• Sonuç bulunamadı

Yaratılışla ilgili hadislerin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaratılışla ilgili hadislerin değerlendirilmesi"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

S.Ü. SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

TEMEL SLÂM B L MLER ANAB L M DALI

HAD S B L M DALI

YARATILI LA LG L HAD SLER N

DE ERLEND R LMES

Yüksek Lisans Tezi

Dan man

Yrd. Doç. Dr. Mahmut YE' L

Haz rlayan

Sezai ENG N

034244021002

(2)

Ç NDEK LER

ÖNSÖZ…………

………...

2

KISALTMALAR………..………...4

G R

………...5

I-YARATMA LE LG L TER MLER

……… ...7

II-YARATILI TEOR LER ..

..………...

10

A-Durgun Durum Teorisi………...10

B-Büyük Patlama Teorisi………...11

C-Darwinizm (Evrim Teorisi)………...

1

3

B R NC BÖLÜM

LÂHÎ D NLERDE YARATILI

I

-HR ST YANLIK’TA YARATILI ………...16

II-YAHUD L K’DE YARATILI ………...17

III- SLÂM’DA YARATILI ………...19

K NC BÖLÜM

HAD SLERDE YARATILI

I-YARATILI ÖNCES NDE ALLAH TEÂLÂ LE B RL KTE SADECE

AR IN VE SUYUN BULUNMASI, KALEM N VE HER EY N SUDAN

YARATILMASI……….22

II-DÜNYA VE EVREN N YARATILI I.………...31

III- NSANIN YARATILI I

……….………...40

A)Adem’in YaratBlBCB

………40

B)Havvâ’nBn YaratBlBCB………...46

C) nsanBn YaratBlBCB le lgili DiEer Rivâyetler………...48

IV-MELEK VE C NLER N YARATILI I………....58

V-D ER R VÂYETLER………..63

SONUÇ

………...

68

(3)

ÖNSÖZ

Yarat l n ba lamas , evrenin, insan n ve tüm canl -cans z varl klar n yarat l konular insanlar n merak n celbetmi , yarat l aç klamaya çal an birçok teori ortaya at lm t r. Bu teorilerin yan nda ilâhî dinler de yarat l olay hakk nda aç klamalar yapm lard r.

lâhî dinler içinde özellikle slâm’ n Yüce Kitab yarat l , varl k, tabiat ve uzay bilimlerine büyük ölçüde önem vermi ve bu konular hakk nda aç klamalara yer vermi tir. Kur’an- Kerim insan evren hakk nda tefekkür etmeye, evrenin ola=anüstülüklerini, planl ve programl bir ekilde varl = n nas l sürdürdü=ünü dü ünmeye davet etmi tir. Kur’an- Kerim’in yan s ra elbette Hz. Peygamber de bu konuyla alâkal baz aç klamalarda bulunmu tur.

Bilgiye ula man n kolayla t = günümüzde, dinlerin ö=retileri d nda, yarat l konusu ile ilgili de birçok mâlûmât insana sunulmaktad r. Fakat bu bilgi fazlal = ndan dolay birçok konuda oldu=u gibi bu konuda da insan zihni soru i âretleriyle dolmaktad r. Bu soru i âretleri fazla yad rganmamal d r. Çünkü Rasûlullah (s.a) de Ashâb- Kirâm’a konuyla alâkal aç klamalarda bulunmu , bu aç klamalar bazen sahabe’den birinin ya da bir grubun sorusu üzerine bazen de Râsûlullah (s.a)’in aç klama yapma gere=i duymas üzerine olmu tur. Bu çal mada Râsûlullah (s.a)’in yarat l konusundaki rivâyetleri de=erlendirilmeye çal lm t r.

Çal ma giri ve iki bölümden olu maktad r. Giri te konunun önemi, amac üzerinde durulmu , yaratma ile ilgili terimler aç klanm t r. Kur’an- Kerim’de ve hadislerde yaratma kavram çerçevesinde kullan lm olan ifâdeler tahlîl edilmi ve günümüzdeki yarat l teorileri hakk nda bilgi verilmi tir. Bu teorilerin her birinin tezleri ve savunduklar dü ünceler çok geni oldu=undan özet olarak sunulmu tur.

Birinci bölümde, Yahudilik, Hr stiyanl k ve slâm’ n yarat l konusundaki görü leri incelenmeye tâbî tutulmu tur. Bu inceleme esnas nda kar la t rma yap lmam sadece dinlerin konuya nas l yakla t klar ndan bahsedilmi tir.

kinci bölümde, yarat l konusu ile ilgili tesbît etti=imiz rivâyetlerin tahrîc ve metin tahlîli yap lm t r. Bu de=erlendirme esnas nda rivâyetler bölümlere ayr larak tetkîk edilmi tir.

(4)

Bu çal may haz rlarken, tavsiye, tenkîd ve de=erlendirmeleriyle bana yol gösteren muhterem hocam Yrd. Doç. Dr. Mahmut YE' L’e, ele tiriyle katk sa=layan jüri üyeleri Prof. Dr Zekeriya GÜLER ve Yrd. Doç. Dr Muhittin UYSAL’a te ekkürlerimi sunuyorum

(5)

KISALTMALAR

a.g.e : Ad geçen eser a.s : Aleyhi’s-Selâm b. : bn

(c.c.) : Celle Celâlüh Hz. : Hazreti

md. : Maddesi

(r.a.) : Radiyallahu anh

(s.a) : Sallallâhu aleyhi ve sellem T.D.V. : Türkiye Diyânet Vakf trc. : Terceme eden

(6)

G R

Gerek lâhî dinlerin ve gerekse di=er dü ünce ak mlar n n en çok üzerinde durdu=u ve aç klamalar getirmeye çal t = konulardan biri de yarat l t r. Bu konu dinleri ve insanlar ; bu evrenin ba lang c ve canl lar n yarat l hakk nda dü ünmeye sevk etmi ve bu sebeple ortaya çe itli nazariyeler at lm t r.

Kerim ve Tevrat’ta yarat l konusu geni yer bulmu tur. Kur’an-Kerim’in anlatt = ilk k ssa Adem (a.s)’ n yarat l d r. Tekvin yarat l bölümüyle ba lam t r. Yarat l konusunda de=i ik görü ler ortaya süren ba ka nazariyeler de mevcûttur.

Bu konuda dînî, felsefî ve pozitif ilimler sahas nda birçok ara t rma yap lm t r. Bu ara t rmalar evrenin ve mahlûkât n olu umu hakk nda aç klamalar getirmeye veya yeni modeller ortaya koymaya yönelik olmu tur.

Bu çal mada Hz. Peygamber Efendimiz’den yarat l konusunda bizlere ula an rivayetler tesbît, tahlîl ve tetkik edilmeye çal lm t r.

Bu rivâyetler grupland r larak incelenmeye tâbî tutulacakt r. Grupland rma u ekilde yap lm t r;

Yarat l öncesi, yarat l n ba lamas , dünyan n ve evrenin yarat l ve yap s , insan n yarat l (Adem’in ve Havvâ’n n yarat l ve konuyla ilgili di=er rivâyetler) melek ve cinlerin yarat l ile ilgili rivayetler ve bu bölümlere girmeyen ama yarat l la ile ilgili olan di=er rivayetler

Yarat l konusu elbette ki günümüz modern biliminin de ara t rma sahas içindedir. Kozmoloji, Biyoloji, Astronomi gibi bilim dallar da bu konunun de=i ik bölümleri hakk nda çal malarda bulunmu tur. Çok k s tl da olsa çal ma süresince bu çal malardan da istifâde edilmeye çal lacakt r. Ama as l ula lmak istenen modern bilimlerin verileri de=il, Rasulullah’ n (s.a) bu verilerin hiçbiri yokken, deneysiz, gözlemsiz konu ile ilgili yapt = aç klamalar n anla lmaya çal lmas d r.

Rasûlullah’ n (s.a) konu ile ilgili rivâyetlerinin de=erlendirilmesi sürecinde ilk olarak bu rivâyetler tesbît edilmi tir. Tesbît s ras nda önce “el-Mevsûatü’ -'âmile” CD’sinden yararlan lm , sonra bizzat hadisin kayna= na ula lm t r. Tesbîti tâkîben rivâyetlerin tahrîci yap lm t r. Tesbît ve tahrîc’ten sonra de=erlendirmede bir di=er

(7)

ba vuru kayna= m z olan hadis erhlerine bak lm t r. Bu a amada ârihlerin hadisi nas l anlay p yorumlad klar tesbît edilmi ve gereken yerlerde bu yorumlar n tenkîdi yap lm t r.

Konuyu çal rken di=er bir ba vuru kayna= m z tefsirler olmu tur. Konuyla ilgili âyetler hakk nda müfessirlerin yorumlar da tetkîk edilmi tir.

Kaynaklar m zdan baz lar n öyle s ralayabiliriz; a) Kütüb-i T s’a

b) Hadis 'erhleri (Fethu’l-Bârî, Avnu’l-Mâ’bûd, Tecrid-i Sarih Terceme ve 'erhi)

c) Mu’cemler (Lisânu’l-Arab, Tâcu’l-Arûs)

d) Tefsirler (Elmal l Hamdi Yaz r, Mefâtîhu’l-Mayb, el-Câmî li Ahkâmi’l-Kur’an)

e) Cemal A= rman, Kad n n Yarat l

f) 'ahin Efil, slam ve Bat Dü üncesinde Yarat l Modelleri g) Sait 'im ek, Yarat l Olay

h) Veli Ulutürk, Kur’an- Kerim’de Yaratma Kavram i) Celal Yeniçeri, Uzay Ayetleri Tefsiri

(8)

I-YARATMA LE LG L TER MLER

a)

(Haleka)

KLM

Allah Teâlâ’n n isimlerinden biri olan “el-Hâlik” bu kelimeden türemi tir. Çünkü Allah Teâlâ hiçbir ey mevcût de=ilken e yay ortaya ç karm t r. “Halk” n as l manas “takdîr” dir. Bir asla ve benzere dayanmaks z n bir eyi ibda’ etmek, örne=e dayanmadan bir eyi îcâd etmek manalar na da gelir.1 Genel olarak “halk” Kur’an-Kerim’de bu bahsedilen manalarda kullan lm t r.

Yaratma Kur’an- Kerim’de çok geni bir alana yay lm t r. Görebildi=imiz ve göremedi=imiz her ey yaratman n konusudur. Allah onlar n yarat c s d r. Gökler, yerler ve bu ikisi aras nda bulunanlar hep Allah’ n yaratmas yla vücûd bulmu yarat klard r. Bunun için “halk” kelimesiyle ifade buyrulan yaratma konular , di=er kelimelerle ifade edilen yaratma mevzûlar ndan daha geni ve yayg nd r. Allah Teâlâ’n n yarat c l k vasf en geni ölçüde bu madde ile ifâde edilmi tir. 2

Kur’an- Kerim’de yaratma manas nda kullan lan ba ka fiiller de mevcûttur;

b) (Bedee)

P

NO

Yaratmaya ba lamak manas ndad r. “Bedeallahu’l-halka”, Allah yaratmaya ba lad , Allah ilk olarak yaratmay yapt demektir.3

c) (Fatara)

QRS

Yarmak manas na gelir. Ayetlerde kullan ld = manaya göre “bir eyi ilk defa yaratmak” t r. “Fatr” uzun yar k anlam ndad r. “F trat” da bu kelimeden türemi tir.4

d) (Berae) P

QO

Bu fiil de yaratmayla e anlaml olarak kullan lmaktad r. Ama genel olarak bu kelimeye yaratmak manas verilirse de, onun özel bir anlam vard r. “Berae” herhangi bir eyi “örneksiz olarak halk etmek”tir. Di=er yarat klardan ayr olarak canl lar yaratmaya özel manas vard r. Canl lar d nda kullan azd r.

