• Sonuç bulunamadı

Yeni Türk sanatında iki ünlü isim Mustafa Ata ve Zekai Ormancı Beymen Bedesten Galerisinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Türk sanatında iki ünlü isim Mustafa Ata ve Zekai Ormancı Beymen Bedesten Galerisinde"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ

YENİ TÜRK SANATINDA İKİ UNLU ISIM

MUSTAFA ATA VE ZEKAİ O RM ANCI

BEYMEN BEDESTEN GALERİSİNDE

Genç Türk resminde çok yaygın bir tanımlama ile, ‘‘dışavurumcu yeni figürasyon’’ akımının

iki önemli temsilcisi Mustafa Ata, 11 Mart-4Nisan 1987 ; Zekai Ormancı ise 8 Nisan-2 Mayıs

1987 de Bey men Bedesten’de son yapıtlarını sergileyecekler. İki sanatçı hakkında çeşitli

tarihlerde yayınlanmış eleştirilerden bazılarını sayfalarımıza alıyoruz.

MUSTAFA ATA

11 Mart — 4 Nisan 1987

... Sanat, yaşamın her durumda zorunlu

olduğu inancının damgasını taşır. Albert Camus’un “ Sisi tusun Mitosu" kitabında tek seçenek olarak gösterdiği intihara karşı sunduğu ‘‘önemli olan yaşamdır" bilinci, Mustafa A ta’nın ölüm ve

sonsuzluktan biçimlendirdiği resimlerinde anıt gibi ve anıtsal bir düzen içinde karşımıza dikilir.

Eski Mısır’ın soylu ve gizemli uygarlığı çöllerin ve zamanın biçimsiz

unutkanlığına gömüleli dünyadan ve yıldızlar aleminden ne çok zaman geçti. Dünya karanlığa gömülürken insan uzayda ışık gibi seyrediyor. Bu iki insanı, sfenksin yaratıcısı ile yıldızlarda gezeni korkularımızda, coşkularımızda ve geçmişle sonsuz gelecek arasından noktaladığımız tarih anında ancak biz bütünleştirebiliriz. Mustafa A ta’nın resimleri bana tüm bu insanların tek bir insan olduğunu ve bu tek bir insanın şu anda, tüm tarih ve geleceği yüklenmiş olan şu yaşadığımız anda önemli olduğunu söylüyor.

Belki de çağdaşlığın en birinci ölçütü budur. Çünkü çağdaşlık, tüm tarihin ve geleceğin yaşanan ana yüklediği tüm sorumlulukların, şu anda hesabını vermeyi kabullenmektir. Bu kabul ise kendinde tüm insanlığın ortaklığını duymayı,yaşanan ve karar verilen anı, geçmişin ve geleceğin kilit noktası olarak görmeyi beraberinde getirir. Mustafa Ata'nın resimlerindeki çağdaşlık 20. yüzyıl resminin biçimsel

özelliklerinden özümlenen bir kurgu ve

biçim anlayışına dayandığı kadar, insan figürüne yüklediği bu bilinç ve

evrensellik ve figürün var olduğu alana yüklediği tarihi boyuttan

kaynaklanmaktadır, kanımca...

(JALE N.ERZEN : MUSTAFA ATA — ÇAĞDAŞ BİR GİZEM, BOYUT PLASTİK SANATLAR DERGİSİ, ŞUBAT 1984, S,8)

...Mustafa Ata’ya, kısaca değinmeye çalıştığımız bu gerekçelerin ışığında bakıldığı zaman, Türk resmi için

olağanüstü çarpıcı ve saygın bir kimlikle karşılaştığımız ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, gerek aktarmak istediği ile buna aracılık eden gerecin organik bütünlüğü açısından, gerekse sanatçı olarak üstlendiği sorumluluğun, herhangi bir zamanda değil kendi toplumu ve

(2)

tarihinin belli bir dönemiyle kuşatıldığı konusundaki bilinç niteliği açısından hakkında kapsamlı ve ciddi araştırmalar yapılabilecek az sayıdaki

sanatçılarımızdan biridir Ata...

(MEHMET ERGÜVEN : MUSTAFA ATA ÜSTÜNE, GÖSTERİ DERGİSİ, NİSAN 1986. S. 68)

“ Sanatsal gelişmesini dikkatle izlediğimiz Mustafa’nın tutarlılığını, ağırbaşlı

araştırmalarını, cüretli renklerini, biçim kaygılarını ilginçtir kişisel sanat

görüşüme uygun düşmeseler bile sevdiğimi farkettim. Bu tuvallerdeki inanılmaz kontrastlarla bir biçim/renk bütünlüğünün, ışık demetleri halindeki figürlerin ifadeci özelliklerinin, akıllı bir soyutlamacılığın ve yine akıllı bir simgeciliğin dengeli biçimde nasıl oluşturulduğunu izledim. Ve ufak kımıltılarla nasıl değişimler geçirdiğine tanık oldum.

Mustafa dışavurumcu bir sanatçı olarak yazımın başında belirttiğim bütün koşulları yaşayan bir kişi. O, toplumsal olayların, savaşların, toplu kıyımların, insanın insanı öldürüşünün, güzelliklerin, aşkın, ölümün, doğumun, kadıncılığın kavgasını, acısını, felâketin izlerini, tüm insani tedirginlikleri duyan ve bunları dışardan seyredip, ona tanıklık etmeyi, yaşayan, sanatıyla bir ifade eylemiyle kendi tasası, tedirginliği haline dönüştüren bir sanatçı. Mustafa’nın resmi bir ifade eylemidir. Eylem diyorum, çünkü tarafsız bir gözlemci olarak kalması, ya da orkestranın diğer aletlerine uyması olası değil. O

alabildiğine trompetini öttürüp,

çığlıklaştırmak zorunluluğu duyuyor...’’ (CANAN BEY KAL : GERÇEKLİK KARSISINDA BİREY, MUSTAFA ATA. SANAT ÇEVRESİ, MART 1984, S.9.)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Bu yeni varlık tanımında sadece evren değil, bu evren içinde merkezi bir konuma sahip olan insanda, hızla statü kaybetmeye başlıyor. Çünkü insan, yansıtıcılık

Sonuç olarak, popliteal arter ve distalindeki yaralanmalarda; hasta naklinin hızlı ve uygun oluşu, erken hemostaz, preoperatif iskemi süre- sinin kısa olması, kan

İstanbul’da Büyük Postane ile Tapu Müdürlüğünü, Ankara’da Büyük Mil­ let Meclisi ile Ankara Palas Otelini ve memleketin birçok yerinde pek çok ev ve

CDS artışından kaynaklanan kamuya ilave faiz maliyeti 20 Miyar TL Tahvil faizi artışından kaynaklanan kamuya ilave faiz maliyeti 30 Milyar TL TL faizindeki artıştan kaynaklanan

bir ülke için henüz değerlendirilmeye başlan- mamış bir takım kaynakların ileride tükenerek bizi müşkül durumda bırakacağını düşünmek şüphesiz ki güçtür.

Yeni Said dönemi eserleri 1926’dan 1949’a kadar yaklaşık 22-23 yıllık bir zaman zarfında peyderpey yazıldığı gibi, peyderpey de neşredildi. Bu sebeple eserlerin ilk

AyĢegül Akgül ġahin, Türkiye’deki Kadın Milletvekilleri ve Meclisteki Çalışmaları, Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilmler Enstitüsü, (YYT), Niğde, 2008, s.89. 48