• Sonuç bulunamadı

10199 numaralı temettuat defterlerine göre Keçiborlu kazasının sosyal ve ekonomik durumu (1844-1845)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "10199 numaralı temettuat defterlerine göre Keçiborlu kazasının sosyal ve ekonomik durumu (1844-1845)"

Copied!
125
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇİNDEKİLER ...

ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR...İV KISALTMALAR ... V ÖZET...Vİ ABSTRACT... Vİİ

BİRİNCİ BÖLÜM... 1

GİRİŞ ... 1

A.OSMANLIDEVLETİ’NDEVERGİDÜZENİVETAHRİRLER... 1

1. Tanzimat Öncesinde Osmanlõ Devleti’nde Tahrirler ve Vergi Sistemi ... 1

2.Tanzimat Döneminde Yapõlan Mali Düzenlemeler ... 4

a. İltizamõn Kaldõrõlmasõ ve Muhassõllõklarõn Kurulmasõ... 7

b. Temettuat Uygulamasõ ve Temettuat Defterleri... 10

c.Temettuat Defterleri ... 12

c.a. Temettuat Defterlerinin Tutuluşu ... 12

c.b. Temettuat Defterlerinin İçeriği ve Önemi ... 15

c.c.Temettuat Defterleri Üzerine Yapõlan Çalõşmalar... 20

c.d. 1844-45 Tarihli Temettuat Tahriri ve Keçiborlu Temettuat Defteri ... 21

B. KEÇİBORLUADININANLAMI VE KEÇİBORLU’NUNTARİHÇESİ... 23

1. Keçiborlu Adõnõn Anlamõ... 23

2. İlkçağlarda Keçiborlu... 24

3. Türk Hakimiyetinde Keçiborlu ... 25

İKİNCİ BÖLÜM ... 28

19. YÜZYIL ORTALARINDA KEÇİBORLU’NUN SOSYAL YAPISI... 28

A. NÜFUSYAPISI... 29

1. Keçiborlu’ nun Nüfusu... 29

2. Keçiborlu’da Yerleşim ve Aşiretler ... 33

B. MESLEKLER... 34

1.Meslekler ve Meslekî Kuruluşlar... 34

2. Keçiborlu’daki Meslekler ... 35

2.a. Tarõm ve Hayvancõlõkla Uğraşanlar ... 37

2.b. Hizmet Üretenler... 38

2.c. Mal Üretimi Yapanlar ... 39

2.d. Alõm-Satõmla Uğraşanlar ... 40

2.e. İşçilik Yapanlar ... 41

2. f. Kamu Hizmeti Yürütenler ... 42

2.g. Diğerleri ... 43

C.DİNİYAPI... 43

1.Keçiborlu’da Bulunan Dîni Yapõlar ... 45

1.a. Cami ve Mescitler ... 45

1.b. Zaviyeler ... 45

1.c. Vakõflar ve Diğerleri ... 45

(2)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 47

19. YÜZYIL ORTALARINDA KEÇİBORLU’NUN EKONOMİK YAPISI... 47

A.GELİRKAYNAKLARIVEVERGİLENDİRME ... 47

1.Tarõm ve Hayvancõlõk Gelirleri ... 48

2.Ticaret Gelirleri... 49

3. Nakliye ve Ulaştõrma Gelirleri ... 50

4. İşçilik ve Zanaatkârlõk Gelirleri ... 51

5. Kamu Görevlilerinin Gelirleri... 52

B.GELİRDAĞILIMI ... 52

1.Hanelere Göre Gelir Dağõlõmõ... 52

2.Yerleşim Yerlerine Göre Gelir Dağõlõmõ... 55

3. Mesleklere Göre Gelir Dağõlõmõ... 56

C.VERGİÇEŞİTLERİ ... 59

1.Vergü-yi Mahsusa ... 59

2. Öşür Vergisi ... 60

3.Ağnam Vergisi ... 61

D.ALINANVERGİLERİNDAĞILIMI ... 61

1.Yõllõk Verginin Dağõlõmõ ... 63

2. Öşür Vergisinin Dağõlõmõ... 64

3. Ağnam Vergisinin Dağõlõmõ... 65

4. Meslek Gruplarõna Göre Vergi Dağõlõmõ ... 66

5. Vergisi Olmayanlar ... 67

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ... 69

19.YÜZYIL ORTALARINDA KEÇİBORLU’DA TARIM VE HAYVANCILIK ... 69

A.TARIMFAALİYETLERİ... 69

1. Tarõm Yapõlan Toprak Miktarõ Ve Dağõlõmõ... 70

2. Ziraat Yapõlan Topraklar... 73

2.a. Mezru(Ekilmiş) Tarla Alanlarõ... 73

2.b. Çiftlikler ... 74

3. Yetiştirilen Ürün Çeşitleri... 76

3.a. Buğday ve Arpa... 76

3.b. Bağcõlõk ve Bahçecilik ... 77

3.c. Bostanlar... 80

3.d. Sanayi Bitkileri ... 81

3.d.a. Afyon... 81

3.d.b. Duhan ... 82

3.d.c. Penbe ... 82

3.e. Yonca ... 83

B. HAYVANCILIK... 83

1.Yük-Binek Hayvancõlõğõ ... 86

2. Büyükbaş Hayvancõlõk ... 89

3. Küçükbaş Hayvancõlõk ... 90

4. Arõcõlõk ... 92

SONUÇ VE ÖNERİLER... 93

(3)

KAYNAKÇA ... 96

EKLER... 102

1.Harita... 103

2. Grafikler ... 104

3. Belgeler ... 111

ÖZGEÇMİŞ... 116

(4)

ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR

Ciddi ve derinlemesine yapõldõğõ takdirde yerel tarih araştõrmalarõ, ülke tarihinin ana yapõ taşlarõnõ oluşturacaktõr. Bu tutum aynõ zamanda gelecek nesiller için de tarihin ve kültürün “yol taşlarõnõ” döşeyecektir. Güvenilir bir yerel tarih bilgisi, genç kuşaklarõn toplumlarõ hakkõnda detaylõ bilgi edinmeleri, toplumsal olgulara vâkõf olabilmelerine ve böylelikle de ülkeye ilişkin daha sağlõklõ ve çok boyutlu fikirler üretip yorumlar yapmalarõna katkõda bulunacaktõr. Biz de bu yol taşlarõndan birini döşemek adõna, 19. yüzyõl ortalarõnda Osmanlõ’daki kazalardan biri olan Keçiborlu’nun sosyal ve iktisadi yapõsõnõ araştõrdõk.

Yüksek lisans tezi olarak hazõrlanan bu çalõşmamõzda bana yol gösteren, büyük bir sabõrla çalõşmalarõmõ takip eden, fikirlerinden istifade ettiğim hocam Prof.

Dr. Fahrettin Tõzlak’a teşekkür ediyorum. Beni akademik çalõşmaya teşvik eden ve manevi desteklerini esirgemeyen bölüm başkanõmõz başta sayõn Prof. Dr. Bayram Kodaman olmak üzere her zaman düşüncelerini bana aktaran diğer hocalarõma da ayrõca teşekkürlerimi sunarõm.

Ayşe ÖZDEMİR Isparta-2005

(5)

KISALTMALAR a. g. e. : adõ geçen eser

a. g. m. : adõ geçen makale a. g. s. : adõ geçen sözlük

AÜSBF : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Bkz. bkz. : Bakõnõz, bakõnõz

BOA : Başbakanlõk Osmanlõ Arşivi C. : Cilt

Çev. : Çeviren

ed. : editör H. h. : Hicri, hicri Haz. : Hazõrlayan

İÜİF : İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi KVS : Konya Vilayet Salnamesi

M : Miladi

ML. VRD. TMT.: Maliye Varidât Muhasebesi Temettuat Defterleri ML. NZD. : Maliye Nezareti

MÖ. : Milattan Önce MS. : Milattan Sonra

OTAM : Osmanlõ Tarihi Araştõrmalarõ Merkezi S. : Sayõ

s. : sayfa TMT : Temettuat

TTK : Türk Tarih Kurumu vb. : ve benzeri

vd. : ve devamõ vs. : ve saire Yay. : Yayõnlarõ

Yay. Hz. : Yayõna Hazõrlayan YT : Yeni Türkiye

(6)

ÖZET

10199 NUMARALI TEMETTUAT DEFTERİNE GÖRE KEÇİBORLU KAZASININ SOSYAL ve EKONOMİK DURUMU

(1844-1845)

Ayşe ÖZDEMİR

Süleyman Demirel Üniversitesi, Tarih Anabilim Dalõ Yüksek Lisans Tezi, 116 sayfa, Ağustos 2005

Danõşman: Prof. Dr. Fahrettin TIZLAK

Tanzimat Fermanõ’nõn 1839’da ilanõyla birlikte resmi olarak başlayan “batõlõlaşma”

sürecinde Osmanlõ Devleti’nde büyük değişme ve gelişmeler olmuştur. İdari, mali, askeri, ekonomik, sosyal-kültürel hemen her alanda merkezde ve taşrada yapõ değişmeye başlamõştõr. Bu değişme ve gelişmelerin taşra teşkilatõna yansõmalarõnõ bilmek, bize yakõn tarihimiz hakkõnda önemli bilgiler sunacaktõr. Bu nedenle taşradaki sosyal ve ekonomik hayatõn yapõsõ, anlaşõlmasõ ve araştõrõlmasõ önemlidir. Bu düşüncelerle biz de, 1844-1845 yõllarõnda Konya eyaletine bağlõ Hamid sancağõ kazalarõndan Keçiborlu’nun sosyal ve ekonomik yapõsõnõ araştõrdõk.

Çalõşmamõzda ana kaynak olarak 10199 numaralõ Temettuat defterinden yararlandõk.

Osmanlõ Devleti’nde en küçük yerleşim yerlerine kadar yapõlan sayõmlar sonucu hazõrlanan bu defterler, 19. yüzyõl ortalarõnda Osmanlõ Devleti’nin sosyal ve ekonomik yapõsõyla ilgili bilgi vermektedirler. Vergi düzenlemeleri yapmak amacõyla tanzim edilmiş olan bu defterlerde idari yapõ ve kurumlar hakkõnda bilgi verilmemiştir. Bu konulardaki eksiklikleri arşiv kaynaklarõ ve tetkik eserlerle tamamlamaya çalõştõk.

