• Sonuç bulunamadı

CEZA İNFAZ KURUMLARINDA İNSAN HAKLARI DERSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CEZA İNFAZ KURUMLARINDA İNSAN HAKLARI DERSİ"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CEZA İNFAZ KURUMLARINDA İNSAN

HAKLARI DERSİ

(2)

(İşkence Yasağı)

AİHS Madde 3 İşkence yasağı

 Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur

kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz.

(3)

(İşkence Yasağı)

 İşkence yasağı, Sözleşme’de ve Anayasamızda öngörülen, olağanüstü durumlarda bile sınırlanamayan, mutlak bir hakkı içeren bir maddedir.

 Bunun anlamı: işkence yasağına ne bir istisna getirilebilir, ne de Sözleşmenin 15. maddesine göre askıya alınabilir.

Hakkın amacı, bireyin vücut

bütünlüğünü ve kişilik onurunu

mutlak surette korumaktır.

(4)

(İşkence Yasağı)

 AİHM, “işkence”, “insanlık dışı” ve “onur kırıcı” kavramlarının ne ifade ettiği konusunda İrlanda/İngiltere davasında yorum yapmıştır.

 Kişi üzerinde uygulanan fiilin “en az belli bir ağırlıkta”, ya da “belli bir düzeyde” olması gerekmektedir.

 Üç fiil arasındaki fark, bir nitelik değil,

yoğunluk farkıdır.

(5)

Madde 3 (İşkence Yasağı)

“Onur kırıcı” muamele ya da ceza, bireyi, başkaları ya da kendi nazarında küçük düşüren muameledir.

Örneğin, ırk, renk ya da dine dayalı bir ayrım, duruma göre, onur kırıcı bir muamele oluşturabilir.

İnsanlık dışı muamele ile işkence arasındaki fark ise, bir ağırlık ya da yoğunluk farkıdır.

Ancak, bireye sıkıntı ve rahatsızlık veren her durum, 3. maddenin ihlali sayılmaz. Bu muamele ahlak ve hukukun kınadığı bir tutum da olsa sonuç değişmez.

Örneğin, cezaevlerindeki asgari yaşam koşullarının altına

düşülmüş olması, her zaman/otomatik olarak 3. maddeye

aykırılık oluşturmaz.

(6)

(İşkence Yasağı)

İşkence yasağı kapsamındaki muameleler, bilerek ve isteyerek işlenebilen fiillerdir (kasten).

 Yine de, bir muamelenin insanlık dışı ya da aşağılayıcı olması için, onu kırmak ya da aşağılamak amacını (kastını) taşıması gereği, mutlak değildir. Böyle bir amacın olmaması, işkence yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmasını mutlaka engeller denilemez.

 Bir ceza /muamelenin insanlık dışı ya da

aşağılayıcı sayılması için, bunların yol açtığı ıstırap

ve aşağılanma duygusunun, herhangi bir meşru

muamele/cezanın yol açtığı kaçınılmaz ıstırap ve

aşağılanmadan her durumda daha ileri boyutta

olması gerekir.

(7)

(İşkence Yasağı)

 İşkencede ise, özel bir kast, bir amaç aranır.

 Onur kırıcı /insanlık dışı muamele/cezaya göre daha ağır bir eza doğurur.

Bilgi elde etmek, ceza vermek, sindirmek amacıyla yapılan;

kasıtlı acı veya eza fiilidir.

(8)

(İşkence Yasağı)

 Bir fiilin işkence yasağına aykırı sayılabilmesi için, mutlaka kişiye uygulanan maddi zor kuvveti ya da şiddet olması gerekmez. Kişiye verilen manevi ıstırap da bu bağlamda değerlendirilebilir.

 Renk, ırk ya da dine/inanca dayalı bir ayrım da yerine göre onur kırıcı muamele olabilir.

 Suç ile ceza arasındaki aşırı orantısızlık da insanlıkdışı muamele sayılabilir.

 Özgürlüğünden mahrum bırakılan kişi üzerinde

maddi güç kullanımı, ilgili kişi kendi davranışı ile

bunu “mutlak surette gerekli kılmamış ise”, onur

kırıcı bir muameledir.

(9)

(İşkence Yasağı)

 İstisna niteliğindeki kötü muameleler işkence yasağına otomatik olarak aykırılık oluşturmaz.

 İdarenin alt kademelerindeki görevlilerin münferit muameleleri olarak nitelendirilen bu tür eylemler, kamu görevlilerinin devlete mal edilemeyen, istisna niteliğindeki eylemleri olarak anlaşılır.

 Devletin AİHM tarafından 3. maddeden

sorumlu tutulabilmesi için 3. maddeye aykırı

uygulamaların “idari pratik” haline gelmiş

olması gerekir. İşte ancak bu durumda devlet,

memurunun bu işleminden sorumludur.

(10)

(İşkence Yasağı)

“Bir kimse polis gözetiminde iken yaralandığı takdirde bu durum kötü muamele iddiasına ciddi bir dayanak oluşturur. Hükümetin bu konuda, özellikle mağdurun yaralandığı doktor raporu ile saptanmışsa, kötü muamele iddiasını çürüten nesnel ve inandırıcı sebepler göstermesi gerekir” (AİHM;

Altay/Türkiye kararından).

