• Sonuç bulunamadı

Alatan iek: iek Hastal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alatan iek: iek Hastal"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ayl›k E¤itim Dergisi YIL: 7 SAYI: 77-78 TEMMUZ - A⁄USTOS 2006 ISSN-1302-5600 Bu say›m›zda klasik edebiyat›m›z› ele al›yoruz. Bilindi¤i gibi bu edebiyat›n temelleri Türklerin ‹slamiyeti ka-bul etmelerinden sonra verdikleri ilk eserlere kadar dayan›r. Genifl co¤rafyalarda dil bak›m›ndan birbirinden az çok farkl› geliflen ‹slamî edebiyat, flüphesiz ki en parlak dönemini 13. yüzy›ldan bafllamak üzere Osmanl› ‹mpa-ratorlu¤unun genifl topraklar› üzerinde yaflam›flt›r. Befl yüzy›ldan fazla etkisini sürdüren ve üç k›tada topraklar› bu-lunan bir imparatorlu¤un ihtiflam›yla uyumlu görkemli eserler veren klasik edebiyat›m›z› baz› yönleri ile incele-meye çal›flaca¤›z.

Bir toplumu etkileyen kültürel oluflumlar nas›l birden bire ortaya ç›km›yorsa, baflka bir kültürel etkiyle de bir-den bire ortadan yok olmaz. fiiire a¤›rl›k veren klasik edebiyat›m›z›n bugünkü fliirimize –genel anlamda edebiya-t›m›za- etkileri üzerinde de mümkün oldu¤u nispette durmaya çal›flt›k.

Klasik edebiyat, yayg›n söyleyiflle divan edebiyat›, Tanzimatla birlikte bafllayan kültür de¤iflim teflebbüsleri-ne paralel olarak tart›fl›lmaya bafllanm›flt›r. Avrupaî bir edebiyat oluflturma gayreti içindeki Tanzimat teflebbüsleri-nesli, damar-lar›ndan beslendikleri, onun kal›plar›n› ve ifade yöntemlerini kullanarak eserler verdikleri hâlde divan edebiyat›-na sert elefltirilerde bulundular. Zaman zaman ölçünün kaçt›¤› bu elefltirileri dönemin flartlar› ile irtibatland›rarak aç›klamak mümkündür.

Ancak, bugün hâlâ Tanzimat neslinin divan edebiyat›na karfl› yöneltti¤i, birçok bak›mdan ilmî olmaktan uzak, bu elefltirilerin kronik bir ön yarg›ya dönüflerek devam etmesi Divan Edebiyat› Özel Say›s›’n› haz›rlama ih-tiyac›m›z›n birinci sebebidir.

E¤er kültürümüzün köklerine karfl› böyle bir ön yarg› varsa bunun enine boyuna sorgulanmas› ve tart›fl›lma-s› gerekiyordu ki biz bu say›da bunu yapmaya çal›flt›k. Zira befl yüz y›ll›k edebiyat› bir derginin tart›fl›lma-s›n›rl› sayfalar› içinde bütün yönleriyle ele alman›n imkân› yoktur. Biz amaçlad›k ki gençlerimiz, eski edebiyat›m›zla e¤itim çer-çevesi içinde bir flekilde irtibat› olan herkes, kültürel varl›¤›m›z›n hazinelerine bu vesile ile yeniden göz ats›n –var-sa- ön yarg›lar›n› tekrar gözden geçirsin.

Dergimizin yıllık abone bedeli 20 YTL (öğretmen ve öğrenciler için 15 YTL)’dir.

Abone bedelinin Ziraat Bankası Şehremini-İstanbul şubesindeki Devlet Kitapları Döner Sermayesi Müdürlüğünün 130978 numaralı hesabına yatırılarak makbuzun ve açık adresin Yayımlar Dairesi Başkanlığı Teknikokullar - ANKARA adresine gönderilmesi gerekmektedir. Gönderilen eser ve çalışmalar yayımlansın veya yayımlanmasın, iade edilmez. Yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. Yayın Kurulu

yazılar üzerinde değişiklik yapabilir. “Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim” adı anılmadan alıntı yapılamaz. Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığının 22.12.2005 tarih ve 6088 sayılı oluru ile basılmıştır.

Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları: 4303 Süreli Yayınlar Dizisi: 213

e ¤ i t i m

Bilim ve Aklın Aydınlığında

SAHİBİ Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK

Millî Eğitim Bakanı

Genel Yayın Yönetmeni Şadi KESKİN Yayımlar Dairesi Başkanı

Yazı İşleri Müdürü Selâmi YALÇIN (selamiyalcin@meb.gov.tr) Yayın Kurulu Ethem BARAN Şaban ÖZÜDOĞRU Aysun İLDENİZ Hakkı USLU Dinçer EŞİTGİN Celal ASLAN Çağrı GÜREL Tasarım Banu DAVUN (bdavun@meb.gov.tr) Dizgi Reyhan İLKER Abone / Dağıtım Fikri NAYIR Tel: (0312) 212 76 63 / 14 Baskı Devlet Kitapları Müdürlüğü Yönetim Merkezi

Yayımlar Dairesi Başkanlığı Teknikokullar/ANKARA http://yayim.meb.gov.tr e-posta: baae@meb.gov.tr

Tel: (0 312) 212 81 48 - 213 65 12 Fax: (0 312) 212 81 48

(2)

Girifl

Çiçek, “bir bitkinin, üreme organlar›n› tafl›yan ço¤u güzel kokulu, renkli bölümü”; “çiçek açan k›r ve-ya bahçe bitkisi”; “‹rinli kabarc›klar dökerek yüzde iz-ler b›rakan ateflli, a¤›r ve bulafl›c› bir hastal›k” (TDK, 1998, 481) anlamlar›na gelir.

Kültürümüzde olumlu ça¤r›fl›mlar› a¤›r basan çi-çek genel bir isimlendirmedir. Narçiçe¤i, ayva çiçe¤i gibi birleflik isimlerin yan›nda flebboy, çi¤dem, gül, nergis, sümbül, papatya, nilüfer, lale, gelincik gibi bit-kilerin genel ad›d›r çiçek. Çiçek, kokusu, rengi, duru-flu vb bak›mlar›ndan, insan›n gönlüne hofl gelen, gün-lük hayat›m›zda vazgeçemedi¤imiz özelliklere sahiptir. Bu yüzden birçok atasözü ve deyimlerimizde de yer et-mifltir: “Ar› bal alacak çiçe¤i bilir”, “Her çiçek koklan-maz”, “Bir çiçekle yaz olkoklan-maz”, “Çiçek olan yerde bal da olur.” “Bal alacak çiçe¤i bilmek”, “Çiçe¤i burnunda ol-mak”, “Kabak çiçe¤i gibi aç›lol-mak”, “Ne çiçektir biliriz” gibi.

Kelimenin bir de “‹rinli kabarc›klar dökerek yüzde izler b›rakan ateflli, a¤›r ve bulafl›c› bir hastal›k” anlam› vard›r. Hastal›¤a bu ismin verilmifl olmas›, gö-bekli döküntülerinin çiçek fleklinde olmas›ndan hare-ketledir (Baydar- S›rmatel, 1996, 753). Hastal›¤›n Arap-ças› “cüdrî”, FarsArap-ças› “flirek”tir (Ahmet Vefik Pafla, 2000, 99; Mehmet Esad Efendi, 1999, 178). Poksvirüs cinsi bir virüsten ileri gelen bulafl›c› hastal›k, ilk ça¤lardan beri tehlikeli bir hastal›k olarak bilinir. “‹lk defa 10. yüzy›l-da Razi taraf›nyüzy›l-dan tan›mlanan, çiçek etkeni 230x300 mm boyutlar›nda çift sarmall› DNA genomuna sahip, hücre stoplazmas›nda yaflayan bir virüstür” (Baydar-S›rmatel, 1996, 753). Hastal›¤›n insan için bilinen üç

ti-pi vard›r. Variola major denilen a¤›r formda ölüm ora-n› %40-70 aras›ndad›r. Variola minor denilen tipinde ölüm riski %5’tir. Daha hafif seyreden Variola interme-dius’ta ölüm riski olmad›¤› gibi kal›c› izler de b›rakmaz (Baydar- S›rmatel, 1996, 756).

Takip edebildi¤imiz kadar›yla, çiçek hastal›¤›na karfl› korunma çareleri XI. yüzy›lda Do¤u’da bafllam›fl-t›r. Bu yüzy›lda Çin’de bir tür çiçek afl›s› yap›lm›flbafllam›fl-t›r. Çinliler hastal›¤› hafif geçiren çocuklar›n burunlar›n-dan ald›klar› cerahatli kabu¤u toz haline getirip sa¤l›k-l› kiflilerin burunlar›na üfleyerek afl›lama yapm›fllard›r (Büyük Larous, 1986, 2686-89). Hindistan’da da çiçek hastalar›n›n elbiseleri sa¤lam insanlara giydirilerek "çi-çekleme" yap›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Anadolu’da ise inek-lerin memeinek-lerinden çobanlar›n elinek-lerine bulaflan çiçe-¤in çocuklara afl›land›¤› ve böylelikle ölümlerin önüne geçildi¤i bilinmektedir (Ceylan, 2005, 204-05). Edward Jenner (1749-1823) taraf›ndan günümüz çiçek afl›s›na en yak›n olan› gelifltirilmifltir (Baydar- S›rmatel, 1996, 756; Büyük Larous, 1986, 2686-89).

Çiçek Hastal›¤›n›n Edebiyattaki Aksi:

Edebiyat, bulundu¤u toplum içinde do¤ar, o toplumdan beslenir. Toplumun süreklili¤i içinde ede-biyat da süreklilik arz eder. Sosyal bir varl›k olarak top-lumun bir parças› olan sanatç›, eserlerinde içinde yafla-d›¤› toplumun yaflant›s›n›, geleneklerini, göreneklerini dile getirir. Bu anlam›yla edebiyat hayat›n aynas›d›r. Stendhal, edebiyat›n ifade biçimlerinden biri olan ro-man için “Cadde üzerinde gezdirilen ayna” benzetme-si yapar. Dolay›s›yla, sosyal hayatta var olan her fley sa-natç›n›n hizmetine verilmifl birer malzemedir.

A⁄LATAN Ç‹ÇEK:

Ç‹ÇEK HASTALI⁄I

YAfiAR AYDEM‹R*

(3)

Birden fazla anlama gelen kelimelerin, terim ve mecaz anlamlar›n›n da bulunmas› flair veya yazara ge-nifl imkânlar sunar. “Çiçek” de bu tür kelimelerden bi-ridir. Dilin imkânlar›ndan en üst seviyede istifade eden flairler, çiçek kelimesinin de bütün anlamlar›ndan ya-rarlanm›fllard›r. Biz bu yaz›m›zda, sosyal hayat›n bir yans›mas› olan çiçek hastal›¤›n›n divan flairlerinin fliir-lerinde nas›l yer ald›¤›n›, flairin elinde estetik bir unsur hâline nas›l dönüfltü¤ünü örneklerle ortaya koymaya çal›flaca¤›z.

