• Sonuç bulunamadı

Haberin Başkenti. Mavi Gezegen BAŞKENT ve Yeşil Hareket!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Haberin Başkenti. Mavi Gezegen BAŞKENT ve Yeşil Hareket!"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

17 Şubat 2022 Perşembe

www.ankhaber.com

Haberin Başkenti

SOSYAL MEDYADA ANKHABER: ankhaber ankhabermedya ankhaber ankhaber Vatandaşın mutfağını, cüzdanını kasıp

kavuran hayat pahalılığının yakıcı etkisini bir nebze de olsa azaltan Halk Ekmek, her geçen gün daha büyük ilgi görüyor

UZUN KUYRUKLAR

Anneler, babalar aile bütçesini denk geti- rebilmek için kılı kırk yararken, Ankara’da sayısı 421’i bulan Halk Ekmek bayileri uygun fiyatlı ve kaliteli ürün ağını genişletiyor.

12 YENİ BÜFE DAHA

Ankara Halk Ekmek Fabrikası, ekmek ihtiya- cını en yüksek oranda karşılayabilmek için biri yeni olmak üzere toplam 12 satış büfesi- nin daha kura çekilişini gerçekleştirdi…

CANLI YAYINLANDI

Noter huzurunda yapı- lan ve canlı yayınlanan 2022 yılının ilk çekili- şinde Altındağ, Çanka- ya, Keçiören, Mamak ve Polatlı’da toplam 12 büfe yeni sahiplerini bulmuş oldu... n 3’te

Halk Ekmek Halk Ekmek PES

PES İİ NDE! NDE!

Hayat pahali N’etsin ahali!

Sigorta attıran elektrifikasyon

Ülkenin hali / Her şey pahali N’etsin ahali / Cep de cepken de / Dikiş tutmuyor…

Sigortalar atmış durumda! Faturalar vatandaşı delirtiyor, sanayiciyi eritiyor. Değerleri çürütüyor…

DURSUN ERKILIÇ yazdı sayfa 3’te

THY’YE UÇUŞ ZİYARETİ

Başkentin üreten ve satan iş insanları, uçağa bindiği zaman dünyanın her yerine doğrudan uçabilmeyi; isteyenlerin de Anka- ra’ya gelebilmesini istiyor… Bu amaçla, ATO Başkanı Gürsel Baran, Ankara Valisi Vasip Şahin ve ATO Başkan Yardımcısı Halil İbra- him Yılmaz, THY’ye ziyaret gerçekleştirdi.

BARAN, TALEBİ İLETTİ

Baran, THY Yönetim Kurulu Başkanı Prof.

Dr. Ahmet Bolat, Genel Müdür Bilal Ekşi ve Yönetim Kurulu Üyesi Şekib Avdagiç’e talep- lerini iletti. Baran, “Ankara’dan direkt uçuş- lar daha fazla ihracat, daha fazla turist, daha fazla döviz geliri, ülkemizin gelişimine daha fazla katkı demek” dedi. n 4’te

DOĞRUDAN UÇALIM

Ankara Büyükşehir Beledi- yesi ile Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF) ‘Erken Çocukluk Eğitimi’ alanında ortak çalışma kararı aldı.

Büyükşehir Belediye Başka- nı Mansur Yavaş ve UNICEF Ülke Temsilcisi Regina De Dominic tarafından imza- lanan iş birliği protokolü ile 2022 yılının sonuna kadar 4 binden fazla çocuğa ve aileye ulaşılması hedefleniyor.

ÖĞRENCİYE DESTEK

Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Erken yaştaki çocukları eğitime hazır hâle getireceğiz. Ankara’da 240 bin aileye sosyal yardım yapıyo- ruz. 230 bin çocuğa kırtasi- ye yardımı yaptık. Yaklaşık 30 bine yakın öğrenciye de internet yardımı yaptık. Yine çocuklarımızın sınav ücretle- rini biz yatırıyoruz. Yaptığımız protokol inşallah eğitim hak- kına eşit bir şekilde katılımın önünü açacak” dedi. n 2’de

Eşit eğitim için UNICEF

ile önemli iş birliği

Ankara’nın en çok okunan gazetesinde markanızı tanıtmak için bizi arayın...

0 3 1 2 4 2 5 3 5 3 5

ULUSLARARASI ZİRVE

Ankara’nın ev sahipliği yapacağı “EKO İKLİM Eko- nomi ve İklim Değişikliği Zirvesi”, 30-31 Mart’ta ATO’da gerçekleştirilecek. Etkileri, yankıları ve yansımaları dünya çapında ilgi görecek.

HERKES İÇİNDE OLSUN

ATO Başkan Vekili ve AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, herkesi zirveyle ilgili gelişmeleri takip etmeye ve katkı sunmaya davet ederken, “Ankara Çağı”nda Mavi Gezegeni kurtaracak olan zirve bir “Yeşil Hareket”e dönüşecek.

ABB, ATO, ASO ve AKK gibi başkent odaklı hizmet üreten kurum ve kuruluşlar ile yöneticileri dünyayı

kurtaracak projelerin de ya içinde ya da mimarı konumunda

Mavi Gezegen BAŞKENT ve Yeşil Hareket!

ORHAN KEMAL ERKILIÇ’ın yazısı sayfa 2’de

Mirastan çıkarma

n Avukat Merve Acar yazdı 2’de n Ayşenur Kaya Yalçın yazdı 4’te

Aile işletmelerinde kurumsallaşma-2

Şifa vakti...

Aile işletmelerinde kurucu olan kişi çoğun- lukla hem Hissedar, hem Yönetim Kurulu Başkanı, hem Genel Müdür rolünü üstlenir.

Bu sebeple de tüm sorumlulukları tam ola- rak yerine getirmeye yeterli vakit bulamaz.

19 Şubat 2022 ile 21 Mart 2022 tarihleri arasında Güneş, Balık burcunda olacak.

Şimdiden tüm Ba- lık’ların doğum günle- rini kutluyorum.

GÜLFİDAN BEREKET yazdı sayfa 7’de

BUKET NİZAMOĞLU yazdı sayfa 7’de

İnternet medyası için tarihi

program

İnternet Medya ve Bilişim Fede- rasyonu’nun projesi kapsamın- da “Ankara Buluşması” yapıldı.

Önemli açıklamaların yapıl- dığı tarihi zirve Milli

Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri

Seyfullah Hacı- müftüoğlu’nun ziyaretiyle başla- dı. n 5’te

Önümüzdeki hafta cemrenin düşme- siyle birlikte Anka- ra da yavaş yavaş ısınmaya başlaya- cak. Hepimiz soğuk hava ve pandemi sebebiyle gezmeleri bir kenara bıraktık.

Maskemizi kuşa- nıp, ısınan havayla birlikte biraz Anka- ra havası almanın zamanı geliyor.

Ankara’nın marka olan

yerleri

(2)

17 Şubat 2022 Perşembe Güncel

2 www.ankhaber.com

Orhan Kemal Erkılıç NEDİR GÜNDEM?

orhankemal@ankhaber.com

Av. Merve Acar

HUKUK Bir

kişinin sahip olduğu tüm mal varlığı değerleri (tereke), ölü- mü anında mirasçıları-

na geçer. Bir kişi, yasal yollarla ya da miras bırakanın (muris) sağlığında yap- tığı bir takım yasal işlemlerle mirasçı sıfatını kazanabilir.

Muris sağ iken mirası ile ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmadı ise, tüm mal varlığı kanunda belirlenen şekliyle yasal mirasçıları arasında pay- laştırılacaktır. Miras bırakan sağlığın- da mirasının nasıl paylaştırılacağına kendi karar verdi ise, iradesi dikkate alınarak paylaştırma yapılır.

Kişinin alt soyu (çocukları, torun- ları, evlat edindiği kişi), eşi ve eğer alt soyu yok ise anne-babası saklı paylı mirasçılarıdır. Yapılan ölüme bağ- lı tasarrufla(vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi), kanunda belirlenen oranlar altında ya da hiç miras payı alamamaları halinde dava açarak saklı paylarının kendilerine verilmesini isteyebilirler.

Saklı paylı mirasçıların mirastan hiç ya da saklı paylarında daha az oranda miras payı alabilmeleri için muris tarafından mirastan çıkarılma- ları gerekmektedir. Bunun yapılabilme- si için de kanun belli sebepler ve belli şartlar öngörmüştür.

Miras bırakan, bir vasiyetname ya da bir miras sözleşmesi ile saklı paylı mirasçısını üç durumda saklı payını almaktan mahrum bırakabilir.

n Mirasçı, miras bırakana ya da yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse;

Burada kastedilen suç, ceza hu- kuku anlamında kanunda suç olarak tanımlanmış bir fiildir. “Ağır” bir suç olması ise, ceza hukuku anlamında ce- zanın yüksekliğinden değil, aile bağları- nı koparabilecek kadar büyük bir elem ve kedere sebebiyet vermesi gerektiği anlamına gelmektedir. Örneğin “haka- ret” suçu, ceza hukuku anlamında çok ağır cezalar gerektirmez ancak aile bağlarını tamamen koparabileceği için mirastan çıkarmaya konu edilebilir.

Suçu oluşturan fiil, hukuka aykı- rı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olmalıdır. Burada miras bırakanın yakınları yalnızca aile üyeleri ya da akrabaları değil, duygusal ve sosyal açıdan güçlü bağlar kurduğu kişileri kapsamaktadır.

n Mirasçı, miras bırakana veya mi- ras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse;

Aile hukuku, aile üyelerinin birbir- lerine karşı bir takım hak ve yüküm- lülükleri olduğunu kabul etmektedir.

Bu yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal edilmesi halinde miras bırakan, bu durumu mirastan çıkarma tasar- rufuna konu edebilir. Örneğin, sebep- siz yere kendisini yıllardır aramayan, ziyaret etmeyen çocuğunu mirastan çıkarabilir.

n Miras bırakan, hakkında borç ödemeden aciz belgesi bulunan altso- yunu, saklı payının yarısı için miras- çılıktan çıkarabilir. Ancak, bu yarıyı mirasçılıktan çıkarılanın doğmuş ve doğacak çocuklarına özgülemesi şarttır.

