• Sonuç bulunamadı

İstanbul Dolmabahçe Sarayı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul Dolmabahçe Sarayı"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ S T A W B U L

S O I M A B A H Ç E

S A R A Y I .

Jw ^ /

S a y m de -er Üstadın ve kerdeslerie,

Bu yazında sîzlere 7 o m e ~ e çalışacağım konu Bir zemaRİar T.i .M.M. ^illi SArA YjL Mimarı bulunduğum sırada edindiğim bilgiler ynpdığım et'idler ve Bir semanlar

pederim Mimar M.Vedad ,ın ‘iultan J^eşadm padişahlığı semanında ^azdığı Bazı no1 donelerden istifade ederek Bu koşmamı yapmış Bulunuyorum*

D O M A BAHÇE HARAYI Bakında genel vererek ve sonrada Belli Başlı salon­ ları ,Odaları anlatmağa çalışırken bunların gecen tarihi o l a y l a n d a anlatmağa çalış açalım. Yalnız Bı; açıklamalara geçmeden önce Mftray müsaadenizle Saray kelimesi üzerinde Biraz durmalın.Bizde saray padişah ve hanedanın oturdukları

konut d e un ekd enb aşka halk arasında, varlığın ihtişamın,nesnenin güzelliğini, nezaket ve terbiyenin karşılığı veya sembolü olarak kullanılır Bahçelerimizde

ilk yaz,renle ,rehk açan güzel Bir çiçeğin saray patıdır.

Güzel Bir binayı veya uüzel Bir Bahçeyi övmek için saray gibi bir bina veya sar;

saray bahçeSi gibi Bir Bahçe deriz.Hamur tatlılarından lokmanın gevrek ve çok tatlı olan Bir çeşidin saray lokmasıdır Mevsimde dut satıcıları sabahın erken s; saati arında saray lolona sı diye Bağırarak satışlarına b öylece reklam yaparlar.

Bazı yerler d e.; saray adı verilir, Ezcümle Saray ^ineması, j;t tay Lokantası, Har ay

Muhallebici si h, tta ^araylar kasabı gibi protokola çok sıkı bağlı üstün Dir

terbiyeyi dile getirmek için saray terbiyesi denlrr»

Saray tabiri edebiyatımızada girraisdir.Şir güzeli tarif ve tasvir ederken saray

serlerinde yetiymiş nadide çiçek,saray bahçelerindeki bir gttl fidanı gibi söz­ lere rastl nır.Hor şeyde olduğu gibi bununda istinası yok değildir,ezciimhfc

"Katil kuleler,kaleler,zindanla saraylar denmişdir.? Saray entrikaları denir. Biraz acaib kinin v e y a biraz hareketli olan hanımlara yine aranızda bir deli

saraylı gibi derler.

istisnalarından sarfı nazar etmek istersek ,gttzeleşdirmek için, istediğimiz her şeyin başına bir tac gibi kondurduğumuz sarayı böyle mahdut bir zeman içinde

canlandırmanın çok güç o l d u ğ u m takdir buyurursunuz#

Hele bu saray 14 yılda inşa edilmi?3 ve Görtyüzbin al tuna sarf edilmiş üır

dolmabahçe soralı olursa.Gönül isterdik! bizzat saray ve mahallerinde bu izahat,i,

yapabilelim, m ü m k ü n d ü r •

ila-mafi böyle bir imkânın hazırlanıp tertip edilmesinde her zeman

1839 yılında Sı ltan-^bdlilmecid tahta çıkdıkdan sonra tanzimat ilan edilnişdi. ^

Böylece her alanda yönelme,batıya ayak uydurma hareketi de baalamışdı. İstanbul!m fethinden sonra padişahların yekdiğerini takiben inşa ve ek veya tadil suretiyle Sultan Abdülmecid devrine kadar son durumu alan î'opkapı sarayıda artık ihtiyaçla • arı karşılnmakdrn uznkdı. Gerçi Ş eyle rbeyi, Çır ağan sarayı, Haliçdeki Aynalı kav-

ak kasrı, gibi Güzel ve manzaralı yerlerde Ahsab bazı saraylarda yok değildi. Fakat bunlar dahi zemanın modern anlamında ikamete salih yerler değillerdi.

Sultan Abdülmecid iktidarının daha ilk yılında Dolmabahçede bir saray yapdırılı -ası^karar verilmiş ve zemanın mimarlarından SERKlS BALYAIi Kalfayı bu işe r^emn

(2)

.Dolraabahçe sarayı)

-2-Araai ^olma Dolma olduğundan çok sıkı tedbirler alınmış,inşaatta en eyi malzeme kullanılmış dır. İ n ş ş a t m yapımı için en eyi elemanlar, ustalara iş verilmiş, kubbe

ve tabanlar,dıvar ve sütunlar gibi yerlerin süslemeleri islerinde en güçlü ve yet« yeter kabiliyetler,sanatkârlar çalısıdırılmışdır. 1 4 yıl devam eden yapı neîıayet 1854 de tam anıl anmış dır. Dört milyon Osmanlı -^1 tununa har canmış dır.

Bina dışdan kârgirdir,diğer abidelerimizde olduğu gibi küfeki taşı ve mermer kul­ lanılma ş dır. ^‘nvan ve döşemeler ahşabdır.Bugün dahi bir çok çerçevelerin üzerinden

bir asır geçdigifazla zeman geçmiş olmasına rağmen,bunların hala o n a n m a ihtiyaç göstermeyecek bir halde44rbulunması ,kullanılan malzemede gösterildiğini isbat

MflMretmekdedir.

