• Sonuç bulunamadı

Nane (Mentha piperita L.) kekik (Thymus vulgaris) bitkilerinden üretilen suda çözünebilir çayın özelliklerinin belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nane (Mentha piperita L.) kekik (Thymus vulgaris) bitkilerinden üretilen suda çözünebilir çayın özelliklerinin belirlenmesi"

Copied!
53
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

NANE (Mentha piperita L.) ve KEKİK (Thymus

vulgaris) BİTKİLERİNDEN ÜRETİLEN SUDA

ÇÖZÜNEBİLİR ÇAYIN ÖZELLİKLERİNİN

BELİRLENMESİ

Zeynep AKŞİT

Yüksek Lisans Tezi

Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı

Yard. Doç. Dr. Cemal KAYA

2013

(2)

ii

T.C.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Y. LİSANS TEZİ

NANE (Mentha piperita L.) ve KEKİK (Thymus Vulgaris) BİTKİLERİNDEN

ÜRETİLEN SUDA ÇÖZÜNEBİLİR ÇAYIN ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

Zeynep AKŞİT

TOKAT

2013

(3)
(4)
(5)

i

ÖZET

Y. Lisans Tezi

NANE (Mentha piperita L.) VE KEKİK (Thymus vulgaris) BİTKİLERİNDEN

ÜRETİLEN SUDA ÇÖZÜNEBİLİR ÇAYIN ÖZELLİKLERİNİN

BELİRLENMESİ

Zeynep AKŞİT

Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü

Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Cemal KAYA

Bitki çayları; içerdikleri antioksidan maddelerden dolayı dünyada ve ülkemizde oldukça

yaygın şekilde tüketilmektedir. Bitki çaylarının halk arasında tüketim şekli; sıcak suda

demleme şeklindedir. Bu çalışmada, halk arasında sıklıkla kullanılan nane (Mentha

piperita L.) ve kekik (Thymus vulgaris) bitkilerinin sulu ekstraktı, püskürtmeli kurutma

ve dondurarak kurutma teknikleri ile kurutularak suda çözünebilir çay tozları elde

edilmiş ve üretilen bu çay tozlarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri araştırılmıştır.

Suda çözünebilen bu bitkisel çay tozlarının antioksidan aktiviteleri FRAP ve TEAC

testleri ile karşılaştırılmıştır. Her iki teknikle elde edilen bitkisel çay tozlarının fenolik

madde içeriği HPLC ile aroma bileşenlerinin tayini ise GC-MS ile belirlenmiştir.

Sonuçlar klasik demleme yöntemi ile elde edilen konfüzyon ile karşılaştırılmıştır.

Naneden üretilen çayların toplam fenolik madde miktarı (klasik-dondurarak

kurutma-püskürtmeli kurutma) sırasıyla 12.01, 30.85, 34.24 mgGAE/100 mL çay, FRAP

aktiviteleri; 2936.73, 3774.64, 4323.66 µmolTE/100 mL çay ve TEAC aktiviteleri ise

2854.18, 3398.69 ve 4008.85 µmolTE/100 mL çay olarak bulunmuştur. Kekikten

üretilen çaylarda ise toplam fenolik madde miktarları 18.90, 30.85 ve 34.60

mgGAE/100 mL çay, FRAP aktiviteleri 1301.27, 1573.59 ve 1794.51, TEAC

aktiviteleri ise 3807.15, 3948.70 ve 3967.52 µmolTE/100 mL çay olarak bulunmuştur.

Kullanılan nane örneğinin baskın fenolik maddesi olan rosmarinik asitin miktarı sırası

ile 5.73, 15.17 ve 15.58 mg/100 mL çay olarak belirlenmiştir. Ancak, kurutma sırasında

ısıl işlem uygulanan püskürtmeli kurutma tekniği ile elde edilen bitkisel çay tozlarında

aroma bileşenlerinin azaldığı belirlenmiştir. Sonuç olarak; iki farklı yöntemle elde

edilen bitkisel çay tozlarının fenolik madde bakımından zengin ancak aroma

bileşenlerince fakir olduğu tespit edilmiştir.

2013, 41 sayfa

Anahtar Kelimeler: Nane, Kekik, Püskürtmeli kurutucu, Dondurarak kurutma,

Antioksidan aktivite, Suda çözünebilir çay

(6)

ii

ABSTRACT

M.Sc. Thesis

DETERMINATION PROPERTIES OF INSTANT TEA PROCESSED FROM

MINT (Mentha piperita L.) AND THYME (Thymus vulgaris)

Zeynep AKŞİT

Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences

Department of Food Engineering

Supervisor: Asst. Prof. Dr. Cemal KAYA

Herbal teas are widely consumed in the world and our country due to their antioxidant

constituents. Herbal tea consumption is generally in the form of hot water brewing. In

this study, an alternative and more useful instant tea is produced. Aqueous extract of

commonly used peppermint (Mentha piperita L.) and thyme (Thymus vulgaris) was

dried by using spray drying and freeze drying techniques. Some physical and chemical

properties of obtained instant tea powders were investigated. The antioxidant activity of

instant tea powders were evaluated with FRAP and TEAC tests. Phenolic content of

herbal tea powders obtained from both techniques was determined by HPLC and the

flavor compounds were determined by GC-MS. The results were compared with

conventional brewing method. Total phenolic content of produced powder tea from

mint (traditional-freeze dried-spray dried) as follows; 12.01, 30.85, 34.24 mgGAE/100

mL tea. FRAP activities were found 2936.73, 3774.64, 4323.66 µmolTE/100 mL and

TEAC activities were found 2854.18, 3398.69, 4008.85 µmolTE/100 mL tea

respectively. Total phenolic content of produced powder tea from thyme was 18.90,

30.85 and 34.60 mgGAE/100 mL tea, FRAP activities were found 1301.27, 1573.59

and 1794.51, TEAC activities were found 3807.15, 3948.70, 3967.52 µmolTE/100 mL

tea respectively. The amount rosmarinic acid (major phenolic of mint) determined 5.73,

15.17 and 15.58 mg/100 mL tea respectively. According to the analysis results; herbal

tea obtained by traditional method had less phenolic compounds than spray dried and

freeze dried teas. However, spray dried herbal tea powders had less flavoring agents

because of heat application during drying. As a result, instant tea produced by two

different methods was rich in phenolic content but poor in flavoring agents

2013, 41 pages

Keywords: Mentha, Thyme, Spray dryer, Lyophilization, Instant tea, Antioxidant

activity

(7)

iii

ÖNSÖZ

Tez çalışmam boyunca, bilgi ve tecrübelerini aktaran, birçok konuda yardımlarını

esirgemeyen değerli danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Cemal KAYA’ya

Antioksidan aktivite çalışmalarında hem bilgi birikimini hem de laboratuvar

çalışmasında yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Mahfuz ELMASTAŞ’a

Bitki materyalinin seçilmesi, yetiştirilmesi ve toplanması sırasında yaptığı katkılarından

dolayı sayın Prof. Dr. İsa TELCİ’ye,

Tez çalışması süresince her zaman yanımda olan, düşüncelerini ve deneyimlerini

paylaşan ve yol gösterici olan eşim Uzman Hüseyin AKŞİT’e ve Uzman Nusret

GENÇ’e,

Bana her zaman destek olan aileme teşekkürü bir borç bilirim.

Zeynep AKŞİT

2013

(8)

iv

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ... i

ABSTRACT ... ii

ÖNSÖZ ... iii

İÇİNDEKİLER ... iv

ŞEKİLLER DİZİNİ ... vi

ÇİZELGELER DİZİNİ ... vii

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ ... viii

1. GİRİŞ ... 1

2. KAYNAK ÖZETLERİ ... 3

2.1. Nane Bitkisi ... 3

2.2. Kekik Bitkisi ... 3

2.3. Bitkisel Çayların Kullanımı ... 4

2.4. Suda Çözünebilir Bitkisel Çay Üretim Teknikleri ... 5

2.4. 1. Püskürterek Kurutma Tekniği ... 5

2.4.2. Dondurarak Kurutma Tekniği ... 8

2.5. Bitkisel Çay Tozlarının Uçucu Bileşenlerinin GC ile Analizi ... 10

2.6. Fenolik Maddelerin HPLC ile Analizi ... 12

2.7. Suda Çözünebilir Çay ile İlgili Çalışmalar ... 14

3. MATERYAL ve YÖNTEM ... 15

3.1. Bitkisel Materyal ... 15

3.2. Suda Çözünebilir Çay üretimi ... 15

3.2.1. Klasik Demleme ile Bitkisel Çayın Hazırlanması ... 15

3.2.2. Püskürtmeli Kurutucu Örneklerin Hazırlanması ... 15

3.2.3. Liyofilize Örneklerin Hazırlanması ... 16

3.3. Suda Çözünebilir Çayın Özellikleri ... 16

3.3.1. Verimin Hesaplanması (%) ... 16

3.3.2. Renk Tayini ... 17

3.3.3. Suda çözünebilirlik Tayini ... 17

3.3.4. Nem Tayini ... 17

3.3.5. Toplam Fenolik Madde İçeriği ... 17

3.3.6. Antioksidan Aktivite Tayini ... 18

3.3.6.1. FRAP Testi ... 19

(9)

v

3.3.7. Suda Çözünebilir Çayın Fenolik Madde Kompozisyonunun Belirlenmesi ... 20

3.3.8. Suda Çözünebilir Çayın Aroma İçeriğinin Belirlenmesi ... 22

3.3.9. Şeker Tayini ... 23

3.3.10. Duyusal Analizler ... 24

4. İstatistiksel Analizler ... 25

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 26

4.1. Üretilen Nane Çayların Fiziksel Özellikleri ... 26

4.2. Üretilen Kekik Çayların Fiziksel Özellikleri ... 27

4.3. Üretilen Nane Çaylarının Kimyasal Özellikleri ... 29

4.4. Üretilen Kekik Çaylarının Kimyasal Özellikleri ... 30

4.5. Üretilen Çayların HPLC ile Belirlenen Fenolik Madde Kompozisyonunu ... 31

4. 6. Farklı Tekniklerle Üretilen Çözünür Bitki Çaylarında Aroma Bileşenleri ... 33

