• Sonuç bulunamadı

Türk müziği:seslerini, sazlarını dinlediklerimiz:Behiye Aksoy kendisi anlatıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk müziği:seslerini, sazlarını dinlediklerimiz:Behiye Aksoy kendisi anlatıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* *

a y f a

S A N A T ,

É Ğ L E İM C E

Hazırlayan:

HİLMİ RİT

mu

OKUYUCULARA

CEVAPLAR

• Alpaslan Cengiz (Urfa): İstediğiniz metod mevcut değildir. Diğer arzuladığınız eser hazırlanmakta olup ya­ kında satışa çıkacaktır.

• Hulusi Erim (İzm ir): Arzu ettiğiniz notaları, Av- ni Anıl - Yayın Ajansı — Be­ yoğlu adresinden temin ede­ bilirsiniz.

• Ali Âşık (Kayseri) ve Si­ lifke Lisesi 6 Fen öğren­ cileri:

Zeki Müren’in adresi: Ak­ ağaç Sok. No. 6 — 4 üncü Le­ vent, İstanbul’dur.

• Turhan Sünnetçioğlu (Nazilli):

Merhum bestekârlarımız­ dan zaman zaman bahsedece­ ğiz. Arzu ettiğiniz şarkmın güftesini de gelecek haftalar sütunlarımızda bulacaksınız. • İlkân San (Ankara):

Mektubum adresinize gön­ derilmiştir.

• Yüksel Tevetoğlu (Rize): Merhum Sadettin Kaynak’- tan bahsedeceğiz. Arzu etti­ ğiniz güfte de yayınlanacak­ tır.

• Osman Sevim (Ankara): Behiye Aksoy’la yapılan röportajı ve arzu ettiğiniz şarkının sözlerini bu hafta yayınlıyoruz.

Türkiye Çocuk Esir­ geme Kurumu İstan­ bul İl Merkezi, 23 Nisan 1967 Pazar gü­ nü saat 14.30’da Hil- ton Otelinde tertiple­ diği çaya, çocukları davet eder.

M illiy e t: 4671

Türkiye Çocuk Esir­ geme Kurumu İstan­ bul İl Merkezi, 23 Nisan 1967 Pazar gü­ nü, saat 14.30’da Tak­ sim Belediye Gazino- su’nda tertiplediği ça­ ya, çocukları davet eder.

M illiy e t: 4671

Seslerini, sazlarını dinlediklerim iz:

BEHİYE

AKSOY

kendisini anlatıyor

mm

m

¿ *k j* * \ 19 Eylül 1934 senesinde İstanbul’da doğ- muşum. Küçüklüğümde ve okul sıralarm- iken söylediğim şarkıları dinliyenler sesimin güzel olduğunu söylerlerdi. 1947 senesin­ de Ankara Radyosunun açmış olduğu müsabaka­ nın imtihanına girdim. Müsabakaya iştirak eden­ ler 250’den fazla idi. imtihan neticesini bildiren listeye bakmaya gittiğim gün kapıda büyük bir kalabalıkla karşılaştım.

Herkes heyecan içinde itişip kakışıyor, listede kendi ismini arıyordu. Sabırla kalabalığın da­ ğılmasını bekledim. Hemen her­ kes suratı asık ve söylenerek uzaklaşıyordu. Listeye yaklaşıp ismimi görünce «Kazanmışım ne mutlu bana!» diye bağırdım. 250 den fazla müsabık arasında im­ tihanı üç kişi kazanmıştı. İmti­ handa «Kamer çehre peri-ru ten­ de canım» mısraı ile başhyan Hicaz şarkıyı okumuştum. Mer­ hum Mesut Cemil, Ruşen Kam, Cevdet Kozanoğlu ve Halil Bedii Yönetken gibi değerlerin bulun­ duğu jüri tarafından beğenil­ miştim demek. Meslek hayatım boyunca en büyük heyecanı o gün imtihan kapısında, bir de 1959 senesinde Maksim’de ilk sahneye çıktığım gece çektim. 1959 senesinde kadar Ankara Radyosunda bulundum. Aynı se­ ne sahne konserleri vermek üzere merhum bestekâr Selâhat- tin Pınar’m teşviki üzerine İs­ tanbul'a geldim. Konserlerime Ankara, İzmir ve İstanbul’da devam ediyorum.