Bir çok kapılar ve lambrilerde maun kullanılmışdır. kapı tokmaküıarı çeşidli desen­ lerde SEVR işidir. Sütunların bazıları hakiki mermer,bazıları sun*idir.

Yaldız işleri yüksek ayarda altun varakdır. Bamlar kalın kurşun levhalarla kaplı­ dır.

Sarayın dekorasyonu bir Branşız üütahasısa veri İmiş d ir. Oda ve salon tavanları Fr; Fransız ve Viyana işidir. Bunların arasında yerlilerde oalışmıdır. Yabancı takımli takımların bir la.smının hususi siparişler olduğu anlaşılnakdadır. Avizele nohem 1 Kristaldir tek Tük MURADO vardır Yıldız 0ini Pahrikasının vazo ve jardinyerleride vardır. Oda ve salonlar ^erekenin düz ve kabartma halıları ile çok yerli ve yaban­

cı ^alılarla döşenmişdir.İran,Vin Goblen,Obiison halıları bu cümledendir.

Kumaş döşemelikler hereke Fabrikasında el tezgahlarında, dokunmuşdur. ■Dutezgahlar el tezgahları sarayda mevcuddur. Bunlar takriben 90 çeşidin üstündedir, u er Oda

ve salonlar ayrı ayrı renk ve desenden kumaşlarla döşelidir.

TABLOLAR.

\Saraylarda bir çok yerli ve yabancı imzalı ^ablolar mevcuddur. Bu tabloların

hepsi değerli tablolardır,esasında bunları sergileyecek şartlara haiz bir bina mevcud olmayıp burada barmdırlıınakdadırlar.

Ablola n l a r a s ı n d a .ZOEARÜ,'lnlü-8us^Târin Reeismî Ay^>;aZofskininrRO.,iAiIE -^İnŞEKER A p E L p^aşa^h SİÎLEYI&ATf ^YEYİD, HALÎFE ABDÜLMECÎD, Avni beyin ŞEVKET L A & ğ m Hali d gi i ü n yn^Tpn-6 Rosanml o n n. dan başka simdi isimlerini hatırlıyamadiğım ressamları:

Tabloları vardır

Z0NAR0 daha ziyade devirlerin kiyafetlerine sadık kalmak şartiyle bir çoic tarihi

ve mahalli olayları candırmışdır.

Cuma selamlığına katılmak üzere,Galata kulesinden geçen başdan başa beyaz atlı b:: süvari birliği gösteren tablosu, İstanbulun zabtı gemilerin Dolmabahçeden Halice gönderilme si, Fatihin Atını enize sürerek birleklerine kılmanda Edişi* ^ayzer vVilhelra’in Dolma bahçe sarayı rıhtımından Saltanat kayığına binip, maşlahlı hanı e

l a r m kayı a binişlerini gösteren tabloları.

Ressam Z0NAR0 nın Şişli Halaskar Gazi caddesinde ^aliye Şubesi bitişiğinde tai rihi ikametgahı ile saray Hokkabazı KAGLYOSTRO n ı n evi yanzyana halen bulunma­

(3)

İnlü Rus Ressamı (AYYAZOFSKÎ) nin tabloları görülmeğe değer eserlerdendir.

AYAVAZOSKÎ denize gönül vermiş bir ressamdır diyebiliriz.Saray içinde bir

çok tabloları vardır.Bullardan bir tanesi ve en büyüğü,çok kayalıklı yalçın biı sığıma çrlıran bir gemi ve gemicileri göstermekdedir.Dalgalar dağ güruh olmuş

.ır kaç metrodan ilerisi görülmeyecek kadar karanlıkdır,gemi çarpacak ve batacf k.bütün gemiciler kurtulmağa ve kurtarmağa çalışıyorlar.

Saraydaki bütün tablolarını gördüm.Yalnız bir danesi karlı bir havayı kar yüklt

büyük bir ağaç* altında bir şahsı göstermekdedir.Bu AYAVAZOFSKÎNÎN yegâne den- izsiz bir tablosudur.Fakat bir bir köşesinde hiç olmazsa büyünecek bir su bi­ rikintisini göstermekdedir uzak kalamışdır.

Saraylarda isimlerini hatırlayıp söyliyebildiklerimden başka daha pnfe bir çok ressamların isimlerini yazıp imzalarını atan ASKER Ressamların armağan ettik­ leri tablolar vardır.

Yabancı imza taşıyan tabloların avrupada açılan ekspertizlerinden satın ¿ılın­ dıkları söylenmektedir.

Dolma bahçe sarayının ikiyüzü geçen odası ile 30 kadar- salonu,5 adet yanar hama m , m ü t e a d i t balkon, mutfak ve banyoları vardır.

Bunlardan başka saat kiilnljoMâi kulesi karşısındaki saray kapısının sağ ve solu­ nda biri şimdiki Liüdürlük odası evvelce bu bina Hazinei has s a diye anılırdı. Hazinei Hassa Hazırı şimdiki Milli öaraylar ^üdürlügü idi.

Diğeri ise Saray Hizmetlileri dairesi olarak kullanılan iki dairesi vardıç.

Sarayın arka bahçesi üzerinde 55 metre uzunluğunda 8 metre genişliğinde kuşhane binası vardır.Çesidli cins güvercinler ve başka kuşlara aid ayrı,ayrı bölmeler

yuvalar ve çiftehanelerie teçhiz edikmiş bu kuşhanenin bahçe yüzünde»kuşların havalanıp güneşlenebilmeleri bŞhhb yıkaraabilmeleri için su içi­ nde sıçrayıp su içebilmeleri için çok büyük yüksek tel kafeslerle ayrılmış terasları vardır.

3u binanın heraan yanında bir oda ve bir holden ibaret,dıvar ve tavanı süsle­ neli zarif bir kuş kafesi vardır,burasına güzel kuşluk köşkü ve bu alanda pek

sık dikilmiş asırlık çınar,ı h l a m u r ,çam ağaçları bulunmaktadır*

Sık dikildikleri için her biri güneş yskalıyabilmeleri için yekdiğeri ile rekal abet edercesine uzayıp giden bu ¿ağaçlar, en güneşli yaz günlarinde dahi yere bir karış güneşin sızmasına müsaade etmezler,ve bu yilsden de burası çok serin

olur.Yaz dünlerinde Pdişah kendisine güzel olan bu köşke zeman zeman gelir çeşidli kuşların neşeli cıvıklamaları arasında kendisini dinlendirir ve serin­ lenirmiş .

Sarayın ^eşikt aşına bakan olan kısmında arka bahçe üzerinde Bir ]_imonluk ve 16

oda ve 4 salonu ve 2 yanar hamamı kaloriferli yekdiğerine benzer 2 bina vardı . îstanbulunhaftalarca devam eden 1894 depreminde Sultan ikinci Abdülmecid

bunlara lüzum görmüşdür.Bunlar hareket köşkleri ismiyle yad edilir bu binala zelzeleye mukavim olarak yapılmışdır.

(4)

(DOLMALAHOE SAPAYI:4)

Ayrıca Anbar»Mutfak,depo,kiler tamirhanelerde, lorifer dairesi ve bir çok müşte: milat binaları bulunmaktadır. (Kalorifer tesisatı ünlü Mimar M.M.VEDAD TEK*in

Sultan II.RBŞAD'ın Ser "imarlaığı semanında Parisdeki bir Mühendise

yapdırtıl-• u w

mış olup halen ^olmabahçdeki kalorifer zarif baoasıda "imar e d a d ' m çizgisidir Bu kadar cık güzel bilgi, verdikden sonra asıl sarayın saat kule3i cihetine bakan

kapısına yönelerek beyaz mermerli geniş merdivenlerden İçeriye girelim.

Burada,olukları ve başlıkları altın yaldızlı müteadit sütunlar vardır.Kristal avizelerle,büyük vazoların ve altın yaldızlı Stil takımların süslediği şerid bi: Giriş Solonu.Bu a lor ve ilerisi mabeyin dairesi diğeri sarayın hizmet ifa ki3- mıdır, ağ ve soldaki iki oda Sadrazamlıkla (Başbakanlık) Şeyhttl İslama aiddir? Padişahdan sonra gelen en büyük din adamına denen ünvandı.Onlar haftada iki gün gelir burada bu odalarda otururlardı. Padişahın iradelerine muntazarır bulunur­

lardı.

Diğerlerinde mabeyin başkâtibi ve kâtiblerin ve diğer görevlilerin odaları bul­

unmaktadır .

îlerliyelim karşımıza gelen çok ustalıkla yapılmış iki yüzlü simetrik (mütenazı merdivenden çıkıyoruz. Basamakları neşe parke cilalı»parmaklıkları oymalı hakli: i kristalden hususi sipariş üzerine imal edilmişler ve küpeşteler cilalı maun a ğ a c m d a n d ı r • Bu kısma isabet tavan bir biri üzerine geçme,camlı bir kubbe h a ­ lindedir. Böylnco merdivenlerin bol ışık altında bulunması sağla nmışdır

Merdiven sah anlıklarıda (pied d ’estal) pyedestalerindeki Vin vazoları,sizin hiç

değilse bir kaç saniyelik kendileriyle ilk temasınızı ister gibi görünürler.

Sağ ve solunda hicaz valisi Ratib -aşa»*» tarafından armağan edilmiş Som Gümüş büyük fil dişi süsleneli e- mdandaniarın bulunduğu kapıdan büyük bir salona gi­

riyoruz, bur ası SÜFEKA kabul salonudur.

Ortada büyük bir halı üzerinde,üstünde bir saat taşıyan marketeri bir masa »divanlarda tablolar.balon dört köşedir öalonun bu kısmında su damlası gibi

bir birine benzer 4 şömine,etrafındaki vazolar SESHIE mamuludur.

Karşıda yino camlı pencerelerden süzülen ışık camekSn içinde muhafazalı melek­ lerin yıkandığı iki metre yüksekliğinde 140 &ilo ağırlığında gümüş bir saat. Dört cephesinde siv£S OfifhâSiM saattan başka, ^ermometre, Barometre ve igrometre bulunmaktadır• Hışır Hıdivi İSMAİL PA.SABÎii tarafından saraya hediye edilniş. Bu saatin tarafında som al tunla Palik bir yazı ile yazılmış kabartma dört mısr;

h v a r d ı r a n l a r zemanın padişahına yapılan nimetleri anlatıyor.

"Her

vuktiyen 3aat,her s-atm yüz sal ola"

(Bu salonda 1928 yılı “Ağustosunda Türk Hnrfları içinde Atatürkün isuammaım huzuri

ile genel toplantı yapılmışdır.)

Sağda siyah rehkde Fransız marka,marketeri bir pyano var.kapağında Abdülmecid-

in madeni olarak işlenmiş nefis bir Puğrası görülmekdedir.

