• Sonuç bulunamadı

Primer ve Metastatik Göðüs Duvarý Tümörlerinde Cerrahi Tedavi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Primer ve Metastatik Göðüs Duvarý Tümörlerinde Cerrahi Tedavi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Primer ve Metastatik Göðüs Duvarý Tümörlerinde Cerrahi Tedavi

THE SURGICAL TREATMENT OF PRIMARY AND METASTATIC CHEST

WALL TUMORS

Gökhan Hacýibrahimoðlu, Ayþe Gül Çevik, Muhammet Ali Yýlmaz, Mithat Fazlýoðlu, Mehmet Ali Bedirhan

Yedikule Göðüs Hastalýklarý ve Cerrahisi Merkezi, 3. Göðüs Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul

Ö

Özzeett

Ammaçç: Kliniðimizdeki primer ve metastatik göðüs duvarý tümörlerinin klinik, radyolojik ve patolojik bulgularýný, cerrahi yaklaþýmlarýmýzý ve erken dönem sonuçlarýný retrospektif olarak inceledik.

Materyal vve Metod: Kliniðimizde 1994 – 2003 yýllarý arasýnda primer veya metastatik göðüs duvarý tümörüne sahip 19 hasta (6K, 13E, yaþ aralýðý 13-70) tedavi edildi.

Bulgular: Yedi hasta benign göðüs duvarý tümörüne sahipti. Ýki hasta osteokondral hamartom, 1 hasta anevrizmal kemik kisti, 1 hasta elastofibroma, 1 hasta nörofibroma, 1 hasta tüberküloz, 1 hasta hidatik kist patalojisine sahipti. Oniki hasta malign göðüs duvarý tümörüne sahipti: 1 hasta plazmositom, 1 hasta vertebral kondrosarkom, 3 hasta fibrosarkom, 1 hasta malign fibröz histiyositom, 1 hasta Ewing sarkom, 1 hasta nörosarkom, 2 hasta metastaz. Benign ve malign ayrýmý sadece radyolojik olarak yapýlmadý, tüm tanýlar histolojik olarak doðrulandý. Cerrahi olarak tüm hastalara eksizyon uygulandý. Sadece 3 hastada greft kullanýldý. Perioperatif mortalite olmadý.

Sonuçç: Göðüs duvarýndaki tüm tümöral oluþumlarýn baþka bir taný konulana kadar malign olarak kabul edilmesi gerektiðine inanýyoruz. Hem benign, hem malign lezyonlarda cerrahi sýnýrýn emniyetli bir þekilde negatif olacak þekilde rezeksiyonun gerekli olduðunu düþünüyoruz.

Anahtarr kelimelerr: Göðüs duvarý tümörleri, göðüs cerrahisi, metastaz

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:232-235

S

Su

um

mm

maarry

y

Background: A retrospective study of primary and metastatic chest wall tumors was conducted to review their clinical, radiological and pathological features, and early results of surgical management.

Methods: From 1994 through 2003, 19 patients (6F, 13M, mean age 26 years) with primary and metastatic chest wall tumors were treated at our clinic.

Results: Seven patients had a benign chest wall tumors: osteokondral hamartoma 2 patients, aneurysmatic bone cyst 1 patient, elastofibroma 1 patient, neurofibroma 1 patient, tuberculosis 1 patient, hydatic cyst one patient. Twelve patients had a malign chest wall tumors: plazmocytoma 1 patient, vertebral chondrosarcoma 1 patient, fibrosarcoma 3 patients, malignant fibrous histiocytoma 1 patient, Ewing sarcoma 1 patient, neurosarkoma 1 patient, metastazis 2 patients. Distinction between benign and malignant chest wall tumors was not possible using radiographic criteria alone, and diagnosis was always confirmed histologically. Surgical treatment consisted of excisional surgery, with the use of synthetic greft in three cases. There was no perioperative mortality.

Conclusions: We belive that all chest wall tumors should be considered malignant until proven otherwise. Resection with tumor-free margins is required in order to provide for cure in both benign and malignant lesions.

