• Sonuç bulunamadı

Polis Bilimleri Dergisi Cilt: 5 (3-4) Turkish Journal of Police Studies Vol: 5 (3-4)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Polis Bilimleri Dergisi Cilt: 5 (3-4) Turkish Journal of Police Studies Vol: 5 (3-4)"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nsanlar›n duygular› canl› olmalar›n›n iflaretleridir. Bu bireysel oldu¤u gibi örgütsel bazda da ayn› özelli¤i yans›tmaktad›r. Bir örgütün gücü o örgütte bulunan insanlar›n tabiatlar›- n›n ürünü olan duygusal zenginlik ile ölçülmektedir. Sosyal sermaye bu duygular›n boyut- lar›n› göstermektedir. Sosyal sermaye; bir toplumun üretkenli¤ini ve sa¤l›kl› olmas›n› etki- leyen normlar, sosyal a¤lar ve insanlar aras› itibar, güven ve inan›labilirlik olarak da tan›m- lanmaktad›r.

Polis Teflkilat›, tüm toplum katmanlar›yla bire bir temas halinde olmas› ba¤lam›nda yüksek sosyal sermaye birikimine muhtaç bir örgüt durumundad›r. Bu makalede Polis Tefl- kilat›n›n Türk toplumunun sosyal sermayesinin artt›r›lmas›ndaki rolü ele al›narak, çeflitli ör- neklerle incelenmeye çal›fl›lm›flt›r.

Anahtar Kelimeler: Sosyal Sermaye, Polis E¤itimi, Sosyal Sermayenin Unsurlar›, Polis Davran›fllar›.

H

uman emotions are the indicators of their lifes. This is also true for the organizations.

Powers of organizations are correlated with the emotional richness of its members.

Social capital shows the dimensons of these emotions. Social capital is determined as the norms which effect the productivity and the health of the community, web of social interactions, and trust.

Police organizations are in need of high volume of social capital they interact with every kind of social layers. This article examined Turkish Police Organizations’ role in increasing the social capital of Turkish community.

Key Words: Social Capital, Police Education, Elements of Social Capital, Police Behaviors

Girifl

Modern dünya, örgütlerin sosyal gerçeklerini bütün yönleriyle a盤a ç›karm›flt›r.

Günümüzde özellikle de emniyet teflkilat›nda olmak üzere bütün kurumlar›n en önemli sorunlar›; halkla iliflkiler, insan hak ve özgürlüklerinin korunmas›, örgüt- sel çat›flma, kurum içi ve d›fl› iletiflim gibi davran›flsal konulara aittir. Bireylerin sosyal birikimleri gibi, örgütlerin de sosyal sermayeleri söz konusudur. Bu sos- yal sermaye örgütlerin iflleyiflinde merkezi de¤er ve öneme sahiptir. Sosyal ser- mayenin artmas›, bir örgütün bireylerinin ve örgütün ifl yapma kapasitesinin art- mas› demektir.

SOSYAL SERMAYEY‹ ARTIRMA ROLÜ VE KATKISI BA⁄LAMINDA POL‹S DAVRANIfiLARI

The Effects of Police Behaviors on Social Capital

Fatih TÖREMEN*

Nevzat SÖNMEZ**

*Yard. Doç. Dr., F›rat Üniversitesi, E¤itim Fakültesi.

**Emniyet Amiri, Polis Akademisi Elaz›¤ Z. A¤ar Polis Meslek Yüksek Okulu.

PBD, 5 (3-4) 2003, ss.109-130.

(2)

Hawe ve Shiell’e göre (2000), her bir millet veya topluluk, kendi dünya gö- rüflüne uygun medeniyeti, yaflad›¤› co¤rafyada kurma, onu bütün insanl›¤a gös- terme potansiyeline sahiptir. Bu arzunun gerçekleflmesi, yeterli gücü elde ede- bilmeye ba¤l›d›r. Son ikiyüz y›ll›k dünya tarihine göz at›ld›¤›nda, kas (beden), sermaye ve bilgi fleklinde s›n›fland›r›lan güç elde etme araçlar›ndan sermaye ve bilgi gücünün katk› paylar›n›n artt›¤› görülmektedir. Son y›llarda bir milletin kalk›nma ve geliflmesinde görülmeyen veya görülse bile, yeterli vurgu yap›lma- yan önemli bir zenginlik kayna¤›na, “sosyal sermaye” tan›mlamas›yla yeniden dikkat çekilmektedir. Sosyal sermaye perspektifinden, geliflmekte olan ülkele- rin, niçin Bat› standartlar›nda bir kalk›nmay› gerçeklefltiremedikleri de izah edil- mektedir.

Günümüzde her alanda h›zl› geliflme ve de¤iflmeler sonucunda özellikle sos- yal entegrasyonlar›n düflmeye ve gerilemeye bafllad›¤› görülmektedir. Toplum- daki sosyal geliflim ve de¤iflimin farkl› boyutlar kazanmas›yla, otorite ve otori- tenin sembolü olan polise karfl› bak›fl tarz› de¤iflmifl ve polisten beklentiler de artm›flt›r.

Kabul etmek gerekir ki, sosyal, kültürel ve ekonomik geliflmeler ve toplum- da meydana gelen çeflitli boyuttaki de¤iflimler, içinde bulundu¤umuz ça¤da;

devlet, hukuk ve insan haklar› kavramlar› ile birlikte, özellikle polis ve güvenlik gibi kavramlarda da yeni anlay›fllar› ortaya ç›karm›flt›r. Bu ba¤lamda insan ilifl- kilerinin çeflitlendi¤i ve karmafl›k hale geldi¤i, toplumun plüralist bir yap›ya dö- nüfltü¤ü günümüzde; hak, hukuk, insan, suç ve suçlu kavramlar› ile birlikte po- lisli¤in yeni fonksiyonlar› çerçevesinde polis davran›fllar›n›n tekrar de¤erlendi- rilmesi gerçe¤i ortaya ç›km›flt›r.

Türk Polis Teflkilat›n›n daha da gelifltirilmesi ile birlikte etkili, süratli ve ka- liteli hizmet verebilmesi bak›m›ndan, halk›n polisten beklentilerini de kapsayan bir bütünlük içerisinde de¤erlendirilmesinin yap›lmas› ve polis davran›fllar›n›n yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Güvenlik hizmetleri ve polise iliflkin olarak mutlaka ve derhal konuflulmas›, tart›fl›lmas› ve üzerinde çal›fl›lmas› gere- ken en önemli konulardan birinin polisin e¤itimi ve süreklili¤i ba¤lam›nda polis davran›fllar› oldu¤u unutulmamal›d›r.

Sosyal Sermaye

Sosyal Sermaye Kavram› ve Tan›m›

Cohen ve Prusak’a göre (2001), insanlar›n sosyal hayatta hedeflemifl olduklar›

projeleri ortaya ç›karabilmeleri için bir araya gelmeleri, konuflmalar›, grup olufl- turmalar›, amaç belirlemeleri bir zorunluluktur. Bu anlamda bir ba¤lant›ya ve ifl- birli¤ine, deste¤e ve güvene, aidiyet duygusuna, adalete ve kabul görmeye ihti- yac›m›z vard›r. Bunlar örgütlerde bulunan sosyal sermayedir, yani insanlar›n bir-

(3)

birleriyle kurduklar› güvene dayal› ba¤lant›lar ve iflbirli¤i temelinde faaliyet gös- termelerini sa¤layan flebeke ve topluluklard›r

Sosyal sermayenin dayand›¤› unsurlar flu flekilde ele al›nabilir:

-Bir sosyal grubun üyelerinin karfl›l›kl› beklenti ve sorumluluklar›, -Sosyal iliflkilerde zorunlu olan iletiflim potansiyeli,

-Davran›fllar› pekifltirebilecek etkili müeyyide ve normlar›n varl›¤›,

-Bir örgütteki iliflkilerin düzeni (Ortiz, 2001; Driscoll ve Kerchner, 1999; Co- leman, 1988).

Sosyal sermaye, örgütün günlük yaflam› içinde yatan “örgütün insanda can- land›rd›¤› duygular” olarak görülebilir. Koridorlarda karfl›laflan insanlar›n bir- birlerini nas›l selamlad›klar› (ya da görmezden geldikleri), insanlar›n birbirlerine sorduklar› sorulara yaklafl›mlar›, yorumlar›, duygusal atmosfer (enerjik, ürkek, öfkeli, iyimser, canl›, kasvetli, dostane, kuflkulu) gibi iflaretler örgütlerin sosyal sermaye stokunu ifade etmektedir. “Sosyal sermaye, insanlar aras›ndaki aktif ba¤lant›lar stokundan, insan topluluklar›n› birbirine ba¤layan ve iflbirli¤ini müm- kün k›lan karfl›l›kl› güven, anlay›fl ve ortak de¤erler ile davran›fllardan olu- flur” (Cohen ve Prusak, 2001). “Sosyal sermaye her örgütte mevcuttur, ama bu mevcudiyetin miktar› örgütlerin yap›sal özelliklerine göre çok farkl›lafl›r” (Lee ve Croninger, 2001). Bir baflka deyiflle tüketilebilir ya da art›r›labilir; israf edilebilir ya da üzerine eklenebilir.

Toplumdaki örgütlerin, mevcut kaynaklar›n daha etkin kullan›m›n› koordine etmek üzere birlikte çal›flabilmek için sosyal sermayeye ihtiyaçlar› vard›r. Bir topluma, millete veya bir gruba ait olma hissi ve insan›n kapasitesini kullanabilir hale getirmesi de sosyal sermaye kapsam›nda yer al›r. Bir sosyal gruba üye olma, insana hem sorumluluk yükler, hem de belli avantajlar sa¤lar. Sosyal sermaye, sosyal yap›lar ve kurumlar›n özellikleriyle (güvenirlik, normlar, iliflki alan›, ko- ordineli hareketleri kolaylaflt›r›c› yap›s› vb.) ortaya ç›kar.

Sosyal sermaye, toplumsal yap›y› flekillendiren belli norm ve standartlar›n ge- liflmesine imkan sa¤layan sosyal ve siyasi bir çevrenin de oluflmas›na önemli kat- k›da bulunur. Sosyal sermaye ekonomik sermayeden farkl› olarak, baflka bir top- lumdan veya ülkeden sat›n al›namaz. Onu her toplum kendi inanç, gelenek ve e¤itim sistemi içinde kendisi infla etmek mecburiyetindedir. Sosyal sermayenin olumlu yönde h›zl› inflas›nda; sivil toplum örgütleri önemli rol oynar. Hawe ve Shiell’e göre (2000), sosyal sermayenin de¤eri, hükümetlerin ve adalet sistemi- nin iflleyifl tarz›n›, toplumsal ve siyasal hak ve özgürlüklerin kullan›lmas›n›, do- lay›s›yla güvenlik hizmetlerinin iflleyiflini do¤rudan etkiler

(4)

Sosyal Sermaye Nas›l Ölçülür

Hawe ve Shiell’e göre (2000), sosyal sermayenin ölçülmesinde devlete ve onun kurumlar›na duyulan güven ve sayg›n›n derecesi; ‘kiflilerin sivil toplum kuruluflla- r›nda ne ölçüde görev ald›klar›’, ‘gönüllü olarak ayda ortalama hizmet etme saat- leri’, ‘kiflilerin ve kurulufllar›n birbirlerine karfl› yapt›klar› yard›m, destek ve feda- karl›k seviyeleri’ sosyal sermaye de¤erini ölçmede kullan›lan kriterler aras›ndad›r.

Nas›l ki ö¤retmenlerin baflar›s›, mesleklerine ciddi düzeyde ehemmiyet verip kendilerini gelifltirmelerine ve ö¤rencilerle samimi bir iliflki kurmalar›na ba¤l›

ise, vatandafllar taraf›ndan her zaman izlenen güvenlik mensuplar›n›n baflar›l› ol- mas› da, karfl›l›kl› güvene ve oluflturdu¤u sosyal sermayenin gücüne ba¤l›d›r.

Araflt›rmac›lar, bir milletin sa¤l›kl› bir kalk›nmay› gerçeklefltirebilmesinin sa- dece paraya, birtak›m yap›sal ve hukuki düzenlemelere ba¤l› olmad›¤›n› tespit et- mifllerdir. Hawe ve Shiell (2000), geliflmekte olan ülkelerde görülen yolsuzluk, rüflvet ve kartelleflmenin ancak sosyal sermayenin iyilefltirilmesiyle önlenebilece-

¤ini vurgulamaktad›r.

Sosyal Sermayenin Unsurlar›

Lee ve Croninger (2001), sosyal sermayenin unsurlar›n› flu flekilde ele almaktad›r:

1. Ba¤l›l›kla ilgili istek ve ba¤l›l›¤› alg›lama, 2. Sosyal iliflki a¤› içerisinde yerini bulma,

3. Sosyal sermaye için güdüleme (destekleyici ve iflbirlikçi iliflkiler): Örgüt- sel faktörler bireysel e¤ilimleri destekledi¤inde sosyal sermaye daha güç- lü olacakt›r.

4. Sosyal sermayenin flekillendirilmesi ve depolanmas›: Toplumla polis, po- lislerle polisler, amirlerle memurlar; polis e¤itim kurumlar›nda ise, idare- cilerle ö¤renciler ve ö¤retmenlerle ö¤renciler aras›ndaki iliflkilerin niteli-

¤i sosyal sermayenin flekillendirilmesi aç›s›ndan önemlidir.

5. Sosyal sermayenin oda¤› ve kalitesi: Sosyal sermaye yaln›zca akademik geliflme için kullan›lamaz, ayn› zamanda sosyal hedefler üretmek için de kullan›l›r.

6. Normlar ve sosyal kontrol: Normlar ve müeyyideler oluflturmak sosyal sermaye aç›s›ndan kaç›n›lmazd›r.

Topluluk / ‹liflki A¤›

Baz› örgütler yetenekli insanlara, akl› bafl›nda ve verimli süreçlere ve paran›n sa- t›n alabilece¤i en iyi teknolojiye sahip olduklar› halde, yine de baflar›s›zd›rlar.

Kuflku, çekiflme, yüksek iflgücü devrinin yaratt›¤› kaos ve insanlar›n birbirine kar- fl›t amaçlarla çal›fl›yor olmalar›n›n yaratt›¤› tutars›zl›klar içinde k›vran›p durmak- tad›rlar (Cohen ve Prusak, 2001). ‹nsanlar›n yapt›klar› birçok fley, ifl arkadafllar›- n›n oluflturdu¤u esnek iliflki a¤›n› iyi kullanabilmesine ba¤l›d›r.

(5)

Farkl› görevler, a¤›n de¤iflik üyelerinden yararlanmak anlam›na gelebilir. So- nuçta bu, her biri belirli bir görev için optimal bir yetenek, uzmanl›k ve mevki ka- r›fl›m› sunacak özel gruplar›n kurulmas›na f›rsat tan›r.

Goleman (1998), örgütlerde üç tür iliflki a¤›ndan bahseder. Bunlar; iletiflim a¤lar›, uzmanl›k a¤lar› ve güven a¤lar›d›r. Kiflilerin bu a¤› ne kadar iyi iflletebil- dikleri iflyerindeki baflar› için hayati bir etkendir. Bir toplulu¤un ürününü mü- kemmellefltiren en önemli etken üyelerin tüm yeteneklerinden yararlan›lmas›n›

sa¤layan bir iç uyumluluk halinin ne derece yarat›labildi¤idir. Goleman’a göre (1998), bu uyum, toplulu¤un en yarat›c› ve en yetenekli üyelerinin becerilerinden azami ölçüde yararlan›lmas›na olanak tan›r.

Sosyal bir sistem olan kurumlar›n toplumda iflleyen manevi kurallar›n da ge- çerli oldu¤u bir yap›ya dönüflmesi ba¤l›l›k, içtenlik ve daha fazla baflar› güdüsü- ne yol açar. “Bir kurumda insanlar› harekete geçiren en önemli unsur, erdemli topluluk üyeli¤idir” (Sergiovanni, 1992).

“Kurumlarda oluflan topluluklar, oluflum yönünden di¤er örgütlenmelerden çok farkl› de¤ildir. Her an binlerce mesaj almak durumunda olan günümüz insa- n›n›n, var olan de¤erlerini korumak, bozulan ya da boflalan kültür gözeneklerini bir yolla yeniden düzenleyip dengesini sa¤lamak için çok yönlü, çeflitli topluluk- larla iletiflim kurmas› gerekmektedir” (Aç›kal›n, 1998).

Güven

Güven, kendine de¤er verme duygusu ile bafllayan ve zaman içinde, t›pk› bir da- irenin yar› çap› gibi d›flar› do¤ru uzanarak, flirket, bölüm ve ekip içinde bulunan herkesle temas eden duygusal bir güçtür. Baflkalar›na güvenmenin ve onlar tara- f›ndan da kendinize güveniliyor olman›n verdi¤i güç, yaflamda baflar›ya ulaflma- n›z› sa¤layan en önemli ö¤elerden biridir. Bunun yard›m›yla, iç yap›m›z› genifl- letir, bir konudan di¤erine, bir fikirden di¤erine ve bir insandan di¤erine uzanan güven köprüleri kurar›z. Böylece, elefltiriye daha iyi bir perspektif kazand›r›r, bi- ze yönelik elefltirileri de daha aç›k, daha sakin ve belki gülümseyerek dinleyebi- liriz (Cooper ve Sawaf, 1997).

“Yaflam›m›za anlam kat›p bize güvenlik duygusu veren kurumlara büyük öz- verilerde bulunmaktay›z. Ne yaz›k ki, insanlar›n ço¤u güvenlik aray›fl› içinde oto- riteye tümüyle teslim olmakta, kat› inançlar arac›l›¤›yla insanlar için yaflam› an- laml› k›lanlarsa büyük güç kazanmaktad›rlar” (Peters ve Waterman, 1995). Co- oper ve Sawaf’a göre (1997), karfl›l›kl› güvensizli¤in yol açt›¤› kay›plar çok bü- yük olup, güvenin grup verimini artt›rd›¤›, grup üyelerinin duygular›n› ve göz- lemledikleri farkl›l›klar› serbestçe dile getirmelerine olanak tan›d›¤› ve savunma- ya ya da sabote etmeye yönelik düflünceleri ortadan kald›rd›¤› görülmüfltür.

(6)

‹nsanlar kendilerine güvenildi¤ini hissettiklerinde motivasyonlar› artar, daha heyecanl› ve flevkli çal›fl›rlar. “Örgütlerde bilgiyi özümleyip performanslar›n› iyi- lefltirmek için daha çok çaba gösterecek, daha canla baflla çal›flacak, motivasyo- nu yüksek elemanlar bar›nd›rman›n önemli dinamiklerinden birisi; güveni tesis etmektir” (Barchan, 2000). Cooper ve Sawaf’a göre (1997), e¤er bir kurum için- de güven duygusu yoksa ve insanlar›n zihinleri s›rtlar›n› sa¤lama almakla mefl- gulse, yok olup gidecek olan ilk fley yarat›c›l›kt›r. Yöneticiler örgütte güveni te- sis etmek için iflgörenlere karfl› adil, sayg›l› ve aç›k olmal›, onlar› kucaklamal›d›r.

Fukuyama (1998), insanlar›n birbirlerine duyduklar› güven düzeyinin refah›n ortaya ç›kar›lmas›nda a¤›rl›kl› oldu¤unu ve bunun için do¤ufltan getirdi¤imiz gü- ven düzeyini kullanmam›z gerekti¤ini vurgular. “Ekonomik hayat, sosyal hayat›n derinliklerine gömülüdür. Çal›flanlar asla sadece makine de¤il, örgüte karfl› daya- n›flma, sadakat, hoflnutsuzluk gibi duygular gelifltirmektedirler. Düflük güven dü- zeyine sahip örgüt ve toplumlar›n geliflmesi durmufltur. Güven ekonomik bir de-

¤ere sahiptir. Düflük güven düzeyli örgütler sürekli denetlemeye yer verdiklerin- den büyük oranda zaman ve enerji kaybederler” (Fukuyama, 1998). Güvensizlik kemiricidir, örgütte iflbirli¤ini zorlaflt›r›r, iflgörenleri tatminsizli¤e, örgütü de tü- kenmiflli¤e sevk eder.

Güven olmaks›z›n kurumlar›n misyonundan ve üyelerin niyet ve aksiyonla- r›ndaki tutarl›l›ktan kimse emin olamayacakt›r. Güven, baflka bir kifli veya kurum üzerinde sorgulanmayan iç güdüsel inançlara karfl›l›k gelmektedir. Yak›n iliflki- lerde bir kifli di¤erinin karakterine ve dürüstlü¤üne tam olarak inan›r ise güven ortaya ç›kar. Yüksek düzeyli güvenin oldu¤u örgütlerde baflkalar›n›n hareketleri veya gizli gündemleri sorgulanmaz. “Bir kurumda herkes için aç›k bir iletiflim ve güven ortam› oluflturulamad›¤› zaman, bireyler düflünmek ve daha iyi uygulama- lar oluflturmak için harcayaca¤› enerjilerini kendilerini korumak ya da baflkalar›- n›n a盤›n› aramak için kullanabilir” (Moore, 2001). “Güvenilmek, kendi bafl›na bir özsayg› ve tatmin kayna¤›d›r. Güvensizli¤in yaratt›¤› s›k›nt›dan, öfkeden, b›k- k›nl›ktan ve hayal k›r›kl›klar›ndan uzakta, güvenli bir ortamda çal›flmak veya ya- flamak kendi bafl›na bir ödüldür ve sadakat ve ba¤l›l›¤› art›r›r” (Cohen ve Prusak, 2001).

Mayer (1990), “güveni, herhangi bir örgütün çarklar›n› çal›flt›ran ya¤a benze- tir. Güven ve aç›kl›¤›n anahtar özellikler olmad›¤› örgütlerde, çok bilinen man- t›ks›z bürokrasi ve kontrol zihniyeti egemen olur, görüflüyle güvenin insanlar› gü- düleyici özelli¤ine dikkat çekmektedir.” Hurst (1991), “güvenin zincirleme bir etkisi oldu¤unu, insanlar›n ortak bir görüfl gelifltirmelerine izin verdi¤ine dikkat çekmekte ve bu durumun ortak amaç ve duygular›n geliflmesinde rol oynad›¤›n›

belirtmektedir.” Tjosvold (1990), “günümüz örgütlerinin etkili bir iletiflimi ve iç- sel ba¤l›l›¤› gerektirdi¤inden, güvenin hayati önem tafl›d›¤› görüflünü savunarak, güvenin karfl›l›kl› oldu¤una emin olan insanlar›n grup çal›flmas›na ve çat›flmala-

(7)

r›n etkili yönetimine katk›da bulunabileceklerini, güvensizlik durumunda ise, in- sanlar›n bilgi ve beceriyi kendilerine saklayarak, örgüt etkilili¤ine katk›da bulu- namayacaklar›n› vurgulamaktad›r.” Johnson ve Johnson, “kiflilerin ve gruplar›n birbirine güvendikleri oranda birlikte etkili flekilde çal›flabileceklerine de¤inerek, güvenin gereklili¤ine dikkat çekmektedir” (Akt, Özmen, 1997).

Cooper ve Sawaf’a göre (1997), hiyerarflik düzende kar›fl›kl›k, iletiflimde bo- zukluk, yanl›fl alg›lama, öfke, suçlama ve flüphecilikten kaynaklanan zaman, enerji, iyi niyet ve para kayb›, güvensizli¤in yol açt›¤› iç maliyetler aras›ndad›r.

Sadakat

“Örgütler ancak kendilerine sad›k iflgörenler sayesinde varl›klar›n› devam ettire- bilirler. Çal›flanlar›n örgüte sadakati, görevlerini en iyi flekilde yapmas› ve örgü- tün s›rlar›n› d›flar›ya s›zd›rmamas›” (Arslan, 2001), örgütün de¤erlerine inanma- s›, oluflturulan de¤erlerin standartlar›na sad›k kalmas› fleklinde aç›klanabilir. Bu- nu benimseyen bireyler dürüstçe hareket etme, dürüstlük ve adalet için mücade- le etme, dedikodu yapmama, vicdan›n›n sesini dinleme gibi özelliklerini ön pla- na ç›karacaklard›r.

“E¤er kiflisel ç›karlarla örgütsel ç›karlar aras›nda bir s›ralama yap›lmas› gere- kirse, sadakat aç›s›ndan örgütün ç›karlar› bireysel ç›karlardan önce gelmelidir”

(Arslan, 2001).

Kamu düzeni ve vatandafl›n emniyeti, huzuru ve güvenli¤i için var olan poli- sin, her geçen gün de¤iflen koflullara ayak uydurabilecek flekilde süratle kendini yenilemeye devam etmesi gerekir. Bu yeniliklerin en önemlileri tutum ve davra- n›fllar›nda, ahlaki yap›s›nda ve insan haklar›na duyarl›l›k konular›nda olmal›d›r.

Aidiyet Duygusu Oluflturma

Ait olma, Maslow’un sosyal ihtiyaçlar ba¤lam›nda ele ald›¤› bir motivasyon un- surudur (Steers ve Porter, 1991). “Ait olma ihtiyac›, bir iflte çal›flan insanlar›n be- raber olma ve arkadafllar›yla sosyal iliflkiler kurmak suretiyle, duygular› motive edici bir güç olarak önemli olabilir. ‹nsan iliflkileri, sosyal güvenlik duygusu ve ifl çevresi yoluyla örgüte ait olma duygusunu ortaya ç›karabilir” (Schultz ve Schultz, 1990). “Aidiyet, ba¤l›l›k demektir. Yani, iflbirli¤ine dayal›, uyumlu fa- aliyeti destekleyen güven, anlay›fl ve karfl›l›kl›l›k. Aidiyet, gruba ve ifle, iflbirli¤i- ne ve sadece bir iflten ibaret olmay›p, o ifl için daha fazlas›n› yapma arzusuna ba¤- l›l›k demektir” (Cohen ve Prusak, 2001).

Hoy ve di¤erleri (1991), “örgüte adanmay›, örgüte ilginin ve örgütle özdefllefl- menin gücü”, Geus, “bir bütünlü¤e ait olma ve o bütünlü¤ün baflar›lar›yla kendi- ni özdefllefltirme duygusu ve anlay›fl›” ve “bir bedenin moleküllerin bir arada tu-

(8)

tan kuvvet” (1999), olarak tan›mlamaktad›rlar. Ayd›n’a (1993) göre; “örgütsel ba¤l›l›k, iflgörenlerin örgüt üyeliklerini sürdürmeleri ve örgütte kalmak istemele- ri olarak” tan›mlanabilir. “Örgütsel ba¤l›l›¤›n gelifltirilmesi, iflgörenlerin duygu- sal enerji ve dikkatlerinin birbirleriyle iliflkilendirilmesine ba¤l›d›r. Bu, iflgören- lerin birbirleriyle nas›l bir iliflki içinde olduklar›n› ve örgüt hakk›ndaki duygula- r›n› yans›t›r” (Balay, 2000; Ulrich, 1998).

Örgütsel ba¤l›l›k, bireyin belirli bir örgüte dahil olma ve örgütle özdeflleflme derecesidir. Neale ve Northcraft’a göre ise (1991), örgütsel ba¤l›l›k, genelde üç etken içerir:

1. Örgütün amaç ve de¤erlerine olan güçlü inanç, 2. Örgüt ad›na önemli ölçüde çaba sarf etme iste¤i, 3. Örgüt üyeli¤ini sürdürme hevesi.

“‹nsanlar›n yapt›klar› ifle gerçekten ba¤lanabilmeleri için görevin ba¤lanmaya de¤er oldu¤una inanmalar› gerekir” (Peters ve Waterman, 1995). Yönetici, bir li- der olarak astlar›n›n mesleki ba¤l›l›k ve geliflmesini sa¤lamaya çal›flmal›d›r. Mes- le¤e ba¤l›l›k, meslekte geliflme ve ilerlemeye istekli olmay›, bu amaçla alana ilifl- kin yay›nlar› ve geliflmeleri izleyerek, e¤itim programlar›na kat›lmay› gerektirir.

Kurumlarda Sosyal Sermayeye Yat›r›m

“Örgütlerin sahip olduklar› sosyal sermayenin de¤eri, insanlar›n kendi kiflisel sosyal sermayelerini gelifltirmek için harcad›klar› çabalarla birikir” (Cohen ve Prusak, 2001). “Okul, toplum ve aile üçlüsü bireylerin sosyal sermayeyi olufltu- rup depolad›klar› yerlerdir” (Beaulieu et al, 2001). Sosyal sermayenin depoland›-

¤› bu yerlerde sermayenin büyümesi yap›lacak yat›r›ma ba¤l›d›r. ‘En büyük yat›- r›m insana yap›lan yat›r›md›r’ prensibinden hareketle, polis e¤itim kurumlar›nda da binlerce ö¤renciye verilecek e¤itimin kalitesi sosyal sermayenin pozitif yönde oluflmas›na çok büyük katk› yapacakt›r. “Okullarda sosyal sermayeye yat›r›m ya- p›lmas› ö¤rencilerin akademik geliflmelerine önemli katk›larda bulunmaktad›r”

(Beaulieu et al, 2001). “Sosyal sermayeye okul müdürlerince yat›r›m yap›lmas›

ve bir mesle¤in kurumsallaflmas›nda destek olmas›, okuldaki farkl› unsurlar›n (müdür, ö¤retmen, personel ve ö¤renciler) baflar›l› etkileflimine, öncelikle de oku- lun örgütsel yap›s›na ba¤l›d›r” (Ortiz, 2001). Kurumlar›n baflar›l› olmas›, bireyle- rin verimli ve etkili çal›flmalar›na ba¤l›d›r.

Karfl›l›kl› Konuflma (‹letiflim)

“Örgütlerde herkesin rasyonel olarak belirlenmifl sosyal rollerine göre baz› nor- matif beklentiler egemendir” (Ergün, 1992). Bu durum, di¤er kurumlar için ge- çerli oldu¤u gibi, Emniyet Teflkilat› için de geçerlidir. Bir k›s›m yazarlar iletifli-

(9)

mi, sistemin bölümleri aras›nda eylemi bafllatan bir yöntem olarak görür. Öz- kalp’e göre, (1982), iletiflim sistemi, karar mekanizmalar›n› birbiriyle uyumlu olarak çal›flt›ran ve eflgüdümü sa¤layan bir göreve de sahiptir. ‹letiflimin görev- lerle, rol ve statülerle ilgili çerçevenin ötesinde geliflmesi anlaflmazl›k ve hatta ça- t›flmalara neden olabilir.

F›nd›kç›’ya (2000) göre, “yönetici ve çal›flanlar aras›ndaki iletiflim, yönetici- lere herhangi bir sorunun rahatl›kla aç›labilmesi, efl düzeyli çal›flanlar›n iliflkileri ve iletiflimleri, örgütteki çat›flma kaynaklar› ve düzeyleri ve benzeri durumlar, ki- flileri olumlu yönde etkileyebilece¤i gibi tersine de neden olabilir.” Kurumdaki iletiflim ortam›, personelin ifl tatminini ve di¤er insanlarla iliflkilerini etkiler, ço-

¤u zaman da belirler. Kurumda aç›k olmayan iletiflim kanallar›, belirsizlik, gü- vensizlik temeline dayanan iliflkiler çal›flanlarda korku ve endifle kayna¤› olabil- mektedir. Tan›mlanm›fl (formal) iletiflim a¤› kadar tan›mlanmam›fl (informal) ile- tiflim a¤› da tatmin ya da tatminsizliklere yol açabilir.

Hikaye Anlatma

“Nas›l ki bireyler, toplumsal hayatta baz› fikir ve uygulamalar› sa¤lamlaflt›rmak ve kabulünü kolaylaflt›rmak istediklerinde çeflitli an›, hikaye, efsane ve destanlar- dan yararlan›rlar” (fiiflman, 1994), kurumlar da zamanla örgütsel haf›za denebile- cek birikimlerini olufltururlar. Bu haf›zada zamanla ilginç, orijinal, ifllevsel ve kayda de¤er olay ve hikayeler birikir. Örgüt üyeleri bu olay ve hikayeleri birbir- lerine anlatarak çal›flt›klar› okulun (kurumun) kültürü hakk›nda baflkalar›na bilgi sunarlar. Çelik (1997), “bu hikayelerin örgütsel de¤erlerin yay›lmas›na ve yerlefl- mesine yard›mc› oldu¤unu ve örgütün kahramanlar›n› ve sembollerini canland›r- d›¤›n›” ifade eder. Draft’a (1992) göre; “anlat›lan bu hikayeler gerçek olaylara dayal› ve örgüt üyeleri taraf›ndan genellikle paylafl›lan ve yeni iflgörenleri örgüt hakk›nda bilgilendirmek için anlat›lan öykülerdir.”

Cohen ve Prusak, (2001) “birbirleriyle özdeflleflen insanlar›n; ortak öyküler, referans noktalar› ve tepkiler geliflti¤ini vurgularken”, Unutkan (1995), “hikaye- lerin örgüt kültürü aç›s›ndan önem tafl›yan ve genellikle örgütün geçmifline yöne- lik olaylar›n, abart›larak aktar›lmas› sonucunda ortaya ç›kan kültür tafl›y›c›lar› ol- du¤unu ve örgütün geçmifliyle mevcut durumu aras›nda köprü görevi yapt›¤›n›”

ifade etmektedir.

Birlikte Çal›flma (‹flbirli¤i, Ortak Çabaya Kat›lma Duygusu)

‹flbirli¤i, toplumda sosyal sermayenin art›r›lmas›nda önemli bir unsurdur. ‹flbirli-

¤inin gücü, her bir tak›m üyesinin kabiliyetlerini kollektif olarak daha etkin yap- mak için bir araya getirmesine dayanan yetenek sentezinden kaynaklanmaktad›r.

(10)

Bunun gibi iflbirli¤inin dinamikleri insan iliflkilerinde ve bu iliflkilerin okulla na- s›l etkileflime girdi¤i konusunda yo¤unlaflmaktad›r. “‹nsanlar›n kabiliyetleri, ifl- birli¤i sonucunda de¤erler seti olarak ortaya ç›kar. Bu de¤erler, bireyler hakk›n- daki normlar› ve iflbirli¤i süreci içerisinde bireylerin birbirleriyle nas›l iliflki kur- duklar›n› tan›mlar. Etkin iflbirli¤inde, buna dahil olan herkes süreçten etkilenir”

(Moore, 2001).

“Bir örgüte rehberlik eden, tak›md›r. Tak›m içerisinde bireyler, birbirlerinden ö¤renme avantaj›na sahiptirler. Tak›mla çal›flma deneyimi bireylerin karfl› karfl›- ya kald›klar› problemlerin yap›s›n› de¤ifltirir” (Nixon, 1996). “Tak›m çal›flmas›- n›n tercih edilen bir çal›flma biçimi olarak kabul görmesi oldukça zordur. Çünkü bu, kurumun kültüründe, de¤erlerinde ve normlar›nda bir de¤iflikli¤e iflaret eder.

Amaç, bireylerin birbirlerinden bir fleyler ö¤renmeleri ya da tak›m olarak d›flar›- da kendilerine gereken deneyimi kazanmalar›d›r. Bunu yapmak için, gruplar›n kendilerini bir tak›ma dönüfltürecek davran›fllar› ö¤renmeleri gerekir” (Braham, 1998).

Sosyal Mekanlarda Bir Araya Gelme

Birçok örgüt yöneticisi, konuflmaya ve bir araya gelmeye ayr›lan zaman›n tafl›n- mayacak bir lüks oldu¤unu düflünür. Oysa; insanlar›n bir araya gelmelerini ve birbirleriyle ba¤lant›lar kurmalar›n› sa¤layan mekan ve zaman, sosyal sermaye- nin topra¤› ve suyudur.

‹fl mekan›ndaki yaflam›n herkes taraf›ndan görülebilir hale getirilmesi, insan- lara gayri resmi bir araya gelip sohbet edebilecekleri mekanlar sa¤lanmas› sosyal sermaye demek olan güvenin, ba¤lant›n›n ve eflitlik alg›s›n›n geliflmesine yard›m- c› olur. Bir araya gelinecek, toplan›lacak, konuflulacak, baflkalar›n› görecek ve baflkalar› taraf›ndan görülebilecek mekanlar ve bütün bu fleyleri yapmaya yetecek zaman, sosyal sermayenin zorunlu bileflenleridir. Cohen ve Prusak (2001), örgüt- lerindeki sosyal sermayeyi büyütmek isteyen liderlerin, sosyal mekan ve zamana yat›r›m yapmakla ak›ll›l›k ettiklerini, güven ve iflbirli¤inin geliflti¤i yerde liderle- rin de baflar›l› olaca¤›n› vurgulamaktad›r.

Polisin Tutum ve Davran›fllar›n›n Sosyal Sermayeye Etkisi

Sosyal sermayenin yukar›da say›lan ölçütleri do¤rultusunda Emniyet Teflkilat›n›n ve çal›flanlar›n›n görevleri gere¤i halk›n bütün kesimiyle iç içe oldu¤u göz önüne al›nd›¤›nda, sosyal sermayeyi artt›rmada çok önemli bir misyonu üstlendiklerini söyleyebiliriz. Nas›l ki, çocuklar› ve gençleri e¤itmek ve ö¤retmekle görevli, oto- riteyi, ideal davran›fllar›, iyiyi-do¤ruyu temsil eden bir ö¤retmenin yapm›fl oldu-

¤u veya yapaca¤› olumsuz bir davran›fl bütün ö¤rencileri etkiliyorsa; ayn› flekil-

(11)

de vatandafl›n gözünde devletin temsilcisi olan bir polisin davran›fl› da insanlar›

daha kolay etkileme gücüne sahip olacakt›r. Sa¤l›kl› bir toplumu infla edip devam ettirecek de¤erler ve normlar›n tamam›, sosyal sermaye olarak tan›mlanabilir.

Toplumun çeflitli kurumlar›nda kurum içi ve kurumlar aras› kat›l›mc›l›k ve iflbir- li¤inin varl›¤› olarak da tan›mlanan sosyal sermaye, bir toplum veya tak›m infla etmeyi mümkün k›lan bir tutkal olup, bireyleri ortak bir gaye etraf›nda bir arada tutmay› sa¤lar. ‹nsanlardaki yard›mseverlik, fedakarl›k, emniyet ve güvenilirlik gibi de¤erlerin oluflmas›na e¤itimle etki de bulunulabilmesi nedeniyle, sosyal ser- mayenin inflas›nda bir bak›ma e¤itim birinci derecede rol oynar. Dolay›s›yla po- lis e¤itim kurumlar›nda ö¤rencilerin bu konularda daha verimli ve etkin olarak yetifltirilmesi gerekmektedir.

Bilindi¤i gibi,günümüzde polise, polislik görevi haricinde “sosyal hizmet uz- man›”, “ö¤retmen” ve “psikolog” gibi sosyal roller biçilmektedir. ‹flte polisin suç ve suçlularla ilgili çal›flmalar›n›n d›fl›nda suçun sebepleriyle de mücadele etmesi, polisli¤in bir sosyal hizmet birimi oldu¤u iddias›n› kuvvetlendirmektedir” (Kav- gac›, 1997:24-25).

‘Polislerin toplumun, can ve mal güvenli¤inin sa¤lanmas› gibi çok kritik ve yaflamsal önemi olan görev ve ifllevleri vard›r. Bu rollerin gerçeklefltirilmesinde polisin sahip oldu¤u bilgi, beceri ve davran›fllar toplumla kurulacak olan etkilefli- min düzeyini belirleyecektir. Polisin nitelikli davran›fllar göstermesi, hem ona du- yulan güvenin artmas›n›, hem de mensubu bulundu¤u teflkilat›n güçlenip gelifl- mesini sa¤layacakt›r. Bu da, büyük ölçüde polisin hem meslek öncesinde, hem de meslek içinde sürekli e¤itilmesini ve ortaya ç›kan toplumsal geliflmelere göre ye- ni davran›fllar kazanmas›n› kaç›n›lmaz hale getirmifltir. Ancak böylelikle güçlü ve güvenli bir polis teflkilat›n›n oluflturulmas› ve toplumun ihtiyaç duydu¤u hizmet- lerin beklenildi¤i bir biçimde gerçeklefltirilmesi sa¤lanabilir” (Semiz ve Gökçe, 2000:36).

“Polislik mesle¤i, yaln›z suçlu yakalama mesle¤i de¤ildir. Öteki mesleklerden farkl› özellik, ifllev ve sorumluluklar› içeren çok yönlü bir meslektir. Bu nedenle polis e¤itimi de çok yönlü olmak zorundad›r. Buna göre polis e¤itimi, polise ge- rekli bilgi ve beceri kazand›rma yan›nda, mesleki fluur, meslek ahlak› ve mesleki bir sorumluluk kazand›rmal›d›r. Bir baflka ifadeyle polis e¤itimi, genel e¤itimin bir parças› de¤il, kendisidir. Polis e¤itimi, hem mesleki teknik bilgileri hem de sosyal bilgi ve de¤erleri içermektedir. Nas›l bir polis e¤itim sisteminin oluflaca¤›, toplumun nas›l bir polis tipi istedi¤ine ba¤l› olacakt›r” (F›nd›kl›, 1996:463).

Burada, toplumun sosyal sermayesine katk›s› ba¤lam›nda bir poliste olmas›

gereken niteliklerden baz›lar› aç›klanacakt›r. Bunlar bir bak›ma bir poliste olma- s› gereken davran›fl kurallar›d›r. Bu vas›flar, davran›fla dönüfltü¤ünde toplumun sosyal sermayesine katk›s› ba¤lam›nda önem arz edecektir.

(12)

Adil Olma

Polis, halk›n hukuka sayg›l› olmas› yönünde, ayd›n kiflili¤iyle öne ç›karak, e¤iti- ci yönüyle toplumsal rehberlik görevini yerine getirmelidir.

Güç kullanma konusunda e¤itim alm›fl ve elinde her zaman böyle bir potansi- yel bulunan güvenlik mensuplar›n›n hak kavram› konusunda çok sa¤l›kl› bir yak- lafl›ma sahip olmalar› gerekmektedir. Güçlü olan›n hakl› de¤il, hakl› olan›n güç- lü olaca¤› ilkesine herkesten daha fazla bir güvenlik personeli inanmal› ve özüm- semelidir. Hak kavram› her fleyin üstündedir. Adalete aç›lan ilk kap› olan güven- lik birimlerinde bu ilke iyi bilinip benimsenmelidir. Akrabal›k, arkadafll›k, mes- lektafll›k gibi yerine göre gerekli ve güzel olan kavramlar hiçbir zaman kifliyi hak düflüncesinden uzaklaflt›rmamal›d›r (Cerrah, 2000:139).

Polis hukuk devletinin bir arac› ve adalet zincirinin bir halkas›d›r. ‹lkça¤lar- da, ‘erdemlilik’ anlam›nda kullan›lan adalet, günümüzde hak ve hukuka uygun- luk demektir. Adalet, herkese ait olan fleyi verme, tan›ma, tahsis etme e¤ilimidir.

Hukuken hakk› olan bir fleyi kifliden esirgemek, yani keyfi hareket, adaletsizlik- tir (Gö¤er, 1976:31).

Polis, hizmetlerin yerine getirilifli s›ras›nda adil olman›n en büyük erdemlilik oldu¤unu asla gözard› etmemelidir.

Polisiye hizmetlerde her zaman bir ma¤dur eden bir de ma¤dur edilen taraf vard›r. Bir gün ma¤dur edilen, baflka zaman ma¤dur eden olarak polisin karfl›s›- na ç›kabilir. Tüm bunlar› göz önünde bulundurarak polis, yapt›¤› hizmetlerde, hiçbir zaman taraf olmamal› ve adaletten sapmamal›d›r.

Eflit ve Tarafs›z Davranma

1982 Anayasas›’n›n 10. maddesi, “Herkes, dil, ›rk, renk, cinsiyet, siyasi düflünce, felsefi inanç, din, mezhep vb. sebeplerle ayr›m gözetilmeksizin kanun önünde eflit- tir. Hiçbir kifliye, aileye, zümreye veya s›n›fa imtiyaz tan›namaz. Devlet organla- r› ve idare makamlar› bütün ifllemlerinde kanun önünde eflitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundad›rlar.” demektedir.

Anayasam›z, herkesin, dil, ›rk, renk, cinsiyet, siyasi düflünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ay›r›m gözetilmeksizin kanun önünde eflit ol- du¤u ilkesini getirmifltir. Buna göre hiçbir kifliye, aileye, zümreye veya s›n›fa im- tiyaz tan›namaz. Devlet organlar› ve idare makamlar› bütün ifllemlerinde kanun önünde eflitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundad›rlar. ‹nsan›n, insan olmas›

dolay›s›yla do¤ufltan bir de¤eri ve onuru vard›r. Bu onun tabii bir hakk›d›r. Bu hak dolay›s›yla herhangi bir niteli¤e veya ölçüye dayan›larak insanlar aras›nda ayr›m yap›lamaz. ‹nsanlar aras›nda kanunlar›n uygulanmas› aç›s›ndan da hiçbir fark gözetilemez. ‹nsanlar aras›ndaki eflitlik, öncelikle kanunlar önünde eflitlik il- kesi ile sa¤lan›r.

(13)

‹nsanlar, suçlar› ne olursa olsun her zaman için insana lay›k bir davran›flla karfl›laflmak isterler. Polis de, ifline nas›l gerekli azim ve dikkati gösteriyorsa, ay- n› flekilde, karfl›s›ndaki kiflilere nazik ve haklar› olan sayg›nca davran›fl› göstere- bilecek e¤itimle donat›lm›fl olmal›d›r. Keza polis, karfl›s›ndaki insanlar›n onur ve flereflerini zedeleyici davran›fllardan kaç›nmal› ve kiflilere özen, dikkat ve insani yard›mlarla yaklaflmal›d›r. Polislikte profesyonellik denildi¤inde ilk olarak polis

“uygulamalar›nda tarafs›zl›k”, “duygusal olmama”, görev yaparken “vatandafl›

tahrik etmemek” veya “tahriklere kap›lmamak” gibi unsurlar say›labilir. Profes- yonelli¤in en önemli unsuru, “uygulamalarda tarafs›zl›kt›r.” (Cerrah, 2000:118).

Günümüzde insanlar, bilinçlenmifl bir flekilde sorunlar›na sahip ç›kmaya bafl- lam›fllard›r. Kendisine eflit ve adil davran›lmad›¤› zaman bunu fark edebilmekte- dirler. Günümüzde polisin, çok duyarl› davranarak, eflitlik ilkesinden ayr›lmadan, çal›flmas›n› sürdürmesi gerekmektedir. Polis, adaletli davranarak, kendi davran›fl ve eylemlerini taraf tutmadan herkese ayn› standart ve eflitlikte yans›tabilmelidir.

Hasta insanlar›n doktoru görünce sevindi¤i gibi; vatandafl›n da herhangi bir olay karfl›s›nda polisi gördü¤ünde sevinmesi gerekir. Polis her fleyden önce polis- li¤i ve devleti sevdirmelidir.

Polis, kamu düzenini sa¤larken, kanunlar›n uygulay›c›s›, devletin somut teza- hürü olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bir polisin yapm›fl oldu¤u hatal› bir davran›fl bütün polislere maledilecek ve tüm polis teflkilat›, hatta devlet töhmet alt›nda b›- rak›lm›fl olacakt›r. Polis, ahlak ve insan psikolojisi konular›nda da etkili ve verim- li yetifltirilmelidir.

Sab›rl› Olma ve Hoflgörü

Polis Disiplin Talimat›’nda belirtildi¤i gibi sab›r, bir görev yap›l›rken karfl›lafl›la- cak her türlü zorluk ve yokluklara katlanarak ve asla b›kk›nl›k ve y›lg›nl›k gös- termeden sessiz ve düzgün olarak göreve devam edebilmektir. Dr. Richard Carl- son da, ‘Ufak fieyleri Dert Etmeyin’ adl› eserinde, sab›rl› olman›n, öfkeyi e¤len- celi bir duruma nas›l dönüfltürdü¤ünü aç›klamakta ve flöyle devam etmektedir:

“Sab›rl› olmak, olaylara sa¤l›kl› ve do¤ru bak›lmas›n› sa¤lar. En zor durumlarda bile, karfl›lafl›lan sorunlar›n “ölüm-kal›m” meselesi olmay›p sadece afl›lmas› ge- reken küçücük engeller oldu¤unu düflünebilmek gerekir. Sab›r olmad›¤› takdirde, ayn› senaryo karfl›l›kl› ba¤›rma, öfkelenme, k›rg›nl›k ve yüksek tansiyona yol açacak bir durum haline gelebilir” (Carlson, s.45).

Polis, karfl›laflt›¤› olaylar karfl›s›nda çok sab›rl› olmal› ve son derece temkinli hareket etmelidir. Yüksek bir hoflgörü, polisin en önemli niteliklerinden olmal›- d›r.

(14)

‹nsanlar birçok fleyi bilerek ya da bilmeden yanl›fl yapabilmektedirler. Bu noktada insanlar›n çok anlay›fll› olmas› gerekmektedir. At›lacak her ad›ma dikkat edilmelidir. Zor olan ve de en önemlisi, suçtan zarar gören ile suç iflledi¤i san›lan kifli hakk›nda, hangisi ad›na, neyi anlay›flla karfl›layaca¤›n› tespit edebilmektir.

E¤itici Olma

Polis, görevi gere¤i toplumun her kesimiyle ilgili, ayn› zamanda toplum gözünde bir bak›ma devleti temsil etmek gibi bir misyonu üstlenmifltir. Bundan dolay› po- lis kendini her kesime hitap edebilecek ve herkesle kolayca iletiflim kurabilecek flekilde yetifltirmelidir. Polislik mesle¤inin toplum gözünde e¤itici bir yönü var- d›r. Özellikle resmi polislerin yapt›klar› davran›fllar toplum taraf›ndan, özellikle çocuklar taraf›ndan do¤ru olarak görülmektedir. Meslek, bir kimsenin yaflam›n›

sürdürmek, geçimini sa¤lamak için yapt›¤› sürekli ifltir. Bunun için yetenekli ve yeterli olma gere¤i vard›r. ‹flte insanlar bu yeteneklerini baflkalar›yla da paylafl- mak durumundad›rlar. Bu paylafl›m s›ras›nda baflkalar›na yapaca¤› etki ile e¤itim de sa¤lamaktad›r. Bu anlamda e¤itici olman›n rolü büyüktür. Polis, görevi gere-

¤i toplumun her kesimiyle karfl›laflmaktad›r. Yapt›¤› davran›fllar vatandafl›n gö- zünde genifl yank›lar uyand›rmaktad›r. Bu sebeple polisin çok iyi yetiflmesi ge- rekmektedir.

“Profesyonelce bir hizmet üretmesi gereken bir kurum olarak güvenlik birim- lerinin her zaman olumlu yöndeki ilk ad›m› atan taraf olmalar› gerekir. Polisin kaliteli hizmet ürütmek için ilk önce vatandafl›n kendisine çeki düzen vermesini beklemeye hakk› yoktur. Asl›nda polis gerek insan iliflkilerinde ve gerekse üret- mifl oldu¤u kaliteli hizmet ile halk› da bir bak›ma e¤itecektir” (Cerrah, 2000:122).

Semiz ve Gökçe’nin belirtti¤i gibi, polis e¤itim kurumlar›nda yetifltirilen po- lis amir ve memur adaylar›n›n nitelikli yetifltirilememesi ya da görevlerini yapar- ken ihtiyaç duyacaklar› bilgi ve becerilere sahip olamamalar› durumunda, hem polisin imaj› sars›lacak hem de teflkilât›n baflar›s›zl›¤›ndan söz edilecektir. Bu zor durumlar›n ortaya ç›kmamas› için, toplumla sürekli etkileflim halinde bulunacak olan polislerin, gerekli olan tüm bilgi ve becerileri kazanarak polis e¤itim kurum- lar›ndan mezun edilmesi gerekir. Böylece bir yandan polisin üretti¤i hizmetlerin kalitesi artacak, di¤er taraftan toplumun polise bak›fl aç›s› önemli ölçüde de¤ifle- cektir. Bu da sonuçta polis örgütünün baflar›lar›n›n ve sayg›nl›¤›n›n perçinlenme- si ve gelifltirilmesi anlam›na gelecektir.

Polisler giymifl olduklar› resmi üniforma itibariyle her zaman dikkat çekmek- te olup, yapm›fl olduklar› davran›fllarla da e¤itici rolünü ön plana ç›karmaktad›r- lar. Resmi elbisenin getirdi¤i bir tak›m sorumluluklar vard›r. Üniformal› insanlar baflkalar› taraf›ndan daha çabuk fark edilirler. Burada önemli olan, giyimin kar- fl›daki insanlar› her zaman etkiledi¤inin fark›nda olmakt›r. Polisler, mevzuat ku-

(15)

rallar›na titizlikle ve özenle uyum göstermelidirler. Giyim için de bu böyledir.

Polis bunu gerçeklefltirebildi¤i oranda anne-babalar çocuklar›n› polislerle korkut- mayacaklard›r.

Önyarg›s›z Olma

Önyarg›l› veya peflin hükümlü olmak, olaylar›n sonuçlar› hakk›nda gerekli tahlil yapmadan karar verme eylemidir. Bilindi¤i gibi önyarg› kavram›, bir kimse veya bir konuyla ilgili olarak belirli flart, olay veya görüntülere dayanarak önceden edi- nilmifl olumlu ya da olumsuz yarg› veya peflin hüküm anlam›na gelmektedir. Has- sas de¤erlerin korunmas› yönünde görev sahibi polislerin, peflin hükümlülükle karar vererek bu de¤erlere zarar vermesi, toplumsal düzenin sa¤lanmas›nda önemli bir engel teflkil eder. Polise baflvuran kifliler, yaflad›¤› olay›n etkisiyle dra- matik bir tav›r sergileyebilirler. Polis bu kiflileri, olay›n etkisinde kalmadan sab›r- la dinlemelidir. Ancak olay›n etkisinde kalmama görüntüsü vermek için, kay›ts›z kald›¤› intiba›n› da yaratmamal›d›r. Polis karfl›laflt›¤› olaylar karfl›s›nda ve olay- lar›n taraflar› aras›nda herhangi bir ayr›m yapmadan, önyarg›ya kap›lmadan, ka- nunlar çerçevesinde hareket etmelidir.

Önyarg›s›z güzel bir davran›fl, bir yudum flefkat ve merhamet, samimiyetle uzanan bir el, samimi bir yard›m, bazen en zor kap›lar› bile açabilir.

Empatik ‹letiflim Kurabilme

“Empati, bir kiflinin kendisini karfl›s›ndakinin yerine koyarak olaylara onun bak›fl aç›s›yla bakmas›, o kiflinin duygular›n› ve düflüncelerini do¤ru olarak anlamas› ve bu durumun karfl› tarafa iletilmesi sürecidir” (Dökmen, 1996:135).

“Empatik bir anlay›flla dinleme, bireyin kendi objektifli¤ini yitirmeden, olay- lar› karfl›s›ndaki bireyin içinde bulundu¤u durumu ve onun görüfl aç›s›n› dikkate alarak dinlemesidir. Bu arada onu elefltirmek ve yarg›lamaktan kaç›n›lmas› öne- rilir. Bireyleri en çok tedirgin eden fleylerden biri baflkalar› taraf›ndan elefltiril- mektir. Empatik dinlemede birey karfl›s›ndakini ne över, ne yarg›lar, ne de suç- lar. Onu anlamaya çal›fl›r. Bu anlay›fl insanlar›n birbirine yaklaflmas›na ve arala- r›nda gerçe¤e dayanan sevginin geliflmesine yol açar” (Baymur, 1994:281).

Polis için rutin olan bir ifl, baflkalar›n›n (vatandafl için) bafl›na ilk kez geliyor olabilir. Dolay›s›yla bu durum o kifli için, bir kriz ortam›n›n bafllang›c› olabilir.

Kriz ortam›nda genel olarak birbirini izleyen üç aflama vard›r: Bunlar; 1.Endifle aflamas›, 2.Savunma aflamas›, 3.Tepki aflamas›d›r. Kriz ortam›nda ilk önce karfl›

tarafta endifle olur. E¤er polis, destekleyici yaklafl›mla karfl› taraftaki endifleyi gi- deremezse, karfl› taraf savunma aflamas›na geçer. Bu aflamada da kriz giderile- mezse karfl› tarafta tepki aflamas› bafllar.

(16)

Polisin karfl›laflt›¤› olaylar karfl›s›nda taraflarla iyi bir diyalog kurarak, destek- leyici tav›rlarla, iflbirli¤i teklif etmesi gerekir. Sesini yükseltmeden ona müdaha- le edip, yard›mc› olmas› gerekir. Konuflurken ses tonu çok önemlidir. E¤er yük- sek sesle konuflulursa hiçbir fley anlafl›lmaz. Polisin görevi gönüllü uyum yarat- makt›r. Empati ve iletiflim becerilerini pekifltirerek gönüllü uyum yaratabilir. Bu- nun için tek yol vatandaflla iflbirli¤i yapmakt›r. Dayatmadan hiç kimse hofllan- maz. Hükmetmek yerine iflbirli¤i yapmak gerekir.

‹nsan Haklar›na Sayg›l› Olma

‹nsan haklar› kavram› çok boyutludur. Genel olarak insan haklar›n›n üç temel bo- yutu vard›r. Bunlar, insan haklar›n›n felsefi, sosyolojik ve hukuki boyutlar›d›r.

Felsefi boyut, insan haklar›n›n düflünsel temellerini oluflturur. ‹kinci olarak, insan haklar›n›n sosyal yap›s›ndan söz edilebilir. Çünkü insan haklar›, belli bir toplum- sal evrimin ürünüdür. Felsefi temeli ve uygulanan siyasal sistem yönlendirici ol- makla beraber, insan haklar›n›n sosyal yap›s› belirleyici rol oynar. Hukuk ise, in- san haklar›n› belli bir toplumsal olgunlaflma aflamas›ndan sonra tan›r ve düzenle- me konusu yapar (Kabo¤lu, 1996:1-3). Avrupa Birli¤i’nin ortak tan›m›nda polis, toplumda insan haklar›na sayg› göstererek asayifli sa¤layan ve halk›n güvenli¤ini koruyan bir kamu görevlisi olarak nitelendirilmektedir. ‹nsan haklar›n›n temel amac›, suçsuz insanlar›n korkusuzca ve bask›ya maruz kalmadan yaflamalar›n›

sa¤lamakt›r. Polisler, devletin meflru yetkilerini kullan›rlar. Bu yetki kullan›m›

demokratik ve kanunlar çerçevesinde olmal›d›r. Polis, herhangi bir kanunu uygu- larken baflka bir kanunu ihlal etmemelidir.

‹nsan haklar›n›n gerek uluslararas›, gerekse ülke içinde korunmas›, tan›nan te- mel hak ve özgürlüklere sayg› gösterilmesini sa¤laman›n en önemli yollar›ndan biridir. Devletlerin insan haklar›na sayg›l› olmas› ba¤lam›nda ilk aflama, temel hak ve özgürlükleri güvence alt›na ald›¤›n› Anayasa ve di¤er hukuk mevzuat›na yans›tmas›d›r. ‹kinci aflama, güvence alt›na al›nan insan hak ve özgürlüklerinin uygulamaya konularak bunun pratikte gösterilmesidir. Üçüncü aflama ise, mevzu- at ile uygulama aras›nda bir sorun ç›kt›¤›nda bunun adil bir flekilde çözülmesidir.

1982 Anayasas›’n›n ikinci maddesi Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliliklerini hü- küm alt›na alm›flt›r. Bu niteliklerden birisi “insan haklar›na sayg›l› olma” ilkesidir.

Yine Anayasan›n 17. maddesinde yer alan; “Herkes, yaflama, maddi ve mane- vi varl›¤›n› koruma ve gelifltirme hakk›na sahiptir.” ve “Kimseye iflkence ve ezi- yet yap›lamaz; kimse insan haysiyetiyle ba¤daflmayan bir cezaya veya muamele- ye tabi tutulamaz.” hükümleriyle bir bak›ma insan haklar›n›n genel bir s›n›r› çi- zilmekte ve polise yol gösterilmektedir.

Münci Kapani’nin dedi¤i gibi, bugün bir ülkenin uygarl›k derecesi bilim ya da teknoloji alan›ndaki baflar›lardan çok, insan haklar›na karfl› gösterdi¤i sayg›y-

(17)

la ölçülür olmufltur. Bu da bir bak›ma bizlere dünyada geçerli olan yeni ölçütü göstermektedir. ‹nsan olman›n tad›na, ancak insan haklar›n› kavramakla var›labi- lece¤i düflüncesi öncelikle polislerin yüre¤inde yer etmelidir.

Türkiye’yi dünyan›n gündemine getiren sorunlar›n bafl›nda insan hak ve öz- gürlükleri gelmektedir. ‹nsan haklar› denince akla, hemen kolluk gücü hatta po- lis geliyor. Çünkü yönetimler, insan haklar›n› kolluk gücüyle korumaktad›r.

Polis, insana sayg›y› ön planda tutarak, hem yasalar›n emretti¤i hususlar› ye- rine getirecek, hem de modern yaflam›n ve insan olman›n birincil flart›n› hissede- rek yaflamay› kavrayacakt›r. Polis, temel hak ve özgürlükler gibi insanlar›n do-

¤ufltan sahip olduklar› anayasal haklar›na hem uygulamalar›nda riayet edecek, hem de herkesin, kanunlar çerçevesinde birbirlerinin bu haklar›na riayet etmele- rini sa¤layacakt›r.

‹nsana ve her insan›n do¤ufltan sahip oldu¤u Anayasal temel hak ve özgürlük- lere sayg› gösterilmesi ve toplumun da bu hak ve özgürlüklerine sahip ç›kmas›, beraberinde toplumsal uyum ve mutlak adalet bilincinin oluflmas›n› sa¤layacak- t›r. Devletler yetkilerini kurulufllar›nda istihdam ettikleri kamu görevlileri ile kul- lanmaktad›r. Esas itibariyle ortaya ç›kan insan haklar› ihlalleri ve iddialar› devlet organlar›na ve özellikle güvenlik güçlerine tan›nan bu yetkilerin kullan›lmas›

aflamas›nda ortaya ç›kmaktad›r.

Polis; k›l›k-k›yafet, nezaket, davran›fl ve konuflma kurallar›na riayet ederek insan haklar›n›n bir baflka boyutunu oluflturan halkla iliflkilerine de dikkat etme- lidir. Günümüzdeki ça¤dafl polislik anlay›fl›nda polisin baflar›s› sadece yakalanan suçlu say›s›na göre ölçülmemektedir. Polisin baflar›l› say›lmas›nda göz önünde bulundurulmas› gereken en önemli unsurlardan birisi de polisin halktan alaca¤›

aktif destektir. Bu destek ancak halkla iliflkileri sa¤lam ve insan haklar›na sayg›- l› olan polislerle sa¤lanabilir.

Güvenlik hizmetlerinde esas olarak vatandafllar›n güven içinde yaflamas›n›

sa¤lamaya ve kamu düzeninin korunmas›na yönelik faaliyetlere a¤›rl›k verilmesi gerekmektedir. Güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesi insan haklar› ihlallerini gerektirmemelidir. Güvenlik hizmetleri ve insan haklar›na sayg› ayn› anda ger- çekleflmelidir. Bunlar birbirinin alternatifi de¤ildir.

Devletlerin gerçek anlamda insan haklar›na sayg›l› olup olmad›¤›, uygulama aflamas›nda ortaya ç›kar. ‹flte tam bu noktada kamu düzeni ve güvenli¤ini sa¤la- makla görevli “kolluk görevlileri” önem kazan›r. Çünkü kolluk görevlileri, yal- n›zca yasalara uymakla de¤il, ayn› zamanda yasalar› uygularken hukuk kurallar›

dahilinde hareket etmekle görevlidirler. Di¤er bir ifade ile, insan haklar›na sayg›- l› olman›n niteli¤i kolluk görevlilerinin tutum, davran›fl ve faaliyetlerinde de¤er kazan›r. Yapt›¤› görevle ulusal ve uluslararas› arenada devletin insan haklar›na sayg›l› olmas›n›n ve ba¤l›l›¤›n›n ölçüsü olma ifllevi, kollu¤un yasalar çerçevesin-

(18)

de insan haklar› ihlalleri yapmamas›n› zorunlu k›lar. Polis, insan haklar›na sayg›- l› olmay› bir disiplin ve meslek ahlak› haline getirmelidir. Polis, insan haklar›na sayg›l›, demokratik hukuk devleti olma yolunda önemli bir misyon üstlenmifl du- rumdad›r.

Sonuç

Güven, karfl›l›kl› anlay›fl, ortak de¤erler ve davran›fllardan oluflan sosyal serma- ye; gelecekte dirik ve sinerjik bir toplumun en temel unsurlar›ndan birisi olma e¤ilimindedir. Bu ba¤lamda Polis Teflkilat›n›n en önemli görevlerinden birisi, Türk toplumunun sahip oldu¤u sosyal sermayeyi kavray›p koruyarak birikme h›- z›n› artt›rmakt›r. Bunun için polisin ça¤dafl anlamda güvenlik mühendisi, sosyal hizmet uzman›, ö¤retici ve psikolog olma gibi sorumluluklar› söz konusudur. Po- lis Teflkilat›n›n sosyal sermayenin artt›r›lmas› ve korunmas› ba¤lam›nda, polisle- rin aidiyet duygular›n› pekifltirmek, mesle¤e olan sayg›lar›n› artt›rmak, halka te- peden de¤il empatiyle bakmas›n› ö¤retmek, hukuka ve insan haklar›na sayg› ko- nusunda polislerin duyarl› hale getirilmesini sa¤lamak, adil olmalar› yönünde vurguda bulunmak, eflitlik ve tarafs›zl›¤›n önemli erdem iflaretleri oldu¤u konu- sunda bak›fl aç›lar›n› gelifltirmek, sab›rl› ve hoflgörülü olmalar›n› sa¤lamak bir zo- runluluk olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Belki de gelece¤in de¤iflen ve geliflen dünyas›nda ancak sosyal sermayesi yüksek olan devlet ve milletler ayakta kala- caklard›r.

De¤iflen ve geliflen flartlara göre, polisten beklentiler de artm›flt›r. Bu ba¤lam- da yukar›da belirtilen vas›flar haricinde, Türk polis y›ld›z›nda yer alan 54 ilke bir bak›ma polis meslek eti¤ini oluflturmakta ve sosyal sermayeyi art›rma ba¤lam›n- da bir ›fl›k tutmaktad›r. Ça¤›m›zda polise biçilen roller çerçevesinde, sunulan em- niyet hizmetlerinin mevzuata göre yerine getirilmesinin yan›nda meslek eti¤i il- kelerine uygun davran›lmas› toplumun sosyal sermayesini art›ma bak›m›ndan önemlidir. Çünkü vatandafl art›k polislerden, yasalarda yaz›lan görevlerin hari- cinde yaz›l› olmayan, ama vatandafl için çok önemli olan bir tak›m davran›fllar beklemektedir.

Amaç; iyi bir polis de¤il, öncelikle iyi bir insan yetifltirmeye çal›flmak olma- l›d›r. Çünkü iyi bir insan, iyi bir polis olur. ‹yi bir polis; kanunlar›n kendisine ver- di¤i görevleri yaparken davran›fllar› ile de insanlara örnek olan iyi bir insand›r.

Halk›m›z, bilgili, becerikli, hoflgörülü, bir sosyal bilimci; gerekti¤inde bir ö¤ret- men ve bir psikolog gibi hareket edebilen polis istiyor. Hedef, halk›n istedi¤i bu polisi yetifltirmek olmal›d›r.

Tecrübeler göstermifltir ki, dünyada en iyi meslek yoktur; meslekte en iyi ol- mak vard›r. Burada polise düflen görev, mesle¤in gereklerine göre yetiflip, mes- lekte en iyi olmaya çal›flmakt›r.

(19)

Kaynaklar

Arslan, M., (2001), ‹fl ve Meslek Ahlak›. Ankara: Nobel Yay›nlar›.

Ayd›n, A. Hamdi, (1996), Polis Meslek Hukuku, Ankara,

————- (2000), “155. Y›ldönümünde Polisin Toplumdaki Yeri, Rolü ve Öne- mi”, Polis Dergisi. Say› 22/2000

Ayd›n, M., (1993), E¤itim Denetimi. Ankara: PEGEM Yay. No:4.

