• Sonuç bulunamadı

Seçim kampanyaları ve seçmen davranışları ilişkisi: Çemişgezek örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Seçim kampanyaları ve seçmen davranışları ilişkisi: Çemişgezek örneği"

Copied!
181
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI HALKLA İLİŞKİLER BİLİM DALI

SEÇİM KAMPANYALARI VE SEÇMEN

DAVRANIŞLARI İLİŞKİSİ: ÇEMİŞGEZEK ÖRNEĞİ

MUHAMMED DEMİR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

(2)
(3)
(4)
(5)

iii ÖNSÖZ

Araştırmam süresince görüş ve düşünceleriyle bana yol gösteren ve her türlü desteği sağlayarak yardım eden değerli hocam ve danışmanım Prof. Dr. Abdullah KOÇAK beyefendiye yaptığı her şey için çok teşekkür ediyorum.

Proje çalışmam boyunca kendilerinden gördüğüm irili ufaklı pek çok yardımın yanı sıra geliştirdikleri ufuk açıcı düşünce ve önerileriyle araştırmamı devam ettirmem için gerekli olan motivasyonumu korumamda önemli bir pay sahibi olan sevgili arkadaşlarıma, şükranlarımı sunarım

Ve özellikle; hayatımda aldığım kararları her zaman destekleyerek yanımda olan, maddi ve manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(6)

iv T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, Çemişgezek ilçesindeki seçmenlerin davranışları ile seçim kampanyaları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu doğrultuda seçmenlerin seçim kampanyalarına ilişkin davranışları cinsiyet, medeni durum, yaş, gelir durumu, eğitim durumu ve ideolojik tercihleri analiz edilmiştir. Araştırmanın katılımcılarını Tunceli ilinin Çemişgezek ilçesinde bulunan yaş aralığı 18-65+ olan 420 seçmen (211 Kadın, 214 Erkek) oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilmiş Seçmen Tercihi Ölçeği (STÖ) kullanılmıştır. Bu sebeple araştırmacı çalışma sürecini yürütürken öncelikle taslak STÖ oluşturmuş, uzman görüşü alınmış, 216 kişiye pilot uygulama yapıldıktan sonra madde ve faktör analizi yapılarak ölçek geliştirilmiştir.

Bu çalışma üç ana bölüm ve sonuç kısmından oluşmaktadır. Birinci bölümde iletişim ve siyasal iletişim başlıkları kapsamlı bir şekilde ele alınmış olup ikinci bölümde seçmen davranışları ve seçim kampanyaları konuları üzerinde durulmuştur. Araştırmanın üçüncü bölümünde çalışmanın asıl uygulamalarına geçilmiş, oluşturulan geçerli ve güvenilir STÖ 420 seçmene uygulanmıştır. Veriler analiz edilirken ilişkisel tarama yöntemi tercih dilmiş, betimleyici istatistikler, frekans, yüzde bağımsız örneklem t-testi, ANOVA ve TUKEY testi yapılmıştır. Sonuç ve değerlendirme kısmında ise alan araştırmasından elde edilen veriler doğrultusunda değerlendirme yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: İletişim, siyaset, siyasal iletişim, siyasal iletişim yöntemleri, seçmen davranışları, seçim kampanyaları.

Öğrenci

ni

n

Adı Soyadı Muhammed DEMİR

Numarası 124221001005

Ana Bilim / Bilim Dalı Halkla İlişkiler ve Tanıtım / Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

(7)

v T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrenci ni n

Adı Soyadı Muhammed DEMİR

Numarası 124221001005

Ana Bilim / Bilim Dalı Halkla İlişkiler ve Tanıtım / Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Abdullah KOÇAK

Tezin İngilizce Adı Çemişgezek Example The Relationship Between Election Campaigns and Voter Behavior:

SUMMARY

The aim of this study is to investigate the relationship between the voter behavior of the district of Çemişgezek and the election campaigns. In this respect, the behaviors of the voters regarding the election campaigns were analyzed in terms of gender, marital status, age, income status, educational status and ideological preferences. The participants of the study were 420 voters (211 Female, 214 Male) with an age range of 18-65 + in the town of Tunceli. Voter Preference Scale (CSO) developed by the researcher was used as a data collection tool. For this reason, when the researcher was carrying out the study process, the draft CSOs were prepared, expert opinion was taken and after the pilot application to 216 people, the scale and item-factor analysis were performed.

This study consists of three main sections and conclusion. In the first chapter, the topics of communication and political communication have been handled in a comprehensive manner and the second part focuses on counter-behavior and election campaigns. In the third chapter of the study, the main applications of the study were applied and valid and reliable CSOs were applied to 420 voters. While analyzing the data, relational scanning method was preferred, descriptive statistics, frequency, percentage independent sample t-test, ANOVA and TUKEYtest were performed. In the conclusion and evaluation section, an evaluation was made according to the data obtained from the field survey.

Key Words: Communication, politics, political communication, political communication methods, voter behavior, election campaigns.

(8)

vi KISALTMALAR LİSTESİ

STÖ: Seçmen Tercihi Ölçeği Vb. : ve benzerleri

(9)

vii ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 Siyasal İletişim Unsurları ... 25 Şekil 2 Siyaset Pazarlaması Karmasının İşleyiş Süreci ... 28 Şekil-3 Ölçeğin Yamaç-Birikinti Grafiği ... 76

(10)

viii TABLOLAR LİSTESİ

Tablo-1 Taslak Ölçek Maddelerinin MÖKD’leri ... 75

Tablo-2 Ölçeğin AFA Sonuçları ... 77

Tablo-3 DFA Değerleri ve Uyum İndekslerine İlişkin Kabul Edilebilir ve Mükemmel Uyum Değerleri ... 80

Tablo-4 Katılımcıların Cinsiyet Dağılımı ... 83

Tablo-5 Katılımcıların Medeni Durum Dağılımı ... 83

Tablo-6 Katılımcıların Eğitim Durumu Dağılımı ... 83

Tablo-7 Katılımcıların Gelir Durumu Dağılımı ... 84

Tablo-8 Katılımcıların Yaş Dağılımı ... 84

Tablo-9 Katılımcıların İdeolojik Görüş Dağılımı ... 85

Tablo-10 Katılımcıların Parti Belirleme Zamanı Dağılımı ... 86

Tablo-11Katılımcıların Siyasal Kampanyaları Takip Etikleri İletişim Aracı Dağılımı ... 87

Tablo-12 Cinsiyet Değişkenine İlişkin Bağımsız Örneklem T-Testi Sonuçları ... 88

Tablo-13 Medeni Duruma İlişkin Bağımsız Örneklem T-Testi Sonuçları ... 91

Tablo-14 Sosyolojik Modele İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 94

Tablo-15 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 95

Tablo-16 Ekonomi Politik Modele İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 96

Tablo-17 Stratejik Oy Verme Modeline İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 97

Tablo-18 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 97

(11)

ix Tablo-19 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin Eğitim Durumuna Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 99 Tablo-20 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Eğitim Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 100 Tablo-21 Sosyolojik Modele İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi

Sonuçları ... 101 Tablo-22 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 102 Tablo-23 Ekonomi Politik Modele İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova ve Tukey

Testi Sonuçları ... 103 Tablo-24 Stratejik Oy Verme Modeline İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 104 Tablo-25 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin Gelir

Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 105 Tablo-26 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova

ve Tukey Testi Sonuçları ... 106 Tablo-27 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Gelir Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 107 Tablo-28 Sosyolojik Modele İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi

Sonuçları ... 108 Tablo-29 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 108 Tablo-30 Ekonomi Politik Modele İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova ve Tukey

Testi Sonuçları ... 109 Tablo-31 Stratejik Modeline İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi

Sonuçları ... 110 Tablo-32 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin Yaş

(12)

x Tablo-33 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova

ve Tukey Testi Sonuçları ... 111 Tablo-34 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Yaş Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 113 Tablo-35 Sosyolojik Modele İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 114 Tablo-36 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 115 Tablo-37 Ekonomi Politik Modele İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 117 Tablo-38 Stratejik Oy Verme Modeline İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 117 Tablo-39 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin İdeolojik

Görüş Durumuna Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 118 Tablo-40 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna

Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 119 Tablo-41 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin İdeolojik Görüş Durumuna Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 121 Tablo-42 Sosyolojik Modele İlişkin Parti Belirleme Zamanına Göre Anova ve Tukey

Testi Sonuçları ... 122 Tablo-43 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin Parti Belirleme Zamanına Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 122 Tablo-44 Ekonomi Politik Modele İlişkin Parti Belirleme Zamanına Göre Anova ve

Tukey Testi Sonuçları ... 124 Tablo-45 Stratejik Oy Verme Modeline İlişkin Parti Belirleme Zamanına Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 125 Tablo-46 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin Parti

(13)

xi Tablo-47 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin Parti Belirleme Zamanına

Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 129 Tablo-48 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Parti Belirleme Zamanına Göre

Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 130 Tablo-49 Sosyolojik Modele İlişkin Seçmenlerin Siyasal Kampanyaları Takip

Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları . 132 Tablo-50 Partiyle Özdeşleşme Modeline İlişkin Seçmenlerin Siyasal Kampanyaları

Takip Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi

Sonuçları ... 132 Tablo-51 Ekonomi Politik Modele İlişkin Seçmenlerin Siyasal Kampanyaları Takip

Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları . 133 Tablo-52 Stratejik Oy Verme Modeline İlişkin Seçmenlerin Siyasal Kampanyaları

Takip Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi

Sonuçları ... 134 Tablo-53 Siyasal Propaganda ve Siyasal Reklam Faaliyetlerine İlişkin Seçmenlerin

Siyasal Kampanyaları Takip Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 135 Tablo-54 Siyasal Halkla İlişkiler Faaliyetlerine İlişkin Seçmenlerin Siyasal

Kampanyaları Takip Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi Sonuçları ... 136 Tablo-55 Siyasal Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin Seçmenlerin Siyasal Kampanyaları

Takip Ettikleri İletişim Araçlarına Göre Anova ve Tukey Testi

(14)

xii İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... İİİ ÖZET ... HATA! YER İŞARETİ TANIMLANMAMIŞ.V ABSTRACT ... V KISALTMALAR LİSTESİ ...Vİİ ŞEKİLLER LİSTESİ ... Vİİİİ TABLOLAR LİSTESİ ... Vİİİİİ İÇİNDEKİLER ... Xİİİİ GİRİŞ ...1 BİRİNCİ BÖLÜM ...3

İLETİŞİM VE SİYASAL İLETİŞİM ...3

1.1. İletişim Kavramının Tanımı ve Kapsamı ... 3

1.2. İletişim Çeşitleri ... 5

1.2.1. Kullanılan Kodlara Göre İletişim ... 5

1.2.1.1. Sözlü İletişim ... 5

1.2.1.2. Yazılı İletişim ... 5

1.2.1.3. Sözsüz İletişim ... 6

1.2.2. Kullanılan Kanal ve Araçlara Göre İletişim ... 6

1.2.2.1. Görsel İletişim... 7 1.2.2.2. İşitsel İletişim ... 7 1.2.2.3. Bilişsel İletişim ... 7 1.2.2.4. Kitle İletişimi ... 7 1.3. Siyasal İletişim ... 9 1.3.1. Siyaset Kavramı ... 9 1.3.2. Siyaset ve İletişim ... 10

1.3.3. Siyasal İletişim Kavramının Tanımı ve Kapsamı ... 11

1.4. Siyasal İletişimin Tarihsel Gelişimi ... 13

(15)

xiii

1.4.2. Türkiye’de Siyasal İletişimin Gelişimi ve Uygulama Örnekleri .... 14

1.5. Siyasal İletişimin Yöntem ve Teknikleri ... 16

1.5.1. Yüz Yüze İletişim Yöntemi ... 16

1.5.2. Araçlı (Kitle) İletişim ... 17

1.6. Siyasal İletişimin Bileşenleri ... 18

1.6.1. Siyasal Propaganda ... 18

1.6.2. Siyasal Reklam ... 20

1.6.3. Siyasal Halkla İlişkiler ... 23

1.6.4. Siyasal Pazarlama ... 26

İKİNCİ BÖLÜM ...31

SEÇMEN DAVRANIŞLARI VE SEÇİM KAMPANYALARI ...31

2.1. Seçmen Kavramı ve Seçmen Tipleri ... 31

2.2. Seçmen Davranışları ... 35

2.2.1. Seçmenlerin Oy Verme Davranışına Yönelik Kuramsal Yaklaşımlar ... 35

2.2.1.1. Sosyolojik Model ... 36

2.2.1.2. Psikolojik Yaklaşım veya Partiyle Özdeşleşme Modeli ... 37

2.2.1.3. Rasyonel Tercih Modeli ... 39

2.2.1.4. Ekonomi Politik Model ... 40

2.2.1.5. Stratejik Oy Verme Modeli ... 41

2.2.2. Oy Verme Davranışına Yönelik Kuramların Genel Değerlendirmesi ... 42

2.3. Seçmen Davranışlarını Etkileyen Faktörler ... 42

2.3.1. Demografik Faktörler ... 43 2.3.1.1. Yaş ... 43 2.3.1.2. Cinsiyet ... 44 2.3.1.3. Eğitim Durumu ... 46 2.3.1.4. Gelir Durumu ... 47 2.3.1.5. Medeni Durum ... 47 2.3.1.6. Yerleşim Yeri ... 48 2.3.1.7. Din ... 49

(16)

xiv

2.3.2. Sosyal İlişkiler Faktörü ... 51

2.3.2.1. Siyasi Parti ... 51 2.3.2.2. Aile ... 53 2.3.2.3. Baskı Grupları ... 54 2.3.3. Diğer Faktörler ... 55 2.3.3.1. Lider ... 55 2.3.3.2. Aday ... 56 2.3.3.3. Medya ... 58 2.3.3.4. Kamuoyu Araştırmaları ... 59 2.4. Seçim Kampanyaları ... 60

2.4.1. Seçim Kampanyalarının Amacı ve Fonksiyonları ... 61

2.4.2. Seçim Kampanyalarında Kullanılan Araç ve Yöntemler ... 63

2.4.3. Seçim Kampanyalarının Seçmen Üzerindeki Etkisi ... 64

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ...67

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE BULGULAR ...67

3.1. Araştırmanın Metodolojisi ... 67

3.1.1. Araştırmanın Amacı ve Önemi ... 67

3.1.2. Araştırmanın Problemi ... 68

3.1.3. Araştırmanın Modeli ... 69

3.1.4. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 70

3.1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ... 70

3.1.6. Veri Toplama Araçları ... 70

3.1.6.1. Kişisel Bilgi Formu ... 70

3.1.6.2. Seçmen Tercih Ölçeği ... 71

3.1.6.2.1. Seçmen Tercih Ölçeği ... 71

3.1.6.2.2. Araştırma Modeli ... 72

3.1.6.2.3. Araştırma Grubu ... 72

3.1.6.2.4. İşlem Basamakları ... 73

3.1.6.2.5. Verilerin Analizi ... 74

(17)

xv

3.1.7. Verilerin Toplanması ... 80

3.1.8. Araştırmanın Hipotezleri ... 81

3.2. BULGULAR ... 82

3.2.1. Katılımcıların Sosyo-Demografik Özellikleri ... 82

3.2.2. Araştırmanın Hipotezlerine İlişkin Bulgular ... 88

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ...138 KAYNAKLAR ...147 EKLER ...158 1.1 EK-1 (2 Syf.) ... 158 1.2 EK-2 ... 160 ÖZGEÇMİŞ ...163

(18)

1 GİRİŞ

Bilindiği üzere sosyal bir varlık olan insan hayatını sürdürebilmesi ve diğer insanlarla etkileşim kurabilmesi için iletişime ihtiyaç duyar. Kökleri insanlık tarihine kadar uzanan iletişim bilimi, günümüzde hiç olmadığı kadar önemli bir hale gelmiştir. İçinde yaşadığımız dünyada, teknoloji ve iletişimdeki gelişmeler coğrafik sınırları ortadan kaldırmış ve dünyamızı adeta “küçük bir köye” dönüştürmüştür. İletişim çağı olarak nitelendirilen içinde bulunduğumuz çağda, insanlar hemen her alanda iletişime ihtiyaç duymakta ve baş döndürücü bir hızla ilerleyen yenilik ve değişimlere iletişim sayesinde ayak uydurabilmektedir.

İnsanlar arasındaki ilişkilerin sağlıklı olarak düzenlenebilmesi için yazılı hukuk kuralları, örf adet ve gelenekler gibi yazılı olmayan ama geçerliliği olan bir takım kurallara ihtiyaç vardır. Bu kuralların toplumdaki her bireye özgürlükleri kısıtlamadan ve adil bir şekilde uygulanabilmesi için ise bir güce ihtiyaç olacağı aşikârdır. İşte bu gücü toplum üzerinde tesis edecek olan yönetici bir varlığın mevcudiyeti kaçınılmaz olmaktadır. Her halükarda sağlıklı bir iletişimin olduğu bir toplumda yöneten ve yönetilen ilişkilerinin gelişmesi gerekmektedir. Toplumsal düzenin sağlanmasında elzem olan, yöneten yönetilen ilişkileriyle birlikte, siyaset olgusu şekillenmeye başlamış, yöneten kesimin yönetilen kesimle ilişkilerini düzenlemek için ise iletişim biliminden yararlanılmıştır.

Siyasal iletişim diye adlandırılan alan ise siyasetteki taraflar arasındaki ilişkileri düzenleyen bir iletişim bilimi dalıdır. Siyasi erklerin yapmış olduğu tüm siyasal çalışmaların muhataplarına aktarma sürecinde siyasal iletişimin önemi çok fazladır. Siyasal iletişimin diğer bir işlevi ise siyasetçilerin kendi düşünce ve fikirlerini toplum geneline yaymaktır. Bu amaçla, bir yandan toplumdaki kendi siyasi ideolojilerini paylaşan kesimler üzerinde devamlılığı sağlamaya yönelik çalışmalar yapılırken, diğer yandan da farklı siyasi ideolojilere sahip kişi ve kesimleri kendi siyasi hareketleri lehine dönüştürmeye çalışır.

Birinci bölümde iletişim ve siyasal iletişim kavramı ele alınmış, iletişim çeşitleri, siyaset, siyasal iletişim, siyasal iletişimin tarihsel gelişimi, siyasal iletişim yöntem ve teknikleri anlatılmıştır. İkinci bölümde seçmen davranışları ve seçim

(19)

2 kampanyaları konularına değinilmiş bu doğrultuda seçmen tipleri seçmenlerin oy verme davranışları ve seçmenlerin oy verme davranışlarını etkileyen faktörler açıklanmıştır. Üçüncü bölümde, seçmen davranışları ve seçim kampanyalarını kapsayan alan araştırmasına yer verilmiştir. Sonuç bölümde ise elde edilen bulgular başka çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.

(20)

3 BİRİNCİ BÖLÜM

İLETİŞİM VE SİYASAL İLETİŞİM 1.1. İletişim Kavramının Tanımı ve Kapsamı

Hayatımızın her alanında aktif bir şekilde kullandığımız ve tüm insanları ilgilendiren iletişim kavramının, birçok tanımı bulunmaktadır. Sosyal bilimlerdeki, diğer birçok kavram gibi iletişimde de üzerinde mutabık kalınan bir tanım bulunmamaktadır (Tengilimoğlu ve Öztürk, 2004: 55).

Günümüzde iletişim, en önemli kavramlardan biridir. Sokaktaki vatandaştan bilim adamlarına, hakla ilişkiler uzmanlarından siyasetçiye kadar herkes, bu kavramı belirli bir unsuru açıklamak ya da her hangi bir amaç için kullanabilmektedir (Fidan, 2009: 19).

Aslında, iletişim herkesin bildiği ancak hemen hemen hiç kimsenin doyurucu biçimde tanımlayamadığı bir etkinliktir. Yüzyüze konuşma, enformasyon yayma, televizyon,edebi eleştiri, saç biçimimiz bunların hepsi birer iletişim çabasıdır.Bu listeye sonsuz sayıda ekleme yapılabilir (Fiske, 2003: 15).

İletişimle alakalı kaynaklarda, iletişim kavramının tanımı araştırıldığında, bu kavramla alakalı bugüne kadar yüz yetmişin üzerinde tanımın yapıldığı görülecektir (Merten, 1977: 10). İletişimle alakalı bazı görüşler şunlardır:

“İletişim, kaynaktan alıcıya iletinin aktarıkması sürecidir” (Bıçakcı, 2004: 17). “İletişim bilginin, fikirlerin, duyguların, becerilerin vb’nin simgeler kullanılarak iletilmesidir” (Berelson & Steiner, 1964: 527).

İletişim kavramı Latince’deki “communucato” ve batı dillerindeki “cammunication” kavramınınadenk gelir. “Communicato” kavramının kökeni de, ortaklaşa ya da ortaklık kurma demek olan yine Latince “communis” kavramına dayanmaktadır. Bu bağlamda iletişim, genel anlamıyla insanlar arasında ilişki kurmayı ya da anlaşmayı ifade etmektedir (Gökçe, 2006: 8).

Gökçe’ye göre iletişim;anlaşma amacıyla bir şeyleri karşı tarafa aktarmaktır.Bu nedenle de iletişim, çoğu zaman duyguları,hisleri, düşünceleri,

(21)

4 bilgileri aktarıma ya da bunların alış-verişi olarak tanımlanır. Yalın haliyle düşünüldüğünde bu tanım da doğrudur. Çünkü iletişimin oluşabilmesi için öncellikle bir gönderim-alım işlemine ihtiyaç duyulur. Fakat her “gönderim-alım” işlemi, iletişim demek değildir. Öyle olsaydı, insanlar ile hayvanlar arasında bir fark olmazdı. İletişimi, bir şeylerin, yani iletilerin aktarımı olarak tanımlamak demek, iletişimin tek yönlü bir süreç olduğunu ve aynı zamanda etki-tepki ilkesine göre işlediğini iddia etmek anlamına gelir (Gökçe, 2006: 8). İletişim; bilgi, düşünce ve görüşlerin, kaynaktan hedefe doğru, sözlü, yazılı ve sössüz bir şekilde aktarılmasıdır (Tengilimoğlu & Öztürk, 2004: 55).

İletişime ilişkin yapılan tüm tanımlar, tanımı yapanların yaklaşımına göre farklılık gösterebilmektedir.Fakat, yapılan başlıca tanımlar içerisinden en azından iki düşünce çizgisini saptamak olanaklıdır. Bu çizgilerden ilki,iletişim sürecindeki iletim yönünü vurgulamaktadır. Bu yaklaşım; Gönderici-Kanal-Mesaj-Alıcı çizgisel modeliyle özdeşleşir. Bunun gibi modellerde bir fikir, duygu, veya tutumuniki taraf arasında nasıl aktarıldığı vurgulanır. Yaklaşımlardan ikincisinde ise karşılıklılık ve ortak algılama, paylaşma gibi unsurlara vurgu yapılmaktadır. İletişim tanımlamalarının tarihi incelendiğinde, iletimsel/mekanik şeklinde yapılan iletişim tanımlamalarından karşılıklılık/ortak algılamalar şeklinde yapılan iletişim tanıımlamalarına doğru gidildiği söylenebilir (Mutlu, 2004: 140).

Bir toplumun gelişmişlik durumu günümüzde, büyük bir ölçüde milletlerin iletişim becerileri üzerinden belirlenmektedir. Bu yüzden hem kişisel hem de toplumsal açıdan iletişim önemli bir yere sahiptir. Genel olarak, gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan, iletişimin şu işlevlerinden söz edilebilir; tartışma, bilgi sağlama, eğitim ve öğretim, sosyalizasyon, etkileme ve kontrol kültürel gelişme, motivasyon, uyum ve birleşme, eğlence ve ikna etme (Tutar & Yılmaz, 2005: 17-19).

Sonuç olarak, iletişim tanımlarını bir çok kişi farklı yorumlamıştır. Bu farklılıklar, sosyal bilimlerin diğer dallarında olduğu gibi iletişim dalında da doğal karşılanmaktadır. Yapılan bu farklı tanımlarda büyük ayrılıklar bulunmamaktadır. İletişim tanımları incelendiğinde, farklılıklardan ziyade tanımlardaki bir çok ortak nokta, genel kabul görmüş iletşim tanımlarının temel yapısını oluşturmaktadır.

(22)

5 1.2. İletişim Çeşitleri

Literatür taraması yapıldığında farklı kaynaklarda iletişim çeşitlerinin farklı ka-tegorize edildiği görülmüştür. Konunun daha iyi anlaşılması açısından iletişim çeşit-lerini kategorize edilerek anlatılması daha uygun olacaktır.

1.2.1. Kullanılan Kodlara Göre İletişim

Kullanılan kodlara göre iletişim sözlü, yazılı ve sözsüz iletişim olarak üç ayrı gruba ayrılmıştır.

1.2.1.1. Sözlü İletişim

Sözlü iletişim, karşılıklı konuşmaların hepsini kapsamaktadır. Örnek verilecek olursa, yüz yüze görüşmeler resmi veya gayri resmi toplantılar, sohbetler hitaplar vb. genellikle sözlü iletişim olarak ifade edilir (Gökçe, 2006: 45).

Dil, sözlü iletişimin temel öğesidir. Sözlü iletişim, konuşma dili olarak da adlan-dırılır ve iletişim türleri içerisinde en çok tercih edilen ve en hızlı iletişim çeşididir.

Bazı yazarlar sözlü iletişimin gerçekleşmesini kişilerin aynı ortamı paylaşıyor olmasına bağlamış olsa da günümüzde, sözlü iletişim tanımları yapılırken, kişilerin aynı ortamda bulunma zorunluluğunun olmadığına dikkat çekilmektedir.

Sözlü iletişim yüz yüze olabileceği gibi özellikle teknolojinin gelişmesine bağlı olarak teknolojik araçlarla yer ve zamanda aynı olma zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Teknolojik araçlardan olan telefon sözlü iletişimde kullanılabilir. Aynı zamanda bu-lunma zorunluluğu, mesaj bırakmayla ortadan kalkarken aynı ortamda bubu-lunma zo-runluluğu görüntülü iletişimle ortadan kalkmıştır (Erdoğan, 2011: 286).

1.2.1.2. Yazılı İletişim

Yazılı iletişim, verilecek mesajların sözel veya diğer sembolik öğelerle değil doğrudan yazı sembolleriyle aktarılan bir iletişim türüdür. Mektuplar, broşürler, rapor-lar, özetler, makaleler basın bildirileri, el yazısı, tutanakrapor-lar, elektronik ortamda gönde-rilen tüm yazılı mesajlar birer yazılı iletişim örneğidir (Yaman, 2011: 23).

(23)

6 Yazılı iletişim sözlü iletişime göre daha güvenli olmakla birlikte özellikle bilgi ve düşüncelerin yayılması nesilden nesile aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır (Altıntaş ve Çamur, 2001: 35).

Yazılı iletişimle birlikte bilinenler somutlaştırılmıştır. Bilgiyi kalıcı kılan yazılı iletişim bu yönüyle de iletişim çeşitlerinin en önemlilerinden birisi haline gelmiştir. Yazılı iletişim aynı zamanda uygarlığın da önemli göstergelerindendir. Uygar birey ve uygar toplumlar iletişim tarzı olarak yazılı iletişimi kullanırlar (Yaman, 2011: 23). 1.2.1.3. Sözsüz İletişim

Konuşulan sözü içermeyen, sözlü iletişimi tamamlayan ifade, enformasyon verme veya davranışlar sözsüz iletişim olarak tanımlanabilir. Jestler, yüz ifadeleri, gi-yim tarzı, vücudun duruşu, ses tonu ile anlatım veya bunlardan anlam çıkarma sözsüz iletişim örnekleridir (Erdoğan, 2011: 287).

Sözsüz iletişimin yüklediği anlamlar iletişimi zenginleştirir, anlaşmayı kolaylaş-tırır. Beden dili olarak tanımlanan ve sözlü iletişimi tamamlayan bu iletişim çeşidi, bizlere sözlü iletişim mesajlarının yorumlanmasında ipuçlarını sağlayarak yardımcı olur (Kalyon, 2006: 78).

Sözsüz iletişim, iletişim çeşitlerinin en önemlilerindendir. Ses tonu, sözcükler ve beden dili kişiler arası iletişimin temel öğelerindendir. Yapılan bir araştırmada ile-tişimde önem düzeyleri şöyle sıralanmıştır; sözcükler %10, ses tonu %30, beden dili %60’dır.Araştırmadan elde edilen verilerle; sözlü iletişimi güçlendiren sözsüz iletişim, sözlü iletişimin etkinliğine katkıda bulunması açısından çok önemlidir (Altıntaş ve Ça-mur, 2001: 40).

1.2.2. Kullanılan Kanal ve Araçlara Göre İletişim

Kullanılan kanal ve araçlara göre iletişim görsel iletişim, işitsel iletişim, bilişsel iletişim ve kitle iletişimi olarak dört ayrı gruba ayrılmıştır.

(24)

7 1.2.2.1. Görsel İletişim

Günümüz teknolojisinin geldiği noktada, görsel iletişim bireylerin yaşantıla-rında önemli bir yere sahiptir.

Görsel iletişim araçlarından en önemlileri gazete, dergi, fotoğraf, tipografi, afiş, grafik, karikatür, baskı, film ve TV yayıncılığıdır (Fidan, 2009: 46).

Yapılan araştırmalarda insanların duyduklarının %10’unu, gördüklerinin %50’sini hatırladıkları tespit edilmiştir (Peltekoğlu, 2004: 233). Bu araştırma, görsel iletişim araçlarının iletişim sürecindeki önemini göstermektedir.

1.2.2.2. İşitsel İletişim

Görsel olmayan duyma yoluyla iletişim kurmaya yarayan iletişim yöntemidir. Radyo, mp3 çalar, ses kayıt cihazı en yaygın olan işitsel iletişim araçlarıdır.

Radyo işitsel iletişim araçlarından en yaygın olanıdır. Radyoda mesajlar sözlü olarak iletilmektedir.

1.2.2.3. Bilişsel İletişim

Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle bilgi teknolojilerini kullanarak ortaya çı-kan iletişim çeşididir. E-postalar, formlar, web kameraları ve diğer araçlar kullanılarak bilişsel iletişim gerçekleştirilir (Fidan, 2009: 46).

Sanal ortamda yaşanan gelişmeler bilişsel iletişimin önemini arttırmıştır. 1.2.2.4. Kitle İletişimi

Kitle iletişimi, fikir, görüş ve bilgilerin çok sayıda çoğaltılarak basılı yayın veya birçok kişi tarafından aynı anda takip edilecek şekilde sesli veya sesli ve görüntülü yayın şeklinde geniş kitlelere aktarılması, iletmesi suretiyle gerçekleştirilen iletişim şeklidir. Kitle iletişimini gerçekleştirmekte kullanılan basılı yayınlar (gazete ve dergi-ler, basın), sesli yayın (radyo), sesli ve görüntülü yayın (televizyon, sinema) kitle ile-tişim araçlarıdır (Doğan, 1993: 19). Elektronik ağ bağlantılarının gelişmesine paralel

(25)

8 olarak, internet gibi yeni bir kitle iletişim aracı eklenmiş, geniş kitlelere ulaşılmış bu-nunla birlikte kullanım alanları genişlemiş ve küresel iletişim olgusunun önemi art-mıştır (Kocadaş, 2004: 4-6).

Kitle iletişim araçları bir başka ifadeyle medya sözel ve görsel dil ve tüm gün-delik pratikleri, siyasetten spora, sanattan eğlenceye bireyin içinde biçimlendiği, ken-dini yeniden tanımladığı toplumsal kavramları, anlamlandırmakta ve tanımlamaktadır (Oktay, 1995: 169).

Kitle iletişim araçlarının temel fonksiyonları vardır. Bunlar; kitle iletişim araç-ları toplumsal etkileşimi ve bütünleşmeyi sağlar. Eğlence işlevi insanaraç-ları eğlendirir. Bir diğer fonksiyonu haber ve bilgi vermeyse, insanların tek başlarına ulaşamayacak-ları takip edemeyecekleri bilgilerden, gözlemlerden, ekonomik ve siyasi gelişmelerden haberdar olmalarını sağlar. Özellikle siyasal iletişim açısından bakıldığında kitle ileti-şim araçlarının en önemli fonksiyonu; denetim ve eleştiridir. Bu fonksiyonla seçilmiş kişilerin çalışmaları, eksik veya yanlış uygulamalar ya da görevlerini yapıp yapmadık-ları izlenebilmektedir. Yine siyasal iletişim çerçevesinden bakıldığında kitle iletişim araçlarının bir diğer fonksiyonu kamuoyu oluşturmaktır (Işık, 2000: 56-70; Fidan, 2009: 46; Gökçe, 2006: 125-129).

Erdoğan ise kitle iletişimini yönetenlerin, biliş ve davranış yönetimi için yöneti-lenler üzerinde uyguladığı “yönetimsel iletişim” tarzı, insanların ekonomik, siyasal ve kültürel yönetimiyle alakalı davranış ve bilinç yönetimi (Erdoğan, 2011: 337) olarak tanımlaması kitle iletişim araçlarının siyasal iletişim sürecinde çok önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.

Bu çalışmanın konusu olan siyasal iletişim açısından değerlendirildiğinde, seç-menler siyasal erklerin icraatlarını kitle iletişim araçlarından takip etmekte, yine siyasi erkler ise; kamuoyu oluşturma, hedef kitleleri belirli bir fikre kanalize etme aşama-sında kitle iletişim araçlarından yoğun bir şekilde faydalanmaktadır.

(26)

9 1.3. Siyasal İletişim

1.3.1. Siyaset Kavramı

Siyaset hemen hemen tüm dünyada geniş kitleleri ilgilendiren bir olaydır. Özellikle ülkemizde ev sohbetlerinden kahvehanelere, fabrikalardan okullara, ofislerden cadde ve sokaklara kadar siyasetin konuşulup tartışılmadığı hemen hemen hiçbir alan yoktur. Bununla beraber üniversite öğrencisinden ilkokul öğrencisine, esnafından işçisine, amirinden memuruna, bürokratından serbest meslek çalışanlarına, zengininden fakirine kadar toplumun birçok kesimi siyaset ile bir şekilde ilgilenmektedir. Peki, toplumun bu kadar geniş ve farklı kesimlerini ilgilendiren, dikkatini çeken siyaset, nedir? Toplumun birçok kesimi siyasetle neden bu kadar yakından ilgilenmektedir (Polat, 2015:1). Siyaset olgusu toplumsal bir kavramdır.

Toplumsal gerçekler ve toplumsal olaylar genel olarak çok yönlü ve karmaşık bir niteliğe sahiptir. Bu özellikleri dolayısıyla tek yönlü tanımlama yapılması oldukça güçtür (Yavaşgel, 2004: 140).

Arapça kökenli bir kelime olan siyaset, “at eğitimi” anlamına gelmektedir. Ancak siyaset kelimesine karşılık batıdan alınan politika sözcüğü Yunan kökenlidir. Yunancada “Polis” kent devletlerine verilen isimdir. Politika ise devlete ait işler anlamına gelir. Siyaset kavramı, siyasal otorite ile ilgili kurumların ve bu kurumların oluşması ve işlemesinde rol oynayan davranışların tümü olarak nitelendirilmektedir (Kışlalı, 1987: 3-4).

Siyaset, kimin, neyi, ne zaman ve nasıl elde ettiğidir. Diğer taraftan siyaset, hem bir çatışma ve iktidar kavgasıdır hem de toplumun bütün üyelerinin yararına olabilecek bir düzen yaratma aracıdır (Kapani, 2007: 18).

İnsanların ve toplumların mutluluğu sağlıkla ve güçlü bulunmaları ile gerçekleşir. Güçlü bulunmalarındaki etkenlerden biri ise siyasettir (Türkeş, 1997: 13). İnsanların yönetme ve yönetilme ihtiyaçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, kişilerin yönetimi elinde tutma çabaları ve yönetenlerle yönetilenler arasında ilişki kurma uğraşları, siyaset olgusunu doğurmuştur. Bu tanımlar doğrultusunda siyaset

(27)

10 kavramının, insanın var olmasıyla ortaya çıkan ve insan yaşamına yön veren bir kavram olduğu söylenebilir.

1.3.2. Siyaset ve İletişim

Toplumdaki değişik grupların siyasal iktidarı ele geçirmek veya onu kullanmak suretiyle, kendi isteklerini, görüşlerini ya da taleplerini etkin kılmak için, çalışmalarında politik örgütler olan siyasi partileri, baskı gruplarını ve medyayı kullanmaları sistemin gereğidir. Siyasal güçlerin, toplumu şekillendirmede veya kamuoyu oluşturmada kitle iletişim araçlarından yararlanması kaçınılmaz bir gerçektir. İletişim olmadan, politik aktörlerin toplum karşısında meşrulaştırılması, siyasal iletişimin, konuşmaların, parti ideolojilerinin, parti kongrelerinin topluma ulaştırılması, haberlerin kitlelere aktarılması, farklı çıkarlara sahip hedef kitlelerin siyasal icraatları denetleyip haklarına sahip çıkması ve seslerini duyurması (vb.), nihayetinde politik sürecin işlemesi ve devam etmesi mümkün olamazdı (Oktay, 2002: 1-7).

Siyaset bilimcileri, siyasal sistemlerin işleyişi yönünden, siyasal iletişimin önemini vurgularken, iletişim üzerine çalışanlar ise, siyaset ile iletişim arasındaki yakın ilişki ve iletişimin siyaset üzerindeki rolü üzerinde durmaktadırlar. Günümüzde siyasal iletişim olgusunun popülerliği iletişimle olan yakın ilişkisinden kaynaklanmaktadır (Tokgöz, 2010: 517).

İletişimin politik alanda bu kadar etkili bir kavram olması sebebiyle politik alanda yeni iletişim yöntemleri yaratarak iletişim organizasyonunu kontrol altında tutanlar, politik alanda siyasi eylemleri sürdürme ve yönlendirme olanağını da elde etmektedirler. Bu sebeple siyasetin dışında kalanlar iletişimi siyasete girmenin, siyasal kararlarda etkili olmanın bir aracı olarak görmektedirler. Siyasal otoriteye sahip olanlar ise diğerlerinin yeni iletişim teknolojilerine ulaşmasını sınırlayan ya da engelleyen kararlar alma peşindedirler (Özçağlayan, 1998: 58).

Siyasal aktörler kitleleri yönetebilmek için hedef kitlelerle iletişim kurmak zorundadır. Tüm bunlarla birlikte iletişim aynı zamanda, siyasal süreç içerisinde yer alan ismine seçmen, hedef kitle ya da kamuoyu denilen siyasal sistemin taraflarını da etkilemekte ve bu grupları sürecin doğal bir üyesi haline getirmektedir.

(28)

11 1.3.3. Siyasal İletişim Kavramının Tanımı ve Kapsamı

Siyasal iletişim; iletişim süreciyle siyasal süreçler arasındaki ilişkiyi ele alan araştırmalardan oluşan diğer disiplinlerle ilişkisi olan akademik bir alandır (Mutlu, 2004: 256).

Siyasal hem iletişim çalışma alanı hem de siyasal iletişim alanında faaliyet gösteren profesyonellerin mesleki teknik çalışma sahasıdır. Bu kapsamda siyasal iletişim; siyasal söylemlerin değişimi ve üretimine yönelik faaliyetleri de kapsamaktadır (Özdemir, 2016: 15).

İletişim sürecine siyasal öğelerin dahil edilmesi, bütün iletisim yöntem ve tekniklerinin bu siyasal öğeler etrafında tasarlanıp uygulanması siyasal iletişimkavramınıortaya çıkarmaktadır. Siyasal iletişim sürecinde, iletişim biliminin kullandığı bütün yöntemler ve özellikle kitle iletişim araçları bu sürecin içerisinde de yer alır. Fakat burada belirtilmesi gereken en önemli nokta bu yöntem ve tekniklerin nasıl kullanılırsa kullanılsın, belli amaçlara hizmet etmeleri gerekliliğidir ve bu doğrultuda iktidarlarveya iktidara aday olanlarla hedef kitle arasında aracı durumundadırlar. Siyasal amaçlardoğrultusunda yapılacak tüm iletişim çalışmalarının asıl hedefi kamuoyu, toplum ve dolayısıyla seçmenlerdir (Yavaşgel, 1997: 219-222).

Aziz’e göre siyasal iletişim; siyasal aktörlerin belli ideolojik amaçlarını, belli gruplara, kitlelere, ülkelere kabul ettirmek ve gerektiğinde eyleme dönüştürmek, uygulamaya koymak üzere çeşitli iletişim biçim ve tekniklerinden yararlanılmasıdır (Aziz, 2007: 3-4). Kabul görmüş siyasal iletişim tanımlarından biri de şudur:

“Siyasal bir organ veya görüşün, faaliyette bulunduğu siyasal sistem içinde kamuoyu güvenini ve desteğini sağlayarak, iktidara gelebilmek için, ortam ve zamanın gereklerine uygun olarakpropaganda, halkla ilişkiler ve reklam tekniklerinden faydalanarakdevamlı bir biçimde sürdürdüğüçift veya tek yönlü iletişim çabasıdır” (Uslu, 1996: 790-791).

Siyasal iletişimde kullanılan yöntemlerin her zaman her siyasi oluşum için aynı olmadığı, iletişim yöntem ve teknikleri belirlenirken, siyasi organların örgüt yapıları ve çağın gerekliliklerine dikkat edilmesi hususu bu tanımın en önemli noktasıdır.

(29)

12 Batmaz’ göre, hayatımızın pek çok alanında siyasal iletişim yer almaktadır.Siyasal iletişimi “yerel ve ulusal siyasal iletişim” ve “evrensel siyasal iletişim” diye ikiye ayıran Batmaz, yerel ile evrensel siyasal iletişiminsıkı bir ilişki içerisinde olduğuna dikkat çekmektedir. Bununla birlikte yine siyasal iletişimin mutlaka yerel renkleri, yerel tarzı ve yerel mesajları taşıması gerektiğini belirtmektedir. Siyasal iletişimde evrensel uygulamalardan alınan örneklerin mutlaka yerel kültüre uyarlanması gerekmektedir, aksi halde başarı şansı azalacaktır (Batmaz, 1999: 152).

Siyasal iletişimin kapsamlı bir tanımı yapılacak olursa, sözel ve yazılı kamusal söylem biçimlerini, beden dilini, giyim tarzlarını; makyaj, saç şekli, logo dizaynı, politik gösteri vb. gibi politik amaçlı tüm göstergeleri kapsamaktadır. Bununla birlikte şu unsurlar da dahil edilebilir:

1- Belirli politik amaçlara ulaşabilmek için, politikacılar ve diğer politik aktörler tarafından girişilen tüm iletişim,

2- Bu politik aktörlere, seçmenler ve medya tarafından yöneltilmiş bulunan iletişim (eleştiriler, uyarılar, talepler vs.).

3- Politik aktörler ve bunların eylemleri hakkında medya haberlerinde, köşe yazılarında, politikayla ilgili tüm programlarda ve politika hakkındaki tüm söylem biçimlerinde ve medya içeriğinde yer alan iletişim (McNair, 2011: 3).

Birçok yazar siyasal iletişim kavramını tanımlamanın zor olduğuna değinmiştir.

Doğan; siyaseti, her alanda kısmen de olsa var olan toplumsal bir olgu ve süreçler bütünü olarak tanımlarken kavramın gündelik hayatta çok geniş bir kullanım alanının olduğuna dikkat çekmektedir (Doğan ve Göker, 2013: 1). Siyaset kavramı başlıbaşına bu kadar kapsamlı bir kavramken bir de iletişim gibi kapsamı fazla olan ikinci bir kavramın eklenmesiyle oluşan siyasal iletişim tanımının yapılmasını oldukça zorlaştırmıştır. Bu durumu Aziz ise şöyle açıklıyor;

Bu zorluğun asıl nedeni siyasal iletişim kavramının geniş kapsamlı olmasıdır. Sözcük olarak “siyasal” kavramının tek ve net bir tanımını yapmak nasıl ki oldukça

(30)

13 güçse, tanımı kolay yapılamayan ikinci bir kavramın eklenmesi ile de ortaya çıkan siyasal iletişim kavramının tanımlanması ya da tek bir tanıma sığdırılabilmesi de o denli zorlaşmaktadır (Aziz, 2007: 4).

Görüldüğü gibi siyasal iletişim kavramına farklı açılardan yaklaşılmakta ve siyasal iletişim kavramının pekçok tanımı yapılmaktadır. Bu tanımların ortak yanları, siyasal iletişim kavramının demokrasiyle olan yakın ilişkisi, siyasal aktörlerin seçmenlere ulaşma çabaları ve etkileşimde bulunma zorunlulukları olarak sıralanabilir. Siyasal iletişimin ikna etme, anlama ve anlatma fonksiyonları, demokrasi kültürünün yerleşmesinde önemli görevler üstlenmektedir. Küreselleşme sürecinin kaçınılmaz bir özelliği olan işbirliği ve uzlaşma prensibinin yerleşmesinde de siyasal iletişimin önemli katkısı bulunmaktadır.

1.4. Siyasal İletişimin Tarihsel Gelişimi

Siyasal iletişimin tarihsel gelişimi dünyada ve Türkiye’de olmak üzere iki başlık altında ele alınacaktır.

1.4.1 Siyasal İletişimin Dünyada Gelişimi

Siyasal iletişimin kavram olarak tanımlanmadan çok önce uygulamalarla gündeme geldiği görülmektedir. Bu uygulamaların başlangıcı insanların mağara duvarlarına çizdikleri resimlere kadar gitmektedir (Tokgöz, 2008: 91). Siyasal iletişim kavramının ilk ortaya çıkışı ve kullanılması, Antik Yunan’a kadar uzanır. Eski Yunan’da toplumları yönetenler, devlet adamları, adına siyasal iletişim demeseler de toplumu yönetirken siyasal iletişim yöntem ve tekniklerine başvurmuşlardır. Tarihsel gelişimi içerisinde ise bu konuda farklı uygulamalar olmuş; toplumlar büyüdükçe, toplumsal gelişme hızlandıkça kültürler farklılaştıkça, teknoloji geliştikçe, siyasal iletişimin içeriği, aktörleri, kullanılan yöntem ve teknikler de farklılık göstermiştir. Yönetenlerin yönetilenlerle ilişkilerinde kullandıkları mesajlar, bunların içeriği, bu iletişimi gerçekleştirmek için kullanılan yöntemleri de değiştirmiştir. Her disiplinde olduğu gibi siyasal iletişim de gelişme evrelerinden geçmiş; zaman içerisinde siyasal iletişimin kendine özgü bir jargonu, yöntemi olduğu gerçeği kabul edilmeye başlanmıştır (Aziz, 2007: 3-4). Siyasal iletişim üzerindeki çalışmaların ise Aristo’nun Siyaset ve Retorik adlı eseriyle başladığı söylenebilir. Alanın klasikleri arasında

(31)

14 sayılan ve ikna etme sanatı üzerinde çalışan Shakespeare, Sun Tzu, Machiavelli, St. Thomas Aquinas ve bunlar gibi pek çok düşünürün eserlerinde siyasal iletişimin izlerine rastlamak mümkündür (Tokgöz, 2008: 90-95).

Siyasal iletişimin bir öğreti olarak eğitim kurumlarında verilmeye başlanması ve bu konularda araştırmalar yapılması son elli yılın ürünüdür (Aziz, 2007: 1).

Siyasal iletişim, demokratik rejimlerin yaygınlaşması ve halk egemenliğinin iktidarı belirlemedeki öneminin artmasıyla siyaset içinde hızla yer almaya başlamıştır. 17.yüzyılın ortalarında, Avrupa’da kahvehane (coffeehouse) kültürü oluşmaya başlamıştır. Kısa bir süre içinde bu mekânlar haberlerin toplandığı, fikir alışverişinin, siyasal ve edebi tartışmaların yapıldığı merkezler haline gelmişlerdir. Pek çok yazar dönemin bütün siyasal ve felsefi tartışmalarının kulüplerde, çay masalarında ve kahvehanelerde yapıldığını açıkça ifade etmektedir. Böylece, bu mekânlar her türlü siyasal iletişimin oluşmasına yarayacak fikir alışverişinin gerçekleşmesini sağlamıştır (Bektaş, 1996: 20-21).

Profesyonel anlamda siyasal iletişim kavramının oluşması ise II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde ABD’ de ortaya çıkmıştır. Reklam ve tanıtım faaliyetleri, kamuoyu araştırmalarının yanı sıra kitle iletişim araçlarının (televizyon, radyo, afiş, tanıtım filmleri vb.) bu alanda kullanılmasıyla günümüz seçim kampanyalarına benzer çalışmalar ortaya konulmuştur. Siyasal iletişim kavramı ABD’de doğup gelişmesinden sonra 1960’lı yıllarda Avrupa’ya geçmiş ve Avrupalı ülkeler tarafından uygulanmıştır (Topuz, 1991: 7).

