• Sonuç bulunamadı

Doç. Dr. Ender DURUALP

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doç. Dr. Ender DURUALP"

Copied!
29
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Doç. Dr. Ender DURUALP

(2)

OYUNUN GELİŞİMİ

 Oyuna yönelik çağdaş bakış açısına göre

“sosyal oyun” ve “bilişsel oyun” olarak

sınıflandırma yapılmakta ve oyunun bilişsel ve sosyal yönlerine dikkat çekilmektedir.

 Oyunun sosyal boyutu kişilerarası ilişkilerdeki

gelişimi, bilişsel boyutu ise nesnelerle temas ve

nesne kullanımındaki gelişimi ele almaktadır

(3)

Sosyal Oyun Gelişimi

 Çocuk oyunlarının hemen hepsi sosyal bir yapı içermektedir. Erikson, Bandura ve

Parten’in görüşlerine yer verilecektir.

(4)

Erikson’a göre oyun

Erikson, psikososyal gelişim kuramı

doğrultusunda, oyunun çocuğun kişilik

gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu ifade

etmektedir. Çocuk, oyun yoluyla gerçek duygu, düşünce ve olayların üstesinden gelebilmek

için yeni modeller yaratmaktadır.

Benlik gelişimine oldukça önem veren Erikson, benlik gelişiminin olumlu sosyal deneyimlerle kazanılacağını, duygusal açıdan sağlıklı

bireylerin bu şekilde yetişebileceğini

savunmaktadır.

(5)

 Oyun, çocuğun biyolojik ve sosyal

gereksinimlerinin kaynaşmasını sağlayarak, gelişim dönemlerini sağlıklı bir biçimde

atlatmasına yardım eder.

 Oyunda çocuk kaygılarını, isteklerini ve belirsizliklerini dramatize etme imkânı

bulduğundan, bir evreden diğer evreye daha

sağlıklı bir biçimde geçebilir.

(6)

 Çocuk oyun yoluyla sözel olarak ifade edemediği üzüntülerini, kaygılarını,

korkularını dile getirebilir ve oyun yoluyla

sıkıntılarını dışa vurarak rahatlama sağlar. Bu özellik oyunun tedavi edici bir rolü olduğunu göstermektedir. Oyun eğitimde olduğu kadar ruh sağlığının korunmasında etkili bir

yöntemdir.

(7)

Bandura’ya göre oyun

 Bandura’ya göre gözlemleyerek öğrenme taklit içermesine karşın, yalnızca taklit

davranışı çocuktaki öğrenmenin göstergesi olarak yeterli değildir. Bandura, bireylerin bilişsel semboller yoluyla dünyayı sembolik

olarak gördüklerini savunmaktadır. Bu bilişsel semboller hem geçmiş deneyimleri hem de

gelecekteki deneyimlerini içermektedir.

(8)

 Bandura oyunu, çocuğun gözlemleri yoluyla kazandığı bilgileri ve deneyimleri tekrarladığı ve model aldığı öğrenme yollarından biri

olarak görmektedir. Oyun, çocuğun

sosyalleşmesini sağlayan en doğal yoldur.

Çocuklar oyun sırasında davranışları

defalarca tekrarlayarak, davranışlarını

geliştirmekte ve yeni yeni davranışlar

kazanmaktadır.

(9)

Parten’e göre oyun

 Parten, oyunu çocuğun sosyal gelişimi açısından incelemektedir. Parten’e göre çocuğun sosyal oyun gelişimi, katılımsız

davranıştan kooperatif/işbirlikçi oyuna doğru bir sıra izlemektedir.

 Parten oyun gelişimini altı evrede ele

almaktadır.

(10)

Katılımsız davranış: Bu evrede çocuk olayın içine girmez ve sadece izler. Çocuk aktiftir

ancak amaçsızdır. Diğerlerinin oyunu ile ilgilenmez. Bir çocuğun odanın etrafında

rastgele gezinirken parmağını emmesi örnek

olarak verilebilir.

(11)

Seyirci davranışı: Önceleri çocuk oyun oynayan çocukları seyretme yoluna

gitmektedir. Oyuna katılmamakla birlikte oyun oynayan diğer çocukların etrafında dolaşmayı ve sorular sormayı tercih eder.