Klasik kültürde bülbül güle âfl›kt›r ve onun ba-fl›nda feryat eder. Çiçek hastal›¤› da sonu ölümlere ç›-kabilen ve kal›c› ar›zalar b›rakan bir hastal›kt›r. Nite-kim eskiler "ya çiçekten ya aflktan ölünür" demifllerdir (Baydar- S›rmatel, 1996, 753). Afla¤›ya ald›¤›m›z bey-tinde Fevrî, bu iki unsuru da kullanarak fliirini kurgula-m›flt›r. Yorumun a¤›r basan taraf› çiçek hastal›¤›na tutu-lan birinin bafl›nda a¤lama hadisesidir:

Bülbül a¤lar bafl› üzre gözi yafl›n dökerek fiâh-› gül haste olup var ise ç›kard› çiçek

Fevrî Burada Fevrî, gül dal›n›n çiçek hastal›¤›na tutul-du¤unu, bu yüzden de bülbülün gözyafl› dökerek ba-fl›nda a¤lad›¤›n› ifade ediyor. Ancak bunu yaparken "var ise" ifadesiyle mübala¤an›n derecesini düflürüp ih-timal haline dönüfltürüyor. Böylelikle gelenekte bülbü-lün güle olan aflk›ndan dolay› etti¤i feryat u figan› yo-rumuna da kap› aral›yor.

Bugünkü t›bba göre hastal›k ortaya ç›kt›ktan sonra kesin tedavisi yoktur. Bununla birlikte hastalar›n afl› ile tedavisi önerilmekte, her gün yatak çarflaf ve k›-yafetlerinin kaynat›lm›fl temiz olarak de¤ifltirilmesi ve lezyonlara her gün tentürdiyot sürülmesi sal›k veril-mektedir (Baydar- S›rmatel, 1996, 756). fieyhülislam Yahya Bey’in beyti de benzer bir duruma iflaret eder. Beyte göre çiçek ç›karanlara nilüfer flarab› verirlermifl (Onay, 1992, 411):

Nihâl-i tâze-i gülflen çiçek ç›kard› meger Tabîb-i cûy içürdi flarâb-› nîlüfer

fieyhulislam Yahya Yahya Bey'in beytinden iki farkl› anlam ç›kar-mak mümkündür. ‹lkine göre; “Me¤er gül bahçesi

fida-n› çiçek ç›karm›fl, tabib olan ›rmak da ona nilüfer renk-li flurup içirmifl.” flekrenk-lindedir. ‹kinci anlam› ise; "me¤er" kelimesinin sihr-i helâl yoluyla kullan›lmas›yla ortaya ç›kar. Buna göre: Gül bahçesinin taze fidan›, nilüfer renkli flarab/ flurup / afl› eriyi¤inin verilmesi sonucu çi-çek ç›karm›flt›r. Böylelikle afl›lama yap›lm›fl ve hastal›-¤›n kontrolü elden b›rak›lmam›flt›r.

fiair Esad’›n beyti de ikinci anlam› destekler ma-hiyettedir. Bahar tabibi, a¤açlara hayat flarab› (flarab-› namiye) içirip, çiçekle hastal›klar›n› d›flar› vurdurmufl ve hastal›¤›n hafif seyretmesini sa¤lam›flt›r:

fiarâb-› nâmiye nûfl itdirüp tabîb-i rebî' Çiçekle hârice ref‘ itdi ‘illetin eflcâr

Esad Divan edebiyat›nda rakîb hep olumsuz s›fatlarla an›l›r. Âfl›k elinden gelse onu bir kafl›k suda bo¤ar. Âfl›k ok gibi yabana at›l›rken rakîb yay gibi sevgilinin yan›nda kal›r. Bu yüzden onun iyili¤i düflünülmez. Sevgilinin güzellik bahar›n›n hayali flimdi rakibin gö-zünde çiçek ç›karm›flt›r:

Hayâli cemâlün bahâr›nun üfl Rakîbün gözinde ç›kard› çiçek

Mesihî Rakîbin durumu âfl›¤› sevindiren bir haberdir. Çünkü çiçek hastal›¤›n›n göz komplikasyonlar› en faz-la karfl›faz-lafl›faz-lan›d›r. Kornea üzerindeki lezyonfaz-lar körlük ile sonlanabilir veya a¤›r iltihaplanmaya neden olabilir (Baydar- S›rmatel, 1996, 755). Nitekim Kemâlî Efendi (d.1862- öl.1954) bir buçuk yafl›ndayken, Âfl›k Veysel (d.1894- öl.1973) de yedi-sekiz yafllar›nda çiçek sebe-biyle gözlerini kaybetmifltir .

