• Sonuç bulunamadı

Es-Sadruşşehid Ömer B. Abdilaziz'in (ö. 536/1141) Kitabü'l-Vakıât adlı eserinin tahkik ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Es-Sadruşşehid Ömer B. Abdilaziz'in (ö. 536/1141) Kitabü'l-Vakıât adlı eserinin tahkik ve değerlendirilmesi"

Copied!
1188
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

ĠSLAM HUKUKU BĠLĠM DALI

es-SADRUġġEHĠD ÖMER B. ABDĠLAZĠZ‟ĠN

(ö. 536/1141) KĠTABÜ‟L-VAKIÂT ADLI ESERĠNĠN

TAHKĠK VE DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Abdulnasır HAKĠMĠ

DOKTORA TEZĠ

DANIġMAN:

Prof. Dr. Saffet KÖSE

(2)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet KeleĢoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

(3)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet KeleĢoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

(4)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet KeleĢoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

ÖZET

Ġslam Hukukunda nevâzil, havâdis ve vâkıât türü eserler mezhep imamlarından sonra ortaya çıkan yeni meseleleri ele alır. Günümüzde ise yeni fıkhî problemleri ifade eder. Vâkıât türü eserler fıkhî birikimi barındıran eserlerdir. Bu tür eserlerin bir kısmı matbu halde bulunmasına karĢın maalesef büyük bir kısmı elyazma halinde kütüphanelerde beklemektedir. Doktora çalıĢması olarak tahkik ettiğimiz es-SadruĢĢehîd‟in Kitâbü‟l-Vâkıât‟ı da VI./XII. asırda kalem alınmıĢtır. Bu eser sonraki dönemlerde Hanefî literatürünün önemli kaynaklarından birisini oluĢturmuĢtur. AraĢtırmamız giriĢ, üç bölüm, sonuç ve bibliyografyadan oluĢmaktadır.

Birinci bölümde es-SadruĢĢehîd‟in biyografisi ve eserlerine yer verilmiĢtir.

Ġkinci bölümde “Kitâbü‟l-Vâkıât ile ilgili tetkiklere yer verilmiĢtir. Bu bağlamda kitabın müellife aidiyeti, telif amacı, konusu, muhtevası, kaynakları, eserin telifinde takip edilen yöntem, kütüphane nüshaları, tahkik çalıĢmamızda tercih edilen nüshalar ve tavsifleri anlatılmıĢtır.

Üçüncü bölümde tahkikte takip edilen metot ve tahkikli metinde kullanılan iĢaretler hakkında bilgi verilmiĢtir.

Bu çalıĢmadan elde edilen bulgular sonuçta anlatılarak ileride yapılacak çalıĢmalarla ilgili bir kısım tavsiyelerle sona ermiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Buhârî. es-SadruĢĢehid, Ġbn Maze, Kitabü‟l-Vakıât, Nevazil, Ömer b. Abdilaziz, Tahkik ve Değerlendirme, Vakıât.

T.C.

NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğre

ncini

n

Adı Soyadı ABDULNASIR HAKĠMĠ

Numarası 118106043008

Ana Bilim / Bilim Dalı TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ /ĠSLAM HUKUKU

Programı

Tezli Yüksek Lisans

Doktora X

Tez DanıĢmanı Prof. Dr. Saffet KÖSE

Tezin Adı

es-SADRUġġEHĠD ÖMER B. ABDĠLAZĠZ‟ĠN (ö. 536/1141) KĠTABÜ‟L-VAKIÂT ADLI ESERĠNĠN TAHKĠK VE

(5)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet KeleĢoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

ABSTRACT

In Islamic Law, the works such as nawâzil, hawâdis and waqiat discuss the new issues that came in view after the sect (mazhab) imams. Today, it refers to the new jurisprudential problems. The works such as waqiat are the works that contain the accumulation of fiqh. While some of these works are in a printed form, unfortunately a large part of them is waiting in libraries in case of handwriting. As a doctoral study, we examined al-Sadr al-Shahid Omar b. Abd al-Aziz‟s work Kitab al-Waqiat is written in VI./XII. Century. This work became one of the important sources of Hanafi literature in later periods. Our research consists of introduction, three chapters, conclusion and bibliography.

In the first chapter, the biography and works of al-Sadr al-Shahid are included.

The enquirys about Kitab al-Waqiat took place In the second chapter.In this context,

belonging of the book to his author, purpose of writing, its subject, content, sources, the method followed in the writing of the work, the manuscripts of book in the libraries, the properties of manuscripts that we preferred in our study are described.

In the third chapter, information about the method followed in the critical edition and the signs used in the criticized text are given.

The results obtained from this study are explained in the conclusion and ended with some recommendations on future studies.

Keywords: al-Sadr al-Shahid, Bukhari, Critical Edition, Ibn Maza, Kitab al-Waqiat, Nawazil, Omar b. Abd Al-Aziz, Waqiat.

T.C.

NECMETTĠN ERBAKAN ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Aut

ho

r‟

s

Name and Surname ABDULNASIR HAKĠMĠ

Student Number 118106043008

Department BASIC ISLAMIC SCIENCES / ISLAMIC LAW

Study Programme

Master‟s Degree (M.A.) Doctoral Degree (Ph.D.) X

Supervisor Prof. Dr. Saffet KÖSE Title of the

Thesis/Dissertation

THE CRITICAL EDITION OF AL-SADR AL-SHAHID OMAR B. ABD AL-AZIZ‟S (536/1141) WORK KĠTAB AL-WAQIAT

(6)

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖZET ... İİİ ABSTRACT ... İV ÖNSÖZ ... Vİİİ KISALTMALAR ... Xİ GĠRĠġ ... 1 I.ARAġTIRMANINKONUSU... 1

II.ARAġTIRMANINÖNEMĠVEAMACI ... 1

III.ARAġTIRMANINMETODU ... 2

IV.ARAġTIRMANINKAYNAKLARI ... 2

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ES-SADRUġġEHÎD‟ĠN HAYATI, YAġADIĞI DÖNEMĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ, ESERLERĠ VE ĠLMÎ KĠġĠLĠĞĠ I.HAYATI ... 9 A. Doğumu ... 9 B. Kimliği ... 9 1. Adı ... 10 2. Künyesi ... 11 3. Nispesi ... 11 4. Lakapları ... 12 5. Nesebi ... 13

C. YetiĢmesi, Ailesi ve Ġkamet Ettiği Yerler ... 13

1. YetiĢmesi ... 13

2. Burhân Ailesi ... 15

3. Ġkamet Ettiği Yerler ... 29

D. Vefatı ... 30

1. ġehit Edilmesi ... 30

2. Defnedildiği Mekân ... 31

II.YAġADIĞIDÖNEMĠNGENELÖZELLĠKLERĠ ... 31

A. Siyasî Durum ... 32 B. Ġlmî ve Kültürel Durum ... 33 III.ESERLERĠ ... 34 A.Usûl-i Fıkıh ... 34 Kitâbü Usûli‟l-fıkh ... 34 B. Fürû-i Fıkh ... 36 1. ġerhu‟l-Cami„i‟s-sagîr ... 36 2. ġerhu‟l-Cami„i‟l-kebîr ... 38 3. ġerhu‟z-Ziyâdât ... 38 4. ġerhu Edebi‟l-kâdî ... 38 5. ġerhu Kitâbi‟n-Nafakât ... 38 6. ġerhu‟l-Muhtasari‟l-Kâfi... 39 7 . Muhtasaru‟l-vakf=ġerhu Kitâbi‟l-Vakf ... 39 8. ġerhu Kitâbi‟l-Hayz ... 39 9. el-Mebsût, el-Asl ... 40 10.el-Fetâva‟l-kübrâ ... 40 11.el-Fetâva‟s-sugrâ ... 41 12.„Umdetü‟l-fetâvâ ... 41 13.el-„Udde ... 41 14.Kitâbü‟l-Vâkıât ... 41 15.Kitâbü Mesâili‟Ģ-Ģüyû„ ... 42 16.Kitâbu Salâti‟t-terâvîh ... 42

(7)

17.Kitâbu Tabhi‟l-„asîr... 42 18.Kitâbu Zelleti‟l-kârî ... 42 19.Kitâbü‟l-Hîtân ... 43 20.ġerhu Kitâbi‟l-Hîtan ... 43 21.Kitâbü‟t-Tezkiye ... 43 22.Kitâbü‟l-Vakf ve‟l-Ġbtida ... 43 23.Kitâbü‟l-Ferâiz ... 44

C. es-SadruĢĢehîd‟e Nispet Edilen Diğer Eserler ... 44

1. el-Mebsût fi‟l-hilafiyyât ... 44

2. Kitâbü‟n-Nafakât ... 45

3. ġerhu Edebi‟l-kâdî li-Ebî Yûsuf (ö. 182/798) ... 45

4. el-Müntekâ ... 45

5. Hayretü‟l-fukaha ... 45

D. es-SadruĢĢehîd‟in Hayatı ve Eserleriyle Ġlgili Tespit Edilen Hatalı Bilgiler ... 47

IV.ĠLMÎKĠġĠLĠĞĠ ... 62

A. Hocaları ... 63

B.Talebeleri ... 65

C. Münazaraları ve Yaptığı Görevler ... 68

D. Âlimlerin es-SadruĢĢehîd Hakkındaki GörüĢleri ... 69

E. es-SadruĢĢehîd Ġle Ġlgili Bazı ÇalıĢmalar ... 70

1. Klasik ÇalıĢmalar ... 70 2. Günümüz ÇalıĢmalar ... 72 a. Doktora ... 72 b. Yüksek Lisans ... 72 c. Makale ... 72 d. Ansiklopedi Maddeleri ... 73

e. Müstakil Tahkikli NeĢirler ... 74

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ES-SADRUġġEHÎD‟ĠN (Ö. 536/1141) KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT ADLI ESERĠ I. HANEFĠ MEZHEBĠNDE ĠLK TELĠF ESERLER VE KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT'IN HANEFÎ MEZHEBĠNDEKĠYERĠ ... 75

A. Zâhirü‟r-rivâye ... 75

B. Nâdirü‟r-rivâye ... 76

C. Nevâzil (Vâkıât) ... 77

II.KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT‟INTANITIMI ... 79

A. Ġsmi ... 79

B. Müellife Aidiyeti ve Müellif Tarafından Tamamlanamadığına Dair Ġddialar ... 80

C.Telif Amacı ve Konusu ... 87

D. Tertibi ve Muhtevası ... 89

E. Elyazma Nüshaları ve Tezde Esas Alınan Nüshalar ... 101

1. Nüshaları ve Bulunduğu Kütühaneler ... 101

2. Tezde Esas Alınan Nüshalar ve Nüsha Farkları ... 107

a.Tahkikte Esas Alınan Nüshalar ... 108

b.Nüsha Farkları ... 111

F. Kaynakları ... 112

1. Telif Kaynakları ... 112

a.Kitâbü‟n-Nevâzil, Ebü‟l-Leys Semerkandî (ٌْٕٛا) ... 112

b.„Uyûnü‟l-mesâil, Ebü‟l-Leys Semerkandî (ٓ١ؼٌا) ... 113

c.el-Vâkıât, Ebü‟l-Abbas en-Natıfî et-Taberî (ٚاٌٛا) ... 113

d.el-Fetâvâ, Ebû Bekir Muhammed b. Fazl el-Buharî (ءبجٌا) ... 114

e.Fetâva Ehli Semerkand, Müellifi Meçhül )ٓ١ٌَا( ... 114

2. Diğer Kaynaklar ... 118

a.Fıkıh Kitapları ... 118

(8)

