• Sonuç bulunamadı

Mazhar Osman'a görün

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mazhar Osman'a görün"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

16

/

9

v " D ' 2

£> t?

________________________ .

PAZARIN PENCERESİNDEN

Mazhar Osman’a görün

• • •

SELÇUK EREZ

ek eskiden değil, belki on-on beş yıl önce, zırvalayanlara, “Sen g it ' de bir Mazhar Osman’a görün!” derlerdi. Türkiye’de yaygın olarak bilinen bu akıl hastalıkları uzmanı kim di? Bu adamı tanımanın önemini eski nöroloji hocalanmızdan (ve tabii ki İstanbul’un eski vali ve belediye başkanlarından) Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay şöyle vurguluyordu:

- Mazhar Hoca, öyle girift renklerle tersim edilm iş bir tablodur ki derinliğine nüfuz etmeden onun hakkında hüküm verilemez... Onun resmi hayatı, ilmi biyografyası malumdur. Fakat onlan nasıl hazırladı? Cidal sahasındaki başanlannı nasıl elde etti? Mazhar Osman’ın iç ve dış hayatındaki hususiyetler nelerdir? Bunları ..tanımak ve tanıtmak lazımdır. Bu soruları cevaplama, onun ölümünün 50. yıldönümünde, Liz Behmuara s ^ _ nasip olmuştur! Uz, tıp tarihçilerim izden biri değildir; önce bir araştırmacı, bir gazeteci, sonra ciddi biyografi

çalışmalarıyla (“ Kimsin Jak Samanon?” ve “Yüzyıl Sonu Tanıklıkları”) dikkatim izi

Mazltar Osman...

çekm işti. Şimdi “ Mazhar Osman” ı okudukça hem iyi bir biyografyacı hem de edebi yönü giderek ağır basan bir yazar karşısında bulunduğumuzu kavramaktayız.

Mazhar Osman, Türk tıbbının önemli kişilerindendir: Ülkemizde, akıl hastalıklannın tanı ve sağaltımında çağdaşlaşmanın öncüsüdür: 1915’te Edirne’deki bimarhanede bulunan akıl hastalannın zincirlerini çözüp hastalan modern psikiyatri tedavisi uygulanan bir hastaneye gönderen odur; 1924’te akıl hastalarının tedavisi için elverişli olmayan Toptaşı Bimarhanesi kapatıldığında Bakırköy Akıl Hastanesi’ni kuran odur.. 1933’te gerçekleştirilen üniversite reformunda, psikiyatri kliniği ordinaryüs profesörlüğüne atanmıştı (bu reformda tıp fakültesinde hemen hemen bütün diğer kürsülerin başına Almanya’dan gelen hocalar getirilm işti).

İyi bir biyografide neler bulunur? Michael Holroyd, “Tarih ekonomik ve politik havanın geriye dönük çizimidir. Tarihte bulunmayan, eksik olan nedir? Bu havanın estiğinde üşüttüğü ya da ısıttığı insanoğlu! Bu da biyografilerin konusudur!" dem iştir; bu iyi bir kıstastır.

Biyografi bir de objektif olmalıdır. Bu açılardan değerlendirdiğim izde, birçok belge incelenerek ve çok sayıda insanla konuşularak (bu kaynakları kitabında belirtm ektedir) şekillendirilm iş olan bu yapıtın iyi bir biyografi olduğu sonucuna varmaktayız.

Yazar, sadece Mazhar Osman’ı, çok sayıda belge okuyup ve bileninden sorarak değil, aynı zamanda onun sosyal çevresi ve çağının özelliklerini de aynntılarıyla inceleyerek yansıtmıştır. Mesela, Mazhar Osman’ın doğumunu aktaran şu satırlar o zamanın ev doğumlanna tanık olanların anlattıklanyla eksiksiz örtüşm ektedir; “ Müslüman kadınlar, ebeyle birlikte hep bir ağızdan selat-ü selam çekmeye koyulurken, Kirya Melponi, Meryem Ana’ya ilahiler okuyor, haç çıkanyordu. Saat onda, sağlıklı bir oğlan dünyaya geldi. Kadınlar, A tiye’nin gür saçlannın ucunu örüp ağzına soktular ve öğürtüp ‘sonunu’ getirttiler.”

Biyografiler yazılırken ve eleştirilirken, Bernard Shavv’un vaktiyle Kraliçe Viktoria konusunda söyledikleri de

anımsanmalıdır: “ Biz kraliçem izin, bütün eşlerin en iyisi, annelerin en m üşfiki., olduğunu biliyoruz.. Açlıkların, gemi kazalannın, devrilen trenlerin onu nasıl üzdüğünü hep belledik; İskenderiye’yi fetheden, Hindistan’ın im paratoriçesi

olan da o değil miydi? Şu anda onu

tanıyan ama onu bu kadar sevmeyen birinin kitabına her şeyden çok ihtiyacımız vardır!”

Behmuaras’ın kitabını bu açıdan da irdelediğim izde olum lu sonuçlara varmaktayız: Mazhar Osman’ın İkinci Harp’ten hemen önce Almanya’yı gezdiğinde Naziler konusunda kaleme aldıktan, kadın-erkek ilişkileri ve hakları konusunda duyarsızlığı gibi konular da hasıraltı edilmeden yansıtılmıştır. Bu yaşamöyküsü, konu edindiği kimseyi yan tanrı ilan eden yapıtlardan değildir. Mazhar Osman, yaşamının son yıllannda bazı ciddi sağlık sorunlarıyla giderek daha çok cebelleşir: Öğrencileri onu yalnız bırakmazlar.. Bir gün solunum ' güçlüğü çekerken, oksijen tüpü tıkanınca, “Vasil nerede? Vasil’i çağınn da buna bir şey keşfetsin bakalım!” der. Pratik buluşlanyla çözüm sağlayan Vasil’in gelmesini ister, ama orada bulunanlar anlamazlar, o durum da bile ‘espri’ yaptığını sanırlar; Vasil’i çağırmazlar. O zaman, hoca, bütün gücünü toplayıp doğrulmuş ve onlara dik dik bakmıştır., tıpkı klinikte bir şeyler ters gittiğinde bunu fazla azarlamadan bildirm ek istediği zamanlardaki gibi.. Bu kitabın sonuna vardığımda, Liz Behmuaras’ın Hoca’yı, ölümünden yarım yüzyıl sonra, birçok öğrencisinden daha iyi anlayıp çözüm lediğini fark ediyorum ve “ Mazhar Osman, Uz Behmuaras’a seslenebilseydi, herhalde HollandalI şair Judith Herzberg’in bir şiirinde dediklerine benzer şeyler söylerdi” diye

düşünüyorum: “ ..Bunadığım zaman - kucağımda köpeğim ,

battaniyem ...Seninle konuşacağım uykumda - Anlıyorsun şimdiden - anlatmak isteyeceklerini - o kurumuş dalın - Kınlıp gitmem öyle - (Ben) uçuşan b ir şeytan tüyüne benzerim ..”

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Yer ve boyut sorunu - Hiç kuşkusuz, tek kişinin Karagöz oynatmasının nedeni yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda yer darlığının ortaya çıkar­ dığı bir

Birkaç çizgi ile yaptığı resimler, herkesin takdirini kazanıyordu, fakat ona hiç kimse hârika çocuk dememiştir.. Sanat tarihi tetkik edilirse resimde «Hârika

Kitapçılann bu çeşit eserleri tercih — bittabi bazıları, hepsi değlV— ettik­ lerine ve meselâ Ahmet Basimin basın tarihini ilgilendiren mühim makalele­ rini,

Şimdi kendi hazırladıklaıı silâhın kendi aleyhlerine dönebilmesi ihtimali karşı-- smda ne düşündüklerini bil­ miyoruz. Çünkü “ Mürür-u zaman” a

Ateist olduğunu açıklarken, İslam dünyasının afaroz ettiği Salman Rüşdi’nin “ Şeytan A- yetleri”ni Türkiye gibi bir ülke­ de yayınlamak için uğraşırken

Ortaköy'dc Halice Sultan'ın yalısının bahçesini düzenler ve Mclling kısa zamanda kendisini Hatice Sultan'a kabul ettirilerek resim yapma izni alır.. Ancak bu

Bunu bilen Mü sahipzade toplumsal aksaklıkların ve beşerî zaafların temsilcisi olarak taşladığı kişilerin karşısına kendi düşüncelerine ve halk görüşüne

Ölüler hakkında yapılan tenkit ve takdirlerin on lar için olmayıp diriler için ol­ duğunu nazarı itibare alarak müstakbel nesilerim iz için bu ciheti ihmal