• Sonuç bulunamadı

YKS SINIFLAR İÇİN 1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ) SORU KİTAPÇIĞI GENEL AÇIKLAMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YKS SINIFLAR İÇİN 1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ) SORU KİTAPÇIĞI GENEL AÇIKLAMA"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ)

SORU KİTAPÇIĞI

1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler Testi, Temel Matematik Testi ve Fen Bilimleri Testi bulunmaktadır.

2. Bu testlerde toplamda 120 soru için verilen cevaplama süresi 135 dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dikkate alarak kullanınız.

3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sadece bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplanmış sayılacaktır.

4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevaplarınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının dörtte biri dü- şülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham puanınız olacaktır.

Bu nedenle, hakkında hiçbir fikriniz olmayan soruları boş bırakınız.

GENEL AÇIKLAMA

12. SINIFLAR İÇİN

YKS-2

(2)

TÜRKÇE TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Türkçe Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. İnsanoğlu dünyaya geldiğinde bakıma muhtaçtır, bir başkası ona yardım etmezse yaşamını sürdüremez. Ye- dirilmesi, giydirilmesi, bakılması ve gözetilmesi gerekir.

Büyüdükçe bağımsızlık gereksinimi kuvvetlenir, kendi gücünü keşfetme çabası içine girer ve kendi yaşamının kaptanı olmak ister.

Bu parçada geçen “kendi yaşamının kaptanı olmak”

sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir?

A) Cesaretle çaba göstermek B) Yaratıcı bir tavır sergilemek C) Gerçeklikten uzak bir dünya kurmak D) Yaşama umutla bağlanmak

E) Kendi kararlarını özgürce alabilmek

2. I. Her ozan kendince bir arayış, şiirini belli bir temele oturtma çabası içindedir.

II. Bir ozan yeni söyleyiş biçimleri denerken kendi olmak zorundadır.

III. Benim niyetim Türkçedeki bütün ses imkânlarını yoklamaktır.

IV. Giderek karşılıklı bir duyarlık etkileşimiyle yeni bir şiirin gelişmesi sağlanabilmiştir.

V. Ozanın işi söze yol açmak, derinlik kazandırmaktır.

Şairin ulaştığı noktada kendi rotasını bulabilmiş olması şiirini sağlam kaynaklara dayandırması ve ayak izlerinin yürüdüğü kumda derinine belirginliği önemlidir. Tınılar arasında gezinirken yarattığı ritim armonisi, ne yazık ki kimileyin keskin sektelere uğruyor. Sözcüklerde yarat- tığı anlam çeşitlemesi de olmasa bu eksiklik kocaman bir gediğe dönüşecek.

Bu parçada, yukarıda numaralı cümlelerde verilen altı çizili söz öbeklerinden hangisinin yakın anlam- lısına yer verilmemiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. I. Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim II. Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak III. Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak IV. Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu V. Toprağı, rüzgârı, denizi, göğü

Yukarıdaki numaralanmış dizelerle ilgili aşağıdaki- lerden hangisini söylenemez?

A) I numaralı cümlede, türeme sırasında ünlü düşme- sine uğramış bir sözcük vardır.

B) II numaralı cümlede, birden çok sözcükte ünsüz yumuşaması olmuştur.

C) III numaralı cümlede, yumuşamaya aykırı bir sözcük kullanılmıştır.

D) IV numaralı cümlede, iki sözcük birleşirken ünlü düşmesi meydana gelmiştir.

E) V numaralı cümlede, ünsüz değişimine uğramış sözcükler vardır.

4. I. Bir yazarı, başkalarını taklit ediyor diye eleştirmek, kendi biçemini bulması için zaman tanımamak, ona yapılacak en büyük haksızlıktır.

II. Başarılı bir yazara öykünmek, genç bir sanatçının sanat yolunda atacağı adımların sağlam olmasını sağlayacaktır.

III. Yazın dünyasında büyük sanatçıların izinden gidil- mesi, her zaman olumsuz sonuçlar doğuracak bir tutum değildir.

IV. Genç sanatçıların kısa bir zaman diliminde iz bıraka- cak yapıt bırakabilmesi için mutlaka bir eleştirmenin görüşlerine kulak vermesi gerekir.

V. Özgünlüğe ulaşmak isteyen bir sanatçının başarılı yapıtlardan haberdar olması ve onları özümsemesi olmazsa olmaz bir gerekliliktir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı doğrultuda bir düşünce dile geti- rilmiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(3)

5. (I) Tanpınar, biyografisi ile ilgili yazdığı mektubunda bir entelektüel olarak bir yığın düşünce geçirdiğini ilave eder. (II) Bir çeşit itiraf olan bu ifadeyi şu cümleler ta- kip eder. (III) “20 Kasım 1933’de kendime baktığımda bir Garpçı idim. (IV) Şark’ı tamamıyla reddediyordum.

(V) Sonraları kendime göre yorumladığım bir Şark’ta yaşadım.”

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

7. İletişimin gerçekleştiği ortama ---, iletiyi ifade eden kişiye ise --- denir.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) kanal – gösteren B) bağlam – gönderici C) belirti – gösterge D) simge – dönüt E) bağlam – gösteren

6. Kültürel değerlerimiz ve toplumsal hayatımızın aynası olan Osmanlıca yazma eserler, Türk kültürü için önemli kaynaklardandır. Eski edebî metinler, klasik Türk şiiri ve nesri, dil bilgisi, edebiyat tarihi, edebiyat bilgi ve teorileri gibi konularda önemli bilgiler içermektedir. Bu eserlerin günümüz harflerine aktarılarak bilim dünyasına kazan- dırılması kültür ve edebiyat açısından büyük bir kazanç olmaktadır. Gün ışığına çıkarılan her eser döneminin sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, dinî, sanatsal vb.

yaşantısını yansıtarak kültürel zenginliğimizi tanıma- mıza yardımcı olmaktadır.

Bu parçadaki altı çizili ifadenin parçaya kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) İlk kez gün ışığına çıkarılan mirket yavruları, dış dünyayı tanımaya çalışıyordu.

B) Doktorlar hastanın en az iki saat gün ışığına çıka- rılmasını tavsiye ettiler.

C) Egzama hastalarının 12.00 ile 16.00 saatleri ara- sında gün ışığına çıkmaları yasaklanmıştır.

D) Uzun süre kapalı ortamda kalıp gün ışığına çıkan insanların göz adelelerinde normal insanlara oranla 4 kat daha fazla uyumsuzluk tespit edilmiştir.

E) Arkeologlar, Homeros’un dillere destan diye anlattığı Truva’nın altın heykelini gün ışığına çıkardılar.

8. Edebiyatımızın en üretken yazarlarından biri olan Mahmut Yesari, kısa ömrüne dokuz roman, iki hikâye kitabı ve çok sayıda tiyatro oyunu sığdırmış; yaşadığı döneme damgasını vurmuştur.

Bu cümleden aşağıdaki yargılardan hangisine ula- şılabilir?

A) Mahmut Yesari, edebiyatın her türünde eserler vermiş bir sanatçıdır.

B) Mahmut Yesari, çağının iz bırakan yazarlarından biridir.

C) Mahmut Yesari, popüler türde eserler vermesine rağmen kalıcı olamamıştır.

D) Mahmut Yesari, tiyatro türündeki eserlerinde daha yalın bir anlatım kullanmıştır.

E) Mahmut Yesari de pek çok meslektaşı gibi hafıza- lardan silinip gitmiştir.

(4)

12.Ona şefkatle eğilirken pır diye uçtu birden kırık sandığım kanatlarındaki sahtelik ve inancımla birlikte.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Cümleler doğrudur sen doğru isen doğruluk bulun- maz sen eğri isen.

B) Gerçek, ayakkabılarını giymeden yalan dünyayı üç kez dolaşır.

C) Beni mahveden şey, bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır.

D) Yapmacık olup sevilmektense kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim.

E) Asla yalan söyleme; yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir.

11. “Türkçede sözcükler çift ünsüzle başlamaz ancak Türkçeye yabancı dillerden giren sözcüklerin başında çift ünsüz bulunabilir.” cümlelerinde dil hangi işlevde kullanılmıştır?

A) Dil ötesi işlev B) Göndergesel işlev

C) Alıcıyı harekete geçirme işlevi D) Heyecana bağlı işlev

E) Kanalı kontrol işlevi 9. (I) “Yağmur Yağmurdur” başlıklı şiirde, yalın bir Türkçey-

le biçimsel bir yenilik, söyleyişte bir farklılık oluşturulmak istendiği söylenebilir. (II) Fakat kurduğu uzun cümleler, kitabın genelinde belli bir oturmuşluk, alışkanlık içinde hapsolmuş, dönüp duruyor. (III) İthaf edilmiş şiirlerin yanı sıra başka şairlere, şiirlere göndermeler içeren alıntılara yer verilen şiirler de var. (IV) Basit hatta banal sayılabilecek sözlerden ve klişeleşmiş sayılabilecek söyleyişlerden kaçınma konusunda da çok hassas dav- randığı söylenemez şairin. (V) Bu durum, çoğu zaman seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin bile vasatın üstüne çıkamamasına neden oluyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi üs- lupla ilgili değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

10.Kokluyorum geceyi ki Ne varsa ruhuma adaş Dokundukça kuraklaşıyor

İçimdeki çocuk gölgeme karışıyor.

Yukarıdaki dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünlü düşmesi

B) Ünsüz yumuşamasına aykırılık C) Ünsüz benzeşmesi

D) Ünlü daralması E) Ünsüz türemesi

(5)

14. I. Edebiyat ve psikolojinin en belirgin ve genelleştiri- lebilir ortak özelliği, kendilerine insanın bütününü hedef ve malzeme olarak seçmiş olmalarıdır. Ger- çekten de beşerî ve sosyal bilimler içinde edebiyat ve psikoloji dışında diğer bilimlerin insanı bütünüyle kavramaya ve onun doğasını tanımaya çalışarak yakinen bilmeye dönük bir çabaları yoktur.

II. Gerek edebiyat dünyasının vazgeçilmez ögesi olan yazarın psikolojisinin anlaşılması gerek o psi- kolojinin esere yansıma ipuçlarının elde edilmesi gerekse eserde yaratılmış olan kurmaca evrenini teneffüs eden metin kişilerinin iç dünyalarına nüfuz edilebilmesi bakımından edebiyat ve psikolojinin ortak noktalarının tespiti gerekmektedir.

Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) I. cümlede ifade edilen durumun beşerî ve sosyal bilimler açısından önemi belirtilmiştir.

B) I. cümlede belirtilen durumun gerçekleşmesi için yapılması gereken hususlar ifade edilmiştir.

C) I. cümlede edebiyat ve psikolojinin beşeri ve sosyal bilimler içindeki yeri ifade edilmiştir.

D) I. cümlede vurgulanmak istenen olgunun yazarlar üzerindeki etkisi ifade edilmiştir.

E) I. cümlede açıklaması yapılan durumun metinlerde yer alan kişilerin iç dünyalarına nasıl yansıdığı açıklanmıştır.

13.Aşağıdaki değerlendirmelerin hangisinde bilgi yan- lışlığı yapılmıştır?

A) Moğolca ve Türkçe, tek heceli dillerdendir.

B) Hint – Avrupa dilleri Asya ve Avrupa grubu olmak üzere ikiye ayrılır.

C) Hun, Avar, Hazar, Bulgar dillerinin Türkçeden henüz ayrılmadığı döneme, “İlk Türkçe Dönemi” denir.

D) Türkiye Türkçesi, Modern Türkçe Dönemi’nin Batı koluna aittir.

E) Orhun Yazıtları, Eski Türkçe Çağı’na aittir.

15. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki sözün anlamını içermemektedir?

A) Romanınızda şimdiye kadar olmadığı şekilde post- modern ötesi bir “yalnızlık”tan söz etmeniz öykünücü sayınızı artıracaktır. (İçeriksel yenilik ortaya koymak) B) Romandaki düşsel ögeler, bir yerden sonra gerçe- ğin ayakta durmasını sağlayan dolgu malzemesi olmuş. (Romanda verilenlerin gerçekçi görülmesini sağlamak)

C) O, kendi kuşağının sesi olmak için kalemini sanata değil, topluma feda etti. (Estetik kaygıyı öncül kabul ederek yazmak)

D) Yazdığı her cümle çağlar öncesinden gelip çağlar sonrasına sesleniyor. (Ölümsüz olmak)

E) O, edebiyat içi modaları gözlemlemiş, onları irdele- meye çalışmış ama bu modaların hiçbirini şiirinin asıl ögesi yapmamıştır. (Popüler olanı şiirinin merkezine taşımamak)

16. I. Durum hikâyesi; belli bir ortamdan kaynaklanan izlenim ve çağrışımlardan oluşan, olaysız, gerilimsiz bir hikâyedir.

II. Bu hikâyelerde olay hikâyesinde bulunan gösterme- lere, hikâyenin gelişimini hazırlayan ipuçlarına pek rastlanmaz.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Olay hikâyesinde göstermelere ve olayla ilgili ipuç- larına yer verilmez, çünkü durum hikâyesi olaysız ve gerilimsiz bir hikâye türüdür.

B) Durum hikâyesi, belli bir ortamdan kaynaklanan izle- nim ve çağrışımlardan oluşan, olaysız ve gerilimsiz bir hikâye türü olmasına karşın olay hikâyesindeki göstermelere ve ipuçlarına da yer verir.

C) Durum hikâyesi; izlenim ve çağrışımlardan oluşan, olayın yer almadığı, gerilimsiz bir hikâye türü oldu- ğu için bu hikâyelerde göstermelere ve olayla ilgili ipuçlarına yer verilmez.

D) Olay hikâyesinde bulunan göstermelere ve hikâyenin gelişimini hazırlayan ipuçlarına durum hikâyesinde hiçbir şekilde rastlanmaz.

E) Birçok insan durum hikâyesini, olay öyküsüne tercih etmektedir; bu hikâye türü bilhassa gençler arasında çok yaygındır.

(6)

Yalnızlık, çağdaş edebiyatın bıkıp usanmadan ele aldığı bir konudur. Nietzsche’den, Gogol’dan, Dostoyevski’den, Wilde’dan, Rimbaud’dan, Alfred Jarry’den, Yuri Oleşa’dan, Pastermak’tan, Nathanael West’ten, Sartre’dan, Camus’dan ve Alain Robbe – Grillet’den söz etmek isterseniz mutlaka ‘yalnızlık’tan söz etmek zorundasınız. Hele Kafka ve yalnızlık, eş anlamlı iki kelime gibidir. Ölümsüz bir konudur yalnız- lık. Ama soyut bir biçimde ve sınırlı olarak ele alınan yalnızlık, aslında bu yalnızlığı yaratan toplum düzeni kadar ölümsüzdür. Yazar çoğunlukla bunun farkında değildir ya da farkında olmak istemez.

19.Bu parçadan hareketle yalnızlıkla ilgili aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez?

A) Modern edebiyatta işlenen bir konu olduğu B) Toplumun mesafeli yaklaştığı bir kavram olduğu C) İmgesel bir biçimde ele alındığı

D) Bazı yazarlarla özdeşleşen bir kavram olduğu E) Belirli sınırlar içinde ele alındığı

20.Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Yalnızlık insanlık tarihi boyunca çeşitli tartışmalara yol açmış, bu yönüyle de ilgili odağı olmuştur.

B) Toplumun yalnızlığa bakışı hiçbir zaman pozitif yönde olmamıştır.

C) Çağdaş edebiyat eserleri sayesinde insanlar yalnız- lıklarıyla yüzleşme cesareti bulmuştur.

D) Yalnızlık, tarih boyunca sadece edebiyatın değil, felsefenin de ilgisini çekmiştir.

E) Sanatçılar; yalnızlığın, içinden çıktığı toplum gibi ebediyen var olacağını kabullenmelidir.

19. ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız.

17.(I) Daha dün denilecek kadar yakın bir dönemin edebî topluluğunu, ciddi bir biçimde incelemiş ve ortaya koya- bilmiş değiliz. (II) Edebiyat tarihimiz, aktarma yöntemine bağlı olarak bilinenleri tekrarlamaktan öteye gidebilmiş değil. (III) Bu yüzden edebiyat dünyamız, kalıplaşmış bilgiler yumağında yuvarlanıp duruyor. (IV) Söz gelimi, Muammer Lütfi hakkındaki bilgiler oldukça basit ve yüzeyseldir. (V) Aynı topluluğun diğer sanatçılarına yönelik bilgiler de pek fazla değildir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, öz eleştiri anlamı vardır.

B) II. cümlede, kendisinden önceki yargıya ilişkin bir saptamada bulunulmuştur.

C) III. cümlede, somutlamaya başvurulmuştur.

D) IV. cümle, anlamca olumsuz bir cümledir.

E) V. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.

18.(I) Dünyanın hâkim rengi olan mavi, çekingen bir renk;

dinlendiriciliği ve edilgenliği anlatır. (II) Koyu tonlarda ya da yoğun olarak kullanıldığında moral bozan, kasvet veren; açık tonlarda ya da beyazla karışık kullanıldı- ğında, yatıştırıcı ve güven veren bir etki yaratır. (III) Vücudumuzda boğaz bölgesini yansıtan bir renktir ve gökyüzünün, geniş ufukların, denizin simgesidir denir bu renk için. (IV) Sınırsızlığı ve uzak bakışlılığı simgeler, huzuru temsil eder ve sakinleştirir. (V) Araplar mavinin kan akışını yavaşlattığına inanır, Batı’da intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar, duvar- ları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır.

Mavi rengin ve etkisinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda veri- lenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, saptama yapılmıştır.

B) II. cümlede, rengin bazı durumlarında yarattığı etki anlatılmıştır.

C) III. cümlede, tanım yapılmıştır.

D) IV. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.

