• Sonuç bulunamadı

İlginç Yönleriyle Sultan Melikşah

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlginç Yönleriyle Sultan Melikşah"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

~LG~NÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K~AH

AL~~ SEV~M

Büyük Selçuklu Devleti'nin azamet devrinin hükümdar~~ olarak tarihe geçmi~~ olan Sultan M elik ~ ah,6 A~ustos 1055'de dünyaya gelmi~tir. Daha küçük ya~larda iken babas~~ Sultan Alp Arslan 'la birlikte sefere ç~ kmak suretiyle, devletin fetih planlar~~ çerçevesinde, görev yapmaya ve dolay~s~yla da tecrübe kazanmaya ba~lam~~t~. Onun ç~kt~~~~ seferler s~ras~nda kazand~~~~ ba~ar~lar nedeniyle Sultan Alp Arslan, son derecede sevinmi~tir I. Daha sonra Alp Arslan, o~lu M elik ~ a h'~~ Karal~anh hanedamna mensup olan C el â ii ye Terken Ha tu n'la Merv kentinde evlendirdi. Alp Arslan, Üstyurt ve Mang~~lak'a sefer düzenledikten sonra Ni~abufa yak~n

Râdgân kentinde büyük bir tören düzenleterek "O~lu M elik ~~ ah '~~ veliaht yapt~~~n~" aç~klad~~ ve Selçuklu emirlerine "Kendisinden sonra Melik ~ a h'~~ sultan olarak tan~malar~~ hususunda teker teker ant içirdi, hil'atler verdi ve "Yönetimine M elik ~ ah '~~ atad~~~~ ~iraz ve ~sfahan kentlerindeki camilerde, kendi ad~ndan sonra onun ad~n~n da hutbelerde okutulmas~n~" emretti ve onun emrine 15 bin ki~ilik bir askeri birlik de verdi, daha sonra da M e - lik ~~ ah '1, omuzunda hükümdarl~k ve tâblilik simgesi olan eyer örtüsü (gâ~iye2) oldu~u hâlde, ata bindirip onun önünde birkaç ad~m yürüdü. O~lu Meli k ~~ ah hakk~ndaki bu iste~ini tekrarlamak amac~yla Alp Arslan, Mal azgirt Sava~~'na ba~lamadan önce, e~ine ve veziri Nizamülmülk 'e "Sava~ta ~ehit olursam Büyük Selçuklu Devleti taht~na o~lum M elik ~~ ah geçmelidir" dedi. Sultan, bu iste~ini Berzem kalesi kumandan~~ Hârezmli Yu s u f taraf~ndan a~~r bir biçimde yaralan~p ölmeden önce, beraberindeki veziri ve kumandanlar~na söyledi~i vasiyeti3 aras~nda "o~lu M elik ~ ah '~~ Sultan ve Nizamülmülk 'ü de onun veziri olarak tan~y~p onlara itaat et-

Bu konuda daha ayr~nt~l~~ bilgi için bk. ~. Kafesoglu, Sultan Melik ~~ a h De~rinde

Büyük Selçuklu imparatorlu~u (~stanbul 1953), s. 9-12; A. Sevim-E.Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Siyaset, Te~kilât ve Kültür (Ankara 1995), s. 76-77.

2 Bk. E. Merçil, "Ga~iye ve Selçuldular'da Kulland~s~ na Dair Baz~~ Örnekler", Yusuf Hikmet

Bay~m Arma~an~~ , Ankara 1985, s. 321-323

3 Bu vasiyetin ayr~nus~~ hakk~nda bk. Ali Sevim, "S~bt ~bnü'l-Cevzi'nin Mir'atü'z-zaman Fi Tarihi'l-Ayan Adl~~ Eserindeki Selçuklularla ilgili Bilgiler, II., Sultan Alp Arslan Dönemi"

(2)

518 AL~~ SEVIM

melerini" de söylemi~tin Melik ~ a h'~n veliahthp 'n~n Abbas' halifesi e 1 - Kaim Biemrillah '~n da onaylamas~~ gerekti~i için sultan Alp Ars-1 a n , halifeye bir elçi göndererek bu hususta ondan izin istedi. Sultamn bu iste~ini uygun bulan halife, Amidüddevle b. Cüheyr hil'atlarla birlikte bir tevkii, bu s~ralarda ~sfahan 'da bulunan M elik~~ ah 'a göndermi~, o da veliahthk iznini içeren tevldi ve hil'atlan ona vermi~tir4. Sul-tan Alp Arslan 'in ölümü (24 Kas~m 1072) üzerine de babas~n~n vasiyeti do~rultusunda devlet erkân~~ ve komutanlar, M elik ~ ah '~~ Büyük Selçuklu Devleti tahuna sultan olarak oturttular; onun sultanl~~~~ halife el-K a i m Biemrillah taraf~ndan da resmen onayland~. Böylece Selçuklu sultan~~ olan 20 ya~~ndaki M elik ~~ ah, huzuruna gelen devlet erkân~na, N i - zamülmülk 'ün "Ey sultan hadi konu~" demesi üzerine "Sizin benden büyü~ünüz benim babam, ortancan~z karde~lerim, küçükleriniz de benim o~ullar~md~r" demek suretiyle onlar~n kalplerini ho~~ tutup kendine ba~lamaya çal~~t~, daha sonra da hep birlikte Merv'e giderek babas~n~n cese-dini, dedesi Ç a ~ r ~~ Bey 'in mezar~n~n yan~na defnettilers.

Kavun Bey'in Son ~syam ve Sultan Meliksah

Sultan Melik§ ah, Selçuklu tahtma ç~kt~ktan sonra ülke içindeki hu-zursuzluklan önleme ve Selçuklu s~mrlann~~ koruma hareketlerine ba~lad~. Özellikle amcas~~ Kirman hâkimi K a vu r t Bey'in, karde~i Alp Ars-1 a n'~ n ölümü üzerine kendisine "Ben, büyük karde~, sen küçük olan o~uldan daha çok Selçuklu tahum lây~lum" diyerek isyana kalk~~mas~~ üzerine Sultan Melik ~ ah, beraberinde veziri Nizamülmülk, ordusu, lwmutanlan ve Selçuklu vasal~~ Arap emirleri oldu~u hâlde, K a vu r t Bey 'e kar~~~ harekete geçip Hem edan yak~nlar~nda onunla sava~a ba~lad~~ (15 Nisan 1073); K a vu r t Bey, yenilgiye u~rapp Hemedan da~lar~na kaçmas~na ra~men ele geçirildi. Bu arada Melik ~ a h, Hemedan'a geldi ve veziri N i - zamülmük 'ün de etkisiyle "K avur t 'un derhal öldürülmesini" emretti. Bir ara yakalan~p kendisine teslim edilen emir Sa v re ki n 6 taraf~ndan yaya olarak sultan~n huzuruna getirilen K a vu rt Be y, ona sayg~s~n~~ göstermek amac~yla önünde yere e~ilip onun diri öptü. Bunun üzerine sultan, ona "Ey amca, böyle yorgun ve peri~anl~k do aps~yla ne hale gelmi~sin! Bana kar~~~ giri~ti~in bu isyan hareketinden hiç utanm~yor musun? Sen, karde~in olan

4 Bu hususta ayr~nt~~ için bk. ~. Kafeso~lu, s. 12-13; A. Sevim-E. Merçil, a.g.e., s. 77.

5 Bu konuda bk. A. Sevim, a.g.mak., s. 1-2

(3)

ILGINÇ YÖNLER~YLE SULTAN MEL~K~AH 519

babam Alp Arsla n'~n ölümü dolay~s~yla bir yas günü düzenlemedi~in gibi, onun kabrine örtülmek üzere bir örtü bile göndermedin, halbuki ya-banc~lar dahi onun ölümü dolay~s~yla yas t~~ttular, sen ise bir karde~~ olarak onun vasiyetini bir tarafa atarak ~enlik yap~p e~lendin. Fakat Ulu Tanr ~ , senin bu kötü hareket ve davran~~lar~n~n kar~~l~~~n~~ i~te sana böyle verdi" dedi. Kavur t Bey ise sultan~n bu sözlerine cevap olarak "T a n r ~'ya ant olsun ki ben, sana kar~~~ asla harekete geçmek istemedim, ancak senin asker-lerin bana, gece, gündüz mektuplar gönderip 'Acele kendiasker-lerine gelmemi' bildirdiler. ~~te bu nedenle ben, Ulu Tanr ~'n~n benim hakk~mda takdir buyurup yerine gelmesini istedi~i ~ey sebebiyle bu isyan harekat~na giri~tim" dedi7 .

S~ bt'~n eserinde (MirUzü'z-zaman),Sultan Melik ~ ah - Kavurt Bey ili~kileri hakk~nda ~u ilginç kay~tlar yer almaktad~r:

Sultan Melik ~ a h, amcas~~ K a vu rt Bey'in bulundu~u yeri haber al~nca onu yakalamas~~ için birisini gönderdi. Bir tepe üzerinde oturmakta olan sultan, yiyecek istedi ve kendisine hemen getirilen bu yiyecekleri yasal Arap emirleri Müslim b. Kurey~ , ~ bn Mezyed ve ~ bn Ver-r a m'~~ ça~~Ver-rtaVer-rak onlaVer-rla biVer-rlikte yedi. Daha sonVer-ra sultan, auna binmi~ti ki tam bu s~rada, yakaland~ktan sonra aundan indirilen ve ba~~ndaki külâh~~ al~n~p sultan~n yan~na getirilen K a vu r t Bey 'e sultan~~ ululamas~~ için "Yeri öp!" denildi, fakat Q, bunu yapmad~. Bunun üzerine sultan, ona yakla~~p boynuna sar~ld~~ ve "Ey amca, sen çok uzak bir yerden geldin, auna bin ve bi-zimle gel!" dedi ve hemen de oradan ayr~ld~. Emir Savtekin de kendisine teslim edilen Kavur t Bey alarak kendi özel çad~nna götürüg,göz alt~na ald~. Bu s~rada K a vu r t Bey, Sultan Melik ~ a h'a ula~t~r~lmak üzere ~unlar~~ söyledi: "Bundan sonra ülke ve hükümdarl~ kla asla ilgilenmeyece~im, sultana muhalefet yoluna gitmeyece~im. Bütün mallar~m, kent ve kalelerim ve kölelerim sultan~n olsun. Ben, bir mescit kö~esinde oturup dünyadan göç edinceye kadar Tanr ~'ya yalvar~p yakarmakla me~gul olarak gece, gündüz zincire ba~l~~ bir hâlde kalay~m, böylece tek ba~~ma olup Tanr ~~ fikrinden uzak kalmayay~m. Beni öldürtmek suretiyle Selçuklu hanedan~n~~ mahvetme ve benim hakk~mda Nizamülmülk 'ün sana söyledi~i söze ve etti~i tavsi-

7 Bk. A.Sevim, "S~bt ~bnii'l-Cevzrnin M•r'âtifz-zaman Fi Tarihi'l-âyan Adl~~ Eserindeki Selçuklularla ilgili Bilgiler, III., Sultan Meli ~ ah Dönemi" Belgeler, Türk Tarih Belgeleri De~gisi, cilt XX, say~~ 14, s. 3; Ahmed Bin Mahn~~ ~d, Selçuk-Nâme I, haz~rlayan E. Merçil, ~stanbul 1977, s. 118- 119; ayr~ca bk. A. Sevim-E.Merçil, g.e., s. 80.