Çiçek ç›karma hadisesi flairin hastaya bak›fl›na göre farkl› yorumlanabilir. Riyâzî’nin beytinde sultan çiçek ç›karm›flt›r. fiair, çiçek hastal›¤›n›n semptomlar› olan döküntüleri hüsnütalil yoluyla güzel bir nedene ba¤lam›fl, padiflah›n çiçek ç›karmas›n› adalet ba¤›n›n çiçeklenmesi olarak yorumlam›flt›r: "Siz o murat alm›fl sultan›n çiçek ç›kard›¤›n› sanmay›n›z. O adalet ba¤›n›n fidan› çiçek açm›flt›r!":

Sanmañ çiçek ç›kard› o sultân-› kâm-kâr Old› nihâl-i bâ¤-› 'adâlet flükûfe-dâr

(4)

Benzer bir yorum da Sâmî'nin beytinde vard›r: Halk, o flanl› flah› çiçek ç›kard› san›r; hâlbuki onun gü-len gülü letafetle aç›lm›flt›r:

fiüküfte old› letâfetle verd-i handân› Çiçek ç›kard› sanur halk o flâh-› zî-flân›

Sâmî Fasîh'in beytinde de çiçek ç›karan bir insan söz konusu edilmifltir. Belli ki, mevzu edilen kiflinin yana-¤›n›n ortas›nda çiçekten kaynaklanan bir yaras› vard›r. fiair yana¤›n ortas›nda bulunan semptomu, gül yana-¤›n çiçekle süslenmesi olarak yorumlamaktan yanad›r:

K›yâs itmeñ çiçekden cism-i pâki old› âzürde fiükûfeyle müzeyyen sahn-› bâg-› gül-‘izâr old›

Fasîh fiarab›n üzerindeki kabarc›klar onu içen için bir kusur de¤il, tam aksine onun tazeli¤ini gösteren ve ifl-tah› kabartan bir durumdur. Yüzünde çiçek bozu¤u olan kiflinin güzelli¤ine halel gelmedi¤ini anlatan be-yit, delil olarak da taze flarab›n üzerindeki kabarc›kla-r›n flarab›n görüntüsüne, güzelli¤ine zarar vermemesi-ni getiriyor:

Çiçek bozuklar› olurd› hüsnüñe perde fiarâb-› nâba olayd› eger habâb hicâb

Pertev Âfl›¤›n aflk derdiyle bafletmesi zordur. Bu du-rumda gam›n› def etmek için imdad›na flarap yetiflir. fiarap, sevgilinin yüzünün de¤iflik aç›lardan benzeyeni olur. Sevgili olmad›¤› zaman afl›¤› flarap avutur. Sevgi-lisinden ayr› kalan afl›k çölde serap gören insana ben-zer. Afla¤›daki beyit bu ruh haliyle yaz›lm›fl gibidir. Afl›k, flarap kadehinin üzerindeki kabarc›klarda sevgi-linin bahara benzeyen yana¤›n›n aksini görmüfltür. Pi-yale bu hâliyle çiçek ç›karan bir çocu¤a benzetilmifltir:

‹çinde ‘aks-i bahâr-› ruhuñ yüzinde habâb Piyâle bir küçügüñdür senüñ ç›kard› çiçek

Âlî Çiçek hastal›¤› özellikle yüzde derin izler b›ra-k›r. Bu istenmeyen bir durumdur. Zatî’nin beytine

gö-re “Sevgilinin latif yüzü güzelli¤in gül bahçesidir; ona göre bahar, yüzünü çiçek bozmufl sonbahar (veya adam) gibidir”:

