• Sonuç bulunamadı

ANDIZ DAĞI FLORASI (NALLIHAN-ANKARA) Kadriye Gizem ARIKAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANDIZ DAĞI FLORASI (NALLIHAN-ANKARA) Kadriye Gizem ARIKAN YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Copied!
137
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ANDIZ DAĞI FLORASI (NALLIHAN-ANKARA)

Kadriye Gizem ARIKAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ BİYOLOJİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TEMMUZ 2019

(3)

Kadriye Gizem ARIKAN tarafından hazırlanan “ANDIZ DAĞI FLORASI”adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından OY BİRLİĞİ ile Gazi Üniversitesi Biyoloji Ana Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI Biyoloji Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi

Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum. ...………

Başkan: Prof. Dr. Latif KURT

Ekoloji ve Çevre Biyolojisi Ana Bilim Dalı, Ankara Üniversitesi

Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum. ………...

Üye: Prof. Dr. Murat EKİCİ

Biyoloji Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi

Bu tezin, kapsam ve kalite olarak Yüksek Lisans Tezi olduğunu onaylıyorum. ………...

Tez Savunma Tarihi: 01/07/2019

Jüri tarafından kabul edilen bu tezin Yüksek Lisans Tezi olması için gerekli şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

……….…….

Prof. Dr. Sena YAŞYERLİ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(4)

ETİK BEYAN

Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Yazım Kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;

 Tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,

 Tüm bilgi, belge, değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu,

 Tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak kaynak gösterdiğimi,

 Kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı,

 Bu tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim.

Kadriye Gizem ARIKAN 01/07/2019

(5)

ANDIZ DAĞI FLORASI (NALLIHAN-ANKARA) (Yüksek Lisans Tezi)

Kadriye Gizem ARIKAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Temmuz 2019

ÖZET

Araştırma Ankara’nın kuzeybatısında kalan Nallıhan ilçesi sınırlarında bulunan Andız Dağı’nda gerçekleştirilmiştir. Çalışma alanından 2013-2014 yılları arasında, 835 adet bitki örneği toplanmıştır. 60 familya ve 244 cinse ait toplam 435 tür ve türaltı takson tespit edilmiştir. Toplam 30 takson Türkiye için endemiktir. Endemizm oranı %6,90’dır.

Taksonların fitocoğrafya bölgelerine göre dağılımı şu şekildedir: 52’si İran-Turan elementi (%11,95); 45’i Akdeniz elementi (%10,34); 31’i Avrupa-Sibirya elementi (%7,13); 307’ı çok bölgeli ve bölgesi belirlenemeyen (%70,57) taksonlardır.

Bilim Kodu : 20306

Anahtar Kelimeler : Ankara, Flora, Nallıhan, Andız Dağı Sayfa Adedi : 121

Danışman : Doç. Dr. Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI

(6)

THE FLORA OF ANDIZ MAUNTAIN (NALLIHAN-ANKARA) (M. Sc. Thesis)

Kadriye Gizem ARIKAN

GAZİ UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES July 2019

ABSTRACT

This research was carried out on Mountain of Andız within the borders of Nallıhan district located on the northwestern part of Ankara. Between 2013-2014, 835 plant specimens were collected from the study area. In total, 435 species and subspecies taxa belonging to 60 families and 244 genera were identified. A total of 30 taxa are endemic to Turkey. Endemism rate is 6,90 %. Distribution of the taxa according to phytogeographical regions is as follows:

52 of them Iranian-Turanian element (11,95 %); 45 of them Mediterranean element (10,34

%); 31 of them Europe-Siberian element (7,13 %); 307 of them widespread and other taxa whose regions could not be clarified (70,57 %).

Science code : 20306

Key Words : Ankara, Flora, Nallıhan, Mountain of Andız Page number : 121

Supervisor : Assoc. Prof. Dr. Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI

(7)

TEŞEKKÜR

Tez çalışmam boyunca araştırma konusunun seçiminden çalışmanın sonlanmasına dek her aşamada tecrübelerini ve bilgisini esirgemeyen; saygıdeğer hocam Doç. Dr. Mehmet Erkan UZUNHİSARCIKLI’ya “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü”, çalışmalarım boyunca ilgi ve desteğini her zaman hissettiğim saygıdeğer hocalarım Prof. Dr. Hayri DUMAN’a “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü” ve Prof. Dr. Abdullah HASBENLİ’ye “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü”, bitki teşhislerimde desteklerini esirgemeyen başta Prof. Dr. Mecit VURAL’a “Gazi Üniversitesi Emekli”, ve Prof. Dr. Zeki AYTAÇ “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü” olmak üzere değerli hocalarım Prof. Dr. Murat EKİCİ “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü”, Dr. Mehmet Ufuk ÖZBEK “Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü” ve çalışmalarım süresince beni her zaman destekleyen arkadaşlarım Dr. Ece Gökçe ÇAKIR

“Kütahya Dumlupınar Üniversitesi”, Mustafa TUNCAY, Aşkın Öykü ÇİMEN, Samet Haydar GENÇ, Hasan GÜÇLÜ, Fatemeh DİŞLİ, Gürkan OYA, Muhammed Hakan ÇAKMAK, Cem PALA, Tuna KARAKUŞ, Hülya SİNER, Baran DEMİRPENÇE’ye, arazi çalışmalarımın bir kısmını destekleyen Nallıhan Turizm Derneği ve başta Mustafa BEKTAŞ, Ali Bey ÇEVİK, Abdi SARIÇAM olmak üzere yardımlarını esirgemeyen tüm Nallıhan halkına ve tüm yaşamım boyunca her daim desteklerini yanımda hissettiğim sevgili babam Musa ARIKAN, sevgili annem Müyesser ARIKAN ve canım kardeşim Burak ARIKAN’a en içten teşekkürlerimle…

(8)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ... iv

ABSTRACT ... v

TEŞEKKÜR ... vi

İÇİNDEKİLER ... vii

ÇİZELGELERİN LİSTESİ ... ix

ŞEKİLLERİN LİSTESİ ... xi

HARİTALARIN LİSTESİ ... xii

SİMGELER VE KISALTMALAR... xiii

1. GİRİŞ

... 1

2. MATERYAL VE METOT

... 5

3. COĞRAFİ DURUM

... 9

4. JEOLOJİ

... 11

5. TOPRAK

... 13

6. İKLİM

... 15

6.1. Rasat İstasyonları ile İlgili Genel Bilgiler ... 15

6.2. Sıcaklık ... 15

6.3. Yağış... 18

6.4. Nispi Nem ... 20

6.5. Rüzgâr ... 20

6.6. Çalışma Alanının İklimsel Açıdan Değerlendirilmesi ... 24

7. VEJETASYON

... 31

7.1. Orman Vejetasyonu ... 31

7.2. Bozuk Orman Vejetasyonu ... 31

(9)

Sayfa

7.3. Step Vejetasyonu ... 32

7.4. Çayır Vejetasyonu ... 32

7.5. Kaya Vejetasyonu... 32

7.6. Riparyan Vejetasyon ... 33

8. FLORA

... 35

9. SONUÇ VE TARTIŞMA

... 97

KAYNAKLAR ... 111

ÖZGEÇMİŞ ... 121

(10)

ÇİZELGELERİN LİSTESİ

Çizelge Sayfa

Çizelge 6.1. Uzun yıllar ortalama sıcaklık değerleri (°C) ... 16

Çizelge 6.2. Uzun yıllar aylık ortalama düşük sıcaklık değerleri (m °C) ... 16

Çizelge 6.3. Uzun yıllar aylık ortalama yüksek sıcaklık değerleri (M °C) ... 17

Çizelge 6.4. Ankara, Beypazarı ve Nallıhan ortalama sıcaklık farkları (°C) ... 17

Çizelge 6.5. Uzun yıllar aylık ve yıllık toplam yağış ortalaması (mm) ... 18

Çizelge 6.6. Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Ankara) ... 19

Çizelge 6.7. Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Nallıhan) ... 19

Çizelge 6.8. Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Beypazarı) ... 19

Çizelge 6.9. Çalışma alanı ve çevresine ait ortalama nispi nem oranları (%) ... 20

Çizelge 6.10. Çalışma alanı çevresine ait uzun yıllar rüzgar verileri. ... 21

Çizelge 6.11. Nallıhan istasyonuna ait rüzgar verileri ... 22

Çizelge 6.12. Beypazarı istasyonuna ait rüzgar verileri ... 23

Çizelge 6.13. Ankara istasyonuna ait rüzgar verileri ... 24

Çizelge 6.14. Çalışma alanı ve çevresinin biyoiklimsel değerlendirilmesi ... 27

Çizelge 9.1. Çalışma alanında tespit edilen fitocoğrafya bölge elementlerinin yakın çevredeki çalışmalar ile karşılaştırılması (%) ... 98

