• Sonuç bulunamadı

EK-11 Sonuç Raporu Formatı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EK-11 Sonuç Raporu Formatı"

Copied!
62
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ

KOORDİNASYON BİRİMİ KOORDİNATÖRLÜĞÜNE

Proje Türü : Bağımsız Proje Proje No : 17B0447004

Proje Yürütücüsü : Doç. Dr. Mehmet Arif Şahinli

Proje Başlığı : Ankara İlinde Tiftik Yetiştiriciliğini Olumsuz Etkileyen Ekonomik ve Yapısal Faktörlerin Saptanması ve Çözümü Üzerine Bir Araştırma

Yukarıda bilgileri yazılı olan projeminsonuç raporunun e-kütüphanede yayınlanmasını;

İSTİYORUM

İSTEMİYORUM GEREKÇESİ:

13.08.2018 Doç. Dr. Mehmet Arif Şahinli

(2)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ SONUÇ RAPORU

Proje Başlığı

Ankara İlinde Tiftik Yetiştiriciliğini Olumsuz Etkileyen Ekonomik ve Yapısal Faktörlerin Saptanması ve Çözümü Üzerine Bir Araştırma

Proje Yürütücüsünün İsmi

Doç. Dr. Mehmet Arif Şahinli

Araştırmacıların İsmi

Prof. Dr. Ahmet Özçelik

Araş. Gör. Hüseyin Tayyar Güldal

Proje Numarası

17B0447004

Başlama Tarihi

05.07.2017

Bitiş Tarihi

05.07.2018

Rapor Tarihi 13.08.2018

Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2018 "

(3)

RAPOR FORMATI

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri

Ankara İlinde Tiftik Yetiştiriciliğini Olumsuz Etkileyen Ekonomik ve Yapısal Faktörlerin Saptanması ve Çözümü Üzerine Bir Araştırma

A Research on Determinationand Solution of Economic and Structural Factors Negative Affecting Mohair Farming in Ankara

Özet

İşletmeler ortalaması nüfus miktarı 3.02 kişi olarak hesaplanmıştır. İşletmeler ortalamasına göre toplam nüfusun %72.06’ı erkek, %27.94’ü ise kadın nüfusundan oluşmaktadır. İşletmeler ortalamasına göre nüfusun %61.76’ı ilkokul, %21.32’si ortaokul, %12.50’i lise, %4.41’i 4 yıllık yüksekokul mezunudur. İşletme gruplarına göre toplam işgücü varlığı 4.38 ile 6.55 EİB arasında değişmektedir.

İşletmeler ortalamasına göre toplam işgücü varlığı 4.91 EİB olarak hesaplanmıştır.

İşletmeler ortalamasına göre işletme arazisinin %49.80’i mülk arazisi, %51.19’u kira ve/veya ortağa tutulan arazidir. İşletmelerde gayrisafi üretim değeri işletme grupları için 495.148,74 TL ile 731.154,09 TL arasında değişmekle beraber, işletme gruplarına göre artış göstermektedir. İşletmelerde bitkisel üretim değeri 30.971,36 TL ile 287.369,26 TL arasında değişmekte iken, hayvansal üretim değeri 207.779,47 TL ile 700.182,73 TL arasında değişmektedir.

İşletmeler ortalamasına göre keçicilik faaliyeti %58.28, bitkisel üretim %40.64 ve koyunculuk faaliyeti %1.08’dir. Keçi yetiştirme faaliyeti diğer tüm faaliyetlere göre önemli bir oranı teşkil etmektedir. İncelenen işletmelerde hayvansal üretim değeri koyunculuk ve keçicilik faaliyetlerinden sağlanmaktadır. Hayvansal üretim değeri işletmelerde 207.779,47 TL ile 700.182,73 TL arasında değişmektedir. İşletmeler ortalamasında ise bu değer 328.144,71 TL’dir. Grup 1’de hayvansal üretim değeri içinde tiftiğin payı %13.03 iken bu oran grup 2’de %14.37’dir. İşletmeler ortalamasına göre ise bu oran %13.73’dür. İncelenen işletmelerde gerek işletmeler ortalamasında gerekse işletme büyüklük grupları itibariyle gayrisafi üretim değeri içinde hayvansal üretimin ve özellikle keçi yetiştiriciliğinin önemli yeri bulunmaktadır.

İşletme gruplarına göre bitkisel üretimde değişen masraflar 15.346,91 TL ile 46.411,88 TL iken, işletmeler ortalaması için bu değer 38.818,22 TL’dir. İşletme gruplarına göre hayvansal üretimde değişen masraflar 91127,86 TL ile 263160,36 TL arasında değişmektedir. İşletmeler ortalamasına göre ise bu değer 133180,25 TL’dir. İncelenen işletmelerde işletme başına düşen toplam brüt kar 398915,15 TL ile 560170,95 TL arasında yer almakta iken, işletmeler ortalamasına göre bu değer 438333,24 TL’dir.

(4)

İncelenen işletmelerde keçi sayısındaki artış veya azalışın sebepleri arasında sırasıyla birinci grupta %30,00 ile işçi sorunu, %26,67 ile yem fiyatları ve %25,00 ile tiftik fiyatları yer alırken, ikinci grupta bu oranlar sırasıyla %25,00 ile yem fiyatları, %20,00 ile tiftik fiyatları ve %15,00 ile su sorunu ve mera sorunu izlemektedir.

1.Gruptaki üreticilerin %63.16’sı Tiftikbirliğe üye iken %31.58’i TÜDKİYEB’e üyedir. 2.

Gruptaki üreticilerde ise bu oranlar sırasıyla %63.64 ve %18.18’dir. İşletmelerin üçte biri her iki grupta da küçükbaş hayvan yetiştiriciliği konusunda eğitim almadıklarını ifade etmiştir. İşletmelerdeki birinci gruptaki çiftçilerin %81.82’i ve ikinci gruptaki çiftçilerin de %87.50’nin çobanlık eğitimi aldıkları görülmüştür. Birinci grupta yer alan işletmelerin %18.18’i ve ikinci grupta yer alan işletmelerin ise

%12.50’i sürü yöneticiliği konusunda eğitim aldıklarını beyan etmiştir.

İşletmelerin mevcut faaliyetinde yabancı işgücü kullanma durumuna göre; birinci grupta yer alan işletmelerin %76.47’i ve ikinci grupta yer alan işletmelerin ise %72.73’ü yabancı işgücünü kullanırken, birinci grupta yer alan işletmelerin %23.53’ü ve ikinci grupta yer alan işletmelerin ise %27.27’i yabancı işgücü kullanmadıklarını ifade etmiştir. Araştırma kapsamında işletmelerin hangi desteklerden yararlandığı verilmiş ve araştırma sonuçlarına göre en çok küpe ve tiftik desteğinden yararlanıldığı tespit edilmiştir.

Devlet desteklerinin yeterli bulunma durumu incelenmiş ve birinci ve ikinci grupta yer alan işletmelerin önemli bir kısmı desteği yeterli bulmamıştır. Özellikle ikinci gruptaki işletmelerin

%72.73’ü desteği yeterli bulmamıştır. Araştırma kapsamında 1. Gruptaki işletmelerin %61.76’sı tarımsal kredi kullanırken 2. Gruptaki işletmeler de bu oran %81.82’dir.

Tarımsal kredi kullanan işletmelerin birden fazla bankadan kredi kullandıkları araştırma sonuçlarında tespit edilmiştir. İşletmelerin pazarlama imkânlarından memnun olma durumları incelenmiş ve 1. Gruptaki işletmelerin %44.12’si pazarlama imkânlarından memnun iken, 2. Gruptaki işletmelerde bu oran %63.64’dür.

Damızlık hayvan temininde ikinci grupta yer alan işletmelerin tamamı sıkıntı yaşamazken birinci grupta yer alan işletmelerin %14.71’i sıkıntı yaşamaktadır. Birinci ve ikinci grupta yer alan işletmelerin yarıya yakını hastalıklar ile ilgili koruyucu önlemleri yeterli bulmadıkları görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre işletmelerde keçi yetiştirme faaliyetinin gerilemesine birden fazla faktörün neden olduğu tespit edilmiştir. Keçi yetiştirme faaliyetini sürdürmeyi düşünen birinci gruptaki işletmelerin oranı %91.18 iken ikinci gruptaki işletmelerin oranı %90.91’dir. Çok ince yapağı ve tiftik üretiminin yapılmasına ilişkin durum verilmiş olup, buna göre, birinci grupta yer alan işletmelerin %82.35’i ve ikinci grupta yer alan işletmelerin de %54.55’i yapağı ve tiftik üretimi gerçekleştirmektedir.

(5)

Abstract

The average of the establishments is calculated as 3.02 persons. According to the average of the establishments, 72.06% of total population consists of male and 27.94% of female population.

According to the average of the establishments, 61.76% of the population is primary school, 21.32% is secondary school, 12.50% is high school and 4.41% is 4 years university graduate. According to business groups, the total labor force varies between 4.38 and 6.55 EIB. Based on the average of the establishments, the total laborforce is calculated as 4.91 EIB.

According to the average of the establishments, 49.80% of the operationall and is the property land, 51.19% is the land rented and / or owned. The gross production value of the establishments is increased for the business groups according to the business groups, ranging from 495.148,74 Turlish Liras (TL) to 731.154,09 TL. The vegetable production value in the establishment sranged from 30.971,36 TL to 287.369,26 TL while the value of animal production ranged from 207.779,47 TL to 700.182,73 TL.

According to the average of the establishments, the Goat breeding activity is 58.28%, the vegetable production is 40.64% and the sheep breeding activity is 1.08%. Goat breeding activity is a significant proportion of all other activities. Animal production value is provided by sheep and goat farming activities. The value of animal production ranges from 207.779,47 TL to 700.182,73 TL. In the average of the establishments, this value is 328.144,71 TL.

In Group 1, the share of the farm in the value of animal production was 13.03%, while it was 14.37% in group 2. According to the average of the establishments, this ratio is 13.73%. There is an important place of animal production and especially goat breeding within the gross production value both in the average of the establishments and in the size of the establishments in the examined establishments. According to the operating groups, the costs varying between 15.346,91 TL and 46.411,88 TL for vegetable production, while this value is 38.818,22 TL for the average of the establishments.

According to the operating groups, the changes in animal production vary between 91.127,86 TL and 263.160,36 TL. According to the average of the establishments, this value is 133.180,25 TL. While the total gross profit per company in the examined establishments is between 398.915,15 TL and 560.170,95 TL, this value is 438.333,24 TL according to the average of the establishments.

In the first group, there was an employee problem with 30.00%, with feed prices with 26.67% and mohair prices with 25.00%, respectively, in the first group, while these rates were 25.00% with feed prices, 20.00% with mohair prices and 15.00% with water problem and pasture problem.

63.16% of the producers in the 1st group are members of Tiftikbirlik, while 31.58% belong to TÜDKİYEB. In the second group, these ratios are 63.64% and 18.18% respectively. A third of the

(6)

establishments stated that they did not receive training on raising livestock in both groups. 81.82% of the farmers in the first group and 87.50% of the farmers in the second group were shepherded. 18.18%

of the establishments in the first group and 12.50% of the establishments in the second group have been educated on herd management.

According to the situation of employing foreign labor force in the current activity of the establishments; 76.47% of the establishments in the first group and 72.73% of the establishments in the second group used foreign labor while 23.53% of the establishments in the first group and 27.27% of the establishments in the second group did not use foreign labor. Within the scope of the research, it was determined which supports were used by the establishments and it was determined that earrings and mohair support were used the most according to the results of the research.

The availability of state support has been examined and a significantpart of the establishments in the first and second group have not found sufficient support. 72.73% of the establishments in the second group in particular did not find sufficient support. Within the scope of the research, 61.76% of the companies in the 1st groups agricultural loan sand this rate is 81.82% in the 2nd group companies.

It has been found in the research results that the establishments using agricultural loans use loans from more than one bank.

Satisfaction with the marketing possibilities of the establishments is examined and 44.12% of the first group companies are satisfied with the marketing possibilities, while 63.64% are in the second group companies. 14.71% of the establishments in the first group live in distress while all of the establishments in the second group do not have any problems.

It was observed that the establishments in the first and second group did not find enough protective measures for diseases close to half. Accordingto the results of the research, it was determined that there are more than one factor in the growth of goat breeding activity in the establishments. The proportion of establishments in the first group that thinks to maintain goat breeding activity is 91.18% while the proportion of those in the second group is 90.91%. The situation regarding the production of very fine wool and mohair is given, whereby 82.35% of the establishments in the first group and 54.55% of the establishments in the second group are producing wool and mohair.

II. Amaç ve Kapsam

Tiftik, tekstil sektörünün önemli bir hammaddesidir. Tiftik ya da Mohair üretimi sanayi elyafı bir ürün olarak değerlendirilir. Tiftik keçisi (Ankara keçisi), Türkiye’den dünyanın diğer çok farklı ülkelerine götürülmüş ve oralarda çoğalmıştır. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü esnasında yanlarında getirdikleri bir keçi türü olarak bilinmektedir.

Tiftik keçileri, meralarda beslenmekle birlikte, funda ve çalılıklarda da etkin şekilde beslenebilme

(7)

özelliğine sahiptir. Bu hayvanların tırmanma özellikleri iyi değildir, ağaç yapraklarını severler, kıl keçileri gibi ağaçlara zarar verici hareketleri çok fazla göstermemektedir (Cevger, Y. 2002).

Ankara keçisi, 1838 yılına kadar İç Anadolu Bölgesinde yetiştirilmekte iken, daha sonra Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Avustralya gibi ülkelere götürülmüş ve buralarda da yetiştirilmeye başlanmıştır (Taşlıgil, N. ve Şahin, G. 2010). Küçük sürüler halinde üretime başlayan bu ülkeler, daha sonraları dünya tiftik üretiminde söz sahibi ülkeler konumuna yükselmiştir.

Tiftik keçisinin saf ırkı, genel olarak küçük cüsseli olup narin bir yapıya sahip bir hayvandır. Baş ve alın yapıları muntazam bir yapıdadır. Hem erkeklerde hem dişilerde boynuz ve sakal bulunmaktadır.

Ankara keçilerinde cidago yüksekliği ortalama 55 cm, vücut uzunluğu ortalama 56 cm’dir. Ankara keçisi yetiştiriciliğinin temel amacı beyaz renkli tiftiği elde etmektir. Bu beyaz renkli tiftik, yüksek elyaf kalitesine sahip olup her renge kolayca boyanabilmektedir. Bunun için de dokuma sanayi tarafından daha çok aranan bir ürün özelliğine sahiptir (Arıkan, M.S.ve Aral, Y., 2013).

Ankara Keçisi ya da Tiftik Keçisi yoğun olarak Orta Anadolu bölgesinde yetiştirilmektedir.

Ankara Keçisinin en önemli verimi tiftiktir. Dünya’da, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri bu pazarda yer almaya başlamıştır. Özellikle sentetik liflerin devreye girmesi ile tiftiğe olan ilgi azalmış ve tiftik üretimini ciddi derecede azaltmıştır. Ankara Keçisini yetiştiren üreticiler, tiftiğin öneminin azalmasına paralel olarak kendilerine alternatif gelir için keçinin etinden yararlanma yönüne eğilmiş ve bu süreçte Ankara keçisinin çeşitli ırklar ile melezlemesine gidilmiştir.

Türkiye, zaman zaman iç piyasanın artan et talebini karşılamak için dış piyasaya yönelmektedir.

Bu noktada, çeşitli koşullara çok rahat uyum sağlayan bu keçi ırkı, artan kırmızı et ihtiyacını karşılama yönünde önemli bir açığı kapatabilecektir. Özellikle değişen dünya koşullarına bağlı olarak, tarım ile ilgili kararlar alınırken karar alıcılar dünyada mevcut koşulları gözden geçirerek rekabet ve üstünlük koşullarını dikkate almalıdır. Türkiye’de genç nüfusun giderek arttığı göz önüne alındığında işsizliğin azaltılmasında keçi yetiştiriciliği önemli bir misyonu yüklenebilecektir. Avrupa Birliği ve Dünya ülkelerinin bu konuda vermiş olduğu destekler ayarında yapılacak olan tarımsal desteklemeler sayesinde bu işe daha fazla tarım işletmesinin ilgi göstereceği şüphesizdir.

2013 yılı birim başına prim ve destekleme miktarları (TL) olarak büyükbaş besi desteği (baş) için yerli hayvanlarda 300 TL ve ithal hayvanlarda 100 TL’dir. Ancak, tiftik üretimi desteği (Kg) olarak oğlak tiftiği, ana mal ince iyi ve tali ürünler için 17 TL ve küçükbaş anaç desteği 18 TL’dir (HAYGEM, 2014). Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2016 yılı mevzuatına göre, 4 ay ve üzeri Buzağı-Malak (81 il) 350 TL/Baş, soykütüğü (81 il) 500 TL/Baş ve Döl kontrolü 50 TL/Baş (İlave) destek verilmekte, koyun-keçi desteği 25 TL/Baş ve tiftik üretimi 22 TL/Baş destek verilmektedir (Tarım, 2017).

Bugün, keçinin orman alanlarını tahrip ettiği ciddi zararlar verdiği tezinden uzaklaşılarak 6831

(8)

sayılı Orman Kanununun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “Ancak, kamu yararı gereklerine uygun olarak, orman idaresince belirlenen orman alanlarında; orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde hayvan otlatılmasına izin verilebilir.” (Resmi Gazete, 2011).

Keçi eti daha az kolesterol, yüksek protein ve demir zenginidir. Keçi sütü, inek sütüne göre sindirimi daha kolay olması nedeniyle bebeklerin beslenmesinde önemli bir besin ve ayrıca inek sütüne alerjisi olanlar için ciddi bir besin kaynağıdır. Keçinin derisi ekonomik bir değere sahiptir. Özellikle, Keçi, Dünya’da etnik ve sosyal geleneklere bağlı olarak kurbanlık kesiminde, düğün törenlerinde ve ölüm yıldönümlerinde tercih edilmektedir. Uygun olmayan kötü çevrelerde bile beslenebilme özelliğine sahip olan ve kuru koşullara özel bir adaptasyonu olan keçiler, insanların beslenme maliyetlerini minimize etme özelliğine de sahiptir.

Tiftik keçisi sayısı, sağılan hayvan sayısı, süt (ton) üretimi, kırkılan hayvan sayısı ve yün kıl tiftik üretim değerlerine ait 2001 ve 2016 yılları arasındaki değerler incelenmiştir. Tiftik keçisi sayısı 2001 yılında 346.000 baş iken 2016 yılında207.765 baş olarak verilmiştir (TÜİK, 2017). Buna göre, Tiftik keçisi sayısı 2001 yılına göre 2016 yılında %39.95 oranında azalma göstermiştir (Çizelge II.1).

Çizelge II.1 Türkiye tiftik keçisi varlığına ait istatistikler (2001-2016) (Tuik, 2018)

Yıl Yetişkin Genç- Yavru

Tiftik Keçisi Sayısı (Baş)

Oran (%)

Sağılan hayvan sayısı (baş)

Oran (%)

Süt (Ton)

Oran (%)

Kırkılan hayvan

sayısı (baş)

Oran (%)

Yün kıl tiftik (ton)

Oran (%)

2001 258.831 87.169 346.000 100,00 183.301 100,00 3.914 100 258.831 100,00 400 100,00 2002 198.772 61.990 260.762 -24,64 141.344 -22,89 3.218 -17,78 198.772 -23,20 318 -20,50 2003 196.082 59.505 255.587 -26,13 127.546 -30,42 3.786 -3,27 196.082 -24,24 333 -16,75 2004 178.158 51.879 230.037 -33,52 97.536 -46,79 3.619 -7,54 178.158 -31,17 304 -24,00 2005 176.802 56.164 232.966 -32,67 95.437 -47,93 3.513 -10,25 176.802 -31,69 302 -24,50 2006 159.378 50.172 209.550 -39,44 86.128 -53,01 3.165 -19,14 159.378 -38,42 274 -31,50 2007 137.149 53.917 191.066 -44,78 73.027 -60,16 2.604 -33,47 137.149 -47,01 237 -40,75 2008 110.266 47.902 158.168 -54,29 60.302 -67,10 2.185 -44,17 110.266 -57,40 194 -51,50 2009 99.308 47.678 146.986 -57,52 52.393 -71,42 1.924 -50,84 99.308 -61,63 174 -56,50 2010 115.733 36.873 152.606 -55,89 66.339 -63,81 2.335 -40,34 115.733 -55,29 200 -50,00 2011 114.682 36.409 151.091 -56,33 64.954 -64,56 2.315 -40,85 114.682 -55,69 194 -51,50 2012 118.607 39.495 158.102 -54,31 62.564 -65,87 2.221 -43,25 118.607 -54,18 200 -50,00 2013 126.844 39.445 166.289 -51,94 64.914 -64,59 2.299 -41,26 152.976 -40,90 260 -35,00 2014 134.743 43.068 177.811 -48,61 77.666 -57,63 2.752 -29,69 162.513 -37,21 280 -30,00 2015 163.104 42.724 205.828 -40,51 94.822 -48,27 3.350 -14,41 189.798 -26,67 325 -18,75 2016 166.210 41.555 207.765 -39,95 88.699 -51,61 3.167 -19,09 195.273 -24,56 340 -15,00

(9)

Türkiye’de Tiftik keçisinin en çok yetiştirildiği ilk on il sıralaması 2007 ve 2016 yılları arasında incelenmiştir. 2007 yılında Tiftik yetiştiriciliği alanında ilk on il sıralaması Ankara, Kütahya, Eskişehir, Siirt, Çankırı, Bolu, Osmaniye, Kastamonu, Malatya ve Karaman şeklinde iken, 2016 yılı için bu sıralama Ankara, Siirt, Eskişehir, Bolu, Şırnak, Kastamonu, Mardin, Çorum, Çankırı ve Niğde şeklindedir. İl sıralamasında Ankara yine birinci sırayı korurken, ikinci ve üçüncü illerin sıralamasında değişiklik gözlenmiştir (Çizelge II.2).

Çizelge II.2 İllere göre tiftik keçisi sayıları 2009- 2016 yılları ( Tuik,2018)

Sırala

ma 2009 yılı Sayı 2010 yılı Sayı 2011 yılı Sayı 2012 yılı Sayı 2016 yılı Sayı 1 Ankara 75.839 Ankara 75.391 Ankara 75.629 Ankara 85.749 Ankara 137.835 2 Eskişehir 12.173 Siirt 13.640 Bolu 11.216 Siirt 12.112 Siirt 14.447 3 Kütahya 10.625 Eskişehir 11.952 Eskişehir 10.301 Karaman 11.728 Eskişehir 13.720 4 Siirt 6.997 Bolu 10.469 Siirt 9.008 Eskişehir 10.286 Bolu 10.766 5 Bolu 6.774 Çankırı 5.351 Karaman 8.938 Bolu 8.987 Şırnak 9.725

6 Çankırı 4.807 Kırıkkale 4.399

Kastamon

u 5.604 Kastamonu 5.912

Kastamo

nu 6.135

7 İzmir 4.241 Mardin 4.090 Kırıkkale 4.338 Mardin 5.110 Mardin 3.895 8 Mardin 3.995 Konya 3.504 Çankırı 3.661 Kırıkkale 4.910 Çorum 2.557 9 Kırıkkale 3.111 Karaman 3.437 Konya 3.361 Konya 3.570 Çankırı 2.139

10 Kastamonu 3.069

Kastamon

u 3.437 Kütahya 3.200 İzmir 2.063 Niğde 1.570

2007 ve 2016 yılları arası Tiftik keçisinin yaşlara göre dağılımı ve oranları incelenmiştir. Buna göre, en yüksek azalışın %40.21 oranı ile 6 aydan küçük oğlaklarda (erkek-dişi) görüldüğü tespit edilirken, en düşük azalışın %8.40 oranı ile 12-24 ay gezdanlarda (erkek-dişi) olduğu tespiti yapılmıştır (Çizelge II.3).

Çizelge II.3 Tiftik keçisi varlığının yaşlara göre dağılımı 2007-2016 (Tuik,2018)

Yıl 6 Aydan küçük Oğlak (Erke k- Dişi)

Oran (%)

6-12 ay Çebiç(Erk ek-Dişi)

Oran (%)

12-24 ay Gezdan(Er kek-Dişi)

Oran (%)

Keçi +24 ay

Oran (%)

Teke +24 ay

Oran

(%) Toplam

2007 24.925 100,00 28.992 100,00 39.021 100,00 87.252 100,00 10.876 100,00 191.066 2008 22.638 -9,18 25.264 -12,86 29.245 -25,05 72.359 -17,07 8.662 -20,36 158.168 2009 23.371 -6,23 24.307 -16,16 28.678 -26,51 63.021 -27,77 7.609 -30,04 146.986

(10)

2010 14.865 -40,36 22.008 -24,09 31.065 -20,39 79.188 -9,24 5.480 -49,61 152.606 2011 15.127 -39,31 21.282 -26,59 30.825 -21,00 77.603 -11,06 6.254 -42,50 151.091 2012 14.902 -40,21 24.593 -15,17 35.744 -8,40 75.008 -14,03 7.855 -27,78 158.102 2013 13.313 -46,59 26.132 -9,86 41.204 5,59 77.362 -11,33 8.278 -23,89 166.289 2014 15.298 -38,62 27.770 -4,21 33.616 -13,85 92.100 5,56 9.027 -17,00 177.811 2015 16.030 -35,69 26.694 -7,93 39.050 0,07 111.687 28,01 12.367 13,71 205.828 2016 12.492 -49,88 29.063 0,24 47.968 22,93 106.175 21,69 12.067 10,95 207.765

Kıl keçisi, Tiftik keçisi ve toplam keçi varlığı (baş) olarak 2001 ve 2016 yılları arasındaki değerlere göre, 2001 yılına göre 2012 yılında Kıl keçisinde %51.85 oranında bir artış, Tiftik keçisinde

%39.95 oranında bir azalış ve toplam keçi varlığında ise %47.33 oranında bir artış görülmüştür.

Toplam keçi varlığındaki bu artışın, kıl keçisindeki artışa bağlı olduğu tespit edilmiştir. Toplam keçi varlığı içerisinde keçi (kıl) oranı en düşük 2001 yılında %95.07 iken 2016 yılında %97.99’dur.

Toplam keçi varlığı içerisinde keçi (tiftik) oranı 2001 yılında %4.93’den 2016 yılında %2.01’e düşmüştür. Küçükbaş hayvan içerisinde keçi(kıl) oranı 2001 yılında %19.64’den 2016 yılında

%25.43’e yükselmiştir. Küçükbaş hayvan içerisinde keçi(tiftik) oranı, 2001 yılında %1.02’den 2016 yılında %0.52’ye düşmüştür. Ayrıca, Küçükbaş hayvan içerisinde toplam keçi oranı 2001 yılında

%20.66’dan 2016 yılında %25.96’ya çıkmıştır. Bu artışın nedeni, kıl keçisindeki artıştan kaynaklanmaktadır (Çizelge II.4).

Çizelge II.4 Türkiye’de tiftik keçisinin küçükbaş hayvan varlığı içerisindeki yeri 2001-2016 (Tuik,2018)

Yıl Keçi(Kıl) (Baş)

Keçi(Tif tik) (Baş)

Toplam Keçi Varlığı (Baş)

Toplam Küçükbaş Hayvan Varlığı (Baş)

Toplam Keçi Varlığı İçerisin de Keçi(Kı l) Oranı (%)

Toplam Keçi Varlığı İçerisin de Keçi(Tif tik) Oranı (%)

Küçükbaş Hayvan İçerisinde Keçi(Kıl) Oranı (%)

Küçükbaş Hayvan İçerisinde Keçi(Tifti k) Oranı (%)

Küçükb Hayvan İçerisin de Toplam Keçi Oranı (%) 2001 6.676.000 346.000 7.022.000 33.994.000 95,07 4,93 19,64 1,02 20,66 2002 6.519.332 260.762 6.780.094 31.953.800 96,15 3,85 20,4 0,82 21,22 2003 6.516.088 255.587 6.771.675 32.203.214 96,23 3,77 20,23 0,79 21,03 2004 6.379.900 230.037 6.609.937 31.811.092 96,52 3,48 20,06 0,72 20,78 2005 6.284.498 232.966 6.517.464 31.821.789 96,43 3,57 19,75 0,73 20,48 2006 6.433.744 209.550 6.643.294 32.260.206 96,85 3,15 19,94 0,65 20,59 2007 6.095.292 191.066 6.286.358 31.748.651 96,96 3,04 19,2 0,6 19,8 2008 5.435.393 158.168 5.593.561 29.568.152 97,17 2,83 18,38 0,53 18,92

(11)

2009 4.981.299 146.986 5.128.285 26.877.793 97,13 2,87 18,53 0,55 19,08 2010 6.140.627 152.606 6.293.233 29.382.924 97,58 2,42 20,9 0,52 21,42 2011 7.126.862 151.091 7.277.953 32.309.518 97,92 2,08 22,06 0,47 22,53 2012 8.199.184 158.102 8.357.286 35.782.519 98,11 1,89 22,91 0,44 23,36 2013 9.059.259 166.289 9.225.548 38.509.795 98,20 1,80 23,52 0,43 23,96 2014 10.167.125 177.811 10.344.936 40.058.610 98,28 1,72 25,38 0,44 25,82 2015 10.210.338 205.828 10.416.166 40.326.987 98,02 1,98 25,32 0,51 25,83 2016 10.137.534 207.765 10.345.299 39.857.298 97,99 2,01 25,43 0,52 25,96

2001 yılına göre 2016 yılında tiftik keçisi sayısında %39.95 oranında bir azalma ve kırkılan hayvan sayısında ise %24.56 oranında bir azalma tespit edilmiştir. Tiftik üretiminde 2001 yılına göre 2016 yılında %15 oranında bir azalma gözlenmiştir. Ancak, tiftik verimi 2001 yılında %1.55’den 2016 yılında %1.74’e yükselmiştir. Tiftik keçisi sayısının ve kırkılan hayvan sayısındaki azalış eğilimine paralel olarak tiftik veriminde de ciddi azalmalar söz konusu olmamış aksine artış gözlenmiştir. Bunun gerisinde, devlet tarafından yapılan desteklemeler ve keçi sürülerinde iyi damızlık hayvanların artması vb. gibi nedenler sayılabilir.

Çizelge II.5 Türkiye’de tiftik keçisi sayısı, tiftik üretimi ve verimi 2001-2016 (Tuik, 2018)

Yıl Tiftik Keçisi (Baş)

Kırkılan hayvan sayısı (baş)

Yün kıl tiftik

(ton) Tiftik Verimi (Ton/baş)

2001 346.000 258.831 400 1,55

2002 260.762 198.772 318 1,6

2003 255.587 196.082 333 1,7

2004 230.037 178.158 304 1,71

2005 232.966 176.802 302 1,71

2006 209.550 159.378 274 1,72

2007 191.066 137.149 237 1,73

2008 158.168 110.266 194 1,76

2009 146.986 99.308 174 1,75

2010 152.606 115.733 200 1,73

2011 151.091 114.682 194 1,69

2012 158.102 118.607 200 1,69

2013 166.289 152.976 260 1,70

2014 177.811 162.513 280 1,72

2015 205.828 189.798 325 1,71

2016 207.765 195.273 340 1,74

Tiftik keçisi süt üretimi 2001 yılı değeri 3.914 ton iken 2016 yılı değeri 3.167 ton olarak tespit edilmiştir(TÜİK, 2017).

Türkiye’de keçi ürünlerine olan talebin dünyadaki sağlıklı beslenme gelişimine paralel olarak

(12)

arttığı gözlemlenmektedir. Türkiye’de özellikle dondurma sanayinde keçi sütü tercih edilmesinin sebebi, tadının tüketiciler tarafından tercih edilmesi yönündedir. Keçi sütünün inek sütüne göre %13 oranında daha az laktoz içermesi ve anne sütüne en yakın sütlerden biri olması nedeniyle insan beslenmesinde önemli bir yer teşkil etmektedir. Sindiriminin kolay olması ve anne sütüne yakın olması bebeklerin beslenmesi için bir öneme sahiptir.

Son yıllarda keçi sütü ürünlerine olan talebin artmasıyla birlikte fazla miktarda gelen damızlık keçi taleplerinin karşılanması amacıyla, süt verimi yönüyle öne çıkan ve Türkiyeekolojisine uyum sağlayabilecek ırkta, Ceylanpınar İşletmesinde 2013 yılında 1.000 ana başlık tesisi yapılmış ve 1.000 baş Halep ırkı damızlık alımı ile keçi yetiştiriciliğine başlanılmıştır. Ayrıca, Ülkemiz gen kaynaklarının korunmasına yönelik olarak Ankara Tiftik Keçisi yetiştiriciliği Anadolu Tarım İşletmesinde (ESKİŞEHİR) sürdürülmektedir.

Süt verimi 2001 yılı değeri 21.35 ton/baş iken 2016 yılı değeri 35.71 ton/baş olarak verilmiştir (TÜİK, 2017).

Çizelge II.6 Türkiye’de tiftik keçisi sayısı, tiftik keçisi süt üretimi ve verimi 2001-2016 (Tuik, 2018)

Yıl Tiftik Keçisi (Baş) Sağılan hayvan sayısı (baş) Süt (Ton) Süt verimi (Ton/baş)

2001 346.000 183.301 3.914 21,35

2002 260.762 141.344 3.218 22,77

2003 255.587 127.546 3.786 29,68

2004 230.037 97.536 3.619 37,10

2005 232.966 95.437 3.513 36,81

2006 209.550 86.128 3.165 36,75

2007 191.066 73.027 2.604 35,66

2008 158.168 60.302 2.185 36,23

2009 146.986 52.393 1.924 36,72

2010 152.606 66.339 2.335 35,20

2011 151.091 64.954 2.315 35,64

2012 158.102 62.564 2.221 35,50

2013 166.289 64.914 2.299 35,42

2014 177.811 77.666 2.752 35,43

2015 205.828 94.822 3.350 35,33

2016 207.765 88.699 3.167 35,71

Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması amacıyla; üretmiş oldukları tiftiği, Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftikbirlik)'ne veya Kooperatiflerine satan yetiştiricilere tiftiğin kalitesine göre kilogram başına, oğlak tiftiği için 17 TL ödeme yapılır.

(13)

Çizelge II.7 Tiftikbirliğin yıl bazında tiftik alım fiyat ve destek değerleri 2001-2015 (Tiftikbirlik,2017).

Yıl Ortalama alım fiyatı (TL/kg) Devlet desteği ödemesi (TL/kg)

2001 0,7 0,9

2002 1,1 5

2003 1,84 6

2004 3 6,6

2005 3,2 7,3

2006 4 8

2007 5 8

2008 5 8,9

2009 5 10,7

2010 5 13,8

2011 5,34 14,6

2012 7,02 17

2013 6,87 17

2014 7,09 20

2015 7,88 22

Dünya tiftik üretiminde söz sahibi olan ülkelerin 2000 ve 2010 yılları arasındaki üretim değerleri incelenmiştir. Buna göre, 2000 yılında dünya tiftik üretiminin 5.900 tonu Güney Afrika, Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye, Arjantin, Lesotho, Avustralya ve Yeni Zelanda’da üretilirken kalan 1.000 ton üretim diğer dünya devletleri tarafından yapılmaktadır. 2000 yılına göre 2010 yılında ülkelerin tiftik üretim artış/azalış oranları sırasıyla, Güney Afrika’da %46.51 oranında bir azalış, Amerika Birleşik Devletleri’nde %150 oranında bir artış, Türkiye’de %75 oranında bir artış, Arjantin’de

%133.33 oranında bir artış, Lesotho’da %50 oranında bir artış, Avustralya’da %33.33 oranında bir azalış ve Yeni Zelanda’da %75 oranında bir azalış söz konusu olmuştur. Dünya tiftik üretiminde önemli paylara sahip olan ülkelerde tiftik üretiminin düşmesinin sebepleri arasında hayvancılık politikaları, destekleme ödemeleri, artan girdi maliyetleri, tiftik keçisinin varlığında azalmalar, ucuz sentetik hammaddelerin tiftiğin yerine kullanılması, tüketici zevk ve tercihlerinde değişimin tekstil sektörüne yansımaları vb. gibi nedenler sayılabilir.

Projenin Genel Amacı: Ankara İlinde Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin mevcut durumunu incelemek, Tiftik keçisi yetiştiriciliğinde sürü büyüklüğü tespiti, koyunculuk ile rekabet düzeyinin belirlenmesi, yem fiyatlarının üretim ve verime etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır.

Dünyanın en kaliteli tiftiklerinin yetiştiği Orta Anadolu’nun kıraç koşullarında bu faaliyetin yeniden önem kazanmasının yolları aranmalıdır. Bu çerçevede, Tiftik keçisi üretimini kısıtlayan ekonomik sorunların belirlenmesi ve çözüm yollarının ortaya konması çalışmanın amaçlarından birini teşkil etmektedir.

(14)

Projede Özel Amaçlar:

 Tiftik üretimi yapan tarım işletmelerinin sorunları,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde işletme yapılarının incelenmesi, ihtisaslaşma durumunun tespiti,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde girdi, üretim, verim ve maliyet düzeylerinin incelenmesi,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde üretim ve sanayi bütünleşmesinde ortaya çıkan sorunların incelenmesi,

 İncelenen işletmelerde tiftik üretim faaliyetinin koyunculukla rekabet durumu,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde pazarlama ve örgütlenme sorunlarının incelenmesi,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde tiftik üretimi ile ilgili ekonomi politikalarının incelenmesi,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde mevcut ekonomik sorunların tespitinin yapılması ve çözüm önerilerinin sunulması,

 Tiftik keçisi üretim faaliyetinde tiftiğin iç ve dış ticaretinin değerlendirilmesi.

III. Literatür Özeti

Agriculture, Forestry And Fisheries Republic Of South Africa (2011) raporunda; Ankara keçisinin Güney Afrika’ya Türkiye’den sürüler halinde getirilişi, tiftiğin tekstil sanayinde hangi alanlarda kullanıldığı, tiftiğin üretimi, tiftik piyasasının yapısı özellikle iç piyasa yapısı ve fiyatların nasıl oluştuğu, tiftiğin üretim alanları hem Güney Afrika hem Dünya ölçeği incelenmiş, ihracat rakamları, tiftik değerinin nasıl oluştuğuna ilişkin zincirin açıklanması, tiftik için ihracat ve ithalat tarifeleri vb.

gibi konular üzerinde durulmuştur.

Akman vd. (1991) araştırmasında; Yerköy Hayvancılık Araştırma Enstitüsü sürüsünden sağlanan ve ilk kırkımlarını takiben islemede 100 gün beslenen 120 bas erkek çebiç arasından ortalamayı temsil edecek şekilde seçilen 9 bas erkek çebiç üzerinde kesim ve karkas özellikleri incelenmiştir. Ortalama kesim ağırlığı 31.2±0.38 kg; randıman % 46.16±0.410 but ve sırt-belin toplam karkas ağırlığındaki payları sırasıyla % 29.54±0.380 ve % 23.27±0.480 olarak bulunmuştur. Küçük cüsseli ve geç gelişen bir ırk olarak bilinen tiftik keçisinin et üretim kapasitesi hakkında bilgi sağlamayı amaçlayan bu çalışmada karkas ölçülerinden karkas uzunluğu 39.11 cm, but uzunluğu 21.78 cm, göğüs derinliği 27.56 cm olarak saplanmıştır.

Arıkan ve Aral (2013) çalışmalarında, Türkiye’de Ankara keçisi yetiştiriciliği ve tiftik üretiminin mevcut durumu, örgütlenme, üretim ve pazarlama yapısının belirlenmesi yanında sektördeki temel sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunulmuştur. Hayvan varlığı, tiftik üretim verimlilik düzeyinin giderek azaldığı dikkate alınarak özellikle ürün işleme, tiftik kalitesinin artırılması ve dış ticaret

(15)

potansiyelinin etkin şekilde kullanımına yönelik teşvik ve desteklemelerin zaman kaybetmeden uygulanması gerekir. Türkiye için Ankara keçisi yetiştiriciliğinin sürdürülebilirliği yönünde tiftik üretiminde maliyeti düşürücü, yetiştirici faydası ve ürün satış gelirini yükseltici, sanayi ile entegrasyonu sağlayan politikalar geliştirilmesi öncelikli hedefler arasında sayılabilir.

Atav (2013) çalışmasında; Tiftik, Ankara Keçisinin parlak yünüdür. En önemli özel hayvansal liflerden birisidir. Tiftik özellikle giysi ve ev tekstili olmak üzere geniş bir kullanım alanına sahiptir.

Bu yazıda, tiftik liflerinin terbiye işlemleri üzerinde yapılmış önceki çalışmalar özetlenmektedir.

Aziz (2010) çalışmasında; Keçiler çiftlik hayvanları arasında ilk beslenen hayvanlardır.

Arkeolojik belgelere göre, insanlar ile ilişkisi 10.000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır. Keçiler tüm dünyaya yayılmıştır. Bunun gerisinde değişen çevre koşullarına hızlı adaptasyonu ve beslenme çeşitliliğinden kaynaklanmaktadır. Keçilerin verimliliği, küçük ölçekte yetiştirilebilirliği insanların beslenmesi için önem arz etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde, keçiler bulunduğu ekonomilere çok değerli katkılar yapmaktadır. Özellikle, inek ve koyunlara göre daha çok ihmal edilmektedir. Ancak, keçiler hem mikro hem makro düzeyde daha çok ilgiyi hak etmektedir. Bu çalışma, dünya keçi nüfusu ve üretiminin şu andaki durumunu tartışmaktadır.

Daşkıran vd. (2010) çalışmalarında; Türk Ankara keçisi çiftliklerinin üretim sistemi analizi ile ilgilidir. Çalışmanın amacı, hem mevcut ekonomik durum hem Ankara keçisi çiftliklerinin başlıca özelliklerini belirlemeye yöneliktir. Bu çalışma için Ankara ilinde Polatlı, Güdül, Ayaş, Beypazarı ve Nallıhan’da 100 adet keçi yetiştiren çiftlik belirlenmiştir. İlave olarak, Ankara keçisi üretiminin teknik analizi ve bu keçinin bazı öne çıkan özellikleri belirlenmiştir. Ancak Beypazarı hariç Polatlı, Güdül, Ayaş ve Nallıhan’da önemli farlılıkların olmadığı görülmüştür (P < 0.05). Geçen 20 yılda, Ankara keçisinin sayısı yaklaşık olarak %89 oranında azalmıştır. Keçi sayısındaki düşüşe bağlı olarak toplam tiftik, süt ve et üretimi düşmüştür. Bu çiftliklerin ana geliri tiftik, et ve canlı hayvan satışından elde edilmektedir. Keçilerden elde edilen sütün çoğunluğu çiftçilerin aileleri tarafından tüketilmektedir.

Günlü ve Alaşahan (2010) çalışmalarında; Türkiye keçi varlığı uygulanan yetersiz makroekonomik politikaların sonucu hızla azalmaktadır. Oysa Türkiye’nin ekonomik ve coğrafi şartları bu türden daha fazla ve etkin olarak yararlanmak için uygundur. Bu çalışmada Türkiye’de keçi yetiştiriciliğinin durumu değerlendirildi ve keçi yetiştiriciliğinin gelişmesine yönelik bazı önerilerde bulunuldu

Kayamandi (2007) çalışmasında, keçi yetiştiriciliğinin geçmişi, keçi yetiştiriciliği sürecine genel bir bakış, ikincil faaliyetler, piyasa analizi, arz ve talep analizi, ikincil faaliyetler için talep analizi, hedef piyasa, riskler, zorluklar, etkiler, yönetim ve idare, keçi sürüleri mali yapısı ve devam ettirme planı vb. gibi keçi yetiştiriciliği hakkında genel değerlendirmeler yapılmıştır.

Kıral vd. (1996) çalışmalarında; Ankara ilinde Ankara keçisi üretim faaliyetinin ekonomik analizi

(16)

yapılmıştır. Ayrıca işletme büyüklük grupları itibariyle 1 kg tiftik maliyeti hesaplanarak, maliyete etki eden faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Bunlara ek olarak işletmelerde tiftik üretiminde karşılaşılan sorunlar araştırılmış ve çözüm için öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

Koyuncu vd. (2006) çalışmalarında; Çanakkale yöresindeki süt keçisi yetiştiriciliğine yer veren tarım işletmelerinin yapısal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla il merkezine bağlı 9 köyde 20 işletme ile anket çalışması yapılmıştır. Ankete katılan yetiştiricilerin ortalama yaşı 47 ± 8.8 olup, ortalama sürü büyüklüğü 55.7 ± 36.2 baş olarak saptanmıştır. İşletmeler genelinde en yoğun yetiştirilen keçi ırkı Saanen (%84.21) olup bunu sırasıyla Maltız (% 52.63) ve Kıl Keçisi (% 42.11) izlemektedir.

İşletmelerdeki ortalama çoğuzluk oranı 0.59 ±0.21 olarak bulunmuştur. Görüşülen işletmelerdeki tahmini günlük süt verimi ortalama 2.32 ± 0.90 ve laktasyondaki süt verimi 363 ± 144 litre olarak tespit edilmiştir. Yetiştiricilerin % 65’inin barınak tipi klasik ağıl olarak nitelendirilebilecek bir yapı türünde olmakla birlikte, % 20’sinde sundurma bulunmakta, %15’inde ise işletme ahırı keçi barınağı olarak kullanılmaktadır. Barınaklar genel durum itibariyle sınıflandırılacak olursa, % 39’u iyi, % 50’si orta ve

% 11’i kötü olarak nitelendirilebilir. İşletmelerin % 75’i sürülerini köy ortak merasına çıkartmaktadır.

Ortalama oğlak ölüm oranı 0.30 ± 0.19 olan işletmelerde, en çok görülen sağlık problemleri dış parazitler (% 68.42), solunum yolu hastalıkları (% 52.63) ve göz hastalıklarıdır (% 42.11). İşletmelerin

% 84.21’inde hayvanlara çeşitli koruyucu aşıların yaptırıldığı saptanmıştır. Sonuç olarak, Kıl keçilerine göre süt verimleri daha yüksek olan Saanen ve Maltız melezlerinin sayısı işletmeler genelinde arttırılmalıdır. Küçük aile işletmeciliğinde fiziki alt yapı yetersizliği verimi olumsuz yönde etkilemektedir. İşletmelerde keçi için etkin bir sağlık koruma takvimi veya programı tüm yıl boyunca uygulanmalıdır.

NAMC (2005) çalışmada, tiftik keçisi ile ilgili kısa bir özet verildikten sonra, dünya keçi yetiştiriciliğinin genel bir perspektifi üzerinde durulmuştur. Güney Afrika keçisinin tarihsel gelişimi verilmiş ve daha sonra Güney Afrika keçi sanayinin şu andaki mevcut durumu anlatılmıştır. Hem ulusal hem de uluslararası alanda keçinin piyasa ve Pazar potansiyeli değerlendirilmiş, gıda güvenliğini artırmada keçinin rolü üzerinde çalışılmıştır. Ayrıca Güney Afrika keçi sanayine ilişkin istatistiki veriler üzerinde araştırmalar yapılmıştır.

Odabaşıoğlu vd. (2007) çalışmalarında; Ankara keçisi x Renkli tiftik keçisi F1 melezi oğlaklarının yasama gücü ve büyüme performansları bakımından Renkli tiftik keçisi oğlakları ile karşılaştırılması ve söz konusu melezlemenin yasama gücü ve büyüme performansı üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde yetiştirilen Renkli tiftik keçisi sürüsünde yürütülmüştür. Büyüme için; 2001 yılında doğan 38 bas Fı melez (Ankara tiftik keçisi x Renkli tiftik keçisi), 20 bas saf (Renkli tiftik keçisi x Renkli tiftik keçisi), 2002 yılında ise 25 F1 melez, 31 saf genotipli oğlakların büyümesi takip edilmiş, sütten

(17)

kesim (105. gün) ve altıncı ay yasama güçleri belirlenmiştir. Büyümede çeşitli dönemlerdeki canlı ağırlıklar ve bu dönemlerde büyüme üzerine etkili çeşitli çevre faktörlerinin etkileri ele alınmıştır.

Renkli tiftik keçisi oğlaklarında, sütten kesim ve 6. aya kadar ki yasama gücü oranları eşit ve % 94.1 olarak, melez genotipte, sütten kesim ve 6. aya kadar ki yasama gücü oranları % 96.8 ve 95.2; doğum, sütten kesim, 6. ay ve 1 yas düzeltilmiş canlı ağırlık ortalamaları, saf genotipte sırasıyla 2.04, 12.92, 18.31 ve 19.87 kg, melez Fı’lerde 2.04, 13.98, 20.50 ve 20.83 kg olarak tespit edilmiştir. Büyümenin değişik dönemlerindeki büyüme üzerine etkili çeşitli çevre faktörlerinin etkileri incelenmiş olup;

doğum ağırlığı dışında tüm dönemlerde büyüme üzerine genotipin etkisi önemli bulunmuştur (P<0.01, P<0.001). Bunun yanında büyümenin çeşitli dönemlerindeki canlı ağırlıklar üzerine cinsiyet, doğum tipi ve ana yasının etkisi de değişik düzeylerde önemli (P<0.05, P<0.01, P<0.001) bulunurken, doğum yılının etkisi önemsiz olarak tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Renkli tiftik keçisi oğlakları ile Ankara keçisi x Renkli tiftik keçisi Fı oğlakları arasında yasama gücü yönünden fark olmadığı ve melez F1’lerin araştırmanın yürütüldüğü bölgeye adapte olabileceği ayrıca, saf ve melez oğlakların doğum ağırlıkları farksız olmasına rağmen ilerleyen dönemlerde melez oğlakların daha iyi bir büyüme performansı sağladıkları belirlenmiştir.

Paksoy ve Özçelik (2008) çalışmalarında; Kahramanmaraş ilinde süt üretimine yönelik keçi yetiştiriciliğine yer veren tarım işletmelerinin ekonomik analizini yaparak bu işletmelerin; ekonomik yapılarını, yıllık faaliyet sonuçlarını belirlemektir. Bu bakımdan çalışmanın materyalini yörede keçi yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı köylerden tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilen 76 adet işletmeden anket yoluyla toplanan veriler oluşturmuştur. Araştırmada keçi yetiştiriciliğine en az 10 baş hayvanla yer veren işletmeler seçilmiştir. Söz konusu işletmeler;10-80 ile 81 ve daha fazla sayıda keçi yetiştiren olmak üzere iki büyüklük grubuna ayrılmıştır. Araştırma verileri 2000-2001 üretim dönemine ait bulunmaktadır. Araştırma bulgularına göre işletmeler ortalamasında aktif sermaye içinde çiftlik sermayesinin oranı %48.99, işletme sermayesinin oranı %51,01'dir. Hayvansal üretim değerinin

%83,53'ü keçi yetiştiriciliğinden, keçi yetiştiriciliğinde de üretim değerinin %44,86'sı süt üretim değerinden elde edilmektedir. Gayrisafi üretim değerinin %14,71'ini bitkisel üretim değeri, %85,29'unu hayvansal üretim değeri oluşturmaktadır. Gayrisafi üretim değeri içinde en büyük payı keçi yetiştiriciliği (%71,24) almaktadır. İşletmelerde elde edilen toplam aile gelirinin %92,0'si tarımsal gelir,

%8,0'i tarım dışı gelirdir. Ekonomik analiz sonucunda büyük işletmelerin küçük işletmelere oranla daha başarılı olduğu belirlenmiştir.

Shelton (1993) çalışmasında, Ankara keçisinin tarihi, orijini ve tiftik sanayini incelemiş, ikinci bölümde tiftik yetiştirmenin biyolojisi, tiftiğin özellikleri, değerlendirilmesi, kullanımı, hazırlanması, pazarlanması üzerinde durmuştur. Ayrıca, yeniden üretim, beslenme, genetik ve seçim, Ankara keçisinin hastalık problemleri, soğuk stres problemi, tiftikte bozukluk probleminin tespiti, büyümenin

(18)

takip edilmesi gibi Ankara keçisine has özelikler incelenmiştir.

Solaiman (2007) çalışmasında; dünyada mevcut keçi durumunu ve Amerika Birleşik Devletleri’nde keçi eti sanayini değerlendirmek ayrıca gelecekteki durumlarının çerçevesini oluşturmaktır. Bu makaledeki veri, beş farklı kaynaktan 2000 nüfus sayımı, USDA Tarım Sayımı, USDA Ulusal Tarım İstatistikleri, USDA Yabancı Tarım İstatistikleri ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizyonu İstatistikleridir. Amerika Birleşik Devletleri’nde keçi eti üretimi son yıllarda popüler olmaya başlamıştır çünkü etnik ve dini gruplar keçi eti tüketmeye başlamıştır.

Şahin (2013) çalışmasında; Ankara keçisi (Caprahircusancryrensis) yetiştiriciliği denildiğinde dünyada ilk akla gelen yer olan Anadolu, özellikle de Ankara ve yakın çevresi günümüzde ne yazık ki bu üstünlüğünü yitirmiştir. Sadece Ankara ve çevresinde değil tüm Türkiye’de bu kültürel değerimiz zirai hayattan önemli ölçüde silinmiş durumdadır. Oysaki coğrafi şartlar açısından değerlendirildiğinde Ankara keçisi yetiştiriciliği adına optimum şartlar ihtiva eden ülkemiz, günümüzde söz konusu canlının sonradan götürüldüğü ülkelerin de gerisinde yer almaktadır. Bununla birlikte günümüzde İç Anadolu Bölgesi’ndekine benzer coğrafi şartlar arz eden yabancı memleketlerde yetiştiriciliği yapılsa da elde edilen tiftiğin ülkemizdeki tiftik ile mukayese edildiğinde daha düşük kalitede olduğu bilinmektedir.

Buna karşılık 1990’ların başlarında sayısı 1 milyonu aşan Ankara keçisi varlığımızda 20 yıl gibi kısa bir süre içerisinde kabaca %90’lık bir gerileme yaşanmıştır. Ankara keçisi varlığımızda yaşanan bu gerilemenin doğal sonucu olarak tiftik üretimi ve tiftikten elde edilen mamullerde de bir gerileme yaşanmıştır. Söz konusu faaliyetteki bu gerileme kültür hayatında da etkisini göstermiş ve tiftikten elde edilen çeşitli dokumalar ve geleneksel ürünler adeta unutulmaya yüz tutmuştur. Bu çalışmada, hatalı politikalar neticesinde ciddi anlamda yitirilme noktasına gelinen, coğrafi şartların bir nimeti olan ve öncelikle Ankara’nın olmak üzere esasında tüm Türkiye’nin bir simgesi niteliğindeki Ankara keçisi varlığımızın geldiği durum ele alınmıştır.

Tamur (2003) çalışmasında, Ankara keçisi ve tiftiğe dayalı üretimlere ilişkin genel bilgiler, Ankara keçisi yetiştiriciliğinin tarihsel ve güncel önemi, Ankara keçisinin genel özellikleri, tiftiğin özellikleri, sınıflandırılması ve dokuma hammaddeleri, Ankara keçisinin kökeni, gezginlerin gözlemiyle Ankara keçisi ve Ankara tiftik sanayi, Anadolu’da Ankara keçisi yetiştiriciliği, tiftiğe dayalı üretimler ve Ankara sofu, 16-18. yüzyıllarda Ankara tiftik sanayi ve sof kenti Ankara 19. yüzyıldaki gelişmeler, Ankara tiftik sanayinin çöküşü Ankara keçisinin Türkiye dışına götürülüşü Ankara’nın sofçu köyleri 20. yüzyılın başından bugüne kadarki gelişmeler geleneksel tiftik dokuma sanatının yaşayan bir örneği: Tosya dokumaları gibi konular üzerinde durmuştur.

TradexAgrisystemsInc. (2009) çalışmada, Alberta keçi sanayinin genel bir değerlendirilmesi için yapılmıştır. Özellikle üzerinde durulan konular, keçi ile ilgili piyasa konuları, ekonomik konular, üretici kapasiteleri ve gelecek ile ilgili düşünceler noktasında odaklanmıştır. Çalışmanın daha sonraki

(19)

kısımları keçi ürünleri, keçi ile ilgili istatistiki bilgiler ve değerlendirmeler, Avustralya, ABD, Kanada ve Alberta ülkelerinde keçi yetiştiriciliğine ilişkin tüm bilgiler yer almıştır.

Yiğit (2011) çalışmasında; Ankara keçisi ya da diğer bir adıyla (Caprahircusancyrensis), Türkler tarafından Anadolu’ya Orta Asya’dan getirilmiştir. Ankara keçisi, genel olarak Ankara’da ancak Türkiye’nin diğer yörelerinde de yetiştirilmektedir. Ankara keçisinin en önemli avantajı, tiftiktir.

Ankara keçisi, Türkiye’nin en önemli gen kaynaklarından biridir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de yetiştirilen Ankara keçisine ve tiftik üretimine dikkat çekmektir. Bunun için, Türkiye İstatistik Kurumu ve Tarım Bakanlığı verileri kullanılmıştır. Sonuç olarak, Ankara keçisi, tiftik üretimi Türkiye’de hızlı bir düşüş trendine sahiptir.

4-H 1480 Your 4-H Angora Goat Project • 4-H Youth Development projesinde; Ankara keçisinin tarihi, proje için seçilmiş keçiler, Ankara keçisinin kaynağı, keçinin tanımlaması ya da bilgileri, Ankara keçisinin değerlendirilmesi, bakım ve idaresi, barınakları, çitleme özellikleri, sulama, otlatma, bakım listesi, besleme, ortak hatalıkların önlenmesi ve kontrolü, sağlık problemleri, içsel ve dışsal parazitler ve önlenmesi, pazarlama, ticareti vb. gibi genel değerlendirmeler yapılmıştır.

IV. Materyal ve Yöntem Materyal

Araştırmada kullanılan materyalin önemli bir bölümünü, Ankara ilinde tiftik keçisi yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinden anket yapılarak elde edilen veriler oluşturmuştur. Örneğe çıkan işletmelere gidilmiş, işletmecilerle görüşme yapılarak anket formları doldurulmuştur.

Tarım işletmelerinden 2016 ve 2017 üretim dönemine ait veriler anket ile toplanmıştır. Elde edilen birincil verilerin yanı sıra, konu ile ilgili daha önce yapılmış olan araştırma bulguları, çeşitli kuruluşların kayıtları ve yayınlanmış olan ikincil verilerinden de yararlanılmıştır.

Yöntem

Araştırmada uygulanan metotlar aşağıda verilmektedir.

Örnek seçiminde uygulanan yöntem

Tiftik keçisi yetiştiriciliği yapan tarım işletmeleri popülasyonunu belirlemek amacıyla, Ankara ili Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve diğer ilgili kamu kurum/kuruluşlarının yetkilileri ile ön görüşmeler yapılmıştır. Araştırma kapsamında yapılan ön çalışmada, özellikleri itibariyle ili temsil edebilecek ilçeler gayeli olarak belirlenmiştir. Örnek ilçeler ve bunlardan köyler seçilirken, doğal faktörler, tarım tekniği ve tiftik keçisi yetiştiriciliğinin ekonomik durum bakımından araştırma alanını temsil etmesine dikkat edilmiştir. Araştırma için tiftik keçisi yetiştiren işletmeler belirlenmiştir.

Araştırma kümesi belirlendikten sonra anket uygulanacak işletmeler tesadüfi örnekleme yöntemiyle saptanmıştır.

(20)

Tiftik keçisi yetiştiriciliği ile uğraşan işletmelerin oluşturacağı kümelerin kaç gruba ayrılacağına, araştırma kümesi belirlendikten sonra karar verilmiştir. Ayrıca örnek hacminin %25’i kadar yedek işletme tespit edilmiş ve köylerde anket yapılacak örneğe çıkan işletmeciler bulunmadığı durumlarda yedekleri ile anket yapılmıştır.

Araştırmanın amacına uygun olarak hazırlanmış anket formları, araştırıcılar tarafından kişisel görüşme yoluyla doldurulmuştur. Böylece analize esas teşkil edecek birincil veriler doğrudan doğruya örneğe çıkan çiftçi ailelerinden elde edilmiştir. İkincil veriler ise, konuya ilişkin literatür ve istatistiklerden yararlanılarak temin edilmiştir.

Şekil 4.1 Ankara ili haritası

Örneğe giren işletmelerin saptanmasında araştırma bölgesinin kapladığı alandaki tüm tarım işletmeleri ile anket yapmak gerek zaman gerekse maddi olanakların sınırlılığı sebebi ile mümkün olamamaktadır. Bu yüzden, örneğe giren ilçeleri en iyi temsil edecek 3 ilçe belirlenmiştir. Elde edilen veriler neticesinde 3 ilçede amaca uygun olarak 45 işletme tespit edilmiştir. Toplam işletme sayıları belirlenmiş ve araştırma alanındaki işletmelerin tiftik keçisi dağılımı dikkate alınmıştır. Sonuç olarak, işletmeler tiftik keçisi büyüklükleri bakımından iki tabakaya ayrılmıştır. Tabaka sınırları 25-150 tiftik keçisi ve 151-276 tiftik keçisi olarak belirlenmiştir. Neyman paylaştırma metoduna göre, tabakalardaki işletme sayıları belirlenmiştir.

(21)

Çizelge IV.1 İşletmelerin tabakalara göre örneklem sayıları Tabaka Tabaka genişliği Örnek işletme sayısı

1.grup 25-150 34

2.grup 151-276 11

Toplam 45

J.Neyman tarafından 1934 yılında önerilen metod ve genel itibariyle Neyman paylaştırması diye isimlendirilir. Farklı tabakalara ilişkin 𝑐 maliyetleri birbirinden büyük farklılık arz etmeyebilir ve bu nedenden dolayı bütün tabakalar için 𝑐ların eşit olabileceği varsayabilir. Örneğin; 𝑐= 𝑐𝑓 olduğu varsayıldığında, maliyet fonksiyonu şu şekilde yazılabilir;

𝑐 = 𝑐0+ 𝑐𝑓∑ 𝑛𝐿 = 𝑐0+ 𝑐𝑓𝑛 (1)

Şeklinde olur ve buradan n şu şekilde yazılır;

𝑛 =𝑐−𝑐0

𝑐𝑓 ve bu durumda örnek çapı n değeri sabit olacaktır.

Sabit bir örnek çapı ile 𝑉(𝑥̅𝑡𝑏) değerini minimum kılan 𝑛 değerlerini bulmak gerekecektir. Bu durumda,

𝑉(𝑥̅𝑡𝑏) = ∑ (𝑁

𝑁)2 𝑁−𝑛

𝑁

𝐿 𝑆2

𝑛 (2)

𝑛1+ 𝑛2+ ⋯ + 𝑛𝐿 = 𝑛 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡 (3)

yazılabilmektedir.

(2) nolu eşitliği minimum kılan 𝑛 değerleri bulunabilir. Bu ise şöyle elde edilir;

𝑛 = ∑ 𝑁𝑁𝑆

𝑆∗ 𝑛 (4)

şeklinde bulunur. Örnek sayısı ise,

(5) Formülde;

n : örnek sayısı

Nh : h’ıncı tabakadaki işletme sayısı

Referanslar

Benzer Belgeler

Rapel tedavi alma durumu ile böbrek histopatolojik bulguları karşılaştırıldığında; çoklu travma + IV saline tedavi grubunun rapel tedavi alması yada almaması

algoritmaları geliştirilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu proje disiplinler arası bir projedir. Bu projenin katkısı yukarıda belirtilen görüntü işleme

Yağsız petrokimyasal atık sudan EC ile bulanıklık giderimine akım yoğunluğu, NaCl derişimi ve elektroliz süresi etkisi için 3 boyutlu yüzey ve kontör

Hangi yapı öncül olursa olsun, memnuniyet ve hizmet kalitesi arasındaki ilişkinin her iki yönde de incelendiğinde güçlü olduğu açıktır (Alauddin, Ashman, Nghiem ve

Bu anlamlı farklılığı yaratan ikili gruplara Mann-Whitney U testi ile baktığımızda PKOS- Kötü ovaryan yanıt (p&lt;0.001), Kontrol-Kötü ovaryan yanıt (p=0.017) ve

Daha sonra bu modelin hücre kota modeline kıyasla bir buçuk döngülük kesikli androjen deprivasyon terapisi için prostat spesifik antijen ve androjen verilerine daha küçük

(Turhan ve Vural 2013). Tüm bu çalışmalarda Bakanlığın ve organik tarımla ilgilenen diğer paydaşların önemli bir rolü bulunmaktadır. Bilgilendirmeler sadece teşvik

geliştirilmesinin hedeflenmesi önerilmektedir (Chander vd. Türkiye’de de farklı coğrafik bölgelerde dağlık ve kurak alanlar başta olmak üzere birçok farklı alanda