• Sonuç bulunamadı

Suyun Ticarile

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Suyun Ticarile"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Suyun Ticarileştirmesine Hayır ve 3. Köprü Yerine Yaşam Platformları, Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun

Tasarısıyla ilgili "Halkın direnişini yasalarınızla engelleyemezsiniz" dedi. Başbakan'ın Taksim'deki patlamaları doğa savunucularına bağlamasını "kınıyoruz" dendi.

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu ve 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu bugün yaptıkları bir basın açıklamasıyla, Meclise sunulan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun tasarısının su havzaları, ormanlar, meralar, kıyı ekosistemi ve biyoçeşitliliğe saldırı olduğunu söyledi.

Bugün (1 Kasım) Amasya, Tokat, Şavşat ile eş zamanlı olarak Galatasaray Meydanı'nda yapılan açıklamada "çevre düşmanı Çevre Bakanı istifa", "Köprü değil, insanca yaşam", "Sermaye elini doğadan çek", "Dereler özgürdür, özgür akacak" sloganları atıldı.

Derelerin Kardeşliği Platformu sözcüsü Bekir Altun "Ülkenin dört bir yanında tüm alanlara olduğu gibi derelerimize, sularımıza ve toprağımıza da saldırılar devam etmektedir" diye konuştu.

"Başbakan haddini aştı, sözlerini geri alsın"

Başbakan Erdoğan'ın Taksim'deki dünkü patlamayla ilgili açıklamasında, olayı doğayı savunanlar ve çevrecilere bağlayarak haddini aştığını söyleyen Altun "kınıyoruz, Başbakan sözlerini geri almalıdır" dedi.

Açıklamayı okuyan Kızılca Yürür "SİT ve milli parkların korumalarını kaldıran, ilgili kararları hükümet politikaları doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanı'nın doğrudan onayı ve bakanlığa bağlı kurullara bırakan tasarıya" karşı olduklarını söyledi.

Tasarı yasalaşırsa "Su Kullanma Hakkı Sözleşmesi imzalamış, hidroelektrik santral (HES) için lisans almış şirketlere engel olan havza koruma statüleri kaldırılacak" diyen Yürür, "Milli park olan Munzur Vadisinde, birinci derece SİT alanı ilan edilen Arılı, Çağlayan, İkizdere Vadileri gibi yerlerde şirketlerin faaliyetleri ve HES inşaatları hız

kazanacak" diye konuştu.

İstanbul Kuzey Kesimi SİT alanı da hedefte

Yürür, Üçüncü Boğaz Köprüsü projesi önündeki yasal engellerden biri olan Beykoz, Sarıyer Ömerli ve Şile'yi koruyan "İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı Doğal SİT Alanı" kararının da bu yolla kaldırılacağını belirtti.

"Statüleri iptal edilen koruma alanlarının yeniden belirlenmesi için üç ila sekiz yıl gerekiyor. Bu boşta kalan sürede hükümetin politikalarını uygulayacağı, doğal alanları koruma değil kullanma esaslı değerlendirip ticarileştireceği açıktır" diyen Yürür, ekledi:

"Biyolojik tür ve çeşitler Bakan onayıyla devredilebilecek"

"Tür ve habitatları koruma bahanesiyle, doğal alanların işletme yetkisi il özel idareleri, belediye, vakıflara verilebilecek; Anadolu'daki tüm biyolojik tür ve çeşitler bakanın bu yetkisiyle doğrudan ticarileşebilecek." Tasarının Bern Sözleşmesi, Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşam Alanlarını Koruma Sözleşmesi, Dünya Mirası

Sözleşmesi, Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi gibi Türkiye'nin imzaladığı anlaşmalara aykırı olduğunu da söyleyen Yürür, şöyle devam etti:

"Yasa tanımazlık bununla sınırlı değil Hasankeyf ve Allianoi'de tarihi SİT kararlarına rağmen baraj yapımı için çalışmalar hızla sürüyor."

"Üçüncü köprüye karşı İstanbul, nükleere, siyanüre, çimento fabrikalarına, HES'lere karşı Anadolu yürüttüğü yaşam savaşını kazanacaktır. Halkın direnişini yasalarınızla engelleyemezsiniz."

Referanslar

Benzer Belgeler

Ayancık halkı ve kamu adına açılan davada kısmi mühürlemenin yeterli olmadığını, Santral binasın kapısının da mühürlenmesi gerekti ğini düşünen Ayancık

İnsanlık bu yıl Dünya Çevre Günü'nü "küresel ısınma" paniğiyle yaşarken, Türkiye'nin çevre gündemini de "seçim"..

"Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu"nun düzenlediği, "Suyuna, toprağına, ormanına, emeğine sahip çıkanlar bulu şuyor" konulu forumda Munzur Koruma

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu'nun gerçekleştirdiği Mücadeleler Birleşiyor Forumu'nda, Türkiye'deki do ğayı ve insan sağlını tehdit eden girişimlere karşı

Biz, Suyun Ticarile ştirilmesine Hayır Platformu olarak, suyun metalaştırılması saldırısının olduğu her yerde suyun bir meta de ğil doğaya ait olduğunu, yaşam için

toplantıya çağıran Platform'dan yapılan açıklamada, "gelin hep birlikte suyun özelleştirildiği diğer ülkelerde yaşanan y ıkıcı gelişmeler ile dünyada ve ülkemizde

• Doğal suların ticarileştirilmesi (su sisteminin havzalarıyla birlikte kullanım hakkının şirketlere devri) Derelerin, Göllerin, Yer altı sularının, Denizlerin ve

Karlarımız daha fazla artsın, kasalarımız daha çok dolsun diye, emeği ile geçinen insanlığın ve diğer canlıların yaşam kaynağı olan suyu metalaştırmak ve su