Dört bölümden oluşan çalõşmamõza ilk olarak, Keçiborlu adõnõn anlamõnõ açõklamakla başladõk ve Keçiborlu’nun ilkçağlardan bugüne kadarki tarihini de kõsaca anlattõk. Yine ilk bölümde incelediğimiz dönemde, Osmanlõ Devleti’nin vergi düzeni ve tahrirlerin yapõlõşõ konularõna değindik. Bu tahrirler içerisinde yer alan Temettuat tahrirleri ve Temettuat tahrirlerinin kayõtlarõnõn tutulduğu Temettuat defterleri hakkõnda ayrõntõlõ bilgi verdik.

Çalõşmamõzõn, ikinci bölümünde ele aldõğõmõz dönem itibariyle, kazanõn sosyal ve dini yapõsõna, nüfusuna ve buradaki meslek oluşumlarõ ile meslek gruplarõna yer verdik.

Böylece hem kazanõn sosyal yapõsõnõ değerlendirmiş hem de ileriki bölümlerde ele alacağõmõz iktisadi yapõya zemin hazõrlamõş olduk.

Ekonomik yapõyõ işlediğimiz üçüncü bölümde, Keçiborlu’daki gelir getiren iktisadi faaliyetler ve bunlardan alõnan vergilere, bu vergilerin çeşitlerine ve bunlarõn hanelere, meslek gruplarõna ve yerleşim yerlerine göre dağõlõmõ üzerinde durduk. Kaza genelinde vergiden muaf olanlarõ ayrõca değerlendirdik.

19. Yüzyõl Ortalarõnda Keçiborlu’nun Sosyo-Ekonomik Durumu adlõ tez çalõşmamõzõn son bölümünü, Keçiborlu’da gelir getiren iktisadi faaliyetlerin başõnda yer alan tarõm ve hayvancõlõk konusuna ayõrdõk. Burada önce tarõm faaliyetlerini, tarõm yapõlan topraklarõ ve yetiştirilen ürünleri, ardõndan da hayvancõlõkla ilgili olarak temettuat defterinden elde ettiğimiz verilere göre hayvancõlõğõn durumunu anlatmaya çalõştõk.

Bu çalõşma sayesinde 19. yüzyõl ortalarõnda bir kaza olan Keçiborlu’nun, Isparta iline bağlõ bir ilçe olmadan önceki tarihinin bir dönemi aydõnlanacak ve dolayõsõyla bugününü anlamamõz kolaylaştõracaktõr diye ümit ediyoruz.

Anahtar Kelimeler: Temettuat, Keçiborlu, Hane, Ekonomi, Tarõm, Hayvancõlõk, Öşür, Vergü-yi Mahsusa.

(7)

ABSTRACT

ACCORDING TO THE 10199 NUMBER TEMETTUAT DEFTERS KECIBORLU’

SOCIAL AND ECONOMIC SITUATION (1844-1845)

Ayşe ÖZDEMİR

Suleyman Demirel University, Department of History Master Thesis, 116 pages, Ağustos 2005

Supervising Professor: Prof. Dr. Fahrettin TIZLAK

A great deal of changes and progress in Ottoman States became with the proclamation of Tanzimat Ferman of 1839 in which westernization process had been officially started. A great deal of changes in the field of Administrative, economic, military, social and cultural of structure of central and provincial of the state were started to change.

Knowing the reflection of the changes and progress in the provincial organization will provide us some crucial understanding of the history of our times. Therefore, it is important to research and understanding the structure of social and economic life in the provinces.

Under these considerations, we have done research on the social and economic structure of Keçiborlu which had been one of the districts of Hamid Provinces for the years 1844-45.

The main sources of our study was the 10199 numbers Temettuat Defters. These defters which had been prepared by the enumeration, no matter how big it was, which had been doing in all places in Ottoman State, furnish us about the social and economic life of Ottoman states in the middle of nineteenth century. There was no information in these defters, which had been formed in order to make some arrangements for taxes, about the administrative body and institutions. For this part of the study, we used the archival and secondary sources.

This study consist of fourth chapters. Firts chapters foces on the meaning of the Keçiborlu and a brief history of Keçiborlu from antic age up to present. Furthermore we dwell on the tahrir and tax system in Ottoman State. We also gave brief account on temettuat tahrirs which were among the tahrirs and the record of temettuat tahrirs.

In the second chapters, we examine the social and economic structure of the district, and its population, the professions and professions groups. Thus, we evaluated the social structure of the districts and we prepare a ground for the economic structure that we will dwell on next chapters.

In the third chapter we analyze the economic structure in which we focus on the economical activities and collecting taxes from them, the variety of this taxes and its dispersion in accordance with the house, settlement area and profession groups. We also analyze those which were exempted from taxes.

At the last chapter of this study we dwell on the agriculture and animal husbandry which were the main economical activities in Keçiborlu. In this chapter, firstly we evaluate the data which were gathered from the Temettuat Defters regarding the agricultural activities, then animal husbandries.

This study contribute the existing literature by analysing the Keçiborlu’ history of middle of nineteenth century which had been of the districts of Isparta. Thus we believe that this study will put some shed light on history of our times.

Key Words: Temettuat, Keçiborlu, House, Economy, agriculture, animal husbandry, tithe, special tax.

(8)
(9)

BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞ

A. OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ DÜZENİ VE TAHRİRLER 1. Tanzimat Öncesinde Osmanlõ Devleti’nde Tahrirler ve Vergi Sistemi

Osmanlõ Devleti, XVI. yüzyõl başlarõndan itibaren fetihlerle sürekli genişlediğinden devletin hukuki, askeri, mali ve sosyal yapõsõnda da devamlõ gelişmeler olmuştu. Fethedilen bir saha, Türk eyaleti haline getirilince öncelikle buranõn askeri güvenliği sağlanmõş, daha sonra oradan iktisadi faydalar elde edilmeye çalõşõlarak, halk düzenli bir şekilde vergi ödemeye tabi tutulmuştur. Çünkü toprak iki katlõ bir gelir kaynağõ olduğu için, Türklerce kaydõnõn tutulmasõ önemli bir işti. “Toprak devlete, biri geçimini tarõmdan sağlayan reayanõn elde ettiği gelir üzerinden ödediği vasõtasõz vergi(öşür, haraç, cizye…) ve diğeri de reayanõn herhangi bir devlet memuruna, Türk tõmar sahibine reayalõk hizmeti yaparak ödediği vasõtalõ vergi(çift resmi, çift bozan resmi, bennâk ve mücerred resimleri) olmak üzere iki türlü gelir sağlardõ1.” Ancak ülkenin her tarafõnda tek bir vergi düzeni uygulanamamõştõr. Fethedilen her bölgenin coğrafi şartlarõ, õrkî ve kültürel özellikleri ile sosyal ve ekonomik yapõsõna göre istikrarõn bozulmamasõ için her mahallin kendine has nitelikleri değiştirilmeden bir vergi sistemi yerleştirilmeye çalõşõlmõştõr2. Bu yüzden her vilayet ve sancak için vergi sisteminin esaslarõnõ ortaya koyan, vergi mükellefleri ile sipahi veya devlet ilişkilerinin nasõl olmasõ gerektiğini düzenleyen kanunnameler hazõrlanmõştõr. Hatta bazõ hallerde bir sancak içerisinde farklõlõk gösteren coğrafi bir bölge veya topluluk için dahi ayrõca kanunnameler düzenlenmiştir3.

Osmanlõ Devleti, kuruluşundan itibaren bu konuda önceki Türk devletlerinde uygulanan vergi sistemini esas alarak, vergi kaynaklarõnõ belirleyebilmek için tahrir (sayõm) yöntemini benimsemiştir. Fethedilen her ülkede vergi kaynaklarõnõn tesbiti için tahrirler yapõlmõş ve devletin genel vaziyetindeki gelişme ve değişmelere paralel

1 Lajos Fekete, “Türk Vergi Tahrirleri”, Belleten, çev: Sadrettin Karatay, C. CXI, S. 42, Nisan 1947, s. 299-300.

2 Mehmet Ali Ünal, Osmanlõ Müesseseleri Tarihi, Isparta, 1997, s. 134.

3 Bu konuda ayrõntõlõ bilgi için bkz. Ömer Lütfi Barkan, Osmanlõ İmparatorluğunda Zirai Ekonominin Hukuki ve Zirai Esaslarõ (Kanunlar I), İstanbul, 1943.

(10)

olarak bu tahrirler yenilenmiştir. Tahrir esnasõnda vergi kaynaklarõnõn gözden kaçmamasõ için azami gayret gösterilmiş, çeşitli nedenlerle vergilendirilemeyen kaynaklar sõk sõk yapõlan teftişlerle vergi sistemine dahil edilmeye uğraşõlmõştõr4. Osmanlõlarda tahrir işlerinin ilk ne zaman başladõğõ kesin olarak bilinmemektedir. Ancak kronikler ve eldeki defterlerde daha eskilere yapõlan atõflardan, önceki yüzyõllarda da tahrir yapõldõğõ anlaşõlmaktadõr. IV. Murad devrine (17. yüzyõl) kadar tahrir çalõşmalarõnõn düzenli olarak yapõldõğõ görülmektedir.

Hemen her padişah döneminde ve yeni fethedilen yerlerin idari, askeri ve mali düzenini belirlemek için yapõlan tahrir çalõşmalarõna göre dirlik (tõmar) dağõtõmõ yapõlmõştõr. Sancak birimi esas alõnarak düzenlenmiş olan tapu tahrirleri üzerinde yapõlan çalõşmalar; Osmanlõ Devleti’nin idari, askeri ve iktisadi durumuna õşõk tutan değerli bilgiler içerir. Tapu Tahrir olarak da geçen bu yazõm işlemleri ile ülkenin arazi durumu, gelir kaynaklarõ, üretimler, başlõca ürünler, yõllõk ortalamalar, kazanç durumlarõ, vergi çeşitleri, vergilendirme sistemi, vergiden muaf olanlar, vakõflar, mülkler, demografik bilgiler ve uygulanan kanunlar hakkõnda bilgi edinilebilmektedir5.

Tõmar usulü, belirli bir arazinin tevcihi veya araziye ait bazõ haklarõn verilmesinden daha çok bazõ vergilerin havalesinden ibarettir. Havale edilen vergilerin, toprağa ait vergiler olmasõ da şart değildir. Baş vergileri, hatta pazar bâclarõ, mukata’a şeklinde iltizama çõkarõlan imtiyaz ve inhisar mevzularõ tõmarõ oluşturabilmektedir. Diğer yandan tõmar sahibinin toprak üzerindeki müdahale hakkõ, bu vergilerin emniyetli bir biçimde toplanabilmesini garanti eden tahdit ve kontrol selahiyetinden ibarettir. Vergi gelirleri, belirli kanunlara göre merkezi idare tarafõndan mahallinde yapõlan nüfus ve gelir tesbiti ile belli olmuş, sonra hizmet ve hak sahiplerine bu vergiden belirli bir kõsmõnõn tahsisi ve verginin bizzat tahsili havale edilmiştir. Tõmar sahibinin kendisine tahsis edilmiş vergi gelirini, hangi vergiler olarak kimlerden toplayacağõ “icmâl defterleri”nde ayrõ ayrõ belirtilmiştir.