4.6.1. Kekik Çaylarında Belirlenen Aroma Bileşenleri ... 33

4.6.2. Nane Çaylarında Belirlenen Aroma Bileşenleri ... 34

4.7. Üretilen Bitki Çayı Tozlarının Duyusal Olarak Değerlendirme Sonuçları ... 35

5. SONUÇ ... 36

(10)

vi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 2. 1. Piyasadaki mevcut bazı bitkisel çay hazırlama aletleri ... 4

Şekil 2. 2. Püskürtmeli kurutma cihazları ... 6

Şekil 2. 3. Dondurarak vakum altında kurutma cihazları ... 9

Şekil 2. 4. Head-space örnekleme sistemli GC-MS cihazı ... 11

Şekil 2. 5. HPLC sistemi ... 13

Şekil 3. 1. Toplam fenolik madde tayininde kullanılan gallik asit kalibrasyon grafiği .. 18

Şekil 3. 2. FRAP testinde kullanılan kalibrasyon grafiği ... 19

Şekil 3. 3. TEAC testinde kullanılan kalibrasyon grafiği ... 20

Şekil 3. 4. Standartların 50, 25 ve 10 ppm’lik derişimlerinin kromatogramları ... 22

Şekil 3. 5. Toplam şeker analizinde kullanılan kalibrasyon grafiği ... 24

Şekil 4. 1. Naneden ekstrakte edilen bileşenlerin HPLC kromatogramı ... 32

Şekil 4. 2. Kekik ürünlerindeki aroma bileşenlerinin GC-MS kromatogramı ... 33

(11)

vii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3. 1. Fenolik standartların doğru denklemleri ve R

2

değerleri ... 21

Çizelge 4. 1. Nane çaylarının fiziksel özellikleri ... 26

Çizelge 4. 2. Kekik çaylarının fiziksel özellikleri ... 28

Çizelge 4. 3. Nane çaylarının kimyasal özellikleri ... 29

Çizelge 4. 4. Farklı yöntemlerle üretilen kekik çaylarının kimyasal özellikleri ... 30

(12)

viii

SİMGE VE KISALTMALAR DİZİNİ

Simge

Açıklama

μL

Mikrolitre

°C

Santigrad Derece

% Yüzde

β

Beta

Kısaltma

Açıklama

M.Ö

Milattan Önce

kg

Kilogram

g

Gram

mg

Milligram

ABTS

2,2'-azino-bis(3-etilbenzotiazolin-6-sülfonik asid)

PTFE

Politetrafloroetilen

TPTZ

Tripiridil Triazin

nm

Nanometre

ppm

Milyonda Bir Kısım

GC-MS

Gaz Kromatografisi- Kütle Spektrometresi

HPLC Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi

FID

Alev İyonlaşma Dedektörü

ECD

Elektron Yakalama Dedektörü

TCD

Isısal İletkenlik Dedektörü

TCA

Trikloro Asetik Asit

TFA

Trifloro Asetik Asit

FRAP

Demir İndirgeme Antioksidan Gücü

TEAC

Trolox Eşdeğeri Antioksidan Kapasitesi

GAE

Gallik Asit Eşdeğeri

GE

Glukoz Eşdeğeri

(13)

1. GĐRĐŞ

Dünyada milyonlarca insan tarafından her gün zevkle tüketilen, güvenilir, popüler, hoş,

ekonomik, toplumda yer edinmiş bir içecek olan çay (Luczaj ve Skrzydlewska, 2005)

sudan sonra en çok tüketilen ikinci içecektir (Khan ve Mukhtar, 2007).

Çayın insanlık tarihine girişi hakkında farklı rivayetler vardır. Bir rivayete göre çayın

tarihçesi M.Ö. 2737'de, Çin Đmparatoru Shen Nung’un içme suyuna kaza ile bir ağacın

yaprağı düşüp infüzyon olmasıyla başlar (Nair, 2010).

Çinlilerin çayı kullanmaya başlaması 5 000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır.

Avrupa’ya ise çay 17.yy başlarında Hollandalı ve Portekizli tüccarlar tarafından

götürülmüştür. Ancak Avrupa çayı uzun yıllar pek fazla benimsememiştir. Đngilizler çay

alışkanlığını ancak 18.yy da edinmeye başlamıştır. Avrupa zamanla çayı

aromalandırmayı ve bitki türlerini de kullanmayı öğrenmiştir. Türklerin çayla tanışması

ise 1800’lü yılların sonlarına doğru olur (Anonim, 2013).

Çay tahmini olarak dünya çapında her gün 3,5 milyar bardak tüketilmektedir (Nair,

2010). Çay tüketimi ülkeler arasında farklılık göstermektedir. Kuzey Đrlanda’da çay

tüketimi; kişi başına yıllık 3,16 kg, Đngiltere’de 2,53 kg, Türkiye’de 2,25 kg

düzeyindedir (Trevisanato ve Kim, 2000).

Bitki çaylarının insan sağlığına faydalı ve kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı

olan biyolojik özellikler ve aktif fitokimyasallar içerdiği yaygın olarak bilinmektedir

(Craig, 1999). Bitkisel çayların karotenoidler, selenyum, çinko, polifenoller doğal

antioksidanlar ve fitokimyasallar içerdiği rapor edilmiştir (Atoui ve ark., 2005). Çeşitli

çalışmalarda bitki ekstraktlarının antikanserojen, antiaterojenik, antioksidan ve

antimikrobiyal özellikleri sayesinde bazı hastalıklar üzerine olumlu etki gösterdiği rapor

edilmiştir (Si ve ark., 2006).

Antioksidanlar ve antiradikaller kanser, diyabet, artrit, ateroskleroz, beyin işlev

bozukluğu ve bağışıklık yetmezliği gibi birçok hastalıkla ilişkilendirilen oksidatif hasarı

(14)

önlemeye yardımcı olurlar. Bunlara bağlı olarak insan vücudunu serbest radikallerin

saldırısından korumak ve kronik hastalıkların ilerlemesini önlemek için bitkilerdeki

doğal antioksidanlar önem kazanmıştır (Jayasekera ve ark., 2011). Bitkisel karışımlar ve

çaylar insan diyetinde antioksidan gereksiniminin iyi bir tamamlayıcısı olarak alınabilir

(Alarcón ve ark., 2008).

Bitkiler genellikle kurutulmuş bitki yapraklarının, çiçeklerinin, meyvelerinin veya

köklerinin ılık ya da sıcak suda demlenerek çay formuna getirilmesi ile tüketilirler

(Aoshima ve ark., 2007). Geleneksel yöntemde demleme süresinin kısa olmasından

dolayı bitkinin içerdiği biyolojik aktif moleküllerin bir kısmının deme geçmemesi

olasıdır. Suda az çözünen moleküllerin de bitki örneklerinden alınabilmesi için

demleme süresinin uzatılması gerekebilir. Bu durumda da içilecek demin sıcaklığı

düşmekte ve içimden alınacak keyif azalmaktadır. Çaydan daha fazla biyolojik aktif

molekülün alınabilmesi ve bu durumun önlenmesi için kaynatma işleminin uygulanması

gerekebilir (Nadeem ve ark., 2011).

Bu çalışmada nane ve kekik bitkilerinden klasik demleme ve kaynatma yöntemi

uygulanarak elde edilen ekstraktların püskürtmeli kurutma ve dondurarak kurutma

(liyofilizasyon) teknikleri kullanılarak üretilen suda çözünebilir bitkisel çay tozlarının

bazı önemli özellikleri belirlenmiştir.

(15)

2. KAYNAK ÖZETLERĐ

Çalışmada kullanılan nane ve kekik bitkileri biyoaktif moleküller bakımından zengin

tıbbi aromatik bitkilerden olup, ülkemizde tarımı ve ticareti yaygın olarak yapılmaktadır

(Shalini ve ark., 2008).

2.1. Nane Bitkisi

Nane, çok eski bir kültür bitkisidir ve tıbbi bitkiler arasına girmiştir. Mentha türleri;

ilkçağlardan beri birçok uygarlıkta kullanılmasının yanında, Osmanlı ve Türk tıbbında

da çok fazla kullanılan bir baharat türü olup her türlü hastalığın tedavisi için başvurulan

bitkilerdendir. Nane, Türk kültüründe; şerbetlere aroma, yemeklerde ve çorbalarda

baharat; nezle ve soğuk algınlığı gibi bazı rahatsızlıklarda da ilaç olarak kullanılmıştır

(Demirezer, 2007).

Nane türleri, uçucu yağların yanında; hesperidin, eriositrin, narirutin, linearin, retusin ve

rosmarinik asit gibi bazı biyolojik aktif molekülleri de içermektedir (Didier ve

Pasquiert, 1994). Literatürde; bu moleküllerin anti enflamatuar (iltihap önleyici ) (Shen

ve ark., 2011), kardioprotektif-kalp koruyucu etkileri (Trivedi ve ark., 2011),

antioksidan ve antibakteriyel (Lin ve ark., 2011) gibi biyolojik aktiviteleri

değerlendirilmiştir.

2.2. Kekik Bitkisi

Ülkemizde; kekik adı ile bilinen Thymus ve Origanum; türlerinin önemli bir uçucu yağ

bitkisi olması ve Türkiye’nin dünya kekik ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılaması;

ülke ekonomisi açısından bu bitkinin değerini arttırmıştır (Bayram ve ark., 2010). Bu

öneminden dolayı kekik, bilim adamları için önemli araştırmalara konu olmuştur ve bu

konu ile ilgili birçok araştırma yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir.

Kekik çok yıllık bir Akdeniz bitkisidir. Uçucu ve kokulu bileşiklere sahiptir. En önemli

uçucu yağ bileşikleri timol ve karvakroldur. Ayrıca sineol, simol, linelol, borneol gibi

(16)

bileşikleri de içerir. Kaynatılması ile elde edilen sıvı ile gargara yapılmasının diş

ağrılarına iyi geldiğine inanılmaktadır. Çiçekli dallarından su buhar distilasyonu ile elde

edilen uçucu yağı antiseptik amaçlı kullanılmaktadır (Gürsoy ve Gürsoy, 2004).

Kekik en çok baharat olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bitkinin toprak üstü kısımları

bağırsak rahatsızlıklarının, koroner hastalıkların tedavisinde, astım ve soğuk

algınlıklarında, romatizma, mafsal, baş ve diş ağrılarında, böcek sokmalarında,

antiseptik olarak (Baytop, 1999) ve gıdaların muhafazasında (doğal antioksidan olarak)

kullanılabilmektedir.

2.3. Bitkisel Çayların Kullanımı

Halk arasında nane, kekik ve benzeri diğer tıbbi aromatik bitkilerin insan sağlığına

sağlayacağı faydalarından yararlanabilmek için bu bitkiler baharat olarak tüketiminin

yanı sıra çay şeklinde de kullanılmaktadır. Bitki çaylarının halk arasındaki tüketim şekli

demleme yöntemidir. Bu yöntemde bitki örneği (yaklaşık 2g, ticari olarak mevcut poşet

çay şeklinde) kaynatılmış suda (yaklaşık 100-140 mL) 5-10 dakika arasında bekletilir ve

bitki ortamdan alınarak kalan dem içilir (Nadeem ve ark., 2011). Ancak bu yöntem çok

pratik değildir. Her ne kadar da bitkisel çay demleme aparatları (Şekil 2.1) gibi aletlerin

üretimi yapılmış olsa da; demleme yöntemi nispeten uğraştırıcı bir yöntemdir.

Şekil 2. 1. Piyasadaki mevcut bazı bitkisel çay hazırlama aletleri

(17)

Klasik yöntemlerle demlenip tüketilen bitkisel çayların ekstraksiyon süreleri genelde

kısadır (5-10 dakika). Ancak bu süre bitki örneğindeki biyoaktif maddelerin deme

geçmesi için yeterli bir süre değildir.

Kullanılan bitki örneğine bağlı olarak, aromatik bitkiler kullanılarak demlenip tüketilen

çayların kendine has hoş ve güzel kokuları bitkisel çaylardan alınan keyfi arttırmaktadır.

Bu hoş kokular genelde bitkilerin içerdikleri uçucu yağlardan kaynaklanmaktadır.

Uçucu yağlar, bitklerin karakteristik kokulara sahip olmalarının sağlamanın yanında

bazı biyolojik aktivitlere de sahiptirler. Bitkilerden hazırlanan çayların hoş kokuları

çayın içim zevkini arttırmasının yanı sıra biyolojik olarak aktif bileşenlerin de

alınmasını sağlamaktadır. Klasik demleme tekniğinin en büyük avantajı bu uçucu aroma

bileşenlerinin korunmasıdır. Demleme süresi uzatıldıkça, aroma bileşenleri sahip

oldukları düşük kaynama noktalarından dolayı ortamdan uzaklaşır. Ancak değişik

biyolojik aktivitelere sahip yüksek kaynama noktalı bileşenlerin deme daha fazla geçme

olasılığı artar (Berte ve ark., 2011).

2.4. Suda Çözünebilir Bitkisel Çay Üretim Teknikleri

Suda çözünebilir bitkisel çay tozları, klasik demleme veya sallama çaylara kıyasla

tüketiciye kullanım kolaylığı sağlar. Bu çayların klasik demleme tekniği ile elde edilen

demlerden daha fazla biyoaktif molekül içermesi, üretim sırasında kullanılan

ekstraksiyon tekniğine ve kurutma yöntemine bağlıdır. Bitkilerden elde edilen demlerin

suyunun uzaklaştırılması ile elde edilen kuru ve toz halinde içime hazır çay üretiminde

yaygın olarak kullanılan teknikler; dondurarak kurutma ve püskürterek kurutma olarak

sıralanabilir.

2.4. 1. Püskürterek Kurutma Tekniği

Püskürterek kurutma sıvı gıdalardan toz elde etmek için kullanılan güvenilir ve yaygın

olarak kullanılan bir tekniktir (Loksuwan, 2007). Püskürtmeli kurutma gıda

endüstrisinde su içeriğini ve su aktivitesini düşürerek üründe mikrobiyolojik stabilite

sağladığı, kimyasal ve biyolojik degradasyonları önlediği, depolama-taşıma maliyetini

(18)

düşürdüğü ve ürüne suda çözünebilirlik gibi spesifik özellikler kazandırdığı için

kullanılmaktadır (Tang ve ark., 2011).

Püskürtmeli kurutucular, kurutma işleminin gerçekleştiği uygulama çemberinden

geçirilen sıcak havanın etkisiyle sulu örneklerin kurutulmasında kullanılan cihazlardır.

Bu cihazlarda sıvı örnek bir püskürtücü ile içinden sürekli sıcak hava geçirilen

kazanların içine uygun püskürtme aparatları ile mikro boyutta (10-500 µm) tanecikler

halinde püskürtülür. Sıcak hava ile temas eden su partikülleri hızlı şekilde buharlaşarak

hava akımı sayesinde ortamdan uzaklaşır. Böylelikle ürün suyu tamamen

uzaklaştırılarak kurutulmuş olur. Eğer kurutulacak materyal etanol gibi yanıcı organik

çözücüler ise sıcak hava yerine azot gazı kullanılabilir.

Püskürtmeli kurutucu cihazlarında; sıvı haldeki örnek bir pompa sayesinde cihazın üst

kısmında bulunan püskürtücüye aktarılır. Püskürtücüde mikro boyutlara kadar düşen

damlacıklar haline gelen örnek direkt olarak sıcak hava ( >150°C) içine püskürtülür.

Burada sıcaklığın etkisiyle suyunu kaybeden örnek toz halinde cihazın alt kısmındaki

toplama bölümünden alınır. Ürün uygun şekilde paketlenerek depolanır. Genelde

toplanan ürünün partikül boyutları 100-300 µm boyutlarındadır. Nem içeriği ise oldukça

düşüktür. Püskürtmeli kurutucu cihazları Şekil 2.3’te verilmiştir.

(19)

Püskürtmeli kurutucular gıda endüstrisinde geniş kullanım alanına sahiptir. En yaygın

kullanım alanları ise süt tozu eldesi, suda çözünebilir çay ve kahve üretimidir. Bu

çalışmada; püskürtmeli kurutucu nane ve kekik çay tozlarının üretiminde kullanılmıştır.

Berte ve ark., (2011) püskürtmeli kurutucu ile ürettikleri toz Paraguay çayında kimyasal

kompozisyon, polifenol içeriği ve antioksidan aktivite tayinleri yapmış ve araştırılan

bileşenlerin püskürtmeli kurutma ve öğütme işlemlerinden oldukça etkilendiklerini

belirlemişlerdir. Püskürtmeli kurutmanın bitki yapraklarında karbonhidrat, nem, toplam

kül ve enerji içeriklerinde artışa neden olduğu görülmüştür. Bitki ekstraktı tozu daha

fazla kül içeridiğinden daha yüksek mineral içeriğe sahip olduğunu saptamışlardır.

Paraguay çayı bitkisinin yapraklarının ekstraksiyon ve püskürterek kurutma işlemi

sonrası fenolik madde kompozisyonunda artış belirleyen araştırmacılar; bu kurutma

yönteminin gıda ve ilaç sanayisi için daha iyi teknolojik karakter sağladığı sonucuna

varmışlardır.

Bir başka çalışmada püskürtmeli kurutma işlemi ile yeşil çaydan kafeinsizleştirilmiş ve

yüksek kafeinli çay üretilmiştir. Ayrıca bu çalışmada püskürtmeli kurutucuda kuru

havanın giriş ve çıkış sıcaklığı optimizasyonu da çalışılmıştır. Kurutucuya hava giriş

sıcaklığı 170°C, 180°C, 190°C, 200°C, 210°C ve 220°C olmak üzere 6 farklı sıcaklık

çalışılmış çıkış sıcaklığı için ise 70°C, 80°C, 90°C, 100°C, 110°C, ve 115°C

denenmiştir. Analizi yapılan kategorilerde, en iyi sonuçları giriş sıcaklığı için 180°C

çıkış sıcaklığı için ise 115°C de elde etmişlerdir (Vuong ve ark., 2013).

Aynı araştırmacılar başka bir çalışmada normalde çay yapımında kullanılmayan daha

yaşlı yeşil çay yapraklarından kafeinsiz ve kafeinli çay üretimi çalışmış, toz hale

getirmek için püskürterek kurutma ve dondurarak kurutma tekniklerini denemişlerdir.

Püskürtmeli kurutma ve dondurarak kurutma yöntemleri ile elde edilen çay tozu

verimini ve kateşin geri kazanımını analiz etmişlerdir. Dondurarak kurutma verimini

%100, püskürtmeli kurutma verimini ise % 75-80 aralığında bulmuşlardır. Ayrıca

kafeinsiz ve kafeinli çayların verimlerinin birbirine çok yakın olduğunu tespit etmişler

ve kafeinsizleştirme işleminin toz eldesi verimini etkilemediği sonucuna varmışlardır.

(Vuong ve ark., 2012).

(20)

Bir başka çalışmada Nadeem ve ark., (2011) püskürtmeli kurutma yöntemiyle dağ çayı

tozu elde etmiş ve ürünün bazı fizikokimyasal özelliklerini araştırmıştırlardır. Çay

üretiminde; BCD ( β-cyclodekstrin), MD19 (maltodekstrin), MD12 (glucidex) ve Arap

zamkı olmak üzere 4 ayrı taşıyıcı ajan kullanılmıştır. Püskürtmeli kurutma işleminde ise

3 farklı giriş sıcaklığı denemişlerdir. Ürün verimi giren hava sıcaklığı ve taşıyıcı

konsantrasyonundan önemli ölçüde etkilenmiştir. Giren hava sıcaklığı 145°C den

165°C e çıkarıldığında ürün verimi % 13 oranında azalmıştır, nedeni ise çıkan hava

sıcaklığını sabit tutmak için artan besleme hızıdır. Ayrıca taşıyıcı ajan konsantrasyonu

3g/100g dan 5g/100g a çıkarılınca ürün verimi % 36 artmıştır. Bu artış kurutucuya giren

ekstraktda daha yüksek kuru madde içeriğiyle ilişkilendirilebileciğini belirtmişlerdir.

Tozların nem içeriği hedeflenen aralıkta bulunmuştur ( <5g/100g). Çıkan hava sıcaklığı

sabit tutulduğundan giren hava sıcaklığının ürünler üzerinde önemli etkisi

gözlenmemiştir. Taşıyıcı ajanların 3g/100g miktarında eklenmesi nem içeriğini % 43

düşürmüştür, buna hidrokolloid taşıyıcıların su tutma kapasitesinin artması neden

olabileceği düşünülmüştür. Daha fazla miktarda taşıyıcı ajan eklenmesi ise (5 g/100g)

nem içeriğinde % 13 düşüşe neden olmuş, bu sonuç artan kuru madde ile

ilişkilendirilmiştir. Yüksek hava giriş sıcaklığı örneklerin su aktivitesini % 15

düşürdüğü ancak taşıyıcı ajan eklenmesinin %17 arttırdığı gözlenmiştir. Ürünlerin

çözünürlüğü çoğunlukla 98,5 ile 99,5 arasında bulunmuştur. Taşıyıcı maddelerin

konsantrasyonu arttırıldıkça çözünürlüğün de arttığı saptanmıştır. Arada büyük fark

olmamakla beraber nişasta türevi olan taşıyı ajanlar arap zamkından daha yüksek

çözünürlük göstermiştir.

2.4.2. Dondurarak Kurutma Tekniği (Liyofilizasyon)

Dondurarak vakum altında kurutma işlemi (liyofilizasyon); bozulabilecek materyallerin

suyunu uzaklaştırmak ve taşınmasını kolaylaştırmak amacı ile uygulanan bir işlemdir.

Bu işlem için su içeren materyal öncelikle dondurulur. Dondurulan materyaldeki su

yüksek vakum altında su; direkt katı halden gaz haline (süblimleşme) geçirilerek

ortamdan uzaklaştırılır. Elde edilen ürünün nem içeriği düşük olduğundan, ürün; uzun

süre saklanabilir ve taşıma, depolama gibi işlemler boyunca daha stabil olur. Ürünün

(21)

ortamdan tekrar nem kapmaması için uygun şekilde paketlenmesi gerekir. Uygun

şekilde paketlenen ürün tekrar dondurmaya gerek kalmadan oda şartlarında saklanabilir.

Şekil 2. 3. Dondurarak vakum altında kurutma cihazları

Dondurulduktan sonra vakum altında kurutma tekniği, yüksek sıcaklıklara duyarlı

maddelerin kurutulmasında oldukça kullanışlı bir tekniktir. Şekil 2.2’de endüstriyel

boyutlarda (solda) ve laboratuar boyutlarında kurutucular verilmiştir.

Lin ve ark., (2012) yaptıkları bir çalışmada Çin de yaygın kullanılan R. Serra bitkisine

iki ayrı metodla (sıcak su ve buhar) haşlama uygulayarak peroksidaz ve

polifenoloksidaz enzimlerinin inaktivasyon kinetiğini araştırmış ve kurutma

tekniklerinin fenolik madde içeriğine etkisini gözlemlemişlerdir. Elde ettikleri sonuçlara

göre sadece dondurarak kurutma yöntemi uygulanan örnekler başlangıçtaki kalitelerini

korumuştur. Güneşte kurutma ve hava ile kurutma yöntemlerinin fenolik madde

içeriğinde büyük kayıplara neden olduğu gözlemlemişlerdir.

Jo ve ark. (2003) yaptıkları bir çalışmada çiğ ve pişmiş domuz eti köftelerine

radyasyonlanmış ve dondururarak kurutulmuş yeşil çay ekstratı tozunun eklenmesinin

sonuçlarını araştırmışlardır. Kontrol grubunu (A) katkısız domuz eti köfteleri

oluşturmuştur. Radyasyon işlemi uygulamadan sadece dondururarak kurutma işlemi

uygulanmış ekstrakt tozu eklenen köftelerin (B) ve radyasyonlama sonrasında

dondurarak kurutma uygulanan ekstrakt tozu eklenen köftelerin (C) fonksiyonel ve

duyusal özellikleri araştırmışlardır. A ve B örnekleri arasında önemli farklılar tespit

(22)

etmemişler ve bu örneklerin kontrol grubu örneklerinden daha düşük lipid oksidasyonu

ve daha yüksek radikal yakalama özelliklerine sahip olduğunu gözlemlemişlerdir.

Sonuç olarak hem radyasyonlanmış hem de radyasyon işlemi uygulanmamış

dondurularak kurutulmuş ekstrakt tozunun domuz eti köfteleri üzerine faydalı

biyokimyasal özellikler sağladığını düşünmüşlerdir.

Chan ve ark. (2009) farklı kurutma yöntemlerinin zencefil yapraklarının ve çayının

antioksidan özellikleri üzerine etkisini araştırmışlardır. Çalışmada 3 ısısal (mikrodalga,

fırın ve güneş kurutma) ve 2 ısısal olmayan (hava ve dondurarak) olmak üzere toplam 5

farklı kurutma yöntemi uygulanmıştır. Sonuçlarda bütün ısısal kurutma yöntemlerinde

toplam fenolik madde miktarı ve antioksidan kapasitesi önemli miktarda azalmış, ısısal

olmayan yöntemlerden hava ile kurutmada önemli kayıplar belirlemiş, dondurarak

kurutma yönteminde ise toplam fenolik madde miktarı ve antioksidan kapasitede önemli

kazançlar sağlamışlardır. Dondurarak kurutma uygulanan yaprakların dayanıklılığını

test etmek için yapılan deneyde ise örnekler, kontrol grubu ile beraber laboratuar

sıcaklığında açıkta (25-30°C) bir hafta bekletilmiştir. Depolama sonrası kontrol grubu;

toplam fenolik madde, antioksidan kapasite ve demir indirgeme yeteneği sırasıyla 23%,

15% ve 21% oranında azalma göstermiştir. Dondurarak kurutmada ise bu oranlar

sırasıyla 7%, 2% ve 5% olarak belirlenmiştir.

2.5. Bitkisel Çay Tozlarının Uçucu Bileşenlerinin GC ile Analizi

Üretilen çay tozlarının aroma bileşenleri içeriği elde edilen ürünün içim zevkini arttıran

bir olgudur. Üretim sırasında uygulanan ısıl işlemlerden dolayı bu uçucu bileşenlerde

bir kayıp söz konusudur. Bu kaybın belirlenmesi gaz kromatografisi (GC) analizleri ile

mümkün olmaktadır.

Gaz kromatografisi bir çok alanda, uçucu ya da uçucu hale getirilebilen maddelerin

kalitatif ve kantitatif analizlerinde kullanılan bir cihazdır. Analiz edilecek madde uygun

bir çözücüde çözülerek sıvı olarak analiz edilebildiği gibi head-space örnekleme aparatı

gibi ek örnekleyicilerle katı örneklerin uçucu bileşenlerinin analizi mümkün olmaktadır.