Muris, mirastan çıkarma iradesini ortaya koyduğu ölüme bağlı tasarruf işleminde mutlaka, yukarıda sayılan mirastan çıkarma nedenlerinden hangisine dayandığını açık bir şekilde belirtmelidir. Aksi takdirde mirastan çıkarma işlemi geçersiz olacaktır.

Yukarıda sayılan sebepler dışın- da bir sebeple saklı paylı mirasçının mirastan çıkarılması söz konusu ola- mayacaktır. Kişinin murisin iradesine aykırı olarak bir kişiyle evlenmesi/ev- lenmemesi, istemediği bir işle ya da sa- natla uğraşması, istemediği bir yerde yaşaması gibi durumlar bu tasarrufun konusunu oluşturamaz.

Mirastan çıkarma

ANKHABER Gazetesi olarak uzun zamandan beri vurguladığımız, “Anka- ra Çağı” söyleminin içi, Ankara Büyük- şehir Belediyesi, Ankara Ticaret Odası, Ankara Sanayi Odası ve Ankara Kent Konseyi gibi başkent odaklı hizmet üreten kurum ve kuruluşlar ile bunla- rın başkan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından ulusal ve uluslararası proje ve etkinliklerle dolduruluyor.

Önemli bir zirve

ANKHABER Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dursun Erkılıç’ın “Ankara Çağı” ve “Başkent Üzerine Tezler”

başlıkları altında işlediği konulara şimdi de “EKO İklim Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi / Fuarı” ekleniyor.

30-31 Mart günlerinde ATO Cong- resium’da gerçekleştirilecek olan uluslararası Zirve, Ankara’da olacak ama etkileri, yankıları ve yansımaları

Türkiye ve dünya çapında görülecek.

EKO İklim Zirvesi uluslararası diye yerel, kurumsal ve bireysel ilginizi esirgemenize gerek yok. Hatta öylesine gerek var ki; Ankaramızın, ülkemizin ve dünyamızın daha yaşanır olması ve öyle kalması sunulacak katkılarla güçlenecek.

Herkese davet…

Ankara Ticaret Odası Başkan Vekili ve Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, “Türkiye'nin ilk ve tek iklim değişikliğine karşı

çözüm önerilerinin sunulacağı…”

diye başlayan paylaşımı zirveyle ilgili çalışmalara dikkat çekerken, herkesi gelişmeleri takibe ve katkı sunmaya davet niteliği de taşıyordu.

Yılmaz, ayrıca şu bilgiyi de paylaştı:

“(Zirve) çalışmalarını, haberlerini ve gelişmelerini sosyal medya hesapla- rımızdan takip edebilir, geleceğimizin Başkent Ankara’da konuşulacağı ve karbon nötr olarak gerçekleşecek zirveye, "İklim Elçisi" olarak katılım sağlayabilir, gelecek kuşaklarımıza daha yeşil ve yaşanabilir bir dünya

bırakmak için, sosyal medya hesapla- rımızdan destek olabilirsiniz.”

Bu davet de gösteriyor ki Ankara Çağı’nda Mavi Gezegeni kurtaracak olan iklim zirvesinin ‘Yeşil Hareket’i Ankara renkli olacak.

Glasgow, Ankara

Geçtiğimiz yıl Glasgow’da yapılan 26. İklim Değişikliği Taraflararası Konferansı’nda Ankara Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Seyit Ardıç ile katı- lan Ankara Ticaret Odası Başkan Veki- li Halil İbrahim Yılmaz’ın yaptıkları sunumlar, COP26’ya Ankara damgası vurmuş ve iklim felaketine daha bir yoğunlaşmamızı sağlamıştı.

Ankara’da düzenlenecek olan “EKO İklim Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi / Fuarı” ise çözüm önerileri ile dünyamızı kurtaracak önlemlere vesile olacaktır.

Ankara Çağı’nda Mavi Gezegen ve Yeşil Hareket!

ABB ile UNICEF eğitimde ortak

Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Birleşmiş Milletler Uluslara- rası Çocuklara Acil Yardım Fonu (UNICEF) ‘Erken Çocukluk Eğitimi’

alanında birlikte çalışacak.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile UNICEF Ülke Temsilcisi Regina De Dominic tarafından başkanlık makamında imzalanan iş birliği protokolü ile

‘Erken Çocukluk Eğitimi’ kapsa- mında bir çalışma planı hazırlana- cak. Bu doğrultuda 2022 yılının so- nuna kadar 4 binden fazla çocuk ve aileye ulaşılması planlanıyor.

Eşit katılım sağlanacak

Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Faruk Çınkı, Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanı Serkan Yorgan- cılar, Dış İlişkiler Daire Başkanı Ramazan Kabasakal ve UNICEF Ülke Temsilcisi Yardımcısı Rory Robertshaw ile UNICEF heyetinin de yer aldığı protokol töreninde konuşan ABB Başkanı Mansur Ya- vaş UNICEF ile yapılan protokolün ileride yapılacak çalışmalar için örnek olmasını dileyerek, “Çocuk- ların eğitimi ve kadınların istihda- ma katılmasını destekleyecek bu projeyi olumlu buluyoruz” dedi.

Törende Ankara Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmalar- dan da örnekler veren Yavaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Erken yaştaki çocukları eğiti- me hazır hâle getireceğiz. Anka- ra’da 240 bin aileye sosyal yardım yapıyoruz. Çocuklarının da diğer çocuklarla eşit olması ve eğitimle- rine devam edebilmeleri için servis ücretlerini ödeme kararı aldık. 230 bin çocuğa kırtasiye yardımı yap- tık. Pandemi nedeniyle herkes çok zor durumda çünkü. Yaklaşık 30 bine yakın öğrenciye de internet yardımı yaptık. Ülkemizde sınavlar var. Yine bu çocuklarımızın sınav ücretlerini biz yatırıyoruz. Türki- ye’de ilk defa uygulanan 2 projemiz var. Bu çocukların, eğitime erken yaşta başlayacak çocukların besin yetersizliği var. Yine bu ailelere, her ay 1 kilo et ve süt ürünlerinden alabilecekleri ücreti kartlarına tanımlıyoruz. Ne kadar isabetli bir iş yaptığımızı da şuradan anladık.

İlk açıkladığımızda bana gelen te- şekkür mailinde, ‘3 aydır çocuğum benden köfte istiyor ve yapamıyor- dum’ yazıyordu. Pandemi herkesi çok kötü etkiledi. Son olarak da, bazı yoksul aileler servis ücretle- rini ödeyemediği için çocuklarını okula gönderemiyordu. Başvurular 12 bine yaklaştı, bunları da biz ödü- yoruz. Bugün yaptığımız protokol inşallah gençlerin de bu çocukların da eğitim hakkına eşit bir şekilde katılmalarının önünü açacak.”

Kaliteli öğrenme ortamı

Protokol kapsamında Ankara Büyükşehir Belediyesinin çocuklara yönelik hizmet verilen merkezlerinde erken çocukluk eğitimi yaygınlaştı- rılacak. Program planı çerçevesinde çocuk merkezlerinde 20 oyun odası açılacak. Kaliteli öğrenme ortamının oluşturulması amacıyla oyun odaları;

çocuk dostu mobilyaların yanı sıra oyuncaklar, hikaye kitapları, yapboz- lar ve müzik aletleri gibi yaşa uygun öğrenme materyalleriyle donatılacak.

Çocukların gelişimi ve örgün eğitime hazırlıkları desteklenirken; çocuklara hizmet veren merkezlerde ebevey- nlerin de katıldığı faaliyetler toplum temelli ‘Erken Çocukluk Eğitimi’ prog- ramını tamamlayıcı nitelikte olacak.

Bu çalışmalara ek olarak çocuk merkezlerinde oyuncak kütüphanele- ri de kurulacak. Bu oyuncak kütüp- haneleri, bir yandan çocukları oyun odalarına çekerken diğer taraftan ev ortamında oyun fırsatlarını da zenginleştirecek.

UNICEF ile sahada ortak çalışmalara imza atacak olan Ankara Büyükşehir Bele- diyesi, Başkent’te 20’den fazla mahallede erken öğrenme etkinlikleri düzenleyecek.

Eğitim programıyla farklı kırılgan kesim- lerden çocuklar Ankara Büyükşehir Beledi- yesi oyun odalarına yönlendirilerek mahalle düzeyindeki faaliyetlerle desteklenecek.

Büyükşehir Belediyesi ayrıca çocukları ma-

hallelerde düzenlenen Erken Çocukluk Eği- timi programına katılmaya teşvik etmek için hazırlanan kitleri tedarik edecek ve dağıta- cak. Oyunun ve Erken Çocukluk Eğitimi’nin önemi konusunda farkındalık yaratmak, kü- çük yaştaki çocukları ve ailelerini çocuklara hizmet veren merkezlere yönlendirmek için de mahallelerde erken öğrenme festivalleri etkinlikleri gerçekleştirilecek.

Mahallede erken

öğrenme festivali

Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Gazi Üniversitesi, Başkent’te bir ilke imza atarak

“Ankara Ürün Tasarım Çalıştayı”na ev sahipli- ği yaptı. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden gelen endüstriyel tasarım bölümü öğrencileri, meslek profesyonelleri ve öğretim görevlileri Ankara’ya özgü yeni öneri ve fikirler üreterek ürünler tasarladı. Rögar kapağından park elemanlarına, oturma gruplarından otobüs duraklarına, aydınlatma lambalarından hayvan kulübelerine kadar yaklaşık 30 proje

gün yüzüne çıktı. Gazi Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr.

Serkan Güneş, “Yaklaşık 2 başlık altında 30’a yakın proje önerimizi sunuyoruz. Umarım bu tasarımlar zamanla hayata geçer. Proje ekibimizde 3. ve 4. Sınıf öğrencilerimiz var ayrıca meslek profesyonellerimiz var. Dolayı- sıyla öğrencilerimiz 1 sene sonra profesyonel olacak. Hepsinin değerlendirileceğini düşü- nüyorum. Projeler nitelikli olarak ortaya çıktı ve değerlendirildi” dedi.

