• Sonuç bulunamadı

Yıl İstanbul. Fiatı Kuruş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yıl İstanbul. Fiatı Kuruş"

Copied!
55
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

c ı r s n

R a s i h İ h s a n k i r a evi. A n k a r a . Y. M i m a r B e k i r İ h s a n Ü n a l • F a t i h M a l i y e t a h s i l ş u b e s i , i s t a n b u l N a f ı a f e n h e - yeti • B o ğ a z i ç l n d e bir yalı. V. M i m a r B e d r i U c a r • E d i r n e s a r a y ı n d a H u m kasrı. S ü h e y l G n v e r • E c ı r s u n T. C . M. B. ş u b e s i m ü s a o a k a s ı . Y. M i m a r E y ü p K ö m ü r c ü o ğ l u • i n g i l ı e r e d e şehircilik faaliyeti • S ü t is1ih»al ed<=n çift- l i k l e r d e m i m a r î n a z p r i y a t | Z e l z e l e k a r s ı s ı n d a y a p ı . Y. M i m a r E e h ç e t O n s s l • ' " a ı p m i m s ı î s ı B S ı ğ ı n s k i r s E e t ı k a i d e l e r i ve tavsiyeler. D e u t s c h e B a u z e i t u n g ' d a n • B i b l ı o g r a f i : E s k i v e y e n i Türk halıcılığı ve c i h a n halı tipleri p a n o r a m a s ı . G e n e r a l K â z ı m Dirik. • F a t i h d e v r i n d e i s t a n b u l . Y. M i m a r S a i m Ü l g e n • H a b e r l e r • P i y a s a cetveli •

9 u n c u Y ı l 1 9 3 9 İ s t a n b u l . F i a t ı 2 0 0 K u r u ş

(2)

A R K I T E K T

M o n a t s h e f t f ü r B a u k u n s t , S t a e d t e b a u u n d D e k o r a t l o n H e r a u s g e b e r : A r c h i t e k t A b i d i n M o r t a ş u. Z e k i S a y â r . A n a d o l u Han 3 2 . İ s t a n b u l , 9. J a h r g a n g - N o . 11-12 - 1 9 3 9 .

Rasih ihsan - iMieıhaus (Ankara) Dipl. Arch. Bekir İhsan S. 243 Finanzamto Gebâude in Fatih Ttchnische Konımission des

Arbritsministeriums in İstanbul 246 Projekt für ein Uferhaus anı Bosphorus Dipl. Arch. Bedri Ucar 250 Kum Kasrı (Sand-Kiosk) im Schlosse F.dirre Dr. Süheyl Ünver 253 Filiale der Zentralbank in Samsun (Wettbewerbsenı wurf) Dipl. Ing. Arch. Eyüp Kömürcüoglu 258

Stâdtebau in England Umbau der Stadı (Scheffield) 259 Baukünstlerische Frage u:ıd Molkereibauten (Foıtsetzung) 263 Bautechnik und Erdbeben Dipl. Arch. Behçet üıısal 267

Schutzrammbau, Rezeln und Ratscblâge (D.B.Z.) Dr. Ing. Frommbold. Berlin 275 Bücherbçsprechung: I. T rkische Teppichkunpferei und

Weltteppichkunpferei General Kâzım Dirik 28?

II. istanbul im Zeitaltcr des Mohammet V Dipl. Arch. Saim 287

Nachrichten £87 Baumaterialpreise 288

A R K I T E K T

R e v u e M e n s u e i i e d ' A r c h i t e c t u r e , d ' U r b a n i s m e et d'Art D Ğ c o r a t l f A r c h . A b i d i n M o r t a ş e t A r c h . Z e k i S a y â r .

A n a d o l u H a n No. 32. i s t a n b u l . 9 e m e A n n e e . N o . 11-12 - 1 9 3 9

Une maison de rapport â Ankara Arch. Ctkir ihsan P. 243 Le Bureau d'Aministration des finances â Fatih Comite technique des travaux

publics, istanbul 246 Un projet de -Yalı» au bord du osphore . Arch. Bedri Ucar 250 Le kiosque du sable» au Palais d'Edirne Dr. Süheyl Ünver 253 Le concours du succursale de Samsun de la Panque Ccııtrale de Turquie Arch. Eyüp Kömürcüoglu 258

L'Urbanisme en Angleterre 259 La construction des fermes productriccs du 1-iit (Süite) 263

Les mesures que l'on doit prendre dans la construction contre les

tren biçments de terre Arch. Behçet Ünsal 267 RĞgles et couseil sur la constıuction d'abris contre les attaques aeriennes (D. B Z.) 275 Bibliographie : I. Tapisserie turque avec un aperçu sur la

tapisserie mondiale Ceneral Kâzim Dirik 287 II. istanbul aux temps du Fatih Arch. Saim Ülgen 287

vo u v c l l c s 287

La liste des prix des matetiaux de constructions 288

(3)

A

A Y L I K Y A P I S A N A T I , Ş E H İ R C İ L İ K V E D E K O R A T İ F S A N ' A T L A R D E R G İ S İ

m T T N

N E Ş R E D E N L E R : Y. MİMAR ABİDİN MORTAŞ Y. MİMAR Z E K İ S A Y Â R

D o k u z u n c u y ı l

19 3 9

İ s t a n b u I.

Y a z ı v e r e s i m l e r

(4)

(1 v e 2) Sahi(e

Taksimde bir apartman Y. Mimar Muallim Arif Hikmet Holtay 1

Suadiyede bir villâ Y. Mimar Nazif Asal 5 Boğaziçinde eski bir Türk yansı Bay Zarif Orgun 9 Behçet Ünmeriç evi (Kadıköy) Y. Mimar Neşet Akatay 15 Yüzen ev Y. Mimar Ahsen Yapanar 18 Şehir üışacıiığı ve şehirlerin genişletilmesi D. Alfred Strimer 20 Müstakil ressamların 22 inci sergisi münasebetile Mahmut Cuda 23

Londra seyrüsefer ve şehir plân; 28 Köylüler Birliği binası Mimar Otto Kobtz 30

Adanada ucuz evler mahallesi Y. Mimar Seyfi Arkaıı 33

Şehir ve muhiti 37 Terasların tecrit usulü 39 İngilterede inşaat 43 Bibliyografi 1 - Mimarî bilgisi; 2 - Vakıflar dergisi; 3 - inşaat

Piyasa cetveli plânlarının rasyonel etüdü. 44 45

/

(3 ve 4)

Müh. Ragıp kira evi. (Ankara) Y. Mimar Bekir İhsan 49 İki ailelik bir ev. Y. Mimar Naci Meltem 53 İbrahim Paşa sarayı Bay Zarif Orgun 56 Kübik yapı ve konfor Y. Mimar Behçet Ünsal 60 Bay Mecit evi. Y. Mimar Münci Tangör 63 Sivas halk evi projesi müsabakası.

Birinci Y. Mim. Emin Necip, Nazif Asal 65 İkinci Y. Mim. Sabri Oran, Emin Onat 69 Tozkoparanda bir gazino projesi Y. Mimar Leman Tomsu 73 Adana Belediye oteli projesi Y. Mimar Seyfettin Arkan 76

Anıd ve Şöfer 80 Münih şehrinde açı.'an mimarî sergi Adnan Kolatan 81

Barselonda hava hücumlarına kaışı alınan inşaî tedbirler Çeviren : Adnan Kolatan 84

İstanbul Belediyesi İnşaat talimatnamesi 90 Başka memleketlerde mimarî- faaliyet 92 Bibliyografi. 1 - Mimar Sinan; 2 - Aydınlatma bilgisi. 95

Piyasa cetveli.

(5 ve 6)

Koç Hanı. (Ankara) Y. Mimar Samih Akkaynak 97 Taksimde bir kira evi. Y. Mimar Seyfi Arkan 101 Bir kira evi. (Ankara) Y. Mimar Zeki Sayâr 104 Kadıköyünde bir ev. Y. Mimar Münci Tangör 106 Modern hava meydanları Çeviren : Adnan Kolatan 109 Mudanyada Tahir Paşa köşkü ve eski evler Feyzullah Dayıgil - Zarif Orgun 113

Taş kaplamalar 122 Başka memleketlerde mimarî 126

C. H. P. Resim Sergisi. (Ankara) 128 Ressamlar taze bir gayretle çalışıyorlar Ressam Mahmut Cuda i 135

Nafia Vekâleti teşkilât ve vazifelerine dair kanun. 136 Orta büyüklükteki şehirlerin imar bakımından vazifeleri. Yazan : Dr. H. Lübke 139

Duyumlar 141 Piyasa cetveli 143

(5)

(7 ve 8) Saihte o ,

Türkiye Cümhuriyeti sefarethanesi. (Tahran) Y. Mimar Muallim Seyfi Arkan 145 Türkiye Cümhuriyeli yazlık sefaret binası. Y. Mimar Muallim Seyfi Arkan 150 1939 Nev-York dünya sergisinde Türk paviyonu projesi. Y. Mimar Mual. Sedat Hakkı Eldem 153 Bir Şehirkır evi projesi. Y. Mimar Emin Necip Uzman, 156 Devlet Demiryolları Umumî Müdürlük binası. Y. Mimar Bedri Ucar 160 İki ailelik bir ev. (Ayaspaşa) Y. Mimar Samih Saim Akkaynak 158

Küçük Posta binası etüdü. Y. Mimar Sinan Mimaroğlu 162 Samsun Merkez Bankası binası, proje müsabakası.

Birinci mükâfat. Y. Mimar Hüsnü Tamer ; 164 İkinci mükâfat. Y. Mimar Sinan Mimaroğlu ve H. Tamer ... 167

Aydınoğlu İsa bey camii. Y. Mimar Necmettin Emre (İzmir) 169

1939 Nev-York seıgisi. 174 İklim ve yapı dertieri. Y. Mimar Behçet Ünsal 181

Amerikan otel odaları ve tefriş hususiyetleri. Y. Mimar Mual. Sedat Hakkı Eldem 183

Türk Yüksek Mimarlar Birliği nizamnamesi. 188

Haberler. 190 Nafia Vekâleti yüksek makamına 192

piyasa cetveli.

(9 ve 10)

Bir ev. Y. Mühendis Ekrem Hakkı 193 Samsun Merkez Bankası proje müsabakası. Y. Mimar Leman lomsu 195 1939 İzmir beynelmilel fuarı. Y. Mimar Ferruh Orel 198

Y. Mühendis Cahit Çeçen : 198

Fuar 9 Eylül antresi. Y. Mimar Ferruh Orel 200 Kültür paviyonu. (Maarif Bürosu) Mimar Burno Taut 202 İş Bankası Paviyonu. Dekoratör Mazhar Resmor — 203

Romanya Paviyonu. . 204 İngiltere Paviyonu. . i... 204

İtalya Paviyonu. 205 Polonya Paviyonu. 206 Fransa Paviyonu. Mimar M. Gautier 207

izmir vilâyet paviyonu. Y. Mimar Halit Femir 208 Bir ilk mektep projesi. Y. Mimar Behçet Ünsal 212

(Liege) Su sergisi. 215 Millî mimarî meselesi. Millî mimarî meselesi; Y. Mimar Sedat Hakkı Eldem. 220

Buhran ve bina inşa etmek mecburiyeti. Y. Mimar Zeki Sayâr 224 Tophane çeşmesi. Bay Zarif Orgun 228

Süt istihsâline mahsus çiftlik inşaatında mimarî nazariyat. 232 Doğramalarda hava cereyanlarına mâni olmak çareleri. 237 Bibliyografi : Türk işlemeleri. Yazan : Melek Celâl .' 239

Haberler. 240 Piyasa cetveli. 241 (11 ve 12)

Rasih - İhsan Kira evi ( Ankara) Y. Mimar Bekir Ünal -213 Fatih Maliye Şubesi İstanbul Nafia Fen Heyeti 246 Boğaziçinde bir yalı Y. Mimar Ucar : 250

Edirne Sarayında Kum kasn Dr. Süheyl Ünver 253 Samsun T. C. M. Bankası Şubesi müsabakası (devam) Y. Mimar Eyüp Kömürcüoğlu 258

İhgilterede şehircilik faaliyeti 259 Süt istihsal eden çiftliklerde mimari nazariyat 263

Zelzele karşısında yapı Y. Mimar Behçet Ünsal 267

Harp Mimarîsi Z. S. 275 Sığınak inşaatı kaideleri ve tavsiyeler <D. B. Z) den 276

Bibliyografi. Eski ve yeni Türk halıcılığı 290

Haberler 300 Piyasa cetveli 301

(6)
(7)

R a s i h İ h s a n K i r a e v i .

( A n k a r a ) Y. M i m a r B e k i r İ h s a n Ü n a l

Ankarada Vekâletler mahallesi karşısında Atatürk nanın, haricî mimari itibarile .şehir ve sayfiye evi karakter- fcülvarı üzerinde bir arsaya yapılan bu kira evi, bir bodrum, lerini mezcetmiş bir tesiri vardır.

ve üç kattan ibarettir. Caddeden oldukça geride yapılan bi- Cephede ufkî hatlar hakim bir vaziyettedir. Balkonlar

(8)

ö n d e n görünüş

bu ufkî tesiri çoğaltmaktadır. b i r i n i n ,y n i d i r Z e m i r k a t u m u m î g i r i ş t e n d o ] a y ı b i r a z

Binaya, yandan giriliyor. Sütunlu bir antreden geçile- cülmüstür.

rek kat merdivene giriliyor. Kat plânları hemen hemen bir- Plân resimleri üzerindeki izahattan anlaşılacağı üzere,

1 Anlrt 2 HoL

3 Sar

4 yjtak o • 5 Ssnya

6 koridor 7 Ys/sk o

3 JJ/M

I Izmci o . 10 ons II Htzm*/oi o.

12 tlv/hk H vp.c-

M M<n/ı'vtrj / 5 ÇJf/smo a.

1 A*/,en H./het, 2 Depo 3 ao/j ' 4 Oc/â 5 oo(a 6 M o//ak 7 Z öonyo 1

10 r: o Jr/J/c

•12 13

u

.

15 - 1İ kjp/cj 17 It/.c- 1B Aı/r*

ûodrumtoi f/an, 1:200

K a t p l â n l a r ı

(9)

Önden başka bîr görünüş

bülvar tarafına salonlar yerleştirilmiştir. Yatak odaları yan cephe üzerine getirilmiş ve araya banyo konulmuştur. Bu suretle yatak odaları şimalden örtülmüş oluyor.

Servis, şimale tesadüf edilmiştir. Burada matbah. ofis, helâ, hizmetçi odası bir arada tertip edilmiştir.

Bodrum kat; bahçe tarafına bir meyil yapılarak bir oto- mobillik bir garaj, kalorifer dairesi, çamaşırlık, kapıcı dai- resi ve depolardan ibarettir.

Plân küçük ebatta fazla bölmeli ve taksimatlı olmakla be- raber servis, ikamet ve kabul kısımlarının yekdiğerlerinden ayrılmış ve irtibatı iyi tertip ve tanzim edilmiştir.

1 K.Ual

z Al/n 3 MY-C- h HoL S Ça/u ma o - 6 Jj/on 7 ytrrtık o •

& of,s

? o

to rfu//j/ı 11 fj/jk <•.

<2 ÛJeyo

<3 Vj/jJk o .

<4 ı/eranc/j

« ûakça it pjrfj ffjrmfi

Zam/n />/znj

(10)

F a t i h M a l i y e T a h s i l ş u b e s

İstanbul Nafıa Fen Hey'eti

Maliye Vekâleti son birkaç yıl zarfında; İstanbulda, Ma- liye şubeleri inşasına başlamıştır. Hocapaşa, Kadıköy maliye şubelerinden sonra Fatihte de bir şube binası inşa edilmiştir. Bugüne kadar, mahalle ve çarşı aralarında, şunun bunun, konak bozması eski, ahşap ve köhne binalarında kiracı gezen ve sık sık yer değiştiren maliye şubeleri bu suretle esaslı ve daimi binalara sahip oluyorlar ve göçebe vaziyetin- den kurtuluyorlar. Bu hareket, memurların muamelât ve tah- silatı muntazam bir surette yapmaları, defterlerini emin bir yerde saklamaları, nihayet mükelleflerin muayyen ve kat'ı bir binayı tanımaları itibariyle mucibi memnuniyettir.

Bu bina Fatih'te yapılmıştır. İskeleti beton arme ve du- varları tuğla dolgudur. Üç kattır. Şubenin bütün ihtiyaçları göz önünde tutularak tanzim edilmiştir. Zemin kata birkaç basamakla girilmektedir. Küçük bir antreden camlı kapı ile bir hole ve buradan sağda malmüdürlüğü holüne girilmekte- dir. Ortadaki holün etrafında, camekânlarla bölünmüş höc- reler vardır.

Hal flûJjrlugü Holü.

Zemin kat plânı.

(11)

A r k a cephe

(12)

Içden görünüşler

(13)

Malmüdürlüğü yanında maaş tevzi gişesi ve malmüdür- lüğü memurlarının büyük bürosu vardır. Arka tarafında ke- za holün üzerinde, kasa dairesi, vezne bulunuyor. Arka cep- he üzerinde, bir küçük büro. ve müfettiş odası vardır. Antre- deki holde kat merdiveni vardır. Bunun arkasında memur- lara ait helalar bulunuyor. Zemin kat bu suretle maaş alan- lara tahsis edilmiştir.

Birinci kata çıkıldıkta, plân taksimatı hemen hemsıı zemin katın aynidir. Yalnız antre üzerine bir şef odası ko- nulmuştur. Muamelât holü ortada ve bankolarla ayrılmıştır.

Diğer kısımlar memurlara ait büroyu teşkil ediyor. Keza ufak bir vezne vardır. Arkada, evrak ve müfettişler odası vardır. Bu odaların bulunduğu koridor üzerinde memurlara ait helâlar konulmuştur. Bu kat maliye tahsil işlerine tahsis edilmiştir.

İkinci kat: Merdivenden yukarı çıkıldığı takdirde, plânın birinci kat gibi taksim edilmiş olduğu bu kat tahakkuk işle- rine tahsis edilmiştir. Küçük bir arsa üzerinde plân iyi tertip

edilmiş, yerin darlığı yüzünden ufki bir bna plâm yerme şa- kuli bir tevzi yapılmak mecburiyeti hasıl olmuştur. Maliye şubelerindeki muamelâtın bu şubelerin birbirleri ile alâkadar olması itibariyle kat usulünden tevekki edilmesi lâzımgelirdi.

Fakat mevcut arsanın küçük olması veya intihabı mimarı bu şekilde düşünmeğe mecbur etmiştir.

İş sahihlerinin gireceği holler biraz küçük düşünül- müştür. Bilhassa maaş günlerinde, veya vergi zamanlarında kalabalık olduğu takdirde sıkıntı hissedilecektir.

Binanın haricî mimarisine gelince: Son senelerde yapı- lan devlete ait binalarda daima gördüğümüz bir kusura bu- rada da tesadüf ediyoruz. Yapıda resmi bir daireyi temsil ettiğini; nihayet devlete ait olduğu anlaşan bir tesir yok- tur. Son senelerde, her devlet resmi binaların bir üslûba ma- lik olmasını arzu etmekte, hattâ resmî mimarî bürolara bu hususta direktifler vermektedir. Bizim de devlet binalarını yaparken Cümhuriyet Türkiyesine yakışan bir tesir verecek şekilde düşünmemiz lâzımgelmektedir.

ü

(14)

B o ğ a z i ç i n d e b i r

Y. M i m a r B e d r i Ucar

Z e m i n k a t p l â n ı

Bebekte bir arsa üzerinde düşünülen bu villâ projesi arsanın deniz kenarında bulunması ve Boğazın en hâkim manzarasını alması itibarile bütün manzaradan istifade ede- cek şekilde tanzim edilmiştir.

Bu itibarla bütün salonlar geniş bir teras ile denize açıl- mış ve şimal cihetine servis kısımları yerleştirilmiştir. Arsa- nın cenup tarafı yol cihetinde olduğundan antre buradan verilmiş ve yaz güneşinin sıcaklığının evin içerisine dol- maması içiıı bu cephe tamamen kapalı bırakılmıştır.

Ancak bu cephede birinci katta tesisi zaruri olan servis kısımları pencerelerin de âzami gölge içinde kalabilmesi için saçak altına kadar yükseltilmiştir.

Bina iki kattan ibaret olup zemin katı şömineli bir ka- bul salonu, oturma köşesi ve çalışma odasile yemek salonu ve servisi ihtiva etmekte, birinci katta ise yatak odaları bu- lunmaktadır.

Terasın bir tarafında altında kayıkhane ve üstünde

MutMh • 00

(15)

Cephaler ve z a m i n kat plâr.ı

(16)

B i r i n c i kat plânı

güneş banyosu için bir köşe düşünülmüş olup kayıkhane önündeki kapalı havuzda daima canlı balık bulundurmak imkân: aranmıştır.

Arsaya olan intibakı İtibarile her türlü konforu ve sıhhî tesisleri muhtevi olan bu projeyi tesir bakımından da muvaffak olmuş bir eser telâkki edebiliriz.

(17)

T a r i h k ö ş e s i :

K u m kasrının muhteşem salonu, Karşıda y a n d a k i odanın ocağiyle müşterek ocak ve deliği, k a p ı l a r , ocak y a n ı n d a oturulacak mihrab, ve dolap k a p ı l a r ı g ö r ü n m e k tedir. 1829 plânında bu dolaplat

işaret e d i l m e m i ş t i r . Solda uçdakı kapı k u m m e y d a n ı n d a n g i r i l e n ka- pıya g i t m e k t e d i r . Sol d u v a r d a k i a l çak pencereler cem cumbası sofra- sına a i t t i r . T a v a n ı pek m ü k e m m e . - dir. Edirne sarayında bu şekilde kubbeli v e a l t ı n l a z i y n e t l e n m i ş i k i t a v a n daha mevcuttu, istanbul sa- r a y ı n d a bile eşi güç bulunan ahşap

bir t a v a n d ı r . Üniversite kütüphanesi)

E d i r n e s a r a y ı

Y a z a n : S ü h e y l Ü n v e r

Edirna Sarayı Osmanlı Hanedanının bulundukları za- manda oturdukları bir yer değil, Türk mimarı tarihinde ka- sırlar şehridir. Bu sarayı bu noktadan mütalea etmek icab eder. Görülecektir ki Edirne Sarayı Topkapı sarayının daha geniş bir sahada bazan on binlere varan nüfusunu barındı- racak büyüklükte yapılmıştır. Her iki Sarayda aynı teşrifat hakim olduğu cihetle sarayın taksimatına dokunulmamışdı.

Topkapı sarayı Edivneye naklolunsa ve orada yalnız temel- lerinden bulunabilecek yerlere dağıtılsa karşımıza bir Edir- ne sarayı çıkar. Topkapı sarayında her devir mimarisinin ha- tıraları vardır. Edirne sarayı da böyledir. Yapılışlarında aynı zevk hakim olmuştur. Saraya Patihden sonra Süleyman Kanuni, İkinci Selim, Dördüncü Mehmed, İkinci Ahmed ve İkinci Mustafa tarafından bir çok ilâveler yapılmış, tezyin ve tevsi' olunmuştur. Osmanlı saraylarının en cesimidir.

d a K u m K a s r ı

K u m kasrı p l â n ı : G. Sayger A . D^sarnod, a l b ü m d'un voyage en T u r q u i e . 1829-1830) eserinden a l ı n m ı ş t ı r . Sağ v e h a m a m t a r a f ı k â r g i r d i r . Sol t a r a f ı ve sedli t a r a f m e y d a n a v e bahçeye

nazır ön ve a r k a cepheler ahşaptır.

(18)

S a r a y ı n 1290 (1875) t a m i r i n d e n sonra k u m meydanı, K u m kasrı, kasrı padişahinin arz odasının y a n d a n görünüşü. Sa-

r a y ı n binaları saidide ağaçları arasında y ü k s e l m e k t e d i r .

S a r a y d a ı h a r a b e y e : Babüssaade, a r z odası, sağda k u m kasrı h a m a m ı ve solda kasrı padişahi harabesi.

ji'dirne sarayı sahası bugün düz bir arsadır. Bu düz yerde şimdi kışlalar vesaire vardır.

Saraydan kalmış yegâne hatıra o düz saha şimdi bahis mevzuumuz olacak kum kasrı hamamı yanında arz odasının divar parçaları, cıhannüma kasrı temelinden az bir kısım bir kaç harab köprü ve adalet kasrı kaidesinden ibarettir. Artık bu saraylar hatıralarda yaşayabilir. Onu bize bir eser halinde 30 sene Edirnede oturan meşhur ilk röntgen mütehassısları- mızdan Dr. Rifat Osman yazdı. Çok mütevazi bir paraya bunun millete maledilmesi için bir çok müracaatlar semere vermedi. Bugün karşımızda mükemmel bir eser vardır. O da bu gün mevcut olmayan sarayın resimli ve çok âlimane ese- ri. Bugün bu eserin bir diğer örneği yapılamaz. Bunun mut- laka millete mal edilerek bastırılması lâzımdır. Saray yalnız Osmanlı hanedanının oturması cihetile kıymetli değildir. O- rada her devrin mimarî örnekleri vardır. Adetâ biz bu sa- rayı bahçeler arasında müstakil köşklü Yeni şshir tiplerinin en zevkli bir örneği sayarız. Bu saray Türk mesken ve imar tarihinin en esaslı kaynağıdır. Dediğim gibi bu eser mutlaka elde edilerek basılmalıdır. 30 sene emekle vücuda gelen bu Rifat Osman eseri unutulmamalıdır ki Edirne sarayının ufak bir modeli ve onun anıtıdır (1).

Şimdi bu sarayın ne kadar kıymetli olduğunu isbat için selâmlık tarafı kasırlarından birisini intihab ediyoruz. O da Kum kasrı. Fatih'in oğlu Bedbaht Sultan Cem'in büyüdüğü yer ve okuduğu mektep (2) Şehzadeler burada ders görüp terbiye edildiğine göre şehzadegân mektebi gibi de itibar e- dildiği zamanlar da olmuştur. Padişahların riyasetinde dev- let ve ordu erkânile içtimaların yapıldığı yerdir. Rivayete göre Yavuz Sultan Selim de İran seferine buradaki bir top- lantıda karar vermiş. Görülüyor ki tarihi hâtıraları var. İşte bina ve teferruatı mevcut. Ressamlarımıza uydurmağa lü- zumu olmayan bir dekor da var. Yine rivayete göre Romanya voyvodaları ve diğer prensler burada huzura girmiştir.

Yeri sarayın ikinci avlusunda, karşıda muhteşem cihan- numa kasrı var. Buraya kasrı padişalıi, Has oda da derler.

Bunun solunda : babüssaade ve önünde arz odası, sağında da kum kasrı. Kum kasrı tesmiyesinin sebebi bu ikinci avluya kum meydanı denmiş olmasıdır. Bu meydana iki yerden, bi- risi tavuk ormanı adasında terazi ve adalet kasırları yanın- dan ve bostancı başı kasrı sağından Fatihin etrafı ve altı mermer döşeli Tunca üzerindeki köprüsünden geçilip demir kapıdan veyahud babüssaadeden girilir. Demir kapıdan gi- rilince bina sağda, ortadan girilince karşıda kalır.

Kasrın hangi senede yapıldığını bilmiyoruz. Her halde 855 (1151) de Fatih zamanında yapılmış olmalı. Zira Edirne sarayında doğan Cemi orada okutup büyütmüşler. Amma du- varları kagir üstü ahşap bina o zamandan kalamaz. Mütead- did tamirler geçirdiği muhakkak.

Eski temel üzerine yapılmış olması da muhtemel.

Şimdiki bina XVII. inci asırda esaslı tamirler ve ilâveler görmüş olacak. Zira 1165 (1751) hareketinde Edirne alt üst olduğu zaman çok rehnedar olmuştur (2). Edirne sarayı 1171 (1757), 1182 (1768), 1201 (1787), 1223 (1808), 12-13

(1827) ve nihayet 1290 (1875) de bir çok tamirler görmüştür.

Kasrın bütün Edirne kasırlarında olduğu gibi eski bir hamamı var (3). O da yenilenmiş. Abdülaziz'in Avrupa dö-

K u m kasrının 1290 (1875) de V a l i Hacı Zzzet paşa vas.tasile t a m i r i n e ait resim. Kasrın h a m a m y a n ı n d a k i k â r g i r cephesi

g ö r ü l ü y o r .

(1) Bu değerli ve hazır eser halen ailesindedir.

(2) Dr. Rifat Osman. 11 Haziran 1928 tarihli mektubun- dan. Aslı hususî kütüphanemdedir.

(3) Edirne sarayı kasırlarında 22 hamam vardır. Padi- şahların kendilerine mahsus bir hamamı yoktur. İstediği kas-

(19)

nüşünde bir kaç gün kalacağı rivayet edilen bu sarayın en son muhafazakârane tamiri de Vali Hacı İzzet paşa tara- fından 1290 (187"0 tarihlerinde tamamlanmıştır.

Esaslı tamir gören binalardan biri de budur. Vali Hacı İzzet paşa tamir esnasında saraya gelir, bakar ki bir çok yerler yıkılıyor, bunları durdurur. Hepsinin resimlerini aldı- rır. Tamirden evvelki hali tesbit edelim ki sonra ne yaptı- ğımız anlaşılsın der. İşte kum kasrının tamiri esnasında böyle bir resim alınır.

Kum kasrı XVII inci asırda Türk tarzında binaların en güzsi örneklerindendir. Tarzı mimarisi bugün için de takli- de değer, geniş bir sahada bir çok merasime sahne olan mey- dana nazır bu kasrın fevkalâde nefis bir cephesi vardır.

Cem cumbası itlak olunan ve tam kapı üstünden meydana nazır olan bir cumba kasrın nefis bir parçasıdır.

Bu kasırda ibda. edilmedik teferruat kalmamıştır. Mu- sandıraların en güzeli, sedli bahçeye nazır direkli yazın açık, kışın kapalı büyük divanhane, iç divanhane, bir tek ocakla ısınan yan yana iki oda, nihayet bu nefis cumba, merdiven- leri. çinileri ve iç tertibatı, hamamı ve onun odası itibarile harikulade bir binadır.

Bu kasrın üç tavsifi vardır:

I — Aşık Ali ağa risalesinde; bu kasrın Avcı mehmed IV zamanında mühim bir tavsifi bulunduğunu Dr. Rifat Osman rivayet eder (1).

Eser 1082 (1651) de yazılmıştır. İsmi Edirne sarayı ri- calcsidir, ve Avcı Mehmed emrile yazdırılmıştır. Sarayın en parlak devri Avcı devridir. 1068 (1657) den 1099 (1687) ye kadar sürer.

II — Birinci Nikola albümü. Rus - Türk harbinde 12 i 5 (1829) da Edirneye giren Ruslar sarayı karargâh ittihaz et- mişlerdir. Ordu ile beraber gelen ressam ve mühendisler, Çar emrile ordunun geçtiği yerlere ve Edirneye dair bir al- büm yaparak Rus Çarı birinci Nikolaya takdim etmişlerdir.

G. Sayger ve A. Desarnds Albüm d'un voyage en Turqııie fait par ordre de S. M. l'Empereur Nikolas I er en 1829 et 1830 (2).

Bu albümde kasrın kum meydanındaki cephesi ve plânı ve ayrıca demir kapının önünden kum meydanı. Karşıda kas- rı padişahı, sağında kum kasrının umumi bir görünüşü var- dır.

Eser albüm mahiyetindedir tarihi malûmat yoktur. Yal- nız resimlerin kısa bir tavsifini buluyoruz.

III — Edirne sarayı cedidi âmiresi nammdaki Rifat Osman eserinde bu kasrın mliteaddid iç ve dış resimleri, plânı ve gayet mühim bir faslı vardır. En esaslı vesikalar burada sı- ralanmıştır. Bu eserden öğreniyoruz ki 129:'. (1877) Rus rm hamamında yıkandığı rivayet olunur. Bunun en muh- teşemi harem dairesinde yatak hamamıdır. Kanunî Süley- man Mimar Sinan'a yaptırmıştır. Etrafta halvetler ve ortada havuz vardır. Ilii5 (1751) Edirne hareketinde harab olmuş- tur. Aşık Ali ağa Bostancıbaşı risalesinde bahseder amma sonraki keşifnamelerde isimleri geçmez. (Rifat Osman. 11 Haziran 1928 mektubundan).

(1) Bu eser Edirne Belediye Reisi Dilaver bey tarafından Rifat Osman'a hediye edilmiş. Balkan harbinde Bulgar yağ- masında kaybolmuştur. Rifat Osman eserine neşrolununca müracaat.

(2) Paris Milli kütüphanesi. Salle d'Estamps Ub. 139 ve Beyazıdda şehir ve inkilâp vesikaları kütüphanesi nüsha- ları vardır. Bu mühim eser Paris'te (Chez Engelmann et Cie, çite Bergere No: 1) litoğrafiye edilmiştir.

K u m kasrının k â r g i r kısmında b ü y ü k kubbeli sofanın ocağı (solda) ve t a m arkasına nazır odada ocağın m u k a b i l i diğer bir ccak (sağda). Bu sağdaki ccak birinci ocağın hararetile

ı s ı n m a k t a d ı r . A y r ı bir menfezle kaideden m ü ş t e r e k t i r . ( L a i p z i g ' d e basılan a l b ü m d e n )

K u m kasrının son t a m i r d e n sonra aldığı şekil. Cem cumbası t e f e r r u a t ı ve binanın sol ahşap kısmı daha iyi g ö r ü l ü y o r . Set üzerinde b ü y ü k bir çınar ağacı v a r d ı r . ( D r . Rifat Osman

t a r a f ı n d a n çizilmiştir.)

K u m kasrının k u m meydanına nazır cephesi. Burada sağda k â r g i r k ı s ı m l a r , solda ahşap y a z l ı k d a i r e l e r ve methal, orta- da cem cumbası g ö r ü l m e k t e d i r . H e r iki odayı ısıtan ocağın bacası t a m y e r i n d e inşa e d i l m i ş t i r . (1829-30. G. S. ve A. D.)

a l b ü m ü n d e n

(20)

K u m kasrının k â r g i r kısmına ait iki pencerenin içerden gö- rünüşü 1290 (1875) de Hacı izzet Paşa V a l i l i ğ i z a m a n ı n d a k i resimlerdsn. B ü y ü k kubbeli ve ocaklı sofanın sağ cephesine

ait olduğuna ihtimal v e r e b i l i r i z .

D e m i r kapı önünde k u m m e y d a n ı n ı n görünüşü. Sağda k u m kasrı, ortada ve biraz gerilek kasrn padişahî. ( C i h a n n ü m a kasrı) solda arz odası 1829 Rus harbinde burası Rus ordusu- nun k a r a r g â h ı olduğundan T ü r k murahhası heyetinin a t l a r l a d e m i r kapıya ilerlediği ve Rus k a r a r g â h ı n ı n atları g ö r ü l m e k -

tedir. (1929-30 G. S. ve A. D. a l b ü m ü n d e n )

Edirne sarayının askerî k a r a r g â h ittihazına ait bir resim.

K u m meydanı. Sağda kum' kasrı ortada karsı padişahî (has oda), solda arz odası g ö r ü l ü y o r . Y a l n ı z bu levhada binalar a y r ı a y r ı fotoğrafiye edilip birleştirildiği için kasrı padişahî öne düşmüştür. (Laipzig'de basılmış bir a l b ü m d e n ) . Ü n i v e r -

site kütüphanesi.

harbinde sarayın divanhane meydanı etrafındaki daireler ve cihannüma kasrının zemin katı, kum kasrı hamamı, silâh, c.ebhane ve top anbarı ittihaz edilmiş, Rusların Edirneye ta- karı-ublarmda Vali Cemil paşa ile Müşir Ahmed Eyyüb paşa arasında tezadı efkâr neticesi (3) esliha ve cebhaneye ateş verilmiş; saray ve bu kasır üç günde mahvolmuştur. Edir- nede cam. çerçeve ve sarayda hiç bir yer kalmamış, her yer yıkılmış ve yanmıştır. Haci İzzet paşa bu kasrı ve sarayın di- ğer yerlerim yeniden ikinci Valiliği zamamnda ihyaya te- şebbüs etmiş ise de muvaffak olamamış ve saray ankazı sö- külerek taşları civar ve uzak inşaatta kullanılmıştır (4).

Kasrı alâkadar eden kaynaklara bir nazar atfedelim.

Edirne manzaralarım havi olarak Layipzig'de basılmış taş basması albümde saraya ait 3 resim vardır. Bunlardan bi risi Kum meydanında Cihannüma kasrı; arz odası ve kum kasrını muhtevidir. Levha üç muhtelif resimden kesilerek ya- pıldığı için çok geride olması lâzım gelen cihannüma kasrı öne tesadüf etmiştir. Diğeri de kum kasrmdaki ocaktı. Buna bitişik odanın da ocağı da bu ocağın arkasına tesadüf eder.

Soldaki ocağın dumanı yandaki odanın kapalı ocağı içine geçerek orasını da ısıtır. Haizi dikkat resimlerdir (5).

Hacı İzzet paşanın tamirine ait resimlere müteferrik kart- lar halinde tek tük tesadüf olunmaktadır. Bunlar 1290 (1875) tarihlerinde 100 adet cam üzerine çekilmiş, mühim bir kıs- mını Dr. Rifat Osman bulmuştur. Elimizde halen üç tanesi mevcuttur. Birisinde arz odası önünde kum kasrı tamirden evvel görülüyor. Kr.m kasrı tamir edilirken yakından bir res- mi daha vardır. Kasrın üstü kurşun örtülüdür, görülmek- tedir.

Diğer bir resimde de kum kasrı derununda yan yana ve etrafı çinili iki pencere görülmektedir. Büyük ve kubbeli di- vanhanenin kum meydanına bakan pencerelerinden ikisidir.

L'Univers, Türkiye faslında Sarayda kum meydanının ve kum kasrı ile diğer cihannüma kasrı ve arz odasının birinci Nikola albümündeki resimden alınmış bir örneğidir (1).

Sarayın hali hazır harab vaziyeti üzerine çıkarılmış yeni resimler vardır. Orada kum kasrının temelleri bile görülmez.

Yalnız üzeri kiremit örtülü kum kasrı hamamı müstakil bir bina halinde durmaktadır. Hamamda padişah kurnası de- nilen bir yer gösterilir. Padişahların bu hamamda istedikleri zamanda yıkandıklarına işarettir. Yoksa onlara has bir ha- mam değildir. Hususi hamamları yoktur. Canları istediği yer- lerde yıkamrlarmış... Kurnaları umumî harbe kadar mevcut imiş (2). Saraydan kalan yegâne hamam budur.

Kasrın İstanbul Üniversitesi kütüphanesinde bir albümde (3) ocaklı divanhanesinin bir resmi bulunmuştur. Resmin Kum kasrına ait hiç bir izahı yoktur. Fakat ocaklardan bunun kum kasrına aidiyeti meydana çıkmıştır. Kubbe yaldızlı ve XVII inci asra ait klâsik ve Türk tarzında bir parçadır. O-

(3) Tarihi Osmani Mecmuası No. 47, S. 306.

(4) Dr. Rifat Osman. Edirne Rehnüması. Edirne sarayı ve kasırları S. 88-94.

(5) Phot. Im. Louis Glaser Albümü, yaptıran Edirnede D. Michailides. Üniversitesi kütüphanesi yıldız hususî al- bümleri No. 14572/11.

(1) L'Univers. Turquie. Palais des Sultan â Eski-Serai No. 83.

(2) Dr. A. S. ÜN VER. Edirne sarayında hamamlar. Yü- cel No. 26. 1937.

(3) Yıldız albümleri meyanında müteferrik Edirne kıs- mında Saraya ait 2 resim bulunmuştur.

(21)

K u m kasrı h a m a m ı n ı n 1S36 dakı haline göre t e f e r r u a t ı ( A . S. Ü.) A , B , C — Kubbe k ı s ı m l a r ı , D — M a k t a ' , E — Y a n g ı n d a n e v v e l k i piân, F — Ş i m d i k i hal i ^ G — Ş i m -

diki plân

cakta yan odayı ısıtan ocağa ulaşan delik daha iyi seçiliyor.

Bu büyük salon kasrın nefis bir parçasıdır.

Yine kum kasrının müteaddid ve Dr. Rifat Osman ta- rafından uzaktan ve yakından çizilmiş resimleri vardır ( l).

Kum kasrının sağ yani, hamam tarafı kagirdir. Diğer ta- rafı ahşaptır. İhtimal kagir tarafı kışlık ve ahşap tarafı yaz- lıktır. Zira bu taraf tamamen ahşap, SIK direklerle bağlı ve birbirile temadi eden pencerelerdir. 12-15 (1829) plânında Cem cumbası altındaki kapı işaret edilmemiş ve ön cebhede gösterilmemiştir. Yalnız merdivenle çıkılan kapı görülüyor.

Fakat 1290 (1875) tamirinden sonra cumba altında kapı vardır. Birinci Nikola albümünde bu acaba unutuldu mu?

Yoksa sonradan mı açıldı. Fakat vaziyet burada eskiden bir kapının mevcudiyetini düşündürüyor.

Sağdaki ve soldaki pencerelerin şekillerini pek iyi gö- rüyoruz. Binanın kapısı ahşaptır, ve kasrın tam ortasına te- sadüf ediyor. Plâna göre boyu 18 metredir. Eb'adma göre va- si bir kasırdır.

Cem cumbasının içine ait malûmatımız yoktur. Yalnız Dr. Rifat Osman'ın basılmasını cidden istediğimiz eserine göre bu cumbaya çıkan bir merdiven vardır. İnilmek için merdiven ayrıdır. Bu odanın ufak bir sofası vardır. Yarı alçı pencereler kubbeli ve ocaklı büyük salonun sağ üstteki sofayı aydınlatır. Buradan cumbaya girilir. İniş merdivenin altında, yanda büyük odanın köşesinde bir musandırası var-

( I) Dr. Süheyl. Edirne Sarayı cedid âmiresi.

Yeni mecmua No. 85.86. 1339.

makale.

dır. Eskiden burada da yatırılırmış. Fatihin Edirnede iken bu kasırda oturup resmi kabulleri yaptığı da rivayet olunur.

Kasrın hakikaten en müzeyyen yeri cumbasıdır. Padişa- hın bağdaş kurarak oturup bu cumbadan merasimi seyrettiği veyahut saray mensublarma temaşa ettirdiğini düşünebiliriz.

Gayet müzeyyen ve mühim bir eser olan bu cumba bilâhare Edirne evlerinin inşasına da güzel bir örnek olmuştur. İşte kasrın hamamı, yazlık ahşap divanhaneleri ve kışlık kâgir oda ve ocaklı sofaları ile millî mimarimizi yaşatmağa lâyık birer eser olduğu meydandadır.

Halen kasrın yeri ancak kazışla belki çıkacak temellerile bulunabilir. Kiremitle örtülmüş ve depo gibi kullanılmış ha- mamından başka biç bir eser kalmamıştır.

Kasrın güzelliği tarif olunamıyacak derecededir. Haricî ve dahili mimarî teferruatı çok şayanı dikkattir. Mimarice is- tifade edilecek kaynaklardan biridir. Bilhassa ocaklı sofa- nın tavanı başlı başına bir âlemdir. Bunun şimdi İstanbulda iki benzerine tesadüf ediyoruz. Birisi maalesef yeşile boyan- mış Takkeci Camii tavanı. Aynı devir eseri olabileceğim ha- tırlatıyor. İkincisi de Amca Hüseyin paşa Yalısı'nın harabi- yetten bozulmuş divanhane tavanı. Topkapı sarayında bu ah- şap tavanın teferruatını havi parçalara Revan odasında, Bağ- dad kasrında da tesadüf olunur. Edirnede sanatkârların çok asıl tezyinat örnekleri vardır. Eğer bu tavanı da onlar işlemiş ise sanat erbabının ehemmiyet vererek aradıkları yüksek bir Edirne işidir.

Saray hakkında bu izahatı kâfi görüyorum. Buraya koy- duğumuz resimler yazı noksanlarını tamamlıyacaklardır.

K9

(22)

S a m s u n T. C. M. E. Ş u b e s i M ü s a b a k a s ı

Y. M i m a r E y ü p K ö m ü r c ü o ğ l u

Samsunda Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankasının, inşa ettireceği şube binası için açtığı müsabakada ikinciliği kaza- nan bu proje Y. Mimar Eyüp Kömürcüoğlu tarafından tanzim edi-miştir. Ayni müsabakaya iştirak eden diğsr projeleri ev- velki nüshalarımızda neşretmiştik. Bu defa da, Eyüp Kö- mürcüoğlu'nun projesini neşrediyoruz. Ayni müsabaka şart larına göre düşünülen bu proje, bir bodrum ve bir kattr.ıı ibarettir. Binaya, cephenin aksinde bulunan antre ile giril- mekte ve ortada muamelât holü bulunmaktadır. Bu holün etrafında, istenilen servislere ait odalar vardır. Ön cephede, müdür, içtima odaları ile muhaberat bürosu ve kontrolör o^ası konmuştur. Binanın plânı ihtiyaç halinde tevsie mü- sait bir şekilde düşünülmüştür.

Bodrum katı, muhtelif servislere ve kasa dairesine tah- sis edilmiştir. Vaziyet plânının müsaadesine göre, plân sokak cephesini tamamen işgal etmek ve yanlarda ışık alacak su- rette düşünülmüştür.

Mimar binanın önünde bir bahçe düşünmüş, arka cep- heden istifade etmemiştir. Bu sebeple muamelât holünün ışığını tamamen çatıdan vermiştir. Bu itibarla plânın tsrti- bindeki düşünüşte diğer projelerle fark vardır. Evvelkilerle beraber neşrettiğimiz projeleri mukayese edersek, birinci seçilen projenin banka servisleri ile holünün, muamelâtı yapan memur gişelerinin diğerlerinden daha iyi düşünülmüş ve daha uygun eb'adda tanzim edilmiş olduğu muhakkaktır.

Leman Tomson'un projesinde muamelât holü ile diğer büro- lar arasında bir münasebet ve rabıta yoktur. Servislere her bakımdan yakın olması lâzımgelen hol yana kaçmış bir va- ziyettedir. Eyüp Asım'm projesinde ise müşterilere ait olan hol ile muamelât gişeleri arasındaki nisbet bozuktur. Birin- ciliği kazanan projenin harici mimarisine gelince; bu Anka- radaki Merkez Bankası binasının küçültülmüş bir modeli tesirini vermektedir ki ayrı bir mimari şahsiyeti olmadığını gösteriyor. İkinci proje ise bir banka tesirini kâfi derece ifade etmiyor.

Bu noksanlaar rağmen neşretmiş olduğumuz projeler, bu mevzuda muvaffak olmuş eserlerdir. Bu sebeble arkadaşla- rımızı tebrik ederken Türk mimarlarına bu müsabakayı te- min eden Türkiye Cümhuriyeti Merkez Bankası umum di- rektörlüğüne teşekkürlerimizi bildiririz.

Kat plânları ve kesim

(23)

Ş e h i r c i l i k :

İ n g i I t e r e d e Ş e h

Sheffield Şehri merkez kısımlarının tadili İngilterenin Sheffield şehri Yorkshire şehrinin cenubu garbi kısmı dışında kâindir. Şehrin içinde, garp cihetine doğru Pennin dağlarının alçak batak- lıkları uzanır. Şark istikametinde d e böyledir ve he- men de inkitasız olarak şark sahiline k a d a r temadi eder. Bu sebeple şehirde büyük irtifa farkları vardır ki şehrin etrafında 27,4-45 7 arasında, merkezinde ise 39-103 metre arasında bir tehalüf gösterir.

Şehrin ismi Sheaf ismindeki nehire izafe edilmiş olup b u nehir diğer dört nehirle birlikte b u .sahayı sulamaktadır. Bu nehirlerden en büyüğü olan D o n nehri şimali garbî cihetinden gelerek şehre girer, ce- nubu şarkî istikametinden şehrin merkezine k a d a r ilerliyerek merkezde kaim bir zaviye ile şimali şar- kiye doğru kıvrılır.

Sheaf nehri ise şehirin içinde yer altından v e şimal istikametinde akar, sonra eski şatonun şima- linde Wigante civarında D o n nehri ile birleşir.

Her ne k a d a r Sheffield şehrinin büyük bir kısmı, Yorkshire ve Nottinghamshire şehirleri sahasını ihti- va eden kömür mıntakasmm eskiden işlenmiş ve bu- gün artık metrûk hale gelmiş arazisi içinde kâin bu- lunmakta ise d e b u şehir tam manasiyle bir k ö m ü r şehri değildir. Çünkü, bidayette k ö m ü r istihsalâtiyle geçinmiş olan bu Sheffield şehrinde bugün artık kö-

i r c i l i k f a a l i y e t i

mür mevcudu yoktur. Yalnız, şehrin şark cihetindeki hudut kısımlarını istisna etmek icabeder.

Sheffield şehri ingilterenin beşinci büyük şehri olmakla beraber en büyük sanayi şehridir. Nüfusu takriben ( 5 1 8 . 0 0 0 ) kişi olup amelenin en büyük kısmı şehrin esas sanayii olan bıçak ve çelik fabrika- larında çalışmaktadır; yani şehirde gerek hafif ge- rekse ağır sanayi vardır. Ağır sanayi bilhassa çelik zırh lâvhaları, demiryol rayları vesaire imal etmek- tedir.

D a h a o n beşinci asırda bile Sheffield'de imal edilen çakı ve bıçaklar bütün İngilterede maruf idi- ler. ( 1 6 2 4 ) senesinde ilk mühim şirketler kurulmağa başlanmış, sonra on yedinci asır içinde şehrin büyük endüstriyel gelişimi kendini göstermiştir. İşte c za- m a n d a n b e r i Sheffield ingilterenin en büyük sanayi şehirleri arasında yer almış bulunuyor. Bu tarihler- den evvel mezkûr şehrin şöhretini Don ve Sheaf ne- hirlerinin birleştiği noktada kâin bulunan şato temin etmekte idi. Şatonun mevkii, şehrin tarihî plânında merkez kısmının şimali şarkî h u d u d u n d a görülür.

Ağır sanayi için elverişli olan saha şatonun şi- mali şarkîsindeki derin D o n vadisi idi. Münhat olan bu sahada demiryollar tesis etmek, fabrikalar kur- mak m ü m k ü n olmuş ve böylelikle bütün nehir vadisi iktisadî hayata ilhak olunmuştur. Hafif sanayiin

(24)

mevkii ise Don nehrinin cenubunda ve Sheaf nehri- nin garbında bulunan mürtefi saha olup şehrin en büyük olan öz kısmı burasıdır. (15.800) hektarlık bütün şehir sahası için şimdi umumî bir imar plânı yapılmış bulunuyor. Tasvib edildikten sonra muhte- lif kısımların plânlarının hazırlanmasına esas teşkil edecektir. Şehrin merkez kısımlarındaki inşaî inki- şafa engel olmamak için, şehir komitesi, modernleş- tirilmiş mahallelerin imarı ve müteaddit resmî bina- ların inşası derpiş edilmekte bulunan yerler için,

«derhal tatbik edilecek plân» isminde bir plân hazır- lamıştır. Şehrin merkezine taallûk eden bu kısım, faaliyetin yanlış bir tarzda ilerlemesine engel ola- caktır.

Belediye binasını ve sair resmî binaları ihtiva etmekte olup tadil plânına dahil bulunan saha tak- riben 284 hektar büyüklüğündedir ve hemen hemen mustatil şeklinde bir mil murabbı manzarası arzeder, bu sahada 13-14 bin ev vardır ki bunlardan ( 9 5 8 7 ) tanesi tedricen ve 197 kısma bölünmek suretiyle ta- dil edilmesi derpiş edilen, binaenaleyh yıkılmaları mukarrer olan binalardan ibarettir. Tadilen imar ve ıslâh edilecek sahalar adeden çok olmakla beraber ekserisi küçüktür ve birbirleriyle rabıtasızdır.

Sheffield şehri büyük milli bir şose üzerinde değildir. Büyük şimal şosesi şehrin 18 mil şarkında bulunan Trent - Tal vadisinden geçer. Şehirden ge- çen en mühim bölge şosesi Liverpool - Lincoln şose- sidir. Fakat Don vadisindeki diğer yollarda müna- kalât daha fazladır. (Sheffield) de seyrüsefer mese- lesi daha ziyade şehrin kendisini alâkadar eden bir mahiyet gösterir, çünkü bir taraftan şehrin asıl iş mahallesi olan merkezinin karakteristiği pek eski bir tarz gösterir, diğer cihetten de, şehrin içini çıkış şo- selerine bağlamak müşkül bir keyfiyet teşkil etmek- tedir.

Şehrin tekâmülünün tarihî plânı bize, umumi- yetle yolların mevcut plâna istinad edilerek yapılma-

dığını gösteriyor. Şehirdeki yollar şunlardır:

a) Şehirden geçen ve birkaç yüz senelik olan ana yollar,

b) Anayolları birbirleriyle bağlıyan arzanî yol- lar ve bina adaları arasından geçerek bu adalara gi- diş gelişi temin eden, ayni zamanda şehrin merkezi etrafındaki eski ikamet mahallelerini bağlıyan sayı- sız yollar. Bu eski mahalleler artık yıkılmayı hak et- miş derecede haraptırlar.

Yeni yol plânı için şu basit esaslar tesbit edil- miştir :

a) Münakalâtı fazla olmakla beraber genişle- tilmeleri imkânsız bulunan yerlerde müvazi caddeler yapılacaktır.

b) Muhtelif münakale yolları yalnız nizam va- zetmek suretile değil ayni zamanda bir takım ko- laylıklar vazedilmek suretiyle ayrılacaktır.

c) Umumî ve fazla münakalâta mahsus yollar ayrılacaktır.

d) İcabeden ve masrafı göze almağa değecek olan yerlerde yeni caddeler açılacaktır.

e) Yeni duraklar tesis etmek ve böylelikle bü- tün cadde genişliğinin münakalâta tahsis edilmesini mümkün kılmak üzere caddelerdeki duraklar kaldı- rılacaktır.

Yeni plânın en mühim noktası, şehrin içinde bu- lunan halka şeklindeki caddedir. Bu cadde, şehrin merkezine girmek istemiyenler için mühim olduğu gibi, şehrin merkezindeki kalabalık iş sokaklarından geçmeye lüzum olmadan, az bir mesafeyi aksi isti- kamette gitmek bahasına bile olsa, rahatça halka caddeye varmak istiyen otomobiller için dahi mü- himdir.

Şehrin içindeki halka caddenin bir takım harap mahalleleri yıkmak suretile tesisi temin edilmiştir.

Şehirlerdeki metrûk, müstahkem ve kale mev- kilerinin caddeye tahvili suretiyle ekseriya parklı caddeler yapmak kabil olabildiği halde bu şehirde böyle bir imkân yoktu. Ancak kifayet edebilecek ge- nişlikte, iyi bir cadde tesis edilebilmiştir; çünkü da- ha geniş yapılması için yer mevcut değildi. İçerideki halka caddenin şehrin iç kısmı ile irtibatını temin için daha bir takım kutranî caddeler tesis veya bazı caddelerin genişletilmesi derpiş edilmiştir. Mevcut caddelerdeki münakale kesafetini tam manasiyle hafifletmek maksadiyle, yeni caddeler seyrüseferin en kesif bulunduğu noktalardan geçirilmektedir. Me- selâ istasyon, fabrikalar, otobüs istasyonu, mevcut ve yapılacak binalar, şimdi üzerinde eski binalar bu- lunup da ileride açılacak olan sahalar bu gibi sey- rüsefer kesafeti bakımından göz önünde tutulmuştur.

Şehrin yolları hakkındaki esaslar kabul edilir edilmez plânlar derhal 1 : 500 mikyasında olmak üzere hazırlanmıştır. Büyük mikyasta olan bu plân- lara istinaden, ıslâh edilecek sahalar ve bunlara mü- teallik yollar hakkındaki tavsiyeler tesbit edilmiş ve komite tarafından kabul olunmuştur. Bu sebeple, yalnız genişletilecek veya yeniden tesis edilecek yol- lara mahsus arsaların istimlâkiyle iktifa edilmiyerek, iktisadî lüzum tebarüz ettikçe, bunlara mulasık ar- saların da istimlâk edilerek rasyonel bir surette ter-

(25)

tip edilmesi münasip görülmüştür. Bu arsalar bele- diye tarafından münasip fiatlarla taliplere kiraya ve- rilecek ve onlar buralarda belediyenin göstereceği şekil ve irtifada binalar kuracaklardır.

Dairevî cadde pek mühimdir. Çünkü ikamet ma- hallelerinden, sanayi mahallelerinden ve iş mahalle- lerinden geçer. Şehrin içindeki halka caddenin şeh- rin merkezine tesadüf eden bazı kısımları genişletile- cek ve bazı yerlerinde yeni caddeler açılacaktır, ki şehir ve bölge plânında 3, 7, 8, 12, 13. 14 numara- larla gösterilmiştir. Şehir içindeki halka caddenin diğer caddelerle tekatu ettiği bütün noktalarda sey- rüsefer dairevî şekilde ceryan edecektir. Tekatu nok- talarında bu dairevî seyrüsefer sistemini temin ede- cek meydanların kutru ( 6 7 , 0 5 ) metre, caddenin ge- nişliği ise ( 2 7 , 4 3 ) metre olacak ve bu suretle yan- yana (6) otomobil geçebilecektir.

(Estates Surveyor) tarafından yapılan bir tah- mine göre yeni inşa edilecek caddelerin masrafı garisafî olarak ( 4 . 2 7 8 . 4 5 6 ) , safî olarak ( 2 . 9 0 4 . 5 8 6 ) İngiliz lirası tutacaktır. Caddelerin yalnız inşaat mas- rafı ( 5 . 0 0 0 . 0 0 0 ) ingiliz lirasıdır ve münakalât vekâ- letinin vereceği tahsisat bu meyanda dahildir. Komi- te, derhal faaliyete geçilmesini ve işin muayyen bir- kaç sene içinde bitirilmesini tavsiye etmiştir. Bu me- yanda en mühim olan caddeler başta gelmektedir.

Bu işlerin nasıl bir sıra gözetilerek icra olunacağı

«Caddeler ve İcraat Mıntakaları» plânında gösteril- miştir.

Ana mıntakaların tesbiti uzun ve itinalı tetkik- lerden ve alâkadarlarla istişarelerden sonra yapıl- mıştır. Mıntakaların intihap ve tahdidini kolaylaştır- mak üzere mükemmel bir «istifade edilecek satıhlar»

plânı vücude getirilmiş olup (26) muhtelif istifade tarzı göstermektedir.

Mıntakaların karakteristiği ve mikdarı ve hu- dutlarının tesbiti uzun müzakerelere mevzu teşkil etmiştir. Hususî ve teferruatlı meseleleri bu kadar çok olan bir şehir daha yoktur diyebiliriz. Bazı şehir- lerde muhtelif sanayi çeşitlerinin birbirinden ayırt edilmesi kolaydır. Sheffield için ise bunu söylemek kabil değildir. Bu şehirde birçok hafif sanayi vardır ki sıhhat vekâleti tarafından neşredilen Third Sche- dul of the Model elouse) ismindeki kitapta (Hususî Sanayi», yani mevzuumuza taallûk edince, sıhhate muzır sanayi olarak tavsif edilmiştir. Bu sanayi şeh- rin bütün sahası üzerine dağılmış olup bunların bu- lunmadığı hiç bir kısım yoktur.

Şehrin iç kısmının tadilinde ( 5 ) mıntakaya tak- simi derpiş edilmiş olup bu taksim asgarî olarak ka- bul edilmiştir.

ikamet sahası ( 4 ) kısma ayrılmış olup şehir merkezinin etrafındadır ve iş ve sanayi mahallelerin- den ayrıdır. Bunlar tam manasiyle ikametgâhlar sa- hası oldukları cihetle (Public Health Act) denilen nizamnameye uygun bulunduklarından bu saha için

(Model Clauses) ahkâmından inhiraf eden hususî bir nizamname konmamıştır.

Umumî iş mahallesi, merkezden garp istikame- tinde ayrılan iki caddeyi takip ediyor. Burada muay- yen bir mikdarda sanayi işletmelerine, bilhassa bir ticarethane ile iltisakı olanlarına, müsaade etmek za-

rureti vardır. Bu gibi sanayi işletmeleri ekseriya ya- zıhane ve dükkânları ihtiva eden hafif sanayi mü- esseseleridir. Ancak bunlara müsaade edilip edile- miyeceği ileride her biri için ayrı ayrı tetkik edilecek- tir. Şimdiki halde bu mmtaka, dükkânlardan, yazı- hanelerden ve iş mahallerinden ibarettir. Bu sahada ikametgâh kurabilmek için mutlaka belediyeden izin almak şartı derpiş edilmiştir.

«Special Business Zone» denilen hususî iş mın- takasında ise ikametgâh tesisine hiç izin verilir: iye- cektir. Bu saha oldukça derin ve alçak bir vaziyette bulunduğundan fabrika dumanları burasını daima kaplamaktadır ve bu sebeple ikametgâh kurulması için hiç elverişli değildir. Muhtelit mıntakalarda hem ikametgâhlar, hem de fabrikalar bulunacaktır. Bu gibi binaların burada kurulması yasak edilmiye.cek- tir. Sanayi mıntakası dahi (4) kısma ayrılmış olup bu kısımlar umumî iş ve hususî iş mahallelerinden ayrı- dırlar. Burada tesisine cevaz verilmiş olan sanayi dolayısiyle bu kısımda ikametgâh memnudur.

Sanayi mıntakasında ikametgâh bulunması u- mumiyetle menedilmiştir. Ancak, bu memnuiyet ted- ricen yerine getirilecek ve bu hususta kısmen ıslâh a- meliyelerinin ve kısmen de fabrikaların tabiî istilâsı- nın rolü olacaktır.

Derin ve alçak vaziyette bulunan bütün saha- lardan ikametgâhları kaldırmak tecrübesine de gi- rilmiş idi, çünkü bu yerleri duman kaplamaktadır.

Mıntakalar umumiyetle bugün mevcut olan ahval ve şeraite uygun bir surette tertip edilmiş olduğundan istifade edilecek sahalarda ehemmiyetli tadilât yap- mak mecburiyeti yoktur ve böyle tadilât yapılması zarurî olan sahalar büyük sahalar değildir. Mıntaka- ların tertibi daha sıkı tutulmuş olsaydı, büyük mas- rafları mucip olacaktı ve elde edilecek neticeye karşı bu kadar büyük masrafları göze almak doğru olmı- yacaktı. Muhtelif mınatakalar arasında keskin bir tahdid yapmaktansa, tabiata, köy yerlere çıkılabile- cek elverişli yollar açmak, oyun yerlerine gidiş gelişi kolaylaştırmak çok daha mühim talâkki edilmiştir.

