• Sonuç bulunamadı

Tiyatro:Darülbedayiin ikinci kuruluşu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tiyatro:Darülbedayiin ikinci kuruluşu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

46

M U H İ T

Darülbedaylirı İklnel Kuruluşu

Hesmi-küşattan sonra ta til— Meclisi-idare ve Iıey’eti-edebiye— İlk temsil

lıey eti

İlk piyes — İlk temsil — Araba, çay, supe — Ücretler

Y a z a n : R E F İ K A H M E T

İSTANBUL konservatuvarım kurmak için Fran- 1 sadan getirilmiş olan M. Antuvan ne yapmak isteyordu... Antuvamn o zaman bu teşebbüs etrafın­ da gazetelerde yapılan neşriyata cevap olmak üzere — Temmuz 1914 de— Sabah isimli gazetede neşr et­ miş olduğu şu mektup, bu hususta ehemmiyetli bir ve­ sika mahiyetindedir. Fransız temaşa üstadı diyor k i : «Osmanlı milli tiyatrosu ve konsen/atuvarı hak­ kında muharririnizin bugünkü nüshanızda serd ettiği efkâr ve mülahazatı-müfideden dolayı size teşekkü- ratı-halisanemi arz eylerim. Bu zat gibi münevver fikirlerin müessesenin teessüs ve istikbali ile alâka­ dar olmalarını müşahede etmekle pek mes'udum. Serd edilen bütün mülahazat bana pek vakıfane ve pek hüsnü-niyetle yazılmış göründü. Yalnız muhar­ ririnizin tereddüd ettiği bir nokta hakkında kendi­ sine bâzı ma'ıûmat vermek isteyorum. Muharririniz komedi, dram, haile sınıflarını idare etmeye da'vet olunacak Osmanlı artistlerin kîymeti - san’atkâraneleri ne derecede olursa olsun eşhası-vak'ası şark muhit­ lerinde gezen garp âsârını temsil eyelyecek şark a r­ tistlerinin evza' ve etvar ve tasvir hususunda aldık, lan terbiyenin binnisbe ademi kifayede olmasından endişe ediyor. Artistlere bir parça hususi bir terbi­ ye vermek luzumu-mutlakını ben de hiss ettim. Bu­ nun içindir ki Osmanlı konservatuvarında dans, İs­ kam, terbiyei - bedeniyei - umumiye için bir dersi- mahsus küşadını tavsiye ve teklif eyledim. Bu hu­ susa da belagat, inşat, hitabet sınıfları derecesinde ehemmiyet vereceğiz. Bu bapta ta'yin edilecek mu­ k im le r bittabi' üdeba, şuara, muharririn, Osmanlı erkânı-matbuatından terekküb edecek şubei-edebi- yenin tahtı-teftişinde bulunacaktır. Gazetecilerin teftiş vazifei-âliyesi tiyatro repertuvarımn teşkiline de şa­ mil olacaktır.

Muharririniz musikî şubesi hakkında da pek muhik mutaleat dermeyan ediyor. Şark musikîsinde bir opera te'sisi bir çok anasıra muhtaçtır ki gerek bu yolda eser vucuda getirecek muharrirlerin, ge­ rek mümessillerin temamiyle ademi-mevcudiyeti h a ­ sebiyle şimdilik bunun kuvveden fi'le çıkarılması gayrı-kabildir. Bunun için bizim daha seri’ neticelere intizar edeceğimiz dram şubesinden çok sabretm ek lazım gelecektir. Velhasıl bu müşkülat nazarı-dikka- tinden kaçmayan idarei-umumiye, bir musikî şubesi te’sisi için program hazırlamıştır. Bu şube ma’ruf ve salahiyettar bir zatın tahtı-riyasetinde olarak elyevm İstadbulda mevcut milli ve ecnebi anasırı-müfideyi bir araya cem’ eyleyecektir. Bu zevat mükemmel bir teşkilat programı vücuda getireceklerdir. Tedricen hareket etmek şartiyle sarf edilen mesai ve hiisnü-ni- yeti-umumiyeden burada dahi neticelere intizar olu­ nabilir. Burada mazhar olduğum hüsnü-kabule ve her taraftan arz edilen muavenete karşı pek minnet­ tarım. Bu teşebbüsün ne derece mühim olduğu ve Osmanlı sanayiinin inkişaf ve tevessüü hususun­ da ne derece iyi semereler vereceği anlaşılmışa ben- zeyor. Bidayette gayrı-kabili-ihtiraz olan küçük mani­ alara rağmen bilhassa gazeteniz kadar mühim ce- rait mesaimize muavenette bulunursa neticei-mu- vaffakiyete sureti-kat’iyede kaniim. Hissiyatı halisa- nemin kabulünü reca eylerim, efendim.— Antuvan.»