(11)

(İşkence Yasağı)

 Gözaltına alınan bir kişi gözaltına alındığında sağlıklı iken gözaltı süresinde sağlığında bir kötüye gidiş söz konusu olmuşsa, bunun işkence ya da kötü muamele nedeniyle olmadığını devlet ispatlamakla yükümlüdür.

 AİHM, devletin işkence iddiaları konusunda

etkili bir soruşturma yürütmemiş olması

halinde de, devletin 3. maddeyi (işkence

yasağını) ihlal ettiği sonucuna varmaktadır.

(12)

Örnek AİHM kararı: Berktay/Türkiye Davası

 Başvuran, 6 polis memuru tarafından evinin aranması sırasında evinin balkonundan düşmüş ve yaralanmıştır.

 Kişi polisler hakkında şikayetçi olmuş, polis memurları yargılamaları sonucunda isnat olunan suçtan beraat etmişlerdir.

 Kişi, 3. maddenin ihlali gerekçesiyle AİHM’ye

başvurmuştur.

(13)

Örnek AİHM kararı: Berktay/Türkiye Davası

 Mahkeme, ceza yargılamasında polis memurlarının beraat ettirilmiş olmasının, davalı Devleti Sözleşme çerçevesinde üstlendiği yükümlülüklerden kurtarmadığını vurgulamaktadır.

 …başvurucunun yaralarına inandırıcı bir açıklama getirmek davalı Devletin göreviydi.

…Yetkililerin denetimleri altında tuttukları

kişiler konusunda hesap vermekle yükümlü

olduklarını hatırlatan Mahkeme, …Devletin, …

başvurucunun altı polis memurunun

gözetimindeyken düşmesi sonucu oluşan

yaralarından sorumlu olduğu görüşündedir.”

(14)

Örnek AİHM kararı: Öcalan / Türkiye (18.03.2014)

 Başvuranın şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası verilmesi; Sözleşme'nin 3'üncü maddesinin ihlalidir. Cezasının «azaltılabilir»

(reducible) olmaması, maddeye aykırı bulunmuştur.

 Türk yasaları, minimum bir süre ceza çekildikten sonra, işlediği suçlardan dolayı ömür boyu hapis cezası alan başvuranın tutulu bulundurulmasının hala meşru zemininin bulunduğunun denetlenmesine ilişkin bir mekanizma içermemektedir.

 Dörde karşı üç oyla, 17 Kasım 2009'a kadar

tutukluluk koşullarıyla ilgili olarak 3'üncü

maddenin ihlal edildiğine karar verilmiştir.

(15)

Ceza İnfaz Kurumlarında

Karşılaşılabilecek Özel Durumlar

 Özgürlüğünden mahrum bırakılan kişinin sağlığından devlet sorumludur. Sağlığında bozulma meydana gelirse / hayatını

kaybederse bunun devletten

kaynaklanmadığını ispatlaması gerekebilir.

 Bunun için etkili bir soruşturma yürütülmesi

zorunludur.

(16)

Ceza İnfaz Kurumlarında

Karşılaşılabilecek Özel Durumlar

Kişilere karşı kuvvet kullanılması mutlak surette gerekli olmalıdır ve ancak orantılı/ölçülü kuvvet kullanıldığı takdirde devlet ve güç kullanan kamu görevlisi sorumluluktan kurtulabilir.

 Devletin, ceza infaz kurumlarında kalan kişileri birbirlerinden, hatta kişinin kendisine zarar vermesinden de koruması zorunluluğu vardır.

 Her durumda ceza infaz kurumlarında kalan

kişilere insan onuruna uygun davranılması

zorunluluğu vardır. Aksi durum işkence / kötü

muamele yasağının ihlali anlamına gelir.

(17)

Ceza İnfaz Kurumlarında

Karşılaşılabilecek Özel Durumlar

 Tutuklu ve hükümlülerin ziyaretçilerine de insan onuruna uygun davranılması gerekir.

 Manevi ıstırap çektirmenin de işkence yasağı kapsamına girdiği unutulmamalıdır.

 İnfaz kurumlarının olağan ve ölçülü

(Anayasaya ve Sözleşmeye uygun)

kısıtlamaları ise işkence yasağına aykırı

sayılmaz.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Hak taleplerin “insan hakları” adı altında ilk kez sistematik bir yapı kazanmaları, tarihsel açıdan 18. yüzyıldaki burjuva devrimlerine rastlar.  Bu tarih

 Maddeye göre sözleşmeci devletler kendi yetki alanları içinde bulunan herkese Sözleşmede tanınan özgürlükleri tanımakla yükümlüdürler... Herkesin yaşam

bir teminata bağlanabilir.».. Yakalama veya tutuklu durumda bulunma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunluğu

 Bu belirleme yapılırken, suçsuzluk karinesi de göz önüne alınarak, özgürlükten uzun süre mahrum bırakmayı meşru kılan bir kamu yararının varlığını kabul

 leh veya aleyhine açılmış davası olan Türk vatandaşı veya yabancı uyruklu hükümlülerle yabancı uyruklu avukatları,.  bu soruşturma ve kovuşturma,

 Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz

 Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin telefon hakkı ve bu hakkın kısıtlanması (66/1):..  Bu kişiler, tüzükte belirlenen esas ve

 Hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup, faks ve telgraflar;..  mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda