• Sonuç bulunamadı

XIX. yy. ortalarında Hüdavendigar Eyaleti Domaniç Kazasına bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Omerler ve Yörgüç köylerinin sosyo-ekonomik yapısı (Temettuat Defterlerine göre)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XIX. yy. ortalarında Hüdavendigar Eyaleti Domaniç Kazasına bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Omerler ve Yörgüç köylerinin sosyo-ekonomik yapısı (Temettuat Defterlerine göre)"

Copied!
254
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

XIX. YY.ORTALARINDA HÜDAVENDİGAR EYALETİ DOMANİÇ KAZASINA BAĞLI BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY, KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER VE YÖRGÜÇ

KÖYLERİNİN SOSYO-EKONOMİK YAPISI (TEMETTUAT DEFTERERİNE GÖRE)

(Yüksek Lisans Tezi)

Emin ERDEN

(2)

T.C.

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Tarih Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

XIX. YY.ORTALARINDA HÜDAVENDİGAR EYALETİ DOMANİÇ

KAZASINA BAĞLI BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY,

KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER VE

YÖRGÜÇ KÖYLERİNİN SOSYO-EKONOMİK YAPISI

(TEMETTUAT DEFTERLERİNE GÖRE)

Danışman:

Yrd. Doç. Dr. Şakir TURAN

Hazırlayan: Emin ERDEN

(3)

Kabul ve Onay

Emin ERDEN’in hazırladığı “XIX. YY.Ortalarında Hüdavendigar Eyaleti Domaniç Kazasına Bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç Köylerinin Sosyo-Ekonomik Yapısı (Temettuat Defterlerine Göre)” başlıklı Yüksek Lisans tez çalışması, jüri tarafından lisansüstü yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre değerlendirilip oybirliği / oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

.../.../2017

Tez Jürisi İmza

Kabul Red

Yrd. Doç. Dr. Şakir TURAN (Danışman) Yrd. Doç. Dr. Arif KOLAY

Yrd. Doç. Dr. Refik ARIKAN

Doç. Dr. Fatih KIRIŞIK Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü

(4)

Yemin Metni

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “XIX. YY.Ortalarında Hüdavendigar Eyaleti Domaniç Kazasına Bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç Köylerinin Sosyo-Ekonomik Yapısı (Temettuat Defterlerine Göre)” adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım kaynakların kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

.../.../2017 Emin ERDEN

(5)

Özgeçmiş

05.04.1974 tarihinde Kütahya’nın Domaniç ilçesinin Çiftlik köyünde doğdu. Öğrenim hayatına 1979 yılında Çiftlik Köyü İlkokulunda başladı. Domaniç Lisesi’nin orta bölümünü 1987 yılında, lise bölümünü 1990 yılında bitirdi. 1990 – 1994 yılları arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tarih Öğretmenliği bölümünde lisans eğitimini tamamladı. 2014 yılında Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yakınçağ Bilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı. 1994 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığında yönetici ve öğretmen olarak görev yapmaktadır. Yabancıl dili İngilizcedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

(6)

ÖZET

XIX. YY.ORTALARINDA HÜDAVENDİGAR EYALETİ DOMANİÇ KAZASINA BAĞLI BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY, KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER VE YÖRGÜÇ

KÖYLERİNİN SOSYO-EKONOMİK YAPISI (TEMETTUAT DEFTERLERİNE GÖRE)

ERDEN, Emin

Yüksek Lisans Tezi, Tarih Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Şakir TURAN

Ekim 2017, 235 sayfa

Osmanlı Devleti’nin ıslahat ve yenilik hareketleri tarihi içerisinde Tanzimat dönüm noktası olmuştur. Ekonomik alandaki düzenlemeler ile maliyeyi merkezileştirme, vergilerin halkın kazancına göre aracısız olarak toplanması, vergi çeşitliliğinin azaltılması hedeflenmiştir. Mükelleflerin yeni vergilerini tespit için halkın kazançlarının, mal ve hayvanlarının sayımı yapılarak temettuat defterleri hazırlanmıştır. H. 1260/61 yıllarında hazırlanan bu defterler yerleşim yerlerinin demografik, sosyal ve ekonomik durumlarının tespit edilmesinde en değerli kaynak olmuştur.

Bu çalışma Hüdavendigar Eyaleti Domaniç kazasına bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç köylerinin 1844-1845 tarihli temettuat defterlerinin incelenmesiyle ortaya çıkmıştır. Defterlerin transkripsiyonu yapılarak elde edilen veriler tablo ve grafikler eşliğinde değerlendirilmiştir.

XIX. yüzyıl ortalarında Domaniç kazasına bağlı 9 köyün ekonomik yapısı tamamen tarıma ve hayvancılığa dayanmaktadır. Halkın yıllık gelirlerinin % 83’ünü tarım gelirleri oluşturmaktadır. Tarım faaliyetleri daha çok halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik geçimlik tarım şeklinde yapılmaktadır. Mevcut arazinin % 52.4’ü ekili olup % 95 oranında tahıl ekimi yapılmaktadır. Tarımın yanında kereste ve kürek ticareti ile hizmetkârlık, çobanlık ve orakçılık gibi tarım işçiliğinden de gelir elde edilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Domaniç, Tarım, Hayvancılık, Temettuat, Vergi, Meslek,

(7)

ABSTRACT

AT THE MIDDLE OF THE XIXTH CENTURY SOCIO-ECONOMIC STRUCTURE OF BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY, KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER AND YÖRGÜÇ

VİLLAGES, WHICH WERE BELONGS TO DOMANİÇ TOWN HÜDAVENDİGAR PROVINCE

(ACCORDING TO TEMETTUAT RECORD BOOKS) ERDEN, Emin

Master Thesis, Department of History Thesis Adviser: Asst. Prof. Şakir TURAN

October, 2017, 235 pages

The Rescript of Gulhane became the turning point in the history of reformist and regulative activities in the Ottaman State. It was aimed with the help of regulations in economical field that the finance office would be centralized, taxes would be gathered without an agentconsidering the income of people and the variety of taxes would be reduced. Temettuat record books, tax recording, for determining new taxes of taxpayers were prepared counting incomes, properties and animals of people. These record books prepared between 1260 and 1261according to the Hegira Calendar were the most important sources to determine demographic, social and economic conditions of residential districts.

This study consisted of investigating the Temettuat Record Books recorded between 1844 and 1845 of some certain villages such as Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler and Yörgüç, which belonged to Domanic town of Hudavendigar Province. The Data obtained by transcribing record boks were evaluated with charts and diagrams.

In the middle of the XIX th Century, economical structures of villages, which belonged to Domanic Town, completely depended on agriculture and stockraising. Agricultural incomes included the 83 percent of annual revenue of people. Agricultural activities were held only for receiving the need of people. 52,4 percent of the whole fields were planted and 95 percent of them were cereals. Besides agriculture, revenue was obtained from agricultural workmanship such as timber, shovel trading, being manservant, shepherd and being reaper.

Keywords: Domaniç, Agriculture, Stockraising, Temettuat, Tax, Occupation,

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii TABLOLAR LİSTESİ ... xi GRAFİKLER LİSTESİ ... xv KISALTMALAR ... xvi GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM DOMANİÇ’İN TARİHÇESİ VE TEMETTUAT DEFTERLERİ 1.1. DOMANİÇ’İN TARİHÇESİ ... 4

1.1.1. Domaniç Adının Anlamı ... 4

1.1.2. Türk Hâkimiyetine Kadar Domaniç ... 5

1.1.3. Türk Hâkimiyetinde Domaniç ... 6

1.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ SİSTEMİ ... 8

1.2.1. Klasik Dönem Vergi Sistemi ... 8

1.2.2. Tanzimat Dönemi Vergi Sistemi ... 11

1.2.3. Temettuat Defterleri ... 16

1.2.4. 7713, 7715, 7716, 7717, 7727, 7728, 7729, 7730, 7738 Numaralı Temettuat Defterleri ... 22

İKİNCİ BÖLÜM XIX. YY.ORTALARINDA HÜDAVENDİGAR EYALETİ DOMANİÇ KAZASINA BAĞLI BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY, KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER VE YÖRGÜÇ KÖYLERİNİN SOSYAL VE DEMOGRAFİK YAPISI 2.1. NÜFUS YAPISI ... 26

2.2. İSİM VE LAKAPLAR ... 27

2.2.1. Burhanlar Köyü İsim ve Lakaplar ... 29

2.2.2. Fıranlar Köyü İsim ve Lakaplar ... 30

2.2.3. Göçebe Köyü İsim ve Lakaplar ... 31

2.2.4. Güney Köyü İsim ve Lakaplar ... 33

2.2.5. Karamanlar Köyü İsim ve Lakaplar ... 34

2.2.6. Kozcağız Köyü İsim ve Lakaplar ... 35

2.2.7. Kozluca Köyü İsim ve Lakaplar ... 36

2.2.8. Ömerler Köyü İsim ve Lakaplar ... 38

2.2.9. Yörgüç Köyü İsim ve Lakaplar ... 39

(9)

2.3. MESLEKLER ... 44

2.3.1. Burhanlar Köyü Meslek Bilgileri ... 45

2.3.2. Fıranlar Köyü Meslek Bilgileri ... 47

2.3.3. Göçebe Köyü Meslek Bilgileri ... 49

2.3.4. Güney Köyü Meslek Bilgileri ... 51

2.3.5. Karamanlar Köyü Meslek Bilgileri ... 52

2.3.6. Kozcağız Köyü Meslek Bilgileri ... 54

2.3.7. Kozluca Köyü Meslek Bilgileri ... 56

2.3.8. Ömerler Köyü Meslek Bilgileri ... 59

2.3.9. Yörgüç Köyü Meslek Bilgileri ... 61

2.3.10. Meslek Bilgilerinin Genel Yapısı ... 62

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM XIX. YY.ORTALARINDA HÜDAVENDİGAR EYALETİ DOMANİÇ KAZASINA BAĞLI BURHANLAR, FIRANLAR, GÖÇEBE, GÜNEY, KARAMANLAR, KOZCAĞIZ, KOZLUCA, ÖMERLER VE YÖRGÜÇ KÖYLERİNİN EKONOMİK YAPISI 3.1. ZİRAİ FAALİYETLER ... 67

3.1.1. Tarla Bilgileri ... 67

3.1.1.1. Burhanlar Köyü Tarla Bilgileri ... 68

3.1.1.2. Fıranlar Köyü Tarla Bilgileri ... 70

3.1.1.3. Göçebe Köyü Tarla Bilgileri ... 71

3.1.1.4. Güney Köyü Tarla Bilgileri ... 74

3.1.1.5. KaramanlarKöyü Tarla Bilgileri ... 76

3.1.1.6. Kozcağız Köyü Tarla Bilgileri ... 78

3.1.1.7. Kozluca Köyü Tarla Bilgileri ... 80

3.1.1.8. Ömerler Köyü Tarla Bilgileri ... 83

3.1.1.9. Yörgüç Köyü Tarla Bilgileri ... 86

3.1.1.10. Tarlaların Köylere Göre Dağılımı ... 88

3.1.1.11. Hane Başına Düşen Toprak Miktarı ... 91

3.1.1.12. Tarım Arazilerinin İşletme Büyüklükleri ... 93

3.1.2. Köylerde Yetiştirilen Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 94

3.1.2.1. Burhanlar Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 96

3.1.2.2. Fıranlar Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 98

3.1.2.3. Göçebe Köyü TarımÜrünleri ve Miktarları ... 99

3.1.2.4. Güney Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 102

3.1.2.5. Karamanlar Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 104

3.1.2.6. Kozcağız Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 106

3.1.2.7. Kozluca Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 108

3.1.2.8. Ömerler Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 111

3.1.2.9. Yörgüç Köyü Tarım Ürünleri ve Miktarları ... 114

(10)

3.2. HAYVANCILIK FAALİYETLERİ ... 118

3.2.1. Burhanlar Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 119

3.2.2. Fıranlar Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 122

3.2.3. Göçebe Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 125

3.2.4. Güney Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 130

3.2.5. Karamanlar Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 132

3.2.6. Kozcağız Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 135

3.2.7. Kozluca Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 140

3.2.8. Ömerler Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 144

3.2.9. Yörgüç Köyü Hayvancılık Faaliyetleri ... 149

3.2.10. Köylerde Hayvancılığın Genel Durumu ... 152

3.2.10.1. Köylerde Büyükbaş Hayvancılığın Durumu ... 154

3.2.10.2. Köylerde Küçükbaş Hayvancılığın Durumu ... 155

3.2.10.3. Köylerde Yük ve Binek Hayvancılığının Durumu ... 156

3.2.10.4. Köylerin Hayvancılık Gelirleri ... 157

3.2.11. Arıcılık Faaliyetleri ... 160

3.3. GELİR DAĞILIMI ... 165

3.3.1. Burhanlar Köyü Gelir Dağılımı ... 165

3.3.2. Fıranlar Köyü Gelir Dağılımı ... 167

3.3.3. Göçebe Köyü Gelir Dağılımı ... 169

3.3.4. Güney Köyü Gelir Dağılımı ... 172

3.3.5. Karamanlar Köyü Gelir Dağılımı ... 174

3.3.6. Kozcağız Köyü Gelir Dağılımı ... 176

3.3.7. Kozluca Köyü Gelir Dağılımı ... 178

3.3.8. Ömerler Köyü Gelir Dağılımı ... 181

3.3.9. Yörgüç Köyü Gelir Dağılımı ... 184

3.3.10. Gelir Kaynaklarının Dağılımı ... 185

3.3.11. Hanelerin Gelir Gruplarına Göre Dağılımı ... 188

3.3.12. Hane Başına Düşen Gelir ... 189

3.4. VERGİLER ... 192

3.4.1. Burhanlar Köyü Vergi Bilgileri ... 193

3.4.2. Fıranlar Köyü Vergi Bilgileri ... 195

3.4.3. Göçebe Köyü Vergi Bilgileri ... 196

3.4.4. Güney Köyü Vergi Bilgileri ... 199

3.4.5. Karamanlar Köyü Vergi Bilgileri ... 201

3.4.6. Kozcağız Köyü Vergi Bilgileri ... 203

3.4.7. Kozluca Köyü Vergi Bilgileri ... 205

3.4.8. Ömerler Köyü Vergi Bilgileri ... 207

3.4.9. Yörgüç Köyü Vergi Bilgileri ... 210

(11)

SONUÇ ... 215

EKLER ... 218

KAYNAKÇA ... 228

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1.1: Köylere Ait Temettuat Defterlerinin Numara ve Sayfa Sayıları ... 23

Tablo 2.1: Köylerin Hane ve Tahmini Nüfus Bilgileri (1845) ... 26

Tablo 2.2: Burhanlar Köyü Aile Ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 29

Tablo 2.3: Fıranlar Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 30

Tablo 2.4: Göçebe Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 31

Tablo 2.5: Güney Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 33

Tablo 2.6: Karamanlar Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 34

Tablo 2.7: Kozcağız Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 35

Tablo 2.8: Kozluca Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 36

Tablo 2.9: Ömerler Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 38

Tablo 2.10: Yörgüç Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 39

Tablo 2.11: Köylerde Yaşayan Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları ... 40

Tablo 2.12: Köylerde Yaşayan Aileİsimleri ve Sayıları ... 43

Tablo 2.13: Burhanlar Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 45

Tablo 2.14: Fıranlar Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 47

Tablo 2.15: Göçebe Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 49

Tablo 2.16: Güney Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 51

Tablo 2.17: Karamanlar Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 52

Tablo 2.18: Kozcağız Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 54

Tablo 2.19: Kozluca Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 56

Tablo 2.20: Ömerler Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 59

Tablo 2.21: Yörgüç Köyü Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 61

Tablo 2.22: Hane Reislerinin Meslek Bilgileri ... 63

Tablo 2.23: Köylerde Gelir Getirici Meslekler ... 64

Tablo 3.1: Burhanlar Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 68

Tablo 3.2: FıranlarKöyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 70

Tablo 3.3: Göçebe Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 71

Tablo 3.4: Güney Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 74

Tablo 3.5: Karamanlar Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 76

(13)

Tablo 3.7: Kozluca Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 80

Tablo 3.8: Ömerler Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 83

Tablo 3.9: Yörgüç Köyü Hane Sahiplerinin Tarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 86

Tablo 3.10: Köylerin ToplamTarla Kayıtları (Dönüm Olarak) ... 88

Tablo 3.11: Hane Başına Düşen Toprak Bilgileri (Dönüm Olarak) ... 91

Tablo 3.12: Domaniç Kazasına Bağlı KöylerinHane Başına Düşen Mezru Tarla Bilgileri (Dönüm Olarak) ... 92

Tablo 3.13: Arazilerin İşletme Büyüklüklerine Göre Sayısı ... 94

Tablo 3.14: Burhanlar Köyü Hane Sahiplerinin Tarım Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) 96 Tablo 3.15: Fıranlar Köyü Hane Sahiplerinin Tarım Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) ... 98

Tablo 3.16: Göçebe Köyü Hane Sahiplerinin Tarım Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) .... 99

Tablo 3.17: Güney Köyü Hane Sahiplerinin Tarım Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) ... 102

Tablo 3.18: Karamanlar Köyü Hane Sahiplerinin Tahıl Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) ... 104

Tablo 3.19: Kozcağız Köyü Hane Sahiplerinin Tahıl Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) 106 Tablo 3.20: Kozluca Köyü Hane Sahiplerinin Tahıl Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) .. 108

Tablo 3.21: Ömerler Köyü Hane Sahiplerinin Tahıl Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) .. 111

Tablo 3.22: Yörgüç Köyü Hane Sahiplerinin Tahıl Ürünü Kayıtları (Kile Olarak) ... 114

Tablo 3.23: Tarım Ürünlerinin Köylere Göre Dağılımı (Kg Olarak) ... 116

Tablo 3.24: Burhanlar Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 119

Tablo 3.25: Burhanlar Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 120

Tablo 3.26: Burhanlar Köyü Yük ve Binek Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 121

Tablo 3.27: Fıranlar Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 122

Tablo 3.28: Fıranlar Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 123

Tablo 3.29: Fıranlar Köyü Yük ve Binek Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 124

Tablo 3.30: Göçebe Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 126

Tablo 3.31: Göçebe Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 127

Tablo 3.32: Göçebe Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 129

Tablo 3.33: Güney Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 130

Tablo 3.34: Güney Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 131

Tablo 3.35: Güney Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 132

(14)