Genç fikirlerden yeni tasarımlar

(3)

www.ankhaber.com

www.ankhaber.com bilgi@ankhaber.com 3 HABERİN BAŞKENTİ

HABERİN BAŞKENTİ

17 Şubat 2022 Perşembe

B İ Z E U L A Ş I N

Dursun Erkılıç aPOLITIKa

dursunerkilic@ankhaber.com

Hayat pahali perişan ahali

ANKHABER Beslenme, ısınma, barınma, ulaşım başta olmak üzere hayatın her alanını cehenneme çeviren pahalılık insanları ucuz ve kaliteli ekmek arayışına mahkum ediyor.

Vatandaşın mutfağını, cüzda- nını kasıp kavuran hayat pahalı- lığının yakıcı etkisini bir nebze de olsa azaltan Ankara Halk Ekmek Fabrikasının ürünleri her geçen gün daha büyük ilgi görmeyi sürdürüyor.

Aile bütçesi adına…

Anneler, babalar aile bütçe- sini denk getirebilmek için kılı kırk yararken, Ankara’da sayısı 421’i bulan Halk Ekmek bayileri önünde uzun ekmek kuyrukları oluşuyor.

Ankara Halk Ekmek Fabri- kası, ekmek ihtiyacını en yüksek oranda karşılayabilmek için biri yeni olmak üzere toplam 12 satış büfesinin daha kura çekilişini gerçekleştirdi…

Halk Ekmek Fabrikası; 421 Halk Ekmek Satış Büfesi başta ol- mak üzere 7 Başkent Market Şu- besi, 4 Fabrika Satış Mağazası ve 3 Başkent Büfesi ile vatandaşlara hizmet vermeye devam ediyor.

Çekiliş canlı yayınlandı

Altındağ’da 3, Çankaya’da 2, Keçiören’de 4, Mamak’ta 2 ve Po-

latlı’da 1 tane olmak üzere toplam 12 ekmek satış büfesi çekilişi, ABB TV, Youtube kanalı ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlandı.

Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdür Yardımcısı Ümit Sevdi’nin de katıldığı çekilişte sözleşmesi sona eren ve çeşitli sebeplerle boş bulunan 12 ekmek büfesi için 134 vatandaş başvuruda bulundu.

Kura çekilişi sonunda 12 hak sahi- bi iki yıllığına ekmek satış büfele- rini işletmeye hak kazandı.

Ümit Sevdi’nin sözleri

Son yapılan çekilişle birlikte Ankara genelinde ekmek satış büfe sayısının 421’e yükseldiğini belirten Sevdi, el değmeden ve hij- yenik koşullarda üretilen ekmek çeşitleri başta olmak üzere Anka- ra simidi ve unlu mamullerin sayı- sını da çeşitlendirerek artırmayı sürdüreceklerini söyledi.

Başkentlilerin severek ve gü- venle tükettiği ekmek ürünlerine ilginin her geçen gün arttığını ve günlük ekmek üretiminin yaklaşık 1 milyona çıkarıldığını vurgulayan Sevdi, şu bilgileri verdi:

“Halk Ekmek Fabrikası 421 büfeye ve aynı zamanda fabrika satış mağazalarına günün her sa- atinde ekmeği ulaştırarak değerli Ankaralılara en iyi hizmeti ver- meye gayret ediyor. Her zaman

olduğu gibi bu hizmet anlayışını ilke edindik. Pandemi dönemin- den geçtiğimiz için ekmek büfe- lerimizde başta hijyen tedbirleri olmak üzere, tüketici memnuniye- ti ve güler yüzlü hizmet anlayışını en üst seviyeye çıkarmayı he- defliyoruz. Değişim ve dönüşüm dönemini başlatmış bulunuyoruz.

Bu dönemde teknolojik yatırım- lara da önem vermeye başladık.

2022 yılında birtakım projelerimiz var. AR-GE ve ÜR-GE ekibimiz gerek mevcut ekmek çeşitlerinde gerekse unlu mamullerde ürün yelpazemizi sürekli zenginleştiri- yor. Önümüzdeki günlerde de ekşi mayalı üç yeni ekmeğimizi dâhil etmeyi planlıyoruz.”

Geçen haftaki “Pahalılık Virüsü” manşetimiz hem uzun süredir dünya ve Türkiye gündemini işgal eden geçim sıkıntısı hem de bu derde bir derman çağrılarının etkisiyle ilgi gördü…

Normaldi!

Anormal olan neydi? Evet, anormal bir durum vardı…

Normal olmayan husus;

etkili önlemlerin bir türlü alınmıyor, alınamıyor, alınanla- rınsa bir etkisinin görülemiyor olmasıydı.

Hal ve gidiş…

Yazının başlığından mül- hem, özetliyorum, umumi ahval şu idi:

Ülkenin hali Her şey pahali N’etsin ahali Cep de cepken de Dikiş tutmuyor

Karnedeki ‘hal ve gidiş’ notu

‘zayıf’layınca, olaya el koymak kaçınılmaz olmuştu.

Külliye devrede!

Hal ve gidişin vahametini Cumhurbaşkanı Erdoğan da görmüş olmalı ki; canlı bağlan- tıyla katıldığı “Türkiye Eko- nomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısı” vesilesiyle yaptığı konuşmada, “Mal ve hizmetlere uygulanacak KDV oranları- nın tespitine ilişkin kararda değişiklik yapılmasına ilişkin kararın yürürlüğe konulma- sına 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 28. Madde- si gereğince karar verilmiştir.

Ben de şu anda imzamı atıyo- rum. Böylece inşallah bunu yürürlüğe sokuyoruz. Hayırlı olsun.” dedi.

Bu ‘hayırlı imza’ da ne olu- yordu?

Emmiler, teyzeler

Gözlerini ekrana dikmiş Ahmet emminin, Ayşe teyzenin kafasında oluşan ünlem ve soru işaretleri giderilmeliydi.

Evet, ne oluyordu…

Cumhurbaşkanı Erdoğan anlattı, şu oluyordu:

Temel gıda ürününde yüzde 8 olan KDV yüzde 1’e indi…

Et, balık, çay, kahve, peynir, şeker, süt, su, meyve, kuru- yemiş gibi temel ürünlerdeki KDV yüzde 1’e indirildi. Hayırlı, uğurlu olsun.

Bundan sonrası

“Bu iş burda bitti” diyebilir miyiz? Başka örneklere baka- cak olursak zor.

Zorluğu kolaylaştıran söyle de Cumhurbaşkanı’ndan geldi:

“Bir denetim seferberliği başlatıyoruz. İlgili bakanlıkları- mız, fiyatları makul izahı olma- yan şekilde artırılmış ürünlerle mücadele edeceklerdir.

Bunu duyan Ticaret Bakanı Mehmet Muş, sosyal medya hesabından, “81 ilimizdeki Tica- ret Müdürlüklerimize talima- tımızı verdik… Denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız…

Vatandaşlarımızı mağdur eden marketlere en ağır yaptırımları uygulayacağımızdan kamuoyu- nun hiçbir şüphesi olmasın.”

Bu kadar laf ettik, ‘virüs’

alçağının adını bir kez bile anmadık!

Şu anda tüm kötülüklerin anası durumundaki korona- virüs yüzünden çarşı / pazar, mutfak / cüzdan yanarken alınan önlemlerin fiyatları düşürmesi beklenirken ve bu yöndeki tüm açıklamalar etkisiz kalırken yukarıdaki açıklamalar nasıl bir sonuç verir bekleyip göreceğiz.

Başlık olarak kullandığım kelimenin ne anlama geldiğini bilmeyenleri bilgilendirirken ben de öğrenmiş olayım:

“Elektrik enerjisini endüstri, ulaşım, gündelik yaşama uygu- lama ve bu enerjiyi her alanda kullanılır hale getirme.”

Fena çarpıldık

Bu hale getirdik getirmesi- ne de; başta sanayiciler olmak üzere hem iş insanlarını hem de işçi, memur, emekli, çiftçi yani toplumun tümünü elektrik çarptı. Hem de çok fena çarptı…

Herhangi bir vatandaşın yaşadığı sıkıntıları bendeniz de yaşıyor ve isyan ediyorum ama sanayicinin, üreticinin hali harap.

“Anlat hele” diyenler bana değil bu işin çilesini çekene, sözcülüğünü yapana kulak versin.

Ahmet Kurt…

İç Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federas- yonu (İÇASİFED) Genel Başkanı Ahmet Kurt, herkesin feryat figan olduğu günlerde yaptığı açıklamayı en somut biçimde örneklendirerek dedi ki:

“30 İşçi çalıştıran bir işlet- meye gelen Ocak ayı elektrik

tüketim bedeli 43.390 TL. Bu da yetmezmiş gibi; “Tüketim bedel- leri arttı, güvence bedellerinin de artırılması gerekir” diyen enerji dağıtım firması, “37.000 TL güvence bedelini de nakit olarak yatır” diyor. Yani 30 kişi çalıştıran bir üretim tesisi Ocak ayında 83.500 TL Elektrik fa- turası ödeyecek Henüz bunun içinde doğalgaz da yok… Çok iyimser tahminle Aylık 10.000 TL maliyetle işçi çalıştıran bir işletmenin personel masrafının üçte biri kadar enerji maliyeti olacak.”

Numan Kurtulmuş

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un, “2021 yılı içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hazinesinden milletin, yani bizlerin harcadığımız doğal gaz faturalarının yüzde 75’ini, elektrik enerjisinin yüz- de 25’ini devlet ödedi.” Sözlerini okuyunca, hiç ses etmesem mi dedim ama Ahmet Kurt’un örneği de kulaklarımda yan- kılanırken bir çare arayışım biçareliğe dönüştü.

Kurtuluşu yine Kurtul- muş’ta buldum! Çünkü elekt- rik faturaları ile ilgili yeni bir düzenleme olabileceğinden söz etti.

Elektrifikasyon

Eskiye rağmet mi?