Özetle siyasal iletişim, kitlelere seçme ve seçilme haklarının verilmesiyle başlamış, kitle iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle ise günümüzdeki anlamına ulaşmıştır.

1.4.2. Türkiye’de Siyasal İletişimin Gelişimi ve Uygulama Örnekleri

Türkiye’de profesyonel anlamda siyasal iletişim çalışmalarına, çok partili hayata geçişle başlandığı söylenebilir. 1946’ da çok partili hayata geçişle birlikte 1950 seçimlerinde Demokrat Partinin yurt genelinde profesyonel bir seçim kampanyası yürüttüğü ve bu kampanyanın gezilerle, toplantı ve mitinglerle Türkiye siyasi hayatında önemli bir yeri olduğu söylenebilir. Bu kampanya halkın siyasete olan

(32)

15 ilgisini arttırmış aynı zamanda “Yeter Söz Milletindir” sloganını zihinlere kazımış ve Demokrat Parti’yi iktidar yapmıştır. Siyasal iletişim araçlarından olan seçim afişleri ve radyo yurdun tüm bölgelerinde aktif bir şekilde kullanılmıştır. 1950 yılında gerçekleştirilen bu kampanya aynı zamanda Türkiye’deki siyasal iletişimin de temelini oluşturmaktadır. 1960 ve 1970’li yıllarda siyasal iletişimde gazeteler oldukça fazla kullanılmıştır. Seçmenler gazetelerle, adayları tanımış, mitingleri takip etmiştir. 1970 seçimlerinde ise, Demokratik Parti gazetelere siyasal ilanlar vermiştir. Ülkedeki okuryazar oranının artmasıyla özellikle kentlerde çokça kullanılan afişlere ek olarak, el ilanları ve broşürler de dağıtılmaya başlanmıştır. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun 1970 yılında yurt genelinde TV yayınlarına başlamasıyla siyasal iletişimde yeni bir mecra ortaya çıkmıştır. Televizyonla birlikte siyasal iletişimde kullanılan tüm mecraların önemi giderek artmıştır (Uztuğ, 1999: 26-30).

1977 yılında siyasal iletişimin en önemli araçlarından olan siyasal reklamcılık Adalet Partisi tarafından kullanılmaya başlanmıştır. 1980’li yıllarda ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle siyasal iletişime pek fazla bütçe ayrılamamıştır. 1990’lı yıllarda özel televizyon kanalının kurulmasıyla TRT tekeli kırılmış olup bu yıllarda televizyonculuk ivme kazanmıştır. 1991 yılında Fransa’dan reklamcı JacquesSeguela’yı getiren Anavatan Partisi Türkiye’de siyasal iletişim kampanyalarında yeni bir dönemi açmıştır (Özkan, 2004: 262-263).

Bu dönemden sonra seçim kampanyalarının ve siyasal iletişimin önemi giderek artarak modern siyasal iletişimin, vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

Türkiye’de yapılan siyasal iletişim araştırmalarına değinilecek olunursa; Türkiye’de siyasal iletişim ile ilgili araştırmalar oldukça geç başlamıştır. Alanın ilk araştırması, Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 1950-60 yıllarında hükümette bulunan DP döneminde, hükümetin elinde bulunan radyo yayınlarıyla ilgili yaptığı çalışmadır. 1970’li yıllarda sayıları giderek artan iletişim fakültelerinde yüksek lisans, doktora ve diğer akademik amaçlı çalışmalarla siyasal iletişim çalışmaları gelişmiştir (Aziz, 2007: 160).

Siyasal iletişim araştırmalarının ilk makalesi 1986 yılında Oya Tokgöz tarafından kaleme alınmıştır. Bu makalede o güne kadar yapılmış siyasal iletişim

(33)

16 çalışmaları, yayınlanan kitaplar ve kamuoyu yoklamaları da dikkate alınmıştır (Tokgöz, 2010: 549-550).

Son 15-20 yıldan beri yapılan siyasal iletişim araştırmalarının ağırlık noktası, etkiden çok, içeriğe yöneliktir. Kitle iletişim araçlarında yer alan siyasal mesajlar ve siyasal reklamlarla alakalı bilimsel amaçlı pek çok araştırma yapılmıştır. Siyasal iletişim araştırmalarından bahsederken seçim öncesi başlayan ve seçmen eğilimlerini ölçmeye yönelik araştırmalara, özellikle değinmek gerekir. Bu araştırmalar, bazen siyasi partiler tarafından, bazense araştırma şirketleri tarafından yapılır. Oy yüzdelerini ölçmek için yapılan bu seçmen araştırmaları toplumda seçim anketleri diye de adlandırılmaktadır. Ulusal kamuoyu araştırma şirketlerinin başında özellikle seçim dönemlerinde isimleri çok duyulan PİAR, KONDA, ANAR vb. gelmektedir (Aziz, 2007: 161).

1.5. Siyasal İletişimin Yöntem ve Teknikleri 1.5.1. Yüz Yüze İletişim Yöntemi

Bu yöntemde mesajı veren kaynak ile alıcı kitle, dar ya da geniş alanlarda aynı ortamda bulunurlar. Yine bu yöntemde mesajlar sözlü olarak verilir ve çoğunlukla bu mesajların geri bildirimi sınırlı da olsa anında alınabilir. Örneğin bir siyasal partinin mitinginde geri bildirim, kitlenin kalabalık olmasından ötürü, çok genel sözler, alkış ve tezahüratlar dışında fazla değildir. Ancak küçük yerleşim yerlerinde ve daha dar alanlarda yapılan ev ziyaretlerinde, mahalle kahvehanelerindeki siyasal konuşmalarda geri bildirim anında ve daha etkili bir şekilde seçmenlerin sürece daha fazla katılması dolayısıyla karşılıklı bir iletişim şekline dönüşecektir. Mitingleri, seminerleri, konserleri, sempozyumları, konferansları, kongreleri, hasta ziyaretlerini vb. yüz yüze siyasal iletişimin gerçekleştirildiği sosyal olaylar olarak nitelendirmek mümkündür (Aziz, 2007: 48).

Yüz yüze iletişim yöntemi seçmenlerle sıcak temas sağladığından seçmenlerde siyasi partilere yakınlık hissi uyandırabilir. Seçmen çeşitliliği içerisinde siyasi aktörlerin seçmenlerle görüşmek için seçmenlerin ayaklarına gitmesi bazı seçmenler için oldukça belirleyici olmaktadır. Ancak yüz yüze iletişim, seçmenlerin küçük bir

(34)

17 kısmına ulaşılabilmesi nedeniyle seçim kampanyalarında tek başına kullanılabilecek bir yöntem değildir (Doğan, 2013: 13).

1.5.2. Araçlı (Kitle) İletişim

Günümüzde önemi giderek artan kitle iletişim araçları, vazgeçilmez bir siyasal iletişim aracı olarak görülmektedir. Kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan siyasal iletişim sürecine, dolaylı ya da aracılı iletişim de denilmektedir (Doğan, 2013: 13).

Bütün kitle iletişim araçları siyasal iletişim sürecinde kullanılmaktadır. Televizyon, gazete, dergi, radyo, internet, cep telefonu, diğer basılı ve görüntülü materyaller siyasal iletişimin kullandığı kitle iletişim araçlarıdır (Aziz, 2007; 48-52).

Siyasal iletişim sürecinde üretilen mesajların, hedef kitleye iletilmesiyle halkla ilişkiler kampanyalarında üretilen mesajların, hedef kitlelere iletilmesi arasında benzerlik vardır. Kanal ya da mecra olarak da nitelendirilen bu araçlar hedef kitlenin yapısına göre seçilir. Alaeddin Asna’ya göre, büyük hedef kitleler için kullanılan “kitle iletişim araçları” gazete, televizyon, radyo ve sinemadır. Asna daha küçük gruplar için ise broşür, sergi, bülten, hatta mektuptan yararlanıldığını belirtmiştir. Halkla ilişkiler mesajlarının iletilmesi için kullanılacak iletişim araçlarının belirlenmesinde; hedef kitlenin büyüklüğü, geliri, yaş düzeyi, kültürü, cinsiyeti gibi etmenler dikkate alınmalıdır. Televizyon izlemeyen veya elektriği olmayan bir bölgeye TV programları ile mesaj göndermek ne kadar yanlışsa, okuma-yazma oranının düşük olduğu bir kitleye yazılı araçlarla ulaşmaya çalışmak da o kadar yanlıştır (Asna, 2006: 139).

Bu durum günümüzde, siyasal kampanyalar hazırlanırken uygun kitle iletişim aracına göre, uygun kampanyalar hazırlanması, şekline dönüşmüştür. Tüm siyasal kampanyalar kitle iletişim araçlarının ilgi ve ihtiyaçlarına göre düzenlenmektedir. Siyasal kampanyaların içerikleri, bolca görsel unsurlardan ve medyanın ilgisini çekecek olaylardan tasarlanmaktadır.

Kitle iletişim araçları, siyasal iletişime konu olan iletileri alarak bunları olgunlaştırmakta, yeniden yorumlamakta ve taraflara, siyasal aktörlere veya izleyiciye yani hedef kitleye ulaştırmaktadır. Kitle iletişim araçları bu iletilerin bazılarını taraflara iletmektedir. Başka bir deyişle kitle iletişim araçları gündem oluşturma

(35)

18 görevini yerine getirmektedir. Kitle iletişim araçları gündem oluşturmanın yanı sıra haber, yorum, görüşme, inceleme, tartışma ve araştırma yöntemleriyle de siyasal iletişime katkı sağlamaktadır (Aziz, 2007: 52).

Özetle, siyasal iletişim sürecinde kullanılacak araç ve yöntemler belirlenirken hedef kitlenin yapısına uygun bir araç seçilmeli, aynı zamanda seçilecek bu araç ve yöntemlerin hedef kitle üzerinde bıraktığı etkileri iyi bilinmeli ve son olarak kitle iletişim araçlarının fonksiyonlarına uygun bir şekilde siyasal iletişim süreci oluşturulmalıdır. Örneğin kitle iletişim araçları siyasal kampanyalarda yeri geldiğinde geniş kitlelere ulaşmak için, yeri geldiğinde gündem oluşturma özelliğiyle siyasal algı yönetiminde ve yeri geldiğinde ise siyasal aktörler için olumlu imaj oluşturacak bir araç olarak kullanılmalıdır.

1.6. Siyasal İletişimin Bileşenleri

Siyasal iletişimin farklı bileşenleri vardır. Bu farklı bileşenler çoğu zaman birbirini tamamlayacak şekilde tasarlanıp siyasal iletişim uygulamaları halinde kullanılmaktadır. Siyasal iletişim bileşenleri; siyasal propaganda, siyasal pazarlama, siyasal reklam ve siyasal halkla ilişkilerden oluşmaktadır.

1.6.1. Siyasal Propaganda

Türk Dil Kurumu propagandayı; “Bir öğreti, bir düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca” olarak tanımlamıştır (TDK, 2011: 1948).

Aziz ise propagandayı; mesajların otoriter bir biçimde hedef kitleye gönderilmesi olarak tanımlamıştır. Propaganda tekniğiyle gönderilen mesajların yorumlanması, tartışılması değil, olduğu gibi kabul edilip onaylanması ve buna bağlı olarak davranış ve tutumların değiştirilmesi beklenir. Propaganda da mesajların tek taraflı iletimi söz konusudur. Zamanlama açısından süre kısıtlı olmakla beraber, iletilen mesajlar, bu kısa süre içerisinde verilerek, sonuca ulaşmak hedeflenmektedir (Aziz, 2007: 15).

Bir başka tanım irdelendiğinde, propaganda; siyasal yönetime talip olanların, seçmen desteğini elde edebilmek için seçmen beklentilerine cevap verebilecek şekilde

(36)

19 oluşturdukları ve yürüttükleri faaliyetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanında propaganda sadece siyasal iktidarı elde etmek için kullanılan bir araç değildir. Propaganda; iktidar dışı oluşum ve baskı grupları tarafından siyasal yönetimi etkilemek ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirmek için de kullanılmaktadır. İktidar dışı baskı grupları propaganda araç ve yöntemlerini kullanarak desteklerini kazandıkları kitlelerle, siyasal iktidarları kendi istekleri doğrultusunda karar almaya zorlayabilmektedir (Köseoğlu ve Al, 2013: 107).

Propaganda tanımları hangi şekilde yapılırsa yapılsın, propagandanın asıl amacının, kişi veya grupları çeşitli yöntem ve tekniklerle etkilemek olduğu bilinmektedir (Kalender, 2005: 79).

Propaganda, siyasal iletişimin en eski halidir denilebilir. Günümüzde çoğu siyasetçi ve bilim insanının itiraf edeceğinden daha fazla kullanılmaktadır. Kavram olarak Protestanlığın yükselişini engellemek için Roma Katolik kilisesi tarafından 1622 yılında kurulan organizasyona verilen Latince bir isimden türetilmiştir. Katolikler; Katolikliği reddeden Protestanların cehennemin sonsuz ateşinde yanacakları korkusunu yaymışlardır. Bu durum ilginç bir şekilde “Terörle Savaş” meselesini öne sürerken İngiltere Başbakanı Blair ve Amerikan Başkanı Bush’un kullandıkları dille benzeşme göstermektedir. Aynı zamanda propaganda, sadece kötü ile iyi arasındaki savaşla ilgili değildir. Propaganda deyince, akla hep totaliter rejimler gelmesine rağmen, aslında 21. yüzyılda “hükümet enformasyonu” olarak daha fazla duyulacaktır. Propagandanın; Katolik Kilisesi, Stalin rejimi, Hitler, Pol Pot ve birçok diktatör tarafından toplumsal yönetimin bir şekli olarak kullanılmış olması toplum hafızasında kötü bir intiba bırakmıştır (Lilleker, 2013: 223-224).

Siyasal kampanya sürecinde yürütülen faaliyetlere propaganda diyebilmek için üç önemli unsura dikkat etmek gerekmektedir. Bunlardan ilki, propagandanın tutumlar üzerinde hâkimiyet sağlaması ve belirli eylemleri kontrol altına almayı amaçlayarak kampanyanın içerisinde yer alması. İkincisi diğer grupların tutumları üzerinde kontrol sağlaması. Üçüncüsü ise propaganda tek tek bireylerden ziyade, grupları kendisine hedef almasıdır. Toplumsal bir önemi olan propagandanın ”ulusal gençlik”, “emekçi sınıfı”, “seçmen olayları” veya “ulus” ‘un kendisi gibi büyük grupları kontrol etme gerekliliği, propaganda için önem arz etmektedir (Doğan, 2017: 34).

(37)

20 Propagandanın asıl amacı hedef kitle üzerinde düşünce değişikliği sağlamaktır. Propaganda; yapılış amacına, uygulama alanına, içeriğine, kaynağına ve hedef kitlenin niteliğine, konumuna ve donanımına göre farklı yöntemlerle yapılmaktadır. Bu yöntemler; kamuoyu araştırmaları, kampanyalar, kitle iletişim araçları, yüz yüze oy toplama teknikleri, mitingler, parti toplantıları, pankart ve broşürler olarak sıralanabilir. Burada sayılmayan farklı propaganda yöntemleri bulunmakla beraber bu sayılanlar kullanım yoğunluğu bakımından en çok kullanılan propaganda yöntemlerindendir. Klasik dönem propaganda araçları olarak da nitelendirilen yukarıda sıralanan propaganda araç ve yöntemlerinin hemen hepsinde çoğunlukla yüz yüze gerçekleştirilen iletişim ya da birincil ilişkiler geçerlidir. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve teknoloji alanında yaşanan gelişmelerle yüz yüze iletişimin yanında farklı iletişim sistemleri de birer propaganda araç ve yöntemi olarak kullanılmaya başlanmıştır (Aktaran: Köseoğlu ve Al, 2013: 108).

Aslında propaganda teriminin kökenine bakıldığında terimin bazı ülkelerde örneğin İngiliz düşünce adamları tarafından olumsuz bir içerikle kullanıldığına rastlamak mümkündür (Çankaya, 2015: 22).

Özetle, propaganda siyasal iletişim kampanyalarının önemli bir parçasıdır denilebilir. Siyasal aktörler seçmenleri etkilemek ve seçmenlerin desteğini alabilmek için propaganda yönteminden faydalanır. Propagandanın özünde ise fikirlerin tartışılmadan kabul edilmesi yatmaktadır. Sorgulamadan, tartışmadan inanmak propaganda için yeterli olmayıp aynı zamanda, hedef kitleyi harekete geçirecek biçimde de tasarlanmalıdır. Bu yönüyle siyasal propaganda, inanmış seçmen kitlelerini oluşturmakta ve aynı zamanda bu seçmen kitlelerini oy vermeye sevk etmektedir. 1.6.2. Siyasal Reklam

Reklam kavramı ile siyasal iletişim arasında yakın bir ilişki vardır. Bu ilişki şöyle açıklanabilir; ürün veya hizmetlerin tanıtımı için yapılan, tüketiciler üzerinde davranış ve tutum değişikliğinin gerçekleşmesini sağlayan reklam kavramı ile toplum-daki seçmenlerin bir takım siyasal düşünceleri onaylamasını ve bu yönde seçmenlerde davranış ve tutum değişikliğinin gerçekleşmesini isteyen siyasal iletişim arasında amaç bakımından benzerlik bulunmaktadır. Siyasal kampanya dönemlerinde siyasal

(38)

21 aktörler kısa sürede sonuca ulaşmak için reklamlarda kullanılan yöntem ve teknikleri kullanmaktadır. Hatta bu dönemlerde mesajlar doğrudan reklam uygulamalarıyla ta-sarlanır. Yoğun siyasal söylemi olan siyasal aktörler, kendilerini daha iyi tanıtabilmek için reklam ajansları ile birlikte çalışmaktadır (Aziz, 2007: 16).

Siyasal aktörlerin en büyük isteği seçmen üzerinde sürekli bir etki bırakmaktır. Fakat bu her zaman siyasilerin arzu ettiği gibi gerçekleşmemektedir. Siyasiler, seç-mene ulaşma konusunda zaman ve mekân kaynaklı sorunlar yaşayabilmektedir. Bunun gibi seçmene ulaşma konusunda zorluklar yaşandığı durumlarda profesyonel olarak yapılan siyasal reklam çalışmaları gerek seçmen üzerinde gerekse muhalif partiler üzerine etkili olabilmektedir (Karaçor, 2013: 17).

Siyasal reklamlar; siyasal aktörlerin, politik sorunlara yaklaşımı ve bu sorunların çözümü ile ilgili çabalarının, çözüm önerilerinin, gerçekleştirmek istedikleri projeleri-nin seçmenlere aktarılması benimsetilmesi ve nihai olarak onların desteğiprojeleri-nin sağlan-ması amacıyla diğer siyasal iletişim araçlarıyla birlikte kullanılır (Polat, 2015: 453).

Siyasal reklamlar seçim kampanyasının çok önemli bir parçası haline gelmekte-dir. Siyasal reklam birçok uygulamacı tarafından içeriği siyasal olan reklamcılık ola-rak tanımlamıştır. Siyasal reklamlarda; reklamı yapılan siyasi parti, lider ya da adayın hangi konular üzerinde yoğunlaşacağı, hangi sorunlara çözüm arayacağı, hangi özel-liklerinin ön planda tutulup hangi özelözel-liklerinin arka planda bırakılacağı vurgulanmak-tadır. Siyasal aktörler reklamlarda gösterilen özelliklere sahip olabilecekleri gibi bu özelliklere sahip olmadığı halde böyle bir imaja da büründürülmüş olabilirler. Bu yö-nüyle siyasal reklamın çerçevesi “adayın boyanması”, “partinin satışı”, “adayın pa-zarlanması” gibi sözcüklerle belirlenmektedir. Siyasal reklamlarda üzerinde durulması gereken konu iletişim sürecinin paralı olmasıdır. Reklamın paralı olması, reklamı yap-tıranın reklamın biçimini ve içeriğini denetlemesini de beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda siyasal alanda, reklamın paralı olması haber ve reklam arasında kesin bir ayrımın uygulanmasını da sağlamaktadır (Tokgöz, 2010: 169-172).

Uztuğ siyasal reklamı; bir siyasal aktör veya siyasi partinin medyada yer ve za-man satın alarak seçmenlerin tutum ve davranışlarını kendi lehlerine oluşturmak için

(39)

22 tasarlanan mesajların hazırlanması ve seçmenlere iletilmesi ile ilgili bir siyasal kam-panya faaliyeti olarak tanımlamaktadır (Uztuğ, 1999: 122).

Siyasi partiler reklamları şu amaçlara ulaşmak için kullanmaktadır:

 Yeni kurulan siyasi partiyi, vaatleri ve adayları kamuoyuna sunmak veya kamuoyunu yeniden bölümlemek için,

 Oy verme davranışlarına hitap ederek küçük bir kamuoyunun destekle-diği aday veya siyasal partiye daha geniş kitlelerin desteğini sağlamak için,

 Adayların veya siyasal partinin imajını oluşturmak ve hedef kitlenin des-teğini sağlamak için,

 Adayların veya siyasal partinin vaatlerini anlatarak diğer tutundurma çe-şitlerine ve siyasal pazarlama unsurlarına yardımcı olmak için,

 Kişisel propaganda teknikleri ile ulaşılamayan kitlelere ulaşmak için,

 Olumsuz ve yanlış izlenimleri, ön yargıları düzeltmek için,

 Seçmenleri eğitmek ve bilgilendirmek için (Aktaran: Zeybek, 2016: 69) Siyasal aktörler tarafından kullanılan üç tür reklamcılık vardır. Bunlar; kıyas-lama, olumsuzluk ve destekleme şeklindedir. Reklamcılıkta rekabet, bireylere sunulan önemli bir araçtır. Seçmenler hangi adayın daha iyi olduğuna, çeşitli adayların reklam-larına bakarak karar verebilmektedir. Bunun yanında savunma stratejilerinin başarısız olmasıyla siyasi adaylar, reklamlarda rakiplerine saldırmanın yollarını aramaya başla-mıştır. Rakip adaylar karşılaştırmaya alınmış ve bir adayın diğerine göre zayıf yönleri vurgulanır olmuştur. Olumsuz reklam çeşidinde sadece rakip adaya odaklanılmaktadır. Genellikle bu tarz reklamlar rakiplerin kampanyalarını, argümanlarını çürütme ve karşı çürütme yolu ile yapılmaktadır (Lilleker, 2013: 201-202).

(40)

23 Doğan'a göre; reklamcılık sahip olduğu özelliklerden dolayı iyi bir şekilde kul-lanılırsa siyasal kampanyanın etkisini önemli bir derecede arttıracaktır. Bu nedenle oluşturulan siyasal reklamın stratejisinin, siyasal kampanyanın stratejisiyle uyumlu ol-ması kampanyanın etkili olol-masına katkı sağlayacaktır (Doğan, 2017: 39).

1.6.3. Siyasal Halkla İlişkiler

Siyasal reklam tekniğinin ikna etmedeki temel sorunu; yönlendirilmiş, taraflı, propaganda kokan ve manipülatif yönlerinin etkin olmasındandır. Siyasal reklamlar, siyasal parti veya adayın çıkarlarını açıkça koruduğu için bu reklamların ikna etkisi oldukça azalmaktadır. İnsan, belirgin bir biçimde yapılan yönlendirme çalışmalarına karşı doğası gereği direnç gösterme eğilimindedir. Bilinen bu gerçek, siyasal aktörleri reklamların dışında daha objektif görünecek, seçmenlerin aldatılma korkularından do-ğacak dirençlerini ortadan kaldıracak, başka yöntemlere başvurmaya itmiştir. Siyasal halkla ilişkilerin doğuşu bu şekilde olmuştur (Oktay, 2002: 76).

Siyasi aktörler kendi istekleri doğrultusunda seçmenlerin siyasal tercihte bulu-nabilmesi için onları ikna etmelidir. Bu ikna etme sürecinde siyasal halkla ilişkilerin, siyasal iletişimin diğer bileşenlerine göre önemi çok daha fazladır. Süllü’ye göre, si-yasal ikna sürecinde kullanılan tekniklerden propaganda, reklam ve pazarlama mani-pülasyon özelliği fazla olan teknikler olduğu için seçmenlerde verilen mesajlara karşı bir direnç oluşacaktır. Oysa halkla ilişkiler, diğer tekniklere oranla daha demokratik ve objektif olarak değerlendirilmektedir (Süllü, 2010: 222).

Siyasal halkla ilişkiler tanımlarına geçmeden önce halkla ilişkiler tanımlarının incelenmesi konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

“Halkla ilişkiler, özel ya da tüzel kişilerin belirli kitlelerle dürüst ve sağlam bağ-lar kurup geliştirerek, onbağ-ları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi, tepkileri değerlen-direrek, tutumuna yön vermesi, böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkileri sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır”(Kalyon, 2006: 5).

(41)

24 “Halkla ilişkiler, içinde bulunduğu kişi ve kuruluşlarla karşılıklı olarak sağlıklı, doğru ve güvenilir ilişkiler kurmak, geliştirmek, kamuoyunda olumlu izlenimler ya-ratmak ve toplumla bütünleşmektir”(Kalyon, 2006: 5).

Siyasal iletişim bileşenlerinden olan siyasal halkla ilişkiler kavramı temelde halkla ilişkiler yöntem ve tekniklerinin siyasal arenada kullanılmasıyla anlam kazan-mıştır.

“Siyasal halkla ilişkiler, bir kurum ya da bireysel aktör tarafından politik amaç-larla misyonunu desteklemek ve hedeflerine ulaşmak için amaçlı bir iletişim ve eylem yoluyla etki oluşturmak, faydalı ilişkiler ve itibar kurmak, inşa etmek ve sürdürmek biçiminde gerçekleştirilen bir yönetim sürecidir” (Strömbäck&Kiousis, 2013: 4).

Halkla ilişkilerin uygulama alanı olan siyasal halkla ilişkiler; seçmenleri ve ka-muoyunu belirli bir siyasi partinin görüşleri hakkında bilgilendirmek, seçmenin deste-ğini alabilmek ve partinin ideolojisi veya kimliğine göre şekillenen parti görüşlerinin desteklenmesini amaçlar. Bu doğrultuda siyasal halkla ilişkiler siyasi partinin seçmen-leri ile buluşmasını sağlayacak, miting, konferans, basın toplantısı ve konser gibi farklı etkinlikler düzenler, siyasi aktörlerin medyada sıkça yer almasını sağlar, parti veya siyasal aktörlerin seçmenlere ileteceği mesajların oluşturulmasında ve politik strateji-lerin belirlenmesinde etkili rol oynar (Paksoy, 1999: 46).

Siyasal halkla ilişkilerin, halkla ilişkilerden ayrılan yönleri de bulunmaktadır. Bireysel aktörün ya da kurumun halkla ilişkiler aktivitelerine katılım amacının politik olması siyasal halkla ilişkileri, halkla ilişkilerden ayıran en temel özelliktir. Bununla birlikte halkla ilişkiler bireyleri ve kuruluşları politika yoluyla etkileyip adayları ve siyasi partileri aynı zamanda kamu sektörünü, sendikaları, düşünce kuruluşlarını, ticari işletmeleri, farklı çıkar gruplarını ve kâr amacı gütmeyen organizasyonları siyasal so-nuçlar elde etmek için etkilemeyi amaçlayan faaliyetlerden meydana gelmektedir (Çe-tin, 2014: 27-28).

Halkla ilişkiler uygulama alanlarından olan ve siyasal amaçlara hizmet eden si-yasal halkla ilişkiler sürecinde, üç temel unsur arasındaki ilişki önem arz etmektedir.

Şekil

Şekil 1 Siyasal İletişim Unsurları ..............................................................................
Şekil 1 Siyasal İletişim Unsurları (McNair, 2011: 6)
Şekil 2 Siyaset Pazarlaması Karmasının İşleyiş Süreci  (Aktaran: İşcan, 2013: 22)
Tablo 1verileri incelendiğinde korelasyon değeri 0,20’den küçük (Tavşancıl, 2010,  s.  146)  olan6  madde  (m 4 ,  m 9 ,  m 17 ,  m 21 ,  m 42 ,  m 44 )  ölçekten  çıkarılmıştır

Referanslar

Benzer Belgeler

Siyasal partilerin ve siyasetçilerin, seçmenlerin siyasal inançlarını, tutumlarını veya davranışlarını etkilemek için kullandıkları yöntemler bütününe verilen isim olan

Bunun için Basın ve Yayın Umum Müdürlüğünün, eseri bir kere daha tetkik ettirmesi çok yerinde ve çok insaflı bir hareket olacağı kana­ atindeyim. Yoksa

According to the interviews, it is possible to examine the reasons for choosing business administration department in three main categories; choice by their own

Karadeniz bölgesinden yedi ilde 1128 küçükbaş hayvan üzerinde yürütülen bu çalışmada, theileriosisin mikroskobik prevalansı %3,37 olarak tespit edilmiş (koyunlarda

The purpose of this article is to review an activity used within a Multi-Disciplinary Learning lesson and back up or refute the inquiry-based approach with

Uygulamada Hermeneutik, Pragmatizm ve Temellendirilmiş Kuram Bahsi geçtiği şekliyle Peirce, Strauss ve Corbin, ve diğer teorisyenlerin çalışmaları çerçevesinde

Çünkü seçim bölgeleri birden çok aday çıkaracak biçimde düzenlenir.  Seçim sonuçlarını

Süner, Tarım ve Köyi şleri Bakanlığı tarafından yanıtlanması istemiyle Meclis'e verdiği soru önergesinde konuyu anımsatarak " Tarım ve Köyi şleri