(5)

( DO II7 ;AM H CE : SARAYI : 5 )

V

sağda ve solda iki Şömine,bunların ü s e r i n d ^ b ü ^ ü k aylalar,masa üzerinde renkli BAKARA KRİSTAL VAZOLAR.Livarlarda Ayvaz of skinin ihz alı deniz Tabloları.

Sag-inın yanından dolaşarak buna m ü t e n a z ı r ( p g ^ l e l ) odaya giriyoruz. vıırada bir Antişambrdan geçilerek-Bahçedsn denizi ta garay\burnu ve ilerisine kadar kucakla­

yan yine çini Şömineli* bir oda ortada renkli veNdegerli mermeri olan altın yald izli bir masa.Üzerinde süslemeli okside gümüş bir şamdanlar....Yaldızlı çiçekler tavandan inen kristal fanoslu bir a v i z e ... .Kırmızı üzlring-j^çekli-iiereke ipekli kumaş kaplı kaplı yaldızlı x'akımlar. Livarlarında yi ne

rk%A

VAZ OF SKİ nıln İmzalı

çesidli deniz abloları ,yerlere kadar inen perdeler ar? lan sız an grine pembe ışık demetleri... bu odada bos kırmızı ve pembe.. .Tablolardaki hakim renklerdeki hakim renklerde bu oenbelive katılmışlar... Altın yaldızlı maun iki masa...

birinin H M M M M M ortasında BOHAPSRÎ *ın SEVR İsi bir r esmi...Masanın çevresinde

W

MARÎE AîîTOÎ'IETTE (LiAPİ AUTUALET), JOZEFÎN,madam LÜBARÎ,MADAM REKAMYE,ve devrin tan

tanınmış bir çok kadınlarının Madalyon halinde resimleri.

Sarayın en müstesna Güzellikdeki odalarından biri,burası LADISAHIL kabul odası­ dır. Bütün kah-T lar bu. odada y a p ılırdış. 18^9 yılında Süveyş kanalının açılış tor«1

töreni davetliler arasında İMPARATOR!ÇA EUGEHÎE (ÖJELTÎ) de vardır.0 sıralarda SULAR ABLÜLAZ1Z 1 in drumTtlmmi d av e t i üzerine Mısıra giderken e^nrela îstanbula geİJ gelmiş ve ikametlerine BEYLERBEY! SARAYI Tahsis edilmindi. 0 zeman şereflerine Büyük şenlikler yapılmış,ziyafetler verilmiş ve İstanbul müstesna günlere sahne

olmuşdıb Bu misafirlikden 42 yil sonra SULTÂUM.REŞAL t a h t m d a d ı r . I 9 l ! yılında Hiç beklenmedik bir zamanda hususi bir yatla İMPARATORÎÇA öJEîTÎ Istanbula geliyoı

SULAR M.REŞAD i n d i s i n i kendisini görmek arzu ediyor. Öjeni bu suretle LüLMABAHÇ]

Serayı rıhtımında karşılayarak saraya alınır.

İlk seyahatinde çocuk olarak tanıdığı ve o zeman bulunan yusuf İzeddin efendi de yide görmek istediğinden oda görüşmede bulundsrulirnr.BiïiWHa^iSiiiilpiMMMiSilMmiMâr

Görüşme bu edada ve pek samimi bir şekilde ceryan ediyor. v ir z e m a n l a r m dillere destan güzelliği ünlü OJEITÎ avdetinde İmparator!çayı avdette Rıhtımda „anöalına yine binerken gören,-m-'beyin başkâtibi büyük edipbelirimizden Uşakizade Halid ziya bey,hatıralarında,onu çok yaşlanmış ve fazla çökmüş buluyor

Ve bu manzaradan bana yadigar olanak elemli bir his kaldı diyor.

Bunlardan başka bu salona bakan mavi bir yemek odası.. Veliahd ve şehzade odula­ rı var . Şimdi geldiğimiz yollar dönüyor ve merdiven tarafından dolaşarakbogaza

bakan küçük fakat pek şirin bir odaya giriyoruz .Brvarları Somakiden

yapıldı”ı işin Somaki oda deniyor.Şömineli,güzel döşenmiş A m p u l l a n tavan etraf

:

da dolaşdırılmış sarayın yegâne

Arize

odası..

ATATÜRK»ün YUGOSLAV Kıralı Alexandra Aa= ile 1933 de .İngliz Kıralı VIII inci ELI EL/ARL ile 1936 da bu odada konuşmuşlar. Bu oadadan çıkıp ZÜLFECEYH Salonuna gi gidiyoruz.îki cephece de yani karaya ve denizede nezareti olduğundan bu isim ve rilmişdir.Burada A,iikâhresmi yapılır sünnet düğünleri yapılır ve Huzur dersleri

(6)

(

DüIMADAIlÇS üAiıAYI : 6 )

Sarayın Kütüphanesine bu salondan girilir.Kütüphanede yüzlerce cild kitaplar var var«Edebi ,Felsefi,içtimai,tarilıi ve iktisad kitabları bir çok Tükce, Arabca,

Fransız o , İnglizee,Almanca Farsça yazılmış.Saat kulesi yanındaki Boğd&.ilügi Boğazı saraya siner eden odaya giriyoruz. Besinci pultuı Mehmed -^eşad bu. üç

odayı pek sever vo ekseriyetle burada otururmuş. 3 Mart 1924 de T.B.Ii.M. , Halifeliğin kaldırılmasına ve Hanedanın sınır dışı edilmesine aid kanun kabul edildikdsn sonra,bu kanun Halifeye bu odada tebliğ edilmişdir.

livarda Atatürkün güzel bir boy fotoğrafı ve altında güzel bir yazı maşası var. ATA Nutuk adındaki tarihi eserini burada yazmağa başlamış dır.

Müzik odasına geçiyoruz.Dıv rda büyük bir çerçeve içinde kompozitör VERDİ nin gobölen bir resmi var. Pencerelerde Sultan Abdülraecid’in Yıldızdaki odasından getirmiş altın yaldızlı simle işlenmiş gerçekden san*at harikası kırmızı atlas perdeleri var. Dıvarda Sultan ikinci , anide aid Halk kararı tebliğ edilirken

o anı tasvir eden yağlı boya bir tablosu mevcud. •‘tı tablonın Halife Abdülmecid tarafından başlandı ;ı ve ressamlarımız tarafından ikmal edildiği aöylenmekdedir.

Buradan sonra,bir- soyunma odasından sarayın selamlık kısmına giriyoruz.Yerler,d: : dıvarlar,küvet ve kurna alabatı denilen mermerden. Musluklar gümüşden tavan m a d v madeni bir çerçeve içinde camdan bir kubbe halinde. Çok aydınlık bir yanar hama

Boğaz bütün haşmeti ile görülüyor, faka t yıkanan kimsenin gömitoîsıme buradan görülmesine imkân yok.

Şimdi uzun bir koridoru takibe« ederek sarayın selamlık kısmı«» bitiriyoruz.

Koridorlu bir resim galerisi halinde küçük bir salonda Fransız Jozefinnin, Kıralıça Viktorya n ın hediye ettikleri kendi tabloları ile bazı statüler (hey­ kelcikler ) var.

Şimdi bir demir kapı ile karşılaşıyoruz,arkasında kol demirleride var. İşte „elv

Selamlık burada bitiyor,buradan ^arera dairesi başlar .Bu kapının her iki tarr finde, nöbetçiler bulunur ve kuş uçurmazlarmıs.Ancak vazifelilerle Hazinedar usta veya kalfaları biradan geçebilirlermiş. Endişe etmeyiniz şimdi kapıda ne nöbetçi var,nede ^azinedar ustası veya kalfaları nede hurilerde buradan dolaş« beyaz gömlekli sarayın muhafazası ile görevli koruma personeline tesadüf edil: .

Döşemenin heman üzerinde yarım daire şeklinde üç beş pencere görüyoruz. Buradar MUAYEBE salonuna yukarıdan bakan pencerelerden haremeekiler,merasimi kimseye görünmeden seyir edebilirlermiş.,koridorun sonunda sağda yine M m a b o ğ a z a bakaı bir odaya giriyoruz. Sıvarları başdan başa simli ipekli , ereke kumaşı kaplı

muhteşem ve harika bir oda,ıfemmndtavanı kubbe tarzında altın yaldızlı ve kaba;

m a şekillerle,çiçeklerle süslü,sarayın en şahane o d a s ı l a r m d a n birisi olan bu oda baş kadın efendiye aiddir.

Yanındaki kapıdan banyo odasına gaçıfaaıduBçıhmTOTifeageçiyoruz harikülelade bir şömi si var ,koyu mavi rerikde sevr mamulatı vazolarla süslü.

Memleketimizi ziyaret eden ÜRDÜN MELİKİ ABDULLAH ve YUNAN KIRALIÇASI,YUGOSLA DEVTıET BAŞKANI hep bu odada kalmışlardır.

(7)

Buradan sonra ^aremin büyiik mavi salonuna giriyoruz, burada her şey mavi gerçekd den hareme aid olduğu anlaşılıyor.okadar zarif.

Sağ tarafdaki aynalarla süslü bir kapıdan giriyoruz.Bu küçük hole iki oda ve bi‘ oe ,banyo ile,geniş balkonlu, bir harem salonun? açılan dört kapı vardır.Sağdaki

ve nihayetteki kapının üzerindeki numarayı okuyoruz..71 burası denize bakan ve : fakat sarayın küçük ve en mtitevazi döşenmiş odalarından biridir.Kapının heman s; sağında üzerinde dokuzu beş geçe durmuş bir saat bulunan aynalı bir k o n s o l , s o m a tavana asılı bir cibinliğin altında sade ahşab bir karyola ileride bir küçük

k a m p a . ..iki k o l t u k . . » bir kaç sandalye ve küçük bir masa. Bıvarlarda küçük bir kaç tablodan başka çok sevdiği söylenen dağında baharı gösteren bir tablo., gece dolabın üzerindeki vazo ve onun hatırasını taziz için her sabah konulan çiçekler müstesna her şey o sabahki gibi., bütün eşyada onun güz isleri var.

Burası ATATtİHK'ÜN hayata gözlerini kapadığı odadır.İnsan bu odada konuşamıyor, ayaklarının ucuna basarak bir tazim hi3ai altında kalıyor. 0 mtitevazi karyola

içinde son uykusunu uyuyor gibi.

0 Aüıarebe ettiği millete bile kendisini sevdiren büyük bir insandı, ^anaye üze- üzerindeki küçük halı iskeçeli bir Yunanlı tarafından dokunarak kendisine hediye edilmişdir. Bu h a l ı d a oram MAHBŞAL elbisesi ile içinde bir portresini gösteriyor.

A3ÎX$föSK*ÜJt leniy ÎTsaraşından faydalijııiası içiıı JA7AE0NA: yütıhda istirahat: etti­ ği ağustos so ilerma doğru Dolmabahçe sarayına ve arzuları üzerine bu odaya

alındılar. 1 5 inci Cürdvuriyet yıldönümü yatağında geçirdiler.ve Bayram dolayisiyk le son nutuklarını bu odada yazdırdılar.10 ■‘bacım 1938 perşembe gönü o^at dokuzu

beş geçe bu odada gezlerini hayata yumdular.

Diğer kapıdan haremin ikinci salonuna geçiyoruz. Bundan sonrada müteadit mefruş (döşenmiş) odalar ve salonlarondan başka banyosu ile üç dört odalı şehzadelerin ikametine tahsis edilmiş bir çok daireler v a r . A m u takiben de halen resim ve

heykellerin bulunduğu müze de veliahd dairesidir.

Ne y az t kiri. M, İli bakanlığının emrine tahsis edilmiş bu veliahd dairesi

çok bakımsız kalmışdır.

ŞİMDİ MtfAYEDB SALOİ.TJEA GİRELİM.

Bu salon dünya sarayları içinde esi olmiyan büytiklükde ve ihtişamdadır,

uzunluğu 4-5 metre eni ise 40 metredir, irtifaida 36 metredir.•iavan kubbe şeklin'

dedir. ^Mıbbenin ortasında aşağıya sarkan muazzam avize hakiki kristal den olup 7 5 0 ampul taşımaktadır.Ağırlağı üç buçuk ila 4 tondur. Etrafındaki payeli avize, lerle bu salondaki A n p u l l a n n mikdarı 2500 dir.

G-ece bu salon aydınlanınca salona süsleyen renkleri ve mahiyeti sihirli bir

değnekle dokunulmuş gibi değişen koca saldn dile gelir.

Büyük avize isinden bir pırlanta şelalesi halini alır, dini bayramlarda ezcümle Şeker ve kurban bayramları yılda iki defa burada bayramlaşma merasimi yapılırdı Bu ^■'jramlarda halen opkapı sarayı müzesinde bulunan Murassa ° cm anlı tahtı

tahtı buraya yerleşdirilir.Padişah tahta oturur yanında aray nazırı bulunur

(8)

Sonu '■çelmez bir daire halinde tebrike iştirak edenler çok yavaş adımlarla ilerliyerek saray nazırın kolunda asılı bulunan üzeri ayetlerle bezenmiş 3açak

örülerek Padişaha önünden geçilirken eğilirler.•‘tınlardan bazıları secdeye yel­ tenir ve hatta padişahın ayakkabılarına yüzüne sürme -e çalışanlar olurisede ■^adışah bunlara mahal verraiyerek nezaketle iltifatta bulunarak eliyle yapmayın derki gibi olduğunu ben şahsen o tarih.de çocuk çağında dlmama rağmen görmü- şümdür. delkim düşünülebi3inir benim hatta bir çocuk olarak oraya ne müsebetle girmiş olayım,0 torr’hde pederim Sultan mehmed ^ e ş a d m ser mimarı olduğu gibi

hayatı boyunca sarayda yaşamış sarayca çok sevilen ve padişahın çocukluk arkada­ şı ol-'U büyük validem Saire ve bestekar heyla Saz hanım dolayisiyle pederimin

ö -p,

aray mimarli;;ından gayri Padişahın çok yakını sayılırdı.

Bu merasim devam ederken DOLMABAHÇE sarayı MUİİYEDE salonunun üst katı fırdolayı çok geniş bir galeri idi,daha evvel bahsi geçdigi üzere bu galerinin bir bölümü z rif jaluzilerle "areme aid olup diğer kısmında, tassavur edilenıiyecek kadar zengin sonu geİmiyen usunlukda masalar üzerinde limonatalar,bisküiler pastala r

hJ

ve benzeri yiyecekler teşhir edilmişdi• 0 tarihde sarayın ^ofracı başi3i eski

LEBOII Pastahanesl ile haydsrpaşa & arının eski ünlü Lokantasının mtisteciri KOSTİ idi. yanında yardımcı olarak Enderun hidenamıtını yapan hepsi uzun setreli

personel hizmet ederdi, ^iger tarafdan ^rka arkaya durmadan çalan iki bando vardı, Esrisi ^rhriye bandosu diğeri İmparatorluk saray bandosu idi. Padişah Merasim salonuna girdiği haber verilince Bando marşı çalmağa başlardı ve haziru; bir alkış tufanına etrafı sarsardı. Bando şefi meşhur İstiklal % r a ı n ? besteliy

Şef ZEKÎ beydi. Zeki bey Riyasetcürahurunda Onkestra şefliğini yapmışdır.

u alum olduğu :-;ibi İstiklal marşının güftesi Şair Akif * in olup bestesi zeki beyi:

İlk olarak sıra ile Şeyhülislam saçak

öperdi ondan sonra diğer ruhani re s ü r e n d e n ^um p a t riği, Ermeni, patriği, Papalık mümesilligi veya elçisi hahambaşı suryani ruhanileri ve saire ancak şeyhülislam dan gayrileri ancak yaş itibariyle protokolü takib ederlerdi, undan sonra Baş ^akan veya SADRAZAM ve sıra ile diegr eheyeti vükela yani nazırlar bugünkü deyi le bakanlar,daha sonra. Baş "^abeyinci ^abeyinciler «,er mimar,^svabcıbaşı.-^ekim

başı,^.erzi başı velhasıl bü ün saray mensubları geçerdi.