Bir gülistân-› melâhatdur kim ol rûy-i lâtîf Nev-bahâr aña göre yüzin çiçek bozm›fl harîf

Zatî Divan fliirinde sevgili güzel de¤il, en güzeldir. Çiçek dolu bahçe sevgilinin yüzüne nas›l öykünebilir? Sevgilinin yana¤› safa doludur, onun yüzü ise çiçekli-dir (çiçek bozu¤u vard›r):

Nicesi öyküne bâg-› pür-flükûfe rûyuña Pür safâdur ‘âr›zuñ anuñ çiçeklidür yüzi

Emrî Yaz›m›z›n bafl›nda da de¤inildi¤i gibi çiçek sa-dece insanlarda görülen bir hastal›k de¤ildir. Râtib'in ‹nek Kasidesinden al›nan beyitten anlafl›ld›¤›na göre ineklerde de çiçek vakas› görülmüfl ve zayiata neden olmufltur. "Yeryüzünde bahts›zl›k gülfleni süslendi; iki ay sonra ineklerde çiçek ortaya ç›kt›." (Babacan, 2001, 205):

Burada gülflen-i idbâr olund› tezyìn ‹ki ay sonra ineklerde zuhûr etdi çiçek

Râtib

Sonuç:

Edebiyat, flairi ve yazar›yla vard›r. Onu olufltura-n›n hayat›n›, üslubunu, hayallerini tafl›r. Eseri sanatkâ-r›ndan ay›rmak ço¤u zaman mümkün de¤ildir. Sanatç› da toplumun içinde yaflad›¤› ortam›n bir üyesidir ve ondan izler tafl›r. Edebiyat, toplumu malzeme al›rken, toplum da edebiyat›n yönlendirdi¤i flekilde geliflir. Edebiyat ile toplum aras›nda karfl›l›kl› bir iliflki vard›r. Toplumlar›n korkulu rüyas› olan çiçek hastal›¤›, kaç›-n›lmaz olarak hayat›n bir parças› olmufltur. ‹nsano¤lu hayat›nda karfl›laflt›¤› her fleye farkl› yorumlar getirebi-len bir varl›kt›r. En ac›l› durum bile baldan tatl› yorum-lanabilir. Genelin en tatl› gördü¤ü bir fley de bir baflka-s› için zehir olabilir. Divan flairleri de çiçek hastal›¤›n› ve hastal›¤›n sonuçlar›n› kelimenin di¤er anlamlar›n-dan da yararlanarak farkl› flekillerde fliirlerinde malze-me olarak kullanm›fllar ve yorum getirmifllerdir.

(5)

Kaynaklar

Ahmet Vefik Pafla (2000). Lehçe-i Osmanî (Hzl. Recep Toparl›), Ankara.

Âlî, Vâridâtü'l-Enîka (1999). (Hzl. Kudret Altun) Ni¤-de.

Baydar, ‹brahim- Fatma S›rmatel (1996). "Çiçek", ‹n-feksiyon Hastal›klar›, Ankara.

Babacan, ‹srafil (2001). XIX. Yüzy›l Türk Edebiyat›n-da Kaside Naz›m fiekli (fiekil ve ‹çerik), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay›nlanmam›fl Master Tezi, Anka-ra.

Bektafl, Ekrem (2005). Muvakkitzâde Muhammed Pertev, Hayat›, Sanat› ve Divan›’n›n Tenkitli Metni, Ankara Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyat› Anabi-lim Dal›, Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi, Ankara.

Büyük Larous (1986). C.VI, ‹stanbul.

Ceylan, Ömür (2005). “Avrupa’da Aforoz Edilen Türk Tedavisi”, Önce Aflk Vard›, ‹stanbul.

Do¤an, M. Nur (1997). fieyhülislam Es'ad ve Divan›, ‹stanbul.