İş insanı Bilal Yılmaz,

“Elektirik ve doğalgaz faturası çok yüksek gelince çareyi soba kurmakta bulan esnafımızı ziyaretimizden.” notuyla bu fo- toğrafı paylaştı. “Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur ya- ğardı” denir ya bu eski ısınma yöntemi yeniden yaygınlaşacak demek ki.

Halk Ekmek doyuruyor!

Halk Ekmek Fab- rikası Genel Müdür Yardımcısı Ümit Sevdi’nin de katıldığı çekilişte sözleşmesi sona eren ve çeşitli sebeplerle boş bulu- nan 12 ekmek büfesi için 134 vatandaş başvuruda bulundu.

Kura çekilişi sonun- da 12 hak sahibi iki yıllığına ekmek satış büfelerini işletmeye hak kazandı.

Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek ve zabıta ekipleri, ilçe genelinde bulunan zincir mar- ketlerde fiyat denetimi yaptı.

“Gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesine dair yapılan düzenleme sonrası, bu kararın amacına ulaşması için ilçemizde gerekli tedbirleri alıyoruz” açıklamasında bulunan Rama- zan Şimşek, “Hayata geçen KDV indirimini fiyatlara yansıtmayan ve haksız fiyat artışlarıyla vatandaşla- rımızın belini büken zincir marketlere gerekli cezai işlemleri uygulayacağımızı bildirmek isterim. İlk denetimlerimizi gerçekleştirdik ve bu denetimleri- miz artarak devam edecektir” dedi.

Gölbaşı’nda

fiyat denetimi

Yenimahalle Belediyesi’nin 2022 Hizmet İçi Eğitim Programı kap- samında düzenlediği eğitim semi- nerlerinin ilk ayağı belediye meclis salonunda gerçekleşti.

10 gün sürecek olan seminerle- rin birinci gününde belediye bürok- ratlarına “Etkin Liderlik ve Yöne- ticilik” konusu anlatıldı. Seminere Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Yenimahalle Kaymakamı Türker Çağatay Halim, Yenimahalle Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Kartal, Başkan Yardımcıları Erhan Aras, Yaşar Neslihanoğlu, Hüseyin Boran, birim müdürleri ve müdür yardımcıları katıldı. Yrd. Doç. Dr.

Gülgün Karahalil’in katılımcılara başarılı bir yönetici olabilmek için yapılması gerekenleri anlattığı seminer sonunda Başkan Yaşar ve katılımcılara sertifika verildi.

Seminer öncesi konuşan ve liderli- ğin belirli vasıflarının olduğunun altını çizen Başkan Yaşar, “Bu programın

hepinize katkı sağlamasını diliyorum.

Liderlik yani yöneticilik kolay olmu- yor. Lider olmak için çok çalışmalı ve daima yol gösterici olmanız lazım.

Eğer heyecanınız yoksa o işte başarılı olmanız imkansız. Sizlere her zaman söylüyorum yaptığınız işi sevmiyorsa- nız başarılı olma şansınız yok” dedi.

Yenimahalle’de hizmet içi eğitim seminerleri

Ankara Büyükşehir Beledi- yesi, sosyal belediyecilik anla- yışı doğrultusunda ve eğitimde fırsat eşitliği sağlamak amacıy- la Başkentli öğrencilere eğitim desteği vermeyi sürdürüyor.

Büyükşehir Belediyesi, 18-19 Haziran 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Yükseköğretim Kurum- ları Sınavı’na girecek sosyal yardım alan ailelerin çocuk- larının sınav başvuru ücretini karşılayacak.

Geçtiğimiz yıl YKS’ye giren 6 bin 521 öğrenciye toplam 1 milyar 956 bin 300 TL’lik des- tek sağlayan Ankara Büyükşe- hir Belediyesi bu yıl da ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının sınav ücretini karşılayarak ekonomik yönden destek olacak.

YKS başvurularının baş- lamasıyla ücret desteğinden sosyal yardım alan ve başvuru yapan ailelerin çocukları şu şekilde yararlanacak:

-TYT’ ye girecek adaylar

için 115 TL,

-TYT ile birlikte AYT veya YDT’den herhangi birine girmek isteyen adaylar için 230 TL,

-TYT, AYT ve YDT’nin tümü- ne girmek isteyen adaylar için ise 345 TL

Başvurular 1 Mart’ta

Yükseköğretim Kurum- ları Sınavı’na girmek isteyen adaylar, https://forms.ankara.

bel.tr/yks2022 adresinden online olarak ÖSYM tarafından onaylanmış YKS Başvuru Bel- gesi’ni en geç 1 Mart 2022 saat 17.00’ye kadar sisteme yükle- yerek ön başvuru yapabilecek.

Gerekli incelemeler yapıl- dıktan sonra kriterleri uygun olan adayların sınav ücret- leri T.C. kimlik numaralarına tanımlı olan banka hesabına yatırılacak. Sınav ücretleri karşılanan öğrenciler, ücre- tin yatırıldığı gün Büyükşehir Belediyesi tarafından kısa mesajla bilgilendirilecek.

Eğitim desteğine devam

(4)

17 Şubat 2022 Perşembe Güncel

4 www.ankhaber.com

17 Şubat 2022 Perşembe YIL: 2 / SAYI: 69 - Fiyatı: 10 TL (Metro istasyonlarındaki stantlarda ücretsizdir)

Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

DURSUN ERKILIÇ

Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.

1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA İletişim: GSM: 0532 799 73 82

e-mail: bilgi@ankhaber.com REKLAM AJANSI: Tulpar MEDYA

Telefon: 0312 425 35 35 Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya Baskı Tarihi: 17 Şubat 2022 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir

BASKI:

İhlas Gazetecilik AŞ. Saracalar Mah.

57. Cadde No. 21/A (Gürsan Cam Yanı) Akyurt - Ankara

Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. Gazetemiz ve İnternet

Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz.

(Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan

yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.

Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.

Her ikisi de

yanılır: Tolstoy ve Nazım Hikmet

Tolstoy’un

“Sanat Nedir?”

kitabı için

“Üzerine en çok çalıştığı eseridir” denir.

Kitabında bu

görüşü destekleyecek kendi cümlelerine de rastlarız ama yeteri kadar çalışmadığından olsa gerek, bu kuramsal irdeleme önemli yanlışlar içerir.

Nazım Hikmet de Tolstoy’un sanat üzerine görüşlerini eleştirir ama ne eleştiri…

*Tolstoy’un iyi ve yararlı sanattan ne anlaşılması gerektiğini sorguladığı bu çalışması, bütünüyle değersiz hiç değildir. Sanat yapıtında iyiyi kötüden ayırmak için, kişisel haz duygusundan başka bir ölçüt bulunmamasını eleştirir.

Keyfiliği ve öznelliği belirleyici görmeyerek, estetiğe nesnel ölçüt arar.

Önümüze konanı düşünmeden kabullenme tutsaklığımızı da cesurca sorgular.

Tolstoy’un açıklayıcı olduğunu düşündüğü yegâne çıkarımı, Avrupa’nın dinsel dünya görüşünden yoksun insanının Hıristiyan inancından uzaklaşmasıyla, sanatın avare takımının boş eğlencesi halini aldığıdır. Düşünce tarihinde rasyonel olanla en güçlü ilişki içerisindeki Hegel’i dahi mistik bulacak düzeyde felsefenin gerçeğinden uzak olan Tostloy’un bu ilişkilendirmesi, onun açısından kaçınılmaz gibidir.

Anlaşılmaz olana verilen değer konusunda ve Baudelaire benzeri eleştirilerinde haklı gibidir Tolstoy ama evrensele en güçlü uzanan isimleri dahi bütünüyle olumsuzlar: Goethe, Shakespeare, Beethoven… Bu yaklaşımıyla 20. yüzyılda yaşamış ve sanat adına ortaya konmuş post modern ve hatta modern keyfilikleri görmüş olsaydı, acaba ne düşünürdü?

*Tolstoy “Güzelin nesnel tanımı yoktur”

derken de farkında olmadan bir doğruya temas eder. Güzelin nesnelliği vardır ama nesnel tanımı yoktur. Çünkü bir tanımda nesnellik açınmaz. Tekrar - totoloji açınır. Tolstoy kavramın bilgisine tanımla ulaşılamayacağını bilmese de tanımın yetersizliğini sezer. Sanatın ereğinin ondan alınacak hazda aranması yanlışının,

“Haz iyi bir şeydir, çünkü o hazdır”

totolojisine gizlenemeyeceğini görür.

Tolstoy nesnellik arayışındadır ama önemli bir hataya düşer ve nesnelliğin duyguda karşılık bulacağını düşünür. Us karşısında duyguyu açıklıkla öne çıkarır ve rasyonel zemin ararken irrasyoneli kocaman kucaklar. Gerçek ve güzel kavramları için

“Akılla tanımlanamayan kavramlar” gibi anlamsız cümleler kurar. Oysa kavramlar, ussal yetimizin nesneleridir.

*Nazım Hikmet, motorları maviliklere süreceği ve güzel günler göreceği Nikbinlik (İyimserlik) şiirini, hangi temel üstüne yazmıştır dersiniz? Çünkü Tolstoy’un sanatta iyinin arayışına karşılık:

“İyi olan nedir? Kötü olan ne? Dün iyi dediğimiz bir hareketin bugün kötü, bugün kötü dediğimizin yarın iyi olabileceğini görmüyor muyuz? İyilik kadar nispi, kaygan ve şartlı bir temel üstüne sanat nasıl kurulabilir?» eleştirisini getirir.

Dün iyi dediğimizin bugün kötü olabileceğini görüyoruz ama Nazım Hikmet iyi ve kötünün idealinin değişmediğini görmez. Kötüye biz “İyi” desek de o kötüdür. Bir şeyin gerçeğini bilincimizin o gün için kavrayamaması, o gerçeği değiştirir mi? Değişen, iyi ve kötünün öznel algısıdır, kendi gerçekliği değil.