Keyyworrds: Chest wall tumors, thoracalsurgery, metastatic

Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2003;11:232-235

232

Adrres: Dr. Ayþe Gül Çevik, Yedikule Göðüs Hastalýklarý ve Cerrahisi Merkezi, 3. Göðüs Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul e-mmail: dr_aysegul@hotmail.com

G

Giirriiþþ

Primer göðüs duvarý tümörleri göðüs kafesindeki, kemik, kýkýrdak ve yumuþak dokulardan kaynaklanabilen, benign veya malign, geniþ ve heterojen bir gruptur [1,2]. Göðüs duvarýna olan metastazlar ise akciðer, plevra, mediasten, kas veya meme malignitelerinden kaynaklanabilir. Bunlar uzak metastaz olabileceði gibi daha sýk olarak lokal invazyon þeklindedir.

Çeþitli non-neoplastik hastalýklar da göðüs duvarýnýn çeþitli yapýlarýna yerleþip, ayýrýcý tanýda tümörlerle karýþýrlar. Primer göðüs duvarý tümörleri tüm malignitelerin %1-2’sinden daha azdýr [1]. Çocuklarda ve yetiþkinlerde tüm primer göðüs duvarý tümörleri içinde %50’den fazlasý yumuþak doku kaynaklý malign tümörlerdir. Hastalarda aðrý ve þiþlik baþta olmak üzere çeþitli semptomlar bulunabilir, hastalarýn az bir kýsmý asemptomatiktir. Tüm göðüs duvarý tümörlerinin primer

Hacýibrahimoðlu et al Chest Wall Tumors

(2)

tedavisi cerrahi rezeksiyon ve rekonstrüksiyondur [3]. Çoðu zaman torasik cerrahi, plastik cerrahi ve beyin cerrahisinin beraber çalýþacaðý operasyonlar yapýlmaktadýr.

Biz bu retrospektif çalýþmamýzda kliniðimizdeki göðüs duvarý tümörlerinin radyolojik bulgularýný ve patolojik sonuçlarýný, klinik semptomlarýný, uygulanan cerrahi giriþimleri ve erken dönem sonuçlarýný inceledik.

M

Maatteerry

yaall v

vee M

Meetto

od

d

1994 - 2003 yýllarý arasýnda taný konan ve tedavi edilen yaþ aralýðý 14-70 (ortalama 42) olan, 6 kadýn 13 erkek, toplam 19 hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalarýn 17 tanesi (%89) primer göðüs duvarý kaynaklý, benign (%36) veya malign tümörler (%64), ya da non-neoplastik hastalýklardan oluþmaktaydý; 2 hasta (%11) metastatik göðüs duvarý tümörü idi. Biz retrospektif olarak hastalarýn klinik ve radyolojik bulgularýný, cerrahi yaklaþýmlarý ve patoloji sonuçlarýný inceledik.

Taný aþamasýnda tüm hastalardan ayrýntýlý anamnez alýndý, tüm sistem fizik muayeneleri yapýldý, ön-arka (PA) ve lateral göðüs grafileri çekildi. Kemik, yumuþak doku, plevra ve mediastinal tutulumu deðerlendirmek ve cerrahi yaklaþýma yardýmcý olmasý amacýyla tüm hastalara toraks bilgisayarli tomografisi (BT) çekildi. Primer veya metastatik sternum tümörü düþünülen 2

hastaya tüm vücut kemik sintigrafisi çekildi. Daha ayrýntýlý tutulum deðerlendirilmesi için manyetik rezonans (MR) gerekli görülmedi. Sadece bir hastaya (sternuma metastaz yapmýþ tiroid papiller kapsamlý olgu) mediastende vasküler invazyonun olup olmadýðýný araþtýrmak için toraks MR istendi.

Tedavi yaklaþýmýmýz, tümörü cerrahi sýnýrlar negatif olacak þekilde rezeke ederek minimal rezeksiyonu yapmaktý. Tanýsý olsun olmasýn tüm kitleler rezeke edildi. Operasyon öncesinde veya operasyon esnasýnda malignite saptanan hastalarda cerrahi sýnýrlarýn negatif olmasýna dikkat edildi. Benign olgularda sadece kitle ekstirpasyonu veya kistik lezyonun içeriðinin boþaltýlmasý saðlandý. Bütün operasyonlar genel anestezi altýnda yapýldý. Ewing sarkom tanýsý olan bir hastada operasyon sonrasý oluþan göðüs duvarý defekti prolen greft ile, sternum rezeksiyonu yapýlan bir hasta gorteks (PTFE) greft ile, prostat kanberi metastazýsý olan bir hastada ise metil metakrilat ile rekonstrükte edildi. Diðer vakalarda flep veya greft kullanýmýna gerek duyulmadý.

B

Bu

ullg

gu

ullaarr

Tümörlerin histolojik tipleri Tablo1’de görülmektedir. Þiþlik ve aðrý en yaygýn semptomlar olmakla beraber, eþlik eden çeþitli semptomlar bulunmaktaydý. Hastalarýn %71’inde þiþlik, %71’inde aðrý þikayeti mevcuttu (Tablo 2). Asemptomatik hastamýz yoktu. Diðer semptomlar öksürük, nefes darlýðý, halsizlik, kilo kaybý ve terlemeydi. Semptomlarýn baþlangýç süreleri benign hastalarda 3 ay ile 1 yýl (ortalama 8 ay) arasý, malign hastalarda 1 ay ile 6 ay (ortalama 3.5 ay) arasýndaydý. Benign ve malign hastalarýn sadece radyolojik olarak ayrýmý mümkün olmadý. Kesin taný koymak için herhangi bir radyolojik kriter bulunamadý. Her hastaya çekilen PA Akciðer grafi, toraks BT ve 2 hastaya çekilen tüm vücut kemik sintigrafisinde spesifik karakteristik bulgu saptanmadý. Tanýlarýn hepsi histopatolojik olarak kondu. Sadece 2 hastaya operasyon öncesi biyopsi yapýlarak birine Ewing sarkom, diðerine tiroid papiller kanseri metastazýsý olarak taný kondu, daha sonra rezeksiyonlarý yapýldý. Diðer hastalarýn hepsinde kitle tamamen çýkarýlarak patolojik sonuç elde edildi. Ewing sarkom tanýsý olan bir hastada operasyon sonrasý oluþan göðüs duvarý defekti prolen greft ile, sternum rezeksiyonu yapýlan bir hasta gorteks (PTFE) greft ile, prostat kanseri metastazýsý olan bir hasta ise metil metakrilat ile rekonstrükte edildi. Diðer vakalarda flep ya da greft kullanýmýna gerek duyulmadý. Benign Hastalar

Hastalarýn 7 tanesi (%36) benign göðüs duvarý kitlesine sahipti. Bir kadýn (%15), 6 erkek (%85), yaþ aralýðý 14-38 idi. Üç erkek hasta (%42) kemik veya kýkýrdak orjinli, 2 hasta (%28) yumuþak doku orjinli göðüs duvarý tümörüydü. Diðer 2 hastanýn biri kist hidatik, diðeri tüberküloz tanýsý aldý. Bu hastalar radyolojik olarak göðüs duvarý kitlesi görünümünde

233 Tablo 1. Tümörlerin histolojik tipleri.

Tümör Tipi Hasta Sayýsý n(%)

Benign 7 (%46)

Kemik – kýkýrdak kaynaklý 3 (%15)

- Osteokondral hamartom 2 (%10)

- Anevrizmal kemik kisti 1 (%5)

Yumuþak doku kaynaklý 2 (%10)

- Elastofibroma 1 (%5) - Nörofibroma 1 (%5) Diðer 2 (%10) - Tüberküloz 1 (%5) - Hidatik kist 1 (%5) Malign 12 (%64)

Kemik – kýkýrdak kaynaklý 4 (%21)

- Plazmositom 1 (%5)

- Vertebral kondrosarkom 1 (%5)

- Kondrosarkom 2 (%10)

Yumuþak doku kaynaklý 6 (%31)

- Fibrosarkom 3 (%15)

- Malign fibröz histiyositom 1 (%5)

- Ewing sarkom 1 (%5)

- Nörosarkom 1 (%5)

Metastaz 2 (%10)

Tablo 2. Hastalarýn klinik bulgularý.

Semptomlar Benign hastalar n (%) Malign hastalar n (%) Toplam

Þiþlik 5 (%71) 9 (%75) 14

Aðrý 5 (%71) 6 (%50) 11

Diðer 4 4 8

Hacýibrahimoðlu ve Arkadaþlarý Göðüs Duvarý Tümörleri Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg

(3)

234 idi. Kitleler eksize edildi ve patoloji sonuçlarý kist hidatik ve tüberküloz olarak geldi. Kemik ve kýkýrdak orijinli tümörlerin tamamý kostalar üzerindeydi. Yumuþak doku kaynaklý tümörler ise posterior göðüs duvarýnda idi. Benign göðüs duvarý tümörlerinin çap aralýðý 1-8 cm arasýnda idi. Lezyonlarýn hepsi cerrahi olarak eksize edildi ve herhangi bir rekonstrüktif iþlem gerekmedi. Perioperatif ve postoperatif mortalite ve morbidite geliþmedi. Takiplerde elastofibroma tanýsý olan bir hastada 6 ay sonra karþý toraksta da geliþti ve tekrar opere edildi.

Malign Hastalar

Hastalarýn 12 tanesi (%64) malign göðüs duvarý tümörüne sahipti. Beþ kadýn (%41), 7 erkek (%59) ve yaþ aralýðý 13-70 idi. Malign tümörü olan hastalarda þiþlik þikayeti daha ön plandaydý ve semptomlarýn baþlama süresi benign tümörü olan hastalara göre daha kýsaydý (10 gün - 6 ay). Tümörlerin 4 tanesi kemik veya kýkýrdak orijinli, 6 tanesi yumuþak doku orijinli, 2 tanesi metastaz idi. Kemik veya kýkýrdak orijinli tümörlerin 1 tanesi vertebrada, diðerleri kostalardaydý. Yumuþak doku kaynaklý malign tümörlerin hepsi anterior göðüs duvarýnda idi. Metastazlar, bir hastada tiroid papiller kanserin sternuma metastazý, diðer hastada prostat kanserinin göðüs duvarý metastazý idi. Tüm tümörler cerrahi olarak eksize edildi. Ewing sarkom tanýsý olan bir hastada operasyon sonrasý oluþan göðüs duvarý defekti prolen greft ile, sternum rezeksiyonu yapýlan bir hasta gorteks (PTFE) greft ile, prostat kanseri metastazý tanýsý olan bir hastada ise metil metakrilat ile rekonstrükte edildi. Diðer vakalarda flep veya greft kullanýmýna gerek duyulmadý. Perioperatif mortalite ve morbidite geliþmedi, sternum metastazý olan hasta postoperatif 37. günde solunum yetmezliði nedeniyle eksitus oldu. Takiplerde vertebral kondrosarkom tanýsý olan hastada operasyondan 3 ay sonra vena cava inferior trombozu geliþti ve opere edildi. Plazmositom tanýsý alan hastanýn taramalarý sonucu multipl myelom tanýsý konularak kemoterapisine baþlandý.

T

Taarrttýýþþm

maa

Göðüs duvarý rezeksiyonunun 4 major endikasyonu vardýr: 1) Göðüs duvarý enfeksiyonu, 2) Tümörler, 3) Radyasyon hasarý, 4) Travma. Biz çalýsmamýzda primer ve metastatik göðüs duvarý tümörlerini retrospektif olarak deðerlendirdik. Göðüs duvarý tümörleri nadir görülen tümörlerdir. Bu tümörlerin baþarýlý tedavisinin anahtarý erken taný, agresif cerrahi rezeksiyon ve göðüs duvarýnýn tamiridir. Bazý çalýþmalara göre göðüs duvarý tümörlerinin %60’ý maligndir [1,2,4,5]. Göðüs duvarý tümörlerini 3 ayrý bölümde sýnýflandýrmak daha doðru olacaktýr: primer, lokal invaze (meme ve akciger) ve metastatik.

Primer göðüs duvarý tümörleri en sýk olarak kemik-kýkýrdaklarda görülür ve kostalar en sýk tutulum yerleridir [6-10]. Primer sternum tutulumu %1 oranýnda görülür ve hemen hemen tümü maligndir [11]. Primer göðüs duvarý tümörleri benign ve malign olarak 2’ye ayrýlýr. Benign primer tümörler yumuþak doku veya kemik kýkýrdak yapýdan kaynaklanabilir.

Yumuþak dokudan kaynaklananlar lipoma, fibroma,

lenfanjioma, hemanjioma, rabdomiyoma; kemik kýkýrdak dokudan kaynaklananlar ise fibroz displazi, kondroma, osteokondroma, anevrizmal kemik kisti, giant cell tümördür. Kemiðin fibroz displazisi tüm benign tümörlerin %30’unu

oluþturur [1]. Lateral ve posterior kostalardan köken alýr. Yavaþ büyüyen tümörlerdir. Kondromalar 2. ve 3. dekatlarda en sýk görülen ve yavaþ büyüyen tümörlerdir. En sýk kostakondral birleþim yerinden köken alýrlar. Bizim olgularýmýzýn 7’si (%46) benign idi ve bunlarýnda 2’si osteokondral hamartomdu. Benign tümörler genellikle aðrýsýz, yavaþ büyüyen lezyonlardýr. Malign primer tümörlerde yumuþak doku ve kýkýrdak kemik kaynaklýdýr. Yumuþak doku kaynaklý olanlar yumuþak doku sarkomu, desmoid tümör, PNET; kýkýrdak kemik kaynaklýlar kondrosarkom, osteosarkom, soliter plasmasitom, malign fibroz histiositoma, Ewing sarkomdur. Malign tümörler hýzlý büyüyen, aðrýlý ve palpabl lezyonlardýr. Semptomlarýn süresi bening lezyonlara göre oldukça kýsadýr. Bizim çalýþmamýzda hastalarýn %64’ü maligndi ve bunlarýn içinde yumuþak doku kaynaklý maligniteler çoðunluktaydý (%50). Kemik dokudan kaynaklanan malignitelerin hepsi kostalardan kaynaklanmýþtý. Malign tümörler aðrý ile semptom verdiklerinde, bu durum kötü prognoz iþaretidir. Periosteal invazyondan kaynaklanan aðrý, lokal agresif davranýþýn bir göstergesidir. Yumuþak doku sarkomlarýnda aðrý genellikle görülmez ve diðer malign göðüs duvarý tümörlerine göre daha iyi prognoza sahiptirler (5 yýllýk survi %60). Ewing sarkomada %47, osteosarkomada %15 ve plazmositoma %20.5 yýllýk sürvi görülür. Primer kondrosarkom, sternumun en sýk görülen tümörüdür ve 3. ve 4. dekatlarda görülür. Radyolojik olarak tümör kitlesi kortikal kemiði etkiler. Tümör anterior kostakondral bileþkeyi de etkileyerek çevre yapýlara invazyon yapar. Komplet rezeksiyon sonrasý 5 yýllýk survi %70 dir. Osteojenik sarkom, adolesan ve genç yetiþkinlerde uzun kemiklerde görülür. Survisi 5 yýllýk %20’dir. Hastalarýn %68’inde metastaz görülür ve en sýk akciðerlerde görülmektedir. Soliter plasmositoma, yaþlý erkeklerde ve latent sistemik bir hastalýðý olan multipl miyelom ile birlikte görülür. Genellikle aðrý, kitle veya her iki semptomun birlikte görülmesiyle kendini gösterir.