Gökalp, Halûk. (2001). Fasihî Divan›: ‹nceleme-Me-tin, Çukurova Üniversitesi, Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Te-zi, Adana.

Güfta, Hüseyin (1992). Haz›k Mehmed Efendi'nin Ha-yat›, Edebî fiahsiyeti, Eserleri ve Divan›'n›n Tenkitli Metni, Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Er-zurum.

H›nçer, ‹hsan (1950). "fiark›fllal› Âfl›k Veysel fiat›ro¤lu I" Türk Folklor Araflt›rmalar› I (14), Eylül.

Kalpakl›, Mehmet (1986). Fevrî Hayat›, fiahsiyeti, Eserleri Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ya-y›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi, ‹stanbul.

Kaya, Bilge (2003). Hisâlî, Hayat›-Eserleri ve Metâ-liü’n-Nezâir Adl› Eserinin Birinci Cildi (‹nceleme –Metin).

Kemâlî Divan›ndan Aflk S›z›nt›lar› (1977). (Toplayan: Baha Do¤ramac›), ‹stanbul.

Kavruk, Hasan (2001). fieyhülislam Yahya Bey Divâ-n›, Ankara.

Kutlar, Fatma Sabiha (2004). Arpaemîni-zâde Mustafa Sâmî Divan, Ankara.

Mesihî Dîvân› (1995). (Hzl. Mine Mengi), Ankara. Mîrzâ-zâde Mehmed Sâlim Dîvân (1994). (Hzl. Adnan ‹nce), Ankara.

Onay, Ahmet Talat (1992). Eski Türk Edebiyat›nda Mazmunlar (Hzl. Cemâl Kurnaz), Ankara.

Saraç, M. A. Yekta (2002). Emrî Divan›, ‹stanbul. fieyhülislam Mehmet Esad Efendi (1999). Lehcetü’l-Lügat (Hzl. Ahmet K›rkk›l›ç), Ankara.

Tarlan, Ali Nihat (1970). Zatî Divan›, C.II, ‹stanbul. Türkçe Sözlük (1998). Türk Dil Kurumu Yay›nlar›, Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ekokardiyografik incelemede biküspid aort kapa¤›, hafif aort kapak darl›¤›, orta derecede aort kapak yetersizli¤i, hafif mitral kapak yetersizli¤i belirlendi.. Hastaya

Unutkan- l›¤› oldu¤unu söyleyen, glokom hakk›nda yeterli bilgiye sahip olmayan, hastal›¤›n erken aflamas›nda olan (düflük Ç/D), fazla say›da antiglokomatöz

Kronik deri hastal›¤›na efllik eden psikiyatrik tablolar›n ortaya ç›k›fl›n› etkileyen di¤er etmenler aras›nda hasta- n›n daha önce psikiyatrik hastal›k geçirmifl

Her ne kadar BH hastal›¤› gebelik döneminde remisyona girme e¤ili- minde ise de gebeli¤in hastal›¤›n klinik seyrine olan etkisi has- tadan hastaya hatta ayn› hastan›n

Deri belirtileri de¤iflken olup, en s›k eritema nodozum benzeri lezyonlar, papülopüstüler lezyonlar, yüzeyel tromboflebit, ekstragenital ülser, paterji reaksi- yonu ve

Schwitter ve ark.’n›n (9) anjiyografi ile %50’den fazla koroner stenoz saptanan olgularda stres kardiyak MR ve N-13 amonyum PET bulgular›n›

Amaç: Bu çal›flmada, kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤›n›n (KOAH) yayg›n oldu¤u Zonguldak bölgesinde yap›lan koro- ner bypass cerrahisi sonuçlar› de¤erlendirildi

Acil servise konjestif kalp yetmezli¤i ile baflvuran, yap›lan tetkikler sonucu aort koarktasyonu ve buna efllik eden ciddi mitral darl›¤› saptanan hasta tek seansta acil