“Beraellahu’n-1 bn Manzûr, Lisânu’l-Arab, XI, 372.

2Ulutürrk, Veli, Kur’an- Kerim’de Yaratma Kavram , 16. 3ez-Zebîdî, Tâcu’l-Arus, I, 42.

(9)

nesemete”, Allah canl lar yaratt , denildi=i halde, cans z olan gökler ve yerler hakk nda “halaka’s-semâvâti ve’l-ard” denir.5

e) (Zerae)

PTU

Zer’, Allah’ n ibdâ etti=i eyi ortaya koymas d r. “Zeraellahu’l-halka”, Allah mahlûkât n ah slar na vücûd verdi, demektir. Zer’ canl lar n yay lmas na tahsis edilmi tir.6 bn Kesîr ((774/1372) “Zerae, halaka ve berae manas na gelir” demi tir.7

f) (EnCee)

WXYP

Ne ee, do=mak, olmak, zuhûr edip meydana gelmek, in â, bir eyi ihdâs etmek, yeti tirmek, büyütmek demektir.8 “En eellahu halkahu”, Allah yarat klar n ilk olarak yaratt , yarat l lar n ba latt .” demektir.9

g) (Ceale)

Z[\

“Ceale” de “îcâd, halk” manas nda kullan l r.10

Hadislerde

KLM

yaratma” kavram n n ve bu kökten türeyen kelimelerin

kullan l ekilleri ise u ekildedir;

11

-“Onlar, insanlarBn ve yaratBklarBn en Cerlileridirler”

Rivâyette geçen

efgL_`ah

KL_`a Qb cd

ifadesindeki

KL_`a

insanlar ,

efgL_`

a ise di=er yarat klar anlatmaktad r.12

-ij kalgm`a nS ZfoP pqb -ij rj

KL_`a ist

13

"

gü zel ahlaktan daha aEBr bir Cey yoktur Mizanda

"

5 bn Manzûr, a.g.e, I, 22. 6 bn Manzûr, a.g.e, I, 83.

7 bn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, II, 179. 8Râ= b el- sfahânî, el-Müfredât, 493. 9 bn Manzûr, a.g.e, I, 165-166. 10 bn Kayy m, 'ifâu’l-Alîl, 283. 11 Müslim, Havâric, 49

12 bnü’l-Esîr, en-Nihâye fî Marîbi’l-Hadîs, II, 70 13 Ebû Dâvûd, Edeb, 8.

(10)

Hadisteki

KL_`a

ahlak yani insan n görünmeyen bât nî özellikleri anlam na gelmektedir.14

w

xyM

zQM{a nS |`

15 -

“O’nun ahirette hiçbir nasîbi yoktur.”

KLM

fiillinden türeyen bir ba ka kelime ise

xyM

’t r. Kelimenin manas ise haz,

nasîb’tir.16

Ma w• a€d k•

xy•

17

-“ Bu ancak bir yalandBr.”

xy•Ma

bu rivâyette yalan, kizb manas nda kullan lm t r.18

Görüldü=ü gibi as l olarak yoktan yaratmay “haleka” fiili anlatmaktad r. Kur’an- Kerim’de de çe itli ayetlerde geçen yaratma ile ilgili kelimeler de=i ik manalar ihtivâ etmektedir.

“Haleka” n n hadislerde de çe itli türevleri ve de=i ik manalar vard r. Bizim üzerinde incelemelerde bulunaca= m z hadislerde “haleka” yoktan yaratmay ifade etmektedir.

14 bnü’l-Esîr, a.g.e, II, 70. 15 Buhârî, Libâs, 24. 16 bnü’l-Esîr, a.g.e, II, 70. 17 Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’an, 39. 18 bnü’l-Esîr, a.g.e, II, 71.

(11)

II- YARATILI TEOR LER

Hakk nda bilgi verece=imiz modellerin aç klamaya çal t klar genel olarak evrenin olu umudur. Fakat onlar bu modelleri aç klarken asl nda Tanr anlay lar n ya da inançlar n ortaya koymu lard r. Bu anlay lardan k smen, lâhî dinlerle uyu an oldu=u gibi Tanr ’y reddedenler de olmu tur. Biz burada bu yarat l anlay lar aras nda bir kar la t rma yapmayaca= z, sadece yarat l nazariyeleri hakk nda özet bilgi verip, slâm’ n yarat l a bak aç s na hangisinin daha yak n oldu=unu tesbît etmeye çal aca= z.

A-DURGUN DURUM KURAMI:

Bu model, Herman Bondi, Thomas Gold ve Fred Hoyle taraf ndan 1948’de ortaya at lm t r. Bu modelin savundu=u temel iddiaya göre, galaksiler birbirinden uzakla t kça aralar ndaki bo luklarda yarat lan yeni maddeden sürekli olarak yeni galaksiler (y ld z kümeleri) olu maktad r. Bu yüzden, evren kabaca her zaman uzay n her noktas ndan ayn görünmekte ve yo=unluk hemen hemen hiç de=i memektedir. Daha aç k bir ifade ile, evren ezeli ve sonsuzdur; kesinlikle hiçbir de=i ikli=e u=ramam t r. Ezeli ve sonsuz bir evren anlay takdim eden bu model, bu özelli=inden dolay felsefi olarak son derece cazip görünmü tür. Böyle bir anlay zaman n da ezeli ve sonsuz oldu=u sonucunu ortaya ç kar r. Durgun Durum Kuram bu özelli=iyle Aristo ve Eflatun’un yarat l modelini an msatmaktad r.19

Durgun Durum Kuram’ n n cevaps z b rakt = ya da ç kmaza dü tü=ü noktalar da elbette ki yok de=ildir.

Bu kuram n savunucular , galaksiler aras uzayda olu an hidrojenin hiçbir eyden meydana gelmedi=ini bir postulat olarak kabul etmektedirler. Binlerce y lda meydana gelen yeni bir hidrojen atomu, gerekli olan maddenin olu umunu sa=lamaktad rlar. Öyle görünüyor ki burada, maddenin temelini te kil eden hidrojen atomlar n n neden ve nas l olu tu=u, maddeyi nas l meydana getirdi=i sorusu cevaps z kalmaktad r. Bu soru, Durgun Durum modelinin en hassas ve can al c noktas na

(12)

yöneltilmi bir sorudur. Tam bu noktada Thomas Kuhn’un u sözü bize k tutmaktad r: “Bilim adamlar , kendi ideoloji ve inaçlar na uygun teoriler üretirler. Yani bu kuram n savunucular da, t pk maddeci ateistlerin savunmaya ve aç klamaya çal t = gibi bir evren takdim etmeye çal yorlard .20

Bu modelin mimarlar ateist ve materyalist olduklar için evrenin ezeli ve sonsuz oldu=unu, hidrojenin dolay s yla maddenin sürekli olarak kendi kendine var oldu=unu savunmaktad rlar.21

Aç klamalardan da anla laca= üzere Durgun Durum modelinin savunucular na göre evrenin olu umunda, yarat l nda Tanr ’n n yeri yoktur. Yani evren kendi kendine olu mu tur. Atomlar kendi kendilerine meydana gelmekte, onlar n meydana geli i hiçbir arac olmaks z n vukû bulmaktad r.

Bu kuram n temel tezlerinden birisi de evrenin ezelden beri hep ayn ekilde oldu=u ve hiçbir de=i ikli=e maruz kalmad = d r. Bu modelin savunucular na göre evren böyledir, zira ayn kalabilmenin tek yolu budur.22

Bu model, de=i meyen sabit ve dura=an bir evren öngörmektedir. Zaten bundan dolay kendisine “Durgun Durum Modeli” denmi tir. Bu modelin gerçekli=ini savunmak mümkün de=ildir. Zira bu model, bilimsel bir teoride bulunmas gereken özelliklerin hiçbirisini ta mamaktad r. Bu nedenle o, tümüyle geçerlili=ini kaybetmi , evrenin var olu unu aç klama noktas nda insanl =a verebilece=i hiçbir eyi kalmam bir model olarak kar m za ç kmaktad r.23

B-BÜYÜK PATLAMA KURAMI:

“Bing Bang” teorisi evrenin ba lang c ndaki büyük patlama olarak kabul edilir. Buna göre, günümüzden yakla k 13.7 milyar y l önce son derece yo=un ve s cak madde olan evren, bir kozmik patlamayla h zla geni lemeye ve so=umaya ba lam t r. Patlaman n h z ve geni leme ilk anlarda çok h zl olmu , daha sonra bu h z gittikçe azalarak, bugün, içinde ya ad = m z evreni olu turmu tur.

20 Merdin, Sadettin,Tanr ’ya Ko an Fizik, 58 21 Merdin, Saadettin, a.g.e, 58.

22 Efil, a.g.e, 158. 23 Efil, a.g.e., 159.

(13)

Bu kuram ilk kez George Gamow, Ralp Alpher’in de katk lar yla 1948’de yazd = ünlü makalesinde ortaya koydu. Gamow özet olarak bu makalesinde unu savunuyordu;

Evrenin çok s cak ilk a amas ndaki radyasyonun bugün de var olmas gerekir, ancak s cakl = n s f rdan birkaç derece yukar dü tü=ü eklinde son derece çarp c bir tahminde bulundu. Gamow’un savundu=u bu radyasyon, 1965’te ke fedilen mikrodalga radyasyonuydu. Evren bundan yakla k olarak 15-20 milyar y l önce sonsuz yo=unluk ve hacimdeki son derece s cak bir ate topu eklindeki maddenin büyük bir h zla patlamas sonucu var olmu tur. Bu, her yerde ayn anda meydana gelen, patlama an ndan itibaren tüm uzay dolduran, her parçac = n di=er tüm parçac klardan ola=anüstü bir h zla uzakla t = bir patlamad r. Burada sonsuz yo=unlukta olan ve h zla birbirinden uzakla an madde elektron, nötron, pozitron ve foton gibi temel parçac klardan olu mu tu. Bu parçac klara atom alt parçac klar denmektedir.24

Büyük Patlama an ve öncesi asl nda kapal bir kutudur. Bilimsel yasalardan hareketle patlama öncesinde ve patlama an nda ne olup bitti=i tespit edilememekte ve patlama öncesinden hareketle evren aç klanamamaktad r. Bilim adamlar Büyük Patlama öncesinin varl = n reddetmiyorlar. Onlar sadece Büyük Patlama tekilli=i ve öncesinde hiçbir eyi bilemeyece=imizi vurgulamaktad rlar. Çünkü tekillik, bilimsel yasalar alt üst eden bir fenomendir. Zaman, mekan ve nedensellik gibi olgular n Büyük Patlama tekilli=inde ve ondan önce anlam yoktur. Zira bu olgular Büyük Patlama ile varolmu tur. Büyük Patlama zaman ve mekan n d nda vuku bulmu tur; çünkü her iki olgu da varl = n bu tekilli=e borçludur.25

