• Sonuç bulunamadı

Seçmen siyasal iletişim yönetiminde en önemli aktörlerden biridir. Demokratik yönetimlerde yönetilen sınıfını oluşturan örgütsüz ya da örgütlü yapılara seçmen adı verilir. Bu yapıyı oy verme hakkına sahip vatandaşlar oluşturmaktadır. Sistem içeri- sinde yer alan vatandaşların bir kısmı; belirli bir görüşün arkasından gidebilen ve be- lirli bir siyasi yapıyı destekleyecek siyasi bilince sahipken, diğer kısmı ise herhangi bir siyasi düşüncesi olmayan ve bir örgütlenmenin içerisinde bulunmayan, yani siya- setle pek ilgisi olmayan kişiler olabilmektedir (Akay, 2012: 95).

Seçmen politik pazardaki tüketici olarak nitelendirilmektedir. Politik pazarda su- nulan hizmetlerin en son kullanıcısı seçmendir. Seçmenlerin almak istedikleri hizmet seviyesi, verilmek istenilen hizmet seviyesiyle örtüşmek zorundadır. Aksi halde seç- menler arzu etikleri hizmet seviyesini asgari düzeyde karşılayacak ya da karşılamayı vaat eden başka siyasi partilere yönelecektir. Siyasi hizmetlerde uygun hizmet seviyesi insan onuruna saygılı, ekonomik, aynı zamanda siyasi ve sosyal katılımları sağlayacak hizmetlerdir (Tan, 1998: 85).

Seçmenler bir yönüyle etkiye son derece açık bireyler olabilirken bir başka yö- nüyle ikna edilmesi ve aşılması çok zor olan aktörler olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle seçmenlerin etki düzeyleri birbirinden farklı olarak, kapalı ya da açık özellik- ler sergileyebilir. Seçmenlerin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik özellikleri aynı za- manda siyasal davranış biçimlerini de etkilemektedir. Bu açıdan değerlendirilmeye tabi tutulacak olursa, seçmenlerin toplumsal ilişkileri, toplumsal çevresi, seçmenlerin

32 algıları, kişisel tercihleri ve seçmenlerin ekonomik durumları seçmenleri sınıflandır- mada önemli faktörler olarak kabul edilir. Bununla birlikte seçmenlerin siyasi ideolo- jileri, siyasal toplumsallaşma biçimleri ve son olarak siyasi partiye olan bağlıkları di- ğer önemli parametreler olarak kabul görmüştür (Doğan, 2013: 9).

Bu bilgiler ışığında seçmen özelliklerini şöyle sıralanabilir:

 Seçmenler, kendileri için en çok fayda sağlayacak siyasi görüşe oy vere- bilirler.

 Seçmenler, ailelerinin siyasal tercihlerinden etkilenip hatta onları benim- seyerek oy verebilirler.

 Seçmenler, içinde yaşadıkları toplumdan etkilenip toplum tarafından ya- pılan yönlendirmelerle oy verebilirler.

 Seçmenler, kamusal malları en etkin şekilde kendilerine kullandırabile- cek siyasi görüşe oy verebilirler.

 Seçmenler, iktidar olabilecek siyasi görüşte kendilerinin de yer alabil- mesi için oy verebilirler.

 Seçmenler siyasal kampanyalardan etkilenerek oy verebilirler (İşcan, 2013: 3).

Demokratik ülkelerde yerel yönetimlerden genel yöneticilere kadar, muhtarlar yerel, meclis üyeleri, yerel yöneticiler, yasama ve yürütme faaliyetlerini gerçekleştiren siyasal aktörler seçimle iş başına gelmektedir. Yine demokratik ülkelerde bu siyasal güçler seçimle kazanıp seçimle kaybedilmektedir. Demokratik ülkelerde seçimleri ka- zanma açısından seçmen memnuniyeti son derece önemli olup siyasal gücün kazanıl- masında kilit bir öneme sahiptir.

Doğan, seçmenleri; kararlı seçmenler, kararsız seçmenler ve yüzergezer seçmen- ler olarak üç ana kategori şeklinde sınıflandırmış ve bu seçmen tiplerini şöyle açıkla- mıştır:

33 Kararlı seçmenlerin sahip olduğu siyasal bilgi, görüş ve yönelimler katı bir özel- lik sergilemekte aynı zamanda değişime ciddi bir direnç göstermektedir. Görüş değiş- tirmeyen seçmen kitlesi olarak da bilinen kararlı seçmenler, bir siyasi partiye bağlılık düzeyi en yüksek olan seçmenlerden oluşmaktadır. Bu yüzden siyasal kampanya sü- reçlerinde karşıt partilerin mesajlarından en zor etkilenen ve davranış değişikliğine uğratılması en zor seçmen çeşididir. Bu seçmen kütlesindeki seçmenlerin hemen he- men tamamı partizan kimlikleri ön planda olan seçmenlerdir. Bu sebeple partizan kim- likli bu seçmen kitlesi siyasal kampanya sürecinde çoğu zaman içeriye yönelik mesaj- ların tarafı olabileceği gibi aynı zamanda mesajların tasarlanıp oluşturulmasında ve aktarılmasında önemli işlev de görmektedir. Kararlı seçmen tipleri, siyasi partilerin tabanını da oluşturmaktadır. Yüzergezer seçmen tipleri ise kararlı seçmenlere nazaran, etkilenen ve siyasal kararlarında değişkenlik gösterebilen seçmenlerden oluşmaktadır. Farklı seçim dönemlerinde özellikle, bireysel çıkarları ve rasyonel tercihleri doğrultu- sunda karar verebilen bu seçmen kitlesi, belirli bir partiye aidiyet duygusu taşıma- makta, aksine çıkarlarını daha iyi temsil edebilecek başka siyasi partileri tercih edebil- mektedir. Yüzergezer seçmenlerin zıt kutuplarda değişimini veya tercih dönüşümünü beklemek hatalı bir yaklaşımdır. Bu nedenle siyasal iletişim sürecinde özellikle poli- tize olmanın düşük olduğu toplumlarda, bu seçmen tipine yönelik, rasyonel çıkarlara hitap eden mesaj stratejilerinin oluşturulması çok önemlidir. Kararsız seçmen tipleri ise kararlarını, oy kullanma sürecinde veya seçim kampanyaları sürecinde belirginleş- tiren seçmen tipi olarak nitelendirilmektedir. Bu nedenle seçim kampanyalarından et- kilenmeye en müsait seçmen kitlesi kararsız seçmenlerdir (Doğan, 2013: 9-10).

Kalender ise; seçmenlerin oy verme davranışları doğrultusunda seçmen tiplerini, üçü temel olmak üzere altı farklı seçmen tipi olarak biraz daha detaylı kategorize et- miştir. Bu seçmen tipleri şöyledir:

Faydacı Seçmenler: Beklenti ve değerleri doğrultusunda amaçlarına ulaşmak için faydayı ön planda tutan ve daha çok rasyonel tercihler yapan seçmen tipleridir. Faydacı seçmenler de kendi arasında ilkeli faydacı seçmenler ve ilkesiz faydacı seç- menler olarak ikiye ayrılır.

34 planda tutarken aynı zamanda siyasi görüşler arasında ayrım yapabilen seçmen kitleleridir. İlkeli faydacı seçmen kendini sağ görüşlü olarak ta- nımlıyorsa, sol görüşe ait siyasal düşünceyi hiç dikkate almayacak ve kendi menfaatleri doğrultusunda siyasal tercihini sağ partilerden yana kullanacaktır.

ii. İlkesiz Faydacı Seçmenler: Bu seçmen tipi sadece kendi ekonomik men- faatlerini düşünmekte ve herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmadan ama- cına ulaştırabilecek kendine en yakın siyasal düşünceyi tercih etmekte- dir.

İdealist Seçmenler: Bu tip seçmenler inançları ve ideolojileri doğrultusunda oy vermekte ve maddi faydadan çok, manevi unsurları dikkate alarak karar vermektedir- ler. İdealist seçmenler de kendi aralarında ılımlı idealist seçmenler ve fanatik idealist seçmenler olarak ikiye ayrılmaktadır.

i. Ilımlı İdealist Seçmenler: İdeolojileri ve inançları doğrultusunda tercih yapan Fakat siyasi lider ve siyasal parti bağlılığı çok olmayan seçmen kitleleridir. Bu seçmen kitlesi aday ve siyasi partileri, ideolojileri ve inançları doğrultusunda değerlendirir, hangisini kendilerine daha uygun bulursa o yönde karar alan seç- menlerden oluşur.

ii. Fanatik İdealist Seçmenler: İdeoloji ve inançları doğrultusunda değerlendirme yapan, sahip olduğu siyasi görüşün temsilcisi olan, siyasi lideri ve siyasal par- tiyi koşulsuz destekleyen, benimsediği siyasal düşünceye karşı çok güçlü bir bağlılığı olan ve fikirlerinin değiştirmesi neredeyse imkansız olan seçmen kit- leleridir.

Gelenekçi Seçmenler: Bu seçmen tipi, herhangi bir partiyi grup etkileşimi, ya- kın çevre veya ailenin fikirleri doğrultusunda desteklemektedir. Daha çok psikolojik ve sosyolojik yaklaşımlar doğrultusunda siyasal tercihte bulunurlar. Geleneksel seç- menler kendi arasında ılımlı gelenekçi seçmenler ve fanatik gelenekçi seçmenler ola- rak ikiye ayrılır.

35 i. Ilımlı Gelenekçi Seçmenler: Bu seçmen kitlesi herhangi bir siyasi adaya veya siyasi partiye yakınlık duyan, onlara oy veren ancak güçlü bağlılık göstermeyen, gerekli durum ve şartlarda oy vermeyi düşündüğü siyasi partiden vazgeçip başka siyasi partiyi tercih eden seçmenlerden oluş- maktadır.

ii. Fanatik Gelenekçi Seçmenler: Bu tip seçmenler herhangi bir siyasi aktör veya siyasi partiye çok sıkı bağlanır ve değişmeleri neredeyse imkânsız- dır (Kalender, 2000: 138-140).

Benzer Belgeler