Öznelliğin ilerisinde nesnellik olmadığını söylemek, bizi hızlıca iyiyi kötüden ayıracak bir terazimizin olmadığı çıkarımına götürür. Nazım’ın belirttiği gibi nispi temel belirleyici olsaydı, eş anlamlı olarak göreli bir temel; değersizlik, nihilizm yelken açardı. “Nazım Hikmet ve nihilizm, hadi canım!” diyecekler, yer yer düştüğü bu hataları bir kenara koyarsak haklılar.

*Bu yanılgılara neden mi değindim?

Günümüzde, görelilik vurgusunun düşünce derinliğini yansıttığına inanlar çokça. Rasyonel olana değil de irrasyonele kendini yakın hisseden bu insan, ünlü bir ismi de arkasına aldı mı, bilinemezi bilen bir edaya bürünür ve saçma olanın tahtına kurulur.

Oysa yaşımın tüm olanağı, buna sanat da dâhil, mantık bağıntısının kavranışında gizlidir.

Bu bağın derinliği, ne kadar derin olursa olsun insanın bilme yetisinin konusudur;

hissetmesinin, koklamasının, bir şeylerin herkese değil ama az sayıdaki ayrıcalıklı birilerine bahşedilmiş olmasının değil.

Kuvay Sanlı

kuvaysanli@gmail.com

Sevgililer Günü’nü geride bıraktık. Önü- müzdeki hafta cem- renin de düşmesiyle birlikte Ankara da yavaş yavaş ısınmaya başla- yacak. Hepimiz soğuk

hava ve pandemi sebebiyle gezme- leri bir kenara bıraktık. Maskemizi kuşanıp, ısınan havayla birikte biraz Ankara havası almanın zamanı geli- yor. Ankara’nın gitmediğiniz zaman özlediğiniz, marka yerlerini sizlerle paylaşacağım.

n Tunalı Hilmi Caddesi

Önce bir alışveriş yapalım değil mi? Aradığınızı bulamadığınız zor bulunur. Tunalı Hilmi’de. Esat tara- fından başlayıp, Şili Meydanı tara- fında alışverişi ya da turu bitirip, yo-

rulunca Kuğulu Park’ta çay-simit yapabilirsiniz.

Biraz daha yürüyüp Arjantin Caddesi’ndeki restoranları da dene- yebilirsiniz. Gelgelelim Kuğulu Park ile aynı tadı vermeyecektir.

n Atakule

Tunalı Hilmi’den daha fazla seçenek istiyorsanız, ya da kapalı alan tercih ederseniz, yenilenmiş haliyle Atakule sizi bekliyor. Yemek katının balkonunda bir manzara var, Ankara’yı içinize çekiyorsunuz bu manzara ile.

n Eymir Gölü

Şimdi gezme zamanı! Haftaso- nunu güzel geçirme zamanı! Eymir Gölü’ne gidip, gölü şöyle bir yürüye-

rek ya da bisikletle turlama zamanı.

Spor sonrası , balık-ekmek ya da sucuk ekmek yemezseniz Ankaralı sayılmazsınız...

n Mogan Gölü

Eymir çok kalabalık, ben kanoya da binmek isterim derseniz. Sizi Mogan’a alalım. Mogan aynı zaman- da daha çeşitli bir peyzaja sahip.

Mogan’da çimlere yayılıp piknik yapıp, çayınızı yudumlarken, yeni hafta için bütün enerjinizi yudumla- yacaksınız.

n Ankara Kalesi

Şöyle bir Ankara’ya tepeden bakıp yokuş aşağı yürüyüşe baş- lamanızı öneririm. Aşağı doğru

indikçe, antikacılar, el emeği ürün- ler ve takılar satanlar, bakırcılar hepsini göreceksiniz. İşte burası Çıkrıkçılar Yokuşu! Bu neymiş de- diğiniz, en ilginç ürünleri bulabile- ceğiniz antik açık hava avmsinden aşağı doğru inince Hamamönü’ne geleceksiniz. Hamamönü’nde bir gözleme yenir.

n Beypazarı

Şöyle biraz daha şehir dışına kaçmak isteyenler için, Beypazarı en iyi seçeneklerden biri. Özellikle Beypazarı evlerinin arasında gezip, Beypazarı’nın açık hava müzeleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ile, fo- toğraf çekmeye doyamayacaksınız.

Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’n- da aldığı tedbirler doğrultusunda Ankara Kalesi’nin altına inşa edilen Kalealtı Sığınağı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da katıldığı ‘Ankara Kalesi Sığınağı Tahsis ve İşletme Protokolü İmza Töreni’yle müze yapılması ama- cıyla Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Altındağ Belediyesi'ne tahsis edil- di. Kalealtı Sığınağı’nın kültür ve turizm alanında hizmet vereceğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Kalealtı Sığınağı’nın kültür ve turizm merkezi olması, aynı zamanda afet farkındalık merkezi de oluşturulması, afet çalışmala- rımızın zihni altyapısı için önem-

lidir. Kalealtı’nda çok güzel bir kültür destinasyonu çıkacaktır.

Ankara’mıza, Altındağ’ımıza, An- karalı hemşehrilerimiz ile çocuk- larımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

Projenin Ankara’da yıllardır beklenen bir çalışma olduğunu belirten Altındağ Belediye Başkanı Asım Balcı, “Kalealtı Sığınağı Mü- zesi için akademisyenler, sanatçı- lar ve birçok farklı kesimin görüş- lerini alacağız. Bu konuda katkısı olabilecek herkesin fikirlerine açığız. Aklımızda birkaç düşünce var ve en doğru olanı hayata ge- çirmek için istişareler yapacağız.

Dünyadaki diğer örnek projeleri de inceliyoruz. Biz bu sığınağın

dünyaca ünlü bir müze olabilme- si ve başkent turizmine yeni bir soluk getirmesi için yola koyulduk.

Şehrimize şimdiden hayırlı olsun”

ifadelerini kullandı.

Savaş zamanı yapıldı

2. Dünya Savaşı döneminde Ankara Kalesi’nin altında inşa edilen sığınak, o dönemin hükü- meti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emniyet içerisinde çalışabilme- si için yapıldı. Savaş yıllarında alınan tedbirler doğrultusunda bin 200 metrekare alana kurulan sığınak, 3 bin 600 kişinin kısa süreli, bin 200 kişinin uzun süreli her türlü ihtiyacı karşılanmak üzere inşa edildi.

Ankara’nın marka olmuş yerleri

Ayşenur Kaya Yalçın

aysenurkayayalcin@gmail.com

Ankara’nın yeni müzesi TARİHİ SIĞINAK oluyor

ANKHABER Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti Ankara, yokluk ve yoksunluk günle- rini geride bırakalı çok oldu. Ankara artık bir sanayi, ticaret, sağlık, eğitim ve üretim kenti konumuna yükseldi.

Başkente ilgi duyanlar, uçağa dünyanın neresinden binerse binsin Ankara’ya inebilsin isteniyor.

Ankara’nın üreten ve satan iş in- sanları, uçağa bindiği zaman dünya- nın her yerine doğrudan uçabilmeyi, gidebilmeyi istiyor.

Bunun için yani ‘direkt’ ya da

‘doğrudan’ uçuşlar için yıllardan beri talepler dile getirilir. Bu talepler en yetkili makamlara kadar ulaştırılır.

Çünkü “Ankara Çağı”nın dinamo- su olan Ankaralı bir iş insanı ülkesine döviz kazandırmak için çıktığı yolda zamanını havaalanlarında kaybet- mek istemiyor.

Bu eksikliğin giderilmesi için çaba gösterenlerin başında Ankara Tica- ret Odası (ATO) geliyor.

Önemli bir ziyaret

Bu amaçla, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Ankara Valisi Vasip Şahin ve ATO Başkan Yardım- cısı Halil İbrahim Yılmaz, göreve yeni getirilen Türk Hava Yolları Yönetim

Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof.

Dr. Ahmet Bolat, THY Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Ekşi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanlığı yanında THY Yö- netim Kurulu Üyesi de olan Şekib Av- dagiç’i ziyaret etti. Aynı zamanda bir

‘hayırlı olsun’ ziyareti olan buluma, Ankara’dan yurt dışına yeni direkt uçuşların başlatılması konusundaki taleplerin iletilmesine vesile oldu.

Değişmez gündem maddesi

İstanbul Yeşilköy’deki THY Genel Müdürlük Binası’nda gerçekleşen zi- yarette konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, göreve geldiklerinden bu yana, Yönetim olarak, Ankara’dan direkt uçuşlar konusunu sıkça dile getir- diklerini ve bunun ‘değişmez gündem

maddeleri’ olduğunu söyledi.

Bunun için çalıştıklarını belirten Baran, Covid-19 salgını öncesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdo- ğan’ın desteğiyle, Türk Hava Yolları ile birlikte yürüttükleri Ankara’dan yurt dışına direkt uçuşlar konusun- daki çalışmalarda önemli aşa- ma kat ettiklerini dile getirdi.

Baran, salgın sürecinde getirilen seyahat sınırlamala- rının yurt dışına direkt uçuşlar konusunu da sekteye uğrattığı- nı söyledi.

Üç ayaklı strateji

Ankara Ticaret Odası olarak çalışmalarını üyelerinin gelişimi, Başkent’in ticaretinin gelişimi ve ülke ekonomisine

destek olmak üzere üç ayaklı stra- teji üzerinde gerçekleştirdiklerini kaydeden Baran, “Kolay ulaşılabilirlik ve direkt uçuşlar ticaretin de turiz- min de gelişmesi açısından olmazsa olmaz. Ankara’dan yurt dışına direkt uçuşlar daha fazla ihracat, daha fazla turist daha fazla döviz geliri, ülkemizin gelişimine daha fazla katkı demek” diye konuştu.

Eko İklim Zirvesi

Baran, Ankara Ticaret Odası öncülüğünde, 30-31 Mart tarihlerinde ATO Congresium'da gerçekleştiri- lecek "EKO İKLİM Ekonomi ve İklim Değişikliği Zirvesi" hakkında da THY heyetine bilgi vererek, heyeti Zirve’ye katılmaya da davet etti.