D Ü Y Ü K Avrupa harbinin iyianiyle Antuvamn pa- laspandıras memleketine dönüp gitmesi üzerine bir müddet konservatuvar te'sisi işi yüz üstü kalmıştı. Fakat Şehzadebaşında Letafet apartmanı denilen bina tutulmuş, ilk masraflar yapılmış, küçük bir teşkilat ta vücuda getirilmiş olduğu için o senenin teşriniev­ velinde yapılan bir resmi-küşatla işe başlanılmak is­ tenildi. Bu merasimde önce tiyatro kısmı müdürü

(2)

M U H İ T

47

Darülbedayiin ilk sanatkârlarından MÜVEHHİT Bey

Reşat Rıdvan Bey bir nutuk irad etmiş, müteakiben musikî kısmı müdürü Ali Rifat B. uzun bir hasbı­ halde bulunmuştu. Ali Rıfat B. sözleri arasında şa­ yanı-dikkat olarak Antuvanın mutaleası hilâfına dört beş sene sonra bir operaya da malik olabileceğimiz­ den bahs etmişti. Bu nutuklardan sonra tiyatro ve musikî kısmı muallimleri takdim olunmuş, bilahare tatbikat dershanesine geçilmiş, temsil kısmı talebe­ sini intihab ederek gitmiş olan M. Antuvanın takdi­ rine mazhar Burhanettin. Ca'fer B. bir manzume in- şad etmiş, musikî kısmı muallimleri de alaturka ve alafranga iki konser vermişlerdi. Tiyatro kısmının ilk muallimleri Salih Fuat, Rıza Tevfîk, Ahmet Fe- him, Burhanettin, Şahap Rıza Beylerle Mösyö Riyeti idi. Musikî kısmı muallimleri arasında bir çok kadın ve erkek ecnebilerle Tanburi Cemil, İsmail Hakkı Beyler de vardı.

Parlak resmi-küşada rağmen «OsmanlI konser- vatuvarı» nın mesaisine devam etmesi mümkün ola­ madı. Aradan bir kaç ay geçmişti. Kabine değiş­ miş, harp başlamıştı. Bu arada Şehremini olan İsmet Bey, eski Şehremini Cemil Paşanın teşebbüsünü di­ riltmek istedi. İstanbul belediyesinden tahsisat almak üzere bir tiyatro te'sisi fikri yeniden kuvvet buldu. Darülbedayi' namını taşıyacak olan konservatuvarın tiyatro kısmı için bir nizamname yapıldı. Bu nizam­ namenin ilk maddesi aynen şudur :

«Darülbedayi' tiyatro kısmı bir mekteple bir sahneden ibaret olup mektepte temaşaya ait tedrisat

ve tiyatroda mezkûr tedrisatın ameli bir surette tatbikatı icra olunmak ve bu veçhile terakkîyatı-ha- zıraya göre bir temaşalıane vücuda getirilerek bil­ cümle âsârı-edebiyeyi temsil ve teşhir etmek ve bu sayede san’atkârlar yetiştirerek halkta zevkî-temaşa hasıl eylemek ve bunun te’siri-tabiisiyle tiyatro mü­ ellifleri tezyidine dahi hadim olmak maksadiyle teş­ kil edilmiştir.»

Bu nizamname mucibince Darülbedayi' tiyatro kısmı bidayeten Şehremini tarafından ta'yin edilecek, vazifelerini fahriyen ifa edecek, layen'azil yedi kişilik bir idare meclisi tarafından idare olunacaktı. Da­ rülbedayiin meclisi-idare a'zasiyle ayrıca intihab olu­ nacak yedi ma’ruf zattan mürekkep on dört kişilik bir edebi heyeti de bulunacaktı. Bu lıeyeti-edebiye kendisine tevdi' olunan piyesleri nihayet iki ay için­ de okuyup bir karara rapt etmeye mecburdu. Oyna­ nacak eserler hasılatından te'liflerde yüzde onu, adaptelerde yüzde yedisi, tercemelerde yüzde beşi muharrire verilecekti. Heyeti-temsiliye aylıklı daimi ve ücretli muvakkat sanatkârlardan mürekkeb olmak üzere iki kısım olacaktı. Darülbedayiin mektep kıs­ mında tedris müddeti bir senesi ihtiyat sınıfı olmak üzere dört sene olarak lesbit edilmişti. Bu mektebi bitirenler üç yüz kuruş aylıkla darülbedayi’ tiyatrosu mülazım sınıfına ta’yin olunacaklardı. Bu mektepte hitabet, ahengi-elfaz ve inşat bir ders, jest ve mi-

( Devamı 78 inci sahifede)

Darülbedayiin ilk sanatkârlarından KINAR Hanım

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

D’après l’ordre du sultan Moustafa, les pages de la Petite chambre durent se transporter dans l’ancien serai, et alors cette chambre fi '■'ul-ù-fail fermée; plus

Yine de araştırmacılardan Laurent Co- hen daha önce yaptığı araştırmalarda, gö- rebilen insanların beynindeki, görsel söz- cük biçimi bölgesi (VWFA) olarak bilinen çok

ödül — İ TALYA Arkeoloji ve K ü ltü r M erkezi’nde dört yıldır düzenlenen "Arkeo­ loji ve Sanat Tarihi” konulu Pescara Uluslararası Karikatür

Le plus intéressant est que l’Anglais Kemal (Kemal the Enlish- man, comme on l’appelait), le célè­ bre espion turc qui travaillait merveilleusement bien pour le

Doktor Schacht ecnebi dövizine karşı gelebilmek için Türkiyenin tatbik ettiği kli­ ring sisteminden istifade niyetiyle Türk mahsulâtına, o mahsulâtın dünya

Birkaç mektup, birkaç resim Yıllar geçse, o bir isim Unutulmaz, unutulmaz Sahil boyu boş yamaçlar İsim yazılan ağaçlar Öpülen koklanan saçlar Unutulmaz,

When membranes prepared from rat brain slices previously treated with arecoline for 2 hours were used for receptor-ligand binding studies, the receptor numbers and binding

Aynı günlerde İran İslam Cumhuriyeti’nde işadamı Işık Yönder ile Tahran’daki Türk Büyükelçiliği’nde görevli eşi Şa­ diye Yönder’in uğradıkları