Sinemaya yenideñ Kferhaba!
Cüneyt Gökçer, Ali Özgentürk’ün “Mektup” filmiyle sinamaya dönüyor. dönem Türk sinemasında bili-1973’te çektiği “ Mevla-
na” dan bu yana sinema dan uzak olan Cüneyt
Gökçer, A li Özgen
türk’ün yeni film i “Mek- tup”la uzun yıllar uzak kaldığı setlere görkemli bir dönüş yapıyor.j
A li Özgentürk’ün geçti
ğimiz günlerde çekimleri ne başladığı Türkiye (As ya Film ve Filma - Cass) - Polonya (Zebra Film) - Çek Cumhuriyeti (Etamp Film) ortak yapımı ola rak, Eurimages ve Efes Pilsen desteğinde gerçek leştirilen “Mektup” adlı filminin oyuncu kadrosu, usta ve deneyimli isim lerle genç yeteneklerin bir sentezi adeta.
• 23 YIL S O N R A
Kadronun ilginç isim lerinden biri de Türk ti yatro ve sinemasının us talığı tartışılmaz isimler den Devlet Sanatçısı Cü neyt Gökler. 1940’lardan bu ya na tiyatrö ve sinemada kendine sarsılma? bir yer edinen aktör, uzun yılların ardından ilk kez bir sinema filminde oynamayı kabul etti.
Gökçer, “Mektup”ta rol
alması kesinleştikten sonra duygularını şöyle dile getirdi: “ 1970’lerden bu yana sinemadan uzağım. Asıl mesleğim tiyatro olmasına karşın sinemayı da çok seviyorum. Ancak bir
nen konuların dışına
çıkılmadığı, sürekli tekrarlara gidildiği için bu sanattan uzak laştım. A li Özgentürk’ün teklifi ni kabul etmemin nedenlerinin başmda Özgentürk’ün iy i bir yönetmen olması geliyor. Ayrıca senaryonun son derece düzeyli olduğunu söyleyebilirim. Bunların ötesinde ve belki de en önemlisi 'Mektup’un iy i bir film olacağına inancım var. Yıllar sonra bir sinema filminde
oynayacak olmam, bana her piyesimde ya da filmimde var olan heyecanı getirdi. Ve bu heyecan hiçbir zaman yok olmayacak.”
1920 Malatya doğumlu o l n Cüneyt Gökçer, 1942’de Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro yüksek bölümünü bitirdi. Ardından konservatuvara mimik ve sahne öğretmeni olarak atandı. Devlet tiyatrosu nun kurulmasından sonra bu kurumdaki yerini aldı. Oyunculuğunun ilk dönem lerinde “Antigone” (1942), “Julius Caesar” (1942), “Kibarlık Budalası” (1944), “ Faust” (1946), “ Paydos” (1948), “Hamlet” (1950), “Çayhane” (1951) gibi yapıtlar da unutulmaz karakterlere can verdi. 1958’de Muhsin Ertuğrul’- dan boşalan Devlet tiyatro ve operası genel müdürlüğüne getirildi, 1983’te görevinden ayrıldı. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda tiyatro bölümü başkanlığına geçti ve profesörlük unvanı aldı.
Sinemada da şansını deneyen ve usta oyunculuğunu Türk sineması için de sergileyen aktör, “ Vatan ve Namık Kemal” (1951) filmiyle başladığı sinema yaşam mda “Barbaros
Hayrettin” (1951), “Kaldırım Çiçeği” (1953), “ Nilgün” (1954), “ Yaprak Dökümü” (1967), “Damdaki Kemancı” (1971) ve “Mevlana” (1973) gibi filmlerde birbirinden farklı birçok karak teri canlandırdı.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi