OKU TEFEKKÜR ET TEFEKKÜR ET OKU
OTTO 166
© MAK GRUP MEDYA PRO. REK. YAY. A.Ş.
OSMANLI EDEBİYATI 02 Osmanlı Edebiyatının 200'ü
Üzeyir Aslan - Hakan Taş - Ömer Zülfe Editör: Ömer Zülfe
Son Okuma: Mehmet Aknar
Redaksiyon: MAK Grup Redaksiyon Ekibi Grafik Tasarım ve Uygulama: TAVOOS
Baskı: Olivin Ofset Basım Yenimahalle/Ankara 1. Baskı: Ekim 2018
ISBN 978-605-2300-87-9 Sertifika No: 33205
İletişim Adresleri
Cinnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4 06690 Çankaya Ankara tel.-faks: 0312. 439 01 69 www.ottoyayin.com otto@ottoyayin.com facebook.com/otto.yayinlari twitter.com/ottoyayin
OSMANLI EDEBİYATININ
Üzeyir Aslan
Hakan Taş
Ömer Zülfe
Bu kitapta,
Üzeyir Aslan; Altın, Ankâ, Ar‘ar, Aristotales, Aslan, Bayrâm, Bel, Belâgat, Beyân, Cân, Cemşîd, Cülûsiyye, Dahhâk, Dîvâne, Dünyâ, Efrâsyâb, Elest, Fakr, Fetihnâme, Fitne, Gendüm, Göñül, Gül, Güvercin, Hece, Hırsız, Hızır, Hümâ, Hüsrev, Îdiyye, İntâk, İrsâl-i Mesel, İskender, Kafi- ye, Kârûn, Lâle, Lügaz, Mahlas, Meânî, Mevlit, Meyve, Mısır, Muammâ, Muvaşşah, Mübâlağa, Mülemmâ, Nasîhatnâme, Nazîre, Ney, Nokta, Perî, Redif, Revi, Rüstem, Selh, Şâne, Şâhit, Şeytân, Şiir, Tabip, Tâtâr, Tetebbu’, Tezad, Tûbâ, Yüz, Zerrîn-Kadeh, Züleyhâ maddelerini;
Hakan Taş; Âb-ı Hayât, Abdâl, Alın, Ases, Ay Tutulması, Bahar, Beyt, Came, Cebrail, Cem-Tefrik-Taksim, Cennet, Cinas, Çerağ, Dağ, Dört Unsur, Ejder, Esrar, Firavun, Garabet, Gazel, Genc, Güneş, Güneş Tu- tulması, Haşv, Hindû, İbrahim, İktibas, İltifat, İrem, İsfahan, İstiare, İş- tikak, Kıta, Kıyasa Muhalefet, Kinaye, Kirpik, La’l, Leff ü Neşr, Mecaz, Mirrih, Musa, Müşteri, Nisan, Nuh, Nûşirevân, Peyk, Rücu, Sâkî, Sec’, Sehl-i Mümteni, Süleyman, Sürme, Takid, Tariz, Tenafür, Terdid, Teş- bih, Tevriye, Tezkiretü’ş-Şu‘arâ, Utarit, Vasl, Yed-i Beyza, Yusuf, Za‘f-ı Telif, Zihaf, Zühal, Zühre maddelerini;
Ömer Zülfe ise; Ağlamak, Ağyâr, Âhû, Akıl, Akşam, Âşık, Aşk, At, Ayrı- lık, Bedî, Ben, Beraat-ı İstihlal, Câm, Cehennem, Çocuk, Dert, Dîbâce, Feyz, Gamze, Gözyaşı, Habâb, Hat, Hayal, Hayran, Hoten, Hallâc-ı Mansûr, İsa, İlim, İrfan, İstanbul, Kâfir, Kalem, Karınca, Kaş, Kesret, Kı- lıç, Kimya, Kûy, Mâtem, Mazmun, Melâmet, Menekşe, Meyhane, Misk, Mum, Mutrib, Nergis, Ölüm, Pervâne, Peykân, Put, Râz, Rind, Rûm, Sabâ, Saç, Sadef, Sevgili, Sebk-i Hindî, Sihr, Sünbül, Şâhîn, Şevk, Üs- küf, Vuslat, Yılan maddelerini yazmıştır.
ÜZEYİR ASLAN
Samsun’da doğdu (1972). Lisans öğrenimini Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yaptı (1996). Aynı üniversitenin Türki- yat Araştırmaları Enstitüsü’nde “Neş’et Süleyman Efendi (1735-1807):
Terceme-i Şerh-i Dü-Beyt” adlı tezi ile yüksek lisansını (1999) ve “17.