Durgun Durum Modeli, de=i meyen, statik, ezelî ve sonsuz, var olu nedenini kendi içinde ta yan bir evren anlay öngörmektedir. Bu model, as rlarca varl = n korumu olan statik evren anlay n n tabii bir sonucudur. Büyük Patlama Modeli, Durgun Durum modelinin aksine, evrenin bir tekillikten var oldu=unu ve yine bir tekillik ile yoklu=a kar aca= n , ezeli ve sonsuz olmayan, sürekli de=i en ve geni leyen bir evren anlay n öngörmektedir. Bu model determinist ve statik bir evren anlay n n aksine, uzay ve zaman, özellikle de zaman anlay m zda köklü de=i iklikler meydana getirmi tir. Bugün art k geni leyen, büzülen ve hatta bir

24 Stephen Hawking, Evreni Kucaklayan Kar nca, Alk m Kit., 1993, s.62-63 25 Merdin, a.g.e, 239-241

(14)

tekillikte tamamen durma noktas na gelen dinamik ve izafi bir zaman anlay söz konusudur. Zaman tek yönlü ve geri dönü süz bir süreçtir. Uzay ve zaman aras nda çok s k bir ili ki vard r ve onlar birbirinden ba= ms z olarak dü ünülemezler. Zira bunlar uzay-zaman denilen dört boyutlu bir fenomeni olu turmaktad rlar. Uzay ve zaman kavramlar olmaks z n evrendeki olaylar anlamam z mümkün de=ildir. Böylece klasik bilimin savundu=u determinist, statik ve zamans z bir evren anlay y k lm t r.26

Büyük Patlama Kuram n n deney ve gözlemlerle uyu mad =

söylenemeyece=ine göre, onun hala iyi bir bilimsel kuram oldu=u tart mas z bir gerçektir. Çünkü “Büyük Patlama basit bir dü ünce gibi görünmektedir… basitli=ine ra=men, bu teori, evrenin yarat l n ve tekamülünü tart mas z bir biçimde iyi tasvir etmektedir. 27

C-DARW N ZM :

Geli tirdi=i do=al seçilim yoluyla evrim kuram (teorisi) ile canl lar n ve türlerin do=al bir seçilim ile ortak bir kökenden evrimle erek ortaya ç kt = n ortaya koymu , bu görü daha sonra büyük tart malara yol açmakla beraber, bilim dünyas nda genel bir kabul görmü tür.

Darwin do=a tarihine t p ve teoloji e=itimi görürken ba lam , gençli=inde Beagle gemisiyle be y l süren yolculuk s ras nda yapt = biyolojik gözlemler, onun türlerin de=i ebilmesi konusunda dü ünmesini sa=lam ve 1838 y l nda, türlerin kökenini aç klayan do=al seçilim kuram n geli tirmi tir. Görü lerinin tepki toplayaca= endi esiyle çal malar n yaln zca yak n çevresi ile payla m ve uzun süre yay nlamam t r. Bu s rada, ara t rmalar n da sürdürmü tür. Ba ka bir ngiliz bilim adam olan Alfred Russel Wallace, 1858 y l nda Darwin’in do=al seçilim kuram na benzer görü ler içeren bir mektubu, bu konuda çal malar oldu=unu bildi=i Darwin’e göndermi tir. Bu noktadan sonra Darwin kendi çal mas n (Wallace’ n ismini de ekleyerek) Kraliyet Akademisine sunmak zorunda kalm t r. Daha sonra Darwin, do=al seçilim yoluyla evrim kuram n anlatt = k saca “Türlerin Kökeni” olarak

26 Efil, a.g.e, 205.

(15)

adland r lan eseri 1859’da yay nlam t r. Yay nlad = dönemde büyük yank lar uyand ran kitap sonras nda, evrim konusu daha y llarca tart lm ve ancak 1920’lerden sonra Mendel geneti=inin evrim kuram yla birle tirilmesi sonucu olu turulan “modern sentez” ile (ya da neo-Darwinizm) bilim çevrelerinde kabul görmeye ba lam t r.28

Evrim teorisinin iddias na göre, fosfor, karbon gibi bilinçsiz, ak ls z, yeteneksiz, bilgisiz ve cans z atomlar tesadüfler sonucunda bir araya gelmi ler, y ld r mlar, volkanlar, ultraviyole nlar , radyasyon gibi do=al olaylar sonucunda kendilerini kusursuzca organize ederek proteinleri, hücreleri, bal klar , kedileri, tav anlar , aslanlar , ku lar , insanlar ve tüm canl l = meydana getirmi lerdir. Evrim teorisi, ya ad klar ortama en iyi uyum sa=layan canl lar n daha çok ya ama ve ço=alma imkan bulduklar n ve bu ekilde faydal özelliklerini sonraki nesillere aktarabildiklerini, türlerin bu mekanizmayla evrimle ti=ini iddia etmektedir.29

Ortaça='dan beri inan lan "spontane jenerasyon" adl yanl bir teori, cans z maddelerin tesadüfen biraraya gelip, canl bir varl k olu turabileceklerini öngörüyordu. 18. yüzy la dek, böceklerin yemek art klar ndan, farelerin de bu=daydan olu tu=u yayg n bir dü ünceydi. Darwin'in Türlerin Kökeni adl kitab n yazd = 19. yüzy lda ise, bakterilerin cans z maddeden olu abildikleri inanc , bilim dünyas nda yayg n bir kabul görüyordu. Evrim teorisi, bir türün bir ba ka türe dönü mesinin ilkelden (basitten) karma =a do=ru, yava ve a amal oldu=unu iddia eder. Bu iddiaya göre, bu dönü üm s ras nda "ara geçi formu" ad verilen ucube canl lar n ya am olmas gerekir. Örne=in, bal k özelliklerini hala ta mas na ra=men, bir yandan da baz sürüngen özellikleri kazanm olan yar bal k yar sürüngenler, yar maymun yar insanlar, yar sürüngen yar ku canl lar ya am olmal d r geçmi te.30

Bütün bu aç klamalardan anla laca= üzere yarat l teorileri öne sürenler genel olarak iki gruba ayr labilmektedir; Birinci grup yarat l ta mutlaka bir yarat c n n bulunmas gerekti=ini savunanlar; di=er grup ise bütün yarat l sürecinin tesadüfler sonucu, bir yarat c ya ihtiyaç duymadan meydana geldi=ini savunanlar. Büyük Patlaman n öncesi hakk nda fazlaca bir aç klama yap lmamas na ra=men “Büyük

28 Efil, a.g.e, 57.

29 Ana Britannica, III, 58. 30 Ana Britannica, III, 59.

(16)

Patlama Kuram ” slâm yarat l dü üncesine en yak n teori olarak kendini göstermektedir.

Di=er kuramlara bakt = m zda durgun durum kuram yarat l ta Tanr ’ya yer vermemi ve evrenin kendi kendine olu tu=unu savunmu tur. Darwin’e göre her ey rastgele bir araya gelmi tir. Büyük patlama kuram ise evrenin bir tekâmül içinde oldu=unu savunmu ve evrenin bir tekillikten meydana geldi=ini belirtmi tir. K sacas büyük patlama kuram yarat l ta Tanr ’y , yarat c y yok saymam t r.

(17)

B R NC BÖLÜM

LAH D NLERDE YARATILI

I-HR ST YANLIKTA YARATILI :

Genel olarak Hristiyanlar, hem evrenin yarat l hem de Tanr anlay bak m ndan Athanasius’un görü lerini kabul etmi lerdir. Çünkü tarihi znik Konsülü’nde onun görü leri kabul edilmi tir. Dolay s yla Yeni Ahit’te ba ka konularda oldu=u gibi bu konuda da onun görü leri ön plana ç kmaktad r. Buna göre Hristiyanl = n Tanr anlay ve O’nun yaratma eylemi Yeni Ahit’te farkl bir boyut kazanmaktad r. Bu noktada yaratmada ikinci unsur olarak kelam kar m za ç kmaktad r. 31

Hristiyanl kta Augustine ve St. Thomas’ n yarat l konusundaki görü leri de geni yer bulmaktad r. Augustine göre,Tanr tüm güçleri bünyesinde bar nd ran sonsuz ve a k n bir varl kt r. O’nunla O’nun d ndaki varl klar aras nda bir farkl l k vard r. Tüm iyilikler O’nundur. O; mutlak irâde sahibidir. Ancak O’nun mahiyeti gibi kararlar da de=i mez. O, diledi=ini vas tas z olarak gerçekle tirir. Evrendeki tüm yarat klar varl klar n O’na borçludur. Tanr evreni yoktan yaratm t r. Ancak Augustine yoktan yaratman n mahiyeti üzerinde durmamaktad r. St Thomas bu hususa

u ekilde aç kl k getirmektedir. E=er Tanr , her eyin ilk nedeni ise, O’nun hem madde hem de formun nedeni olmas gerekir. O, madde ile kar mam ar tin oldu=u için madde O’ndan meydana gelmi olamaz; O, maddeyi yoktan yaratm t r. Yoktan yaratma, basit olarak evrenin, varl = n Tanr ’ya borçlu oldu=u anlam na gelmektedir. St. Thomas’a göre ise evrenin zaman içinde yarat lmas ya da zamanda bir ba lang c olmas konusu ak lla de=il, ancak vahiyle kavranabilir. Bu nedenle bunun böyle oldu=una inan lmas gerekir. Tanr bu evreni evrenlerin en iyisi olarak seçmi tir.

(18)

O’nun evreni ve içindekileri yaratmas n n nedeni, kendisini aç klamakt r. Dolay s yla evrende olup biten her ey bir amaca yönelik olarak belirlenmi tir. Evrendeki olu u ba latan Tanr ’d r ve olu O’na yöneliktir.32

Eski Ahit’te evrenin sudan ve kaostan yarat ld = n ifade eden temelde iki yakla m vard r. Dolay s yla ister sudan olsun ister kaostan yarat lm olsun, her hal ü karda evren maddeden yarat lm olmaktad r. Bu tutumun zorunlu bir sonucu olarak Tanr bir mimardan farks zd r. Athanasius’un dü ünceleri do=rultusunda ekillenen Tanr anlay Yeni Ahit’te daha farkl bir boyut kazanm t r. Buna göre bir mimar gibi takdim edilen Tanr yerini üç boyutlu Tanr anlay na b rakm ve böylece teslis ö=retisi benimsenmi tir. Bu durum ise hem mahiyeti itibariyle hem de i lev aç s ndan Tanr dü üncesinde çok önemli ve farkl diyebilece=imiz bir de=i ikli=in ortaya ç kmas na neden olmu tur. Tanr mahiyet itibariyle üç boyutlu bir görünüme bürünmü ve evrenin yarat lmas kelama (o=ul tanr )’ya b rak lm t r. Buna göre Tanr (baba) dolayl olarak evrenin yarat c s durumundad r. Kutsal Ruh’un ise yaratmada hiçbir rolü yoktur. O halde Hristiyanl = n metinlerinde yoktan yaratma dü üncesi yoktur. Bu dü ünce daha sonraki dönemlerde Hristiyan dü ünürler taraf ndan ortaya at lm t r.33

II-YAHUD L K’TE YARATILI :

"Sular n yüzü üzerinde Allah n ruhu hareket ediyordu: Allah 'sular n ortas nda kubbe olsun, sular ay rs n' dedi ve Allah kubbeyi yapt . Altta olan suyu üstte olan sudan ay rd ve Allah kubbeye 'gök' ve alttaki kuru topra=a 'yer' dedi."34 Yarat l n özeti bu ekilde anlat lm t r Tevrat’ta.

