&
m
o
■
Harem in ham am ı
Mavi salonda hazırlık var. Birazdan padişah
muayede salonundaki törenden dönecek. Hazi
nedar kapıda beklemektedir. Haremin en göz
de kızlarından oluşan 80 kişilik orkestra yerle
rini almıştır
Üç oda yanyana. Birinci kadın efendi
,
ikinci ka-
dınefendi ve üçüncü kadınefendi. Üçünün ara
sındaki rütbe odalarına da yansımıştır ama ne
dendir bilinmez Sultan Reşad üçüncü hanımın
odasının yanını seçmiştir.
D
O L M A B A H Ç E SarayınınHaremi uzun süre kapalı kaldı. Adı, sanı pek kitaplara da geçmedi. Doğrusunu isterseniz bir kaç kitaptaki bilgi ve fotoğ rafın dışında kıyı köşe bilinme yenlerle doluydu. Bir imparator luğa hükmedenlerin yaşamına yıllar sonra da tanık olunsa, binbir düşünce geçiyor insanın aklından. Biz düşümüze devam edelim... Dün Valde Sultan’ın odasında kalmıştık, sarayın en gözde yerinde. Dile kolay, sul tanların anası. Şehzadelerini gözeten, kadın efendilerden, cariyelere, haremağalarına, ziynet eşyalanna ve mutfak dü zeninin sonsuz kuşkularına ka dar uzanan bir Valde Sultan. Kıpkırmızı bir salon. Duvarlar ipekli kumaşlarla kaplı. Koltuk lar da... Aynalı bir mermer şö mine. Tavan ve kornişler altın varakla işlenmiş. Saray sözcü ğüne yaraşan bir salon. Ama hani biraz durup, düş kurayım derseniz, yanılırsınız. İhtişamın, hele batılılaşma döneminin iz lerini, etkilerini taşıyan bir salon düş kurdurmaz size. Ama kori
dora çıkınca, bir büyük org gö rürsünüz. Nedeni, niçini bilin mez. Ardından mavi rengin yet kin olduğu bir büyük salon. Kristal şamdanlar, vazolar, mangallar, denizin ve orta bah çenin ışığını binlerce renge dö nüştürmektedir.
Mavi salona açılan yan oda işte tam düşünüze göredir. Bu rası Valde Sultan’ın yatak oda sıdır. Odanın köşesinde 15 çek- meceli, sedef kakmalı, 1905 ta rihinde Yıldız atölyelerinde ya pılmış mücevher kutusu... Altın varakla kaplı gardrop ve tüle
bürünm üş bir yatak...
Diyelim ki, bir bayram günü. Mavi salonda hazırlık var. Bi razdan padişah muayede salo nundaki töreninden dönecek. Hazinedar, kapıda beklemede dir. Haremin en gözde kızların dan oluşan 80 kişilik orkestra yerlerini almıştır. Padişah, mer
divenlerden görünür görün mez, “ Selam Marşı” da çalın maya başlar. Peşisıra, padişa ha armağan edilen marşlar... İşin dedikodulu yanı, bundan sonra. Çünkü padişah, hazine darın getirdiği sırma işlemeli torbadan avuçladığı altınları ser pecektir. Almak hem uğur, hem de şereftir. Bu gerekçey le kim ne yapmaz! 80 kişilik or kestra iyi çalardı, kötü mü ça lardı, bilinmez ama, sözkonusu olan güzellikleridir.
Ne var ki, öykümüze uygun acılı günleri de vardır bu mavi salonun. Saray, Köşk, ve Kasır lar Grup Başkanı İhsan Yücel
anlatır bu öyküyü. “ Sultan Ab* dülmecid hastadır. Mavi salo nun merdivenlerini zar zor çı kar. Bayramlaşmadaki yerini alır. Hazinedar gelir, sırmalı torbayı uzatır. Abdülmecid, altınları alıp serper, ama al mak İçin kimse uzanmaz ye re. Herkesi bir hıçkırık bürür. Bu sultanın son bayramlaş masıdır. Bir hafta sonra da vefat eder.” Çelik Gülersoy’-
un "Dolm abahçe" kitabında
bunun nedenleri de vardır. Mut suz padişahın içkiye ve haremi ne düşkünlüğü, tüberkülozunu
ISwS&fc
a tv
Valde Sultan'ın
kabul salonu
Haremin en gözde yeri: Valde Sultan’ın kabul salonu. Bu salonun girişindeki koridorda bir de org var. Salonun duyarlan İpekli kumaşlarla kaplı. Aynalı mermer şömine ise kapının he men yanında yer alıyor. Tavan ve kornişler İse altın varakla işlenmiş.
azdırmıştır. Lüks ve ifrat kızkar- deşlerinden cariyelerine para yağdırmasına kadar uzanmıştır. 3 mifyon altın ise, borçlar hane-
sinde yazrMm Riveyet odur ki,
1200 kadına karşı 200 erkek vardır sarayda. Serefraz hanım, Abdülmecid’in gözdesidir. El deki 15 bin kese altından, beş bini Serefraz hanıma, diğerle riyse, sus payı için diğer gözde lere gider... Memurların maaşı
mı.? Odenmeyiverir,,,_______
BİRİNCİ, İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ
________ KAPIN________
Mavi salonun koridorla geçi len öteki ucunda bir benzeri vardır: Pembe Salon. Harem kadınlarının toplandığı salondur bu. Konsollar, altın varak kaplı süslemeler, simli kumaşlar boy lu boyunca salonu kuşatır. Me- cid Efendinin kendi yaptığı tab lolar yer alır bu mekanın duvar larında. Gene Boğaziçi'nin de rin mavisi, burayı da aydınlat maktadır. Pembe salona bir ko ridorla bağlı üç oda nice gizem lerle doludur. Sultanın üç hanı mının yatak odalarıdır bunlar. Süslemesi, döşemesi giderek daha basitleşir. Birinci hanım la, üçüncü hanım arasında, ya tak ve çini sobasına değin her şey ayrıdır bu odalarda. Bir ba kıma kendi içlerinde önemine göre rütbe sıralaması. Am a ya güzellik!.. Sanınm, bunun yanı tını, Sultan Reşad veriyor.
Ri-»ı
vayet odur ki, Sultan Reşad, en çok üçüncü hanımını severmiş. Çünkü yatak odası, üçüncü ha nımının bitişiğinde. Gençlik ve güzellik. Kimbilir?...
Mavi salondan, pembe salo na geçilen koridor üzerindeki yanyana iki odanın hüznünü paylaşmak kolay değil. 1938 yı lının gazeteleri hep onunlaydı. Sarayın süslü kargaşası içinde
yalın iki oda. Atatürk'ün çalış ma ve yatak odası. Koridorun tam karşısında banyo. Dolaba açılan gizli kapı. Kullandığı ilaç lar.
İhsan Yücel anlatıyor. “ Satıyor
biha Gökçen hanımla bir bir gezdik sarayı. Atatürk, hiçbir zaman bu büyük mekanları kullanmak istemedi. Zorunlu durumlarda kalındı
Dolma-bahçe’de. Sabtha Gökçen ha nım, kadın efendiler odalann- dan birincisinde kalmış. Prof. Afet inan hanım İse, Valde Sultan’ın odasında. Ama Val de Sultan’ın yatağında yat mamış. Üçüncü hanımın ya tağını taşıtmış, Valde Sultan’- ın odasına, ilginçtir, Atatürk, 11 yıl boyunca (1927-1938), ancak 93 gün Dolmabahçe
Düş dünyamızı aralayan bir oda. Valde Sultan’ın yatak odası. Koskoca bir imparatorluğa dolaylı ola rak hükmeden, şehzadele ri veliahtlığa ve tahta hazır layan Valde, bu odasında acaba hangi düşünceleri ni gizledi, planladı ve uy guladı. Haremin masal ya nında onun da büyük payı var.