(4)

520 AL~~ SEVIM

yeye kulak asma ve bana Türklere yak~~acak ~ekilde davran! Ben baban~n ölümünden beri sarf etti~in bütün paralar~~ sana verece~im. Ülkemi sana tes-lim edip Suriye, ya da Hicaz'a gidece~im". Çok geçmeden Hemedan'a götürülüp Ebü Hâ ~ im el- C â fe r i'nin evinde hapsedilen K avu r t B e y, kendisine gönderilen bir K~p çak taraf~ndan bo~az~na yay~n~n kiri~i geçirilip öldürüldü (Nisan/May~s 1073)8.

K avu r t Bey'in özellikle vezir N izamülmül k'ün sultan üzerindeki sürekli etkisi sonucunda öldürülmesini haber alan Selçuklu ordu-sundaki askerler, N izamülmül k'ü yüzüne kar~~~ lânetleyerek ba~~r~p ça~~rd~lar, hattâ ordudan ayr~l~p ba~ka tarafa çekildiler ve ona "Sultan Alp Arslan, böyle mi vasiyette bulundu? Halbuki o, Kavur t Bey 'e belirli bir miktar para ile Kirman ve Fars'~n verilmesini ve kendi e~i Sefe r i yye Hatun 'la da evlenmesini vasiyet etmi~ti" dediler. Daha sonra askerler, ülkede birçok ~eyleri ya~malay~p ele geçirdiler. Askerlerinin bu tutum ve davran~~lar~ndan endi~eye kap~lan Sultan Melik§ a h'a veziri N i - zam ülm ülk, "Bu duruma kar~~~ sen mi önlem alacaks~n, yoksa ben mi?" deyince sultan "Tabii ki sen" dedi. Bunun üzerine N izam ülm ülk, bu as-kerlere para ve ~ktâlar verdi, böylece onlar, sultan ve Nizam ülmül k'e kar~~~ olan olumsuz tutum ve davram~lanndan v-azgeçip sükünet buldular ve orduya geri döndüler. Sultan, vezirinin bu ba~ar~s~~ üzerine onun ~ktâlanna, aralar~nda Tus kentinin de bulundu~u yeni ilâveler yapt~; ayr~ca ona hil'at giydirip çe~idi arma~anlarla "Atabek" unvan~n~9 da verdi u).

Sultan Melik~ah'm O~lu Davud'un ölümü ve Sultamn ilginç Durumu Sultan M elik ~ a h'~n hayat~nda en çok üzüntü duydu~u olay, e~i Ter ken Ha tu r~ dan olan o~lu D avu d'un 12 May~s 1082'de ~sfahan'da ölümüdür. Bu sebeple sultan, daha önce hiç görülmemi~~ ~ekilde son dere-cede çok ac~~ çekti, hattâ birkaç kez kendini öldürme giri~iminde dahi bu-

8K avu t Be y'in isyan~, yakalan~p, öldürülmesi hakk~nda bk. A. Sevim, a.g.makl., s. 4-5; E. Merçil, Kirman Selçuklular~~ (~stanbul 1980), s. 45-63 (Bu eserde çe~itli kaynak ve ara~t~ rmalardan yararlan~ lmak suretiyle oldukça ayr~nt~ l~~ bilgiler verilmi~tir); K a vur t Be y'in öldürülmesinde de uygulanan hanedan mensuplar~n~n öldürülmesi s~ras~nda kanlar~mn alut~lmas~~ yasa~~~ hakk~nda bk. M.F. Köprülii, "Hanedan âzas~n~n idam~nda kan dölune memniliyeti", Türk Hukuk Tarihi Dergisi (1941/42), 1. 1-9. Bu töre'nin de~i~ik bir uygulamas~~ hakk~nda bk. A. Sevim, Suriye ye Filistin Selçuklular~~ Tarihi, Ankara 2000, 3. Bask~. TTK. Yay., s. 83; ~. Kafesoglu, a.g.e., s. 20-23; A. Sevim-E. Merçil, a.g.e., s. 78-81.

9 Eski ve yeni Türk lehçelerinde "Baba" anlam~ na gelen ata ile beg (Bey, emir) süzciiklerinden olu~an Atabek hakk~nda bk. M.F. Köprulü, ~A. "Ata" mad. ve bu maddedeld

"Atabe'g".

(5)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K~AH 521 lundu, fakat kendisinin ileri gelen yak~nlar~, ona engel olmak için onun boynuna sar~l~ p yan~ndan hiç ayr~ lmad~lar, çünkü onun sab~r ve dayanma gücü son derecede zapflam~~t~. O, hep o~lunu koklay~p duruyor, bu nedenle onun cesedinin y~kanmas~na engel oluyordu. Yeme ve içmeyi de b~rakan sul-tan, sürekli olarak giysisini çeki~firip duruyordu; kendisini teselli etmek iste-yenleri dinlememek için kald~~~~ yerin kap~lar~n~~ kapaturd~. Bu arada

Türkmenler, Türk mate~n töresi gere~ince Sultanhk Saray~'nda toplan~p saçlar~n~, ba~lar~n~~ yoldular, Saray'daki kad~nlar, hizmetkarlar ve di~er Saray mensuplar~n~ n kad~nlar~~ da onlara kat~l~p ayn~~ ~eyleri yapt~lar. Selçuklu ülkesindeki halk da yedi gün süreyle evlerinde ve sokaklarda yas tuttular, at-lar~n~n al~nlar~ndaki kâkülleri kestiler, eyerlerini ters çevirdiler ve üzerlerine karalar sürdüler. Bu yasla ilgili olarak ~sfahaddan Ba~dat'a gönderilen bir mektupta "Benim bu mektubum, bir saatte üzüntüden alt-üst olan bir ülkeden geliyor. Ben, böyle bir olaya ~imdiye kadar hiç tan~ k olmad~m" de-nilmi~tir.

O~lunun ölümünden bir ay geçtikten sonra ava ç~kan sultan, bir ka~~t parças~na ~u ilginç yaz~lar~~ yazm~~t~r:

"Ey o~lum Davud! Sensiz ava ç~kt~m, senden ayr~lmam~n bana verdi~i s~k~nt~~ ve senden uzak kalma= getirdi~i bir yaln~zl~k içindeyim. Böylece ben, fele~in seni benden ald~~~, bu sebeple gecelerimi uykusuz b~rakt~~~, ha-yat~m~~ berbat etti~i, ci~erimi parçalapp üzüntümü ve s~k~nu~rn art~rd~~~~ için a~l~yorum. Hadi bana, benden ayr~ld~ ktan sonraki durumunun nas~l oldu~unu haber ver! Ölüm, seni de~i~tirdi mi? Mezar kurtlar~~ senin vücudunu ne yapt~? Toprak, yüzüne ve gözlerine ne yapt~? ~u anda sen de benim gibi üzüntülü müsün? Seni ne kadar çok özlüyorum, senin için ne ka-dar üzülüyorum ve ac~~ duyuyorum. Vâh senin yoklu~una vah." Sultan~n bu ac~ kl~~ ve ilginç sözlerinin yaz~l~~ oldu~u ka~~ t parças~~ vezir N i - zamülmül k'e götürülüp verildi, o da bunu okuyunca hüngür hüngür a~lamaya ba~lad~~ ve derhal ileri gelen devlet adamlar~n~~ yan~na ça~~r~p on-larla birlikte Davu d'un mezar~na giderek bu ka~~d~~ kabre kar~~~ okudu. Bu-nun üzerine onlar, hep birlikte feryat ve figanlar edip a~lad~lar. Bu s~ralarda Selçuklu ülkesinde de sanki Da vu d, yeni ölmü~~ gibi, daha önce tutulan yas-lar tekrar edildi. Ayr~ca Halifelik veziri A midüddevl e, Halifelik Sa-ray~'ndaki Selân~hk'ta üç gün süreyle yas tutup taziyeleri kabul etti".

11 D avu d 'un ölümü hakk~ nda bk. A. Sevim, a.g. makl. "III., Sultan Melik ~ ah Dönemi", s. 45-46; Ahmed Bin Mahmud, I, s. 139-141. Bu hususla ilgili ara~t~rmalarda K~~. O. Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-~slân~~ Medeniyeti, Ankara 1965, s. 150; ~. Kafeso~lu, a.g.e., s. 201'deki not nr.S'cle son derecede az ve yetersiz bilgiler yer alm~~t~r.

(6)

522 AL~~ SEVIM

Telds'in ikinci isyan~~ ve Sultan Meliksah'~n ilginç Davran~slan

Bilindi~i üzere Sultan M el ik ~~ a h'~n karde~i Belh ve Toharistan

bölgesinin yasal yöneticisi olan T e ki ~, isyana giri~mi~se (1081/82) de ba~ar~ l~~ olamay~ nca M elik ~ a h'~ n huzuruna gelip af dile~inde bu-lunmu~tu. Fakat o, daha sonra Sultan M el i k ~~ a h'~n Musul yörelerinde bulundu~u s~ ralarda, ikinci kez sultana kar~~~ isyana ba~lad~~ (1084/85). Bu konuda öteki ilgili kaynaklarda yer almayan ilginç bilgiler, S ~ b t '~n eserinde (Garsun ~~ i'me Muhmmed b. Hilâl es-Sâbi'inkaybolmas~~ sebebiyle bugün elimizde bulunmayan Uyünü't-tevârlh adl~~ eserinden naklen) kaydedilmi~tir. Bu kay~tlara göre Sultan M el i k ~~ ah, Musul'da bu-lundu~u s~ralarda T eki ~~ hakk~nda kendisine ~u haberler ula~nr~ld~:

T e ki ~ , isyana ba~lay~p harekete geçerek Horasan'dalci Mervürrüd'a

geldi ve kenti tahrip ederek halk~n mal ve paralar~n~~ ya~~nalatu, daha sonra da yine Horasan'daki Mervüssa'hican'a gelerek hile ile ~ehrin kap~s~n~~

açt~rd~, böylece ~ehre giren T eki ~, burada da üç gün sürekli olarak halk~n mal ve paralar~n~~ ya~ma ile kad~nlara tecavüz ettirdi. Bu arada T eki§ ve adamlar~, Ramazan 'da ~ehrin Ulu Camii'nde içki içtiler ve kif~rlerin bile ho~~

görmeyece~i kötü ~eyler yapt~lar, ayr~ca kenti de tahrip ettiler. Daha sonra Teki ~, Sultan M elik ~ ah'~ n nâibi Mesut b. Yâh ~ z e t - T ü r km ani 'nin içinde bulundu~u Serahs'a yöneldi. Bunu haber alan M esu t, çok sa~lam surlar~~ olan, bu nedenle kolay kolay ele geçirilemeyen kent kalesine ç~ k~p savunma haz~rl~ klar~~ yapt~. Kaleyi günlerce ku~atan T eki ~, M e su t 'a bir tak~m hileli haberler gönderdi, fakat M esu t, ona "Güya sen, Sultan M e lik ~~ ah 'a ait bayraklar aç~yorsun" cevab~n~~ gönderdi. Ku~atmay~~ sürdüren Teki ~, kale surlar~na kar~~~ manc~n~klar kur-durup sava~~~ sürdürmekte iken "Sultan~n Rey kentine geldi~ini ve kendisinin isyana devam ile sava~t~~~m haber ald~~~n~" ö~rendi. Bu arada Selçuklu ordu komutanlar~, sultana "Orduyu Hâslarin komutas~nda Teki ~'e kar~~~

sevke-dip kendisinin de arkadan bizzat harekete geçmesini" bildirdiler. Bunun üzerine davullar, camuzlara yükletildi; bunlar, alt~~ günde Nisabur'a ula~t~lar. Bu arada da Sultan M el ik ~~ a h, M es u t'a bir mektup gönderip "Davul sesini falan vakitte duyunca askerlerinle davullar~n önüne ç~k, biz de onlar~n arkas~ndan geliyoruz" dedi. Fakat bu s~ rada Teki ~'in öncüleri, sultan~n bu mektubunu M e su t'a getiren casusu yakalay~p T e ki ~'e getirdiler. Mektu-bun kapsam~na vâlc~f olan Teki 5, korku ve deh~ete kap~ld~~ ve acele olarak alabildi~i kadar gerekli e~yalar~n~~ toplad~, geri kalanlar~m da ate~e verip kale

(7)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~KSAH 523

ku~aunas~ndan ayr~larak Merv'e geldi, fakat halk kent kap~s~n~~ yüzüne ka-pat~p onunla sava~maya ba~lad~lar ve onun burada b~rakt~~~~ askerlerinden bir bölümünü öldürdüler. Öte yandan Mesut b. Yâ h ~~ z , Serahs'a ula~an Boza n'~n öncü kuvvetlerine gelip kat~ld~. Böylece bu Selçuklu kuvvetleri, Teki ~'in pe~ine dü~üp onun bütün hareketlerini yak~ndan gözetlemeye ba~lad~larsa da ona kar~~~ herhangi bir sald~r~ya geçmediler. Bu arada Belh'e ula~an Teki ~, mal ve yiyecek maddelerini almak için burada ikamete ba~lad~, fakat bu s~ralarda Sultan Melik ~~ ah da Belh'e yakla~m~~t~. Bunun üzerine o, Venenc kalesine ç~k~p s~~~ nd~~ ise de sultan~n kendisini izlemesi sebebiyle buradan ayr~larak bu yöredeki bir otla~a gelip konaklamaya ba~lad~. M elik ~ a h'~n emiri Ar tuk Bey de hayvanlar~n~~ otla~a salan bura sahipleriyle birlikte bulunuyordu. Bu arada buradaki dar bir geçide kuvvet yerle~tiren Teki ~, beraberindeki emirleri de Venenc kalesinin çevresine yerle~tirdi. Öte yandan Sultan Melik ~ ah, atma binip oradaki dar geçidi yukar~dan görebilen bir da~~n tepesine ç~ kt~~ ve buradan, Teki ~'in bulundu~u yere ula~~labilmesi kuvvetle muhtemel olan bir yer görüp tespit etti. Bu arada sultan, Teki ~'in ba~~~lanmas~~ amac~yla kendisine gelen Gazne hâkimi ~ brahim b. Mesu t'un elçisirie "Biz, ~u an bu-lundu~umuz yerden çekilecek olursak bu kez size kar~~~ askeri harekata ba~lar~z; çünkü senin emirin, Teki ~'i bize kar~~~ isyana k~~k~rtn" dedi. Bu-nun üzerine elçi sultana, benim ernirim "Ben, sultanla aram~zda olan ahde Gazne'den vazgeçip halk~n~~ ve mallar~n~~ Hindistan'a nakletmek zorunda kal-sam da, sâd~k bulunuyorum ve bu ahdimi devam ettiriyorum. Seninle sava~maktan T anr I, beni korusun. Böylece ben, sana itaat ile tabi olmam dolay~s~yla senin kalbindeki benim hakk~mda olan olumsuz ~eyler ortadan kalkar" dedi. Elçinin bu sözleri üzerine sultan, ona `T eki ~~ için emirinizle aram~zdaki dostlu~u ve yak~ nl~~~~ asla bozmak istemeyiz" dedi. Öte yandan Teki ~'in ordusunda, çok kötü ve yok olma durumuna dü~meleri sebebiyle kayna~malar ba~lad~. Bu nedenle askerler Teki ~'e kar~~~ fikir ve niye tlerini de~i~tirdiler. Bu durumu anlayan Teki ~, esas~nda hile yapmak, fakat görünü~te iyi ve ho~~ görünmek amac~yla sultana bir elçi gönderdi. Önce ve-zir Nizamülmül k'e, sonra da sultana gelen bu elçiye sultan, `T e k i ~'ten bir elçinin, ya da bir mektubun Gazne hükümdar~na gönderilmesinden korkup çekindiniz ve sizin haldumzda hiç kimse ona hitap etmeye cesaret edemez" dedi. Bunun üzerine elçi, Nizamülmül k'e gelip "T e k i ~, bütün yetkilerini sana vermi~~ ve i~lerinin yürütülmesini sana b~rakm~~t~r" dedi ve Teki ~'in ~u sözlerini de ona aynen nakletti: "E~er sen

(8)

524 AL~~ SEV~M

uygun görürsen ben, sultandan bana bir güven geldikten sonra gider, ken-dimi sultamn önüne atar~m ve elimde bulunan bütün kaleleri ona teslim ederim, çünkü bu kaleler, aram~zda vah~et ve kötülü~e sebep oluyor. Ben, bütün bu söylediklerimi kesinlikle aynen yerine getiririm". Elçinin nakletti~i T eki ~'in bu sözleri üzerine N izam ülmül k, sultamn yan~na gitti ve T e k i ~'in elçisini haber verdi, sultan da ona "~u an, benim yan~ mda T e k i ~'in emirlerinden birisi var, bu, bize yeterli bir durumdur. E~er Teki ~, kendi memleketinde oturmak isterse o zaman i~ler yoluna girer ve kaleler kendisine teslim edilir, böylece de ona olan lütuf ve ihsan~m~z daha çok art~r~l~r ve istedi~i ~ey hususunda bana ant içtikten ve senin ve benim ta-raf~mdan istedi~i ~eye güven duyulduktan sonra da hemen benim huzuruma al~n~r, yok e~er huzuruma gelmekten korkup çekinecek olursa o zaman ben, ona kendi ülkemizde ba~ka bir yer veririm ve elinde bulunan kaleleri bize teslim edip verdi~im o yere gidinceye kadar ona yolu açar~m. E~er o, Toha-ristan'l isterse oray~~ da ona veririm. Benim bundan ba~ka ona hiçbir söz ve cevab~m yoktur. Bunu, T eki ~'in elçisine bildir ve ona 'Bu hususlar~n biri-sinden dönecek olursa onun boynunu vurdururum' de" dedi. Bu s~ralarda bir rastlant~~ eseri olarak sultan~n emirlerinden birisi, kap~ya yak~n bir kalenin alt taraf~ndaki patika yoldan giderken T eki ~'in saray~n içinde sarho~~ bir durumda bulundu~unu gördü ve ona sald~rd~~ ise de adamlar~, onu koruyup kurtard~lar, bunun üzerine Teki ~~ yukar~ya kaleye ç~ kt~. Çok geçmeden Teki ~'in sultana gönderdi~i elçi, bir süre sonra yeniden geldi ve ona "Ne için geldin?" denilince o da "Sultan~n Teki§ için r~zas~ n~~ almaya geldim" dedi. Bunun üzerine vezir N izamülmül k, elçinin elini tutup sultana götürdü. Sultan onu görür görmez "Ne için geldin?" deyince elçi, "Adil me-likimiz diyor ki 'Ben kaleleri asla teslim etmem, ben, da~~n tepesinde olu-rum, sen de da~~n öteki tepesinde olursun, aram~zda da vadi olur, böylece kar~~l~kl~~ olarak konu~ur anla~~r~z. Sen, bana Herat'l verir, bunun için bana H c e Buzurg N izamülmül k'ü gönderir, onunla bu hususlar! kararla~t~ r~ m. Ben Müslim b. Kurey ~'ten daha a~a~~~ bir insan de~ilim." Elçinin bu sözleri üzerine sultan, gazaba gelip adeta ç~lg~ na döndü ve "Elçinin derhal boynunun vurulmas~n~" emretti. Bunun üzerine N i - zamülmül k, aya~a kalk~p yer öptü ve elçinin öldürülmemesi için sul-tana yalvar~p yakard~. Esas~nda bu durum, N izamülmül k'e çok zor geldi ve ac~~ verdi, çünkü o, bu sorunu, sultan içki Meclisi'nde iken acele olarak ona götürüp arz etmi~ti. N izamülm ül k'ün geldi~ini ö~renen sultan, adeti oldu~u üzere, ona sayg~s~~ sebebiyle "içki Meclisi'nin derhal