G. el-Fetâva‟l-kübrâ Ġle KarĢılaĢtırılması ... 131

H. el-Fetâva‟s-sugrâ Ġle KarĢılaĢtırılması ... 136

III.KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT‟INTELĠFĠNDETAKĠPEDĠLENYÖNTEM ... 139

A.Kitâbü‟n-Nevâzil‟den Meseleleri Aktarma Yöntemi ... 140

B.„Uyûnü‟l-mesâil‟den Meseleleri Aktarma Yöntemi ... 141

C.Kendi Eserleri ve Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın Bölümlerine Atıf Yapması ... 143

D.Mezhep Ġmamlarına ĠĢaret Eden Lafızları Kullanması ... 143

E.Meselelerin Tercihi ve Kendi GörüĢünü Belirtmede Kullandığı Lafızlar ... 143

F.Fıkhî Kaidelerin Kullanımı ... 145

G.Farsça Ġbarelerin Kullanımı ... 145

H.Bazı Kavramları Açıklaması ... 146

Ġ. Arap Dili Grammer Kaiderine ĠĢaret Etmesi ... 147

J. Farazî Meselelere Yer Vermesi ... 148

IV. ES-SADRUġġEHĠD‟ĠNBAZIFIKHÎGÖRÜġLERĠ ... 148

A.Hayızlı Kadın ve Cünubun Kunut Duası ve Semavî Kitapları Okuması ... 148

B.Hayızlı Kadının Kur‟ân Öğretmesi ... 149

C.BeĢ Vakıit Namazın Sünnetlerini Terk Etme ... 149

D.Kadının Kocası Tarafından Dövülmesi ... 149

E.Kilise ĠnĢaatında ÇalıĢma ... 150

F.Kadının Ġzinsiz Evden Çıkması ... 150

G.Kürtajın MeĢru Olduğu Durumlar ... 151

H.BoĢanmıĢ Kadının Eski Kocasına KarĢı Tutumu ... 151

Ġ. YıpranmıĢ Mushaf Ġmha Edilir mi? ... 151

J. Dinî Hükümleri Bilmemek Mazeret Değildir ... 152

K.Sinn-i Ġyas (Hayızdan Kesilme YaĢı) ... 152

V.KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT‟INETKĠLERĠVEHANEFĠMEZHEBĠNDEKĠYERĠ ... 152

A. Kitâbü‟l-Vâkıât‟la Bağlantılı Olan Fıkhî Eserler ... 153

B. Kitâbü‟l-Vâkıât‟a Yapılan Atıflar ... 154

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM I.TAHKĠKTETAKĠPEDĠLENYÖNTEM ... 160

II.TAHKĠKLĠMETĠNDEKULLANILANĠġARETLER ... 162

III.TAHKĠKTEESASALINANNÜSHALARDANÖRNEKVARAKLAR ... 164

SONUÇ ... 170

BĠBLĠYOGRAFYA ... 173

EKLER ... 184

I.ELYAZMANÜSHALAR ... 184

II.HARĠTALAR ... 187

III.KĠTABÜ‟L-VÂKIÂT‟INTAHKĠKLĠMETNĠ ... 189

(9)

ÖNSÖZ

Ġslam yazma eserlerinin tarihçesine bakacak olursak ilk elyazmaların Ġslamiyet‟in doğuĢu ile baĢladığını söylemek mümkündür. Nitekim Hz. Peygamber (a.s.) Cebrail (a.s.) vasıtasıyla gelen Kur‟an-ı Kerim ayetlerini vahiy kâtiplerine yazdırmaktaydı. Hulefâ-i RaĢidin döneminde Kur‟an-ı Kerim cemedilmiĢ ve bir kaç nüsha çoğaltılarak, Medine‟de de bir nüshası bırakılmak suretiyle Kufe, Basra ve ġam‟a gönderilmiĢtir. Daha sonra Hz. Peygamber‟in (a.s.) hadisleri de yazılmıĢtır.

Hz. Peygamber‟in (a.s.) ahirete irtihaliyle birlikte Kur‟ân ve sünneti anlama amacıyla farklı disiplinler doğmuĢ ve zengin bir literatür ortaya çıkmıĢtır. Özellikle Ġslam‟ın Arap kökeni olmayan halklar arasında Horasan ve Türkistan bölgelerinde yayılmasıyla yüzlerce muhaddis ve fakih yetiĢmiĢtir. Hanefiliğin Müslüman Türk devletleri tarafından desteklenmesi sonucu bu mezhep bölgede hâkim konuma geçmiĢtir.

Ġslam Hukukunda nevâzil, havâdis ve vâkıât türü eserler mezhep imamlarından sonra ortaya çıkan yeni meseleleri ele alırlar. Günümüzde ise yeni fıkhî problemleri ifade eder. Hanefi fıkıh tarihine bakıldığında mezheplerin teĢekkülünden sonra bir taraftan mezhep imamlarının görüĢlerini bir araya getiren diğer taraftan mezhep içi fakihlerin görüĢlerini toplayan eserler kaleme alınmıĢtır. Hanefî fıkıh literatüründe nevâzile dair eserlerin ilki olarak Ebü‟l-Leys Semerkandî'nin Kitâbü‟n-Nevâzil‟i zikredilir.

Vâkıât türü eserler fıkhî birikimi barındıran eserlerdir. Bu tür eserlerin bir kısmı matbu halde bulunmasına karĢın maalesef büyük bir kısmı elyazma halinde kütüphanelerde beklemektedir. Doktora çalıĢması olarak tahkik ettiğimiz es-SadruĢĢehîd‟in Kitâbü‟l-Vâkıât‟ı da VI./XII. asırda kalem alınmıĢtır. Bu eser sonraki dönemlerde Hanefî literatürünün önemli kaynaklarından birisini oluĢturmuĢtur.

Bir devlet adamı, âlim ve fakih kimliği ile es-SadruĢĢehîd Hüsâmuddîn Büyük Selçuklular‟ın hâkimiyetindeki Karahanlılar döneminde yetiĢen büyük fakihlerdendir. Hanefi mezhebine büyük katkılar yapan es-SadruĢĢehîd‟in günümüze kadar ulaĢan birçok eseri mevcuttur. Onlardan bazılarının tahkikli neĢri

(10)

gerçekleĢtirilmiĢtir. Ancak bazı eserleri yazma halinde olup tahkik edilmeyi beklemektedir.

AraĢtırmamız üç bölüm, sonuç ve bibliyografyadan oluĢmaktadır.

Birinci bölümde es-SadruĢĢehîd‟in biyografisi ve eserlerine yer verilmiĢtir. Ġkinci bölümde “Kitâbü‟l-Vâkıât ile ilgili tetkiklere yer verilmiĢtir. Bu bağlamda kitabın müellife aidiyeti, telif amacı, konusu, muhtevası, kaynakları, eserin telifinde takip edilen yöntem, kütüphane nüshaları, tahkik çalıĢmamızda tercih edilen nüshalar ve tavsifleri anlatılmıĢtır. Ayrıca bu kısımda es-SadruĢĢehîd‟in bazı fıkhî görüĢleri, Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın sonrasındaki literatüre etkileri ve Hanefî mezhebindeki yerine değinilmiĢtir.

Üçüncü bölümde tahkikte takip edilen metot ve tahkikli metinde kullanılan iĢaretler hakkında bilgi verilmiĢtir.

Sonuç, öneriler ve bibliyografya‟dan sonra ekler bölümünde Karahanlılar ve Büyük Selçuklular‟ın hüküm sürdüğü bölgeleri gösteren haritalara, es-SadruĢĢehîd‟in eserlerinin elyazma nüshalarının bulunduğu kütüphaneler ve numaralarına yer verilmiĢtir.

AraĢtırma konumuzun belirlenme aĢamasından tamamlanmasına kadar kendisiyle istiĢareler yaptığım, Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın değerlendirilmesi noktasında tavsiyelerinden yararlandığım danıĢman hocam Ġzmir Kâtip Çelebî Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet KÖSE‟ye teĢekkürlerimi sunarım.

Tahkik çalıĢmamı sürdürürken tahkik metoduyla ilgili fikir, istiĢare ve tavsiyelerinden istifade ettiğim Prof. Dr. Seyit BAHCIVAN‟a, Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın muhteva açısından değerlendirilmesi aĢamasında bana yol gösteren ve tavsiyelerde bulunan, değerlendirme kısmını baĢtan sona okuyup katkılar yapan Dr. Öğr. Üyesi Ġsmail BĠLGĠLĠ‟ye teĢekkür ederim. Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın değerlendirme kısmını inceleyip okuyan, gereken düzeltmeleri öneren Doç. Dr. Murat ġĠMġEK‟e çok teĢekkür ederim.

Tahkikli metni okuyup yazım ve diğer hatalar hususunda düzeltmelerle katkıda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Hasan ÖZER‟e teĢekkür ederim. ÇalıĢmamız

(11)

sırasında es-SadruĢĢehîd‟in bazı yazma eserleri hakkında kendisiyle danıĢtığım ve bilgi aldığım Hasan TETĠK‟e çok teĢekkür ederim. Ayrıca bu çalıĢmanın Necmettin Erbakan Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinatörlüğü‟nce Doktora Tez Projesi olarak kabul edilmesi, Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın tahkik ve değerlendirmesinin proje çerçevesinde tamamlanması sebebiyle NEÜ BAP Koordinatörlüğü Komisyonu‟na ve çalıĢanlarına verdikleri desteklerden dolayı en samimi duygularımla teĢekkür ederim. Uzun bir çalıĢma sürecinde her türlü fedakârlığı gösteren, bana sürekli destek veren eĢime özellikle teĢekkür ederim. Tahkik çalıĢmamızın yazılması, okunup düzeltilmesi ve karĢılaĢtırmasında bana yardımlarını esirgemeyen tüm dost ve arkadaĢlarıma içtenlikle teĢekkür ederim.

ÇalıĢma bizden baĢarı Allah‟tandır.

Abdulnasır HAKĠMĠ KONYA-2018

(12)

KISALTMALAR

a. mlf. : Aynı müellif

(a.s) : Aleyhisselam/Aleyhi‟s-salâtü ve‟s-selâm b. : bin/Ġbn

bk. : Bakınız bs. : Baskı/Basım byy. : Baskı yeri yok d. : Doğum tarihi

DİA : Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi Dr. : Doktor/Doktora

EI : The Encyclopaedia of Islam H. : Hicrî

H. ġ. : Hicrî ġemsî

Haz. : Hazırlayan/Hazırlayanlar Hz. : Hazreti

İA : MEB Ġslam Ansiklopedisi Ktp. : Kütüphane/Kütüphanesi md. : Madde/Maddesi

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı m. : Miladî nr. : Numara nĢr. : NeĢreden ö. : Ölüm Tarihi s. : Sayfa sy. : Sayı ts. : Tarihsiz thk. : Tahkik eden YL. : Yüksek Lisans yy. : Yüzyıl

vd. : ve diğerleri vr. : Varak

(13)

GĠRĠġ

I. ARAġTIRMANIN KONUSU

ÇalıĢmanın konusu, “es-SadruĢĢehîd Ömer b. Abdilaziz‟in Kitâbü‟l-Vâkıât Adlı Eserinin Tahkik ve Değerlendirmesi”dir.

