• Sonuç bulunamadı

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Kasım-Aralık dönemi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Kasım-Aralık dönemi)"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15/12/2006 TS/DIS/2006-63

DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ (DTÖ) GELİŞMELER (Kasım-Aralık dönemi)

I. DTÖ Genel

7 Kasım 2006 tarihi itibariyle, Vietnam’ın DTÖ üyeliği resmen kabul edilmiştir.

Vietnam ile birlikte DTÖ üye sayısı 150’ye ulaşmıştır.

Vietnam’ın DTÖ’ye üyeliği ile ilgili olarak, Vietnam Ticaret Bakanı Troung Dinh Tuyen de amaçlarının uzun vadeli olduğunu ve dünya ekonomisiyle bütünleşmiş olarak ekonomik kalkınmalarını sürdüreceklerini belirtmiştir.

Vietnam, DTÖ dışında kalmış ülkeler arasında nüfusu itibariyle Rusya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Ülke, Çin’den sonra doğu Asya’nın en iyi ekonomik performansa sahip ülkesidir. Asya Kalkınma Bankası verilerine göre, ekonomik büyüme hızı 2006 yılında 7.8 olacaktır.1

A. Doha Kalkınma Turu Müzakereleri

¾ 15-16 Kasım 2006 tarihinde Vietnam’ın Hanoi kentinde gerçekleşen Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü (APEC) zirvesinde, uluslararası, ekonomi, güvenlik, ticaret, enerji ve sağlık konularında ortak mücadele kararı çıkmıştır. Zirveye katılan 21 ülkenin lideri, kesintiye uğrayan DTÖ Doha Kalkınma Müzakerelerinin yeniden başlatılmasının önemini vurgulamıştır.

Zirvede ayrıca, DTÖ’nün dışında kalan son büyük ekonomi Rusya’nın da üyeliğine yol açılmıştır. Anlaşma, ABD’nin Ticaret Temsilcisi Susan Schwab ile Rusya’nın Ekonomik Kalkınma Bakanı German Gref tarafından imzalandı. Ancak Rusya’nın ayrıca ABD Kongresi’nin onayını alması ve DTÖ üyesi diğer devletlerle de çok yanlı müzakereler yürüterek tek tek onay alması gerekmektedir. Rusya’nın DTÖ üyeliği ile ilgili olarak, ABD Kongresi’nde çoğunluğu ele geçiren Demokrat Parti, Cumhuriyetçi Bush Yönetimine kıyasla, ticarette ve ekonomide daha korumacı ve ulusalcı bir bakışa sahiptir. Gözlemciler, Kongre’den otomatik bir onay çıkmasının beklenmemesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bununla birlike, DTÖ üyesi Gürcistan ve Moldovya da Rusya’nın üyeliğine olumsuz bakmakta ve öncelikle Rusya’nın kendilerine uyguladıkları baskı, ekonomik ambargo ve diğer tehditleri bertaraf etmesini talep etmektedir.

¾ İngiliz The Economist Grubu, 2007’ye ait ekonomik ve siyasi öngörülerin yer aldığı

’2007’de Dünya’ almanağını yayınlamıştır. Almanakta, 2007 senesinde ekonomide güç dengelerinde değişiklik yaşanacağını ve Çin ve Hindistan başta olmak üzere Gelişme Yolundaki Ülkeler’in (GYÜ) daha hızlı bir büyüme yaşayacağı belirtilmiştir.

Buna göre, Gelişmiş Ülkeler’de (GÜ) ortalama büyüme hızı %2’yi biraz aşarken, GYÜ’lerde bu oran %7’dir.

1 Dünya Gazetesi, Ekonomik-Politika, 28 Ekim 2006

(2)

Bununla birlikte, Doha görüşmeleri kesintiye uğramasına rağmen, dünyadaki ticaret hacminin 2007-2010 döneminde ortalama %7.8 büyümesi beklenmektedir. Ancak bu oran 2006’daki %9.8’lik seviyenin altındadır. Ticaret hacmindeki artışın önündeki en büyük risk olarak ’korumacılık’ gösterilmektedir.2

II. Avrupa Birliği (AB)

¾ DTÖ süreci paralelinde, Avrupa Komisyonu’nun rekabet gücü ve ekonomik reform sürecine ilişkin ekim ayında yayınladığı strateji belgesinde belirtildiği üzere, AB ekonomisinin büyümesi ve gelişmesi hedefiyle, öncelik taşıyan ülke ve bölgelerle Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanması yönünde çalışma ve faaliyet başlatılmıştır. Bu strateji belgesinin bir parçası olarak, AB’nin halihazırda taslak haldeki pazara giriş stratejisinin geliştirilmesi yönünde, 10 Kasım 2006 ve 12 Ocak

2007 tarih aralığı için, Komisyon’un http://ec.europa.eu/yourvoice/ipm/forms/dispatch?form=newMAS&lang=en internet

sitesinden konsültasyon süreci başlatılmıştır. Bu süreç sonucunda, küresel pazarda AB’nin rekabet gücünün artırılması ve ekonomik büyümenin ve istihdamın artırılması hedefinde, Avrupalı ihracatçıların dış pazar açılımlarında karşılaştıkları sorunların tespiti ve bunlara yönelik gerekli adımların belirlenmesi öngörülmektedir. Sorunlar şu başlıklar altında kategorize edilmiştir;

Tarife engelleri, gümrükler prosedürü, gerekli olmayan teknik düzenlemeler/standartlar, sağlık sektöründe getirilen kısıtlamalar, işlenmemiş materyallere erişim, fikri ve sınai hakların yeterince korunamaması, hizmetler ticaretindeki kısıtlamalar, doğrudan yabancı yatırımların önündeki engeller, kısıtlayıcı kamu alımları kuralları, ticaret korunma araçlarının haksız kullanımı, devlet yardımları ve diğer destek türlerinin haksız kullanımı.

Yine strateji belgesinin bir parçası olarak, 6 Aralık tarihinde, Ticaret Korunma Araçları (anti-damping, anti-sübvansiyon, ve diğer korunma önlemleri) konusunda tartışma dokümanı (green paper) yayınlamıştır. Belgede, Avrupalı şirketlerin üçüncü ülkelerde karşılaştığı haksız rekabet ve ticaret akışındaki dramatik değişimler karşılık, DTÖ’de belirlenen oranlar çerçevesinde, AB’nin genel ekonomik çıkarları doğrultusunda Avrupalı üreticilerin nasıl azami şekilde bu haklardan faydalanabileceği konusu tartışılmaya açılmıştır.

Belge üzerinde, 31 Mart 2007 tarihine kadar, Komisyon’un http://trade.ec.europa.eu/doclib/docs/2006/december/tradoc_131476.doc internet sitesinden ilgili tarafların görüşleri alınarak, belgenin son şekli verilecektir.

III. ABD

¾ DTÖ Doha Turu’nun çıkmaza girmesiyle birlikte, ABD, bölgesinin en büyük ticaret ortağı konumunda bulunan Latin Amerika ile ikili anlaşmalara ağırlık vermeye hazırlanmaktadır. Latin Amerika Ticaret Odası’nın 17 Ekim 2006 tarihinde yapılan toplantısında konuşan ABD Ticaret Temsilcisi Yardımcısı John Veroneau, Doha Turu’ndaki tıkanıklığın devam etmesi durumunda, Latin Amerika ile ikili ticaret anlaşamaları için ”mükün olan en agresif şekilde” bastırmaya devam edeceklerini belirtmiştir.