Zamanla diğer çocuklara yakınlaşma

başlamaktadır. Örneğin, yeni bir sınıfa gelen

çocuğun, büyük bir ilgiyle diğer çocukların

oyunlarını izlemesi seyirci davranışıdır.

(12)

Tek başına oyun: Çocuk bu evrede,

çevresinde başka çocuk olup olmadığı ile

ilgilenmez. Çevresindeki çocukları gözlemler fakat onlarla sosyal iletişimi yoktur. Tek

başına oynamaktadır. Tek başına ya da yalnız oyun tipik olarak iki-üç yaş çocuklarında

görülmektedir. Çocukların tek başlarına

bloklarla kule yapıyor olmaları örnek olarak

gösterilebilir.

(13)

Paralel oyun: Bu evrede çocuklar aynı

ortamda oynamalarına karşın oyunlarında

birbirlerinden bağımsızdırlar. Arkadaşları ile sosyal iletişimleri çok azdır. İletişim, herhangi bir oyuncağı istemek ya da bir düşüncesini, dileğini söylemekten ileri gitmez.Bu evrede çocuklar aynı oyun amaçlarını paylaşmaz, kendi oyunlarını oynar. Çocukların kendi yapbozlarını yaparken birbirlerinin

çalışmalarını izlemeleri paralel oyuna

örnektir.

(14)

Birlikte oyun: Çocuğun çevresine ilgisi daha fazladır. Bir kaç çocuk aynı materyalleri

kullanır, aynı oyunda yer alır, ama herkes kendi oyununa devam etmektedir. Oyunun kuralları ve roller tam olarak belli değildir, planlı bir oyun yoktur. Örneğin iki çocuğun kum

havuzunda oynarken birbirleriyle konuşmaları, kendi kumdan kaleleri için gerekli olan araç

gereçleri istemeleri ve değiştirmeleri birlikte

oyundur.

(15)

Kooperatif oyun/işbirlikçi oyun: Çocuk bu evrede başkalarıyla iletişim halindedir, iş

birliği yapar ve grup oyunlarına katılır.

Oyunlarının ortak bir amacı vardır, bu amaca uygun olarak çeşitli roller paylaşılmakta ve oyun ortaklaşa yürütülmektedir. Bu evrede çocuklar arasında gerçek bir sosyal iletişim bulunmaktadır. Çocukların tek başına

olmadıklarını, oyuncaklarını, rollerini ve

düşüncelerini paylaştıklarını anlamaları

kooperatif oyunun en belirgin özellikleri

arasındadır.

(16)

 Üç-dört yaşlarındaki çocuklar, yalnız oynamak yerine arkadaşlarıyla oynamayı tercih eder.

Birlikte oynadıkları evcilik gibi oyunlarda işbirliği ve koordinasyon nitelikleri

gözlenmektedir. İki çocuğun birlikte oyun

evinde oynamaya karar verdikten sonra başka bir çocuğun bebek olması gerektiğini kabul

etmeleri örnek olarak verilebilir.

(17)

Bilişsel Oyun Gelişimi

 Oyunun bilişsel yönden gelişimsel bir sıra izlemesi, çocuğun oyun davranışlarının

çocuğun yaş ve gelişim düzeyine paralel olacağına işaret etmektedir.Bebeklik

döneminde duyu-motor deneyimlerle başlayan oyunlar, daha sonraları istemli davranışlara

bağlı, nesne odaklı ve belli bir amaca yönelik

oyunlara doğru bir ilerleme göstermektedir.

(18)

Piaget’ye göre oyun

 Piaget, oyunla bilişsel gelişim arasında yakın bir ilişki olduğunu ve oyunun çocuğun algısal gelişiminde rolü bulunduğunu savunmaktadır.

Piaget’ye göre, oyun hayatın daha sonraki

dönemlerinde kullanılabilecek yaratıcı bir

hayalcilik zemini oluşturmaktadır.