Tablo 3.37: Karamanlar Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 134

Tablo 3.38: Karamanlar Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 134

Tablo 3.39: Kozcağız Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 136

Tablo 3.40: Kozcağız Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 137

Tablo 3.41: Kozcağız Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 139

Tablo 3.42: Kozluca Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 140

Tablo 3.43: Kozluca Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 142

Tablo 3.44: Kozluca Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 143

Tablo 3.45: Ömerler Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 145

Tablo 3.46: Ömerler Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 146

Tablo 3.47: Ömerler Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 148

Tablo 3.48: Yörgüç Köyü Büyükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 150

Tablo 3.49: Yörgüç Köyü Küçükbaş Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 151

Tablo 3.50: Yörgüç Köyü Binek ve Yük Hayvan Bilgileri (adet/re's) ... 152

Tablo 3.51: Köylerin Toplam Büyükbaş Hayvan Sayıları (adet/re's) ... 154

Tablo 3.52: Köylerin Toplam Küçükbaş Hayvan Sayıları (adet/re's) ... 155

Tablo 3.53: Köylerin Toplam Binek ve Yük Hayvan Sayıları (adet/re's) ... 156

Tablo 3.54: Köylerin Toplam Hayvancılık Gelirleri (kuruş) ... 158

Tablo 3.55: Burhanlar Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 160

Tablo 3.56: Göçebe Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 160

Tablo 3.57: Güney Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 161

Tablo 3.58: Karamanlar Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 161

Tablo 3.59: Kozluca Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 162

Tablo 3.60: Ömerler Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 163

Tablo 3.61: Yörgüç Köyü Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 163

Tablo 3.62: Köylerin Toplam Arı Kovanı Adet ve Gelir Bilgileri ... 164

Tablo 3.63: Burhanlar Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) . 165 Tablo 3.64: Fıranlar Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) .... 167

Tablo 3.65: Göçebe Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) ... 169

Tablo 3.66: Güney Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) ... 172

Tablo 3.67: Karamanlar Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) ... 174

(15)

Tablo 3.68: Kozcağız Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) .. 176

Tablo 3.69: Kozluca Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) .... 178

Tablo 3.70: Ömerler Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) .... 181

Tablo 3.71: Yörgüç Köyü Hane Sahiplerinin Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) ... 184

Tablo 3.72: Köylerin Toplam Gelir Durumları 1845 Yılı (Kuruş) ... 186

Tablo 3.73: Hanelerin Gelir Gruplarına Göre Dağılımı ... 188

Tablo 3.74: Domaniç Kazası köylerinde Hane Başına Düşen Ortalama Gelir (Kuruş) ... 191

Tablo 3.75: Burhanlar Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 193

Tablo 3.76: Fıranlar Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 195

Tablo 3.77: Göçebe Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 196

Tablo 3.78: Güney Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 199

Tablo 3.79: Karamanlar Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 201

Tablo 3.80: Kozcağız Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 203

Tablo 3.81: Kozluca Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 205

Tablo 3.82: Ömerler Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 207

Tablo 3.83: Yörgüç Köyü Hane Sahiplerinin Ödediği Vergiler (Kuruş) ... 210

Tablo 3.84: Köylerin Ödediği Vergi toplamları (Kuruş) ... 211

(16)

GRAFİKLER LİSTESİ

Sayfa Grafik 2.1: Köylerin Tahmini Nüfuslarının Toplam Nüfus İçindeki Yüzdeleri

(1845) ... 27

Grafik 3.1: Köylerin Arazi Dağılımı... 89

Grafik 3.2: Köylerin Mezru ve Gayri Mezru Tarla Bilgileri (Dönüm Olarak) ... 90

Grafik 3.3: Tarım Ürünlerinin Genel Dağılımı (Yüzde) ... 117

Grafik 3.4: Hane Başına Düşen Gelir Durumu (Kuruş) ... 190

(17)

KISALTMALAR

a.g.e. Adı Geçen Eser

a.g.m. Adı Geçen Makale

a.g.t. Adı Geçen Tez

bkz. Bakınız

BOA Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C. Cilt

Çev. Çeviren

d. Defter

DİA Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Ed. Editör

H. Hicri

M. Miladi

M.Ö. Milattan Önce

M.S. Milattan Sonra

ML.VRD.TMT Maliye Varidat Temettuat

s. Sayfa

S. Sayı

SBE Sosyal Bilimler Enstitüsü

TTK Türk Tarih Kurumu

vb. Ve benzeri

vd. Ve diğerleri

(18)
(19)

GİRİŞ

Tarih; geçmişte yaşayan toplumların ve devletlerin siyasi, sosyal ve ekonomik faaliyetlerini inceleyen sosyal bir bilimdir. XIX. yüzyıla gelinceye kadar tarih bilimi daha çok toplumların siyasi faaliyetlerini ele almıştır. Modern tarih anlayışı ile birlikte toplumların sosyal ve ekonomik yönleri de araştırılmaya başlanmıştır. Yapılan çalışmalarla tarihimizin özellikle de Osmanlı Devleti’nin sosyal ve ekonomik tarihinin siyasi tarih kadar önemli ve ilgi çekici olduğu anlaşılmıştır.

Osmanlı Devleti’ni ekonomik ve sosyal yönden en iyi şekilde araştırabilmek; XV. yüzyıldan beri tutulan tahrir, nüfus, temettuat gibi defterlerin incelenmesiyle mümkündür. Tarıma dayalı bir devlet olan Osmanlı, bu defterlerle toprağın mülkiyet durumunu, kazanç ve vergi miktarını tespit etmeyi amaçlamıştır. XV. yüzyılda tahrir defterleri ile başlayan bu uygulama, XVII. yüzyılda avarız vergisine yönelik avarız tahrir defterleri ile devam etmiştir. Bunu XIX. yüzyılın ilk yarısındaki nüfus defterleri ve temettuat defterleri takip etmiştir.

Tanzimat Fermanı’nın en önemli değişikliklerinden biri de vergi sistemidir. Bu fermanla değişik isimlerle alınan birçok vergi kaldırılarak “Temettü Vergisi” adı verilen tek bir vergi tayin edilmiştir. Temettuat defterleri işte bu yeni vergiye esas olmak üzere halkın kazançlarını tespit etmek amacıyla düzenlenmiştir. Hane esaslı sayım içeren bu defterler ile kayıt altına alınan yerleşim yerinin sosyal ve ekonomik yapısı hakkında ayrıntılı bilgiler elde etmek mümkündür.

Temettuat defterlerinin bu özelliğinden hareketle bu tez çalışmasında XIX. yüzyıl ortalarında Hüdavendigar Eyaleti Domaniç kazasına bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç köylerinin sosyal ve ekonomik durumları, köylere ait temettuat defterlerindeki bilgiler ışığında değerlendirilmiştir.

Çalışmamızın temel amacı, XIX. yüzyıl ortalarında Hüdavendigar Eyaleti, Domaniç kazasına bağlı Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç köylerine ait temettuat defterlerindeki verilerden yola çıkarak bu dokuz köyün sosyal, ekonomik ve demografik yapısını tespit etmektir.

(20)

Yüksek lisans tez çalışması üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde Domaniç’in tarihçesi ile Osmanlı vergi sistemi ve temettuat defterleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde Burhanlar, Fıranlar, Göçebe, Güney, Karamanlar, Kozcağız, Kozluca, Ömerler ve Yörgüç köylerinin nüfus yapısı, temettuat defterlerinde yer alan hane reislerinin isim, lakap ve meslek bilgileri değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde 9 köyün ekonomik yapısı ele alınmıştır. İlk önce köylerde yapılan zirai ve hayvancılık faaliyetleri, daha sonra da hanelerin gelir dağılımı ve vergileri detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Tezin yapımı esnasında yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen danışmanım Yrd. Doç. Dr. Şakir TURAN ile değerli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Arif KOLAY ve Yrd. Doç. Dr. Kevser DEĞİRMENCİ’ye teşekkür ederim.

(21)

BİRİNCİ BÖLÜM

(22)

1.1. DOMANİÇ’İN TARİHÇESİ

1.1.1. Domaniç Adının Anlamı

Kütahya iline bağlı bir ilçe yönetim merkezi olan Domaniç, Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği bir alanda, Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümü’nde yeralmaktadır. Domaniç, kuzeyden Bursa’nın İnegöl, doğudan Bilecik’in Bozüyük, güneyden Kütahya’nın Tavşanlı, batıdan ise yine Bursa’nın Keles ilçeleriyle çevrilidir. Hem Bursa’ya daha yakın olması, hem de Bursa’nın sosyal ve ekonomik faaliyetlerinin daha canlı olması, halkın büyük bir kısmının Bursa ile olan ticarî ilişkilerinin yoğun olmasına ortam hazırlamıştır.1

Domaniç adı hakkında çok fazla rivayet bulunmaktadır. Domaniç bölgesine, İlkçağlarda Bizans’ın da dâhil olduğu zaman içerisinde “Temnos” denilmektedir. İlkçağ tarihçileri tarafından Bithynia olarak adlandırılan Bursa, İzmit, Gerede, Kirmastı, Uluabat, Kütahya sınırlarına kadar ulaşan bölge içerisinde yer alır.2

Bir başka görüşe göre Domaniç “tümsekli, çıkıntılı” anlamına gelmekte olup bu anlam Domaniç’in yeryüzü şekilleriyle örtüşmektedir.3

Bir başka rivayete göre Kayıhanlılar Domaniç’e ilk olarak geldiklerinde yüksek bir yerden, dağların arasında alçakta kalan Domaniç arazisini sis içinde görmüşler ve buraya “Duman-içi” ismini koymuşlardır. Domaniç adı, duman-içi sözcüğünün zaman içinde değişimi ile ortaya çıkmıştır.4

Evliya Çelebi Seyahatname’sinde Domalıç (gayet iri, bol sulu, lezzetli bir alıç türü) olarak isimlendirilmiştir.5 Evliya Çelebi Seyahatnamesi’ne dayandırılan bir başka

görüşe göre ise, burada yaşayan ve Bizans askeri olan Tuman’ın yeri anlamına gelen “Tuman İçi” deyiminin zamanla Domaniç’e dönüşmesidir.6

1 Namık Tanfer Altaş, (2008), “Kentsel Fonksiyonları Az Gelismis Kasabalara Bir Örnek: Domaniç”,

Doğu Coğrafya Dergisi, C. 13, Sayı: 20, Erzurum, s.281.

2 Mine Akkuş, (1999), “Domaniç: Bir İmparatorluğa Beşiklik Eden Topraklar”, Bursa Defteri, C.3,

Bursa, s.52.

3 Hasan Efe, (2008), “Domaniç Nefsi Bozyalak, Karaköy,Saruhanlar, Sarıot Köylerinin Sosyal ve İktisadi

Yapısı (1844-1845)”, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya: s.2.

4 Hasan Efe, a.g.t.,s.2.

5 Fevzi Coşgun v.d., Domaniç’te Zaman, Dörtbudak Yayınları, İstanbul: s.58.

(23)

İlk dönem Osmanlı tarihini anlatan Solakzade Tarihi’nde meşhur İkizce (Domaniç) savaşının “Tomalıç Beli’nde” yapıldığı belirtilmektedir.7 Aynı şekilde

Aşıkpaşazade Tarihi’nde de savaşın yeri “Tomalıç Beli’ni aştıkları yerde” şeklinde belirtilmektedir.8

Domaniç ismi gerek ilk Türkmenlerin yerleşimi, gerekse Anadolu Selçuklu Devleti zamanındaki kaynaklarda yer almamaktadır. İlk olarak Osmanlı vakayinamelerinde Domaniç’in adı geçmeye başlamıştır.9

1.1.2. Türk Hâkimiyetine Kadar Domaniç

Domaniç yöresindeki ilk yerleşimin ne zaman gerçekleştiği konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla beraber Hititler dönemine kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Bölge Hititlerden sonra Frigya ve Lidyalıların egemenliğine girmiştir.10 Saruhanlar

köyü yakınlarındaki kale kalıntılarının Frigyalılardan kaldığı düşünülmektedir.11 Bölge “Temnos” ismiyle M.Ö. 1000 – 700 yılları arasında Anadolu’da koloniler kuran Helenlerin Aiolis Kentleri Birliği içerisinde yer almıştır. Aiolis kentleri birliğine bağlı 12 polisten biri de Temnos idi.12

Anadolu’ya hâkim olan Persler ve Makedonya Kralı İskender döneminde bölge ile ilgili çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak Roma ve Bizans dönemine ait bölgede çok sayıda kalıntı mevcuttur. Domaniç’e bağlı birçok köyde Bizans dönemine ait yerleşim yerleri kalıntıları çokça bulunmaktadır. Bu köylerden Güney, Çiftlik, Karaköy ve Ilacaksu’nun o dönemde önemli yerleşim yerleri olduğu düşünülmektedir. Yine Bizans devrine ait önemli yerleşim birimlerinden birisi de Çarşamba köyüdür. Yapılan araştırmalarda Çarşamba köyünün başpiskoposluk merkezi olduğu belirlenmiştir.

7 Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi, (H.1297), Solaksade Tarihi, Mahmut Bey Matbaası, İstanbul: s.9. 8 Aşık Paşazade, (2003), Osmanoğulları’nın Tarihi, Kemal Yavuz, M. A. Yekta Saraç (Çev.), İstanbul:

s.60.

9 Akkuş, a.g.m., s.52.

10 Mehmet Turan Işık, (2008), “Hüdavendigâr Eyaleti Burusa Sancağı Domaniç Kazası 1261 (1845) tarih

ve 7712, 7714, 7719, 7725, 7731, 7732 Numaralı Temettü'ât Defterleri Transkripsiyonu”, Yüksek Lisans Tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya: s.2.

11 Orhan Sarıca, (2014), Domaniç Devlet Ektiğimiz Topraklar, 3. Baskı, Tavşanlı Ciltevi-Matbaa,

Tavşanlı: s.58.

(24)

Çarşamba köyündeki kilisenin ambon merdivenleri uzun müddet Domaniç Hükümet Konağı önünde durduktan sonra 1980 yılında Kütahya Müzesine taşınmıştır.13

Kayı Boyu’nun bölgeye geldiğinde bölgede Bizanslılara ait bir yerleşim yeri olmadığı anlaşılmaktadır. Çünkü Osmanlıların Domaniç bölgesini elde etmek için savaş yaptıklarına dair bir bilgi mevcut değildir.

1.1.3. Türk Hâkimiyetinde Domaniç

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Domaniç ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Domaniç bölgesinde Türk hâkimiyeti Kayılar ile başlar. Bu döneme ait bilgiler Osmanlı Beyliğinin kuruluşundan sonraki dönemlerde yazılan vakayinamelerde rastlanılmakta olup değişik rivayetlerden oluşmaktadır. Vakayinamelere göre Ertuğrul Gazi Bizans’ın elinde bulunan bir kaleyi alınca Sultan Alaeddin Keykubat, Domaniç’in yönetimini Ertuğrul Gazi’ye vermiş, sonrasında “tabıl ve alem” göndermiştir.14 Bir başka rivayete göre 1230 yılında meydana gelen

Yassıçemen savaşı sonunda Ertuğrul Gazi’nin gösterdiği kahramanlığı karşılıksız bırakmayan Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat Domaniç’i yaylak olarak vermiştir.15 Bir rivayete göre de Ertuğrul Gazi, I. AlaaddinKeykubat’ın İznik İmparatorluğu üzerine yaptığı bir sefere katılmış ve dönüşte Söğüt-Domaniç havalisini fethetmiştir (1270). Selçuklu gaza hukukuna göre, Söğüt kışlık ve Domaniç yazlık olmak üzere Ertuğrul Gazi’ye yurtluk olarak verilmiştir.16

Kayıların Domaniç’e gelişi ile ilgili yukarıdakilerden başka rivayetler de bulunmaktadır. Ancak genel kabul gören görüşe göre Ankara Karacadağ bölgesinde bulundukları dönemde Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’a yardımları nedeniyle Söğüt kışlak, Domaniç bölgesi yaylak olarak verilmiştir. Ertuğrul Gazi’nin 1281 yılında vefatından sonra Osman Bey beyliği devralmıştır. Osman Bey döneminde bölgenin geleceğini belirleyen Ekizce Savaşı 1287 yılında yapılmıştır. İkizce veya Domaniç Savaşı olarak da bilinen bu savaş Osmanlı ilk dönemlerini anlatan kitapların hepsinde yer almakta olup “Domaniç Beli” denilen yerde yapılmıştır. XVI. yüzyıl tahrir

13 Efe, a.g.t., s.2. 14 Akkuş, a.g.m., s.52.

15 Jülide Berkün, (1994), “16. Yüzyılda Söğüt ve Domaniç Kazaları”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir: s.VI.

(25)

defterlerine göre Domaniç Beli; Karye-i Çukurca (Domaniç Çukurca Köyü) ile İnegöl Kadılığına bağlı Karye-i Mizal (İnegöl Gündüzlü Köyü) arasında bulunan derbenttir.17

Solakzade ve Aşıkpaşazade’ye göre “Tomalıç Beli’ni” aştıkları yerde yapılan savaşta Osman Bey’in kardeşi Saru Batı şehit oldu ve Karacahisar Tekfuru’nun kardeşi Kalonoz (Filanoz) da öldürülmüştür.18

Domaniç, Anadolu Beylerbeyliği teşkil edildiğinde Hüdavendigar Sancağı’na bağlanmıştır. 1487’de İnegöl kazasına bağlı bir nahiye iken 1530’dan sonra müstakil bir kaza olmuştur.19 Hüdavendigar Eyaletinin oluşmasından sonra buraya bağlı Bursa

sancağına bağlanmıştır. Osmanlı defterlerinde Domaniç bölge ismi olması nedeniyle kaza merkezi “Nefs-i Domaniç” olarak ifade edilmiştir. Çarşamba, Bozyalak (Çukurca) Göçebe (Çamlıca), Peşemid (Aksu), Karaköy ve Hisar (Domaniç) köyleri değişik zamanlarda kaza merkezi olmuşlardır.20

1885 yılında kaza merkezi Göçebe (Çamlıca) köyünde Nahiye binasının yıkılması nedeniyle Kaza merkezi Hisar Köyü’ne (şimdiki Domaniç ilçe merkezi) nakledilmiştir. 1892 yılında idari olarak Tavşanlı’ya bağlanmıştır. Domaniç 15 Temmuz 1921’de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, ancak tahribat yapılmamıştır. Bir yıl Yunanlılar tarafından işgal altında kaldıktan sonra 5 Eylül 1922’de işgalden kurtulmuştur.21

Cumhuriyet Döneminde Domaniç’in nahiye olarak bağlı olduğu ilçeler birçok kez değiştirilmiştir. Sırasıyla Bilecik ili Bozüyük ilçesine, Bursa ili İnegöl ilçesine ve son olarak da 28 Haziran 1931 tarihinde Kütahya ili Tavşanlı ilçesine bağlanmıştır. Domaniç bugünkü idari yapısına, 7033 sayılı kanunla Kütahya’nın altıncı ilçesi olarak 1 Nisan 1960 tarihinde kavuşmuştur.22

17 Ömer Lütfi Barkan ve Enver Meriçli, (1998), Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri, C.I, TTK

Yayınları, Ankara: s.180.