Esasen bunu kolaylaştıran bir keyfiyet de vardır ki o da bu gibi yeşil sahalar ve boş meydanlar tesis için verilecek tazminatın indirilmiş bulunmasıdır.

Yeni plânlayış münasebetiyle halledilmesi lâ- zımgelen meseleler de vardır. Şöyle ki:

a ) Boş kalacak satıhların planlanması:

İkametgâhlar sahasında çocuk bahçeleri ve o- yun yerleri kurulacaktır. İş mıntakasında halkın din- lenmesine, hava almasına ve asudeliğine mahsus ye- şil sahalar yapılacaktır. Esasen şehirlilerin esas ha- yatları bu mıntakada geçmektedir. Sanayi sahasında da öğle paydoslarında istifade edilebilecek istirahat ve yeşillik sahaları bırakılacaktır.

İkametgâhlar sahası ile sanayi sahası arasında imkân nisbetinde yeşil çayırlar tesis edilecektir,

b) Duraklar:

Şehirdeki bugünkü duraklarda ancak ( 6 0 0 ) otomobil durabiliyor. Tecrübe için yeniden ( 6 ) du- rak tesis edilmesi derpiş edilmiş olup bunların şimdi- ki otomobil adedinin birkaç misline yetebilecektir.

Muhtelif yerlerde birçok küçük durak yapmaktansa az adette fakat büyük duraklar yapılması tercih o-

(26)

lunmuştur. Bu maksatla bilhassa tadilât sahalarından istifade olunacaktır. Hususî iş mıntakasında ise kâfi büyüklükte durak tesisi için yer olmadığından bu- rada bir veya iki katlı garaj binaları kurulması der- piş edilmektedir.

c) Muhtelif mıntakalarda bina ve nüfus kesa- fetinin, yani inşaat kesafetinin kontrolü:

Şimdiye kadar arsalara inşa edilen fabrika bi- nalarının sıklığı kontrol edilmiyordu ve bu yüzden birçok fabrikalar kâfi derecede ışık alamıyorlar.

Harap ve fena binaların yıkılması suretiyle bu saha- larda biraz daha fazla aydınlık temin edilebilecektir.

Hattâ geçende birkaç fabrika sahibi ıslâhı derpiş e- dilen bir sahayı tamamen satın almış ve böylece, hasıl olacak ışığı fabrikasına tahsis etmek endişesini göstermiştir. Fabrika ve iş binalarının önüne yapıla- cak binalar bundan sonra yüzde yetmiş beşden yük- seğe çıkamıyacaktır.

Şehrin içindeki ikametgâh binalarının sıklığı şimdilik beher ( 0 . 4 0 5 ) hektar başına (25) bina olmak üzere tesbit edilmiş olup bu meyanda asgarî arsa büyüklüğü ( 1 1 7 ) metre murabbaı olmak lâzım- dır. ikametgâhların adedi o kısımdaki nüfusun tak- ribi mikdarına göre tayin edilecektir. Üzerine bina kurulması caiz olan umum arsalar sathı tahdid edil- miştir. Bir acre yani ( 0 , 4 0 5 ) hektar satıh üzerinde

( 1 9 0 ) kişiden fazla oturamıyacaktır. Binaların cad- deye ve diğer binalara yakınlaşması nisbetinde bu mikdar ( 1 0 0 ) kişiye indirilmektedir. Azamî yüksek- lik olarak (5) kat kabul edilmiştir. ( 3 ) kattan faz- la olan binalara asansör mecburîdir. Hangi mıııta- kada olursa olsun kat kat yapılacak binalar için be- lediyenin müsaadesi lâzımdır. Hususî iş mıntakası ile sanayi mıntakalarında bu binalara hiç müsaade edilmiyecektir.

(Civic Centre) denilen şehrin iç merkez kısmı cadde ve mıntakalar plânının hemen hemen ortasın- da olup takriben ( 2 7 4 ) metre kutrunda bir daire teşkil eder ve ayni büyüklükte bir boş meydanı çev- relemektedir. Burası hususî mahiyette bir saha olup bunun tertibi plânda tesbit edilen Civic Centre na- zarı itibara alınarak mevcut Belediye sarayı, kütüp- hane, resim galerisi, şehir toplantı binası ve mektep binalarına göre yapılacaktır. Yeni olarak da asliye mahkemesi, emniyet müdürlüğü, belediye sarayına yapılacak ilâve, bir tezyini san'atlar ve san'atlar mektebi, sıhhiye ve süt damlası enstitüleri ve elektrik fabrikalarına ait sergi binaları kurulacaktır.

İstasyon binasının nereye kurulacağı hakkında birçok tavsiyeler bulundu. L. M. S. istasyonu şehrin içine en yakın olan istasyondur. Fakat bu istasyona giden yol şehrin şerefine uymıyacak bir haldedir.

(Howard Street) denilen bu cadde ( 2 1 ) metre ge- nişletilecektir. Genişletilecek olan kısım belediye sa- rayına ilâve edilecek bina ile istasyon arasına tesadüf eden kısımdır. Bu genişletilecek caddeye mimarî kıy- meti olan binalar yapılması düşünülmektedir. Bu caddede resmî dairelere ait binalar yapılmıyacaktır.

Çünkü resmî binaların seyrüseferi canlı ve hareketli olan iş caddelerinde kurulması hoş görülmüyor. Res- mî binalar caddenin bir kenarında bir gurup halin- de tesis edilecek ve bu kısım Surry Street denilen caddede kolayca işliyebilecek bir mevki teşkil ede- cektir. Surry Street caddesinden bakınca nihayette mahkeme binası görülecektir bu bina Civic Centre denilen şehir merkez kısmının en muhteşem binası olacaktır. Mahkeme binasının şarkındaki daha alçak sahada çarşı holü ve istasyon kurulacaktır. Bu iki bi- nanın arasındaki bahçeler bunları birbirinden ayı- racaktır. Bu alçak sahanın etrafındaki caddeler şun- lardır: Sheaf Street (No. 12), Pond Street (No. 2 5 ) , Exchange Street. Bu meyanda zahire borsasını say- mak da lâzımgelir. İşbu kısım hususî iş mıntakası içindedir. Bu sebeple otobüs istasyonunun buraya yapılması pek elverişlidir.

Civic Centre denilen kısım merkezî inşaat plâ- nının itmam edici parçası olup şehir ve iş hayatının merkez noktasını teşkil edecektir. Bu sebeple banli- yölerde imkân dairesinde işbu merkez noktasiyle ir- tibatlı ve buna benzer merkezler vücude getirilmesi derpiş edilmiştir.

Bugün mevcut olan tadil ve ıslâha elverişli fır- sat ve imkânlardan birçokları ileride ele geçmiyecek nevidendir. Yeni caddeler açabileceğimiz veya eski- leri düzeltebileceğimiz ve böylece muntazam ve bir- biriyle irtibatlı bina gurupları vücude getirebileceği- miz ıslâha muhtaç mahalleler ileride mevcut olmıya- caktır. Netekim şimdi bile, ıslâha muhtaç mahalle- lerde vücude getirlmiş bazı yeni binalar tadil ve imar hareketlerine, yeni caddeler açılmasına mühim birer engel mahiyetinde durmaktadırlar. Tadil sahaların- da yeniden ikametgâhlar inşa etmek lüzumu her za- man için kendini gösterecek ise de, şehir inşacıları bakımından (Strajedik) ehemmiyeti haiz olan yer- lerde bö:yle binalar kurulması varid olmıyacaktır.

Yeni plân, fırsat zuhur ettikçe tatbik ve icra edilmek üzere yapılmıştır. Plânın ihzarında şehrin ileride alacağı inkişaf imkânları da mantık ve tahmin nisbetinde gözetilmiştir. Buna rağmen plânda ile- ride tam surette tatbik edilmesi uzun senelere muh- taç bir iştir ve bu zaman içinde bir takım değişiklik- ler yapmak icabederse bunun kimseyi hayrete dü- şürmemesi icabeder.

S

(27)

S ü t i s t i h s a l e d e n ç i f t l i k l e r d e m i m a r î n a z a r i y a t

Doğum ve Tedavi Daireleri.

(Geçen sayıdan devam)

Çifliklerde ahırlardan ayrı bina dahilinde gebe ve hasta ineklere mahsus daireler tertib edilmeli ve bu daireler çelik bölmelerle birbirinden ayrılmış olmalıdır. Bu bölmelerin ge- nişliği 12 - I I ayak olmalı ve her bölmede ahırlarda yapıl- dığı gibi yenilikler tertib edilmelidir. Keza bu bölmelerde inek veya buzağıları bağlamak için münasib tertibat yapılmalıdır.

Buzağıların yemleri için de münasib yerlere tekneler aşmalı.

Bütün bölmeler iyice aydınlatılmalı ve havalandırılmalıdır.

Gebe inekler için hususî yaşayış tertibatı lâzımdır, çünkü doğacak buzağının ileride vereceği süt onun gerek doğmadan evvel gerek doğduktan sonra yaşadığı hayat tarzına bağlı- dır.

Buzağılar ishala meyyal olduklarından bunlar için kuru yatak lâzımdır. Binaenaleyh bunların yatakları daima değiş- tirilmeli ve temiz tutulmalıdır. Bu bölmede sıcak ve soğuk su tertibatı da bulundurmalı ve hattâ soğuk gecelerde doğu- ran ineklerin yanında durmağa mecbur olan sığırtmaçların ısınması için bir şemine de tertib edilmelidir.

Buğralara mahsus ahır

Çifliklerin çoğunda bağalar sıhhata muzir yerlerde sak- lanırlar. Bunların ahırları umumiyetle karanlıktır ve nadi- ren üstü açık yerleri vardır. Hattâ buğa vahşi bir hayvan ol- mak üzere tanınmıştır ve bu ahval dahilinde hiç değilse ge- rek damızlık ve gerek kasaplık buğaları iyi bakılmaz.

6 numaralı resim diagramı Lankaşayr kontluğu Ziraat Mektebinin buğalara mahsus ahırlarla havaların ne derece mükemmel surette tertib edilmiş olduğunu gösteriyor.

Buğa ahırlarında yemlik o surette tertib edilmiştir ki yemler arka taraftaki geçitten getirilip içine doldurulur. Bu- ğa ile ineklerin çiftleşmeleri için de ayrı ahırlar yapılır. Bu ahırlar için iki methal tertip edilmiştir ve bir methalden kır- dan gelen inek, diğer methalden de havlıdan gelen buğa içeri girer.

