"rin
c*.
«2 o â
m*r-f- (<!<??
PARÎS’DE
PİERRE LOTİ (1850- 1923)
Neveser Aksoy E R E L / ■ - » Paris Sİ Ocak 1983NlN DESEN SERGİSİ
Türk dostu olarak tanınan ünlü fransız yazar Pierre Loti'- nin, Paris denizcilik müzesinde ki yüzdeséninden oluşon sergi si, gizli kalmış desinatörlük ki şiliğinin tanıtılmasını amaçlı yordu. Lotı’nin geçmişte çeşitli dergilerde ve bültenlerde za man zaman yayınlanmış olan desenlerinin ",ilk defa olarak toplu bir şekilde sergilenmesi, onun yazarlığının yanısıra desi natör olarak ta yetenekli oldu ğunu kanıtladı.
Gerçek adı Julien Viaud o- Icn yazarın sergisinin denizcilik müzesinde yer alması, ası! mes leğinin deniz subayı olmasından ileri geliyor. Ancak P. Loti’nin desenlerini .genellikle çok iyi desen çizen diğer deniz subay larının desenlerinden ayıran eo önemli özellik, artistik bir karak tere ve duyarlılığa sahip olma- tan.
Yazar bu yeteneğini küçük yaşta ressam ablası Marie Bon Viaud’dan mesleğin temel bilgi lerini alarak geliştiriyor. Ablası ana aynı zamanda' günlük ya
tan bu sonuçlarda grinin zengin mü- ansları da dikkati çekiyor. Yapıtlarının hepsi dengeli ve verilmek istenen tek şey etrafında.
Onur Turunç, sürekli olarak eşiyle
birlikte çalıştığı halde kendi bicemini
kendi yaratmış. Bir çok ressam çiftler
de ne de olsa bir yaklaşım görülür.
Turunçlarda bu yok.
Bu sergiye türlü nedenlerle katıla
mamış üyeleri de sıralayalım: Bunlar
ühap Hulusi Görey, Malik Aksel, Nu- man Pura, Kazım Ansan Bedia Taran, Işıl özışrk ve Turan Enginoğlu'durtar.
şantısım da notlar hclinde tut ama zevkini aşılıyor.
Kendisinden büyük erkek kardeşi denizci ’ doktor Gusta- ve’ın uzak ülkelere gezilerinden ilginç anılar ve objelerle gelişle ri. J. Viaud'u daha küçük ycşîay- kert etkiliyor. Erkek kardeşinin ölmesi ve babasının işini kaybet mesi üzerine, mali durumu bozu lan ailesine maddi yönden yar dım edebilmek için o sıra deniz cilik okuluna giren Pierre Loti, gezi izlenimlerini desenlerle süsleyerek dergilere yolluyor. 1850 doğumlu olan yazarın 1870 - 1§20 yılları arasında yap tığı desenleri “ Illustration ve “ Le monde illustré" dergilerinde yayınlanıyor.
Loti’nin kalemini büyük us talıkla kullanmayı bildiği siyah - beyaz desenlerinde ,kimi yerleri
en ufak detay na varıncaya ka- dGr büyük bir titizlikle çalışma sının yanısıra, kimi yerleride de seni monotonluktan kurtarmak için serbest dokuda bırakmcsı, onlara ayrı bir güzellik veriyor. Yansıttığı doğanın dokusunu, atmosferini, vaiörierini renk kul lanmaya gerek duymadan büyük bir ustalıkla verebildiği bu de senlere bakıldığında, yazarın ne denli artistik bir duygulanma ve gözle çevresini incelediği ve algıladığı görülüyor. Havai adasında çizdiği küçük boyutlu bir desende bile, doğanın muhte- şemliği, vahşiliği hissedîîebiii- nirken, Senegal’de yaptığı ku rumuş dGİlı çıptak bcabap ağaç larından oluşan peyzajda vurgu lanan çölün ıssızlığı ve mono tonluğu insanı duygulandırı yor.
