• Sonuç bulunamadı

TÜREV PİYASALAR. Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜREV PİYASALAR. Prof. Dr. Güven SAYILGAN Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜREV PİYASALAR

(Vadeli İşlem Piyasaları)‏

Prof. Dr. Güven SAYILGAN

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

(2)

TÜREV ÜRÜNLERİN GELİŞİMİ

(3)

 Milet’li filozof Thales’in zeytin hasadının artacağını öngördüğü dönemlerde, zeytinyağı üretme

atölyelerini önceden kiralama hakkını satın alıp, hasat gerçekleştikten sonra zeytinyağı atölyelerine olan

talep artınca yüksek fiyatlarla tekrar kiraya verdiği belirtilmektedir.

Thales ve Vadeli İşlemler

(4)

 Bu günkü anlamda vadeli işlem sözleşmelerine benzer ilk uygulama 1697 yılında Japonya’da ortaya çıkmıştır (Dojima Vadeli İşlem Piyasası).

Japonya’daki toprak sahipleri elde edecekleri pirinç hasılatını teminat olarak gösterip, para gibi elden ele dolaşan senetler kullanmışlardır.

Pirinç fiyatlarında meydana gelen değişmelere göre bu senetlerin fiyatları da değişmiştir.

1697- Dojima- Japonya-Pirinç

(5)

 Fiyatlardaki dalgalanmalar ve geleceğe ilişkin belirsizliklerin belirlediği bu ticari ortam, vadeli

piyasalar için gereken temel katılımcı türünün ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Belirsizlik

(6)

 Spekülatörler

 Fiyatlardaki dalgalanmalar,

 Geleceğin belirsizliği,

Spekülatörler

(7)

 Türev ürünlerinin, bu günkü uygulama şekilleri, uzunca bir gelişim dönemi sonucunda olmuştur.

 Devam etmektedir.

Bugüne doğru…

(8)

 Ürünlerin pazara taşınmasında kullanılan teknolojilerin yetersizliği:

 Tarımsal ürünleri at arabaları veya kağınılarla taşıma zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.

Reel’den Finansal’a…

(9)

 1840’larda bir kağını buğdayın yaklaşık 100 km’lik bir uzaklığa taşınması için katlanılması gereken maliyet, bir kağnı buğdayın piyasa fiyatına eşit olduğu

belirtilmektedir.

Gerçekler…

(10)

 Taşıma sorunu bir ölçüde azaltılsa da ürünlerin

depolanması sorunu, depolarda bekleyen ürünler için finansman gereksinimi gibi sorunlar var.

Depolama-Finansman

(11)

 Bu sorunlar etkin bir piyasanın oluşmasını engellemiştir:

 Kışın depola,

 İlkbaharda sat.

 Arz yüksek ,

 Fiyat düşük.

Etkinlik-Arz Dengesizliği

(12)

 Yukarıda açıklanmaya çalışılan koşulların ortaya

çıkardığı arz ve talep dengesizliği, ürün fiyatlarında önemli dalgalanmalar doğurmuş bu durum özellikle üreticiler açısından kaldıramayacakları kadar yüksek bir “fiyat riski” ile karşılaşmalarına neden olmuştur.

Fiyat Riski

(13)

 Fiyat riski; üreticiler, tüccarlar ve nihai alıcılar arasında yapılan forward sözleşmeleri ile bir ölçüde

giderilmeye çalışılmış bu amaçla ülkenin değişik yerlerinden alıcılar ve satıcılar sonbahar ve kış

aylarında ilgili tarımsal merkezlere giderek forward anlaşmalar yapmışlardır.

Forward Sözleşmeleri

(14)

 Borsanın kurulmasına olan gereksinim: işlem gören ürünlerin muayenesi, tartılması gibi hizmetler.

Toplanma, ticaret gerekirse uzlaşma mekanı.

Borsa

(15)

 “Umumi mağaza” niteliğindeki borsa depoları

tarafından verilen; kalite, ağırlık gibi ürünlerin nitelik ve niceliğini gösteren makbuzlarla ürünlerin el

değiştirmesi kolaylaşmıştır.

Umumi Mağazalar

(16)

 Borsa yönetimi tarafından zamanla borsada yapılan veya yapılacak işlemler ile ilgili bir takım kurallar

konulmuştur. Örneğin Şikago Ticaret Borsası’nda 1863 yılında, yükümlülüğünü yerine getirmeyen tüccarlar için uygulanacak yaptırımlarla ilgili kurallar

belirlenmiştir.

Kurallar

(17)

 Daha sonra deneyimlerin ışığı altında sözleşme miktarları, sözleşme terimleri, teslim koşulları gibi durumlar kurallara bağlanmış yine bu süreç içinde borsada işlem yapanların yaptıkları sözleşme

büyüklükleri oranında bir depozitoyu (marjin) borsaya yatırma koşulu getirilmiştir.

