Ayancık Hidroelektrik Santrali projesinde vana ve kapı mühürlendi. Ayancık'ta İlk Elektrik Enerji Üretim Sanayi A.Ş tarafından yapılan "Ayancık HES Projesi" mühürlendi.
Proje için Sinop Valiliğince verilen "ÇED gerekli değildir" kararının iptali ve yürütmenin durdurulması için 51 Ayancıklı çevreci ile birlikte Samsun 1. İdare mahkemesine açılan dava sonucunda mahkemenin vermiş olduğu projenin iptal kararı gereği Ayancık HES santral binasında 10.07.2013 tarihinden itibaren faaliyetin durdurması için mühürleme yapıldı.
Edindiğimiz bilgiye göre; santral binasında enerjiye yönelik faaliyetin olmadığı, santral türbinlerinin çalışmadığı tespit edildi. İlk Elektrik Enerji Üretimi Sanayi A.Ş santral binası içinde bulunan 3 adet türbinin giriş vanaları mühürlenmiş olup ve 10.07.2013 tarihli tutanak düzenlendiği bildirilmiştir.
Ayancık halkı ve kamu adına açılan davada kısmi mühürlemenin yeterli olmadığını, Santral binasın kapısının da mühürlenmesi gerektiğini düşünen Ayancık çevre Platformu üyesi Mukaddem SARISOY yaptığı açıklamada "Santral binasının kapısının mühürlenmesi için tüm demokratik ve yasal haklarımızı kullanacağımızı “ağır kişisel sorumluluk ilkesi” uyarınca görevini yerine getirmeyen yetkililerin 5018 sayılı kamu mali yönetmeliği kontrol kanunu hükümleri uyarınca sorumlu olacağını ve bu konuda haklarında gerekirse tazminat ve ceza davası açacağımızı basın aracılığıyla yetkililere ve kamuoyuna duyuruyoruz. Yasalara ve mahkeme kararına herkes uymalı, görevi ve makamı ne olura olsun" dedi.
Samsun 1. İdare Mahkemesinin kararı, Samsun Devlet Su İşleri, İdare Mahkemesinin belirlediği bilirkişiler ve Sinop Orman Bölge Müdürlüğünün raporlarına göre Ayancık HES'in en temel olumsuzlukları şunlardır.
* Ayancık HES projesinin ÇED raporu, yani çevresel etki değerlendirme raporu yoktur.
* Proje dosyası eksik, yanlış ve yetersizdir.
* HES projesini inşa eden firmaların uyguladıkları inşaat yöntemleri gelişmiş özellikler taşımamaktadır.
* HES su iletim hattının mesafesinin uzun olması. Bunun sonucu su iletim hattı boyunca dere yatağında yeterli su olmaması, sucul hayatın zarar görmesine ve yöremize özge alabalık ve diğer balıkların neslinin tükenmesine neden olacaktır. Atalarımızın bir sözü vardır "Taşıma suyla değirmen dönmez" zorla döndürülürse zararı böyle olur.
* Ayancık HES projesi için kesilen ağaç sayısı, Ayancık Orman İşletmesi'nin vermiş olduğu rakamlara göre 17.986 adettir. Tahminimizce bir o kadar veya daha fazlası ağaçlık bölgelere dökülen hafriyat toprağının altında kalarak çürümeye terk edilmiştir.
* Ayancık HES'in doğaya ve çevreye vermiş olduğu zararın en büyük nedenlerinden birisi, inşaattan çıkan hafriyat toprağının depolanması için ilçemizde Ayancık Belediyesi'nden, köylerde ise Ayancık kaymakamlığı'ndan izin almadan şirketin kazıdan çıkan hafriyat toprağını istediği yere dökmesi ve yetkili makamlarca gereğinin yapılmamasıdır. (Yazılı ve sözlü bildirimler yapıldığı halde)
* Ayancık HES inşaatının yapımında “Hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının kontrolü yönetmeliğine"
hükümlerine aykırı davranılmış yani yasalara uyulmamıştır. İnşaat kapsamında 532.200 ton hafriyat toprağı çıkacağı ve çıkan hafriyatın kamyonlarla (26.160 kamyon seferi) depolama alanlarına taşınacağı belirtilmesine rağmen hiçbir önlem alınmadan gelişi güzel yerlere, yamaçlardan aşağıya ve ormanın derinliklerine dökülmüştür.
Mukaddem SARISOY açıklamasına şu sözlerle devam etti: "Ayancık HES projesinde geldiğimiz nokta doğayı, çevreyi kasten kirletme, binlerce ağaç kıyımı, dökülen toprak hafriyatı yüzünden oluşan heyelanla birlikte dere yataklarının dolması ve su iletim hattının 100 metre aşağıdaki Cevizli Mahallesinde bulunan evler için can ve mal güvenliği açısından tehdit oluşturmuştur.
İktisadi kalkınma için doğal ve yaşam kaynaklarımız ve çocuklarımızın geleceği yok edilmemelidir. Dereler kurutulup su yerine hafriyat toprağı ile doldurularak, binlerce ağaç katledilerek, yabani hayvanlar açlığa ve
susuzluktan ölüme terk edilerek elektrik üretilmez. Böyle üretilse de geleceğimize ve insanlığa faydası olmaz. İnsan doğanın parçasıdır. Doğaya savaş açmak insanın kendisine ve geleceğe savaş açması demektir.
Çevremize karşı duyarlı ve saygılı olmak insan olmamın gereğidir. Var olanı yıkıp, sökmek yenisini yapmak, yıllardır yetişmiş ağaçları kesip yerine çim ekmek ve yöremize uygun olamayan ağaçları dikmek yerine, mevcudu
güzelleştirmek ve iklimimize uygun daha fazla ağaç dikmektir doğru olan.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Taksime selam olsun"
ayancikgazetesi.com