2 Dünya Gazetesi, Ekonomi-Politika, 25 Kasım 2006

(3)

Ekonomisi açısından ABD ile ticaretin büyük önem taşıdığı Latin Amerika için bazı diğer avantajlı programların da süresinin dolmasına yaklaşılmasıyla birlikte bu konu daha da önemli bir hale gelmiştir:

Ekonomik açıdan; ABD Ticaret Bakanlığı verilerine göre, ABD ile Latin Amerika arasındaki ticaret hacmi, 2005’te önceki yıla göre %13,7 artarak 461.8 milyar dolar olmuştur. Latin Amerika, 2005 yılında ABD ile ticaretinde 97.2 milyar dolar fazla vermiştir. Konuyu Latin Business Chronicle gazetesine değerlendiren Washington merkezli Inverway danışmanlık şirketinin Başkanı Isaac Cohen, bölgenin ihraç mallarındaki fiyat artışı nedeniyle üç yıldır olağanüstü bir ticaret performansı gösterdiğine dikkat çekmiştir. Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC) verilerine göre, 2005 yılında Latin Amerika’nın toplam ticareti içinde ABD’nin payı %38,4’dür.

Ticaret anlaşmalarıyla ilgili olarak; Brezilya ve Arjantin gibi gelişmekte olan ülkelerin bazı kalemlerde ABD’ye vergisiz ihracat yapmasını sağlayan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nin (GTS) süresi yıl sonunda dolmakta ve geleceği belirsizliğini korumaktadır. ABD Yönetimi’nin mevcut ticaret politikasını etkileyecek hususlar şu şekilde sıralanabilir;3

-ABD Kongresi seçimlerini kazanan Demokratların serbest ticaretle ilgili çekincelerinin bulunması,

-2007 yılının üçüncü çeyreğinde Bush Yönetimi’ne ticaret anlaşmalarıyla ilgili müzakereler yürütmesi için verilen yetkinin süresinin dolması,

-2007 yaz mevsiminde Kongre gündemine gelecek bir diğer düzenlemenin de tarım yasa tasarısı olması.

IV. UNICE

¾ 13 Kasım 2006 tarihinde, Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen Ticaret ve Rekabetçilik seminerine konuşmacı olarak katılan UNICE Başkanı Ernest-Antoine Seillière, DTÖ Doha Kalkınma müzakere sürecine engel oluşturan, tarım konusundaki anlaşmazsızlığın çözümü yönünde ABD ile gösterilen ortaklaşa çabanın devam ettirilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Bunun için, AB ve ABD korumacı yaklaşımlarını bir kenara bırakarak, işbirliği içinde tarımda uyguladıkları gümrük vergileri ve ticareti bozucu sübvansiyon seviyelerinde indirime gitmelidir.

AB’nin yeni ikili ticaret müzakerelerine ağırlık vererek Doha Kalkınma Gündemi müzakere sürecinin yeniden hayata geçirilmesi yönündeki çabaları baltalayacağı şeklindeki eleştiriler ile ilgili olarak Seillière, UNICE’nin çabalarının Doha Kalkınma Gündemi müzakere sürecinin yeniden hayata geçirilmesi yönünde olduğu ancak ikili ticaret stratejisinin bu süreç paralelinde sürdürülmesinin haklı sebepleri olduğunu belirtmiştir. Bu sebepler şu şekilde sıralanmıştır;4

-DTÖ ile karşılaştırıldığında, ikili ticaret müzakereleri, AB’ye ekonomik işbirliği anlaşmalarını daha derinlemesine yapabilme fırsatı vermektedir. UNICE özellikle Rusya ile, gümrük vergileri ve hizmetlerin serbestleştirilmesinin yanı sıra, yatırım, enerji, gümrüklerde işbirliği, ve düzenleyici yapıların da dahil edildiği daha derinlemesine bir ekonomik entegrasyon anlaşmasının yapılması çağrısında bulunmaktadır.

3 Referans Gazetesi, Bölge Ekonomileri, 18 Ekim 2006

4 http://212.3.246.117/Common/GetFileURL.asp?FileURL=F_1

(4)

-AB’nin rakipleri, özellikle ABD ve Japonya, birkaç yıldır ikili ticaret politikalarını takip etmektedir. Üçüncü ülkelerle yaptıkları kapsamlı anlaşmalar sonucunda, bu ülkelerde faaliyet gösteren AB şirketleri olumsuz etkilenmektedir.