(9)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MELIKSAH 525

kald~ r~ lmas~ n~" emretti. T eki ~'in elçisinin öldürülmemesi sorununu çözmeyi ba~aramayan Nizamülmül k, buna son derecede üzüldü. Bu arada sultan, "Askerlerin elçinin çevresini ku~atmalarm~, daha sonra da kuv-vetli bir darbeyle boynunun vurulmas~n~" emretti. Sultan~n bu emri, derhal yerine getirildi, elçinin cesedi de T eki ~'e gönderildi. Daha sonra Sultan Melik ~ a h, T eki ~'i ele geçirmek amac~yla ordusuyla hareket geçti, emir Boza n'~n komutas~ndaki sultan~ n öncü kuvvetleri Serahs'a gelip burada bulunan M esu t b. Yâ h iz, Bozan ve P orsu k'un kuvvetleriyle birlikte Teki ~'i izlemeye ba~lad~lar, sonunda Venenc kalesine s~~~nm~~~ olan Teki ~'i buradan zorla indirdiler (2 Ekim 1085), gözlerine mil çekilen Teki§ Dâmegan'daki Fir~lzküh kalesine gönderildi, böylece o, ölünceye kadar orada tutuklu kald~~ 12 .

Sultan Melik~ah'~n Kuzey-Suriye Seferi S~ras~ndaki ilginç Davran~~lar~~

Sultan M elik ~ a h'~n Kuzey-Suriye'ye gitmek üzere" ~sfahan' dan ayr~ l~ p Nizamülmülk'ün o~lu Müeyyidülmülk'ün yönetimindeki Tekrit üzerinden Musul'a hareket etti. Yolu üzerinde bulu-nan bir Arap kabilesine mensup temsilciler, sultana gelerek "Elcezire'de oturmakta olan Araplar~n kendilerine sald~ rmamalar~~ hususunda lütfedip kendilerine güvence vermesini" dilediler, sultan da onlara bir ok vererek "Bunu, Araplar~n obalar~na götürüp onlara vermelerini" bildirdi 14. Bu arada

bir bedevi Arap, sultana gelip "Ey âlemlerin sultan~, bir askeriniz benim m~zra~~m~~ ald~" deyince sultan, daima beraberinde bulunup kendisini ko-ruma görevi yapan Çavu~iyye (Sav~~~lyyen=Çavu~lad'ye" "Bunu ara~t~rmalar~m" emretti. Çavu~lar, k~sa sürede elinde bedevi Arab~n m~zra~~~ bulunan o askeri sultan~n huzuruna getirdiler, sultan da "Bu askerin elinin kesilmesini" emretti ve bedevi Araba da "Bu kesik eli m~zra~~n~n ucuna koy

12 Teki ~'in ikinci isyan~~ ve sonu hakk~nda, G arsunni'me 'den naklen S ~ bt 'ta verilen bu ayr~nt~l~~ ve ilginç bilgiler, öteki ilgili kaynaklarda yer almad~~~~ gibi ilgili ara~t~rmalara da yans~ ulmam~~ur. Kr~. ~. Kafeso~lu, a.g.e., 58-59; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 114-115; Türk

Ansiklopedisi (TA.) "Teki~, ~ihabuddevle" mad.; S~bt'daki bilgiler, Ahmed b. Mahmud

taraf~ndan da nakledilmi~tir. Bk. I, s. 144-149.

13 Sultan Melik ~ ah 'in Kuzey-Suriye seferi ve daha sonra cereyan eden olaylar~n ayr~ nt~s~~ hakk~nda bk. A. Sevim, a.g.e., s. 127-132; S~bt'daki bilgiler Ahmed b. Mahmud taraf~ndan da nakledilmi~tir, bk. I, s. 144-149.

14 Bu konuda bk. O. Turan, "Eski Türklerde Okun Hukuki' Bir Senbol Olarak Kullan~lmas~", Belleten (1945), IX/35, s. 305-18.

(10)

526 AL~~ SEV~~ M

ve Araplara güven verip ho~nut etmek için onlar~n obalar~nda dola~nr" dedi, bedevi de sultamn bu emrini aynen yerine getirdi.

Gerçekten ilgili kaynak ve ara~t~rmalara yans~mayan bu ilginç olay, Selçuklu yönetiminin tâbilerine kar~~~ ne derecede adaletli ve koruyucu oldu~unu aç~k bir ~ekilde göstermektedir. Büyük Selçuklu Devleti'nin Ulu Sultan/ M elik ~ a h'~n bir bedevi Arab~n ~ikâyetini dinleyip suçlu bulunan bir Selçuklu askerini elini kestirerek cezaland~rmas~, dikkate sayan bir olay olarak böylece tarihe geçmi~tir.

Bu olaydan sonra Sultan Melik ~ ah, Musul'dan ayr~ ld~~ (5 A~ustos 1086) ve halk~n~n ba~vurusu sonucunda Urfa'y~~ ele geçirip Selçuklu s~ n~rlar~~ içine ald~, bu arada Câber kalesi de ele geçirildi. Buradaki h~ rs~z ve fe-satç~lar~n ba~~~ olan bir adam~n kar~s~, kalenin tepesine ç~karak kendini a~a~~~ att~~ ise de sadece baca~~~ k~r~l~p ölümden kurtulmu~tu. Bu olay sultana bildi-rilince sultan, o kad~n~~ yan~na getirtip "Niçin can~n~~ böyle tehlikeye att~n?" diye sorunca kad~ n da "Tecavüze u~ramaktan korktu~um için can~ ma k~ymay~~ ye~ledim" dedi. Kad~n~n bu cevab~na çok ~a~~ ran sultan, "Sen nereli-sin?" diye sorunca o da "Dima~khylm" diye cevap verdi. Bunun üzerine sul-tan, "Bu kad~n~n ailesine götürülüp teslim edilmesini" emretti16.

Görüldü~ü üzere bu ilginç olay da Sultan Melik ~ a h'~n, ülkesinde ya~ayan insanlar~n her türlü sorunlar~yla nas~l yak~ndan ilgilendi~ini ve on-lar~n güvenli ve mutlu olabilmeleri için ne kadar ince ve insafl~~ dü~ünüp ge-rekli kararlar~~ alarak emirler verdi~ini bütün aç~kl~~~yla göstermektedir.

Daha sonra Haleb'e gelen Sultan M elik ~ a h'a bölgedeki çe~itli Selçuklu yasal emirleri, birer birer gelip tâbiiyetlerini arz etmi~lerdir. Haleb- 'de bir süre kalan Sultan M eli k ~~ ah, buradan daha önce Süleyman ~ ah taraf~ndan fethedilen (12 Aral~ k 1084) Antakya'ya gitmi~~ (Aral~k 1086) ve ~ehirdeki Süleyman ~ a h'~n veziri Hasan b. Tahir taraf~ ndan ~ehir d~~~ nda kar~~lanm~~t~ r. Sultan, beraberindeki emirlerden Alpo ~ lu Ya ~~ s ~ ya n'~~ bir miktar askerle ~ehir ~~hneli~i'ne atad~~ ve vezir Hasa n'~~ da Divan i~lerini yürütmekle görevlendirdi. Daha sonra sultan, Samanda~~~ (Süveydlye)'na kadar giderek Akdeniz'e ula~t~. Denizi büyük bir heyecanla seyreden sultan, hükümranl~~~~ alt~nda bulunan ülkelerin babas~~ Alp Arslan dönemindekinden daha

16 ilgili ara~t~rmalarda yer almayan bu olay hakk~ nda bk. A. Sevim, a.g.makl., s. 69 ve Ahmed b. Mahmud, I, s. 151.

(11)

~ LG~NÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K~AH 527 geni~~ bir hale gelmesi nedeniyle T anr ~'ya ~ükretmi~, bu dü~üncelerin ken-disinde olu~turdu~u gurur ve heyecanla at~m dalgal~~ denize sürerek elindeki k~l~c~~ üç kez sulara dald~ r~p ç~kartm~~~ ve "~~te T anr 1, Do~u Denizi'nden Bat~~ Denizi'ne kadar olan ülkelerin hakimiyetini bana verdi" dedikten sonra da namaz k~larak kendisine ihsan etti~i bu lutf ve inayetten dolay~~ T an r ~'ya ~ükretmi~tir. Bu arada sultan, deniz k~y~s~ ndan bir miktar kum alm~~~ ve daha sonraki bir zamanda babas~~ A 1 p Ar s 1 a n'~n Merv kentindeki mezar~na gidip "Ey babam A lp Arsla n, sana müjdeler olsun, henüz bir çocuk ola-rak b~ola-rakt~~~n o~lun, dünyay~~ ba~tan ba~a fethetti" demek suretiyle hakl~~ ve gururlu duygular~n~~ belirtmi~tir17.