Yüzyıl Türk Klasik Şairlerinden Nehcî Mustafa Dede (1616-1680?), Ha- yatı, Eserleri, Edebî Kişiliği, Tenkitli Metinler: Divan, Tuhfetü’s-Sâlikîn ve Hediyyetü’l-Mütereşşidîn” adlı tezi ile doktorasını tamamladı (2005).
“Ubeydullah Han Şairi Sânî ve Türkçe Dîvânı” adlı çalışması ile doçent (2011), “İvaz Paşa Oğlu Atâyî (öl. 1437) Dîvânı” çalışması ile profesör kadrosuna atandı (2017). Hâlen Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
HAKAN TAŞ
Afyonkarahisar’da doğdu (1973). İlk, orta ve lise eğitimini aynı yerde tamamladı. Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu (1995). Vahyi Divanı ve İncelenmesi adlı teziyle İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalında, doktor unvanını aldı (2004) ardından doçent (2010) ve profesör oldu (2016). Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde görev yaptı (2012-2016). Eski Türk edebiyatı alanında bilimsel kitap, makale ve sem- pozyumlarda sunulmuş bildirileri vardır. Evli ve üç çocuk babasıdır.
ÖMER ZÜLFE
Edirne’de doğdu (1973). İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı.
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu (1995). “Naşid (1749-1791) Dîvân” başlıklı teziyle Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünde yük- sek lisansını (1998), “Yakînî [ö.1568]: Dîvân: Yakînî Tenkitli Metin Tet- kik Dizin” başlıklı teziyle Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünde doktorasını tamamladı (2004). Ardından doçent (2007) ve profesör oldu (2014). Hâlen Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fa- kültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak çalış- maktadır. On Altıncı Yüzyıl Şairi Selîkî ve Şiirleri (2006), Şiirin İzinde Sö- zün Gölgesinde Osmanlı Şiirinden Kelimeler, Kavramlar, Deyimler (2011), Eski Türk Edebiyatı Tarihi (2015) ve Metin Şerhi (2015) yayınlanmış ki- taplarından bazılarıdır.
Önsöz ... 8
Şiir ... 10
Mahlas ... 11
Mazmun ... 12
Beyt ... 13
Gazel ... 14
Kıta ... 16
Hece ... 17
Kafiye ... 18
Redif ... 19
Revi ... 20
Vasl ... 21
Zihaf ... 22
Belâgat ... 24
Takid ... 25
Garabet ... 26
Kıyasa Muhalefet ... 28
Tenafür ... 29
Za‘f-ı Telif ... 31
Haşv ... 32
Meânî ... 34
Beyân ... 34
Bedî ... 35
Mecaz ... 37
Teşbih ... 38
İstiare ... 39
Kinaye ... 40
Tezad ... 41
Rücu ... 42
Cem-Tefrik- Taksim ... 43
Leff ü Neşr ... 45
Mübâlağa ... 46
Tevriye ... 48
Cinas ... 49
İştikak ... 50
Sec‘ ... 52
İktibas ... 53
Mülemmâ ... 55
İrsâl-i Mesel ... 56
İltifat ... 57
İntâk ... 59
Tariz ... 59
Terdid ... 61
Sehl-i Mümteni ... 62
Beraat-ı İstihlal ... 63
Muvaşşah ... 64
Muammâ ... 64
Lügaz ... 66
Dîbâce ... 67
Nazîre ... 69
Tetebbu’ ... 70
Selh ... 72
Mevlit ... 73
Nasîhatnâme .... 74
Cülûsiyye ... 75
Fetihnâme ... 76
Îdiyye ... 77
Tezkiretü’ş- Şu‘ara ... 78
Sebk-i Hindî ... 80
Aşk ... 81
Sevgili ... 82
Yüz ... 83
Alın ... 84
Kaş ... 86
Ben ... 87
Kirpik ... 88
Gamze ... 89
Saç ... 91
Hat ... 92
Bel ... 93
Kûy ... 94
Âşık ... 95
Göñül ... 97
Ayrılık ... 98
Vuslat ... 99
Ağlamak ... 100
Gözyaşı ... 101
Dağ ... 102
Râz ... 104
Dert ... 105
Melâmet ... 106
Dîvâne ... 107
Meyhane ... 108
Câm ... 109
Akıl ... 111
İlim ... 112
İrfan ... 113
Şevk ... 114
Kesret ... 115
Nokta ... 117
Cân ... 118
Elest ... 119
Feyz ... 120
Hayal ... 122
Hayran ... 123
Fakr ... 124
Fitne ... 125
Cebrail ... 126
Cennet ... 128
Cehennem ... 129
Şeytân ... 130
Genc ... 132
İçindekiler
Yed-i Beyza .... 133
Bayrâm ... 134
Mâtem ... 136
Ölüm ... 137
La’l ... 138
Altın ... 139
Sadef ... 141
Kalem ... 142
Kılıç ... 143
Mum ... 144
Çerağ ... 145
Peykân ... 147
Ney ... 148
Üsküf ... 149
Sürme ... 150
Şâne ... 151
Came ... 153
Esrar ... 154
Misk ... 155
Sihr ... 157
Kimya ... 158
Dünyâ ... 159
İstanbul ... 160
Rûm ... 161
Hoten ... 163
Mısır ... 164
İrem ... 165
Dört Unsur ... 167
Güneş ... 168
Âb-ı Hayât ... 169
İsfahan ... 171
Şâhit ... 172
Ağyâr ... 173
Perî ... 174
Put ... 176
Kâfir ... 177
Rind ... 178
Abdâl ... 179
Mutrib ... 181
Sâkî ... 182
Tabip ... 183
Peyk ... 184
Ases ... 186
Çocuk ... 187
Hırsız ... 188
Hindû ... 190
Tâtâr ... 191
Utarit ... 192
Zühre ... 193
Mirrih ... 194
Müşteri ... 196
Zühal ... 197
Güneş Tutulması ... 198
Ay Tutulması ... 200
Habâb ... 201
Sabâ ... 202
Bahar ... 203
Nisan ... 205
Akşam ... 206
Gül ... 207
Lâle ... 208
Sünbül ... 210
Menekşe ... 211
Nergis ... 212
Tûbâ ... 213
Ar‘ar ... 214
Zerrîn- Kadeh ... 215
Meyve ... 216
Gendüm ... 218
Nuh ... 219
İbrahim ... 220
Yusuf ... 221
Musa ... 222
Süleyman ... 223
İsa ... 224
Züleyhâ ... 226
Hızır ... 227
İskender ... 228
Aristoteles ... 230
Hallâc-ı Mansûr ... 231
Nûşirevân ... 233
Hüsrev ... 234
Efrâsyâb ... 235
Rüstem ... 237
Cemşîd ... 238
Dahhâk ... 239
Kârûn ... 240
Firavun ... 242
Ankâ ... 243
Hümâ ... 244
Ejder ... 245
Âhû ... 247
Aslan ... 248
Pervane ... 249
At ... 251
Şâhîn ... 252
Yılan ... 253
Karınca ... 254
Güvercin ... 256
Kaynaklar ... 258
Dizin ...270
OTTO Yayınları’nın “Kavram Haritaları” projesinin bu ikin- ci kitabında, Osmanlı edebiyatına dair temel kavramlar daha geniş bir yelpazede okuyucunun ilgisine sunulmaktadır. Çok yönlü ve derinlikli bir yapıya sahip altı yüz yıllık bir edebiya- tın lokomotif kavramlarını kusursuz bir şekilde belirleyerek birkaç cümle içerisinde özetlemek kolay değildir. Bu yüzden, elden geldiğince yan yollara sapmadan ve çok fazla ayrıntıya girmeden kelime ve kavramların ana hatlarını sunmaya çalış- tık. Osmanlı şiiri hakkında daha kapsamlı ve daha ayrıntılı bilgi almak isteyen genel okuyucu kitlesinin ve başta Türk dili ve edebiyatı bölümlerinde eğitim görenler olmak üzere alana ilgi duyan üniversite öğrencilerinin bu çalışmada takdim edi- len kavramlardan azami yarar sağlayacağını umuyoruz.
Bu kitapta öncelikle şiir, nazım şekilleri ve türleri, belagat, sosyal hayat, genel kavramlar, tasavvuf, kişilikler, tipler, hay- vanlar, bitkiler, efsane, âdet, gelenek-görenek ve maddi kül- tür öğeleri olmak üzere bilinmesi gerekenlerden sonrakilere doğru akacak şekilde sıralanmış 200 madde yer almaktadır.
Değerlendirilen her madde ayırıcı vasıflarıyla tanımlanmış, bazı maddelerde projenin yapısına uygun olarak alanın uz- manlarının tanımları referans gösterilmiştir. Bunun dışında birçok kavram, Osmanlı şiiri metinlerinden alınan örneklerle desteklenmiştir. Yüzyılların araya koyduğu mesafeyi kısalt- mak ve okuyucuyu konuya daha da yaklaştırmak adına her
Önsöz
9
OSMANLI EDEBİYATININ 200’Ü
bir örnek, yaşayan Türkçeye aktarılmıştır. Seçilen beyit ve alıntıların konuyu temsil kabiliyetine dikkat edilmiş ve edebî zevke hitap edecek sadelikte olmalarına özen gösterilmiştir.