E) V. cümlede, bazı kültürlerde yarattığı etki dile geti- rilmiştir.

(7)

22.Ayasofya yakınında antik senatonun yerine Fosfoti Kardeşler’in tasarladığı binanın mimarı Gaspare T.

Fassati’ydi. Başbakanlık Osmanlı Arşivinde binanın 1854 yılında bittiği görülmektedir. İlk olarak Kırım Sa- vaşı (1854 – 1856) sırasında İstanbul’a gelen Fransız askerleri için hastane olarak kullanılmış. Daha sonra Darülfünun binası olarak tasarlanan ve düzenlenen bina tamamlanmış olsa da ilk ders ancak 1862 yılında verilmiş ve 1863’te konferans şeklinde serbest derslere başlanmıştı. Darülfünun binası birçok tarihi olaya da tanıklık etti. Cumhuriyet yıllarında Adliye Sarayı olarak birçok duruşmaya da mekân olan tarihî bina, 3 Aralık 1933 akşamı yanarak tarih sahnesinden silindi.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi amaçlanmıştır?

A) Okuyucuyu bilgilendirme B) İzlenim kazandırma C) Olay içinde yaşatma D) Kanıları değiştirme E) Karşıtlıklardan yararlanma

23.Suçluluk duygusu, belki de başımıza gelecek haklı cezadan korkmakla, o cezayı istemekle ilgili bir şey;

bu duygunun korkuyla ilişkili bir yanı var. Bu bakımdan içinde yaşadığım kültür dünyasında pek çok cesur insan olmasıyla suçluluk duyan pek az insan olması arasında bir ilişki kurulabilir. Ancak kendilerini çok cesur ve çok haklı bulan kültürler ve milletler, büyük suçlar işledikten sonra üzerinden yıllar da geçse hiçbir suçluluk duyma- maya devam edebilir.

Yukarıdaki parça ile ilgili,

I. Yaptığımız eylemlerde başımıza gelebilecek cezayı düşünmeden hareket ederiz.

II. İçinde yaşanılan kültür dünyasında cesur insanlar ile suçluluk duygusu yaşayan insanlar arasında bir ilişki vardır.

III. Kendilerini cesur bulan kültürler ve milletler, büyük suç eylemlerinden sonra bile hiçbir şekilde suçluluk duygusu hissetmeden yaşamlarına devam edebilir- ler.

öncüllerinden hangisi ya da hangileri söylenebilir?

A) Yalnız II B) I ve II C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III

21. Çayeli’nde yağmur bir başka güzel, bir başka tatlı. Dam- laların sesi kahkahalarla düşer. Açıklı koyulu yeşillikle- riyle ağaçlar, puslanmış aydınlığı içerek kendilerinden geçerler. Yapraklarından keskin kokular yükselir. Ne güzel sonbaharda ilkbaharı yaşamak.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Duyular arası aktarma yapılmıştır.

B) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

C) Öznel değerlendirme vardır.

D) Gözleme yer verilmiştir.

E) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.

(8)

24.Yazarlığın çok tehlikeli bir yanı var bence. Zaten şişkin olan egolarımızı daha da şişirmeye uygun bir ortam bu. Yani bir şeyi yoktan var etmek, yaratmak, kendinizi herkesten farklı, her şeyden öte görmeye alışmak? Bir de bakmışsınız ki şişivermiş egonuz. Oysa ben faniliği, geçiciliği ve aslında yaptığımız her şeyin ebediyetle değil, olsa olsa “şimdi” ile ilgili olduğunu unutmamayı tercih ederim. Tereddüt içindeki ruhları seviyorum ben.

Egosu kalbur gibi delik deşik, sürekli hava kaçıran, su alan, batıp batmamakta kararsız tereddütlü ruhları seviyorum. “Her insanın içinde bir filozof uyuklar ve o uyanınca felaketler başlar.” diyor Cioran. Yazarların, bilhassa romancıların içindeki filozoflar hep uyanık, hep tetikte, gününü bekliyor. Bundan köşe bucak kaçmak istiyorum. Kahramanları ya da kahramanlık sevdalarını sevmiyorum. Brecht’in sözü kulağıma küpedir daima

“Toplumca ihtiyacımız olan şey kahramanlar değil, kahramanlara ihtiyacı olmayan bir toplumdur olsa olsa.”

Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşa- ğıdakilerin hangisidir?

A) Yazarlığın en tehlikeli yanı, çok üstün sandığınız bir eserin bir gün tamamen unutulup gidebilecek olmasıdır.

B) Yazarlar yetenekleri ve yaptıkları işin zorluğu dola- yısıyla egosu yüksek kişilerdir.

C) Kendini büyük gören yazarlar, bu tutumlarının za- rarını er geç göreceklerdir.

D) Yazarlar geçiciliklerini aklından çıkarmamalı ve kendini beğenmiş bir tavırdan uzak durmalıdır.

E) Özel yetenekler mütevazı bir tavırla sanata dönüş- türülse edebî kalıcılık yakalanmış olur.

26.Yukarıdaki parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleme B) Açıklama

C) Benzetme D) Örnekleme

E) Tartışma

Çocukları başarılı olsunlar diye başarısızlığa iten bir eğitim tarzı var. Bir mesleği olsun, puanları çok yüksek olsun isteniyor. Kişiliğinin gelişmemesi, doğayla kurdu- ğu ilişkinin gelişmemesi filan bizim derdimiz olmuyor.

Kurumsal statülerde başarılı olmasını yeterli buluyoruz.

Oysa o kurumsal yapılar çocuğa bu özgüveni sunmu- yor. Ve çocuklar sonunda belki eğitim kurumlarından başarıyla mezun oluyor, iyi bir iş buluyor ama hayatta başarısız oluyor. Çünkü mutsuz oluyorlar. Hayatta ba- şarılı, mutlu olabilmek için doğayla çok dengeli bir ilişki kurulması lazım. Onun için de doğanın olması lazım.

25.Yukarıdaki parçadan hareketle aşağıdaki yargılar- dan hangisine ulaşılamaz?

A) Başarılı olan bireyler aynı zamanda mutlu da olmak- tadır.

B) Çocuğun gelişiminde ölçülebilir başarılar öncelen- miştir.

C) Çocukların nicel başarısını ölçüt almak yeterli de- ğildir.

D) Günümüz eğitim modeli çocukların salt başarısı üzerine kurulmuştur.

E) Mutluluk yalnızca farklı unsurlarla kurulan dengeli ilişkiler ile elde edilmektedir.

25 ve 26. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız.

(9)

27. I. Arapça “ikili, ikişer” anlamına gelen “mesnâ” kelime- sinin nisbet eki almış şekli olan mesnevi, her beyiti kendi arasında kafiyeli nazım şekline denir.

II. Mesneviyi, beyitlerle yazılan diğer nazım şekille- rinden ayıran özelliği her beyitte ayrı kafiyeye yer verilmesidir.

III. Divan şiirinde uzun soluklu ve genellikle belli bir plan dâhilinde yazılan müstakil mesneviler yanında, divanlarda dibace de dâhil olmak üzere divanın so- nuna kadar her yerde bulunabilen küçük mesneviler vardır.

IV. Küçük mesneviler “tevhit, naat, nasihatnâme, miraciye, fahriye, methiye” gibi türlerin yanında

“silsilenâme, besmelenâme, sıhhatnâme, kalemiye, manzum mektup, manzum hikâye” gibi farklı konular işlemesiyle dikkat çeker.

V. Müstakil mesnevilerle divanlarda yer alan küçük mesnevileri ayıran temel ölçüt, müstakil mesnevi- lerin belli bir plan dahilinde yazılıp kitaplaşmasıdır.

Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturduğunda baştan dördüncü cümle hangisi olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

29.Çoğu yazarın gençlik yazgısı gibidir, yayıncı bulamayıp ilk kitabını kendi bastırmak. Okuduğu dosyanın değerini anlamayan editör ve yayıncı bolluğu varmış demek ki!..

Cemil Kavukçu’nun 1983’te yayımlanan Pazar Güneşi böylesi bir ilk kitap. 1987’de Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’nü alan Patika, Cemil Kavukçu’nun adının bir ölçüde duyulmasını sağlasa da 1990’da yayımlanan Temmuz Suçlu ’yu, efsane edebiyat eleştirmenimiz Fethi Naci’nin okuyup 24 Haziran 1991 günlü Eleştiri Günlüğü’nde “Bir Hikâyeci” başlığıyla konu edinmesiyle tanınan yazarlarımızdan biri oluverdi Cemil Kavukçu.

Okur sayısı, sevenleri çoğaldı. Fethi Naci, “Cemil Kavukçu’yu geç tanıdığım için üzgünüm, çünkü karşı- mızda gerçekten usta bir hikâyeci var.” diyordu.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Cemil Kavukçu değeri geç anlaşılmış usta bir ya- zardır.

B) Pazar Güneşi kitabını Cemil Kavukçu, kendi imkân- larıyla çıkarmıştır.

C) Patika, Cemil Kavukçu’nun ününe kavuşmasını sağlayan asıl kitabıdır.