18 Solakzade, a.g.e. s.8-9., Aşıkpaşazade, a.g.e. s.60. 19 Akkuş, a.g.m. s.53.

20 Efe, a.g.t. s.3.

21 Servet Karabağ (Ed.), a.g.e., s.9-10. 22 Çoşgun v.d. a.g.e., s.45.

(26)

1.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ SİSTEMİ

1.2.1. Klasik Dönem Vergi Sistemi

Osmanlı Devleti’nin ekonomisi tarıma dayalı bir yapıya sahipti. Kendisinden önce yaşayan Abbasi, Selçuklu, Memluk, İlhanlı gibi devletlerde uygulanan toprak sistemini sentezleyerek “tımar sistemi” adını verdiğimiz yeni bir sistem geliştirmiştir. Bu sistem ile toprağın mülkiyeti, tarım faaliyetleri, vergilendirme, güvenlik ve idare gibi taşrada ihtiyaç duyulan bütün mekanizmaları birleştirerek uzun yıllar devleti ayakta tutmayı başarmışlardır.

Tımar sisteminde tarımsal arazinin “miri arazi” adı verilen büyük kısmının mülkiyeti devlete, vergi toplama hakkı dirlik sahibine, kullanım hakkı ise köylü tebaaya aitti. Osmanlı Devleti’nde bir bölge fethedildiğinde bölgenin idari, ekonomik, sosyal yapısı incelenir, toprak tahrirleri yapılır, özellikle ekonomik yönde gelişmesi ve idari yönde yönetimi için şartlar araştırılarak buna göre kanunnameler hazırlanırdı. Bu kanunlar ile bölgenin büyüklüğü ve zenginliğine göre tımar ve zeametler belirlenir, nahiye, sancak gibi idare birliklerine ayrılırdı.23 Bu kanunların en önemli özelliklerinden

biri de bölge halkından alınacak vergiler ve miktarları gibi hususları içermesiydi. Bunları belirlemek için kuruluşundan itibaren önceki Türk devletlerinde uygulanan tahrir (sayım) yöntemi benimsenmiştir.24

Vergiler belirlenirken iki önemli kıstas bulunmaktaydı. Birincisi; İslam devleti olması hasebiyle İslam Hukukunun vaz ettiği vergiler (zekat, öşür, haraç, cizye vb.) olup “Tekâlif-i Şer’iyye” olarak isimlendirilirdi. İkincisi ise ülkede baş gösteren mali sıkıntılar ve ihtiyaçlar nedeniyle hükümdarların iradeleri ile geçici olarak alınmaya başlayan, ancak zamanla sürekli hale gelen ve “Tekâlif-i Örfiyye”olarak isimlendirilen vergilerdir.25 Tekâlif-i Örfiyye kendi içerisinde ikiye ayrılmıştır: Tekâlif-i Âdiyye; savaşlar nedeniyle alınan avarız türü vergilerdir. Tekâlif-i Şâkka; keyfi olarak uygulanan vergi ve angaryalardır. Osmanlı Devleti’nin sınırlarının genişlemesi ve

23 Şinasi Altundağ, (1947), “Osmanlı İmparatorluğu’nun Vergi Sistemi Hakkında Kısa Bir Araştırma”,

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi,C. 5 Sayı: 2, Ankara: s.192.

24 Ayşe Özdemir Kızılkan, (2008), “Osmanlı Vergi Düzeninde Temettuat Uygulamaları Üzerine Bir

Değerlendirme”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:20 Kütahya: s.58.

25 Süleyman Sudi (1996), Osmanlı Vergi Düzeni (Defter-i Muktesid), Mehmet Ali Ünal (Haz.) Isparta:

s.19. Abdurrahman Vefik Sayın, (1999), Tekâlif Kavaidi (Osmanlı Vergi Sistemi), T.C. Maliye Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, Yayın No:352, Ankara: s.ıv.

(27)

devletin ihtiyaçlarının artmasına paralel olarak vergilerin sayısı oldukça artmış, bazen verginin adı, bazen de miktarı değişerek devam etmiştir. Tanzimat’a kadar olan dönemde 80 çeşit vergi olduğu bilinmektedir.26

Osmanlı klasik döneminde vergilerin toplanması için memurlar görevlendirmek yerine, bu görev tımar sistemi ile taşradaki asker ve idareciler vasıtasıyla yapılmıştır. Fethedilen toprakların tahriri yapıldıktan sonra bu topraklar önce tımar, zeamet ve has olarak tanzim edilmiştir. Miri arazi adı verilen bu arazilerden has arazi vezirlere, beylerbeyi ve sancak beylerine, zeamet orta rütbeli memurlara, tımarlar ise tımarlı sipahilere verilirdi. Has, zeamet ve tımar sahipleri mülk sahibi olmayıp arazi ile ilgili bazı yetkilere sahip olmuştur. Öncelikle kendisine verilen araziye ait vergileri toplamakla yükümlüydüler. Vergilerini topladıktan sonra kendi maaşlarını alıp geri kalan kısmıyla “cebelü” denilen atlı askerleri yetiştirmekle mükelleftiler. Tımar sahiplerinin bir başka görevi de besledikleri cebelü askerleriyle bölgenin güvenliğini sağlamak olmuştur.

Osmanlı Devleti tımar sistemi ile vergilerin toplanması, memurların maaşlarının ödenmesi, daima savaşa hazır asker yetiştirilmesi, bölgenin güvenliğinin sağlanması, toprağın boş bırakılmayarak tarım faaliyetlerinin devamlılığının sağlanması gibi birçok işleri yerine getirmiştir. Ancak devletin XVI. yüzyılın sonlarına doğru duraklamasına paralel olarak tımar sistemi de çözülmeye başlamıştır.

Osmanlı Devleti’nde vergi toplama yöntemi olarak tımar sistemi haricinde “iltizam” sistemi de uygulanmakta idi. İltizam “özel bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini toplamayı belirli bir yıllık bedel karşılığında üzerine alması” demektir.27 Osmanlı topraklarının tamamında tımar sistemi mümkün olmadığından ve merkezi bürokrasi ve askerlerinin masraflarını karşılayacak bütçeye ihtiyaç duyulduğundan vergilerin doğrudan merkezi hazineye aktarılması gerekiyordu. İşte bu ihtiyacı karşılamak amacıyla tımar sisteminin uygulanamadığı yerlerde iltizam usulü uygulanmıştır. Ancak bu uygulama XVII. yüzyıldan itibaren tımar sisteminin aleyhine

26 Süleyman Sudi, a.g.e. s.26.

(28)

yayılmaya başlamıştır. Bunun temel sebebi devletin artan masraflarını karşılamak üzere mevcut aynî gelirleri hızla nakde dönüştürme zorunluluğu idi.28

XVII. yüzyıl sonlarından itibaren uzun süren savaşlar Osmanlı hazinesinin bütün gelirlerini yok ederken iç isyanlar da devletin vergi gelirlerinin azalmasına yol açmıştır. Bu nedenle XVIII. yüzyılda iltizam usulü de yetersiz gelmeye başlamıştır. Bunun üzerine tımar sistemi ile iltizam usulünün birleşmiş hali olan malikâne sistemi uygulanmaya başlamıştır. Malikâne uygulamasının en önemli unsuru iltizam süresinin, mültezimin hayat süresine bağlanması olmuştur. Yıllık gelir (mal) büyük ölçüde devlet tarafından belirlenmekte, müzayede ise peşin ek ödemenin tutarı üzerinden gerçekleşmekteydi. En önemli yenilik ise vergi gelirleri ile çok daha uzun süreli borçlanabilmek olmuştur.29 Ancak ilk önce acil giderlerin karşılanmasında fayda

sağlamasına rağmen sonrasında birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Malikâne sahiplerinin mukataalarını gayri resmi olarak başkalarına devretmeleri ve toprak üzerinde mülk sahibi gibi davranmaları; yeni bir toprak aristokrasisinin doğmasına neden olmuştur.30

XVII. ve XVIII. yüzyıllarda uygulanan iltizam ve malikâne sistemleri sonucunda “ayan” adını verdiğimiz toprak aristokrasisi vergi toplama konusunda oldukça etkin bir hale gelmiştir. Merkezi yönetim, taşrada etkinliği artan ayanlarla işbirliği yapmak zorunda kalmış ve taraflar arasında 1808 yılında “Sened-i İttifak” imzalanmıştır. Her iki taraf da bu ittifaka inanmadığından bu süreçten de çok fazla bir fayda sağlanamamıştır. Sonuç olarak devlet; vergi gelirlerinin yaklaşık üçte ikisini mültezim, malikâne sahibi, iltizam ihalelerine giren sarraf ve bürokrat gibi aracılara vermek zorunda kalmıştır. Devletin ekonomik gücünü azaltması nedeniyle ya bu aracıların vergi gelirlerinden aldıkları payların azaltılması ya da bu aracıların tamamen devre dışı bırakılması gerekiyordu.31 Konu ile ilgili çalışmalar Osmanlı’da yeni bir

dönem olan Tanzimat ile gerçekleştirilmeye çalışılacaktır.

28 Efdal Batmaz, (1996), “İltizam Sisteminin XVII. Yüzyıldaki Boyutu”, Tarih Araştırmaları Dergisi,

Cilt: 18, Sayı: 29, Ankara: s. 39.

29 Rahmi Deniz Özbay, (2009), “17. Yüzyılda İltizam Sisteminde Peşin Mukataa Satışlarından Malikâne

Uygulamasına (1656-1658)”, Uluslararası 7.Bilgi, Ekonomi ve Yönetim kongresi Bildiriler Kitabı, Yalova Üniversitesi – İstanbul Üniversitesi, 30-31 Ekim-1 Kasım 2009, Yalova: s.2111.

30 Eftal Batmaz, a.g.m., s.42.

31 Nurullah Karta, (2013), “19. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda Yeni Vergilendirme Çalışmaları ve

(29)

1.2.2. Tanzimat Dönemi Vergi Sistemi

XVI. yüzyılın sonlarında başlayan Osmanlı Devleti’ndeki çözülme, XVII. yüzyıldan itibaren devletin birçok alanında görülmeye başlanmıştır. Padişahlar ve devlet adamları duraklama ve ardından gerilemenin farkına varmışlar, devletin içine düştüğü bu durumu Osmanlı’nın yükseliş dönemindeki kanun ve kurumlarından uzaklaşmasına bağlamışlardır. Bu yüzden bu kanun ve kurumların eskiden olduğu gibi gereğince tatbik ve ikame edilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.

XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı devlet adamları uygulanan ıslahatların yetersizliğini ve yanlışlığını görerek yeni arayış içine girmişlerdir. Klasik Osmanlı müesseseleri bir kenara bırakılarak yeni tedavi yolları aranmaya başlanmıştır. Devletin yönü batıya çevrilerek Avrupa’dan yeni kurumlar, teknolojiler, düzenlemeler ithal edilmiştir. Askeri alanda başlayan bu yenilikler daha sonra maliye, eğitim, sağlık, adalet ve kültür alanında devam etmiştir. Tanzimat Fermanı olarak bilinen Gülhane Hatt-ı Hümayunu bu yenilikler içerisinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten sonra devlet klasik dönemden tamamen farklılaşacaktır. Osmanlı’da bu ferman, değişimin ve yenileşmenin simgesi haline gelmiştir.

Osmanlı Devleti için Tanzimat “mamuriyet-i mülk”, devlet için bir kalkınma modeli, “mülk ve milleti ihya” modeli ve yeniden yapılanma idi.32 Tanzimat’ın üç ayağı

vardı; bunlar hak ve hürriyetlerin bahşedilmesi, can ve mal güvenliği, maliyenin yeniden bir düzene girmesidir.33 Maliyeyi düzeltmek amacıyla şu yenilikler getirilmiştir:

 Her türlü gelir doğrudan hazineye gelecek ve giderler de hazineden dağıtılacak,  Mal ve can güvenliği kesinlikle sağlanacak, kimsenin mal ve canına tecavüz

edilmeyecek,

 Örfi vergiler kaldırılarak yerine herkesin emlak, arazi ve hayvan gelirleri kaydedilerek tamamen güç ve servetine göre vergi alınacak,

 Eski tımar ve miri arazilerden öşür vergisi adı altında her tarafta aynı olacak şekilde onda bir oranında vergi alınacak,

 Bütün memurlara maaş verilecek,

32 Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, (2002), Darende Temettuat Defterleri, Cilt: I, Osmanlı Araştırmaları

Vakfı Yayınevi, İstanbul, s.43.

(30)

 Devletin ihtiyacı olan kereste, kömür gibi ürünleri ayni olarak veren mükellefler bundan böyle nakdi olarak verecekler,

 Derbentçi, köprücü gibi bedeniyle çalışarak vergi ödeme kaldırılacak, bu gibi işler devlet bütçesinden karşılanacak,

 Küçükbaş hayvanlardan alınan ağnam vergilerinin tamamı birleştirilerek ağnam rüsumu olarak alınacak.34

Osmanlı devlet adamları bu yeniliklerle maliyede merkezileşmeyi ve yeni bir vergi sistemi kurmayı amaçlamışlardır. Bunun için Osmanlı idari yapısında değişikliklere ve yeniliklere gidilmesi, devletin gelirlerinin kontrol altına alınması, vergi konusunda ahali arasındaki dengesizliğin ve haksızlıkların önüne geçilmesi, vergi verecek ahalinin tespit edilmesi, ağır vergi yükünün hafifletilip ahalinin refaha kavuşturulması, böylece devletin gelirlerinin artırılarak bozulan gelir ve gider dengesinin yeniden tesis edilmesi gibi çalışmalara başlanmıştır.35

Ancak bu çalışmalar tüm ülke düzeyinde aynı anda başlatılamamıştır. Merkeze uzak bölgelerde yeni düzenin hemen uygulanması mümkün olmamıştır. Tanzimat’ın vergi reformu ilk önce Anadolu ve Rumeli’deki eyaletlerde yürürlüğe girmiştir. Bu eyaletler; Hüdavendigar, Aydın, Sivas, Ankara, Biga, Edirne, Rumeli, Silistre, Vidin ve Selanik’tir.36

Tanzimat Fermanı’nda “… her ferdin emlak ve kudretine göre bir vergi-yü münasib tayin olunarak kimseden ziyade şey alınmaması ...” ifadesinden vergi çeşitlerinin ve miktarlarının yeniden düzenlenmesi amaçlandığını görmekteyiz. Bu nedenle klasik Osmanlı vergi zihniyeti, sistemi ve uygulaması kaldırılarak basit ve sade bir vergi sistemi oluşturulmuştur. Daha önce “tekâlif-i şeriye” adı altında ve çok çeşitli oranlarda alınan tüm vergiler kaldırılarak yerine zirai ürünlerden onda bir oranında öşür, koyunlardan “ağnam resmi” ve gayrimüslimlerden “cizye” alınması esası getirilmiştir. Aynı şekilde “tekalif-i örfiye” adı altında pek çok türü ve tahsil şekli olan muhtelif vergiler de birleştirilerek bir bütün halinde “virgü” adı altında alınması

34 Abdurrahman Vefik Sayın, a.g.e., ss.350-351.

35 Mustafa Serin, (1998), “Osmanlı Arşivleri’nde Bulunan Temettuat Defterleri”, Başbakanlık I. Milli

Arşiv Şurası, 20-21 Nisan, Ankara: s.717 .

(31)

kararlaştırılmıştır.37 Kaynaklarda “ancemaatin vergi” olarak da adlandırılan bu verginin

toplama işi iltizamlara verilmemiştir. 1840 yılı Mart ayında iltizam usulü kaldırılarak mültezimlerin bıraktığı boşluğu doldurmak için “muhassıl” veya “muhassıl-ı emval” adı verilen memurluklar oluşturulmuştur.38 Bu görevliler vasıtasıyla mükelleflerin,

kazançların ve alınacak vergilerin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti hala ekonomisi tarıma dayalı bir devlettir ve nüfusunun yüzde sekseninden fazlası köylerde yaşamaktadır.39 Bu nedenle

ekonomik kalkınma ve vergi sistemi ile maliyeyi geliştirmeyi amaçlayan Tanzimat için tarım oldukça önemlidir. Osmanlı tarımı Tanzimatçılar tarafından yenileşmenin öncüsü ve kalkınmanın motoru olarak görülmüştür. Tanzimatçılara göre Osmanlı ülkesi geniş verimli tarım topraklarına sahipti. Bu topraklar eğer işlenirse Osmanlı bir hububat ihracatçısı olabilir ve sanayi için gerekli sermaye bu şekilde temin edilebilirdi.40

Tanzimat yönetimi ilk adım olarak merkezde Ziraat ve Sanayi Meclisi kurmuştur.41 Değişik bakanlıklara bağlanan ve zaman içinde şekil değiştiren Ziraat Meclisinin en önemli faaliyeti, ülke çapında tarım çalışmalarını yürütebilmek amacıyla eyalet, sancak ve kazalarda ziraat müdürü ataması olmuştur.

Tanzimat Dönemi’nde yapılan başka bir çalışma da ziraat okullarının açılması ve Avrupa’ya öğrenci gönderilerek tarım eğitimine önem verilmesidir. Tarımı geliştirmek amacıyla çeşitli teşvikler ve vergi muafiyetleri getirilmiştir. Bu amaçla zirai ürün ticareti serbest bırakılmış, devlet tekelleri kaldırılmış, tarımda makineleşmeyi sağlamak için tarım aletlerinde gümrük vergisi kaldırılmıştır.42 Teşvik uygulamasının en

önemli adımı ise zirai kredi uygulaması ile olmuştur. Bu amaçla ilk önce Memleket Sandıkları, Menafi Sandıkları ve son olarak Ziraat Bankası kurulmuştur.43

37 Berna Çaçan, (2015), “Osmanlı Devleti’nde Vergi Sistemi ve Bir Çeşit Vergi Toplama Usulü Sistemi:

Temettuat Defterleri”, Elektronıc Journal Of Vacational Colleges Dergisi,Cilt:V, Sayı:1, İstanbul: s.11.

38 Abdüllatif Şener, a.g.e., s.37.

39 İsmail Arslan, (2004), “XIX. Yüzyılda Balıkesir’de Tarımsal Üretim ve Köylüler”, Yüksek Lisans

Tezi, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Balıkesir: s.88.

40 Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, a.g.e. s.44.

41 Ercan Koç, (2005), “19. Yüzyıl Osmanlı Tarımı”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Eskişehir: s.41.

42 Ertan Gökmen, (2010), “XIX. Yüzyıl Ortalarında Alaşehir’de Tarım ve Hayvancılık”, Akademik Bakış

Dergisi, Cilt:3, Sayı: 6, İstnabul: s.215. 43Tevfik Güran, a.g.e., s.150-151.

(32)

Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılan bu çalışmalar istenilen etkiyi yapmasa da devlet adamlarının tarımın önemini yeniden kavradıklarını göstermesi bakımından önemlidir. Tanzimatçıların tarıma bu özel ilgisi yukarıda da bahsedildiği üzere tarımdan sağlanacak olan vergidir.

Tanzimat yönetimi yeni belirledikleri vergiyi verecek mükellefleri ve miktarlarını tespit için klasik bir yöntem olan tahrir usulüne başvurmuştur. Fermanda yer alan “tahrir-i emlak ve nüfus ile tayin-i vergi” maddesini gerçekleştirmek amacıyla 19 Zilkade 1255 (23 Ocak 1840) tarihinde bir nizamname çıkartılarak tahrir işlemi başlatılmıştır.44 Bu talimat ile devlet ilk defa mükellef ile doğrudan doğruya temasta

bulunmaya başlamıştır.45 Tahrir ve tahsil için “Muhassıl” adı verilen görevliler

gönderildikleri kaza ve sancaklara bizzat padişah tarafından “memur-i müstakil” olarak seçilmiş ve atanmıştır. Böylece eyalet yönetimi dışında merkeze bağlı ayrıcalıklı statüleriyle vergilerin doğrudan doğruya devlet hazinesi adına tahsil edilmesini sağlayacak maaşlı devlet memurları oluşmuştur.46

1840 tarihli talimatnamede muhassılların görevleri ve yapacakları işler ayrıntısıyla belirtilmiştir. Talimatnamenin birinci maddesinde muhassılların görev mahallerine vardıklarında mahalli idarecilerle birlikte bir meclis tertip etmeleri, mecliste bir muhassıl-ı mal, iki katip, mahalli hakim, bir asker zabiti ile halktan güvenilir ve iş bilir dört kişi olmak üzere on kişinin görev alması emredilmiştir. Tahriri yapılacak yerde gayri müslim ahali var ise metropolit veya kocabaşılarından da iki kişinin bu mecliste görev almaları istenmiştir.47

Muhassılların tahrir işlemleri ile ilgili görevleri nizamnamenin dördüncü bendinde “tahrir-i nüfus ve tahriri-i emlakin” olarak belirtilmiştir. Buna göre, mahallerinde herkesi isim ve şöhretleriyle yazılarak ne kadar emlak ve arazisi olduğu hayvanlarıyla birlikte yazılacaktı. Tüccar ve esnaf olanların bir yılık tahminen ne kadar kazancı olacağı tahkik edilerek deftere kaydedilecekti.48

44 Nizamname için bakınız: Nuri Adıyeke, (2000), “Temettuat Sayımları ve Bu Sayımları Düzenleyen

Nizamname Örnekleri”, OTAM, Sayı 11, Ankara: ss769-823.

45 Abdurrahman Vefik, a.g.e., s.318. 46 Abdüllatif Şener, a.g.e., s.38. 47 Mustafa Serin, a.g.m., s.718. 48 Nuri Adiyeyeke, a.g.m., s.770.

(33)

Muhassıllar H.1840 yılında hemen tahrir işlemlerine başlamışlardır. Ancak bazı muhassılların devlet gelirlerini artırmak için mültezimlerle yarışırcasına eskisinden daha fazla tahsilat yapma çabasına girdikleri görülmüştür. Bazı muhassılların yolsuzluk yapması, ayni olarak toplanan ürünlerin saklanması veya vaktinde satılmaması, tahsilâtlarda zarar ettirilmesi, köylünün mahsulünün zamanında kaldırmaması gibi birçok olumsuzluklar yaşanmıştır. Ayrıca yeni vergi reformundan memnun kalmayan sarraflar, mültezimler ile ayan, ağa ve din adamlarının engellemeleri ile karşılaşılmıştır.49 Sayımlarda görülen bu yolsuzluk ve uygunsuzluklar nedeniyle tutulan

söz konusu defterler itibara şayan görülmemiş ve hakkaniyet üzere yeniden tahrir yapılması kararlaştırılmıştır.50 1842 yılında muhassılların görevlerine son verilerek

vergi tahriri ve tahsili işlemleri tekrar mülki idare görevlilerine verilmiştir.1845 yılında yeni bir sayım yapılması için çalışmalar başlatılmıştır. Bu sefer sayım için merkezden görevli gönderilmemiş, bunun yerine sayımın yapılacağı kazadan kâtip, köy veya mahalle imamı, gayri müslüm yerlerde cemaat önderi ve muhtarlardan oluşan bir komisyon oluşturulmuştur. Yazım işlemi yapıldıktan sonra defter birinci muhtar, ikinci muhtar ve imam tarafından imzalanarak kaza meclisine kontrole gönderilmiştir. Burada onaylandıktan sonra sancak merkezinde tekrar gözden geçirilip temize çekilmişdir. Yeni nüshalar merkeze gönderilerek tahrir işlemi tamamlanmıştır.

1845 sayımları ülkenin sadece Anadolu ve Rumeli eyaletlerinde yapılmıştır. Merkeze uzak eyaletlerde eski iltizam usulüyle devam edilmiştir. 1845 sayımlarının sonucunda daha önce olduğu gibi bölgeler arasında ve kişiler arası vergi dağılımındaki adaletsizliğin devam ettiği görülmüştür. Kazanç ile belirlenen vergi arasındaki orantının bölgeden bölgeye farklılıklar gösterdiği tespit edilmiştir. Senelik kazanç üzerinden % 1.5’ten % 55’e kadar vergi tarh edildiğine rastlanılmıştır. Aynı sayımlarda Kastamonu kazasına tabi Kozyaka nahiyesinde Sahibdivan’da ziraat erbabından bir şahsın vergisi temettuatının % 55’ine tekabül ederken Silistre sancağında Eski Cuma kazasına tabi Mahmud köyünde tımarlı sipahi emeklilerinden ve ziraat erbabından köy muhtarı olan şahsın vergisi kazancın ancak % 1,5’ine tekabül ettiği görülmüştür.51

49 Abdüllatif Şener, a.g.e., s.43-44.

50 Said Öztürk, (2003), “Türkiye’de Temettuat Çalışmaları”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,

Cilt:1, Sayı:1, İstanbul: s. 289.

(34)

1858 yılında yukarıda belirtilen adaletsizliği gidermek amacıyla daha önceki sayımlardan farklı olarak tahrir ile birlikte kadastro çalışması da başlatılmıştır. İlk önce Yanya ve Hüdavendigar vilayetlerinden başlayan bu çalışma ile yerleşim yerlerindeki arazi, arsa ve binaların ölçümleri yapılmış, değerleri ve kazançları tespit edilmiştir. Kadastro çalışmasıyla beraber nüfus sayımı yapılarak vergi mükelleflerine birer kimlik verilmiştir. Yanya ve Hüdavendigar vilayetlerindeki tahrir çalışmalarının olumlu sonuç vermesi üzerine bu uygulama 1860 yılında bütün vilayetleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmıştır.52 Bu çalışmayla şehir ve kasabalarda bulunan esnaf, tüccar ve

zanaatkârların yıllık gelirleri üzerinden % 3 vergi alınması kararlaştırılmıştır. Bu oran 1876 yılında % 4’e çıkarılmıştır.53 1863 yılında ancemaatin vergi kaldırılarak Islahat

Fermanı gereği tüm Osmanlı tabasından eşit vergi alınmasına karar verilmiştir. Böylelikle gayri müslimlerden alınan cizye gibi farklı vergiler kaldırılmıştır. Modern vergiler ilk kez bu yıllarda tahsil edilmeye başlanarak günümüz modern vergi sisteminin ana hatları oluşmaya başlamıştır.54

1.2.3. Temettuat Defterleri

Osmanlı Devleti’nde vergi mükelleflerinin ve miktarlarının tespiti amacıyla “tahrir” adı verilen sayımlar yapılmış ve defterlere kaydedilmiştir. Taşranın tanınmasına imkân sağlayan defterlerin ilk örnekleri XV ve XVI. yüzyıllarda tutulmuştur. XIX. yüzyılın ortalarında şekil ve içerik bakımından ilk dönem defterlerinden daha farklı ve araştırmacılar için daha zengin olan “temettuat defterleri” düzenlenmiştir. Temettuat defterleri ait olduğu yerleşim yerleriyle ilgili zengin içerik ve istatistiki bilgilerle XIX. yüzyıl ortalarında bölgenin sosyal ve ekonomik durumunu tespit etmemize imkân sağlamaktadır. Tanzimat’ın vergi reformu sonucu ortaya çıkan bu defterlerin tarihi gelişimi yukarıda açıklanmıştı. Bundan sonra defterlerin muhtevası hakkında bilgi verilecektir.

Temettuat defterleri Tanzimat ile konulan yeni vergilerin mükelleflerini ve miktarını belirlemek amacıyla hane reislerinin yıllık gelirlerini tespit için 1840 ve 1845 yıllarında düzenlenmiştir. 1840 yılına ait defterler istenilen şekilde kayıt işlemleri

52 Harun Şahin, (2013), “Osmanlı Vergi Sisteminde Reform ve Temettü Vergisi”, CÜ Sosyal Bilimler

Dergisi, Cilt: 37, Sayı: 1, Sivas: s. 53.

53 Ayşe Özdemir Kızılkan, a.g.m. s.64. 54 Harun Şahin, a.g.m., s.51.

(35)

yapılmadığı için uygulamaya konulmamış ve sayı olarak da azdır. 1845 yılındaki sayımlar ise daha düzenli ve teferruatlıdır.

Osmanlı Devleti Maliye Nezareti Varidat Kalemi defterleri arasında yer alan temettuat defterleri Başbakanlık Osmanlı Arşivinde arşivlenmektedir. 1988 yılında kataloglanarak araştırmaya açılan bu defterler dokuz katalog halinde 17.747 defterden oluşur.55 Defterlerin tasnif ve kataloglamasında, yazım tarihindeki idari yapı esas

alınmıştır. Her eyalet kendi içinde alfabetik olarak kazalara ayrılmış ve buna göre sıra numarası verilmiştir. Katalogların başında, katalogda geçen kazaların bir listesi verilmiştir.56

Temettuat defterleri Tanzimat’ın uygulandığı bölgeleri kapsamaktadır. Bu bölgeler şunlardır; Ankara, Aydın, Bolu, Cezayir, Bahr-i Sefid, Edirne, Erzurum, Hüdavendigar, Konya, Niş, Rumeli, Selanik, Silistre, Üsküb, Vidin.57

Defterlerde yerleşim birimleri ayrı ayrı yazılmış, köyler ile büyük yerleşim yerlerindeki mahalleler ayrı ayrı kaydedilmiştir. Yerleşim yerine Müslümanlarla birlikte gayri müslimler de varsa bunlar da ayrı deftere yazılmıştır. Defterin ilk sayfası kapak sayfası olup standart olmamakla birlikte yerleşim yerinin adı ve bağlı olduğu kaza, sayım tarihi, kâtibin adı, kaç nüsha düzenlendiği gibi bilgilere yer verilmiştir. İkinci sayfa sayım yapılan yerleşim yerinin bağlı olduğu eyalet, sancak ve kazanın sırayla belirtildiği bir cümle ile başlar. Örneğin Ömerler köyü temettuat defterinin ikinci sayfası şu şekilde başlar: “Hüdâvendigâr Eyaleti mülhegâtından Burusa Sancağı kazalarından Domaniç Kazasında Ömerler Karyesinde mukim ahalinin emlâk ve arâzi temettuatlarını mübeyyin defteridir.”58

Temettuat defterleri ile yapılan sayımlar hane esaslı yapılmıştır. Yerleşim yerinde bulunan haneler sıra ile numaralandırılarak kaydedilmiştir. Genellikle sayıma köy imamı veya muhtardan başlanılmıştır. Hane içerisinde sadece hane reisinin ismi yazılmış olup diğer bireyler hakkında bilgi yoktur. Hane reisi olarak ise genellikle erkekler yazılmıştır. Hanede erkek yoksa hane reisi olarak kadınların yazıldığı da görülmektedir. Ancak küçük yaşta olsa bile erkek varsa onun ismi kaydedilmiştir. Hane

55 Mebahat S. Kütükoğlu, (1995), “Osmanlı Sosyal ve İktisadi Tarihi Kaynaklarından Temettu

Defterleri”, Belleten, Sayı: LIX/225, Ankara: s.395.

56 Mustafa Serin, a.g.m., s.721. 57 Said Öztürk, a.g.m., s.292.

(36)

reislerinin isimleri genellikle “oğlu, bin, veled” gibi kelimeler kullanılarak babasının isimleriyle birlikte yazılmıştır. 1840 sayımlarında 1845 sayımlarından farklı olarak hane reislerinin “orta boylu, siyah sakallı, muhtar-ı mahalle İbrahim Efendi” şeklinde eşkâllerine de yer verilmiştir.59 Hane reisinin “imam-ı karye, müdür-i kaza” gibi resmi

görevleri veya “el-hac, molla” gibi unvanları varsa ilk önce bunlar yazılmıştır. Kardeş olan hane reisleri art arda yazılırken “merkumun karındaşı …” şeklinde kısaca belirtilmiştir. Ayrıca hane reisinin mensup olduğu sülale veya aile adı da çoğu zaman yazılmıştır.

Hane reisinin isminin hemen üzerinde dik bir şekilde hane reisinin mesleği yazılmıştır. “Erbab-ı ziraatten idüğü, erbab-ı temettuattan idüğü” şeklinde genel ifadelerin yanında “çiftçi, tüccar, ırgat” şeklinde ifadelere de rastlanılmaktadır. Hane reisi bu mesleğin haricinde ek bir işte çalışıyorsa toplam temettuat bölümünde ayrıca belirtilmektedir.

Hane reisinin isminin üzerine meslek bilgisinden başka yine dik bir şekilde hanenin bir yıl önce ödemiş olduğu vergiler yazılmıştır. İlk önce “Sene-i sâbıkada virgü-yü mahsusadan bir senede vermiş olduğu” şeklinde bir ifade ile vergi-yi mahsusa kuruş cinsinden yazılmıştır. Sonra “Aşar olarak Sene-i sâbıkada bir senede vermiş olduğu” ifadesiyle öşür vergisi ayni ve nakdi olarak yazılmıştır. Hınta (buğday), şair (arpa) burçak, nohut, mercimek, yulaf gibi tahıl ve baklagillerin kile cinsinden miktarı ve kuruş cinsinden de değeri yazılmıştır. Aşar vergisinin toplamı yazıldıktan sonra altına hanenin üzüm, sebze, penbe (pamuk), duhan (tütün) gibi başka öşürleri ile ağnam rüsümu ve kovan rüsümu gibi değişik vergiler yazılarak toplam vergisi kaydedilmiştir.

Temettuat defterlerinde hane reisinin isminin altına hanenin sahip olduğu tarla, bağ, bahçe, bina gibi emlak ve hayvan adetleri ile bunların gelirleri yazılmıştır. 1840 yılına ait defterler ile 1845 yılına ait defterler arasında bu bölümde de farklılıklar vardır. 1840 yılındaki sayımlarda gayrimenkullerin adetlerinin altına “kıymeti” yazılırken 1845 defterlerinde “hasılât-ı seneviyyesi” yazılmıştır. Yıllık gelirlerinin yazılması defterlerin hazırlanış amacına daha uygundur. İlk önce hanenin “mezru tarla” adıyla ekili alanları dönüm cinsinden belirtilmiş, altına da 1844 yılına ait geliri ve 1845 yılına ait tahmini geliri kaydedilmiştir. Mezru tarla olarak kaydedilen yerler genellikle tahıl ekimi yapılan

Şekil

Tablo 1.1: Köylere Ait Temettuat Defterlerinin Numara ve Sayfa Sayıları
Grafik 2.1:  Köylerin Tahmini Nüfuslarının Toplam Nüfus İçindeki Yüzdeleri (1845)
Tablo 2.2: Burhanlar Köyü Aile Ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları
Tablo 2.4: Göçebe Köyü Aile ve Hane Reislerinin İsimleri ve Sayıları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

The key idea is to introduce a real Lefschetz invariant as an element of the real monomial Burnside ring and to generalize the assertion that the image of an RG-module under the

In our study, group B, in which two suture anchors and capsular plication were used for repair due to restrictions by National Social Security Administration, had higher

Yine aynı grup 1991 bir K cisminin değer grubu toplamsal olan bir değerlendirmesinin K (x ) cismine rezidül transandant genişlemesini tanımlayan minimal

Sonuç olarak akci¤er kanserine ba¤l› olarak geliflen pankreas metastaz› nadir bir durum olup, akci¤er kanserli olgularda DM ve pankreatit gibi durumlarda pankreas metastaz›

Dolayısıyla, yapılan çalışmada 8 adet tasarım noktası (design point) oluşturulmuştur. Sistemin simülasyon modelinin kurulmasında SIMAN dilinden yararlanılmıştır. Benzetim

Birincisi kişilerin özel hayatlarını kontrol altına alma ya da koruma konusunda eğitilmeleri, sosyal medya gibi ya da teknolojik içerikli medyanın tehlikesine karşı, ikincisi

Ancak kullanılan piston tiplerine göre bakıldığında, preoperatif HY, KY ve HKA ortalama değerleri ile postoperatif değerleri karşılaştırıldığında, iki farklı piston

Bu kap- samda, davranım bozukluğu tanılı ergenlere verilen öfke yönetimi psikoeğitim programının, ergenlerin Sürekli Öfke - Öfke Tarz Ölçeği’nin; Sürekli