S E R G İ L E R :
Şehir galerisinde İsmail Hakkı Öcal bir heykel sergisi açtı. Aylarca deniz kenarlarında dolaşarak, dalgaların hare- ketleriyle modöle edilmiş kiremit, tuğla parçalarından yüz- lercesini seçmiş, bunlardan elli kadar heykel yaparak seyir- cilerine bir plâstik zevk ziyafeti vermiştir. Kimsenin nazarı
İSMAİL HAKKI OCAL SERGİSİ
dikkatini çekmeyen,' bu sayısız, moloz denilen parçalar, ha- kikî bir sanatkârın zevki, düşüncesi ve eliyle, birden ma- hiyetlerini değiştirip san'at eseri haline gelmiştir. Heykeltraş, burada, tesadüfi şekillerin birbirleriyle olan plâstik münase- betini bulmuş, bu münasebeti kuvvetlendirmek için, çizgi, delik, törpüleme gibi hafif müdahalelerde bulunmuş ve or- taya, onbeş, yirmibeş santim boyunda, abidevî eserler çıkar- mıştır. Bu mütevazi heykeltraş, teorik endişelerden uzak, kendi mizacı, anlayış ve zevki ile Aztek, Maya medeniyetleri- nin sadelik ve büyüklüğüne, Novalis'in felsefesine ve Klee'- nin geniş anlayışına yaklaşmıştır. Hakikî sanatkâr da bu- dur.