yıl,ev hanımı,derierne tarihi: 07.05.1994, hcm babasından gör-müşhem deyaşamış.

t

Zeynep Mustafa(Kadın), Pazarcık (şimdiBulgaristansınırlarında) 1917doğumlu,1937'dc önce Recep Kuyusu köyüne, 1984'de de Kobadineyerleşmiş,ev hanımı,derleme tarihi: 06.05.1994,gelenekleri yaşamış.

Zülfiyc Osman(Kadın), FıntınaMare köyü 1913doğumlu, eğitimi4yıl,cvhanımı,derleme tarihi: 03.05.1994,büyüklerindengörmüş.

Prof Dr. Necmettin Hacıeminoğlu

Ka-ralıanlıTürkçesi Grameri, Atatürk Kültür Dil

ve Tarih Yüksek Kıırunıu, TDK. Yay. N: 638,

Ank. /996. XX/l/+2/2 s., (ISBN:

975-/6-0780-9),Fiyatı:360.()()() TL

Karahanlı Türkçesi veya (Hakaniye

Türkçesi) olarakadlandırılanTarihiT~rk Şive­ si, Eski Türkçe ilc ondan sonraki dönemlerin temelini teşkil etmektedir, KarahanlıTürkçesi ismi. Karahanlılardevletine istinadenverilmiş

bir isimdir. Türk Dilisahasında çalışanbir çok ilimadamı,Karahanh Türkçesi'ni Orta Türkçe

adını verdiğimizdönemin mihenk taşı kabul etmektedirler. Bunun en rnühirnsebebi. Türk Dili'nikonuşan boyların ak.ın akınlsUimiyet'lc şereflcnmesi ncıicesindedilde ortayaçıkan de-ğişmevegelişmelerdir.Mesela bu dönemin en mühim eseri olan KuıadguBilig, o günküşart­ larda yüksek Türkçe ilcyazılmış,sadc Türk-çc'rıinifade gücünü ortaya koyan nasihat kita-bı özelliğini taşımaktadır.

Türkçe yazmaşuurununeserleriyle ispat edildiğibu dönemin gramerininyapılması, or-taya konulması,TürkKültürü'neyapılacaken büyük hizmetlerden birisidir. Bu şuurda olan merhum Hocam Prof. Dr. Necmettin Hacı­ eminoğlu,Otuzyılı aşkınilrnl ciddiyetiyle

ha-zırlamış olduğu bu eseri bizlerin ve gelecek nesillerin istifadesinesunmuştur.

Eser, Sn. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz ve Sn. Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasunhocaları­ mızınincelemeleri, Sn. Doç. Dr. Osman Fikri

Sertkayahocamızıngayretleri ile Türk Dil Ku-rumuyayınları arasında çıkmıştır.

i. Bülüm

ÖNSÖZ: BuradaHocamız,Türk Dili'nin

genel coğrafyasınıçizdikten sonra, Karaharılı Türkçesi Grameri'nin yazrtış sebebini ortaya

koymuştur, 2.lJiiıüm

Karahanlıfar Devri Türk Edebiyat':

BuradaKarahanlılardevri Türkedebiyatı çer-çevesinde meydana getirilmiş ıelifeserler ve müclliflcrihakkında geniş bilgiler bulunmak-tadır.

3. Bölüm

Karalıantı Türkçesi Hakkında Genel

Bilgiler: BuradaKarah:ınlıTürkçesi hakkında

genci bilgiler ve taranan eserierden hareketle konuya özelbazıbilgilerverilmiştir. Karahanlı

Türkçesi tabirininizahı yapılmışvebaş vuru-lankaynakların isimleri verilerek,araştırmala­ radayanılaraktespit edilenbazıözellikler

zik-redilrniştir. 4.Bö!üm

Ses Bilgisi: Bu bölüm a. Ünlüler, b.

Ün-süı.lerolmak üzere iki anabaşlıklaelealınarak

incelenmiştir.

i

Bu şekilde bir tasnifyapıldıktansonra, Karahanlı Türkçesi'nde karşımıza çıkan ses bilgisi meseleleri çok çeşitli örneklerle gözler önüneserilmiş,her maddehakkındagenel bil-gilerinyanında; rnctinlcrc ait özel bilgiler de verilerek,araştırıcılarınistifadesinesunulmuş­ tur.

(13) Abdulkadir Inan, Eski Türk Dini Tarihi, KültürBakanlığı Yayınları,Istanbul, 1976, s. 18. (14) Gheorghe Mihalcea. 1938 Tulca'nın Dayen köyündedoğmuş. Aynı yerde oturur, mesleği

ressam. Derlcme tarihi: 07.11.1993.

Eser, önsöz (Xl-Xll),KarahanlılarDevri TürkEdccbiyatı(XIIl-XXIII),Karahanlı Türk-çesiHakkındaGenel Bilgiler (1-2), Ses Bilgisi (3-10), Şekil Bilgisi (11-198), Cümlc (200-212), Kısaltrnalar "e Bihliyografya (213-214) olmak üzere 7 (yedi) Bölümdenoluşmaktadır.

S. Bölüm

ŞekilBilgisi: Bu bölüm de iki anabaşlık altındaincelemeye tabi tutulmuşve Karahanlı

Türkçesi'nde Isim; Karahanlı Türkçesir'nde

Fiilbaşlıkları verilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Anadolu Selçukluları devrinde yaptırılan tıp medreseleri, hastaneler (darüşşifa) ve Selçuklu ordularında kullanılan seyyar hastane sistemi, devri için büyük yenilikler

Bozkır kültüründe Türk kökenli toplulukların yaşamına ilişkin bilgiler, özellikle Hayvan Üslubunun önemli yansımaları deriden ve kumaştan yapılmış kemer ve

Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanlığı Hacı Bayram Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel

Uygulamalar arasında, eski inanış­ ların kalıntıları olan dikenler takınmak, ateş üzerinden atlamak, meskun yerle- rin etrafına darı dizrnek veya kül döke- rek

Daha önceden hazırıklı olan ev halkı genç kıı adına isarct lcn- mis olan bir yüzük, bir boneuk, bir bilezik veya herhangi bir.. takıyı delikanlının gelirmis

Bu derste öğrencinin, Hitit Devleti kurulmadan önce Anadolu’nun siyasi ve kültürel yapısı, Anadolu’da var olan yerel krallıkların birbiriyle olan münasebetleri ve Asur

Selim döneminde ise Alman ressam Melling saray hizmetine alınmıştır.III Selim Fatih’ten sonra portresini yaptıran kişidir.

Ne olursa olsun gerçekten daha gerçekti bu eşine az raslanır türde sanatçı, yazar, yönetmen, eylem adamı, adını yurdun top­ rağına taşma yazıp gitti, nasıl