Tevrat’ta insan n yarat l ise iki türlü anlat lm t r;

"Allah yeri, gö=ü, y ld zlan, bitkileri hayvanlar yaratt ktan sonra Allah dedi:

'Suretimizde benzeyi imize göre insan yapal m! O yeryüzünde her eye hâkim olsun.' Ve Allah insan kendi suretinde yaratt ve onlar erkek ve di i olarak yaratt ." 35

Böylece yarat lman n son günü; 6. gün bitiyor. Allah daha sonra Adem’i topraktan, kar s Havva’y da kaburgas ndan yarat yor.

Yarat l n bir di=er seyri ise Tevrat’a göre u ekilde gerçekle iyor;

32 Gökberk, Macit, Felsefe Tarihi, 171. 33 Efil, a.g.e, 78.

34 Tevrat, Tekvin 1:2-9 35 Tevrat, Tekvin 1:26

(19)

Yarat l gene alt günde meydana geliyor. Dünya var olmadan önce, her yer karanl kt . lk gün, göklerden ve dünyadan da önce, Tanr ’n n yaratt = ilk ey kt . Tanr = yom (gün), karanl = da layla (gece) diye isimlendirdi. I = n günü ayd nlatt = gündüz vaktinde insanlar okula giderler, oyun oynarlar, bisiklete binerler veya caddeye al -veri e giderler. Gece oldu=unda ise etrafa sessizlik çöker ve insanlar uyurlar. kinci gün bile dünya tam anlam yla ray na oturmam t . Sular dünyay kaplam ve her yer sular alt ndayd . Tanr da bunun üzerine sular ikiye ay rd ; yerdeki sular ve gökteki sular meydana getirdi. Tanr uzay ile su aras na gökyüzü anlam na gelen amayim ad n vermi tir. Üçüncü gün ba lad = nda sular tüm dünyay kaplam t . Kuru bir bölge yoktu. Tanr da bunun üzerine sulara toplan p okyanuslar , denizleri, gölleri ve dereleri olu turmalar emrini verdi. Art k dünya üzerinde küçük adac klar ve kara bölgeler olu maya ba lad . Tanr topraktan sular ay r nca, suya yam (deniz), topra=a da erets ad n verdi. Daha sonra Tanr , topraktan a=açlar n ve çiçeklerin büyümesini istedi ve tüm dünyada a=açlar, çiçekler ortaya ç kt . Art k insanlar n ve hayvanlar n yiyebilmesi için birçok yiyecek vard .36

Tanr dördüncü günde güne i, ay , y ld zlar yaratt ve onlar uzaydaki yerlerine yerle tirdi. Art k güne ve ay yerli yerine oturdu=una göre, yeni bir günün ba lang c ve yeni bir y l n ba lang c anla labilecektir. Be inci günde, tüm uçan ve denizde yüzen canl lar yaratt . Denizler, en küçü=ünden en büyü=üne kadar milyonlarca çe it bal kla doldu. Gökler ve toprak da deveku undan akbabaya kadar her türlü ku la doldu. Tanr yaratt = bu canl lara peru urvu-ço=alma emrini verdi. Alt nc günde toprakta ya ayan tüm canl lar yaratt . Alt nc gün içerisinde yarat lan her ey insan faydalans n diye yarat lm t r. Tüm bitkiler, hayvanlar, okyanuslar, bulutlar ve hatta y ld zlar bile insan n bu dünyada daha rahat ya ayabilmesini sa=lamak içindir.37

Tanr alt nc günde dünyay yaratt ktan sonra yap lmas gereken tek bir ey kalm t . Dünyada eksik kalan ey neydi? Dinlenme! Tanr n n yedinci günde tam olarak yapt = da budur.38

Bap 2:4'ten itibaren, yaratma de=i ik olarak anlat l yor. Yukar da, her türlü bitki ve insan çift olarak yarat ld = halde, burada ya=mur henüz ya=mad = için, bir k r otu ve f dan yoktu, deniyor. Yerden bir bu=u yükseliyor ve Tanr yerin topra= ndan

36 Tevrat, Tekvin 1:31 37 Tevrat, Tekvin 1:32 38 Tevrat, Tekvin 1:33

(20)

Adam' yap p hayat nefesini üflüyor. Ve Adam; ya ayan can oluyor. Bundan sonra, Tanr , do=uda Aden'de bir bahçe yap yor, Adam' oraya koyuyor ve o yaln z kalmas n diye, kaburgas ndan kad n yarat yor.39

III- SLAM’DA YARATILI :

Kur’an- Kerim’de yarat l hakk nda ba l ba na bir sûre yer almad = gibi, tüm bir yarat l sürecini ba ndan sonuna kadar ayr nt l bir biçimde ortaya koyan herhangi bir aç klama da yoktur. Fakat gerek insan n, gerek evrenin ve gerek di=er canl lar n yarat l lar insano=lunun bilgisine sunulmu tur.

Kur’an- Kerim bir bütün olarak incelendi=inde “yaratma”n n bir fiil, bir eylem ve bir olu oldu=u aç kça görülür. Kur’an’da Allah’ n fiilini ifade etmek için pek çok kavram kullan lmakla birlikte, en yayg n olarak kullan lan kavram “halk” sözcü=üdür. Bu sözcük Kur’an’da genelde u anlamlarda kullan l r;

I- Takdir etmek, ölçüp biçmek

II- Ortaya ç karmak, olmayan bir eyi icat etmek III- Yoktan yaratmak.

“YaratBcBlarBn en güzeli olan Allah, ne yücedir”40, ayeti birinci anlama i aret etmektedir.”Haberiniz olsun ki, yaratmak da emretmek de Allah’a mahsustur”41

ayeti ise ikinci manaya i aret etmektedir.

ƒ

“O küfre sapanlar görmüyorlar mB ki, göklerle yer, birbiriyle bitiCikken, biz onlarB ayBrdBk ve her canlB Ceyi sudan

yarattBk. Yine de onlar inanmayacaklar mB?”42

Kur’an- Kerim göklerle yerin yarat l n genelde birlikte zikretmektedir. Göklerle yerin yarat l ndan söz edilirken “halaka” ve türevleri en çok kullan lan kavramlard r. Bu kavram, yoktan var etmek anlam nda kullan ld = gibi ba ka anlamlarda da kullan lmaktad r.43 “Halaka” ve ayn manada kullan lan kelimelerin birço=u “yoktan yaratma”y anlatmaktad r. Bu da slam dü üncesinde yarat l n yoktan yarat lma eklinde oldu=unu göstermektedir. Kur’an’da yoktan yarat l a i aret

39 Tevrat, Tekvin 2:4-5-6-7 40 Mü’minûn 23/14 41 Araf 7/54 42 Enbiyâ 21/30

(21)

ediyormu gibi bir izlenim veren ayetlerin varl = bir gerçektir. “Yoksa onlar,

yokluktan mB yaratBldBlar?”44 Ayette geçen “min gayri ey”in ifadesi, “hiçbir

eyden” anlam na geldi=i gibi, “hiçbir eyle” veya amaç gütmeksizin anlam na da gelmektedir. Dolay s yla Kur’an evrenin yoktan yarat ld = na i aret edebilir. O halde Kur’an iki türlü yarat l tan söz etmektedir. Bunlardan birisi yoktan yaratma, di=eri de maddeden yaratmad r. Her iki durumda da Allah evreni modelsiz ve emsalsiz olarak yaratm t r; bir örne=e veya bir modele bakarak de=il. Aksi takdirde böyle bir ey O’nun yarat c ulûhiyetine gölge dü ürürdü.45

Kur’an- Kerim’e göre Allah evrenden farkl d r; yaratan ve bir de yarat lan vard r. Evren sonradan yarat lm t r. Yaratma sürecini ba latan ve diledi=i gibi yaratan Allah’t r. O, bir eyin olmas n diledi=inde “ol” der ve o ey oluverir. Sebep-sonuç ve imkan dahilinde olmak gibi hususlar, kullar n fiilleri için söz konusudur. Allah dilerse, sebep-sonuç ili kisi hiçbir anlam ifade etmez.46

Yahudilik ve Hristiyanl k’taki “alt gün” de yaratma mefhumu slam’da da mevcuttur. Farkl olan Tanr ’n n yedinci günde dinlendi=i meselesidir. Bu anlay

slam anlay nda mevcut de=ildir. Ayet-i kerimede öyle anlat lmaktad r yarat l ;

“De

ki: ‘Siz mi yeri iki günde yaratana nankörlük ediyor ve O’na eCler

koCuyorsunuz? O alemlerin Rabbi’dir. Yere üstünden aEBr baskBlar (saElam daElar) yaptB. Onda bereketler yarattB ve onda –arayBp soranlar için- gBdalarBnB (bitkilerini, aEaçlarBnB) tam dört günde takdir etti. Sonra duman halinde bulunan göEe yöneldi, ona ve yere: steyerek veya istemeyerek (buyruEuma) gelin, dedi. Böylece onlarB iki günde yedi gök yaptB ve her göEe emrini (kanunlarBnB) vahyetti. Biz en yakBn göEü lambalarla ve koruma ile (koruyucu güçlerle) donattBk. Cte bu, o güçlü, bilen (Allah)’Bn takdiridir.”47

Göklerle yer yarat lmazdan önce Allah’ n Ar ’ n n su üzerinde bulundu=u Kur’an- Kerim’de anlat lmaktad r

“Gökleri ve yeri altB günde yaratan O’dur. O

zaman ArC’B su üzerinde idi.”48

44 Tûr 52/35-36. 45 Efil, 'ahin, a.g.e, 89. 46 'im ek, a.g.e, 11 47 Fussilet, 41/9-10-11-12 48 Hûd, 11/7

(22)

Buradan hareketle ilk yarat lan n su oldu=u, ard ndan Ar ’ n, sonra Kürsî’nin ve bunlardan sonra da göklerle yer tabakalar n n yarat ld = n söyleyenler oldu=u gibi önce Ar ’ n ard ndan da suyun yarat ld = n söyleyenler de olmu tur.49

Kur’an- Kerim’de insan n yarat l na da de=inilmi tir.50 Bu ayetlerde insan n topraktan, çamurdan, süzülmü çamurdan, yap kan çamurdan, c v k balç ktan, pi mi çamurdan yarat ld = anlat lmaktad r.

slam anlay na göre insan n yarat l , yeryüzündeki canl ve cans z varl klar n yarat lmas ndan sonra gerçekle mi tir. Böylece yeryüzündeki canl -cans z her ey, yeryüzünün hakimi olacak insan için haz r hale getirilmi tir. Bu anlay di=er ilahi dinlerdeki insan n (adem’in) yarat l anlay yla paralellik göstermektedir.

slam’ n yarat l olay na bak aç s n n di=er dinlerden en önemli farkl l = , onun evrenin nas l yarat ld = ndan ziyade niçin yarat ld = sorusu üzerinde durmas d r.