Metastatik göðüs duvarý tümörleri nadir görülürler. Tiroid, prostat, meme, akciðer, böbrek kanserlerinin metastazlarý olarak saptanmýþtýr [10]. Bu olgularda cerrahi rezeksiyon kriterleri primer tümörün kontrolü, baþka alanda metastaz olmamasý ve komplet rezeksiyon þansýnýn bulunmasýdýr. Bizim 2 olgumuz metastatik göðüs duvarý tümörü idi ve bunlar tiroid ve prostat kanseri metastazý idiler.

Radyolojik deðerlendirmede tümörün çapý ve büyüme hýzýna, kortikal destrüksiyona, yumuþak doku tutulumuna ve diðer alanlarda maligniteyi düþündürecek metastaz varlýðýna dikkat edildi. Toraks BT’nin bu bulgularý deðerlendirmek için yeterli olduðu düþünülmektedir [6,9]. Sternum metastazý olan bir hastada, baþka metastaz olup olmadýðýný deðerlendirmek amacýyla kemik sintigrafisi çekildi. Sternumda þiþlik olan bir diðer hastaya da kemik tutulumunu deðerlendirmek amacýyla kemik sintigrafisi çekildi.

Preopertatif Ewing sarkom tanýsý konan bir hasta ve tiroid papiller ca metastazý tanýsý konan bir hasta hariç, tüm hastalarýn tanýsý kitlenin rezeksiyonu sonrasý patolojik olarak konuldu. Radyolojik veya klinik olarak ayýrt edici bir kriter bulunamadý. Her iki grupta da þiþlik ve aðrý en yaygýn semptomdu (%71-75). Semptomlarýn baþlangýç süreleri malign hastalarda daha hýzlýydý ve malign hasta grubu benign hastalara göre daha yaþlýydý.

Göðüs duvarý rezeksiyonunun en önemli koþullarýndan biri komplet rezeksiyon yapmaktýr [1,12,13]. Çünkü inkomplet

Hacýibrahimoðlu et al Chest Wall Tumors

(4)

rezeksiyon yapýlan olgularda rekürrens çok kýsa sürede görülmektedir. Rezeksiyon uygulanýrken minimal 4 cm’lik gros olarak tümörsüz doku alýnmalýdýr. Bu, ayrýca lezyonun bir üst ve alt saðlam kostasý alýnmasý þeklinde de uygulanabilir. Göðüs duvarý rezeksiyonundan sonra rekonstrüksiyonun amacý göðüs duvarý stabilitesini ve fizyolojik fonksiyonunu saðlamak, defekti uygun yumuþak doku ile kapatmak ve kozmetik görünüþü saðlamaktýr [3]. Bu amaçla çeþitli göðüs duvarý stabilizatorleri kullanýlmaktadýr. Sentetik materyaller (goreteks greft-PTFE, prolen mesh, komposit protezler-marlex mesh ve metilmetakrilat gibi) ve otolog materyaller (kemik greftler, kas transpozisyonlari gibi). Biz de olgularýmýzýn 3’ünde sentetik materyallerden kullandýk.

Takipler esnasýnda nörofibroma nedeniyle rezeksiyon yapýlan bir hastanýn 9 ay sonra lokal rekürrens nedeniyle yapýlan rezeksiyonu sonrasý patolojisi sarkom olarak deðerlendirildi. Elastofibroma tanýsý konan bir hastada da rezeksiyon sonrasý 6. ayda karþý hemitoraksta þiþlik oluþtu, yapýlan rezeksiyon sonucu elastofibroma olarak deðerlendirildi. Diðer hastalar takip dýþý kaldý.

Malign göðüs duvarý tümörlerinin sürvisi genellikle kötüdür. Baþarýlý bir tedavi ve kür için tümörün negatif cerrahi marjinlerle geniþ rezeksiyonu, tümörün çapý, grade’i ve hastanýn yaþý önemlidir.