D) Bazı eserlerin değerini anlayamayan editör ve ya- yıncılar vardır.

E) Cemil Kavukçu’nun tanınmasında Fethi Naci’nin önemi büyüktür.

28.Yağmurları hiç eksik olmayan o şehir, yaz gelse de yine her gün bizi ıslatıyordu. Sabah denizden güneş nazlı nazlı önce göz kırpar, sonra şehrin ışıklarını söndürür ve çiseleri buharlaştırırdı. Güneş’in ışıkları denize vur- dukça sanırsın ki koca düzlüğe inci tanelerini dökmüşler de parlıyor. Ama o eşsiz görüntüyü işçi taşıyan servis arabalarının sesleri ve egzoz dumanları gölgede bıra- kır. Sonra bize gün boyu koşuşturmalı kirli, kokulu ve kalabalık bir şehir kalırdı.

Yukarıdaki parçada ağır basan anlatım biçimi aşa- ğıdakilerden hangisidir?

A) Açıklama B) Betimleme C) Tartışma D) Tanımlama E) Örnekleme

30.(I) Ben polisiye gerilim yazan bir yazarım, yani önemli olan nokta okurun ilgisini kitabın en başında çekebilmek.

(II) Amaç, okura eli kulağında olan bir felaketin hissini, daha ilk satırda verebilmek. (III) Süpersimetri de bu durum açısından benzer. (IV) Bu giriş de aynı şeyi sağlıyor: Daha anlatıcının kimi eve almaması gerekti- ğini bilmeden bunun kötü bir fikir olduğunu ve kötü bir şeylerin olacağını biliyoruz. (V) Süperpoze de “Onu eve almamam gerektiğini bilmeliydim.” cümlesi ile başlıyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturabilmek için, cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir?

A) III ve I B) II ve I C) IV ve II D) III ve V E) V ve I

(10)

32.Yukarıdaki parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisini söylemek yanlış bilgi olur?

A) I. cümlede, örnekleme yöntemine yer verilmiştir.

B) II. cümle, doğrudan anlatım cümlesi niteliği taşır.

C) I. cümlede, romantik tiyatronun tanımı verilmiştir.

D) Parça, açıklama anlatım tekniği ile yazılmıştır.

E) III. cümlede, bir değerlendirme yapılmıştır.

(I) Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre isimli oyunu Türk edebiyat tarihinde “romantik tiyatro”nun ilk tipik örneklerindendir. (II) Edebiyata sosyal fayda açısından bakan Namık Kemal, düşüncelerini halka aktarma, halkta genel fikir oluşturma ve toplumu yönlendirme çabasındadır. (III) Başta şiir olmak üzere edebiyatın roman, tenkit, makale, mektup gibi türlerinde de eser vermiş olmakla birlikte tiyatroyu amacına ulaşmada kullanacağı vasıtaların başında görür.

31.Bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Namık Kemal’in bu eseri yazmaktaki amacı kamu- oyu oluşturmaktır.

B) Yazarın farklı türlerde kaleme aldığı eserleri vardır.

C) Edebiyatta sosyal yarar olması gerektiği fikrini sa- vunur.

D) Hedeflediği amaçlara ulaşmak için başta tiyatrodan yararlanılmıştır.

E) Vatan yahut Silistre edebebiyatımızdaki ilk tiyatro oyunudur?

31 ve 32. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız.

33.Ülkemiz koşullarından olsa gerek, yaşamını sanat alanında sürdürmek isteyen ya da sanatı yaşamının bir parçası yapmak isteyenler bu tercihlerini ancak ekonomik açıdan kendilerini desteklemeye yarayacak başka iş kollarında çalışarak gerçekleştirebiliyorlar.

Ülkemiz fotoğraf camiasına baktığımızda da durum pek farklı değil. Fotoğraf yolculuklarına attıkları ilk adımla ve alanda çalışmaya başlayan az sayıdaki fotoğrafçıyı saymazsak bugün rastladığımız isimlerin çoğunun fotoğrafçılık dışından elde ettikleri gelirle çalışmalarını finanse ettiklerini görüyoruz. Durum böyle olunca pek çok sanatçı gibi, fotoğrafçılar da üretimlerini paylaşacak sergiler, kitaplar ya da katalog çalışmalarını gerçek- leştirmek için oldukça büyük emek sarf etmek zorunda kalıyor. Elbette ulaşılan sonuçlar tüm bu çabalara deği- yor olmalı ki tüm zorluklarına rağmen sanat emekçileri kendilerini sanat alanında var etmeye devam ediyorlar.

Bu parçaya göre, fotoğrafçılığın bir sanat olarak devam ediyor olması aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilidir?

A) Çektiklerini paylaşmak için gerekli parayı başka meslek kollarından sağlamalarıyla

B) Ekip çalışması gerektirerek ortak paylaşım alanları yaratmasıyla

C) İlgilenenlerin sayısının her geçen gün artmasıyla D) Başka sanat dalları arasında kendine özgü kuralla-

rının olmasıyla

E) Diğer sanat dallarında olduğu gibi yaratıcılık gerek- tirmesiyle

(11)

36. “Roman Medyadan Önce Gelir” kitaptan çok yazarın serüvenleriyle uğraşıldığını yazmış. Bu arada yeni akı- mın sloganı olarak “medya edebiyattan önce gelir” kuralı yaygın ve etkin bir gerçeklik kazandı. Kısacası romanın kendisi önemli olmaktan çıktı. Medya değeri açısından etkin olup olmadığı öneminin üzerinde durulmaya baş- landı daha çok. Örneğin bir yazar olarak yazdığınız roman önemli değil de her zaman beyaz pantolon ya da spor ayakkabı giymeniz önemli. O zaman medya ‘İşte Beyaz Pantolonlu Romancı’ diyerek yazarı haber duru- muna getirebiliyor. Hele bir de sevgililerinizle ilişkileriniz ayağa düşmüşse bu daha da iyi. Yazar romandan çok medya yoluyla okura nasıl ulaşabileceğini bunun için ne yapması gerektiğini düşünüyor. Bu açıdan “Roman Medyadan Önce Gelir” diye düşünmenizi, düşünce alanınızı medyadan edebiyata kadar genişletip yenile- menizi sağlayan bir kitap, bir yazılar toplamı.

Bu parçada asıl yakınılan aşağıdakilerin hangisidir?

A) Bazı sanatçıların popüler olmaya çalışması B) Edebiyatın popüler kültürden beslenmesi C) Güncel olayların edebiyata konu olması D) Sanattan çok özel hayatla ilgilenilmesi E) Sanatçıların ikinci plana itilmesi

35.Eğer çalışmayı, gayret göstermeyi biliyorsanız ve başarı yolunda beklentileriniz varsa bunun en iyisini isteyebilmelisiniz. İstemekten korkmayın. Hayal edin, hayal gücünüzü kullanın. Her şey bir hayalle başlar.

Maugham, “Hayatın enteresan yanlarından biri de en iyinin dışında bir şey kabul etmeyenlere genellikle en iyiyi vermesidir.” diyor. Başarıyı istemede mütevazı davranmamıza gerek yoktur. İstediğimizin azı olsun, bir kısmı olsun demeye de gerek yoktur. En iyiye, en ideale doğru hedeflerinizi yöneltin ama ---.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?

A) bu uğurda çalışıp çabalamayı da unutmayın.

B) hayal kırıklığını da göz ardı etmeyin.

C) çok da abartmamaya çalışın.

D) başarıya uzak olmadığınıza inanın.

E) hayallerinizin peşinden de sürüklenmeyin.

34.Muhabir:

(I) ---- Sanatçı:

– Evet ama deli gibi oradan oraya uçmuyorum. Kendime zaman ayırabiliyorum. Yazın turneye hazırlanırken dans provalarında sakatlandım. Mecburen turneye kadar yattım. Şimdi yeniden albüm tanıtımına ağırlık verdim.

Muhabir:

(II) ---- Sanatçı:

– Fanlarımın yorumları önemli, benden nefret eden insanların yorumları önemli değil.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangileri sırasıyla getirilmelidir?

A) (I)Sürekli seyahat etmek hoşunuza mı gidiyor?

(II) Fanlarınız sizi seviyor mu?

B) (I) Konserlerinizde dans ediyor musunuz?

(II) Sizden nefret eden insanlar var mı?

C) (I) Çıkan albümünüzün ardından turne, televizyon programı... Hayatınız gerçekten dışarıdan göründü- ğü gibi yoğun mu?

(II) Sosyal medyada yapılan yorumlar sizin için çok mu önemli?

D) (I) Her adımınızın takip edilmesi “Yeter!” dedirtiyor mu size?

(II) Sizi kıracak bir şey mi yaşadınız sosyal medya- da?

E) (I) Şarkınız patlama yaptı ne hissediyorsunuz?

(II) Son albümünüz sosyal medyada çok büyük beğeni kazandı mı?

(12)

Kitap fuarı beklenenin üstünde başarılı sonuçlar verdi.

Kesin sayıları bilmiyoruz ama binlerce kitabın satıldığı bir gerçek. Yalnız “Konuk Yazarlar”ın imzaladıkları kitaplar her gün beş – altı yüzü buluyor, hatta geçiyor- du. Hep yakınır dururuz, kitap gereği gibi satılmıyor, okunmuyor diye. Oysa zaman zaman açılan kitap sergileri, kitap imzalama günleri bu sorunun yanlışlığını göstermektedir. Kitap, okurla karşı karşıya getirilirse şimdikinden daha çok satılacak, ilgi görecektir. Bu konuda ilk deneyi 1959’da Türk Edebiyatçılar Birliği Kitap Sergisi’nde yaptık. Beyoğlu’ndaki Belediye Resim Galerisi’nde ilkel koşullarda düzenlenen bu sergide ya- zarların resimleri ve yapıtları duvarlara asılmıştı, isteyen satış yerinde bu kitapları alıyor, orada bulunan yazarlara imzalatıyordu. Birlik üyelerinin kitaplarıydı sergilenen.

Büyük ilgi gördü bu süreç, çok kitap satıldı.

39.Bu parçaya göre, kitapların çok satılmasının koşulu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okurun ilgisini çeken konuların seçilmesi B) Okur ile yazarın karşı karşıya getirilmesi C) Kitapların toplumu yansıtması

D) Konuk yazarlara önem verilmesi E) Yazarların toplumsal konulara eğilmesi

38.Çocukluk arkadaşları olan Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile birlikte Garip akımının kurucularından olan Melih Cevdet Anday, edebiyatın mihenk taşlarından sayılmaktadır. O, sadece şair değil, aynı zamanda tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarıdır. Cumhuriyet Dönemi âlimidir.

Şiir alanında sadece Garip ile sınırlı kalmayan sanatçı Türk şiirinde felsefi şiir akımını başlatmıştır. Ayrıca gazetecilik ve çevirmenlik de yaptı. Akşam, Tercüman, Büyük Gazete, Tanin ve Cumhuriyet gazetelerinde deği- şik zamanlarda fıkra yazarlığı, sanat sayfası yöneticiliği yaptı.

Bu parçada Melih Cevdet Anday ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir?

A) Gazetecilikteki başarılarına B) Birçok türde eser verdiğine C) Edebiyatta önemli bir yeri olduğuna D) Yeni bir akım başlattığına

E) Yazarlık yaptığı gazetelere

40.Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Kitap fuarlarının başarılı olduğu

B) Kitap sergileri, kitap imzalama günleri sayesinde çok sayıda kitap satıldığı

C) Kitap satışlarında yazarın çok önemli olduğu D) Kitap imza günlerinin satışları etkilediği

E) Türk Edebiyatçılar Birliğinin kitap satışlarını arttır- mak için sergi açtığı

37.Tabii ki benim de bir dünya görüşüm var ve bu görüş doğrultusunda insanlara bir ileti amacım var. Mesaj dediğiniz buysa elbette bunlar var. İşçinin, köylünün sorunlarını imgesel de olsa işledim. Benim ileti kaygım olmasa da yazdıklarım kendi mesajını verdi. Emir cümleleri kullanmadım ama iletili, özlü sözlerden fay- dalandım. Önümde Kafka’nın, Sartre’ın “Aforizmalar”ı vardı ve bunları kullanmak istemem bile bu sorunuzun yanıtıdır.

Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Dünya görüşünüzü eserlerinizde yansıttınız mı?

B) Yazarken bir mesaj kaygınız oluyor mu?

C) Eserlerinizi oluştururken kimlerden yararlanıyorsu- nuz?

D) Ne tür cümleler kullanıyor, ne tür cümleler kullan- maktan kaçınıyorsunuz?

E) Eserlerinizde toplumsal mesaj vermeye niçin gerek gördünüz?

TÜRKÇE TESTI BITTI.

SOSYAL BILIMLER TESTINE GEÇINIZ.

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız.

(13)

SOSYAL BİLİMLER TESTİ

1. Bu testte sırasıyla,

Tarih (1–5)

Coğrafya (6–10)

Felsefe (11–15)

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16–20) alanlarına ait 20 soru vardır.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi almayan öğrenciler için 21–25 arası Felsefe soruları yer almaktadır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Sözel Bölüm Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Tarihî olaylar süreklilik gösterdiği için olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi vardır; bir olay kendinden önceki bir olayın sonucunu ve kendisinden sonraki bir olayın sebebini oluşturabilir. Bu nedenle tarihte zaman ve kronoloji son derece önemlidir. Olayların üzerinden belli bir zamanın geçmesi ise olayın sonuçlarının ve etkilerinin tüm yönleriyle görülüp analizinin yapılması ve hangi olayın nedeni ya da sonucu olduğunun tespit edilmesi açısından önemlidir.

Buna göre tarihsel bir olayda neden-sonuç ilişkisini doğru olarak ortaya çıkarmak için, aşağıdaki yön- temlerden hangisine başvurulmalıdır?

A) Olayları öznel olarak yorumlamaya B) Olayları kronolojik olarak sıralamaya C) Olaylarda rolü olan kişilerle görüşmeye D) Olayları günümüz değer yargıları ile ele almaya E) Araştırmalarda her zaman yazısız kaynakları ön

planda tutmaya

2. Türklerde ülkenin tek hâkimi kağan idi. Önemli devlet meseleleri boy beylerinin katıldığı kurultayda görüşülse de karar verme yetkisi kağandaydı. Bununla birlikte kağan Türk töresine aykırı kararlar veremez ve keyfî davranamazdı. Töre hükümleri gereğince kağan halkın güvenliğini ve refahını sağlamak, adaleti dağıtmak ve orduyu komuta etmekle görevliydi. Türk devletlerinde kağanın eşi olan hatun da yönetimde söz sahibiydi.

Buna göre, Türklerde devlet yönetimi ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Hükümdar, devlet yönetiminde son söz sahibidir.

B) Taht kavgaları kesin olarak önlenmiştir.

C) Kurultay danışma organı işlevindedir.

D) Töre, Kurultay kararlarının belirlenmesinde önemli bir etkendir.

E) Federatif bir yönetim anlayışı mevcuttur.

(14)

5. Miryokefalon Zaferi sonucu Türklerin Anadolu’daki varlığı sağlamlaştı. Bu tarihten sonra başta başkent Konya olmak üzere Aksaray, Sivas, Erzurum Kas- tamonu, Sinop, Alanya, Antalya gibi şehirlerde imar faaliyetleri başladı. Şehirler onarıldı. Hanlar, hamamlar, kervansaraylar, kümbetler, camiler, medreseler yapıl- dı. Fethedilen bölgelere Türkmenler iskân ettirilerek Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma sürecinin hız- lanması sağlandı.

Bu bilgiler doğrultusunda Miryokefalon Savaşı’ndan sonraki süreçle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi- nin doğru olduğu söylenebilir?

A) Anadolu’ya ilk yerleşmeler başlamıştır.

B) Anadolu bayındır hale getirilmiştir.

C) Anadolu’da mezhep birliği sağlanmıştır.

D) Bizans’ın siyasi varlığı sona ermiştir.

E) Balkan fetihleri tamamlanmıştır.

3. Emeviler Dönemi’ndeki;

I. Berîd adıyla posta teşkilatının kurulması

II. Şurta adı verilen emniyet teşkilatının oluşturulması III. Şam’da Ümeyye Camii’nin yaptırılması

çalışmalarından hangileri merkezî otoriteyi güçlen- dirme amacı taşımaktadır?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III

4. Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’ya yönelik fetih hareketleri hızlandı. Bunda Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan’ın fethedilen bölgeyi fetheden komutana kılıç hakkı olarak vermesi de etkili oldu. Selçuklu komutanları kısa sürede Anadolu’nun önemli yerlerini ele geçirdi.

Başlangıçta Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olan ko- mutan ve beyler, zamanla Büyük Selçuklu otoritesinin zayıflamasından faydalanarak bağımsız hareket etme- ye başladılar.

Buna göre Büyük Selçuklu Devleti ile ilgili,

I. Anadolu’nun Türkleştirilmeye çalışıldığı II. Türk egemenliğinin Rumeli’de yoğunlaştığı III. Anadolu’nun kesin olarak Türk yurdu haline geldiği değerlendirmelerinden hangilerinin doğru olduğu

söylenebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III D) I ve II E) I ve III

6. I. Nemlilik ve yağış II. Dağların oluşumu III. Gelgit olayı ve etkisi IV. Bitki popülasyonu

Yukarıdaki coğrafi olgular, aşağıda verilen doğal sistemlerin hangileriyle ilişkilendirilebilir?

I II III IV A) Atmosfer Litosfer Hidrosfer Biyosfer B) Litosfer Atmosfer Hidrosfer Biyosfer C) Atmosfer Hidrosfer Litosfer Biyosfer D) Hidrosfer Biyosfer Atmosfer Litosfer E) Atmosfer Biyosfer Litosfer Hidrosfer

(15)

7. Aşağıda Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) üye belli ülkelerin, üyelik yılları farklı renklerle gösteril- miştir.

Verilen ülkelerden hangisinin OPEC üyeliği, 1969’da gerçekleşmiştir?

A) İran B) Cezayir C) Nijerya

D) Irak E) Libya

1961 1962 1967 1969

1971 1975 2007 2018

1960 Kurucu Üyeler

8. Yerküre kutuplardan basık Ekvator’dan şişkince özel bir şekle sahiptir.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi yalnızca Yerküre’nin kutuplardan basık olması ile açıklanır?

A) Matematik iklim kuşaklarının oluşması

B) Sıcaklığın Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe azalması

C) Yer çekimi kuvvetinin kutuplarda Ekvator’dan daha fazla olması

D) Alacakaranlık süresinin kutuplardan Ekvator’a doğru gidildikçe kısalması

E) Termik kökenli basınç merkezlerinin oluşması

(16)

10.Basınç merkezleri ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Yükselici hava hareketleri alçak basınç alanlarında oluşur.

B) Alçak basınç merkezlerinde yatay yönlü hava hare- keti çevreden merkeze doğrudur.

C) Yüksek basınç alanlarında hava genellikle açıktır.

D) Alçak basınç alanlarında yağış oluşma ihtimali daha yüksektir.

E) Alçalıcı hava hareketlerinin görüldüğü yerlerde çoğunlukla hava bulutludur.

9. Aşağıda, Kuzey Yarım Küre'de bulunan bir bölgenin izohips haritası ve bölgedeki bazı merkezler gösteril- miştir. K merkezinin yıllık sıcaklık ortalamasının L'den daha düşük; M merkezinin yıllık sıcaklık ortalamasının N'den yüksek olduğu bilinmektedir.

0 40 80 120 160 km K

D e n i z

M N

L 500 m

K

Buna göre, bu merkezler arasında oluşan sıcaklık farklılığının nedenleri aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

K – L M – N A) Denizellik Yükselti B) Enlem Yükselti C) Yükselti Bakı

D) Enlem Bakı

E) Denizellik Enlem

(17)

12.

Bu görüşte olan bir filozof, aşağıdakilerden hangi- sini eleştirmektedir?

A) Felsefede deney yapmanın imkânsızlığını B) Felsefenin olgusal olmayan konularla ilgilenmesini C) Bilimsel çalışmaların yetersizliğini

D) Fenomenlerden hareketle felsefe yapmayı E) Felsefenin deneysel yöntemden faydalanmasını

Felsefe, metafiziği bırakmalı, fenomen- lerin yasalarından hareket etmelidir.

Çünkü metafizik deneyden yoksundur.

Bu nedenle insanı çelişik önermelere götürmektedir.

11.Taoizm’in varlık anlayışı için yazılan aşağıdaki deneme- de, Cuang Cou’nun ve kelebeğin dünyasından hayatın nasıl farklı anlamlandırılabildiği şöyle örneklendirilmek- tedir:

Buna göre Taoizm’in varlık görüşü ile ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir?

A) Dış dünyadaki nesneler gerçektir.

B) Somut nesneler mutlak niteliktedir.

C) Varlık, birbirine indirgenemeyen iki töze dayanır.

D) Varlıkla ilgili mutlak bilgiye ancak sezgi ile ulaşıla- bilir.

E) Varlığın herkes için kesin bilgisine ulaşılamaz.

“Günün birinde Cuang Cou; neşeli, hayat- tan memnun bir kelebek olduğunu rüyasın- da görmüş. Bu kelebeğin Cuang Cou’dan haberi bile yokmuş.

Birdenbire uyanmış, bir de görmüş ki ger- çekten Cuang Cou imiş. Şimdi artık Cuang Cou rüyasında bir kelebek mi olmuş yoksa bir kelebek rüyasında kendini Cuang Cou olarak mı görmüş, bunu bilmiyormuş. Bir kelebekle Cuang Cou arasında fark vardır.

Varlıklar da işte böyle sürekli değişirler.”

Wolfram Eberhard, Çin Denemeleri

(18)

14.Her varlık, geçmişte bir takım değişikliklere uğradığı gibi, gelecekte de uğrayacaktır. Evren, olmuş bitmiş bir şey değil, diyalektik biçimde ilerleyen bir süreçtir. Her var olan aynı zamanda yok olandır. Her varlık karşıtıyla birlikte vardır, bir başka deyişle karşıtıyla birlikte bir bütündür.

Bu düşünce, aşağıdaki görüşlerden hangisiyle uygunluk göstermektedir?

A) Varlık, temelde statik yapıdaki öğelerden olu- şur.

B) Evrende meydana gelen değişim, bir yanılsamadan ibarettir.

C) Evrende sürekli bir oluş ve hareket vardır.

D) Varlığın değiştiği fikri, duyuların aldatmasından ibarettir.

E) Varlık, birbirine indergenemeyen iki ögeden oluşur.

15.Selma Öğretmen, felsefi bir problemle ilgili olarak üç öğrenciyi farklı görüşleri savunmaları için görevlendirir.

Öğrencilerin savundukları görüşler şunlardır:

I. öğrenci : Var olan her şeyin temelinde tek töz vardır.

II. öğrenci: Varlık, birbirine indirgenemeyen iki töze dayanır.

III. öğrenci: Varlığın temelinde ikiden fazla töz vardır.

Selma Öğretmen öğrencilerine, aşağıdaki hangi fel- sefi probleme ilişkin farklı bakış açılarını kavratmayı amaçlamaktadır?

A) Varlığın niteliği B) Varlığın niceliği C) Varlığın yokluğu D) Varlığın maddeselliği E) Varlığın zihinselliği 13.

Buna göre filozofun yaklaşım tarzıyla ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez?

A) Yaşadığı çevreye eleştirel gözle bakmalıdır.

B) Öğrenme çabası ile farklı bakış açılarını inceleme- lidir.

C) Araştırdığı problemlere korkusuzca yaklaşmalıdır.

D) İncelediği konularla ilgili genel kabulleri temellendir- melidir.

E) Araştırma isteği ve merak duygusunu sürekli uyanık tutmalıdır.

Filozofun hayatı güçlü ve coşkulu bir araştırma isteği içerir. Filozof her yerde en aşırı farkları, karşıtlıkları arar. Özellikle bu farkları ve karşıt- lıkları görmeli, cesaretle onlarda derinleşmeye çalışmalıdır. Filozof, hayatı, anlamsızlığı, mutluluk getireni kavramaya çalışmalı; güçlü bir bilme isteği ile hareket etmelidir.

(19)

16.Doğadaki işleyiş ve insan yaşamı arasında büyük bir benzerlik vardır. Bu benzerlik Allah’ın yaratma sıfatında- ki düzene ve uyuma gösterilebilecek en güzel örnektir.

Nitekim Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerde bu tip benzetmelere de sık sık yer vermiştir;

– “Rüzgârları gönderip bulutları harekete geçiren Allah’tır. Böylece onu ölü bir bölgeye sevk eder, ölü- münden sonra yeryüzüne onunla hayat veririz. İşte öldükten sonra dirilme de böyle olacaktır.”

(Fâtır Suresi, 9. ayet)

Buna göre doğada gerçekleşen bu olaylar ahiret ile ilgili kavramların hangisi ile ilişkilendirilebilir?

A) Ba’s B) Haşr C) Mizan

D) Berzah E) Mahşer

17. • “Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O’ dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.”

(Mülk Suresi, 2. ayet)

• “Allah’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu kazanma- ya bak ve dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara ihsanda bu- lun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma!

Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.”

(Kasas Suresi, 77. ayet) Bu ayetler dikkate alındığında insanla ilgili olarak

aşağıda verilen;

I. İnsan, yaşamın bir anlamı ve amacı olduğunu fark etmelidir.

II. İnsan, ölümün bir son olduğunu unutmamalıdır.

III. İnsan, ahireti unutmadan dünyada yaşamını sürdür- melidir.

IV. İnsan, çevresine karşı iyilik içerisinde bulunmalı ve yardımlaşmaya önem vermelidir.

gibi yargılardan hangilerine ulaşılabilir?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I, II ve III E) I, III ve IV

18. İslam dinine göre insan, diğer varlıklardan farklı özel- liklere sahip bir canlıdır. Bu farklılıklar insanın saygıya layık bir varlık olmasını sağlamıştır. İslam dini, insana hayattayken değer verilmesini istediği gibi kişinin ölü- münden sonra da insanlar tarafından saygı görmesini bekler. Bu saygı bir yandan vefat edenin yakınlarını te- selli mahiyetindedir. Ölen kişinin yakınlarına başsağlığı ve sabır dilemek, vefat eden kişinin yakınlarının acısını paylaşmak ve destek olmak İslam dinine göre önemli bir davranıştır.

Buna göre parçada aşağıdaki kavramlardan hangi- sine değinilmiştir?

