• Sonuç bulunamadı

zmir Dr. Suat Seren Gö üs Hastal klar ve Gö üs Cerrahisi E itim ve Araflt rma Hastanesi, zmir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "zmir Dr. Suat Seren Gö üs Hastal klar ve Gö üs Cerrahisi E itim ve Araflt rma Hastanesi, zmir"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Malign mezotelyoma olgular›nda plevral efüzyonun spontan regresyonu

Kocatürk ‹. Celalettin1, Cansever Levent1, Aydo¤mufl Ümit1, Karap›nar Kemal1, Kanmaz Dilek2, Yentürk Esin2, Tuncay Esin2, Bedirhan Mehmet Ali1

1Yedikule Gö¤üs Hastal›klar› Ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi 3.Gö¤üs Cerrahi Klini¤i

2Yedikule Gö¤üs Hastal›klar› Ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi 8.Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i

Malign mezotelyoma asbest maruziyeti ile iliflkili olan, etkilenen hemitoraksda ilerleyici s›v› birikimi, a¤r› ve halsizlik flikayetleri ile seyreden, kötü gidiflli bir hastal›kt›r. Klinik, laboratuar, radyolojik, plevral s›v› incelemele ri ve plevra biyopsisi ile tan› konulamam›fl olan ve tetkikler s›ras›nda plevral s›v›s› gerilemifl olan 4 olguya, tan› amac›yla yap›lan VATS ile malign mezotelyoma tan›s› konuldu.

Endemik bölgelerde yaflayan ve tan› konulamayan efüzyonlu olgularda, plevral s›v› spontan olarak ya da nonspesifik tedavi ile gerilese de, malign mezotelyoman›n ak›ldan ç›kar›lmamas› ve VATS ile inceleme yap›lmas› gerekti¤i kanaatindeyiz.

2002- 2007 y›llar› aras›nda izlenen malign plevral mezotelyoma olgular›

Demir Atike, fiengören Özlem, Bafler Zeynep Münteha, Özacar Rifat

‹zmir Dr. Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹zmir

Malign Mezotelyoma (MM), çevresel asbest maruziyeti ile iliflkili, nadir ancak fatal seyreden bir kanserdir.

Amaç: Çal›flmada klini¤imizde MM tan›s› alan olgular›n demografik, klinik, radyolojik bulgular› ile tan›, tedavi ve izlem sonuçlar›n›

de¤erlendirmeyi amaçlad›k.

Gereç ve Yöntem: Klini¤imizde Ocak 2002-Temmuz 2007 tarihleri aras›nda MM tan›s› ile izlenen toplam 20 olgu retrospektif olarak de¤erlendirildi.

Bulgular: Hastalar›n 12’si (%60) erkek olup yafl ortalamas› 60.5 (32-77) idi. 6’s› sigaray› b›rakm›fl, 6’s› içiyordu. %75’i ‹zmir d›fl›

illerde yaflamaktayd› ve 10’u (%50) asbest maruziyeti tan›mlad›. En s›k semptomlar› gö¤üs a¤r›s› (% 80) ve nefes darl›¤› (%40) olup, semptomlar›n bafllamas› ve baflvurmalar› aras›nda geçen süre 3.95 ay (1-12) bulundu. Tümör, en s›k (%70) sa¤ hemitoraksta yerleflmifl ve akci¤er grafisinde en s›k (%40) plevral s›v› ve kal›nlaflma bulgular› görülmekteydi. En s›k toraks bilgisayarl› tomografi bulgusu (%55) plevrada s›v›, kal›nlaflma ve nodüller idi. Tan› yöntemi olarak s›ras›yla plevra biyopsisi, torakotomi, VATS ve skalen lenf bezi biyopsisi (n:12, 4, 3, 1) kullan›ld›. MM olgular›n›n histopatolojik ve immünohistokimyasal incelemesinde19’u (%95) epitelyal, 1’i sarkomatoid tip olarak de¤erlendirildi. Olgular›n 6’s›na (%30) kemoterapi, 4’üne plöredez, 2’sine radyoterapi uyguland›. Tan› sonras› ortalama yaflam süresi 6.6 ay (1-36) idi.

Sonuç: MM, tan› öncesi ve sonras› sürenin oldukça k›sa oldu¤u fatal seyirli bir tümördür. Ülkemizde büyük bir halk sa¤l›¤› sorunu olan MM’n›n önlenmesi için çevresel maruziyetin ortadan kald›r›lmas› d›fl›nda tedavi için yeni protokollerin gelifltirilmesi gerekti¤ini düflünmekteyiz.

Nazolabial myoepitelial karsinomun plevra metastaz›

Tellio¤lu Emel, Vatansever Yelda, Özacar R›fat

‹zmir Dr Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi,Gö¤üs Hastal›klar›

Miyoepitelial hücreler ekzokrin sekretuar bezlerle onlar›n bazal membranlar› aras›na yerleflmifl kontraktil hücrelerdir. 2000 y›l›nda nazolabial myoepitelial karsinom tan›s› alan ve befl defa radyoterapi uygulanan 52 yafl›nda erkek hasta kuru öksürük ve nefes darl›¤› yak›nmas›yla baflvurdu. Yüzün sol k›sm›nda sert fiske flifllik ve bacaklarda makülopapüler döküntü vard›. Solunum sistemi bak›s›nda sa¤ akci¤er tüm zonlarda solunum sesleri azalm›flt› ve perküsyonla matite al›n›yordu. Toraks Bilgisayar Tomografi’de mediastende paratrakeal, prekarinal alanda en büyü¤ü yaklafl›k 7 mm çap›nda olan multipl lenf nodlar›, sa¤ plevral aral›kta masif plevral efüzyon gözlendi. Sa¤ akci¤er orta lob lateral segmentte, sol akci¤er üst lob anterior segmentte (2 adet), sol akci¤er alt lob süperior segmentte 1 adet, sol akci¤er alt lob anterobazal segmentte 2 adet en büyü¤ü yaklafl›k 6 mm çap›nda olan nodüler, subplevral ve parankimal opasiteler vard›. Yap›lan plevra biyopsisinde parotisten eksize edilen tümördeki nodüllere benzer hücrelerden oluflan bir tümöral lezyon saptand› ve ”myoepitelial tümör metastaz›” olarak rapor edildi. Hastaya plöredez uyguland›. 6 siklus dosetaksel ve daha sonra da ikinci seri tedavi olarak ifosfamid, adriablastin, carboplatin ve mesna uyguland›. Daha önce akci¤er ve uzak metastazlar bildirilmiflse de bu hasta plevra metastaz› geliflen ilk MME olgusu oldu¤u için sunulmufltur.

PS 029

PS 030

Ps 031

(2)

PS 032

PS 033

PS 034

Akci¤er kanserli hastalarda ilk baflvuru an›ndaki semptomlar

Erbaycu Ahmet Emin, Gulpek Mehmet, Tuksavul Fevziye, Batum Özgür, Tapan Utku, Uslu Özgür, Güçlü Salih Zeki

‹zmir Dr. Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› Ve Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi

Akci¤er kanser (AK)'li hastalar›n %90’dan fazlas› semptomatiktir ve bu semptomlar tümörün lokal, bölgesel, metastatik veya sistemik etkileri ile ortaya ç›kmaktad›r.

Kas›m-1998 ile Haziran-2007 tarihleri aras›nda teflhis koyulan AK’li hastalar›n kay›tlar› retrospektif olarak gözden geçirildi. Hastalar›n cinsiyeti, yafl›, histolojik / histopatolojik tümör tipi ve hekime ilk baflvuru an›ndaki semptomlar› sorguland›. Çal›flmaya 2653’ü erkek, 107’si kad›n, toplam 2760 hasta al›nd›.

Hastalar›n yafl ortalamas› 61.6 (28-93) y›l idi. Hastalar›n 2024 (%74.09)’ünde küçük hücreli d›fl› karsinom, 478 (%17.5)’inde küçük hücreli karsinom, üç (%0.12) hastada kombine hücreli karsinom teflhis edilmifl ve 227 (8.31)’sinde tip tayini yap›lamam›fl idi.

Hastalarda en s›k saptanan semptomlar öksürük (%53.51), gö¤üs a¤r›s› (%44.93), nefes darl›¤› (%34.67), balgam ç›karma (%21.52), kilo kayb› (%19.93), hemoptizi (%15.4) ve halsizlik (%14.02) idi. Hastalar›n %0.65’i asemptomatik idi.

Akci¤er kanserli hastalar›n hekime ilk baflvuru an›ndaki semptomlar› içinde en s›k görülenleri öksürük, gö¤üs a¤r›s› ve nefes darl›¤›d›r.

Hastalar›n çok küçük bir k›sm› asemptomatik olup, rutin tarama veya baflka bir sistem hastal›¤› incelemesi s›ras›nda fark edilmektedir.

Hematüri flikayeti ile tan› konan akci¤er kanseri olgusu Baçç›o¤lu Ayse, Kalpakl›o¤lu Füsun

K›r›kkale Üniversitesi T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal› ve Allerjik Hastal›klar› Bilim Dal›

Primer mesane ve akci¤er kanserinin beraber görülmesi nadirdir. 77 yafl›ndaki erkek hasta, 6 ay önce 1-2 gün süren, kendili¤inde kaybolan ve son 10 gündür kesintisiz devam eden hematüri flikayeti ile üroloji bölümüne baflvurdu. Yap›lan transrektal ultrasonografide mesanede kitle saptand›. Bunun üzerine mesane kanseri ön tan›s› ile hastadan sistoskopi ile punch biyopsi al›nd› ve sonuç ‘düflük dereceli papiller ürotelyal karsinom ile uyumlu geldi. Tedavi olarak transüretral rezeksiyon- (TUR) planland›. Preoperatif çekilen akci¤er grafisinde flüpheli görünüm ile Gö¤üs Hastal›klar›na dan›fl›ld›. Yap›lan incelemede hastan›n 40p/y›ll›k sigara tüketimi, son 6 ayd›r belirgin efor dispnesi, öksürük ve kilo kayb› (10 kg/5 ay) oldu¤u bulundu. Fizik muayenesinde kaflektik görünüm ve her iki tarafl› solunum seslerinin derinden gelmesi d›fl›nda patoloji saptanmad›. P-A akci¤er grafisinde, sa¤ akci¤erde alt zonda, subplevral, 1x1 cm boyutlu ve sa¤ alt zon midklavikuler hatta, 2x1 cm boyutunda 2 adet nodül ve sa¤ üst zonda trakea komflulu¤unda heterojen infiltratif görünüm izlendi. Kontrastl› toraks bilgisayarl› tomografide (BT) sa¤ akci¤erde multipl subplevral milimetrik boyutta nodüler görünüm, üç adet kitle ve paratrakeal LAP saptand›. Fiberoptik bronkoskopide endobronfliyal lezyon yoktu ve sa¤ üst lob segment ayr›m karinas›ndan al›nan bronfl mukoza biyopsisi yass› hücreli akci¤er kanseri ile uyumlu geldi. Evre IV akci¤er kanseri tan›s› konan hastan›n akci¤er malignitesi, mesane malignitesinden ba¤›ms›z kabul edildi. Akci¤er kanseri inoperabl kabul edilerek Üroloji ve Gö¤üs Hastal›klar› taraf›ndan her iki malignitesi için ortak kemoterapi rejimi olarak cisplatin ve gemzar planland›.

Önerilen tedaviyi kabul etmeyen hasta tan› konduktan iki ay sonra evde exitus oldu. Literatürde primer yass› hücreli akci¤er kanseri ve papiller ürotelyal kanser birlikteli¤ine rastlanmamas› nedeniyle ve ayr›ca sigaran›n hem akci¤er hem de mesane kanseri için en büyük ortak risk faktörü oldu¤u göstermesi aç›s›ndan sunulan vaka önemlidir.

2006 y›l› akci¤er kanseri vakalar›m›z

Saraç Sema, Öztafl Selahattin, Köklü Semra, Kurutepe Melahat, Erdem ‹pek, Tümer Özlen Sürreyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi

Çal›flmam›z› 2006 y›l›nda akci¤er kanseri vakalar›m›z› yafl, cins, hücre tipi, tan› konulma flekli, tan› konulma süresi, sigara anamnezi gibi bilinen parametrelerin yan›nda hastalar›n e¤itim durumu ve bafllang›ç flikayetleri ile baflvuru süresi aras›nda bir ba¤lant› olup olmad›¤›n›; tan› koyma yöntemi ile tan› koyma süresi aras›ndaki ba¤lant›y› belirlemek amac› ile yapt›k. Klini¤imizde 2006 y›l› içinde 128 hastaya akci¤er kanseri tan›s› konuldu. Bunlar›n 114'ü erkek (%89.1), 14'ü (%10.9) kad›nd›. Hastalar›n yafllar› 27-86 aras›nda de¤iflmekte olup ortalamas› 59 (s11.5) idi. Ha stalar›n %12’si sigara içmezken %88’i sigara içmekte idi. Akci¤er kanseri ile sigara içme aras›nda kikare yöntemi ile (p<0.001) ileri dercede anlaml› bir iliflki bulundu. Vakalar›n ikisi üniversite,14 'ü lise mezunu iken 114’ü ilkokul mezunu ve okur yazard›. Hastalar›n e¤itim durumlar› ile ilk defa hekime baflvuru süreleri aras›nda istatistiksel olarak anlaml› bir fark bulunamad› (p <0.5). Hastalar›n ilk baflvuru flikayetleri; Öksürük %36, gö¤üs a¤r›s› %31 nefes darl›¤› %14, hemoptizi

%7, ve di¤er genel flikayetler %12 fleklinde idi. Hastalar›n baflvuru süreleri ile baflvuru flikayetleri aras›nda anlaml› bir ba¤lant›

kurulamad› (p<0.5). Hemoptizi yak›nmas› olanlar›n di¤erlerine göre daha k›sa sürede baflvurduklar›n› gözlemledik. Vakalar›m›z›n hücre tipi da¤›l›m›; 50 Non-small cell (%39.1), 32 Skuamoz hücreli (%25), 12 Adeno karsinom (%9,3), 23 Küçük hücreli (17.9), 6 Mezotelyoma (%4.7), 3 Hodgkin lenfoma (%2.4), 2 Mukoepidermoid karsinom (%1.6) fleklinde idi. Hastalar›n 83 'üne (%64,8) fiber obtik bronkoskopi ile,14 'üne (%10.9) Trans Toras›k i¤ne Aspirasyon Bropsisi ile, 22 'sine (%17.1) cerrahi yöntemle, 5 ' ine (%3.9) LAP biyopsi ile, 2'fler tanesine (%1,5) balgam sitoloji, ve plevra s›v› sitolojisi ile tan› konuldu. Tan› koyma yöntemi ile tan›

koyma süresi aras›ndaki baglant› araflt›r›ld›¤›nda bronkoskopik yöntemin ilk ayda tan› konulanlarda; diger yöntemlere göre istatistiksel olarak anlaml› derecede daha s›k kullan›ld›g›n› belirledik (p< 0,01).

(3)

PS 035

PS 036

PS 037

Küçük hücreli akci¤er kanserli hastalar›n klinik özellikleri

Ünalm›fl Duygu, Afluk Zehra, Büyükflirin Melih, Polat Gülru, Üçsular Fatma Demirci, Tibet Gültekin Dr Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹zmir

Akci¤er kanseri, tüm kanser ölümlerinin erkeklerde %32, kad›nlarda %25’ini oluflturmaktad›r. Küçük hücreli akci¤er kanseri (KHAK) ise tüm akci¤er kanserlerinin %20’ sidir. Bu çal›flmada klini¤imizde KHAK tan›s› alan hastalar›n klinik özelliklerini de¤erlendirmeyi amaçlad›k. 2004-2006 y›llar› aras›nda tan› konulan 64 olgu çal›flmaya al›nd›. Olgular›n dosya ve kay›tlar›, demografik özellikleri, öyküleri, laboratuar de¤erleri, tan›sal ifllemleri, radyolojik bulgular›, evreleme çal›flmalar› ve tedavi yaklafl›mlar› gibi bilgileri retrospektif olarak gözden geçirildi.

Olgular›m›z›n 59 (% 92,1)’ u erkek, 5 (%7,8)’ i kad›n olup yafl ortalamalar› 57,5±8,1 idi. Hastalar›n tümü tan› s›ras›nda sigara içicisiydi (ortalama 50,3 paket/y›l). Baflvuru s›ras›ndaki en s›k semptomlar s›ras›yla gö¤üs a¤r›s› (% 42,2), öksürük (% 39,1) ve kilo kayb› (% 26,6) idi. En yayg›n akci¤er grafi bulgusu hiler dolgunluk ve homojen dansite art›m› iken, bilgisayarl› tomografi bulgusu kitle lezyonu ile birlikte hiler lenfadenopati idi. Tan›, de¤iflik yöntemlerle al›nan biyopsi örneklerinin histopatolojik olarak incelenmesi ile konuldu. Bronkoskopi hastalar›n % 92,2’ sinde tek tan› arac› idi. Hastalar evrelendirildi¤inde bafllang›çta 26 ( % 40,7) hasta s›n›rl› evre, 38 (59,3) hasta yayg›n evre idi. Metastazlar›n en s›k karaci¤ere (%29,7) sonras›nda ise s›ras› ile kemik ve beyine oldu¤u görüldü. Hastalar›m›z›n 60 (%93,7)’ ›nda kemoterapi, 2 (%3,1 )’ sinde kemoradyoterapi, 20(%31,2 ) hastada ise palyatif radyoterapi uyguland›. Kemoterapi alan hastalar yan etki aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde en s›k anemi (%20,3) gözlendi.10 hastaya progresyon nedeni ile ikinci seri kemoterapi uyguland›.Ortalama yaflam süresi s›n›rl› evre, yayg›n evre ve hastalar›n tümünde s›ras› ile 309 gün, 210 gün ve 270 gün idi.Sonuç olarak, KHAK tan›l› hastalar›m›z›n klinik ve demografik verileri literatür bilgileri ile benzerdi.Yayg›n evre KHAK tan›l› hastalar›m›z›n say›s›n›n yüksek olmas›na ba¤l› olarak yaflam süreleri daha k›sa bulunmufltur.

Acil serviste izlenen kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› olan akci¤er kanserli olgular›n özellikleri Y›ld›r›m Yasemin, Tatar Dursun, Anar Ceyda, Ç›rak Ali Kadri, Özacar R›fat

‹zmir Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› ve Tüberküloz Klini¤i

Amaç: Acil servise baflvuran kronik obstrüktif akci¤er hastal›¤› (KOAH) ve akci¤er kanseri birlikteli¤i olan olgular›n genel özelliklerini de¤erlendirmek.

Gereç ve Yöntem: Hastanemiz acil servisine Ocak 2007-Haziran 2007 tarihleri aras›nda baflvuran KOAH ve akci¤er kanseri birlikteli¤i olan 86 olgunun kay›tlar› retrospektif olarak incelendi.

Bulgular: Çal›flmaya al›nan 86 olgunun 6 (%6.9)’s› kad›n, 80’i (%93.1) erkek olup yafl ortalamas› 65.3 (37-81) idi. Olgular›n 76 (%88.3)’s› sigara içicisiydi ve ortalama 57.4 (0-150) paket/y›l› sigara kullanma öyküsü vard›. Olgular›m›zda saptanan en s›k semptomlar nefes darl›¤› (%100), öksürük (%88.3) ve balgam ç›karma (%40.6) idi. Daha az s›kl›kta kilo kayb› (%40.6), gö¤üs a¤r›s› (%33.7) ve hemoptizi (%16.2) izlendi.

Radyolojik olarak s›kl›kla kitle lezyonu (%97.6), mediastinal ve/veya hiler lenfadenopati (%83.7) ve atelektazi (%18.6) saptand›.

Lezyonlar›n en s›k sa¤ üst lobda (%33.7) yerleflti¤i, bunu sa¤ hilus (%22.1) ve sol üst lobun (%20.9) izledi¤i görüldü.

Patolojik tan› 68 (%79) olguda küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomu (KHDAK), 14 (%16.4) olguda küçük hücreli akci¤er karsinomu (KHAK) idi, 4 (%4.8) olguda patolojik tan›ya ulafl›lamad›. Olgular›n büyük ço¤unlu¤u (63 olgu, %73.2) lokal ileri ve ileri evre hastal›¤a sahipti.

Olgular›n 36’s›na (%41.8) kemoterapi, 15’ine (%17.5) radyoterapi, 16 ‘s›na (%18.6) kemoterapi ve radyoterapi, 4’üne (%4.8) cerrahi tedavi uygulanm›fl olup, 15 (%17.5) olgu semptomatik tedavi ile izlenmekteydi.

Sonuç: KOAH’l› akci¤er kanseri olgular›n›n en s›k acil baflvuru semptomu nefes darl›¤› ve en s›k acil baflvuru nedeni solunum yetmezli¤i idi. Akci¤er kanserine ba¤l› septomlar daha az s›kl›kta izlendi.

Kad›nlarda akci¤er kanseri

Ortaköylü Mediha Gönenç, Bahad›r Ayfle, Alkan Figen, Birer Sevilay, Ça¤lar Emel Yedikule Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi

Kad›n hastalarda akci¤er kanserlerinin özelliklerini incelemek amac›yla 2004-2006 y›llar›nda klini¤imizde yatarak tetkik edilen 63 kad›n hasta de¤erlendirildi. Hastalar›m›z›n 32 'sine (%50.8) FOB ile, 14'üne ( %22.2) TT‹A ile, 10'una (%15.9) plevra biyopsisi ve/veya plevral s›v› sitolojisi ile, 2'sine (%3.2) torakotomi, 1'ine ( %1.6) VATS ile tan› konuldu, 4 hasta da tip tayini yap›lamad›.

Hastalar›n 44'ü (%69.9 ) Evre 3b veya Evre 4 olmak üzere ileri evre idi. Hastalar›n yafllar›,sigara içme durumlar›, histopatolojik tipleri tabloda görülmektedir. Bulgular›m›z literatürdeki di¤er çal›flmalarla karfl›laflt›r›ld›.

Akci¤er kanserli hastalar›m›z›n özellikleri ve hücre tipleri Yafl ortalamas› 58.96±12.03

sigara içme oran› 24 (%37.5) sigara paket /y›l 32.20±25.85 hücre tipi

skuamöz hücreli 7 (%11.9)

adeno 22 (%37.3)

küçük hücreli akci¤er ca 13 (%22)

(4)

PS 038

PS 039

PS 040

Gö¤üs hastal›klar› onkolojik acillerinin de¤erlendirilmesi

Tatar Dursun, Anar Ceyda, Y›ld›r›m Yasemin, Ç›rak Ali Kadri, Halilçolar Hüseyin

‹zmir Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› ve Tüberküloz Klini¤i Amaç: Hastanemiz acil servisine baflvuran onkolojik hastalar›n baflvuru semptomlar› ve acil tan›lar›n› belirlemek

Gereç ve Yöntem: 01-31 May›s 2007 tarihleri aras›nda acilimize baflvuran kanser tan›l› olgular›n sosyodemografik verileri ile birlikte baflvuru semptomlar› ve acil tan›lar› retrospektif olarak incelendi.

Bulgular: Çal›flmaya al›nan 118 olgunun 13 (%15.3)’ü kad›n, 105 (%84.7)’i erkek olup yafl ortalamas› 61.17 (30-82) idi.43’ünde(%36.4) baflta KOAH olmak üzere ek hastal›klar vard›. Olgular›m›zda saptanan en s›k semptomlar nefes darl›¤› (%50), a¤r› (%27.9), atefl(%14.4) ve hemoptizi (%10.1) idi. Daha az s›kl›kta bulant› (%9.3), öksürük-balgam ç›karma (%7.6) ve halsizlik (%5.9) izlendi.

Patolojik tan› 82 (%69.4) olguda küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomu (KHDAK), 17 (%14.4) olguda küçük hücreli akci¤er karsinomu (KHAK) 7 (%5.9) olguda adenokarsinom, 5 (%4.2) olguda squamöz hücreli akci¤er karsinomu,5 olguda klinik radyolojik olarak akci¤er karsinomu ve birer olguda opere larenks karsinomu ve lenfoma idi.. KHDAK’li olgular›n (%87.5)’i lokal ileri ve ileri evre ve KHAK’li olgular›n (%23.5)’i yayg›n evre hastal›¤a sahipti. Olgular›n 69’una (%58.4) kemoterapi, 9’una (%7.6) radyoterapi, 7’sine (%5.9) kemoterapi ve radyoterapi, 5’ine (%4.2) cerrahi tedavi, 2’sine (%1.6) cerrahi ve radyoterapi, 2’sine de (%1.6) cerrahi ve kemoterapi uygulanm›fl olup, 9 (%7.6) olgu semptomatik tedavi ile izlenmekteydi.En s›k rastlanan acil tan› 49 (%41.5) olguda solunum yetmezli¤i, 14 (%11.8) olguda kemik metastaz›, 13 (%11) olguda beyin metastaz› idi.

Sonuç: Olgular›m›zda en s›k acil baflvuru yak›nmalar›n›n nefes darl›¤› ve a¤r›, en s›k acil tan›lar›n›n da solunum yetmezli¤i ve metastatik hastal›k oldu¤u görüldü.

Küçük hücreli akci¤er kanseri ile iliflkili sarkoid reaksiyon

Eren Ayflegül, Bodur Sinan, Marafll› Dida, Soyhan Arzu, Önefl Canan, Hazar Arma¤an Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi

Malign tümörlerde, tümörü drene eden bölgesel lenf nodlar›nda nadiren nonkazeöz epiteloid hücre granülomlar› görülebilir. Sistemik sarkoidoza ait bir bulgu saptanmad›¤› takdirde bu patolojik de¤ifliklikler sarkoid reaksiyon olarak adland›r›l›r. En s›k skuamöz hücreli akci¤er kanseri ile birlikte görülür. Küçük hücreli akci¤er kanseri ile birlikteli¤i daha nadirdir. 56 yafl›nda erkek hasta, toraks bilgisayarl› tomografisinde sa¤ üst lobdaki kitlesi nedeni ile klini¤imize tetkik amaçl› yat›r›ld›. Fiberoptik bronkoskopi de endobronflial lezyon görülmedi ve tan› amaçl›

transtorasik ince i¤ne aspirasyon biopsisi (TT‹AB) yap›ld›. Patolojisi malign epitelyal tümör hücreleri olarak rapor edildi. ‹fllem esnas›nda pnömotoraks geliflen hastaya tüp torakostomi ve kapal› su alt› drenaj› uyguland›. Ard›ndan tan› amaçl› mediastinoskopi yap›ld› ve histopatolojik inceleme sonucu epiteloid histiositler ve langhans dev hücreleri içeren nonkazeöz tüberküller olarak de¤erlendirildi. Bunun üzerine hastaya ikinci kez yap›lan TT‹AB sitopatolojik incelemesi küçük hücreli akci¤er kanseri olarak rapor edildi. Sistemik sarkoidoz bulgusu saptanmayan hastada mediastinal lenf nodlar›ndaki de¤ifliklikler sarkoid reaksiyon olarak de¤erlendirildi. Biz de nadir görülmesi ve malign tümörlerle sarkoid reaksiyon aras›ndaki iliflkiyi göstermek amac› ile bu vakay› sunduk.

Primer pulmoner lenfoma (BALT lenfoma)

Ünsal ‹pek1, Anar Ceyda1, Y›lmaz Ufuk1, Halilçolar Hüseyin1, Karg› Aydanur2, Piflkin Özden3

1Dr. Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹zmir

2Dokuz Eylül Üniversitesi, Patoloji Anabilim Dal›, ‹zmir

3Dokuz Eylül Üniversitesi,‹ç Hastal›klar› Anabilim Dal›, ‹zmir

Non-Hodgkin lenfoma (NHL) genellikle hiler, mediastinal lenf nodlar›n› ve dala¤› tutan malign bir lenfoproliferatif hastal›kt›r. NHL olgular›n›n %24-40’›nda ekstranodal tutulum saptanmakta iken primer pulmoner lenfoma (PPL) ender olarak görülmektedir. PPL tan› s›ras›nda ve tan›y› takip eden 3 ayda baflka bir organ tutulumu olmaks›z›n, bir veya iki akci¤erin parankim ve/veya bronfllar›nda görülen klonal lenfoid proliferasyonu olarak tan›mlanmaktad›r. Bronfl iliflkili lenfoid doku (BALT) lenfoma, en s›k olarak görülmekte olup PPP’lerin üçte ikisinden fazlas›n› oluflturur. 65 yafl›nda bayan hasta 1 y›ld›r aral›kl› atefl yüksekli¤i ve s›rt›n›n sa¤ taraf›nda a¤r›

yak›nmas›yla baflvurdu. Toraks bilgisayarl› tomografisinde (BT), sa¤ üst lob posterior segmentte yaklafl›k 6 cm çap›nda yumuflak doku kitlesi, içinde hava bronkogramlar› izlenen atelektazik alanlar, ayr›ca sol üst lob posterior ve alt lob süperior ile sa¤ alt lob posterior bazal segmentlerde metastaz kuflkusu olan milimetrik nodüller izlendi.Bronkoskopisinde endobronflial lezyon izlenmedi, ancak sa¤ orta lob bronflunda d›fltan bas› mevcuttu. Transbronflial ince i¤ne aspirasyon biyopsisi (TB‹‹AB) ve f›rçalamayla elde edilen materyalin histopatolojik incelemesinde malignite bulgusuna rastlanmad›, çok say›da yang› elemanlar› izlendi. Pnömoni ön tan›s›

ile ampirik antibiyotik tedavisi baflland›.Hastan›n üç hafta sonra çekilen radyogram›nda regresyon saptanmad›. Bronfl primer malignitesi ay›r›c› tan›s›n›n yap›labilmesi amac›yla hastaya toraks BT eflli¤inde transtorasik ince i¤ne aspirasyon biyopsisi (TT‹‹AB) yap›ld›. Histopatolojik inceleme sonucunda çok say›da yang› elemanlar› izlenmesi, malign hücre saptanmamas› nedeniyle olguda geç rezolüsyon gösteren pnömoni oldu¤u düflünülerek izleme al›nd›.. Belirgin bir yak›nmas› olmamas› nedeniyle önerilen tarihte kontrole gelmeyen olgu iki y›l sonra yine s›rt›n›n sa¤ taraf›nda a¤r›yla hastanemize baflvurdu. Toraks BT’sinde de mediastende en büyü¤ü 1 cm boyuta ulaflan multiple lenf nodlar›, sa¤ akci¤er orta lobda lobun tamam›n› tutan alveolar konsolidasyon ile uyumlu, içinde hava bronkogramlar›n›n da izlendi¤i dansite art›m›, her iki akci¤er parankiminde en büyü¤ü sa¤ akci¤er alt lobda olmak üzere 1,5 cm boyuta ulaflan nodüler çok say›da dansite art›mlar› saptand›. Tan›sal amaçl› yap›lan tru-cut doku biyopsisi materyalinin immünohistokimyasal incelemesinde CD-20 pozitifli¤i, CD3, CD5, CD10 negatifli¤i saptand›. Bu bulgularla hasta düflük dereceli MALT lenfoma olarak kabul edildi.. Sonuç olarak; rezolüsyonu geciken pnömoni olgular›nda, ay›r›c› tan›da sessiz ve yavafl seyirli bir hastal›k olan primer pulmoner lenfoman›n ak›lda tutulmas› tan›daki gecikmeleri engelleyecektir.

(5)

PS 041

PS 042

PS 043

‹ntratorasik benign tümörler

Ceran Sami, Sunam Güven Sadi, Altuntafl Bayram

Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahisi Anabilim Dal›, Meram, Konya

Bening intratorasik tümörler nadirdir ve popülasyondaki s›kl›¤› tahminlerin üzerinde olabilir. Kay›tl› verilerin ço¤u vaka sunumu fleklindedir. Benign intratorasik tümörlerin teflhisinde cerrahinin önemi büyüktür. Klini¤imizde Ocak 2000-May›s 2007 tarihleri aras›nda takip ve tedavi edilen 9 intratorasik benign tümörlü hastay› yafl, cinsiyet, lokalizasyon, semptom, cerrahi yaklafl›m, histopatolojik tip, komplikasyon ve yat›fl süreleri yönünden de¤erlendirdik. Hastalar›n 7’si erkek (%77.7) ve 2’si bayand› (%22.3).

Yafl ortalamas› 44.6 y›ld›. Bütün hastalar semptomatikti. En s›k tesbit edilen semptomlar s›ras›yla gö¤üs a¤r›s› (n=5), öksürük (n=4), nefes darl›¤› (n=3), bel a¤r›s› (n=1), hemoptizi (n=1), terleme (n=1) idi. Lokalizasyonlar› s›ras›yla sol alt lob (n=2), sa¤ paravertebral alan (n=2), sa¤ üst lob (n=2), sa¤ alt lob (n=1), sol üst lob (n=1) ve sol 4. interkostal aral›kt› (n=1). Teflhis ve tedavi amac›yla 5 hastaya wedge rezeksiyonu (%55.5), paravertebral kitlesi olan 2 hastaya kitle eksizyonu (%22.2), 1 hastaya lobektomi %11.1) ve 1 hastaya da kot rezeksiyonu yap›ld› (%11.1). Ortalama yat›fl süreleri 14.6 gündü.Postoperatif dönemde 2 hastada atelekazi (%22.2), 2 hastada yara enfeksiyonu geliflti. ‹ki hastaya properatif dönemde bronkoskopi yap›ld›. Tan›lar›na yönelik bir veri elde edilemedi. Histopatolojik tan›lar› 6 hastada hamartom (%66.6), 1 hastada ganglionörom (%11.1), 1 hastada nörofibrom (%11.1) ve 1 hastada lipom (%11.1) olarak bildirildi.

‹ntratorasik benign tümörler genellikle asemptomatik olmas›na ra¤men bizim vakalar›m›z›n hepsi semptomatikti. Biz bunu, vakalar›m›z›n rutin sa¤l›k kontrolü, gribal enfeksiyon ve pnömoni nedeniyle yap›lan tetkikler s›ras›nda bu lezyonlar›n insidental olarak tesbit edilmesine ba¤l›yoruz. Ayr›ca intratorasik benign tümörleri kapsayan literatür verilerinin az olmas› nedeniyle bu çal›flmay›

sunmay› amaçlad›k.

fiilotoraks ile birlikte akci¤er kanseri: Olgu sunumu

Usalan Adnan Kaz›m, Büyükflirin Melih, Polat Gülru, Üçvet Ahmet, Tibet Gültekin Dr Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi

Travmatik olmayan flilotoraks akci¤er kanserinin ender görülen bir komplikasyonudur. 74 yafl›nda erkek hasta nefes darl›¤›, halsizlik yak›nmalar› ile baflvurdu. Akci¤er grafisinde solda 5. kot önkolundan bazale kadar uzanan homojen dansite art›fl› ve sa¤da hiler düzeyde kitle lezyonu izlendi. Plevral ponksiyonla al›nan plevra s›v›s›nda kolesterol 90 mg/dl, trigliserid 857 mg/dl, glukoz 121 mg/dl, total protein 3.6 gr/dl, albümin 2.2 gr/dl olup, s›v› flilöz vas›fta idi. Olg uya tüp torakostomi uyguland›ktan sonra Toraks BT çekildi. Toraks BT'de sa¤ akci¤er üst lob bronflu yumuflak doku opasitesi ile daralm›fl olarak izlendi. Mediastende grup oluflturan patolojik boyutta LAP kümeleri mevcut olup, sa¤ akci¤er üst lob medialinde mediastene, vasküler yap›lara invaze kitle görüldü.

Hasta bronkoskopiyi tolere edemedi. Tan›sal amaçl› yap›lan BT eflli¤inde trucut biyopsi sonucu küçük hücreli akci¤er karsinomu olarak yorumland›. Drenin 11. gününde talk plöredez uyguland›. S›v› kontrol alt›na al›nd›. fiilotoraks saptand›ktan sonra akci¤er kanseri tan›s› konan olgu nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.

Küçük hücreli d›fl› akci¤er kanserinde trakeaösefagial fistül: Olgu sunumu Afluk Zehra, Ürpek Gülcan, Ünalm›fl Duygu, Büyükflirin Melih, Tibet Gültekin Dr Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› ve Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, ‹zmir

Trakeaösefagial fistül (TÖF), ösefagus ve akci¤er kanseri, Hodgkin hastal›¤›, mediastinal cerrahi ile uzun dönem entübasyonun neden olabilece¤i hayat› tehdit eden bir komplikasyondur. Dispne ve disfaji nedeniyle yaflam kalitesini bozar. Tedavisi ise oldukça güçtür.

47 yafl›nda küçük hücreli d›fl› akci¤er kanseri tan›s› ile radikal radyoterapi sonras›nda 1 kür kemoterapi alan erkek hasta, 1 haftad›r devam eden disfaji ve dispne yak›nmas› ile baflvurdu. Öncelikle radyoterapiye ba¤l› özefajit düflüldü. Tedaviye ra¤men gerilemeyen ve giderek artan disfaji ve dispneden yak›nan hastan›n baryumlu ösefagus grafisinde TÖF tesbit edildi.

TÖF yaflam kalitesini bozan ve ço¤unlukla fatal seyreden bir komplikasyondur. Özellikle radyoterapi uygulanan akci¤er kanseri tan›l› hastalarda tedavi ile gerilemeyen disfaji ve dispne varl›¤›nda TÖF ak›lda tutulmas› gerekti¤ini vurgulamak amac›yla olgumuzu sunuyoruz.

(6)

PS 044

PS 045

PS 046

PS 047

Primitif nöroektodermal tümörlü eriflkin olgu

Bay›z Hülya1, Köksal Deniz1, Boyac› Ebru1, Baflay Nihal1, Mutluay Neslihan1, Berktafl Bahad›r1, Demira¤ Funda2, Berko¤lu Mine1

1Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 2. Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i

2Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Patoloji Bölümü

Altm›fl alt› yafl›nda kad›n hasta s›rt a¤r›s› yak›nmas›yla klini¤imize baflvurdu. Özgeçmifli sorguland›¤›nda, yedi y›l önce sol akci¤erinden ameliyat oldu¤u ve karsinoid tümör tan›s› ald›¤› ö¤renildi. Akci¤er grafisinde sa¤da hilusu da içine alan yaklafl›k 8 cm çap›nda düzgün s›n›rl› kitle lezyonu görüldü. Toraks tomografisinde sa¤ akci¤er üst lob anterior segmentte yaklafl›k 7x5,5 cm boyutlar›nda düzgün konturlu, üst lob bronfluna bas› yapan, heterojen yap›da içinde hipodens dejenerasyon alanlar› içeren solid kitle lezyonu görüldü. Fiberoptik bronkoskopide sa¤ üst lob anterior segment subsegmenti içinde vaskülarize kanamal› endobronfliyal lezyon izlendi. Hemoraji riskinin yüksek olmas› nedeniyle biyopsi al›nmad›. Transtorasik kesici i¤ne biyopsisi yap›ld›. Patolojik incelemede çok s›n›rl› bir alanda CD56 ve chromogranin ile pozitif boyanan hücre grubu izlendi. Bu arada uzak organ taramalar› yap›lan hastan›n abdomen tomografisinde uterus önünde 11 cm çapl› semisolid kitle lezyonu saptand›. Kad›n do¤um hastal›klar› bölümüne konsülte edilen hastan›n öncelikle pulmoner sorununun çözülmesi sonras›nda de¤erlendirilece¤i belirtildi. Karsinoid tümör ön tan›s›yla cerrahi planlanan hastaya sa¤ torakotomi ve üst lobektomi yap›ld›. Primitif nöroektodermal tümör (PNET) tan›s› kondu.

Hastan›n yedi y›l önce yap›lan operasyona ait preparatlar› tekrar de¤erlendirildi. Önceki operasyon materyalinden yeni kesitler al›nd› ve CD99 ile pozitif boyanma gösterilerek daha önceki lezyonun da PNET oldu¤u anlafl›ld›. PNET’ler s›kl›kla çocuklarda ve genç eriflkinlerde görülen kemik ve yumuflak dokudan kaynaklanan tümörlerdir. Nadiren di¤er organlarda tan›mlanm›fllard›r. Plevra ve gö¤üs tutulumu olmadan akci¤er parankiminden köken alan PNET olgusu nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.

‹nferior vena cava devaml›l›k sendromu ve akci¤er kanseri birlikteli¤i (Olgu Sunumu) Kömürcüo¤lu Berna1, Apayd›n Melda2, Gayaf Mine1, Özden Emel1, Akto¤u Serir1

1Dr. Suat Seren Gö¤üs Hastal›klar› Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Klini¤i, ‹zmir

2‹zmir Atatürk Devlet Hastanesi Radyoloji Klini¤i

‹nferior vena cava devaml›l›k sendromu; hepatik düzeyden itibaren inferior vena cavan›n bölünerek genifllemifl azigos venle beraber devam etti¤i nadir görülen vasküler bir anomalidir. %0.6-2 aras›nda konjenital kardiovasküler anomaliler içinde izlenir ve s›kl›kla splenik anomalilerle birliktedir. Yerleflim yerinde genifllemifl venöz sistem LAM yada kitleyle kar›flt›r›larak yaln›fl tan›lara neden olabilir.

Olgumuz: 60 yafl›nda erkek hasta halsizlik ve öksürük yak›nmas›yla baflvuran hastada akci¤er grafisinde sol üst kadranda tümöral lezyon izlenmesi üzerine akci¤er tümörü ön tans›yla incelemeye al›nd›. Akci¤erdeki kitleden Küçük hücreli d›fl› akci¤er CA tan›s›

ald›. Sistemik taramalarda karaci¤er metastaz› saptand› (evre 4) olarak de¤erlendirildi. Di¤er vasküler anomaliler aç›s›ndan bat›n incelemesinde ek anomali saptanmad›. Nadir görülen bir sendromun akci¤er malignitesiyle birlikteli¤i sunuldu.

Metakron olarak geliflen bir akci¤er kanseri olgusu Yosunkaya fiebnem, Torun fierife, Gök Mehmet

Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Konya

Nadir bir durum olan multiple akci¤er kanserinin (MPAK) nin görülme s›kl›¤› çeflitli çal›flmalarda %0,5-3,9 olarak (ortalama%1,6) bildirilmifltir. MPAK efl zamanl› bulunuyorsa senkron, farkl› zamanlarda oluflmuflsa metakron kanser olarak tan›mlan›r. Biz, primer akci¤er kanserinin küratif cerrahi tedavisinden 8 y›l sonra farkl› histolojik tipte ortaya ç›kan metakron akci¤er kanserli bir hasta sunduk. ‹kinci kanser geliflimi için sigara içimi ya da asbest vb madde maruziyeti gibi bir risk olmayan ve akci¤er kanserinin daha az görüldü¤ü kad›n cinsiyetindeki hastada, muhtemelen primer akci¤er kanseri tedavisinden sonra uzun yaflam süresine ba¤l›

olarak geliflen bir metakron akci¤er kanseri tespit edildi. Erken evrede tespit edilen metakron akci¤er kanserlerinde tekrar küratif cerrahi tedavi uygulanabilirse prognozun iyi oldu¤u bildirilmektedir. Ancak bizim olgumuzda takiplerin düzenli olmamas› nedeniyle baflvuru an›nda yayg›n kemik metastazlar› tespit edilen hastaya 3 kür kemoterapi uyguland› ve performans durumu kötü olarak de¤erlendirildi¤i için kür program›ndan ç›kar›ld›.

Metakron akci¤er kanseri klasik ve güncel bilgi kaynaklar›nda s›k ve yo¤un irdelenen bir konu de¤ildir. Bu olguda MPAK ile ilgili literatür bilgileri de¤erlendirilerek sunulmufltur.

Mediastinal liposarkoma olgusu

A¤ca Meltem, Ar›nç Sibel, Yald›z Emel, Y›lmaz Aynur, Kutlu As›m, Karaqgöz Turan

Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim Ve Araflt›rma Hastanesi / istanbul

Mediastinal liposarkomlar, tüm mediastinal tümörlerin %1’den az›n› oluflturan malign, primitif mezenflimal tümörlerdir. Prognozlar›

tümörün histolojik alt tipi ve boyutuna ba¤l› olarak de¤iflir. En önemli tedavi yöntemi cerrahi uygulamalard›r. Olgularda metastazdan daha çok lokal nükse rastlan›r. Bu makalede k›rk y›l sonra mediastende tekrarlam›fl, nadir bir mediastinal liposarkoma olgusu sunulmufltur.

(7)

PS 048

PS 049

PS 050

Spindle hücreli sarkomatoid karsinom olgusu

Aksu Kurtulus1, Aktafl Zafer1, Örsel Osman1, Aksu Funda1, Güven Selma F›rat1, fiipit Tu¤rul1, Demira¤ Funda2

1Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar› Departman›, Ankara

2Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Patoloji Departman›, Ankara

MK, 79 yafl›nda erkek hasta. 2 ayd›r devam eden öksürük ve nefes darl›¤› flikayetleri ile baflvurdu. Çekilen akci¤er tomografisinde karina düzeyinde endolüminal görünümlü 2x1 cm boyutlar›nda yumuflak doku dansitesi izlendi, mediastinal patolojik boyutta lenf nodu saptanmad›, parankimal tutulum izlenmedi. Yap›lan fiberoptik bronkoskopide ana karinaya oturarak sol ana bronfl giriflini %90’a yak›n ve sa¤ ana bronfl giriflini %75’e yak›n daraltan polipoid lezyon izlendi. Lezyondan al›nan bronkoskopik biopsinin patolojik de¤erlendirmesinde materyal yetersizli¤i nedeniyle tan› konulamad›. Bunun üzerine hastaya rijid bronkoskopi eflli¤inde argon plazma koagülasyon ile karbonizasyon uygulanarak rezeksiyon ifllemi yap›ld›. Sa¤ ve sol ana bronfllarda %95 aç›lma sa¤land›, her iki sistem subsegment düzeyine kadar aç›k olarak izlendi. ‹fllemden sonra hastan›n nefes darl›¤› ve öksürük flikayeti belirgin olarak geriledi. Al›nan biopsilerin patolojik ve immünohistokimyasal incelemesi sonucu spindle hücreli sarkomatoid karsinom tan›s› konuldu ve hasta kemoradyoterapi protokolüne al›nd›.

Akci¤erin sarkomatoid karsinomlar› küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomlar› (KHDAK) içerisinde guruplan›r ve patolojik olarak sarkoma ve sarkoma benzeri komponentleri birarada bulundurur. Oldukça nadir rastlanan bu tümör tipinde prognoz nonsarkomatoid KHDAK’lerinden farkl›l›k göstermez. Vakam›z nadir görülen bir KHDAK tipi olmas› ve tan›ya ulaflmam›z› da sa¤layan argon plazma koagülasyon ifllemiyle tümörün yaratm›fl oldu¤u belirgin derecedeki obstrüksiyonda da palyasyon sa¤lanm›fl olmas› nedeniyle literatür eflli¤inde sunulmaktad›r.

Akci¤er kanserli olguda tekrarlayan pnömoni nedeni olarak trakea-bronflial fistül Y›ld›z Özlem, Çiftçi Abdullah, Alt›ay Gündeniz

Trakya Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, Edirne

Özofagobronfliyal fistül özofagus veya akci¤er kanserlerinde ortaya ç›kan ciddi bir komplikasyondur. En s›k semptomu yutma refleksinin ard›ndan öksürük olmas›d›r. Hastalarda tekrarlayan aspirasyon ve pnömoni sonucu klinik bozulma hatta ölüme yol açabilir. En efektif tedavisi özofagusun bypass edilmesi, gastrostomi veya özofagusa stent uygulanmas›d›r. Tedavi sonras›nda sa¤ kal›m yaklafl›k 8 ay kadar uzamaktad›r.

54 yafl›nda erkek hasta 2 ayd›r süren öksürük, balgam, nefes darl›¤› ve kilo kayb› flikayetleriyle baflvurdu. Sigara öyküsü olan hastan›n fizik bak›s›nda atefl yüksekli¤i, takipne, sol altta inspiratuar raller, laboratuvarda lökositoz ve crp yüksekli¤i, akci¤er grafisinde sol alt zonda konsolidasyon, toraks BT’de sa¤ üst lopta kitle ve mediastinal lenfodenopatiler saptand›. Bronkoskopisinde endobronfliyal lezyon izlenmedi.

Sa¤ üst loptaki kitleye yönelik ince i¤ne aspirasyon biopsisi yap›ld› ve küçük hücreli d›fl› akci¤er kanseri tan›s› geldi. Hastan›n klinik seyrinde pnömonisinin tekrar›; yemek sonras› aspirasyon öyküsünün olmas› nedeniyle fistül düflünüldü. Nasogastrik sonda tak›larak noniyonik kontrast madde verilip faringoözofagografi çekildi. Özofagus 1/3 orta bölümünden sol alt lop bronfluna fistülizasyon saptand›. Tekrar bronkoskopi yap›ld› ancak fistül yeri saptanamad›. Özofagusa stent tak›lan hastan›n genel durumu düzeldikten sonra kemoterapi verildi. Hasta 4 ayd›r poliklinikten takip edilmektedir. Bu olguyla akci¤er kanserli hastada tekrarlayan pnömoni nedeni olarak malignite kaynakl› fistülün olabilece¤i ve stent uygulamas› sonucu hastan›n yaflam kalitesinde art›flla birlikte sa¤ kal›m süresinin uzayaca¤›n› belirtmek istedik

Total trakeal obstrüksiyona neden olan karsinoid tümör olgusu

fiimflek Fatma1, Demirkaya Ahmet1, Cangel Gökçe1, Aksoy Burcu1, Erflen Ezel1, Kaynak Kamil1, Erturan Serdar2

1‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Cerrahisi Anabilim Dal›, ‹stanbul

2‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, ‹stanbul

Girifl: Trakeal stenozlar, hastan›n hayat›n› tehdit edebilen ciddi problemlerdir. Yap›lacak giriflimin türü bu anlamda önem kazanmaktad›r. Trakea stenozlar›; d›fltan bas›, trakean›n benign veya habis tümörleri, enfektif süreç veya travma sonras› geliflen granülasyon dokusu ve fibrozisin lümeni daraltmas› sonucu oluflur.

Bu sunumda acil klini¤imize nefes darl›¤› ile baflvuran ve yap›lan bronkoskopisinde trakea alt ucunda tama yak›n t›kayankitle saptan›p tedavi amac›yla endobronflial stent uygulanan olgu de¤erlendirilmifltir.

Olgu: Yirmi y›ld›r nefes darl›¤› flikayeti olan 57yafl›nda bayan hasta nefes darl›¤› ve morarma flikayeti ile acil klini¤imize baflvurdu.

Fizik muayenede trakea orta hatta, dinlemekle sol hemitoraksta solunum sesleri yok ve matite mevcuttu. Mevcut Toraks BT de sol akci¤er görülememesi ve trakeal alt uçda kitle tespit edilmesi üzerine acil bronkoskopisinde ana karina ve sol bronfl sistemi görülemedi, trakea alt uçta lümeni tamama yak›n t›kayan yumuflak doku kitlesi görüldü. Hasta bronkoskopi eflli¤inde entübe edilerek yo¤un bak›m ünitesine al›nd›. Hastaya tan› ve tedavi amaçl› tekrar yap›lan bronkoskopisinde kitleden örnek al›nd›. Frozen section sonucunun malign olarak rapor edilmesi üzerine argon gaz› ile koagülasyon uyguland› ve trakeal stent uyguland›.

Postoperatif yo¤un bak›m ünitesinde izlenen hasta ayn› gün ekstübe edildi. Kesin tan›s› karsinoid tümör olarak rapor edilen ve sol ana bronfldan kaynakland›¤› anlafl›lan hastan›n cerrahi önerilmesine ra¤men kendi iste¤i üzerine tedavisinin devam›nda radyoterapi uyguland›. Radyoterapi sonras› stenti migre olan hastan›n stenti ç›kart›ld›. Hasta halen takip edilmektedir.

Sonuç: Trakeal stenozlar›n tedavisinde cerrahi halen önemli bir yere sahip olmakla beraber, genel durumlar› trakea cerrahisi için elveriflli olmayan hastalarda bronkoskopik tedavi daha etkili ve güvenli olmaktad›r. Yap›lan çal›flmalarda bu yöntemler sonras›, hemen tüm hastalarda dispnede gerileme ve performansta art›fl kaydedilmifltir. Malign trakeal stenozlarda palyatif tedavide stent yerlefltirilmesi, hastan›n semptomlar›nda h›zl› iyileflme göz önüne al›nd›¤›nda, günümüzde en uygun yaklafl›m olarak görülmektedir. Stent sonras› uygulanacak radyoterapi veya brakiterapi ile süre daha da uzat›labilir. Bu vakada trakeal stent kullan›m› sayesinde hastada acil hava yolu aç›kl›¤› sa¤lanmafl, hatan›n devam tedaviside planlanarak uzun dönem takibinde hastaya kal›c› bir hava yolu aç›kl›¤› sa¤lanmas› öngörülmüfltür.

(8)

PS 051

PS 052

PS 053

Akci¤er tümörünü taklit eden PET-CT(+) komplike kist hidatik olgusu Dilek ‹lknur1, Dabak Gül1, Ekinci Taner1, Keren Nur1, Kutlu As›m2, Sayg› Attila1

1Sa¤l›k Bakanl›¤› Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar›, ‹stanbul

2Sa¤l›k Bakanl›¤› Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Gö¤üs Cerrahisi, ‹stanbul Girifl: Kist Hidatik, özellikle ülkemiz gibi hayvanc›l›kla u¤raflan ülkelerde endemik olarak görülen, s›kl›kla karaci¤er ikinci s›kl›kla da akci¤eri tutan Ecinococcus Granulosus’un neden oldu¤u paraziter bir hastal›kt›r. Hastal›¤›n tan›s› radyolojik ve serolojik testlerle konulmakla birlikte kist rüptüre oldu¤unda komplikasyonlara ve tan›da zorlu¤a neden olmaktad›r. PET-CT son y›llarda özellikle akci¤er kanserinde tan› ve evrelemede giderek artan s›kl›kla kullan›lan bir görüntüleme tekni¤i olmufltur. Malignite ön tan›l› ve PET-CT (+) komplike bir kist hidatik olgusu sunulmufltur.

Olgu: 26 yafl›nda plastik fabrikas›nda çal›flan erkek hasta. Hastanemize baflvurusundan 1.5 y›l önce gö¤üs a¤r›s› olmufl. Bu yak›nma nedeniyle farkl› hastanelere baflvuran hastaya nonspesifik antibiyotik tedavileri uygulanm›fl ancak bir yan›t al›namam›fl. Gö¤üs a¤r›s›n›n yan› s›ra; öksürük, ara s›ra balgam, son bir günde bir kere balgamla kar›fl›k kan tükürme yak›nmalar› ile klini¤imize yat›r›ld›.

Fizik muayenesi normal olarak de¤erlendirildi. PA akci¤er grafisinde; sa¤ kostofrenik sinüs küntlü¤ü ve sa¤ akci¤er üst zonda homojen dansite art›fl› saptand›. 3 balgam ARB si yayma (-) olup ppd:16mm idi. Toraks BT si; sa¤ akci¤er üst lob apikal segmentte 3x3.5 cm boyutlar›nda, spiküle konturlu, plevraya spiküler uzan›mlar gösteren, sa¤ brakiosefalik ven ile yak›n komflulu¤u olan kitlesel lezyon ve komflulu¤unda büyü¤ü 8 mm çapa ulaflan birkaç adet nodüler lezyon olarak raporland›. Fiber optik bronkoskopi‘nde endobronflial sistem normal olarak de¤erlendirildi. FOB patolojisi (-) geldi. BT eflli¤inde yap›lan TT‹‹AB patoloji raporu; eritrositler aras›nda seyrek lenfosit ve nötrofiller olarak geldi. Malignite düflünülen hastada PET-CT istendi. PET-CT de; sa¤ akci¤er üst lob apikal segmentte izlenen kitle lezyon(SUV max 6.7) lateralinde hafif artm›fl FDG tutulumu izlendi. ‹lk planda FDG afinitesi düflük malignite lehine yorumland›. Hasta malignite ön tan›s› ile operasyona verildi. Sa¤ üst lobektomi yap›lan hastan›n postoperatif patolojisi;

hidatik kist kütiküler membran› içeren kaviter lezyon çevresinde kronik iltihabi infiltrasyon ve fibrozis olarak raporland›.

Sonuç: Malignite tan› ve evrelemesinde kullan›lan PET-CT; özellikle enfeksiyon hastal›klar›nda yalanc› pozitif sonuçlar verebilmektedir.

Bu olgu, komplike kist hidatikte, PET-CT(+) li¤inin bilindi¤i ilk olgudur.

Bölgesel ilerlemifl akci¤er karsinomunda yüksek doz radyoterapi (60 Gy) sonras› rezeksiyon: 5 olgunun sunumu Kocatürk ‹. Celalettin, Aydo¤mufl Ümit, Karap›nar Kemal, Kahraman Mustafa, Bedirhan Mehmet Ali

Yedikule Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi 3. Gö¤üs Cerrahisi Klini¤i

Bölgesel ilerlemifl küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomu (KHDAK); mediastinal lenf bezini tutmufl veya komflu organlara yay›lm›fl olgular›

kapsar. Bu grup hastalarda çok modelli tedavilerin yaflam sürelerine katk›lar› gösterilmifltir. Cerrahi rezeksiyon öncesi kemoterapiye (KT) efl zamanl› radyoterapi (RT) eklenmesinin daha iyi sonuçlar verdi¤i görülmektedir. Operasyon öncesi verilen RT genellikle 30 ile 46 Gy aras›ndad›r. Bu çal›flmada operasyon öncesi 60 Gy RT alm›fl, bölgesel ilerlemifl 5 KHDAK’lu hastam›z›n verileri retrospektif incelendi. Bu olgular›n ›fl›¤›nda seçilmifl hastalarda yüksek doz RT sonras› akci¤er rezeksiyonunun uygulanabilirli¤i araflt›r›ld›.

Olgular›n kemoterapi kürü 2 ila 6 aras›ndayd›. 2 hasta eksploratris torakotomi sonras›(biri trakea invazyonu, biri perinodal invazyon gösteren mediastinal lenf bezi varl›¤›), 1 hasta mediastinoskopi sonras›(perinodal invazyon gösteren mediastinal lenf nodu tutulumu) bir hasta ise radyolojik ileri evre hastal›k tan›s›yla, neoadjuvan kemoradyoterapi ald›. Di¤er bir olgu ise KT-RT’den befl y›l sonra opere oldu. 1 olguya lobektomi, 2 olguya pnömonektomi, 1 olguya da bronkoplastik sleeve pnömonektomi, bir olguya da tamamlay›c› pnömonektomi uyguland›.

Sleeve pnömonektomi uygulanan hasta erken dönemde kardiyak yetmezlik nedeniyle kaybedildi. Tamamlay›c› pnömonektomi yap›lan hasta ise 12. gün pulmoner emboli nedeniyle kaybedildi. Bir hastada tromboemboli profilaksisi almas›na ra¤men, DVT geliflti, medikal tedavi ile flifa sa¤land›. Olgular postoperatif 10, 16, 24 aylar›nda sa¤ olup 10. ay›ndaki hastada karaci¤er metastaz› mevcuttur. Operasyon öncesi yüksek doz radyoterapi cerrahi pratik içerisinde tercih edilmemektedir. Buna ra¤men seçilmifl olgularda, artm›fl morbidite ve mortalite ile akci¤er rezeksiyonu uygulanabilir.

Küçük hücreli d›fl› akci¤er kanseri olgular›nda ikinci primer maligniteler Erturan Salih Serdar, Balta Berrin Zinnet, Ayd›n Günay, Yaman Mustafa Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Ana Bilim Dal›, ‹stanbul

Amaç: KHDAK tan›s› ile takipli olan olgularda ikinci primer malignitelerin yeri ve s›kl›¤›n› saptamak

Gereç ve Yöntem: 1999-2005 y›llar› aras›nda KHDAK tan›s› ile cerrahi tedavi gören 57 olgunun takibinde 5 (%8,8) olguda ikinci primer malignite saptand›. ‹ki olguda akci¤er epidermoid carsinom, 1 olguda küçük hücreli akci¤er kanseri, ve birer olguda da mide ve kolon kanseri saptand›. Mide ve kolon kanseri olan olgulara cerrahi tedavi uygulan›rken ikinci primer akci¤er kanseri olgular›na kemoterapi ve radyoterapi ve bir olguya da bunlara ek olarak brakiterapi uyguland›.

Sonuç: Akci¤er kanseri olgular›na intratorasik ve ektratorasik malignite saptand›¤›nda ileride ikinci primer kanser de olabilece¤i düflünülmelidir. Akci¤er kanseri cerrahisinde mümkün oldu¤unca akci¤er koruyucu cerrahi uygulanmal›d›r.

(9)

PS 054

PS 055

Küçük hücre d›fl› akci¤er kanserinde serum karsinoembriyonik antijen düzeyi ile klinik evre ve histopatolojik tip aras›nda iliflki varm›d›r?

Ernam Dilek1, Önal Mine1, Keyf A. ‹hsan1, Atikcan Sükran1, Ogretensoy Mihriban1, Ak›n Okhan2

1Atatürk Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Arafltrma Hastanesi, Gö¤üs Hastal›klar›,Ankara

2Keçiören E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, Biyokimya, Ankara

Amaç: Serum karsinoembriyonik antijen (SCEA), erken kanser iflaretçisi ve prognostik belirleyici olarak Küçük hücre d›fl› akci¤er kanseri (KHDAK) da hil çok say›da malignitede yayg›n olarak çal›fl›lm›fl bir tümör marker›d›r. KHDAK olgular›n›n % 39 ila 60’›nda yüksek düzeylerde SCEA düzeyleri saptanm›flt›r. Yap›lm›fl çeflitli çal›flmalarda farkl› düzeylerde verilen cut-off de¤erlerinde SCEA düzeyine sahip olgular›n, evrelerinin istatistiksel anlaml› yüksek oldu¤u gösterilmifltir.

SCEA ile ilgili az say›da çal›flmada histolojik tip ay›r›m› ve sigara ile iliflkisi üzerinde durulmufltur.

Bu çal›flmada primer amac›m›z KHDAK’li olgularda SCEA ile klinik evre aras›nda ikincil amac›m›z ise histolojik subtipler ve sigara ile iliflkisini saptamakt›.

Gereç ve Yöntem: Nisan–Haziran 2007 tarihleri aras›nda KHDAK tan›s› alan 45 olgu çal›flmaya al›nd›. Evrelemeleri yap›lan olgulardan herhangi bir tedavi bafllamadan önce kan al›n›p serumlar›nda CEA düzeyleri ELISA yöntemi kullan›larak ölçüldü.

Bulgular: K›rkbefl KHDAK’li olgunun 22’si adenokarsinom, 23’ü yass› hücreli karsinomdu. Olgular›n 6’s› kad›n, 39’u erkek olup yafl ortalamas› 62.26±10.41 y›ld›. Yirmibir olgu (% 46.7) aktif sigara içicisi idi. Olgular›n 23’ü (%46.7) evre III ve alt›nda iken, 24’ü (%53.3) evre IV idi.

SCEA ile cinsiyet, yafl ve sigara içimi aras›nda istatistiksel anlaml› iliflki saptanmad›.

Histopatolojik tipler karfl›laflt›r›ld›¤›nda SCEA adenokarsinomda, yass› hücreli karsinoma göre istatistiksel olarak anlaml› yüksek bulundu (p=0.001).

Evreye göre SCEA düzeyi karfl›laflt›r›ld›¤›nda evre<=III ile evre IV aras›nda anlaml› iliflki saptanmad› (p=0.317).

S›ras›yla T2 ve N0-1 olgularda SCEA düzeyi anlaml› olarak düflük bulundu (p=0.001, p=0.029).

ROC analizi yapt›¤›m›zda anlaml› bir cut-off de¤eri bulunamad›. SCEA düzeyini 8.04 olarak ald›¤›m›zda evre<=III ile evre IV ay›r›m›nda duyarl›k, özgüllük ve do¤ruluk oran› s›ras›yla %57.1, %62.5, %60 olarak bulundu.

T2 olgularda SCEA düzeyi nin <=8.04 olmas› istatistiksel olarak anlaml› saptand› (p=0.01). Lenf nodu tutulumu ile SCEA aras›nda anlaml› fark izlenmemekle birlikte nodal tutulum artt›kça cut-off de¤erinin üstünde SCEA düzeyleri olan olgu say›s› fazla bulundu.

Yorum: 1. SCEA düzeyi adenokarsinom olgular›nda anlaml› olarak yüksektir.

2. Yafl, cinsiyet, sigara içimi ile SCEA aras›nda anlaml› iliflki bulunmam›flt›r.

3. SCEA düzeyi ile klinik evre aras›nda anlaml› iliflki saptanmamakla birlikte klinik T2, N0-1 olgularda SCEA düzeylerinde anlaml› düflüklük bulundu. Mevcut bulgular, say› az olmakla birlikte, SCEA düzeyinin tümör boyutu ile iliflkili oldu¤unu ve nodal tutulum düzeyini belirlemede klinik prediktör olabilece¤ini göstermektedir.

Akci¤er kitlelerinin tan›s›nda transtorasik ince i¤ne aspirasyon biyopsi: Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Deneyimi Arslan Zeliha1, Sar›soy Tahsin2, Kaçar Özkara Sevgiye3, Ilgazl› Ahmet1, Topçu Salih4

1Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

2Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

3Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

4Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Cerrahi Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

Amaç: Transtorasik ince i¤ne aspirasyon biyopsisinin (TT‹‹AB) akci¤er kitlelerinin tan›s›ndaki katk›s›n› de¤erlendirmek.

YÖNTEM: Ocak 2006-Haziran 2007 tarihleri aras›nda Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Giriflimsel Radyoloji Ünitesinde TT‹‹AB yap›lan 130 hasta de¤erlendirildi. ‹fllem esnas›nda efl zamanl› patolog yoktu.

Sonuçlar: Hastalar›n yafllar› 23-86 aras›nda (ortalama 59.18±12.2) olup; 116’ s› erkek, 14’ü kad›nd›. 130 hastan›n 97’sinde (%74.6) sitopatolojik tan› elde edildi. 73 hasta küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomu, 3 hasta küçük hücreli akci¤er karsinomu, 2 hasta timoma, 18 hasta di¤er maligniteler ve 1 hasta ise abse tan›s› ald›.

46 hastada lezyon sa¤ akci¤erde, 35 hastada solda, 11 hastada ise mediastendeydi. ‹ki hastada bilateral multipl nodüller mevcuttu;

ve 2 hastan›n lezyonu gö¤üs duvar›nda yer al›yordu (kostovertebral bileflke, gö¤üs ön duvar›). Di¤er hastalarda lezyonlar›n yerleflim yeri konusunda ayr›nt›l› veriye ulafl›lamad›.

Üç hastada (%2.3) ifllem s›ras›nda tüp drenaj› gerektirecek pnömotoraks geliflti. Ancak tüm hastalar tedaviye yan›t verdi; cerrahi giriflime gerek kalmad›.

Yorum: BT eflli¤inde yap›lan TT‹‹AB kolay uygulanabilen, uygun olgu seçimi ve deneyimli kiflilerce yap›ld›¤›nda, güvenilir, e tkin, ve komplikasyon oran› düflük bir tan› yöntemidir. ‹fllemin patolog eflli¤inde yap›l›yor olmas› tan› oran›n› daha da artt›rabilir.

(10)

Endobronflial lezyonlar›n tan›s›nda ince i¤ne aspirasyon biyopsisi ihmal edilmemeli!

Arslan Zeliha1, Ilgazl› Ahmet1, Pala Ayfle1, Kaçar Özkara Sevgiye2

1Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

2Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi, Patoloji Anabilim Dal›, Kocaeli, Türkiye

Amaç: Bronkoskopik olarak endobronflial lezyon saptanan olgularda ince i¤ne aspirasyon biyopsisinin (‹‹AB) tan›ya katk›s›n› de¤erlendirmek.

Gereç ve Yöntem: Ocak 2006-Haziran 2007 tarihleri aras›nda bronkoskopi ünitemizde bronkoskopik olarak endobronflial lezyon saptanan 50 hastan›n dosyalar› retrospektif olarak incelendi. Demografik parametreleri, tan›lar› ve tan› yöntemleri irdelendi.

Sonuç: Hastalar›n yafllar› 35-91 aras›nda (ortalama 63.96±12.00) olup; 46’ s› erkek, 4’ü kad›nd›. 50 hastan›n 46’s›nda (%92) tan›

elde edildi. 35 hasta küçük hücreli d›fl› akci¤er karsinomu, 8 hasta küçük hücreli akci¤er karsinomu, 2 hasta karsinoid tümör ve 1 hasta endobronflial tüberküloz tan›s› ald›.

37 hastada mukoza biyopsisi (%74), 26’ s›nda (%52) ‹‹AB ve 18’ sinde (%36) bronfl lavaj› tan› koydurucu idi. ‹ncelenen hastalar›n 13’ünde (%26) mukoza biyopsi, 7 olguda (%14 ) ‹‹AB ve 2’ sinde ise (%4) bronfl lavaj› tek tan› yöntemi idi. ‹‹AB kullan›lmam›fl olsayd›, 50 hastan›n 37’sinde (%74) bronkoskopik biyopsi ile tan› elde edilmifl olacakt›; oysa ‹‹AB ile bu oran %88’ e yükselmifl oldu.

Yorum: Tan›sal bronkoskopide ‹‹AB’ nin de, di¤er tan› yöntemleri gibi tan›ya önemli katk›s› oldu¤u ve rutin olarak uygulanmas›

gerekti¤i kan›s›nday›z.

Küçük Hücreli D›fl› Akci¤er Kanserli (KHDAK) olgularda PET ve mediastinoskopinin karfl›laflt›r›lmas›

A¤ca Meltem, Ar›nç Sibel, Karagöz Turan

Süreyyapafla Gö¤üs Hastal›klar› ve Gö¤üs Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi

Amaç: PET CT, küçük hücrel d›fl› akci¤er kanserli olgular›n evrelemesinde kullan›lan invaziv olmayan bir yöntemdir. Mediastinoskopi ise, mediastenin evrelendirilmesinde standart yöntem olarak kabul edilmektedir. Bu çal›flmada, küçük hücreli d›fl› kanserlerde PET CT, mediastinokopinin karfl›laflt›r›lmas› yap›lm›flt›r.

Gereç ve Yöntem: 2006-2007 y›llar› aras›nda hastanemize baflvuran mediastinoskopi uygulanan 44 KHDAK olgunun PET CT’sinde pozitif olan lenf nodlar› de¤erlendirildi. PET CT’nin lenfatik metastaz› göstermede sensivite ve spesifitesi hesap edildi.

Bulgular: 44 olgunun 14’ünde adenokarsinom, 8’inde KHDAK, 16’›nda epidermoid karsinom, 4’ünde büyük hücreli karsinom ve 1’inde berrak hücreli karsinom olarak tan›s› ald›. Hastalar›n 22’inin PET’inde N2 negatif saptan›rken, mediastinoskopi ve torakotomi ile 5’inde karsinom metastaz›, PET’inde N2 pozitifli¤i olan 22 olgunun 3’ünde mediastinoskopi negatif sonuç saptand›. PET CT’nin N2pozitifli¤ini saptamada sensivitesi ve spesifitesi s›ras› ile %73,6 %85,7 idi.

Sonuç: PET CT lenf bezi evrelemede önemli rol oynamas›na ra¤men, mediastinoskopinin yerini alamaz.

Summary

PET CT is non-invazive method to determinate of lung cancer staging. In this study. However, mediastinoscopy has been considered to be standard method for staging of the mediastinum. In this study, the aim of this study was to compare the results of PET and with those of mediastinoscopy in patients with NSCLC.

The study was conducted between 2006 and 2007. 44 patients with NSCLC underwent both PET positive and mediastinoscopy were evaluated. The sensitivity, specificity calculated to show PET CT’s lymph node metastasis.

Histopathological results were non-small cell carcinoma in 8, squamous cell carcinoma in 16, large cell carcinoma in 4 and clear cell carcinoma in 1 patients. In PET analysis, 5 lymph metastasis with mediastinoscopy or thoracotomy in 22 PET negative patients and 3 negative lymph metastasis in PET positive 22 patients was found. Sensivitity and spesifitiy were%73,6, %85,7 respectively.

Despite PET which plays an important role for the distinction of lymph metastasis, PET does not replace to mediasticopy

Primer akci¤er kanserinde PET-CT ve toraks BT’ nin mediasten lenf nodu evrelemesindeki yeri

Demirkaya Ahmet1, fiimflek Fatma1, Erflen Ezel1, Akç›l Murat1, Kaynak Kamil1, Erturan Serdar2, Ayd›n Günay2, Yaman Mustafa2

1‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Cerrahisi Anabilim Dal›, ‹stanbul

2‹stanbul Üniversitesi Cerrahpafla T›p Fakültesi Gö¤üs Hastal›klar› Anabilim Dal›, ‹stanbul

Girifl: Primer akci¤er kanseri mediasten lenf nodu evrelemesinde PET-CT ve Toraks BT’ nin mediastinoskopi ve intraoperatif lenf nodu evrelemesiyle karfl›laflt›r›larak mediasten evrelemesindeki de¤erini araflt›rd›k.

Gereç ve Yöntem: Ocak 2002-Nisan 2007 y›llar› aras›nda primer akci¤er kanseri nedeniyle mediasten lenf nodu evrelemesi için Toraks BT, PET-CT ve mediastinoskopi yap›lan 83 olgu çal›flmaya al›nd›. Toraks BT ‘de mediasten penceresinde k›sa çap› 10 mm veya daha büyük olan lenf bezleri pozitif olarak de¤erlendirildi. Toraks BT ve PET-CT invaziv evreleme yöntemi olan mediastinoskopi ile karfl›laflt›r›ld›.Tüm olgulara bronkoskopi, Toraks BT, PET-CT ve mediastinoskopi yap›ld›. Olgular›n 3’ne ek olarak mediastinotomi, 8’ine ekstended mediastinoskopi yap›ld›. Preoperatif N2 saptanan olgular›n 5 ine neoadjuvan kemoterapi ve /veya neoadjuvan radyoterapi sonras› rezeksiyon yap›ld›. Olgulardan 55’ine Akci¤er rezeksiyonu ve sistemik lenf nodu disseksiyonu yap›ld›.

Bulgular: Klinik ve patolojik olarak N2 saptanan olgular “do¤ru pozitif de¤er” olarak kabul edildi. Çal›flmam›zda mediastinoskopinin spesifitesi %100, PPV %100, NPV %88.0, sensitivitesi %84.6, do¤ruluk oran› %92.73 bulundu. PET-CT ve Toraks BT’nin ise s›rayla spesifitesi %72.0, PPV %66.6-56.2, NPV %87.28-70.8, sensitivitesi % 84.8-54.5, do¤ruluk % 77.1-65.0 bulunmufltur.

Sonuç: Akci¤er kanserinde evreleme; hastalar›n tedavi fleklini ve prognozu etkileyen en önemli faktördür. Mediastinal lenf bezi tutulumu olan akci¤er kanseri olgular›n prognozu, olmayanlara göre daha kötüdür. Çal›flmam›zda PET-CT ve Toraks BT nin mediasten lenf nodu evrelemesinde mediastinoskopiyle k›yasland›¤›nda daha kötü oldu¤u görülmüfltür. Günümüzde mediastinoskopi düflük morbiditesi, s›f›ra yaklaflan mortalitesi ve yüksek tan› de¤eriyle evrelemede alt›n standartt›

PS 056

PS 057

PS 058

Referanslar

Benzer Belgeler

Test sonuçlar›n›n laboratuvar uzman›yla beraber de¤erlendiril- mesinin gerçeklefltirilmesi laboratuvar performans›n› ve klinisyen memnuniyetini art›racak, hastadan tekrar

Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, E¤itim Hemfliresi-‹STANBUL Fatma Eti ASLAN Ac›badem Üniversitesi Sa¤l›k Bilimleri Fakültesi,

No 20 D Blok, 34365 Niflantafl› / ‹STANBUL Tel: 0212- 311 26 40 Faks: 0212 311 26 30 e-posta: sanerc@ku.edu.tr Febril Konvülziyon Geçiren Çocu¤a Yaklafl›m Care of the

No 20 D Blok, 34365 Niflantafl› / ‹STANBUL Tel: 0212- 311 26 40 Faks: 0212 311 26 30 e-posta: sanerc@ku.edu.tr Acil Servislerde Triyaj Uygulamas› Triage in Emergency

o Basılı veya elektronik ortamda daha önce yayınlanmış her türlü, şekil ve fotoğraf için hem yazardan hem de yayıncıdan (yayın hakkı sahibi) yazılı izin alınması

Goldacre ve ark., ‹ngiliz popülasyonunda yayg›n görülen solunumsal hastal›klar›n mortalitesi ile ilgili 19 y›ll›k bir retrospektif çal›flmada, pnömoni ve akut

Kartilaj kaynakl› gö¤üs duvar› tümörlerinde, benign veya malign olsun, genifl cerrahi rezeksiyon hem kesin doku tan›s›na ulaflmak, hem nüksü önlemek, hem de en etkili

Tansiyon pnömotoraks veya masif plevral efüzyon bulunan hastalarda terapötik plevral drenaj tora- koskopi esnas›nda sa¤lan›r8. Bu acil durumlar d›fl›n- da