ATO’nun THY’den talebi:

Ankara’dan direkt uçalım

(5)

17 Şubat 2022 Perşembe Güncel www.ankhaber.com 5

İnternet Medya ve Bilişim Federas- yonu tarafından yürütülen ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün desteklediği “Kültürel Değerlere ve Telif Haklarına Duyarlı Yerel İnternet Haberciliği” projesi kapsamında gerçekleşen “Ankara Buluşması” ile Türkiye’nin 7 bölgesin- den internet haber sitesi ve medya temsilcileri bir araya geldi. İnternet Medya ve Bilişim Federasyonu Başkanı Dr. Süleyman Basa, yaptığı konuşmada internet medyası dünyasındaki hızlı gelişime dikkat çekti. Basa, sektörün sorunları konusunda bilgi verdi.

Memleket meselesi içerik

İnternet medyası artık geleneksel medyanın önüne geçmektedir. Bu kap- samda bir an önce basın kartı dahil pek çok hakları içeren İnternet Yasası yasalaşmalıdır. Çocuklarımız ve Genç- lerimiz 7 saatini internette geçiriyor, maalesef bu süre içiresinde daha çok farklı kültürel, sosyal yayınlar içeren yabancı içerikle karşı karşıya kalmak- tadır. Mutlaka yerli içerik üretmeliyiz.

100.000 yerli içerik üretebilecek gemç yetiştirmeliyiz. İnternet medyası da özgün haberlerle bu içeriğe hizmet ederek büyük hizmet görmektedir, bu sebeple dahi desteklenmesi büyük önem kazanmaktadır.

MGK ziyareti ile başladı

İMEF Yüksek istişare kurulu baş- kanı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu ziyaret ile başlayan Ankara Buluşma- sı’nda İMEF Genel Başkanı İnternet Medyası’na destekleri için teşekkürle- rini sundu.

Duatepe’de toplantı

Ankara Ticaret Odası DuatepeSa- lonu’nunda gerçekleşen toplantıda internet haberciğinin geleceği masaya yatırılırken, basın karttı hakkında standartların belirlenmesine birçok-

konu ele alındı. Toplantıya katılan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zakir Avşar, Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, RTÜK Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu internet medyasının önemine ilişkin açıklamalarda bulunurken, Türk İn- ternet Medya Birliği’nin kurulması için desteklerini belirtti.

İnternet yasası yakında

Türkiye’nin dört bir yanından internet habercilerinin katıldığı buluş- mada, internet habercilerinin basın kartına kavuşması, kamu ilanlarından pay, meslek tanımlarının oluşması ve standartlarının belirlenmesi gibi konularda çalışma yapılarak Türk

İnternet Medya Birliği’nin kuruluş sü- reci ele alındı. RTÜK Başkan Yardım- cısı İbrahim USLU, internet yasası çok kısa sürede TBMM’ye gönderilecek.

Kültür haberciliği önemli

Ankara Buluşması’na katılımcılar arasında Telif Hakları Genel Müdür- lüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı uzmanları yer alırken, internet habercilerinin mağduriyet yaşadığı alanlardan olan telif hakları ile kültür haberciliği konusunda içerik geliştir- me ele alındı.

Türk İnternet Medya Birliği

ATO’daki toplantı sonrası akşam yemeğinde 7 bölgeden gelen gaze- teciler ve Ankara’daki deneyimli gazetecilerle birlikte deneyim payla- şımı yapıldı. Toplantıda Türk İnternet

Medyası’nın kurulması sürecine dair süreci ele alındı.Resmi birlik olmak için atılması gereken adımlar ve birçok konunun ele alındığı toplan- tıya Ankara İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hayrettin İpekoğlu’da katılım sağladı.

EKO İklim’de yer alacak

Ankara Ticaret Odası tarafından düzenlenecek olan Türkiyenin alanın- da en kapsamlı zirvelerden biri olacak EKO İKLİM Zirvesi’nde 81 ilden medya mensuplarının fiilen, 700 habercinin online katılacağı uzman gazeteciler ve akademisyenlerin konuşmacın olacağı Küresel İklim Krizinde Medya Farkındalığı Çalıştayı için Ankara’da buluşma kararı alındı.

Türkiye bir kış ülkesi değil. Kış mevsimini yaşayan bir ülke. Kanada, Norveç, Finlandiya, İsveç, İsviçre, İzlanda, İrlanda, Rusya ve ABD’nin yanında kış ve kardan yana şanssız sayılır. Türkiye bir Alaska, bir Sibirya bir Yakutstk da değil.

Türkiye yağış yönünden yoksul ül- keler arasında. Hem su fakiriyiz hem az yağış alan topraklara sahibiz.

Dört mevsimi yaşayan ülkelerden biriyiz. Ne kış ülkelerinin günlerce yağan karını ve ayazını biliriz ne de yağışı hiç bitmeyen ülkelerin yağmur ve fırtınalarını…

Buna rağmen bahar yağışların- da sel, kara kışta sorunlar yaşarız.

Meteorolojik veriler neredeyse tah- minlerinde yüzde yüze yakın sonuç elde etse de ülke olarak hep sürprizle karşılaşırız. Bu topraklara mevsimler ansızın gelir (!) Kara kışta kar ansızın bastırır (!) Sıcak hava dalgası yaz gün- lerini bulur (!) Yağmur yağar, hayat felç olur, kar yağar felaketimiz olur. Bir kurak ülke yağışlara sevinmek yerine şikayet dilini kullanır.

Yağışlara rahmet diyen bir mede- niyetin çocukları, Allah’ın en büyük nimeti olan yağmur ve kardan adeta korkar oldu. Bu kış mevsimi de kar yüzünden ülke hem büyük sorunlar yaşadı hem ikiye bölündü.

Bu yıl kar piyangosunun ilk talihli- leri Gaziantep ve İstanbul oldu. Büyük ikramiye ise Isparta’ya çıktı. Gül diyarı

Isparta üç gün elektriksiz kaldı. Daha etkili olaca- ğına inananlar gibi ifade edersek 380 bin nüfuslu bir şehir 82 saat elektrik alamadı. Kara kışın uzun gecelerinde karanlıkta

kalmak kadar büyük ceza olur mu?

Bir şehrin kara kışta elektrik- siz kalması ne demek? Üstelik bir başına bırakılmaları ne demek?

Çaresiz, yalnız ve perişan bir şehir…

Donmuş, kırılmış, incinmiş binlerce vatandaş… Bundan daha kara gün olur mu? Yetkililer bu kara günde vatandaşın yanında değildi. Ya muhalefet?

Halkın uğradığı zarar ne kadar?

Çöpe giden yiyecekler, soğuktan has- talanan bireyler, iş yapamayan esnaf, sanayici… Ruh sağlıkları bozulanlar…

Bir gece elektrik sigortalarını gevşe- tin, kaloriferlerinizi kapatın ve öylece sabahlayın. Ne hissedersiniz?

İktidarın ihmali ve sorumluluğu büyük. Isparta’nın zararlarının tazmi- nini sağlayacak olan elbette iktidar.

Ama görüyoruz ki, elektrik faturala- rının bir ay gecikmeli gönderileceğini bir müjde gibi takdim eden bakan ve iktidar yandaşları var.

Muhalefetin hiç mi sorumluluğu yok? Öylece elini kolunu bağlayıp oturmaları mı gerekir? Muhalefet, elin eşeğini türkü çağırarak arayanlar gibi mi olmak zorundadır?

Söz ayrı, eylem ayrı.

Eylemi bilmeyen muha- lefet iktidara nasıl talip olabilir? Çok mu zor, Is- parta’ya bir grup avukat göndermek?

Muhalefet, elektrik şirketlerine karşı halkın hakkını savu- namaz mı? Isparta’yı mahalle mahalle, belde belde dolaşıp vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi için top- yekün tazminat davası açılması için bir engel mi var? Muhalefet bu işin öncülüğünü yapmaktan niye kaçınır?

Muhalefet sözcülerinin tv ekranla- rında açıklamalarını duydukça “El elin eşeğini türkü çağırarak arar” atasözü aklıma geliyor. Bırakın eşeği arar numaralarını ve türkü çağırmayı. Bir kıpırdayın, bir adım atın.

Hangi muhalefet partisi Isparta’ya heyet gönderdi? Hangi milletvekilleri Isparta’da yaşananları vatandaştan dinledi? Hangi muhalefet partisi hangi illerde elektrik altyapısının ne durum- da olduğunun araştırmasını yaptırdı?

Elinde veri olmayan, halkın enerji sorunu konusunda hazırlık yapmayan bir muhalefet iktidar olunca bu işlerin altından kalkabileceğine bizi nasıl inandırabilir?

Bir aylık sürede gördük ki, iktidar doğalgazda ve elektrikte sınıfta kaldı.

Kara kışta doğalgaz, elektrik ve akar- yakıta yapılan fahiş zamlarla ümüğü- müzü sıktı.

Muhalefet ise Isparta’da iktidarla kartopu oynamayı tercih etti. Kar- dan adam yapmayı bile beceremedi.

İktidar giderse, bu gidişte muhalefe- tin etkisi olmayacaktır. İktidar, yapıp ettiklerinden veya yapamadıklarından dolayı kaybedecektir.

Muhalefet, iktidar olmayı görürse, önerileriyle ve halka güven vererek değil, koşulların sonucu iktidara ge- lecektir. Bülent Ecevit’in lideri olduğu DSP’nin iktidar olması gibi. Zoraki iktidarlar, hizmet üretemezler, halkın gönlünde kendilerine yer bulamazlar.

Millet İttifakı’nın geleceğinin, Ecevit’in koalisyonlu hükümetlerine benzeye- ceğinden endişe ediyorum.

Yazının başlığı bir şarkının söz- leridir. İbrahim Taşdemir’in eserini TRT’nin şeflerinden Suat Yıldırım bestelemiştir. Hicaz eseri TRT’nin klasiği Akşam Sefası’nın yıldızlarından Çiğdem Gürdal veya Ayşe Ekiz’den dinlemenizi öneririm.

Isparta bana şairlerin hası Ahmet Erhan’ın Gülşiir’ini hatırlatır.