Bir husus üzerinde durmadan geçemiyecegim bugünkü Suudi arabistan n x n o^zeman emir diie adlandırılan mınasîâieleri,Ürdün emir! Mısır hıdivi Şok evvel ^unua be Libya o zeman Trablusaarb diye anılan eyalet beyi ^adışah huzurunda yere kapanö

klar arasında idiler.

Bu arada ^ ayranı Topları "erek saray önünde sıralanmış donanma ve elimiye kış­

( DOLMABAHÇE:SARAYI;8 )

lasından atılır, dışarıdaki Asker şunlardan müteşekildi. Basta °smanlı türk Orc Arnavut kiyafetinde ^rnavutluk Tür askerleri,"itmeli Askerleri şimdiki yunan­ lıların EPZlTîlLAR Osmanlı devrinden k a l m a d ı r . Bütün ar ab İmparatorluk orduları

hususi kiyf af etleriyle.

Af buyurun heyeti vükeladan sonra hepsi büyük üniformaları ilorı yabancı devlei

(9)

SULTAİT AEUÜLTrscÎD ilk Mebus an ne eli sini 19 Mart 1877 tarihinde bu salonda

açmış dır. İstanbul'un 1894 depreminde Abdülmecid bir Bayramlaşma merasiminde id. Bu salon muhtemel bir deprem düşünülerek inşa edilmiş olmasına rağmen deprem bütün şiddetiyle başlamış Avizeden parçalar düşmüş.Padişah bir ^anige sebeb olacağını düşünerek sükûnetle durmuş d u r . Paka t bundan sonra -¿akçe tarafında ka]

ile bir merdiven yapılmasını istemişdir.Simdi deniz cephesindeki kapıdan bahçej şıkılahilecegi gibi bu kısıadanda çakılabilir.Hareketler ökşkleri diye daha

evvel bahsi geçen kısımlardan anlaşılacağı üzere ou köşklerin yapılmasıda bu depremden sonra ele alınmış dır. 16 Kasım 1958 de AIEATÜRK ’UM KAT AH1ALİCE ouraya yapılmış ve İstanbul halkı katafalkın önünden geçerek ATATÜRK’E ihtiraıa ve tazi etmişdir.

( POLMABAIIÇE S A R A Y I: 9 )

Yunan çıralı ve kıraüıçası,İtalyan Reisi Cümhuru, İrak kıralı,Ürdün kıralı, Yugoslav KîtöSÜıDevlet aşksan,Libya kıralı şereflerine bu salonda resimi kabull

r tertip edilmişdir

D olm ab ah çe sarayının Bu rıhtımla sarayın o

önünde 600 metre usnr Tu cunda m e r m e r bir Rıhtım vardır, euhesi ve deniz arka cephesi ile saray livarları arasında!;:

sınır şerli halinde bahçesi vardır.

Bu bahçelerde saraydan

25

yıl daha evvel yaslı muazzam bir sedir ağacı,beyaz pembe re ukde çiçek açan kış Man o ly İ l a m , Maymun çamları Sokuya çamları, Ihlamur ağaçları ve hesabsız çok nadide ağaçlar bulunmaktadır.

Hem bahçelere ziynet vermek kemle yangına karşı bir tedbıı olnu üzene sarayın, ön ve arka bahçelerinde mliteadit havuzlarla giriş kapısı karşısında büyük ve

güzel bir havuz vardır.

Esas cephesi LOLLiABAHÇE Oaadesinde bulunan Camlı köşk vardır bu köşk uzun bir w

koridorla saraya bağlıdır, ^amlı köşkün kapalı istirahat dairesi olduğu gibi

nadide çiçeklerle süslü bir kıs bahçesi bulunmaktadır.

Sarayın arka bahçesinde etrafı ihata livarı ile çevreli sarayın y a p ı m m d a d a n beri muhafaza edilen - çık bir evliya fürbesi buİTinrıaktadır. Sarayın zemin kat - m d a bu türbeye yakın bir odada müteadit yeşil örtülü sendikalarla Örtülü devrin padişahının sevdiği evlad ve yakınlarının kabirleri bu oda da gömülü

bulunmaktahırlan .

Dolmabahçe sanayinin inşaatına 4 Milyon OsmanlI Altını sarf edildiği rivayet < edilmekdedir. ■‘7ı mikdar Günümüzde takriben yarın milyar Türk lirasını hayli

tecavüz etmekdedir.

Abdülaziz -^evrindede beylerbeyi ve *ıragan saraylarına sarf edilen para ile birlikde saraylar devlet hâzinesine çok ağır masrafa sokauşdur.

Bu yüzden büyük borçlara girisraişdir.Fatihlerin,Yavuzların Kanunilerin böyle

muhteşem sarayları yok idi.Fakat o devirlerde yapılan işlerin ne kadar muazze

(10)

C B0MAI3AIIGE oAJvAYlîTO )

Cümhurbaşkanı Sayın Celal bayar devrinde T.B.M.M. saraylar ^dürlüğüııe getirtilen sayın Zeki Akraanalp,bu sarayı harabiyeden kurtarmışdır. ^öyleki

^arayın bütün rölövelerini yapdırtımşıdr, binanın t n a m ı n ı gruplara ayırarak pli jpman dairesinde bir mttbkilat ve eclis idare heyetinin tüm ilgi sizliklerine

rağmen tahsisat koparmağa muvafak olmuş ve gerek binalar gerekse mefruşat ele alınmış dır# Ektiyle mefruşatı yapan el t e z g a h l a r ı m saraylar mutbakl arından buldurmuş bunları hereke fabrikasına teslim ederek o tarih.de artık odacılık yapc makda olan fabrikadaki eski ustalara eski desenlerine dokuma tarzlarına uygun döşemelikler sipariş ederek sarayın bütün döşemeliklerini saray döşemecilerine deglşdirmiş,perdeler yenilenmiş pyanolardaki iç akşamın keçeleri güveyler taraf: uıdan kerairilmiş bunlar a torbacıklar içinde naftlinler konularak kurtarılmış. İtalyan ustalarını buldurarak dahili tezyinatı tazelemeğe başlattırılmış.

Bahçedeki ışıklandırma fenerlerin fanozları sarayın inşasında sarayda camlar döl dölrü rmüş bunlar için döküm kalıplar vardı bunları paşabahçe fabrikasına verere

erek yeni cam fanozlar sipariş etti. Berem dairesinde sandıklar içindeki avize ve mefruşatı çıkartarak yerlerine yerleşdirtti.,^ahçedeld. kuşluk dairesini

Camlı köşkü rostone etti, "uayede salonunun kubbesinin üstündeki çok ağır ahşab çatıyı sökdürerek yerine hafif yangına mukavim demir konstrüksyon bir çatı inşa

ettirdi, 'uayede salonunun livarlarını zelzeleye karşı bağlantılarla bağladı. Gerek Saray gerekse -üdürlvk binası irtisama okuldu,

Beylebeyi sarayını ele aldı arayın tamir telvin i 'ler iyi e bt rabe-** buradaki artık miadını doldurmuş olan elektrik tesisatını yeniletti, beylerbeyi s a r ayımı

şartlardaki ahır köşkü, pembe köşkü ve dif er müştemilatı tamir ve telvin etti, ^alesef Bolmabahçe sarayının elektrikleri ele alınamadı ve günün birinde bir

felaketle bu. saray yok olabilir, Florya köşkü keza ele alındı tamir edildi teri* ve tanzim edildi, küçük su kasrı keza, bundan başka Aynalık kavak diye anılan

Haliçdeki kasırda ele alındı amma bilmem burada bir şeyleri yapılabildimi?

Şale ^öşkü bakımlı bir hale getirildi» Ihlamur köşkü o tarih.de belediyeye terk

edilmiş ne yazıkla, belediyein ilgisizliği ihmali yüzünden burada bir hayli zeman bahçıvanlar ve onların misafirleri barınarak harabeye çevirdiler•pimdi tekrar milli saraylara bağlanan Ihlamur köşk yine bakımsız perişan bir haldedir. Eski Müdür ^eki Akmanalp’m Gerek Bolmabahçede gerekse beylebern müştemilatında başlattığı restorasyonlar tamamen ihmal ve ilgisizlik içindedirler, netekim Bolmabahçe sarayının döşemelikleri perdeleri yine günceden yıpranmışdır kimse

bunları yenilemeye düşünmüyor,beylebeyindeki ^embe köşk ile ahır köşkü tamamen edilmişdir, ^eylerbeyin Mh1®|iIlIMMMrdMnsarayının sırtlara çıkan yollar taş basamak.' ar korkuluklar ve aralarındaki demirler pasdan yaprak yaprak dökülmekdedirler.

Kamıatı acizancme göre bunları yapmak için başta görgü bilgi ve şahsiyet sahibi biri bu i «in başında idareci olarak bulunmaktadır, -^atıda bu gibi işlerin başın- ki ressamlar v e y a mimarlar bulunurlar ve bunların unvanına arehiteete concerva-

teur diye isimlendirilirler.

(11)

f DOKflAlBAHQB ) I I .

kiklerde sttidler y- praış lisan bilen bir setti bu işin başında bulunduğu sıra

a işini ciciden sevmiş dürüst comme ilfaut ve sarayı herkese olduğu gibi her meman gelmesi muhtemel yabancılara karsı temsil sıfatına haiz bir insandı.

Bu muhterem satın müdürlüğünde T.B.M.M. Milli ar aylar mimarlığında geçiraigim

zeman benim için mesleğinin en güzel hatıraları ile geçmiş bir zeman. olmuşûur#

Yüksek Müh. imar İnşaat Müh. A.dihad Vedad “ek

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1918yılındaYeni Gün gazetesini kuran ve mütareke döneminin kötü akımlarıyla sava­ şan Abaiıoğlu, bu kez de gazetesini kapat­ mak zorunda kalarak, İstanbul’dan

karşımızda Ahmet Agaoğiu vai l Büyük M ille t Meclisinde de Recep Pekerin bu hayret verici değişmesine işaret edildiğini ga­ zetelerde gördük Şahısdan

I had talked to Ameri­ can relief workers and missionaries in Turkish Diabekr and Mardin, who told me that the Turks had now refused their Christian subjects

Lorsqu’elle voulait se montrer telle qu’elle était, elle devenait une femme très douce, intelligente, au.. courant de

Les Allemandes fortes, blondes, aux joues roses étaient pour la plupart sans chapeau, sans bas et marchaient rapidement avec les hommes, dans les robes qui les

La première voulait faire la connaissance d’une dame de Paris plutôt qu’elle ne dé­ sirait s(e flaire confecficJtaner

Nous sommes très contents de vous avoir parmi nous.. Mme Damgar et moi préférâmes prendre du

admettait la moxt, si 1 amour voir rudement lutté pour échapper Le jour où ayant rompu mes pouvait tuer, mais elle ne pouvait à la tourmente qui vous