Yeni anlaşılmazlıklara sebebiyet vermemek adına, örnek me- tinlerin yazımında transkripsiyon harfleri kullanılmamış, ya- zıldıkları dönemin dil özellikleri yansıtılmamıştır. Metinlerin günümüz imlasına uydurulmuş olmasının ilgiyi daha da artı- racağına inanıyoruz.
Bu çalışmaya konu edilen maddelerin seçilişi ve işlenişi konusunda sahanın uzmanlarından itirazlar gelebilir. Gelecek her türlü yapıcı eleştiri, daha iyiye ulaşmada yol gösterici ol- masıyla bizim için kıymetlidir. Ortaya koyduğumuz çalışma- nın, yerinde tenkitlerle zaman içerisinde daha da olgunlaşıp gelişeceğine dair umudumuzu muhafaza ediyoruz.
Kitapların ortaya çıkması süresinde gösterdikleri ilgi ve sa- bır sebebiyle başta Sayın Veli Aknar olmak üzere bütün OTTO Yayınları mensuplarına teşekkürü zevkli bir borç biliriz.
İlk kitapta olduğu gibi burada da maddeler, ilgi alanlarımı- za göre tarafımızdan paylaşılmış ve elden geldiğince ortak bir üslupla yazılmaya çalışılmıştır.
Ü. Aslan - H. Taş - Ö. Zülfe
Şiir
şi’r
Beliğ olmak şartıyla manzum (ölçülü) ya da mensur (düz yazı) hâlde kaleme alınmış, güzellik duygusunu harekete geçiren, okuyan ve dinleyende estetik bir heyecan uyandıran söz demektir. Şiir, cezbedicidir. Ölçülü ve kafiyeli olanlarına nazm/manzûme denmiştir. Manzum şiir, mensur şiire göre çok daha yaygındır.
“Mademki sözün edebiyattan sayılabilmesi için belîğ olması lazım geliyor, mademki sözün manzum olmasıyla belîğ olması lazım gelmiyor, o hâlde şiir denilecek sözün mutlaka manzum olması gerekmez... Edebiyat belîğ sözler ise şiir en belîğ sözlerdir. Şiir, edebiyatın en seçme parçaları olduğundan her şiir edebiyattan sayıldığı hâlde her edebiyattan sayılan söz şiir olamaz.”
(Muallim Nâcî: Istılâhât-ı Edebiyye: 145. s.)
“İnsanoğlunun dil vasıtasıyla erişebildiği en yüce, en ince, en derin, en ahenkli, en duygulu ve en etkili edebî ifade biçimi şiirdir.”
(Karataş: Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü: 540. s.)
11
OSMANLI EDEBİYATININ 200’Ü
Mahlas
Şairlerin edebiyatta kullandıkları ikinci ad, takma addır.
Klasik edebiyatta mahlas olarak seçilen sözcüğün sonunda çoğunlukla Arapça nispet î’si bulunur. Bir kısım şairler mahlaslarını kendileri seçerler. Bir kısmına ise üstat saydıkları şairler tarafından yazılan bir mahlasname ile birlikte verilir. Mahlas, şairin kendi adı olabileceği gibi adı dışında başka bir sözcük de olabilir. Mesela Fuzûlî’nin adı Mehmed, Bâkî’nin Mahmud, Nef’î’nin Ömer, Nâbî’nin Yusuf, Nedîm’in ise Ahmed’dir. Ahmed Paşa, Taşlıcalı Yahyâ Bey ve Şeyhülislam Yahya Efendi ise kendi adlarını mahlas olarak kullanmışlardır. Bazı şairlerin iki mahlası vardır:
Seyyid Naîmî Nesîmî, Hâfız Abdurrahîm, Esad Galib, Sânî Efserî gibi. Bazı şairlerin mahlası yoktur: Kâdî Burhâneddîn, Kemâl Paşazâde gibi. Mahlaslar genel olarak şairin iç dünyasını anlatan huzûr, neşât, figân; yaratılış özelliğini anlatan azm, murâd; dîne ait adn, firdevs, riyâz; meslek ifade eden kâtib, asker; tabiatla ilgili âfitâb, bahr; zevk ve eğlence belirten ayş, mest gibi sözcüklerden seçilmiştir.
Şairler kimi zaman mahlaslarını, sözlük anlamını da düşündürecek biçimde mısraın içine yerleştirerek hüsn-i tahallüs denilen sanatı meydana getirirler.
tîğ-ı müjgânıña sordu çeşm-i emrî tâ ola ruhlarıñdan gayrıdan kat’-ı nazar âsân ola
(Emrî: Dîvân: g. 14/9)