• Sonuç bulunamadı

Psychiatric Comorbidity in Patients with Chest Pain Without Cardiac Etiology

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psychiatric Comorbidity in Patients with Chest Pain Without Cardiac Etiology"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kalple Ýliþkili Olmayan Göðüs Aðrýsý Olan

Hastalarda Psikiyatrik Eþtaný

Medine Yazýcý Güleç1, Çiçek Hocaoðlu2, Ýsmet Durmuþ3

1Uz.Dr., Erenköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi, Ýstanbul, 2Yrd.Doç.Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, 3Yrd.Doç.Dr., Kardiyoloji Anabilim Dalý, Trabzon

SUMMARY

Psychiatric Comorbidity in Patients with Chest Pain Without Cardiac Etiology

Objective: In the world and among different cultural

groups, physical symptoms are the most common expressions of social problems and inconvenience; chest pain is one of the most widely seen, medically unex-plained physical symptoms. Most of the time, chest pain cases where organic etiology cannot be determined for a long time and those presenting with atypical features should be evaluated as a component or an accompany-ing symptom of various specific psychiatric disorders pri-marily such as panic disorder and depression. In this study, determination of psychiatric comorbidity rate in patients with chest pain without cardiac etiology was aimed. Method: Seventy patients were included in the study that applied to the cardiology clinic with the com-plaint of chest pain but did not have any detected car-diac etiology. All patients were evaluated with Sociodemographic Datum Collection Form and struc-tured clinical interview for DSM-IV. Results: In 47.1% of noncardiac chest pain group panic disorder, in 21.4% of them depressive disorders, in 5.7% generalized anxiety disorder, in 5.7% anxiety disorders not otherwise speci-fied, in 5.7% obsessive compulsive disorder, in 2.9% undifferentiated somatoform disorder were diagnosed. 12.9% of the cases had two psychiatric diagnoses. 24.3% of the cases had no psychiatric diagnosis.

Conclusion: Psychiatric disorder rates are quite high in

patients with chest pain which cannot be explained car-diologically. These results show the importance of psy-chiatric evaluation in noncardiac chest pain or unex-plained chest pain (UCP) patients. In addition, under-standing the psychiatric symptom profile of these patients will make an important contribution to noncar-diac chest pain treatment.

Key Words: Medically unexplained physical symptoms,

chest pain without cardiac etiology, mental disorders.

ÖZET

Amaç: Tüm dünyada ve farklý kültürel gruplar arasýnda

bedensel belirtiler toplumsal sorunlarýn ve sýkýntýnýn en yaygýn bireysel ifadeleridir ve göðüs aðrýsý da týbbi olarak açýklanamayan bedensel belirtilerin en sýk görülen-lerinden biridir. Uzun zamandýr organik etiyoloji saptana-mayan ve çoðu kez atipik özellikler gösteren göðüs aðrýsý olgularýnýn baþta panik bozukluðu ve depresyon olmak üzere çeþitli özgül psikiyatrik bozukluklarýn bir bileþeni ya da eþlik eden bir belirtisi olarak deðerlendirildiði görülmektedir Bu çalýþmada kalple iliþkili olmayan göðüs aðrýlý (KÝOGA) hastalardaki psikiyatrik eþ taný oranlarýnýn araþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr. Yöntem: Çalýþmaya kardi-yoloji polikliniðine göðüs aðrýsý þikâyeti ile baþvuran ve kardiyak etiyoloji saptanamayan 70 hasta alýndý. Hasta grubu Sosyodemografik Veri Toplama Formu ve DSM-IV için yapýlandýrýlmýþ klinik görüþme ile deðerlendirildi.

Bulgular: KÝOGA grubunun %47.1'inde panik

bozuk-luðu, %21.4'ünde depresif bozukluk, %5.7'sinde yaygýn anksiyete bozukluðu, %5.7'sinde baþka türlü adlandýrýla-mayan anksiyete bozukluðu, %5.7'sinde obsesif kompül-sif bozukluk, %2.9'unda farklýlaþmamýþ somatoform bozukluk saptandý. Olgularýn %12.9'u iki psikiyatrik taný aldý. Olgularýn %24.3'ü ise hiçbir psikiyatrik taný almadý.

Sonuç: Çalýþmanýn sonucunda psikiyatrik bozukluk

oran-larý kardiyak açýdan açýklanamayan göðüs aðrýsý hasta-larýnda oldukça yüksektir. Bu bulgular KÝOGA hastalarýn-da psikiyatrik deðerlendirmenin önemini göstermektedir. Ek olarak bu hastalardaki psikolojik semptom profilinin anlaþýlmasý KÝOGA'nýn tedavisinde önemli katkýlar saðla-yacaktýr.

