LOç Vadisi’nde Hidroelektrik Santral (HES) yapımına karşı çıkan köylülere yapımcı şirketten ilginç teklif. HES’i kabul ettiklerine dair bir protokol hazırlayan şirketin vaatleri arasında en dikkat çekici olan ise öğrencilere burs verilmesi oldu.
KAYMAKAM ŞİRKET EL ELE
Tehdit ve saldırı yöntemleri ile HES karşıtı mücadeleyi engellemeyeceğini anlayan şirket yetkilileri, çareyi, Cide Kaymakamlığı aracılığı ile hazırlanan protokolle, köylülere burs vermekte buldu. Şirketin köylülere imzalatmak istediği protokolde HES yapılacak arazilerin kullanım hakkı tamamen şirkete geçiyor. Köylülere önerilen 2 maddelik protokolün 2. maddesinin a, b, c, d, ve e fırkalarında, köy konağı ve muhtarlık binasının yapımı, 12 ilköğretim, 2 lise, 2 üniversite öğrencisine burs verilmesi karşılığında arazilerin kullanım hakkının şirkete devredilmesi öngörülüyor. ‘KAYMAKAM ŞİRKETİN SÖZCÜSÜ GİBİ’
Loç Vadisi Koruma Platformu’ndan Zafer Keçin, Cide Kaymakamı Yüksel Kara’nın ORYA Enerji’nin bir yetkilisi gibi hareket ettiğini ve köy muhtarlarını ‘Eğer protokolü imzalamazsanız hakkınızda kovuşturma açarım’ diyerek tehdit ettiğini iddia ederek, “Bu olayda kaymakam halkın şikayetlerini dinlemek yerine, şirketin bir yetkilisi gibi davranıyor. İster burs versin, ister köy konağını yapsınlar, bu protokole de direneceğiz” diye konuştu.
‘DEVLETİN YETKİLİ ORGANLARINI KULLANDIĞI ORTAYA ÇIKTI’
Protokolü değerlendiren Avukat Yakup Okumuşoğlu ise, “Bu protokol, köy tüzel kişiliği elindeki araziyi upuzun idari süreçlerden kurtarma düşüncesi ile kaleme alınmış... Kaymakam devletin kaymakamı olduğunu unutmuştur. Devletin mührünü bir şirketin ticari iş için hazırladığı sözleşmeye vurabilmiştir. Muhtar üzerinde baskı kurmak için
kaymakamın devreye sokulduğu, şirketlerin bakanları, valileri, kaymakamları nasıl aracı yaptıkları bu belge ile üstelik apaçık ortaya çıkmıştır” dedi.
‘BU PROTOKOLÜN GEÇERLİLİĞİ YOK’
Okumuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhtar, Kamulaştırma Kanunu’nun 30. maddesine göre yapılacakken yapılmayıp acele kamulaştırılan, yapılan işin yanlışlığı ortaya çıkınca doğrusunu yapmak İçin bu sefer EPDK tarafından başa dönülüp uzlaşma davetiyesi gönderilen yazıya cevap vermeyip, uzlaşmak da istemeyince işte bu protokol planı yapılmış, şirket ile köy tüzel kişiliği haricen anlaşırsa yani tapuda feragat verirse sorunun ortadan kalkacağı düşünülmüş, kaymakam da bu protokolde yer almış ya da aldırılmış protokole imza koymuştur.
Kaymakamın bu protokolde varlığı kendi başına bir baskıdır. Yapılan acele kamulaştırma ise hukuken geçersizdir. Zaten bu yüzden protokol ile işi çözmeye çalışıyorlar.”