(19)

 Çocukların yalnız-izole oyundan daha

sosyalleşen ve işbirliği gerektiren oyunlara

doğru bir gelişme gösterdiklerini, bu gelişime paralel olarak basit duyu-motor hareketlerden oluşan fonksiyonel oyunlardan sembolik ve

kurallı oyunlara doğru bilişsel bir gelişim içinde olduklarını vurgular.

 Piaget’ye göre bu gelişim, çocukların öğrenme deneyimlerinin temellerini oluşturmaktadır.

 Piaget’ye göre oyun üç aşamada gelişim

göstermektedir.

(20)

Alıştırma oyunları: Doğumdan başlayarak iki yaşına kadar olan süreyi kapsamaktadır.

Alıştırma oyunları çocuk tarafından kazanılan tüm duyu-motor şemalarından doğmakta ve çocuğun nesneleri kullanması üzerine

odaklanmaktadır. Çocuk dokunabildiği, eline

alabildiği her şeyi alır, yakalar, sallamakta,

atmakta ve tekrar almayı denemektedir.

(21)

 Bakma, emme, ellerini açma-kapama, nesneye dokunma, alma-atma, birbirine vurma,

inceleme gibi duyu-motor oyunlarla gerçek dünyayla etkileşimde bulunmaktadır. Piaget, bilişsel gelişimde alıştırma oyunlarının

anahtar rolü olduğunu savunmaktadır.

(22)

Sembolik oyunlar: Bu dönem iki ile on iki

yaşları arasını kapsamaktadır. Sembolik oyun, okul öncesi dönemde baskın olmaya

başlamaktadır. İki yaşından itibaren

emeklemeye ve yürümeye başlayan çocuk araştırma ve tanımaya yönelik oyunlara

yönelir. Çocuk gerçek yaşamda karşılaştığı olay ve nesneleri oyunlarına taşımaktadır ve oyunlarında taklit davranışı gözlenmektedir.

Çocuk bu evrede, annesi gibi toz alır, babası

gibi araba kullanır, doktor gibi muayene yapar.

(23)

Çocuk oynamak istediği gerçek nesnelere ulaşamadığında, o nesneyi zihninde

canlandırarak başka bir nesneyi oynamak istediği nesne yerine koyabilir. Tabağı direksiyon,

herhangi bir kutuyu telefon, sopayı at, kalemi ise iğne olarak düşünebilir ve kullanabilir. Bununla birlikte mutfaktan gerçek bir tencere veya çay tabağı alarak oyun oynayabilir.

Piaget’ye göre, okul öncesi dönemdeki çocuklar oyunun kurallarının farkındadır, ancak bu

kuralların hangi amaçla konulduğu ve neden

uyulması gerektiği ile ilgili fikirleri yoktur.

(24)

Kurallı oyunlar:Bu tür oyunlar daha ileri bir

biliş düzeyi gerektirmektedir. Bu nedenle kurallı oyunlar somut işlemler döneminde sıklıkla

oynanmaktadır. On bir-on iki yaşlarından sonra görülen ve belli bir kuralı olan oyunları içeren bu tür oyunlar, ergenlik ve yetişkinlik

dönemlerinde oynanan oyun özelliklerini

içermektedir. Çocuk oyunun kurallarına uymak zorundadır. On-on iki yaşlarında çocuklar,

kuralların oyuna yön vermek ve çocuklar

arasında olabilecek anlaşmazlıkları önlemek

amacıyla konulduğunu anlayabilirler.

(25)

Vygotsky’e göre oyun

 Vygotsky’nin oyun kuramı, oyunun kökeni ve rolüne dayanmaktadır. Oyunun erken

çocukluk döneminde ortaya çıkan ve

gerçekleştirilemeyen isteklere karşı tepki olarak oluştuğunu kabul etmektedir.

Dolayısıyla çocuk gerçekleşemeyen isteklerini oyun aracılığıyla düşsel olarak gerçekleştirir.

Bu doğrultuda oyunun önemini istek

karşılama olarak değil daha çok düş gücünün

ortaya çıkarılması biçiminde açıklamaktadır.

(26)

Çocuklar hayali durumlar yaratırken, ani dürtüleri yerine sosyal kuralları ve içsel

düşüncelerini takip etmeyi öğrenmektedir.