Sultan Melik~ah'~n Ba~clat'l ~kinci Ziyareti ve Cereyan Eden ilginç Olaylar

Sultan M elik ~~ a h, beraberinde veziri N izamülmülk oldu~u halde, 5 Kas~m 1091'de ikinci kez Ba~dat'a geldi, kendisini Halifelik vezir vekiliEminü'd-devle Ebû Sa'd b. Mavsalakar~~lad~.Sultamn bu geli~i sebebiyle karde~i Suriye meliki T u tu ~, Haleb emin i Ak s un-g u r, Urfa emin i B o za n, emir Ç ubuk ve di~er Selçuklu emirleri Ba~dat'a ça~r~lm~~lard~. Sultan~n Ba~dat'a gelmesi dolay~s~yla Ba~dat'ta büyük senlikler yap~ld~. Bu cümleden olarak gece sohbeti yap~lan Sümeyriyye gemilerinde ve büyük kay~klarda büyük mumlar yak~ld~; her kay~kta büyük bir çardak bulunuyordu. Böylece Dicle Irma~~~ me~alelerle süslendi. Ba~dat halk~, bunu seyredip ne~elenmek amac~yla evlerinden ç~karak Dicle Irma~~~ k~y~s~na gelip geceyi burada geçirdiler. Vezir N izamülmülk ve di~er ileri gelen devlet adamlar~, bu ilginç manzara kar~~s~nda yap~lan büyük gösterilere kat~ld~lar, çe~idi e~lence ve oyunlar e~li~inde gemi ve kay~klarla Dicle ~rma~~nda dola~t~lar; büyük gemilere odun doldurulup ate~ler yak~ld~. Bu arada Ba~dat'~n bat~~ kesimindeki halk, ellerinde birer, iki~er mum oldu~u halde, Dicle ~rma~~n~n k~y~s~ na indiler. Sultan Saray~'n~n (13:irül-memleke) dam~ndan Dicle ~rma~~na do~ru birbirine s~k~~ s~k~ya ba~lanm~~~ halatlar uzan~yordu. Bu s~ralarda da bir adam, ~rmakta bulunan Sumeyriyye gemisine iplerle t~rman~r, orada ate~~ yak~p tekrar a~a~~~ inerdi. Bu e~lenceler s~ras~nda da Sultan M el i k ~~ ah için Milâd (Do~um günü zaman~) '8 töreni yap~ld~. Dönemin ~iirleri, bu gecede olup bitenleri yazd~klar~~ ~iirlerde de

17 Bu hususta bk. A. Sevim, a.g.e., s. 129-131; krs. ~. liafesoglu, a.g.e., s. 93-94. 18 Bu sözcük için bk ~A. "Milâd" mad.

(12)

528 AL~~ SEV~M

dile getirmi~lerdir. Bu ~airlerden Ebu'l -K as ~ m el -M utarr ~ z da bu hususta ~öyle bir ~iir yazm~~t~r:

ik~~ldann üstünde yanan her ate~,

Ya kalbinin ate~idir, ya da Sudak gecesinin ate~idir. Zifiri karanl~k, ~afa~m ayd~nl~~~na kar~~t~—.

Güne~, orada dol~may~~ ziyaret etti.

Yeryüzüne, kavu~ma ve aynl~k yerlerinin aras~na, Kendi cevherlerinden bir örtü yayd~...

I~~ldayan kamüller gibiydi... Kovulmadan ve yanmadan Gökyüzüne inmi~ti...

Ne tuhaf bir ate~! R~dvan, onu alevlendiriyor, Mâlik ise ondan korkuyor!...

Cennet bahçelerinin kendisine gülümsedi~i Bir mecliste di~leri, ~~~l ~~~l parl~yor...

Mumlarm öyle gözleri var ki, ~afa~m y~ld~zlar~, Her balu~~nda onlardan dert yan~yor...

Üzerinde yaprak bulunmayan dal gibi salman ~nce bellilerden ~~~klar saglmaktad~r.

~a~~yorum do~rusu, ya~amas~~ için boymmun vurulmas~~ Gerekti~i hâlde o, sakin bir ~ekilde a~l~yor19.

Sultan Melik~ah'~n Ba~dat'taki ilginç Faaliyetleri

Sultan M eli k ~~ a h, Ba~dat'ta bulundu~u s~ralarda, "Tu~rul Bey ken-tinde bulunan evine yak~n bir yerde, bir ~ehir çar~~s~n~ n yap~lmas~n~" emretti. Sultan~n bu emri üzerine tâcirler için hanlar ve içinde çe~itli mallar~n bulu-nabilece~i bir çar~~, yol ve sokaklar yap~ld~. Sultan~n e~i Terken H a - t u n da Da'ru'd-darb (Darbl~ ane) için güvenli bir hücre yapt~rd~~ ve "Buralarda ticari i~lemlerin ancak altmlarla yap~lmas~n~" halka yüksek sesle ilan ettirdi. Bu arada sultan, "Sultan Camil"nin yap~lmas~n~~ ve bu camiin yap~ m giderlerinin tespit edilip bunlar~ n gümü~~ parayla ödenmesini" em-retti. Bunun üzerine bu camiin yap~m~ na derhal ba~land~. Buran~n gözcülerinden bir k~sm~ n~ n bütün ücretlerini bizzat sultan üzerine al~p ödedi, camiin in~as~n~n denetim i~lerine de Kadi'l-kudât Eb ü Bekr e ~ -

ig Bu hususta bk. ~bnül-Cevzi, el-Muntazam 17 re'l-ütnem Yay. Muhammed Abdülkadir Ata, Mustafa Abdülkadir Ata, indeks: ~brahim ~emseddin, Beyrut 1993-95, XVI, s. 294-95; ~bnül-Esir, el-Kâmil fi't-tarih (Beyrut 1966), X, s. 199; lu-s. ~. Kafeso~lu, a.g.e., s. 123-25; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 124-25.

(13)

ILGINÇ YÖNLER~YLE SULTAN MEL~K~AH 529 ~~ â m ryi atad~. in~a için gerekli olan tahta ve keresteleri de Sâmerrâ2° Cami- i'nden getirtti. Sultan, ayr~ca Ebü Hanife Medrese ve Çar~~s~' n~~ da yapt~rd~. Bu arada sultan, avlad~~~~ hayvanlar~n boynuzlar~ndan Kûfe'nin d~~~nda bir Minare (Minaretü'l-kurân) yapt~rd~. Bunun ayn~s~n~~ Masverâünnehr'de de yapt~rd~. Rivayet edildi~ine göre, bu hayvanlar~~ bizzat kendisi avlam~~~ ve bun-lar~n say~s~~ da 10 bin imi~. Öte yandan vezir Nizamülmülk de Bus-

tanü'l-cisr ve buna s~n~ r olan hastahaneye ait vak~f topraklar~n~, 50 y~l süreyle kiralad~. O, bütün bu i~leri yoluna koymak ve bitirmek amac~yla kendini bir eve adeta hapsetti. Bu arada Ebu'l -H asan el -H erev L, kendisine ait olan bir hani N izamülmül k'e arma~an etti, Ebû S a' d e 1 -Ya - hudi de bu han~ n bak~ m~ n~~ bizzat üzerine ald~. Tâcülmülk E b u' 1-Ga nâi m, Dârü'l-hem~nkn'~~ ve onun devam~ndaki

Kasrfn~~ ve Hâc emin i Kutlu ~'un evini sat~n ald~~ ve bütün bu bina- lar~n hepsini, Reis Ebû Tâhir ~ bn ü'l -E sbâg görevlendirip ta- mir ettirdi 21.

Sultan Melik~ah'in Veziri Nizamülmülkle Olan ilginç ili~kileri

Sultan Melik§ ah '~n 76 y~l, 10 ay ve 19 gün ya~ayan veziri N i - zam ülmül k'ün ömrünün bu kadar uzun olmas~ ndan ho~lanmad~~~, ri-vayet edilmi~tir. Özellikle Nizamülmül k'ün dü~manlar~, onun devlete ait mal ve paralardan pek ço~unu alm~~~ oldu~unu, sultana bildirmi~ler, i~te bu nedenle de M elik ~~ a h, vezirinden ho~lanmamaya ba~lam~~t~, hattâ bu husus, halk aras~nda bile yay~lm~~t~. Bunun bir sonucu olarak sultan, N i - zam ülmül k'ün o~lu ~ emsülmülk Osma n'~n valisi bulundu~u Merv kentine, de~erli mem/ükü (yeti~tirmesi) Berdi (ya da Koda n)'yi ~~hne olarak atad~. Buna son derecede k~z~p öfkelenen Osma n, Berd i'yi tutuklatt~~ ise de bir süre sonra serbest b~rakt~, o da yard~m istemek amac~yla Merv'den ayr~l~p sultan~ n yan~na gitti. Bunun üzerine sultan, devletin ileri gelenlerini (erkân) yan~ na ça.~~ rt~ p onlara "H â c e Hasan

(N izamülmül k)'a gidin ve benim ad~ma ona, 'Sen, hükümdarl~kta benim orta~~m m~s~n? Bu husus için bir karar gerektir. Yok e~er sen, bana tabi bir durumda isen o takdirde haddinin gere~ini yapman gerekir. Senin çocuklar~n Selçuklu ülkesinin büyük bir bölümünün yönetimini kendi ba~lar~na ele geçirmi~~ durumda bulunuyorlar, hattâ onlar, bana kar~~~ olan

20 Abbasilerin Elcezire 'deki yönetim merkezi oldp bugün Ba~dat'~n kuzeyinde ve Dicle

Irma~~~ k~y~s~nda büyük bir harabe alan~~ (Bk. ~A. "Sâmmerrâ" mad.).

21 Bu konudaki bilgileri kr~. ~. Kafeso~lu, a.g.e., s. 166 vd.; O. Turan, a.g.e., s. 87, 156.

(14)

530 AL~~ SEV~M

hürmet ve sayg~dan ayr~lmama hususunda ikna olunamad~lar" dedi. Bunun üzerine devlet erkan~, sultan~n bu sözlerini aynen N izamülmül k'e ula~t~rd~klar~~ zaman Nizamülmül k, onlara dedi ki "Sultana söyleyin: O, devletin yönetiminde kendisinin orta~~~ oldu~umu bilmiyor mu? O, benim devlet yönetiminde ald~~~m önlemler sayesinde sultanl~k makam~na geldi~ini ve babas~~ öldürüldü~ü zaman herkesin kendi aleyhine birle~ti~ini bilmiyor mu? O, ordusuyla Amuderya ~rma~~n~~ geçip birçok memleket fethetti~i zaman Selçuklu ülkesi, yükselmek için revaçta olanlarla korkudan ürkek bir duruma dü~enler aras~nda, sadece benim ald~~~ m yerinde ve yararl~~ önlemler sayesinde bu iyi duruma geldi. ~~te bundan sonra ona söyleyip bildiriniz ki hükümdarl~k tâc~mn devam~, ancak vezirlik divitinin (hokka) benim elimde olmas~na ba~l~d~r. Bu divit kapat~ld~~~~ takdirde o tâc da yok olur". N izamülmül k'ün bu sözleri sultana bildirilince sultan da vezir için bir tak~m önlemler almaya devam etti. Rivayet edildi~ine göre, vezirin öldürülmesi, sultamn onay~~ ve T acülmülk Eb u' 1-Gan â i m'in giri~imleri sonucunda olmu~22.

