B e s le n m e ve D iy e t D e r g is i t J N u tr a n d D ie t 2 5 ( 1): 1 5 -1 6 ,1 9 9 6
“D İY ETİSY EN LİK M ESLEĞİNİN 30 YILI VE G E L EC E Ğ İ”
T Ü R K İY E DİYETİSYENLER D ERNEĞ İ’NİN ÇALIŞM ALARI VE
GELECEK LE İLGİLİ GÖRÜŞLER
______________________________________________________________________ D r. S em a A T T İL A * __
T ü rk iy e D iyetisyenler Derneği (TDD) 1969 yılında kurulm uş bir m eslek örgütüdür. Am acı; Türkiye içindeki diyetisyen ünvanını alarak ilgili üniversite den m ezun olan kişileri bir araya toplam ak ve tüzü ğ ünde belirtilm iş olan faaliyetleri yürütm ektir. D er neğin tem el faaliyetleri; diyet ve beslenm e konusu nun T ü rk iy e ’de yayılm ası ve tanıtılm asını sağlam ak, diyet ve beslenm e konusunda ulusal ve uluslararası konferanslar ve sem inerler düzenlem ek ve bu tür çalışm alara k atılm ak, bu konuda bilimsel yayınlar y apm ak, asil üyelerinin sağlanm ası için çalışm alar yap m ak , m evzuat açısından sağlık personeli arasın daki yerlerini belirlem ek ve m esleki zorlukları önle yici çözüm lere ulaşm ak ve diyetisyen yetiştirm eyi isteklendirm ek ve özendirm ektir.
T D D çalışm alarını bu tem el am açlar doğrultusunda yönetim kuruluna karşı sorum lu alt çalışm a grupla rı ile gerçekleştirm ektedir. Eğitim kom item iz hem diyetisyenlerin hizm et içi eğitim ini hem de halkın beslenm e konusunda bilinçlendirilm esini sağlam ak için çalışm alar yapm aktadır. Dış ilişkiler kom item iz d ünyadaki diğer diyetisyen organizasyonları ile iliş ki ve eşgüdüm lü çalışm aları yürütm ektedir. Bu doğ rultuda 1994 yılında A vrupa D iyetisyenler Derneği Birliği (E F A D )’ne üye olunm uştur.
1972 yılından beri yılda iki kez çıkarılm akta olan “ B eslenm e ve D iyet D ergisi” , derneğim iz dergi ya yın kurulunun katkılarıyla hazırlanm aktadır. A yrıca T D D ’nce y ayınlanm ış 6 adet kitap ve 2 broşür bu lunm aktadır. H ocam ız Prof.D r. Sayın Ayşe Bay- s a l’ın “ Y aşlılıkta B eslenm e” kitabının satış geliri ile oluşturulan fonla 1994-95 güz eğitim dönem inden başlanarak o k ulum uz öğrencileri arasından dört öğ renciye aylık birer m ilyon lira eğitim bursu veril m ektedir.
M eslekte 30. yılı geride bırakırken okulum uzdan m e zun diyetisyen sayısı 1500’lere ulaşm ıştır. M eslek taşlarım ızdan dernek üyesi olanların sayısı ise 7 4 6 ’dır. Bu sayının hızla artacağı ve tüm m eslektaş larım ızın dernek çatısı altında birleşeceği inancın dayız.
* Türkiye Diyetisyenler Derneği Başkanı
21. yüzyıla girm ekte olduğum uz şu günlerde dünya mız büyük değişikliklere sahne olm aktadır. K utup laşm alar ortadan kalkm akta, rejim ler değişm ekte, dünyanın dörtbir yanında savaşlar süregelirken ay nı anda A vrupa’da sınırların ortadan kalkm asında dev adımlar atılm aktadır. A rtık yeni bir dünyada yol almaktayız. Dünyam ızdaki doğal varlıkların tümü tüketime cevap verecek düzeyde değildir. O neden le sürdürülebilir yaşam ın hedef alınması gereği var dır. Yani insan ile doğa arasında paylaşm a düzeni ile beraber gelecek olan yeni bir barış anlayışı olm a lıdır. D oğa ile barışm anın tek yolu ise korum ak ve paylaşm aktır. Böyle bir düzenin başlatıcıları olarak da gönüllü kuruluşlara büyük görevler düşm ektedir. T ürkiye’de çok değişik konularda faaliyet gösteren kitleleri bilinçlendirm ek ve farklı amaçlar doğrultu sunda çalışm alarını sürdürm ek için gönüllülük esa sı ile hareket eden dernek ve vakıflar toplum yaşan tısı içinde büyük bir önem e sahiptir. “NGO-Non G overnm ental O rganization” ya da sivil toplum ör gütleri olarak nitelendirilen bu gönüllü kuruluşlar eğitim , kalkınm a, sağlık, çevre, kadın hakları, tüke ticinin korunm ası, sanat, hayır ve benzeri diğer alanlarda büyük bir hizm et verm ektedirler (potansi yelleri vardır). Bu yeni görüşler ışığında derneğim iz yeni bir görev anlayışını benim sem iştir. Bu am açla 28-29 M art 1995 tarihinde Türkiye Çevre V akfı ta rafından düzenlenen Gönüllü K uruluşlar K onferan sı’na TD D olarak katılarak görüşlerim izi, dernek çalışm a ve faaliyetlerim izi ifade etm e olanağı bul duk. Ankara B üyükşehir B elediyesi’nin düzenledi ği bir diğer toplantıda G ıda Yasası ile ilgili olarak diyetisyenlerin yeri, eğitim i, insan sağlığı ve besin güvenliği açısından gerekliliği konularından TDD olarak T.C. Tarım B akanlığı’na bildirilm iştir. Çocuk Hakları S özleşm esi’nin Türkiye Raporu ha zırlıkları Sosyal H izm etler Ç ocuk Esirgem e K uru mu K oordinatörlüğü’nde sürdürülm ektedir. Bu ça lışm alarda TD D adına “Ç ocuğun Sağlığı ve R efahı” kom isyonu çalışm alarına katılan arkadaşım ız aynı zam anda kom isyon başkanlığı görevini de başarı ile yürütm ekte ve hazırlanm akta olan çocuk haklan sözleşm esinde çok önem li katkıları bulunm aktadır.
16
A TTI L A S.
F A O , 13-17 K asım 1996 tarihinde R o m a’da D evlet ya da H üküm et b aşkanlan seviyesinde bir Dünya G ıda Z irvesi toplanm ası çağrısında bulunm uştur. T ü rk iy e’nin hazırlayacağı ve sivil toplum örgütleri nin de g ö rü şlerin in yer alacağı rapora T D D ’de “T ürk H alkının B eslenm e D urum u, Çözüm İçin Ö ne riler” kapsam ında bir raporla katkıda bulunm uştur. D erneğim iz “A nkara Sağlık Platform u”nun üyesidir. A nkara Sağlık Platform u sağlıkla ilgili T '" k Tabib- ler B irliği, V eteriner H ekim ler O dası, Fizyoterapist ler D erneği, T ürk H em şireler D erneği, Tüm Sağlık Çalışanları Sendikası A nkara Şubesi, Çocuk Sağlı ğı ve Eğitim i D erneği, Sosyal H izm etler, Biyologlar Derneği vb. derneklerin yönetim kurullarını temsil eden üyelerden oluşm aktadır. Sağlıkla ilgili kam u oyu yaratm ak veya bilgilendirm ek üzere ortak ka
r a r l a r alm ak, özlük hakları, çalışm a ortam ları ile il
gili ortak sorunları kuruluşlara duyurabilm ek için kom isyonlar kurarak çalışm alarda bulunulm aktadır. TD D sivil toplum örgütü görev bilinci ile yukarıda belirtilen çalışm alara katılm akta ve beslenm e-gıda güvenliği, diyetisyenlik mesleği ve özlük hakları ile ilgili konularda görüş bildirm ektedir.
Derneğim izin kurulduğu 1969 yılından günüm üze değin m esleğim izde önem li m esafeler katettik. A n cak gelecekte çözüm bekleyen daha pek çok sorun larımızın olduğu da bir gerçektir. G ünün gelişen ko şullarında diyetisyenlerin çalışm a alanları da oldukça genişlem iştir. Yataklı tedavi kurum larında, çocuk ve yaşlı bakım evlerinde, spor eğitim m erkezlerinde, sağlık grup başkanlığı, sağlık ocağı, ana çocuk sağ lığı m erkezlerinde, toplu beslenm e yapılan kurum - larda ve ticari yiyecek servislerinde, yeni fabrikalar, okullar, yurtlar, üniversiteler, bankalar, resmi daire ler, işçi ve m em ur çalıştıran diğer kuruluşlar, eğitim ve araştırm a kurum larında gıda sanayi ve endüstri sinde, özel z a y ı f l a m a m erkezleri, jim nastik ve gü
zellik salonlarında danışm anlık ve diyet ürünleri yö neticiliğinde çalışm aktadırlar.
M esleğim izin uygulanm asında karşılaşılan en büyük sıkıntı yasal tanım lardaki yetersizliktir. 13 Ocak
1983 tarihli ve 17927 Sayılı Yataklı Tedavi K urum
lan İşletm e Y önetm eliği sadece yatak lı tedavi ku- rum larında çalışan m eslek taşlarım ızı k ap sam ak ta yeni değişm elere yanıt verem em ek ted ir.
Ü lkem izdeki tüm sağlık k u ru lu şla rın d a d iy et ve bes lenm e alanında kaliteli bir h izm e t v ereb ilm ek ve bü tünlüğü sağlayabilm ek, hangi d ev let k u ru lu şu o lu r sa olsun diyetisyenlerin istih d a m ı, g örev ve so ru m luluklarını belirten b ir y asanın çık arılm ası gereklidir. Yasal konum a u laşm ak la, o lu ştu ru lac ak y ö n etm elik lerde diyetisyenlerin g ö rev , yetki ve so ru m lu lu k ları açık ve net bir şekilde b elirle n d iğ in d e d iğ e r m eslek gruplarıyla olan yetki k arm aşası g id erilecek tir. Aynı eğitim düzeyine sah ip h iz m et sın ıfları gereği başlangıç dereceleri (8. derece ) aynı olan d iy etis yenler; biyolog, k im y ag er ve eczacı gibi 657 sayılı devlet m em urları k an u n u n d a sağ lık h izm etleri sını fında yer alm aları gerek irk en ek g ö ste rg e , yan ö d e m e, özel hizm et tazm inatı gibi ö zlü k h ak ları yön ü n den yardım cı sağlık perso n eli g ru b u n d a d eğ erlen d i rilm ektedir. O ysa 4 y ıllık y ü k sek ö ğ ren im görm üş, sağlık hizm etleri sınıfından p e rso n e lle eşit o lm alı dırlar.
Bir diğer sorun d a işin ehli ve d iy e tisy en Unvanına sahip olm ayan kişilerin k ad ro işgali ve bu kişilerin m esleğe m ü d ah alelerid ir. B u k a d ro la rın işgali ile hem toplum sağlığı risk altın a a lın m a k ta , m esleğe ilişkin yanlış izlen im ler d o ğ m a k ta , ay rıc a d ev let za rara uğratılm aktadır.
Z ayıflam a m erk ezleri, jim n a stik sa lo n la rı, güzellik salonları adı altın d a çalışan p e k ç o k m erk ezd e sağ lıkla ilgili eğitim i o lm ay an v e y a k ısa süreli katılım ile alınm ış sertifik alarla d iy e t y a z ıp , za y ıfla tm a sö zü veren kişiler ya da içeriği b ilin m e y e n zayıflatm a ilaçları, içecekleri ve y ö n tem leri ü lk em izd e dene tim sizce satılm ak ta, k u lla n ılm a k ta d ır. B u konuda oluşturulacak yasal d ü ze n le m e lerle insan sağlığı gü vence altına alın ab ilecek tir.
B e s le n m e ve D iy e t D e r g is i / J N u tr a n d D ie t 2 5 (1 ): 1 7 -1 8 ,1 9 9 6
Ö Z E L ÇA LIŞA N DİYETİSYEN GÖZÜ İLE M ESLEK TE 30 YIL
G ünlerden pazartesiydi. G üne, üzerim den pazartesi sendrom unu atam adan başlam ıştım . D aha sonra k ontrolüm e girecek bir hasta sekreterim tarafından odam a alındı. G özleri parlıyor ve her halinden çok heyecanlı olduğu anlaşılıyordu. O heyecanla söze başladı.
“Ben eskiden böyle bir m eslek grubu olduğunu bil m ezdim . K ilolarım da benim için çok büyük sorun du. A ncak, nereye hangi m erciye başvuracağım ı da bilem ezdim . K endi kendim e, ya kom şulardan duy duklarım ı ya gazetelerde çıkan diyet reçetelerini ya da tek gıda rejim i uygulardım . B ir kaç kilo verir, son ra da verdiklerim den daha fazlasını geri alırdım . Bu durum da sinirlerim i alt üst eder hayata küsm em e ne den olurdu. Bu böyle devam ettikçe de sağlığım büs bütün bozulurdu. H ep derdim ki, hani insanın kolu- bacağı kırıldığında bir ortopediste gider ya da görme bozukluğu o luştuğunda da göz doktoruna gider. N i çin, fazla kilolarım dan kurtulm ak için gidebileceğim bir uzm anlık dalı yok ? der hayıflanırdım . Sonra di yetisyenlerin varlığını duydum . Sevincim i size tarif edem em . A rtık yurdum uzda da bu konunun üstesin den gelen bir m eslek gurubunun oluşu beni çok he y ecan lan d ırd ı” dedi.
Sanırım herkes biliyordur!.. Y um urtlayan tavuk gı daklar. E ee!.. G ay et tabii gıdaklar. Ç ünkü, ortaya koyduğu eserini cüm le alem e gösterm ek istem ekte dir. T üm canlılar için bu böyle değil m idir?.. Her bi rey. her m eslek grubu, her kuruluş başarılarını, yap tığı olum lu şeyleri ilan etm e, duyurm a çabası içeri sinde değil m idir?.. Ö yledir.. B unda da sonsuz hak lıdırlar.
İşte, biz diyetisyenler de bu çaba içerisindeyiz. H ak lı başarılar kazandık. İnsanlara gerçek beslenm eyi ö ğ retm eye başladık. D oğru beslenm eyle sağlıklı kal m alarını, sağlıkları bozuksa, beslenm eyle nasıl dü zeltebileceklerini öğretm eye başladık. D aha birçok gelişm ekte olan ülkelerin beslenm e ve diyetle hiçbir alakaları yo k k en , bu çok değerli m eslek gurubunu T ürk halkının hizm etine sunduk.
K im seyle, hiçbir m eslek gurubuyla bir alıp verem e diğim iz yok. İnsanların bizlere olan sonsuz ihtiyaç -* Diyetisyen, Natürel Diyet Merkezi. İstanbul
_______________________D yt. M urat G Ö K Ç E N *_
lan ortadadır. Sadece estetik görünm ek için mi in sanların bize ihtiyaçları var?.. H ayır. Tıp cam iasının da bizlere ihtiyacı var. H em en basit bir örneklem e yapayım .
Hasta yüksek tansiyonla doktoruna başvurm uş. Eğer hasta fazla kiloluysa, hiç çare yok ilacını verdikten sonra diyetisyene yollayacaktır.
Kolesterolü, ürik asiti mi yüksek çaresiz gene diye tisyenden yardım isteyecek. O rtopedik sorunları mı var, yoksa şiddetli bel ağrısı mı çekiyor, hele bir de aşırı kilosu varsa, doktorunun sözlerini duyar gibi yim . “Lütfen önce diyetisyeninize m üracaat edin, zayıflam adan da sakın yanım a gelm eyin” . Bu sözleri söylem eyecek gerçek doktor tanım ıyorum .
B eslenm e ve diyetin önem i yalnızca bunlarla kısıtlı değildir. T oplum lar için de çok önem lidir. Beslenme bozukluğunun, zam an zaman bir toplum a ve ülkeye pahalıya m alolacağının en açık örneğini Türkiye ya şam adı mı?..
Eski C um hurbaşkanım ız T urgut Ö zal, son yılların en aktif politikacılarından biriydi. Bir dönem e dam ga sını vurm uştu. A m a bilindiği gibi, hiç um ulm adığı bir zam anda, bilinen sebeplerle yaşam ını yitirdi. C um hurbaşkanım ız Süleym an D em irel’in de aşırı ki loları sadece kendisi için değil, ülkem iz için de bir tehdit oluşturm uyor m u?..
U zm anlığın ne denli önem li olduğunu vurgulayan k ı sa bir anekdot anlatm ak istiyorum .
D evrine im zasını atm ış büyük sanatçı M ichelange- lo ’yu dönem in kralı büstünü yaptırtm ak için yanına çağırtm ış. “Bana, benim büstüm ü öyle yap ki, dün ya alem hayran kalsın. Para hiç önem li değil” dem iş. M ichelangelo peki dem iş ve ertesi gün çalışm aya başlam ış. G ünde sadece yarım saat çalışarak onbeş günde büstü tam am lam ış. Kral şaşırm ış, am a büstün görülm esi için de, tüm dünyaya haber salm ış. N ihayetinde, büstün görüleceği an gelm iş. Büstün üstünden örtü hafifçe sıyrılm ış ve büst ortaya çık m ış. G örenler şaşkınlık ve hayranlık içerisinde sey re dalm ışlar. Tüm eleştirm enler büstü en ince ayrın tısına kadar incelem işler ve hayranlıklarını
gizleye-18
G Ö K Ç EN M.m em işler. B irkaç gün sonra kral M ichelangelo’yu yanına çağırm ış ve “kaç para istiyorsun söyle de m iş” . G ururlu M ichelangelo “m adem İsrar ediyorsu nuz söyleyeyim . Bin kese altın isterim ” dem iş. H e m en keseler M ichelangelo’ya verilm iş. A ncak, kra lın kafasına takılan bir şey var. M ichelango’ya döne rek dem iş ki, “ günde yarım saat çalışarak, onbeş günde bitirdiğin bir büst için bu istediğin para çok değil m i?..”
M ichelangelo şöyle bir durup dem iş ki,”ben günde yarım saat çalışarak onbeş günde bitirdiğim , gelecek yıllara arm ağan ettiğim , hayranlıkla seyredilen bu büst için aslında otuzbeş yılım ı verdim ” dem iş. Bir konunun uzm anı olm ak hiç de kolay değildir. İş te, biz diyetisyenlerin bir kağıt parçasına yazdıkları bu diyetler, herkes tarafından çok iyi bilinm elidir ki, gençliğim izin, yaşam ım ızın, geleceğim izin dökü m üdür. Bu diyet reçetelerini bizlerden başka, hiçbir m eslek grubu bu denli doğru ve bu denli bilinçli ya zam az.
M esleğinizi asla küçüm sem eyiniz ve sonuna kadar sahip çıkınız. Ben öyle yapıyorum.
Oniki yıllık diyetisyenim . Hem hastanelerde çalıştım hem de serbest diyetisyenlik yaptım . Yani, masanın her iki tarafını da yaşadım . M esleki yaşam ım süre since, mesleğimi hiçbir zaman küçüm sem edim . Hep saygı ve sevgi duydum .
Bugün mesleğim sayesinde oldukça saygın bir yerde yim . Diyetisyen olarak TÜ G İA D -Türkiye Genç İş Adam ları Derneği üyeliğine kabul edildim . Gene di yetisyen olarak Fenerbahçe Rotary Kulübü üyeliği ne alındım . Birçok dergilerde diyetisyen olarak köşe yazarlığı yaptım . Birçok gazetelere yazılarım ı ver dim. Beslenm eyle ilgili dergiler hazırladım . Şu anda m edyanın gözünde danışm an konum undayım . Bes lenme ve diyetle ilgili yazılar yazılacağı zaman ço ğunlukla fikrim i alıyorlar. M esleki konularda sıklık la yardım ım ı istiyorlar. A yrıca, diyetetik bilim iyle ilgili olarak, diyetisyen olan eşim le birlikte “D iyet Z am anı” ve “ Diyete D avet” adlarında iki adet kitap yazdık. Şu anda kitapların üçüncü basım ları piyasa ya sürülm ek üzere.
Ö zellikle İstan b u l’da böyle bir yere g elm ek hiç de kolay bir iş değildir. A m a, çok sev d iğ im ve çok önem sediğim m esleğim sayesinde tüm bu zorlukları aştım .
Ç ok iyi biliyorum k i, bu ülkenin ve in san ların ın diye tisyenlere sonsuz ihtiyaçları v ardır. A n cak , D iyetis yenlik T ü rk iy e’m izde çok yeni bir m eslek tir. D aha diyetisyen sayısı da yetersizdir. İşte, v erm ek te old u ğum uz m ücadelenin fazla oluşu bu nedenden olsa gerek.
Ö zellikle serbest çalışan d iy etisy en lerd e bu durum daha da yoğun ve zorlu. Ç ü n k ü , serb est çalışan m es lek gruplarının birçoğu insanlar tarafın d an çok çok iyi tanınm aktadır. D iy etisy en lik ise, h en ü z çok iyi tanınam am aktadır. D o lay ısıy la da in sa n lar hala yan lış adreslere yönelm ektedirler. Y akın g eçm işe kadar, m esleğinde serbest çalışm ayı tercih etm iş birçok m eslek grubu işe başlarken, d iy etisy en lere göre elli- sıfır önde b aşlam aktaydılar. A m a şim di verilm ekte olan m ücadelelerin büyük o ran d a m ey v elerin i top lam aya başladık. K anım ca, elli-sıfırlık oran artık on- sıfıra kadar geriledi. G örü lü y o r ki, v erilecek m üca dele daha var.
D iyetisyenliğin bir nebze daha yasal d esteğ e ihtiyacı vardır. D iyetisyen dern ek lerin in d ah a faal olm ası ve nihayetinde d iy etisy en ler o dasının k u ru lm ası. Ö nüm üzde duran ve de verilm esi g erek en en gerçek çi ve en zorlu m ücadele işte budur.
Taş devri, tunç devri derken...
İnsanoğlu geldi “diyet d ev ri” ne d ay an d ı.
Hiç kuşku yok ki, diyetetik bilim i, bir gün salt ilaca dayalı tıbbın yerini alacak ve g erek insan sağlığının korunm asında gerekse çağın h astalık ların ın tedavi sinde baş köşeye o turtulacaktır.
Bugün 6 H aziran D iyetisyenler G ü n ü . T üm d iy etis yen arkadaşlarım ın bayram ını k u tla r, bug ü n m ezun olan diyetisyen kardeşlerim e de ç alışm a h ay atların da sonsuz başarılar dilerim .