Standartlar

(18)

 Gelişen koşullar ile birlikte borsada yapılan anlaşmalar ile ilgili standartlar belirlenmiş;

anlaşmaların, standart anlaşmalar şeklinde

yapılması ile Şikago Ticaret Borsası “organize”

bir piyasa şekline dönüşmüştür. Şikago Ticaret Borsası, organize olan tek borsa özelliğini 1865 yılına kadar sürdürmüştür.

Organize Borsa

(19)

 Vadeli piyasa işlemlerini yapanların temel güdüsü, finansal riskini başkalarına aktarmaktır. Bu

piyasalarda, alıcı veya satıcı pozisyonunda bulunarak, üstlendikleri risk karşılığında para kazanmak isteyenler spekülatörlerdir.

Risk Transferi

(20)

 Spekülatörler, parası olan ve yüksek kazanç peşinde koşan kişilerdir. Genellikle ne satılan ürünün

üreticileridirler ne de satılan ürünlere sahip olmak

isterler. Spekülatörlerin istediği para kazanmak, daha fazla para kazanmaktır.

Risk Transferi

(21)

 Bu süreç içinde ortaya çıkan temel eğilimlerden biri de “standartlaştırma” şeklinde kendisini

göstermiştir. Sözleşme şekilleri, borsaların çalışma saatleri, sözleşme büyüklükleri gibi vadeli

işlemlerin uygulamasına yön veren temel unsurlar standartlaştırılmış; standartlaştırmalar, fiyatların daha etkin olarak belirlenmesine bir başka ifade ile piyasaların etkinleşmesine katkı yapmıştır.

Standart – Likidite – Etkinlik

(22)

 1970’li yıllarda vadeli piyasalarda önemli

değişiklikler yaşanmıştır. Gelişen bu olaylar

Leo Melamed’de, Şikago Ticaret Borsası çatısı altında bir döviz piyasasının kurulması

durumunda yeterli bir taleple

karşılaşılabileceği fikrini uyandırmıştır: Fiyat riski, bu riskten kaçınmak isteyenler ve

spekülasyona uygun bir ortam. Bu fikre,

Şikago Üniversitesi profesörlerinden Milton Friedman, yapılabilirlik raporu hazırlayarak destek vermiştir.

IMM =

International Monetary Market

(23)

1972 yılında Şikago Ticaret Borsası’nın çatısı altında bir döviz

piyasası (IMM = International Monetary Market) kurulmuştur.[1]

Bu borsada sekiz temel para (döviz) üzerinden yapılmaya

başlanılan vadeli işlemler, başlangıçta beklenilen başarı düzeyine ulaşmamakla birlikte 2-3 yıl içinde büyük bir başarı göstermiştir.

[1] 1970’li yıllar, dövizler bakımından önemli değişikliklerin olduğu yıllardır. Bu değişikliklerin belki de en önemlisi 1947 yılından beri (kapsamının giderek azalıyor olmasına karşın) uygulamada olan ve “altın külçe standardı”na dayanan Bretton Woods Sistemi’nin 1970’li yıllarda sona ermiş olmasıdır. Bu sürecin sona erdiğini

gösteren en somut gelişme, Ağustos 1971 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin altın külçe standardını terk etmesidir denilebilir.

Yeni Bir Düzen

Referanslar

Benzer Belgeler

Nagoya Borsası ise 1,9 trilyon $’lık piyasa değeri ile Japonya’nın üçüncü büyük borsası olmasına karşın, işlem gören 386 şirket ile diğer borsalara göre

 Alım opsiyonu sözleşmesinin kullanım fiyatı, opsiyona konu olan dayanak varlık fiyatına eşitse, bu opsiyon başa baş opsiyondur. Çünkü opsiyonun lehdarı

sedimentler oluşturur... ► Sedimantasyon olayı karasal ortamın aşınması Sedimantasyon olayı karasal ortamın aşınması sonucu oluşan ve denizlere taşınan

 Spekülatörlerin bu süreçte var olmaları için varlık fiyatlarının teslim tarihinde oluşacağını bekledikleri fiyatlarının futures fiyatlarından daha yüksek olması

 Geri ödeme dönemi veya geri ödeme süresi (pay back period) yöntemi paranın zaman değerini göz önünde bulundurmayan yöntemlerden biri olarak kabul. edilmesine

Faiz borç alan işletme açısından bir gider olduğundan ve finansman temin dolayısıyla bu gider oluştuğundan finansman giderleri hesabının borcuna kayıt edilirken,

 Daha yüksek kredi notuna sahip işletmeler, düşük kredi notuna sahip işletmelere göre, borçlanmaları durumunda hem sabit hem de değişken faiz olarak daha düşük oranlarda

 Örneğin dayanak varlık fiyatı 40 YKR seviyesindeyken, 45 YKR kullanım fiyatlı bir alım opsiyonuna 2 YKR prim ödeyen yatırımcının vade sonu itibarıyla kâr edebilmesi