Örneğin, uyumaya gidiyormuş gibi yapan çocuk yatma kurallarını uygulamaktadır.

Çocuk kendini anne yerine oyuncak bebeğini de çocuk yerine koyarak uyku zamanı

kurallarını tatbik etmektedir.

Vygotsky’e göre hayali oyun, bilişsel ve sosyal becerilerin gelişiminde önemli etkilere sahiptir ve çocukların düşünme ve dilini

yansıtmaktadır.

(27)

 Hayali oyun bir yaş dolaylarında ortaya çıkar ve yürümeye başladığı dönemlerde daha sık görülür. Bebeklikte görülen en basit hayali oyun mış gibi yapma oyunudur. Bir çocuğun boş bir bardaktan su içiyormuş gibi yapması ya da yastık üzerine yatarak uyuyormuş gibi yapması bu tür oyunlara örnektir. Basit mış gibi oyunları çocuklar tek başlarına oynarlar.

 Çocuklar iki yaşından sonra nesneleri farklı

şeyleri temsil etmede kullanmaya başlar.

(28)

 Çocuk somut düşünmeye başladığı ve sosyal- duygusal açıdan daha uyumlu olduğu

dönemlerde hayali oyun oynama özelliğini kaybeder. Anne babaların ve öğretmenlerin, çocuğun bilişsel gelişimini ve yaratıcı

düşünce becerilerini desteklediğinden, bu tür

hayali oyunları oynamaları için ortam ve fırsat

yaratarak teşvik etmeleri önemlidir.

(29)

Kaynaklar

Aral, N., Gürsoy, F. ve Köksal, A. (2001). Okul öncesi eğitimde oyun. İstanbul: Ya-Pa Yayın Pazarlama San. ve Tic. A.Ş., Kaptan Ofset.

Durualp, E. ve Aral, N. (2014). Oyunun gelişimi ve türleri. Her yönüyle okul öncesi eğitim 3. (Ed: A.B. Aksoy), (s. 231-254).

Ankara: Hedef CS Basın Yayın.

Maden-Ellialtıoğlu, F. (2005). Okul öncesi dönemde oyun ve oyun örnekleri. İstanbul: Ya-Pa Yayın Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Sevinç, M. (2004). Erken çocukluk gelişimi ve eğitiminde oyun.

İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.

Seyrek, H. ve Sun, M. (2005). Okul öncesi eğitimde oyun. İzmir:

Müzik Eserleri Yayınları.

Tuğrul, B. (2014). Oyunun gücü. Oyun. (Ed: A.B. Aksoy), (3-24), Ankara: Hedef Yayıncılık.

Referanslar

Benzer Belgeler

2v hacimli havuz 2 saatte doluyorsa, 5v hacimli havuz 5 saatte dolar. Fıskiyeden 6 saat su aktığına göre, II. Bir işi tek başına; Çiğdem 20 günde, Lale 30 günde, Nilüfer

 Çocuk gelişimi ve eğitimi açısından oyun ve oyuncaklar da çok önemli görülmektedir.. Çocuğa oyun olanakları sunulması kadar oyunla ilgili

akvaryum bakımı) ve stratejik yeteneklere yönelik oyun ve oyuncaklar (sözcük türetme, monopol,tenis,ping-pong ve atari gibi) ilgi alanlarına girmektedir.. 12 yaş

 Belleği çalıştıran, problem çözme becerisini geliştiren oyun materyalleri; yapboz, takmalı ve sökmeli oyuncaklar, ip ve boncuk, halka, anahtar, kilit, ayna,

Okul öncesi dönemdeki çocuklara oda setleri, mutfak setleri, doktor muayene aletleri, tahta bloklar, kova tırmık, kürek, resim defteri, boya kalemleri, oyun hamuru, yaşına

 Aile bireylerinden ve evden ayrılma, yeni bir ortama girme, yabancı kişilerle karşılaşma, hastalıktan kaynaklanan problemler, hastane kuralları, araç- gereçler

Ancak bazı aileler hasta çocuğun evde kalmasını isterler, sonuçta çocuk yaşına uygun davranış geliştiremez..  Çocukta sosyal izolasyon ve yalnızlık

vücuda yayılır ve 3 gün içinde