Gaz kromatografisinde sıvı örnekler, 250-300°C sıcaklıklardaki enjeksiyon bloğunda

(23)

direkt olarak gaz haline getirilir. Burada gaz haline geçen analit uygun kapiler ya da

dolgulu kolonlarda inert bir taşıyıcı gaz ile kolon içinde sürüklenerek ayrılır ve

detektöre (FID, MS, ECD ve TCD gibi) ulaşır. Detektörde gözlenen sinyaller değişik

bilgisayar yazılımları ile işlenerek kalitatif ve kantitatif analizler yapılır. Katı örneklerde

ise örneğin gaz haline getirilmesi dış örnekleyicilerde yapılır. En yaygın kullanılan dış

örnekleme ünitesi head-space’dir. Katı haldeki örnek direkt olarak head-space

aparatının fırınında analiz edilecek maddeleri gaz haline getirebilecek bir sıcaklıkta

ısıtılır ve burada gaz haline getirilmiş analitler bir transfer hattı kullanılarak GC’nin

enjeksiyon bloğuna aktarılır. Şekil 2.4’de çalışmada kullanılan GC-MS cihazı

verilmiştir.

Şekil 2. 2. Head-space örnekleme sistemli GC-MS cihazı

Literatürde, yeşil çay tozlarının aroma bileşenlerinin analizinde pratik bir uyguluma

olarak önerilen head-space GC kombinasyonu; Rize’de üretilen çay filizlerinden elde

edilen yeşil çay tozundaki aroma bileşenlerini belirlemek için yapılan bir çalışmada

kullanılmış ve bu teknikle 21 uçucu bileşen belirlenmiştir (Tontul ve ark., 2013).

Benzer uygulamalar, bazı tablet haline getirilmiş bitkisel çay veya bitkisel droglarda

organik çözücü (metanol, etanol ve izopropil alkol) kalıntılarının tespiti için

(24)

kullanılmaktadır. Hindistan’da piyasada satılan bitkisel formülasyonların içerdiği

metanol etanol ve izopropil alkol içeriği head-space örnekleme ile GC kullanılarak

analiz edilmiş ve çalışmada kullanılan 17 bitkisel kaynaklı drogda 0-563 ppm aralığında

metanol kalıntısına, 0-28 ppm aralığında izopropil alkol kalıntısına rastlanmıştır

(Puranik ve ark., 2009).

2.6. Fenolik Maddelerin HPLC ile Analizi

Modern HPLC sistemleri istenilen akış hızında (0.1-5mL/dakika) hareketli fazı

izokratik ya da gradiyent şeklinde sabit bir akış hızı ile pompalayabilen bir pompadan,

maddeleri yüksek ayırma kapasitesine sahip kolondan ve ayrılan maddeleri tayin

edebilecek bir detektörden oluşur.

HPLC sistemleri, genelde termal olarak kararlı olan ve GC ile analizi mümkün olmayan

maddelerin analizlerinde kullanılmaktadır. Yüksek kaynama noktalı, birbirine yakın

özelliklerdeki

polar

maddelerin

ayrımı

kolaylıkla

HPLC

sistemlerinde

yapılabilmektedir. Uygun detektör seçimi ya da enjeksiyon öncesi türevlendirme

işlemleri ile neredeyse bütün termal kararlı maddelerin ayrımı ve ayrılan her maddenin

de hem kalitatif hem de kantitatif analizi yapılabilir.

HPLC sistemlerinde kullanılan, uzunlukları 100-300 mm, çapı ise 20-60 mm arasında

değişen tanecik büyüklüğü 5 µm boyutunda olan çelik kolonlar ticari olarak mevcuttur.

En yaygın olarak ters faz (apolar dolgu maddeli) ve normal faz ( polar dolgu maddeli)

kolonlar kullanılır. Hareketli faz olarak da ters faz kolonlar için genelde değişik mobil

faz düzenleyicilerle birlikte (TCA, TFA, Asetik Asit, Sülfürik asit vb.) su ve asetonitril

normal faz kolonlar için metanol, diklormetan vb. çözücüler kullanılır. Şekil 2.5’de

çalışmada kullanılan HPLC sistemi verilmiştir.

(25)

Şekil 2. 3. HPLC sistemi

Tuncel ve Yılmaz (2010) yaptıkları bir çalışmada; Kaz Dağları’ndan toplanan Mentha

spicata ve dokuz farklı bitkinin fenolik asit kompozisyonlarını (gallik, protokateşuik,

p-hidroksibenzoik, vanilik, kafeik, klorojenik, sirinjik, p-kumarik, ferulik, o-kumarik,

rozmarinik ve trans-sinamik asitler) HPLC ile belirlemişlerdir. Elde ettikleri bulgulara

göre; Origanum vulgare subsp. hirtum ve Salvia tomentosa bitkilerinin fenolik asitlerce

oldukça zengin olduklarını belirlemişlerdir. Rozmarinik asit, hem bulunma sıklığı hem

de bulunma miktarı bakımından diğer fenolik asitlerden daha fazla olduğu tespit

edilmişlerdir.

Bir başka çalışmada Chan ve ark. (2009) zencefil yapraklarında, taze bitkinin ve

dondurarak kurutma ile elde edilen tozun antioksidan içeriğini belirlemişlerdir. Major

bileşenlerin değişmeden kaldığını belirleyen araştırmacılar minor bileşenlerin

dondurarak kurutulmuş örneklerde daha fazla olduğunu belirlemişlerdir (Chan ve ark.,

2009).

(26)

2.7. Suda Çözünebilir Çay ile Đlgili Çalışmalar

Poşet çaylara alternatif olan suda çözünebilir çayın toz veya granül olarak kullanımı

yaygındır. Suda çözünebilir çay sıcak ve soğuk suda çözünebilir, üzerine şeker ve süt

eklenebilir. Bu yöntem otomatik içecek makineleri için uygundur (Oh ve ark., 2013).

Suda çözünebilir çay tozu tüm ülkelerde çayın tamamen çözünebilir katı maddesi olan

yeni ve hızla büyüyen bir ürün olarak ortaya çıkmıştır. Hazır çayın ticari üretimi çay

yapraklarının hazırlanması, sıcak su ekstraksiyonu, aroma geri kazanımı, çözünebilir

katı maddelerin konsantrasyonu ve kurutma gibi çeşitli prosesleri içerir (Someswararao

ve Srivastav, 2012). Suda çözünebilir çay günümüzde işlenmiş çay yapraklarının

demlenmesi ve konsantre edilmesi sonrasında dondurarak veya püskürterek kurutma

işlemi yapılmakta ancak daha düşük kalitede ürün elde edilmekte, daha yüksek maliyet

ve daha fazla enerji ile üretilmektedir (Sinija ve ark., 2007).

Vuong ve ark. (2012) yaptıkları bir çalışmada fermente olmuş çay yaprakları presinden

suda çözünebilir çay üretimi için yeni bir metot geliştirmişlerdir. Yeşil çay yaprakları

siyah çay üretiminde olduğu gibi soldurma, kıvırma ve fermantasyon işlemlerine tabii

tutup, fermente yaprakları presleyerek çözünebilir katı madde içeren çay suyu elde

etmişlerdir. Çay suyunu çözünebilir çay tozu elde etmek için ısıtmış, santrifüjlemiş ve

vakumla kurutmuşlardır. Kalan preslenmiş yaprakları da vakumlu sıcak havada kurutma

işlemine tabi tutarak düşük kalitede ticari çay granülleri elde etmişlerdir.

Başka bir çalışmada preslenmiş yeşil çay yapraklarından çözünebilir çay tozu üretmek

için yeni bir teknik deneyen araştırmacılar çay yapraklarını presleyip fermentasyona

bırakmışlardır. Fermente olan çay yaprakları suyunu buharla ısıl işleme uğratmış,

santrifüjleniş ve dondurarak kurutma tekniği ile çay tozu elde etmişlerdir.

Araştırmacılar elde edilen çözünebilir çay tozunun iyi içim özelliklerine sahip olduğunu

ve

bileşenlerin

konsantrasyonlarının

kabul

edilebilir

aralıklarda

olduğunu

belirlemişlerdir. Preslenmiş yaprak atıkları ise yine fermente edilerek çay granülleri

üretilmiş hem ekonomik olarak tasarruf sağlanmış hem de klasik fermente çaylara yakın

özelliklerde çay üretilmişlerdir (Sinija ve ark., 2007).

(27)

3. MATERYAL ve YÖNTEM

3.1. Bitkisel Materyal

Bu çalışmada; ülkemizde tarımı geniş ölçüde yapılan ve ülkemiz florasında oldukça

yaygın olarak yetişen nane ve kekik bitkileri kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan nane

türü (Mentha piperita L.) Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi

Prof. Dr. Đsa TELCĐ tarafından kültüre alınmış ve yetiştirilmiştir. Kekik (Thymus

vulgaris) örnekleri ise Đzmir yöresinden temin edilmiştir.

3.2. Suda çözünebilir Çay üretimi

3.2.1. Klasik Demleme ile Bitkisel Çayın Hazırlanması

Bu teknikte 2 g bitki örneği tartılarak 100 mL (bir bardak sıcak suyu temsilen)

kaynatılmış sıcak su ile 10 dakika boyunca demlenmiştir. Demlenme aşamasında çay 2

dakika aralıklarla bir kaşık yardımıyla karıştırılmıştır. 10 dakikanın sonunda bitki çayı

adi süzgeç kâğıdı ile süzülmüş ve oda sıcaklığına kadar soğutulmuştur. Elde edilen

bitkisel çay 24 saat süre ile -20 °C’de dondurularak 72 saat boyunca liyofilize edilmiş

ve kapaklı cam şişelerde +4 °C’de muhafaza edilmiştir.