Padişahõn verdiği tõmar tevcih vesikasõ, devlete ait muayyen bir geliri toplama yetkisi

4 Mehmet Ali Ünal, a.g.e, s. 135.

5 Erhan Afyoncu, “Osmanlõ Devleti’nde Tahrir Sistemi”, Osmanlõ, C. 6, Y T. Yay., Ankara, 1999, s.

312.

(11)

veren bir çeşit havale vesikasõdõr. Toprak üzerinde doğrudan doğruya tasarruflar ise, bu sistemin bozulmasõyla ortaya çõkan anormal bir durumdur6.

Verginin nasõl alõnacağõ tespit edildikten sonra en az onun kadar zor diğer bir mesele de verginin devletin hazinesine girmesi meselesidir. Bu yüzden Osmanlõ Devleti açõsõndan en uygun yol, zamanõn teşkilat ve maliye sisteminin gereği olarak, vergi toplama hakkõnõ büyük ölçüde dirlik sahiplerine ve vakõflara vermek olmuştur7.

Vergi gelirinin, yerinde ve belli hizmet sahiplerine havalesi Osmanlõ maliyesinin temelidir. Mesela, ülkenin uzak bir köşesinde nöbetçilik vazifesinde bulunan bir garnizonun maaşlarõ veya inşa edilmekte olan bir köprünün masraflarõ, ordu ve saray için satõn alõnan herhangi bir şeyin ücreti bu şekilde havale yöntemi ile ödenir. Bu havale, devlete ait belirli bir gelir kaynağõndan belirli bir meblağõ tahsil etme yetkisi verir. Bu gelir kaynağõ, bir topraktan elde edilen mahsul vergisi veya köylünün baş vergisi olabileceği gibi, bir limanda iltizama verilmiş bir gümrük mukata’asõ da olabilir. Mukata’ayõ üzerine almõş olan mültezim, bu havalede gösterilen meblağõ hamiline öder ve verilen vesikayõ bir sarf vesikasõ olarak taksitlerin hesaplanmasõnda ortaya koyar. Havale vesikalarõnda hangi gelirden ne miktar alõnacağõ gösterilmiştir. Bütün bu işlemler, merkezde mukata’at defterlerinde toplanmõştõr. Mukata’alar, hatta birçok zeamet ve tõmarlar, iltizama verilmiş olduğundan havale ve iltizam usulleri birbirinden ayrõlmaz bir mali sistem olarak görünmektedir8.

Osmanlõ Devleti’nin kurulduğu 1299 yõlõndan Tanzimat’õn ilan edildiği 1839 yõlõna kadar geçen zamanda, vergiler genellikle şer’i ve örfi olarak ayrõlmõştõr. Şer’i vergiler; zekat, öşür, haraç, cizye ve sipahiye ödenen “raiyyet rüsumu” denilen vergilerden oluşmaktadõr. Bu vergilerin seksene varan çeşidi vardõr. Şer’i vergilerin nasõl tarh ve tahsil edileceği yõllar içinde çõkarõlan kanun ve nizamnamelerle düzenlenmiştir9. Şer’i vergilerin en önemlilerinden olan öşür; halkõn üretim yaptõğõ ürünlerden, özellikle hububattan 1/5, 1/6, 1/8 gibi farklõ oranlarda ve ürünün cinsine göre aynî veya nakdî olarak, haraç ise, mülk toprağõ olan şahõslardan toprak mülkiyeti için ve verimlilik üzerinden alõnan bir vergidir. Ehl-i kitap olan gayr-i

6 Halil İnalcõk, “İslam Arazi ve Vergi Sisteminin Teşekkülü Osmanlõ Devrindeki Şekillerle Mukayesesi”, Osmanlõ İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul, 1996, s. 27.

7 Mehmet Ali Ünal, a.g.e., s. 136.

8 Halil İnalcõk, a.g.m., İstanbul, 1996, s.28.

9 Coşkun Çakõr, Tanzimat Dönemi Osmanlõ Maliyesi, İstanbul, 2001, s. 48.

(12)

müslimlerden, devlet tarafõndan korunmalarõ ve savaşlara katõlmamalarõnõn karşõlõğõ olarak alõnan bir diğer şer’i vergi de “cizye” idi. Cizye çalõşmamasõna rağmen, vergi ödeme gücü olan servet sahiplerinden de alõnmaktaydõ10.

Sipahiye ödenen vergilerin başõnda ise “çift resmi” gelmekteydi. Osmanlõ çift resmi, bir yandan toprağa bağlõ bir vergi, diğer taraftan da şahsi bir vergi veya hane vergisidir. Tam çift resmi veya nîm(yarõm) çift resmi söz konusu olduğunda, bu resim her şeyden önce toprağa bağlõ sayõlmõştõr. Ancak yarõm çiftten az toprağõ ekip biçen köylü için, evli olup olmadõğõ da vergi miktarõnõ tayinde etkilidir. Çift veya çiftlü, bir çiftlik büyüklüğünde, nîm çift ise onun yarõsõ kadar bir arazi parçasõna tapu ile tasarruf eden köylüdür11.

Şer’i vergiler dõşõnda devletin aldõğõ ilk vergi II. Bayezid zamanõnda savaş masrafõ olarak alõnan vergidir. Fakat zamanla “tekalif-i örfiyye” adõ altõnda bunlarõn da sayõsõ artmõş ve doksanõ geçmiştir. Tõpkõ şer’i vergi de olduğu gibi örfi vergilerin de nasõl toplanacağõ kanuni düzenlemelerle belirlenmişti12.

Örfi vergiler arasõnda, gayr-i müslim reaya tarafõndan ödenen “ispenç resmi”, gayr-i müslim dul kadõnlarõn ödediği “bive resmi”, sipahilerin tõmarlarõ reayalarõnõn kõzlarõnõn evlenmelerinde, damattan aldõklarõ “resm-i arus” veya “arusane” gibi vergiler ile padişahõn emriyle olağanüstü hallerde toplanan “avarõz vergisi” vardõ13. 2.Tanzimat Döneminde Yapõlan Mali Düzenlemeler

Tanzimat öncesinde Batõ’daki iktisadî düşünceler Osmanlõ Devleti’ne girmeye başlamõştõ. Bunda Mekteb-i Tõbbiye ve Mekteb-i Mülkiye gibi okullarda iktisadõn bir ders olarak okutulmasõ da etkili olmuştur. Bu dönemde Jean Baptiste Say, Charles Wells, Muzaffer Şerif, Joseph Garnier, Benjamin Franklin ve Otto Hübner gibi iktisatçõlarõn görüşlerinden etkilenilmiş, bunlarõn eserleri Osmanlõca’ya tercüme edilmiştir. İstanbul ve taşra basõnõnda da bu konuda önemli bir değişme görülmüş, basõlan kitaplarõn yanõ sõra, yayõmlanan çok sayõda gazete ve dergi

10 Mübahat S. Kütükoğlu, “Osmanlõ İktisadi Yapõsõ”, Osmanlõ Devleti Tarihi, ed. Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlõ Devleti’nin Kuruluşunun 700. Yõl Armağanõ, İstanbul, 1999, C. 2, s. 532-534.

11 Halil İnalcõk, “Osmanlõlarda Raiyyet Rüsumu” Osmanlõ İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, İstanbul, 1996, s. 37.

12 Coşkun Çakõr, a.g.e, s. 48.

13 Mübahat S. Kütükoğlu, a.g.m., s. 537-541.

(13)

Osmanlõ mali düşüncesinin gelişmesine katkõ sağlamõştõr14. Tanzimat döneminde uygulanan mali politikalar ile mali düşüncedeki gelişmeler arasõnda belirgin bir benzerlik vardõr. İlk olarak şer’i ve örfi vergi ayrõmõ, bu dönem bütçelerinde

“Doğrudan Doğruya Alõnan Tekâlif”, “Bilvasõta Alõnan Tekâlif ve Rüsumât” şekline dönüşmüş, vergi konularõ belirgin bir değişim çizgisi takip ederek gelir ve emlak vergileri, damga resmi ve içki, tütün, tuz gibi mallar üzerine konulan özel tüketim vergileri ortaya çõkmõştõr. Batõ etkisinde değişime uğrayan Osmanlõ iktisadi düşüncesi, Tanzimat dönemi sonralarõnda gelişimini sürdürerek “usul-i himaye” ve

“serbesti-i ticaret” gibi üst düzey iktisat konularõnõ tartõşmaya açan yayõnlarla devam etmiştir15.

Osmanlõ Devleti’nin pek çok iç ve dõş meselelerle uğraştõğõ bu dönemde, mali kaynaklarõn yetersiz olmasõ en önemli problemdi. Tanzimat yönetimi, bu problemi ülke içi kaynaklarõ geliştirerek ve idarenin mali etkinliğini artõrarak çözmeye uğraşõyordu16.

Mali yönetimin yeniden düzenlenmesi yolunda atõlan ilk ve en önemli adõm, Maliye Nezareti’nin tüm mali işleri düzenleyen ve denetleyen bir nezaret olarak kurulmasõdõr. Bu birime bağlõ olarak oluşturulan Maliye Hazinesi de daha önce devlet gelir ve giderlerinin belirli bölümlerini kontrol eden Mansure ve Redif Hazineleriyle Hazine-i Amire’nin yerini alarak bütün devlet gelir ve giderlerini yöneten tek hazine haline getirilmiştir17. Çünkü bu dönemde Osmanlõ maliyesinde, giderlere göre gelir bulmak değil de, gelire göre giderleri ayarlamak temel ilkedir18.

Bu çerçevede 1841-42 mali yõlõ içerisinde, ilk defa bütçe taslağõ hazõrlamaya yönelik bir çalõşma yapõlmõş ancak tam anlamõyla bütçe hazõrlanmasõ 1845 yõlõnda gerçekleşmiştir. 1846-47 mali yõlõndan itibaren her yõl düzenli biçimde bütçelerin hazõrlanmasõna başlandõ. Girişilen yeni idari reformlara temel olmasõ nedeniyle, ilk önce mali işlerin düzene konulmasõ ve bunun için de devletin bir yõllõk sağlam

14Bu konuda detaylõ bilgi için bkz. Abdüllatif Şener, “Osmanlõ Mali Düşüncesinin Çağdaşlaşmasõ”, Tanzimat’õn 150. Yõldönümü Uluslararasõ Sempozyumu, Ankara 1994, s. 215-225. Rifat Önsoy,

“Tanzimat Dönemi İktisat Politikasõ”, Tanzimat’õn 150. Yõldönümü Uluslararasõ Sempozyumu, Ankara, 1994, s. 255-262.

15 Abdüllatif Şener, “Tanzimat ve Meşrutiyet’te İktisadi ve Mali Politikalar”, Yeni Türkiye Dergisi, Osmanlõ Özel Sayõsõ, C.32, Yõl:6, Mart-Nisan 2000, s. 275-276.

16 Tevfik Güran, “Tanzimat Dönemi Osmanlõ Maliyesi”, İÜİF Mecmuasõ 60. Yõl Özel Sayõsõ, C.49, İstanbul,1998, s.79.

17 Tevfik Güran, a.g.m., s.79.

18 Abdüllatif Şener, “Tanzimat ve Meşrutiyet’te İktisadi ve Mali Politikalar”, s. 277.

(14)

gelirleriyle gerçek giderlerinin dengesinin sağlanmasõ lazõmdõ. Bu yüzden ilk olarak, devletin gelirlerine göre giderlerinin belirlenmesi sonra da sõnõrlandõrõlarak dengelenmesi gerekiyordu. Böylece bütçede “tahsis” usulü ortaya çõkmõş oluyordu.

1841 yõllõnda bunun yanõ sõra askeri harcamalar için de tahsis esasõ getirilmişti.1846- 7 mali yõlõndan itibaren bu tahsis prensibi genelleştirilmişti. Her yõl mali yõlbaşõ olan Mart ayõnda maliye nazõrõ tarafõndan hazõrlanan bütçe taslağõ, Bâb-õ Âli’ye sunulmakta ve bu taslak Meclis-i Vâlâ’da görüşülerek bir mazbata hazõrlanmaktaydõ.

Daha sonra Meclis-i Mahsus’da bütçe taslağõ ve mazbatasõ görüşülerek bütçeye son şekli verilmekteydi. Ayrõca hazine hesaplarõ da Tanzimat’tan itibaren rumi takvimi esas alan mali yõla göre düzenlenmeye başlamõştõ. Böylece mali yõl başõ Mart, mali yõl sonu ise Şubat ayõ oluyordu. Tanzimat’tan önceki Başmuhasebe Kalemi’nin yerine kurulan Maliye Muhasebesi Kalemi, Maliye Nezareti’nin en önemli bürosuydu19.

Osmanlõ vergi sisteminde, Tanzimat ile birlikte gerçekleştirilen en önemli yenilik, vergilerin oldukça basit ve sade bir hale getirilmesidir. Daha önce “tekâlif-i şer’iyye” adõ altõnda ve çok çeşitli oranlarda alõnan tüm vergiler kaldõrõlarak yerine zirai ürünlerden onda bir oranõnda öşür, koyunlardan “ağnam resmi” ve gayr-i müslimlerden “cizye” alõnmasõ esasõ getirilmiştir. Aynõ şekilde “tekâlif-i örfiyye” adõ altõnda pek çok türü ve tahsil şekli olan muhtelif vergiler de birleştirilmiştir20. Bunun yerine “an-cematin vergi” diye adlandõrõlan, tek bir verginin alõnmasõ kararlaştõrõlmõştõr.

Fetihlerin durmasõ, toprak kayõplarõnõn başlamasõ üzerine sürekli olmayan bazõ örfi vergiler süreklilik kazanmõştõr. Bu vergiler tarh edilirken, gereken olağanüstü masraf tutarõ tespit edilir, tahsil nedeniyle oluşacak çeşitli giderler de buna eklenirdi. İhtiyaç duyulan para, memleketin erkek nüfus veya hanesi üzerine taksim edilerek “Tevzî Defterleri” düzenlenir, şer’i mahkemelerin siciline kaydedilir ve iki taksitte alõnõrdõ. İstanbul, maktu vergi ödeyen idareler ve müstesna eyaletler, örfi vergi kapsamõ dõşõnda tutulurdu21. Bu yeni verginin miktarõ, Maliye Nezareti tarafõndan yalnõzca liva düzeyinde belirlenmekteydi. Her liva merkezinde bu toplam

19 Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Osmanlõ Maliyesi: Bütçeler Ve Hazine Hesaplarõ 1841- 1861, Ankara, 1989, s. 9-10.

20 Tevfik Güran, a.g.e., s. 13.

21 Abdüllatif Şener, Tanzimat Dönemi Osmanlõ Vergi Sistemi, İstanbul, 1990, s. 94.

(15)

miktar, kazalar arasõnda paylaştõrõlõrdõ. Daha sonra kazanõn müdür ve meclis azalarõnõn, (Müslüman nüfusun yaşadõğõ yerler için imam ve ihtiyarlarõn, gayr-i müslimlerin yaşadõğõ yerler için ise kocabaşõ ve papazlarõn) katõldõğõ bir toplantõda kasaba ve köylerin paylarõ belirlenir, belirlenen miktarõ belirten bir mazbata kendilerine teslim edilirdi. En sonunda kasaba mahalleleri ve köyler düzeyinde, tüm hane reisleri toplanarak, istenilen miktar haneler arasõnda her şahsõn “hal ve tahammül ve ticaret ve temettuuna göre komşuca” paylaştõrõlõp bir defter halinde kaza merkezine gönderilirdi. Böylece her hanenin vergi yükümlülüğü belirlenmiş olurdu22. Ancak miktarõ belirlenen vergilerin alõnabilmesi için öncelikle tahrir yapõlmasõ gerekiyordu. Bunun için kurulan“Tahrir-i Emlak Nezareti” ile, ilk tahrirlere Bursa ve Yanya’da başlandõ. Tahrir sonucu tespit edilen matrahlar üzerinden alõnacak vergiler, üçe ayrõlarak incelenebilir:

Bunlardan ilki olan emlâk vergisinde, şehirler ve civarõndaki binalar, yazõlan değeri üzerinden binde dört oranõnda vergiye tabiydi. Ayrõca gelir sağlayan (akar) binalarõn yõllõk gelirinden ek olarak yüzde dört vergi alõnacaktõ. İkinci bir vergi çeşidi olan temettu vergisi ise, tüccar ve esnafõn yõllõk geliri üzerinden, yüzde üç olarak alõnan bir vergidir. Bu sayede beyana değil tahrire dayanan bir gelir vergisine geçilmiş oluyordu. Zirai kazançlarda ise gayr-i safi olarak alõnan aşar ile ağnam vb.

resimlerin geleneksel olarak tahsiline devam edilmiştir. Yalnõz tahririn yapõldõğõ yõla ait olmak üzere ayrõca, emlâkõn değerinden ve akar olanlarõn yani ek gelir getirenlerin gelirinden de binde bir, tüccar ve esnafõn yõllõk gelirinden binde beş oranõnda “masârifat-õ tahririye” adõyla, tahrir masrafõ alõnmasõ kabul ediliyordu23. a. İltizamõn Kaldõrõlmasõ ve Muhassõllõklarõn Kurulmasõ

İltizam sistemi; aşar, ağnam, gümrük ve ihtisab resmi gibi her çeşit devlet gelirlerinin, bedelleri devlete taksitler halinde ödenmek üzere ve kefil gösterilerek

“mültezim” adõ verilen kişiler tarafõndan toplanmasõdõr. Fatih Sultan Mehmed’in sadrazamlarõndan Rum Mehmed Paşa’nõn kamu gelirlerini özel kişilere toplattõrarak yaptõğõ uygulama, iltizam usulünün başlangõcõ sayõlabilir. Zaten bu işi yapanlara da

“mültezim” denilmiştir. Mültezimler bir süre sonra taksitlerini zamanõnda ödememeye başlayõnca kefil zorunluluğu getirilmiş, bu kefillerin de güvenilir

22 Tevfik Güran, Tan. Dön. Osm. Maliyesi: Bütçeler …, s. 13.

23 Abdüllatif Şener, Tan. Dön. Osm. Vergi Sistemi, s. 107-108.

(16)

sarraftan olmalarõ şart koşulmuştur. Bu sarraflar “kuyruklu” diye adlandõrõlan senetler kullandõklarõndan, zamanla “kuyruklu sarraflar” olarak anõlmaya başladõlar.

Taksit vakti geldiğinde de devlet çoğu kez bunlarla muhatap olmak zorunda kaldõ.

Mültezimlerin tutum ve davranõşlarõ da halka zulüm boyutuna ulaşõnca iltizamõn kaldõrõlmasõ kaçõnõlmaz hale geldi. Bu yüzden Tanzimat’tan önce gümrüklerden kaldõrõlan iltizam usulüne, Ferman’da ülkenin en önemli mali meselesi olarak yer verilmiş ve bunun kaldõrõlacağõ vaat edilmiştir24.

Tanzimat Fermanõ’nda verilen vaatler yerine getirilmiş, 1840 Nisan’õnda iltizam sistemi kaldõrõlmõştõr. Mültezimlerin görevlerini yerine getirmek amacõyla

“muhassõllõklar kurulmuştur.Tanzimat’tan önce de muhassõl kavramõ “eyalet ve sancak muhassõlõ” adõyla vali ya da mutasarrõf anlamõnda kullanõlmõştõr. Sonralarõ dirlik ve arpalõk anlamõnda kullanõlmõş ancak muhassõllõk Tanzimat’tan sonra başlatõlan uygulamayla önem kazanmõştõr. Muhassõl “emvâl-i emirîyeyi tahsile memur olan adam” olarak tanõmlanmõştõr25.

Vergi reformu uygulamasõna merkeze yakõn eyaletlerden başlanarak

“muhassõl-õ emvâl” adõ ile sancaklara doğrudan hükümetin atadõğõ bu kişiler gönderilmiş, bunlarõn yanlarõna bir mal, bir nüfus ve emlâk katibi verildiği gibi her sancak merkezinde vergilerin belirlenip dağõtõlmasõ ve diğer işlerin görüşülüp karara bağlanmasõ amacõyla “Muhassõllõk Meclisleri” oluşturulmuştur. Muhassõllõk Meclisi, haftada iki-üç gün toplanacak, vergi yazõmõ ve diğer bölge sorunlarõnõ belli kurallara göre tartõşõp karara bağlayacak ve uygulamaya koyacaktõ. Muhassõl ise bu meclisin başkanõ olacaktõ, eyalet merkezlerinde müşir başkanlõğõnda oluşturulacak aynõ nitelikteki meclisler daha geniş yetkilerle çalõşacaklardõ26. Muhassõllara gittikleri yerlerde Tanzimat’õ anlatmak ve meclisleri oluşturmak dõşõnda, kamu gelirlerinin toplanmasõ işiyle ilgili önemli görevler verilmiştir. Bunlar geniş yetkilerle donatõlmõş birer kamu görevlisiydiler. İltizam defterlerinde kayõtlõ bütün mallarõn tahsilini yapmak, vergi toplamak, yanõndaki kâtiplerin de yardõmõyla nüfus ve emlâk sayõmõ yapmak muhassõllarõn başlõca görevleriydi. Hem kamu gelirlerini toplayacak hem de

24 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 41.

25 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 42.

26 Musa Çadõrcõ, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapõlarõ, Ankara, 1991, s. 209-212.

(17)

halka Tanzimat reformlarõnõ anlatacaklardõ. Üstelik görev bölgelerinin mülkî amirlerine karşõ da sorumlu değillerdi27.

Muhassõllar, görevlerini yaparken, görevlendirildikleri mahalde üç-beş kaza ve birçok köy olacağõndan, onlarõn her birine bizzat gidip tahrir yapmaya vakitleri olmazdõ. Bu sayede tahrir işinin bir yõlda bitmesi mümkün olmayacağõndan kazalardan meclis tarafõndan bir memur ve yeteri kadar katip görevlendirilerek muhassõllarõn emrine verilmesi, tahririn bu görevliler tarafõndan yapõlmasõ ve muhassõllarõn da zaman zaman görevlileri mahallerinde kontrol etmeleri istenmiştir.

Tahrir esnasõnda görevlilerin kimsenin malõnõ ve gelirlerini eksik yazmamalarõ, görevlerini tam yapmalarõ, herhangi bir yolsuzluk yapan olursa onlara da gereken cezalarõn verilmesi amaçlanmõştõr28.

23 Ocak 1840 (19 Zilkade 1255) tarihinde “Muhassõlõn Yedlerine İtâ Olunan Talimat-õ Seniyye” adõyla 20 maddelik bir talimatname yayõnlanmõş ve muhassõllara dağõtõlmõştõ. Bu talimatnamenin önce ilk sekiz maddesi hazõrlanmõş, ardõndan yedi maddelik bir ek düzenlenmiş, sonradan bir ilave daha yapõlarak beş maddelik bir metin muhassõllara gönderilmiştir. Dokuz maddelik bir nizamname de meclislerin çalõşma düzeni ve usulleriyle ilgili olarak yapõlmõştõr. Buna göre, üyeler haksõzlõk yapmamak ve devletin çõkarlarõnõ korumak üzere yemin edecekler, konuşmalar dikkatle dinlenecek, ilkelere aykõrõ davrananlar ceza yasasõna göre cezalandõrõlacaklardõr29.

Muhassõllara yardõmcõ olmak amacõyla sancak merkezlerinde ve kazalarda

“Meclis-i Muhassõlîn veya Memleket Meclisi ve Müzakere Meclisi” de denilen meclisler kuruldu. Bu meclisler kadõ, müfti, muhassõl ve onun yardõmcõlarõ ve gayr-i Müslimlerin bulunduğu yerlerde metropolitden oluşan tabii üyeler ile halkõn seçtiği dört ya da altõ üyeden oluşuyordu. Meclis başkanlõğõnõ ise eyaletlerde müşir, sancak ve kazalarda ferik onun olmadõğõ yerlerde ise kadõ yapõyordu30. Muhassõllõk örgütünün oluşturulmasõyla devletin kuruluşundan beri hem mali hem de askeri ve idari görevleri bulunan vali, sancakbeyi daha sonralarõ mütesellimlerin mali

27 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 42-45.

28 Mustafa Serin, “Osmanlõ Arşivi’nde Bulunan Temettuat Defterleri”, Başbakanlõk I. Milli Arşiv Şurasõ 20-21 Nisan 1998, Ankara, 1998, s. 724.

29 Muhassõllarõn görevlerini anlatmak için yayõnlanan talimatname metni için bkz. Coşkun Çakõr, a.g.e. s. 42-45.

30 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 45.

(18)

yükümlülükleri kalmamõştõ. Sancaklarõn her türlü vergi gelirlerinin toplatõlmasõ işinin yapõlmasõ, merkezden atanmasõ muhassõllara bõrakõlmak suretiyle, yöneticilerin hazine gelirlerini kendi çõkarlarõ doğrultusunda kullanmalarõ önlenmek istenmişti.

Ayrõca halk ayaklanmalarõna, isyanlara yol açan vergi dağõtõmõ ve toplanmasõ işinin çözüme bağlanmasõ amaçlanmõştõ. Kõsa süren uygulama beklenenin tersine çõktõ31. Muhassõllõk uygulamasõ yaklaşõk iki yõl sürmüş ve başarõsõzlõkla sonuçlanmõştõr. Bunda yapõlan reformlardan memnun olmayanlarõn (sarraf, mültezim ve geçimi bunlara bağlõ olan kimseler) direnmesi ve uygulamada eleman sõkõntõsõ çekilmesi etkili olmuştur. Örneğin hasat mevsiminde aşar toplanõrken, toplanan aşar, görevlilere ödenen ücretin ancak yarõsõnõ bulmuştur32. Başarõsõzlõğõn bir nedeni de muhassõl olan kişinin, eski mültezimlerle yakõn ilişkileri olanlardan seçilmiş olmalarõdõr. Çõkarlarõnõn elden gideceğini anlayan nüfuzlu ailelerle, vergi uygulamasõnõ anlamayan bazõ kimselerin direnmeleri ve vergi vermek istememeleri uygulamayõ güçleştirmiştir33. Bu ve bunun gibi birçok nedenden dolayõ 1840 yõlõnda kurulan muhassõllõk kurumu 1842 yõlõnda kaldõrõlmõş ve bunlarõn görevleri o yerin mülkî idare amirlerine verilmiştir. Muhassõllõk teşkilatõndan geriye sadece meclisler kalmõş, valiler, önceden olduğu gibi, eyaletin hem idari hem de malî olarak en yetkili kişisi olmuş, yanlarõnda birer defterdar bulundurmaya başlamõşlardõr. 1842’den itibaren bu düzen geçerli olmuştur. Zamanla iltizam usulüne geri dönülmüştür.

İltizam sisteminin de kaldõrõlmasõ sürekli gündeme gelmiş, hatta Islahat Fermanõ’nda iltizama son verilmesi gerektiği ortaya konmuştur. Bu çabalar bir sonuç vermemiş, iltizam sistemi farklõ şekillerde, farklõ alanlarda varlõğõnõ devam ettirmiştir34.

b. Temettuat Uygulamasõ ve Temettuat Defterleri

Gülhane Hatt-õ Hümayunu’ndan sonra Osmanlõ Devleti’nin idari yapõsõnda değişiklikler ve yenilikler yapõldõ. Böylece devletin gelirlerinin kontrol altõnda tutulmasõ,vergi konusunda ahali arasõndaki dengesizliğin ve haksõzlõklarõn önüne geçilmesi, vergi verecek kişilerin tespit edilmesi, ağõr vergi yükünün hafifletilip halkõn refaha kavuşturulmasõ, bu sayede devletin gelirlerinin artõrõlarak son dönemde gittikçe bozulan gelir-gider dengesinin yeniden kurulmasõ için köklü değişiklikler

31 Musa Çadõrcõ, a.g.e., s. 210.

32 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 45.

33 Musa Çadõrcõ, a.g.e, s. 210.

34 Coşkun Çakõr, a.g.e., s. 45.

(19)

yapõlmasõ amaçlanõyordu. Bunun için 19 Zilkade 1255 (23 Ocak1840) tarihinde Muhassõllar Nezareti’ne bir talimatname gönderilmiş, her yerde ahalinin ismi, şöhreti, araziler, hayvanlarõ, tüccar ve esnafõn ise yõllõk gelirleri vs. bilgilerinin kaydedildiği defterler tutulmasõ emredilmiştir35.

Tanzimat’tan önce 1838 tarihinde çõkarõlan bir ferman ile ihtisab resmi kaldõrõlmõştõr.1839 tarihli bir Talimat-õ Seniyye ile de mevcud tekâlif-i örfiyyenin ahaliden herkesin emlak ve arazi ve hayvanatõna ve esnaf ve tüccar kõsmõnõn senelik kazançlarõna birer kõymet takdir olunmak üzere ve binde hesabõyla “temettu vergisi”

getirilmiştir36. Tanzimat Fermanõ ile her köy veya mahalle üzerine yalnõz bir adla vergi konulmuş ve adõna da “köyce tahsili mutad olan vergi” denilmiştir. Bu vergi herkesin tahammül ve takati ve kâr ve kisbi ve temettu ve ticareti gözetilerek konulmuş ve toplanmasõ işi de; halkõ Müslüman olan köy ve mahallelerde imam ve muhtarlara ve Hristiyan olan köy ve mahallelerde ise papaz ve muhtarlara verilmiştir.

İleride kimsenin bir diyeceğinin olmamasõ için, her köyde yapõlacak tevzi defterlerinin bir suretlerinin imam, papaz ve muhtarlarla beraber ahalinin güvenilir adamlarõ tarafõndan verginin kayda uygun olup olmadõğõnõ teftiş ve tetkik etmeleri hususu da belirtilerek kaza meclislerine havale edilmiştir37. Böylece Osmanlõ Devleti’nde yeni bir vergilendirme biçimi ortaya çõkmõştõr.

“Temettu” kelimesi “kâr etme, fayda görme” anlamõndadõr. “Temettû Vergisi” ise herkesin kazancõna uygun olarak devlete verdiği vergi anlamõna gelmektedir. Osmanlõ Devleti’nde uygulandõğõ zamana kadarki şekliyle tarif edilecek olduğunda ise, tüccar ve esnafõn senelik kazançlarõnõn miktarõnõn tahmin ve takdir edilerek binde ve yüzde hesabõyla alõnan vergidir, denilebilir. Temettu vergisinin esasõnõ yukarõda da değindiğimiz üzere, II. Mahmud döneminde konulan “ihtisab resmi” teşkil eder. Bu resim, “şehriyye-i dekâkin” ve “yevmiye-i dekâkin” adõyla tüccar ve esnaftan ve çeşitli adlarla bütün yiyecek, müstehlikât, maden, mücevherat, mensucat, ve mamullerden alõnõrdõ. Vergi, biri Mart diğeri Eylül ayõnda olmak üzere

35 Mustafa Serin, “Osmanlõ Arşivi’nde Bulunan Temettuat Defterleri”, Başbakanlõk I. Milli Arşiv Şurasõ 20-21 Nisan 1998, Ankara, 1998, s. 718.