Sarayı’nda kalmış. Hiç bir ya bancı elçiyi kabul etmemiş burada. Bazı devlet adamları gelip gitmiş, ama özel. Res
mi görüşmeler, Ankara’da ya pılm ış...”
Biten bir imparatorluğun yan lış izlenimini halkta uyandırma mak için belki bunca titizlenme si. Sarayın gözü yoran şatafatı belki. İmparatorluğun siyasal
Atatürk Cumhuriyetin ilanından
sonra 11 yıl boyunca ancak 93 gün
Dolmabahçe Sarayı’nda kalabildi.
Burada hiçbir resmi kabul yapmadı.
Harem bölümündeki çalışma ve ya
tak odası saraya
mişti
mirasına karşı Cumhuriyetin kapılarını araladığından... 93 gün Boğaziçi'nin vazgeçilmez doğasıdır belki de. Sayrılarla geçen günler de dahil. Atatürk' ün sağlığında, Dolmabahçe’de kalan tek lider: İsmet İnönü.
Daha sonra Cumhurbaşkanlığı sırasında kalmış.
CARİYELERPEN BİR NAKIŞ
Haremin cariyeler bölümünü gezimizin dışında tutarak bir bir gözledim. Sıradan bir oda işte, değil. Yazımızın başından beri düşlediğimiz her şey var. Kur nalı hamamın yanındaki din lenme odasının kapısında, ca- riyelerden birinin işlediği bir tablo, iki ağaç. Ağacın daîlann- da karanfil, nergis, gül, sümbül, lale ve papatya çiçekleri. Her dalı ayrı bir çiçek. Sanki hayat ağacı. Biraz ilerisinde Sultan Abdülaziz’in yatak odası. Gö zünüzde kocaltmayın. Pehlivan yapısına uygunluğundan çok, evhamlarının kuşattığı bir oda. Alt kattaki Abdülm ecid’in oda sındaki lavabonun suyu küçük bir hazneden geliyor. Bu küçük deponun güzelim mobilya için de kilitlenmesi hangi endişenin uzantısı?..
Şehzadelerin ders odası da alt katta. Valde Sultan, bir pa ravan arkasında şehzadelerini izlermiş. Kim veliaht olacak?
göre yalın
döşen-Kimi tercih etmeli?
Gezimiz küçük koridorlardan birden büyük salona, Muayede salönüna açılıyor. 4,5 ton ağır lığında, 750 mumluk Kraliçe Vıktoria’nın II. Abdülham id’e armağanı kristal avize. Sultan Reşad döneminde, kadınlara ilk kez muayede salonunun ga lerilerinden törenleri izleme iz ni verilmiş.
67 yıllık bir saltanatın kısa öy küsü.
Bu öyküye, Sarayın bahçe sinde yer alan bir yapıyı da ek leyelim. Yaşlı cariyelerin, ister lerse kalabilecekleri yaşlılar evi ni. Anılanyla, bastırılmış ihtiras larıyla, söylenemeyen, dillene- meyen, doludizgin yaşamın belgeleriyle saklı odalar...
Dolmabahçe Sarayı, 67 yıllık yaşamını, bugün kültür dünya sına açtı. İster düş dünyanızı haremin derinlikleri ve kuytu köşelerine yöneltin. Dilediğini zi bulabileceksiniz, isterse, bir çağa hükmedenlerin nasıl ya şadıklarına bakın birer birer. Herşey size bağlı. Mavi camın dan süzülen Boğaziçi’nin serin liği de, bir çekmecedeki usta lık ya da Batıyla Doğu arasın daki bir zamanların İstanbul’u da... Her eşya dünün aynası. Geleceğin ise, kültür mirası...
---
BİTTİ---Haremin banyo odası ya da hamamı. Bu odanın hemen ya nında bir de dinlenme yeri var. Ortada mumlann yer aldığı çini masa. Onun yanındaki odada ise cariyelerden biri üze rinde binbir çiçeğin yer aldığı iki ağaç çizmiş, nakışla do kumuş. Geleneği binlerce yıl öncesine uzanan “ Hayat Ağa c ı” simgesi bu belki.
___
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi