• Sonuç bulunamadı

Bir üniversitede öğrenim gören öğrencilerin beslenme ile ilgili bilgi ve tutumları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir üniversitede öğrenim gören öğrencilerin beslenme ile ilgili bilgi ve tutumları"

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

BĠR ÜNĠVERSĠTEDE ÖĞRENĠM GÖREN ÖĞRENCĠLERĠN

BESLENME ĠLE ĠLGĠLĠ BĠLGĠ VE TUTUMLARI

Mahmut KESĠK

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI

DANIġMAN Doç. Dr. Fatih KARA

(2)
(3)

i

ÖNSÖZ

Bu çalıĢmanın gerçekleĢtirilmesinde, değerli bilgilerini benimle paylaĢan, kendisine ne zaman danıĢsam bana kıymetli zamanını ayırıp sabırla ve büyük bir ilgiyle bana faydalı olabilmek için elinden gelenden fazlasını sunan her sorun yaĢadığımda yanına çekinmeden gidebildiğim, güler yüzünü ve samimiyetini benden esirgemeyen ve gelecekteki mesleki hayatımda da bana yardımcı olan kıymetli danıĢman hocam Selçuk Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Halk Sağlığı Genel Müdürü Doç. Dr. Fatih KARA‟ya teĢekkürü bir borç biliyor ve Ģükranlarımı sunuyorum.

Her türlü fedakârlıktan kaçınmayan, sevgi ve destekleriyle bugünlere gelmemde çok büyük katkıları olan sevgili eĢime sonsuz TEġEKKÜRLER…

Mahmut KESĠK Konya-2019

(4)

ii

ÖZET

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Bir Üniversitede Öğrenim Gören Öğrencilerin Beslenme ile Ġlgili Bilgi ve Tutumları

Mahmut KESĠK Halk Sağlığı Anabilim Dalı

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ / KONYA-2019

Bu çalıĢma; Bu çalıĢma; Konya ili Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampüsünde lisans düzeyinde eğitim veren birinci öğretim öğrencilerinde okuyan öğrencilerin beslenme ile ilgili bilgi ve tutumlarını tespit edilebilmesi amacıyla yapılmıĢtır.

AraĢtırmanın evrenini; AraĢtırmanın evrenini; Konya ili merkezinde bulunan Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampüsünde bulunan Fakültelerde 600 öğrenci oluĢturmuĢtur.

AraĢtırma evrenini, 2017–2018 eğitim ve öğretim yılında Selçuk Üniversitesi‟nde lisans düzeyinde eğitim veren fakültelerde birinci öğretimde eğitim gören 28227 öğrenci oluĢturdu. Örneklem büyüklüğü güven aralığı % 95, alfa hata payı %5, beta hata payı %10, %10 sapma, bilinmeyen prevalans (% 50) değerleri ve desen etkisi "iki" alınarak hesaplandı. Buna göre en küçük örnek büyüklüğü 259 olarak belirlendi. Desen etkisi 2 alındı. Buna göre en az 518 kiĢiye ulaĢılması gerektiği hesaplandı. Anketlerin doldurulması esnasında bazı aksaklıkların olabileceği ve anketlerin iptal edilebileceği düĢünülerek toplam 600 öğrenciye ulaĢılmasına karar verildi. Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında lisans öğrenimine devam eden öğrencilerin fakülteye dağılımı Selçuk Üniversitesi Öğrenci ĠĢleri Dairesi BaĢkanlığı'ndan elde edildi. Belirlenen örnek fakültelere ağırlıklandırıldı.

Ankete baĢlamadan önce etik kurul izni alınmıĢ, veriler, öğrenciler ile yüz yüze görüĢme yoluyla, onamları alındıktan sonra, sosyo-demografik özelliklerini ve beslenme bilgi tutumlarını belirlemek amacıyla üç ölçekten oluĢan 49 soru ile toplanmıĢtır.

AraĢtırma verileri toplanırken araĢtırmacı tarafından öğrencilerin giriĢimlerine ve tanılarına hiçbir müdahalede bulunulmamıĢ, değerlendirme personelin kendisinin koyduğu ön tanıya göre yapılmıĢtır.

(5)

iii

SUMMARY

T.R.

SELÇUK UNIVERSITY

INSTITUTE OF HEALTH SCIENCES

Undergraduate Students’ Attitudes towards Nutrition Mahmut KESĠK

Department of Public Health Master Thesis / KONYA-2019

This study was carried out to determine both the attitudes and the knowledge of the daytime undergraduate students towards nutrition at Selcuk University in Konya.

The population of the study comprised 600 students who attended the faculties taking part in the campus area of Selcuk University, Konya.

The population of the study consisted of the 28227 daytime undergraduate students in 2017-2018 academic year. The sample size was determined with a confidence interval of % 95, a p-value of % 5, a false negative of % 10, a deviation of % 10, an unknown prevalence of % 50, and a design effect of 2. As such, the minimum sample size was determined as 259. The design effect was taken as 2, which made it necessary to reach a minimum amount of 518 participants. In view of any unexpected loss of the questionnaires it was decided to reach a minimum amount of 600 participants. The faculty distributions of the undergraduate students of 2017-2018 academic year at Selcuk University were obtained from the Registrar‟s Office of Selcuk University and were weighted to the sample faculties.

The ethical clearance of the current study was secured from the administrative authority of the relevant institutions. After taking the consent of the participants, the data were obtained through an interview process via a 3 section 49 item multi-dimensional scale aimed for determining both the socio-demographic characteristics of the participants and their attitudes towards nutrition.

No external intervention to the participants was allowed during the data gathering of the present study. The entire evaluation procedure was carried out in strict compliance with the pre-determined norms of the study.

(6)

iv ĠÇĠNDEKĠLER ÖNSÖZ ... i ÖZET ... ii SUMMARY ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... iv

ġEKĠL VE ÇĠZELGELER LĠSTESĠ ... vi

SĠMGELER VE KISALTMALAR ... vii

1. GĠRĠġ ... 1

1.1. Beslenme ile Ġlgili Genel Bilgiler ... 4

1.1.1. Beslenme... 4

1.1.2. Beslenmenin Önemi ... 5

1.1.3. Yeterli ve Dengeli Beslenme ... 5

1.1.4. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme... 6

1.1.5. Beslenme Eğitimin Önemi ... 8

1.1.6. Beslenme Ögeleri... 9

1.2. Üniversite Öğrencilerinde Beslenme AlıĢkanlığı ... 18

2. GEREÇ VE YÖNTEM ... 21

2.1. AraĢtırmanın Amacı ve Tipi ... 21

2.2. AraĢtırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman ... 21

2.3. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi ... 21

2.4. Verilerin Toplanması ... 23 2.5. Verilerin Değerlendirilmesi ... 24 3. BULGULAR ... 25 4. TARTIġMA ... 30 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER ... 33 8. KAYNAKLAR ... 35

(7)

v

9. EKLER ... 38

EK A: Etik Kurul Onayı ... 38

Ek.B: Veri Toplama Formu ... 39

Ek.B.1. KiĢisel Bilgiler ... 39

EK.B.2. Beslenme DavranıĢ ve AlıĢkanlık Ölçeği ... 40

EK.B.3. Beslenme Bilgisi Soruları ... 41

EK.B.4. Beslenme AlıĢkanlıkları Ġndeksi (BAĠ) ... 42

(8)

vi

ġEKĠL VE ÇĠZELGELER LĠSTESĠ

ġekil 1. 1. Ġdeal beslenme besin öğesi alımı ve besin gereksinimi dengesi (Pekcan,

2008). ... 10

Çizelge 1. 1. Proteinlerin en yoğun olduğu besinler ve 100 gramındaki protein miktarı (g) (Baysal 1995). 12 Çizelge 1. 2. Bazı vitaminlerin vücuttaki etkileri ve besin kaynakları (Baysal 2004). ... 17

Çizelge 2. 1. Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında lisans düzeyinde eğitim almakta olan öğrencilerin fakülteye göre dağılımı. ... 22

Çizelge 3. 1. Katılımcıların cinsiyetine göre dağılımı. ... 25

Çizelge 3. 2. Katılımcıların barınma durumları. ... 25

Çizelge 3. 3. Katılımcıların sigara içme durumları. ... 25

Çizelge 3. 4. Katılımcıların cinsiyete göre sigara içme durumları. ... 26

Çizelge 3. 5. DeğiĢkenlerin korelasyon analizleri. ... 26

Çizelge 3. 6. Katılımcıların cinsiyet ile diğer değiĢkenler arasındaki puan tablosu. . 27

Çizelge 3. 7. Katılımcıların cinsiyet ile beslenme bilgisi sınıfları arasında iliĢki tablosu. ... 28

Çizelge 3. 8. Katılımcıların cinsiyet ile beslenme alıĢkanlıkları arasında iliĢki tablosu. ... 28

Çizelge 3. 9. Katılımcıların vücut kitle indeksi ile beslenme bilgisi sınıfları arasında iliĢki tablosu. ... 28

Çizelge 3. 10. Katılımcıların vücut kitle indeksi ile beslenme alıĢkanlıkları sınıfları arasında iliĢki tablosu. ... 29

(9)

vii

SĠMGELER VE KISALTMALAR

BBS : Beslenme Bilgi Soruları

VKĠ : Vücut Kitle Ġndeksi

BAĠ : Beslenme AlıĢkanlıkları Ġndeksi

BDÖ : Beslenme DavranıĢ Ölçeği

TOPBBS : Toplam Beslenme Bilgi Soruları

TOPBAĠ : Toplam Beslenme AlıĢkanlıkları Ġndeksi TOPBDÖ : Toplam Beslenme DavranıĢ Ölçeği

(10)

1

1. GĠRĠġ

Toplumun birinci amacı, bireyin refah düzeyini artıracak sağlıklı bir bedenle beraber üreten bir toplum olmaktır. Ġnsanın her yönüyle, bu bedensel olsun, duygusal olsun ve toplumsal yönden yeteri kadar geliĢmiĢ bir beden yapısı ve bu yapının değiĢmeden uzun süre iĢlemesi, sağlığı yerinde olan ve üretken bir toplum olmanın simgesidir. Çevre Ģartları, iklimsel olaylar, beslenme konuları insan sağlığının etkisi altında kalmaktadır. Beslenme konusu bu faktörlerin baĢındadır (Baysal 2004).

Gıda aynı zamanda, büyüme, hayatın devam ettirilmesi ve beden sağlığın muhafaza edilmesi için besin kaynaklarının tüketilmesi diye tanımlanabilir. Bu nedenle beslenme hiçbir zaman karnın doyurulması anlamına gelmemektedir (Günay ve ark 1995).

Dünyada yapılan çalıĢmalarda en önemli konu baĢlıklarından birisi beslenme konusudur. Günümüzde, dünyada yaĢayan insanların milyonlarcası kıtlık ve yeteri kadar beslenememenin etkileri sonucu erken yaĢamlarını kaybetmekte veya hayatlarını idame ettirememe durumuna gelmektedir. Yeteri kadar beslenememe ve hatalı beslenme sorunları bireyin sıhhatini etkileyen en önemli faktörlerdendir bir tanesidir. Yeterli ve dengeli beslenme olmayınca bundan çok daha etkilenen grubun büyüme devresindeki çocuklar açısından önem kazanmaktadır (Baysal 1990).

Ġnsanın büyüyebilmesi, hayatını devam ettirebilmesi, sıhhatini koruyabilmesi, geliĢmesi, hayat standartlarını yükselmesi yeteri kadar beslenebilmesine ve dengeli gıda tüketimine bağlıdır. Besinleri üretmekten tüketmeye kadar birçok faktör insanın beslenme konusundaki durumunu etkilemektedir. Bu etmenler; insanın yaĢ durumu, genetik yapısı, gıda alımı, bedensel aktivite ve sigara kullanma alıĢkanlığı gibi, toplumsal ve çevresel faktörler, stres, çalıĢma Ģartları ve aile desteği gibi birçok diğer toplumsal ve kültürel faktörlerdir (Pekcan, 2008).

Ġnsan sağlığının temelini yeterli ve dengeli beslenme, oluĢturur. Yeteri ve dengeli beslenildiği takdirde beslenme alıĢkanlıkları kazanılmıĢ olur(Özçelik 2000). Yeteri kadar beslenemeyen toplumların, sağlıklı bir Ģekilde yaĢaması, iktisadi ve toplumsal refah seviyesine ulaĢması mümkün olmamaktadır. Yeterli Ģekilde

(11)

2 beslenilmesi sadece insanın hayatını devam ettirmesi değil, dünyadaki sosyal ve ekonomik ilerlemenin ana koĢullardan birisi belki de en mühim olanıdır. Bu sebepledir ki yaĢadığımız zaman içerisinde üzerinde çalıĢılan konuların baĢında gelmektedir. Ġnsanların gıda konusunda yaptıkları araĢtırmalar, yeteri kadar beslenmeme insan sağlığını olumsuz etkilediği kadar aĢırı derecede besin alımının da insan sağlığı açısından menfi Ģekilde tesir ettiğini göstermiĢtir. Ġnsanın refah standartlarının yüksek olması nedeniyle toplumumuzda farklı hastalıkların görülme sıklığı dikkat çekicidir. Yetersiz ve dengesiz gıda alımı insanda ĢiĢmanlık gibi diyabet gibi vb birçok hastalık grubunun teĢekkül etmesine neden olmaktadır (Özmen ve ark 2007).

Günümüzde gençler yaĢamlarında biyolojik olsun, psiko sosyal olsun değiĢik sağlık problemleriyle karĢılaĢmaktadırlar. Bu problemler arasında beslenme alıĢkanlığının, yanlıĢ ve dengesiz olması sonucunda baĢ gösteren hastalıklar en önde yer almaktadır (Demirezen ve CoĢansu 2005).

Günümüzde beslenmenin sağlıksız olmasından kaynaklanan hastalıklar refah düzeyi yüksek olan ülkelerin sorunu olduğu kadar henüz geliĢememiĢ veya geliĢme aĢamasındaki ülkelerinde kronik bir meselesidir. Bu sebeple yetiĢme döneminde hatalı beslenme davranıĢını değiĢtirmek oldukça güç olmakla birlikte beslenme alıĢkanlığının çocukluk çağından itibaren benimsetilmesi büyük önem arz etmektedir (Türk ve ark 2007).

Tehlikeli davranıĢ olarak görülen sağlıksız beslenme genellikle eriĢkinlik dönemlerinde karĢılaĢılmaktadır. EriĢkin döneme kadar kazanılan bu beslenme alıĢkanlığını bugünkünden farklı hale getirmek oldukça güç olduğundan küçük yaĢlardan itibaren beslenme konusundaki alıĢkanlıkların yeterli ve dengeli bir Ģekilde bireylere öğretilmesi ve bilgi sahibi olmaları sağlanmalıdır. Küçük yaĢta elde edilen bilgi ve konu hakkındaki alıĢkanlıklar üniversite hayatına baĢlayan öğrencilerinin yeterli ve dengeli beslenme konusundaki alıĢkanlıkları devam ettirebilme olanağı sağlayacaktır (Çetin 2013).

Toplumun tüm kesimleri için ciddi bir konu olan beslenme, yükseköğretim öğrencileri bakımından daha da önemli olmaktadır. Eğitim ve öğretim için

(12)

3 üniversiteyi kazanan öğrenciler ilk defa familya yaĢantısından ayrı hayatlarını idame etme yoluna girmektedirler. Yükseköğretim öncesi dönemde devam eden aile içindeki yaĢantı üniversite ile değiĢime uğramakta bu değiĢim sonucunda üniversite gençliğinin beslenme konusundaki davranıĢları da değiĢtirebilmektedir. Bu beslenme davranıĢları yükseköğretim sonrası yaĢamlarına yansımaktadır Erten 2006).

Yükseköğretim gençliği denilince ilk akla gelen yaĢ döneminin 18 ile 24 yaĢları arasını kapsadığı ve bu döneme de eriĢkinlik dönemi diye adlandırılmaktadır. Üniversite öğrencileri de bu dönem içinde bulunmaktadırlar. Üniversite hayatına atılan öğrenciler alıĢtıkları hayatlarını terk ederek dıĢardan gelebilecek etmenlere açık hale gelmeleri ve kendileri için hür iradeleri ile yaĢama biçimleri nedeniyle beslenme konusunda da yeni bir döneme girmektedirler. Beslenme ile ilgili olarak öğrencilerin üniversite hayatlarında oluĢacak toplumsal ve maddi problemlere ayak uydurma bu evrenin en önemli belirleyici özelliğidir. (Mazıcıoğlu ve Öztürk 2003).

Türkiye‟de, yükseköğrenim gençliği üzerinde yapılmıĢ çalıĢmalar da, genelde ekonomik güçlükler ve beslenme bilgisi yetersizliğinden kaynaklanan sorunların yaygın olduğunu görülmektedir (Tokgöz ve ark 1995).

Yükseköğretim döneminde gençlerin ailesel yaĢantıya bağlı kalmadan yemek konusundaki tercihleri geliĢmekte ve değiĢmektedir (Yağmur 1995). Bunun yanı sıra refah düzeyleri ve ekonomik seviyeleri ilerlemiĢ ülkelerde toplumsal baskılar neticesinde, üniversite gençliği beslenme davranıĢlarında yenilikler edinmekte ve pek çok hastalığın oluĢmasına neden olacak yağ oranı yüksek gıdaların alınması, ayaküstü beslenme bedensel aktivitenin azalması, Ģehir yaĢantısındaki genç nüfusun obezite oranlarında çoğalmalara neden olduğu görülmektedir (Türk ve ark 2007). Genç kuĢağın beslenme ile ilgili bilgilerinin eksikliği gençlerin beslenmesini etkilemektedir. Üniversite gençliğinin sosyolojik açıdan yeterli ve dengeli beslenme bilgi alıĢkanlıklarına sahip olması büyük önem arz etmektedir (Vançelik ve ark 2007).

Öğrencilerin beslenme meselelerinin halledilmesi, üniversite gençliğine hatasız bir Ģekilde aktarılması yanlıĢ bilgilerin düzeltilmesine ve bu sayede beslenme alıĢkanlıklarının düzeltilmesi baĢarısını getirecektir. Yükseköğrenim öğrencilerinin

(13)

4 beslenme konusunda yeterli bilgi edinmesi gelecek nesilleri doğru beslenmenin aktarılması açısından önem arz edecektir (Tokgöz ve ark 1995).

Yukarıdaki nedenler irdelendiğinde yanlıĢ beslenme, sağlıksız beslenme, sağlıklı besin, katkılı besin gibi kavramlara dikkat çekmenin önemi daha da artmaktadır. Bugün veya ileriki yaĢlarda çok kritik olumsuzluklara yol açabilen arzu edilmeyen beslenme alıĢkanlıklarının üniversite gençliğinde ne seviyede olduğunu anlamak, Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin beslenme konusundaki bilgi düzeylerinin saptanarak olumsuz kısımlarının azami düzeyde etkilenmelerini sağlamak için değiĢik önerilerde bulunmak çalıĢmanın amaçları arasındadır.

1.1. Beslenme ile Ġlgili Genel Bilgiler

1.1.1. Beslenme

Besin ögelerinin vücuda girmesiyle birlikte vücut fonksiyonları iĢlevsel hale gelmekte ve bu sayede beden sağlığını geliĢerek hayatı uzun süre yaĢamasına beslenme denmektedir. Bireyin ana rahmine düĢmesinden itibaren hayatın her safhasında yeterli ve dengeli bir Ģekilde gıda maddelerini alması, sağlıklı yaĢamın temel unsurudur. Yeryüzündeki gıda maddelerinin, bedenimize girmesiyle beslenme olayı gerçekleĢmekte ve fonksiyonlarını yerine getirip insan vücudundan ayrılmasıyla son bulmaktadır (Ersoy 2004). Ġnsan vücudunun gereksinim duyduğu gıda maddelerinin zamanında ve yeteri kadar alınması sayesinde bireyin yaĢam standartlarını geliĢmektedir. Yapılan bu eylem bilinçli bir Ģekilde olması gerekmektedir (Tarman 1992).

Yukarıda da bahsedildiği gibi beslenme, karnın doyması değil gıda maddelerinden belli bir oranda insanın yararına olduğu Ģekliyle vücuda girmesidir (T.C. Sağlık Bakanlığı). Beslenme ihtiyaç olmaktan çıkmakta insanlar için gerekliliğe dönmektedir. Bireyler gıdaları yeterli ve dengeli bir Ģekilde vücutlarına almadıklarında fizyolojik büyüme gerçekleĢmemekte, mutlu bir yaĢam, sağlıklı ve baĢarılı bir hayata kavuĢamamaktadırlar (Kavas 2003).

(14)

5

1.1.2. Beslenmenin Önemi

YanlıĢ beslenme veya bu konu hakkında bilgi eksikliği, beslenmenin yapılan eğitimlere rağmen bireyler tarafından anlaĢılamaması, sağlığı tehdit ettiği gibi toplumsal hayat ve ekonomik hayatta kayıpların oluĢmasına sebebiyet vermektedir. YaĢamdan tatmin olunması, bireyin kendini mutlu ve müreffeh hissetmesi, toplumların refah düzeyinin artmasında beslenme alıĢkanlıklarının doğru ve sağlıklı beslenme konusunda yeteri bilgi sahibi olunmasıyla gerçekleĢir (Gül 2011).

1.1.3. Yeterli ve Dengeli Beslenme

Dünyada ülkelerinde beslenme sorunlarına göz atıldığında, baĢlıca iki ana meselenin olduğu gözlemlenmiĢtir. Ġlk madde, bireylerin gerekli miktarda gıdayı elde edememesi neticesinde baĢ gösteren açlık meselesi, ikincisi, yetersiz ve hatalı beslenmeyle geliĢen sağlık meseleleridir. Bu durumların her birinde de sağlık riskli duruma düĢmektedir. Dünyada ki ülkelerin bazılarında açlıktan insanlar ölürken bazılarında çok besin tüketimi ve yetersiz besin almaktan kaynaklı sağlık sorumları sebebiyle, bireyler zorluklarla karĢılaĢabilmektedir. Bu nedenledir ki insanlar beslenme konusunda ihtiyatlı davranarak yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat etmeleri gerekecektir (Açıkgöz 2006).

Beslenme ile ilgili yapılar çalıĢmalarda, aĢağıda da belirtileceği gibi insanın yaĢamı için çok miktara gıda maddesine ihtiyaç olduğu ve bireyin, sıhhatli Ģekilde büyüyüp geliĢmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre hayatını devam ettirebilmesi için bu öğelerin her birinden günlük belli bir miktar yenilmesi gerektiği belirlenmiĢtir. Bu besinlerden herhangi biri yenmediğinde veya az ya da çok yenildiğinde, bireyin büyüme ve geliĢmesinin önüne geçtiği ve sağlığının bozulduğu bilimsel araĢtırmalar neticesinde ortaya konmuĢtur ( Gül 2011).

Yeterli beslenen birey mutlu, hastalıklardan uzak, bedenen de geliĢip büyür. Yeteri Ģekilde ve dengeli olarak vücuda giren gıdalar bedene enerji vererek bireyin dıĢ etkilere karĢı korunmasında kalkan görevini üslenerek bireyi fiziksel olarak hareketli ve zihinsel olarak güçlü olmasını sağlar. Yeterli ve dengeli beslenme sayesinde zihinsel ve fiziksel olarak baĢarılı ve sağlıklı bir hayat sürer. DeğiĢik

(15)

6 araĢtırmalarda da yeterli ve doğru beslenmenin insan vücuduna önemi ortaya konmuĢtur (Açıkgöz 2006).

Bir toplumun yeterli ve dengeli beslenememesi, sağlıklı ve iĢ görebilir güçte yaĢaması, ekonomik ve sosyal refahının artırması mümkün gözükmemektedir. Yeterli ve dengeli beslenme hususunun bilinmesi, sadece insanların yaĢamını sürdürmesi değil tüm toplumun geliĢerek ilerlemesinde temel teĢkil etmektedir. Birey ne kadar yeterli ve dengeli beslenirse, hayata tutunması, zihinsel geliĢimi ve iĢ yaĢantısında olumlu etkileri olmaktadır. (Dölekoğlu ve Yurdakul 2004).

1.1.4. Yetersiz ve Dengesiz Beslenme

Birey çeĢitli gıdaları yemediği zaman beslenme bozukluğu ortaya çıkar ancak beslenme yetersizliğinde ise insanın gerçek anlamıyla gıda maddelerinden yoksun kalmaktır (Çelik 2006). Az veya ihtiyacın üzerinde alınan gıdalarla birlikte vücuda giren proteinler, mineraller, vitaminler tam olarak insan vücudunda karĢılanamıyor ya da ihtiyacın üzerinde alınması sonucu birey ĢiĢmanlıyorsa dengesiz beslenme olarak değerlendirilmektedir. Dengeli beslenme ise; vücudun ihtiyacı olan gıda maddelerinin vücuda yeterli miktarda ve bedenin sağlıksal yapısını devam ettirmek, hasarlı kısmını onaracak miktarda ihtiyaç duyulan vitamin, mineral ve proteinlerin vücuda alınmasıdır. (Sert ve ark 2001).

Zihinsel olarak gerilik, hareketlerin değiĢmesi, dengenin bozulması gibi yaĢamın ileri safhasında karĢılaĢacağımız durumlar yetersiz beslenmenin belirtilerindendir. Bunun yanında vücudu ağırlığının artması, yaĢa göre boyun uzun olması, yaĢa göre de kilonun fazla olarak obezite olunması genelde dengesiz beslenmenin belirtisidir ve bu konu tıp dünyasında hastalık olarak kabul edilmektedir. Beslenerek sağlığımızı koruduğumuz gibi tedavide de beslenmenin önemi büyüktür. Günümüzde birçok kanser çeĢidi, obezite, hipertansiyon, alerjik hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, obezite, osteoporoz ve diĢ çürükleri gibi pek çok hastalığın önüne geçmede beslenme büyük öneme sahiptir. Kronik hastalıklar bireylerin gençlik döneminden sonra ortaya çıkmakta ancak kronik hastalıkların, çocuk ve gençlik yıllarında temelleri atılmaktadır (Garibağaoğlu ve ark 2006).

(16)

7 Çocukluk dönemlerinde beslenmenin yetersiz olması ve hatalı beslenilmesi adölesan dönem de büyüme ve geliĢmeyi engellemektedir. Beslenmenin yetersizliği sonucu beynin yapısal durumu ve vücut fonksiyonlarında bozukluk oluĢmaktadır. Bu durum okulda hayatında bitkin olma hali, tembellik, dikkat eksikliği ve eğitilirken yapılan uyarılmaları dinlememe gibi davranıĢsal bozukluklar ortaya çıkmaktadır (Çelik 2006).

Ülkemizde yetersiz ve dengesiz beslenmenin etkilediği grup olarak bebekler, büyüme dönemindeki çocuklar, yük olarak ağır iĢlerde çalıĢmakta olan iĢçiler, hamilelik dönemindeki bayanlar ve emziren kadınların en mühim meselelerindendir. Bu yüzden ülkemizde beslenme hastalıkları için büyük bir toplumsal sorundur. Dengesiz ve yetersiz beslenme; hastalıklara yakalanmayı kolaylaĢtırdığı gibi, kronik hastalıklara da yol açar. Yeteri kadar beslenemeyen bireylerin zihinsel ve fizik olarak güç kayıpları ortaya çıkmaktadır. Bunun neticesi olarak bütün çalıĢma alınlarında verim zayıflar, üretme olayı azalır, üretilen kaynaklardan istenilen Ģekilde yararlanılmaz. Beslenme sorunları nedeni ile ortaya çıkan hastalıklar ekonomik kayıpları ortaya çıkarır. Ekonomik sorunların sonucu yapılan yatırımların karĢılığı alınamaz, eğitimsel, üretimsel ve ekonomik ve sağlık sorunları artarak zincirleme Ģekilde olumsuz yönde etkiler (Çelik 2006).

Ayaküstü (fast-food) Ģeklindeki beslenme alıĢkanlığı yetersiz ve dengesiz beslenme için en iyi örnek olarak verilebilir. Bu tür beslenme Ģekli Ģehirde yaĢayan gençler de yaygın olarak görülmektedir. Bu beslenme de, içinde bulundurduğu yağ oranının (%40-50) yüksek olması bireye normalin üstünde enerji vermekte ve sağlığı olumsuz etkilemektedir. A vitamininden ve kalsiyum yönünden fakir bir gıdadır ve besin değeri de çok düĢük miktardadır. Buna karĢın sodyum açısından da yüksek bir besindir. Bu Ģekildeki beslenme değiĢik hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Örneğin yüksek tansiyon, obezite gibi hastalıklarına yakalanma oranı yükselmektedir. Ayran, süt gibi hayvansal gıdaların ve taze sıkılmıĢ meyve sularının yerine enerji verme oranı fazla olması dıĢında herhangi bir besin değeri olmayan kola türü içeceklerin tercih edilmesi, tüketilmesinin yaygınlaĢması beslenme alıĢkanlığı açısından yanlıĢ olanıdır (T.C. Sağlık Bakanlığı 2002).

(17)

8

1.1.5. Beslenme Eğitimin Önemi

Toplum da yaĢayan bireyler beslenmenin önemini yeteri kadar bilmemektedirler. Beslenme davranıĢını karnın doyurulması ve açlığın giderilmesi Ģeklinde algılamaktadırlar. Beslenmede yanlıĢ bilgi ve davranıĢlar, beslenmeyi doğru Ģekilde hayatımızda algılayamamak, sağlığı tehdit ettiği gibi toplumsal ve ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Beslenme alıĢkanlıklarının olması gereken Ģekliyle ve sağlıklı bir beslenmenin doğru bir Ģekilde algılanması kiĢiyi hayattan yeterli hazzı almasını Doğru beslenme alıĢkanlıkları ve sağlıklı beslenmenin doğru algılanması hem kiĢinin yaĢamdan doyum almasını, kiĢinin kendisini sağlıklı, huzurlu ve müreffeh, hissetmesini hem de toplumun kalkınmasında önemli rol oynamaktadır.

Beslenme eğitim çok önemlidir. Eğitim sayesinden birey yeterli ve dengeli besin tüketim alıĢkanlığı kazanmakta, yetersiz ve kötü beslenme sorunları ortadan kalkmaktadır. Eğitim ile birlikte besinlerin insan sağlığına yararlı olduğu, zararlı olmasının önüne geçtiği, gıda ile ilgili kaynakların en verimli Ģekilde kullanılarak, beslenme durumu geliĢtiği görülür. Eğitim sayesinde kaynakların etkili ve ekonomik Ģekilde kullanılması sağlanmıĢ olur. Beslenme eğitiminde dünyada yapılan uygulamalar da eğitimcilerin bilgi birikimlerinin yükseltilmesi sağlanmakta, toplumu beslenme ve sağlık konularında bilgi sahibi olmalarının çalıĢmaları yapılmakta ve gıda etiketlemesi yoluyla halkın bilgi dağarcığının geniĢletilmesi sağlamaktadır (Ünver 2004).

Beslenme eğitiminde, tüketilen gıdaların türü, oranı, tüketilme süresi, hazırlanıp piĢirilme Ģekli gibi istenilen kalıcı davranıĢ değiĢikliğini oluĢturmayı hedef alan bir süreçtir. Beslenme eğitimi, kiĢilerin çevresel yollarla kendilerini eğitebilecekleri gibi bu konuda örgün eğitim veren ve yaygın eğitim veren birimler tarafından kiĢilere ulaĢtırılabilir. Örgün eğitim, okul içinde yapılan eğitimi; yaygın eğitim ise radyo, televizyon, konferans, kongre, seminer, kurs gibi etkinlikler aracılığıyla kitlelere yönelik yapılan eğitimi tanımlayan terimlerdir. Örgün eğitim içinde olmayan veya örgün eğitimini tamamlamıĢ bir kiĢi, yaĢamının örgün eğitimden sonraki bölümünde eğitimini sürdürmekle yükümlüdür. Ancak nedeni ne

(18)

9 olursa olsun kiĢilerin kurumlara baĢvurduğu durumlarda bu sorumluluk kuruma aittir. Kurumlar çalıĢanlarına hizmet içi eğitim vermekle yükümlüdür. Hastaneler de birer kurumdur ve hastaneye beslenme konusunda bilgilenmek için baĢvuranlar ilgili görevlilerce eğitilmek durumundadır. Kurumlar henüz bu tür bir sorumlulukları olduğunun bilincinde de değildirler. Beslenme eğitiminde kiĢinin gereksinimlerinin, sosyal, psikolojik ve ekonomik durumunun çok iyi bilinmesi, ayrıca kiĢinin eğitime hazır olup olmadığının, hazır oluĢ seviyesinin yani eğitilecek konu hakkında bilgi düzeyinin ve eğitimi alma kabiliyetinin çok iyi belirlenmesi gerekir. Bütün bu hususlar değerlendirildikten sonra eğitimi verecek olan kiĢi eğitimin saatini, süresini, kapsamını ve izleyeceği adımları belirlemeli ve uygun bir eğitim programı hazırlamalıdır (Baysal ve ark 1999).

Toplum içinde kiĢilerin yeteri kadar eğitilmesi ile yeterli ve dengeli beslenmeden söz edilebilecektir. Beslenmeye dair davranıĢlarda değiĢim olmasının dayalı davranıĢ değiĢikliğini sağlamanın en önemli ve aktif yolu eğitimdir. Küçük yaĢlarda elde edilen beslenme ile ilgili alıĢkanlıklar hayatın ileriki dönemlerinde devam ettiği yapılan çalıĢmalarda görülmektedir. Eğitim yuvalarında yeterli ve dengeli beslenme konusunda çocuklara ve gençlere aktarılacak bilgiler, beslenme alıĢkanlığı kazandırıp kısa ve uzun vadede meydana gelebilecek hastalıkların önünü kesmektedir (Ünüsan 2005).

1.1.6. Beslenme Ögeleri

Hayvanlardan ve bitkilerden elde edilen, organizma için gerekli olan maddeye besin denilmektedir.

Besinlerin bileĢiminde bulunan moleküller sayesinde, organizmaya enerji veren, vücutta çeĢitli görevleri bulunan, vücut dokularını yenileme görevi olan ve canlının yaĢaması için gerekli olan maddeler besin öğesi olarak tanımlanır (Merdol ve ark 1997).

Vücuda alınan besin ögesinin herhangi birisinin yetersizliği nedeniyle o besin ögesi iĢlevini vücutta ki görevini yapamayacağından, vücut fonksiyonlarının düzenli çalıĢmasını engellemekte ve çeĢitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Tayar ve Korkmaz, 2007).

(19)

10 Besin öğelerimiz vücut fonksiyonlarının çalıĢmasında görev yönünden benzer ve farklı görevleri bulunmaktadır. Ġster doğrudan isterse de dolaylı olarak, görev yönünden birbirilerini ilgilendirirler. Besin öğeleri kullanılırken birbirlerine yardımcı olurlar. Vücuttaki bazı görevlerinde de birbirini tamamlama görevleri bulunmaktadır. Bu yapının düzen içinde ve dengede çalıĢması için tüm besin öğelerinin bedenin gereksinim duyduğu oranda ve sürekli alınarak ihtiyacın giderilmesi gerekir (Çelik 2006).

Her hangi bir besin ögesinin bir tanesi alınmadığı zaman yahut gerektiğinden çok veya az vücuda girdiğinde, vücudun büyümesi ve geliĢmesi engellenmektedir ve bu sayede de vücut fonksiyonlarının bozukluklara neden olduğu bilimsel olarak çalıĢmalarda ortaya konulmuĢtur (Baysal 1993). Sağlıkta temel unsuru beslenmedir. Hastalıkların ortaya çıkmasında da en büyük etken ise kötü beslenmedir. Beslenmenin yaptığı etkiler insan da ömür boyu değiĢiklikler göstererek devam etmektedir (Baysal ve ark 2002).

Ekonomik Ģartları, yemek yeme konusundaki alıĢkanlıklar, insanın duygusal durumu, yaĢanılan yerin kültürel yapısı, iklim Ģartları hastalıkların çeĢitliliği ve iĢtah besin öğelerinin alınmasını etkilemektedir. Besin öğesinin alınması insanın her zaman ki besin tüketmesine bağlıdır. Besin ögesi gereksinmesi ise, insanın yaĢaması, sağlığın devam ettirilmesi, büyüme ve geliĢme, hamilelik ve emziklilik, stres, enfeksiyonlar, kronik veya akut hastalıklar, ateĢ, vb. etmenlerle (ġekil 1.1) belirlenmektedir (Pekcan 2008).

ġekil 1. 1. Ġdeal beslenme besin öğesi alımı ve besin gereksinimi dengesi (Pekcan,

(20)

11 Günümüze kadar yapılan tüm araĢtırmalarda bireyin; sağlıklı yaĢamını sürdürebilmesi, büyümesi ve geliĢmesi için 50 civarında besin öğesine ihtiyacı olduğunu görülmüĢtür. Ġnsan sağlıklı bir Ģekilde büyümesi, geliĢmesi, üretmesi hayatını idame ettirebilmesi için yukarıda miktarı belirtilen besin öğelerinden her birinden ne kadarlık miktarda vücuda girmesi gerektiği de ortaya konmuĢtur. Yapılan araĢtırmalarda besin öğelerinin herhangi birinin alınamaması veya ihtiyaçtan fazlasının alınması neticesinden yapılan araĢtırmalarda da belirtildiği gibi sağlığın bozulduğu, büyüme ve geliĢmenin önlendiği belirtilmiĢtir (Alphan, 2005).

Besinlerin bileĢiminde yer alan 50 ye yakın besin öğesi kimyasal yapılarına ve vücut çalıĢmasındaki faaliyetlerine göre 6 grupta toplanabilir. Bunlar; proteinler, yağlar, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve su‟dur.

Proteinler

Proteinler hücrelerin önemli besin maddelerinden biri olan aminoasitlerden oluĢmaktadır. Vücudun geliĢim, büyüme ve zarar gören hücrelerin kendini yenilemesinde en önemli besin maddesi proteindir. Ayrıca proteinler insan vücudunun hastalıklarla savaĢma sistemlerinde ve bazı vücudun çalıĢma sistemini düzene sokan enzimler ile çeĢitli hormonlarında yapılarını oluĢturmaktadır. Ġnsan vücudunda enerji deposu olarak protein deposu adında bir sistem mevcut değildir, fakat proteinler vücudumuzda enerji kaynağı olarak da tüketilir. Hücrelerin yapı taĢını proteinler oluĢturmakta ve yetiĢkin insan vücudunda yaklaĢık %16‟oranında protein bulunmaktadır (Müftüoğlu, 2003).

Proteinlerin en yoğun bulunduğu besin kaynakları Et, yumurta, balıklar ve çeĢitli sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek), kuru baklagiller ile süt ve süt ürünleridir (Türkan 2003). Protein içeren besinler ile bu besinlerin 100 gr' da bulunan protein miktarları aĢağıda Çizelge 1.1.‟de belirtilmiĢtir (Baysal 1995).

(21)

12

Çizelge 1. 1. Proteinlerin en yoğun olduğu besinler ve 100 gramındaki protein

miktarı (g) (Baysal 1995).

Besinler Protein miktarı (100 gr)

Kurubaklagiller 20-25

Soya fasulyesi 30-35

Et, tavuk, balık 15-22

Peynir 15-25

Tahıl 8-12

Süt 3-4

Yumurta 12-14

YaĢayan canlılar için proteinler, elzem azotlu öğe Ģeklinde tanımlanır. Canlı varlıklarda bulunan hücrenin ve vücudumuzdaki pek çok metabolik durumda görevli olan enzimlerin yapı taĢları proteindir. Vücut ağırlığının %20‟sini proteinlerin oluĢturduğu, vücudun geliĢiminde ve hücrelerin sürekli olarak kendini yenilemesinde proteinler önemli rol oynamaktadır (Altay 2014).

Vücudumuza alınan günlük enerjinin %10-20‟sinin proteinler tarafından sağlanması gerekmektedir. YetiĢkinlerde ihtiyaç olan protein miktarı kiĢinin ağırlığına oranla kg baĢına ortalama 1g olarak hesaplanmaktadır. Gerekli miktarda enerji alımı olmadığında enerji olarak protein kullanılmaktadır, bu olayda insan vücudunda metabolizmanın boĢ yere çalıĢmasına ve böbreklere daha fazla yük bindirerek, böbreklerde protein yıkımlarına sebep olmaktadır (Alphan 2013).

Yağlar

Normal bir insan vücudunun yaklaĢık olarak %15-20‟si yağdan oluĢmaktadır. Yağ oranları cinsiyete göre farklılık göstermektedir. Kadınlarda %25, erkeklerde ise %15‟tir. Yağların emilimi vücudun sindirim sistemindeki yapı taĢlarını oluĢturan yağ asitlerine ayrılarak oluĢmaktadır. Emilen yağlar bir miktarı enerji ihtiyacı için, bir kısmı depolanır ve kalan miktarı ile de vücudun düzenli olarak çalıĢmasında etkin rol alan çeĢitli hormonların ve kolesterolün oluĢumunda kullanılır. Gıdalardan

(22)

13 vücudumuza aldığımız enerjinin, harcadığımız enerjiden çok daha fazla alınması durumunda vücudumuzdaki yağ oranı artıĢ gösterir, tam tersi durumda ise azalma olur. Vücudumuzdaki yağ deposu aynı zamanda enerji deposudur ve yeterli miktarda enerji alınmadığında bu depo kullanılır. Ġnsan vücudunun ısısını düzenleyen ise deri altında depolanan yağdır. Yağ içerisinde eriyen vitaminler ile insan vücudu için önem arz eden çeĢitli kimyasal organizmalar yağ ile alınır ve taĢınır. Midedeki yağ daha uzun sürede mideden geçerek yiyeceklerimize lezzet verir ve doygunluk hissi sağlar (T.C. Sağlık Bakanlığı 2016).

Bitkisel ve hayvansal yiyeceklerin hepsinde bir miktar yağ bulunmaktadır. Ġçinde yağ oranının en fazla bulunduğu bitkisel gıdalar; susam, pamuk çekirdeği, zeytin, ayçiçeği, ceviz, fındık, fıstık, soya fasulyesi ile mısırdır. Diğer hububatlarda, sebze ve meyvelerde az miktarda yağ bulunur. Süt ürünleri ve yumurtada da bir miktar yağ vardır. Yağlar hayvanların vücudunda bulunduğu gibi etlerin iç kısımlarında da bulunmaktadır (Baysal 2004).

Yağların çok az miktarda tüketilmesi gerekmektedir. Ancak vücudun ihtiyacı olan esansiyel yağ asitleri ve yağda çözünen A, D, E ve K vitaminleri için, dolayısı ile sağlığımız için bu yağların gerekli, miktarda tüketilmesi bir o kadarda önemlidir (Samur 2008).

Ġçerisinde bulunan yağ asitlerine göre yağlar 3 gruba ayrılmaktadır:

• DoymuĢ yağ asitleri (katı yağlar): tereyağı, margarin, kuyruk yağı, içyağı ve don yağı.

• Tekli doymamıĢ yağ asitleri (sıvı yağlar): fındık yağı, zeytinyağı, yer fıstığı yağı.

• Çoklu doymamıĢ yağ asitleri (sıvı yağlar ve yumuĢak bitkisel yağlar): balık, susam, ayçiçeği, mısırözü ve soya yağı (ġanlıer ve Yabancı 2005).

Yağlar besin öğelerinden enerji yoğunluğu en yüksek besin halkasıdır. Aynı miktarlardaki proteinlerin ve karbonhidratların verdiği kaloriden çok daha fazla kalori sağlamaktadırlar (OĢar ve Erkan 2004).

(23)

14

Karbonhidratlar

Normal bir insan vücudunda bulunan karbonhidrat miktarı %1 den daha aĢağıdadır. Günlük olarak alınan enerjinin büyük çoğunluğu karbonhidratlardan sağlanır. 4 kalorilik enerji yaklaĢık olarak 1 gram karbonhidrattan elde edilir (Gündoğdu 2009).

Karbonhidratlara ihtiyaç duyulan durumlar ise vücut sisteminin çalıĢması, vücut ısısının dengelenmesi, sinir sisteminin çalıĢması, sinir dokuları ile kıkırdakların oluĢumu, su ve elektrolit seviyelerinin dengede kalması, vücuttaki artık maddelerin atılmasında karbonhidratlara ihtiyaç duyulmaktadır (ġanlıer ve Yabancı 2005).

NiĢasta bir karbonhidrat olarak bitki tohumları ile tanelerinde oldukça bol miktarda bulunur ve diyetin toplam karbonhidrat miktarının %80-90‟ını niĢasta oluĢturur (Baysal 2004).

Vücudumuza giren en kolay ulaĢılabilen ve ucuz enerji kaynağı karbonhidratlardır. Karbonhidrat bakımından zengin olan gıdalar; tahıl ürünleri, kuru baklagiller, kuru meyve, Ģeker, pasta çeĢitleri, pekmez, bal gibi Ģekerli tatlılardır (ġanlıer ve Yabancı 2005).

Mineraller

Mineraller; Vücutta kimyasal reaksiyonlar oluĢturarak tüm vücudu kapsayan, beyin fonksiyonlarının sağlıklı bir Ģekilde çalıĢmasına yardımcı olan ve beyin hücrelerini hareketlendiren sinir sistemini pozitif olarak etkileyen, inorganik maddelerdir (Tayar ve Korkmaz 2007).

Vücut fonksiyonlarının sağlıklı bir Ģekilde çalıĢması, büyümesi ve geliĢmesi, için bu besin öğesine ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca mineraller vücut yapısını oluĢturan ve vücuttaki pek çok çalıĢma sistemini düzenleyen önemli besin öğeleri grubudur. YetiĢkin bir insan vücudunda ortalama %4 oranında mineraller bulunmaktadır ve bu minerallerin çoğunluğu kalsiyum ve fosfordan oluĢup vücudumuzda büyük oranda kemiklerde, diĢlerde bulunur, çok az miktar dada yumuĢak dokularda ve vücutta bulunan sıvıların içerisinde bulunmaktadır. Mineraller ısıya maruz kaldıklarında veya elle yapılan bazı iĢlemlerle kayba uğramazlar (Samur 2008).

(24)

15 Minerallerin görevleri arasında kemiklerin, diĢlerin geliĢimi ve sağlıklarının korunması, vücut sıvılarının dengelenmesi, asit-baz oranlarını dengede tutması, sinir sisteminin korunması, organların ve kasların düzenli çalıĢmasında görev alırlar (ġanlıer ve Yabancı, 2005). Önemli mineraller; bakır, çinko, iyot, flor, kobalt, kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, manganez, kükürt, demir, krom, solenyum, molibden ve silikondur (Baysal ve ark 2002).

Kalsiyumun görevleri arasında kemik ve diĢ yapımı, kasların kasılması, sinirlerin çalıĢması, kan basıncının normal olması ve kanın pıhtılaĢmasında önemli Ģekilde görev alır. Süt ve süt ürünleri baĢlıca önemli kalsiyum kaynağıdır. Vücuttaki kalsiyumun kullanılması için D vitamini ve fosfora ihtiyaç duyulur. Ayrıca kalsiyumun vücuda emilmesine yağlar engel olurlar (Türkan 2003).

YetiĢkin insanlarda kalsiyum ve D vitamini eksik olduğunda osteomalasia görülürken, çocuklarda ise raĢitizm görülür. Vücudumuzdaki kanda kalsiyum oranı düĢerse kas spazmları ile bacak krampları görülür (Altuğ 2004). Vücudumuzda bulunan fosfor oranı %80-90‟dır. Ġskeletimizde kalsiyum ile birlikte, aktif fosfat ise hücre yapısında ve fonksiyonlarında bulunmaktadır. Kemiklerin ve kasların oluĢmasında, dokuların tamir edilmesinde, enerji metabolizması, büyüme ve geliĢmede de önemli rol almaktadır. Süt ve süt ürünleri, yumurta, tahılgiller, kuru baklagiller, balık, et, tavuk, ile yağlı tohumlar içerisinde önemli miktarda fosfor bulunan besin kaynaklarıdır (Aksoy 2000).

Sodyum, Potasyum ve klor'un ana görevleri arasında vücudun su, asit-baz dengesini sağlayarak kas çalıĢmasına olanak vermektedir. Sodyum ile klorun ana kaynağı tuzdur. Yeteri miktarda tüketilen süt, tahıl, et, taze sebze ve meyveler ile vücudun potasyum ihtiyacı önemli miktarda karĢılanmıĢ olur (Samur 2008).

Vücuda alınan magnezyum ile enerji metabolizmasının çalıĢması, kas ve sinir sisteminin düzenlenmesi, kemik ve diĢlerin oluĢumu, osmotik basınç ile asit-baz dengesi kurulmuĢ olur. Magnezyum kaynakları arasında Kuru baklagiller, yağlı tohumlar, rafine edilmemiĢ tahıl taneleri ve yeĢil koyu yapraklı sebzeler bulunmaktadır (Baysal ve ark 2002).

(25)

16 Demirin en yoğun bulunduğu yer ise kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobindir. Demirin görevleri arasında akciğerlerden hücrelere oksijen taĢımak, hücrelerden de karbondioksiti akciğerlere taĢımaktır. Vücuttaki demirin eksik olması ile kansızlık görülür. En yoğun Ģekilde demir et, yeĢil yapraklı sebze, yumurta ve tahıllarda bulunmaktadır (Kavas 2000).

Ġyot tiroit bezinde bulunup tiroit bezinin normal Ģekilde çalıĢması için ihtiyaçtır. Tiroksin hormonunun bir bölümünü Ġyot oluĢturur. Vücuttaki iyotun eksilmesi sonucu guatr hastalığı ortaya çıkar. Ġyot eksikliğinin bulunduğu coğrafi bölgelerdeki kadınlarda; ölü doğum, düĢük doğum ağırlığı, üreme sorunları ileri derecede görülmektedir. BaĢlıca iyot kaynakları arasında balık ve diğer deniz ürünleri gelmektedir (Altuğ 2004).

Ġnsan vücudu için önemli metabolik görevleri bulunan enzimlerin yapısında çinko bulunmaktadır. Büyüme ve cinsiyet organlarının geliĢmesinde, yaraların iyileĢmesinde, protein ve nükleik asit metabolizmasında, hücre bölünmesinde aktif görevi vardır. Çinkonun yetersizliğinde; fiziksel olarak büyümede gerilik, yaraların iyileĢmelerinin uzun zaman alması, cinsiyet organlarının oluĢma ve geliĢmesinde gecikme, hastalıklara karĢı vücudun dirençsizliği, tat alma ve koku algılamada eksiklik gibi emareler görülür. Çinkonun en fazla bulunduğu kaynaklar: Et, karaciğer, yumurta ve deniz ürünleridir (ġanlıer ve Yabancı 2005).

Florun baĢlıca görevleri arasında diĢ çürümelerini engellemesidir. Yeteri kadar flor alımı osteoporoza engel olurken, çok fazla miktarda flor tüketilmesi ise diĢ üzerinde sarı lekelerin oluĢmasına sebep olmaktadır. Flor içeriği besinlerin yetiĢtikleri toprağın özelliğine Florun esas kaynağı su olmakla birlikte çay ve deniz mahsullerinde de bulunmaktadır. Deniz ürünleri ve çayda flor bulunur (Aksoy 2000).

Vitaminler

Ġnsan hayatının devam etmesi için gereken, hücre metabolizmasında önemli reaksiyonları uyaran ve besinler özünde mevcut organik yapılı bileĢenlerdir (ġanlıer ve Yabancı 2005).

(26)

17 Vitaminler vücudumuzda çok az oranlarda bulunmasına rağmen vücut üzerindeki faaliyetleri çok fazladır. Bu vitaminlerin bir kısmı (B grubu), besin vasıtası ile alınan karbonhidrat, yağ ve proteinlerden açığa çıkan enerji ve hücrelerin oluĢumu ile ilgili biyokimyasal reaksiyonların oluĢup düzenlenmesi konusunda yardımcıdırlar. D vitamininin diğer görevleri arasında bazı minerallerin (kalsiyum ve fosfor) kemik ve diĢte yerleĢmesine yardımcı olurlar. Ġnsan vücudundaki birtakım vitaminler de (A, E, C) zararlı hücrelerin vücuda zarar vermesini önleyerek normal fonksiyonlarını devam ettirmek ve birtakım zararlı maddelerin iĢlevlerinin azaltılmasında yardımcı olurlar (Gül 2011).

Çizelge 1. 2. Bazı vitaminlerin vücuttaki etkileri ve besin kaynakları (Baysal 2004). Vitaminler Vücuttaki en önemli iĢlevleri En iyi besin kaynakları

A vitamini Göz sağlığında, büyümede, üremede

önemlidir. Antioksidan özelliği vardır. Koyu yeĢil yapraklı sebzeler, sarı sebze ve meyveler, tereyağı, yumurta sarısı ve yağlı süt D vitamini Kemiklerin ve diĢlerin sertleĢmesinde

önemli rol oynar. Balık yağı ve yumurta sarısı E vitamini Antioksidan özelliği önemlidir. Kas

sağlığında da önemli bir yeri vardır.

YeĢil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve bunların yağları K vitamini Kanın pıhtılaĢmasında önemli rol alır. YeĢil yapraklı sebzeler C vitamini Bağ dokusu oluĢumu, damar sağlığı ve

enfeksiyon bağıĢıklığında önemlidir. Antioksidan özelliği vardır.

Turunçgiller, yeĢil yapraklı sebzeler, çilek ve domates B grubu

vitaminlerinden bazıları

B1: Enerji metabolizmasında önemlidir. B2: Enerji metabolizmasında rol oynar. B6: Protein, yağ, karbonhidrat

metabolizmasında ve merkezi sinir sisteminde önemli rol oynar.

B12: Kırmızı kan hücrelerinin yapımı ve

sinir sisteminin sağlığında rol oynar. Niasin: Protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmasında rol oynar. Folik asit: Nükleik asitlerin ve kan hücrelerinin yapısında rol oynar.

B1: Tahıllar, kuru baklagiller B2: Organ etleri, süt, yumurta B6: Et, pirinç, bulgur, patates

B12: Organ etleri, diğer etler, süt,

peynir, yumurta sarısı

Niasin: Organ etleri-, tavuk, balık, yağlı tohumlar

Folik asit: Karaciğer, diğer organ etleri, kurubaklagiller, yeĢil yapraklı sebzeler

Vitaminlerin insan vücudunda ne kadar önemli olduğu bilinmektedir, vücut bu vitaminleri kendisi üretemediği için dıĢarıdan besinler yolu ile alınmaktadır. Vitaminlerin etkilenmesine sebep olan ısı, ıĢık vb, sebepler ile asidik ve alkali ortamlar vardır. Bu nedenle besin gruplarının vitamin kaybına sebep olmadan tüketilmesi hayatın sağlıklı devam ettirilmesi açısından son derece önemlidir (Samur 2008).

(27)

18

Su

Canlıların yaĢaması için oksijenden sonraki en önemli madde sudur. Ġnsan vücudunda bulunan su oranı yaĢ ve cinsiyete göre değiĢiklik göstermekle beraber ortalama olarak %59‟ civarındadır. Çocuklarda ise bu oran oldukça yüksektir. Suyun görevleri arasında gıdaların sindirilmesi, emilimi ve hücrelere taĢınması, hücrelerdeki bulunan besin öğelerinin metabolizması neticesinde ortaya çıkan atıkların akciğer ve böbreklere iletilmesinde, eklemlerin kayganlaĢtırılmasında, elektrolitlerin taĢınması ile vücut ısısının kontrolü vardır. Vücudumuzdaki en etkili eritici sudur (ġanlıer ve Ersoy, 2005).

Günlük yaĢantımızda içtiğimiz çay veya kahve ve diğer içeceklerin çoğu sudan oluĢmaktadır. Bu sebeple çay, kahve vb. içeceklerimizin vücudumuza girmesi ile de günlük su gereksinimi karĢılanmaktadır. Fakat kullandığımız içeceklerin içeriğinde bulunan kafein ve oksalatın sürekli olarak tüketilmesi beyin, böbrek, kalp ve kan damarları gibi organların zarar görmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte kafeine bağımlılığı baĢ göstermektedir. Bu sebepler göz önünde bulundurularak gündelik sıvı ihtiyacımızın fazlasını su alarak almak sağlığımız açısından oldukça önemlidir (ġenel 2005).

1.2. Üniversite Öğrencilerinde Beslenme AlıĢkanlığı

Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre 15-24 yaĢ arası „genç‟, 10-24 yaĢları arası ise „gençlik‟ olarak tarif etmektedir. Çocukluktan olgunluğa geçiĢ dönemi olarak kabul edilen gençlik dönemi (15-24 yaĢ) gerçekte fiziksel, psikolojik ve sosyal olgunluğa eriĢmenin tamamlandığı bir süreçtir (Baltacı ve ark 2006).

Yükseköğretim öğrencileri eriĢkin çağa geçme adımı olan çocukluk dönemi sonrası ilk gruptur. Bu öğrencilerin üniversite eğitiminin baĢlaması ile birlikte o zamana kadar alıĢtıkları aile yaĢantısından ayrılmaları, dıĢ etkilere daha açık hale gelmeleri ve kendi özgür seçimlerini daha belirgin Ģekilde yapmaya baĢlıyor olmaları nedeniyle beslenme konusunda yeni bir devir baĢlamaktadır. Bu dönemin belirleyici özelliği ekonomik problemler ve yeni kurulacak bir düzene uyum sağlama gayretleridir. Beslenme alıĢkanlıklarında sırasında ortaya çıkabilecek yeni formlar üniversite öğrenimi sonrasına taĢınacaktır. Öğrencilerin eğitim döneminde ki

(28)

19 beslenme eğilimlerinin saptanması eriĢkin dönemde beslenme alıĢkanlıklarının düzenlenmesi ve yanlıĢ beslenmenin yol açabileceği muhtemel bozuklukların önlenmesi açısından önem arz etmektedir (Mazıcıoğlu ve Öztürk 2003).

Öğrencilerin üniversite öncesinde beslenme alıĢkanlıkları aile yaĢamının gerektirdiği Ģekilde devam ederken, üniversite hayatına geçiĢ ile birlikte farklılaĢan yaĢam biçimi öğrencilerin beslenme davranıĢlarını ve alıĢkanlıklarını da değiĢtirebilmektedir. DeğiĢen beslenme davranıĢları üniversite öğrencisinin zihinsel ve fiziksel boyutunu ilgilendirdiği gibi okul performansını da dolaylı olarak etkileyebilmektedir (Korkmaz 2010).

Beslenme alıĢkanlıkları erken yaĢlarda aile ortamında kurulur ve uzun vadede bireylerin sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiptir. Üniversiteye hayatına adım atmak, insanların hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü gıda tercihleri ve sağlıklı yaĢam tarzı uygulamaları ile ilgili artan sorumluluk süreci baĢlar ve bu süreçte genç yetiĢkinler yiyecek alıĢveriĢi, yemek hazırlık ve planlama deneyimi bakımında yetersiz ve bilgisizdirler (Papadaki 2007).

Beslenme alıĢkanlıklarının oluĢmasında gençlerde birincil faktörler; kiĢisel yeme seçimleri, ailenin yeme biçimi, anne ve babanın yeme seçimi konusunda model olması, medya ve toplum normlarıdır. Ancak beslenme alıĢkanlıklarına etki eden kiĢisel faktörler; davranıĢlar, inançlar, bilgiler, özsaygı, öğün ve atıĢtırmalık örüntüsü, ağırlık kontrolünde etkilidir. Yeme alıĢkanlıklarına etki eden sosyal çevresel faktörler ise aile, arkadaĢlar ve diğer yakın çevredir. Gençlerin ilgi alanlarındaki artıĢ, bağımsızlık kazanılması, kendi kendine karar verme yetkisi, sosyal hayata girme ve yaĢıtlarıyla bütünleĢme kaygıları zamanlarının büyük kısmını dıĢarıda geçirmeye yönlendirir. Bu da beslenme alıĢkanlıkları ve davranıĢlarının değiĢmesine, fastfood gıdaların aĢırı tüketilmesine, yanlıĢ diyet uygulamalarına, öğün atlamalarına, öğün aralarında bir Ģeyler atıĢtırarak açlığın yatıĢtırılmasına neden olmaktadır. ÇeĢitli araĢtırmalarda kız öğrencilerin daha fazla bilgiye sahip olmalarına rağmen, gençlerin beslenme bilgilerinin yetersiz olduğu, dolayısıyla da yetersiz bilginin alıĢkanlık ve davranıĢa dönüĢemediği tespit edilmiĢtir. Beslenme bilgisinin yetersizliği mevcut besin ve ekonomik kaynaklar yeterli olsa bile, bunların hatalı kullanımına yol açmaktadır (ġanlıer ve ark 2009).

(29)

20 Yükseköğretim öğrencileri arasında çevresel faktörler sağlıksız yeme alıĢkanlıklarının benimsenmesinde etkilidir. Marketler, alıĢveriĢ merkezleri, satıĢ makineleri ve fast food satıĢ noktalarının çoğalması, genç yetiĢkinlerin sağlıksız beslenme alıĢkanlıklarını uygulamalarına yönelik endiĢe verici bir durum yaratmıĢtır. Üniversite öğrencileri sağlıklı yiyecek seçme konusunda yeterli bilgi sahibi değildirler, bu da beslenme alıĢkanlıklarını ve beslenme durumunu olumsuz etkilemektedir. Daha önce yapılan çalıĢmalar, öğrencilerin önerilen sebze ve meyve miktarlarını tüketmediği, sık atıĢtırma alıĢkanlıklarının olduğunu, fastfood tüketiminin fazla olduğunu, su alımının yetersiz olduğunu göstermiĢtir (Saygın ve ark 2011).

Türkiye de genç nüfusun beslenme alıĢkanlıkları ile ilgili çalıĢmalarda bu dönemde beslenme ile ilgili çok ciddi sorunların yaĢandığı görülmektedir. Öğrencilerin genellikle aile ortamında öğünlere dikkat ettikleri üniversite hayatında öğünlere dikkat etmedikleri, tek öğün yemek yedikleri, sandviç ve simit gibi yiyecekleri daha çok tükettikleri, ekonomik zorlukların, öğrencilerin barınma Ģartlarının uygun olmamasından olmasından dolayı beslenmelerinin iyi olmadığı, sadece karınlarını doyurdukları saptanmıĢtır (HeĢeminia ve ark 2002).

(30)

21

2. GEREÇ VE YÖNTEM

2.1. AraĢtırmanın Amacı ve Tipi

Bu çalıĢma; Konya ili Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampüsünde lisans düzeyinde eğitim veren birinci öğretim öğrencilerinde okuyan öğrencilerin beslenme ile ilgili bilgi ve tutumlarını tespit edilebilmesi amacıyla yapılmıĢtır.

2.2. AraĢtırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman

Bu çalıĢma; ÇalıĢma, kesitsel tipte olup, araĢtırma verileri Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yıllarında lisans düzeyinde eğitim veren birinci öğretim öğrencilerinde okuyan öğrencilerine Mayıs-Haziran ayları arasında toplanmıĢtır.

2.3. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi

AraĢtırmanın evrenini; Konya ili merkezinde bulunan Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat Kampüsünde bulunan 18 fakültede toplam 28227 öğrenci arasından 600 öğrenci oluĢturmuĢtur.

AraĢtırma evrenini, 2017–2018 eğitim ve öğretim yılında Selçuk Üniversitesi‟nde lisans düzeyinde eğitim veren fakültelerde birinci öğretimde eğitim gören 28227 öğrenci oluĢturdu. Örneklem büyüklüğü güven aralığı % 95, alfa hata payı %5, beta hata payı %10, %10 sapma, bilinmeyen prevalans (% 50) değerleri ve desen etkisi "iki" alınarak hesaplandı. Buna göre en küçük örnek büyüklüğü 259 olarak belirlendi. Desen etkisi 2 alındı. Buna göre en az 518 kiĢiye ulaĢılması gerektiği hesaplandı. Anketlerin doldurulması esnasında bazı aksaklıkların olabileceği ve anketlerin iptal edilebileceği düĢünülerek toplam 600 öğrenciye ulaĢılmasına karar verildi. Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında lisans öğrenimine devam eden öğrencilerin fakülteye dağılımı Selçuk Üniversitesi Öğrenci ĠĢleri Dairesi BaĢkanlığı'ndan elde edildi. Belirlenen örnek fakültelere ağırlıklandırıldı (Çizelge 1.3.).

Ankete baĢlamadan önce etik kurul izni alınmıĢtır. Veriler, öğrenciler ile yüz yüze görüĢme yoluyla, onamları alındıktan sonra, sosyo-demografik özelliklerini ve

(31)

22 beslenme bilgi tutumlarını belirlemek amacıyla üç ölçekten oluĢan 49 soru ile toplanmıĢtır.

Küme örneklem için dağılım Selçuk Üniversitesi Alaeddin Kampüsünde bulunan fakültelerin birinci öğretiminde eğitim alan öğrencilerin sayısına göre belirlenmiĢtir.

Çizelge 2. 1. Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında lisans

düzeyinde eğitim almakta olan öğrencilerin fakülteye göre dağılımı.

Fakülte N=28227 =600

ĠletiĢim Fakültesi 1460 31

Fen Fakültesi 1127 24

Edebiyat Fakültesi 4148 90

Eczacılık Fakültesi 62 2

Ġslami Ġlimler Fakültesi 62 2

Ziraat Fakültesi 2114 46

Tıp Fakültesi 1206 26

DiĢ Hekimliği Fakültesi 656 14

Veteriner Fakültesi 1086 23

Hukuk Fakültesi 1770 38

Mühendislik Fakültesi 5004 106

Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi 3562 70

Spor Bilimleri Fakültesi 724 15

Sağlık Bilimleri Fakültesi 2613 56

Turizm Fakültesi 852 18

Güzel Sanatlar Fakültesi 698 15

Teknoloji Fakültesi 915 20

(32)

23

2.4. Verilerin Toplanması

ÇalıĢmacı tarafından hazırlanan çalıĢma planı dahilinde Selçuk Üniversitesi Alaaddin Keykubat kampüsünde bulunan fakültelerde, fakültelere oranlanan öğrenci sayısına anket uygulanarak veriler kaydedilmiĢtir.

Öğrencilere literatür ve uzman görüĢleri alınarak hazırlanan anket soruları uygulanmıĢtır ve bireylere yaĢ, cinsiyet, boy ve vücut ağırlığını gibi demografik verilerin tespitine iliĢkin sorular sorulmuĢtur ve vücut kitle indeksleri (VKĠ) Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ya (1987) göre hesaplanmıştır.

KiĢisel bilgilerden sonra beslenme alıĢkanlıklarına, davranıĢlarına ve beslenme bilgilerine iliĢkin sorular bulunmaktadır. DavranıĢ ve alıĢkanlık soruları (27 adet) soruda değerlendirilmiĢtir. Her zaman = 3, bazen=2, hiç=1 olarak puanlandırılmıĢtır. Negatif sorular pozitife çevrilerek değerlendirilmiĢtir (4 adet). DavranıĢ alıĢkanlık puan aralığı 27-81‟dir. Beslenme bilgi sorularında da (16 adet) soru ile değerlendirilmiĢtir. Ancak puanlamada her zaman=1, bazen ve hiç =0 olarak değerlendirilmiĢtir.

Beslenme bilgisi sınıflarından elde edilen toplam puana göre beslenme bilgisi puanları 0-5= puanı az bilen, 6-11= bilen, 12-16= puanı çok bilen Ģeklinde değerlendirilmiĢtir.

Demirezen E. (1999) tarafından geliĢtirilen ve bu çalıĢmada yeniden düzenlenen altı maddelik “Beslenme AlıĢkanlıkları Ġndeksi” (BAĠ) ile alınmıĢtır. BAĠ'den elde edilen toplam puanına göre oluĢturulan risk aralıklarına göre beslenme alıĢkanlıkları risk düzeyi göreceli olarak değerlendirilmiĢtir. BAĠ madde toplam puanı ve Cronbach alfa analizi yapılmıĢtır

Beslenme alıĢkanlıkları indeksinden elde edilen toplam puana göre beslenme alıĢkanlıkları risk düzeyi 0= puan risk yok, 1-6= puan hafif risk, 7-12= puan orta dereceli risk. 13-18= yüksek risk, 19-24= puan ise çok yüksek risk Ģeklinde değerlendirilmiĢtir.

AraĢtırma verileri etik kurul onayı, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü ve ilgili fakültelerin Dekanlıklarının onayı alındıktan sonra toplanmaya baĢlanmıĢtır.

(33)

24

2.5. Verilerin Değerlendirilmesi

Elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra hata kontrolleri yapılmıĢ, Veriler SPSS 25 adlı programda kodlanarak sayı ve yüzdelikler hesaplanarak kategorik değiĢkenlerin karĢılaĢtırılmasında ki-kare testi kullanılmıĢtır. Anlamlılık seviyesi 0.05 alınmıĢtır.

(34)

25

3. BULGULAR

Bu araĢtırmada Selçuk Üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin beslenme ile ilgili bilgi ve tutumlarını tespit etmek için amaçlanmıĢtır. AraĢtırma 600 öğrencinin katılımıyla gerçekleĢmiĢtir. AraĢtırma sorusuna cevap verenlerin % 54,7‟si kadın, % 45,3‟ü erkektir (Çizelge 3.1).

Çizelge 3. 1. Katılımcıların cinsiyetine göre dağılımı.

Cinsiyet Sayı %

Kadın 328 54,7

Erkek 272 45,3

Toplam 600 100,0

Öğrencilerin kayıt yaptırdıkları fakülteye göre çoğu zaman öğrenci bulunduğu Ģehirden baĢka bir Ģehre yer değiĢtirebilmektedir. Buna bağlı olarak öğrencilerin barınma durumları da yeni hayatlarıyla değiĢmektedir. AraĢtırmaya katılan öğrencilerin barınma durumlarına göre % 28.2‟i ailemin yanında, % 39.5‟i yurtta, % 32.3‟ü özel evde demiĢtir (Çizelge 3.2).

Çizelge 3. 2. Katılımcıların barınma durumları.

Barınma Durumu Sayı %

Ailemin Yanında 169 28,2

Yurtta 237 39,5

Özel Evde 194 32,3

Toplam 600 100,0

Sigara içme durumlarına göre katılımcılardan verilen cevaplara göre % 29‟u evet % 70.7‟si hayır demiĢtir (Çizelge 3.3).

Çizelge 3. 3. Katılımcıların sigara içme durumları.

Sigara içme durumu Sayı %

Evet 176 29,3

Hayır 424 70,7

(35)

26 Ankete katılan kadınların % 17.4‟ünün, erkeklerin % 43.8‟inin sigara içtiği tespit edildi. Cinsiyete göre sigara içme açısından fark tespit edildi (p=0,001) (Çizelge 3.4).

Çizelge 3. 4. Katılımcıların cinsiyete göre sigara içme durumları.

Sigara içiyor musunuz? P

Evet N (%) Hayır

Kadın 57 (17,40) 271(82,60)

0,001

Erkek 119 (43,80) 153(56,30)

Ki-Kare =49,888

YaĢ değiĢkeni ile vücut kitle indeksi arasında, beslenme davranıĢı değiĢkeni ile beslenme bilgisi puanı arasında, vücut kitle indeksi değiĢkeni ile beslenme davranıĢı puanı arasında, vücut kitle indeksi değiĢkeni ile beslenme bilgisi puanı arasında zayıf ve pozitif bir iliĢki vardır (p <0.05) (Çizelge 3.5).

Beslenme davranıĢı değiĢkeni ile beslenme alıĢkanlıkları puanı arasında, beslenme bilgisi değiĢkeni ile beslenme alıĢkanlıkları puanı arasında zayıf ve negatif bir iliĢki vardır (p <0.05) (Çizelge 3.5).

YaĢ değiĢkeni ile beslenme davranıĢı puanı, beslenme bilgisi puanı ve beslenme alıĢkanlıkları puanı arasında iliĢki bulunamamıĢtır. Vücut kitle indeksi değiĢkeni ile beslenme alıĢkanlıkları puanı arasında iliĢki bulunamamıĢtır (p>0.05) (Çizelge 3.5).

Çizelge 3. 5. DeğiĢkenlerin korelasyon analizleri.

Yaş VKİ TOBBDÖ TOPBBS TOPBAİ

Yaş r 1 ,185** ,044 ,043 -,019 p ,000 ,279 ,295 ,651 VKİ r 1 ,129** ,096* ,050 p ,002 ,018 ,222 TOPBDÖ r 1 ,205** -,153** p ,000 ,000 TOPBBS r 1 -,169** p ,000

(36)

27 Ankete katılanların cinsiyet değiĢkenin beslenme davranıĢı puanlarınının arasında fark yoktur. Buna göre bireyin cinsiyeti ne olursa olsun beslenme davranıĢı puanları aynıdır (p>0.05) (Çizelge 3.6).

Cinsiyet değiĢkenin beslenme bilgisi puanları farklı mıdır sorusunun yanıtı olarak farkın olduğu görülmüĢtür. Buna göre kadın bireylerin beslenme bilgisi puanı, erkek bireylerin beslenme bilgisi puanlarından yüksektir (p <0.05) (Çizelge 3.6). Cinsiyet değiĢkenin beslenme alıĢkanlıkları puanları farklı mıdır sorusunun yanıtı olarak farkın olduğu görülmüĢtür. Buna göre kadın bireylerin beslenme alıĢkanlıkları puanı, erkek bireylerin beslenme alıĢkanlıkları puanlarından düĢüktür (p <0.05) (Çizelge 3.6).

Cinsiyet değiĢkenin vücut kitle indeksi puanları farklı mıdır sorusunun yanıtı olarak farkın olduğu görülmüĢtür. Buna göre kadın bireylerin vücut kitle indeksi puanı, erkek bireylerin vücut kitle indeksi puanlarından düĢüktür (p <0.05) (Çizelge 3.6).

Çizelge 3. 6. Katılımcıların cinsiyet ile diğer değiĢkenler arasındaki puan tablosu.

Cinsiyet N Ortalama ± SS P TOBBDÖ Kadın 328 55,6 ± 0,27 0,602 Erkek 272 55,4 ±0,29 TOPBBS Kadın 328 8,8 ± 0,17 0,006* Erkek 272 8,0 ± 0,24 TOPBAĠ Kadın 328 10,9 ± 0,20 0,014* Erkek 272 11,6 ± 0,21 VKĠ Kadın 328 21,1 ± 0,20 0,000* Erkek 272 24,3 ± 0,24

Cinsiyet değiĢkeni ile beslenme bilgisi sınıfları arasında iliĢki bulunmuĢtur. Buna göre beslenme bilgisi sınıflandırmasında kadın bireylerin geneli beslenme bilgilerinin çok bilen sınıfında, erkek bireylerin az bilen sınıfında olduğu görülmektedir (p <0.05) (Çizelge 3.7).

(37)

28

Çizelge 3. 7. Katılımcıların cinsiyet ile beslenme bilgisi sınıfları arasında iliĢki

tablosu. 1 2 3 Toplam Cinsiyet Kadın 56 194 78 328 17,10% 59,10% 23,80% 100,00% Erkek 62 172 37 271 22,90% 63,50% 13,70% 100,00% Ki-Kare değeri=10,920, P =0,004

Cinsiyet değiĢkeni ile beslenme alıĢkanlıkları sınıfları arasında iliĢki bulunmamıĢtır. Buna göre beslenme alıĢkanlıkları sınıflandırmasında hem kadın hem de erkek bireylerin genelinin risk sınıfında olduğu görülmektedir (p>0.05) (Çizelge 3.8).

Çizelge 3. 8. Katılımcıların cinsiyet ile beslenme alıĢkanlıkları arasında iliĢki

tablosu. 1 2 3 4 Toplam Cinsiyet Kadın 39 187 93 9 328 11,90% 57,00% 28,40% 2,70% 100,00% Erkek 22 138 102 10 272 8,10% 50,70% 37,50% 3,70% 100,00% Ki-Kare değeri=7,431, P =0,059

Vki grup değiĢkeni ile beslenme bilgisi sınıfları arasında iliĢki bulunamamıĢtır. Buna göre beslenme bilgisi sınıflandırmasında BKI gruplarının genelinin bilen sınıfında olduğu görülmektedir(p>0.05) (Çizelge 3.9).

Çizelge 3. 9. Katılımcıların vücut kitle indeksi ile beslenme bilgisi sınıfları arasında

iliĢki tablosu. 1 2 3 Toplam VKĠ2 Zayıf 12 35 10 57 21,10% 61,40% 17,50% 100,00% Normal 80 249 70 399 20,10% 62,40% 17,50% 100,00% Fazla kilolu 21 70 28 119 17,60% 58,80% 23,50% 100,00% Obez 5 12 6 23 21,70% 52,20% 26,10% 100,00% Ki-Kare değeri=3,284, P =0,772

(38)

29 Vücut kitle indeksi grup değiĢkeni ile beslenme alıĢkanlıkları sınıfları arasında iliĢki bulunmamıĢtır. Buna göre beslenme alıĢkanlıkları sınıflandırmasında vücut kitle indeksi gruplarının genelinin orta derecede risk sınıfında olduğu görülmektedir (p>0.05) (Çizelge3.10).

Çizelge 3. 10. Katılımcıların vücut kitle indeksi ile beslenme alıĢkanlıkları sınıfları

arasında iliĢki tablosu.

1 2 3 4 Toplam VKĠ2 Zayıf 5 28 22 2 57 8,80% 49,10% 38,60% 3,50% 100,00% Normal 42 225 121 12 400 10,50% 56,30% 30,30% 3,00% 100,00% Fazla kilolu 12 60 43 4 119 10,10% 50,40% 36,10% 3,40% 100,00% Obez 2 11 9 1 23 8,70% 47,80% 39,10% 4,30% 100,00%

(39)

30

4. TARTIġMA

AraĢtırmaya Selçuk Üniversitesi Kampüsünde bulunan 18 fakültede birinci öğretim de eğitim gören öğrenciyle gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu öğrencilerin 54.7‟si kadın, % 45.3‟ü ise erkeklerden oluĢmaktadır (Çizelge 3.1.)

Öğrencilerin %29.3‟ü sigara içmektedir. Erkeklerde sigara içme sıklığı %43.8 olarak belirlenirken, kadınlarda bu oran %17‟dir. Ayrıca cinsiyete göre sigara içme durumunda anlamlı fark tespit edilmiĢtir (Çizelge 3.4). Keskinler D. ve ark (1999)‟da Atatürk Üniversitesi öğrencilerinde yaptığı çalıĢmada tüm öğrencilerin sigara içme prevalansı %35.9 olarak saptamıĢ olup erkeklerde bu oran %43.7 olarak tespit edilirken, kız öğrencilerde %24.2 olarak bulunmuĢ ve aradaki farkın önemli olduğu belirlenmiĢ ve bu çalıĢma ile paralellik göstermektedir.

Türkiye‟de üniversite öğrenime öğrenciler Öğrenci Seçme ve YerleĢtirme merkezi tarafından yapılan sınavla yerleĢmektedirler. Öğrenciler üniversite sınavı kazanmaları neticesinde farklı bir Ģehre ya da ilçelere taĢınabilmektedir. Bunun neticesinde üniversiteye eğitimine adım atacak olan gençlerin büyük bir çoğunluğunda barınma durumları da değiĢebilmektedir. YaĢadığı aile ve Ģehir ortamının değiĢiklik göstermesi neticesinde yaĢam biçimi, dolayısıyla beslenmeye dair alıĢkanlıklarda da değiĢiklikler göstermeye baĢlamaktadır. Yaptığımız çalıĢmada katılımcıların barınma durumlarına bakıldığında % 28.2‟i ailemin yanında,% 39.5‟i yurtta, % 32.3‟ü özel evde yaĢamakta olduğu tespit edilmiĢtir (Çizelge 3.2). Vançelik ve ark (2007) yılında yapmıĢ olduğu araĢtırmada öğrencilerin en çok arkadaĢları ile özel evde kaldıkları daha sonra da yurtta kaldıkları tespit etmiĢlerdir. Yaptığımız bu çalıĢma biraz önce zikredilen çalıĢma ile benzerlik göstermektedir. Üniversite eğitimi döneminde öğrencilerin barınma yerlerinin ailelerinden uzak olmaları (yurt, arkadaĢ evi vb.), beslenme konusunda sağlıklı bir Ģekilde beslenemediklerini doğurmakta ve bu da önemli bir problem teĢkil etmektedir.

Vücut kitle indeksi ile beslenme davranıĢı puanı ve beslenme bilgisi puanı arasında iliĢki bulunmuĢtur. Buna göre vücut kitle indeksi değiĢkeni ile beslenme davranıĢı puanı ve beslenme bilgisi puanı arasında zayıf ve pozitif bir iliĢki vardır. ġanlıer ve ark (2009) yaptıkları araĢtırmada beden kütle indeksine göre

Şekil

ġekil 1. 1. Ġdeal beslenme besin öğesi alımı ve besin gereksinimi dengesi (Pekcan,  2008)
Çizelge 1. 2. Bazı vitaminlerin vücuttaki etkileri ve besin kaynakları (Baysal 2004).
Çizelge 2. 1. Selçuk Üniversitesi'nde 2017-2018 eğitim öğretim yılında lisans  düzeyinde eğitim almakta olan öğrencilerin fakülteye göre dağılımı
Çizelge 3. 4. Katılımcıların cinsiyete göre sigara içme durumları.
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

Şekil 6.57 Hasta 8’in sağ ve sol eli için Fromentli ve Fromentsiz katılık ölçümlerinin son değerlerinin ilaç dozlarına göre karşılaştırmaları .....

Özellikle halkalı ve polimerik fosfazen türevleri, temel ve uygulamalı bilimlerde çok ilgi çekici inorganik bileşiklerdir (De Jaeger ve Gleria 1998). Bugüne kadar 5000’

Depolama süresince farklı düzeylerde SO 2 içeren kuru kayısılarda meydana gelen esmerleşme üzerine çalışmamızda incelenen faktörlerin etkisini belirlemek

Şekil 4.3-4.4’de parametresinin negatif değerlerinde ise, iki grafiğin kesiştiği noktaya kadarki ilk bölümde yeni elde edilen dağılımın daha büyük olasılık

Ağır metaller yoğunluğu 5 g/mL’den daha yüksek olan genellikle toksisite, ekotoksisite ve kirlilik ile ilişkilendirilen metal ve yarı metal grupları için kullanılan bir

Bu çalışma ile statik koşullarda, kayaların süreksizlik yüzeyleri arasında dolgu malzemesi olarak bulunan, farklı özelliklere sahip killerin, tek doygunluk derecesinde,

N-2- hidroksifenil salisilaldimin’in borik asit ile tepkimesinden sentezlenen dinükleer kompleks (X) (Yalçın vd. 2001), salisilaldehit ve 2-aminofenolün tepkimesinden

Kompozit tayf modelleme yönteminin çift yıldızlara uygulanabildiği görülmekle birlikte hata sınırının (~0.1-0.5 dex) tek yıldızlar için gerçekleĢtirilen