36 Abdurrahman Vefik Sayõn, Tekâlif Kavaidi, Ankara, Haziran 1999, s. 441-442.

37 Süleyman Sudi, “Defter-i Muktesid Osmanlõ Vergi Düzeni”,Yay. Hz. Mehmet Ali Ünal, Isparta, 1996, s. 96.

(20)

iki taksit halinde ödenecekti. Zamanõnda ödenmeyen taksitler yüzde yirmi zamlõ olacaktõ38.

Temettu tahririnin yapõlmasõndaki esas amaç, herkesin kazancõna ve mal varlõğõna göre devlete belirli miktarda vergi vermesi ve bunun bir düzene konularak tespit edilen usullere göre yapõlmasõdõr. 1858’e kadar temettu vergisi “an-cemaatin”

tevzi olunan verginin bir kõsmõnõ oluşturmak şartõyla “birleşik vergi” arasõnda görülmektedir39. Temettu vergisi önceleri yalnõz Osmanlõ tebasõndan alõnõyordu Ecnebilerin daha önceki anlaşmalar gereği bazõ ayrõcalõklarõnõn oluşu ve vergilerden muaf tutulmalarõ büyük işyeri ve ticarethane sahiplerinin bu ayrõcalõklardan dolaylõ olarak yararlanmak istemelerine neden olmuştur. Bu yüzden Müslüman halk vergi vermemek için özellikle Dersaadet’te büyük ticarethanelerini ve işyerlerini ecnebilere devretmeye başlamõş, bu durumda da hazine büyük zarara uğramõş ve böylece temettuat vergisinin ecnebilere de uygulanmasõ için çalõşmalar ve düzenlemeler istenmiştir40. Bunun üzerine temettuat vergisinin kimleri kapsadõğõna dair detaylõ bir açõklama yapõlmõş, bu verginin ecnebileri de kapsadõğõ, bu zümreye yalnõz İranlõ ve Yunanlõlar’õn dahil edilmediği belirtilmiştir41.

c.Temettuat Defterleri

c.a. Temettuat Defterlerinin Tutuluşu

Osmanlõ Devleti’nin kuruluşundan, Tanzimat’a kadar olan dönemde elde edilen topraklar arazi ve nüfusu ile birlikte yazõlmõştõr. Ama asõl amaç, toprak ürünlerinden gelir almak olduğundan bu yazõmlarda nüfusla ilgili bilgilere yer verilmemiştir. 19. yüzyõl başlarõnda biri nüfus tahrirleri, diğeri de temettuat tahrirleri olmak üzere iki ayrõ yazõm planlanmõş ve uygulanmõştõr. Tapu tahrir geleneğinin bir devamõ olarak bu gelir defterleri aynõ zamanda birer nüfus defteri gibi de düşünülmüştür. Bu defterlerde tõmar tevcih kayõtlarõnõ hatõrlatõr biçimde insanlarõn tarifleri de yapõlmõştõr. 19. yüzyõla ait nüfus defterlerinde aile reisinin portresi (uzun boylu, kara sakallu, açõk alõnlu, şaşõ gözlü...) çizilmektedir.Temettuat nizamnamelerinde bu tanõmlamalarõn yazõm sõrasõnda yapõlmasõ istenmiştir. Kimi

38Abdurrahman Vefik Sayõn, a.g.e., s. 441, 452. 1323 (1907) de çõkartõlan bir nizamnâmede temettu vergisinin vilayet, livâ, kaza merkezlerinde ve nüfusu iki bini geçen yerlerde ticaret, sanat ve hõrfet erbabõndan alõnmasõ kararlaştõrõlmõş, verginin adõ daha sonra “kazanç vergisi” ne çevrilmiştir.

39 Mustafa Serin, a.g.m.,s. 719.

40 Mustafa Serin, a.g.m.,s. 721.

41 Bu konuda ayrõntõlõ bilgi için bkz. Süleyman Sudi, a.g.e., s. 117.

(21)

yerlerde bu istek dikkate alõnõrken, kimi yerlerde de hiçbir şekilde yerine getirilmemiştir42. Yukarõda da açõkladõğõmõz üzere, Tanzimat’õn ilanõndan bir yõl önce tahrir konusunda çalõşmalar yapõlmõş ve bunlar Tanzimat uygulamalarõna öncülük etmiştir. Meclis-i Vâlâ tarafõndan muhassõllarõn görev ve sorumluluklarõna ilişkin 25 Ocak 1840 tarihli bir Talimat-õ Seniyye düzenlenmiş ve burada muhassõllarõn tahriri nasõl yapacağõ anlatõlmõştõr43.

Tanzimat’a kadar değişik adlarla halktan alõnan vergilerin yerine getirilen temettu vergisinin kaydedildiği defterlere, “Temettuat Defteri” adõ verilmiştir. Bu defterler 19. yüzyõl ortalarõnda Osmanlõ Devleti’nin içinde bulunduğu iktisadi, sosyal ve ticari hayatõ ortaya koymaktadõr. Bu defterlerde Tapu Tahrir defterlerindeki bilgilerden daha fazlasõnõ bulmak mümkündür44.

Temettuat defterleri sancaklara göre düzenlenmiş, alt idari birim olarak kaza ve nahiyeler alõnmõştõr. Önce mahalle mahalle kazalar, sonra köy ve mezralar yazõlmõştõr. Maliye Nezareti Varidat Kalemi defterlerinden olan Temettuat Defterleri’nin sõnõflama ve kataloglama işlemi yapõlõrken, o tarihteki idari taksimat esas alõnmõştõr. Her eyalet de kendi içinde alfabetik olarak kazalara ayrõlmõştõr.

Alfabetik tasniften sonra defterlere sõra numarasõ verilerek özetleri kataloğa işlenmiştir. Aynõ yerleşim bölgelerine ait defterlerin aslõ ve suretleri tek numarada toplanmõş ve kendi içinde “a”, “b”, “c”.. harfleri ile gösterilmiştir. Arşiv’de defterler dokuz adet katalogda bulunmaktadõr. Her kataloğun başõnda, katalogda adõ geçen kazalarõn bir listesi vardõr45. Temettu defterlerinde, şehirlerle birden fazla mahalleden oluşan köylerde genellikle her mahalle için bir defter düzenlenmiştir. Defterler 1b’den başlatõlmõş, sayfanõn tepesinde sõrasõyla eyalet-sancak-kaza adlarõ kaydedildikten sonra defter bir şehir veya kasabaya aitse şehir veya kasabanõn, ardõndan mahallenin adõ yazõlmõştõr. Mesela, mahallesi olmayan küçük köylerde köyün adõ “Aydõn Eyaleti mülhakatõndan Menteşe Sancağõ kazalarõndan Tavas Kazasõ kuralarõndan Avdan karyesinde mukim ahalinin emlâk ve arazi ve temettuatlarõnõ mübeyyin defterdir” şeklinde yazõlmõş; birkaç mahalleden meydana

42 Nuri Adõyeke, “Temettuat Sayõmlarõ ve Bu Sayõmlarõ Düzenleyen Nizamname Örnekleri”, OTAM, S. 11, Ankara, 2000, s. 769-771.

43 Said Öztürk, “Türkiye’de Temettuat Çalõşmalarõ”, Türkiye Araştõrmalarõ Literatür Dergisi, C. 1, S. 1, İstanbul, 2003, s. 289.

44 Mustafa Serin, a.g.m., s. 721.

45 Mustafa Serin, a.g.m., s. 721.

(22)

gelen köylerde ise köy adõ ile birlikte mahallenin de adõ kaydedilmiştir.

Müslümanlarõn yanõnda gayr-i müslim nüfusun da bulunduğu yerlerde her ikisi için ayrõ ayrõ defter tutulmuştur. Sadece Müslüman mahallesi olanlarda bu durum belirtilmemiş olup gayr-i müslim nüfusun da bulunduğu yerlerde Müslümanlar yazõlõrken “...karyesinde mukim ehl-i İslamõn temettuatõnõ mübeyyin defterdir”

şeklinde başlõk konulmuştur. Gayr-i müslimler yazõlõrken de defterin onlara ait olduğu özellikle belirtilmiştir46.

Temettuat Defterleri, Başbakanlõk Osmanlõ Arşivi’nde, Kamil Kepeci ve Maliyeden Müdevver Defterler tasnifi içerisinde yer almaktadõr. Bu defterler 1988 yõlõnda ayrõ olarak tasnif edilmiş ve 17.747 tanesi araştõrmaya açõlmõştõr47. Bunlara Maliyeden Müdevver ve Kepeci Tasnifi’nde yer alan defterleri de eklediğimizde bu sayõ artmaktadõr48. Defterlerin büyük kõsmõ 1260-1261 (1844-1845) tarihinde yapõlan sayõmlara aittir49. Çok az sayõda olmakla beraber, 1256 (1840)’ da yapõlan ilk tahrirlere ait defterler de vardõr50. Defterlerin, Başbakanlõk Osmanlõ Arşivi’ndeki kodu “ML. VRD. TMT” dir. Yapõlan bu tasnif çalõşmalarõnõn sonucunda, bazõ yerleşim yerlerinin defterlerinin eksik olduğu anlaşõlmõştõr51.

1256 (1840) senesi vergisinin tevzii, Meclis-i Muhassõlõn tarafõndan gerçekleştirilmiştir. Defterler meclise geldikçe ilgili kişiler kaza ve köylerdeki halkõn

“ruz-õ hõzõr” ve “ruz-õ kasõm” aylarõnda iki taksitte ödeyecekleri vergi miktarõ belirlenmiş ve defterlere kaydedilmiştir. Muhassõllarõn yanlarõna alarak İstanbul’a götürdükleri bu defterler merkezde hazine tarafõndan incelenerek Bâb-õ Âlî’ye verilmiş, Meclis-i Vâlâ tarafõndan tasdik edildikten sonra da padişahõn iradesi alõnarak hangi seneden itibaren muteber olacağõ başta eyaletin vali ve defterdarlarõ olmak üzere bütün köy ve kazanõn ileri gelenlerine hitaben, emr-i âliler yazõlõp gönderilmiştir. 1256’dan sonraki senelerde ise verginin tevzii işlemi komşuca, köyce, mahallece dağõtõlmak üzere köy ve mahalle meclislerine bõrakõlmõştõr52.

46 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m., s.397.

47 Mustafa Serin, a.g.m., s. 721.

48 Said Öztürk, a.g.m.,s. 287.

49 Mustafa Serin, a.g.m., s. 721.

50 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m.,, s.396.

51 Mustafa Serin, a.g.m., s. 724.

52 İsmet Demir, “Temettuat Defterlerinin Önemi Ve Hazõrlanõş Sebepleri”, Osmanlõ, C. 6, YT. Yay., Ankara, 1999, s. 317.

(23)

Temettuat sayõmlarõ mahalli idareciler tarafõndan yapõldõğõndan, 1256’daki sayõmlardan muhassõllar sorumlu olup, bu tarihteki bir temettuat defterinde muhasõllõk, müfti, mal ve emlâk kâtipleri ve meclis azalarõnõn mühürleri, diğer bir defterde ise, tasdik ibaresi altõnda naibin mührü bulunmaktadõr. 1261’de sistemde değişiklik yapõldõğõndan Müslümanlarõn yazõlmasõ muhtar-õ evvel ve sanilerle, köy imamlarõ, gayr-i müslimlerin yazõlmasõ, varsa kocabaşõlarla papazlarõn sorumluluğu altõnda yapõlmõş olup, defter sonlarõnda bunlarõn mühürleri vardõr. Ancak bütün defterlerin sonunda mühür bulmak mümkün değildir. Bazõlarõnda “bende” yazõlõp bõrakõlmõştõr. Bu da defterlerin hepsinin orijinal olmadõğõnõn bazõlarõnõn büyük ihtimalle merkezde çõkarõlmõş suretler olduğunun göstergesidir53.

c.b. Temettuat Defterlerinin İçeriği ve Önemi

Temettuat defterlerinde, şehir, kaza, kasaba, nahiye, köy, mezraa ve çiftlik gibi bütün yerleşim birimlerinde yaşayan müslim ve gayr-i müslim tebaanõn emlak, arazi ve gayri menkulleri ile bütün cins ve evsaftaki hayvanlarõ ve yetiştirmiş olduklarõ ürünler tek tek yazõlmõştõr.

Defterlerin genelinde hane reisleri yazõlmadan önce, hane numaralarõ yazõlmõştõr. Sayõm yapõlõrken ehl-i İslam ve ehl-i zimmet reaya ayrõ ayrõ yazõlmõştõr.

Defterler vergi toplamaya yönelik tutulduğu için vergiye tabi mal ve mülkleri olan aile reisleri esas alõnmõştõr54. Ancak biz çalõşmõş olduğumuz 10199 numaralõ Keçiborlu Temettuat defterinde gördük ki, hiç vergi veremeyecek olsa da ahalinin mevcut olan mal, mülk ve arazisi yazõlmõş, hane reisinin vergi verememe nedeni de belirtilmiştir. Vergi veremeyecek durumda olanlar için ayrõca “şunun bunun ianesiyle geçinmekte olduğu” veya “bimâl olduğu” şeklinde kayõtlar düşülmüştür. Temettuat tahrirlerinde aile reisi olarak genellikle erkekler yazõlmõştõr, ancak zaman zaman eşleri ölmüş kadõnlarõn da vergi mükellefi olarak kaydedildiği görülmüştür. Bundan başka, defterlerde “diyar-õ ahara firar eden” ve “göç edenler” de eğer biliniyorsa göçtükleri yerler yazõlmak suretiyle belirtilmiştir. Temettuat tahrirlerinde amaç, gelire esas olan kazançlar olduğundan, aile reislerinin emlak, arazi, hayvan ve ticaret

53 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m., s.398.

54 Mustafa Serin, a.g.m., s. 724-25.

(24)

dõşõndaki gelirleri de, hizmetkârlõk, dülgerlik, berberlik, amelelik, imamlõk, çobanlõk... gibi yazõlmõştõr55.

Temettuat tahrirlerinde menkul ve gayri menkul mallar yazõlõrken, yanõna birim değeri üzerinden alõnacak vergi tarifesi de kaydedilmiş ve mesela “meyvesiz bahçe, dönüm 2” şeklinde bir ifade ile durum belirtilip, hane reisinin vereceği her dönüm için belirlenen vergi miktarõ yanõna ve ödemesi gereken toplam vergi miktarõ da altõna yazõlmõştõr. Tarla, bağ, bahçe, harman, arsa, hasõllõk gibi vergiye tabi tüm arazilerin vergi miktarõ belirtilirken dönümün yanõsõra, “evlek56” tabiri ile “ayak murabba57” tabirine de sõkça rastlanmaktadõr58.

Temettuat tahrirlerini içeren defterler 19. yüzyõlda Osmanlõ ülkesinde yaşayan nüfusun yerleşim düzeni, zirai üretim durumunu, hanelerin servet ve gelirleri ile vergilendirme konularõnda çok zengin bilgiler sunmaktadõr59. Ayrõca bu defterlerin ortaya koyduğu veriler, bir bölgenin o dönemdeki tabii bitki örtüsü, üretim deseni, yerleşme durumu, üretim düzeyi ve üretimde verimliliğin ve çeşitliliğin coğrafi yapõ ve şartlar ile olan ilişkisi, mekandaki dağõlõmõ, işletme büyüklüklerinin mekanla olan bağõ kõsaca ekonomik faaliyetler ve yerleşmenin tabii çevre şartlarõ ile olan bağlantõsõnõ belirleme imkanõ vermektedir. Temettuat defterlerindeki verilerin bu tür çalõşma alanlarõna imkan tanõmasõ farklõ disiplinlerin -özellikle coğrafyacõlarõn- ilgisini çekmekte ve dolayõsõyla bu defterler tarihi coğrafya çalõşmalarõnda önemli bir kaynak olarak kullanõlabilmektedir60.

Temettuat yazõmõ esnasõnda kaynağõ belli olsun olmasõn tüm gelirler yazõlõyordu. Çiftçi, esnaf, tüccar, nakliyeci, õrgat vs. bütün sektörler gelirleriyle kaydediliyordu. Gayrimenkul kira gelirlerinin yanõ sõra kaynağõ belli olmayan gelirler de “zuhurlar temettuatõ” gibi adlarla yazõlõyordu. Böylece beyana dayanmamakla birlikte tahrire dayanan bir gelir vergisine geçilmiş oluyordu. Bu sebeple olsa gerek bu yazõmlarõn adõ da temettuat (kâr, kazanç) yazõmlarõ olarak kaydedilmiştir61.

55 Mustafa Serin, a.g.m., s. 725.

56 Dönümün ¼ miktarõ için “evlek” tabiri kullanõlõr.

57 Hane ve arsalarda 30 santimetrelik bir ölçüye “ayak murabba” denir.

58 Mustafa Serin, a.g.m., s. 726.

59 Tevfik Güran, “19. Yüzyõl Temettuat Tahrirleri”, Osmanlõ Devleti’nde Bilgi ve İstatistik, Ankara, 2000, s. 79.

60 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, Darende Temettuat Defterleri, İstanbul, 2002, s. 30.

61 Nuri Adõyeke, a.g.m.,s. 773.

(25)

Temettuat defterlerinin ekonomik yapõyõ belirleme açõsõndan gelir kaynaklarõ ve kaynaklar dengesinin kent-kõrsal alan ölçeğinde aldõğõ muhtevaya bakõlacak olursa; toplam toprak miktarõ, ekili ve nadasa bõrakõlan alanlarõn toplam miktarõ, üretime ayrõlan topraklarõn tahlili, ürün çeşidine göre ayrõlan topraklarõn miktarõ ve bu ürünlerden sağlanan hasõlat toplamõ ve dönüm başõna verimliliği, tarõm işletmelerinin büyüklüğü, hayvancõlõğõn köy ve kent ekonomisindeki yeri, kent ekonomilerinde önemli yeri olan sõnai, ticari ve hizmet iş kollarõ konularõnda da aydõnlatõcõ bilgi verildiği görülmektedir62.

Defterler vergi konusunda ise, toplam vergi yükü, toplam vergi yükünün toplam hasõlat içindeki payõ ve farklõ vergilerin vergi yükü içindeki payõ, kõr-şehir, Müslim, gayr-i müslim halk arasõndaki vergi dağõlõmõnõn durumunu kõyaslama imkanõ verecek bilgileri içermektedir63.

Temettuat defterleri, Tapu Tahrir defterlerindeki mantõk ve gerekçelerle hazõrlanmõş olmasõna rağmen, onlara göre daha modern bir tasarõma ve onlardan daha üstün özelliklere sahiptir64. Defterlerde genellikle her hanenin mal varlõğõ yazõldõktan sonra toplam vergi miktarõ da belirtilmiştir. Bunun yanõsõra hane reisinin bir önceki sene vermiş olduğu temettu vergisi ile öşür ve rüsum miktarõ ve bir sonraki yõl vermesi gereken tahmini temettu vergisi yazõlmõştõr. Kiraya verilen gayri menkullerde de aynõ şekilde tahririn yapõldõğõ yõlõn kira geliri ve buna karşõlõk ödenmesi gereken temettu miktarõ ile bir sonraki yõl ödenmesi gereken tahmini temettu miktarõ kaydedilmiştir. Her mahalle veya köyün yazõmõ bittikten sonra buradan alõnacak vergi ve toplam temettu miktarõ yazõlmõştõr65.

Bu yazõmlarda ekonomik potansiyelin tam tespit edilmesi gibi bir amaç güdüldüğü için vergi dõşõ potansiyeller de defterlere kaydedilmiştir. Vergi dõşõ potansiyelin ilki hayvanlardõr ki, örneğin oduncularõn katõrlarõ, eşekleri vergi dõşõdõr, fakat bunlar şerh edilerek defterlere yazõlmõşlardõr. Binek hayvanõ olarak kullanõlan eşek, katõr, at gibi hayvanlar ve köylünün öküzü ve sõğõrõ da vergi dõşõ olduklarõ halde defterlere yazõlmõşlardõr. Katõr ve eşek ile nakliyatçõlõk yapõlõp da kâr elde edilince tahmini kâr vergiye dahil edilmiştir. Benzer şekilde öküz çift sürmek üzere başkasõna

62 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, a.g.e., s. 30.

63 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, a.g.e., s. 30.

64 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, a.g.e., s. 30.

65 Mustafa Serin,a.g.m., s. 726.

(26)

kiraya verilmişse, onun kiraya verdiği öküzden vergi alõnmõştõr. İkinci tür potansiyel ise kõraç, sürülmeyen tarlalardõr. Bunlar dönümleriyle birlikte ve kõsõr inekler de baş olarak yazõlmõştõr.

En önemli ekonomik güç olarak düşünülen insanlar da bu defterlerde ekonomiye katkõlarõ ölçüsünde yazõlmõşlardõr. Ancak bir nüfus defteri olarak düşünülen bu defterlerde sadece hane esaslõ yazõm sistemi kullanõlmõştõr. Defterlere yalnõzca hane reisleri yazõlmõştõr. Öyle ki hiç vergi veremeyecek olan hane reisleri de yazõma dahildirler66.

Temettuat defterlerinin, 1840’da yapõlan sayõmlarda tutulanlarõyla 1844- 45’dekiler arasõnda, hem muhteva hem de düzenlenme şekli bakõmõndan bazõ farklar vardõr. Aslõnda her iki dönemde de düzenlenen defterlerde mutlak bir sistem yoktur.

Her iki tipte de başa “hane” ve “numara” ve altlarõna rakamlar yazõlmõştõr. Bu rakamlarõn ilki defterdeki kaçõncõ hane, ikincisi hanedeki kaçõncõ aile olduğunu göstermektedir. Bazõ defterlerde sayfalar çift sütun olarak tanzim edilmişse de bazõlarõnda bu şekil, sadece emlakõ ve malõ az olanlar için kullanõlmõştõr67.

Temettuat defterlerinde vergi mükellefleri defterlere iki farklõ biçimde kaydedilmişlerdir. Tahrirlerin ilk dönemini kapsayan 1256 tarihli Temettuat Defterleri’nin bir kõsmõnda kişinin sahip olduğu mal varlõklarõ bazen grup grup yazõlmõş ve gayrimenkuller içerisinde, özellikle haneler hakkõnda ayrõntõlara girilmiştir, bazõ defterlerde ise menkul ve gayrimenkuller ile ilgili ayrõntõlara yer verilmemiştir. Yöntemdeki bu farklõlõk tahriri yapan muhassõl, katip ve diğer görevlilerden kaynaklanmaktadõr. Bu sayõmda gayrimenkullerin kõymetleri altõna yazõlmõştõr, numune defter de bu şekilde düzenlenmiştir.

1261 tarihli sayõmõ öncekinden ayõran en önemli özellik kişinin sahip olduğu menkul ve gayrimenkul mallarõnõn 1260 yõlõ gerçek geliri ile 1261 yõlõ tahmini gelirinin verilmesidir. Daha önceki sayõmlarda sahip olunan menkul ve gayrimenkul mallarõn kõymetleri veriliyordu.1261 sayõmõnda ise kõymet çõkarõlmõş yerine hasõlât-õ senevi yazõlmõştõr. 1256 tarihli defterlerin bir kõsmõnda vergi mükellefinin yaşõ, vasõflarõ ve çocuklarõn durumu verilmektedir. Zaten 1256 sayõmõ için örnek olarak hazõrlanan defterde bu hususlarõn belirtilmesi üzerinde durulmuştur. Defterler

66 Nuri Adõyeke, a.g.m.,, s. 774.

67 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m., s.398.

(27)

genelde tek sütun üzerine tanzim edilmiştir. Ancak az da olsa çift sütun üzerine tanzim edilen defterlere de rastlanõlmaktadõr68.

Tahrir defterlerinde bir köyün vergi mükelleflerinin ve bu mükelleflerden tahsil edilmesi gereken toplam vergi miktarõnõ ve bu toplam verginin hangi kalemlerden oluştuğu verilirken, temettuat defterleri vergi mükellefinin adõnõ, vergiye esas olan gelir kaynağõnõ, kaynağõn yõllõk gelirini ve bu gelire göre tarh edilen vergiyi vermektedir. Tahrirlerde en küçük vergi birimi köy veya mezra iken, temettuat defterleri bunu şahõs planõna indirgemiştir. Tahrir defterlerinde her bir vergi mükellefinin ödemekle yükümlü olduğu vergi belirtilmemektedir. Buna karşõn temettuat defterleri, her bir şahsõn gelir kaynağõnõ, bu kaynaktan elde edilen yõllõk kazancõ ve bu kazanç üzerinden alõnmasõ gereken vergiyi ayrõ ayrõ göstermektedir.

Bundan başka, zirai kaynaklar haricinde gelire sahip olan kişilerin diğer gelirlerini ve bu gelir üzerine tarh edilen vergiyi de belirtmektedir.

Defterler her bir şahsõn gelir kaynağõnõ ayrõntõlarõyla vermektedir. Defterlerde kişilerin ekili ve nadasa bõrakõlan arazisi, bu arazinin miktarõ ve nevi, yõllõk geliri ve vergisi, bütün hayvanlarõnõn müfredatõ ve dükkan, değirmen gibi gelir kaynaklarõ ile vergileri, ticari, sõnai ve hizmet gelirleri, tek tek açõklanmaktadõr. Dolayõsõyla bu defterler şahõslarõn ekonomik faaliyetleri, gelirleri, servetleri ve sosyal statüleri hakkõnda yapõlacak araştõrmalar için zengin veriler sunmaktadõr.

Ancak bu tahrirlerde şahsõn oturduğu ev, esnafõn mesleğini yaptõğõ dükkan ve iş yeri, nakit para, ev eşyalarõ, sõnai ve ticari işletmelerdeki araçlar ve ticari stoklar, borç ve alacaklar sayõmõn dõşõnda tutulmuştur. Sayõm dõşõ kalan bu servet unsurlarõna rağmen sanayi öncesi toplumlarda kişilerin servetlerinin büyük bir bölümünü hayvanlar ve toprağõn oluşturmasõ nedeniyle özellikle kõrsal kesimde servet birikimi ile kişiler ve sosyal gruplar arasõ servet farklõlaşmasõ üzerinde yapõlacak araştõrmalarda bu eksikliğin sakõncalarõnõn azaldõğõnõ söylemek mümkündür69.

Hane esas alõnarak yapõlan bu sayõmlarda yer alan bilgileri dört grupta toplayacak olursak bunlar; mükellefin kişilik bilgileri, menkul ve gayrimenkul serveti, gelirleri ve vergi ödemeleri olarak karşõmõza çõkar70.

68 Said Öztürk, a.g.m.,s. 290-291.

69 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, a.g.e. , s. 31.

70 Said Öztürk, a.g.m., s. 288.

(28)

Defterlerde sosyal amaçlõ mektep, hastane, camii, mescid, kilise, sinagog gibi tesislere dair bilgilere yer verilmemiştir. Çünkü düzenleniş amacõ vergi kaynaklarõnõn tesbit edilmesidir. Ancak mesleğe ait bilgi verilirken bazõ mükelleflerin imam, müezzin, muallim vs. olduklarõ belirtilmiştir.

Temettuat Defterleri sayesinde bir bölgenin demografik ve etnik yapõsõ, fert düzeyinde menkul ve gayrimenkul kaynaklarõ, ferdin yõllõk kazancõ, işletmelerin büyüklüğü, toplam ve ayrõntõlõ vergi yükü, işgücü, kişilerin mesleği, yetişen zirai ürün ve beslenen hayvanlar, ticari ve sõnai kurumlar hakkõnda bilgi edinmek mümkündür.Temettuat verileri ilgili bölgenin istihdam imkanlarõnõ, istihdamõn sektörlere göre dağõlõmõnõ ve oranõnõ sunmasõ açõsõndan önemlidir.

Klasik dönem Osmanlõ tarõmõnõn temel üretici tipi olan çiftçi hanesine dayalõ küçük üreticiliğin 19. yüzyõlda aldõğõ şekiller ve bölgesel farklõlõklarõn açõklanmasõnda temettuat tahrirleri, hane düzeyinde yapõlacak tetkiklerde geniş bir alan araştõrmasõna imkan sunabilecek durumdadõr. Yine bu veriler sayesinde 19.

yüzyõlda tarõm arazilerinin tasarruf biçimleri konusu da aydõnlatõlabilir71.

Temettuat Defterleri’nde aile adlarõnõn kayõtlõ olmasõ mahalle ve köydeki akrabalõk durumlarõnõn tesbitine de imkan tanõmaktadõr. Bu sayede aynõ adõ taşõyan ailelerin tamamen değilse bile kõsmen bulunmasõ mümkündür. Baba-oğul veya kardeşler, hatta bazen amca-yeğen ve kuzenler peş peşe veya araya bir ya da iki hane girilerek yazõlmõşlardõr ki; bu durum da kolay ayõrt edilemeyen bir aile adõ bulunanlarõn aynõ ailenin kolu olduklarõnõ ortaya koymasõ bakõmõndan önemlilik arz eder. Aynõ lakâbõ taşõyanlarõn çoğu iki haneden ibarettir72.

c.c.Temettuat Defterleri Üzerine Yapõlan Çalõşmalar

Tasnif edilip araştõrmaya açõlmasõndan önce Kepeci ve Maliyeden Müdevver defterler tasnifi içinde bulunan temettu defterleri, ilk kez İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tevfik Güran tarafõndan kullanõlmõştõr73. Güran, bu defterlerden yararlanarak kaleme aldõğõ makalelerle bu zengin bilgi kaynaklarõnõ tanõtmõş ve on yõlõ aşkõn bir süredir de çok sayõda araştõrmaya öncülük ve kaynaklõk ederek Osmanlõ tarihi araştõrmacõlarõnõn dikkatlerini bu alana çekmiştir.

71 Ahmet Akgündüz-Said Öztürk, a.g.e., s. 31-33.

72 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m., s.399-400.

73 Mübahat Kütükoğlu, a.g.m., s.396.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak akci¤er kanserine ba¤l› olarak geliflen pankreas metastaz› nadir bir durum olup, akci¤er kanserli olgularda DM ve pankreatit gibi durumlarda pankreas metastaz›

Ancak kullanılan piston tiplerine göre bakıldığında, preoperatif HY, KY ve HKA ortalama değerleri ile postoperatif değerleri karşılaştırıldığında, iki farklı piston

1840 yılı nüfus defterine göre, Amasya sancağının Akdağ nahiyesinde 1.127 hane içerisinde Ziyere’nin Soğukpınar mahallesinde 54 hane, Aşağı mahallesinde 70

Gelir sağlayan hanelerde, hane başına düşen ortalama gelir miktarı 64,6 kuruş iken, Künbet’te toplam hane sayısında, hane başına ortalama 48,6 kuruş gelir düşmektedir.. 18

Gelir Getiren Hayvan çeşitleri: Sağmal İnek, Sağmal Camus, Sağmal Ağnam, Sağmal Keçi, Kısrak, Erkek Ağnam, Karasığır Öküzü, Erkek Keçi, Buzağı, Camus

Osmanlı Devleti‟nde tanzimat sonrasında kurulan ve günümüze kadar bütün özelliklerini devam ettiren yönetim kademesinin en alt birimini oluĢturan bu kurum II.

Sapanca kasabasına ait Müslüman ve gayrimüslim iki mahallenin temettuat defterlerini incelediğimizde bu iki mahallede Adapazarı kazası ve köylerinden farklı olarak

Süleymanlı kazası 1261 yılı temettuat defterleri genel olarak değerlendirildiğinde, bazı hane reislerinin mesleği yazılıp, gelirinin ne olduğu