3.2.2. Püskürtmeli Kurutucu Örneklerin Hazırlanması

Bitki örneklerinden 10 kg tartılarak 50 litre su ilave edildikten sonra uçucu yağ eldesi

için tasarlanmış sanayi tipi makinede 30 dakika süre ile kaynatılmıştır. Kaynama süreci

sonrasında bitki posası ince gözenekli elekten geçirilip oda sıcaklığına kadar

soğutulmuş ve elde edilen sulu ekstrakt; hava giriş sıcaklığı 170°C, çıkış sıcaklığı

110°C ye ayarlanmış sanayi tipi püskürtmeli kurutucuda 5mL/sn sıvı akış hızı,

5000L/saat hava akış hızı ile kurutulmuştur. Bitki tozu örnekleri makinenin haznesinden

alınarak koyu renkli kapaklı şişelerde +4 °C’de muhafaza edilmiştir. Üretim 3 tekerrürlü

olarak gerçekleştirilmiştir.

(28)

3.2.3. Liyofilize Örneklerin Hazırlanması

Bitki örneklerinden 10 kg tartılarak 50 litre su ilave edildikten sonra 30 dakika süre ile

kaynatılmıştır. Kaynama süreci sonrasında bitki posası ince gözenekli elekten geçirilip

oda sıcaklığına kadar soğutulmuş ve elde edilen sulu ekstrakttan alınan bir miktar örnek

adi süzgeç kâğıdı ile süzülmüş ve 100’er mL’lik hacimlere bölünmüştür.

Süzüntü-20°C’de 48 saat dondurulduktan sonra 72 saat süre ile liyofilize edilmiştir. Bu sürenin

sonunda; liyofilize örnekler kapaklı cam şişelere aktarılarak analiz süresine kadar

+4°C’de muhafaza edilmiştir. Üretim üç tekrarlı olarak yapılmıştır.

3.3. Suda Çözünebilir Çayın Özellikleri

Suda çözünebilir bitkisel çayın fiziksel özellikleri % verim, renk tayini, suda

çözünebilirlik ve nem tayini ile belirlenmiştir. Üç farklı teknikle elde edilen suda

çözünebilir çay örnekleri aşağıda yapılan analizlere göre değerlendirilmiştir.

Analizlerde “bir bardak çay”: 100 mL sıcak suda çözünmüş 200 mg toz halindeki

(liyofilize ve püskürtmeli kurutucu) ürünleri ve yine klasik yöntemle demlenen

örneklerin analizleri için 100 mL sıcak suda 10 dakika demlenmiş 2 g bitki örneğini

temsil etmektedir.

3.3.1. Verimin Hesaplanması (%)

Klasik demleme, liyofilizasyon ve püskürterek kurutma yöntemi ile elde edilmiş olan

örneklerin verim hesabı şu şekilde yapılmıştır: Klasik demleme tekniği ile elde edilen

konfüzyon (Bkz. Bölüm 3.2.1) liyofilize edilerek tamamen kuru toz haline getirilmiş,

liyofilize (dondurarak kurutulmuş) ve atomize (püskürtmeli kurutucuda kurutulmuş)

örnekler Bölüm 3.2.2. ve Bölüm 3.3.3’te verilen teknikle hazırlanmıştır. Ürünlerin %

verimi aşağıdaki formüle göre hesaplanmıştır.

(29)

3.3.2. Renk Tayini

Elde edilen bitki tozlarının renk analizi Minolta renk ölçme cihazı (CR- 300) ile Hunter

renk ölçme sisteminde renk (L*, a*, b*) değerleri ölçülerek yapılmıştır. Buna göre; L*

değeri gün ışığındaki parlaklığı (0: siyah, 100: beyaz), a* değeri yeşil-kırmızı rengi

(-80 ile 0 arası: yeşil, 0 ile +50 arası: gri, +50 ile +100 arası: kırmızı), b* değeri ise

mavi-sarı rengi (-50 ile 0 arası: mavi, 0 ile +50 arası: sarı) ifade etmektedir (Cemeroğlu,

2007).

3.3.3. Suda Çözünebilirlik Tayini

Ürünlerin suda çözünürlüğünün belirlenmesinde; örnekten 1 g tartılmış ve üzerine oda

sıcaklığındaki 100 mL deiyonize su ilave edilerek manyetik karıştırıcıda 600 rpm’de 5

dakika karıştırılmıştır. Bu işlem sonrasında örnekler 3000 rpm de 5 dakika

santrifüjlenmiştir. Elde edilen çözeltiden 20 mL alınıp önceden kurutularak darası

alınmış petri kabına aktarılmış ve 70 °C’de 24 saat bekletilmiştir. Kurutulan örnekler

tartılarak aradaki fark 100 mL’deki çözünürlük olarak ifade edilmiştir (Nadeem ve ark.,

2011).

3.3.4. Nem Tayini

Liyofilize ve atomize çay tozu örneklerinin nem içeriğini belirlemek için örneklerden üç

tekerrürlü olmak üzere 1’er g tartılmış 70 °C’de 24 saat etüvde sabit tartıma gelinceye

kadar bekletilmiştir. Nem içeriği g su kaybı/100 gr ürün olarak ifade edilmiştir (Nadeem

ve ark., 2011).

m

2

: alınan örneğin ağırlığı, m

1

: sabit tartıma gelen örneğin ağırlığıdır

3.3.5. Toplam Fenolik Madde Đçeriği

100 µL bitkisel çay örneğinden alınarak üzerine 4.5 mL deiyonize su ilave edilmiştir.

Karışıma 100 µL Folin-Ciocalteu’s reaktifi ilave edilmiştir. Karışım vorteks cihazı ile

(30)

karıştırılmış ve 10 dakika oda şartlarında inkübe edildikten sonra üzerine 300 µL %2’lik

Na

2

CO

3

çözeltisi ilave edilmiştir. Son karışım tekrar vorteks ile karıştırıldıktan sonra 30

dakika oda şartlarında karanlıkta inkübe edilmiştir. Đnkübasyon süresinin sonunda

karışımın 760 nm’deki absorbansı okunmuştur. Kör olarak 4.6 mL su + 100 µL

Folin-Ciocalteu’s reaktifi + 300 µL Na

2

CO

3

karışımı kullanılmıştır (Singleton ve Rossi,

1965).

Bitkisel çay örneklerindeki fenolik madde miktarları; gallik asidin değişik derişimleri

ile elde edilen kalibrasyon grafiğinin doğru denklemi kullanılarak mgGAE/100 mL

bitkisel çay cinsinden ifade edilmiştir. Gallik asidin kalibrasyon grafiği Şekil 3.1’de

verilmiştir.

Şekil 3. 1. Toplam fenolik madde tayininde kullanılan gallik asit kalibrasyon grafiği

3.3.6. Antioksidan Aktivite Tayini

Üç farklı şekilde üretilen suda çözünebilir çayın antioksidan aktiviteleri FPAP ve TEAC

testleri ile değerlendirildi.

(31)

3.3.6.1. FRAP Testi

Suda çözünebilir çayların FRAP testi ile antioksidan aktivite tayini için 300 mM

sodyum asetat (pH 3,6) tampon çözeltisi, 20 mM sulu FeCl

3

çözeltisi ve 10 mM sulu

TPTZ çözeltisi 10/1/1 oranında karıştırılmıştır. FRAP çözeltisi (3 mL) bitkisel çay

(100 µL) ve metanol (900 µL) spektrofotometre küvetleri içerisine aktarılarak

karıştırılmış ve oda sıcaklığında 30 dakika bekletildikten sonra 593 nm dalga boyundaki

absorbansları ölçülmüştür (Benzie ve Strain, 1996). Sonuçlar µmol TE/100 mL bitkisel

çay olarak hesaplanmıştır.

Şekil 3. 2. FRAP testinde kullanılan kalibrasyon grafiği

3.3.6.2. TEAC Testi

Çay örneklerinin ABTS radikal katyonu kullanılarak antioksidan kapasite tayini şu

yöntemle yapılmıştır: suda hazırlanan 7 mM ABTS çözeltisi ve 2,45 mM potasyum

persülfat çözeltisi karışımı (1/1, v/v) 6 saat süreyle oda sıcaklığında karanlık bir

ortamda saklanarak ABTS radikal katyonu (ABTS˙

+

) çözeltisi hazırlanmıştır. Analizler

öncesinde ABTS˙

+

stok çözeltisi metanol ile seyreltilerek 734 nm dalga boyundaki

(32)

absorbansı 0,700±0,020’ye ayarlanmıştır. ABTS˙

+

çözeltisi (3 mL) ve izole edilen

moleküllerin stok çözeltilerinden (100 µL) ve metanol (900 µL) spektrometre küvetleri

içerisine aktarılarak karıştırılmış ve oda sıcaklığında 15 dk bekletildikten sonra 734 nm

dalga boyundaki absorbansları ölçülmüştür (Re ve ark., 1999). 5, 10, 20 ve 40 µg/mL

trolox derişimlerinin % aktiviteleri hesaplanarak çizilen kalibrasyon eğrisinin doğru

denklemi kullanılarak sonuçlar µmol TE/100 mL bitkisel çay olarak ifade edilmiştir.