Çizelge 9.2. Çalışma alanı ile yakın çevrede yapılan diğer çalışmalardaki endemik takson sayılarının ve endemizm oranlarının karşılaştırılması ... 99

Çizelge 9.3. Çalışma alanındaki endemik taksonlar ve tehlike kategorileri ... 99

Çizelge 9.4. Endemik taksonların tehlike kategorilerine göre dağılımı ... 100

Çizelge 9.5. En çok cins içeren ilk 10 familya ve toplam takson sayısına oranları ... 101

Çizelge 9.6. Çalışma alanındaki en çok cins içeren familyaların yakın çevredeki çalışmalar ile karşılaştırılması... 102

Çizelge 9.7. En çok tür ve tür altı takson içeren ilk 10 familya ve toplam takson sayısına oranları ... 103

(11)

Çizelge Sayfa Çizelge 9.8. Çalışma alanındaki en çok tür ve tür altı takson içeren familyaların

yakın çevredeki çalışmalar ile karşılaştırılması ... 104 Çizelge 9.9. En çok tür ve tür altı takson içeren ilk 10 cins ve toplam takson sayısına oranları ... 105 Çizelge 9.10. Çalışma alanındaki en çok tür ve tür altı takson içeren cinslerin yakın

çevredeki çalışmalar ile karşılaştırılması ... 106 Çizelge 9.11. Tespit edilen tür ve tür altı taksonların Türkiye Bitkileri Listesi’ne

(Damarlı Bitkiler) göre değişen kategori ve isimleri ... 106 Çizelge 9.12. Türkiye Bitkileri Listesi’nde familyası değişen cinsler ... 108

(12)

ŞEKİLLERİN LİSTESİ

Şekil Sayfa

Şekil 6.1. Nallıhan ilçesi rüzgar diyagramı ... 22

Şekil 6.2. Beypazarı ilçesi rüzgar diyagramı ... 23

Şekil 6.3. Ankara ili rüzgar diyagramı ... 24

Şekil 6.4. Nallıhan ilçesi iklim diyagramı ... 28

Şekil 6.5. Beypazarı ilçesi iklim diyagramı ... 28

Şekil 6.6. Ankara ili iklim diyagramı... 29

Şekil 9.1. Fitocoğrafya bölgesi elementleri grafiği ... 98

Şekil 9.2. En çok cins içeren familyaların sayı ve oranlarının grafiği ... 101

Şekil 9.3. En çok takson içeren familyaların sayı ve oranlarının grafiği ... 103

Şekil 9.4. En çok takson içeren ilk 10 cins ve toplam takson sayısına oranlarının grafiği ... 105

(13)

HARİTALARIN LİSTESİ

Harita Sayfa Harita 3.1. Çalışma alanı ... 9 Harita 4.1. Çalışma alanına ait jeoloji haritası ... 12 Harita 5.1. Çalışma alanına ait büyük toprak grupları haritası ... 13

(14)

SİMGELER VE KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda sunulmuştur.

Simgeler Açıklamalar

% Yüzde

°C Santigrat derece

cm Santimetre

m Metre

mm Milimetre

km² Kilometrekare

Kısaltmalar Açıklamalar

GAZI Gazi Üniversitesi Herbaryumu

Subsp. Alttür

Var. Varyete

(15)

1. GİRİŞ

Bir bitkiyi tanıtabilmek, diğer canlılar ile ilişkilerini ortaya koyabilmek, fonksiyonunu ifade edebilmek ya da genel ifade ile üzerinde herhangi bir çalışma yürütebilmek için ilk basamak bitkinin doğru bir şekilde tanınması ve isimlendirilmesidir. Bitkilerin bu şekilde doğru teşhisi ve isimlendirilmeleri “sistematik botanik” adı verilen bilim dalının konusunu teşkil etmektedir.

Bu bilim dalında gerçekleştirilen en önemli çalışmalardan biri yaygın deyimle “flora” olarak adlandırılan floristik çalışmalardır (Vural, 2016).

Türkiye Kuzey Yarımküre’de, Holoarktik bölge sınırları içerisinde, Eski Dünya kıtalarından Avrupa ve Asya’nın birleşim yerinde bulunmaktadır. Kuzey’de Sinop İnceburun (42° 06’) batıda Gökçeada Avlaka Burnu (25 40’) güneyde Hatay’ın Beysun ilçesinin Topraktutan Köyü’nün güneyi (35° 51’) ve doğuda da Türkiye – İran – Azerbaycan sınırının bulunduğu Dilucu arazisinin doğusu (44 48’) ülkemizin en uç noktalarını oluşturmaktadır. Bu konumu ile ülkemiz üç farklı fitocoğrafik bölgenin kesişim bölgesinde yer almaktadır. Bunlar; Avrupa – Sibirya, İran – Turan ve Akdeniz fitocoğrafik bölgeleridir (Davis ve diğerleri, 1975; Avcı, 2014).

Türkiye’nin bitki varlığının ortaya çıkarılmasında, birçok araştırmacı ve botanikçinin payı büyüktür. Bu araştırmacılardan bazıları; Tournefort (1700-1702), Aucher-Eloy (1830-1838), Emil Koch (1836-1844), Boissier (1842-1845), Tchitatcheff (1848-1863), Balansa (1854- 1857), Sintenis (1883-1890), Manisadjan (1890-1915), Bornmueller (1982-1929), Siehe (1895- 1924), Aznavour (1895-1930), Krause (1933-1939), Huber-Morath (1935-1964) ve Davis (1938-1982) (Baytop A, 2003).

2012 yılının Kasım ayında yayımlanan “Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler)” kitabına göre ülkemizde toplam 11 466 cinsaltı takson bulunmaktadır. Bu taksonların 3 649’u endemik olup endemizm oranı % 31,82’dir (Güner ve diğerleri, 2012). Avrupa Kıtası’nın florasına bakıldığında yaklaşık 12 000 taksonunun 2 750 kadarının endemik, endemizm oranının ise % 22,9 olduğu görülür (Tutin ve diğerleri, 1964; Tutin ve diğerleri 1968 – 1980). Avrupa Kıtası’nın yüzölçümünün Türkiye’nin yaklaşık 15 katı olması, verilen bu sayı ve oranları, ülkemizin floristik zenginliğinin somut bir kanıtı haline getirmektedir. Türkiye’nin bu denli bitkisel biyoçeşitliliğe sahip olmasının sebepleri; konum itibariyle üç farklı fitocoğrafik bölgenin kesişim noktasında olması, Güney Avrupa ve Güneybatı Asya arasında bir köprü

(16)

oluşturması sebebiyle birçok Asya ve Avrupa kökenli taksonun geçiş noktasında bulunması, topografik ve iklimsel farklılıklar, endemizm oranının yüksek olması, bazı taksonların farklılaşma ve gen merkezi oluşu şeklinde sıralanabilir (Davis 1965 – 1985, Davis, 1988).

Çalışma alanının sınırlarının dâhil olduğu Ankara ili; hem ülkemizin başkenti oluşu sebebiyle birçok insanın uğrak noktası olması, hem de sahip olduğu çok sayıda yükseköğrenim kurumu sayesinde birçok floristik araştırmaya konu olmuştur. Ankara ili sınırları içerisinde gerçekleştirilmiş olan floristik çalışmalar kronolojik olarak şu şekilde sıralanabilir (Eker ve diğerleri, 2015):