Yukar~da söz konusu edilenlere ilâve olarak Sultan M elik ~ ah '~n il-ginç hâl ve davran~~lar~yla ilgili kay~tlar~~ ~öylece s~ralayabiliriz:

1- Sultan M elik ~ ah, fakirlere 10 bin alt~n tutar~nda sadaka verirmi~, bu nedenle de "Ben, her ~eyden beri olan T anr ~'dan korkar~m" demi~tin

Türk ülkelerinin en uzak yerinden Yemen'in en uzak yerlerine kadar olan memleketlerde ad~na hükümdar olarak hutbe okutulan Sultan M e - lik ~ a h'a birçok hükümdarlar, mektuplar yaz~ p onunla ili~kiler kurmu~lard~r. Sultan öldü~ü zaman Bizans, Lân23, Hazar, Suriye, Yemen,

Fars ve di~er memleket hükümdarlar~, taziyet için elçiler gönderdiler. Vezir Nizamülmül k'ün söyledi~ine göre, e~er Sultan M elik ~ a h, y~lda 20 milyon alt~ndan daha çok vergi toplatsayd~~ kendi döneminde bütün yollar güvence alt~nda olurdu. Onun hay~r i~leri yapmaktaki niyeti daima isabetli ve iyi olmu~tur. O, kad~nlara ve güçsüz insanlara yard~mda bulunur, onlara hep arka ç~kard~ ".

22 Sultan Melik ~ ah- vezir Nizamülmülk ili~kileri hakk~ nda bk. A. Sevim, Biyografilerle Selçuklular Tarihi, ~bn '1-Adim, Bugyedi't-taleb fi Tarihi Haleb Seçmeler, Ankara 1989, TTK. yay., s. 42, 55-57, 36-61; ~bnii'l-Cevzi, a.g.e., XVI, s.302-307; Ahmed b. Mahmud, Se/çuk-Nâme, II, ~stanbul 1977, s. 13-14. ~. Kafeso~lu, a.g.e, s. 198-206; O. Turan, a.g.e., s. 158-160; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 131-132; ~A. "Nizamülmülk" mad.

23 Bâbü'l-Ebrab'a yak~n olup Hazar Denizi'y~e kadar uzanan büyük bir ülke (Bk. ~A “Allân" rnad.)

(15)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K~AH 531 2- Tâcirlerden birisi, sultanla ilgili olarak ~unlar~~ söylemi~tin Ben, bir gün sultan~n ordugâh~nda idim. Sultan, bir gün ava ç~kmak amac~yla at~na bindi, yolda giderken a~lamakta olan bir köylüye rastlad~~ ve ona "Ne oldu böyle sana?" deyince o da sultana "Ey haylba~~~ (Suvari Komutan~) 25, benim

yan~mda bir yük karpuzum vard~, ben, bunlar~~ satacakum. Fakat bana rastla-yan üç asker, bunlar~~ benden ald~lar" dedi. Bunun üzerine sultan, ona "Ordugâha git, orada k~rm~z~~ bir kubbe var, orada otur ve ak~ama kadar ora-dan kallu~m, ben, geri dönüp seni zengin edecek kadar ihsanlarda bulu-naca~~m" dedi. Bir süre sonra sultan, aydan dönünce ~arabi (~arabdâr)26'ye "Ben, karpuz istemi~tim, bu nedenle askerleri ve ota~lann~~ kontrol et!" dedi. Sultan~n bu emri üzerine ~arab~', sultan~n bu emrini derhal yerine getirdi ve ona karpuz getirdi. Sultan, hemen ona "Bu karpuzu kimin yan~nda gördün?" diye sorunca o da "Falan Hâcib'in ota~~nda" dedi, sultan da "O Hâcib'i he-men bana getirin" dedi ve Hâcib de derhal sultana getirildi. Sultan, ona "Bu karpuz sana nereden geldi?" diye sorunca Hâcib, "Bunu bana askerler ge-tirdi" dedi. Bunun üzerine sultan, "O askerleri hemen derhal istiyorum" de-yince yap~lan kötülü~ü hisseden Hâdb, bunu askerlere bildirdi. Bunun üzerine öldürüleceklerini hisseden askerler, oradan derhal kaç~ p uzakla~t~lar, Hâcib ise geri dönüp sultana "Onlar, sizin kendilerini is-tedi~inizi anlad~klar~~ için kaçm~~lar" dedi. Bunun üzerine sultan~n "O köylüyü bana getirin" demesi üzerine köylü derhal getirildi. Sultan, ona

"Senin karpuzlar~n~, gösterip- bu adam m~~ ald~? diye sorunca köylü

de "Evet" deyince sultan, ona "Bu Hâcib, babam~n ve benim yeti~tirmem (Memlilk)'dir, onu, benim sana bir ihsan~m olarak teslim ediyorum. Fakat bu Hâcib, sana ait olan karpuzlar~~ senden alan askerleri buraya getirmedi. T anr ~'ya ant olsun ki sen, onu b~raksan o takdirde senin boynunu kesin-likle vurdururum" dedi; bu nedenle köylü, Hâcib'in elini s~k~ca tutup d~~ar~~ ç~kartt~, daha sonra da Hâcib, köylüden can~n~~ 300 alt~na sat~n ald~. Daha sonra o köylü, dönüp sultana gelerek ona "Ey sultan, bana arma~an olarak verdi~in o Hâcib, kendini 300 alt~na benden sat~n ald~" dedi. Bunun üzerine sultan, ona "Sen buna raz~~ m~s~n?" diye sorunca o da "Evet" dedi, sultan da ona "O hâlde paray~~ al ve bizden memnun olarak buradan git!" dedi27.

25 Bu kelime hakk~nda bk. A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 514.

26 Sultan~n içki ve serbetlerini haz~rlayan ~arabhane âmiri Bk. A.Sevim-E.Merçil, a.g.e, s. 506.

27 Bu hususta bk. ~bnül-Cevzi, a.g.e., XVI, s. 309. Burada verilen Sultan Me liks ah la ilgili bu ilginç kay~tlar~~ krs. ~bnül-Esir, a.g.e., X, s. 211-12; Ahmed b. Mahmud, II, s. 23-24; ayr~ca bk. A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 135.

(16)

532 AL~~ SEVIM

Bu ilginç kay~tlarda da Sultan Melik§ ah 'in Selçuklu ülkesinde hiçbir kimsenin herhangi bir ~ekilde haks~zl~~a u~ray~p zarar görmemesi ve gördükleri takdirde de nas~l korundu~u hususunda ne kadar hassas bir tu-tum ve dasTan~~larda bulundu~u, bütün aç~kl~~~yla görülmektedir.

Sultan Melik§ a h, beraberindekilerle birlikte oldukça dar ve sarp bir yolda giderken beraberinde, üstünde mal yüklü kat~rlar bulunan bir tâcire rastlad~. Sultan~n yan~ nda bulunan kimseler, kendilerine yol açmak amac~yla kat~rlar!, at üstünde bulunan tâcirin taraf~na çekmeye ba~lay~nca sultan, onlara "Öyle yapmay~n, biz atlann üstünde oldu~umuz için kolayl~kla yukar~~ tepeye ç~ kabiliriz, fakat bu kaurlar~n üzerlerinde çok a~~r yükler vard~r, bu durumda onlar~~ yukar~~ tepeye ç~karmaya çal~~mak, çok zor ve teh-likeli olur" dedi. Böylece sultan, beraberindekilerle birlikte tâcirin yükleriyle oradan geçip gidinceye kadar düz yola ç~kt~, daha sonra da geri döndü.

Daha sonra sultan, bu kez yürümekte olan bir kad~na rastlad~~ ve ona "Böyle yaya olarak nereye gidiyorsun?" diye sorunca kad~n da "Hacca gidiyo-rum" diye cevap verdi. Bunun üzerine sultan, ona, "Nas~l olur da buna gücün, kuvvetin yeter?" diye sorunca kad~ n, "Ben, i~te böyle yaya olarak Ba~dat'a gidip oradan, sevap kazanmak için beni Hacca götürecek birisini bulaca~~m" dedi. Onun bu sözleri üzerine sultan, çantas~nda bulunan alt~nlar~~ ç~kar~p kad~n~n üzerindeki ~ala att~~ ve "Bunlarla kendine bir binek hayvan~~ sat~n al, geri kalanlar~~ da senin gerekli giderlerine sarfet" dedi.

Öteki ilgili kaynak ve ara~t~rmalarda pek yer almayan bu kay~tlarda da Sultan M elik ~~ ah 'in, güç durumlarda kalan kimselerle nas~l yak~ndan ilgilenip onlara gerekli yard~m ve destekleri yapmaktan geri kalmad~~~, bütün aç~kl~~~yla görülmektedir.

Sultan M elik ~~ ah, isyan hâlinde bulunan Teki ~'le sava~mak için harekete geçti~i s~ralarda, Tus kentindeki A 1 i b. Musa er-R ~~ z a'n~n türbesine (Me~l~ed) u~rad~~ ve beraberindeki veziri Nizam ül m ül k'le birlikte türbenin bulundu~u yere girdi ve duada bulundu; sonra sultan, vezi-rine, "Ey Hasa n, sen bu türbede ne için dua ettin?" diye sorunca vezir, 'T a n r 1, seni karde~ine kar~~~ ba~ar~l~~ luls~n diye duada bulundum" deyince sultan, "Ben 'T an r ~'dan bunu istemedim, ancak Tanr ~~ in, e~er karde~im, Müslümanlar için benden daha iyi hizmette bulunuyorsa onu, bana kar~~~

28 Bu ilginç kay~tlar için bk. a.g.e., s. XVI, s. 310. Ahmed b. Mahmud, Il, s. 24- 25.

(17)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K~AH 533 ba~ar~l~~ k~l, yok e~er ben, Müslümanlara ondan daha iyi hizmet ediyorsam, o takdirde beni, onun kar~~s~nda ba~ar~l~~ k~l!" ~eklinde dua ettim" dedi .