Şekil 3. 3. TEAC testinde kullanılan kalibrasyon grafiği

3.7. Suda Çözünebilir Çayın Fenolik Madde Kompozisyonun Belirlenmesi

Üretilen nane ve kekik çaylarının fenolik madde içerikleri HPLC ile kantitatif olarak

belirlenmiştir. Analizde Perkin Elmer Series 200 HPLC pompa ve Series 200 UV

detektörü (280 nm’de) kullanılmıştır. Mobil faz olarak %25 formik asitli deiyonize su

ve asetonitril kullanılmıştır. Mobil faz programı analiz sırasında optimum ayrımı

sağlayacak şekilde belirlenmiştir. Çalışmada kolon ters faz C18 (4,6x150 mm, 3 µm

I.D) kolon kullanıldı. Kolon çalışma boyunca 30 ºC’de tutulmuştur.

Mobil faz programı şu şekildedir: akış hızı 0.7 mL/dakika, mobil faz: (A) %2.5 formik

asitli su, (B) asetonitril, başlangıçta 3 dakika boyunca % 83:17 oranında A:B, 23

(33)

dakikada 77:23 oranında A:B lineer gradiyent, 14 dakika boyunca 70:30 oranında A:B

lineer gradiyent, son olarak da 20 dakika boyunca 0:100 A:B lineer gradiyent olmak

üzere toplam analiz süresi 60 dakika olacak şekilde ayarlanmıştır.

Nane örnekleri için kullanılan standartlar, eriositrin, hesperidin, rosmarinik asit, linarin,

didimin, nevadensin ve retusin’dir. Kullanılan standartlar Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Fen-Edebiyat Fakültesi Bitki Araştırma Laboratuarında değişik nane türlerinden

saflaştırılmıştır.

Suda çözünebilir bitki çaylarından 20 mg tartılarak 20 mL deiyonize suda çözülmüş ve

0,22 µm PTFE şırınga filtresi kullanılarak süzüldükten sonra direkt olarak cihaza 20 µL

hacimde enjekte edilmiştir. Standartların kalibrasyon grafikleri, her bir standart için; 50,

25 ve 5 ppm olacak şekilde hazırlanmış stok çözeltiler kullanılarak yukarıdaki metot ile

analiz edilerek çizilmiştir. Elde edile kalibrasyon grafiklerinin doğru denklemleri ve R

2

değerleri Çizelge 3.1’de, elde edilen kromatogramlar ise Şekil 3.4’de verilmiştir.

Sonuçlar mg fenolik madde/100 mL çay olarak ifade edilmiştir.

Çizelge 3. 1. Fenolik standartların doğru denklemleri ve R

2

değerleri

Fenolikler

Doğru denklemleri

R

2

değerleri

Eriositrin

y=68858,92x-14928,23

0,9998

Hesperidin

y=75486,25x-17852,58

0,9999

Rosmarinik asit

y=59885,58x-24253,11

0,9977

Linarin

y=64785,74x-21251,01

0,9991

Didimin

y=25482,21x-25478,49

0,9999

Nevadensin

y=12586,25x-19874,55

0,9996

(34)

Şekil 3. 4. Standartların 50, 25 ve 10 ppm’lik derişimlerinin kromatogramları

3.8. Suda Çözünebilir Çayın Aroma Đçeriğinin Belirlenmesi

Bu çalışmada üretilen nane ve kekik çaylarının aroma bileşenlerinin üretim sırasında

kaybedilip kaybedilmediğinin belirlenmesi için üç farklı teknikle elde edilen çay

örneklerinin uçucu yağ bileşenleri GC-MS ile belirlenmiştir.

Klasik demlemede 2 gram tartılan nane ve kekik örnekleri 100 mL kayatılmış sıcak

suda 10 dakika demlenmiştir. Bu sürenin sonunda dem süzülerek elde edilen

konfüzyondam uçucu yağların ayrılması için 1:1 oranında dietil eter ile sıvı-sıvı

ekstraksiyonuna tabi tutulmuştur. Ayırma hunisinde su fazı ve dietil eter fazı ile

birbirinden ayrıldıktan sonra dietil eter azot gazı ile uzaklaştırılmıştır. Kalıntıya 2 mL

aseton eklenerek direkt olarak GC-MS ile analiz edilmiştir.

Liyofilize edilen ve püskütmeli kurutucuyla elde edilen örnekler ise su içermediğinden

GC-MS ve head-space örnekleme aparatı ile analiz edilmiştir. Analiz için 200’er mg

ekstrakt tozu tartılarak head-space viallerine aktarılmıştır. Örnekler head-space/GC

(35)

transfer hattı sıcaklığı 120 °C’ye ayarlanan head-space fırınında 100°C’de 30 dakika

bekletilmiş ve bu sürenin sonunda enjeksiyon yapılmıştır.

Analiz Agilent marka 7890A model GC 5975C MS dedektörlü GC-MS cihazında

yapılmıştır. GC metodu; sinyallerin en uygun ayrımı sağlayacak şekilde deneme

yanılma tekniği ile geliştirilmiştir. Đşlem koşulları aşağıda verilmiştir.

GC fırın başlangıç sıcaklığı 60 °C olarak ayarlanmıştır. 12 °C/dakika ısıtma hızı ile

170°C’ye ısıtılmıştır. 2 °C/dakika ısıtma hızı ile 205 °C’ye çıkılarak bu sıcaklıkta 5

dakika bekletilmiştir. Son aşamada 5 °C/dakika ısıtma hızı ile 250 °C’ye çıkılmış ve 2

dakika bekletilmiştir (toplam analiz süresi 42.66 dakika). Enjeksiyon hacmi 1 µL,

taşıyıcı gaz: helyum (1 mL/dakika), split oranı 10:1 enjeksiyon port sıcaklığı: 250 °C

olarak ayarlanmıştır. Analizde DB-Wax (60 m x 0,25 mm ve I.D: 320 µm) kapiler

kolon kullanılmıştır. Analiz şartları GC analizi sırasında optimize edilmiştir.

MS parametreleri; iyon kaynağı enerjisi ve sıcaklığı sırasıyla 70 eV ve 250 °C olarak ve

quadrupol sıcaklığı 220 °C olarak ayarlandı. Analizde 45 ve 220 m/z oranlı kütle

parçacıkları dedekte edilmiştir. Uçucu bileşenlerin tanımlanmasında NIST ve Willey

kütüphanelerinden yararlanılmıştır.

3.9. Şeker Tayini

Karbonhidratların kantitatif analizlerinde; sülfürik asit içinde çözülen antron reaktifi

sıklıkla kullanılan hızlı ve kolay tekniktir. Antron reaktifi ile şekerlerin analizi şu esasa

dayanır: bitkisel örneklerden ekstrakte edilen şekerler kuvvetli asidik ortamda 5 mol su

kaybederek furfurallara dönüşür. Antron reaktifi de kuvvetli asidik ortamda furfurallarla

reaksiyon verecek şekilde moleküler düzenlenmeye uğrar. Furfural ve antron reaktifi

karıştırıldığında 620 nm’de maksimum absorbansa sahip yeşil renkli kompleks oluşur.

Bu kompleksin absorbansı UV ile ölçülerek bir standartla çizilen kalibrasyon grafiği ile

örnekteki şeker miktarı kantitatif olarak belirlenmektedir.

(36)

Üretilen bitkisel çayların suda çözünebilir şeker miktarı antron reaktifi kullanılarak

spektrofotmerik olarak belirlenmiştir. Üretilen çaylardan hazırlanan 1 mg/mL

derişimlerindeki stok çözeltiden 200 µL alınarak deiyonize su ile 1 mL’te

tamamlanmıştır. Üzerine 3 mL 1 mg/mL derişik sülfürik asit ile hazırlanmış antron

reaktifi ilave edilmiştir. Karışım vorteks ile karıştırıldıktan sonra sonra bir su

banyosunda 80°C’de 30 dakika inkübe edilmiş ve oda sıcaklığına kadar bekletilmiştir

(yaklaşık 25 dakika). Soğuyan örnekler spektrofotometrede 620 nm’de absorbanları

ölçülmüştür. Glukozdan hazırlanan standart çözeltilerinden (12,5, 25, 50, 100 ve 200

ppm derişimlerde) 1 mL alınmış ve 3 mL antron reaktifi ilave edildikten sonra

numunelerde yapılan işlemler tekrarlanmıştır. Elde edilen kalibrasyon grafiği Şekil

3.5’de verilmiştir. Bitkisel çaylardaki suda çözünebilir şeker miktarı mgGE (Glukoz

ekuvalent)/100 mL bitkisel çay olarak ifade edilmiştir (Loewus, 1952).

Şekil 3. 5. Toplam şeker analizinde kullanılan kalibrasyon grafiği

3.10. Duyusal Analizler

Đki farklı metotla elde edilen bitki çayları tat, renk, aroma, ve genel beğeni bakımından

değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Değerlendirme, 9 panelist tarafından gerçekleştirilmiş

ve her bir özellik 5 puan üzerinden değerlendirilmiştir. (Altuğ ve Elmacı, 2001).

(37)

3.11. Đstatistiksel Analizler

Elde edilen bulgular SPSS v16.0 paket program kullanılarak farklı üretim tekniklerinin

ürün özellikleri üzerindeki etkisi varyans analizi yapılarak belirlenmiştir. Önemli

bulunan varyasyon kaynaklarına ait ortalamalar LSD çoklu karşılaştırma testi

uygulanarak karşılaştırılmıştır (Yıldız ve Bircan, 1994).