Ankara’nın Floru (Krause, 1937), Flora of the Beynam Forest (Akman, 1972), Contribution à l'étude de la Flore de la Region de Beypazarı, Karaşar et de Nallıhan (Akman, 1974), Contribution à l'étude de la Flore des Montagnes D’Ayas (Akman ve Ketenoğlu, 1979), Çile Dağı’nın Florası (Başkaraağaç ve Ekim 1985), Ayaş, Güdül, Beypazarı ve Polatlı Arasında Kalan Bölgenin Florası (Türker, 1990), Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı’nın Florası (Eyüpoğlu, 1991), Ankara Ahlatlıbel Kıraç Mera Florası ve Bazı Önemli Bitki Türlerinin Dağılışları Üzerine Araştırmalar (Kendir, 1991), Ayaş, Çanıllı Köyü Kazan Arasında Kalan Bölgenin Florası (Yavuz, 1992), İdris Dağı (Ankara) Bitkileri (Tanker ve diğerleri, 1993), Elmadağ, Bayındır ve Beynam Arasında Kalan Bölgenin Florası (Aliç, 1993), Çubuk - Karagöl Arası Hypericum heterophyllum Vent. Bitki Birliğinin Floristik Yapısı (Dündar, 1993), Akyurt - Kalecik Arasında Kalan Step Alanlarının Floristik Yönden İncelenmesi (Varol, 1994; Varol ve Aydoğdu, 1999), Taşpınar, İncek, Tuluntaş Köyleri Arasında Yayılış Gösteren Step Formasyonlarının Floristik Yönden Araştırılması (Yağcı, 1994), Bağlum’da Yayılış Gösteren Step Formasyonunun Floristik Yönden Araştırılması (Yorgun, 1994), Kocaçay Vadisi, Kızılcahamam – Çeltikçi Arası Segetal Florası (Yıldırım, 1994), Kuşkonan Tepesi ve Çevresi Florası (Orhan, 1995), Sarıçal Dağı (Nallıhan) Florası (Yılmaz, 1996), Ankara Şehir Florası (Akaydın, 1996; Akaydın ve Erik 1998; 2002) Bayındır Barajı ve Çevresinin Florası (Soydemir, 1997; Tekşen-Soydemir ve Aytaç, 2003), Peçenek, Yukarı Yurtçu ve Aşağı Yurtçu Köyleri Arası Bölgenin Florası (Özdemir, 1998), Başkentin Doğal Bitkileri (Erik ve diğerleri, 1998), Tütünlük Tepe ve Çevresinin (Çubuk) Florası (Türk, 1998), Sarıyar Barajı Gölü Çevresinin Floristik Yönden Araştırılması (Pazarcıkçı, 1998), Sirkeli, Geldibuldu ve Yakuphasan Köyleri Arasında Kalan Bölgenin Florası (Gökçüoğlu, 1998), Mamak – Kayaş Arasındaki Korunmuş Ağaçlandırma Alanı Florası (Asker, 1998) ,Nallıhan Kuş Cenneti Florası (Doğan, 2000; Doğan- Güner ve Duman, 2006), İmrahor (Ankara) Vadisi Florası (Altınözlü ve Vural, 2000),

(17)

Doğandede Tepe ve Çevresi (Beypazarı) Florası (Güner, 2000), Kargalı (Polatlı) ve Gölköy (Kalecik) Köy Meralarının Florası (Akgül, 2001), Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kampüs Florası (Baş, 2001), Çerkezhöyük, Karagedik ve Yağlıpınar Köyleri Arası Bölgesinin Florası (Çoban, 2001), Oyaca, İkizce Germeyik (Tepeyurt) Köyleri Arasında Kalan Bölgenin Florası (Eraslan-Temiz, 2001), Karakiriş Dağı (Seben-Nallıhan) Florası (Aksoy, 2001; Aksoy 2009), Keçidağ (Gölbaşı-Ankara) Florası (Urhanoğlu, 2003), Hüseyingazi Dağı Florası (Bülbül, 2004), Dua Tepe (Polatlı – Ankara) Florası (Karaman, 2004), Kirmir Çayı (Kocaçay) Vadisi (Güdül, Ankara) Florası Üzerine Bir Araştırma (Tarıkahya, 2003; Tarıkahya – Elçi ve Erik, 2005), Kıbrıs Köyü Vadisi (Mamak – Ankara) Florası (Aslan, 2007; Aslan ve Vural, 2009), Hacıkadın Vadisi Florası Üzerine Bir Araştırma (Ankara/Türkiye) (Yeşilyurt, 2008; Yeşilyurt ve diğerleri, 2008), Hacettepe Üniversitesi Beytepe Bitkileri (Akaydın, 2009), Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü Florası (Mutlu ve diğerleri, 2008), Kurtboğazı Barajı Havzası (Ankara) Florası (Çalışkan, 2008), Ankara Çevresinde Yetişen Söğüt (Salix L.) Türleri , (Arıhan ve Güvenç, 2009), Ayaş – Kazan – Yenikent Arasında Kalan Bölgenin Florası (Akdeniz, 2009), Atılım’ın Yaban Çiçekleri (Tekin, 2009), Aysantı Beli (Ayaş – Ankara) Florasının Tehdit Altındaki Türleri (Ayyıldız, 2010; Ayyıldız ve diğerleri, 2012), Dedenindoruk Tepe (Beypazarı – Ankara) Florası (Ergin, 2010), İncek (Ankara) Florası ve Farmasötik Botanik Yönünden Değerlendirilmesi (Arabacı, Anul, 2010), Başkent Üniversitesi Bağlıca Yerleşkesinin (Ankara) Florası (Töre, 2010; Töre ve Erik, 2012), Paşa Dağı (Şereflikoçhisar / Ankara) Florası (Güler, 2011), Elvanlar – Çiller Köyleri (Nallıhan – Ankara) Arasındaki Alanın Florası (Akdoğan, 2012), Uluhan – Döğmeci – Çalıcaalan (Nallıhan – Ankara) Arasındaki Alanın Florası (Çakır, 2012), Sarıçalı Dağı ve Çevresinin (Nallıhan / Ankara) Florası (Turgut, 2012), Ankara Park ve Bahçeleri Egzotik Ağaç ve Çalıları (Arslan ve Barış, 2012), Yassıhöyük (Gordion) Florası (Polatlı / Ankara) (Çelik, 2013), Ankara’nın Florası ve Korunmaya Muhtaç Türleri (Vural, 2004; 2014), The Flora of Sarıçalı Mountain and Arounds (Nallıhan, Ankara / Turkey) (Çakır ve diğerleri, 2015), Ankara Şehrinin Doğal Bitkileri (Akaydın, 2015).

Yukarıda bahsi geçen çalışmalar içerisinde, bu tezin konusunu oluşturan alana yakın bölgelerde yapılmış araştırmalar ise şu şekilde sıralanabilir:

1- Contribution à l'étude de la flore de la region de Beypazarı, Karaşar et de Nallıhan (Akman, 1974)

2- Ayaş, Güdül, Beypazarı ve Polatlı Arasında Kalan Bölgenin Florası (Türker, 1990)

(18)

3- Sarıçal Dağı (Nallıhan) Florası (Yılmaz, 1996)

4- Sarıyar Barajı Gölü Çevresinin Floristik Yönden Araştırılması (Pazarcıkçı, 1998) 5- Karakiriş Dağı (Seben-Nallıhan) Florası (Aksoy, 2001)

6- Dedenindoruk Tepe (Beypazarı – Ankara) Florası (Ergin, 2010)

7- Elvanlar-Çiller Köyleri (Nallıhan – Ankara) Arasındaki Alanın Florası (Akdoğan, 2012) 8- Uluhan-Döğmeci-Çalıcaalan (Nallıhan - Ankara) Arasındaki Alanın Florası (Çakır, 2012)

9- Sarıçalı Dağı ve Çevresinin (Nallıhan / Ankara) Florası (Turgut, 2012)

Bu çalışmanın temel amacı, Ankara ili Nallıhan ilçesi sınırlarında bulunan Andız Dağı florasını tespit etmek, alanda mevcut olan endemik taksonları belirlemek, varsa alandaki yeni türleri bilim dünyasına kazandırmak ve yakın çevrede daha önceden gerçekleştirilmiş olan çalışmalardan faydalanarak, bu alanlar ile floristik anlamda benzerlik ve farklılıkları ortaya koymak ile bundan sonraki çalışmalara kaynak teşkil etmektir.

(19)

2. MATERYAL VE METOT

Çalışma alanının belirlenmesinde Harita Genel Komutanlığı’nın 1/250.000 ölçekli haritasından yararlanılmıştır (Anonim, 2010). Çalışma alanının gösterilmesinde ise Google Earth Pro programından faydalanılmıştır.

Alanın jeolojik yapısı ile ilgili veriler Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan kitapçıktan alınmış ve alanın haritası da yine ilgili paftalardan taranmıştır (Akbaş, Sevin ve Aksay, 2002).

Toprak ile ilgili veriler Toprak, Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden alınan “Ankara ili Arazi Varlığı” yayınından alınmıştır (Anonim, 1992).

Alanın iklimsel değerlendirilmesinde kullanılan meteorolojik verilere Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden temin edilmiştir. Nallıhan ve Beypazarı ilçelerine ait rasat istasyonlarının yağış-sıcaklık diyagramı Gaussen metoduna göre çizilmiş, alanın iklimsel değerlendirilmesi için ise Emberger’in Akdeniz iklim katları ve kuraklık dereceleri ile ilgili geliştirmiş olduğu formüllerden faydalanılmıştır. İklimsel elemanların açıklanması ve verilerin yorumlanmasında

“İklim ve Biyoiklim” kitabı kullanılmıştır (Akman, 2011).

Araştırma alanına 2013 ve 2014 yılları içerisinde yapılan arazi çalışmalarında toplam 835 adet bitki örneği toplanmıştır. Bitkilerin toplanmasında, teşhislerinin yapılabilmesini sağlamak adına mümkün olduğunca teşhiste kullanılan karakterleri barındıran (çiçek ve meyve gibi) örneklerin seçilmesine özen gösterilmiştir. Toplanan örneklerin herbaryum materyali haline getirilmesi için, tahta presler, gazeteler ve kurutma kartonları kullanılmıştır. Bitkiler usulüne uygun biçimde preslenerek kurutulmuştur. Kurutulan örnekler GAZI herbaryumundadır.

Bitkilerin içeriğindeki nem miktarı dikkate alınarak belirli süre zarfında, kartonları belirli aralıklarla değiştirilmek suretiyle kurutulan bu örnekler zararlı organizmaları uzaklaştırmak amacıyla derin dondurucuda -30°C’de en az 48 saat bekletilmiştir. Toplanan bitki örneklerinin teşhisi GAZI’de yapılmıştır. Bazı örneklerin teşhisleri için uzmanlardan yardım alınmıştır.

Bitkilerin teşhislerinde Flora of Syria, Palestine and Sinai (Dinsmor, 1932), Flora Europaea Vol. 1-5 (Tutin ve diğerleri, 1964, Tutin ve diğerleri, 1968, Tutin ve diğerleri, 1972, Tutin ve diğerleri, 1976), Flora of Turkey and the East Aegean Islands Vol. 1-9 (Davis, 1965 – 1985),

(20)

Flora Iranica (Rechinger, 1982), Flora Iraq (Townsend ve Guest, 1974), Flora of Turkey and the East Aegean Islands (ek.1) Vol. 10 (Davis, 1988), Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu (Yaltırık, 1984), Flora of Turkey and the East Aegean Islands (ek. 2) Vol. 11 (Güner, Özhatay, Ekim ve Başer, 2000), Flowering Plant Families of the World (Heywood, Brummitt, Culham, Sedberg, 2007), Mabberley’s Plant Book (Mabberley, 2008) adlı kitaplar kullanılmıştır. Ayrıca genel fikir edinebilmek adına Flowers of Turkey: “A Photo Guide” (Pills, 2006), Atılım’ın Yaban Çiçekleri (Tekin, 2009), Hacettepe Üniversitesi Beytepe Bitkileri (Akaydın, 2009), Ankara Şehrinin Doğal Bitkileri (Akaydın, 2015) adlı bitki fotoğrafı içeren kitaplardan da faydalanılmıştır.

Bunların dışında bitki teşhisleri için; Astragalus L. Cinsinin Dasyphyllum Bunge Seksiyonun Revizyonu (Aytaç, 1997), Türkiye’nin Hedysarum L. ve Onobrychis Mill. (Fabaceae) Cinslerine Ait Türlerin Revizyonu (Yıldız ve Aktoklu, 1997), Türkiye’nin Astragalus L.

(Leguminosae) Cinsine Ait Alopecias Bunge (=Alopecuroidei DC.) Seksiyonunun Revizyonu (Akan, 2000), Prunus L. Cinsinin Revizyonu (Dönmez ve Yıldırımlı, 2000), Arabis L. Cinsinin Revizyonu (Mutlu, 2002), Phlomis L. cinsinin Revizyonu (Dadandı, 2002), Türkiye’nin Astragalus L. Cinsinin Hololeuce Bunge Seksiyonun Revizyonu (Ekici ve Ekim, 2004), Crataegus L. Cinsinin Türkiye’deki Durumu (Dönmez, 2004), Marrubium L. Cinsinin Revizyonu (Akgül, 2004), Fritillaria L. Cinsinin Revizyonu (Tekşen, 2004), Astragalus L.

cinsinin Onobrychoidei DC. Seksiyonunun Revizyonu (Ekici, Aytaç, Pınar, Açık ve Akan,2005), Jurinea Cass. Cinsinin Revizyonu (Doğan, 2007), Achillea L. Cinsinin Revizyonu (Arabacı, 2006), Synopsis of Turkish Acantholimon Boiss. (Plumbaginaceae) (Doğan ve Akaydın, 2007), Tükiye’nin Scutellaria (Lamiaceae) Cinsinin Revizyonu (Çiçek, 2008), Türkiye’deki Linum (Linaceae) Türleri Üzerinde Taksonomik Araştırmalar (Yılmaz, 2009), Ankara İli’nin Damarlı Bitki Çeşitliliği ve Korumada Öncelikli Taksonları (Eker, Vural ve Aslan, 2015), The Synopsis of the Genus Gagea (Liliaceae) in Turkey (Tekşen ve Erkul, 2015) kaynaklarından yararlanılmıştır.

Bitkilerin teşhis anahtarlarında kullanılan terimlerin yorumlanmasında Botanical Latin (Stearn, 1973), Plant Identification Terminology: An Illustrated Glossary (Harris ve Harris, 1995), İngilizce – Türkçe Botanik Kılavuzu (Baytop, 1998), Plant Glossary: An Illustrated Dictionary of Plant Terms (Beentje, 2010) adlı eserlerden faydalanılmıştır.

Floristik liste Flora of Turkey’deki sıra benimsenerek verilmiştir (Davis, 1965-1985). Her bir

(21)

taksonun otörünün yazımında Türkiye Bitkileri Listesi (Güner ve diğerleri, 2012) ile Author of Plant Names (Brummit ve Powell, 1992) kitaplarından ve International Plant Name Index adlı internet sitesinden (http://www.ipni.org, 2017) yararlanılmıştır. Flora bölümündeki teşhis anahtarları alandan toplanan örneklere dayalı olarak hazırlanmıştır. Araştırma alanı Davis’in kareleme sistemine göre tamamen A3 karesi içerisinde yer aldığından lokalite bilgileri yazılırken tekrardan kaçınmak adına her defasında yazılmamıştır (Davis, 1965). Alanda tespit edilen endemik bitkilerin tehlike kategorilerinin belirlenmesinde başlıca Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı (Eğrelti ve Tohumlu Bitkiler) adlı eserden yararlanılmıştır (Ekim ve diğerleri, 2001).

(22)
(23)

3. COĞRAFİ DURUM

Çalışma alanı Ankara ili sınırları içerisinde, Nallıhan ilçesinin kuzeybatısında, 33º 17’ 69, 62’’- 44º 52’ 6, 94’’ kuzey enlemleri ile 33º 64’ 11, 16’’- 44º 52’ 85, 17’’ doğu boylamları arasında yer almaktadır. Alan P.H. Davis’in Flora of Turkey’deki grid sistemine göre A3 karesi içerisinde bulunmaktadır (Davis, 1965).

Araştırma alanı güneybatısında Beydili Köyü, güneydoğusunda Demirköy, kuzeydoğusunda Çive Köyü, kuzeybatısında Ericek Köyü bulunmaktadır.

Alanın yüksekliği 790 ile 1500 m ler arasında değişmektedir. Çalışma alanının en alçak noktası (790 m) Beydili mevkisinde (güney yamaç) yer alırken, en yüksek noktası (1500 m) Kule mevkii‟dir. Alan içerisinde yerleşim yeri olarak Çive ve Karaağaç köyleri bulunmaktadır.

Harita 3.1. Çalışma alanı (https://www.google.com.tr, 2019)

(24)
(25)

4. JEOLOJİ

Çalışma alanında soğukçam, yenipazar, Örencik formasyonu, ılıcadere volkaniti, kabaları üyesi ve meyildere volkaniti formasyon tipleri yer almaktadır.

Soğukçam Formasyonu (JKs); beyaz, krem, pembemsirenklii porselenimsi görünümlü, çörtlü, kil ara katmanlı, yarı pelarjik kireçtaşlarından oluşan istif, çalışma alanın güney yamacında Beydili mevkii yakınlarında kısıtlı bir hakimiyet göstermektedir.

Çive ve Karaağaç Köyleri kuzeyinde genel olarak grimsi yeşil renkli, ince-orta tabakalı kumtaşı ve şeyl ile yeşil ve kahverengi volkanitten oluşan Yenipazar Formasyonu (Kye) hâkimdir.

Örencik formasyonu (Tplö), kırmızı, sarımsı kırmızı, kahve renkli konglomera, kumtaşı, çamurtaşı ardalanmasaı ile temsil edilir ve çalışma alanının güney yamacında Beydili mevkii kuzeyinde yer yer bulunmaktadır.

Ilıcadere volkaniti (Tm), gri, siyah, kırmızı, kahverengi renklerde, masif, bloklu, cüruf biçimlerindeki görünen lavlar, bazalt ve bazaltik andezit türündedir.

Kabalar Üyesi (Tpekk), Killi kireçtaşı, bitümlü şeyl, marn, kireçtaşı ve kumtaşından oluşan üye, Beydili köyü çevresinde hakim olmakla birlikte sürekliliğe sahip değildir.

Meyildere Volkaniti (Tpen), mor, yeşil ve kahverenkli, kalın tabakalı ve masif aglomera, kirli beyaz, yeşil renkli, ince-orta tabakalı tüf, tüfit ve çamurtaşından oluşmaktadır. Çalışma alanının güneyinde yer yer hakimiyet göstermektedir.

(26)

Harita 4.1. Çalışma alanına ait jeoloji haritası

(27)

5. TOPRAK

Araştırma alanında büyük toprak gruplarından “Kahverengi Orman Toprakları” hâkimiyeti mevcuttur. Bu topraklar yüksek kireç içeriğine sahip ana madde üzerinde oluşurlar. A (B) C profillidirler ve profiller arası geçiş tedricidir. A horizonu kahverengi, gözenekli, granüler yapıda ve belirgindir. Bazik veya bazen nötr yapıdadır. Bu tabakada organik madde mineral madde ile iyice karışmış olarak bulunur. B horizonu A horizonuna göre daha açık kahverengidir. Bu tabaka da bazik veya bazen nötr yapıdadır. Az miktarda kil birikmesi, horizonun aşağı kısımlarında ise kalsiyum karbonat birikmesi görülebilir. Kalsifikasyon ve podzollaşma sonucunda oluşurlar. İyi drenaja sahiptirler ve bu tip alanlar orman, funda ve mera olarak kullanılırlar. (Anonim, 1992).

Harita 5.1. Çalışma alanına ait büyük toprak grupları haritası

(28)
(29)

6. İKLİM

Yeryüzünün herhangi bir noktasındaki atmosferik olayların ortalamasını gösteren tüm meteorolojik olaylara iklim adı verilir. İklim, devamlı olarak canlı ve cansız tüm maddeler üzerinde etki gösterir. Bu sebepten bitki yaşamı için de iklim önemli bir konumdadır. Zira her bir bitki türü çeşitli iklim faktörlerinin belirli aralıklarında yaşamını devam ettirebilir. Ayrıca her iklim belirli bir bitki topluluğunu karakterize eder ve bunun sonucunda da bitkilerin dünya üzerindeki dağılımları gerçekleşmiş olur (Akman, 2011).

Türkiye iklimsel olarak Akdeniz iklimli bölgeler ve Akdeniz iklimli olmayan bölgeler olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Çalışma alanı Akdeniz iklimli bölgelere girmektedir. Akdeniz iklimi, fotoperiyodizmi günlük ve mevsimlik olan, yağışları soğuk veya nispeten soğuk olan mevsimlere toplanmış, kurak mevsimi yaz olan ve bu yaz kuraklığı maksimum bir yaz sıcaklığı ile uyuşan tropikal dışı bir iklimdir (Akman, 1999).

Bir bölgenin iklimini belirlemek için coğrafi ve biyolojik bir çevre içerisinde gerçekleştirilmiş meteorolojik rasatlar yorumlanır. Bu sebeple çalışma alanının iklimsel verilerini ortaya çıkarabilmek amacıyla Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden Ankara, Nallıhan ve Beypazarı rasat istasyonlarına ait veriler alınmıştır.

6.1. Rasat İstasyonları ile İlgili Genel Bilgiler

Araştırma bölgesi İç Anadolu'nun kuzeybatısında yer almaktadır. Araştırma alanının iklimini tanımlamada bölgeye en yakın 3 meteoroloji istasyonuna (Ankara, Nallıhan, Beypazarı) ait veriler Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden temin edilmiştir. İstasyonlara ait yükseklik ve rasat süresi: Ankara’da 91 yıl ( 891 m.), Nallıhan 20 yıl (650 m.) ve Beypazarı ise 20 yıl (682 m.)’dır.

6.2. Sıcaklık

Güneş enerjisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan hava sıcaklığı canlıların çeşitli fiziksel ve fizyolojik olayları gerçekleştirebilmesi açısından önemlidir. Ayrıca canlılar, dolayısıyla da bitkiler belirli sıcaklık sınırları arasında gelişir ve hayatlarını devam ettirirler. Bitki organlarının sıcaklığı, çevre tarafından düzenlendiğinden dolayı bitkilerde büyüme mekanizması sıcaklıktan fazlasıyla etkilenmektedir (Akman, 2011).

(30)

6.2.1. Aylık ve yıllık ortalama sıcaklıklar

Çalışma alanı ve çevresindeki rasat istasyonlarına ait sıcaklıkla ilgili veriler Çizelge 6.1, Çizelge 6.2. ve Çizelge 6.3’te verilmiştir.

Araştırma bölgesinde yıllık ortalama sıcaklıklar 12.8 °C ile 13.6 °C arasında değişmekte olup bütün istasyonlarda ortalama sıcaklığın en fazla olduğu ay Temmuz ve Ağustos iken ortalama sıcaklığın en az olduğu ay ise Ocak'tır (Çizelge 6.1). Alana ait uzun yıllar ortalama sıcaklık değerleri yorumlandığında alanlar arası sıcaklık farkı çok fazla olmayıp en yüksek yıllık ortalama sıcaklık Beypazarı ilçesinde görülmektedir.

Çizelge 6.1 Uzun yıllar ortalama sıcaklık değerleri (°C) Aylar

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık

Ankara 0,9 3,1 7,2 11,9 16,7 20,8 24,7 24,6 19,8 13,7 7,4 2.6 12.8 Beypazarı 1,4 3,7 7,9 12,8 17,7 22,0 25,6 25,6 20,8 14,3 8,0 2.9 13.6 Nallıhan 1,2 3,3 7,2 12,0 17,0 21,1 24,6 24,7 20,1 13,8 7,4 2.6 12.9 En soğuk ayın minimum sıcaklık ortalaması (m) -3.3 °C ile -1.9 °C arasında değişmektedir.

Araştırma alanına ait uzun yıllar aylık ortalama minimum sıcaklık değerleri yorumlandığında en düşük değer -3,3 °C ile Ankara'dadır. Bütün istasyonlarda en soğuk ayın minimum sıcaklık ortalaması Ocak ayında görülmektedir (Çizelge 6.2).

Çizelge 6.2 Uzun yıllar aylık ortalama düşük sıcaklık değerleri (m °C) Aylar

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık

Ankara ortalama düşük

sıcaklık

-3.3 -2.4 0.6 5.3 9.6 12.9 15.8 15.9 11.8 7.0 2.5 -0.9 6.2 Ankara en

düşük sıcaklık -24,9 -24,2 -19,2 -7,2 -1,6 3.8 4,5 5,5 -1,5 -9,8 -17,5 -24,2 -24,9 Beypazarı

ortalama düşük sıcaklık

-1,9 -1,2 1,8 6,7 10,8 14,2 17,0 16,9 12,8 8,6 3,3 0,0 7,4 Beypazarı en

düşük sıcaklık -18,8 -16,0 -14,5 - 4,5 0,3 4,0 6,0 7,0 3,0 -3,5 -10,0 -13,8 -18,8 Nallıhan

ortalama düşük sıcaklık

-2,7 -1,9 1,2 5,0 8,7 12,2 14,8 15,0 11,4 7,1 2,0 -0,9 6,0 Nallıhan en

düşük sıcaklık -19,2 -17,7 -13,8 - 6,2 0,4 4,8 7,9 8,2 3.0 -2.0 -10,1 -12,9 -19,2

(31)

En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması (M) 30,4 °C ile 32,1 °C arasında değişmektedir.

Araştırma alanına ait uzun yıllar aylık ortalama maksimum sıcaklık değerleri yorumlandığında en yüksek değer 32,1 °C ile Beypazarı'ndadır. Bütün istasyonlarda en sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması Temmuz ve Ağustos aylarında en yüksek değerde görülmektedir (Çizelge 6.3).

Çizelge 6.3 Uzun yıllar aylık ortalama yüksek sıcaklık değerleri (M °C) Aylar

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık

Ankara ortalama

yüksek sıcaklık

4.2 6.4 11.5 17.4 22.4 26.6 30.3 30.4 26.0 19.9 13.0 6.4 17.9

Ankara en yüksek sıcaklık

16,6 21,3 27,8 31,6 34,4 37,0 41,0 40,0 37,7 33,3 24,7 20,4 41,0 Beypazarı

ortalama yüksek sıcaklık

4,6 7,2 12,8 18,4 23,9 28,5 32,1 31,9 27,3 20,5 12,5 6,4 18,8

Beypazarı en yüksek sıcaklık

17,1 21,4 27,6 31,8 34,3 38,4 42,9 40,8 38,1 33,7 25,8 19,5 42,9 Nallıhan

ortalama yüksek sıcaklık

5,4 7,7 12,9 18,4 23,8 28,2 31,3 31,4 27,4 21,2 13,1 7,3 19,0

Nallıhan en yüksek sıcaklık

18,2 22,2 26,2 32,0 35,1 39,4 43,1 41,5 38,1 34,9 24,2 20,0 43,1

Ankara, Beypazarı ve Nallıhan rasat istasyonlarının verilerine dayanarak yıllık ortalama sıcaklık farkları aşağıdaki formül ile hesaplanabilir (Akman, 2011).

A= t (maksimum)- t (minimum) (6.1)

Çizelge 6.4 Ankara, Beypazarı ve Nallıhan ortalama sıcaklık farkları (°C) İstasyon

Ankara Beypazarı Nallıhan

t (maksimum) =en yüksek ortalama sıcaklık 30.4 32.1 31.4

t (minimum) =en düşük ortalama sıcaklık -3.3 -1.9 -2.7

A= ortalama sıcaklık farkı 33.7 34.0 34.1

(32)

6.3. Yağış

Yağış sıcaklıkla beraber iklim elemanlarının en önemlisidir. Bazı araştırıcılar yağışın yıllık önemini göz önüne alarak iklim sınıflandırması yapmışlardır (Akman 2011). Bu sınıflandırmaya göre yıllık yağışın;

120 mm’den az olduğu yerler çöl

120-250 mm arasında olduğu yerler kurak, 250-550 mm arasında olduğu yerler yarı kurak,

500-1000 mm arasında olduğu yerler orta derecede nemli,

1000-2000 mm arasında olan yerler ise çok nemli olarak nitelendirilir (Akman, 2011).

Araştırma alanı ve çevresine ait uzun yıllar aylık ve yıllık toplam yağış ortalaması Çizelge 6.5’te verilmiştir. En az yağış alan bölge Nallıhan iken en fazla yağış alan bölge Beypazarı'dır.

İlgili veriler değerlendirildiğinde, çalışma alanının yer aldığı Nallıhan rasat istasyonuna ait yıllık ortalama yağış miktarı 324.3 mm olarak yukarıdaki sınıflandırmaya göre yarı kurak olarak nitelendirilir.

Çizelge 6.5 Uzun yıllar aylık ve yıllık toplam yağış ortalaması (mm) Aylar

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık

Ankara 39.7 35.1 39.1 41.9 51.8 34.3 13.5 11.4 17.6 27.9 31.7 44.1 388.1 Beypazarı 43.8 29.2 31.7 34.4 25.8 18.4 13.3 10.4 17.2 27.9 31.4 40.8 324.3 Nallıhan 49.7 37.5 34.8 47.1 39.3 30.0 14.2 13.4 17.1 32.2 37.3 53.6 406.2

Yıllık yağış miktarının aylara ve mevsimlere göre dağılış şekline yağış rejimi denir. Yıllık yağış miktarının bitkiler açısından önemli bir faktör olmasının yanı sıra yıllık yağış miktarının aylara ve mevsimlere göre dağılımı olan yağış rejiminin özellikle vejetasyon oluşumu açısından önemi büyüktür. Türkiye' deki yağış rejimi tipleri, azalan yağış miktarlarına göre 4 mevsimin baş harfleri alınarak oluşturulur. Buna göre K (Kış), İ (İlkbahar), Y (Yaz) ve S (Sonbahar) şeklinde gösterilir (Akman 2011).

(33)

Çizelge 6.6 Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Ankara)

Aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Toplam

Aylık toplam yağış (mm)

39,7 35,1 39,1 41,9 51,8 34,3 13,5 11,4 17,6 27,9 31,7 44.1

Mevsimler Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Kış

388,1 Mevsimlik

toplam (mm)

118,9 132,8 59,2 77,2

Yağış

rejimi tipi İLKBAHAR- KIŞ-SONBAHAR- YAZ = I.K.S.Y DOĞU AKDENİZ YAĞIŞ REJİMİNİN 2. TİPİ

Çizelge 6.7 Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Nallıhan)

Aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Toplam

Aylık toplam yağış (mm)

43,8 29,2 31,7 34,4 25,8 18,4 13,3 10,4 17,2 27,9 31,4 40,8

Mevsimler Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Kış

324,3 Mevsimlik

toplam (mm)

113,8 91,9 42,1 76,5

Yağış

rejimi tipi KIŞ- İLKBAHAR- SONBAHAR- YAZ = K.I.S.Y DOĞU AKDENİZ YAĞIŞ REJİMİNİN 1. TİPİ

Çizelge 6.8 Yağışın mevsimlere göre dağılışı ve yağış rejimleri (Beypazarı)

Aylar 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Toplam

Aylık toplam yağış (mm)

49,7 37,5 34,8 47,1 39,3 30,0 14,2 13,4 17,1 32,2 37,3 53,6

Mevsimler Kış İlkbahar Yaz Sonbahar Kış

406,2 Mevsimlik

toplam (mm)

140,8 121,2 57,6 86,6

Yağış

rejimi tipi KIŞ- İLKBAHAR- SONBAHAR- YAZ = K.I.S.Y DOĞU AKDENİZ YAĞIŞ REJİMİNİN 1. TİPİ

Çizelge 6.7’ye göre çalışma alanındaki yağış rejim verileri; K (133,8 mm), I (91,9 mm), S (42,1 mm), Y (76,5 mm); şeklinde bir sıralanabilir. Buna göre alan KISY ile gösterilen Doğu Akdeniz Yağış Rejimi 1 tipi yağış rejimine sahiptir.

(34)

6.4. Nispi Nem

Nispi nem, elirli bir sıcaklıktaki havanın içerdiği su buharının o sıcaklıktaki bir havanın içerebileceği en fazla su buharına oranıdır. Nispi nemin günlük değişimi sıcaklıkla ters orantılı olarak gerçekleşir. Nispi nemin düşük olduğu zamanlarda havadaki su buharı açığı fazla olacağından buharlaşma artar. İç Anadolu bölgesinde nispi nem düşüktür. Bu nedenle özellikle yaz aylarında, İç Anadolu’da bitkilerde buharlaşma suretiyle ile su kaybı yaşanır. Kaybedilen bu su topraktan da alınamadığı için bu bitkiler, bu dönemde kururlar (Akman, 2011).

Araştırma bölgesinde uzun yıllar aylık ortalama nispi nem miktarı % 59,9 ile % 64,1 arasında değişmektedir (Çizelge 6.9). Araştırma alanına ait iklim verilerinde ortalama nispi nemin en yüksek olduğu ay Aralık iken ortalama nispi nemin en düşük olduğu ay Temmuz ayıdır.

Çizelge 6.9. Çalışma alanı ve çevresine ait ortalama nispi nem oranları (%)

Aylar

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Yıllık

Ankara 77.1 70.9 62.6 57.2 55.6 52.3 44 44.7 48.6 60.7 68.3 76.5 59.9 Beypazarı 80 73.5 66.2 60.9 58.4 56.2 50 50.9 54.1 65.3 73.1 80.7 64.1 Nallıhan 80 72.2 63.9 57.3 55 51.5 44.8 45.5 48.9 61.6 70 78.9 60.8

6.5. Rüzgâr

Farklı basınçlardan oluşan ve yatay yer değiştiren bir hava kütlesinin hareketleridir. Böylece hava hareketlerinin kökenine bağlı olarak iklimsel karakterlerin taşınmasını sağlar. Rüzgarın iki önemli özelliği yönü ve şiddetidir. Buna bir de esiş sıklığı eklenebilir. Rüzgarın estiği yöne rüzgar yönü denir. Rüzgar yönü sıcaklık ve yağış kadar olmamakla birlikte, iklim, günlük hava koşulları ve özellikle bitkilerin dağılışında önemli rol oynarlar. Rüzgar, çiçek tozlarının taşınması, tohumların uzak yerlere götürülmesi, bitkilerin yayılma alanlarını genişletmesi bakımından rüzgarın önemli bir ekolojik etkisi vardır. Rüzgar yönünün günlük hava koşullarına etkisi ise rüzgarın özelliğine göre sıcaklık, nem veya kuraklık getirirler. Rüzgar şiddeti, toprak seviyesinden yükseldikçe artar. Toprak seviyesinde ise rüzgarın şiddeti azalır. Rüzgarın etkisi mekanik ve fizyolojik olarak iki şekildedir. Özellikle rüzgarın süresi vejetasyon üzerine etkilidir. Devamlı esen rüzgarlar bitkilerde terlemeyi arttırırlar böylece fazla su kaybına maruz kalırlar. Rüzgar, bitkilerde morfolojik ve anatomik birtakım değişikliklere de neden olur.

(35)

Rüzgarın pozitif etkileri olduğu gibi rüzgar erozyonu gibi durumlarda da negatif etkileri vardır (Anonim, 1992).

Rüzgârın mekanik etkisine çiçek tozlarının taşınması, fizyolojik etkisine de yüksek dağlarda şiddetli esen rüzgârlar sebebiyle bitkilerin bodur ve tüylü olmaları örnek olarak verilebilir.

Ankara rasat istasyonuna göre en hızlı esen rüzgarın yönü güney-batı, hızı ise 23.5 m/sn;

Beypazarı rasat istasyonuna göre en hızlı esen rüzgarın yönü güney güney-doğu, hızı ise 28,0 m/sn; Nallıhan rasat istasyonuna göre en hızlı esen rüzgarın yönü kuzey, hızı ise 33,0 m/sn’dir (Çizelge 6.10).

Çizelge 6.10 Çalışma alanı çevresine ait uzun yıllar rüzgar verileri

İstasyon Yıl Aylar Yıllık

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Ankara 20 SW

19.6 SW 20.9

SW 23.5

SW 23.2

NE 20.1

NE 20.8

ENE 19.1

WNW 20.1

WSW 19.1

SW 21.1

SSW 22.1

NE 19.6

SW 23.5 Beypazarı 20 WSW

17.7 N 16.6

S 17.9

SSE 22.5

NE 16.0

SSE 28.0

NW 22.7

WSW 17.4

NW 20.1

S 18.8

W 16.5

NNW 14.0

SSE 28.0 Nallıhan 11 NW

19.0 S 25.1

SSW 24.7

SE 30.8

SSW 23.2

NW 28.7

S 22.8

ESE 25.0

N 33.0

NW 19.5

SW 21.9

N 19.4

N 33.0

Rüzgar güllerinin çizilmesinde ifade edilen hakim rüzgar yönleri N (kuzey ), NNE (kuzey kuzey-doğu), NE (kuzey-doğu), ENE (doğu kuzey-doğu), E (doğu), ESE (doğu güney-doğu), SE (güney-doğu), SSE (güney güney-doğu), S (güney), SSW (güney güney-batı), SW (güney- batı), WSW (batı güney-batı), W (batı), WNW (batı kuzey-batı), NW (kuzey-batı), NNW (kuzey kuzey-batı) şeklindedir.

Nallıhan meteoroloji istasyonunda rüzgar hızı m/s ve 16 yön olarak değerlendirilmektedir. En hızlı ve en çok esen rüzgarın yönü WSW'dir (Çizelge 6.11).

(36)

Çizelge 6.11 Nallıhan istasyonuna ait rüzgar verileri Rüzgarın Esme Sayısı Toplamı Rüzgarın Yönü

11065 N

5562 NNE

3454 NE

2724 ENE

4912 E

10583 ESE

13305 SE

7289 SSE

5568 S

8376 SSW

20565 SW

25571 WSW

17772 W

7158 WNW

6366 NW

8632 NNW

Şekil 6.1. Nallıhan ilçesi rüzgar diyagramı

Beypazarı meteoroloji istasyonunda rüzgar hızı m/s ve 16 yön olarak değerlendirilmektedir. En çok esen rüzgarın yönü NNE'dir (Çizelge 6.12).

0 5000 10000 15000 20000 25000 30000 N

NNE NE

ENE

E

ESE SE SSE S

SSW SW WSW

W WNW

NW NNW

Nallıhan Uzun Yıllara Ait Rüzgar Diyagramı

rüzgarın esme sayısı toplamı

(37)

Çizelge 6.12 Beypazarı istasyonuna ait rüzgar verileri Rüzgarın Esme Sayısı Toplamı Rüzgarın Yönü

8437 N

27145 NNE

24440 NE

11077 ENE

6114 E

5834 ESE

4783 SE

5902 SSE

11251 S

11204 SSW

19194 SW

6732 WSW

4592 W

5043 WNW

7632 NW

8207 NNW

Şekil 6.2. Beypazarı ilçesi rüzgar diyagramı

Ankara meteoroloji istasyonunda rüzgar hızı m/s ve 16 yön olarak değerlendirilmektedir. En çok esen rüzgarın yönü NE'dir (Çizelge 6.13).

0 5000 10000 15000 20000 25000 30000

N

NNE NE

ENE

E

ESE

SE SSE S

SSW SW WSW

W WNW

NW NNW

Beypazarı Uzun Yıllara Ait Rüzgar Diyagramı

rüzgarın esme sayısı toplamı

(38)

Çizelge 6.13. Ankara istasyonuna ait rüzgar verileri

Şekil 6.3. Ankara ili rüzgar diyagramı

6.6. Çalışma Alanının İklimsel Açıdan Değerlendirilmesi

Dünyayı iklim bölgelerine göre ayırmak veya iklimsel sınıflandırma yapmak amacıyla zaman içerisinde birçok araştırıcı tarafından çeşitli iklim prensipleri ve formülleri ortaya konulmuştur.

Çalışma alanı Akdeniz iklimli bölgelere dâhil olduğu için alanın iklimsel açıdan

0 10000 20000 30000 40000 50000 60000 N

NNE NE

ENE

E

ESE SE SSE S

SSW SW WSW

W WNW

NW NNW

Ankara Uzun Yıllara Ait Rüzgar Diyagramı

Rüzgarın esme sayıları toplamı

Rüzgarın Esme Sayısı Toplamı

Rüzgarın Yönü

2954 N

9789 NNE

53454 NE

32374 ENE

5554 E

2921 ESE

2948 SE

2713 SSE

5028 S

8668 SSW

15398 SW

17500 WSW

5547 W

3114 WNW

2470 NW

2151 NNW

(39)

değerlendirilmesinde daha çok Akdeniz iklimi ve bunun sorunları ile ilgilenmiş Emberger’in yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem fotoperiyodizm, sıcaklık ve yağış rejimlerine dayanan bir sınıflandırma sistemidir. Buna göre Akdeniz iklimi; fotoperiyodizmi günlük ve mevsimlik olan, yağışların nispeten soğuk mevsimlere toplanmış olduğu, kurak mevsimi yaz olan ve bu yaz kuraklığı maksimum bir yaz sıcaklığı ile uyuşan tropikal dışı iklim olarak tanımlanabilir. Bu iklim tipinde vejetasyon açısından az çok belirgin fakat daima mevcut olan bir kurak dönem bulunur ve bu dönemde yüksek sıcaklık ile birlikte az miktarda yaz yağışı görülür.

Akdeniz ikliminde kuraklığın belirlenmesi çok önemlidir. Emberger, bunun için aşağıdaki formülü önermiştir.

S= PE

M = Yaz yağışı ortalaması

En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması (6.2)

PE = P6 + P7 + P8 (6.3)

M = En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalamasıdır.

Yukarıdaki formüle göre hesaplanan S değerine göre istasyon;

S < 5 ise Akdenizli,

S, 5 ile 7 arasında ise sub - Akdeniz, S > 7 ise Akdenizli değildir (Akman,2011)

Buna göre çalışma alanı için Nallıhan rasat istasyonunun S değeri 1.3; Beypazarı rasat istasyonununki ise 1.8; Ankara için 1.96 olarak bulunur. S değerinin her üç istasyonda da 5’ten küçük olması bölgenin Akdeniz iklimi etkisi altında olduğunu gösterir. Ayrıca yağış rejimi tipi Nallıhan ve Beypazarı’nda K. I. S. Y. olup Doğu Akdeniz yağış rejiminin 1. tipiyken Ankara’da I. K. S. Y. Doğu Akdeniz yağış rejiminin 2. Tipi görülmektedir.

Emberger Akdeniz ikliminin katlarını ve genel kuraklık derecesini tayin etmek için şu formülü önermiştir:

Q = 1000P

M+m 2 (M-m)

= 2000P

M2− m2

(6.4)

(40)

Burada;

Q = Yağış – Sıcaklık emsali P = Yıllık yağış miktarı

M = En sıcak ayın maksimum sıcaklık ortalaması (°C) m = En soğuk ayın minimum sıcaklık ortalaması (°C) 1000 = Sabit değer

M – m = Karasallığı, dolayısıyla evatranspirasyonu gösteren yıllık sıcaklık farkı (°C)

Veriler °C ile kullanılmak istediğinde aşağıdaki formül kullanılır:

2000P

(M+m+546,4)(M-m) (6.5)

Q değeri ne kadar büyükse iklim o derece nemli, ne kadar küçükse iklim o derece kurudur. Q ve P değerlerine göre Akdeniz iklimleri şu biyoiklim katlarına ayrılır. Bu iklim katlarının her biri özel bir vejetasyon tipine karşılık gelmektedir:

Q < 20 ; P < 300 mm: Çok kurak Akdeniz iklimi Q = 20 – 32 ; P = 300-400 mm: Kurak Akdeniz iklimi Q = 32 – 63 ; P = 400 – 600 mm: Yarı kurak Akdeniz iklimi Q = 63 – 98 ; P = 600 – 800 mm: Az yağışlı Akdeniz iklimi Q = 98 ; P > 1000 mm: Yağışlı Akdeniz iklimi

“m”, genel olarak donlu devrelerin süresini belirtir. m değeri ne kadar küçükse soğuk devre o kadar uzun olur (Akman, 2011).

m > 0 °C olduğunda;

m > 10 °C olduğunda: çok sıcak Akdeniz iklimi m, 10 – 7 °C arasında: sıcak Akdeniz iklimi

m, 7 °C – 4,5 °C arasında: yumuşak Akdeniz iklimi m, 4,5 °C – 3 °C arasında: ılık Akdeniz iklimi m, 3 °C – 0 °C arasında: serin Akdeniz iklimi m < 0°C olduğunda;

(41)

m < -10 °C olduğunda: kışı buzlu

m – 10 °C ile -7 °C arasında: kışı son derece soğuk m -7 °C ile -3 °C arasında: kışı çok soğuk

m -3 °C ile 0 °C arasında: kışı soğuk

Akdeniz biyoiklim tipi olarak adlandırılır (Akman, 2011).