A) Teşbih B) Taziye C) Temsil

D) Tekfin E) Tebliğ 16.-20. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini

yasal olarak almak zorunda olanlar ve Imam Hatip Okulları öğrencileri/mezunları cevaplayacaktır.

(20)

19. (I) Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerde Allah’ın nasıl bir varlık olduğunu anlatan isim ve sıfatlar yer almaktadır. (II) Birinci gruptaki sıfatlara, zati sıfatlar ismi verilir ve bu sıfatlar sadece Allah’a ait özelliklerden bahseden sıfat- lardır. (III) Allah’ın göz organına ihtiyaç duymadan ve sınırsız görebildiğini anlatan sıfata basar sıfatı denilir ve zati sıfatlar grubunda yer alır. (IV) İkinci gruptaki sıfatlara ise subuti sıfatlar ismi verilmiştir ve bu sıfatlar Allah’la birlikte diğer varlıklarda da bulunan fakat Allah’ın dı- şındaki varlıklarda sınırlı özellik gösteren sıfatlarıdır.

(V) Subuti sıfatlar Allah’a nisbet edildiğinde sınırsız bir özellik göstermektedir.

Buna göre yukarıda verilen metinde kaç numaralı cümlede bir bilgi hatası yapılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

20. – “Onlar bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.”

(Al-i İmran Suresi, 135. ayet)

– “Kim haksız davranışından sonra tövbe eder ve halini düzeltirse bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok esir- geyicidir.”

(Maide Suresi, 39. ayet) Aşağıdaki yargılardan hangisi verilen ayet mealle-

rinin doğru bir yorumu değildir?

A) Kişi yaptığı hatasını düzeltirse Allah o insanı affeder.

B) Tövbe yalnızca Allah’a karşı gerçekleştirilir.

C) Tövbe her zaman gerçekleştirilen değil, yılın belli za- man dilimlerinde yapılması gereken bir davranıştır.

D) Hatalarında ısrar etmeyip tövbe edenlerin tövbesi kabul olunur.

E) Tövbe için önemli olan yapılan hatanın düzeltilme- sidir.

22.Sartre’a göre varlık kategorileri birbiriyle karşıtlık için- deki “kendinde varlık” ve “kendi için varlık”tan oluşur.

“Kendinde varlık” herhangi bir gizeme sahip değildir ve ne ise odur. “Kendisi için varlık” ise kendinde varlığın karşısında bilincin varlığını ifade eder. Bu bilinç, karar vermenin merkezi olduğundan insan önceden belirlen- miş bir varlık değildir.

Bu parçada savunulan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?

A) İkicilik B) Eleştiricilik C) Deneycilik D) Varoluşçuluk E) Maddecilik 21.-25. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar cevaplayacaktır.

21. Bilim insanı incelediği varlığın gerçek mi yoksa aldatıcı bir görünüş mü olduğunu sorgulamaz. Ele aldığı varlığı, anlamayı ve açıklamayı hedefler.

Bu parçaya dayanarak bilimin varlığa bakış açısı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Kolektif bir çabanýn ürünüdür.

B) Deðiþim ve geliþime açýktır.

C) Ýnceleme alanýný parçalara ayırır.

D) Varlýðý düşünce cinsinden tanýmlar.

E) Varlýðýn var olup olmadığını sorgulamaz.

(21)

SOSYAL BILIMLER TESTI BITTI.

TEMEL MATEMATIK TESTINE GEÇINIZ.

24.Bilgi, belli bir yöntem doğrultusunda çaba sarf edilerek üretilmek durumundadır. Dahası, üretildikten sonra da sürekli sınanması gerekir. Bu nedenle de, yargılarımız bir emin olma haline karşılık gelmelidir. Ulaşılan bilginin mantıksal anlamda tutarlı olması, işaret ettiği nesneyle örtüşmesi, işe yaraması hatta pek çok kişi tarafından kabul edilmesi bu emin olma durumunu belirlemede ele alınan kriterlerdir.

Bu parçada, aşağıdakilerin hangisinden söz edil- mektedir?

A) Doğru bilginin çeşitli ölçütleri olduğundan B) Bilme eyleminin sınırları olduğundan

C) Bilginin dolaysız bir yetiden kaynaklandığından D) Herkes için doğru ve değişmez bilgilere ulaşılama-

yacağından

E) Doğruluğun nesnel bir değer taşıdığından

25.Locke’a göre, büyüklük ve şekil gibi birincil nitelikler, dünyadaki şeylerin gerçek özellikleridir. Birincil nitelik- lere ait düşünceler, gerçeğine benzemektedir. Örneğin, kare bir nesne gördüğünüzde, o nesneye dair düşünce- nizin oluşmasına neden olan gerçek nesne de karedir.

Ancak kırmızı bir kare gördüyseniz, algınıza neden olan dünyadaki gerçek nesne kırmızı değildir. Renge dair duyumlar, nesnelerin dokuları ile bizim görme du- yumuz arasındaki etkileşimden gelir. Locke, dış dünya ile dolaylı bir erişimimiz olduğunu düşünür. Gerçeklik, hiç kimse onun farkında olmasa bile var olmaya devam etmektedir.

Bu parçaya göre, bilginin kaynağı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nesnelerin düşüncede tasarlanması B) Gerçek bir dünyanın varlığının yadsınması C) Varlığın doğrudan algılanması

D) Yaratıcı hayatın sezgilerle bilincine varılması E) Doğuştan getirilen verilerle oluşturulması 23.Varlığa ilişkin insanın ulaştığı bilgi, fenomenler dün-

yasının ötesine geçemez. İnsan aklı, her ne kadar fonemenler dünyasının ötesine ilişkin merakını gider- meye çalışsa da onun çabası bir bilgi değil, sadece metafiziksel nitelikte bir kurgu oluşturabilir.

Bu parça felsefenin;

I. Doğru bilginin ölçütü II. Bilimsel bilginin değeri III. Bilginin sınırı

problemlerinden hangilerine doğrudan yanıt niteli- ğindedir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III

(22)

TEMEL MATEMATİK TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Temel Matematik Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. 1, 7, 7, 7, 7 rakamları kullanılarak aşağıdaki denklem oluşturulmak istenmiştir. Bu denklemde toplama, çarp- ma ya da bölme işlemleri boş karelerin içine yerleştirilip 100 elde edilecektir.

(7  7)  (1  7  7) = 100

Buna göre, boş karelere sırasıyla hangi işlemler gelmelidir?

A) x, x, +, ÷ B) +, x, ÷, + C) +, x, +, x D) ÷, x, +, + E) x, x, +, +

2. Deniz’in art arda girdiği 3 deneme sınavında aldığı puanlar sırasıyla 4AB, 4CB, 4BC üç basamaklı sayı- larıdır. İkinci sınavda puanını ilk sınava göre 20 puan yükseltmiş, üçüncü sınavda ise ikinci sınava göre 27 puan yükseltmiştir.

Buna göre, A, B, C sıfırdan farklı rakamlar olmak üzere A + B + C toplamı en az kaç olabilir?

A) 5 B) 7 C) 10 D) 13 E) 16

3. 5

7

6

5 x 5 lik bir kareli kağıt kullanılarak farklı desenler hazır- lanıyor. Bazı kareler boyanarak boyanmamış karelerden oluşan ayrık bölgeler elde ediliyor.

Her ayrık bölgedeki karelerden birine o bölgede bulunan karelerin sayısı yazılıyor.

Örneğin; yukarıdaki şekilde üç ayrık bölge var. Soldaki bölgede 5, sağdaki bölgede 7 ve alttaki bölgede 6 kare vardır.

K

B A L

M

Buna göre, yukarıdaki şekilde A ve B karelerinin boyanmasıyla elde edilen desende K + L + M toplamı kaçtır?

A) 10 B) 13 C) 15 D) 17 E) 19

(23)

5. Aşağıda bir ölçüm cihazına ait ekranın bir kısmı göste- rilmiştir.

20

25

30

Şekildeki her aralık eşit olduğuna göre, mevcut durumda ibrenin gösterdiği ölçüm değeri,

I. Tam sayı II. Rasyonel sayı III. Reel sayı

sayı kümelerinin hangisi ya da hangilerinin bir ele- manı olabilir?

A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız III D) II ve III E) I, II ve III

6. A A! sayısını tam bölebilen farklı asal sayıların toplamı

A 1 den A ya kadar olan (A dahil) doğal sayıların toplamı

olarak tanımlanan yukarıdaki işlemlere göre 9 ifadesinin sonucu kaçtır?

A) 65 B) 81 C) 110 D) 153 E) 157

7. a ve b doğal sayılardır.

a b2 b – 4 17

olduğuna göre, a en az kaç olabilir?

A) 14 B) 25 C) 30 D) 42 E) 61

4. ABA

CDC 1FBE +

Yukarıdaki işlemde her harf farklı bir rakamı göster- diğine göre, (aynı harfler, aynı rakamı göstermektedir.) F nin alabileceği en büyük değer kaçtır?

A) 5 B) 6 C) 7 D) 8 E) 9

(24)

9. 13xy dört basamaklı doğal sayısı 36 ile tam bölünebil- mektedir.