Bu k~sa kay~tta da ülkesinde ya~ayan halka hizmet etme hususunda Sul-tan M elik ~ a h'~n ne kadar güzel ve olumlu niyet sahibi oldu~u, bütün aç~kl~~~yla görülmektedir.

Bir Türkmen, beraberinde ba~ka bir Türkmenle birlikte sultan M e - lik ~ a h'a gelip "Bu adam~n k~z~mla olan cinsi ili~kisini gözlerimle gördüm, onu öldürmem için bana izin vermenizi sizden istiyorum" deyince sultan ona, "Onu öldürme, biz, senin k~z~n~~ onunla evlendiririz, mihrini de Devlet Hazinesf nden kar~~lar~z" dedi ise de Türkmen, "Onu öldürmekten ba~ka hiçbir ~eye raz~~ olmam" dedi. Onun bu sözü üzerine sultan, "Bana bir k~l~ç getirin" dedi, kendisine hemen getirilen k~l~c~~ k~n~ndan ç~karan sultan, ~ikayetçi Türkmede "Gel" dedi. Buna herkes ~a~~ r~ p kald~~ ve sultan~ n, k~ z~ n babas~n~~ öldürece~ini sand~lar. Türkmen, kendisine yakla~~nca sultan, k~l~c~~ ona verdi ve lun~n~~ kendi elinde tuttu~u k~l~c~~ "K~n~na sokmas~ n~" emretti, fakat Türkmen, ne kadar çok u~ra~uysa da sultan, ters çevirdi~i k~na, onun k~l~c~~ sokmas~na f~rsat vermedi. ~~te bu s~rada da sultan, ona "K~l~c~~ niçin k~n~na koyam~yorsun?" diye sorunca Türkmen, "Ey sultan, sen, k~l~c~~ lun~na sokmama imkan vermiyorsun ki" diye cevap verdi. Bunun üzerine sultan, ona "~~te senin k~z~n da e~er istemeseydi o Türkmen, k~z~na yapt~~~~ ~eyi ya-pamaz, dolay~s~yla da k~z~n~n ~rz~na geçemezdi. E~er o Türkm eni öldürmek istiyorsan o takdirde kendi k~z~n~~ da onunla birlikte öldür" dedi. Sultan~n bu sözleri üzerine Türkmen, sultana cevap vermeyip yaln~zca "Sultan ne emre-derse o olur" demekle yetindi. Sultan da kad~n ve Türkmenin nikah~n~~ k~yacak kimseleri getirtip ikisinin nikah~n~~ k~yd~rd~~ ve Devlet Hazinesi'nden de kad~n~n mihrini verdi30.

Bir gün sultan~n huzuruna bir vâiz gelip ona ~u hikayeyi anlatt~: Kisrâlardan (Eski ~ran hükümdarlar~) birisi, askerlerinden ayr~~ kal~p bir bostandan geçerken oradaki insanlardan içecek su istemi~. Küçük bir k~z çocu~u da ona bir kap içinde, ~eker kam~~~~ suyu ve biraz da kar getirmi~, Kisrâ da onu içmi~~ ve çok be~en~ni~, k~z çocu~una "Bu nas~l yap~l~yor?" diye sorunca k~z da ona "Bu, bizim burada yeti~en ~eker kam~~~ndan yap~l~r;

29 Ibnill'-Cevzi, göst. yer. Bu ilginç kayulan kr~. ~bnül'I-Esir, a.g.e., X, s. 211.

30 Öteki ilgili kaynak ve ara~t~rmalarda yer almayan Sultan Melik ~ a h'~n adalet uygulamas~yla ilgili bu ilginç kay~ tlar için bk. a.g.e., XVI, s. 310; Ahmed b. Mahmud, II, s. 25-26.

(18)

534 AL~~ SEV~M

kam~~~~ ellerimizle s~kmak suretiyle i~te bu suyu ç~kar~r~z" cevab~n~~ vermi~. Bunun üzerine Kisrâ, "Ondan bana biraz daha getir" demi~, onun kim oldu~unu bilmeyen k~z, süratle harekete geçmi~. Bu arada Kisrâ da kendi kendine, bu bostan~~ sat~n almak için buran~n tutar~~ olan paray~~ sahiplerine vermeyi tasarlam~~. Bir süre sonra k~z, a~layarak geri gelirken orada gördü~ü, fakat tan~mad~~~~ sultan, ona "Neyin var senin?" diye sorunca k~z da ona "Sultan~m~z~n bize olan niyeti de~i~mi~" demi~. Bunun üzerine sultan, ona "Bunu nereden anlad~n?" deyince k~z, "Ben, bu suyu zorlamadan s~k~p ç~kar~yordum, fakat ~imdi ne kadar u~ra~umsa da bir türlü ç~karamad~m" demi~. Sultan, onun do~ru söyledi~ini anlam~~, bu nedenle de ona, "Git ve yeniden s~kmay~~ dene, bu kez ba~ar~l~~ olup amac~na ula~acaks~n" demi~~ ve k~za azmetti~i ~eyi yapabilmesine karar vermi~, böylece k~z da kam~~~~ s~k~nay~~ ba~arm~~~ ve güleç bir yüzle sultana geri gelmi~.

Vâiz, bu hikayeyi anlaunca sultan, ona demi~~ ki "Bana bunlar~~ böyle an-lat~yorsun da halka neden bunlar~~ ~öyle anlatm~yorsun?" : Kisrâ, yaln~z ba~~na bir bostandan geçerken bostan bekçisine, "Bana, bir salk~m koruk ver, çünkü beni hararet bast~, bu sebeple de çok susad~m" demi~. Bekçi de ona "Bunu yapamam, çünkü sultan bile gelip bundan hissesine dü~eni al-mam~~t~r, bu nedenle ben, ona asla haks~zl~k edemem" demi~. Aralar~nda ve-zir N izamülmül k'ün de bulundu~u yerde haz~r olanlar, Sultan M e - lik ~ a h'~n vaizin söyledi~i o hikayeye, söyledi~i bu hikayeyle kar~~l~k ver-mesi üzerine hayrete dü~mü~ler ve bunu, onun güçlü zekas~ na yormu~lard~rm.

7- Sultan M elik ~ ah, ~sfahan'dan Antakya'ya, oradan da Ba~dat'a gitmi~~ ve geçti~i bütün yerlerde askerlerinden hiçbirisinin halktan zorla, ya da haks~z olarak herhangi bir ~eyin ald~~~~ asla rivayet edilmemi~tir. Sultan, askerleriyle Ba~dat'a her geli~inde halk, ~ehir içinde k~tl~k ve dolay~s~yla pa-hal~l~k olmas~ndan endi~eye kap~lm~~sa da ancak durum, sand~klar~= ter-sine ç~km~~t~r; hattâ s~radan insanlar, gece, gündüz demeden onun askerle-rinin aras~na kar~~~r, sat~c~lar da incir ve tavuk satmak için askerlerin aras~nda hiç korkup çekinmeden dola~~rlar ve istedikleri fiyatlardan sat~~~ ya-parlard~. Bu arada sultan, gümrük l~arc~n~~ kald~rmak isteyince tahsildarlar-dan birisi, ona "Ey sultan, bu sayede, bu y~l Devlet Hazinesi'nden 600 binden

31 Ayn~~ ~ekilde ilgili kaynak ye ara~t~rmalarda bulunmayan Sultan Melik ~ ah hakk~ndaki bu ilginç kay~tlar için bk. a.g.e.. XVI, s. 310-11; Ahmed b. Mahmud, II, s. 26-27.

(19)

ILGINÇ YÖNLERIYLE SULTAN MEL~K.~AH 535 fazla alt~n eksiltrni~~ olacaks~n" deyince sultan ona, "Para ve mal Tanr ~'ya aittir, kullar, onun kullar~d~r, yeryüzü de onun ülkesidir, bu sebeple bu i~, böyle olacak. Bu sebeple her kim, böyle bir i~~ için bir daha bana gelecek olursa onun boynunu vurdururum" demi~tir32.

8- Vâs~t'a ba~l~~ büyük bir köy olan Haddâdiyye adl~~ köyden Gazzal'~n o~ullar~~ ad~yla tan~ nan iki ki~i, Sultan M elik ~ ah '~n yan~na gelip aun~n üzengisine yap~~arak ona ~unlar~~ söylediler: "Biz, Humar tekin el-Ha - 1 e 13 ~ kta edilmi~~ olan Haddâdlyye köyündeniz. Humarteki n, bizim 1600 alt~n~m~za el koydu~u gibi birimizin ön di~lerinden iki tanesini de k~rd~ , bu di~ler, ~u anda, onun avucunun içinde durmaktad~r. Ey sultan, on-dan bizim hakk~m~z' alman için sana geldik. Senin adaletin halk aras~nda çok yay~ld~, bu sebeple biz de sana geldik. Tanr ~'n~n sana yap~lmas~n~~ farz k~ld~~~~ gibi, ondan hakk~m~z~~ al~rsan ne âlâ, yok e~er bunu yapmazsan Tanr ~, aram~zda adaletle hüküm verecektir." Bunun üzerine sultan, aundan inerek onlara "Her biriniz, kolumun bir yeninden tutarak beni Nizamülmül k'ün evine götürünüz" deyince onlar, sultan~n bu sözleri kendilerini ürkütüp korkuttu~u için onun bu iste~ini yerine getirmeye cesa-ret edemediler. Fakat sultan, dedi~ini yapmalar~~ için her ikisine ant içirince her biri, sultan~n yeninden tutarak onu N izamülmül k'ün evinin kap~s~ na kadar götürdüler. Kendisine, sultan~ n ve beraberindekilerin geldi~ini haber alan Nizamülmül k, süratle evinden ç~k~p sultan~n önünde yer öptü ve "Ey yüce sultan, neden böyle yap~yorsun?" diye sorunca sultan, ona ~öyle dedi: "Yar~ n, T anr ~ 'n~ n huzurunda benden Müslümanlar~n haklar~~ soruldu~u zaman hâlim nice olacak. Seni, benim ad~ma bu görevi yerine getirmen için atam~~t~m. Halka bir zarar gelirse senin yüzünden gelir, muhatab sen olursun, bu nedenle i~ine iyi bak~p görevini ye-rine getir!" Bunun üzeye-rine vezir, yer öpüp sultan~n emrini yeye-rine getirmek için derhal harekete geçti. Çok geçmeden sultan geri dönünce vezir, "H umarteki n'in azledilmesi, ~ktân~n elinden al~nmas~, el koydu~u mal ve paralar~n sahiplerine geri verilmesi ve öne sürülen deliller ispatland~~~~ takdirde de Hum ar teki n'in iki di~inin sökülmesi için" bir ferman haz~rlad~. Bunun üzerine N izam ülm ül k'ün kendilerine 100 alt~n ba~~~lad~~~~ iki ki~i, derhal oradan ayr~ld~lar33.