K

Kaay

yn

naak

kllaarr

1. Anderson BO, Burt ME. Chest wall neoplasms and their management. Ann Thorac Surg 1994;58:1774-81.

2. Athanassiadi K, Kalavrouziotis G, Rondogianni D, et al. Primary chest wall tumors: Early and long term results of surgical treatment. Eur J Cardiothorac Surg 2001;19:589-93. 3. Graeber GM. Chest wall resection and reconstruction.

Semin Thorac Cardiovasc Surg 1999;11:251-63.

4. Liptay MJ, Fry WA. Malignant bone tumors of the chest wall. Semin Thorac Cardiovasc Surg 1999;11:278-84. 5. King RM, Pairolero PC, Trastek VF, et al. Primary chest

wall tumors: Factors affecting survival. Ann Thorac Surg 1986;41:597-601.

6. Pass HI. Primary and metastatic chest wall tumors. In: Roth JA, Ruckdeschel JC, Weisenburger TH, eds. Thoracic Oncology. Philaelphia: WB Saunders, 1995:519-37. 7. Burt M. Primary malignant tumors of the chest wall: The

Memorial Sloan-Kettering Cancer Center experience. Chest Surg Clin N Am 1994;49:363-9.

8. Sabanathan S, Salama FD, Morgan WE, et al. Primary chest wall tumors. Ann Thorac Surg 1985;39:4-15. 9. Sabanathan S, Shah R, Mearns AJ. Surgical treatment of

primary malignant chest wall tumors. Eur J Cardiothorac Surg 1999;11:1011-6.

10. Pairolero PC, Arnold PG. Chest wall tumors. Experience wih 100 consecutive patients. J Thorac Cardiovasc Surg 1985;90:367-72.

11. Martini N, Huvos AG, Burt ME, et al. Predictors of survival in malignant tumors of the sternum. J Thorac Cardiovasc Surg 1996;111:96-106.

12. Burt M, Fulton M, Wessner-Dunlap S, et al. Primary bony and cartilaginous sarcomas of the chest wall: Results of therapy. Ann Thorac Surg 1992;54:226-32.

13. Ryan MB, McMurtrey MJ, Roth JA. Current management of chest wall tumors. Surg Clin North Am 1989;69:1061-80.

Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg 2003;11:232-235

Hacýibrahimoðlu ve Arkadaþlarý Göðüs Duvarý Tümörleri

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak postoperatif uzun süren orta düzeyde eritemi olan olguda (olgu 5) saç ekimini takiben iki yıl sonra hem verici hem de alıcı alanda PSA reaktivasyonu

tarafından 1287 internal malignitesi olan hasta grubu ile yapılan çalışmada 15 hastada (%1,16) deri metastazı tespit edilmiş ve en sık meme kanserinin (5 hastada),

Primer Göðüs Duvarý Tümörleri PRIMARY CHEST WALL TUMORS.. Hatice Demirbað, Bülent Aydemir, Mehmet Yýldýrým, Tamer Okay, Murat Yaþaroðlu, Oya Uncu Ýmamoðlu,

4TLM, 4THM ve 67NR tümörlerinde Ki67 ekspresyon düzeylerinin karşılaşmasını gösteren grafik (B).. Meme kanseri hücrelerinin malignite özelliği kazanması ve metastaz

Abdurrahman Yurtarslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2013-2015 yılları arasında metastatik melanom tanısı ile ipilimumab alan 17 hastanın verileri

Hastaların 20’sinde ikinci tümör senkron tümör olarak ortaya çıkarken diğer hastalarda metakron olarak tespit edildi ve ikinci primer tümörün görülme

To inherit the triple band notch characteristics a novel defected ground structure is adopted in this work and also in the radiating patch the a l shaped slot and

Therefore, organizations will improve the work satisfaction of their workers by rising perceived operating satisfaction, social satisfaction, and remunerative