Bütün sözcüklere adını ekleyeceğim Güldeniz, Gülekmek, Gülyağmur, Gülşarap, Gülaşk, Gülşiir, Gülahmet, Gülerhan

Ey gül yaşamım, yitip giden düşlerim!

Gülşehir Isparta’ya büyük geçmiş olsun. Diğer illerin başına da böyle bir felaket gelmesin.

Alt yüklenici (taşeron)

seçimindeki kriterleriniz nelerdir?

Bu haftaki yazımızın konusunu en keyif alarak yaptığım işlerden olan inşaat hukuku oluşturacak.

Ulusal ve uluslararası projelerde, küçük, orta veya büyük çaplı işlerin ortak noktası nedir? Şüphesiz ki ortak noktayı 1’e indirgemek olanaksız.

Fakat en önemli ortak noktalardan birinin alt yüklenici, sizlerin daha aşina olduğu tabir ile “taşeron” seçimi olduğunu söylersek yanılmış olmayız.

Alt yüklenicilik kavramı Türk Borçlar Kanunu m.471/3’te şahsen ifanın istisnası şeklinde ve eser sözleşmesi başlığı altında kendine yer edinmiştir.

Mevzuattaki yerinden kısaca bahsettikten sonra gelin alt yüklenici seçiminde öncelik sırası ne şekilde tespit edilmiş bir bakalım.

Konu ile ilgili yapılan bir araştırma ile Türk Müteahhitler Birliği üyesi olan 96 inşaat firmasına derinlemesine bir anket uygulanarak inşaat şirketlerinin alt yüklenici seçimindeki kriterleri önem sırasına göre listelenmiştir. Buna göre: alt yüklenicinin önceki deneyimi ilk sıranın sahibi olup; ikinci sırayı alt yüklenicinin önceki performansları alıyor. Takiben resmi ilişkiler önem sırasında üçüncü sırada yer alıyor.

Alt yüklenici olacak şirketin finansal gücünün önemi ise resmi ilişkilerden sonra gelmekte. Bu açıkçası biraz düşündürücü. Ardından sırayla şirketin iş gücü, güvenlik tedbirleri, şirketin itibarı, dava geçmişi, kişisel ilişkiler ve son olarak şirket merkezlerinin konumu şeklinde sıralama sonlanıyor.

Sizin alt yüklenici seçimindeki kriterleriniz nelerdir? Eğer farklı bir düşünceye sahipseniz bana iletmekten lütfen çekinmeyin.

Aydınlanmak istediğiniz tüm konuları tarafıma iletirseniz, bir sonraki hafta için talepleriniz doğrultusunda bir yazı kaleme alabilirim.

Sağlıkla ve sevdiklerinizle kalın.

Ulubeyli S.,Kazaz A., Arslan V., Decision Criteria for Subcontractor Selection in International Construction Projects, https://dergipark.org.tr/tr/

download/article-file/369819.

Gözde Güzin Erol KILINÇER

AVUKAT

Yandım Eyvah, Yandım Eyvah

Ahmet Tek

ahmetalitek@gmail.com

Medya birleşirse Türkiye güçlenir

Telif Hakları Genel Müdürlü- ğü destekleri ile gerçekleştirilen

“ Ankara Buluşması “nın açılış konuşmasını gerçekleştiren İMEF Genel Başkanı Dr. Süleyman Basa

“ Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın destekleri ile 7 bölgede 525 inter- net sitesinin katılımı ile 21 saat eğitim gerçekleştirdik. Eğitim- leri tamamlayan internet haber sitelerine “telif haklarına duyarlı kültür habercisi “ katılım serti- fikalarını taktim ettik. Projemiz 1000’in üzerinde internet sitesin- de etkileşim alarak internet site- lerinde yer aldı. Proje kapsamında yer alan sitelerimizle birlikte Türk İnternet Medya Birliğini kurarak internet habercilerinin haklarına kavuşmaları için çalışmalarımı- za proje bazlı devam edeceğiz.

Katılımcı tüm medya mensupla- rına teşekkür ediyorum “ diyerek değerlendirmelerde bulundu.

Dr. Süleyman Basa:

Önemli bir fırsat

Akyurt Belediyesi, ilçede yaşayan ve üniversite öğrencisi olan gençleri bir araya getirerek güzel bir kış etkinli- ği gerçekleştirdi.

30 öğrenci ile gerçekleştirilen bu ilk etkinlikte gençler, Akyurt Belediyesi tarafından yapılan organizasyonla Ankara Elmadağ Kayak Merkezi’nde renkli bir gün yaşadı.

Akyurt Belediyesi’ne ait Ankara Evi’nde simit ve çay ikramıyla başlayan etkinlik, otobüsle ulaşılan Elmadağ Kayak Merkezi’nde devam etti. Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık da gençleri yalnız bırakmadı.

Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık, etkinlik için şu değerlendirmeyi yaptı:

“Üniversiteli arkadaşlarımızla bugün Elmadağ’a kayak yapmaya geldik.

Gençlerimize sesleniyorum. Bu güzel etkinliklerimizden haberdar olmak için Belediyemizin WhatsApp hattına mesaj atabilirler. Bununla sınırlı kalmaya- cağız. Farklı etkinliklerle gençlerimizi buluşturacağız. Bugün bizimle burada bulunan ve eğlencemize ortak olan tüm gençlere teşekkür ediyorum.”

Başkan Ayık gençlerle

kayak yaptı

Akyurt Belediye Başkanı Hilal Ayık

(6)

Dursun ERKILIÇ’ın yazısı internet sitemizde / ankhaber.com

17 Şubat 2022 Perşembe Güncel

6 www.ankhaber.com

Önceki haftaki sayımızda manşete taşıdığımız, “Bir kalkınma ve bereket modeli olarak / Dahilik, sahilik velhasıl: Ahilik” başlıklı haberimiz, Ankara sevdalıları ve Ahi gönüllüler tarafından beğeniyle karşılandı. Bu isimlerin başında gelen Ankara Kent Konseyi Kale Çalışmaları Meclis Başkanı ve özbeöz Ankaralı Şevket Bülend Yahnici, ANKHABER’e teşekkür ettiği şu mesajını ulaştırdı...

Son sayıda (3 Şubat 2022 Perşembe) Ahilik konusunu işlemişsiniz... Çok da isabetli olmuş. Biz Ankaralılar için Ahilik, Anadolu coğrafyasında veya dışındaki uygulamalarından bir başka önem ve anlam ifade ediyor.

Ahilik, sosyal, kültürel, ticari hayata dair kurallar koyan; bu kurallar çerçevesindeki düzenlemeleriyle adeta toplumun bütününü içine alarak şehir yönetimlerinde söz sahibi olan bir müessese haline gelmiş...

Ankara Ahiliğinin ise bir başka ve önemli özelliği, yarım asrı aşan bir belirsizlik döneminde (Ankara Osmanlı yönetimine girmeden önceki bir dönemde) bu Şehirde görülen BAĞIMSIZ BİR AHİ YÖNETİMİ devresinin yaşanmış olmasıdır. Biz Ankaralılar bu tarz bir yönetim döneminin çok önemli olduğuna ve bunun mutlaka araştırılması gerekli bir konu teşkil ettiğine inanıyoruz.

Geçtiğimiz senelerde ATO adına bu konuda düzenlenen bir sempozyum çalışmasında Ankara Ahiliği konusu görüşüldü ve bu konuşmalar ATO’ca kitaplaştırıldı. (Bir kısmı protokol, bir kısmı tebliğci konuşmacılar şu isimlerden oluşuyordu: Sıddık Çalık, Refik Turan, Yusuf Ekinci, Şevket B. Yahnici, Vasip Şahin, Bendevi Palandöken, Gürsel Baran...)

Yine ATO öncülüğünde

danışmanlığını yaptığımız Cıkrıkçılar Yokuşu belgeselinde Ahilik geleneği anlatıldı.

ATO, ANKARA AHİLİĞİ konusunu ikinci bir sempozyumda ele aldı. Bu sempozyumda da çok kıymetli tebliğler sunuldu. (Kazım Ceylan, Seyfettin Erşahin, İbrahim Ethem Arıoğlu, Şevket B. Yahnici ve yine protokol konuşmalarıyla…)

İnşallah yakın zamanda bu kitap da ATO tarafından bastırılacak.

NEVZAT CEYLAN: İLK

Başkent Ankara Meclisi Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan: Anka- ra’yı, seçimle gelen Ahi cumhurbaşkanları 1292 ve 1362 yılları arasında yönetmişlerdir.

Ankara Ahi Cumhuriyeti, dünya tarihinde kurulan ilk demokratik cumhuriyettir.

YAHNİCİ VE ARIKAN

Ankara Kent Konseyi Ankara Kalesi Çalış- maları Meclisi ve Yürütme Kurulu Sözcüsü Şevket Bülend Yahnici: Ahi devleti dünyadaki ilk cumhuriyet ve ilk demokrasidir… Sanem Arıkan: Şevket Bülend Yahnici’nin belgesel için anlattıkları bizleri çok etkiledi…

Türklerin dünyaya armağanı olan ‘Ahilik’ sistemini oluşturan Ahiler, Türk milletinin üzerinde kara bulutlar dolaşırken harekete geçti ve bir güneş gibi doğdu

AHİ YURDU

devlet kurdu

Ankara’da ilk cumhuriyet,

ilk demokrasi

Yahnici’den teşekkür

Ha, zaten yoksulduk, değilmişiz gibi davranı- yorduk!

Gelişmekteyiz, gelişiyoruz mavralarıyla avutulduk; ancak artık pa- buç pahalı ve yalınayak, başıkabak günlerimiz başladı…

Bir ülke geri kalmış bir ülke ise, yalnızca yoksulları geri kalmış ol- maz; varsılları da geri kalmıştır; en azından yoksulluğun artmasında-do- laylı ya da dolaysız-etkileri vardır…

Gerilik sızıcıdır, bütün alanlara; üniver- sitelerden endüstriye, iş yaşamından özel yaşama kolayca yayılabilir. Üretim de- nildiğinde, laf söz üretimi dışında hiçbir yeteneği olmayanlara kurtarıcı gözüyle bakmak, bugün ve gelecekte yaşanacak olan sorunların en önemli bileşenlerinden biridir. Gerilik bir haslet, gericilik, bir is- tikamet olarak benimsenmişse, eldekileri de yitirmek kaçınılmaz olacaktır.