Balay, R., (2000), Yönetici ve Ö¤retmenlerde Örgütsel Ba¤l›l›k. Ankara: Nobel Yay. Da¤.

Barchan, M., (2000), Bilgiyi Yakalay›n, Executive Excellence, Nisan.

Baflaran, ‹. E., (1989), Yönetim. Ankara: Gül Yay›nevi.

Baymur, F., (1994), Genel Psikoloji, ‹nkilap Yay›nevi, ‹stanbul.

Beaulieu, L. J.; G. D. Israel; G. Hartless ve P, Dyk, (2001), ‘For Whom Does The School Bell Toll? Multi-contextual Presence of Social Capital and Student Educational Achievement’. Journal of Socio-Economics, Vol: 30, Issue 2.

Bolman, L. G ve Deal, E. T., (1990). Reframing Organizations, San Francisco:

Josey-Bass.

Carlson, Richard, Ufak fieyleri Dert Etmeyin, (Çev. Esat Ören), Alk›m Yay›nevi.

Celep, C., (1997), ‘Ö¤retmen Yeterlik Duygusu’, Yaflad›kça E¤itim. Say›: 50.

Cerrah, ‹brahim ve Semiz, Emin, (2000), 2l. Yüzy›lda Polis, Sibel Matbaas›, An- kara,

Cerrah, ‹brahim, (2000) “Güvenlik Hizmetlerinde Profesyonellik ve Meslek Eti-

¤i”, Halkla ‹liflkiler, Yönetimi Gelifltirme ve Oryantasyon E¤itimi Bölgesel Se- miner Notlar›, Emniyet Genel Müdürlü¤ü, E¤itim Dairesi Baflkanl›¤›, E¤itim Serisi:2, Ankara.

Cohen, D. ve Prusak, L., (2001), Kavrayamad›¤›m›z Zenginlik. Kurulufllar›n Sos- yal Sermayesi. ‹stanbul: MESS Yay.

Cooper, R. K., ve Sawaf, A., (1997), Liderlikte Duygusal Zeka. Yönetim ve Or- ganizasyonlarda Duygusal Zeka, (Çev: Zelal B. Ayman-Banu Sancar), ‹stan- bul: Sistem Yay.

Çelik, V., (1997), Okul Kültürü ve Yönetimi. Ankara: PEGEM Yay.

Dökmen, Üstün, (1996), ‹letiflim Çat›flmalar› ve Empati, Sistem Yay›nc›l›k, ‹s- tanbul.

Draft, R. L., (1992), Organization Theory and Design. St Paul: West Publishing Company.

Drucker, Peter F., (1992), Yeni Gerçekler, ‹fl Bankas› Kültür Yay›n›, Ankara.

Ergün, M., (1992), E¤itim ve Toplum. Ankara: Ocak Yay.

Ertürk, Selahattin, (1972), E¤itimde Program Gelifltirme, Yelkentepe matbaas›, Ankara.

F›nd›kç›, ‹., (2000), ‹nsan Kaynaklar› Yönetimi. ‹stanbul: Alfa Yay. Yönetim Di- zisi. 2. Bask›.

(20)

F›nd›kl›, Remzi, (1990), “‹nsan Haklar› ve Polis”, Türk ‹dare Dergisi, say›: 388 Ankara, Eylül.

————- (1996), “Polis E¤itiminde Ça¤dafl Geliflmeler”, Avrupa Birli¤i Süre- cinde Türk Polisi, Uluslararas› Sempozyum, Ankara.

Fukuyama, F., (1998), Güven: Sosyal Erdemler ve Refah›n Yarat›lmas›, Ankara:

Türkiye ‹fl Bank. Yay.

Geus, A.D., (1999). Yaflayan fiirket. ‹stanbul: Rota Yay.

Goleman, D., (1998). Duygusal Zeka. ‹stanbul: Varl›k Bilim Yay.

Gö¤er, Erdo¤an, (1976),.Hukuk Bafllang›c› Dersleri, AÜHFYay., Ankara.

Hawe P., and Shiell, A., (2000), “Social Capital and Health Promotion: reivew”

Social Science and Medicine 51. Pb:871-885

Hoy, W. K.; C. J. Tarter ve R. B. Katkamp, (1991), Open Schools/ Healthy Schools Measuring Organizational Climate, Newbury Park:Sage Publication.

Hoy, W.K. and Woolfolk, A.E., (1993), Teachers’ sense of efficacy and the organizational health of schools. The Elemantary School Journal.

Kabo¤lu, ‹brahim Ö., (1996), Dayan›flma Haklar›, Ankara: TODA‹E ‹nsan Hak- lar› Araflt›rma ve Derleme Merkezi

Kahne, J.; James O’Brien; Andrea Brown and Therese Quinn, (2001),

Leveraging Social Capital and School Improvemen: The Case of a School Network and a Comprehensive Community Initiative in Chicago.

Educational Administration Quarterly. Vol. 37, No.4 (October).

Kavgac›, Halil ‹brahim, (1997), Demokratik Polislik, Temel Yaklafl›mlar Anka- ra:Maset Matbaac›l›k,.

Lee, V. E., R. C. Croninger, (2001), ‘The Elements of Social Capital in the Context of Six High Sclools’. Journal of Socio-Economics, Vol. 30 Issue 2.

Magoon, R. A. ve S. W. Linkous, (1979), The Principal and Effective Staff Morale, NASSP Bulletin, 63.

Moore, R. D., (2001), School Leadership That Promotos A Dynamic School Culture. www. google. com.

Neale, M. and Northcraft, G., (1991), Factors Influencing Organizational Commitment, Motivation and Work Behaviour. Eds steers and Porter New pork: McGraw Hill.

Nixon, J.; Martin J.; McKeown, P. and Ranson, S., (1996), Encouraging Learning. Towards a Theory of the Learning School. Open University Press.

Buckihghanm. Philadelphia.

Ortiz, F. I., (2001), Using Social Capital in Interpreting the Careers of Three Latina Superintendents, Educational Administration Quarterly. Vol. 37, No.1 (February).

Özkalp, E., (1982), Davran›fl Bilimleri ve Organizasyonlarda Davran›fl. ‹.T.‹.A.

Yay. No. 249-169, Eskiflehir.

(21)

Özmen, F., (1997), F›rat ve ‹nönü Üniversitelerinde Örgütsel Çat›flmalar ve Ça- t›flma Yönetimi Yaklafl›mlar›, Elaz›¤, F›rat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Ens- titisü, Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi.

Pehlivan, ‹., (1998), Yönetsel, Mesleki Ve Örgütsel Etik. PEGEM Yay.

Peters, J. T. ve Waterman, R. H., (1995), Yönetme ve Yükseltme Sanat›, (Çev: Se- lami SARGUT). Alt›n Yay.2. Bas›m.

Schultz D. P. & S. E. Schultz, (1990), Psychology and Industry Today. New york:

MacMillan Publishing Company.

Semiz, Emin ve Gökçe, Erten, (2000), “Yirmibirinci Yüzy›lda Polis E¤itimi”, Yirmibirinci Yüzy›lda Polis, Ankara, Haziran.

Sergiovanni, T. J., (1992), Moral Leadership. San Francisco: Jossey-Bass Publisher,.

Sönmez, Nevzat, (2002), Emniyet Teflkilat› ve Polis Meslek Hukuku, Ankara:

Seçkin Yay›nevi.

Sönmez, Veysel, (1999), Program Gelifltirmede Ö¤retmen El Kitab›, Ankara:An›

Yay›nc›l›k, Gelifltirilmifl 8. Bask›

Steers, R.M. ve Porter, L. W. (1987), Motivation and Work Behavior, New York:

Mc Graw Hill, Inc. Fourth Edition.

fiiflman, M., (1994), Örgüt Kültürü. Eskiflehir: Anadolu Üniversitesi Bas›mevi, Töremen, F., (2001), Ö¤renen Okul. Ankara: Nobel Yay. Da¤. Birinci Bask›.

Unutkan, G. A., (1995), ‹flletmelerin Yönetimi ve Örgüt Kültürü. ‹stanbul: Türk- men Kitabevi.

Y›lmaz, Ejder, (1986), Hukuk Sözlü¤ü, Ankara.

(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastalar›m›z›n % 80’inde total IgE de¤erleri yüksek bulunmufl olup, total IgE, ev tozu akar allerjenlerine karfl› deri testi pozitifli¤i ve spesifik IgE pozitifli¤i ara-

– Unscented Particle Filter, Nonparametric Belief Propagation – Annealed Importance Sampling, Adaptive Importance Sampling – Hybrid Monte Carlo, Exact sampling, Coupling from the

Çalışma mantığı için ders notlarına bakınız Optik Pirometre: Sıcaklık ölçümünde kullanılır.. Çalışma mantığı için ders

Bir irketin ba ar s , çe itli bölümleri aras nda entegrasyonu gerektirmektedir. Özellikle üretim-pazarlama fonksiyonlar aras ndaki bütünle ik bir i birli inin i letme performans

B u yüzden a¤daki tehlikeleri (sistem k›r›c›l›k, sosyal mühendislik, kuvvetli darbe, vb.) bilerek, devletin bilgi sistemi ile ilgili hukuk ve di¤er alanlarda

Ancak parçada verilen bil- giler arasında küreselleşmenin günü geldiğinde tersine bir süreç olarak işleyeceği konusunda bir yorum getirilmemiştir.. Bu parçada

Örnek: A = {1,2,3,4} kümesinin üç elemanlı alt kümeleri ile A kümesinin elemanları ile yazılabilecek rakamları farklı üç basamaklı sayıları bulunuz ve

Bu dönemdeki kültürler, belli zaman aralıklarında sayıma tabi tutulurlarsa üreme eğrisi düz veya dik bir durum gösterir (B). Bu fazda fizyolojik olarak çok aktif