Buna göre, en büyük xy iki basamaklı sayısı kaçtır?

A) 68 B) 72 C) 86 D) 95 E) 96

10. a, b, c ∈ Z+

(a + b + c) (a + b – c) = 31

olduğuna göre, a.b çarpımı en çok kaçtır?

A) 48 B) 55 C) 60 D) 63 E) 64

11. 45.10n

sayısının doğal sayı bölenlerinin sayısı 60 olduğuna göre, n değeri kaçtır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6

8. A = 235235...235 B = 474747...47

olmak üzere, A sayısı 39 basamaklı ve B sayısı 32 basamaklı doğal sayılardır.

Buna göre, A.B çarpımının 9 ile bölümünden kalan kaçtır?

A) 0 B) 1 C) 2 D) 4 E) 6

(25)

12. 602 + 842 + 722

sayısı aşağıdaki sayılardan hangisine tam bölünemez?

A) 5 B) 7 C) 9 D) 11 E) 32

13. 6

C

8

72 B

A

Şekilde daireler içinde yazılı olan sayıların her biri aralarında kaldığı karelerin içinde yazan sayıların en küçük ortak katıdır.

Buna göre, A + B + C toplamı en az kaçtır?

A) 37 B) 43 C) 51 D) 66 E) 73

14.Bir usta bir evin odasını kare fayans ile döşeyecektir. En dış sıradaki fayansların köşelerine kırmızı desenler, iç fayansların köşelerine de mavi desenler yerleştirmiştir.

Örneğin; şekildeki görselde 14 kırmızı desen, 6 mavi desen ve 12 tane fayans vardır.

Bu usta dikdörtgen şeklindeki odada 36 tane kırmızı desen ve 60 tane mavi desen kullanmıştır.

Buna göre, bu odada kaç tane fayans kullanılmıştır?

A) 63 B) 68 C) 71 D) 76 E) 77

(26)

17.Pozitif tam sayılar kümesinde

, x + y toplamı asal sayı ise x  y =

. y

x y x+2

*

, x + y toplamı asal sayı değilse

işlemi tanımlanıyor.

Buna göre, (1  4)  2 işleminin sonucu kaçtır?

A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14

15.Bir sayı bulmacasında yer alan xyz üç basamaklı doğal sayısında, her rakam en çok bir kez kullanılacak ve ilk basamak sıfır olmayacaktır. Her “–” aranan sayıdaki rakamlardan birinin doğru olduğunu ancak basamağının yanlış olduğunu ve her “+” ise doğru yerde doğru bir rakam bulunduğunu gösteriyor.

Buna göre,

631 +1 , –1

295 +1

961 –1

953 –1

xyz +3

ipuçları ile verilen soruda xyz üç basamaklı sayısı kaçtır?

A) 236 B) 231 C) 326

D) 261 E) 531

16.

h

Yukarıdaki şekilde dört basamağı verilen bir sayı pira- midinde 1 den başlayarak ardışık tek sayılar yazılmıştır.

Buna göre, bu sayı piramidin üstten 10. basama- ğında yer alan tüm sayıların aritmetik ortalaması kaçtır?

A) 78 B) 89 C) 96 D) 100 E) 105

1 3

7 9 11

1. Basamak 2. Basamak

3. Basamak 4. Basamak

13 15 17 19

5

(27)

19. I. x.y II. 3x – 2y III. xy IV. y4 + 1

x çift, y2 tek tam sayılar olmak üzere, yukarıdaki ifadelerden kaç tanesi kesinlikle çift tam sayıdır?

A) 0 B) 1 C) 2 D) 3 E) 4

18.X, Y, Z, T birbirinden farklı rakamlar ve XYZT dört ba- samaklı bir doğal sayı olmak üzere,

– X.Y çift sayı ise 2Z + T tek sayıdır.

– X.Y tek sayı ise Z + T çift sayıdır.

Buna göre, bu şartları sağlayan dört basamaklı kaç farklı XYZT sayısı vardır?

A) 1780 B) 2020 C) 2040

D) 2100 E) 2340

20. a ve b ardışık tam sayılardır.

a x y b b + 1

a – 1

a ve b aralığı eşit dört parçaya ayrıldığına göre, y – x değeri kaçtır?

A) 4

1 B) 2

1 C)

3

1 D) 0 E) 8 1

21. 1 2 –

1– 2 1 3 + 1

işleminin sonucu kaçtır?

A) – 4

3 B) – 2

1 C) –1 D) 4

3 E) 2 1

(28)

24.

, : ,

, 0 02

18 0 01

0 3 + , 1 5

6

işleminin sonucu kaçtır?

A) 32 B) 34 C) 40 D) 42 E) 62

25.x sıfırdan farklı bir rakamdır.

x

1 = 0,x

olduğuna göre, 6,x + x,6 toplamı kaçtır?

A) 8 B) 9 C) 10 D) 11 E) 12

22. 1 . 7

3 1

8

– – 3

f p f p.f1 93p...f1– 133 p = A

olduğuna göre, A sayısının 13 katı aşağıdakilerden hangisidir?

A) 11

10 B)

12

11 C)

13

12 D)

14

13 E)

15 14

23. a + b = 23

1 b + c =

13 1 a + c =

39 1

olduğuna göre, a, b ve c sayıları için aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur?

A) a < b < c B) a < c < b C) b < a < c D) b < c < a E) c < a < b

(29)

27.x negatif tam sayı olmak üzere ve sıfırdan farklı A, B, C ve D sayıları için,

B

A C

D

= (A + C).(B + D) olarak tanımlanıyor.

2x – 5 x + 2 x – 4

3 – x

= 12 ise,

x + 3 x – 2 5 – 2x

x2 – 1

ifadesinin değeri kaçtır?

A) 5 B) 8 C) 9 D) 11 E) 13

26.

a – b a a.b

a ve b çift tam sayılar olmak üzere, yukarıda verilen sayı doğrusuna göre,

I. a + b < 0 II.

b a > 0

III. a > b

ifadelerinden hangileri her zaman doğrudur?

A) II ve III B) I, II ve III C) Yalnız III D) Yalnız II E) I ve II

28.Buse kendine kolye yapmak için sarı, mavi ve kırmızı boncuklardan yeterince almıştır. Tüm boncukları sıra- sıyla 4 sarı, 3 mavi, 2 kırmızı olacak şekilde ipe dizerek kolyesini tamamlamıştır.

Yaptığı kolyenin geniş olduğunu farkedip baştan ve sondan şekildeki gibi kesip atarak kendine göre ayar- lamıştır.

Son durumdaki kolyede bulunan sarı boncuk sayısı ilk durumdaki kolyede bulunan mavi boncuk sayısına eşittir.

Buna göre, Buse kaç boncuk satın almıştır?

A) 28 B) 30 C) 32 D) 34 E) 36

29.

Yukarıda verilen üç farklı oyuncak çeşidi her birinde üç oyuncak olmak üzere özdeş üç farklı kutuya yer- leştirilmiştir. Aşağıda bu kutulara konulan oyuncaklar gösterilmektedir.

1. Kutu 2. Kutu 3. kutu İçindekilerle birlikte tartıldıklarında 1. kutu en ağır ve 3.

kutu en hafif geliyor.

Buna göre ayıcık, top ve arabaya sırasıyla ağırlıkla- rına göre a, b ve c dersek büyükten küçüğe doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) b > a > c B) c > a > b C) a > c > b D) b > c > a E) c > b > a

Referanslar

Benzer Belgeler

A.) Gördüğünü daha çabuk öğreniyor. B.) Okuyarak daha çabuk öğreniyor. C.) İşittiğini daha çabuk öğreniyor. 4.) Eylül 9 yaşında, kıvırcık, sarı saçları olan

27 ve 28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız... Aşağıdakilerden hangisi yukarıda bir parçası verilen yazıya ait bir cümle olamaz?. A) Öyle zannediyorum ki

Buna göre, 400 gram saf suya, aynı sıcaklıkta 60 gram X katısı eklenerek hazırlanan çözelti için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?. A) Doymamış

Çemberlerin yarıçapları sırasıyla n, 3n ve 9n cm (n &gt; 0) olduklarına göre dış halkanın alanının iç halkanın alanına oranı

25. Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum; o da daha başıboş, daha rahat yaşamak. Fakat her zaman buna hangi yoldan varacağımızı pek bilmiyoruz. Çoğu kez insan

I.. Yeryüzündeki depremlerin büyük bir kısmı, levha sınırla- rında gerçekleşmektedir. Yeryüzündeki önemli deprem alanları üç kuşak hâlinde uzanır. Birinci kuşak,

29 ve 30. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız... Bir sanat adamının kişiliği herkesten başka olmasında değil, herkesle bir olmasındadır. Yalnız kendisinde

hayata yansıtmaları gerekir. Gerçek ya da gerçeğe yakın olayları anlatır. Olaylar sınırlı bir zaman içerisinde gerçekleşir. Kişi kadrosu dardır. Bir ana olay