• Sonuç bulunamadı

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ANKSİYETE DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER Anxiety Levels Among Primary Health Care Workers And Related Factors

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ANKSİYETE DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER Anxiety Levels Among Primary Health Care Workers And Related Factors"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Birinci Basamak Sağlık Çalışanlarında Anksiyete Düzeyi Ve İlişkili Faktörler

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 14

SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ

JOURNAL OF HEALTH SCIENCES

Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA ANKSİYETE DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLER* ANXIETY LEVELS AMONG PRIMARY HEALTH CARE WORKERS AND RELATED FACTORS

Araştırma Yazısı 2016; 25: 14-19

Özlem ÇAĞAN 1, Osman GÜNAY 2

1Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eskişehir Sağlık Yüksekokulu,Eskişehir 2Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Kayseri

ÖZ

Bu çalışmada, Malatya ilindeki Aile Sağlığı Merkezleri’n-de (ASM) ve Toplum Sağlığı Merkezleri’nMerkezleri’n-de (TSM) gö-rev yapan sağlık çalışanlarının anksiyete düzeylerinin saptanması ve ilişkili faktörlerin incelenmesi amaçlan-mıştır. Malatya il merkezi ve ilçelerdeki ASM ve TSM’lerde görev yapan sağlık çalışanlarının tümüne ulaşılması hedeflenmiştir. Toplam 213 hekimin 186’sı-na, 281 ebe ve hemşirenin 232’sine ulaşılmıştır. Çalış-mada, araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo– demografik anket ve Durumluk–Sürekli Anksiyete Ölçe-ği kullanılmıştır. Araştırma grubunun %66.7’si kadın, % 87.1’i evlidir, %84.4’ ünün çocuğu vardır, yaşları 21–60 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 36.6±6.3 yıl olarak bulunmuştur. Araştırmaya katılanların %44.4’ü hekim, %55.6’sı ebe ve hemşiredir. ASM çalışanlarının %61.6’sı, TSM çalışanlarının ise %64.0’ı genel olarak işlerinden memnun olduklarını ifade etmişlerdir. ASM çalışanlarının %46.9’u gelirini, “iyi”, %9.4’ü “kötü” ola-rak algılarken, TSM’de çalışanların %41.0’ı gelirini “iyi”, %4.0’ı “kötü” olarak algılamaktadırlar. Araştırma gru-bunun durumluk anksiyete puanı ortancası 38.0, sürekli anksiyete puanı ortancası ise 42.0 bulunmuştur. Birinci basamak sağlık çalışanlarında anksiyete puanları orta düzeydedir. Yaptığı işten memnun olmayanlarda ve ekonomik durumunu kötü olarak algılayanlarda, du-rumluk ve sürekli anksiyete düzeyleri daha yüksek bu-lunmuştur.

Anahtar kelimeler: Birinci basamak sağlık hizmetleri, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezi, sağlık per-soneli, durumluk anksiyete, sürekli anksiyete

ABSTRACT

The purpose of this study was to determine anxiety levels and related factors among medical staff working in Family Health Centres (FHC) and Community Health Centres (PHC) in Malatya province. It was planned to reach all the medical staff working in FHC and PHCs in the provincial centre of Malatya and in its districts. Of 213 physicians, 186 and of 281 midwives and nurse, 232 were included in the study. In this study, we used a socio-demographic questionnaire and Trait-State Anxi-ety Inventory. Females consist of 66.7% of research group, 87.1% of them is married and 84.4% has child/ children. Their ages varied between 21 and 60, and the mean age was 36.6±6.3 years. Of the study group, 44,4% were physicians and 55.6% were midwives and nurses. Of those working in FHCs, 61.6% and in PHCs 64.0% stated that they were satisfied with their job, 46.9% of those working in FHCs perceived their salaries as “good” and 9.4% as “poor”, whereas 41.0% of those working in PHCs “good” and 4.0% “poor”. Median val-ues of the state and trait anxiety scores were found 38.0 and 42.0, respectively. In primary health care staff, anxi-ety scores were moderate. State and trait anxianxi-ety scores were found higher among the staff who dissatisfied with the job and who perceived economic status as poor.

Keywords: Primary health care, family health centre, community health centre, health professional, state anxiety, trait anxiety

Makale Geliş Tarihi : 18.11.2014 Makale Kabul Tarihi: 26.01.2016

Corresponding Author: Öğr. Gör. Dr. Özlem ÇAĞAN

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eskişehir Sağlık YO. Telefon: 0222 239 3750 (Dahili 1527)

Gsm:0530 227 02 55 Fax: 0222 229 26 95

E posta: ozlemozcagan@gmail.com *16.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi'nde (27–31 Ekim 2013,

(2)

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 15

GİRİŞ

Sağlık alanının diğer iş dallarından farklılık göstermesi-nin nedeni, yoğun stres altında yaşayan bireylere hiz-met verilmesi, bu alanda görev yapan personelin sıklıkla stres yaratıcı durumlarla yüz yüze gelmesidir. Hastalık, fizyolojik veya psikolojik olarak başlı başına bir stres etkenidir. Hastaların çoğu hastalıkları nedeniyle yaşa-madıkları stresi zaman zaman kendilerine bakım veren sağlık personeline de yansıtmaktadırlar. İşlerinin gereği stresli insanlarla karşı karşıya bulunmak zorunda olmak kişilerin olumlu duygularını yitirmesine neden olabilir (1).

Sağlık hizmeti sunan kişilerin görevi bireyin, ailenin ve toplumun sağlığını korumak, geliştirmek, hastalık halin-de ise hastalığı iyileştirmek ve rehabilite etmektir. Ayrı-ca sağlık çalışanlarının sık sık ölüm, acı çekme ve çare-sizlik gibi durumlarla karşı karşıya gelmeleri de stres yaşamalarına neden olmaktadır.

İnsanların sağlığını koruma ve iyileştirme sorumluluğu-nu taşıyan sağlık çalışanlarının kendi streslerinin farkın-da olmaları ve bununla başa çıkmaları hem kendisinin hem iş yerinin hem de toplumun sağlığı açısından ol-dukça önemlidir (2).

Anksiyete, insanların varoluşundaki en temel duygular-dan biridir ve korku, öfke, keder, sıkıntı gibi duygularla karışmış olduğu için anlaşılması ve tanımlanması çok güçtür. Anksiyete, nedeni açık olmayan ya da doyurula-mayan güdülerden dolayı korku veya sıkıntı içinde ol-madır (3).

Freud'a göre anksiyete, fiziksel veya sosyal çevreden gelen tehlikelere karşı bireyi uyarma, gerekli uyumu sağlayabilme ve hayatı sürdürme fonksiyonlarına katkı-da bulunur. Fakat anksiyete gerçek dışı ve mantığa aykı-rı bir niteliğe bürünürse uyum fonksiyonunu yitirir ve normal dışı davranışların ortaya çıkmasına sebep olur. Anksiyete, başa bir tehlike gelecek duygusu, gerilim, korku, huzursuzluk ile karakterize olan hoş olmayan durumdur (4).

Spielberger ise anksiyeteyi, “durumluk anksiyete” ve “sürekli anksiyete” olmak üzere iki başlıkta ele almıştır. Günlük yaşam sırasında tehlikeli görülen durumlar kar-şısında yaşanan, tedirginlik ve huzursuzluk durumluk anksiyete, öz değerlerinin tehdit edildiğini zannetmesi ya da içinde bulunduğu durumu stresli olarak yorumla-ması sonucu bireyin anksiyete duyyorumla-ması ise sürekli anksiyete olarak adlandırılır (5).

Bu çalışmada; Malatya İlindeki aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde görev yapan sağlık çalışanlarının anksiyete düzeylerinin belirlenmesi ve ilişkili faktörle-rin incelenmesi amaçlanmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalışma, 15 Ağustos–15 Ekim 2011 tarihleri arasın-da, Malatya’da ASM ve TSM'lerde görev yapan sağlık çalışanları üzerinde yapılan tanımlayıcı nitelikte bir araştırmadır. Malatya İl Merkezinde 142 hekim, 89 ebe, 72 hemşire, ilçe merkezlerinde ise 71 hekim, 64 ebe, 56 hemşire görev yapmaktadır. ASM’lerde 179 hekim, 185 ebe ve hemşire, TSM’lerde ise 34 hekim, 96 ebe ve hem-şire çalışmaktadır. Toplam 213 hekimin 186’sına (% 87.3), 281 ebe ve hemşirenin 232’ sine (%82.6) ulaşıl-mıştır. Araştırma kapsamına alınanların 318’i ASM’lerde, 100’ü TSM’lerde görev yapmaktadır.

Çalışmada kullanılan anket formu 4 bölümden oluşmak-tadır. Birinci bölümde, sağlık çalışanlarının bazı sosyo-demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, öğrenim durumu, medeni durum, çocuk sahibi olma) ve çalışma durumu ile ilgili bazı özellikleri (meslek, çalışılan birim, çalışılan yerleşim yeri, gelir durumu, toplam çalışma süresi, haf-talık çalışma süresi, Türkçe/ yabancı mesleki yayın izle-me durumu) içeren 16 soru yer almaktadır. İkinci kısım Minnesota İş Doyum Ölçeği, üçüncü kısım Maslach Tü-kenmişlik Ölçeği, dördüncü kısım ise Durumluk ve Sü-rekli Anksiyete Ölçeği ile ilgili sorulardan oluşmaktadır. Bu makalede sağlık çalışanlarının anksiyete düzeyleri ile ilgili bulgular sunulmuştur. Çalışanların iş doyumu ve tükenmişlik düzeyleri ile ilgili veriler ise ayrı bir maka-lede değerlendirilmiştir (6).

Araştırma grubunun durumluk ve sürekli anksiyete düzeyini değerlendirmek için Spielberger ve arkadaşları (5) tarafından geliştirilen, Öner ile Lecompte (7) tarafın-dan Türkçe’ye uyarlanan durumluk ve sürekli anksiyete ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin, her biri 20 maddelik iki ayrı alt ölçeği vardır. Durumluk Anksiyete Ölçeği; birey-lerin belirli bir anda ve belirli koşullarda kendini nasıl hissettiğini belirler. Sürekli Anksiyete Ölçeği ise; birey-lerin içinde bulunduğu durum ve koşullardan bağımsız olarak, kendini nasıl hissettiğini belirler. Her iki ölçek için elde edilen toplam puan değeri 20–80 arasında değişmektedir. Yüksek puanlar yüksek anksiyete düze-yini gösterir (7).

VERİLERİN ANALİZİ

Elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS (versiyon 20.0) istatistik paket program yardımıyla değerlendiril-miştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro– Wilk testiyle test edilmiştir. Normal dağılım gösterme-yen verilerin istatistiksel analizi için Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis varyans analizi (Post Hoc (post hoc Dunn’s testi), katogorik veriler için Pearson ki-kare testi kullanılmıştır. Nicel veriler ortanca (min–max) olarak gösterilmiştir. İstatistiksel analizlerde, p<0.05 değerleri anlamlı kabul edilmiştir.

BULGULAR

Çalışmaya katılanların %66.7’si kadın, %33.3’ü erkektir. Yaşları 21–60 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 36.6±6.3 yıl idi. Araştırma grubunun %87.1’i evli, % 84.4’ ünün çocuğu vardır. Sağlık çalışanlarının % 12.0’ı lise mezunu, %27.0’ı ön lisans mezunu, %15.8’i lisans mezunu, %45.2’si ise lisans üstü mezunudur.

Araştırmaya katılanların %44.4’i hekim, %55.6’i ebe ve hemşiredir. ASM’de çalışanların büyük bir bölümü il merkezinde görev yaparken, TSM’de çalışanların büyük bölümü ise ilçe merkezinde görev yapmaktadırlar. ASM’ deki personelin meslekte toplam çalışma süresi çoğun-lukla 10–20 yıl arasındayken, TSM’deki personelin ço-ğunluğunun toplam çalışma süresi 10 yılın altındadır. Araştırmaya katılan ASM çalışanlarının %61.6’sı, TSM çalışanlarının ise %64.0’ı işlerinden memnun oldukları-nı ifade etmişlerdir (Tablo I). ASM ve TSM çalışanlarıoldukları-nın çoğunluğu Türkçe bilimsel yayın takip ederken, çok azı yabancı yayın takip etmektedir.

(3)

Birinci Basamak Sağlık Çalışanlarında Anksiyete Düzeyi Ve İlişkili Faktörler

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 16

*: Fark oluşturan grup (p<0.05)

Tablo I. ASM ve TSM çalışanlarının sosyodemografik ve çalışma yaşamına ilişkin özelliklerinin karşılaştırılması

Özellikler ASM TSM TOPLAM İstatistiksel Analiz

n % n % n % χ2 p

Cinsiyet

Erkek 112 35.2 27 27.0 139 33.3

2.316 0.128

Kadın 206 64.8 73 73.0 279 66.7

Yaş Grubu (yıl)

29 ve altı 22 6.9 19 19.0 41 9.8 27.298 <0.001 30–39 178 56.0 68 68.0 246 58.9 40 ve üzeri* 118 37.1 13 13.0 131 31.3 Medeni Durum Bekar 28 8.8 17 17.0 45 10.8 5.941 0.051 Evli 284 89.3 80 80.0 364 87.1 Eşi ölmüş/ayrılmış 6 1.9 3 3.0 9 2.2 Meslek Pratisyen Hekim 144 45.3 28 28.0 172 41.1 32.758 <0.001 Uzman Hekim 14 4.4 0 0.0 14 3.3 Ebe 100 31.4 26 26.0 126 30.1 Hemşire* 60 18.9 46 46.0 106 25.5 Ekonomik Durum Kötü 30 9.4 4 4.0 34 8.1 5.425 0.066 Orta 139 43.7 55 55.0 194 46.4 İyi 149 46.9 41 41.0 190 45.5

Meslekte Toplam Çalışma Süresi

10 yılın altı* 75 23.6 63 63.0 138 33.0

53.494 <0.001

10–20 yıl arası 189 59.4 28 28.0 217 51.9

20 yıl üstü 54 17.0 9 9.0 63 15.1

İşinden Memnun Olma Durumu

Memnun 196 61.6 64 64.0 260 62.2

0.181 0.671

Memnun değil 122 38.4 36 36.0 158 37.8

ASM/TSM’de Çalışmayı Kendi Seçme Durumu

Evet 287 90.3 71 71.0 358 85.6

21.396 <0.001

Hayır 31 9.7 29 29.0 60 14.4

(4)

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 17

Araştırma grubunda durumluk anksiyete puan ortancası 30.0 (20 – 70), sürekli anksiyete puan ortancası ise 42.0 (21–68) bulunmuştur (Tablo II).

Çalışma grubunu oluşturanların cinsiyet, yaş, medeni durum, meslek, çalışılan birim, çalışılan yerleşim yeri ve ASM/TSM'de çalışmayı kendi seçme durumunun anksiyete puanlarına önemli bir etkisi bulunmamıştır. Buna karşılık, ekonomik durumunu kötü olarak algıla-yanların ve yaptıkları işten memnun olmaalgıla-yanların du-rumluk ve sürekli anksiyete puanları daha yüksek bu-lunmuştur (Tablo III).

TARTIŞMA

Tablo II’de görüldüğü gibi, tüm katılımcıların durumluk anksiyete puan ortancası 38.00 (min;20.00- max;70.00), sürekli anksiyete puanı ortancası ise 42.00 (min;21.00-max;68.00) bulunmuştur. Bu verilere göre, sağlık perso-nelinin anksiyete puanlarının orta düzeyde olduğu söy-lenebilir. Hekim, hemşire ve ebelere ait bu puanlar, ül-kemizde sağlık personeli üzerinde daha önce yapılmış çalışmalarla da benzerlik göstermektedir. Kayseri İlinde çalışan hemşirelerde durumluk ve sürekli anksiyete puan ortalamaları sırasıyla, 45.0 ve 40.0, Ankara ilinde bir sağlık ocağı çalışanlarında 40.6 ve 44.9, Konya'da aile hekimlerinde 37.2 ve 41.27 olarak saptanmıştır (8– 10).

Kadınların strese, erkeklere göre daha yoğun duygusal yanıt verdikleri için, anksiyete dışa vurumlarının daha güçlü olması beklenmektedir. Çalışmamızda, kadınların sürekli anksiyete puanları erkeklere göre anlamlı ölçüde yüksek bulunmuştur. Bovier ve ark (11) İsviçre'de, Vanagas ve ark (12) Litvanya'da hekimler üzerinde yap-tıkları çalışmalarda, çalışmamızla benzer sonuçlar bil-dirmişlerdir.

Çalışma yaşamında karşılaşılan olumsuzluklar çalışma süresi ve dolayısıyla yaşla birlikte artmaktadır. Bu ne-denle çalışanların yaşları ilerledikçe, anksiyete düzeyle-rinin de yükselmesi beklenebilir. Ancak çalışmamızda, yaş grupları arasında durumluk ve sürekli kaygı puanla-rı açısından ön emli fark bulunmamıştır. Demiral ve ark (13) hekimler üzerinde yaptıkları çalışmada da benzer sonuçlar bildirmişlerdir.

ASM/ TSM 'de çalışma durumları ve ASM/TSM'de çalış-mayı seçme biçimlerinin durumluk ve sürekli anksiyete puanlarına önemli bir etkisi bulunmamıştır. Bu durum, ASM ve TSM'lerde çalışma koşulları arasında, anksiyeteye neden olma açısından büyük bir fark olma-dığını düşündürmektedir.

Genel olarak, aile yaşamının sosyal destek oluşturması-nın, stresle başa çıkmada önemli bir araç olduğu kabul edilmektedir. Ancak aile yaşamındaki ekonomik ve

sos-yal zorluklar kaygı düzeyi üzerine olumsuz etkiler de yapabilir. Merey’in (14) yetişkinler üzerinde yaptığı çalışmada, evlilik durumunun durumluk ve sürekli

kaygı düzeylerine önemli bir etkisi olmadığı bildiril-miştir. Buna karşılık, Shen’in (15) hemşireler üzerinde yaptığı çalışmada, eşi ölmüş, boşanmış ve eşinden ayrı yaşayanların anksiyete düzeyleri evlilerden daha yük-sek bulunmuştur. Durmuş ve Günay'ın (8) hemşireler üzerinde yaptıkları çalışmada da, evli olanların anksiyete düzeyleri evli olmayanlardan daha düşük bulunmuştur. Tablo III’te görüldüğü gibi, bu çalışma kapsamına alınanların medeni durumlarının durumluk ve sürekli anksiyete puanlarına etkisi istatistiksel açı-dan anlamlı bulunmamıştır. Dul ve eşinden ayrılmış olanların sürekli anksiyete puanları ortancası bekar ve evli olanlardan daha yüksek olmasına rağmen, bu gruptaki katılımcı sayısının yeteriz olması nedeniyle, gruplar arasındaki fark istatistiksel açıdan önemli bu-lunmamıştır.

Çalışmaya katılan ebelerin sürekli anksiyete puanları hekimlerden daha yüksek bulunmuştur. Nooryan ve ark. (16) hemşire ve hekimler üzerinde yaptıkları çalış-mada, hemşirelerin anksiyete düzeylerinin hekimler-den daha yüksek bulmuşlardır. Bu durum, ebe ve hem-şirelerin aldıkları ücretin ve meslekte ilerleme olanak-larının hekimlerden çok daha düşük olmasına bağlı olabilir.

Yine tablo III’te görüldüğü gibi, katılımcıların il veya ilçe merkezinde çalışmalarının durumluk ve sürekli anksiyete puanlarına etkisi önemli bulunmamıştır. Bu durum birinci basamakta çalışan personelin hizmet verilen bölgede ikamet etme zorunluluğu olmamasın-dan ve ilçe merkezlerinde çalışanların bir kısmının il merkezinde oturmasından kaynaklanabilir.

Ekonomik durumu iyi olanların sürekli anksiyete puan-ları, ekonomik durumu kötü ve orta olanlara göre daha düşüktür. Kişilerin yaşam kalitesi iyileştikçe anksiyete seviyelerinin azalması beklenen bir durumdur. Araştırma kapsamına alınan sağlık çalışanlarının yakla-şık %85’inin çalıştığı kurumda kendi isteği ile görev-lendirildiğini, buna karşılık sadece %62 kadarı işinden memnun olduğunu ifade etmiştir. Sağlık çalışanlarının çalıştığı birimi kendisinin tercih etmesinin durumluk ve sürekli anksiyete düzeylerine önemli bir etkisi bu-lunmamıştır. Buna karşılık, yaptığı işten memnun olan-ların durumluk ve sürekli anksiyete düzeyleri, işinden memnun olmayanlara göre anlamlı ölçüde düşük bu-lunmuştur. Kayseri ilinde hemşireler üzerinde yapılan bir çalışmada, işini sevmenin iş doyumunu etkileyen önemli faktörlerden biri olduğu ve iş doyumu ile du-rumluk ve sürekli anksiyete puanları arasında negatif yönde güçlü ilişki olduğu belirlenmiştir (8). Her iki

Tablo II. Araştırma grubunun durumluk ve sürekli anksiyete puanları

Durumluk-Sürekli Anksiyete Puanları n Ortanca (min-max)

Durumluk Anksiyete Puanı 418 38.00 (20.0–71.0)

(5)

Birinci Basamak Sağlık Çalışanlarında Anksiyete Düzeyi Ve İlişkili Faktörler

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 18

Tablo III. Sağlık çalışanlarının durumluk ve sürekli anksiyete puanların sosyodemografik özelliklerine göre dağılımı

a,b: Her değişken için aynı harf taşımayan gruplar arasındaki fark önemlidir (p<0.05)

Özellikler Gruplar n Durumluk Anksiyete

Ortanca (Min-Max) Sürekli Anksiyete Ortanca (Min-Max) Cinsiyet Erkek 139 39.0 (20.0–65.0) 41.0 (21.0–66.0) Kadın 279 37.0 (20.0–71.0) 43.0 (22.0–68.0) Karşılaştırma z=0.764, p=0.445 z=2.359, p=0.018 Yaş ≤29 41 36.0 (20.0–58.0) 43.0 (28.0–57.0) 30–39 246 38.0 (20.0–70.0) 42.0 (21.0–66.0) ≥40 131 39.0 (20.0–71.0) 42.0 (23.0–68.0) Karşılaştırma KW=0.544, p=0.762 KW=0.896, p=0.639

Medeni Durum Bekar 45 39.0 (20.0–58.0) 42.0 (29.0–57.0)

Evli 364 37.0 (20.0–71.0) 42.0 (21.0–68.0) Diğer 9 37.0 (28.0–65.0) 47.0 (34.0–63.0) Karşılaştırma KW=0.059, p=0.971 KW=2.183, p=0.336 Ekonomik Durum Kötü 34 41.0 (24.0–64.0) 47.0a (26.0–66.0) Orta 194 38.0 (20.0–65.0) 43.5a (22.0–68.0) İyi 190 36.5 (20.0–71.0) 41.0b (21.0–59.0) Karşılaştırma KW=5.689, p=0.058 KW=16.151, p<0.001 Meslek Hekim 186 39.0 (20.0–70.0) 41.0a (21.0–66.0) Ebe 126 39.0 (20.0–71.0) 44.0b (22.0–68.0) Hemşire 106 36.0 (20.0–66.0) 42.0a,b (25.0–59.0) Karşılaştırma KW=3.529, p=0.171 KW=9.535, p=0.009