Anahtar Sözcükler: Týbben açýklanamayan fiziksel

belir-ti, kalple iliþkili olmayan göðüs aðrýsý, ruhsal bozukluklar.

(2)

GÝRÝÞ

Tüm dünyada ve farklý kültürel gruplar arasýnda bedensel belirtiler toplumsal sorunlarýn ve sýkýn-týnýn en yaygýn bireysel ifadeleridir (Kirmayer ve Young 1998). Týbbi olarak açýklanamayan bedensel belirtilerden biri olan göðüs aðrýsýna toplumda ve birinci basamak saðlýk kurumlarýna baþvuran kiþi-lerde çok sýk rastlanmaktadýr (Mayou 1989). Göðüs aðrýsý olan hastalarýn %50'den fazlasýna kardi-yologlar tarafýndan iskemik kalp hastalýðý olmadýðýnda kalple iliþkili olmayan göðüs aðrýsý (KÝOGA) tanýsý konmaktadýr (Mayou 1998, Van Peksi-Oosterbaan ve ark. 1998, Fleet ve ark. 1994, Esler ve Bock 2004, Srinivasan ve Joseph 2004, Fleet ve ark. 1998). Hastalarýn sadece üçte biri iskemik kalp hastalýðý tanýsý almaktadýr (Mayou 1989). Angina benzeri belirtilerle kalp kateterizas-yonu yapýlan hastalarýn %10 ile 30 kadarýnda koroner arterler normal bulunmaktadýr. Bu hasta-larýn çoðunda göðüs aðrýsý devam etmekte ve sýk sýk acil servislere baþvurmakta ve hatta kalp kateteri-zasyonlarý tekrarlanmaktadýr (Varia ve ark. 2000). KÝOGA'lý hastalarýn týbbi prognozlarý iyi olmasýna raðmen, fonksiyonel kayýplarý fazladýr. Açýklana-mayan göðüs aðrýsý genellikle inatçýdýr, uzun süreli fiziksel kýsýtlýlýða neden olur ve günlük aktiviteye zarar verir (Van Peksi-Oosterbaan ve ark. 1998). KÝOGA'lý hastalarýn %50-70'inde göðüs aðrýsý süreklilik göstermektedir. Hastalarýn %19-51'i mesleki, %46-100'ü fonksiyonel kayýp yaþarlar, has-taneye yatýþ oranlarý yüksektir ve uygunsuz kardiyak ilaç alýmýný da içeren týbbi deðer-lendirmeler uygulanýr (Mayou ve ark. 1994, Potts ve Bass 1993). Uzun zamandýr organik etiyoloji saptanamayan ve çoðu kez atipik özellikler gösteren göðüs aðrýsý olgularýnýn baþta panik bozukluðu ve depresyon olmak üzere çeþitli özgül psikiyatrik bozukluklarýn bir bileþeni ya da eþlik eden bir belirtisi olarak deðerlendirildiði görülmek-tedir (Keller 1985, Uhde ve Nemiah 1989, Bass 1991, Bass ve Wade 1984, Chambers ve Bass 1990). Kalp hastalýðýndan endiþe duyma hem yaygýn anksiyete bozukluðu hem de panik bozukluðu olan hastalarda bildirilen en yaygýn inanýþtýr. Doktoruna göðüs aðrýsý ya da çarpýntý ile baþvuran çoðu hasta-da gerçekte anksiyetenin fiziksel semptomlarýnýn tanýmlanmasý þaþýrtýcý deðildir. Panik atak, göðüs aðrýsý ve çarpýntýnýn kesin nedenidir fakat bu

belir-tilerin etiyolojisini içeren çeþitli psikolojik neden-lerden sadece biridir (Mayou 1998).

Anksiyete nevrozunun Freud tarafýndan tanýmlan-masýndan ve DSM-III'te panik bozukluðunun ayrý bir kategori olarak ayrýlmasýndan sonra anksiye-tenin karakteristik semptomlarý, fonksiyonel ya da 'nevroz medikal durumlar' olarak görülmeye baþ-landý. Bu görünüm özellikle askerlerde yaygýn olmaktaydý ve asker kalbi, efor sendromu ve kalp aktivitesi bozukluðu tanýmlamalarýnda açýkça ayýrt edilebiliyordu. Anksiyete bozukluklarýný taný ve tanýmlamasýnda ICD ve DSM'deki sonradan gelen belirti sýnýflamasý birinci basamak ve genel hastane hizmetlerinde göðüs aðrýsý ile iliþkili belirtilerin tanýsý ve yönetiminde derin ve güçlü bir etki oluþ-turmuþtur. Özgün olmayan, týbben açýklanamayan belirti olarak gelen göðüs aðrýsý birinci basamak ve genel hastanelerde en büyük idare problemi haline gelmektedir (Mayou 1998).

Göðüs aðrýsý olan hastalarda yapýlan yeni bir çalýþ-mada 167 kalple iliþki olmayan göðüs aðrýsý olan hastanýn %41.3'ünde panik bozukluðu, %6.6 özgül fobi, %9.0 sosyal fobi, %6.0 yaygýn anksiyete bozukluðu, %1.2 baþka türlü adlandýrýlamayan anksiyete bozukluðu, %7.2 major depresif bozuk-luk, %3.6 distimik bozukbozuk-luk, %1.2 baþka türlü adlandýrýlamayan depresif bozukluk, %18.6 somatoform bozukluk, %3.0 hipokondriyazis ve %2.4 oranýnda alkol kullaným bozukluðu saptan-mýþtýr (Dammen ve ark. 2004).

Panik bozukluðuna sýklýkla diðer psikiyatrik bozuk-luklar eþlik eder. Göðüs aðrýsýnýn eþlik ettiði panik bozukluðu sýk olarak depresyon, hipokondriyazis ve diðer somatoform bozukluklarla birliktedir. Hipokondriyazis gibi somatoform bozukluklarda tanýyý doðrulamak çok zordur (Bass ve Murphy 1995). Belirtilerin psikolojik orijinini açýklamak çoðu hasta için temel problemdir. Çok miktarda nedene atýfta bulunmak, çeliþkili, tutarsýz öðütler vermek sýklýkla yapýlan iyatrojenik hatalardýr (Mayou 1998). Panik etiyolojisinde katastrofik yan-lýþ yorumlamanýn önemi yeni kuramsal formülas-yonlarda vurgulanmaktadýr ve hipokondriyak kog-nisyondan açýkça farklý görülmektedir. Panik ataðý sýrasýnda kalp hýzý deðiþmesi ve panikli hastada doruk noktada kardiyak farkýndalýk artýþý vardýr. Kalp hastalýðýný yanlýþ yorumlama kötü prognozla iliþkili önemli bir faktördür (Mayou 1998).

(3)

Ýnatçý göðüs aðrýsý anksiyete bozukluklarý, depres-yon ya da somatoform bozukluklarla iliþkili olabilir ya da hiç bir psikiyatrik taný almayabilir (Tennant ve ark. 1994). Birinci basamaða ve kardiyolojiye baþvuranlar arasýnda koroner anjiyogramý normal olan grupta sýklýkla panik bozukluðu vardýr (Mayou 1998).

Bu çalýþmada bir grup KÝOGA'lý hastada psikiyat-rik morbidite oranýnýn belirlenmesi amaçlanmýþtýr. GEREÇ VE YÖNTEM

Örneklem

Çalýþmaya alýnan denekler, 1 Ocak 2004-31 Aralýk 2004 tarihleri arasýnda Karadeniz Teknik Üniver-sitesi Týp Fakültesi Kardiyoloji Polikliniðine göðüs aðrýsý þikayeti ile baþvuran, kardiyolojik muayenesi ve kardiyak tetkikleri sonucunda göðüs aðrýlarýný açýklayacak organik bir neden saptanmayan hasta-lar arasýndan seçildi. Hastahasta-lara çalýþmanýn amacý ve gerekçeleri hakkýnda bilgi verildi ve aydýnlatýlmýþ onam formunu imzalayarak katýlmayý kabul eden hastalardan 18-65 yaþ arasý olanlar çalýþmaya alýndý. DSM-IV'e göre yapýlandýrýlmýþ psikiyatrik görüþme ölçeði (SCID-I) uygulanarak psikotik hastalýk, son 6 ay içinde psikiyatrik hastalýk ve psikotrop ilaç kul-lanýmý öyküsü olan hastalar çalýþma dýþýnda býrakýldý. Yine son 6 ay içinde düzenli analjezik kul-lanan hastalar çalýþmaya alýnmadý. Testleri anlaya-cak düzeyde eðitimi olmayan, mental ya da sosyal geriliði olan hastalar çalýþma dýþý býrakýldý.

Gereçler

1.Sosyodemografik Veri Toplama Formu: Hastalara yaþý, eðitimi, cinsiyeti, medeni durumu, ekonomik durumu, hastalýk süresini, baþka týbbi hastalýðýnýn varlýðýný, psikiyatrik hastalýk varlýðýný, ailede psiki-yatrik öyküyü ve kullanmakta olduðu ilaç ve sürelerini araþtýran sorularý içeren form verildi. 2. DSM-IV için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme: DSM-IV için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme (Structured Clinical Interview for DSM-IV; SCID-I) 1987'de, DSM-III-R Eksen I bozukluklarýnýn tanýsýný yapýlandýrýlmýþ bir klinik deðerlendirme aracýlýðýyla koymak amacýyla geliþtirilmiþtir (Spitzer ve ark. 1987). Daha sonralarý DSM-IV için güncelleþtirilmiþtir (First ve ark. 1997). Bu

çalýþmada DSM-IV için güncelleþtirilmiþ versiyonu kullanýlmýþtýr. Görüþme, demografik bilgilerin ve klinik özgeçmiþin alýndýðý, yarý yapýlandýrýlmýþ bir bölüm ile baþlar. Daha sonra, yedi farklý taný grubu için geliþtirilmiþ tanýsal modüller mevcuttur. Bu taný gruplarý; duygudurum bozukluklarý, psikotik bozukluklar, madde kötüye kullanýmý, anksiyete bozukluklarý, somatoform bozukluklar, yeme bozukluklarý ve uyum bozukluklarýdýr. Belirtisi olmayan bireylerde görüþme, bir saat içinde bite-bilirken, belirtileri olan hastalarda 3 saate yakýn sürebilir. Asýl amaç psikiyatrik hastalarý deðer-lendirmek olsa da, hasta olmayan gruplar için de kullanýlabilir. SCID'in kullaným amacý, klinik çalýþ-malarda taný koymak, diðer psikiyatrik çalýþmalar-da kullanmak olduðu kaçalýþmalar-dar, hastaneye ilk baþvuru sýrasýnda sistemik bir deðerlendirme yapmak da olabilir. Türkiye'de DSM-III-R ve DSM-IV için olan versiyonlarýnýn geçerliliði ve güvenilirliði yapýlmýþtýr (Çorapçýoðlu ve ark. 1999, Sorias ve ark. 1990).

Uygulama

Karadeniz Teknik Üniversitesi Týp Fakültesi Kardiyoloji Polikliniðine göðüs aðrýsý yakýnmasý ile baþvuran 70 hasta çalýþmaya alýndý. Çalýþmanýn yapýldýðý tarihlerde göðüs aðrýsý yakýnmasý ile baþvuran tüm hastalara Bruce veya Modifiye Bruce protokolü uygulandý. Egzersiz testi için General Electric Case marka treadmill egzersiz stres sistemi kullanýldý. Egzersiz boyunca total egzersiz süresi, kan basýncý, ST segment deðiþiklikleri kaydedildi. Hastalar egzersiz boyunca olan tüm semptomlarý bildirmeleri için bilgilendirildi. Üç dakikada bir her bir kademede aðrý veya baþka belirti olup olmadýðý soruldu. Göðüste veya kol, omuz ya da çeneye yayýlan aðrý, darlýk, basýnç, yanma veya doluluðun varlýðý göðüs aðrýsý olarak kaydedildi. Bu semptom-larýn yokluðunda nefes darlýðý, baþ dönmesi veya yorgunluk göðüs aðrýsý olarak kabul edilmedi. Elde edilen EKG (elektrokardiyogram) traseleri hasta grubuna kör iki kardiyolog tarafýndan deðer-lendirildi. Bu teste göre test sýrasýnda iskemik tipte göðüs aðrýsý olanlar, horizontal ya da downsloping tarzda ST segment deðiþikliði gösteren olgular, kan basýncýnda düþme gözlenen olgular iskemi açýsýn-dan pozitif kabul edilerek çalýþma dýþýnda býrakýldý.

(4)

Çalýþmanýn gerçekleþtirildiði tarihlerde göðüs aðrýsý yakýnmasý ile toplam 308 olgu baþvurmuþ ve bu olgulardan 112'sinde herhangi bir organik neden saptanamamýþtýr. Organik neden saptanamayan 112 olgunun tümüne çalýþma ile ilgili bilgi verilmiþ, ancak 19 olgu kendi istekleri ile çalýþmaya katýlmak istememiþlerdir. 23 olgu ise çalýþma ölçütlerini karþýlamadýklarý gerekçesi ile çalýþmaya dahil edilmemiþlerdir. Çalýþmanýn ölçütlerini karþýlayan ve aydýnlatýlmýþ onam formunu doldurarak çalýþ-maya katýlmayý kabul eden hastalara sosyode-mografik veri toplama formu ve SCID görüþme odasýnda psikiyatri uzmanlarýnca uygulandý. Ýstatistiksel Analiz

Bu çalýþma sonucunda elde edilen verilerin istatis-tiksel deðerlendirmesi için Windows 10.0 için SPSS paket programý kullanýldý. Sayýmla elde edilen veri-lerin analizi Ki-kare testi ile yapýldý. Normal daðýlý-ma uyan veriler için Student-t testi, uydaðýlý-mayan veri-ler için Mann Whitney U testi kullanýldý. Sayýmla elde edilen veriler sayý, % ve ölçümle elde edilen veriler aritmetik ortalama±standart sapma olarak gösterildi. Anlamlýlýk düzeyi p<0.05 olarak alýndý. BULGULAR

Çalýþmayý hasta grubunda kalple iliþkili olmayan göðüs aðrýsý olan 70 kiþi tamamladý. KÝOGA'lý hasta grubunun yaþ ortalamasý 36.4±10.6 idi. Olgularýn 34'ü kadýn (%48.6), 36'sý erkek (%51.4) idi. Çalýþma grubunun sosyodemografik özellikleri Tablo 1'de verilmiþtir.

KÝOGA grubunda SCID-I kullanýlarak konulan psikiyatrik tanýlara bakýldýðýnda hastalarýn %47.1'inde panik bozukluðu, %21.4'ünde depresif bozukluk, %5.7'sinde yaygýn anksiyete bozukluðu, %5.7'sinde baþka türlü adlandýrýlamayan anksiyete bozukluðu, %5.7'sinde obsesif kompülsif bozukluk, %2.9'unda farklýlaþmamýþ somatoform bozukluk saptandý (Tablo 2). Olgularýn dokuzu (%12.9) iki psikiyatrik taný aldý. Bunlarýn yedisi (%10) depresif bozukluk+panik bozukluðu iken bir olguda (%1.42) depresif bozukluk+obsesif kompülsif bozukluk, bir olguda da (%1.42) panik bozuk-luðu+obsesif kompülsif bozukluk tanýsý saptandý (Tablo 3). Olgularýn %24.3'ü (17 kiþi) ise herhangi bir psikiyatrik taný almadý.

TARTIÞMA

Bu çalýþma, kardiyoloji polikliniðine göðüs aðrýsý yakýnmasý ile baþvuran ve kardiyak patolojik bulgu saptanmamýþ 70 hasta ile yürütülmüþtür. KÝOGA grubunda %47.1 panik bozukluðu, %21.4 depresif bozukluk, %5.7 yaygýn anksiyete bozukluðu, %5.7 obsesif kompülsif bozukluk, %5.7 baþka türlü adlandýrýlamayan anksiyete bozukluðu, %2.9 ise farklýlaþmamýþ somatoform bozukluk tanýsý bulun-muþtur. Saðlýklý kontrol grubu yaþ, cinsiyet ve eðitim durumuna göre hasta grubuna uygun olarak seçilmiþtir. KÝOGA grubunda yaþ ortalamasý 36.4±10.6 olarak bulunmuþtur. KÝOGA'lý hastalar-la yapýhastalar-lan diðer çalýþmahastalar-larda da benzer sonuçhastalar-lar bildirilmektedir (Dammen ve ark. 1999, Srinivasan ve Joseph 2004). KÝOGA hastalarýn genellikle kardiyak kökenli göðüs aðrýlý hastalara göre daha genç olduklarý belirtilmiþtir (Chambers ve Bass 1990). Her iki grup arasýnda medeni durum ve ekonomik durum açýsýndan da anlamlý fark saptan-mamýþtýr.