“Göklerin ve yerin yaratBlBCBnda, gecenin ve gündüzün gelip gidiCinde elbette akBl sahipleri için ibret verici deliller vardBr.”51

Yukar daki ayet-i kerime göklerin ve yerin yarat l ndan, gecenin ve gündüzün olu mas ndan haber vermektedir. Ancak yarat l n nas l oldu=u, gece ve gündüzün nas l meydana geldi=i konusunda bilgi vermemektedir.

Sonuç olarak denilebilir ki slam’a göre yarat c l k Allah’ n (c.c) en belirgin vasf d r. Bu sebeple Kur’an, Allah’ n yarat c vasf n sürekli ve srarla vurgulamakta ve yarat c l = n, dolay s yla ulûhiyetin sadece Allah’a ait oldu=unu bildirmektedir. Çünkü yarat c l k ulûhiyetin esas d r. Yarat c olmayan ilâh da olamaz. O halde tek yarat c vard r; O da Allah’t r (c.c). Allah (c.c) ne belirleyici ve ekil verici bir mimar, ne de evreni bir kez yarat p kendi haline b rakan bir lk Sebep’tir. O sürekli yaratma faaliyetinde bulunan, yaratt klar üzerinde tam bir hâkimiyete sahip olan e siz ve mutlak bir yarat c d r.52

49 'im ek, Sait, a.g.e, 14

50 Al-i mran, 3/59, Kehf, 18/37, Hac, 22/5, Rum, 30/20, Fat r, 35/11, Gafir, 40/67. 51 Âli mrân 3/190

(23)

K NC BÖLÜM

HAD SLERDE YARATILI

Bu bölümde yarat l la ilgili olarak tesbît etmi oldu=umuz rivâyetleri bölümlere ay rarak de=erlendirmeye çal aca= z.

I-YARATILI ÖNCES NDE ALLAH TEÂLÂ LE B RL KTE SADECE

AR IN VE SUYUN BULUNMASI, KALEM N VE HER EY N SUDAN

YARATILMASI

Bu bölümde Rasulullah (s.a)’in ba lang çta Allah Teâlâ ile birlikte ar ve su hâricinde ba ka hiçbir eyin bulunmad = , daha sonra yerlerin ve göklerin yarat ld = , yarat l hakk nda Rasululllah (s.a)’in ashâb na her eyi anlatt = , Allah Teâlâ’n n ilk yaratt = eyin kalem oldu=u ve her eyin sudan hayat buldu=una dâir rivâyetler incelenmeye tâbî tutulacakt r.

1-Rasulullah n Yemenlilere yarat l hakk nda bilgi vermesi

!" #$% &'

( ) " * + , - . /0 *1 ( 2 1 3 41 5&6 78 * + , 9 . : ;& 3

.

&= ) 6 :

1>: 6 ?@" - . /0 6 ?@" A9 B0 2; ( #CD0 &E F0

* + & ;1>/- G H8 I )>6

.

&1>: 6 :

J KD%( 9 L 41 2 %( A#M 9 N- G( 3 % . : O P@ Q6FR S &T 6 :

U O ( V ( R6 W1!( 9 ?% %P6

53

Muhammed b. Kesîr Süfyân Câmi’ b. eddâd’dan, o da Safvân b. MuharrBz’dan o da mrân b. Husayn’dan bize Cöyle haber verdi: Hz.Peygamber’e Beni Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara: "Ey Beni Temim, size müjde olsun!" diyerek söze baClamBCtB. Onlar hemen: "Bize müjde verdin, öyle ise (beytül-malden) iki kere baEBC yap!" diye talepte

(24)

bulundular. OnlarBn bu cevabB karCBsBnda Resulullah’Bn (s.a) yüzünün rengi attB. Hz. Peygamber (sav)`in huzuruna Yemen halkBndan bir grup girmiCti. Onlara: "Ey Yemenliler! Beni Temim `in kabul etmediEi müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar: "Kabul ettik ey Allah`Bn Rasulü!" dediler ve arkadan ilave ettiler: "Biz bu (yaratBlBC) iCini senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a) Cöyle dedi. “Bidâyette Allah Teâlâ vardB. Ondan baCka hiçbir Cey yoktu. O’nun ArCB suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra zikir denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek her Ceyi yazdB. Sonra gökleri ve yeri yarattB.”

Rivâyet farkl ekillerde di=er hadis kitaplar nda da bulunmaktad r. Tirmizî (279/892) hadisin hasen sahih oldu=unu belirtmi tir.54

ifadesini Aynî (855/1451) “bu alemin halleri” ve “hâl-i haz rdaki durum” diye erh etmi tir.55

!"#$ %& '()*+$

“Din hakkBnda bilgi sahibi olmak için” ziyadesi

hadisin baz rivâyetlerinde görülmektedir.56

Rivayette geçen ilk grup Benî Temim kabilesinden gelen bir heyettir. Di=er grubun yani Yemen Ehli’nin E arîler oldu=u, bn Hacer’e (852/1448) göre Nâfi’ b. Zeyd el-Hamîrî’yle beraber gelen bir topluluk oldu=u gibi görü ler mevcuttur. Rasulullah (s.a)’in “, -.$ /0.1 ”ifadesinden anla lan “Benden sizin cennete girmenize vesile olacak f k h, amel vb. konularda bilgi isteyiniz” dir. Metinden anla ld = na göre Benî Temim bu bilgileri istememi tir. “3+4 -5” ifadesini kullanarak Rasulullah (s.a)’ n aç klama yapmas na gerek olmad = n dile getiren ki i bnu’l-Cevzî’ye (597/1200) göre Akra’ b. Hâbis’tir. Yemen ehli ise bu bilgileri Rasulullah (s.a)’tan dinlemeyi kabul etmi lerdir. Muhtemelen onlar mahlûkât n cinslerini, yarat l n nas l ba lad = n sordular, bunun üzerine Rasulullah (s.a) de onlara gö=ün ve yerin ilk yarat ld = maddeyi ya da göklerden ve yerden daha önce yarat ld klar için ar ve suyu anlatt .57

Rivâyette geçen ar , pek çok eylere tlâk olunmu tur. Bunlar n hepsinde yücelik ve yükseklik manalar vard r. Padi ahlar n oturduklar tahta ar denilmesi de

54 Tirmizî, Menâk bu fî Sakîf ve Benî Hanîfe, V, 729. 55 Aynî, Umdetu’l-Kârî, XV, 108.

56 bn Hibban, es-Sahih, Bedü’l-Halk, XIV, 10. 57 bn Hacer, Fethu’l-Bârî, VI, 288

(25)

bu ulüv ve irtifa’ münâsebetiyledir. Allah’ n ilk yaratt = ve ulüv, irtifa’ ifade eden mevcuda da ar , ve Allah’a nisbet edilerek Ar ullah denilmi tir ki, Allah’ n kudretinin tecelli etti=i ilk mahluk demektir. Kelam alimleri ile kadim hükemâ, ar , kainat her cihetten ihâta eden bir felektir, diye tarif ederler. Rivayet ulemas bu taht n ayaklar bulundu=unu da kabul etmi lerdir. Fakat uleman n muhakkiklerine göre, eriat örfünde vârid olan ar n hakikat n tahdîd ve takdîr be erin akl , idraki haricindedir. Bu konuda vârid olan haberlerde ar n mahiyeti de=il, mevcudat- mümküneye nisbetle büyüklü=ü bildirilmi tir.58

Rivayet canl varl klar n yarat lmas ndan önceki yarat l safhas n anlatmaktad r. Rivayette geçen “ar ” ifadesinin bugün bizim “evren” diye tabir etti=imiz sonsuz bo luk manas nda kullan lm olmas muhtemeldir. Her eyden daha önce yarat ld = ve her eyi ku att = için bu sonuca gidilebilir.

Her eyin sudan yarat ld = na, suyun hayat kayna= oldu=una dâir rivayetle birlikte mülâhaza edildi=inde daha net bir ekilde görülmektedir ki insan ve di=er canl mahlûkât’ n yarat l için gerekli olan su ve bu mahlûkât n hayatlar n sürdürecekleri ar , bir di=er ifadeyle evren Allah Teâlâ taraf ndan her eyden önce yarat lm t r. 2-Her eyin sudan yarat lmas ile ilgili rivâyet

. : X - @ Y" Z

Y" X D: [ )@ " -\- &' Y" ,' 3 > &'

]1:

:

.

-W1! 9 ?% . /0 9 ?% ,T> F0 , V :( R ] _ QD-" H8 ` 3

3

. : 9

" ,T> " 3 . - ]1:

[ O ? ( [ aE6 *a_"( [bR6 c0" . : Z&d ]1! 2 VP!" H8

[bR Z&d ?! e [ f &6 ( ? 16 *:(

59

Abdullah babasBndan, o Yezîd b. HiCâm’dan, o Katâde’den, o Ebî Meymûne’den Ebu Hureyre (r.a)’Bn Cöyle dediEini rivayet etmiClerdir: “Rasulullah (s.a)’e Cöyle dedim: “Ey Alllah’Bn Rasulü! Seni gördüEümde

58 Miras, Kamil, Sahih-i Buhârî Muhtasar ve Tecrid-i Sarîh Tercemesi ve 'erhi, IX, 7. 59 Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 323; Tirmîzî, Cennet 2.

(26)

neCelenir, sevinirim, gözlerimin içi güler. Bana tüm eCya hakkBnda bilgi verir misin?” Rasulullah (s.a) Cöyle buyurdular; “Her Cey sudan yaratBlmBCtBr. Beni cennete sokacak ameli söyler misin? dedim. O (s.a) “SelamB yay, yemek yedir, akrabayB ziyaret et, geceleri insanlar uyurken sen ibadetle meCgul ol, cennete girersin” buyurdular.

Zehebî (748/1347) hadisin sahih oldu=unu belirtmi tir.60

Canl varl klar n yarat lmas ndan önce Allah Teâlâ’dan ba ka Ar ve suyun varl = ndan bahseden rivâyet daha önce geçmi ti. Metinde geçen “her Cey” ibâresinin içine canl -cans z bütün varl klar giriyor mu; yoksa sadece canl varl klar m sudan yarat ld ? sorusu bu rivâyet çerçevesinde ortaya ç kmaktad r.

Ebû Hâtim’in (354/965) yorumu biraz olsun bu soruya cevap niteli=i ta makta. Ona göre Ebû Hureyre (r.a) (58/677) Hz. Peygamber’e sadece sudan yarat lan eyleri sormu olmal , çünkü Rasûlullah (s.a) bu do=rultuda bir cevap vermi tir. Yani her ey sudan yarat lmam t r.61

“Gökler ve yer bitiCik bir halde iken bizim onlarB yarBp birbirinden ayBrdBEBmBzB ve her canlB Ceyi de sudan yarattBEBmBzB o inkarcBlar görmediler mi?

Hala inanmayacaklar mB onlar?62 ayeti asl nda bu soruya cevap niteli=indedir. Ama

yukar da da belirtti=imiz gibi rivâyetteki her ey ifadesinin kapsam aç klanmaya muhtaçt r.

Endülüslü müfessir Kurtubî (671/1272) az nl kta kalan baz alimlerin; ate ve havan n da sudan yarat ld klar görü ünde olduklar n , kaydeder. Onlara göre; Allah Teâlâ’n n alemde ilk yaratt = su’dur ve sonra her ey sudan yarat lm t r.63

Fahruddîn er-Râzî (606/1210) ise ilk olarak bir cevherin yarat ld = ve bunun önce suya sonra da hava ve nura dönü türüldü=üne dâir bir görü nakleder ve bu görü e göre yarat l ta ilk mebdein “su” oldu=unu belirtir.64

Allah Teâlâ yaratmaya ba lamadan önce ar ile beraber bulunan, rivâyete göre ar n üzerinde bulunan suyun mâhiyet hakk nda çe itli görü ler ileri sürülmü tür. Baz lar bunu ölüleri diriltecek olan hayat suyu olarak görürken, di=er bir k s m ise onu bütün canl lara hayat veren tabiî su olarak görmü lerdir. Di=er taraftan ona gerçek

60 Hâkim en-Neysâbûrî, Müstedrek, IV, 176. 61 bn Hibbân, a.g.e, VI, 299.

62 Enbiyâ 21/30.

63 Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’an, XII/291. 64 Fahruddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-Mayb, XXIV/ 16.

(27)

su de=il de mecâzî bir anlam verenler ve suya mutlak ilâhî hakimiyetin temsili olarak bakanlar da mevcûttur.65

Bilim adamlar kâinât n önce hidrojen ve k smen sudan olu tu=unu, son olarak oksijene yani hidrojen ile suyu olu turan maddeye geçti=ini kabul etmektedirler. Yer ve göklerin suyun katk maddeleri yani oksijen ve hidrojenden yarat lm oldu=u kabul edilmektedir fakat canl -cans z her eyin sudan yarat ld = na dâir henüz ilmî bir aç klama yoktur.

3-Rasulullah (s.a)’in ashâbBna yaratBlBCBn baClamasBnB anlatmasB

[ : . /- 2& 3

]ag . : h ; i _ *1R j : Z>: 4R I( (

/ *1 ( 2 1 3 41 5&6 & 0

W1k 9 !F0

?! l

*m & &6 ?@"( *m & Z&d ?@"

2 R 2 R ( 2n Q6H o

66

sâ, Rakabe’den o Kays b. Müslim’den, o TârBk b. ihâb’dan Ömer (r.a)’Bn Cöyle dediEini rivayet etmiClerdir. “Rasulullah (s.a)’le bir yerde birlikteydik. O (s.a) bize yaratBlBCBn baClamasB konusunda, hatta cennete ve cehenneme girecekler hakkBnda bile bilgi verdi. BunlarB ezberleyen ezberledi, unutan unuttu.”

Hadisi sadece Buhârî (256/870)

:#;<" => ?0@$ A#." BC$ /DE

ayeti hakk nda gelenler bab nda tahriç etmi tir.67

Bu hadis e yan n ba lang c ile ilgili soru sorman n ve bu konuda ara t rma yapman n câiz oldu=unu göstermektedir. Muhtemelen Rasulullah (s.a) sahabîlere ar n, suyun, havan n yarat lmas ve bütün her eyin levh-i mahfûzda yaz ld = n haber vermi tir.68

Yarat l konusunun insan n zihninde daima bir yer i gâl etti=ini ve bu konuda dü ündü=ünü daha önce belirtmi tik. Ashâb- Kirâm’ n da zihinlerinde bu dü ünceler ya da konuyla ilgili soru i aretleri muhakkak sûrette mevcût idi. Rivâyet

65 Yavuz, 'evki, “Ar ” D A, II, 107. 66 Buhârî, Bedu’l-Halk 1.

67 Hindî, Kenzu’l-Ummâl, VI, 237. 68 bn Hacer, Fethu’l-Bârî, VI, 290

(28)

incelendi=inde Rasulullah (s.a)’in aç klamas n n herhangi bir soru üzerine olmad = görülmektedir. Muhtemelen Rasulullah (s.a) konunun önemine binâen ve sorulmas ihtimâl dâhilinde olan bu mevzûlar erkenden Ashâb na anlatma gere=i duydu. Hadîs’in metnine bak ld = nda ayr nt l aç klamalar n olmad = görülmektedir. Genel olarak yarat l n ba lamas ta’bîri kullan lmakta, yarat l n mâhiyeti hakk nda aç klama bulunmamaktad r. Ama bir önceki rivâyetle birlikte de=erlendirilirse Rasulullah (s.a)’in Yemen ehline sundu=u özet bilgiyi Sahabe’ye de anlatt = ve onlar mebde’ hakk nda bilgilendirdi=i sonucuna ula labilir.

4-Amâ ta’bîri ile ilgili rivayet.

f %( 9 E 41a- Z 1 q !" ( @ -\- &' & q" &'

]1: . : - Y" 2

:

?>: & % " 3 .

2Dr 9 J % . : s 2/1! W1t "

( @ -\- . : & q" . : 9 L 41 2 W1!( 9 @ 2: 0 ( 9 @

9 a6

2a j 6 u"

9

69

Ahmed b. Meni’ Yezîd b. Hârun’dan, o Hammâd b. Seleme’den, o Ya’lâ b. Atâ, o Veki’ b. Hades’ten, o amcasB Ebî Rezîn’in Cöyle dediEini rivâyet etmiClerdir: “Ey Allah'Bn Resûlü, dedim, mahlukatBnB yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?" Bana Cu cevabB verdi:"Amâ'da idi. Ne altBnda hava, ne de üstünde hava vardB. ArCBnB su üzerinde yarattB." Ahmed bn Meni’ dedi ki: "Yezid Cunu söyledi: el-Amâ, yani "Allah'la birlikte baCka bir Cey yoktu" demektir."

Ebû Rezîn’in hasen olarak niteledi=i bu rivâyeti Elbânî zay f olarak de=erlendirmi tir. Hadisin isnâd nda bulunan Veki’ b. Ades’in meçhûl bir râvî oldu=unu Ya’lâ b. Atâ’dan ba kas n n ondan rivâyette bulunmad = n dile getirmi tir.70

bn Hibbân (354/965) Veki’ b. Hades’i sikât aras nda zikretmi tir. Ama bn Kuteybe (276/889) onu “meçhûlu’l-hâl” olarak nitelemi tir.71 Mechûllük iki türlüdür;

69 Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 11.

70 Elbânî, Nâs ruddin, Z lâlu’l-Cennet, I, 331. 71 bn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, XI, 115.

(29)

Mechûlu’l-ayn, sadece bir râvînin kendisinden hadis rivâyet etti=i ki idir. Böyle bir râvînin rivâyeti kabul edilmez. Mechûlu’l-hâl (mestûr) ise, zâhirî ve bât nî nitelikleri bilinemeyen, iki veya daha çok ki inin kendisinden hadis rivâyet etti=i fakat güvenilir oldu=u belirtilmeyen râvîdir. Böyle râvîlerin rivâyeti ara t rmaya ba=l olarak kabul veya reddedilebilir.72

el-Amâ w9 x xa6 lügat olarak ince bulut mânas na gelir ise de, Cenab- Hakk'a nisbet edilince insan idrakinde tecellî etmesi gereken mâna meçhul kalmaktad r. Selef, Cenab- Hakk' n zat ile ilgili s fatlar n mâhiyeti hususunda fikir beyan ndan kaç n p, "inan r z, mahiyetini, ondan gerçek maksad bilemeyiz" demi tir. Bu kelime bir rivayette y xa6 eklinde gelmi tir. Bu imlâ ile olunca: "Beraberinde hiçbir ey yok" demek olur. el-Amâ için: "Bu, insan akl n n idrak edemeyece=i, künhüne, vas f ve kavraman n ula amayaca= eydir" dahi denmi tir. bn Hibbân’a (354/965) göre “amâ” bilinmezli=i ifade etmektedir.73 bnü’l-Esîr (606/1209) de “amâ” n n yoklu=u, hiçli=i ifade etti=ini savunmu tur.74 Kendisini tan yacak bir varl k olmad = ndan Allah Teâlâ tam bir bilinmezlik içindedir. Ezherî (370/ 1380): "Biz buna inan r z ancak nas l oldu=una dâir fikir beyan etmeyiz" demi tir. "Rabbimiz nerede idi?" sorusunda hazfedilmi bir kelimenin bulundu=u, bu cümlenin: "Rabbimizin Ar ' nerede idi?"

eklinde olmas gerekti=i belirtilmi tir. Bu durumda "Amâ'da olan ey" Ar - lâhî'dir. Yani amâ, makam- lâhî'nin de=il, makam- Ar ' n unvan olmal d r Ar , Rasûlullah (s.a)' n bize mübhem ve mu=lak kalan bir di=er tâbiri Ar 't r. Bunun da mâhiyeti bize meçhul kalmaktad r. Ar lügat olarak, yücelik ifade eden birçok eye tlak olunmu tur. Padi ahlar n oturdu=u tahta ar denir ve öncelikle yücelik, yükseklik kastedilir.

Cenab-Hakk' n ilk yaratt = , yücelik ve yükseklik ifade eden mevcudata Ar denmi tir. Ar ullah eklinde Hakk'a nisbet edilerek söylenir. 'u halde Ar ullah, Cenab-Hakk' n kudret ve halk (yaratma) isimlerinin tecellî etti=i ilk mahluk demektir.75

Bu üç rivayet, yarat l n ba lang c ile alâkal aç klamalar ihtiva etmektedir. Bu rivâyetlerde âlemin yarat l n n ba lang c hakk nda baz özet bilgiler mevcuttur. Anla lan temel fikirler unlard r:

-Hiçbir mahluk yok iken Allah mevcut idi.

72 Çakan, smail Lütfi, Hadis Usûlü, 101-102. 73 bn Hibbân, a.g.e, VIII/4, No.6108. 74 bnü’l-Esîr, a.g.e, III, 304.

(30)

- Önce suyu ve su üzerinde Ar ' yaratt . - Sonra gökleri ve arz yaratt .

- Cereyan edecek yarat l fiillerini kader kitab nda önceden yazd . Vukûat bu yaz ya göre cereyan etmektedir, hâdiselerin hiçbirinde tesadüf yoktur.

- Resûlullah (s.a) insanlar n merâk ve sormas üzerine mebde ve meâdla ilgili aç klamalar yapm t r.76

5-Allah Teâlâ’n n ilk önce kalemi yaratmas ilgili rivâyet

Z Y" Z1> Y" * @ 8 z 6 6 &' R {| &' }Pm 0 R a &'

~• Z/ / *a_ € 6 Q 8 , - 2& • ] 6 X > . : . :

N- G Q " " *1a= l

. /- *1 ( 2 1 3 41 3 . ]ag Q> 6 N- G SFE!" ( QTE‚ 6

"

.(" 8

3 W1!

Z R6 [ /= l 94 ?% - / KD% . : s KD%" H ( h . /0 KD% 26 . /0 *1/6 7 a=

"

,

. /- *1 ( 2 1 3 41 3 . ]ag „8

"

, j 10 P@ #M 41 V

77

Ca’fer b. Musâfir el-Hüzelî Yahyâ b. Hassan’dan, o Velîd b. Rabâh’dan , o brahim Ebî Ubele’den, o Ebî Hafsa’dan Ubâde b. Sâmit’in oEluna ölümü sBrasBnda Cöyle dediEini rivâyet etmiClerdir: "OEulcuEum, baCBna gelecek olan Ceyin asla atlatBlamayacaEBnB, kaçBrdBklarBnB da yakalayamayacaEBnB bilmedikçe sen, imanBn hakikatBnBn tadBnB asla bulamazsBn. Zira ben, Resulullah (sav)'Bn Cöyle söylediEini iCittim: Allah'Bn ilk yarattBEB Cey kalemdir. Kalemi yarattB ve: "KByamete kadar olacak Ceylerin miktarlarBnB yaz!" dedi." OEulcuEum, Rasulullah (sav)'dan Cunu da iCittim: "Kim bu inanç dBCBnda olarak ölürse benden deEildir."

De=i ik metinler olmakla birlikte, Allah Teâlâ’n n ilk yaratt = eyin kalem oldu=unu anlatan ba ka rivâyetler de mevcuttur.78

76 Canan, a.g.e , 6/361

77 Ebu Davud, Sünnet 17,; Tirmizi, Kader 17.

(31)

Önceki rivayetlerde ba lang çta Allah Teâlâ ile birlikte hiçbir eyin bulunmad = , ar n ve suyun varl = ndan, daha sonra göklerin yerin yarat lmas ndan bahsedilmektedir. Kalem’den burada hiç bahsedilmemektedir. Önceki rivâyetlere göre ilk yarat lan ar , su, yer ve göklerdir.

Ama bu hadiste ilk yarat lan eyin kalem oldu=u dile getirilmi tir. Bu ilk bak ta bir ihtilâf gibi görünse de bize göre canl lara göre ilk yarat lan ey kalemdir. Çünkü slam literatüründe kalem ile “kader” e anlaml olarak kullan lagelmi tir. Kaderin de cans z varl klar için de=il, canl lar için bir anlam ifâde etti=i dü ünülürse bu ikilem ortadan kalkmaktad r. Zaten rivayetin ba k sm nda Ubâde b. Sâmit’in o=lunun ölümü s ras nda Rasulullah (s.a)’tan duydu=u bu sözü nakletmesi ve ölümün insan n kaderinin bir parças olmas da bu görü ü desteklemektedir.

(32)

II-DÜNYA VE EVREN N YARATILI I

Bu bölümde Allah Teâlâ’n n alt gün boyunca hangi günün neyi yaratt = , evrendeki çe itli varl klar n ve göklerin yap s ve mahlukat n karanl kta yarat lmas ile ilgili rivâyetlere yer verilecektir.

1-Allah Teâlâ’nBn altB gün boyunca hangi gün neyi yarattBEB

? g8 „ !" †- . : . : ‡ B &' • : 3 > ( @( j - †- ,'

Z "

3 41 3 . P!" . : X - @ Y" Z 1 [" 7 0 3 > 6 ! h -"

B)6 W1!( O [ - . >d ; 0 W1!( ]>R6 [ - Z D6 ? ( \ 3 W1! . /0 u *1 ( 2 1

h ( 6 ; 0 ˆ ( 9 a O [ &6 W1!( 9 'b$6 [ A( NL W1!( &'• [

[ ‰ W1!( j k [

78 a6 0 Za d V Z !‰ J W1k !‰ J Za d [ - a6 a [bR6 2 1

? 16

79

Süreyc b. Yûnus ve Hârun b. Abdullah Haccâc b. Muhammed’in Cöyle dediEini haber vermiClerdir: bn Cureyc smâil b. Umeyye’den o da Eyyûb b. Hâlid’den, o da Abdullah b. Râfi’ (Ümmü Seleme’nin kölesi)’den Ebu Hüreyre (radByallâhu anh)’Bn Cöyle dediEini rivâyet etmiClerdir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün elimden tuttu ve Cu açBklamayB yaptB: "Allah topraEB cumartesi günü yarattB. Ondaki daElarB pazar günü yarattB; aEaçlarB pazartesi günü yarattB. Sevimsiz Ceyleri salB günü yarattB. Nuru çarCamba günü yarattB ve arz üzerinde

(33)

hayvanlarB perCembe günü yarattB. Hz.Adem (aleyhisselam)'i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasBndaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattB."

Bu rivâyet çerçevesinde alimler aras nda tart malar ya anm t r.80 bn Kayy m (751/1350) konuya u ekilde de=inmi tir:

Rivâyetteki yarat l n süresi ve rivâyetin merfûan rivâyet edilmesi tart lan konulard r. Halbuki bu söz ancak Ka’bu’l-Ahbâr’ n bir sözüdür. Buhârî (256/870) “Tarih”inde öyle söylemektedir: “Allah Teâlâ yeri, =ö=ü ve ikisi aras ndakileri alt günde yaratt = n haber vermekte. Fakat bu rivâyet yarat l n yedi günde tamamlanm olmas n gerektirmektedir.81

Rivayette Yahudiler’in yarat l n Pazar günü ba lad = ve Allah’ n cumartesi günü yarat l tamamlayarak istirahata çekildi=i ve bu yüzden onlar n da o gün, istirahat etmesi gerekti=i dü üncesi reddedilmi tir.82

Dikkat edilirse, e yan n yarat l nda mant kî bir tedricin oldu=u görülmektedir. S rayla toprak, da=lar, bitkiler, hayvanlar ve en sonda insan yarat lm t r. Burada as l hedefin, yani kâinat yaratmaktan maksad n insan oldu=u görülmektedir. Zîra, bir meyve a=ac meyvesi için dikilir. Meyve ise, a=ac n en son mahsulüdür. Çekirdek, filiz, fidan a=aç, yaprak, çiçek safhalar ndan geçtikten sonra meyveye ula l r.Âyet-i kerimedeki arz n insanlar için bir be ik k l nmas te bihini83 bu hadisin aç klad = n söyleyebiliriz. Zîra, be ik önceden bebek için, onun büyümesine uygun ekilde haz rlan r. Buradaki tedricin f trîli=ini belirtmek için u da söylenebilir. Da=lar n yarat lmas a=aç ve bitkilere zemin haz rlam t r. Bitkiler hayvanlar n yarat lmas na, bitki ve hayvanlar n varl = insanlar n gelmesine zemin haz rlam t r. nsan hayat bunlar n varl = na vâbestedir. Baz âlimler, Allah' n her eyi bir anda yaratabilecek güçte olmas na ra=men tedricî ekilde yaratm olmas , mahlukat na r fk ve tesebbüt yani teennili ve sa=lam ad m atma dersini vermek içindir" diye yorumlam lard r. 84

80 Hindî, a.g.e, VI, 197.

81 bn Kayy m el-Cevziyye, el-Menâru’l-Munîf, trc. Muzaffer Can, 84. 82 Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, III, 447

83 Tâhâ 53

(34)

2-DaElarBn, ateCin, demirin, suyun, rüzgarBn yaratBlmasB

j " 1 Y" 1 K [ a6 &' ( @ -\- &' ) &'

Q6

:

3 41 5&6

; 1 Š a0 . >d W1‚0 + ]1a U O 3 W1! L . : *1 ( 2 1

*a . : s . >d " 9 Q/1! ?@ h - 6 : . >d X ZN‹bL ]>Ba0 V /D 0

" 9 Q/1! ?;0 h - 6 /0 &6 *a . : s - Œ " Q/1! ?;0 h - 6 : - Œ

6

?;0 h - 6 : •- 6 *a . : s 9 L " 9 Q/1! ?;0 h - 6 : 9 L *a . : s &

Z: i = [ ‰ *a . : s •- 6 " Q/1!

26 Ž ; t 2&

85

Muhammed b. BeCCâr Yezîd b. Hârun’dan, o Avvâm b. HavCeb’den, o Süleyman b. Ebî Süleyman’dan Enes b. Mâlik’den Resulullah (s.a)’Bn Cöyle dediEini rivâyet etmiClerdir: "Allah arzB yarattBEB zaman, arz sallanmaya (tBpkB bir hurma aEacB gibi saEa sola) yalpalar yapmaya baCladB, bunun üzerine daElarla onu sabitleCtirdi ve böylece arz istikrarBnB buldu. Melekler daElarBn Ciddetine hayrette kaldBlar. "Ey Rabbimiz!" dediler, "daElardan daha Ciddetli bir mahluk yarattBn mB?" "Evet," buyurdu. "Demiri yarattBm." "Demirden daha Ciddetli bir Cey yarattBn mB?" dediler. Hak Teala: Evet" dedi. "AteCi yarattBm" "AteCten daha aEBr bir Cey yarattBn mB?" diye yine sordular. Hak Teala: "Evet," dedi, "suyu yarattBm!" "Sudan daha Ciddetli bir Cey yarattBn mB?" dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi: "Evet, rüzgarB yarattBm." "Rüzgardan daha Ciddetli birCey yarattBn mB?" diye yine sordular. Hak Teala: "Evet insanoElunu yarattBm" dedi ve devam etti: "EEer o, saE eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha Ciddetlidir)."

(35)

Tirmizî (279/892) bu hadis için “hasen-=arib” ifadesini kullanm , hadisin merfû olarak rivâyetini bilmedi=ini belirtmi tir.86

Gariblik hem sened hem de metinde olur da bir tek senedle rivâyet edilmi olursa ve manas n takviye eden ba ka deliller bulunursa bu hadisi “hasen li zâtihî” kabul etti=ini göstermek üzere Tirmizî (279/892)“hasen-Marîb” demi olmaktad r.87

Çünkü Garîb Hadis, bazen sahih bazen hasen bazen de zay f olabilir. Zira, sadece râvisinin teferrüdünden dolay “garîb” ad n alm t r.88

Allah Teâlâ arz yaratt = zaman arz iddetli bir ekilde sallanm bunun üzerine melekler Allah’a (c.c) insan n yeryüzünden nas l faydalanaca= n , yani yeryüzünde nas l ikâmet edece=ini sormu lard r ve Allah (c.c) da=lar yaratm ve arz sabitlemi tir.89

Rivâyetin devam na dikkat edildi=inde öyle bir tedrîcîlik göze çarpmaktad r; Allah (c.c) da=lar yaratt ktan sonra meleklerin da=lardan daha sert, daha güçlüsünü yaratt n m ? sorusuna demir diye cevap vermi tir. Yani demir sa=laml k ve etki aç s ndan daha kuvvetlidir. Zaten demir günümüzde binalar n yap m nda en çok kullan lan ve binalar ayakta tutan temel yap malzemesidir. Demirden daha güçlüsü ise ate tir. Çünkü yüksek ate demiri eritmektedir. Is sayesinde demire istenilen ekil verilebilmektedir. Ate üzerinde ise su tesîr sahibidir. Su ate i söndürür. Rüzgârsa suyu istedi=i gibi hareket ettirebilir. Suyu hareket ettirip dalgalar meydana getiren, bulutlar sürükleyip ya=muru yani suyu gökyüzünde ta yan rüzgârd r.

Özet olarak dünyada yarat lan her ey bir sebep için, birbiriyle ili kili olarak yarat lm t r.

Hadisin son k sm nda mecâzî bir anlat mla te vîk maksad yla Hz. Peygamber insan n gizli olarak verdi=i sadakan n bütün bu yarat lanlardan daha etkili oldu=unu anlatm t r.

3-Göklerin yap s

Rabi’ b. Enes’ten gelen bir rivâyette Cöyle denilmektedir. “GöEün ilki olan en yakBn gök, dBCarB taCmayan iç dalgalanmadan ibarettir. kinci gök kaya, üçüncüsü demir. dördüncüsü bakBr, beCincisi gümüC, altBncBsB altBn ve yedincisi ise

86 Tirmizi, Sünen, V,454. 87 Itr, Nûreddin, Menhec, 272. 88 Çakan, a.g.e, 131.

(36)

yakuttandBr.90 Taberani bn Abbas’tan öyle bir rivayette bulunmu tur. “Allah

gökleri yaratmadan önce ilk iC olarak iki gün içerisinde yeri yarattB. Sonra, EöEe yönelip diEer iki gün içinde onlarB yedi gök olarak yaratBp düzenledi. Daha sonra da O, yere gelip orayB döCedi. O’nun arzB yayBp döCemesi demek; geriye kalan iki günde orada su ve meralar çBkarmasB, nehirler, yollar açmasB, daElarB,

kumluklarB ve ikisi arasBnda yer alan Ceyleri yaratmasB demektir. 91

ki rivâyet de gökleri yedi olarak nitelemektedir. Kur’an- Kerim de yedi gö=e i aret etmektedir;

“Yedi göEü ve onlar gibi yeri yaratan da Allah’tBr. Gücünün her Ceye yettiEini ve bilgisinin her Ceyi kuCattBEBnB bilmeniz için O’nun emri bütün

bunlarBn arasBnda durmadan iner durur.” 92

Gökler aras ndaki mesafeler konusunda ise u rivayet bulunmaktad r;

*NŒ &' . : †- &' Y" ,' 3 > &'

X - @ Y" RΠX D: Q1L >

. :

:

( 2 1 3 41 3 . & • &

Z • V H8 *1

3 &1: . : AP@ ( =" . /0

AP@ ( =" 2 - •( A > A N)- • 78 3 2: R- U O - ( ( &a6 . : *1 " 26 (

26 ( 3 &1: *N: 0

3 &1: ;& ( *N& *% ( =" ‘ ’/ ( “ N ‡ : 6 . : *1 "

I !" 9 g . : *1 " 26 ( 3 &1: ;: 0 ”6 ( =" . : [ Z‹ R• X#R . : *1 " 26 (

. : e V ( g > l [ Z‹ R• X#R . : *1 " 26 ( 3 &1: ;& ( *N& *% ( ="

&1: Za R6 9 R6 ( *N& *% ( =" . : – a6 . : *1 " 26 ( 3 &1: Q6H i 0 ( ="

U " . : *1 " 26 ( 3 &1: *NDr P@ ( =" . : e [ Z‹ R• X#R . : *1 " 26 ( 3

& *% ( =" I !" U " . : *1 " 26 ( 3 &1: ;Dr ( ="

. : *1 " 26 ( 3 &1: ;& ( ;

90 bn Hacer, el-Metâlib el-Âliyye, III/265; el-Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, II/132 91 Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, X/301-302.

(37)

Za R6 41 R6 U O 78 ?>— *% " *D 6 6 3 ˜"( . : e

" > l [ Z‹ R• X#R

" : e ™>m

}

* 1 9 ?N @( _ >6 ( @ n6 ( !› ( .(O @

93

}

“Peygamber arkadaClarB ile oturduEu bir sBrada bir bulut geldi. Rasulullah

göEe iCaret ederek üstünüzdeki nedir, biliyor musunuz? Dedi. Onlar; Allah ve Rasulü bizden daha iyi bilir, dediler. Peygamber dedi ki; O, korunmuC bir tavan ve taCmaktan alBkonulup tutulan bir dalga olan dünya göEüdür. Sonra onlara, Sizinle gök arasBndaki mesafenin ne kadar olduEunu biliyor musunuz? Diye sordu. Onlar; Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. O da buyurdu ki, Sizinle onun arasBnda beCyüz yBllBk mesafe vardBr. Sonra Peygamber; O göEün ötesinde ne vardBr biliyor musunuz? Dedi. ArkadaClarB gene; Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. Dedi ki, Onun ötesinde aralarB 500 yBl olan iki gök daha vardBr. Bu Cekilde Peygamber, yerle gök arasBnda olduEu gibi her iki gök arasBnda aynB mesafeler bulunduEunu, söyleyerek yedi gök saydB. Sonra Hz. Peygamber; Yedinci EöEün ötesinde ne olduEunu, biliyor musunuz, diye sordu. Onlar aynB Cekilde; Allah ve Rasûlü bilir, dediler. Bunun üzerine Hz. Peyganber, Onun da

üstünde iki gök arasB mesâfe uzaklBEBnca bir mesâfede olan ArC vardBr, dedi. ”94

Hz. Peygamber rivâyetin devam nda ayn mesafe ifadesini kullanarak yedi arzdan da bahsetmektedir.

Hadiste geçen mesafe ve zamanlar n, dünyam z n zaman ölçümüne göre olmayaca= aç kt r. Hadiste zaman ve mesafeler daima e it olarak verilmi tir. E=er bu gerçek say de=eri yerine, aradaki mesâfelerin çok büyük olduklar n anlatmak için kinâye olarak söylenmi se o takdirde hem gökler ve hem de yerler aras farkl mesâfeler dü ünülebilir. Nitekim Hz. Peygamber bir ba ka sözlerinde mesafeleri farkl ve ihtimalli olarak vermi tir.95 Burada dikkati çeken di=er bir ey de gökler ile yerlerin ayr ayr ele al nmas fakat mesâfelerin e it uzakl kta verilmesidir. Bundan her gökte bir arz n bulundu=u sonucu ç kmaktad r.96

93 Tirmizî Tefsir 57; Ahmed b. Hanbel, a.g.e, II/370 94 Tirmizî, Tefsir, 57; Ahmed b. Hanbel, a.g.e, II/370. 95 bn Mâce, Mukaddime, 13.

(38)

Sonuç olarak denilebilir ki Kur’an- Kerim’den ve Hz. Peygamber’in sözlerinden, çok say da gök ve arz bulundu=u anla lmaktad r. Fakat gökler ve arzlar n mahiyeti hakk nda, içerisinde canl mahluklar bulunup bulunmad = na dâir bir bilgi mevcût de=ildir.

Di=er bir rivayette Peygamber (s.a) “Ar n gökler üstünde bir kubbe gibi oldu=unu ve göklerin bu kubbe alt nda bir yük devesi semerinin ona binen yük alt nda g c rdad = gibi ses ç kard = n ” söylemektedir.97

4-Allah TealanBn mahlukatB karanlBkta yaratmasB

x&œ'• x œZœ0x x ž Ÿ ž xRx• 6 x&œ'• x

¡ ¢ œ1Ÿ-• 6 £ Ÿ ¢2¤16 ¢ Ÿ>x Ÿ x ¡ £ x>Ÿ•R6 (¥ Ÿ x £œ" £ Ÿ 4xŸ•x- Ÿ x ¥– •x ž Ÿ ¦? ¢ax Ÿ £8

x( •\x x2¤16 ¤ £8 ¦. ¦/x- x*¤1x x( ¢2Ÿœ1x ž2¤16 4¤1x ¢2¤16 œ. ž x ž]Ÿa¢ x ¦. ¦/x- (¥ Ÿ x x Ÿ ¢2¤16 x Ÿ>x ž]Ÿa¢ x . œ:

xWœ1x! ¤?x

¦. ¦:œ" xQ¢6œP¢1œ0 ¤?x žAœFœEŸ!œ" Ÿ xx( Ix xDŸ@ £ §&6 xQ¢6œH Ÿ ¢ ž2x x œ" Ÿ x œ0 ¢A£ ž Ÿ ¢ Ÿ*£;Ÿœ1x 4œ/ 6œFœ0 ¨Zx 1¦© ¢0 ž2œ/ 1x!

¢2¤16 £* 1¢ 4œ1x ž*œ1œ/ 6 •’x

98

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah (cin ve ins dahil) mahlukatBnB bir karanlBk içinde yarattB. Sonra üzerlerine kendi nurundan serpti. Bu nur, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapBttBlar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teala'nBn ilmi hususunda kurumuCtur."

Hadisi Ahmed b. Hanbel (241/855) de Müsned de zikretmi . 'uayb Arnavut hadisin isnad ndaki Abdullah b. Deylemî haricindehi ravilerin sika oldu=unu belirtmi .99 Buna kar n bn Hacer (285/1448) Abdullah b. Deylemî’nin sika bir râvî oldu=unu belirtmi tir.100

97 Ebu Dâvûd, Sünnet 18.

98 Tirmizî, man 18, bn Hibbân, XIV, 43. 99 Ahmed b. Hanbel, a.g.e, II, 276. 100 bn Hacer, Takrîbu’t-Tehzîb, I, 302.

Referanslar

Benzer Belgeler

gezegen so¤uk bir cüce y›ld›z›n çev- resinde döndü¤ü için so¤uk bir geze- gendir bu yüzden burada so¤u¤a da- yan›kl› canl›lar yaflar.. Nefes al›p vermele-

Akvaristler için haz›rla- nan bal›k ve sucul bitki atlaslar›, bal›k türlerinin yaflad›klar› biyotop alanlar en detayl› bilimsel nitelikli kitaplardan daha fazla

Akut hepatit ve fulminan hepatitte, infekte hepa- tositlerin MHC-1 arac›l›kl› CD8+ sitotoksik T-len- fositleri taraf›ndan direkt olarak ortadan kald›r›l- mas›, viral

Başka bir deyişle evlerde temizlik amacı ile kullanılan ve içme suyu kalitesinde olması gerekmeyen sulara örneğin tuvalet rezervuarları, çamaşır yıkama, bahçe sulama, ve

Türkiye'nin madenlerine yönelik uygulanan ve uygulamaya yönelik projelere karşı halkın bilinçlendirilmesi, bilincin eyleme dönüştürülmesi temel çalışma alanı

ME olan ve olmayan gruplar› karfl›laflt›rd›¤›m›zda, cinsiyetin, yafl›n, hastal›k sürelerinin, sigara ve alkol kullan›m›n›n, korunma yöntemlerinin ve birden

Bizim çal›flmam›zda da mitral kapak prolapsusu olan ve olmayan mitral dar- l›kl› hastalarda yafl, cinsiyet, ritm, kapak darl›¤›n›n derecesi, mitral ve aort

Yal›tkan maddelerin içine ya da üzerine çok yük- sek h›za sahip elektronlar›n gönderilmesiyle ortaya ç›kan Lichtenberg flekillerinin her biri, t›pk› kar taneleri