Buğalara mahsus ahırlar dahi diğer ahırlar gibi munta- zam surette aydınlatmalı ve havalandırmalıdır. Döşemeler be- tondan ve meyilli duvarlar da kumlu ve badanalı olmalıdır.

Ahırın havlısı dahi hiç değilse :«> X 20 ebadda bulunmalıdır.

Kapıların iç taraflarını madenî levhalarla kaplamalıdır.

Dış Binalar

Çiflik müştemilâtı berveçhi âti tasnif olunabilir : (1) At ahırları, (2) araba ve avadanlık salaşları, (n) tamirat ve motör dairesi. Son iki yer birleşebilir ve yahut yanyana ge- lebilirler.

At ahırları keskin kokular neşrettiklerinden inek ahırla- rından uzak bulunmalı bu suretle atlar diğer hayvanlarla te- mas etmemeli ancak araba salaşına yakın olmalıdır.

7 numralı resim çiflik müştemilâtına müteallik bütün te- ferruatı gösteriyorsa da bilhassa aşağıdaki noktalara dikkat etmek icab eder:

At ahırları oldukça geniş olmalı ve atlar birbirinden uzak bulundurmalıdır. Bu suretle atlar arasından serbestçe geçile- bilir ve bunlar lâyıkıyla timar edilebilir.

Bu ahırlar gayet sağlam bir tarzda yapılmalı ve tama-

Bir beygir a h ı r ı n ı n inşa t a r z i y l e t e r t i b a t ı .

miyle de aydınlatılmalı ve havalandırılmalıdır. Ayrıca bir yem anbarı ve dairesi de bulunmalıdır. Kapılar 1 ayak geniş- liğinde ve en az 7 ayak (i incez yüksekliği de bütün ve tuğla kısımlar da yuvarlak olmalıdır.

Araba salaşı arabaların adedile mütenasip olmalı, ava-

Bir ç i f t l i k t e k i süt dairesinin d i a g r a m p l â n ı : Sh. A h ı r d a n i t i - baren üstü ö r t ü l ü yol. - T . Süt haznesi. - C. Süt soğutma t e r t i b a t ı . - S. Depo haznesi. - B. Şişeleri doldurmağa mahsus t e r t i b a t . W . Y ı k a m a tenekesi. - St. isterilizasyon sandığı. - Y . y a y ı k l a r içinbuhar p ü l v e r i z a t ö r ü . - I Şişelerin i l k t e m i z l e n - mesine mahsus teneke. - 2 Asidli su v e f ı r ç a l a r . - 3. Son y ı -

k a m a ve pülveı-izatör püskürtmesi. - R. S o ğ u t m a dairesi.

danlık salaşmdaki veçhile tertip edilmelidir. Yalnız araba sa- laşının cephesi açık, alât salaşının cephesi ise kapalı olmalı ve her ikisi de şimali şarki istikametinde yapılmalıdır. Bu suretle bilhassa arabalar gerek yağmurdan gerek güneşten

O'.GB.M.tıC LA'OU* OF ' ODÛE<v OOOm tNGiN6 "Ou^t ETC

Y e m a n b a r i y l e motör dairesi v e sairenin d i a g r a m a t i k krokisi.

(28)

Us rr oorEholE

S 11OOO CAL • A N I

BOI1LC 5TORC ENGİNE ROOM

roDOEn

P R [ P A R A I I ON

"^PASTUBE

OOOtR iiORl OVCR

MANURE CARnıCl RE rRlGE RATOR M İLK SIORE '

Çiftlik teşkilâtı : Hububat anbarı. - Ahır terti- batı. - Yem anbarı, motor dairesi, elektrik dai- resi, şişe anbarı. - Gübrelerin nakline mahsus tertibat.'- Soğutma ve sütleri şişelere çekmeğe mahsus daire. - Soğutma tertibatı. - Süt an- barı. - İsterilizasyon dairesi. - Kazan ve kok dairesi. - Buzağılara mahsus bölme. - Muvakkat ahşap bina : Buzağılara mahsus bölmeler, bıı- ğalara mahsus bölmeler, avadanlık anbarı. - Kuluçka dairesi. - Çiftlik fevi. Ahırın maktu.

masun kalırlar.

Araba salaşının açık kısımları 9 ayak genişlikten ve 8 ayak yükseklikten fazla olmamalıdır. Aksi takdirde yağmur içeri gelir.

Avadanlık salaşı tamirat ve motor dairesinin yanında bu- lunmalıdır. Tamirat dairesinde traktörler ile süt arabaları, kamyonlar ve hususi arabalar tamir olunur. Bu daire de iyice aydınlatılmalı ve havalandırılmalıdır. İnşaatının tarzı dahi çiflikteki sair binaların yapılışı gibi olacaktır.

Tamirat ve motor dairesinin plâııı 8 numaralı resimdeki diagramda gösterilmiştir. Tamirata mahsus alât ve edevat, tezgâhın üst tarafında tertip edilmiş raflara konacaktır. Örs ve ocak ile yuvarlak testere için hususî yerler tesbit edile- cektir. Çiflik için lâzım olan bütün tamir ve tecdid işleri de burada yapılacaktır.

Her çiflik için mazutla işler ufak bir dizel motörü el- zemdir. Bu motör pek te pahalı olmadığı gibi sarfiyat da az- dır. Bilhassa yem hazırlamağa mahsus makinaları çevirir. Bu dairenin döşemesi sağlam temelli betondan, duvarları dahi sıvalı ve badanalı alacaktır. Damı açık bırakılabilir. Bunlar- dan maada daire iyice aydınlatılacak ve havalandırılacaktır.

Gübre kuyusu ve şerbet haznesi

Gübrelerin korunamaması ve bunların içinde bulunan mühim tenbit unsurlarının zayi olmaması için gübre kuyu- sunun üstünü iyice kapamalı ve yalnız ahırlardan arabalarla getirilen gübrelerin içeri atılması için münasip tarzda bir menfez bırakmalıdır. Gübre kuyusunun dibi o surette tertip edilmiştir ki şerbet haznesinin fazlası bir mecra vasıtasıyle akıp gider. Bu sebebden dolayı da şerbet haznesinin sathı güb- re kuyusundaki mecranın sathından aşağıdır.

Gerek gübre kuyusu ve gerek şerbet haznesi betondan ya- pılmalıdır. Muntazam çifliklerde gübre uzun müddet bekle- tilmeyip her iki haftada tarlalara dökülür.

Su İhtiyacı

Süt istihsâline mahsus bir çifliğin günlük su ihtiyacı inek başına 25 galon tahmin olunabilir. Her çiflikte hem bol ve hem de tatlı su bulunmalıdır. Aksi takdirde çiflikteıı ha- sılat beklenemez.

Su tedariki için muhtelif vasıtalar vardır, bunların en mühimleri pınarlar, kuyular, ırmaklar, yağmur suları ve göl- lerdir.

Dağlık yerlerde çiflikler civardaki pınarlardan istifade e- derler. Ancak yazın bu pınarlar kuruyabileceklerinden, çiftlik- lerde büyük sarnıçlar bulundurmak ve bunları kışdan dol- durmak icab eder.

Kuyu suları çiflikler için elverişli değildir. Çünkü bun- ların suları ekseriya hem kireçli hem de bozuk olur. Bu se- bebden dolayı modern çifliklerde kuyudan su tedarik edil- memelidir.

Çifliklerin su ihtiyaçlarını tatmin için en iyi çare arte- ziyen kuyusudur. Her çiflikte bir arteziyen kuyusunun bulun- ması elzemdir. O zaman artık su hussunda hiç sıkıntı çe- kilmez.

Eğer çifliğin yakınından bir ırmak geçiyorsa bundan çif- liğe kadar bir cetvel açmak suretile su ihtiyacı tamamıyle te- min edilebilir. O zaman ırmak suyu filtreden (kum ve kok) geçirilerek sarnıca doldurulur.

Yağmur suyu tatlı su olduğundan temizlik için pek el- verişlidir. Eunun için çiflik dahilindeki bütün binaların dam- larına yağan yağmurlar oluklar vasıtasıyle, filtreden geçi- rilmek suretile, sarnıçlara doldurulabilir.

Çifliğin seviyesinden yüksek mahallerde bulunan göllerin suları da. bozuk olmadıkları takdirde, çifliğe akıtılıp sarnıç- lara doldurulabilir. Çiflik dahilinde göl tertibi sıhhata muzır olduğundan asla tavsiye edilemez, çünkü bu sudan içen hay- vanlar her halde hastalanırlar.

Mecralar

Çiftliklerde gerek gübre gerek çirkef sularının akıtılması için ayrı ayrı muntazam mecralar yapmalı ve bunları uzak- lara sevk etmelidir. Ahırların içerisinde su birikintileri bu- lunmamalı ve çiflik dahilindeki işlek yollar da, yağmurlu havalarda çamur olmamak için tamamıyle kaldırımlamalı- dır. Çiflikteki bütün yollar asgari 9 ayak genişliğinde olma- lıdır. Mümkün olduğu takdirde çiflik arabalarının tekerlek- lerine lâstik geçirmelidir. Bu suretle hem yollar bozulmaz, hem arabaların sür'ati artar ve hem de çiflik dahilinde gü- rültü olmaz,

Referanslar

Benzer Belgeler

3 üncü Ahmed zamanında, Üsküdarda yeni Valde, Ah- med İye camileri gibi kıymetli eserler vücude getiren bilhassa Şehzade başındaki Sadrıazam Nevşehirli İbrahim Paşa

Her bakımdan kıymeti çok yüksek olan Ege bölgesinde Arsıulusal İzmir Panayırı ekonomik kazançlarla bugün Avrupalıların endüstri ola- rak kabul ettikleri turizm için de

Siyah TEHDİT EDİLMİŞ Piyonunu At GELİŞTİREREK koruyor, ve Beyaz diğer.. merkez

Deniz İş Kanunu ya da Basın İş Kanununda bir boşluk olduğunda İş Kanunu değil, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır.. İş Kanununun

Turizmi geliştirmek İçin bu konuya ciddi bir şekilde eğilmek ve ge- lenlerin tüm günlerini en iyi şekilde de- ğerlendirmiş olarak ülkeden ayrılmaları için çaba

Bütün mâmûllerlmizden sipariş üzerine özel dansite ve eb'adda imâlât yapılır.. Bu siparişler % 10 flat

Alıcıya ait olan ve tarafımızdan ödenen Gider Vergisi fiatlara dahildir.. Fiatlar Türkiye'nin her tarafında

Amatör Telsizcilik çalışmaları için bölgesel haberleşmenin önemi çok büyüktür. Şu an Sis dağı ve Eğribel’e kurulan bu haberleşme sistemleri tamamen amatör