Göðüs aðrýsýnýn panik bozukluðu baþta olmak üzere çok çeþitli psikiyatrik hastalýklarla iliþkili Tablo 1. Çalýþma grubunun sosyodemografik özel-likleri KÝOGA (n=70) (Ort ± SD) Yaþ 36.4±10.6 Sayý (%) Cinsiyet Kadýn 34 (%48.6) Erkek 36 (%51.4) Medeni Durum Evli 52 (%74.3) Bekar 18 (%25.7) Diðer 0 (%00.0) Eðitim Durumu Ýlköðretim 32 (%45.7) Lise 24 (%34.3) Yüksekokul 14 (%20.0) Ekonomik Durum Ýyi 7 (%10.0) Orta 60 (%85.7) Kötü 3 (%4.3)

(5)

olduðuna iliþkin çok sayýda yayýn vardýr. Kalp hastalýðýndan endiþe duyma hem yaygýn anksiyete bozukluðu hem de panik bozukluðu olan hastalar-da bildirilen en genel inanýþtýr. Doktoruna göðüs aðrýsý ya da çarpýntý ile baþvuran çoðu hastada gerçekte anksiyetenin fiziksel belirtilerinin taným-lanmasý þaþýrtýcý deðildir. KÝOGA hastalarý ile koroner arter hastalarýnda ruhsal bozukluklarýn karþýlaþtýrýldýðý bir çalýþmada KÝOGA grubunda %88 oranýnda psikiyatrik hastalýk bulunmuþtur (Alexander ve ark.1994).

Ülkemizde yapýlan, KÝOGA'lý hastalarda psikiyat-rik morbiditenin bakýldýðý bir çalýþmada hastalarýn %38'inde panik bozukluðu, %28'inde major depresyon, %10'unda distimi, %14'ünde yaygýn anksiyete bozukluðu, %42'sinde somatoform bozukluk, %6'sýnda çeþitli psikiyatrik tanýlar bulun-muþ ve hastalarýn %16'sýnýn taný almadýklarý belir-tilmiþtir (Düzyürek 2003).

Göðüs aðrýsý olan hastalarda yapýlan yeni bir çalýþ-mada 167 kalple iliþkili olmayan göðüs aðrýlý has-tanýn %41.3'ünde panik bozukluðu, %6.6 özgül fobi, %9.0 sosyal fobi, %6.0 yaygýn anksiyete bozukluðu, %1.2 baþka türlü adlandýrýlamayan anksiyete bozukluðu, %7.2 major depresif bozuk-luk, %3.6 distimik bozukbozuk-luk, %1.2 baþka türlü adlandýrýlamayan depresif bozukluk, %18.6 somatoform bozukluk, %3.0 hipokondriyazis ve

%2.4 oranýnda alkol kullaným bozukluðu saptan-mýþtýr (Dammen ve ark. 2004).

Çalýþmamýzda panik bozukluðu %47.1 ile en sýk saptanan psikiyatrik taný olmuþtur. Göðüs aðrýsý panik bozukluðunun önemli bir semptomudur ve daha önceki çalýþmalarda da ilk sýrada yer almak-tadýr. Kardiyoloji birimlerinde akut ya da kronik göðüs aðrýsýnda panik bozukluðu prevalansý %25-60 oranýnda verilmektedir ve tüm göðüs aðrýlý hastalarýn koroner arter hastalýðý dýþlandýktan sonra panik bozukluðu açýsýndan deðerlendirilmesi gerektiði bildirilmektedir (Fleet ve ark. 1994). Acil servise göðüs aðrýsý yakýnmasý ile baþvuran 441 has-tada yapýlan bir çalýþmada KÝOGA hastalarýnýn %22'sinde panik bozukluðu saptanmýþtýr (Fleet ve ark. 1998). Göðüs aðrýsý olan hastalarda panik bozukluðunun araþtýrýldýðý bir diðer çalýþmada ise koroner arter hastalýðý olmayan 167 göðüs aðrýlý hastada panik bozukluk oraný %41.3 olarak saptan-mýþtýr (Dammen ve ark. 1999). Bu hastalarýn çoðu-nun kardiyak deðerlendirmede kaldýðý, acil servis-leri kullanmaya devam ettikservis-leri ve panik bozukluðu sýklýkla tanýnmadýðý ve tedavisiz olarak sürdüðü bildirilmiþtir. Bu çalýþmada 33 panik bozukluðu hastasýnýn 7'si eþtaný olarak depresif bozukluk (%21.2), biri de obsesif kompülsif bozukluk (%3) tanýsý almýþtýr. Baþka bir çalýþmada ise bu oran %24.5 olarak verilirken obsesif kompülsif bozuk-Tablo 2. KÝOGA hastalarýnda psikiyatrik taný daðýlýmý

Taný n (%)

Panik bozukluðu 33 (%47.1) Depresif bozukluk 15 (%21.4) Yaygýn anksiyete bozukluðu 4 (%5.7) BTA anksiyete bozukluðu 4 (%5.7) Obsesif kompulsif bozukluk 4 (%5.7) Farklýlaþmamýþ somatoform bozukluk 2 (%2.9) Taný almayan 17 (%24.3)

Tablo 3. KÝOGA 'da Psikiyatrik Eþ Tanýlar

Taný n (%)

Depresif bozukluk+Panik bozukluðu 7 (%10.0) Depresif bozukluk+Obsesif kompulsif bozukluk 1 (%1.42) Panik bozukluðu+Obsesif kompülsif bozukluk 1 (%1.42)

(6)

luðun %10.7 oranýnda panik bozukluðuna eþlik ettiði belirtilmiþtir (Konkan ve ark. 2003). Yakýn zamanda 1376 depresyon hastasýnda yapýlan bir çalýþmada eþ taný obsesif kompülsif bozukluk görülme oraný %13.4 olarak verilmektedir (Rush ve ark. 2005). KÝOGA'da psikiyatrik morbiditenin araþtýrýldýðý bir çalýþmada da en sýk bulunan eþ taný panik bozukluðu ve depresyon olmuþtur (Düzyürek 2003).

Depresif bozukluk hastalarýn %21.4'ünde saptan-mýþ ve ikinci en sýk taný olmuþtur. Majör depres-yona somatik belirtiler sýklýkla eþlik eder ve göðüs aðrýsý da bunlardan biridir. Depresif kiþilerin

olum-suz biliþsel þemalarýnýn hastalýkla iliþkili anýlarýný güçlendirdiði ve saðlýklarý ile ilgili olumsuz fikirler geliþtirdikleri, bedenleriyle daha fazla meþgul olduklarý söylenmektedir (Kellner 1985). Bu konu-da yapýlan diðer çalýþmalarkonu-da konu-da depresyonun KÝOGA'da önemli bir rol oynadýðý görülmektedir (Alexander ve ark. 1994, Dammen 2004).

Yazýþma adresi: Dr. Çiçek Hocaoðlu, Karadeniz Teknik Üniver-sitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, chocaoglu@superonline.com

KAYNAKLAR

Alexander PJ, Prabhu SG, Krishnamoorthy ES ve ark. (1994) Mental disorder in patients with noncardiac chest pain. Acta Psychiatr Scand, 89(5):291-293.

Bass C, Wade C (1984) Chest pain with normal coronary arter-ies: a comparative study of psychiatric and social morbidity. Psychol Med, 14: 51-61.

Bass C (1991) Unexplained chest pain and breathlessness. Med Clin North Am, 75:1157-1173.

Bass C, Murphy M (1995) Somatoform and personality disor-ders: syndromal comorbidity and overlapping developmental pathways. J Psychosom Res, 39: 403-427.

Chambers J, Bass C(1990) Chest pain with normal coronary anatomy: a review of natural history and possible etiologic fac-tors. Prog Cardiovasc Dis, 23:161-184.

Çorapcýoðlu A, Aydemir Ö, Yýldýz M ve ark. (1999) DSM-IV Eksen I Bozukluklarý (SCID-I) için Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþme Klinik Versiyonu. Hekimler Yayýn Birliði, Ankara. Dammen T, Ekeberg O, Arnesen H (1999) The detection of panic disorder in chest pain patients. Gen Hosp Psychiatry, 21: 323-332.

Dammen T, Arnesen H, Ekeberg O (2004) Psychological fac-tors, pain attribution and medical morbidity in chest-pain patients with and without coronary artery disease. Gen Hosp Psychiatry, 26:463-469.

Düzyürek S (2003) Organik bir nedenle açýklanamayan göðüs aðrýlarýndan yakýnan ve göðüs aðrýsý koroner arter darlýðýna baðlý olan hastalarýn psikiyatrik morbidite açýsýndan karþýlaþtýrýl-masý. Uzmanlýk tezi, Ankara Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, Ankara, s. 65.

Esler JL, Bock BC (2004) Psychological treatments for noncar-diac chest pain: recommendations for a new approach. J Psychosom Res, 56: 263-269.

Fleet RP, Dupuis G, Marchand A ve ark. (1998) Panic disorder in coronary artery disease patients with noncardiac chest pain. J Psychosom Res, 44: 81-90.

Fleet RP, Dupuis G, Marchand A ve ark. (1994) Panic disorder,

chest pain and coronary arter disease: literature review. Can J Cardiol, 10: 827-834.

First MB, Spitzer RL, Gibbon M ve ark. (1997) Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-I) Clinical Version. Washington D.C., American Psychiatric Press, Inc.

Kellner R(1985) Functional somatic symptoms and hypochon-driasis. Arch Gen Psychiatry, 42: 821-833.

Kirmayer LJ, Young A (1998) Culture and somatization: clini-cal, epidemiological and ethnographic perspectives. Psychosom Med, 60: 420-430.

Konkan R, Yalçýnkaya S, Erkýran M ve ark. (2003) Panik bozuk-luðu ve komorbid tanýlar. Düþünen Adam: Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 16:219-222.

Mayou R (1989) Invited review: atypical chest pain. J Psychosom Res, 33:393-406.

Mayou R (1998) Chest pain, palpitations and panic. J Psychosom Res, 44: 53-70.

Mayou RA, Bryant B, Forfar C (1994) Non-cardiac chest pain and bening palpitations in the cardiac clinic. Br Heart J, 72: 548-553.

Potts SG, Bass CM (1993) Psychosocial outcome and use of medical resources in patients with chest pain and normal or near-normal coronary arteries: a long-term follow-up study. Q J Med, 86(9): 583-593.

Rush AJ Zimmerman M, Wisniewski SR ve ark. (2005) Comorbid psychiatric disorders in depressed outpatients: demo-graphic and clinical features. J Affect Dis, 87:43-55.

Sorias S, Saygýlý R, Elbi H (1990) DSM-III-R Yapýlandýrýlmýþ Klinik Görüþmesi Türkçe Versiyonu (SCID-I). Ege Üniversitesi Basýmevi, Bornova.

Srinivasan K, Joseph W (2004) A study of lifetime prevalance of anxiety and depressive disorders in patients presenting with chest pain to emergency medicine. Gen Hosp Psychiatry, 26: 470-474.

(7)

Spitzer RL, Williams JBW, Gibbon M (1987) Structured Clinical Interview for DSM-III-R Axis-I Disorders (SCID-I). Washington D.C., American Psychiatric Press, Inc.

Tennant C, Mihailidou A, Scott A ve ark. (1994) Psychological symptom profiles in patients with chest pain. J Psychosom Res, 38: 365-371.

Uhde TW, Nemiah JC (1989) Panic and generalized anxiety dis-orders. Comprehensive Textbook of Psychiatry, V. Basým, Kaplan and Sadock (Ed.), Baltimore, Williams and Wilkins, 2. cilt, s.952-972.

Van Peski-Oosterbaan AS, Spinhoven P, Van der Does AJW (1998) Noncardiac chest pain: interest in a medical psychologi-cal treatment. J Psychosom Res, 45: 471-476.

Varia I, Logue E, O'Connor C ve ark. (2000) Randomized trial of sertraline in patients with unexplained chest pain of noncar-diac origin. Am Heart J, 140: 367-372.

Referanslar

Benzer Belgeler

Konutlarda belli olmayan değişim- ler, Atölye 66, mimarlar: S. pr- Eyina'da tatil evi, mimar K. ç- Kefalari'de ev, mimar K. j^- Philothei'de ev, mimarlar Y. F- Oxilithos'da, Eubia,

Assistance Publique-Hôpitaux de Paris (AP-HP); Hospital European Georges Pompidou (HEGP), Department of Cardiology, University Paris-Descartes; Paris-France.. Address

With a pocket sized handheld echocardiograph (Vscan; GE Healthcare, Wauwatosa, WI) we examined the patient in order to exclude or diagnose any cardiac disorder. But strangely

Swyer-James syndrome or destroyed lung?/ Coronary artery bypass in a patient with Swyer-James syndrome due to pulmonary tuberculosis.. Swyer James sendromu mu yoksa harap akciğer

We consider that this high rate of cardiac disease in elder children may be due to the increase in the level of consciousness about cardiac symptoms of chest pain or due to

Sað ön göðüs duvarýnda yerleþerek brakiyal pleksusu da infiltre etmiþ dev desmoid tümör olgusuna uygulanan radikal rezeksiyon iþlemi ve göðüs duvarý rekonstrüksiyonunun

Hastalarýn 17 tanesi (%89) primer göðüs duvarý kaynaklý, benign (%36) veya malign tümörler (%64), ya da non-neoplastik hastalýklardan oluþmaktaydý; 2 hasta (%11)

Primer Göðüs Duvarý Tümörleri PRIMARY CHEST WALL TUMORS.. Hatice Demirbað, Bülent Aydemir, Mehmet Yýldýrým, Tamer Okay, Murat Yaþaroðlu, Oya Uncu Ýmamoðlu,