Emberger’in formülüne göre Nallıhan için Q değeri “33,1”, m değeri “-2,7°C”; Beypazarı için ise Q değeri “46,7”, m değeri “-1,9°C” , Ankara için Q değeri “40,2”, m değeri “-3,3°C olarak bulunur. Bu değerlere göre çalışma alanı çevresinin biyoiklim katı yarı kurak, kışı soğuk Akdeniz iklimi olarak belirlenmiştir.

Çizelge 6.14 Çalışma alanı ve çevresinin biyoiklimsel değerlendirilmesi Araştırma

Bölgesi

P (mm) M (°C)

m (°C) S Q PE Yağış Rejimi

P (mm)

Biyoiklim

Ankara 388.1 30.4 -3.3 1.96 40.2 59.2 I.K.S.Y 388.1 Yarı kurak kışı çok soğuk Akdeniz iklimi Nallıhan 324.3 31.4 -2.7 1.3 33.1 42.1 K.I.S.Y 324.3 Yarı kurak kışı soğuk

Akdeniz iklimi Beypazarı 406.2 32.1 -1.9 1.8 46.7 57.6 K.I.S.Y 406.2 Yarı kurak kışı soğuk

Akdeniz iklimi

Çizelge 6.1 ve çizelge 6.2 ve Çizelge 6.3’deki ortalama sıcaklıklar ile çizelge 6.5’teki aylık ortalama yağış miktarı kullanılarak ombro–termik (yağış-sıcaklık) diyagramları çizilmiştir (Şekil. 6.4, Şekil. 6.5 ve Şekil 6.6).

İklim diyagramında iki eğri bulunur. Bunlardan biri °C biriminde aylık ortalama sıcaklıkları gösteren sıcaklık eğrisi, diğeri ise mm biriminde yağış eğrisidir. Grafikte dikey eksende karşılıklı olarak sıcaklık ve yağış; yatay eksende ise aylar bulunur. Yağış mm olarak sıcaklığın iki katı bir ölçekle gösterilir. Aylara göre yağış ve sıcaklık işaretlenerek sıcaklık ve yağış eğrileri çizilir. Yağış eğrisinin sıcaklık eğrisini ilk kestiği yerde kurak devre başlar, sıcaklık eğrisinin altından geçerek ikinci kestiği yerde ise biter. Kurak devre dışında kalan sıcaklık ve yağış eğrileri arasındaki kısımlar ise yağışlı devreyi gösterir. Ortalama düşük sıcaklığın 0

°C’nin altında olduğu aylar mutlak donlu aylardır. Mutlak donlu aylar dışında kalan en düşük sıcaklığın 0°C’nin altında olduğu aylar ise muhtemel donlu aylardır.

(42)

Şekil 6.4. Nallıhan ilçesi iklim diyagramı

Şekil 6.5. Beypazarı ilçesi iklim diyagramı

0 10 20 30 40 50 60

0 5 10 15 20 25 30

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Yış (mm)

Sıcaklık (ºC)

Aylar

Nallıhan Ombrotermik İklim Diyagramı

Sıcaklık Yağış kurak devre

0 10 20 30 40 50 60 70 80

0 5 10 15 20 25 30 35 40

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Yış (mm)

Sıcaklık (ºC)

Aylar

Beypazarı Ombrotermik İklim Diyagramı

Sıcaklık Yağış kurak devre

Donlu aylar Muhtemel donlu

(43)

Şekil 6.6. Ankara ili iklim diyagramı

Araştırma bölgesine ait ombro-termik diyagramlardan (yağış-sıcaklık) görüleceği gibi kurak devre, Ankara ve Beypazarı istasyonlarında Haziran ayında başlayıp Ekim ayının ortalarına kadar, Nallıhan istasyonunda ise Mayıs ayında başlayıp Ekim ayının ortalarına kadar devam etmektedir (Şekil 6.1-6.3). Gaussen metoduna göre yapılan kurak devrenin tespitinde Ankara, Beypazarı ve Nallıhan’da Temmuz ve Ağustos aylarında belirgin bir kurak devre görülmekte olup yağış sıcaklığın iki katına eşit veya iki katından düşük çıkmıştır (P ≤2t).

0 10 20 30 40 50 60

0 5 10 15 20 25 30

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Yış (mm)

Sıcaklık (ºC)

Aylar

Ankara Ombrotermik İklim Diyagramı

Sıcaklık Yağış kurak devre

(44)
(45)

7. VEJETASYON

Çalışma alanında gözlemlenen başlıca vejetasyon tipleri şu şekildedir:

7.1. Orman Vejetasyonu

Bu vejetasyon tipi alanda; hakim orman tipi olarak Pinus nigra subsp. pallasiana (karaçam) başta olmak üzere, Pinus brutia (kızılçam) ve Quercus pubescens (tüylü meşe), Quercus petraea subsp. petraea (sapsız meşe), Quercus robur subsp. robur (saplı meşe) ile temsil edilir.

Bu ormanlar yalnız karaçamdan oluştuğu gibi karışık karaçam – meşe bölgeleri de yer almaktadır. Orman altı vejetasyonunda ise yaygın olarak, Psoralea bituminosa L. (afaltotu), Lathyrus laxiflorus (Desf.) O.Kuntze subsp. laxiflorus (deliburçak), Doronicum orientale Hoffm. (kaplanotu), Campanula lyrata Lam. subsp. lyrata (memek), Digitalis ferruginea L.

subsp. ferruginea (Arıkovanı), Digitalis lamarckii Ivanina (yüksükotu), Cistus laurifolius L.

(karağan) türleri bulunur.

7.2. Bozuk Orman Vejetasyonu

Alanda yer yer görülen bu vejetasyon tipi zaman içerisinde çeşitli insan faaliyetleri ile doğal ormanların tahrip edilmesi sonucunda oluşmuştur. Özellikle çalışma alanının alçak kesimlerinde, orman alanlarının köy yollarına bağlandığı alanlar ile ormandan step vejetasyonuna geçişin başladığı alanlar ve orman içi tarla açım alanlarında bu vejetasyon tipine rastlanmaktadır. Çalı vejetasyonunda yaygın olarak; Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus (katran ardıcı), Juniperus foetidissima Willd. (kokar ardıç), Juniperus excelsa M.Bieb. subsp.

excelsa (boz ardıç), Berberis crataegina DC. (karamuk), Cornus mas L. (kızlcık), Colutea cilicica Boiss. & Balansa (patlangaç), Genista albida Willd. (ak borcak), Genista aucheri Boiss.

(bayır borcağı), Genista sessilifolia DC. (borcak), Paliurus spina-christi P. Mill. (karaçalı), Rhamnus thymifolia Bornm. (pala cehri), Rhus coriaria L. (sumak), Rosa canina L. (kuşburnu) ve Rubus sanctus Schreb. (böğürtlen), Rubus canescens DC. var. canescens (çoban kösteği) bulunur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şekil 6.57 Hasta 8’in sağ ve sol eli için Fromentli ve Fromentsiz katılık ölçümlerinin son değerlerinin ilaç dozlarına göre karşılaştırmaları .....

Özellikle halkalı ve polimerik fosfazen türevleri, temel ve uygulamalı bilimlerde çok ilgi çekici inorganik bileşiklerdir (De Jaeger ve Gleria 1998). Bugüne kadar 5000’

Depolama süresince farklı düzeylerde SO 2 içeren kuru kayısılarda meydana gelen esmerleşme üzerine çalışmamızda incelenen faktörlerin etkisini belirlemek

Şekil 4.3-4.4’de parametresinin negatif değerlerinde ise, iki grafiğin kesiştiği noktaya kadarki ilk bölümde yeni elde edilen dağılımın daha büyük olasılık

Ağır metaller yoğunluğu 5 g/mL’den daha yüksek olan genellikle toksisite, ekotoksisite ve kirlilik ile ilişkilendirilen metal ve yarı metal grupları için kullanılan bir

Bu çalışma ile statik koşullarda, kayaların süreksizlik yüzeyleri arasında dolgu malzemesi olarak bulunan, farklı özelliklere sahip killerin, tek doygunluk derecesinde,

N-2- hidroksifenil salisilaldimin’in borik asit ile tepkimesinden sentezlenen dinükleer kompleks (X) (Yalçın vd. 2001), salisilaldehit ve 2-aminofenolün tepkimesinden

Kompozit tayf modelleme yönteminin çift yıldızlara uygulanabildiği görülmekle birlikte hata sınırının (~0.1-0.5 dex) tek yıldızlar için gerçekleĢtirilen