• Sonuç bulunamadı

Boğaziçinde asayiş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Boğaziçinde asayiş"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARİHİ BAHİSLER |

.

-

;

rf

cj

j

y

= = s s â

Boğaziçinde asayiş

Yazan: Halûk Y. Şehsuvaroğlu^^^

Îstanbulun fethinden sonra yer yer köylerle kalabalıklaşan Boğaziçinde asayişin tem inine bostancıbaşılar m e­ m ur edilmişlerdi.

Saray ve kasırların muhafızlığında kullanılan bostancılar zam anla bir nevi askerî ocak haline sokulmuş ve Topkapı sarayı, Davudpaşa, Rami çiftliği, Kâğıdhane, Fenerbahçe, Üs­ k üdar sarayı civarlarile bütün Bo- ğaziçinin zabıta hizm etleri bu ocağa verilmişti.

Bostancıbaşılar Yalı köşkündeki i dairelerinde o tu ru rlar ve resm î gün­

lerde padişahın bindiği kayığın dü­ m enini kullanırlardı. İcabettikçe de gece ve gündüz büyük kayıklarile kendi idarelerine verilen kıyıları tef­ tiş ederlerdi.

Yalnız Topkapı sarayının üç, dört yüz bostancısı vardı. Diğer sem tlerde de karakol m evkiinde olan ocaklarda birer usta ile kâfi m iktarda bostancı bulunurdu. Boğaziçinin ocakları Çen­ gelköy, Küçüksu, Çubuklu, B üyük- dere, Baltalim am ve Kuruçeşm edey- di. (1)

İstanbulun diğer sem tlerinin zabı­ ta vazifeleri de m uhtelif m akam sa­ hihlerine verilm işti. Yeniçerilik k a l­ dırıldıktan sonra zabıta işleri b ir y er­ de birleştirilm iyerek gene ayrı d aire­ lere bağlandı.

Bu teşkilâtta Tophane ile Boğaz­ içinin Rumeli kıyıları Tophane Mü­ şirlerinin, Ü sküdar tarafı Hassa M ü­ şirlerinin idaresine verildi.

-İstanbulda 1845 de (polis nizamı) ismi altında b ir nizamname çıkarıl­ mış ve 1846 tarihinde de Zabtiye Ne­ zareti kurulm uştu.

Boğaziçinde h er devirde tam bir emniyet ve asayiş mevcud değildi. İm paratorluğun giriştiği m ütem adi h arb ler esnasında 17. asır sonları ile 18. asır başlarında Boğazın bazı ten ­ ha yerleri bilhassa kış m evsim lerin­ de, bir takım eşkıyaya yataklık edi­ yordu. Güzel b ir kasrı ile eski p a ­ dişahların uğradığı sem tlerden biri olan Bebek bile (bazı şekavet p i- şelere tenhalığı hasebile cayi penah olmaktaydı.)

Pasarofça sulhundan sonra Istan- bulda başlayan im ar faaliyetile Bo­ ğaziçi ve Haliç kıyıları te k ra r can­ landı. F ak at bu im ar ve hareket dev­ resinden bir m üddet sonra da Boğa­ zın sapa yerlerinde bazı yolkesicilik hâdiselerine rastlandı.

Baron de Tott hâtıralarında da Bo­ ğazın sapa yerlerinin emniyetsizliğin­ den bahsetm ektedir.

III. Selim Boğaziçinde emniyetsiz­ liği kaldırm ak ve halkm rahatını te ­ min edecek bir asayiş tesis etm ek is­ tedi. Boğazın uzak köylerine kadar bazı m eyhanelerde uygunsuz insan­ ların toplandığı ve sarhoşların ni­ zam ları bozan hâdiseler çıkardıkları görülüyordu. Padişah, içkinin yasak olduğunu ve m eyhanelerin kap an ­ masını bir ferm anile ilân etti. Buna rağmen em ir hilâfına Boğaziçinde bir takım m eyhanelerde içki satılm ası­ na ve nakline müsaade ettiğinden dolayı Bostancıbaşı Ebubekir azle­ dilerek Rodosa sürüldü. (2)

III. Selim devrinde Boğaziçinde (1) M ustafa P aşa N etayic-ül-vu­ kuat.

(2) Başbakanlık arşivi belediye dosyası 1067)

(3) Cevdet Paşa tarihi.

(4) Ahmed Rasim Bey, Osmanlı tarihi.

(5) B ahriye arşivi, M ektubî K ale­ mi sene 1859.

(6) Yıldız Başkitabet Dairesinden Bahriye Nezaretine yazılı 4648 num a­ ra ve 31 ağustos 1321 tarihli tezkere.

büyük bir em niyet kurulm uş, asayiş çok yoluna girmiş ve halk sabahlara kadar m usiki ve şiir âlem lerile eğ­ lenip zevk etmeye koyulm uştu. O yıllarda (zürafa ve şüâra meydan ai­ di ve fenni musiki pek ziyade revaç buldu. Kâğıdhane, Boğaziçi, Çamlıca mesireleri seyircilerle doldu, zevk ashabı korkusuzca gündüzün bu m i- sillü cay-i ferahfezalarda gezer ve yaz geceleri kayıklara binip h a ­ nende ve sazendeler ile m ehtab sey­ rine giderlerdi.

Hiç bir yerde zabitan tarafından seyircilerin eğlencesine keder v ere­ cek ve zevku safasm a halel getire­ cek b ir m uam ele edilmezdi. Lâkin bir taraftan bir n âra-i m estane ve â r- bede-i bîedebane dahi işitilmezdi. Doğrusu eğlence, zevku safaca İs- tanbulun pek güzel bir âlem i ve Bo- ğaziçinin en parlak b ir devri idi. (3)

Kabakçı M ustafanm ortaya çıkm a- sile şehrin asayişi te k ra r bozulmuş, Boğaziçinde de y er yer nizam lara ay­ k ırı h areketler görülür olmuştu.

H attâ indirilen III. Selimin yerine geçen IV. M ustafa b ir gün Beşiktaş- ta (Gülşenabâd) kasrında hemşiresini ziyarete gittiği esnada zorbalar bir hâdise çıkarıp bostancılara çatm ışlar ve yol üstünde büyük bir arbedeye sebebiyet verm işlerdi.

1816, 1817 yıllarında da İstanbul âdeta b ir hükûm etsizlik içindeydi, herkes kanunun kendi hüküm leri d e­ mek olduğuna inanmıştı. (Bir bostan­ cı, bir kadın yüzünden bir ham alı öldürm üş ve b ir kayığa binerek Bo- ğaziçine kaçmıştı. Bunun üzerine h a ­ m allar toplanıp silâhlanm ışlar ve bostancılarla kayıkçıları öldürm ek i- çin hücum a geçmişlerdi.) (4)

1859 tarihinde bazı şahısların ge­ celeri filika ve m avnalarla Boğaz­ içinde dolaştıkları ve şuna buna za­ ra r verm ekte oldukları haber alın­ mış ve lim an tarafından (nöbet fili­ kaları) gezdirilm eye başlanılmıştı. Üzerlerinde kılıçtan başka silâh bu- lunm ıyan bu filikalardaki kaptan ve çavuşlara b ir m ukabele anında k u l­

lanmaları için tüfekler de verilmişti. (5).

1868 senesinde de (Boğaziçinde y a ­ lısı olmıyan bazı kesanm sefahet i- çin gece ve gündüz sandallar ile do­ laştıkları ve edebe m ugayir bazı h a­ reketlere cesaret etm ekte oldukları) görülm üş ve bunlar m em urlar ta ra ­ fından yaklanarak Haliçte Tersane­ nin Sütlüce anbarlarm a gönderilm e­ ye başlanmışlardı.

Boğaziçinde kayıklarile dolaşan, halkı rahatsız eden bu gibilerden baş ka bazan da balıkçı kayıklarile y a­ lılarda hırsızlık yapm aya çıkan sa­ bıkalılar görülürdü.

1873 senesinde Vaniköyüne de böy­ le hırsızlar dadanmış ve köylüler B ahriye ve Zabtiye Nezaretlerine m üracaat etmişlerdi. Bunun üzerine Boğazda te k ra r karakol gemisinin çıkarttığı (karakol sandalı) devriye gezmeye başlamıştı.

II. Abdülham id zamanında Boğaz­ içinde eski gece âlem leri yapılmaz olmuş ve bu sularda gayet sıkı in­ zibat tedbirlerine başvurulm uştu.

Bu em irlere riâyet etm iyenler şid­ detle takib olunur ve M abeyin Baş- kitabetinden Bahriye N ezaretine bu gibiler hakkında daima tezkereler

yazılırdı. Böyle bir tezkerede; (saat dan verilm em esi) bildiriliyordu. (6). on ikiden sonra kayık ve sandalların II. Abdülham id devrinde Boğaziçi- işlemesi mem nu olduğu halde hüvi- nin yasaklarından biri de V. M ura- yetleri m eçhul bazı İslâm ve H ıristi- dm oturduğu Çırağan sarayı önünde yanların kayık ve sandallara rakiben alınmıştı. Bu sarayın önüne gemiler ve leylen saat beş ve altıya kadar demirliyemez ve kayıkl.ar yakından B üyükdere lim anında gezmekte ve şu geçemezlerdi. Bu gibi hallerde de raya buraya gitm ekte oldukları h a - Mabeyinden, B ahriye Nezaretine d er- ber alındığından bu gibi ahvale m ey- hal ih ta r tezkereleri gönderilirdi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Oysa bir zaman önce bura- da sıra sıra yalılar vardı; o bir zaman çok eski değil, bundan tam 45 yıl önce.. O zaman Boyacıköy başında Bolu mebu- su Habib Bey yalısı

Yazıhanesinin başında otururken bir kâğıt üze- rine gelişi güzel bir kaç çizgi ile güzel bir başlık, bir motif ve bazan bir karikatür yapıverdiği görülürdü..

Muhtelif memleketler hastahane'crinde, îon zamanlarda tatbik edilen vc yazıda bahsi oe«en, di|inda tesis edilen, bir hücredeki elektrik menbnından, katı nakit « l l i p s e

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık

Bütün bu pencerele- rin pervazları çimento ile yapılmış olduğu gibi camları da sabittir ve yalnız içerdeki havanın icab ettiği zamanlarda de- ğiştirilmesi için

Üç ay önce sol kulak önünde bafllayan flifllik ve a¤r›, iki ay- d›r süren ifltahs›zl›k, 15 gündür devam eden atefl yüksekli¤i ne- deniyle nonspesifik bir

O tarihe kadar gümrük mevzuatında bulu­ nan, Kurumun yetkisi dahilinde olup da hiç el atılmamış bir konu, tamamen Genel Müdür Çelik Gülersoy'uıı

Araflt›rmaya anti- biyotik kulland›¤› tespit edilen ‹ç Hastal›klar› Servisi’nden 17, ‹nfeksiyon Hastal›klar› Servisi’nden 14, Gö¤üs Hastal›klar›