Önceleri zevk i;in, bozan da zorunluluktan desen çizen J. Viaud, edebi yönden şöhrete u- laştığında ise bu yeteneğini ge ri plana atıyor.
Pierre Loti Türkiye’ye ilk seyahatini 1875-1877 yıllarında yapıyor. Gerçek yazarlık döne mi ise İstanbul’daki Çerkez kızı Hatice ile olan aşkını roman ha line getirerek "Aziyade” başlığı altında ve imzasız olarak 1879 da yayınlatmasıyla başlıyor. İ- kinci romanı ’’Loti'nin düğünü" baş!ığındaki"Lo ti” adı kendisine 1870 yılındaki görev gezisi sıra sında tahitiİi kızlar tarafından takılan J. Viaud, daha sonraki bütün romanfannda" Pierre Loti" takma adını kullanıyor.'
1883’te "Erkek kardeşim Yves" romanının başarısıyla Goncourt Akademisine seçilen Loti, 1891’de yayınlanan diğer
romanlarından dolayı Fransa A- kademisine seçildiğinde en genç akademi üyesi unvanını da ka zanıyor.
1903 -19C5 yılları arasında Fransa büyükelçiliğinin İsîanbul- daki karakolgemisi "Vautour"u kumanda ettiği sırada, Türkiye' ye en son ziyaretini yapan Loti' nin, türk haremindeki yaşamını anlatan ’’Les Désenchantées" (Düş kırıklığına uğrayanlar) ro manı da 1906 da yayınlanıyor.
Kırk iki yıllık denizcilik gö revi sırasında birçok ülke gezen Loti’nin sergide. Kanarya ada ları, Brezilya, Senegal, Paskalya adaları, Uzakdoğu. Güney Afri ka, Patagonya, Kuzey Amerika ve Türkiye’de yaptığı çoğunluğu portre ve peyzajdan oluşan de senleri yer alıyor.
İstanbul’da yaptığı desen lerini diğer desenlerinden ayıran
en önemli özellikte üzerlerinde açıklayıcı notların bulunması.
Örneğin 7 Eylül 1876 tarih li, II. Abdülhcmit onuruna Eyüb camiinde düzenlenen tören gü nünü yansıtan deseninde, tören saati ve Sultanın girdiği kapıya varabilmek için geçilmesi gere ken iç avlunun hıristiyanlara yasak olduğu notu'da belirtil mişti.
Yazarın 27 Şubat 1877’de İstanbul'daki ay tutulmasını gösteren deseni, 17 Mart 1877 de "Le Mende illustré" dergisin de M. Vierge’nin kaleminden ve bazı ufak değişiklik’ere uğraya rak yayınlanmış. "Le monde il lustré" dergisinde "muhabiri miz Julien Viaud’un krokisine göre M. "Vierge'in deseni" no tuyla yaıynlanan bu resimler daha henüz yazar o'arak üne ka vuşmamış olan P. Loti'nin aile sine maddi yönden yardımcı ol mak için gönderildiğini ispatlı yor.
İstanbul da geçirdiği yıllar şüphesiz ki Loti üzerinde büyük etkiler bırakmış. Yaşantımızla, gelenek ve göreneklerimizle, sa natımızla yakından ilgilenen ya zarın Rochefort’da müze haline getirilen evinin bir salonu, Tür kiye'den estirdiği eşyalar ve ob jelerle dolu. Ayrıca evinin bir başka salonunu da Türkiye’den getirdiği malzeme'erle özüne uy gun bir cami mekânı olarak dü zenlemiş.
Gönül istiyor ki Eyüb sırt larında sık sık g’tt'ği kahvenin kendi adıyla anılmasını sağlayan P erre Lotî’n'n bu seroisi (16 A- ralık 1982-13 Şubat 1983), o çok sevd'âi şehirde, yani stanbul’- da da açılsın. Hiç şüphesiz biz türklerden çok etkilenen P .Loti bu sefer desenleriyle bizleri et kileyecek.
13
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T ah a T o ros Arşivi