Çalışılan Birim ASM 318 38.0 (20.0–71.0) 42.0 (21.0–68.0)

TSM 100 38.5 (20.0–66.0) 44.0 (27.0–65.0)

Karşılaştırma z=0.676, p=0.499 z=1.166, p=0.243

Çalışılan Yerleşim Yeri İl Merkezi 287 37.0 (20.0–71.0) 42.0 (23.0–68.0)

İlçe 131 39.0 (20.0–66.0) 43.0 (21.0–66.0)

Karşılaştırma z=1.231, p=0.218 z=0.619, p=0.536

İşinden Memnun Olma Memnun 260 35.0 (20.0–71.0) 40.0 (21.0–62.0)

Memnun değil 158 42.0 (20.0–70.0) 46.0 (24.0–68.0)

Karşılaştırma z=5.955, p<0.001 z=5.048, P<0.001

ASM/TSM’de Çalışmayı Kendi Seçme Durumu

Evet 358 38.0 (20.0–71.0) 42.0 (21.0–68.0)

Hayır 60 39.0 (20.0–58.0) 43.0 (27.0–62.0)

(6)

Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences) 2016 ; 25 (1) 19

araştırmanın bulguları, işinden memnun olanlarda anksiyete düzeylerinin işinden memnun olmayanlardan daha düşük olduğunu göstermektedir.

Bu çalışma, bir ildeki aile sağlığı merkezleri ve toplum sağlığı merkezlerinde çalışan tüm sağlık çalışanlarını temsil etmektedir. Ancak çalışmanın iki önemli sınırlılığı vardır. Birincisi, çalışmanın sadece bir ilde yapılmış olması nedeniyle, elde edilen sonuçlar ülkenin tamamı-na genellenemez. İkincisi, çalışmanın aile hekimliği sis-temine geçilmesinden bir yıl sonra yapılmış olması ne-deniyle, birinci basamak sağlık hizmetlerindeki dönüşü-mün uzun vadeli sonuçlarını yansıtmıyor olmasıdır. SONUÇ

Kadın çalışanların, ebelerin, aylık gelir durumu kötü olanların, işlerinden memnun olmayanların anksiyete puanları genel olarak daha yüksek bulunmuştur. Anksiyete düzeyleri daha yüksek olan gruplar başta olmak üzere, birinci basamak sağlık çalışanlarının yaşa-ma ve çalışyaşa-ma koşullarını iyileştirme ve anksiyete dü-zeylerini azaltmaya yönelik iyileştirmeler yapılmalıdır. Birinci basamak sağlık çalışanlarının anksiyete düzeyle-rini ve ilişkili faktörleri değerlendirmek için ulusal dü-zeyde çalışmalar yapılmalıdır. Birinci basamak sağlık hizmetlerindeki dönüşümün uzun vadeli etkilerini de-ğerlendirmek için benzer çalışmalar düzenli olarak tek-rarlanmalıdır.

Teşekkür

Çalışmaya yapılmasına izin veren Malatya Valiliği ile İl Sağlık Müdürlüğü’ne ve çalışmaya katılarak soruları içtenlikle yanıtlayan sağlık çalışanlarına teşekkür ede-riz.

KAYNAKLAR

1. Ruggiero JS. Health, work variables, and job satisfaction among nurses. J Nurs Adm 2005; 35: 254–263.

2. Tepas DI, Carvalhais AB. Sleep patterns of shiftworkers. Occup Med 1990;5: 199–208. 3. Başaran İE. Eğitim psikolojisi gelişim, öğrenme ve

ortam. Nobel Yayın Dağıtım, 2005; ss 237.

4. Öktem Ö. Anksiyetenin Öğrenme ve Hafızaya Etkisi. Güryay Matbaası, İstanbul 1981; ss 3-5.

5. Spielberger CD. Theory and Research on Anxiety. In: Spielberger CD (eds), Anxiety and Behavior. New York, 1966: pp 17–20.

6. Çağan Ö, Günay O. The job satisfaction and burnout levels of primary care health workers in the province of Malatya in Turkey. Pak J Med Sci 2015; 31(3): 543–547.

7. Öner N, Lecompte A. Durumluk-Sürekli Anksiyete El Kitabı. B.Ü. Yayınları, İstanbul 1983; ss 333. 8. Durmuş S. Günay O. Hemşirelerde iş doyumu ve

anksiyete düzeyini etkileyen faktörler. Erciyes Tıp Dergisi 2007; 29: 139–146.

9. Ocaktan ME, Keklik A, Çöl M. Abidinpaşa Sağlık Grup Başkanlığı’na bağlı sağlık ocaklarında çalışan sağlık personelinde Spielberger durumluk ve sü-rekli anksiyete düzeyi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2002; 55: 21–28.

10. Karaoğlu N, Bulut S, Baydar A, Carelli F. Aile hekim-lerinde durumluk ve sürekli anksiyete düzeyi: Bir

vaka kontrol çalışması. Türk Aile Hekimliği Dergi-si 2009; 13(3): 119–126.

11. Bovier PA, Perneger TV. Stress from uncertainty from graduation to retirement. A population– based study of Swiss physicians. J Gen Intern Med 2007; 22: 632–640.

12. Vanagas G, Bihari–Axelsson S. The factors associated to psychosocial stress among general practitioners in Lithuania. Cross-sectional study. BMC Health Serv Res 2005; 5: 45–50.

13. Demiral Y, Akvardar Y, Ergör A ve ark. Üniversite hastanesinde çalışan hekimlerde iş doyumunun anksiyete ve depresyon düzeylerine etkisi. Dokuz Eylül ÜniversitesiTıp Fakültesi Dergisi 2006; 20: 157–164.

14. Merey B. Yetişkinlerde Özgüven Duygusu ile Anksiyete Düzeyi Arasındaki İlişkinin Karşılaştı-rılması ve Kültürlerarası Bir Yaklaşım. Yüksek Lisans Tezi. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010; ss 71.

15. Shen H, Cheng Y, Tsai P, et al. Occupational stress in nurses in psychiatry institutions in Taivan. Journal of Occupational Health 2005; 47: 218– 225.

16. Nooryan K, Sasanpour M, Sharif F. Anxiety in physicians and nurses working in intensive care units in Yasuj’s Hospitals/Iran. Procedia–Social and Behavioral Sciences 2014; 122: 457–460.

Referanslar

Benzer Belgeler

Araştırma sonuçlarına paralel olarak, Örücü ve ark.’nın [32], banka çalışanları üstünde yaptığı bir çalışmada katılımcıların %73’ü, yete- neklerine

Birinci basamak sağlık hizmetine başvuran trans kadın ve erkek hastalar için mevcut durumda ya da geçmişte hormon tedavisi alanlarda yapılabilecek taramalar tablo

Sonuç: Üçüncü basamak sağlık hizmeti veren merkezlerde çalışanların büyük bölümünde işyeri ortamı ile ilişkili birden fazla sistemi ilgilendiren

Mars: Sabahları gündoğumundan önce doğu ufkundan yükselecek olan kızıl gezegen üç saate varan süreler- le ay boyunca gökyüzünde olacak.. Ay sonuna doğru

1-) Read the sentences and choose the correct words according to the smileys (emotions). I feel cheerful/depressed because it’s sunny outside. He is playing football now. 3-)

12) Aşağıdakilerden hangisi, Peygamberimizin (s.a.v.) çocuklarına karşı tutum ve davranışları arasında gösterilemez?. A) Çocuklarına sevgi ve merhametle yaklaşmak

Bodur ve ark., sa¤l›k oca¤› hekimlerinin mesleki doyumlar›n› de¤erlendirdikleri çal›flmalar›nda, hekimlerin % 62.2'sinin ifllerinden hoflnut oldu¤unu

When the British occupied the island, `patriotic commit- tees' were set up in Greece `to encourage the emigration of Greeks to Cyprus for the promotion of the cause of the union