32 Sultan~n ordusundaki askerlerin nas~l bir disiplinle yetistirildi~ini ve sultan~n adalet uygulamas~n~~ gösteren bu ilginç kay~tlar için bk. Ost. yer.

Hibetullah b. Mubarek b. Yusuf un eserinden naklen Ibün'l-Cevzi, a.g.e., XVI. s. 311-12; ayr~ca bk. a.g.e.. X. s. 212-13; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 134.

(20)

536 AL~~ SEV~M

Sultan M elik ~ ah Rey kentinde, huzuruna güzel bir ~ark~c~~ kad~n~~ getirtmi~~ ve onun söyledi~i ~ark~y~~ çok be~enmi~, can~~ onu arzulay~nca kad~n, ona "Ey sultan, ben, senin bu güzel yüzünün cehennem ate~inde azap görmesinden çekinirim. Helal ile haram aras~nda bir tek sözcük var" demi~. Bunun üzerine sultan, ona "Do~ru söyledin" dedikten sonra kad~y~~ ça~~rtarak bu ~ark~c~~ kad~n~~ kendisiyle evlendirttirmi~tir34.

Bir ara Bk~ni inanc~, sultan~n inanc~n~~ bozmu~sa da sonradan o, inanc~n~~ yeniden düzeltmi~tir. Sultan M elik ~ a h'~n yak~nlar~ndan olan Ciircanh bir vâiz, sultan~n inanc~~ Bât~nIlilde bozuldu, hattâ daha da ileri gi-derek sultan, 'T anr ~~ nedir, Tanr ~~ diyerek ne demek istiyorsunuz?" de-meye ba~lad~. Ben de onun sordu~u bu soru üzerine ~a~k~na döndüm ve güzel bir cevap olarak sultana ~unlar~~ yaz~p bildirdim:

~unu iyi bil ki ey hükümdar, bu avam tabakas~~ ve câhiller, Tanr l'y~~ his yoluyla ararlar, o hissi yitirirlerse onu inkâr etmeye kalkarlar, bu da sa~duyu sahipler için uygun bir durum olmaz. Bizim duygular~m~z~n ula~amad~~~~ v-arl~klanm~z vard~r, ak~l onlar~~ reddetmiyor. Ak~l, onlar~~ ispat etti~i için on-lar~~ inkâr etmek mümkün de~ildir. O insanlardan birisi, sana "Gördüklerimizin d~~~nda hiçbir ~ey, mevcut de~ildir" derse i~te o zaman Tanr ~'y~~ inkâr etmek, emir (buyruk) ve nehiy (men, yasak)'den pek ho~lanmayan cahil insanlar~n içine nüfuz eder. Onlara göre, bizim için geli~ip büyüyen ve ölümden sonra art~k geri gelmeyecek olan uzun ve derin olan maddi bedenlerimiz vard~r. Bu bedenler, g~dalar~~ kabul edip al~r, on-dan güzel i~ler ortaya ç~kar, mesela t~p ve hendese gibi... Ve sonunda bütün bunlar~ n bu bedenlerin ötesindeki manevi bir ~eyden ortaya ç~kt~~~m an-lam~~lard~r; i~te bu da ruh ve ak~rd~r. Onlara "Bu iki ~eyi duygular~n~zla m~~ idrak ettiniz?" diye sordu~umuz zaman onlar, "Hay~r, onlar~, kendilerinden ortaya ç~kan etkilerine deliller göstererek idrak ettik" derler. Biz de onlara a n r ~'dan rüzgârlar~n ve y~ld~zlar~n yarat~lmas~, feleklerin yönetimi, ekin ye~ertme, zaman~~ (devra~~~ ) çekip çevirme ortaya ç~kt~~~~ hâlde, onu hisset-meyi nas~l oldu da yitirdiniz? Bu bedenin nas~l bir ruhu ve akl~~ varsa, bu ikisi sayesinde mevcut ise bu ikisi hisle idrak edilemeyip akli deliller, buna tan~kl~k ediyorsa i~te her ~eyden beri olan Yü c e Tanr ~'n~n da bu yapt~klanm hisseden ak~l sayesinde varl~~~~ sâbittir" dedik. Cürc anl ~~ vâiz'in kendisine yaz~p bildirdi~i bu sözleri be~'enen ve bundan dolay~~ duygulanan

34 öteki ilgili kaynak ve ara~t~rmalarda yer almayan bu özel ve ilginç kay~t için bk. Ceyzi, a.g.e,. XVI., s. 313; Ahmed b. Mahmud, II, s. 29.

(21)

ILGINÇ YÖNLER~YLE SULTAN MEL~K~AH 537 Sultan Melik ~~ ah, Bât~nileri lânedemi~~ ve onun kendisine yazd~~~~ ~eylerin gerçekleri ortaya koydu~unu anlam~~t~r".

11- Bilindi~i üzere vezir Nizamülmül k'ün Nihavend

yak~nlar~ndaki S~hne'de konaklamakta iken Ebu Tâhir adl~~ bir &mil,

elinde bir dilekçeyle onun yan~na gelip dilekçeyi ona verdi, vezir de bunu okurken Bât~ni, elindeki b~çakla veziri a~~r bir ~ekilde yaralad~. Bunu haber alan Sultan Melik ~ a h, Ba~dat'taki evine yaral~~ olarak getirilen N i - zamülmül k'ün yan~ na derhal geldi. Bunun üzerine vezir, ona "Ey âlemin (dünyan~n) sultan~, ben, baban~n ve senin devletinde ya~land~m. Bana biraz zaman verseydin -çünkü ömrümden ancak az bir zaman kald~- ya da beni vezirlikten uzakla~ursayd~ n da bana böyle suikast yap~lmas~n~~ em-retmeseydin" dedi. Bunun üzerine sultan, hep boynuna asarak ta~~d~~~~ bir

Kur'an'~~ ç~kar~p bu suikast i~inden haberi olmad~~~~ ve bir emir vermedi~i hususunda ant içti ve "Ben, bu i~e nas~l raz~~ olup reva görürüm. Oysaki sen, benim devletimin bereketisin ve babam yerindesin" dedi".

Bilindi~i üzere Sultan Melik ~ ah, Ba~dat'ta iken ava ç~kt~~~~ s~ralarda hastalanm~~~ ve Ba~dat'a döndükten sonra da 38 ya~~nda hayat~n~~ kay-betmi~tir (19 Kas~m 1092). Cesedi, ~sfahan'a götürülüp oradaki kendi

med-resesinde bulunan türbesine defnedilmi~tir".

S~n~rlar~, Çin s~n~r~ndan Marmara Denizi 'ne, Kafkaslar'dan Yemen, Aden ve M~s~r s~n~rlar~na kadar uzanan Büyük Selçuklu Devleti'nin en büyük hükümdar~~ olan Sultan M elik ~ a h, ülkede ya~ayan Müslüman ve

Müslüman olmayan halklara kar~~~ din ve mezhep fark~~ gözetmeksizin -daha önce birçok kez de~inildi~i üzere- daima ho~görülü bir ~ekilde haks~zl~~a ve dolay~s~yla zarara u~ramamalar~~ için gerekli önlemleri ald~rm~~~ ve tabii bu-nun bir sonucu olarak da bütün Selçuklu ülkesinde huzur ve sükûnu sa~lam~~, bu sebeple idil Sultan lâkab~yla an~lm~~ur".

35 Yine ilgili di~er kaynak ve ara~t~rmalarda yer almayan bu ilginç kay~ tlar için bk.

Ebu 'l-Vef b. Ukay I'den naklen ~bnü'l-Cevzi, a.g.e., XVI, s. 312-13.

36 Bk. Biyografilerle Selçuklular Tarihi, s. 57, 59; ayr~ca bk. ~ . Kafeso~lu, a.g.e., s. 198-206;

O. Turan, a.g.e., s 158-60; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 131-32; ~A. “Nizamülmülk" mad.

37 Sultan Melik§ a h'~ n hükümdarl~ k dönemi ve tarihi ki~ili~i hakk~ nda ayr~nt~ l~~

bilgiler, ~. Kafeso~lu'nun ad~~ geçen eserinde yer almaktad~r. Ayr~ca bk. O. Turan, a.g.e., s. 159-162; A. Sevim-E. Merçil, a.g.e., s. 133-36 ve bu eserlerdeki geni~~ bibliyografya.

38 Bu konuda ayr~nt~l~~ bilgi için bk. ~. Kafeso~lu, a.g..e, s. 204 vd.; O. Turan, a.g.e., s. 160-62; A. Sevim-E.Merçil, a.g.e., s. 133-36.

(22)

Referanslar

Benzer Belgeler

Trabzon, Halep (1724) ve Bosna (1734) valilikleri yapan Ali Paşa, Kânî’nin hayatında da önemli bir yere sahiptir. Ayrıca kaynaklarda Hekimoğlu Ali Paşa için

Necmettin Erbakan Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; yüksekokulun vizyonu, misyonu doğrultusunda eğitim ve öğretimi

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

Bursa Teknik Üniversitesi, bir dünya üniversitesi olma amacıyla öğrencilerine farklı akademik ve kültürel ortamlarda yetişme fırsatı sunmaktadır. Bu doğrultuda

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

[r]

Bu amaçlara ulaşmak için Fakültemiz, verilmekte olan derslerin ve içeriklerinin bilimsel araştırmalara temel teşkil edecek kaliteye ulaştırılması ve sürekli

Sivil Havacılık ĠĢletmeciliği Bölümünde, hem birinci hem de ikinci öğretim lisans programı, Uçak Mühendisliği Bölümünde ise sadece birinci öğretim