• Sonuç bulunamadı

B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "B‹L‹M VE TEKN LOJ‹ HABERLER‹"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kan Testinden

Akciğer Kanseri Tanısı

Amerikan Göğüs Derneği’nin

(American Thoracic Society) 20 Mayıs 2008’de Toronto’da gerçekleştirilen uluslararası konferansında sunulan yeni bir araştırmaya göre basit bir kan testiyle erken aşamadaki akciğer kanserleri bugüne kadar görülmemiş bir duyarlılıkla saptanabilecek. Akciğerlerdeki kanserli dokuları iyi huylu dokulardan ayırt etmeyi sağlayacak non-invaziv (cilt ya da mukozayı geçmeden tamamlanan) bir testin geliştirilmesi olasılığının yalnızca tıp dünyası için değil, ön testlerin ardından kesin biyopsi sonuçlarını beklemek gibi üzücü bir deneyim geçirmiş olan her hasta için de büyük bir etkisi olacak.

Pensilvanya Üniversitesi’nden tıp doktoru Yrd. Doç. Dr. Anil Vachani, “Bilgisayarlı tomografi (CT) ile tarama, akciğer nodüllerinin %20–60 arasında saptanmasını sağlıyor” diyor. “Hata oranı yüksek bu yöntem hastaları seri halindeki bilgisayarlı tomografi (CT) taramaları, pozitron

emisyon tomografisi (PET) taramaları ya da biyopsiler gibi daha kapsamlı ve birbirini izleyen araştırmalara

katlanmak zorunda bırakıyor. Eğer bu test büyük ölçekteki tanısal bir araç şeklinde geliştirilirse, tüm bunlara olan gereksinimi karşılayabilir” diye ekliyor.

Akciğer kanseri çok farklı bir hastalık olduğundan bu hastalığın izlenmesi çok zor olabiliyor. Bu araştırmacılar beyaz kan hücrelerinin gen ifadelerini test ederek akciğer kanserinin varlığını saptamanın kalıcı ve tutarlı bir yolunu bulmayı umuyor.

Dr. Vachani ve çalışma arkadaşlarının kullandığı test, başlangıç

aşamasındaki tümörün kana

salgıladığı faktörleri taramak yerine, hastanın kan dolaşımındaki kendi beyaz kan hücrelerindeki gen ifadelerine bakıyor. Dr. Vachani bu durumu “Bu hücrelerdeki gen tiplerinin bizlere kanserin var olup olmadığını söyleyebileceğini bulduk” şeklinde açıklıyor.

Yöntemin doğruluğunu ve geçerliliğini sınamak için araştırmacılar yaş, sigara içme durumu, cinsiyet ve ırk bakımından aynı özellikler taşıyan; akciğer kanserinin erken evrelerindeki 44 hasta ve 52 sağlıklı bireyden (kontrol grubu) oluşan bir grup oluşturdu. Sonra da kanserin varlığını saptamada kullanılabilecek en iyi hedefi

belirlemek için bir takım genetik diziler kullandı. 15 gen dizisinin %87’lik bir oranla en yüksek doğruluğu taşıdığını buldular. Dr. Vachani “Bu bulgular akciğer kanserlerinin dolaşımdaki beyaz kan hücreleriyle etkileştiğini ve bu hücrelerdeki etkin gen tiplerini değiştirdiğini gösteriyor. Elde edilen bu sonuç, ileride akciğer kanseri kuşkusu taşıyan hastalarda non-invaziv tanısal bir testin geliştirilmesi için kullanılabilir.” diyor ve ekliyor “Hastalardaki kanser riskini daha kesin bir şekilde belirleyebilecek bu tanısal test çok değerli olabileceği gibi gereksiz cerrahi müdahaleleri, biyopsileri ve yinelenen görüntüleme tetkiklerini azaltacak ve önemli ekonomik etkileri olacaktır.” Dr. Vachani sözlerine “Bu yaklaşımın akciğer kanseri tanısında

kullanılabilirliğini daha iyi değerlendirmek için daha geniş gruplar üzerinde doğrulama

çalışmaları yapmayı planlıyoruz. Eğer sonuçlarımız umut verici olursa bunu gelecekte klinik bir deneyde sınamak istiyoruz.” diyerek son veriyor.

E s r a T o k

http://www.eurekalert.org/pub_releases/2008-05/ats-btf051208.php

BiLiMveTEKNiK 6 Ağustos 2008

B ‹ L ‹ M V E T E K N

L O J ‹ H A B E R L E R ‹

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önceki çalışmalar da dalga boyu 670 nm dolayında olan kırmızı ışığın, “su seven” maddelere yakın su moleküllerini daha hareketli hale getirebildiği ortaya

Çap› yaklafl›k 50.000 km olarak hesaplanan cismin bizim gaz devlerinin yap›s›nda oldu¤u varsay›ld›¤›nda, bu kadar s›cak kalabilmesinin tek yolu, devasa bir

Nedeni, ekibin bu cismi ilk kez 21 Ekim 2003 tarihinde rutin bir Kuiper Kufla¤› taramas› s›ras›nda belirle- mifl olmas›.. Ancak, cismin çok uzak olmas› ve ve çok

2001 KX76’n›n çap›n›n, parlakl›¤› ile bü- yüklü¤ü aras›ndaki iliflki konusundaki varsay›mlara göre de¤iflti¤ini kaydeden Lowell Gözlemevi Yöneticisi Robert

Üst kuarkla W bozonu aras›nda bir iliflkinin varl›¤›, ato- malt› dünyada üst kuark›, tüm maddelerin özelliklerinden sorumlu olan zay›f kuvvetin bir tür “babas›”

Büyük Patlama’dan k›sa bir süre sonra tüm evrene yay›lan ›fl›n›m›n fosil kal›n- t›s› olan kozmik mikrodalga fon ›fl›n›m› üze- rinde ayr›nt›l›

Kanada’da bulunan Sudbury Nötrino Gözlemevi araflt›rmac›lar›, çok küçük kütleli ve maddeyle çok ender etkileflen parçac›klar olan nötrinolar›n

Geçti¤imiz y›l bilimciler çeflitli türlerin DNA’s› için- de protein kodlamayan bölgelerin, gen bölgelerin- den daha yavafl de¤iflime u¤rad›¤›n›, dolay›s›yla