-İş dünyasında, Doha Turu kapsamında verilen sözlerin tamamının yerine getirilemeyeceği endişesi bulunmaktadır.

-AB’nin sürdürdüğü ikili ticaret müzakerelerinin, daha hırslı, büyümeye dayalı, DTÖ ilkeleriyle uyum olmasını beklediklerini ifade etmiştir. Buna göre, şu kriterler çerçevesinde, müzakere sürecinin sürdürülmesi beklentisini iletmiştir;

Sanayi ürünlerinde uygulanan tarifelerin tamamının ve başlıca önemli tarife dışı engellerin kapsanması, ve menşei kuralların basit ve açık olması, hizmetlerde-çok az bir sınırlamayla-serbestleşmeye gidilmesi, yatırımın önündeki pazara giriş kısıtlamalarının kaldırılması, fikri ve sınai haklarının korunmasının sağlanması, gümrükler ve düzenleyici konularında işbirliği.

-Son olarak, AB’nin ikili ticaret müzakerelerini, serbest ticaret odaklı ve makul bir zaman dilimi içerinde gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

¾ 21 Kasım 2006 tarihinde, Doha Kalkınma Turu’nda tarım konusunun ağırlıklı olarak önem taşıması sebebiyle, UNICE Tarım Çalışma Grubu Başkanı Willem-Jan Laan ve UNICE Uluslararası İlişkiler Bölümü Direktörü Adrian van den Hoven, Avrupa Komisyonu’nda Tarım Bölümü’nün Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinden sorumlu üyesi Kalus Dieter Borchardt ile görüşmüştür. Görüşmede, Borchardt, tarım müzakerelerinde, başta AB ve ABD arasındaki müzakerelerde iç destek ve tarifeler, AB ve Hindistan arasında ise hassas tarım ürünlerindeki anlaşmazsızlık gibi, kompleks hususların bulunduğunu ancak Avrupa Komisyonu’nun tamamen bu süreçten çekilmeyeceği izlemini vermiştir. Borchardt, bu anlaşmazsızlıklara ilişkin şu detayları belirtmiştir;

ABD ile tarım konusunda yaşanılan anlaşmazsızlıkla ilgili olarak;

-AB, ABD’den iç desteklerini 13 milyar dolar ile sınırlı tutmasını beklerken, ABD bu miktarın 23 milyar dolar olarak belirlenmesini istemektedir.

-AB, ABD’de desteklerin belli beş ürün üzerinde yoğunlaşması sebebiyle, harcamalarda ürün spesifik bir sınırlama getirilmesini istemektedir.

-AB, ABD’nin yeni bir sınıflandırmaya giderek, yeşil veya mavi kutu kapsamındaki destekleri ticareti engelleyici destekler olarak tanımaması ve bu

“kutu değişimi”nin getireceği riskler sebebiyle endişelidir.

-Buna karşılık UNICE temsilcileri, Doha Turu müzakere konuları arasında, tarım, sanayi, ve hizmetler başta olmak üzere, dengeli bir yaklaşımın gerektiğini ifade etmiştir.

Borchardt ayrıca, AB’nin pazara giriş konusunda “makul sınırlamalar” çerçevesinde müzakereye açık olduklarına işaret etmiştir.

Hindistan ile tarım konusunda yaşanılan anlaşmazsızlıkla ilgili olarak, Hindistan’ın hassas ürünleri ile ilgili teklifi, DTÖ kurallarından bütün tarım sektörünü çıkarmaktadır.

Toplantı sonucunda ise, Avrupa Komisyonu ve iş dünyası temsilcileri arasındaki yakın temasın geliştirilmesine karar verilmiştir.