İlgisiz ve bilgisizlikten yararlanarak, göz boyamak, kötülemek, saldırmak, gerçeği eğip bükmek, olumsuzlukları yok saymak, insani değerleri ters yüz etmek, ayırmak, ayrıştırmak, bilime, kültüre, sa- nata sırt çevirmek ivme kazanır; cehalet palazlanır. Uygarlıktan kopuş, çağdaşlığa karşı koyuş kurumsallaşır.

Yaşanan diğer olumsuzluklar da ek- lenince, sorunlar çözümsüzlük sınırına ulaşır.

Bu yaşananların arka planına bakıldı- ğında; kutsallığı, inancı, her türlü insani değeri, kendi kişisel çıkarları için kullan- mayı hak belleyen ve öğretilmiş cehaletle güdümlenen açgözlü bir kitle görürsü- nüz. O kadar çoğalırlar ki demokrasiyi yalnızca sandıktan ibaret sanan toplum- larda, muktedir de olurlar. Amaçları iyi giden ne varsa kötüleyip yıkmak ve bu enkazdan en fazla karla çıkmaktır. Olan yine yoksullaştırdıkları halka olacaktır.

Deneyerek öğrenilmiştir ki cehale- te maruz bırakılan toplumlar, iç ve dış sömürgenlerden kurtulamazlar…

Yoksul- laşıyoruz!

Mirati Madak

Devrim Çiçek, zorla kaçırılarak evlendiği eşinden 18 yıl şiddet gördü. Boşandıktan sonra evliliği boyunca

yaşadıklarını ''Çalınan, Elimden Alınan Hayatım'' kitabını yazdı.

Kadına şiddet haberlerinin çok arttığı günümüzde Devrim Çiçek ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sevgili Devrim Çiçek şiddet gören bir kadın olarak neler yaşadınız?

Ben 1978 Tunceli'nin Nazimiye İlçesi Aşağı Doluca Köyü

doğumluyum. Çocukluğum iyi geçti.

Doğunun zor şartlarında büyüdüm ama şiddetsiz bir yaşamım oldu.

21 yaşına gelene dek. 9 Nisan doğum günümde köylümüz olan biri tarafından önce istediler babam vermeyince zorla, 1.5 saat yerlerde sürüklenerek kaçırıldım. Benim kefenim olan, 7 gelinin giydiği bir gelinlik giydirilerek halaylar arasında evlendim. Ardından şiddet başladı. Ailesini de hiç dinlemedi, devamlı şiddet görüyordum. 1.5 yıllık evliyken baba evine dönmeye karar verdim. Ben kaçarken arkamdan beni yakalamak için bir sürü insan koşuyordu. Baba evime ulaşmak için 1.5 saatlik yol kat etmem gerekiyordu.

Önümde koca bir dağ vardı, aşıp mezraya ulaşabilecektim. Çalılıkların ardına saklandım.. Bir hışırtı

duyduğum zaman boncuk gözleriyle bana bakan bir yılan karşımdaydı.

Herhalde dondum, gerisini

hatırlamıyorum. Kendime geldiğim zaman sabah olmuştu. Baba evine patlıcan moru bir vücutla sığındım ama bebek beklediğim anlaşılınca, doğu adetlerine göre 'kız çocuğu baba evinde doğum yapamaz' denilerek geri gönderildim. Kaçmayı 6 kez denedim her seferinde ailem tarafından yeniden

gönderildim. 3 çocuğum oldu. Neden dünyaya 3 çocuk getirdin? diye sorulabilir..

Maalesef buna da mecburdum.

Boşanma süreciniz nasıl başladı?

Yeter dediğim nokta gelmişti. Her gün ölüyorum diye düşününce, ölümden korkmuyorsunuz.

3 yıl boşanma davam sürdü. 2018 yılında kaçırıldığım gün olan 9 Nisan günü boşanmam gerçekleşti. Ayrılsam da sancılı günler yaşadım. Ekonomik özgürlüğüm olmadığı halde bu yola çıktım. Hâlâ da öldürülebilirim, korkmuyorum, ben direnmeyi seçtim.

Her gece defalarca bıçaklanan bir oda kapısı bana anı kaldı. O kapıyı saklıyorum.

Kitap yazmak ne zaman aklınıza geldi, kadınlara nasıl bir mesaj verirsiniz?

Boşanmanın ardından,

yaşadıklarımı not etmeye başladım.

Karanlık geçmişimi anlattım. Bu ufak notları, sesimi duyurmak için kitap haline getirmek istedim. Bu kitap benim şiddetim, benim hikayem değil, kadınlar sesimi duysun diye yazdım. Ben ölümü göze aldığım için korkmadım. Kadınlar, korkmazlarsa dik durabilirler. Korkmayın diyorum. Çoğu kadın yaşadıklarını dile getirmiyor. Bizi kurtarır zannettiğimiz, polis eşlerinin bile şiddete maruz kaldığını biliyorum.

Aslında şiddetin doğusu batısı da yok.

Tüm kadınlara sesleniyorum; Bazen hayat bittiği sandığımız yerde başlar.

Bu kitap tüm acı çeken kadınlara armağanım olsun.

Sevgili Devrim, acı anılarını tüm samimiyetinle benimle paylaştığın için çok teşekkür ederim. Bir gün bu acıların bitmesi dileğiyle.

Kadınlarımız ölmesin...

Değerli hemşeh- rimiz, An- kara’nın Mamak Beledi- yesi’nde yönetici olarak başarıyla görev yapan, sivil toplum hareketleri içinde fedakarca çalışan, Şair-Yazar Ali Bozdağ, geçirdiği kalp krizi sonu- cu hayatını kaybetmesinin ardından sevenleri tarafından her fırsatta anılıyor.

Bu çerçevede, Ali Bozdağ’ın yeni yayımlanan “Ayazda- ki Düşler” kitabı için imza etkinliği tertip edilmiştir. Etkinli- ğin önemli özelliği, kitabın, Ali Bozdağ’ın üniversitede okuyan kızları Özgenur ve Zehra- nur Bozdağ tarafından imzalana- cak olması. Ayrıca imza etkinliği öncesinde konferans salonunda Ali Bozdağ için bir anma toplantı-

sı yapılacak. Etkinliğe Ali Bozdağ’ı tanıyan, seven tüm dostları, ya- kınları, arkadaşları davetlidir.

Etkinlik adresi

Program gerçekleştirileceği yerin adresi şöyle:

BİLİMSEL KOLEJ

Demirlibahçe Mah. Plevne Cad- desi No: 44 Mamak / Ankara

(Ankara Hastanesinden Siteler yönüne giderken Aktaş kavşağını geçtikten sonra sağdadır)

Devrim Çiçek 18 yıl

gördüğü şiddeti yazdı

KumruluSema

Ekonomik özgürlüğüm olmadığı halde bu

yola çıktım. Hâlâ da öldürülebilirim, korkmuyorum, ben direnmeyi seçtim. Her gece defalarca bıçaklanan bir oda

kapısı bana anı kaldı.

O kapıyı saklıyorum

Merhum Ali Bozdağ için imza etkinliği

Selma Bora

Ankara Büyükşehir Belediye- si, ANKARAKART kullanımının kent genelinde yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürüyor.

EGO ve Özel Halk Otobüs- lerinin (ÖHO) ardından çevre ilçelerde hizmet veren Özel Toplu Taşıma Araçlarında da ANKARAKART kullanımını her geçen gün artıyor. 14 Şubat 2022 Pazartesi gününden itibaren Kalecik-Ankara hattında hizmet

veren ÖTA’larda da ANKARA- KART kullanılmaya başlandı.

Daha önce Çubuk ve Akyurt ilçelerinde 96 ÖTA’da, Elmadağ ve Kahramankazan’da 47, Sirkeli ve Lalahan’da 28, Hasanoğlan ve Oyaca hattında 24 ÖTA’da ANKA- RAKART aktif olarak kullanılır- ken, EGO Genel Müdürlüğü’nden yapılan duyuru ile Kalecik’te hizmet veren 12 ÖTA da ANKA- RAKART uygulamasına geçti.

ANKARAKART kullanımı

Kalecik’te de başladı

Referanslar

Benzer Belgeler

• Yoğurma kabında 20-30 dakika bekletilen hamurlar istenilen büyüklükte kesilerek elle veya makine ile yuvarlak şekil verilir. • Daha sonra fermentasyon kabinine gelir

Sabah 9 ekmek yedim, akşam 9 ekmek yedim, yine doymadım. Ben ondan 7 yaş büyüğüm.. 7 18.)A. Yukarıdaki ilk yuvarlaya 18 yazarsak, son yuvarlağa yazılan sayıda kaç onluk ve

kuru ekmekler gibi çocukların teni tanımını yitirsin serçedeki biçim. Ekmek

Odamız, meslektaşlarımızın araştırma makalelerini Jeoloji Mühendisliği Dergisi ve Türkiye Jeoloji Bülten’i gibi süreli yayınlarıyla meslek camiamıza

kullanılan katkı maddeleri, 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğinde yer

Uygun saklama koşullarında depo ömrü ( 1-2 ) yıldır. a) Aktif kuru maya: Saklanma koşulları daha uygundur. Soğuk zincirin yetersiz olduğu durumlarda kullanılır. Ancak

• Fitik asit, proteinler ve amino asitlerin sindiriminde etkin olan pepsin ve tripsin gibi proteolitik enzimleri inhibe etmektedir. • Fitik asitin ana fosfat grupları

• Ekmeklik buğday ununa içilebilir nitelikte su, tuz, maya (saccharomyces cerevisiae), gerektiğinde "türk gıda kodeksi yönetmeliği"nde izin verilen katkı