® Günüm, pek erken satlerde başlar. Geç yatmama rağmen geç saatlere kadar uyumam. Kal­ kar kalkmaz camları açıp, bir süre dinlenir, Boğaz havası alı­ rım. Evde kendi işimi kendim görürüm. Öğleye doğru daha çok meyveden müteşekkil bir kah­ valtı yaparım. Öğle yemeğini b i­ raz geç yiyip daha ziyade ızga­ raları tercih ederim.

HİCAZ ŞARKI

Söz: Ümit Yaşar Oğuzcan Müzik: Avni Anıl

Bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok Sen yoksan, mekânın belli değil, zamanım yok Fırtınalar içinde beni yalmz bırakma

Benim senden başka sığınacak limanım yok

NİHAVENT ŞARKI

Müzik: Erol Sayan

İ

Kalbe dolan o ilk bakış Unutulmaz, unutulmaz Sevda ile ilk uyanış Unutulmaz, unutulmaz İ İlkbahar, yaz mevsim mevsim

Birkaç mektup, birkaç resim Yıllar geçse, o bir isim Unutulmaz, unutulmaz Sahil boyu boş yamaçlar İsim yazılan ağaçlar Öpülen koklanan saçlar Unutulmaz, unutulmaz İlkbahar, yaz mevsim mevsim Birkaç mektup, birkaç resim Yıllar geçse, o bir isim Unutulmaz, unutulmaz

® Denizi çok severim. Denizi seyretmek bana büyük zevk ve­ rir ve seyrederken de repertua­ rımdaki şarkıları tekrarlarım. Yazın bu imkânı daha çok bu­ luyorum. Kışın zevkleri de baş­ ka tabiî. Kar ve kayak en çok sevdiğim şeyler arasında. Her kış muhakkak Uludağ’a giderim. Seyahatten de çok hoşlandığımı belirtmeliyim. Dört defa Avru- paya gittim. Bu seyahatlerde yaz ve kış sezonunun yorgunluğunu çıkarıyorum, ayrıca benim için her bakımdan faydalı oluyor. Bu yaz da inşallah gitmeyi ta­ sarlıyorum. Sinemayı da severim sık sık giderim. Fırsat buldukça tiyatroya da tabiî... Moda ve de­ filelerle alâkadar olurum.

® Uğura çok inanırım. Sabah­ ları sağ tarafımdan kalkmaya ve kapıdan çıkarken sağ ayağımı atmaya dikkat ederim.

© Dedikodu ve çekememezlik nefret ettiğim şeylerin başında gelir. Hâlen çok mesut ve raha­ tım. Gerek iş hayatımda gerekse özel hayatımda bu rahatlığın ve huzurun ömür boyunca devam etmesini diliyorum.

î

• Sevdiğim makamlar Hicaz ve Hüzzam'dır.

• Oyun oynamam, içkilerden viskiyi tercih ederim.

• Aşka inanırım hem seviyorum, hem

seviliyorum.

99

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Meteoritlerde kayda de¤er bir flok hasar›n›n olmamas›, bunlar›n son 15 milyon y›l süresince 343 °C’den daha yüksek, son 11 y›l süreyle de suyun kaynama derecesinden

Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı O lacak/ Se­ lim İleri/ Doğan K itap/185 s. Türk Romanından Altın Sayfalar/ Se­ lim İleri/ Doğan Kitap/ 797

Dr Rintala yaşadığımız kapalı ortamlardaki yararlı ve zararlı mikroplarla ilgili çalışmanın niçin önemli olduğunu da şöyle açıklıyor: “Zamanımızın % 90’ını

Bunlardan başka da İtalyan operaları, operetleri, Fransız operaları, varyeteleri, Mösyö Kaznöv gibi beynelmilel hokkabazları Fürsi gi­ bi meddahları yine; bugün

Daha sonra da ilk ve orta dereceli okullarda okutulan Din ve Ahlak derslerinin statüsü ve ders programları ile öğretim yöntemleri açıklanacaktır.. Bu yapılırken önce genel bilgi

varlığında DAİ olan hastalar MRSA açısından değerlendiril- melidir: [1] Şiddetli infeksiyon, [2] altı haftanın üzerinde yara varlığı, [3] son bir yıl içerisinde

Selim devrindeki haliyle Müverrih Cevdet Paşa kaleminden okuyoruz; (Zürafa ve şuara meydan aldı ve fenni musiki pek ziyade revaç buldu. Kâğıthane, Boğaziçi,

Geçmişte yapılan araştırmalarda, çekirdeğin kütlesi Chandrasekhar limitine (kararlı bir beyaz cücenin sahip olabileceği en büyük kütle) yaklaştığında, magnezyum