(5)

¾ UNICE, Doha Kalkınma Gündemi’nin yeniden hayata geçirilmesi yönünde iki odaklı bir aksiyon planı hazırlamıştır. Bunlar; Avrupa iş dünyası temsilcilerinin tek taraflı olarak Doha Kalkınma Gündemi müzakerelerinin 2007 yılı içinde azimli bir yaklaşımla sonuçlanması yönünde destek vermesi, ve ikinci olarak, bu süreçte UNICE’nin her düzeydeki iş dünyası temsilcilerini seferber etmesi.

UNICE’nin Doha Kalkınma Gündeminin yeniden hayata geçirilmesi yönünde benimsediği stratejinin amaç ve çalışma planı şu şekilde özetlenebilir;

1. Doha Kalkınma Gündeminin yeniden başlatılması ve başarıyla sonuçlandırılması önündeki olumsuz yaklaşımlara tepki verilmesi.

2. Önemli müzakere konularında (tarım, sanayi, hizmetler), müzakerecilerin çözüm/öneri üretmeleri yönünde cesaretlendirilmeleri

3. Siyasetçilere, Doha Kalkınma Gündemi müzakere sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla bütün DTÖ üyelerinin de kaybedeceğinin hatırlatılması. Bu çerçevede, AB ve ABD’nin gelişen ülkelerle yaptıkları ticaret anlaşmalarında, Brezilya’nın tarım anlaşmasında, Çin’in sanayi ve Hindistan’ın hizmet ve sanayi alanlarında elde ettiği fırsatları, ve en az gelişmiş ülkelere tanınan imtiyazların kaybedilecek olması.

Bunun için UNICE, ABD’deki Bush Yönetimi’ne DTÖ’de Kongre adına müzakereleri yürütme yetkisi (Fast-Track Negotiating Authority) tanıyan iznin Haziran 2007 tarihinde sona erecek olması gerçeğinden hareketle, başta ABD’deki mevcut kadronun desteğiyle, müzakere sürecinde anahtar rol oynayan ülkelerdeki (Çin, Hindistan, Brezilya, vb.) lobi faaliyetlerini artırma kararı almıştır.

TÜSİAD, bu sürece katkı sağlamak amacıyla, Türkiye’deki ilgili kişi ve kamu kuruluşlarından, Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Dış Ticaret Müsteşarlığı Müsteşar Yardımcısı Ülker Güzel ve Daire Başkanı Aylin Bebekoğlu ve Türkiye’nin Cenevre’deki Daimi Temsilcisi Hüsnü Dilemre’ye birer mektup göndererek, UNICE’nin almış olduğu bu inisiyatifi belirtmiş, ve Doha Kalkınma Gündemi’nin sürdürülmesi konusunda kendilerinin yaptığı çalışma ve faaliyetleri TÜSİAD ile paylaşmalarını talep etmiştir. (Ek 1)

TÜSİAD’ın bu mektubuna Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan özetle şu yanıt verilmiştir;

Türkiye, Ticaret Müzakereleri Komitesinde alınan karardan memnuniyet duymaktadır. Buna göre, müzakere grup başkanları, kendi inisiyatifleri ile çalışmalara başlayabilecek ve müzakerelere dönük zemin hazırlığına yönelebilecektir. Ancak tarım müzakereleri bağlamında bir hususun belirtilmesinde yarar görülmektedir. Tarımdaki teknik çalışmalar halihazırda özel ürün (special products-SP) ve bu kapsamda getirilecek kriterler (indicators) üzerinde yoğunlaşmış görülmektedir. Oysa tarımdaki esas uzlaşmazlık özellikle ABD'nin iç destek konusundaki yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Bu durum tarımdaki hassas konumumuz bağlamında büyük endişe yaratmaktadır. Zira indirim formülü ve pazara girişin diğer değişkenleri bilinmeksizin özel ürünler konusunda fazla ilerleme sağlanamayacağı değerlendirilmektedir. Sanayi ürünlerine yönelik müzakere kapsamında da Türkiye’nin ihraç ürünleri için yeni pazarlar elde edilmesini hedefleyen iddialı yaklaşmının yanı sıra tekstil ve konfeksiyon sektörüne özel bir sektörel yaklaşımı savunan görüşü çerçevesinde tartışmalara devam edilecektir.