(38)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

Çalışmada üretilen bitki çaylarının özellikleri fiziksel ve kimyasal özellikler olarak

incelenmiştir. Đncelenen fiziksel özellikler; verim (%), nem içeriği (%), suda

çözünebilirlik ( g/100 mL su) ve renk (L, a, b) ölçümlerini kapsamaktadır. Kimyasal

özellikler ise: çayın toplam fenolik madde içeriği (GAE mg/100 mL çay), toplam şeker

(GE mg/100 mL çay), çayların FRAP ve TEAC cinsinden aktiviteleri ( TE µmol/100

mL çay) şeklinde incelenmiştir.

4.1. Üretilen Nane Çayların Fiziksel Özellikleri

Klasik demleme yöntemi ile elde edilen konfüzyonun verimi; ürünün suyu liyofilizatör

ile uzaklaştırılıp etüvde 100°C’de 24 saat inkübasyonla nemi uçurularak elde edilen

kalıntı üzerinden; liyofilize ve püskürtmeli kurutucu ürünlerin verimi ise aynı şekilde

nemi uzaklaştırıldıktan sonra hesaplanmıştır.

Çizelge 4.1’de de görüleceği gibi klasik demleme ile elde edilen çayın verimi (%13,77)

diğer iki tekniğe göre (%23,28 - 23,53) oldukça düşük olduğu belirlenmiştir. Atomize

ve liyofilize ürünlerin verimi birbirine oldukça yakındır. Aynı ekstraksiyon tekniği (Bkz

Bölüm 3.2.2 ve Bölüm 3.2.3) ile elde edilen konfüzyonların farklı kurutma teknikleri ile

kurutulmasının elde edilecek ürünün verimine etkisi yoktur (aradaki fark istatistikî

olarak önemli değil).

Çizelge 4. 1. Nane çaylarının fiziksel özellikleri

Örnek Verim(%)1 Nem(%) Çözünebilirlik

Renk

L a b

Klasik 13,77±0,50b2 - - 26,04±0,59a 3,81±0,14a -3,65±0,19a

Liyofilize 23,53±0,48a 5,56±0,26a 96,23±0,76a 26,19±0,50a 4,06±0,21b -2,45±0,13b

Atomize 23,28±0,21a 0,24±0,01b 98,33±0,57b 26,56±0,73a 4,48±0,14c -1,82±0,06c 1. Verim (%) hesaplanmasında ürünlerin nem içeriği toplam ürün miktarından düşülmüştür.

2. Aynı sütundaki farklı harflerle gösterilen değerler arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemlidir (p<0,05)

(39)

Ürünlerin nem içeriği incelendiğinde; liyofilize ürünün nem içeriği % 5.56±0,26,

püskürtmeli kurutucuyla elde edilen ürünün nem içeriği ise % 0,24±0,01 olarak

bulunmuştur. Liyofilize ürünün nem içeriği (>%5) suda çözünebilir çayların paketleme

ve saklama süresince iyi bir stabiliteye sahip olabilmesi için Sinija ve Mishra (2008)

tarafından önerilen %3-5 nem içeriği oranını aşmıştır. Nitekim üretimden sonra

saklanan liyofilize nane ürününde renk değişimleri ve topaklanmalar gözlenmiştir.

Buradan hareketle; püskürtmeli kurutucuyla üretilen ürünün düşük nem içeriğinden

dolayı saklama ve depolama ömrünün daha uzun olacağı kanısına varılabilir.

Üretilen toz halindeki ürünlerin sudaki çözünürlükleri püskürtmeli kurutucu ve

liyofilize ürünler için sırası ile 98.33 ve 96.23 g/100 mL olarak hesaplanmıştır. Yüksek

sıcaklıkla muamele edilerek kurutulan çay tozlarının daha iyi çözünürlüğe sahip olduğu

Quek ve ark. (2007) tarafından da rapor edilmiştir.

Ürünlerin renk ölçümleri, içime hazır bir bardağı temsilen 100 mL suda hazırlanmış

örnekler üzerinden değerlendirilmiştir. Klasik ekstraksiyon ve diğer 2 kurutma

tekniğinin çayların L değerlerine etkisi istatistikî olarak önemli bulunmamıştır. Ancak a

ve b değerlerinde nispeten daha az ısıl işlemden daha fazla ısıl işleme doğru lineer bir

artış söz konusudur. Benzer eğilim, ısıl işlemle birlikte enzimatik olmayan

kahverengileşme reaksiyonlarının gerçekleşmesi ile açıklanan değişik çalışmalarda da

gözlenmiştir (Quek ve ark., 2007; Hermandez-Rodrigez ve ark., 2005).

Sonuç olarak, naneden üretilen suda çözünebilir çay tozunun üretiminde kullanılan

tekniklerden liyofilizasyon ile kurutma tekniğinin yüksek nem içeriği ve düşük

çözünebilirlik değeri, klasik yönteme göre daha pahalı oluşu ve uzun süren üretim

aşamasından dolayı tercih edilebilirliği düşük olacağı kanısına varılabilir.

4.2. Üretilen Kekik Çayların Fiziksel Özellikleri

Kekikten üretilen ürünlerde de nane ürünlerinde olduğu gibi; en düşük verim (%14.66)

klasik demleme tekniğiyle elde edilen ürünlerde hesaplanmıştır (Çizelge 4.2). Liyofize

ve püskürtmeli kurutucu örneklerinin verimi, ekstraksiyon sürelerinin uzunluğundan

(40)

dolayı daha yüksek olmuştur. Ancak kurutma tekniğinin elde edilen ürünün verimine

etkisi (nane ürünlerinde olduğu gibi) istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır (p>0,05).

Çizelge 4. 2. Kekik çaylarının fiziksel özellikleri

Ürünlerin nem içeriği karşılaştırıldığında; liyofilizasyon tekniği ile kurutulan kekik

ürünlerindeki nem oranı (%7.31±0.5) ürünün paketleme ve depolama sırasındaki

stabilitesinin düşük olmasına neden olacak değerdedir. Püskürtmeli kurutma ile elde

edilen ürünün nem içeriği %0,18 gibi oldukça düşük ve kabul edilebilir değerdedir.

Üretilen toz ürünlerin sudaki çözünebilirliği püskürtmeli kurutucu üründe %98.67±1.53,

liyofilize üründe ise %96,00±1.73 olarak bulunmuştur. Kurutma tekniğinin

çözünebilirliğe etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0,05).

Kekik çaylarında; ekstraksiyon ve kurutma tekniğinin renk üzerine etkisi

incelendiğinde, L değerleri açısından hem ekstraksiyon hem de kurutma teknikleri

arasındaki fark istatistikî olarak önemlidir (p<0,05). Bu değerde kısa ekstraksiyon

süresinden uzun ekstraksiyon süresine doğru bir artış söz konusudur. Aynı artış eğilimi

a ve b değerlerinde de gözlenmektedir.

Yüksek verim, düşük nem, yüksek çözünebilirlik ve hızlı üretim proses parametreleri

göz önüne alındığında, hem nane hem de kekikten püskürtmeli kurutucuyla üretilmiş

ürünlerin üstünlüğü göze çarpmaktadır.

Örnek Verim(%) Nem(%) Çözünebilirlik

Renk

L a b

Klasik 14,66±0,21b - - 27,43±0,15a 4,01±0,05a -3,25±0,18a

Liyofilize 22,10± 0,45a 7,31±0,51a 96,00±1,73a 26,12±0,19b 4,70±0,14b -2,44±0,15b

Atomize 21,27±0,05a 0,18±0,02b 98,67±1,53b 25,27±0,10c 5,28±0,13c -2,18±0,09c

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

• Türe bağlı olarak güneş altında veya gölgede kurutma yapılır. • Birçok sektörde doğal

PDK işlemi ile çözünebilir kahve üretiminin gerçekleştirildiği ve elde edilen toz ürünün fiziksel özelliklerinin konvansiyonel dondurarak kurutma ve püskürtmeli

Tophane çeşmesinde mevcut bulunan üçüncü kitabe her cephede ikişer tane bulunan hücrelerin üzerine birer beyt halinde tertip edilmiş ve ikinci kitabeden daha

Şimdiki halde Bizans ve Sasani motifleri dünyada bu isim altında vakıa mevcut değildir, fakat bunlara müslümanlar kendi damgalarını basmış olup bunlar İslâm

Sevsay, on yıl sü­ rekli öğrencisi olmuş, ölünceye dek onunla mektuplaşmış, tıp doktoru oldu­ ğu için biryönden de Cemal Bey’in has­ talıklarıyla ilgilenmiş,

ÖZET: Bu çalışmada, % 100 yünlü kumaş, nane (Mentha spicata L.) ve kekik (Thymus vulgaris L.) bitki kaynakları kullanarak doğal olarak boyanmıştır.. Boyama işleminden

Adaçayı (Salvia), kekik (Thymus), nane (Mentha) gibi bitkiler besin olarak, koku ve tat verici olarak kullanılıyor.. Bu bitkilerden adaçayları

Duraklara ait tüm noktalardan elde edilen sabit yağ oranına ait dağılım değerleri (Şekil 5.) incelendiğinde, Toplanan rezene örneklerinin sabit yağ oranları