Tahkikini yaptığımız metinin değiĢik kütüphanelerde birçok nüshası bulunmaktadır. Nevâzil, Hanefi fıkıh geleneği içerisinde yazılmıĢ bir fıkıh telif türüdür. AraĢtırmamızda Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın tahkiki yanı sıra, müellifin hayatı, ilmî kiĢiliği, eserleri ve görüĢleri hakkında detaylı bilgi verilmiĢtir. Ayrıca

Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın tanıtımı yapılmıĢtır. es-SadruĢĢehîd‟in hayatı ve eserleri ile ilgili önceki

çalıĢmalarda geçen hatalı ya da eksik bilgiler düzeltilerek zenginleĢtirilmiĢtir.

es-SadruĢĢehîd‟in hayatı ile ilgili hatalı bilgilerin tespitinde araĢtırmacıların kullandıkları kaynaklara ulaĢılmıĢ ve ayrıntılı incelemelerden sonra hatalı aktarımda bulundukları saptanmıĢtır. AraĢtırmacılar tarafından ve kütüphane kayıtlarınca es-SadruĢĢehîd‟e nispet edilen eserlerin elyazma nüshaları incelendikten sonra ona aidiyeti netleĢtirilmiĢtir.

II. ARAġTIRMANIN ÖNEMĠ VE AMACI

Hanefi fıkhına dair metinlerden çoğu hâlâ basılmıĢ değildir. es-SadruĢĢehîd‟in

Kitâbü‟l-Vâkıât adlı eseri VI./XII. asırda telif edilen ve bilebildiğimiz kadarıyla

üzerinde herhangi bir çalıĢma yapılmayan fürû-i fıkıha dair önemli eserlerdendir. Bu esere sonraki dönemlerde telif edilen kitaplarda yapılan atıflardaki zenginlik onun değerini göstermeye yeterli bir husustur.

Kitâbü‟l-Vâkıât Hanefi mezhebi nevâzil literatürünün erken dönem

örneklerinden biri olması hasebiyle de önem arz etmektedir. Ayrıca çok sayıda farazî meseleyi içermesi fıkıh ile meĢgul olanlara fıkhî meseleleri çözümleme yöntemi bakımından büyük katkılar sağlayacağı açıktır.

Bu açıdan Nevâzil literatürünün eĢsiz örneklerinden olan bu hacimli eserin tahkik edilerek ilim dünyasının istifadesine sunulması fıkıh ilmine önemli katkıların sağlayacağı ümit edilmektedir.

(14)

es-SadruĢĢehîd‟in hayatı ve eserleriyle alakalı hatalı bilgilerin değerlendirildiği kısımda da görüleceği gibi özellikle es-SadruĢĢehîd‟le ilgili kaynak yetersizliği ya da var olan kaynakların gerektiği gibi ele alınamamasından bu hatalar meydana gelmiĢ olmalıdır. Bu yönüyle bizim çalıĢmamız söz konusu eksikliklerin giderilmesi açısından da önem arzetmektedir.

III. ARAġTIRMANIN METODU AraĢtırmamızda iki metot uyguladık:

1. Tahkikini yaptığımız eserin yazarı es-SadruĢĢehîd‟in hayatı, eserleri ve ilmî kiĢiliğini ele alırken klasik Hanefî tabakât ve tarih kitaplarına baĢvurduk. Daha sonra muasır çalıĢmalar (tezler, kitaplar, makaleler) ve ansiklopedilerden faydalandık.

2. Tahkik ettiğimiz elyazma eserin nüshalarını kataloglardan taradık ve

Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın Türkiye‟de ve yurt dıĢında bulunan nüshalarının yerlerini tespit

ettik. Yurt dıĢındaki nüshaların çok eski tarihli olmayıĢı ve Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın müellif hattı nüshası olmaması sebebiyle bu nüshalar üzerinde durmadık. Türkiye‟de baĢta Ġstanbul Süleymaniye Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Millet Kütüphanesi, Ġstanbul Müftülüğü Yazma Eserler Kütüphanesi‟ne bizzat giderek

Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın farklı nüshalarını temin ettik. Daha sonra Ankara Milli

Kütüphane, Kütahya Vahid PaĢa Ġl Halk Kütüphanesi, Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, Manisa Ġl Halk Kütüphanesi, Diyarbakır Ziya Gökalp Ġl Halk Kütüphanesi, Balıkesir Yazma Eserler Kütüphanesi‟ndeki nüshalar üzerinde durduk.

Topladığımız bu nüshalardan en uygun olan üçünü tahkike esas aldık. ÇalıĢmamızın ikinci bölümünde nüshalarla ilgili detaylar açıklamalara yer verilecektir.

IV. ARAġTIRMANIN KAYNAKLARI

AraĢtırmamızı değerlendirme kısmını hazırlarken faydalandığımız kaynakları klasik ve muasır çalıĢmalar olarak iki baĢlık altında sıralayabiliriz:

(15)

A. es-SadruĢĢehîd‟in Hayatı, Eserleri ve KiĢiliği Ġle Ġlgili Kaynaklar 1. Klasik Kaynaklar

Nizâmülmülk (ö. 485/1092), Siyasetnâme: Büyük Selçuklular veziri Nizamülmülk‟ün bu eserini es-SadruĢĢehîd‟in babasına verilen Burhânü‟d-din

ve‟l-mille lakabının hangi amaçla verildiğini tespit etmede kullandık. Nizamülmülk

eserinde o dönemde âlimler, askerler ve diğer kesimlere verilen lakaplarla ilgili değerli bilgilere yer vermiĢtir. Burhân ailesinin bir ferdi olan es-SadruĢĢehîd, Büyük Selçuklular‟a tâbi hale getirilen Batı Karahanlılar döneminde yaĢamıĢtır. Söz konusu eser çalıĢmamız açısından önemlidir. Bu eserin orijinal dili Farsça‟dır. AraĢtırmamızda Farsça neĢrinden yararlandık.

Nesefî (ö. 537/1142), el-Kand fi zikri ulemâ-i Semerkand: Bu eserin iki farklı baskısı bulunmaktadır. Ġlk baskı Nazar Muhammed Faryâbî‟nin tahkikiyle Mektebetü‟l-Kevser tarafından Rıyad‟da 1991 yılında neĢredilmiĢtir. Diğer baskısı ise Yusuf el-Hadî‟nin tahkikiyle Mirâtü‟t-türas yayınları arasında Tahran‟da 1999 yılında yayımlanmıĢtır. Biz tezimizin hem değerlendirme kısmı hem de

Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın metninde geçen fakihler ve âlimlerin tanıtımında ikincisini kullandık.

Aruzî Semerkandî (ö. 552/1157), Mecme„u‟n-nevâdir veya Çehâr Makale: es-SadruĢĢehîd‟in ailesi hakkında verdiği bilgiler ve bölgenin tarihi açısında önemli bir eserdir. Özellikle VI./XII. asırda yazılan bir eser olması bakımında baĢvurduğumuz önemli kaynaklardandır. Bu eserin orijinal dili Farsça‟dır. AraĢtırmamızda Farsça neĢrinden yararlandık.

Râvendî (ö. 603/1207), Râhatü‟s-sudûr: Eserde Büyük Selçuklu sultanlarının ulema sınıfıyla özellikle Hanefî fakihleriyle olan iliĢkileri hakkında bilgi vermesi bakımından önemlidir. Tezimizin değerlendirme kısmında yararlandığımızı belirtmek istyoruz. Eserin orijial dili Farsça‟dır. Arapça‟ya da tercüme edilmiĢtir. Tezimizde Farsça baskısından faydalandık.

Avfî (ö. 629/1232), Lübâbü‟l-elbâb: Aslında Tezkiretü‟ş- şuara mahiyetinde olan bu eser, Ġbn Mâze ailesi ile ilgili verilen bilgiler ve Muhammed Kazvînî‟nin kitabın sonuna eklediği ta„liklar sebebiyle son derece önemlidir. Bu eserin orijinal dili Farsça‟dır. AraĢtırmamızda Farsça neĢrinden yararlandık.

(16)

Ġbnü‟l-Esîr (ö. 630/1233), el-Kâmil fi‟t-târîh: Karahıtaylara karĢı Sencer‟in Semerkand‟ın Katvan bölgesinde yaptığı savaĢ ve o döneme ait tarih bilgileri içermesi bakımından yararlandığımız eserlerdendir.

Zernûcî (ö. VI/XII. yüzyılın sonları) Ta„lîmü‟l-müte„allim: Zernûcî hocası Burhânüddin el-Mergînânî‟den (ö. 593/1197) es-Sadru‟l-Kebîr‟in iki oğlunun eğitimi ile bizzat ilgilendiğini aktarması bakımında son derece önemli bir kaynak eserdir.

Nesevî (ö. 647/1249-50), Sîretü‟s-Sultân: HarizmĢahlar ve Burhân ailesi iliĢkisine değindiği için yararlandığımız önemli kaynaklardandır.

Kazvînî (ö. 682/1283), Âsâru‟l-bilâd ve ahbâru‟l-„ibâd: Önemli bir coğrafya kitabıdır. Buhârâ ve ahalisi hakkında özellikle Burhân ailesiyle ilgili verdiği bilgiler açısından önemsediğimiz ve faydalandığımız çalıĢmalardandır.

Zehebî (ö. 748/1348), Târîhu‟l-İslâm ve vefeyâtü‟l-meşâhîri ve‟l-a„lâm,

Siyeru a‟lami‟n-nübela, Düvelü‟l-İslam: Zehebî‟nin bu üç eseri tarihî olayları

aktarması ve Ġbn Mâze ailesinin tüm fertleri hakkında bilgi vermesi yönüyle kullandığımız kaynaklardandır.

Safedî (ö. 764/1363), el-Vâfî bi‟l-vefeyât: Ġbn Mâze ailesinin fertleri hakkında bilgi edindiğimiz kaynaklardandır.

KureĢî (ö. 775/1373), el-Cevâhiru‟l-mudıyye: Hanefi tabakât kitaplarından olan bu çalıĢma es-SadruĢĢehîd‟in fıkıh silesini vermiĢtir. Ayrıca eserde Burhân ailesinde yetiĢen fakihler hakkında bilgi verilmesi bakımından önem arzetmektedir.

Muînü‟l-fukarâ (ö. h. VIII. asır), Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı

Buhârâ: es-SadruĢĢehîd‟in Buhârâ‟da defnedildiği yer ve Burhân ailesinin Ģeceresi

ile ilgili yaptığımız değerlendirmelerde bu çalıĢmadan faydalandık. Kitap, Buhârâ‟da medfun ulema ve fukahanın mezarları hakkında değerli bilgiler içermesi bakımından son derece önemli bir kaynak eserdir. Bu eserin orijinal dili Farsça‟dır. AraĢtırmamızda Farsça neĢrinden yararlandık.

Ġbn Tağrîberdî (ö. 874/1469), en-Nücûmü‟z-zâhire: Bu çalıĢmayı hem tezimizin değerlendirme kısmı hem de Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın metninde geçen fukahanın tanıtımında faydalandık.

(17)

Ġbn Kutluboğa (ö. 879/1474), Tacü‟t-terâcim: Hanefi tabakât kitabı olması ve değerli bilgiler içermesi bakımından kullandığımız eserlerdendir.

Kınalizâde (ö. 979/1571), Tabakâtü‟l-Hanefiyye: önemli Hanefi tabakât eserlerinden olup tahkikli metni hazırlarken faydandığımız önemli çalıĢmalardandır.

Kefevî (ö. 990/1582), Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr min fukahâ‟i

mezhebi‟n-Numâni‟l-muhtâr: 800 Hanefi fakihin hayatının analtıldığı önemli tabakat

kitaplarındandır. Tezimizin hem tahkikli metninde geçen fakihler, hem de değerlendirme kısmında faydalandığımız eserlerdendir. Eser matbu olup beĢ kiĢilik bir heyet (Saffet Köse, Murat ġimĢek, Hasan Özer, Huzeyfe Çeker, GüneĢ Öztürk) tarafından tahkik edilerek 2018 yılında Ġstanbul‟da dört cilt halinde neĢredilmiĢtir.

Temîmî (ö. 1010/1601), et-Tabakâtü‟s-seniyye: Hanefi tabakât eserlerinden olup hem tahkikli metin hem de Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın değerlendirme kısmında faydalandığımız çalıĢmalardandır.

Ali el-Kârî (ö. 1014/1605), el-Esmârü‟l-ceniyye: Hanefi tabakâtına dair telif edilen değerli çalıĢmalardandır. Kitâbü‟l-Vâkıât‟ta geçen Hanefi fakihlerin tanıtımında yararlandık.

Katib Çelebî (ö. 1067/1657), Keşfü‟z-zünûn „an esâmi‟l-kütüb ve‟l-fünûn: Bibliyografik özelliğiyle bilinen bu eserden çokça yararlandığımızı belirtmek isteriz.

Keşfü‟z-zünûn‟da es-SadruĢĢehîd‟in eserleri hakkında verilen bilgiler açısından önem

arzetmektedir.

2. Muasır ÇalıĢamalar

Leknevî (ö. 1304/1886), el-Fevâidü‟l-behiyye: Önemli Hanefi tabakât kitablarından olup hem tahkikli metini hazırlarkn hem de değerlendirme kısmında sık sık baĢvurduğumuzu belirtmek isteriz.

Bağdatlı Ġsmail PaĢa (ö. 1920), Îzâhu‟l-meknûn fi‟z-zeyli „alâ Keşfü‟z-zünûn: Katib Çelebî‟nin eserine yazılan bir zeyl olması bakımından değerli bir çalıĢmadır.

Bağdatlı Ġsmail PaĢa (ö. 1920), Hediyyetü‟l-„ârifîn esmâü‟l-müellifin ve

âsâru‟l-musannifin: Hacimli bir biyografi ve bibliyografya eseridir. Ġki cilt halinde

(18)

9000 müslüman müellfin hayatı ve eserleri hakkında bilgili verilĢmiĢtir. Tezimizin hem değerlendirme ksımı hem de tahkikli metnini hazırlarken faydalandığımızı belirtmek isteriz.

Barthold (ö. 1930), Türkistannâme: Bilimsel bir bakıĢ açısıyla Türkistan tarihi ve medeniyetini ele alması bakımından önemli bir çalıĢmadır. Bu eserin orijinal dili Rusça‟dır. Farsça ve baĢka dillere tercüme edilmiĢtir. AraĢtırmamızda Farsça çevrisinden faydalandık.

Carl Brockelmann (ö. 1956), Tarihu‟l-edebi‟l-Arabî: Biyografik ve bibliyografik özelliğiyle birçok müellif ve eserleri hakkında bilgi veren bir kaynak eserdir. ÇalıĢmamızda yararlandığımız önemli eserlerdendir. Eserin orijinal ismi

Geschichte der Arabischen Litteratur‟dir. AraĢtırmamızda Arapça tercümesinden

yararlanmıĢ bulunmaktayız.

Fuat Sezgin (ö. 2018), Tarihü‟t-türasi‟l-Arabî: Ġslam‟da ilimler tarihi alanında Brockelmann‟ın çalıĢmasından sonra telif edilen önemli bir eserdir. Hem tahkikli metni hazırlarken hem de tezimizin değerlendirmesinde fayalandığımız eserlerdendir. Eserin orijinal ismi Geschichte des Arabischen Schrifttums‟tır. AraĢtırmamızda Arapça tercümesinden yararlanmıĢ bulunmaktayız.

Ziriklî (ö. 1976), el-A‟lam: Önemli biyografik eserlerdendir. Tahkikli metinden geçen fukahanın tanıtımında faydalandık.

Ömer Rıza Kehhâle (ö. 1987), Mu„cemü‟l-müellifîn: Önemli biyografi eserlerdendir. Tahkikli metinde geçen fukahanın tanıtımında faydalandık.

Yusuf Ziya Kavakçı, XI. ve XII. Asırlarda Karahanlılar Devrinde

Maveraünnehir İslam Hukukçuları: es-SadruĢĢehîd‟in Batı Karahanlılar döneminde

yaĢamıĢ olması bakımından bu çalıĢma araĢtırmamız açısından önem arzetmektedir. Muhyî Hilal es-Serhan: es-SadruĢĢehîd, Ömer b. Abdilaziz‟in (ö. 536/1141),

Şerhu Edebi‟l-kâdî adlı eserinin tahkikli neĢrini yapan es-Serhan, esere yazdığı

mukaddimesinde es-SadruĢĢehîd‟in eserleri, ailesi ya da baĢka bir ifadeyle Burhân ailesi ile ilgili verdiği bilgiler bakımından istifade ettiğimiz çalıĢmalardandır.

(19)

Murteza Bedir, Buhara Hukuk Okulu: Eserde nevâzil literatürü, Burhân ailesi Ģeceresi ve diğer kıymetli bilgiler içermesi bakımından tahkik çalıĢmamızın değerlendirme kısmında faydalandığımız önemli çalıĢmalardandır.

Richard Nelson Frye (ö. 2014), Buhârâ destâverd-i kurûn-i vustâ (Bukhara:

The Medieval Achievement): Eserin orijinal dili Ġngilizce‟dir. Farsça‟ya da tercüme

edilmiĢtir. Biz araĢtırmamızda Farsça tercümesinden faydalandık. Eser Ġslam medeniyetinin merkezlerinden biri olan Buhârâ‟nın dinî, sosyal ve kültürel yapsıyla ilgili değerli bilgiler içermesi bakımından önem arzetmektedir.

Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri: Sayısı yüzlere ulaĢan Hanefi fakihlerin hayatı ve eserleri hakkında kısa ve özlü bilgiler içermesi bakımından faydalandığımız çalıĢmalardandır.

Ali Ekber Dihhuda, Lugatname-i Dihhuda: Bu çalıĢma aslında Farsça sözlük olarak hazırlanmaya baĢlanmıĢ, müellifin vefatından sonra yarıda kalan çalıĢma Ġran devletinin mali desteğiyle çok sayıda yazar tarafından tamamlanmıĢtır. Eserde Farsça alfabesi esas alınarak her harf için bir cilt telif edilmiĢtir. Bu yönuyle çalıĢma sözlükten daha ziyade ansiklopediyi andırmaktadır. Bu eserden es-SadruĢĢehîd‟in hayatı ve ailesini ele alırken faydalanmıĢ bulumaktadyız. Ayrıca bu çalıĢmadan

Kitâbü‟l-Vâkıât‟ta geçen Farsça garib sözcüklerin anlamları öğrenmek için

yararlandık.

Murat ġimĢek, Mezhepleşme Sürecinde Hanefilik Tarih ve Usul: Hanefi mezhebi ile ilgili yapılan akademik çalıĢmalardan olup tezimizin değerlendirmesinde yararlanmıĢ bulunmaktayız.

Tezimizin tahkikli metni ve değerlendirme kısmında bazı DİA maddelerinden de faydalandığımızı belirtmek isteriz.

B. Tahkik Metoduyla Alakalı Kaynaklar

es-SadruĢĢehîd‟in Kitâbü‟l-Vâkıât adlı eserinin tahkikinde, Ekrem Ziya el-Ömerî‟nin Menâhicu‟l-bahs ve tahkîku‟t-türâs adlı eserinden, Abdüsselam Hârun‟un

Tahkîku‟n-nusûs ve neşruhâ adlı kitabından, Salâhuddîn el-Müneccid‟in Kavâidu tahkîki‟l-mahtûtât adlı eserinden yararlandık. Ayrıca Seyit Bahcıvan‟ın “Yazma

(20)

Eserlerin Tahkikinde Metodolojik Problemler” baĢlıklı makalesi ve tahkikli neĢrini yaptığı birçok eserinden faydalandık.

(21)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

es-SADRUġġEHÎD‟ĠN HAYATI, YAġADIĞI DÖNEMĠN GENEL

ÖZELLĠKLERĠ, ESERLERĠ VE ĠLMÎ KĠġĠLĠĞĠ

Bu bölümde Hanefi mezhebinin büyük fakihlerinden olan Hüsâmuddîn es-SadruĢĢehîd‟in hayatı ve yaĢadığı asrın temel özellikleri, eserleri ve kiĢiliğini ulaĢabildiğimiz kaynaklar çerçevesinde ele alacağız.

I. HAYATI

es-SadruĢĢehîd‟in hayatı incelenirken doğumu, kimliği, yetiĢmesi, ailesi (Burhân ailesi), ikamet ettiği yerler, yolculukları ve vefatına yer verilecektir.

A. Doğumu

es-SadruĢĢehîd Hüsâmüddin Ömer b. Abdilaziz Ġbn Mâze‟nin doğum tarihi kaynaklarda Safer 483/Eylül 1090 Ģeklinde geçmektedir.1 Ġsnevî doğduğu ayı Zilhicce olarak kaydetmiĢtir.2

Kaynaklarda doğum tarihi konusunda ihtilaf bulunmamakla beraber doğum yeri konusunda herhangi bir bilgiye yer verilmemiĢtir. Bu konuda Ģöyle bir yorum yapılabilir: “es-SadruĢĢehîd‟in babası Abdülaziz b. Ömer Ġbn Mâze 495/1105 yılında Büyük Selçuklular‟ın Horasan Meliki Sencer tarafından sadr3 tayin edilmeden önce Merv‟de oturuyordu.4

Oğlu Ömer es-SadruĢĢehîd 483 yılında doğduğuna göre babası Abdülaziz b. Ömer sadr tayin edildiği sıralarda henüz 12 yaĢındaydı. Buna göre es-SadruĢĢehîd Ömer b. Abdilaziz‟in Merv‟de doğduğu anlaĢılmaktadır”.

B. Kimliği

Bu kısımda es-SadruĢĢehîd‟in adı, Ģöhret bulduğu lakaplar, künyesi ve nispelerini temel klasik kaynaklar ve çağdaĢ kaynaklar çerçevesinde aktarmaya

1

Zehebî, Târîhu‟l-İslâm, XXXVI/420; KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, II/649-650; Ġbn Kutuboğa, Tacü‟t-teracim (Leipzig 1862), s. 34; (DımaĢk 1992), s. 217-218; Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/447; Leknevî, el-Fevâidü‟l-behiyye, s. 149; Bağdatlı Ġsmail PaĢa, Hediyyetü‟l-„ârifîn, I/783; Ziriklî, el-A‟lam, V/51; Kehhâle, Mu„cemü‟l-mü‟ellifîn, II/562.

2 Ġsnevî, Tabakâtü‟ş-Şafiîyye, I/208. 3

Sadr: Siyasî bir terim olarak Burhân ailesi fertlerine verilen sadr unvanı Buhârâ yöneticiliğiyle ilgili bir terimdir. Burhân Ailesi baĢlığı altında ayrıntılı bilgi verilecektir.

4 Muînü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 48; Öngül, “Burhân Ailesi”, DİA, VI/431.

(22)

çalıĢacağız. Birçok kaynakta kimliği konusunda bazı hatalı bilgilere rastlamak mümkündür. Kimliği ile ilgili bilgilere yer verdikten sonra bunlar üzerinde ayrıca durulacaktır.

1. Adı

Tam adı Ebû Hafs (Ebû Muhammed) Hüsâmüddin es-SadruĢĢehîd Ömer b. Abdilaziz b. Ömer b. Abdilaziz Mâze el-Buharî‟dir.

Tahkikini yaptığımız Kitâbü‟l-Vâkıât‟ın müellifinin adı Ömer‟dir. Babasının adı Abdülaziz, dedesinin ismi ise Ömer‟dir. Babasının dede ismi yani Abdülaziz b. Ömer‟in dedesinin ismi Abdülaziz Mâze‟dir.5

Buna göre Murteza Bedir‟in de belirttiği gibi es-SadruĢĢehîd‟in büyük dedesinin iki isimi bulunmakta olup birincisi “Abdülaziz” ikincisi ise “Mâze”dir.6

Kefevî Abdülaziz b. Ömer‟in dedesinin ismini Mâze Ģeklinde vermiĢtir.7

Murteza Bedir, Buhara Hukuk Okulu‟nda “Mâze” kelimesinin “ne manaya geldiği bilinmemektedir”8

der. Ancak Ali Ekber Dihhuda‟nın bazı Farsça sözlüklerden aktararak verdiği bilgilere göre Mâze ( َ صبِٖ ) kelimesi Farsça olup (Mâzu “ُٚصبِ” ve Mâzen “ َ صبِْ ” Ģekillerinde de yazılır) “omurga” veya “bel kemiği” anlamına gelir. Arapça karĢılığı ise sulb ( َُصتٍ ) olup aynı anlamda kullanılır. Mâze‟nin diğer bir anlamı ise çiftçilerin tarlada kullandığı mala (tırmık)‟dır. Tarihte

Mâze Büyük Ġskender‟in Fırat nehrinden geçiĢini engellemekle görevli Ġran‟lı bir

komutanın adıdır.9

5

Nesefî, el-Kand fi zikri ulemâi Semerkand (thk. Yusuf el-Hadî), s. 431, nr. 746.

6 Nesefî, el-Kand fi zikri ulemâi Semerkand (thk. Yusuf el-Hadî), s. 431, nr. 746; Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 34.

7 Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/445. 8

Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 34.

9 Burhân, Muhammed Hüseyin, Burhân-ı kât„i, IV/1940-1941; Dâîyü‟l-Ġslam, Seyyid Muhammed Ali, Ferheng-i Nizâm, V/12; Nefisî, Ferheng-i Nefisi (Nâzimü‟l-etibbâ), V/3013; Dihhuda, Ali Ekber, Lugatnâme, XXIX, “Mâzen”, “Mâze” ve “Mazu” md.

(23)

2. Künyesi

es-SadruĢĢehîd‟in künyeleri Ebû Muhammed10 ve Ebû Hafs‟tır.11 Ebû

Muhammed künyesinin oğlu Muhammed‟den gelmektedir. Fakat Ebû Hafs Ģeklinde

kullanılan künyesi ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. 3. Nispesi

es-SadruĢĢehîd Horasanî, el-Buhârî, el-Hanefî nispelerine sahiptir.

el-Horasânî (Horasanlı) veya Ehl-i Horasan:12 Bu nispe es-SadruĢĢehîd‟in aslen Merv‟li olduğuna iĢarettir; çünkü Merv, Belh, Nisâbûr ve Herat, Horasan‟nın dört büyük kenti ve ilim merkezlerindendi.13 Merv Büyük Selçuklular Meliki Sencer‟in siyasî ve idarî merkeziydi.14

Merv‟de oturmakta olan babası Abdülaziz b. Ömer, Sultan Sencer‟in isteği üzerine Buhârâ‟ya gelmiĢ ve “Sadr” tayın edilmiĢtir. Bunun üzerine Babası es-Sadru‟l-Kebîr, es-Sadru‟l-Ecel diye anılmaya baĢlanmıĢtır. Yusuf Ziya Kavakçı, bazı yazarlar tarafından es-SadruĢĢehîd‟in Horasanlı (el-Horasânî) Ģeklinde verilen nispesine karĢı çıkarak onun Buhârâ‟lı olduğunu vurgulamıĢtır.15

el-Buhârî:16 es-SadruĢĢehîd‟in el-Buhârî (Buhârâ‟lı) nispesi Buhârâ‟da uzun süre yaĢamıĢ olması ve halkla hem siyasî hem de dinî bakımdan sürekli iç içe olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz. Hatta Semerkant‟ta meĢhur Katvan ġavaĢı‟nda Ģehîd edildikten sonra cesedi Buhârâ‟ya götürülerek defnedilmiĢtir.

10 KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, II/649; Ġbn Kutuboğa, Tacü‟t-teracim, s. 34; Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/445; Katib Çelebî, Keşfü‟z-zunûn, I/11; Bağdatlı Ġsmail PaĢa, Hediyyetü‟l-„ârifîn, I/783; Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, I/453; Mv. F. XII/337; Özel, Ahmet, Hanefi Fıkıh Alimleri, s. 44; a. mlf., “SadruĢĢehîd” DİA, XXXV/425. 11 Zehebî, Siyeru a‟lami‟n-nübelâ, XX/58, 97; Safedî, el-Vâfî bi‟l-vefeyât, XXII/314; es-SadruĢĢehîd,

Şerhu Edebi‟l-kâdî (NeĢredenin giriĢi), I/26; es-SadruĢĢehîd, Kitabü‟t-Tezkiye (nĢr. Halid b. Zeyd el-Vezinanî), s. 269.

12 Bağdatlı Ġsmail PaĢa, Hediyyetü‟l-„ârifîn, I/783; Ziriklî, el-A‟lam, V/51; Karaman, İslam Hukuk Tarihi, s. 249; Muhammed Zuhaylî, Merce„ü‟l-ulûmi‟l-İslamiyye, s. 390.

13

bk. Sübkî, Tabakü‟t-Şafiîyye, I/325.

14 bk. Osman Gazi Özgüdenli, “Merv”, DİA, XXIX, s. 222.

15 Kavakçı, Yusuf Ziya, XI. ve XII. Asırlarda Karahanlılar Devrinde Maveraünnehir İslam Hukukçuları, s. 85.

16

Zehebî, Siyeru a‟lami‟n-nübelâ, XX/97; Safedî, el-Vâfî bi‟l-vefeyât, XXII/314; Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/452; Bağdatlı Ġsmail PaĢa, İzahu‟l-meknûn, II/124; Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye, I/453; Özel, Hanefi Fıkıh Alimleri, s. 44; a.mlf., “SadruĢĢehîd” DİA, XXXV/425; Zühaylî, Merceü‟l-ulûmi‟l-İslamiyye, s. 390.

(24)

el-Hanefî:17 Hanefi mezhebinin önde gelen fakihlerinden olması sebebiyle bu

nispe kullanılmaktadır. 4. Lakapları

es-SadruĢĢehîd‟in meĢhur olduğu lakaplarını Ģöyle sıralayabiliriz:

a) el-Hüsâm18, Hüsâmuddîn:19 Bu lakapları “kılıç” veya “dinin kılıcı” anlamına gelir. Hicrî VI. asırda ulema sınıfına verilen lakaplardandır.

b) Hüsâmuşşehîd,20 es-Sadruşşehîd,21 eş-Şehîd:22 Sultan Sencer‟in

Karahıtaylar‟a yenildiği Katvan savaĢı‟nda Ģehîd düĢtüğü için bu lakapla meĢhur olmuĢtur. Daha çok bu lakap ile tanınır.

c) Burhânü‟l-eimme:23 Birçok kaynakta hem kendisi hem de babası için bu lakap kullanılmıĢtır. Bu lakap o dönemde genellikle âlimler ve fakihlere verilmekteydi.

d) İbn Mâze24 ya da Beni Mâze (Mâze Oğulları): Büyük dedesi Ömer‟in ikinci ismi Mâze olduğu için bu aileye mensup kimseler bu lakapla da meĢhur olmuĢlardır.25

e) el-Fakih:26 Babası Abdülaziz Ġbn Mâze‟den fıkıh eğitimi almıĢ ve daha babası hayatta iken meĢhur olmuĢtur.

17 Safedî, el-Vâfî bi‟l-vefeyât, XXII/314; Bağdatlı Ġsmail PaĢa, İzahu‟l-meknûn, II/124; Mv. F. XII/337.

18 Ġbnü‟l-Esir, el-Kamil fi‟t-tarih; IX/322; Ġbn Tağrîberdî, en-Nücûmü‟z-zâhire, V/260-261.

19 KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, II/649; Mu„inü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 63; Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/445; Ziriklî, el-A‟lam, V/51; Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye, I/453; Karaman, İslam Hukuk Tarihi, s. 249; Özel, “SadruĢĢehîd” DİA, XXXV/425 20 Ġbn Kutuboğa, Tacü‟t-teracim, s. 34; Katib Çelebî, Keşfü‟z-zunûn, I/46; Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye,

I/453. 21

KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, II/649; Mu„înü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 63; Ziriklî, el-A‟lam, V/51; Bilmen, Hukuk-ı İslamiyye, I/453; Karaman, İslam Hukuk Tarihi, s. 249; Özel, “SadruĢĢehîd” DİA, XXXV/425; Mv. F., XII/337; Zuhaylî, Merce„ü‟l-ulûmi‟l-İslamiyye, s. 390.

22

Bağdatlı Ġsmail PaĢa, Hediyyetü‟l-„ârifîn, II/783; Katib Çelebî, Keşfü‟z-zunûn, I/11.

23 KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, II/649; Ġbn Kutuboğa, Tacü‟t-teracim, s. 34; Katib Çelebî, Keşfü‟z-zunûn, I/46; Ziriklî, el-A‟lam, V/51;

24 Zehebî, Siyeru a‟lami‟n-nübelâ, XX/97; Safedî, Vâfî bi‟l-vefeyât, XXII/314; KureĢî, el-Cevâhiru‟l-mudıyye, II/649; es-SadruĢĢehîd, Kitabü‟t-Tezkiye (NeĢredenin giriĢi), s. 269.

25 Nesefî, el-Kand fi zikri „ulemâ-i Semerkand (thk. Yusuf el-Hadî), s. 431, nr. 746; KureĢî, el Cevâhirü‟l-mudıyye, II/674.

(25)

f) el-Usulî:27 Usul-i fıkıh alanında da yetkili olduğunu vurgulamak için birçok kaynakta bu nispe geçmektedir. Hatta usul-i fıkıha dair ona nispet edilen ve günümüz kadar ulaĢmayan Usûlu Hüsâmî diye bilinen bir kitabı da vardır. Ġlerleyen sayfalarda müellifin eserleri anlatılırken üzerinde durulacaktır.

5. Nesebi

es-SadruĢĢehîd‟in ailesi Merv kökenlidir. O daha 12 yaĢındayken babası Abdülaziz Ġbn Mâze (ö. 518/1124) sadır tayin edilmiĢ ve Selçuklu Sultanı Sencer tarafından Buhârâ‟ya getirilmiĢtir. Kazvînî nesebini, Ömer b. Abdilaziz b. Mervan‟a (ö. 101/720) kadar ulaĢtığını belirtmiĢtir.28 Muînü‟l-fukarâ ise nesebinin anne tarafından dedesi29

olan Hz. Ömer b. Hattab‟a (ö. 23/644) kadar devam ettirmiĢtir.30 C. YetiĢmesi, Ailesi ve Ġkamet Ettiği Yerler

Bu kısımda es-SadruĢĢehîd‟in yetiĢmesi ve mensubu olduğu Burhân ailesi hakkında bilgi verilecektir. Burhân ailesiyle ilgili kaynaklarda geçen Ģecereler verilerek değerlendirilecektir.

1. YetiĢmesi

Onun yetiĢmesinde babasının büyük katkısı ve etkisi vardır. Kaynaklarda babasının dindar, soylu, siyasî ve ekonomik açıdan nüfuz sahibi, aynı zamanda Ģefkatli ve mütevazı birisi olduğu nakledilir. Kaynaklar es-SadruĢĢehîd‟in ilk eğitimini kardeĢi III. Sadr olarak tayin edilen Tacü‟l-Ġslam Ahmed b. Abdilaziz ile birlikte babalarından aldığını nakletmektedir.31

Zernûcî (ö. VI/XII. yüzyılın sonları)

Ta„lîmü‟l-mute„allim adlı eserinde es-Sadru‟l-Kebîr‟in (ö. 518/1124) talebelerine

Ģefkatli bir müderris olarak davrandığını, oğulları es-SadruĢĢehîd ve es-Sadrussaid‟in eğitimleriyle bizzat ilgilendiğini Ģöyle dile getirmiĢtir:

27

Zühaylî, Merce„ü‟l-ulûmi‟l-İslamiyye, s. 390.

28 Kazvînî, Âsâru‟l-bilâd ve ahbâru‟l-ibâd, s. 510; Özel, “SadruĢĢehîd” DİA, XXXV/425; Öngül, “Burhân Ailesi”, DİA, VI/431.

29 Ġsmail Yiğit, “Ömer b. Abdülaziz”, DİA, XXXIV/53. 30

Mu„înü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 47; Öngül, “Burhân Ailesi”, DİA, VI/431.

31 Zehebî, Siyeru a„lami‟n-nübelâ, XX/97; Leknevî, el-Fevâidü‟l-behiyye, s. 149; es-SadruĢĢehîd, Kitabü‟l-hîtân (NeĢredenin giriĢi), s. 16.

(26)

ٝىؾ٠ ٓ٠لٌا َبَؽ ل١ٙشٌا هلظٌا ٗ١ٕثلا كجٌَا ذلٚ ًؼع خّئلأا ْب٘وث ًعلأا هلظٌا ْأ هلظٌاٚ ٓ٠لٌا طبر ل١ؼٌَا الله بّّٙؽه لأا غ١ّع لؼث ٜوجىٌا حٛؾؼٌا ذلٚ :ْلاٛم٠ بٔبوٚ ،قبجٍ " ٝف ًّرٚ ًىر بٕزؼ١جؽ ْإ هٌم ذلٌٛا " :الله ّٗؽه بّ٘ٛثأ يبمف ، " َللأ ْأ ِٓ لث لاف عهلأا هبطلأ ِٓ ٕٝٔٛرؤ٠ ءاوجىٌا كلاٚأٚ ءبثوغٌا ْإ ُٙلبجٍأ " مفش خووججف . ءبٙمف وضوأ ٖبٕثا قبف ٗز وظؼٌا هٌم ٝف عهلأا ً٘أ .ٗمفٌا ٟف

“Rivayet edildiğne göre es-Sadru‟l-ecel Burhânü‟l-eimme ders verdiği vaktin son kısmını iki evladı es-SadruĢĢehîd Hüsâmuddîn ve es-Sadrussaid Taceddin‟in eğitimine ayırırdı. Hatta bazen bu saatler tüm derslerden sonra olduğu için sabahın erken saatini aĢıp kuĢluğu bulurdu. Bu iki evlat, babalarına “bu vakitlerde yoruluyor ve bıkıyoruz” derlerdi. Bunun üzerine babaları onlara Ģöyle derdi: “Kimsesi olmayanların (guraba) ve ileri gelen zatların (kübera) cocukları baĢka baĢka bölgelerden gelmekteler; bu yüzden onları öne almam gerekiyor”. Diğer öğrencilerine olan bu Ģefkatinin bereketiyle Sadru‟l-ecel‟in bu iki oğlu kendi asırlarında fıkıh konusunda dünyanın diğer yerlerindeki pek çok fakihe üstün geldiler”.32

KureĢî ve Kefevî onun fıkıh silsilesini Ģöyle vermiĢtir:33

و١جىٌا خّئلأا ْب٘وث ٖلٌاٚ ٓػ نفأ ٓ٠لٌا َبَؽ ل١ٙشٌا هلظٌاٚ ، ٓث كٛؼَِ ت١طقٌا َبِلإا ـ١شٌاٚ ٟٔبشىٌا ٓ١َؾٌا ، َٟفوٌَا خّئلأا ٌّش ٓػ نفأ ٖلٌاٚٚ ، ٟئاٍٛؾٌا خّئلأا ٌّش ٓػ ، ٟثأ َبِلإا ٟػبمٌا ٓػٚ ٟفٌَٕا وؼقٌا ٓث ٓ١َؾٌا ٍٟػ ، َبِإ ٞهبقجٌا ٞهبّىٌا ًؼفٌا ٓث لّؾِ وىث ٟثأ ًعلأا َبِلإا ـ١شٌا ٓػ قلاؽلإا ٍٝػ ٜهبقث ، ؾِ ٟثأ مبزٍلأا ٓػ الله ٟػه خف١ٕؽ ٟثأ تلبِٕ ٟف فشىٌا تؽبط ِٟٔٛنجٌَا الله لجػ لّ ٕٗػ ، و١غظٌا ضفؽ ٟثأ الله لجػ ٟثأ ٓػ ، و١جىٌا ضفؽ ٟثأ ٓث لّؽأ ضفؽ ٟثأ ٗق١شٚ ٗ١ثأ ٓػ ، لّؾِ ٓػ ، ٌٝبؼر الله ُّٙؽه خف١ٕؽ ٟثأ ٓػ . 1. es-SadruĢĢehîd (ö. 536/1141)

2. Burhânü‟l-eimme Kebîr (ö. 518/1124) ve Mes„ûd b. Hüseyin el-KaĢanî

3. ġemsüleimme es-Serahsî (ö. 483/1090) 4. ġemsüleimme el-Halvanî (ö. 449/1057) 5. Ebû Ali en-Nesefi (ö. 424/1032)

6. Ebû Bekir Muhammed b. el-Fazl (ö. 381/991)

32

Zernûcî, Ta„lîmü‟l-mute„allim, s. 119-120; Leknevî, el-Fevâidü‟l-behiyye, s. 98; Murat ġimĢek, Mezhepleşme Sürecinde Hanefilik Tarih ve Usul, s.126.

33 KureĢî, el-Cevâhirü‟l-mudıyye, I/562; ayrıca bk. Zehebî, Siyeru a„lami‟n-nübelâ, XXII/345; Kefevî, Ketâ‟ibü a„lâmi‟l-ahyâr, II/445.

(27)

7. Ebû Muhammed Abdullah es-Sebezmunî/es-Sübezmunî (ö. 340/952)34

8. Ebû Hafs es-Sağîr (ö. 263/877) 9. Ebû Hafs el-Kebîr (ö. 216/832)

10. Muhammed b. Hasan eĢ-ġeybanî (ö. 189/805) 11. Ebû Hanife (ö. 150/767)

2. Burhân Ailesi

Hanefi mezhebi‟ni Buhârâ‟da yayan ve orada uzun yıllar toplum arasında kabul görmesini sağlayan kiĢiler Ebû Hafs el-Kebîr (ö. 216/832) ve oğlu Ebû Hafs es-Sağir‟dir (ö. 262/877). Samanîler döneminde Hanefi mezhebinin merkezi Buhârâ olmuĢtur.35

Dinî bakımdan en yetkili kiĢiler Samanîler döneminde el-Üstaz lakaplı kimselerdi. Samânîler‟in Buhârâ‟daki hâkimiyeti sona erince Burhân ailesi Sadr ya da Sadr-i Cihan lakabıyla hem dinî hem siyasî açıdan toplumda söz sahibi oldular.36

Selçuklu sultanlarının ilme derin alaka ve ilgili duymaları, âlimlere saygı göstermeleri ve ikramlarda bulunmaları nedeniyle Horasan ve Irak bölgelerinde âlimler yetiĢerek fıkıh, hadis, tefsir, Kur‟ân ilimleri alanında telif eserleriyle sapık fırkalara ve gruplara üstünlük kazanmıĢlardır. Bu dönemde yetiĢen önemli fakihlerden biri de es-SadruĢĢehid Ömer b. Abdilaziz‟dir.37

es-SadruĢĢehîd‟in kendi ailesi örneğin kimle evlendiği kaç çocuğu olduğu hakkında yeterli ve detaylı bilgiler yoktur. Ancak kaynaklar onun kardeĢi, oğlu ve torunları, kardeĢi Ahmed‟in oğlu ve torunlarından oluĢan Âlu Burhân (Burhân ailesi) diye tanınan bir silsileye yer verirler ki; bu aileden Buhârâ‟da Sadr makamına yükselen dokuz veya on kiĢi yer almaktadır. Burhân ailesi bir buçuk asır Buhârâ‟da sadr olarak görev yapmıĢtır. Bu ailenin farklı Ģahsiyetleri Karahanlılar, Büyük

34

Abdülhakim ġer„î Cuzcânî‟ye göre Abdullah ez-Sübezmunî fıkıh eğitimini Ebû Hafs es-Sağîr‟den değil babası Muhammed Sübezmunî‟den almıĢtır. Muhammed Sübezmunî ise Ebû Hafs es-Sağîr‟in talebelerindendir. bk. Cuzcânî, İslam Hukuku, Hanefî Mezhebi ve Türkistan Fakihleri (Kabil 2015), s. 351.

35

Richard Nelson Frye, Buhârâ destâverd-i kurûn-i vusta (Far. Çev. Mahmoud Mahmoudy), s. 75, 183.

36 Frye, Buhârâ destâverd-i kurûn-i vusta, s. 63-112-114. 37 Râvendî, Râhatü‟s-sudûr, s. 29-30.

(28)

Selçuklular, Karahıtaylar, HarizmĢahlar‟ın döneminde Sadr olarak atanmıĢlar ve Buhârâ‟nın dinî ve siyasî otoritesi olarak yönetimde bulunmalarının yanı sıra büyük ekonomik güce de sahip olmuĢlardır.38

Bu aileye Burhân ailesi denilmektedir ki; aile içerisinde Burhân isminde bir kimseye rastlanmamaktadır. Bu isimlendirmenin sebebinin anlaĢılması için o dönemde kullanılan lakaplara göz atmamız gerekiyor.

Konuyla ilgili Selçuklu veziri Nizamülmülk‟ün (ö. 485/1092) Siyerü‟l-mülük ya da Siyasetnâme diye meĢhur olan eserinde verdiği bilgilere göre o dönemde âlimler, kadılar ve imamlara (dinî önderlere) Mecdüddin, Şerefü‟l-İslam,

Seyfü‟s-sünne, Zeynü‟ş-şeria, Fahru‟l-ulema vb. lakaplar verilirdi. Nizamülmülk ayrıca bu

lakapların âlimler ve fakihlere din iĢleri ile ilgilenmeleri sebebiyle verildiğini açıklamıĢtır. Yine ona göre âlim ve fakih olmayan halktan birilerinin bu lakapları kullanmalarına müsaade edilmemekteydi.39

Sultan Sencer, eniĢtesi Merv‟li Abdulaziz Ġbn Mâze‟yi Buhârâ‟ya en yüksek dinî makam olan kâdı‟l-kudat görevine getirerek Sadr tayin etti. Aynı zamanda kendisine Burhânü‟d-din ve‟l-mille, Burhânü‟l-eimme40 lakapları da verildi. Bu lakap

sebebiyle bu aileye Burhân ailesi denilmiĢtir.41

Sadr Arapça bir kelime olup sadere (َ س ذ ص) ve sudire (َ سِذُص) fiilinin mastarıdır. Bu filler sözlükte “dıĢarı çıkmak, doğmak, kaynaklanmak, sadır olmak, kanun ve düzenleme ilan edilmek, posta yola çıkmak, göğsünden rahatsız olmak”42 demektir.

Arapça bir mastar ve isim olan sadr (سذ ص) kavramının çoğulu sudûr olup “ön taraf, her Ģeyin baĢ kısmı, ilk zamanlar, baĢlangıç nokta, insanın göğüsü”43 anlamına

gelir.

38 Avfî, Lübâbü‟l-elbâb (Mirza Muhammed b. Abdülvehhab Kazvînî‟nin ta„likleri), I/333; Dihhuda, “Al-i Burhân”, Lugatnâme-i Dihhuda, I/510; Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 32-33; Murat ġimĢek, Mezhepleşme Sürecinde Hanefîlik, s. 124.

39

Nizamülmülk, Siyasetnâme, s. 210.

40 bk. Mu„inü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 63. 41 Frye, Buhârâ destâverd-i kurûn-i vustâ, s. 245.

42 Halil b. Ahmed, Kitâbü‟l-„Ayn, “Sadr” md., II/383; Dihhuda, “Sadr”, Lugatnâme-i Dihhuda, XVIII/601-603.

43 Ezherî, Tehzîbü‟l-luğa, “sadr” md., XII/94; Ġbnü‟l-Abbâd, el-Muhît fi‟l-luğa, “sadr” md., VIII/108; Cevherî, es-Sıhah, “sadr” md., II/709; Dihhuda, “Sadr”, Lugatnâme-i Dihhuda, XVIII/601-603; Jean Deny, “Sadr”, İA, X/46.

(29)

Siyasî bir terim olarak Burhân ailesi fertlerine verilen sadr unvanının özellikleri, sınırları ve bu göreve getirilenlerin yetkileri hakkında ulaĢabildiğimiz kaynaklarda net bilgiler bulunmamaktadır. Fakat bazı müellifler tarafından sadr unvanı ile ilgili açıklamalara yeri verilmiĢtir. AĢağıda bu açıklamaları aktararak kendi kanaatimizi de belirteceğiz:

Siyasî bir terim olan sadr sözlük yazarları tarfından bir topluluğun (kavmin) reisi, imamı, seçkin Ģahsiyeti, önde geleni, soylu olanı (eĢrafı) ve vezir olarak açıklanmıĢtır.44

The Encyclopaedia of Islam‟da belirtildiğine göre Maverannehir ve özellikle

Buhara‟da Hanefi mezhebinin önde gelen fakihlerine imam ve reîs lakapları yanında

sadr lakabı da verilmekteydi. Karahanlılar döneminde dinî ve siyasî açıdan nüfuz

sahibi olan Burhân ailesi üyelerine de sadr unvanı verilmiĢtir. Bu aileden önce Ġsmaîlî ve Saffarî sülalelerinin Buhara‟da hüküm sürdüğü kaydedilmektedir. Daha sonra Mahbubî ailesi egemen konuma geçmiĢtir.45

Müellifi meçhül olan Tezkiretü‟l-mülûk adlı eserde Safevîler döneminde

Sadaret (Sadarethâne) mansıbının devlet idaresinde önemli bir yer tuttuğu, bu

mansıpta bulunan Ģahısların Horasan, Irak ve diğer bölgelerin kadı ve Ģeyhu‟l-Ġslamlarının tayini, vakıf yöneticilerinin atanması, müderrisler ve cami imamlarının görevlendirilmesi, mezarlıklardan sorumlu olanların tayini, vergi memurlarının belirlenmesi vs. yetkilerinin olduğu belirtilmiĢtir.46

Burhân ailesinde sadr olarak görev yapanların Safevîler dönemindekine benzer yetkilere sahip olup olmadıkları bilinmemektedir.

Murteza Bedir, Buhârâ‟da uzun süre sadr sisteminin merkezinde yer alan Burhân ailesinin yönetiminin Ģehrin iç siyasetiyle ilgili olduğunu, salt bir dinî (hukukî) bir liderlikten daha ziyade Ģehir yönetimini kapsayacak siyasî bir niteliğe sahip olduğunu vurgulamıĢtır.47

44 bk. Ġbnü‟l-Abbâd, el-Muhît fi‟l-luğa, “sadr” md., VIII/108; Murteza Zebidî, Tacü‟l-„arûs, XII/300; Dihhuda, “Sadr”, Lugatnâme-i Dihhuda, XVIII/601-603.

45

C. E. Bosworth, J. Galmard, M. Athar Ali, “Sadr”, EI, VIII/748-749; Öngül, “Burhân Ailesi”, DİA, VI/431.

46 Anonim, Tezkiretü‟l-mülûk, s. 2-3. 47 Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 32.

(30)

Murat ġimĢek, Orta Asya‟da Hanefilik düĢüncesini sürdüren aileler arasında Burhân ailesinin önemli bir yere sahip olduğunu, sadece akademik yönüyle değil, siyasî, iktisadî ve kültürel hayata olan katkıları bakımından da etkili olduklarını kaydeder. Yine o bu ailenin o dönemde sosyal ve siyasî bir prestij sağlayan “sadr” unvanını kullandıklarını, ilerleyen dönemde Osmanlı zamanında siyasî veya idarî bir makam olarak kullanılıp kullanılmadığının araĢtırma konusu olduğunu, Osmanlılar‟da kullanılan “sadrazam” ifadesinin böyle bir etkiye iĢaret olabileceğini belirtmiĢtir.48

Richard Nelson Frye, Orta çağda Burhân ailesinin dinî siyasî nufüzünü günümüz Ġran dinî liderlerin halk üzerindeki dinî ve siyasî etkisine benzetilebileceğini ifade etmiĢtir.49

Burhân ailesine verilen sadr unvanının Buhârâ bölgesinin dinî ve siyasî yönetiminin bir adı olduğu Osmanlılar dönemindeki sadrazmlık makamı, Safevîler zamanındaki Sadarethane mansıbı benzemediği kanaatindeyiz. ġöyleki; Osmanlılarda Sadrazam padiĢahın tüm devletteki vekili, önde gelen sorumlusu ve baĢveziridir.50

Hâlbuki Burhân ailesinin fertlerine verilen sadr unvanı Selçuklular, Karahanlılar, Karahıtaylar ve HarizmĢahlar döneminlerinde tüm devletin yöneticiliği ile alakalı bir görev olmayıp sadece Buhârâ yönetimini kapsamaktaydı. Safevîler döneminde Sadarethane‟den sorumlu kiĢi devletin tüm sınırlarını kapsayacak Ģekilde sultanın sadrazmı ve baĢveziri olup geniĢ yetkilere sahipti. Halbukî Burhân ailesi

sadr‟larının böyle geniĢ yetkilere sahip oldukları söylenemez. Burhân ailesi fertlerine

verilen Sadr-i Cihan (Cihanın sadrı/yöneticisi) lakabı ise bu ailedeki sadr‟ları yüceltmek için kullanılmıĢ olması muhtemeldir.

Ünlü Müslüman coğrafyacılardan Kazvînî (ö. 682/1283), Âsâru‟l-bilâd ve

ahbâru‟l-ibâd adlı eserinde Buhârâ‟yı tanıttıktan sonra buranın dillere destan ailesini

olan Burhân ailesini Ģöyle tanıtmıĢtır:

48 ġimĢek, Mezhepleşme Sürecinde Hanefilik Tarih ve Usul, s.124; a.mlf., “Fıkıh Tarihinde Osmanlı Nereye DüĢer? Retorik Ġle Gerçeklik Modern/ÇağdaĢ Ġslam Hukuk Tarihi”, Osmanlı‟da İlmi Fıkıh Âlimler, Eserler, Meseleler, s. 335-336.

49 Frye, Buhârâ destâverd-i kurûn-i vusta, s.75.

(31)

کهبجِ ذ١ث یف خٍبئوٌا ذٔبک ٚ وظٌٕا ٍَٛػ ؤشِٕ ٚ ءلاؼفٌا ْلؼِ ٚ ءبٙمفٌا غّغِ اهبقث يير ٌُ ٚ" ٚ ًعا َبِا ٗعاٛف بَٙ١ئوٌ يبم٠ إ خٍٕ یا[ َْلاا یٌ 674 ٚ قبث ٍَُٙٔ ]كلاجٌاهبصآ ف١ٌؤر ـ٠هبر ی٘ یزٌا .ق . ٖ ي٠يؼٌالجػ ٓث وّػ یٌا یٙزٕ٠ ُٙجَٔ ٍُؼٌا خ١ثور اٛصهاٛرٚ ْاٚوِ ٓث خف١ظٚ ْٛجرو٠ وثبک ٓػ ًاوثبک ءبٍّؼٌاٚ ٗ١مف فلاآ خؼثها ."ٜهبقث ِٓ ٍُؼٌا ً٘لأ بِاوزؽا لشأ بٍٙ٘أ ْبو خٕ٠لِ ور ٌُٚ

“Buhârâ fakihlerin toplandığı yer, faziletli kimselerin çıkış yeri ve münazara

sanatının (münazara ilminin) menşei olmaya devam etmektedir. Buhârâ‟nın yönetimi mübarek bir ailenin elindedir. Bu ailenin reisinin adı Hoca İmam Ecel ve şimdiye kadar (yani 674/1275 yılına kadar ki; bu Âsâru‟l-bilâd‟ın telif tarihidir) soyları devam etmiştir ve nesepleri Ömer b. Abdilaziz b. Mervan‟a (ö. 101/720) ulaşmaktadır. İlim terbiyesini babadan dededen miras almışlar ve âlim olarak gelmişlerdir. Dört bin fakihin maaşını ödeyen bu aileye Buhârâ‟da bunlardan daha fazla saygı gösterilen başka hiçbir aile görülmemiştir”.51

Görüldüğü üzere es-SadruĢĢehîd‟in ailesi ya da en yaygın kullanımla Burhân ailesi saygın bir aile olup dönemin siyasîleri tarafından dinî otorite olarak kabul edilmiĢlerdir. Aile hem dinî, hem siyasî hem de ekonomik açıdan toplumda nüfuz sahibi olmuĢlardır.52

es-SadruĢĢehîd‟in aile efradı ve bu ailedeki dinî ve siyasî Ģahsiyetlerin aralarındaki isim benzerliği ve meĢhur oldukları lakaplar itibariyle zaman zaman karıĢtırılmaktadır. Ukrayna‟lı Türkolog ve dilbilimci Omeljan Pritsak (ö. 2006) Burhân ailesi Ģeceresini birçok kaynağa dayandırarak çıkarmıĢtır. Murteza Bedir,

Buhârâ Hukuk Okulu adlı çalıĢmasında Pritsak‟in verdiği bu Ģecere üzerine

değerlendirmeler yaparak bazı eleĢtirilerde bulunmuĢ ve düzeltmelere yer vermiĢtir.53

Burhân ailesi Ģeceresini çıkartan yazarlardan biri de Irak‟lı Muhyî Hilal Serhan‟dır. SadruĢĢehîd‟in Şerhu Edebi‟l-kadî‟sinin tenkitli neĢrini yapan es-Serhan esere yazdığı mukaddimesinde birtakım tabakât ve tarih kitaplarına dayanarak kendi el yazısıyla bir Ģecere çıkartmıĢtır. es-Serhan‟ın çizdiği Ģecere, Omeljan Pritsak ve Murteza Bedir‟in verdiği Ģecereden farklılık arzetmektedir.

51 Kazvînî, Âsâru‟l-bilâd ve ahbâru‟l-ibâd, s. 510.

52 bk. Mu„înü‟l-fukarâ, Tarih-i Mollazâde der zikr-i mezârât-ı Buhârâ, s. 45-48. 53 bk. Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 33-40.

(32)

Biz bu Ģecereleri daha net anlaĢılması amacıyla sırasıyla Ģemalar (ġema 1, ġema 2, ġema 3) halinde olduğu gibi yer vereceğiz. Daha sonra her üç Ģeceredeki benzerlik ve farklıklarını ele alarak değerlendirmelerimizi yapıp tarafımızdan hazırlanan dördüncü bir Ģecereye ġema 4 Ģeklinde yer vereceğiz.

ġema 1: Omeljan Pritsak‟ın verdiği Burhân ailesi Ģeceresi:54

Ömer Mâze I. Abdülaziz

I. Ömer I. Ahmed (ö. 536/1141) (ö. 551-559/1156-1163?)

I. Muhammed I. Mahmud Mes„ûd II. Muhammed (ö. 559/1163) (ö. 570/1175?) (ö. 616/1219)

II. Abdülaziz II. Ömer

(ö. 593/1197) (ö. 603/1207) III. Muhammed (ö. 618/1221) II. Ahmed (ö. 636/1238) 54 Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 33.

(33)

ġema 2: Murteza Bedir‟in verdiği Burhân ailesi Ģeceresi:55

Abdülaziz Mâze

Ömer

1) I. Abdülaziz (Ġlk Sadr) (Burhânü‟l-eimme)

(ö. 9 Zilkade 518/17 Aralık 1124) Buhârâ

2) I. Ömer (es-SadruĢĢehîd) 3) I. Ahmed (es-Sadrussaid) (ö. 536/1141) (ö. 551-559/1156-1163 ?)

4) I. Muhammed (ġemsüddin) 5) I. Mahmud Mes„ûd 8) II. Muhammed (Sadr-ı Cihan) (d.-ö.511-566/1117-1170) (ö. 570/1175?) (d.-ö. 551-616/1156-1219) (Sadr-i Cehennem) 6) II. Abdülaziz 7) II. Ömer

(ö. 593/1197) (ö. 603/1207)

III. Muhammed (Dokuzuncu sadr değil)

(ö. 618/1221)

9) II. Ahmed (Son Sadr)

(ö. 636/1238)

O. Pritsak ve Murteza Bedir‟in verdiği Burhân ailesi Ģecereleri birbirine benziyor olsa da ikisi arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bu farkları Ģöyle sıralayabiliriz:

Birincisi: O. Pritsak “Mâze”‟yi Abdülaziz‟in (Ġlk sadr‟ın) babasının lakabı olarak görmüĢ ve ilk sadr‟ın vefat tarihini vermemiĢtir56

. Murteza Bedir ise Mâze‟yi I. Abdülaziz‟in (Ġlk sadr‟ın) babasını değil, dedesi Abdülaziz‟in ikinci ismi olduğunu, Birinci sadrın vefat tarihinin 9 Zilkade 518/17 Aralık 1124 Buhârâ olduğunu Nesefî‟nin (ö. 537/1142) el-Kand fi zikri ulemâ-i Semerkand adlı eserine dayandırarak vermiĢtir.57

Bu düzeltme Ģüphesiz Buhârâ hanefiliği üzerinde çalıĢacaklar için önem arzetmektedir.

55 Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 34-39.

56 bk. es-SadruĢĢehîd‟in Ailesi (Burhân Ailesi), ġema 1. 57 bk. Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 34.

(34)

Ġkincisi: Murteza Bedir, O. Pritsak tarafından dördüncü sadr (Buhârâ Reisi) Ebû Ca„fer ġemsüddin Muhammed b. Ömer‟in vefat tarihinin 559/116458 olarak verilmesine karĢı çıkmıĢ ve bu tarihin onun Sadr olarak görev yaptığı sıralarda karıĢtığı siyasî bir olayla ilgili olduğunu aktarmıĢ ve Ebû Ca„fer ġemsüddin Muhammed b. Ömer‟in vefat tarihini 566/11710 Ģeklinde düzeltmiĢtir.59

Üçüncüsü: Murteza Bedir, O. Pritsak‟ın beĢinci sadr Burhânüddin el-Buharî olarak tanınan Mahmud b. Ahmed‟in vefat tarihini 570/1175 Ģeklindeki tahminini doğru bulmuĢ ve birçok yazarın Mahmud ve kardeĢi Muhammed b. Ahmed b. Abdilaziz ile karıĢtırıldığını vurgulamıĢtır.60 Nitekim Muhammed b. Ahmed b. Abdilaziz‟in vefat tarihini 616/1219 olduğunu belirtmiĢtir. 61

Dördüncüsü: Murteza Bedir, O. Pritsak‟ın dokuzuncu sadr olarak verdiği Muhammed b. Abdilaziz‟in (ö. 618/1221) tarih ve tabakât kitaplarına dayandırarak sadr olmadığından söz etmiĢtir.62 Her iki yazar son sadr‟ın es-SadruĢĢehîd‟in dördüncü kuĢak torunu Ahmed b. Abdilaziz (ö. 636/1238) olduğunu belirtmiĢlerdir.

DİA‟da “Burhân ailesi”ni yazan Ali Öngül da bu ailede 10 büyük Ģahsiyetin sadr olarak görev yaptığını belirtmiĢtir. Ali Öngül‟in verdiği bilgiler O. Pritsak‟ın

verdiği bilgilerle paralellik arzeder. Sonuç itibariyle O. Pritsak‟ın hazırladığı listeye göre Burhân ailesine mensup on kiĢi sadr olarak görev yapmıĢtır. Murteza Bedir ise bu sayıyı dokuza indirmiĢtir.

58 bk. es-SadruĢĢehîd‟in Ailesi (Burhân Ailesi), ġema 1. 59

bk. Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 35; bk. es-SadruĢĢehîd‟in Ailesi (Burhân Ailesi), ġema 2. 60 bk. es-SadruĢĢehîd, Umdetü‟l-fetâvâ, (Dr. Tezi, thk. AyĢe Biçer, Tahkikin giriĢi), s. 81. 61 bk. Bedir, Buhara Hukuk Okulu, s. 37-38.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kaya, Hanefi Mezhebinde Nevazil Literatürünün Doğuşu Ve Ebu’l-Leys es-Semerkandi’nin Kitabu’nNevâzil’i Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, s.. 74;

Tam illet olup nakıs illet olmayınca da bu cüz (madde ve sûretin mecmuu) ma’lûl üzerine takaddüm edemez. Çünkü -ihtiyaç duyulan olmanın yanı sıra- ma’lûlün

Ulusal ve uluslararası literatürde aktif yurttaşlık öz-yeterliği ile ilgili herhangi bir ölçme aracı bulunmadığı için AYÖYÖ’nin ölçüt geçerliği için kuramsal

Bertrand  partner  curves  are  one  of  the  associated  curve pairs for which at the corresponding points of  the  curves  one  of  the  Frenet  vectors  of 

Livaneli, odak figür Leyla Hanım ile dışarıdan çok güçlü bir duruş sergileyen fakat kendi iç dünyasında büyük korkuları olan; Roxy gibi âsi ve öfkeli davranan

Zobeiry and Poursartip categorize the formation of residual stresses into 4 scales; micro-level, affected by elastic, viscoelastic properties and thermal properties,

Küresel ticaret savaşlarının ve yeni korumacılık önlemlerinin ülke ekonomilerine olan etkileri farklı çalışmalarda incelenmiş ancak ticaret politikaları

[Apo-Haloperidol ] - [安保寧錠] 返回 藥品介紹 藥師 藥劑部藥師 發佈日期 2010/02 /11 <藥物效用> 1.精神科用藥