(6)

¾ 11 Aralık tarihinde gerçekleşen UNICE DTO Çalışma Grubu toplantısına TÜSİAD’ı temsilen katılım sağlanmıştır. Toplantıda şu hususlar ele alınmıştır;

UNICE, Doha Kalkınma Gündemi’nin yeniden hayata geçirilmesi yönündeki çaba ve faaliyetlerini arttırmıştır. 2007 yılı başı itibariyle AB dönem başkanlığının Almanya’ya geçecek olması sebebiyle, Alman Sanayi Federasyonu (BDI) temsilcilerinin görüşlerine öncelik tanınmıştır. BDI temsilcileri, gerek ikili gerekse çok taraflı ekonomik ve ticari ilişkilerde, AB’nin ABD ile olan mevcut işbirliğini geliştirmesi, ikili ilişkilerde daha fazla serbestleşmeye ve ortak pazar açılımlarına gitmesi, ve mevcut sorunlara yönelik her iki tarafı da bağlayıcı özelliği olacak anlaşmalar yapması gerektiğine işaret etmiştir. Bundan sonraki aşamada, AB’nin ABD ile olan mevcut sorunlarını aşmasının ardından DTÖ platformunda ortak harekette bulunulmasını önermiştir.

Buna karşılık, toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan AB Komisyonu Ticaret Genel Direktörü Yardımcısı Peter Balas, ABD Yönetimi’nde, DTÖ Doha Kalkınma müzakere sürecinde ağırlıklı sorun teşkil eden tarım konusunun çözümü yönünde siyasi isteğin bulunmadığı, mart ayında yasalaşması beklenen yeni tarım destek programı tasarısı (farm bill), ve ABD Kongre ara seçimleri sonucunda, serbestleşmeye karşı duran demokratların kazanması ve Bush Yönetimi’ne DTÖ’de Kongre adına müzakereleri yürütme yetkisi tanıyan iznin Haziran 2007 tarihinde sona erecek olması, AB’nin ABD ile uzlaşması önündeki temel engeller olarak belirtmiştir. Balas ayrıca, AB’nin ABD ile STA imzalamasını pek olası görmediklerini ifade etmiştir. Bu haliyle, gerek ikili gerekse DTÖ kapsamında, ABD’de pozitif yönde bir hareket olmadığı sürece, 2008 yılı başkanlık seçim sonuçlarına kadar önemli bir gelişme beklenmediği ifade edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Further, no person shall manufacture, import, distribute, sell, hire, lease, store or exhibit for sale any steel & steel products given in the said Table-1, which do

5 Kasım 1999 tarihinde, 43 yaşında Koreli bir köylü ülkesinden kalktı, İsviçre'ye GATT'ın merkezinin bulundu ğu Cenevre'ye kadar gitti; GATT'ın genel merkez binasının

Uluslararası ilişkilerde geleneksel olarak ulusal ve uluslararası güvenlik ile ilgili konular ticari ilişkilere nazaran önceliklidir 53. Bu çerçevede, GAtt Madde XXI 54 ve GAtS

Belirtmek gerekir ki, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına göre şekillenen ve DTÖ çatısı altında yapılan ticaret müzakerelerine dayanan çok taraflı

İTALYAN STG Hedef: K.Amerika Kanıt: Dergi ilanları, bölgesel ofisler, katıldığı fuarlar, yarışmalar İSPANYOL STG Hedef: K.Amerika , Avrupa ve Rusya Kanıt: Dergi

DTÖ Genel Direktörü Pascal Lamy, 14 Nisan 2009 tarihinde, Ticaret Politikaları Gözden Geçirme Birimi’ne finansal krizin ticarete olan etkisi üzerine sunduğu raporda,

◦ Fikri Mülkiyet — Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (TRIPS)1. ◦ Anlaşmazlıkların

Pazara giriş engeli niteliği taşıyan uygulamalar, genel olarak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)/Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) gibi çok taraflı ticaret